DAĞLIK KARABAĞ ULUSLARARASI HUKUKU VE DÜNYA SİYASETİNDE BELGELER VE YORUMLAR CILT I, MOSKOVA,«KRUG», 2008.(Rusça) Derleyici, sorumlu editör, giriş makalesi ve yorumlar yazarı hukuki bilimlerin doktoru Yuri Barseğov Çevirmen Karen Sirunyan BÖLÜM 1 Antik ve Ortaçağ kaynakları Ermenistan'ın devlet bir parçası olarak Artsah (Karabağ) hakkında. Karabağ Pers Marzpanlığı(vasallık), Arap fetihleri, Selçuk ve Tatar-Moğol ordularının salgınları dönemlerinde. 1. Dağlık Karabağ eski zamanlardan beri Uzun tarihinin farklı dönemlerinde, Karabağ farklı şekillerde adlandırılmış. Urartu çivi yazılarında Urtehe-Urtehini olarak adlandırılmış.Bu Ermeni geleneksel Artsah adına uygundur 1. Antik Yunan yazarları bu bölgeye Ermeni Artsahına eşdeğer olduğu Orhistene derdiler. Erken Ortaçağ kaynaklarında (özellikle, Movses Khorenatside) idari merkezin oluşumunun yerinin değiştirildiği için bu bölgenin daha iki ismi getirilir. Tsavdek - Tsavdek Prensliğinin merkezinin adıyla, ve aslen Aranşahik olduğu Ermeni prenslerinin konak olarak kullandığı Haçen- Haçen kalesi adıyla(ХIII yüzyılın yazarı Vartan açıkça yazıyor: "Artsah - [Şimdi] Haçen"). X-XIII yüzyıllarda çoğunda Haçen adı sadece Karabağ'ın binlerce epigrafisinin eserlerinde değil, ama aynı zamanda Bizans ve Pers terimler listesinde bulunur. Tam onun yaşayanları Ermeniler olduğundan dolayı kaleyle bölge Haçen(Ermeni kelimesi "Haç" haçten gelir) denilirdi. Kaynaklarda Artsah'ın daha iki ismi Küçük Syunik ve Küçük Ermenistan rastlanır2. Karabağ adı Pers çoğrafi terimler listesi temelinde oluşturuldu. 1 В этом разделе ряд фактов и высказываний античных авторов приводятся по брошюре«Нагорный Карабах. Историческая справка». Изд-во АН Армянской ССР, Ереван,1988. Bu bölümde Antik yazarların bir takım bilgisi ve söylemesi "Dağlık Karabağ. Tarihsel Rapor" broşüründe verildi.Ermenistan SSC Bilimler Akademisi Yayınevi, Erivan, 1988. 2 Там же, стр. 8.Aynı yerde,s.8. Bağ -i-Safid (Beyaz Bağ) adlandırılan düz kısmının aksine bölgenin dağlık kısmına Türkçe anlaşılmasında Karabağa (Siyah Bahçe) dönüldüğü Bağ-i -Siah demeye başladı 3. M.Ö. I -M.S.III yüzyılların yazarları Strabon, Plinius, Plutarchus, Ptolemaeus ,Appianus, Dio Cassius ve diğerlerindan başlayarak Yunan ve Latin kaynakları Ermenistan ve Albanya arasındaki sınırın Kura Nehrinden geçtiğini kesin olarak doğrular. Strabon: "Ermenistanda çok dağla plato var... Orada birçok vadi de vardır ... örneğin üzerinden Albania sınırlarına kadar Aras Nehri aktığı Aras Vadisi …Bu vadiden sonra Cyrus(Kura) Nehriyle Ermenistanla sınırdaş olduğu Sacasena gelir »4. «Aras Ermenistan,Cyrus(Kura-K.S.) ise Iberia(Iberya -K.S.) ve Albania(Albanya-K.S.) üzerinden akar 5. O Ermenistan'dan çıkar…ve sonra dar nehir vadisi üzerinden Albania'ya(Kafkas Albanyası,Ağvank,Arran- K.S.) dökülür. Bu vadiyle Ermenistan arasında nehir ovalardan güçlü bir şekilde geçer... »6. Büyük Plinius: «Kafkas Dağlarında yerleşmiş bu kabile söylendiği gibi Ermenistan ve Iberia'nın (Gürcistan-K.S.) sınırını teşkil ettiği Cyrus nehrine varır»7. Claudius Ptolemaeus: «Büyük Ermenistan(Mets Hayk-K.S.) kuzeyde Cyrus(KuraK.Sirunyan) nehri üzerinden geçtiği söylendiği hattı ile Colchis(KolhisK.S.)kısmı,Iberia(Iberya,Gürcistan-K.S.)ve Albania (Kafkas Albanyası,Ağvank,Arran8 K.Sirunyan) ile sınırlanır» . Plutarchus: «Kış geldiği zaman bu topraklardaki(Ermenistanda) Roma ordusu ve Romalılar Saturnalya bayramını kutluyordu. En az kırk bin kişi bir araya geldiği Albanlılar Cyrus( Kura -K. Sirunyan) nehrini geçip onlara saldırdı»9. Yani Kura Nehri'nin sağ kıyısına geçti. Daha sonraki yazarlar da bunu doğrulur. Böylece Stephanus Byzantinus (Bizanslı StefanK.S.) (IV yüzyıl - V yüzyılın başlangıcı) Ermenistan'ın bölgelerini bildirir «Cyrus(Kura-K.S.) Nehri yanında olduğu Obara Ermenistan'ın bir parçası ». O bilindiği gibi Kura Nehri ile Alnbania ile sınırdaş olduğu Otena-Utik'in Ermeni bölgesi olduğunu sanar10. Bizans bir diğer kaynağı olan Menandres Bizantinus (Bizanslı MenanderK.S.) (VI yüzyılın sonu) yazıyor "Roma komutanları yine Albania'ya (Kafkas Albanyası,Ağvank,Arran-K.S.) girip Sabirleri ve Albanlıları(Ağvanlılar-K.S.) Cyrus(Kura K.S.) nehri'nin bu tarafı'na göç etmeye zorladı..." 11. 3 Там же, стр. 8. Aynı yerde,s.8. 4 С т р а б о н, «География». М., 1994, книга ХI, глава ХIV, парагр. 4, с. 497. Strabon«Çoğrafya»,M.,1994, kitap XI, bölüm XIV, paragraf 4, s. 497. 5 6 С т р а б о н. Цит. соч., парагр. 5, с. 467. Strabon,söylendiği iş,paragraf 5,s.467. Там же, глава III, парагр. 2, с. 474. Aynı yerde, bölüm III,paragraph 2,s.474. 7 П л и н и й. «Естественная история», VI, 39.Plinius,Doğal Tarih, VI, 39. 8 П т о л е м е й. «География», V, ХII. 1. Ptolemaeus, Çoğrafya, V, ХII. 1. П л у т а р х. «Сравнительные жизнеописания». Т. II, М., 1863 (Помпей, ХХХIV). Plutarchus "Karşılaştırmalı Biografyaları ",cilt II,M.,1863,( Pompeius, ХХХIV). 10 В. Л а т ы ш е в. «Известия древних писаний…» Т. I. СПб, 1890, с. 270–271. V.Latişev, Eski Yazılarının Bildirileri ..., cilt I. Petersburg 1890, s. 270-271. 9 11 Док. № 8.Belge № 8. Ermenistanın sınırı olarak Kura hakkında erken ortaçağ Ermeni yazarları da bildirir. Pavstos Buzandın (V yüzyıl) tanıklığına göre Kura maskutların kralı Sanesanın topraklarının sınırı oldu. Kral, tarihçi yazıyor, "onun sınırı olduğu Kura Nehrini geçerek Ermeni ülkesini istilaya uğrattı". Arşakuni hanedanının Ermeni kralına ihanet ettiği Ermenistanın bölgeleri sayısında tarihçi Gardmanadzor, güçlendirilmiş Gavar Artsah(Artsah sancağı-K.S.) adlarını anıyor. «Atropatakan ülkesinde Ermeni kraliyet ailesinin kendi toprakları». O Artsahın «zaptedildiği» Uti(Otene-Utik-K.S.), Sacasena, Gardmanadzor ve onların diğer komşu gavarlarının (sancak-K.S.) dönüşü hakkında yazıyor . "Kura Nehrini geçmişte olduğu gibi kendi ülkesiyle Albanya (Albania-K.S.)arasındaki sınıra dönüştü... "12 diyor. Başka bir kitapta, Grigor Aydınlatıcı çalışmaları (Grigor Lusavoriç -K.S.) hakkında anlatarak yazıyor: O [ Grigoris] " Kura nehri üzerinden büyük kralın barbar ülkesine geçerek Maskutlar Arşakuni kralı askeri kampısına ulaştı"13. Bu aynı toprak yapısını tarihçi Sebeos doğrular14. Ermenistan'ın toprak yapısı ve Albanian'ın sınırları hakkında « hangi büyük Kura Nehriyle Kavkasya Dağları arasında bulunur» Ermeni «VII yüzyılın Çoğrafyası»yani «Aşkharatsuyts» te bildirir15. Transkafkasyadaki komşu ülkelerin durumu hakkında iyi bildirildiği Bizans Sarayı Haçen prensliğin Ermenistan'da olduğunu biliyordu. Bunun için Bizans imparatoru Constantine VII Porphyrogenitus (913-959) böylece Ermeni topraklarının kimliğini doğrulayarak Haçenlilerle Sevordlulara yazdığı kendi resmi mektupları « Ermenistan'da » adreslemiş16.