Dış Ticaret Politikasının Ekonomi Politiği Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman 1.Serbest Ticaret Görüşü 2 Serbest ticaret savunusu, hükümetler ticaret politikası uygulayarak piyasa fiyatlarında bir sapma yaratmadığında, üreticilerin ve tüketicilerin kaynakları en etkin bir şekilde tahsis edeceği görüşüne dayanmaktadır. Serbest ticaret, firmaların ve endüstrilerin ölçek ekonomilerinden yararlanmalarını sağlar. Korunan piyasalar, endüstrilerin yığılmasını engelleyerek, dışsal ölçek ekonomilerinin olumlu etkilerini sınırlandırır. 3 Serbest Ticaret Görüşü (devam) Serbest ticaret, rekabet ve yenilik fırsatları gibi dinamik faydaların ortaya çıkmasını sağlar. Serbest ticaret, kaynakların, rant kollama davranışı nedeniyle kaybını engeller. Serbest ticaretin politik argümanı, serbest ticaretin en iyi uygulanabilir politika olduğudur. Serbest ticaretten sapan herhangi bir politika, hızla politik gruplar tarafından manipüle edilebilir ve bu da ulusal refahın azalmasına yol açar. 4 2. Serbest Ticaret Karşıtı Görüşler: Müdahaleciliğin Tarihine Kısa Bir Bakış Merkantilizm A. Smith: “Bir ülkenin gümrük vergilerini kaldırmasını, diğer ülkelerin de kaldırmasına” bağlar. J. S. Mill: “ekonomi politikası ilkelerine dayanarak koruyucu gümrük tarifelerinin savunulabileceği tek hal, geçici olarak o ülkenin koşullarına tamamıyla uyan yeni bir sanayinin yerleşmesi için konuldukları haldir.” A. Hamilton (1757-1804): İmalat Üzerine Rapor, 1790. Amerikan sanayinin, İngiliz sanayi karşısında korunması, sadece refah değil güvenlik açısından da önemlidir. H. Carey (1793-1879): tarım ve sanayide sürekli koruma. S. N. Patten: 20.yüzyıl başları, Himayeciliğin Ekonomik Esasları, serbest ticaret ve ücretlerin eşitlenmesi. 5 Serbest Ticaret Karşıtı Görüşler (devam) F. List (1789-1846) ve Alman Tarihçi Okulu: sanayide geçici koruma, «Bebek Endüstri Tezi». Stolper - Samuelson: serbest dış ticaret yoluyla faktör fiyatlarının eşitlenmesi. J.M Keynes: gümrükler yoluyla ithal mallarına talebin daralması, yerli mallarının tüketimindeki artış çarpanın büyüklüğüne bağlı olarak mili gelir ve istihdamı artırır. 6 3. Gelişmekte Olan Ülkelerde Müdahaleciliğin Gerekçeleri İşbölümü ve uzmanlaşmaya dayalı karşılaştırmalı gelişmekte olan ülkeler açısından olumsuz etkileri üstünlüklerin G.Myrdal, GOÜ ihracat yapısı, ilksel mal ticareti ve dış ticaret hadleri, sanayileşebilmek için korumacılığın gerekliliği. Singer-Prebish Tezi, hammadde üretiminde uzmanlaşmanın GOÜ’ler üzerindeki olumsuz etkisi. Teknolojik gelişmenin gelir arttırıcı etkisinden yararlanamamaları. GOÜ’lerde ihraç mallarının gelir-fiyat elastikiyetleri. R.Nurkse, dış ticaret GOÜ’lerin tüketim kalıplarını olumsuz etkiler. Lüks mallar ithalatı arttıkça tasarruflar azalır, hammadde ilkel mallar ihracatı, lüks mallar, AR-GE malları ithalatı. Dengeli kalkınma için ithal ikamesine yönelik sanayileşme stratejisi İthal İkamesine Yönelik Sanayileşme-İhracata Yönelik Sanayileşme 7 4.Uygulamada Dış Ticaret Politikası: İthal İkamesine Yönelik Sanayileşme İthal ikamesine yönelik sanayileşme, 1980 öncesinde, pek çok düşük ve orta gelirli ülkenin izlediği bir ticaret politikasıdır. Bu politikanın amacı, ülkede üretilmesi olanaklı malların ithalatını sınırlandırarak, yerli üretimi güçlendirmektir. Bu politikanın temel dayanağı, bebek endüstri tezidir: Ülkeler belki bazı endüstrilerde potansiyel olarak karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptirler. Fakat bu endüstriler, ilk başta, diğer ülkelerdeki köklü rakipleri ile rekabet edemeyebilirler. Bu endüstrilerin kendilerini güçlendirmeleri için, hükümetler onları geçici süreyle (uluslar arası rekabete hazır hale gelene dek) desteklemelidirler. 