5/10/2013 HAYVANSAL DOKULAR - 2 HAYVANSAL DOKU TİPLERİ Epitel Doku Ektoderm Mezoderm Endoderm Bağ ve Destek Doku Mezenşim Mezoderm Kas Doku Mezoderm Sinir Doku Ektoderm 1 5/10/2013 1.EPİTEL DOKU 2.BAĞ DOKU 2 5/10/2013 2.BAĞ DOKU a) Öz Bağ Dokusu -Gevşek lifli öz bağ dokusu -Düzensiz sık lifli öz bağ dokusu -Düzenli sık lifli öz bağ dokusu -Yağ dokusu b) Destek Doku -Kıkırdak doku -Kemik doku c) Kan Dokusu 2.BAĞ DOKU Bağ doku hücreleri 3 5/10/2013 3.KAS DOKU (Kalp Kası) (İskelet Kası) (Düz Kas) Hareketi sağlayan, sitoplazmada yer alan myofibril adı verilen kasılabilme yeteneğindeki lifsi yapılardır. Kas dokusunun kontraksyonu ile vücudun hareketi, kalbin atışı, solunum, iç organların çalışması gibi faaliyetler gerçekleşir. 3.KAS DOKU Kas hücreleri ve onların hücresel yapıları ile ilgili isimlendirmeler sarcos’tan (kas) gelen özel bir terminoloji ile verilir: Örn., kas hücre zarı: sarkolemma, sitoplazma: sarkoplazma, endoplazmik retikulum: sarkoplazmik retikulum, mitokondrium: sarkozom gibi. Kas dokularında hücrelerarası boşluklar oldukça azdır. Doku sinir fibrilleri ve vasküler sistem açısından oldukça zengindir. Yapısal ve fonksyonel özelliklerine göre: Düz, Çizgili ve Kalp Kası. Fibrillerin uzunluğu boyunca düzenli enine bandlar çizgili ve kalp kasında bulunmasına rağmen, düz kasta yoktur. Fonksiyonel olarak kas ya istemli ya da istemsiz olarak çalışır. 4 5/10/2013 3.KAS DOKU Düz Kas (İç Organlar Kası) İnce, uzun hücreler iğ şeklindedir. Tek olan nukleus hücre şekline uyacak şekilde yassılaşmış olup sitoplazma içinde merkezi bir konumdadır. Miyofibriller hücre içinde dağınık şekilde bulunurlar. Miyofibriller actin ve myosin kompleks proteinlerinden yapılıdırlar. Kasılmaları istemsiz olan düz kas dokusu sindirim borusunda, sindirim sistemine bağlı bezlerin kanallarında, arter ve venlerin yapısında, mesanede, geniş lenf kanallarında ve deride bulunur. Deride düz kas hücreleri tek olarak ya da küçük gruplar halinde, barsakta ise tabakalar şeklinde tanzim edilmiştir. Hareket genelde yavaş, fakat uzun sürelidir 3.KAS DOKU Düz Kas Örnek 1: Düz kas dokusu (kurbağa mesanesi) 5 5/10/2013 3.KAS DOKU Çizgili Kas (İskelet Kası) Uzun ve silindirik hücreler kaynaşmışlar syncytium teşkil etmişlerdir. Dolayısıyla 40 mm kadar uzunluktaki hücreler multinuklear tiptedirler. Çapları 10-100 µm. Nukleuslar sarkolemmanın hemen altında yer alırlar. Silindirik hücrenin geri kalan kısmını ise, sarkoplazma boyunca uzanan yoğun myofibriller doldurmuştur. Sarkoplazma çok sayıda sarkozom, küçük Golgi apareyleri, yağ damlaları ve glikojen içerir. Işık mikroskopu ile, sarkoplazma içinde ardarda gelen enine açık ve koyu bandlar görülür. Myofibrillerin yapısal özelliklerinden doğan açık bandlar ışığı bir kez kıran (izotrop bölge ya da I bandı), koyu bandlar ise ışığı iki kez kıran (anizotrop bölge ya da A bandı) bölgelerdir. Çizgili kasın kasılması istemli, hareketi hızlıdır. Düz kasa oranla çabuk yorulur. 