Proteinlerin yapısında bulunmayan aminoasidler

advertisement
AMİNO ASİDLER ve
PROTEİNLERİN YAPILARI
Prof.Dr. Ayşe CAN
Prof. Dr. Nuriye AKEV
Proteinler
•Prot(o): Ben bir numarayım
•%50-55 C,
•%20-25 O,
•%15-17 N, (N oranı hemen hemen
daima sabit, ortalama %16)
•% 5-7 H,
•%0.4-2.5 S içerirler.
•Proteinler büyük moleküllü,
•Dayanıksız maddeler
•Isı, ışık, asid ve bazla bozunurlar
•DENATÜRASYON
•Amino asidler peptid bağları
PROTEİN
•Doğada 22 farklı amino asid var
NH2
R
CH
COOH
2( 1
Amino asid genel formülü
(R: alkil kökü)
Amino asidlerde numaralandırma
1. Karboksil grubunun karbon
atomuna “1”, ona karşı karbon
atomuna “2” numara verilerek
numaralandırma yapılabilir.
2. Karboksil grubuna komşu olan
karbon
atomuna
“”,
ondan
sonrakine
“”
denilerek
numaralandırma yapılır.
• Doğada bulunan amino asidler, -amino asidlerdir, yani amino
grubu -karbon atomunda bulunur. Prolin ve hidroksiprolin ise
imino grubu içerirler.
• -Ornitin, GABA, -alanin, sırasıyla ,  veya  amino grupları
içerirler.
• -Bütün canlıların proteinlerinin yapısında bulunan amino asidler “L”
konfigurasyonu gösterir.
• -Glisin dışındaki bütün amino asidler asimetrik C atomu içerirler,
bu nedenle de optikçe aktiftirler.
İzoelektrik nokta (İ.P.)
•Amino asidlerin iç tuz halinde
bulundukları yani elektrikçe nötral
oldukları pH’a izoelektrik nokta
denir.
•Her amino asidin kendine özgü bir
İ.P.’sı vardır.
Proteinlerin yapısında bulunmayan
aminoasidler
• β-alanin:
CoA biosentezi
• Homoserin:
Aspartik asid , serin ve
•
sistein biosentezi
• Homosistein:
Metionin biosentezi
• Ornitin
Üre biosentezi
• Sitrulin
• Kreatin:
Kas kasılması
Hormon yapısı olan amino asidler
•Monoiodotirozin (MIT)
•Diiodotirozin (DIT)
•Triiodotironin (T3)
•Tetraiodotironin (T4)
Glisin
Endojen
•Asimetrik karbon atomu yok.
•Kollajen ve elastinin yapısında bulunur.
•Safra asidleri ile glikokolik asid
oluşturur.
•Glutation’un yapısında yer alır.