8 İthal İkamesine Yönelik Sanayileşme (devam) Latin Amerika ülkelerindeki bu sanayileşme politikası, 1950’li ve 1960’lı yıllarda imalat sanayinin gelişmesini sağlamıştır. Fakat asıl amaç, imalat sanayinin güçlendirilmesi değil; ekonomik kalkınmanın sağlanmasıydı. Türkiye’de Kalkınma Planları ile birlikte «İthal İkamesine Yönelik Sanayileşme Stratejisi» 9 İthal İkamesine Yönelik Sanayileşme (devam) İthal ikamesine yönelik sanayileşmenin etkileri! Önemli bir sanayileşme tabanı oluşturdu.. Yeni endüstriler, ticaret kısıtlamaları nedeniyle veya ona rağmen, rekabetçi olmadılar. İthal ikamesine yönelik sanayileşme maliyetliydi ve kaynakların israf edilmesine neden oldu: Karışık ve zaman alan düzenlemeler gerektiriyordu. Tüketiciler ve ithal girdi kullanan firmalar yüksek tarife oranlarına maruz kaldılar. 10 Uygulamada Dış Ticaret Politikası: İhracata Yönelik Sanayileşme (Ticari Serbestleşme) Ticari serbestleşme gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi sağladı mı? Serbest ticareti benimsemiş olan bazı düşük ve orta gelirli ülkeler, ithal ikameci sanayileşme politikasını benimseyen ülkelere kıyasla, daha yüksek ortalama büyüme oranlarına ulaştılar. 1980’lerin ortasına kadar, pek çok hükümet ithal ikamesine olan güvenini yitirdi ve ticareti serbestleştirmeye başladı. Özellikle Hindistan ve Brezilya’da tarife oranlarında keskin bir düşüş yaşandı. Gelişmekte olan ülkelerdeki ticari serbestleşme, ticaret hacminde önemli artışları beraberinde getirdi. 1970-1998 döneminde, özellikle 1985 yılı sonrasında, GSYİH içinde ticaretin payı üç kat arttı. Gelişmekte olan ülkelerin toplam ihracatı içinde mamul malların payı arttı. Ticarete açıldıkça, olağanüstü büyüme oranlarına sahip gelişmekte olan ülke sayısı arttı. 11 Ticari Serbestleşme (devam) Pekii, Ticari serbestleşme kalkınmayı sağladı mı? Bulgular karışık.. Brezilya ve diğer Latin Amerika ülkelerinde ticaret serbestleştikten sonraki büyüme oranları, ithal ikameci dönemdekinden düşük olmuştur. 1980’den sonraki düşük büyüme sürecinde, makroekonomik istikrarsızlığın ve finansal krizlerin rolü büyüktür. Hindistan gibi diğer ülkeler ise ticaretin serbestleştirildiği 1980 yılından sonra çok hızlı bir büyüme kaydetmişlerdir. Fakat böyle bir sonucun ortaya çıkmasında ticaretin serbestleştirilmiş olmasının katkısı tam olarak belirlenemez. Bazı iktisatçılar, Heckscher - Ohlin modelinde öngörüldüğü gibi, ticaretin serbestleştirilmesinin gelir eşitsizliğini artırdığını öne sürmüşlerdir. Gelişmekte olan ülkeler büyüme oranlarını artırmakla birlikte yoksullaşan büyüme sürecine girebilmektedir. 