3.KAS DOKU Çizgili (İskelet) Kas Örnek 2: Çizgili (iskelet) kas dokusu (tavşan/fare bacak kası) Aktin ve miyozinden yapılı olan miyofibriller, bu protein zincirlerin birbiri içinde kayar gibi yer değiştirmeleri ile, kasın kasılma (kontraksiyon) ve açılma‐gevşeme (relax) hareketini ortaya koyarlar. Koyu A bandının ortasında bir H bölgesi (açık renkte), onunda ortasında M çizgisi görülür. Açık I bölgesinin ortasında ise Z çizgisi vardır. İki Z çizgisi arasına sarkomer (bir kas birimi) denir. 6 5/10/2013 3.KAS DOKU Kalp Kası Çizgili olmasına rağmen hareketi istemsizdir. Kalp kası kalbin myokardium tabakasında ve kalbe bağlı büyük damarların çeperlerinde bulunur. Her bir kalp kası hücresi takriben 100 µm uzunlukta, 15 µm çaptadır. Multinuklear tipteki hücreler çizgili kastan farklı olarak hücre demetleri arasında dallanmalar ya da anastomozlar yaparlar. Nukleuslar da sarkolemmanın hemen altında değil, hücrede merkezi konumludurlar. Kalp kası fibrillerinin uç uca eklendiği yerlerde interkalar disk adı verilen özelleşmiş bağlantı bölgeleri bulunur. 3.KAS DOKU Kalp Kası 7 5/10/2013 3.KAS DOKU Kalp Kası Örnek 3: Kalp kası dokusu (tavşan/fare kalp kası) 4.SİNİR DOKU Nöron adı verilen özelleşmiş sinir hücreleri ile nöroglia ve nörolemma olarak adlandırılan bağlayıcı-destekleyici hücrelerden oluşur. Doku elemanları yaygın bir dolaşım sistemi ile metabolik olarak desteklenirler. Nöronlar boyca büyümüş, bölünme yeteneklerini kaybetmiş, gerek iç ve gerekse dış çevreden uyartı alıp nakledebilecek şekilde farklılaşmışlardır. Beyin Merkezi sinir sistemi Omurilik SİNİR SİSTEMİ -Omuriliğe giren-çıkan sinirler Periferal sinir sistemi -Bu sinirlerin iç organlardaki uçları -Ganglionlar (küçük sinir hücre yığınları Anatomik olarak, sinir sistemi beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemi diğer tüm sinir dokusunu içine alan periferal sinir sistemi kısımdan oluşmuştur. Fonksiyonel olarak da, somatik ve otonomik kısımlar halinde ayrılır. 8 5/10/2013 4.SİNİR DOKU Nöronda, nukleus içeren hücre gövdesi perikaryon ya da soma ve hücre gövdesinden çıkan bir veya çok sayıda sitoplazmik uzantılar bulunur. İnce, kısa ve dallanma gösteren uzantılara dendrit, kalın, uzun ve dallanma göstermeyenlere akson. 4.SİNİR DOKU Dendritler Nukleus Nukleolus Sitoplazma Nissl tanecikleri (gelişmiş GER yapıları) Akson Örn.: Multipolar sinir hücreleri (Omurilik boz maddesi) Hücre sitoplazması: nöroplazma, sitoplazma içinde uyartı ileten fibrilsi yapılar: nörofibril, sitoplazmadaki ergastoplazmik granüller: Nissl cisimcikleri, hücre gövdesi: perikaryon. 9 5/10/2013 4.SİNİR DOKU Hücreler uzantılarının sayı ve konumuna göre : Unipolar (1); sadece akson (gözün retinasında fotoreseptör hücreler) Bipolar (2); bir dendrit ve akson (duyu nöronları) Multipolar (3); çok sayıda dendrit ve bir akson (motor nöron, Purkinje hüc.) Pseudounipolar (4) nöronlarda akson ve dendrit sinir hücre gövdesinden birlikte çıkar ve belli bir mesafeden sonra ayrılırlar. 