«Iç Ermenistan»'ın nehri olarak Kura ve «Dış Ermenistan»' ın nehri olarak Aras hakkında Х yüzyılın Fars-Arap coğrafyacısı Sohrab (Ibn Sarabiyun) da bildirir17. M.Ö.VI yüzyılın ilk yarısında Ervanduni Ermenistanına girdiği Artsah Medya , M.Ö. 550 'den M.S. 331' e kadar ise Ahameniş Devleti egemenliğinin altında bulundu. M.Ö.IV yüzyılın sonundan beri Artsah komşu bölgeleri Utikle Syunik gibi Ervanduni Ermeni krallığında kalmaya devam ederdi18. Bu bölgenin M.Ö. 95'den beri II Tigranın krallığına girdiğini onun içinde Tigranakertin kurmasının gerçeği ile kanıtlanır19. Strabon da Orhisteneye (Artsah) Ermenistanın ili der20. Bunu erken Ortaçağ Ermeni birinci kaynakları da kanıtlar21. 12 Док. № 7.Belge № 7. Там же.aynı yerde. 14 Док. № 10.Belge№ 10. 15 Док. № 9. Belge № 9. 16 Док. № 11. Belge № 11." 17 Док. № 12.Belge № 12. 18 Movses Khorenatsi "Ermenistan'ın Tarihi", Kitap II, 44-45bölüm s. 169-170. 19 С е б е о с. «История…» Ереван, 1976, с. 125 (на арм. яз.). Sebeos ,«Tarih…», Erivan,1976,s.125(Ermenice). 20 С т р а б о н. Цит. соч. ХI, ХIV, 4, с. 497.Strabon,söylendiği eser, ХI, ХIV, 4, s.497. 13 21 А г а ф а н г е л. «История Армении»; Мовсес Хоренаци, «История Армении»; Егише, «О Вардане и войне Армянской»; «Зоранамак» («Воинская грамота»). Agatangeğos, «Ermenistan'ın Tarihi», Movses Khorenatsi«Ermenistan'ın Tarihi»,Yeğişe "Vardan ve Ermeni Savaşı Hakkında",«Zoranamak» (Askername) «Aşkharatsuyts» 'a göre Artsah Ermenistan'ın onuncu ili oldu ve on iki gavarlardan(bölge,sancak) teşkil edildi: Myus (Diğer -K.S.) Haband, Vaykunik, Berdadzor, Mets(Büyük-K.S.) Arank, Mets Kuank, Harçlank, Muhank, Piank, Parsakank, Kusti, Parnes, Kolt 22. M.S. 387 yılında Bizans İmparatorluğu ve Iran arasında Ermenistan'ın bölümünden sonra Artsah 428 yılında Ermeni krallığının yıkılışına kadar Ermenistan'ın bir parçası olmaya devam etti. Daha sonra, ayrıca aslında Eski zamanlardan beri onunla Ermenistan arasındaki sınırı oluşturduğu Kura Nehrinden kuzeyde bulunduğu (yani sol kıyısındaki)Albania'yı bildirdiği«Aşkharatsuyts»'un yazarı Persler tarafından onun (Artsah-K.S.)Kuranın sol kıyısında yer aldığı Albania krallığına eklendiğini gösterdi23. Albania Krallığı ortadan kaldırılmasından sonra(469 yılında) (bu"Dağlık Karabağ. Tarih raporu " broşüründe gösterilir. ) Artsah Albania (Arran)adladırıldığı bu krallığı (Albania Krallığı –K.S.)ve Pers Marzpanlığı komşu toprakları üzerinde oluşturulduğu marzpanlığının bir parçası olarak kaldı. Bir yüzyıl sonra, VI yüzyılın sonunda - VII yüzyıl başlarında, Alban Marzpanlığı kuzeyde orada yaşadığı kabilelerin ya yönettiği prenslerin evlerinin adlarına hareket ederek onlara gereksiz bir haline geldiği "Albania" ve "Albanlılar " kolektif adlarını kaybettiği ayrı küçük beyliklere ayrıldı. Güneyde Utik ve Artsah bir ayrı Ermeni Aranşahik(V yüzyılın sonu), sonra ise yerlerini aldığı Pers kökenli Mihranlılar (VII yüzyıl) Prensliği oluşturdu. Sonrakiler Aluank( Ağvank-Albanya)idari adını miras olarak aldı.Fakat o ancak «Asıl Albania» ile hiç bir ilişkisi olmadığı bir zamanki marzpanlığın olduğunu hatırlatarak, aslında kuzeyden güneye aktarılarak tamamen çoğrafya içeriği aldı. Utikle Artsah için kullanıldığı «Albania» adı eski Ermeni tarihçilerin yazılarında kullanılan "Ermenistanın Doğu Kenarı", " Kuzey-Doğu Kenarı "," Aluank (yani Albanya-K.S.) Kenarı ", "Derin Ermenistan " vs. ile eşanlamlı hale geldi24. XI-XII yüzyılların tarihçisi Mateos Urhaetsi ( Urfalı Mateos-K.S.) «Albania Ülkesi» 'nden söz ederek açıklıyor: "hangi şimdi Derin Ermenistan denilir"25. Broşürün yazarları bu belirli alanların siyasi ve kültürel yaşamı Х yüzyılın Ermeni tarihçisi Movses Kağankatvatsi'nin "Albanyanın Tarihi" çalışması'nın (veya geleneksel olarak bu başlığı çevrildiğine göre «Aluank Ülkesinin Tarihi») ana içeriği olduğunu yazarlar. 22 С. Т. Е р е м я н, « Армения по «Ашхарацуйцу» («Армянской географии VII в.»), Ереван, 1963, с. 105 (на арм. яз.). S.T.Yeremyan, Ermenistan «Aşkharatsuyts» ' a( VII yüzyılın Ermeni Çoğrafyası) göre,Erivan,1963,s.105(Ermenice). 23 С. Т. Е р е м я н, указ. соч., с. 105, ср. А. П. Н о в о с е л ь ц е в, «К вопросу о политической границе Армении и Кавказской Албании в античный период». — «Кавказ и Византия», вып. 1, Ереван, 1979, с. 10– 18. Автор статьи основывается на данных античных историков Страбона, Плутарха, Птолемея, Диона Кассия, армянского историка V в. Павстоса Бузанда и др. S.T. Yeremyan, söylendiği eser,s.105, krş.A.P. Novoseltsev, Antik dönemde Ermenistan ve Kafkas Albanyasının siyasi sınır sorusu üzerine., "Kafkasya ve Bizans", cilt 1, Erivan, 1979, s. 10-18. Makalenin yazarı antik tarihçiler Strabon, Plutarch, Ptolemy, Dion Cassius, V yüzyılın Ermeni tarihçisi Pavstos Buzandla diğerlerin verilerine dayanmaktadır. 24 А. Ш. М н а ц а к а н я н. О литературе Кавказской Албании. Ереван, 1969, с. 62–64. См. «Нагорный Карабах. Историческая справка», с. 11. A. Ş.Mnatsakanyan,Kafkas Albanyasının Edebiyatı,Erivan,s.62-64. «Dağlık Karabağ.Tarih raporu» 'na bak,s.11. 25 М а т т э о с У р х а е ц и. Хроника Вагаршапет, 1898, с. 230 (на арм. яз.).Mateos Urhayetsi(Urfalı Mateos), Vağarşapat Kroniği,1898, s.230. Artsah - Haçen ve hükümdarı Hasan Calal kraliyet onurunu XIII yüzyılın Pers dilli isimsiz yazarı da bildirir: «oradaki nüfus Ermeni. Abhazya'nın insanları kendi padişahı'na tagaver(kıral-K. S.) der ... »26. Daha sonraki dönemde, XV yüzyılın başında, "Timur'un oğlu" üstünlüğü altındaki Ermenistan'ın bir parçası olarak Karabağ ve Ermeni nüfusunun durumu hakkında 1420 yılında ülkeyi ziyaret ettiği Alman yolcusu Johannes Schiltberger yazıyor: «Ayrıca ben Ermenistan'da çok zaman geçirdim. Timur'un emriyle ben Ermenistan'da iki krallığa sahip olduğu oğluna gittim. Şah-Ruh adıyla bu oğlunun Karabağ(Karawag) denildiği ve iyi otlaklarla farkolunduğu büyük bir ovada kışı geçirme alışkanlığı var. Onu ayrıca Dicle (Tigris) olarak bilinen Kura (Chur) nehri sular, ve bu nehirin kıyılarında en iyi ipek toplanır. Bu ova Ermenistan'da bulunursa da Ermeni köyleri'nin onlara haraç ödemek zorunda kaldığı paganlara ait.»27. Azerbaycan'da yayınlandığı metindedeki bu paragrafın tercümesinde orada kurulduğu kaynaklarla davranışın alışkanlığına göre "Ermenistan'da" kelime "Azerbaycan'da" kelimeye çevrildiğini kaydedelim. XII-XIII yüzyıllarda Artsah'ın Ermeni prensliklerinden biri olduğu Haçenin yöneticileri hakkında ülkenin Ermeni kimliğini ve Ermenistan yöneticileri ile siyasi bağlantılarını tespit ettiği bu dönemin bir dizi epigrafik eserinde korunmuş bilgiler var. Haterk, Handaberd, Haçenaberd ve Havkakhağats Kalelerinin sahibi 1142 yılından beri Haçenin evi'nin yöneticisi olduğu