12 Ticari Serbestleşme Asya’nın Yükselişi İthal ikamesi yerine, Doğu Asya’daki bazı ülkeler, hedef endüstriler belirleyerek, bu endüstrilerin ihracatının artmasını teşvik edecek ticaret politikaları uygulamışlardır. Japonya, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore, Singapur, Malezya, Tayland, Endonezya ve Çin, çeşitli sektörlerde hızlı büyüme ve genel olarak yüksek ekonomik büyüme rakamlarına ulaşmışlardır. Bu durum, ihracata yönelik büyüme kanalıyla da gelişmenin mümkün olduğunu göstermiştir. Ancak Meksika ve Brezilya gibi Latin Amerika ülkeleri de ticaretlerini serbestleştirmelerine ve ihracata yönelmelerine rağmen, Asya ekonomilerinin başarıları ile karşılaştırılabilir bir sonuç alamamışlardır. Latin Amerika’da bu sonuçların ortaya çıkması, Asya mucizesinde başka faktörlerin de önemli rol oynadığını göstermektedir. 13 Asya’nın Yükselişi (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) ABD’ye kıyasla Kişi Başına Düşen GSYİH (%) Güney Kore Çin Hindistan 14 Asya’nın Artan Ticareti (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) GSYİH İçinde İhracatın Payı Güney Kore Çin Hindistan 15 İthal İkamesine ve İhracata Yönelik Sanayileşme Politikalarının Değerlendirilmesi 1. İthal ikamesine yönelik sanayileşme, düşük ve orta gelirli ülkelerde, yerli ürünlere rakip olan malların ithalatını kısıtlayarak ekonomik büyümeyi sağlamayı amaçlamıştır. 2. İthalata yönelik sanayileşme görüşünün teorik dayanağı olan bebek endüstri tezi, yeni endüstrilerin, piyasa başarısızlıkları nedeniyle geçici olarak korunmaları gerektiğini ifade eder: Üretim sürecinde tasarruf, borç alma ve yatırımları kısıtlayan eksik/aksak finansal varlık piyasaları Üretim sürecinde özel yatırımlardan faydalanma problemi 16 İthal İkamesine ve İhracata Yönelik Sanayileşme Politikalarının Değerlendirilmesi (devam) 3. İthal ikamesine yönelik sanayileşme 1950’li ve 1960’lı yıllarda denenmiş; fakat 1980’lerin ortalarından sonra ticari serbestleşme öne geçmiştir. 4. Serbestleştirilmiş ticaretin ulusal refah üzerindeki etkisi hala tartışmalıdır. Ticaret, bazı sektörlerde büyümeyi sağlamıştır. Ticaretin, toplam büyüme oranını artırdığını söylemek fazla iddialı olacaktır. Ticaretin, gelir eşitsizliğine neden olduğu tartışması da sürmektedir. 17 İthal İkamesine ve İhracata Yönelik Sanayileşme Politikalarının Değerlendirilmesi (devam) 5. Bazı Doğu Asya ekonomileri, ithal ikamesine yönelik sanayileşme yerine ihracata yönelik sanayileşmeyi benimsemişlerdir. Yüksek ihracat ve ithalat hacimleri ve görece düşük ticaret kısıtlamaları, bu politikanın temel özellikleridir. Bu politikanın toplam ekonomik büyümeye ne ölçüde katkı sağladığı belirsizdir. Çünkü bazı ülkeler başarılı sonuçlar elde edememiştir. 18 5. Hangi Endüstriler Korunur? Tarım: ABD’de, Avrupa’da ve Japonya’da seçmenlerin az bir kısmını temsil etmesine rağmen çiftçiler, önemli ölçüde sübvansiyon almakta ve ticari koruma altında tutulmaktadır. Örnekler: Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası, Japonya’nın ithal edilen pirince %1000 oranında tarife uygulaması, Amerika’nın şeker kotası uygulaması. Tekstil: tekstil (kumaşın işlenmesi) ve konfeksiyon (kumaşın giyecek haline gelmesi). 