4.SİNİR DOKU Boz madde Ak madde Örnek: Multipolar sinir hücreleri (Omurilik boz maddesi) Fonksiyonel olarak ; bez ve kaslar gibi efektor organları kontrol eden motor nöronlar, iç ve dış ortamdan uyartıları alan duyu nöronları. Ara nöronlar ise diğer nöronları birbirine bağlar. 10 5/10/2013 Merkezi sinir sisteminde nöron aksonları lipoprotein yapısında bir myelin kılıf ile kaplıdır. Bu kılıfın esas fonksiyonu akson ile çevre dokular arasında elektriksel yalıtkanlığı sağlamaktır. Periferal sinir sistemi aksonları çevresinde myelin kılıfa ilaveten, Schwann (nörolemma) hücrelerinin oluşturduğu Schwann kılıfı adlı ikinci bir kılıf bulunur. Bu kılıf üzerinde yer yer Ranvier boğumları adı verilen daralmalar görülür. 4.SİNİR DOKU Örnek: Multipolar sinir hücreleri (Omurilik boz maddesi) Nöroglia makroglia (astrositler, oligodendrositler), mikroglia ve ependymal hücrelerden meydana gelmiştir. Bu hücreler myelin oluştururlar, fagositiktirler ve nöronlar için destek oluşturarak beslenmelerini sağlarlar. Bu hücrelerden makroglia ve ependyma ektoderm, mikroglia ise mezoderm orijinlidir. 11 5/10/2013 4.SİNİR DOKU Örnek: Multipolar sinir hücreleri (Omurilik boz maddesi) Duygu Hücreleri 4.SİNİR DOKU Dış ortamdan gelen uyartıları almak üzere özelleşmiş sinir hüc. Uyarı alış şekillerine göre ; Primer Duygu Hücresi: Hücrenin aldığı uyartı hücreye ait sitoplazmik uzantılarla en yakın sinir hücresine iletilir. Omurgalı gözünün retina bölgesindeki hücreler bu tiptedir. Sekonder Duygu Hücresi: Duygu hücresinin aldığı uyartı en yakın sinir hüc.ne bu sinir hüc.den duygu hücresine uzana sitoplazmik uzantılar vasıtasıyla nakledilir. Tad alma duyusu bu tip hücrelerce iletilir 12 5/10/2013 ÇOĞALMA VE GELİŞME Canlıların en önemli özelliklerinden birisi, kendilerine benzer yeni canlılar meydana getirebilme yetenekleridir. spontaneous generasyon (kendiliğinden yaratılış) ya da abiogenesis. Francesco Redi eti izole ederek kokuşturdu ve hiçbir canlının kendiliğinden oluşmadığını kanıtlamıştır. Daha sonraları Pasteur tarafından da desteklenmiştir. Bir canlıdan yeni bir canlının meydana gelmesine biogenesis ya da çoğalma denir. Çoğalma olayı, eşeysiz ve eşeyli iki şekildedir. ÇOĞALMA VE GELİŞME Eşeysiz Çoğalma: 1 Amitoz bölünme Yeni bir yavru ya da birey, tek bir canlıdan meydana gelir. Protozoonlarda eşeysiz çoğalma, canlının genellikle amitoz bölünme ile, doğrudan doğruya eşit iki yavru vermesidir. Ciliata – Paramecium eninen amitoz Flagellata (Kamçılılar) – boyuna amitoz. 