Sakar (Zakar) Vakhtang oğlu Hasan 1152 yılında Bagratuni Ermeni kraliyet soyunun Lori dalının son temsilcilerinden biri olduğu Kyurike kralının kızı ile evlendi28. Onun oğullarından biri Altındaki Haçenin hükümdarı Tonkik denildiği Vakhtang Gürcistan Kraliçesi Tamarın iki ünlü askeri ve siyasi adamalarından biri Büyük Sargisin kızı ile evlenmiş oldu. Prensler Hasan Calal ve oğlu Vakhtang ile yakın bağları devam eden «Ermeni Yargı Kitabı» 'nın(Datastanagirk-K.S.) yazarı Mhitar Goş onları" diğer prenslerin başı" olarak adlandırıp Kilikya hükümdarı Ruben ile karşılaştırırdı. Ülkenin siyasi hayatında rollerini açıklayarak Ermeni hukukçusu kaydederdi: «bizim (yani Ermeni) krallığında anarşi günlerinde ... Haçen ilinde ilk zamanlardaki az sayıda prens kaldı»29. Hasan Zakaryan'ın oğlu (Horişahla evliliğinden)Vakhtang'ın üç oğluyla üç kızı vardı. Büyük oğlu Hasan dedesi, Zakarya ve Ivane ise Kraliçe Tamarın generalleri Ermeni prensleri spasalar Zakarya ve atabek Ivane Dolgoruki onuruna adlandırıldı30. 26 27 Док. № 15.Belge № 15. Док. № 16.Belge № 16. 28 Известия Императорской Академии Наук. СПб, 1909, серия VI, т. III, № 61. И.А.Орбели. h’Асан Джалал, князь Хаченский. Imparatorluk Bilimler Akademisi Haberler Bülteni. St. Petersburg, 1909, Seri VI, cilt III, № 61. H.A.Orbeli, Haçenin prensi Hasan Calal. 29 30 И. А. О р б е л и. Избранные труды. Ереван, 1963, с. 149.H.A.Orbeli, Seçildiği Eserler,Erivan,1963,s.149. Там же, с. Aynı yerde, s.149. Bir dizi epigraf eseri Artsah- Haçen Ermeni Kralı Hasan Calal (1214-1261) ve onun soyundan gelenler hakkında bilgi içerir. 1229 tarihinin yazıtında Hasan Calal Artsah— Haçenin hükümdarı olduğu gibi davranır : "Tanrı'nın sayesinde, ben, Vakhtang ve Horişah oğlu Hasan, bu kutsal kiliseyi inşa ettim... "31. Gandzasar manastırı duvarının yazıtında o kendisiyle toprakları hakkında bildiriyor: "Ben, Tanrı'nın uslu hizmetkarı, Vakhtangın oğlu, Büyük Hasanın tornu, Artsah'ın büyük ve yüksek ülkesiyle komşu bölgelerin [Haçen] gerçek efendisi ve kralı olan Hasan Calal Devle "32. Artsah- Haçenin hükümdarı Moğolistan yöneticileri ile yakın ilişkiler kurdu. Tarihçi Kirakos Gandzaketsinin yazdığına göre(XIII yüzyıl) "Hikmet prens [Calal] kâfirlerin saldırını öğrendikçe ülkenin tüm yaşayanlarını Farsça Hohanaberd olarak adlandırılan kalede topladı. Ve [Tatarlar] onun kuşatmasına geldiği ve kalenin almasını imkânsız olduğunu gördükleri zaman onlara dostça bir barış yapmayı teklif etmeye başladı. Ve o akıllıca niyetlerine boyun eğdi. Ve daha sonra kendisi hediyeler ile onlara geldi. [Tatarlar] ona onur vererek topraklarını ona geri vermekle hatta birkaç şey eklemekten sonra onun her yıl peşlerinden savaşa çıkıp onların yönetimi altında rahat içinde yaşamasını emretti. [Calal] ise akıllıca ülkelesini yönederdi. O ona geldiği habercilerin ihtiyaçları için gerekli her şey, gıda ya da başka bir şey olsaydı, toplanarak kendinde tutarak ve hatta kendinden ekleyerek bunu ona geldikleri zaman onlara verdi. Ve [Tatarlar] ülkenin [nüfusuna] baskı yapmayarak sadece ona gelirdi. Diğer alanlarda bunu yapmadıklarından dolayı [Tatarlar] yapabildiği her yerde onlara baskı yaptılar33. Onu özellikle Hıristiyanlığı kabul ettiği Altınordu'nun Batu Hanın oğlu Sartah himayesine aldı. Ermeni prensinin Batunun oğlu Sartah ile yakın ilişkisi hakkında tarihçi bildiriyor: « Başkalar ile birlikte ona [Sartaha] Artsahın bölgeleriyle Haçenin Büyük Prensi,Ermeni kökenli , sevgiyle Calal denilen samimi, Tanrıdan korkan ve mütevazı bir adam olan Hasan da geldi. O [Sartah] nazikli saygılı bir şekilde onu ve onunla birlikte olduğu hepsini o zaman yaşlı bir adam [olduğuna rağmen ] genellikle Otrok (delikanlı) denilen prens Grigor ile mütevazı genç bir adam olan prens Desamı ve rahip (vardapetK.S.)Markos ile piskopos Grigoru kabul etti. O [Calalı] babasına götürmekle ona yüksek onur vererek geçmişte Türkler ve Gürcüler tarafından onun elinden alındığı Çaraberd,Hakanu ve Karkar yurtluğunu ona geri verdi... »34. Daha sonra (1255 yılında Batu ölümünden sonra)Hasan Sartah ile birlikte Moğolistana Büyük Han Manguya gitti . Bunu kendisi söylüyor: "Ben Hasan Calal Devle kişisel olarak ailem ve evdekilerle kilisenin huzuru için doğuya doğru kuzey ülkeye 31 32 Там же, с. 150. Aynı yerde, s.150. Док. № 14.Belge № 14. Док. № 13. Belge № 13. 34 Док. № 13. Belge № 13. 33 atıcılar kralına gittim.Benimle eşim Mamk'an ve Tanrının verdiği oğlum Atabek kuzeydoğuya gittik, ve ben dünyanın ucuna Mangu Han [denilen] krala gittim... "35. Tarihçi Kirakos Gandzaketsi onun vergi toplayıcılarının ve Genel Vali Arğunun baskıları üzerinde «Moğol hükümdarına şikayetini anlatmaya gittiği» 'ni yazıyor36. Yakın Doğuda Türk kabileleri ilk defa sporadik olarak Asya göçebe halkları olduğu Selçuklular (1048, 1049, 1054 1065 yıllarında), Tatar-Moğol orduları(1236-1243 yıllarında ), Altın Orda Tohtamış Hanı (1385 yılında), Timur(1386, 1394 ve 1400 yıllarında) istilaları sonucunda ortaya çıkmaya başladı. 1386-1405 yıllarında Timur'un Kafkasyaya salgın yapmasından sonra Kuzey Iran ve Ermenistan XV yüzyılın birinci yarısında Kara Koyunlu, XV yüzyılın ikinci yarısında ise Ak Koyunlu Türkmen hanedanı egemenliği altına düştü. Ama Hasan Calalın hanedanı kesilmedi.Onun temsilcileri XVI-XVIII yüzyıllarının Dağlık Karabağ bir dizi küçük prensliğinde Melik unvanını korudu. Karabağın Düz (Altı)parçası özellikle Muğan bozkırı Türk yabancıların eline geçti. Pers'te Safevi hanedanının yönetmenliği döneminde Karabağ onun Illerinden(beylerbeylik) biri oldu. Karabağ çukurluğu ve dağ etekleri Müslüman hanları yönetimi altında bulunurken dağlık kısmı Ermeni yöneticilerinin ellerinde kalırdı 37. Dağlık Karabağda Ermeni meliklerinin sistemi nihayet Pers'te Şah Abbas I (1587-1629) yönetme döneminde kuruldu. Bu yıllarda Pers hükümeti Ermeni meliklerini Osmanlı Imparatorluğu'na karşı harekete geçmeye teşvik etti. Aynı zamanda Pers hükümdarları Artsahla Syunik arasındaki bölgede Kürt aşiretlerinin yeniden yerleştirme yoluyla onları diğer Ermeni topraklarından ayırarak Ermeni meliklerini zayıflatmaya çalışırdı 38.[kral, hükümdar anlamına geldiği Melik Arapça bir kelimedir. Pers'te eski zamanlarda hükümdarlar,sonra ise kalıtsal yöneticiler Melik olarak çağrılırdı. Transkafkasyada melikler her zaman kalıtsal yöneticiler oldu. Yerin önemliği Melikin değerinin derecesi anlamına gelirdi. Bu unvanı her zaman bir soyadının eski kökenli olduğuna bir kanıt olarak kulanılırdı.] 2. Azerbeycanın tarihsel kökleri ve hakları hakkında metamorfozların sahteciliği sorusu 35 И. О р б е л и. Избранные труды, Ереван, 1963, с. 155. H.A.Orbeli, Seçildiği Eserler,Erivan, 1963,s.155. 