•Zehirsizleştirme reaksiyonlarında rolü
var (benzoil glisin:hipurik asid)
•Glisinüri: glisinin geri emiliminde
bozukluk
Alanin
(2-amino propiyonik asid)
(3-amino propiyonik asid)
H2C NH2
CH3
HC NH2
CH2
COOH
 - Alanin
COOH
 - Alanin
Endojen
• Anserin:
β- alanin + 3 metil histidin
• Karnosin:
β- alanin + histidin
• Pantotenik asid: Yapısında β- alanin var
CH3
CH3
CHNH2
COOH
Alanin
Transaminasyon
C=O
COOH
Piruvik asid
Eksojen
Eksojen
Transaminasyon
Valin
2-Okso-3-metilbutirik asid
Metilmalonil-CoA
Suksinil-CoA
TCA
Transaminasyon
Lösin
2-Okso-4-metilvalerik asid
3-Hidroksi-3-metilglutaril-CoA
Asetil-CoA
Asetoasetik asid
CoA
Asetoasetil-CoA
2 mol Asetil-CoA
Hidroksi amino asidler
Serin
(2-amino-3-hidroksipropiyonik asid)
CH2OH
CH-NH2
COOH
Endojen
CH2OPO3H2
CH2OPO3H2
CH2OPO3H2
Dehidrojenasyon
CHOH
C=O Transaminasyon
CHNH2
COOH
COOH
COOH
3-Fosfogliserik asid
CH2OH
Serin
CHNH2
COOH
Pi
3-Fosfohidroksi piruvik asid
-H2O
CH-NH2
COOH
fosfataz
CH2OH
O3- Fosfoserin
Serin
CH3
C=O
serin dehidrataz
PLP
COOH
Piruvik asid
CH2 OH
CH-NH2
COOH
Serin
- CO2
CH2 OH
CH2 NH2
Etanolamin
(Kolamin)
+ CH3
CH2 OH
+
CH2 N(CH3)3
Kolin
Treonin
(2-amino-3-hidroksibutirik asid)
CH3
CHOH
CH-NH2
COOH
Eksojen
Monoamino dikarboksilli asidler
Aspartik asid
(Amino süksinik asid)
COOH
CH2
CH-NH2
COOH
Endojen
Asparagin
CO-NH2
CH2
CH-NH2
COOH
Bitkilerde azot yedeği
İnsanda bulunmaz
Glutamik asid
(2-aminoglutarik asid)
COOH
CH2
CH2
CH-NH2
COOH
Endojen
Transaminasyon
COOH
Alanin
Piruvik asid
CH2
CH2
C=O
COOH
CH2
alanin aminotransferaz
COOH
2-Oksoglutarik asid
-Ketoglutarik asid)
CH2
CH2-NH2
COOH
Glutamik asid
Transaminasyon
COOH
COOH
CH2
+
Piridoksal
fosfat
Piridoksamin
fosfat
COOH
CH2
COOH
CH2
CH2
CH-NH2
C=O
COOH
COOH
glutamat okzalasetat
transaminaz (GOT) =
aspartat transaminaz (AST)
Aspartik asid 2-Oksoglutarik asid
CH2
+
CH2
C=O
CH-NH2
COOH
COOH
Okzalasetik asid
Glutamik asid
Oksidatif dezaminasyon
COOH
H2 N
CH
COOH
NAD +
veya
NADP+
NADH+H+
veya
NADPH+H+
CH2
CH2
C
O
CH2
L-glutamat dehidrojenaz
COOH
L-Glutamik asid
CH2
COOH
2-Oksoglutarik asid
Glutamin:
Zehirsizleştirme reaksiyonlarında rol oynar.
• Fenilasetik asidin zehirsizleştirilmesi
Amino grupları
(KC dışı dokularda)
Glutamik asid + NH3
NH3 (zehirli)
Glutamin
Karaciğer
Diamino monokarboksilli asidler
Eksojen
Endojen
Kükürtlü amino asidler
Endojen
Eksojen
CH2SH
H2O
H2S, SO32- veya SCN
CH3
CH-NH2
C=O
COOH
COOH
Sistein
Piruvik asid
sülfit oksidaz
SO32- + O2 + H2O
SO42- + H2O2
İdrarda SO42- iyonu halinde atılır
Zehirsizleştirmede rol oynar
+ NH3
Sistinüri
• Sistin yanında, lizin, arginin,
ornitin’in böbrek tubuluslarından
geri emilmesinde doğuştan
bozukluk
• İdrarda artmış sistin miktarı
• Sistin taşları
İdrarda sistin kristalleri
Sistin taşı
Metionin
CH2 S CH3
CH2
CH-NH2
COOH
NH2
N
N
CH3
+
S
CH2
CH2
CH2
H
C-NH2
N
N
O
H
H
H
OH
H
OH
COOH
S-Adenozilmetionin (SAM)
• Kolamin
• Guanido asetik asid
• Glisin
metil glisin)
• Norepinefrin
• Nikotinik asid
Kolin
Sarkosin,
Kreatin
Betain
(N- trimetil glisin)
Epinefrin
Trigonellin
(N-metil nikotinik asid)
(N-
Guanido gruplu amino asidler
Arginin
(2-amino-5-guanidovalerik asid)
H2N-C-NH-CH2-CH2-CH2-CH-COOH
NH2
NH
Erişkinler için endojen
Bebek ve çocuklar için eksojen
Siklik (halkalı) amino asidler
Karbosiklik amino asidler
Fenilalanin
(2-amino-3-fenilpropiyonik asid)
CH2CH-COOH
NH2
Eksojen
Fenilketonüri (PKU) Hastalığı
• Kalıtsal fenilalanin-4-monooksijenaz yokluğu.