13 5/10/2013 ÇOĞALMA VE GELİŞME Eşeysiz Çoğalma: 2. Tomurcuklanma Bu hayvanlarda meydana gelen yeni yavru birey, genellikle ana bireyin küçük bir parçasından ya da bölgesinden gelişir. Buna tomurcuklanma ya da tomurcukla çoğalma adı verilir. Çok hücrelilerde sadece aşağı organizasyonlu hayvanlarda, yani bazı omurgasızlarda görülür. Örn., Hydra ÇOĞALMA VE GELİŞME Eşeysiz Çoğalma: 2. Tomurcuklanma Bu tip eşeysiz üremeye süngerler ve tunikatlarda da rastlanır. Eğer tomurcuklanma ile oluşan yeni fertler ana fertten ayrılmıyorlarsa koloni olarak adlandırılan fert toplulukları meydana gelir. Eşeysiz Çoğalma: 3. Regeneration Hayvanlarda bu şekilde, parçalanmalar sonucu kaybolan kısımların onarılarak tamamlanması olayına regeneration denir. Eğer hayvan önemli bir eksiğini bu yolla giderebiliyor, yani bir anlamda bu şekilde eşeysiz üreyebiliyor ise, söz konusu total rejenerasyon’dur. Basit yapılı omurgasızlarda. Sadece basit yaralar onarılabiliyorsa, yani fert sayısının artması söz konusu değil ise, bu durumda kısmi rejenerasyon’dan bahsedilir. Bu olay, insanın da dahil olduğu tüm hayvan grupları için geçerlidir. 14 5/10/2013 ÇOĞALMA VE GELİŞME Çoğalma: Eşeyli Yeni bir birey, dişi ve erkek karakterde farklı iki eşem hücresinin birleşerek bir zigot meydana getirmesi ve bu zigotun gelişimi sonucu oluşur. Daha ziyade yüksek organizasyonlu hayvanlar için tipik olan eşeyli üremeye bazı protozoonlarda bile rastlamak mümkündür. Örn., Paramecium’da konjugasyon. Sporozoa’da, Plasmodium’da belli devrelerde (insan kanında eritrositler içinde) gamet benzeri farklı iki tip hücre meydana getirilir ve bir zigot oluşturulur. Çok hücreli hayvanların eşeyli çoğalmalarında erkek ve dişi serbest eşem hücreleri oluşturulur. Çok küçük boyutlu olan erkek eşem hücresine sperma ya da spermatozoon (sperma: tohum, zoon: hayvan); daha büyük boyutlu dişi eşem hücresine ise yumurta ya da ovum denir. Bu eşem hücreleri gonad adı verilen özelleşmiş organlarda oluşturulur. Sperma oluşturan organa testis, ovum oluşturana ise ovarium adı verilir. Bazı hayvanlarda dişi ve erkek gonadlar aynı hayvan üzerindedir. Örn. toprak solucanında durum böyledir. Böyle hayvanlara tek eşeyli ya da monoecious (monos: bir, oecium: ev), bir başka deyişle hermafrodit hayvanlar denir. Erkek ve dişi gonadları ayrı ayrı fertlerde bulunan hayvanlara ise ayrı eşeyli veya 15 5/10/2013 Eşeyli Çoğalma: ÇOĞALMA VE GELİŞME Yeni bir birey, dişi ve erkek karakterde farklı iki eşem hücresinin birleşerek bir zigot meydana getirmesi ve bu zigotun gelişimi sonucu oluşur. Daha ziyade yüksek organizasyonlu hayvanlar için tipik olan eşeyli üremeye bazı protozoonlarda bile rastlamak mümkündür. Örn., Paramecium’da konjugasyon. Sporozoa’da, Plasmodium’da belli devrelerde (insan kanında eritrositler içinde) gamet benzeri farklı iki tip hücre meydana getirilir ve bir zigot oluşturulur. Çok hücreli hayvanların eşeyli çoğalmalarında erkek ve dişi serbest eşem hücreleri oluşturulur. Çok küçük boyutlu olan erkek eşem hücresine sperma ya da spermatozoon (sperma: tohum, zoon: hayvan); daha büyük boyutlu dişi eşem hücresine ise yumurta ya da ovum