36 Док. № 13.Belge № 13. В. Ш н и р е л ь м а н. Войны памяти. Мифы, идентичность и политика в Закавказье. V.Şnirelman,Belleğin Savaşları. Transkafkasya'daki Efsaneler, Kimlik ve Siyaset,Moskova,2003,s.199. 37 38 Там же, с. 199. aynı yerde,s.199. 1918 yılında Osmanlı Imparatorluğu tarafından ikinci Türk devleti yani Azerbaycan Cumhuriyeti kurulmasından hemen sonra Ermenistan Cumhuriyeti ile bir toprak tartışması ortaya çıktı. Azerbaycanın Musavat hükümeti kendi toprak talepleri teyidi olarak dinsel ilkeye dayanır. Hıristiyan devletleri olduğu Ermenistanla Gürcistana karşı Müslüman halkları olduğu,ancak o zaman "Kafkas Tatarları" denildiği Azerbaycanlılar değil, ama aynı zamanda Kürtler, Acarlar,Ingiloylar, Tatlar, Lezgiler ve Dağıstanın diğer halklarının yaşadığı toprakları üzerinde «hakkını» koydu. Sadece onlar gibi Şiiler değil, ama Sünniler de yaşadığı toprakları için talepte bulunarak Azerbaycanlılar Sünni Osmanlı Imparatorluğu ile toprak genişleme bir pantürk programının gerçekleştirmesine geçerek ikincisinin yenilgisinden sonra bu sorunun çözümünü üstlerine almışlar. Kendi komşuları olduğu Ermenistanla Gürcistannın toprakları üzerinde iddialarından bir başarılık umulmaz olduğundan Azerbaycan Türkiye gibi Ermeniler ve Gürcülerin«tarihsel hakklar»'a başvurularını çok olumsuz bir şekilde algıladı. Onların "çürük" olduğunu düşünerek Azerbaycan kendi yorumunda din istatistiğini tercih etti. Ermenilerin sayısını tüm «Müslümanlar»'a karşı koyarak Azerbaycan Müslüman nüfusunun sayısının abartması ve Ermeni nüfusunun sayısının küçültmesiyle nüfus sayımı bilgilerinin tahrifi ile taleplerin kapsamını daha genişletmeye çalıştı. Azerbaycan toprak talepleri kapsamına sadece Müslüman nüfusu yaşadığı toprakları değil, ama aynı zamanda Hıristiyanların yaşadığı, ama, örneğin, Dağlık Karabağ otlağı gibi yaylacılık dağlık bölgelerine geçmek için Müslüman göçebe hayvan yetiştiricileri tarafından kullanıldığı topraklar da alındı. Işte Dışişleri Bakanlığı Memuru Aleksandr Şepotyev tarafından sunulduğu «kültürel ekonomik- evsel bakımından homojen olan Müslüman nüfusunun dağılımı »nasıl görünüyor: «Tamamiyle aynı evsel, ruhsal, dinsel, kültürel düzeyde olduğu yaşam tarzı ile onunla yakından ilişkili çok az Kürt, Pers, Acar, Ingiloy ve dağlılar özellikle lezgin unsurları içine alındığı Azerbaycan halkı yaşadığı topraklar çoğrafi bakımından genel olarak Doğuda Hazar Denizi, Kuzeyde Derbent yönünde olduğu Dağıstan dağlarının doğu kolları, Orta Kafkasyada Kafkasya Sıradağları orta kısmı, Şirak(Kala Dara) Dağlarının kolları ve Tiflisle Karayaz Bozkırları arasındaki Kuranın boğazları, Kuzey-Batıda Trialetle Atshur Sıradağları ve Kara Deniz ile sınırlanmış »39. Bu iddiaların «doğal sınırlar»'a ve «tarihsel topluluğ'a» dayalı olarak sunulduğuna rağmen Türk-Müslüman toprak iddiaları hakları aslında XI yüzyılda Selçuklu Türklerin saldırıları ve sonucunda Hıristiyan yerli halklarının yerinden kaldırılması ile kanıtlanırdı40. 39 А. Щ е п о т ь е в. О спорных кавказских территориях, на которые имеют права самоопределившиеся азербайджанские тюрки. — Известия АН АзССР. История, философия и право. 1990, № 2, с. 54–55. Цит. по: В.Шнирельман, Войны памяти. Мифы, идентичность и политика в Закавказье. Москва, 2003, с. 120. A. Şepotyev, Kendi mukadderatını kendi tayin ettiği Azerbaycanlı Türklerin tartışmalı Kafkas toprakları üzerinde olduğu hakkı hakkında. - Azerbaycan SSC Bilimler Akademisi Haberler Bülteni. Tarih, Felsefe ve Hukuk. 1990, № 2, s. 54-55. V. Şnirelman,« Belleğin Savaşları. Transkafkasya'daki Efsaneler, Kimlik ve Siyaset»'ten (Moskova, 2003) alındı , s. 120. 40 Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 119–122. Şnirelman,söylendiği eser,s.119-122. Musavatlılar selefleri Kafkasya büyük bir parçasını talep ederken Sovyet ve Sovyet sonrası dönemindeki Azerbaycan yayılıcıları tarihin her döneminde Türklerin Kafkasyaya sahip olduğunu iddia etmeye başladı41. Azerbaycan liderlerine göre Musavat hükümeti «Ermenilere acıyarak» ve «Erivan çevresinde hediye olarak bir parça toprak» vererek bir hata yaptı. Türkiye son olarak Batı güçleri kampasına geçtiği ve artık Türk lideri Kemalın kendi Pan-Türk hedefleri gizlemesi ihtiyacı olmadığı zaman Pan-Türkistler tarafından oluşturulduğu Azerbaycana Türkiyeyle siyasi ilişkilerin suçlamaları ve Pan-Türkçülüğe bağlılıktan ayrıca Pan-Islamcılık suçlamalarından kaçmak için Şii Iran'dan uzaklaştığı bir etnik doğuşu tarihi gerek idi. Ne Pan-Türkizmin kalesi olduğu Türkiye ile ne aynı inançlı Pers ile herhangi bir siyasi bağlantı olmadığı Güney Kafkasya "kökenli halkı" durumu gerek idi42. Bu konuda Azerbaycan (Bolşevik) Komünist Partisi Merkez Komitesi birinci sekreteri M.D Bağirovun işareti431949 ve 1951 yıllarında Azerbaycan Komünist Partisi XVII ve XVIII Kongreleri kararları ile teyit edilmişti. Bağirov XVIII Kongresinde konuşarak haydutlar ve katiller olarak Türk göçebelerinin Azerbaycanlıların imajına çok az uygun olduğunu kanıtladı. Tarihsel Ermeni topraklarını zaptettiği Devlet iktidarlığı daima Karabağ Ermeni nüfusunun Ermenistan ile birleşimi özlemlerinden korkardı. Bu yüzden o Transkafkasya'da kendi «otoktonluğu» teyit etme problemini gayret ile çözmeye başladı. Yabancı Türk kabileleri ve temellerinde oluşturulduğu milletin derin toprak kökleri olmadığından dolayı Baküde Güney Kafkasya ve komşu bölge topraklarında olduğu tüm eski siyasi oluşumları heyecanla «azerbaycanlaştırmaya» başladı. Öncelikle, tabii ki, bu tarihsel Ermeni ve Iran toprakları ve buna uygun olarak Ermeni ve Iran siyasi ve kültürel mirasına ait idi. 1939 yılında Azerbaycan SSC Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü tarafından hazırlandığı ders kitabında ve onun 1941 yılının işlenmiş versiyonunda Azerbaycanlılar sözde 3000 yıl önce Azerbaycan topraklarında yaşadığı Midyalılar,Kasplılar,Albanlılar ve diğer kabileler ile özdeşleştirilerek otokton olarak ilan edildi. Daha geri kalmıştan «az olduğu» Türk yabancılarının «Azerbaycan» halkını oldukça etkilemeyerek erittiği kanıtlandı. Bu nedenle Azerbaycan halkının döğüşü ile ilgili sorunun bir parçası olarak Midyanın tarihini işlemek gerek44. Azerbaycanlıların Ana ataları Midyalılar olduğu ilan edildiğinden dolayı 41 В. С т у п и ш и н. Геополитические фальсификаторы и национальный вопрос. —«Армянский вестник», 1999, № 1–2, с. 8. V. Stupişin,Jeopolitik Tahrifçileri ve ulusal soru. - «Ermeni Belleteni», 1999, № 12, s. 8. 42 В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 132. V. Şnirelman,söylendiği eser,s.132. М. Д. Б а г и р о в. Об очередных задачах интеллигенции Азербайджана. Баку, Азернешр, 1950 г. M.D. Bağirov, Azerbaycan Aydınlarının Sırası Gelen Hedefleri Hakkında, Bakü,Azerneşr,1950. 