• Fenilpiruvik ve fenil laktik asid kanda birikir.
• Fenilpiruvik asid % 15 mg’ın üstünde (normali % 2 mg)
• Fenilalanin dokularda ve beyinde birikir. (Zeka geriliği)
• Yenidoğanda PKU testleri yapılıyor.
• Hastalığın insidansı 1/20.000
• (Türkiye’de 1/4.500)
• Tirozin oluşmadığı için, tirozinden oluşan melanin
de oluşamaz (sarı saç, açık ten)
• Kusma (bebeklerde en erken belirti)
• Spastisite (istemsiz kol ve bacak hareketleri)
• Hiperaktivite
• İdrar, nefes ve terde karakteristik “fare sidiği”
(küf) kokusu
• Çevreye karşı ilgisizlik
• Hastalık ilk defa Norveçli Doktor Ivar Asbjørn Følling
(1888-1973) tarafından 1934 yılında tanımlanmıştır.
• Yeni doğan bebeklerden topuktan alınan birkaç
damla kan ile yapılan Guthrie testi ile tanı koyulur
Følling’s disease=Phenylketonuria
• In 1934 at Rikshospitalet, Dr. Følling saw a young
woman named Borgny Egeland. She had two children,
Liv and Dag, who had been normal at birth but
subsequently developed mental retardation. When
Dag was about a year old, the mother noticed a strong
smell to his urine. Dr. Følling obtained urine samples
from the children and, after many tests, he found that
the substance causing the odor in the urine was
phenylpyruvic acid. The children, he concluded, had
excess phenylpyruvic acid in the urine, the condition
which came to be called phenylketonuria (PKU).
Dr. Ivar Asbjørn
Følling 1934
2009 yılında ödül
verilmiş
Dr. Robert Guthrie
1963
PKU için mama çeşitleri
• Comida
• PKU-1,2,3,
• POENSGEN
• Ketonil
• Lofenalac
• Fenilalaninsiz özel
diyet yıllarca (en az
ergenliğe kadar)
• Aspartam yasak (ömür
boyu)
• Doğum sonrası tarama
• Prenatal tanı (Aile
hikayesi olanlarda
bilhassa) DNA analizi
ile
COOH
H2C
O
CH2 O
H3N--C--C--NH--CH--C--OCH3
L-Aspartil-L-fenilalanin metil esteri
ASPARTAM
• Hürriyet Cumartesi 14.6.2009
• 12 yaşındaki Sevde Kılınç, kısa adı PKU olan fenilketonüri hastası.
Ancak bu sorunla dünyaya gelen pek çok çocuktan daha şanslı.
Çünkü doğduğu hastanede topuğundan alınan bir damla kandan
hastalığı erken yakalanmış, ailesi önlem alabilmişti. Sevde’de bu
hastalığa bağlı zihinsel ve bedensel herhangi bir sorun gelişmedi.
• Sevde, sadece meyve sebze yiyor etin, sütün çikletin dahi tadını
bilmiyor
Tirozin
(-amino--(4-hidroksifenilalanin)
HO
CH2CH-COOH
NH2
Endojen
Tirozin metabolizması bozuklukları
•Alkaptonüri: Homojentizat
dioksijenaz eksikliği, Slovakya ve
Dominik Cumhuriyetinde yaygındır.