2005’e kadar, ABD ve pek çok ülkede, tekstil ve giyim ihracatçılarına, Çok Elyaflılar Anlaşması çerçevesinde belirlenen imtiyazlar uygulanmıştır. Korumacılığın Teorik Gerekçeleri 19 Ekonomik Olmayan Gerekçeler Ulusal güvenlik ve savunma amaçlı korunma A.Smith: «savunma servetten daha önemlidir» Ekonomik çıkar gruplarının politik baskıları Kültürel değerlerin korunması, tarihi eserlerin korunması Kamu güvenliği ve sağlığı gerekçeleriyle korunma, Çevrenin, hayvan ve bitki sağlığının korunması Korumacılığın Teorik Gerekçeleri 20 Ekonomik Gerekçeler Ekonomik Kalkınma: Liberal ekonomi-otarşi İç Ekonomik İstikrar: İstihdamın Artırılması, Büyüme, Fiyat İstikrarı Ödemeler Bilançosu- Dış Ticaret Dengesizliklerinin Giderilmesi Devlete Gelir Sağlama Yurt içi Piyasalarda Sapmalar: Optimum Koşulların Bozulması Bebek Sanayilerin Korunması-dış rekabetten korunma Damping ve Sübvansiyona Karşı Korunma Ülkeler Arasındaki Ücret Farklılıkları Üretim Maliyetlerinin Eşitlenmesi: Bilimsel Tarife Görüşü Dış Ticaret Hadlerinin İyileştirilmesi: Optimum Tarife Görüşü Dış Piyasaya Açılırken Devlet Desteği ile Monopolleşme: Stratejik Dış Ticaret Politikası Piyasada Optimum Şartlarının Bozulması 21 Tarım Pd Pf Ps T α P’ P, C C’ I I’ 0 T Sanayi 22 Optimum Şartlarının Bozulduğu Bir Piyasada Tarifeler ve Sübvansiyonların Etkileri Tarım Pf’ Pf Pf’’ Pt T C’’ P Pt C 0 C’ P’’ T Sanayi 23 Bebek Sanayilerin Tarifeler Yoluyla Korunması Sanayi Pf’ T’ Pf C’’ C Pt T P’’ P’, C’ P 0 T Tarım 24 Eksik Rekabet Piyasaları-haksız rekabet Eksik rekabetçi endüstriler, tipik olarak, monopol kârı veya aşırı kâr elde eden az sayıda firmanın hakim olduğu endüstrilerdir. Aşırı kârlar, tüm alternatif maliyetleri aşan gelirlerdir: ekonomide eşit derecede riskli başka alanlardaki yatırımlardan kazanılabileceğinden daha yüksek kâr. 25 Serbest Ticaret Durumunda Monopolcü (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) Serbest ticaret durumunda ithalat 26 Tarife ile Korunan Monopolcü (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) t kadar tarife uygulandığında ithalat 27 DAMPİNG Damping, bir malın dış piyasalarda iç piyasadan daha düşük bir fiyattan satılmasıdır. Bir malın ihraç fiyatı üretim maliyetinin altındaysa da damping olarak tanımlanır. Bir malın ithalatçı ülke piyasasında “normal fiyatı” nın altında satılmasıdır. (GATT, madde VI.) 28 Damping Türleri Sürekli damping Geçici damping Yıkıcı damping Konjonktürel damping Sübvansiyon dampingi Sosyal damping Eko-damping 29 Damping tekelci bir firmanın fiyat farklılaştırmasıdır. Denge için; firmanın iç ve dış piyasadaki satışlarından sağladığı marjinal hasılatların birbirine eşit olması gerekir. MR f MRd 1 1 Pm 1 Pf 1 e e f d 30 Dampingli İhracat P MC H Pd G Pm E’ Pf F ATC Df=MRf AVC r E Pa A 0 qd qm MRd qf Dd=AR q 31 İthalatçı Ülkede Dampinge tarife yoluyla müdahale P MC G Pm A Pp B Pd ATC C F Pf E MR 0 qm Sf Dd=ARd qa q Fiyat Farklılaştırması ve damping Price Domestic market Price Foreign market PDomestic PExport MC MR QDomestic MC DDomestic Quantity MR QExport DForeign Quantity 33 Dampingin başarılı olması için iki koşul gerekir: İç ve dış piyasalar birbirinden ayrılmış olmalıdır. Malın farklı piyasalardaki fiyat talep elastikiyetlerinin farklı olması gerekir. Dampinge müdahale edilmeli mi? Tüketiciye etkisi Üreticiye etkisi Haksız rekabet! 34 Dış Ticaret Hadlerinin İyileştirilmesi: Optimum Tarife İhracatı tümüyle önleyen bir ihracat vergisi (negatif ihracat sübvansiyonu) de ülkenin durumunu kötüleştirir. Fakat ihracat vergisi, ticaret hadleri kanalıyla ulusal refahı artırabilir. İthalatı tümüyle önleyen bir tarife oranı, ülkenin durumunu kötüleştirirken t0 gibi bir tarife oranı, ulusal refahı maksimize eder: optimum tarife. Karşı argüman: diğer ülkelerin, büyük ülkelere karşı ticaret kısıtlamaları ile misilleme yapma ihtimalini göz ardı etmektedir. 