43 44 Отчетный доклад М.Д.Багирова на XVIII съезде Коммунистической партии большевиков Азербайджана о работе ЦК КП(б) Азербайджана. — «Бакинский рабочий» 26 мая1951 г. З.И.Ибрагимов, Е.А.Токаржевский. Развитие советской исторической науки в Азербайджане. Баку, 1964 г. Azerbaycan Bolşevikler Komünist Partisi Merkez Komitesi XVIII Kongresi'nde Azerbaycan Komünist (Bolşevikler) Partisi Çalışmasıyla Ilgili M.D. Bağirovun Çalışma Raporu, Azerbaycan Devleti buna uygun olarak Midya Kırallığıyla özdeşleştirilerek «bilenen ilk eski Azerbaycan kralı» olarak Midyanın kralı Deyoka belirlendi. Azerbaycanlılar Midyanın kökenli nüfusu, Midylılar ise sonraki gelenler olarak ilan edildi. Azerbaycan'ın Türkiyeden ve Pan-Türkçülüğünden ayrılması arzusuyla birlikte Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Azerbaycanlılar'ın« ana ataları» sayısına Midyalıları'nı almak için başka bir nedeni ortaya çıktı. Şu Bakü katılımıyla Stalin tarafından hazırlandığı «Demokratik» Azerbaycanla «Demokratik» Kürdistan'ın çıkarmasıyla Iranın bölümü idi. Midya versiyonunu işlemeye başlarken Albanyanınkine hala büyük bir önem verilmezdi. Ancak 1945-1946 yıllarında yazarların aynı grubu tarafından hazırlandığı «Azerbaycan Tarihi » yeni baskısında Azerbaycan halkı'nın« ana ataları» olarak Midyalılara yani Persler tarafından fethedilmasinden sonra eski Midya geleneklerini koruduğu Albanlılar eklendi45. Albanlılar dille edebiyatı hem de Türk dilinin Azerbaycanlılar lehçesi ile hiç bir ilgisi olmadığı Midyalılar dili konusunda elbette susardı. Azerbaycan'ın tarihini yeniden yazmak için parti ve devlet yetkililerinden sırası gelen bir vazife almakla Baküde hazırlayarak 1958-1962 yıllarında üç ciltli «Azerbaycan'ın Tarihi» yayınladılar. Azerbaycan tarihinin tahrifine çok yakından kendi H. Aliyev ve F.Mamedov ile ilişkili Z.Bunyatov en büyük katkıda bulundu. Ağvank'ın ortadan kaldırması ve XI yüzyılda Azerbaycan Türk ataları'nın ortaya çıkması arasındaki zaman boşluğu sorunu Buniyatov basitçe çözdü. O Ağvank'ın Türkleştirilmesini IV-V yüzyıllar'a aktardı46 ve Karabağ kökenli nüfusunu «Ermenileştirilmiş» ve Alban Monofizitliği'ne çevrilmiş olarak sunarak Azerbaycanlılar'ın ataları içine girdirdi 47. Karabağ'ın Ermenileriyle ilgili Buniyatov'un kavrayışını yorumlayarak Amerikalı araştırmacı R. Hewsen kaydetti: «halkları yakınlaştırma ve asimilasyonun Sovyet kurulumuna tamamiyle uygun olduğu ve pratik olarak Azerbaycanlılar'ın Ermeni azınlığını asimilasyona uğradığına hak verdiği bu kavrayış aslında Azerbaycanlılarla Karabağ Ermenilerini aynı atalarından çıkardı». Ayrıca Hewsen bunda«Azerbaycan'ın Ermenistan SSC toprakları üzerinde potansiyel taleplerini» görüyordu48. Keyfi istediği gibi tarihi bilimde tespit ettiği tarihleri ayarlayarak Azerbaycanlı tahrifçiler zaman açısından uygun olmadığı Hint dilli Midya varlığı sonunu ondan mesafe olarak "Bakinskiy Raboçiy" 26 mayıs 1951. Z.I.Ibrahimov, E.A.Tokarjevskiy, Azerbaycan'da Sovyet Tarih Biliminin Gelişimi, Bakü, 1964. 45 З. Б у н и я т о в, 1965, (Азербайджан в VII — IX вв. — Баку, 1965.-К.С)с. 179–188. Z.Bunyatov, (Azerbaycan VII - IX yüzyıllarında-K.S.)1965,s.179-188. 46 В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 161. V.Şnirelman,söylendiği eser,s.161. 47 R. H e w s e n. Ethno-history and the Armenian influence upon Caucasian Albanians… Philadelphia: Scholars press, 1982, p. 27; В.Шнирельман, 161. R.H e w s e n. Etnotarih ve Kafkas Albanyalılar Üzerinde Ermeni Etkisi ... Filadelfya, Bilim adamları basnı,1982,s.161. V.Şnirelman,161. 48 R. H e w s e n. Ethno-history and… p. 27; В.Шнирельман, 161. R. H e w s e n, Etnotarih ve…s.27, V. Şnirelman,161. ayrılmış Kura altındaki Kafkas dilli Albanya tarihinin başlangıcı ile onu da bölgede XI yüzyılda ortaya çıktığı Türk dilli «Kafkas Tatarları» ile kapattı. «Azerbaycan halkının kesintisiz tarihi » üç parçası arasındaki mekansal boşluğun ortadan kaldırması için V yüzyıla kadar Kura Nehriyle geçtiği Albanyan'ın sınırını Aras Nehrine aktardı. Bununla birlikte Azerbaycanlı hayalperest- oyunbazlar Midyalıların bir etnik grup olarak akraba Persler tarafından asimile edildiği gerçek olasılığını tarihten çıkardı. Onlar sadece Kura altındaki Albanyanın kökenli nüfusun Selçuklular saldırıları ile kaybolması değil, ama Pers Hanları egemenliği altında Karabağ Pers hanları ile olduğu şiddetli bir yarış durumunda Lezgiler ve Dağıstanın diğer halklarında yaşamasının devam etmesinin gerçeğini hesaba almazlar. Onlar yani Muğan Bozkırına yerleştirdiği Türk göçebelerinin etno-politik bir toplum oluştuğu,fakat kaynaklarında Iranın Azerbaycan ilinde bugüne kadar olduğu gibi kendilerini Iran siyasi dünya bir parçası olarak saymadığı tezin kanıtlaması olmamasından da rahatsız olmazlar. Genişleme için oluşturulduğu yapma yapı üzerinde Azerbaycan tarihçilerinin bir cevap vermediği bir çok soru oluşturur. Bu yapıya aykırı tüm dönemlendirme, lokalizasyon, etnik yapısı, dil konularını geçerek yani «dünyanın en eski» Azerbaycan devleti gelişme sırasını yansıtan onlar tarafından yapıldığı siyasi kuruluşlar bir sıraya dizilmiş. Bu yeni olmuş ataların listesi M.Ö IX yüzyılda Lulubeyler ve Kutiler tarafından kurulduğu Manna devlet kuruluşu sonra ardından geldiği M.Ö. VII-VI yüzyıllarda Helenistik dönemde varolduğu Midya ve Arastan güneyine doğru yer aldığı Midya Atropaten'den başladı. Midyanın kuzeyde Terek Nehrinden güneyde Kura ile Aras Nehirlerin alt akmasına kadar ulaştığı mümkün olduğu en geniş aralığında yerleştirildiği «Kuzey Azerbaycan toprakları» yani Albanyaya doğru ulaştığını kanıtlanırdı49. «Azerbaycan kimliği» ile devlet bağımsızlığını kanıtlamaya çalışarak Azerbaycanlı tarihçiler ancak tahrif etmek değil, ama tamamen Ağvank 'ın 50 Ermenistanla olduğu özel siyasi, kültürel, dini ve diğer bağlarını hesaba almadı. Şu andan itibaren Manna, Midya Atropatena ve Albanya kendi dilleri ile konsolide edilmiş bir etnik gruplar olarak kabul etmek değil, ama «Azerbaycan siyasi kuruluşları» olarak kabul edilecekti. Bu eski Doğu ülkeleri Azerbaycan devleti doğru öncüleri olarak sunulurdu. Bu belgelerin mevcut toplaması amacı Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki toprak tartışmasının doğuşu, içyüzü ile gelişmesi hakkında belgesel aydınlatma sorusu olduğu için biz profesyonel tahrifçilerle bir anlamsız polemiğe girmeyerek ancak Albanya üzerinde Azerbaycanın taleplerinin bu amaçla başvurduğu diğer vakalar gibi kaba bir yalan olduğunu kesin olarak kanıtladığı birincil kaynakların faturası getirmesiyle yetiniriz. Doğu ve Batı'nın şimdi olduğu gibi iki süper güçleri olduğu Bizans Imparatorluğu ve Sasani Pers