•Homojentizik asid: Alkapton adı da
verilir.
•Albinizm: Tirozinaz eksikliği
Alkaptonüri
Alkaptonüri hastalığı 1990’lü yılların başlarında
Archibald Garrod tarafından bulunan ve enzim
eksikliğine bağlı olduğu saptanan ilk kalıtsal
hastalıktır.
Enzim eksikliği sonucu homojentizik asid vücutta
birikir, idrarla fazla miktarda atılmaya başlar. Doku
ve idrardaki homojentizik asid oksijenle karşılaşınca
benzokinona dönüşür. Benzokinonlar ise melanin
benzeri polimerler oluşturur ve bağ dokusuna
yerleşerek okronozis denilen, dokuda kahverengisiyah renkte koyulaşmaya yol açar.
• Homojentizik asid ve
ürünlerinin birikmesi,
doku renginde siyahlaşma
dışında kemik, eklem,
omurga ve kalp
kapaklarında bozulma
yapar .
• İdrarda siyahlık, İç
çamaşırında ve
çarşaflarda siyah
beneklenme
• Sklerada ilerleyici
beneklenme
• Okronotik eklem
bozukluğu karakteristik
bulgular
• Son zamanlarda
kullanılmaya başlanan
nitisinon başlıca ilacı gibi
görünmektedir .
Albinizm
Albinizm, insanda bilinen en eski metabolik
hastalıktır. İncil'de bile tanımlanmıştır. Bütün
ırklarda görülebilen bir hastalıktır. Kalıtsaldır ve
tedavisi bulunmamaktadır.
 Bir albinonun derisi ve saçları süt beyazı, göz
irisleri pembedir; gözbebekleri ise, ışığın pigmentsiz
damar tabakadaki kanda yansıması nedeniyle kırmızı
gözükür.
Tirozinaz enzimi kromozom 11 üzerindeki tirozinaz
geni tarafından üretilir ve bu genin mutasyonu bir
çeşit albinizme neden olur; çünkü değişmiş gen
tarafından üretilen enzim doğru olarak çalışmaz.
• Deri çok ince ve beyazımsı (ya da hafifçe pembe),
kıllar (ya da tüyler) beyazdır.
• Gözlerin gözbebekleri pembe, ağ tabakadan
yansıyan ışık kırmızıdır.
• Gözler ışığa duyarlıdır ve genellikle astigmattır.
• Derilerinde renk pigmentleri bulunmadığı ya da az
bulunduğu için güneşten gelen zararlı ışınlar vücuda
girer ve fazla güneş altında bulunmaları ölümlerine
bile yol açabilir.
Albinizmi olan insanlarda bazı sorunlar vardır
 Albino kişilerde göz bozuklukları vardır. Miyop, hipermetrop veya
astigmat olabilirler.
Albino kişilerde fotofobi denilen ışığa duyarlılık vardır. İriste melanin
bulunmaması nedeniyle iris gözü gelen ışıktan koruyamaz ve kişi ışığa karşı
gözünü kısarak bakar. Albino kişiler güneş ışığından kaçmaz, evlerinden
dışarı çıkarak normal hayatlarını devam ettirirler.
Albinizmli çocuklar genelde başlarını eğerek ya da kağıdı göze
yaklaştırarak okurlar.
 Albino kişilerde gözün istem dışı ileri geri hareketi (Nystagmus) vardır.
Albino insanlar, normal insan ömrü süresine sahiptir ve normal insanlarla
aynı zekaya sahiptirler. Bu nedenle toplumdan dışlanmamaları gerekir.
Triptofan
(-3-indolil alanin)
CH2-CH-COOH
NH2
N
H
Eksojen
Serotonin
• Serotonin önemli bir nörotransmiterdir. Merkezi
sinir sisteminde, enterokromaffin hücrelerde
(potasyum bikromat ile boyanan karsinoid tümör
hücreleri), trombositlerde ve birçok dokuda bulunur.