35 Optimum Tarife (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) Ulusal refah Optimum tarife, Önleyici tarife oranı, Tarife oranı Optimum Tarife (teklif eğrileri ile gösterilişi) 36 a2 Kumaş A1 K0 P1 K1 A P a1 b1 B K2 0 B1 B0 Buğday 37 Kartel Kartel, üreticilerin fiyat, piyasa paylaşımı, teknoloji transferi vb. konularda kendi aralarında açıkça ve resmen veya gizlice yaptıkları anlaşmalardır. Kartellerin Sakıncaları: Tüketicilerin sömürülmesi, Eksik kapasite kullanımı, AR-GE çalışmalarının yapılmaması, Dış piyasaya açılmak istememe, Ucuza üretilen malların karşılaştırmalı üstünlüklerinin giderilmesi, Rantların doğması. 38 Kartellerin Olası Yararları: Teknik bilgi alışverişine olanak sağlama, Malların standartlaşması, Reklam masraflarından tasarruf, Politik gerginliklerin önlenmesi, Faktör israfının ve piyasa dalgalanmalarının önlenmesi. 39 Chamberlin Modeli H.Chamberlin,The Theory of Monopolistic Competition,1933 P A Pk MC1 MC2 MCk MC3 MCk E Dk MRk 0 q1 q2 q3 qk q 40 Kartellerin Başarı Koşulları R. Caves (1977)’e göre kartellerin başarı şartları şöyle sıralanabilir: Talep elastikiyeti düşük olmalıdır, Firmalar kartele girmekte istekli olmalıdır, Potansiyel satıcılar olmamalıdır, Alıcıların örgütlenme olanağı olmamalıdır, Mal homojen olmalıdır, Üyeler kartele sadakatle bağlı kalmalıdır. 41 Eksik Rekabet ve Stratejik Ticaret Politikası Eksik rekabetçi bir endüstride, hükümetin verdiği sübvansiyonlar, aşırı kârların yabancı firmadan yerli firmaya aktarılmasını sağlayabilir. Örnek (Brander-Spencer Analizi): İki firma (Boeing ve Airbus) uluslararası piyasada rekabet etmektedir ve iki farklı ülkede yerleşiktirler (ABD ve AB). Her iki firma da uçak imal etmektedir; fakat her bir firmanın kârı diğerinin davranışına bağlıdır. Her bir firma, kâr düzeylerine bakarak üretme ya da üretmeme kararı vermektedir. 42 İki Firmalı Rekabet (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) 43 Eksik Rekabet ve Stratejik Ticaret Politikası(devam) Tahmin edilen çıktı, önce hangi firmanın yatırım yapacağına/üreteceğine bağlıdır. Eğer önce Boeing üretirse, Airbus üretmeyi kârlı bulmayacaktır. Eğer önce Airbus üretirse, Boeing üretmeyi kârlı bulmayacaktır. Fakat AB’nin Airbus’a sübvansiyon vermesi, Boeing’in davranışından bağımsız olarak, Airbus’ın üretmesini kârlı hale getirerek, çıktıyı değiştirir. 44 Airbus Firmasına Verilen Sübvansiyonun Etkisi (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) 45 Eksik Rekabet ve Stratejik Ticaret Politikası(devam) Eğer Boeing AB’nin Airbus’ı sübvanse edeceğini düşünürse, endüstriye girmekten vazgeçecektir Bu nedenle, 25 birimlik sübvansiyon, Airbus’ın 125 birim kâr elde etmesini sağlayacaktır. Sübvansiyon, dış rekabetteki bu caydırıcı etkisi nedeniyle, kârları kendisinden daha fazla miktarda artırır. 46 Eksik Rekabet ve Stratejik Ticaret Politikası(devam) Yerli firmaya üretimde stratejik bir avantaj sağlayan hükümet politikasına stratejik ticaret politikası adı verilir. Analizin eleştirisi: Stratejik ticaret politikasının kullanımı firmalar hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olmayı gerektirir. Dış misillemelerle de sonuçlanabilir. Stratejik ticaret politikası, diğer ticaret politikaları gibi, politik alanda güçlü gruplar tarafından manipüle edilebilir. 