denir. Bu eşem hücreleri gonad adı verilen özelleşmiş organlar tarafından oluşturulurlar. Sperma oluşturan organa testis, ovum oluşturana ise ovarium adı verilir. Bazı hayvanlarda dişi ve erkek gonadlar aynı hayvan üzerinde ise tek eşeyli ya da monoecious (monos: bir, oecium: ev), veya hermafrodit hayvanlar. Örn. toprak solucanı. Erkek ve dişi gonadları ayrı ayrı fertlerde ise ayrı eşeyli veya dioecious hayvanlar denir. Omurgalıların neredeyse tamamı ve omurgasızların çoğunluğu 16 5/10/2013 ÇOĞALMANIN ÖZEL TİPLERİ METAGENESIS (Döl Değişimi ya da Almaşı) (meta: sonra; genesis: yaradılış, köken) Daha ziyade bitkiler için karakteristik bir çoğalma şekli olan metageneze bazı hayvanlarda da rastlanır. Eşeyli ve eşeysiz üreyen döllerin almaşlı bir şekilde birbirini izlemesi Koloni oluşturan sölenterlerden Obelia’da, bazı parazit yassı kurtlarda ve bazı bir hücrelilerde, örn. bir Sporozoa üyesi olan ve sıtma hastalığını yapan Plasmodium’da metagenez gözlenmektedir. ÇOĞALMANIN ÖZEL TİPLERİ PARTHENOGENESIS (Parthenos: bakire; genesis: köken, yaradılma) Dişi yumurta hücresinin bir spermatozoon ile birleşmeden gelişmesi ve bir canlı oluşturması olayıdır. Omurgasızlardan su pirelerinde, çalı çekirgelerinde, bazı kelebeklerde, hortumlu kın kanatlıların bazılarında, yaprak bitlerinde, bazı arı türlerinde, karıncalarda, omurgalılardan ise Doğu Anadolu ve Kafkasya’da dağılış gösteren Kafkas kertenkelesinde görülmektedir. Kraliçe arının bıraktığı döllenmemiş yumurtalardan partenogenetik olarak erkek arılar meydana gelir. 17 5/10/2013 ÇOĞALMA İLE İLGİLİ BAZI TERİMLER Tek Yumurta İkizleri: Döllenmiş bir yumurta hücresinden iki ya da daha fazla yavrunun meydana gelmesidir. Zigotun ilk bölünme evrelerinde oluşan yavru hücreler birbirinden ayrılarak bağımsız gelişim gösterirler. Sonuçta birbirine benzeyen bireyler oluşur. Eğer birden fazla yumurta hücresinin ayrı ayrı spermler aracılığı ile aynı anda döllenmesi olayı geçekleşir ise, çift yumurta ikizleri söz konusudur. Bu şekilde oluşan bireyler birbirlerine benzemezler. Oviparous Hayvanlar: (L. ovum:yumurta; pario: üretmek, taşımak) Yumurta bırakan, yani dişinin vücudu dışında açılan yumurtalar üreten hayvanlar. Kuşlar, böceklerin çoğunluğu, sürüngenler, balıkların bir kısmı, bazı kurbağalar. Ovoviviparous Hayvanlar: (L. ovum: yumurta; vivus: canlı; pario: üretmek, taşımak) Kuluçka devresini dişinin vücudu içinde geçiren ve dişinin vücudunda açılan yumurtalar üreten hayvanlar. Bazı böcekler, köpek balıklarının ve tropikal akvaryum balıklar. Viviparous Hayvanlar: (L. vivo: canlı; pario: üretmek, taşımak) Dişi vücudunda özel organlarda muhafaza edilen ve plasenta aracılığı ile dişinin dolaşım sistemi tarafından beslenen yumurtalardan gelişen canlı yavrular üreten, yani canlı doğuran hayvanlardır. Memelilerin çoğunluğu böyledir. EMBRYOLOJİ Zigot oluşumu ile birlikte embryonun gelişimi başlar. Zigot