• Arteryal ve bronşlardaki düz kasların kasılmasını,
gastrointestinal kanalda peptid hormonların
salgılanmasını uyarır.
• Bağırsak tümörleri ve Hartnup hastalığında idrarla 5HIAA atımı artar.
• Serotonin, asetiltransferaz enzimi ile melatonin’e dönüşür.
• Melatonin, pineal bez (epifiz) ve retinada bulunur ve sentezi
sirkadiyen ritm gösterir.
• Melatonin sentezi karanlıkta arttığından uykuyla uyarılan molekül
olarak tanımlanır.
• Melatonin, dopamin ve GABA gibi nörotransmiterlerin salgılanmasını
ve sentezini baskılar.
İndigo blucinlerin mavi
boyar maddesi
Histidin
(β-4-imidazolilalanin)
CH2CH-COOH
N
N
H
NH2
Çocuklar ve gençler için esansiyel amino asiddir.
En çok hemoglobinde (%10) bulunur.
Histamin
• Histamin mide salgısını arttırır. H2 reseptör blokerleri olan
antihistaminikler mide asidi salgısını azaltarak antiasid etki
gösterirler.
• Histaminin aşırı miktarda salıverilmesi allerjik olaylar üzerinde
uyarıcı etki yapmaktadır. Bu durumda da antihistaminik ilaçlar
verilir.
• Prolamin grubu
proteinlerde
bulunurlar.
• 4-hidroksiprolin
kollajende
bulunur.
Amino asidlerin metabolizması
Transaminasyon
Piruvik asid
CH3
Alanin
CH3
C=O
CH-NH2
COOH
COOH
NH2
CH2CH
Fenilalanin
O
CH2C
COOH
transaminaz
(kofaktör B6 vit=
piridoksal fosfat)
COOH
Fenilpiruvik asid
Transaminasyon
COOH
COOH
CH2
+
Piridoksal
fosfat
Piridoksamin
fosfat
COOH
CH2
COOH
CH2
CH2
CH-NH2
C=O
COOH
COOH
glutamat okzalasetat
transaminaz (GOT) =
aspartat transaminaz (AST)
Aspartik asid 2-Oksoglutarik asid
CH2
+
CH2
C=O
CH-NH2
COOH
COOH
Okzalasetik asid
Glutamik asid
sülfit oksidaz
SO32- + O2 + H2O
SO42- + H2O2
İdrarda SO42- iyonu halinde atılır
Zehirsizleştirmede rol oynar
Bazı bileşiklerin suda, kanda çözünen
bileşikler haline gelmesini sağlar.
C- terminal (uç)
N-terminal (uç)
Glutationun organizmadaki
işlevleri
1- Doğal bir hücre içi antioksidanıdır. Hücre içi oksido-redüksiyon
reaksiyonlarına katılır.
2-Ksenobiyotikleri vücuttan atılacak hale getirir (sistein sağlayarak).
3-Bazı enzimlerin aktivasyonunda rol oynar.
4-Amino asidlerin hücre içine taşınmasında rol oynar (-glutamil
siklusu).
•
G-SH + Kse
G-S-Kse
Glutation-S-transferaz
• Glutation katepsinler ve Fibrini stabilize eden faktör gibi –SH içeren
enzimler için aktivatördür.
• -glutamil siklusu ile amino asidlerin hücrelerin içine taşınmasında
rolü vardır.