tarafından toprakları'nın bölümü'nün zamanına kadar Ermeni Devleti varlığı dönemi Greko –Roma birincil kaynaklarının bildirilerine karşı Azerbaycan yalandan başka hiç bir şey koyamaz. Aslında Ermeni devleti'nin topraklarının bir kısmı ile birlikte Genel 49 50 В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч.; с. 144–145.V. Şnirelman,söylendiği eser,s.144-145. Тоже, что Алуан или Албания. Aynı Aluan veya Albanya . Valiliğe yani Pers kıralı Marzpanlığı'na dönüştürülmüş olduğu zaman Ağvank tarihi'nin daha karmaşık dönemiyle ilişkin olarak biz hedefimizi şu dönemde de Ermeni siyasi dünyası ile kökenli Albanya'nın siyasi bağları'nın devam ettiğini kanıtladığı bilgilerin sunmasıyla sınırlandırıyoruz. «Dünyanın en eski» Azerbaycan halkı ve efsanevi «Azerbaycan devleti »parçaları olarak sunulan devlet oluşumları nüfusu Azerbaycanlıların Türk dili konuşan değildi. Midye Dili Hint-Avrupa bir biçimiydi, Atropatenada Farsça, Ağvankta Nah-Dağıstanca ve Ermenice konuşurdu. Bundan Azerbaycanlı tarihçiler söz etmeyerek yani gelecekteki Azerbaycan topraklarında «Ermeni bir sözü asla duyulmadı» diye yalan söyler. Neden bu topraklarda «yüzyıllar süresinde oluşturulduğu Azerbaycan halkı» ve Azerbaycan devletinin «Azerbaycan devleti varlığının sürekliliği» durumunda Azerbaycanlıların Alban dili bir kaç bölük pörçük metinden başka hiç bir iz bırakmadan neredeyse izinsiz kayboldu? Neden Alban nüfusunun «Azerbaycan kimliği» olması ile birlikte Albanya hakkında efsanevi Azerbaycan-Albanya eski medeniyetinin taşıyıcıları değil,ama sadece Ermeni tarihçileri Movses Kağankatvatsi, Kirakos Gandzaketsi ve diğerler yazdı? Ağvankın Ermenilerle Ermeni dili konuştuğu oturanlarından başka kime onlar tarafından Ağvankın tarihiyle ilgili yazılmış Ermenice eserler adreslenmiş? Onlar tarafından fethedildiği ülkelerin tarihinin benimsetmesi Türk-Azerbaycan geleneklerinin ruhu ile Bakü'de aniden yani bu yazarların diğer birçok Ermeni bilim adamıyla sanatçıları gibi Ermeniler değil,ama «ermenileştirildiği» Azerbaycanlı Albanlar olduğunu, onların eserleri ise Ermenice değil,ama Azerbaycan-Albanca yazılmış,fakat Ermeniler tarafından imha edildiğini kanıtlamaya başladı 51. Mesrop Maştots tarafından sadece Ermeni alfabesi değil, ama Alban alfabesi yaratılmış olduğunu ilk önce itibara almayarak sonra da yani bu yazmanın Ermeninikinden çok önce yaratılmış olduğunu iddia etmeye başladı. Alban- Azerbaycanlıya özellikle Gandzak (şimdi Gence) doğumlu ve Kilikya Ermeni Krallığı hizmetinde hayatını sona erdirdiği «Ermeni Yargı Kitabı»'nın yazarı Mkhitar Goş ta dönüştürüldü. 51 Азербайджанизации этих трудов предшествовало их изучение на предмет годности к присвоению. Переводы с древнеармянского языка на русский язык были предусмотрительно засекречены. Автор Комментариев пользовался изданным в Баку переводом «Истории Армении» автора XII в. Киракоса Ганзакеци в спецхране Всесоюзной исторической библиотеки. Bu çalışmaların Azerbaycanlaştırılmasından önce benimsetme yararlığı konusunda onların incelemesi yapıldı. Eski Ermeni dilinden Rus diline yapıldığı çevirleri ihtiyatlı bir şekilde gizlileştirilmiş. Yorumlar' ın yazarı Tüm-Birlik Tarih Kütüphanesi özel deposun'da Bakü' de yayınlandığı XII yüzyılın yazarı Kirakos Ganzaketsi' nin «Ermenistan Tarihi»' nin çevrini kullandı. Bakü'de azerbaycanlaştırılması mümkün bulunmadığı olanları sadece tahrif etti. Devlet düzeyinde düşük-dereceli dolandırıcılık açık eylemlerine, onlardan Bakü Karabağ tarihinin versiyonuna aykırı bütün kanıtların çıkarmasına başvurarak sadece Ermeni kaynakları değil,ama yabancı kaynakları yeniden yayınlamaya başladılar. Iran toprakları'nın azerbaycanlaştırması amacıyla Iran devlet ve kültür adamları da aynı cezaya uğradı. Icat ettiği «kavrayışlar» yaratarak ve yani Azerbaycanlıların bir kaç defa dilini değiştirdiğini tespit ederek onların yazarları aslında Azerbaycanlıların Türk kimliğinden vazgeçtiler. Azerbaycan halkının aslen Türk olması'nın taraftarları onlardan hiç birinde Türk dili konuşmadığı üç eski devlet oluşumları temelinde Azerbaycan halkıyla devletinin oluşması kavrayışın komikliliğine dikkat ederdi. Tarihin tahrifi yayılmacı amaçlarını paylaşarak Türk mirası'nın taraftarları ya türkleştirme'nin eskileştirmesini ya da kendi Türkleri'nin Güney-Doğu Transkafkasya otokton nüfusu'na dönüştürmesini tercih ettiler. Türk atalarının yerel karakterini iddia ederek onlar yani Türklerin anavatanı Orta değil,ama Batı Asya'da buluduğunu belirtmeye başladı. 80'lı yılların sonunda 90'lı yılların başında Ermenilere ve potansiyel olarak Iran'a karşı mücadelede yine Türkiyenin askeri ve siyasi yardımı'nın yararlı olabildiği zaman Azerbaycan halkıyla devletinin Pan-Türk kökeni kavrayışlarına geri dönmesi'nin meydana geldiği hiç tesadüfen değil idi. Büyük Turanın fikirlerine aykırı olduğu Azerbaycan halkının doğuşunun bu yorumlaması pan-Türkçülüğün «klasik» kavrayışının taraftarlarını tatmin etmedi. Resulzade ve Azerbaycanlıların doğuşu Türkist kavrayışı diğer yazarları Küçük Asya ve Güney Kafkasya'da Türklerin «otokton» oluşumu kanıt olasılığına şüpeyle davranırdı. Vurgu hala Asya anavatanından yani Büyük Turandan gelen Türk göçebelelerinin göçü üzerinde konulur. Bu kavrayışın taraftarları XI yüzyılda Selçukluların işgalinin yerli halkının kitle türkleştirme başlangıcı olduğunu, yabancı Türklerin Azerbaycan halkının oluşmasında önemli bir rol oynadığını düşünürler. Hıristiyan olduğundan dolayı Albanlılar bu süreçten çıkarıldı. Bu Azerbaycanlıları yani onların Kafkas Albanyası «kökenli nüfusu» olduğu iddiasıyla kendi toprak taleplerini tespit etme olasılığından yoksun bıraktı. Bu nedenle hepsi değilse de bazı Alban kabilelerinin yerli nüfusunun erken türkleştirmesi ya hatta ilk baştan Türk dilliliği bir versiyonu meydana çıktı. Bakü'de 1984 yılında yayınlandığ«Azerbaycan etnogenetik problemi üzerine» toplaması Rus araştırmacısı V. Şnirelmanın belirttiği gibi şu andan itibaren Azerbaycan halkını sadece «otokton» olarak değil, ama ilk baştan Türk dilli olarak düşünmek gerek olduğu kurulumdan geldi. Azerbaycanlılar «otokton» haline gelerek aynı zamanda «Türk halklarının ailesine iade etti»52.. 52 В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 171. V.Şnirelman,söylendiği eser,s.171 1980'lerin sonunda -90'lı yılların başında Karabağ özgürlüğü hareketinin yeni bir döneminin başlangıcı ile hem Azerbaycan Parti liderleri hem de Azerbaycan Halk Cephesi liderleri açıkça Pan-Türkçülük fikrini desteklemeye başdı. Bu siyasi akışa karşı mücadele Stalin'in kişilik kültü'nün mirası olarak ilan edildi53. Azerbaycan Uluslararası Hukuki Öznelliğini kazandıktan sonra «Büyük Azerbaycan» oluşturması fikri dış politika konjonktürüne bağlı olarak kah aktif kah sessiz bir devreye girer. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Elçibey açıkça bu konuyu gündeme getirdi. İlham Aliyev Dağlık Karabağ'ın benimsetmesi problemini öncelikli bir konu olarak çözmeye çalışırken H. Aliyev'in örneğini takip ederek Iran'ın Azerbaycan eyaleti üzerindeki açık taleplelerden kaçınır. Eski Kafkas Albanyasıyla Azerbaycan Devletinin icat ettiği «halefiyeti bağlantısı» olduğuna atıfta bulunarak Azerbaycanda Dağlık Karabağ için mücadelede onun «tarihsel argümanlar» getirmesine imkan vereceği umutla toprak genişleme pratik çıkarlarını bağlanmaya çalışırlar54.Dağlık Karabağı zorla ilhak etme politikasının resmi amacı Azerbaycan'ın «toprak bütünlüğü» sağlamasının ilan edilmesine rağmen Bakü aslında hem Ermeni hem de Iran yönlerinde toprak genişlemesi için bir köprübaşının genişletmesi istiyor. «Büyük Azerbaycan» fikrini gerçekleştirmek için aktif olarak ideolojik ve askeri hazırlama yapılır. Yabancı bir gücün boyunduruğun'dan ve sürekli fiziksel imha tehdidin'den kurtulma amacıyla tek bir Ermeni devlet içinde kendi insanlarıyla kaderini tayin ve yeniden birleşme meselesi olarak Karabağ sorunu'nun ortaya çıkması Rus İmparatorluğu'nun çöküşüyla Transkafkasya'da ulusal devletleri oluşumuna kadar uzanır. Bu nedenle Karabağ üzerinde toprak tartışması sadece 1918 yılında onun iki potansiyel sübjekti Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti meydana geldiği zaman ortaya çıkabildi. Dünyadan izole edilmiş ve soykırım ile kanı çekilmiş Ermenistan onun uzlaşmaz düşmanı yani Osmanlı İmparatorluğu ve onun tarafından oluşturulduğu ikinci bir Türk devleti olan Azerbaycan Cumhuriyeti ile yüz yüze kalarak tek başına var olma hakkıyla toprak haklarını ve hayati çıkarlarını savundu. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki böyle eşitsiz koşullarda onların oluşturma ilk günlerinden beri Karabağ ve diğer tarihi Ermeni toprakları üzerinde toprak haklarıyla ilgili bir tartışma ortaya çıktı. Azerbaycan Cumhuriyeti ve tarihi Ermenistan kalıntısında yeniden doğulduğu Cumhuriyet arasında hiç bir resmi olarak kurulduğu devlet sınırı olmadığından dolayı uygun bir hükümetlerarası sözleşmesinin imzalanması gerekli idi. 53 54 Там же, с. 174–175.Aynı yerde, s.174-175. Там же, с. 191. Aynı yerde, s 191. Artık 23 Haziran 1918 yılında Azerbaycan Cumuhuriyeti diplomatik temsilcisi Cafarov resmen komşu ülkelerin toprakları sınırlandırması üzerindeki komisyon organizasyonuyla ilgili Ermeni Ulusal Konseyine başvurdu : «Şu anda Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti kendi devlet sınırlarını belirtmeye başlayarak Ermenistan ile de dahil olmak üzere bu konuda tüm komşu ülkelerle ilişkiler içine önceden girmeyi görevini düşünmektedir».«bu amaçla en yakın zaman içinde her iki tarafın topraklarının bölmesi ile ilgili tüm konuların tartışılmasıyla çözülmesi başlayacağı Azerbaycan-Ermeni sınır komisyonunun örgütlemesi» önerildi55. Özellikle Karabağ aidiyeti konusunda iki ülkenin pozisyonlarının keskin olarak ayrılmasından dolayı bu tarih başlangıç olarak alınabilir. 3.Karabağ Rus Imparatorluğu'nun çöküşünden sonra Kasım 1917 yılından itibaren Rus askerlerinin kalıntılarıyla yetkilileri gittiğinden sonra Karabağ iktidar açısından bırakılmış bir duruma düştü. Şuşi kentinde çeşitli siyasi partilerin temsilcilerinden oluşturulduğu kentte tüm işleri yönettiği Ulusal Konsey yakında Ermeni nüfusu ile ilgili tüm işleri yürütmeye devam ettği sivil komiteye dönüştü. Ermeni ve Türk komitelerinin temsilcilerinden halklararası karakteri taşıdığı problemleri çözdüğü tek halklararası komitesi oluşturuldu. Içine her iki halkın eşit sayıda temsilcileri girdiği Komite başkanı olarak bir Ermeni, yardımcısı ise bir Türk atandı. Şuşi kenti 16 Temmuz 1918 yılına kadar böyle yönederken Karabağ Ermeni nüfusu ile dört ilçe - Varanda, Dizak, Haçen ve Craberd şu zamana kadar kontrolü dışında kaldı. Aralık 1917 yılından beri Rus sınır muhafızları Aras sahilini terk etmeye ve Rusya'ya dönmeye başladığı zaman yerli Müslümanlar tüm sınır karakollarını, depoları, Bakü yeni demiryolu yani Culfa mülkiyetini tahrip etmekle silah ve cephaneyi ele geçerek Cabrail bölgesinde Rus askerlerinin tüm bölüğünü canlı olarak kuyular içinde boğuldu. Rus askerlerinin kalıntıları Şuşi kentinden Yevlaha doğru giderek Barda istasyonunda Türklere tüm küçük silahla dört makineli tüfeği teslim etmek zorunda kaldılar. Şu anda Şuşide bir yönetim yapısı oluşturmak için 7 üyeden oluşturulduğu yönetimi seçtiği ve ona tüm idari, adli işlevlerini teslim ettiği ve gıda sağlama işleriyle görevlendirdiği Ermeni köylüleri kongresi düzenlendi. Karabağ'da ilin yönetiminin mevcut düzeni Türklerin gittiği ve 1918 yılının sonunda Ingiliz askeri misyonunun geldiği zamana kadar kaldı. 55 Док. № 231 (выделено нами. — Ю. Б.).Belge № 231.(ayırma bize ait-Yu.B.) Daha sonra Ingiliz birlikleri Şuşiye geldiğinde Binbaşı Gibbon eski yönetimi öğrenerek geçici hükümet yapısını bozmamaya karar verdi. Khmbapetler'in (kendini savunma grupları liderleri) toplantısı Karabağı Varanda, Dizak, Haçen ve Craberd bölgelerine böldü. Bu dört bölge geçici halk yönetimini oluşturarak Şuşiye bir temsilci gönderdi. Böylece Ingiliz misyonu olduğunda bu alanlardaki yetkililere misyonun direktifleriyle talimatlarını ilettiği bir merkez kuruldu. 4. Azerbaycan Cumhuriyeti - doğuştan yayılmacılığı ile Türk klonu Azerbaycan devleti Türkler tarafından Osmanlı Imparatorluğu'nun görüntüsü ve benzerliği ile oluşturuldu. Ermenilere karşı olan onun saldırgan, yayılmacı politikası Asya'dan geldiği yabancı işgalciler tarafından oluşturulduğu devletin doğası tezahürü direk bir sonucudur. Imparatorluğun'da hemen hemen tüm ezilmiş halklara karşı gerçekleştirildiği soykırım ve etnik temizlik politikası özel bir güçle ve daha eksiksiz ve vahşi biçimde Ermenilere karşı gerçekleştirildi. Bu durum vaktiyle Asya, Afrika ve Avrupa geniş alanları kapsadığı Osmanlı Imparatorluğu'nun bundan önce artık kendi toplakları'nın çoğusu olduğu Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Balkan ülkeleri kaybetmesiyle bağlı. En son Ermeniler (Kürtler olmak üzere) Türk boyunduruğun'dan kendi kurtarılması sorusunu gündeme getirdi. Bu tarihsel koşullarda Osmanlı İmparatorluğu'nda Siyonistler tarafından teşvik edildiği Türkçülükla Pan-Türkçülük şeklindeki agresif Türk milliyetçiliği ortaya çıktı. PanTürkçülük siyasi programının ilk ve temel amacı Rusya'da resmi olarak «Kafkas Tatarları» olarak adlandırıldığı göçebe ve yarı göçebe Türk boylarının yerleştiği Rusya hakimiyeti altında bulunduğu Güney Kafkasya'nın doğu kesiminde ve Iran'nın