ard arda gelen mitoz bölünmelerle hücre sayısını arttırarak embriyoyu meydana getirir. Zigotun bölünme şeklinde yumurta hücresinin tipi, yumurtada bulunan sitoplazma ve besin maddesi yani vitellüs miktarı önemli rol oynar. Bu nedenle zigotun bölünmesine geçmeden önce hayvanlardaki yumurta hücresi tiplerinin ve özelliklerinin bilinmesi gerekir. Yumurta hücresi hücre zarı, nukleus, sitoplazma ve sitoplazma içinde az veya çok miktarda vitellüsden oluşur. Şekli genelde küreseldir. Hücrede farklı iki kutup ayırt edilir: Oogenesis esnasında kutup hücrelerinin atıldığı taraf animal kutup adını alır. Hücre sitoplazması genelde bu kutupta yoğunlaşmıştır. Bu bölgenin karşı tarafı ise vegeteal kutup’dur. Vitellüs genelde bu kutuptadır. 18 5/10/2013 EMBİRYOLOJİ YUMURTA TİPLERİ (Gr. Lesithos: yumurtanın besin maddesi, vitellüs) İçerdikleri vitellüs miktarına ve vitellüsün hücre içinde dağılışına göre üçe ayrılırlar: 1. Alesital Tip Yumurta: Miktarı az olan vitellüs sitoplazmanın her tarafına eşit olarak dağılmıştır. Ör. Deniz kestanesi yumurtaları. 2. Telolesital Tip Yumurta: Fazla olan vitellüs yumurtanın vegetal kutbu tarafında toplanmıştır. Sitoplazma ve nukleus ise animal kutba itilmiştir. Hafif ve ileri telolesital olmak üzere iki tipi vardır. a) Hafif Telolesital Yumurta: Sitoplazma ve nukleus animal kutupta, vitellüs ise vegetal kutuptadır. Hücre az çok küremsidir. Ör. Kurbağa yum.. b) İleri Telolesital Yumurta: Vitellüs yumurtayı hemen tümüyle doldurur. Sitoplazma ve nukleus animal kutupta çok küçük bir alana itilmiştir. Hücre elipsoid şekillidir. Ör. Kuş 3. Sentrolesital Tip Yumurta: Bol vitellüs yumurtanın her yanını doldurur. Çeperde sitoplazma ince bir tabaka halindedir. Vitellüs kitlesinin merkezinde yer alan nukleus etrafında da ince bir tabaka sitoplazma vardır. Hücre basık elipsoid şekillidir. Ör. Böcek 19 5/10/2013 ZİGOTUN BÖLÜNMESİ (SEGMENTASYON) Yumurta tipine bağlı olarak değişen segmentasyon şekilleri şunlardır: 1. Holoblastik Total-Equal (Tam-Eşit) Segmentasyon: Alesital yumurta tipinde görülür. Hücre bölünmesi tamdır. Yani her bölünme sonucu hücreler iki tam yavru hücre verirler. Bu yavru hücrelerin, yani blastomer’lerin (Gr. Blastos: embriyo, Meros: parça, kısım) boyları da eşittir. Zigotun ilk bölünmesi meridyonel olup animal kutuptan vegetal kutba doğru iki eşit blastomere ayrılır. 2. bölünme de meridyonel ama ilk bölünmeye dik konumludur. 3. bölünme ekvatoryal olup sonuçta 8 eşboylu blastomer oluşur. Bölünmeler devam ettiğinde dut tanesi benzeri bir blastomer kümesi yani morula (Gr. Morus: dut, -ula eki: küçüklük) meydana gelir. (şekil) 2. Holoblastik Total-İnequal (Tam-Eşit Olmayan) Segmentasyon: Hafif telolesital yumurta tipinde görülür. Hücre bölünmesi yine tamdır, ancak oluşan blastomerlerin boyutları farklıdır. İlk iki bölünme yine meridyoneldir ve eşit boyda 4 blastomer oluşur. 