•Karnosin N-(-alanil) histidin
•Anserin N-(-alanil) 3-metilhistidin
Peptid yapısındaki hormonlar
•Oksitosin ve vazopressin, 9 amino asid
(hipofiz arka lob)
•Adrenokortikortikotropik hormon (ACTH),
39 amino asid (hipofiz ön lob)
•İnsulin, 51 amino asid (pankreas)
•Glukagon, 29 amino asid (pankreas)
•Tirokalsitonin, 32 amino asid (tiroid)
Proteinlerin yapısı
• Birincil yapı
• İkincil yapı
• Üçüncül yapı
• Dördüncül yapı
Linus Pauling 1901-1994
1954 Nobel Kimya; 1962 Nobel Barış
• 1930 ve 1940’lı yıllarda Linus Pauling ve Robert Corey
polipeptid zincirinin yapısını X ışınları ile tayin etmişlerdir.
İkincil Yapı
• α – Helezon konformasyonu (molekül içi
hidrojen bağları), 3.6 kalıntıda bir α–
heliks oluşur.
β – Konformasyon (kırmalı tabaka
yapısı, moleküllerarası hidrojen bağları)
Bu bağlarda oluşan üçüncül yapı
sonucunda
• Globuler (yumak şeklinde) protein
• Fibriler (lifsel) protein meydana gelir.
Fibriler (lifsel) proteinler
• a) İkincil yapıları -helezon tarzında olan polipeptid zinciri
aynı şekilde ikincil yapısı oluşmuş bir başka polipeptid
zinciriyle yeni bağlar oluşması sonucunda birleşir, bu suretle
fibriler (lifsel) proteinler meydana gelir. (Miyozin,
fibrinojen, α-keratin)
• b) İkincil yapısı -konformasyon tarzında olan bir çift
polipeptid zinciri, ikincil yapısı  konformasyon tarzında olan
başka bir çift polipeptid zinciri arasında meydana gelen
bağlar sonucunda birleşir ve fibriler proteinler oluşur. (βkeratin, ipek fibroini)
• Fibriler proteinler, üçüncül yapılarındaki güçlü disfülür (-S-S) bağları nedeniyle dış etkenlere ve proteinleri hidroliz eden
enzimlere karşı çok dayanıklıdırlar ve suda çözünmezler.
Fibriler proteinler, dokuların yapısını oluşturur.
Dördüncül yapı
• Üçüncül yapıları bulunan proteinlerin, protomer denilen alt
birimlerinin hidrojen bağları, van der Waals çekmeleri, iyon bağları
ile polimerize olmalarıyla dördüncül yapı oluşur.
Skleroproteinler
Skorbüt
Sıcak su ile jelatin oluşur
Ehlers-Danlos
Sendromu
Kollajen moleküllerinde amino asid dizisinin tekrarlayan
tripeptid şeklindedir. Bu tekrarlayan tripeptid,
(GlisinXProlin) veya (GlisinXHidroksiprolin) şeklinde
gösterilebilir ki burada X, herhangi bir amino asid olabilir.
Kollajen, bulunduğu dokulara dayanıklılık verir, doku şeklini
korur ve dokuya gerilme direnci sağlar.
Kollajen, kanın pıhtılaşmasında etkilidir; kan pıhtısı ile
etkileşerek yara deliğini kapatır,
Elastin bulunduğu dokulara (damar, deri,
akciğerler) esneklik sağlar.
Elastinin esnekliği çapraz dezmosin bağları
ve amorf yapısından kaynaklanır. Dört lizin
molekülü bir araya gelince ortaya dezmosin
çapraz bağı gelir.
Yün keratininde disülfür bağı az, kolayca eğilebilir, bükülebilir.
Boynuz, saç, tırnakta disülfür bağı çok bu nedenle çok serttirler.
Saç lifi sıcakta gerildiğinde -heliks hidrojen bağı kopar ve -kırmalı
tabaka yapısına döner ve saçın boyu uzar.
Bazı Önemli
Proteinler
• Kan serumu ve kan plazması proteinleri:
• Kan
Kan serumu
• Kan + antikoagülan
Kan plazması
• Kanda total protein %6-8 g’dır.
• Serumda %3-4 g serum albumin, %2-3 g serum globulinler,
plazmada ise bunlara ilaveten fibrinojen vardır.
Fibrinojen
• Glikoprotein yapısındadır.