Azerbaycan ilinde yeni bir Türk devletinin kurulması idi. Bu Pan-Türk hedefine ulaşmak için Osmanlı Imparatorluğu Almanya tarafında Rusya'ya karşı dünya savaşına girdi. Bu hedefin ulaşma yolunda Osmanlı Imparatorluğu doğu vilayetleriyle (Batı Ermenistan) Rusyaya ait Doğu Ermenistan topraklarında yaşadığı Ermeniler dururdu. Bu engellin ortadan kaldırılması korkunç cinayetin yani 1915-1923 yıllarında«Türk» Ermenistan olarak denildiği ülken'in Ermeni nüfusu'nun her yerde tamamen imha etmesi ana siyasi motifiydi. Bu aynı nedenle Türkler Ermeniler'in soykırımı politikasını Güney Kafkasya sınırları içine aktardı. Türkler Rus Imparatorluğu'nun çöküşü ve Almanya ve müttefikleri ile Brest-Litovsk utançlı antlaşmasını imzaladığı Bolşeviklerin ihanetinden yararlanmakla «Kafkas Tatarları» ile birlikte işgal altındaki topraklarının Ermeni nüfusunu öldürerek Güney Kafkasya'nın bir parçasını ele geçirdi. Brest-Litovsk antlaşmasını ihlal ederek Türkler «bağımsızlığını» ilan ettiği Kafkas Türklerine yardım etmek için Bakü'ye doğru ilerledi. Onlara asla ait olmadığı Nahçıvan ve Kuzey Ermenistanın diğer alanlarını ele geçerek onları türkleştirmeye başladılar. Azerbaycan'ın toprak talepleri objelerinden biri Karabağ oldu. Karabağ toprakları yüzyıllar boyunca onun bölgelerinden biri olarak Ermeni devleti içine girerken Ermeni Krallığı yıkılmasından sonra bu alan birkaç yüzyıl boyunca Pers Şah yönetimi altında bulunarak Ermeni yarı bağımlı melikler tarafından yönetildi. Sonucunda 1828 yılında Türkmençay sözleşmesiyle değiştirildiği 1813 yılında Gülistan barış antlaşmasına göre Karabağ Hanlığı Rus yönetimi altına girdi. Ermenistan Bağımsız Cumhuriyeti halkının toprak bütünlüğünü savunarak, tabii ki, halkların kendi kaderini tayin ayrılmaz hakkı temelinde kendi ulusal devlet çerçevesinde yeniden birleşmeye çalştığı Ermenilerin Dağlık Karabağ nüfusunun yüzde 95'i teşkil ettiği gerçeğinden geldi. Azerbaycan devletinin 1918 yılında ortaya çıktığı için onun kendi birincil uluslararası hukuki unvanı yoktu. Azerbaycan devlet alanı olarak sunulduğu ve hala sunulan şey bundan başka ne Iran Hanlıkları ne de Rus illeri milliyet ilkesi üzerine inşa edilmemiş önce Pers daha sonra Rus devleti eyaleti olduğundan başka bir şey değildi. Hatta 1866 yılında Pers Gence, Karabağ, Şekiyle iki mahalelerinden oluşturulduğu Yelizavetpol ilinde Türkler nüfusun sadece yarısı yani yüzde 55,96'ı, Ermeniler ise yüzde 35,43'ü teşkil etti. Eski Rus illerinin sınırlarına referansın yanlışlığı tam Azerbaycanın Tiflis ve Erivan da dahil olmak üzere Transkafkasya tüm illeri üzerinde olduğu taleplerinin ilan etmesiyle de kanıtlanır. Ikincisi Nahçıvan Hanlığı ile resmen eski Ermenistan'nın bir parçası olarak Rusyaya eklenmiş ve Rusyada onun«Armyanskiy oblast»'ın (Ermeni Bölgesi,Ili-K.S.) devlet-hukuki durumu vardı. Azerbaycan Cumhuriyeti Karabağ üzerindeki talebelerini belirterek asla Türk düzenli ordusu ile bile Karabağı kendi hükmü altına almayı başaramadı. Türkler tarafından Soykırım Azerbaycan Devleti oluşturulması koşulları ve Ermenilere karşı onun politikası hakkında özellikle bu olaylar bir çağdaşıyla katılımcısı,1918-1919 yıllarında Bakü'de Rus Ulusal Konseyi çalışanı B. Baykovun görüşünü ortaya koyduğu toplamanın belgesinde söylenir56. «Azerbaycan hükümeti onun tarafından işgal ettiği Baküyle üzerlerinde kendi «yeni kurulmuş»cumuhuriyeti egemenliğini yayıldığı bölgelerin yönetimi konusunda ne yapacağını en az biliyordu. Öyle görünüyor ki ona sadece iki hedef açık idi:Ermenilerle mücadelenin derinleşmesi ve kendi milliyetçiliğinin empoze etmesi . <…>Bu yeni devletin fikrinin doğuşunun yazarı olduğunu ve bununla tam olarak hangi amaçlar güdüldüğünü açık bir şekilde hayal etmek için tarih ışığında bu yeni cumhuriyetin kendinden ne temsil ettiğini hayal etmek gerek. Bu iki il [Bakü ve Yelizavetpol] asla tek bir 56 Док. № 229. Belge № 229. siyasi gövde teşkil etmedi. Onlar asla ortak bir isim ve daha fazlası«Azerbaycan» ismi taşımadı» diye yazıyor. Yazarın belirttiği gibi « bu yeni devlet tarafından başka bir ülkenin bir parçası ve tamamen farklı bir alan yani Aras Nehri sağ kıyısı ile ilgili çoğrafi terimin benimsetmesi uzun zaman neden Persin bu yeni devleti tanımamasıyla onunla neyse diplomatik ilişkilerinde bulunmaması isteğinin ana nedenlerinden biriydi» 57 «Yeniden doğmuş devletin tarihsel mazereti araması imkansız olacaktı, ve ona onun bu ismin sahibi olmadığı bir ad takma nedeni daha az oldu» için «savaştan sonra zayıfladığı ve Rusya Bolşevikleri tarafından yıprandığı topraklarda» bu yeni devletin doğuşunu mümkün kıldığı siyasi koşulları gösteriyor. " Almanya ve Türkiye'nin tamamen askeri hedefleri Panislamizm ve Panturanizm büyümesi ile çakıştı ... mutlak bir kudret sahibi Almanya yörüngesinde olduğu Türkiye içine savaş öncesi Türkiye, Kafkasya ve Transkafkasya, Aşağı Volga bölgesi, Transkaspya, Türkistan (Hiva ve Buhara ile)Pers vs.alındığı büyük bir ülkeyi hayal ediyordu. Türk milliyetçilerine çoğunlukta Enver Paşa gibi siyasi maceracılara veya Topçibaşev, öldüğü Han Khoyski ve diğerler gibi yerli politikacılara farklı bir ölçekteki devlet adamları oynama çekici perspektivleri geliyor» o yazıyor. Yazar resmi bir düzey'de ortaya çıktığı ermeni fobya ideolojisini belirtiyor: «Ermenilere kesinlikle savaş ilan edildi. Ne bir Ermeni girişim ne herhangi bir faaliyet alanında bir rekabet olduğunu tolere edilmeyeceğini hiç gizlemiyordular. Dr. Khosrov Bek Sultanov (Tarım ve Devlet Mülkiyet Bakanı) ve diğerler gibi bazı şovenistler açıkça Azerbaycan'da ya Ermeniler'in olmayacağını ya da onların Türk Raya (hakları olmadığı insanlar)durumunda olacağını söylüyordu. «Bizde Ermenilerin yapacağı hiçbir şey yok kendilerine gitsinler» ateşli milliyetçiler arasındaki efendiler diyordular». Bu devlet ideolojisi pratik olarak sadece «hatta ulusal (hayır kurumları vs.) değil ama özel olduğu Ermeni varlıkları'nın çalmasın'da » ifade edilirdi. Tamamen Bolşevik yöntemleriyle sadece apartmanlar değil, ama Ermenilere ait ticari ve sanayi tesisler de kamulaştırıldı. «Hiç kimse tarafından tutulduğu ayaktakımı tarafından gerçekleştirildiği Ermenilerin kitle katliamları başladı … Sırayla,tek tek, bir iz bırakmadan farklı tanınmış Ermeniler kaybolmaya başladı… Demiryolu hattı ile Ermenilerin geçişi güvenli değil idi. Ermeniler trenden çıkarılmakla vagonlar dışına çekilerek vuruldu. Birçok Ermeni Bakü'den Azerbaycan'ın diğer bölgelerine sürgün edilerek ya Cezaevi'ne, ya da sağlıksız alanlarda zorunlu çalışmaya gönderildi »58 57 Док. № 229 (выделено нами. — Ю. Б.).Belge № 229(ayırma bize ait-Yu.B). 58 Там же (выделено нами. — Ю. Б.).aynı yerde(ayırma bize ait-Yu.B).