3. bölünme ekvatorialdir ama bölünme düzlemi animal kutba daha yakındır. Dolayısıyla animal kutup tarafında oluşan 4 blastomer daha küçük boyda (mikromerler), vegetal kutup tarafında oluşan 4 blastomer ise daha büyük boydadır (makromerler). 20 5/10/2013 ZİGOTUN BÖLÜNMESİ (SEGMENTASYON) 3. Meroblastik (Diskoidal) Segmentasyon: İleri telolesital yumurta tipinde görülür. Bölünme sadece animal kutupta olur, yani vegetal kutup bölünmeye katılmaz. Sitoplazma ve nukleusun bölünmesi ile oluşan blastomerler, vegetal kutup tarafında bölünmeye katılmayan yumurta sarısı üzerinde disk benzeri bir yapı oluştururlar. 4. Superfıcial Segmentasyon: Sentrolesital yumurta tipinde görülür. Hücrenin merkezinde yer alan nukleus ard arda bölünmeler ile çok sayıda yavru nukleus oluşturur. Bunlar yumurta periferinde yer alan sitoplazma tabakasına doğru, vitellüs içinden göç ederler. Çevredeki sitoplazma nukleus sayısına bölündüğünde, bu bölgede çok sayıda blastomerin oluşturduğu bir hücre tabakası yani blastoderm meydana gelir. 21 5/10/2013 22 5/10/2013 ZİGOTUN BÖLÜNMESİ (SEGMENTASYON) BLASTULA (Gr. Blastos: embriyo, -ula eki: küçüklük) Bu evrede blastomerler oluşturmuş oldukları kümenin merkezinden uzaklaşarak periferine sıralanırlar ve blastoderm adı verilen hücre tabakasını meydana getirirler. Merkezde kalan, içi sıvı dolu boşluk blastocoel’dür (Gr. Koilos: boş). Holoblastik total equal segmentasyon sonucu oluşan blastulaya coeloblastula; Holoblastik total inequal segmentasyon sonucu oluşan blastulaya stereoblastula; Meroblastik segmentasyon sonucu oluşan blastulaya discoblastula; Superficial segmentasyon sonucu oluşan blastulaya ise periblastula denir. ZİGOTUN BÖLÜNMESİ (SEGMENTASYON) GASTRULA (Gr. Gaster: Karın, mide; -ula eki: küçüklük) Bu evrede tek tabakalı blastodermden germinal tabakalar olarak bilinen ektoderm, endoderm ve mezoderm farklılaşır. Daha sonraki gelişim evrelerinde, ektodermden deri ve sinir sistemi; mesodermden iskelet, kaslar, dolaşım, boşaltım sistemleri ve eşem organları; endodermden ise solunum sistemi, sindirim borusu ve bezleri meydana gelir. Genelde, segmentasyon tipine bağlı olarak başlıca 3 gastrula tipi vardır: 1. Invaginasyon: Total-equal segmentasyon sonucu oluşan blastulanın vegetal kutbu yakınlarında bir girinti meydana gelir. Burası blastopor ya da ilk ağızdır. Girinti teşkili ile dışta kalan blastomerler ektodermi, içte kalanlar endodermi oluşturur. Endodermin sardığı boşluk gastrocoel ya da ilk barsaktır. 2. Epiboli: Total-inequal segmentasyonda vegetal kutbun büyük ve daha yavaş bölünen makromerleri, animal kutbun daha hızlı çoğalan küçük mikromerleri tarafından sarılır. 3. Involüsyon: Superficial segmentasyonda blastodermi oluşturan hücrelerin bir kısmı daha sonra blastocoel içine göç ederek endodermi oluştururlar. Mesoderm tabakası endodermden ayrılan mezenşim hücreleri tarafından meydana getirilir. (şekil) 23 5/10/2013 24