• Mol.ağ. 341.000.
• Kan plazmasında %0.4 g.
• Karaciğerde sentezlenir.
• Ağır karaciğer hastalıklarında kanda azalır, bazı
infeksiyonlarda artar.
Fibrini stabilize eden faktör (Faktör XIII)
Kan pıhtılaşması
tromboplastin
1.
Protrombin
F III
Trombin
Diğer faktörler
F IIa
F II
trombin
2. Fibrinojen
Fibrin
(monomer)
Fibrin
(agregat)
FI
FSF
trombin
Ca2+
Aktif FSF
Ca2+
F XIII
F IV
Fibrin
(polimer, gerçek pıhtı)
İntrensek yol
XII
Ekstrensek yol
XIIa
XI
XIa
doku faktörü
IXa
IX
X
VII
VIIa
Xa
antitrombin
Va
V
II
IIa
I
Ia
fibrinojen çözünür fibrin
XIII
XIIIa
çözünmez fibrin
PIHTI
K vitamininin pıhtılaşmadaki rolü
• Preprotrombin
(Glutamik asid)
Protrombin
(4-karboksi glutamik asid)
• Faktör VII, IX ve X’un biosentezi için K vitamini
gerekli.
• K vitamini antagonisti heparin ve dikumarol (çürümüş
tatlı yoncada bulunmuştur) tromboza engel olmak için
tedavide kullanılırlar.
• K vitamini eksikliğinde kanın pıhtılaşma zamanı uzar,
organizmanın kanamalara eğilimi artar. Buna sebep
kandaki protrombin eksikliğidir.
HEMOFİLİ
•Hemofili A. Kral sülalesi hastalığı.
Faktör VIII (% 85)
•Hemofili B: Faktör IX (%15)
Hemofiliyle ilgili yazılı ilk kaynaklar, MS II yy
Yahudilerin Talmud adlı kitabında yer alan el
yazmalarına dayanır. 12. yüzyılda yaşamış olan
Endülüs’lü bilim adamı Ebu-l Kasım el Zehravi’nin
eserlerinde hemofiliden bahsedilmektedir.
Hemofilinin toplum tarafından tanınması,
1800’lerde hastalığın İngiltere kraliçesi
Victoria’dan kendisinden sonra gelen nesillere ve
onun neslinden olan diğer kraliyet ailelerine
(İspanya, İtalya, Rusya) geçmesine dayanmaktadır
Serum albumin
• Serum albumin: Kan serumunda %3-4 g serum albumin bulunur.
• Mol. ağ. 69.000.
• Özellikle karaciğerde sentezlenir.
• Elektroforezde (kan serumu) albuminden daha ileride göç eden
bir fraksiyon vardır, buna prealbumin denir.
Globulin
Kan serumunda %2-3 g
serum globulin bulunur.
Globulinlerin -, -, olmak üzere alt sınıfları
vardır
Molekül ağırlıkları
160.000 ile 1.000.000
arasında değişir.
Globulinler RES
hücrelerinde ve
özellikle karaciğerde
sentezlenir.
• Molekül ağırlıkları: Çok farklı
• Denatürasyonları: Isı, UV ve X-ışınları, asid, alkali, organik çözücüler
ile denatüre olurlar. 2., 3., ve varsa 4. yapıları bozulur.
• Amfolit özellikleri
• Elektroforezi
Protein elektroforezi
Çöktürülmeleri
• Proteinler; ısı, çeşitli tuzlar (amonyum sülfat, magnezyum
sülfat, sodyum sülfat), organik çözücüler, ısı, asid ve
bazlarla çöktürülebilir,
• Tuzlar dışındakilerle yapılan çöktürme proteinleri denatüre
eder ve proteinler bir daha doğal şekillerine dönemez.
• Tuzlarla yapılan çöktürme proteinleri denatüre etmez, yani
koruyucu çöktürmedir.
Dializ
Download