49 Dış Ticaret ve Çevre Zengin ülkelerin standartlarına kıyasla, düşük ve orta gelirli ülkelerde çevre standartları oldukça özensizdir. Bu nedenle serbest ticarete de karşı çıkabilmektedirler. Aslında dış ticaretin çevreye olumsuz etkileri olmakla birlikte, aslen üretim ve tüketim faaliyetleri, ticaret yapılmasa bile çevreyi aşındırmaktadır. Uluslar arası ticari faaliyetler üretim ve tüketimi artırmak yolu ile bu etkiyi daha da güçlendirmektedir. 50 Ticaret ve Çevre (devam) Bazı çevreci aktivistler, ticaret müzakerelerinde çevresel standartların da yer almasını istemektedir. Ancak, yabancı ülkeler tarafından uygulanan çevre standartlara, düşük ve orta gelirli ülkelerin hükümetleri karşı çıkmaktadır. Uluslararası standartlar, korumacı bir politika aracı veya yerli üreticilerin bu standartları karşılamaması halinde davalara esas olarak kullanılabilir. Yüksek gelirli ülkeler tarafından belirlenen standartlar, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki üreticiler için maliyetli olabilir. 51 Ticaret ve Çevre (devam) Fakir ülkeler büyürken, bir bakıma ticaret sayesinde, daha fazla üretme ve tüketme olanağına kavuşurlar. Bu da daha fazla çevresel tahribata neden olur. Fakat ülkeler zengin bir şekilde büyürken, daha sıkı çevre koruma önlemleri için de bedel ödemek isterler. Bu iki düşünce çevresel Kuznets eğrisi ile temsil edilmektedir: Çevresel tahribat ile kişi başına gelir arasındaki ters “U şeklindeki” ilişki 52 Çevresel Kuznets Eğrisi (Krugman, Obstfeld ve Melitz (2012)) Çevresel Tahribat Kişi Başına Düşen Gelir 53 Ticaret ve Çevre (devam) Zengin ülkeler daha sıkı çevresel düzenlemelere sahip oldukları için, çevre açısından tehlike arz eden faaliyetler fakir ülkelere kayabilir. Kirlilik sığınağı, sıkı çevresel kontrollere tabi ekonomik faaliyetlerin, daha gevşek düzenlemelerin olduğu diğer ülkelerdeki yeridir. Şimdilik, uluslararası ticaret olmadığında ortaya çıkan kirliliğe kıyasla kirlilik sığınaklarının önemsiz düzeyde olduğuna dair kanıtlar vardır. 54 Karbondioksit Emisyonları (Krugman, Obstfeld ve Melitz, (2012)) Karbondioksit Emisyonları (milyon ton) 55 Ticaret ve Çevre (devam) Bazı ülkelerdeki kirlilik, diğer ülkelerde negatif dışsallığa neden olabilir. Örneğin, Çin’deki üretim Kore’de (veya ABD’nin batı kıyısında) hava kirliliğine neden olabilir. Kirlilik diğer ülkelerde negatif dışsallıklara yol açtığı ölçüde, bu ülkeler konunun uluslararası müzakerelerde yer almasını talep etmektedir. Karbondioksit emisyonları negatif dışsallığa neden olan bir kirlilik örneğidir ve uluslararası müzakerelerde ele alınmaktadır. 62 Kaynakça Acar, Sadık, (2004), Uluslararası Reel Ticaret: Teori, Politika, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, İzmir. Krugman, Paul, Maurice Obstfeld ve Marc Melitz, (2012), International Economics: Theory and Policy , 9/E, Pearson. Seymen, Dilek, (2002), “Dış Ticarette Yeni Korumacı Eğilimler ve Türk Dış Ticareti Açısından Değerlendirilmesi”, (Dan. Prof. Dr. Sadık Acar), Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 4, Yıl: Ekim-Aralık 2002. Hoekman, Bernard ve Michel Kostecki, (1995), The Political Economy of the World Trading System, From GATT to WTO, Oxford University Press. Dünya Ticaret Örgütü’nün Resmi İnternet Sitesi: www.wto.org