Zararlı Alışkanlıklar • Sağlığı olumsuz yönde etkileyen, zararlı olduğu bilindiği halde kolay kolay vazgeçilemeyen alışkanlıklara sağlığa zararlı alışkanlıklar denir. • Bağımlılık: Kişinin kullandığı madde üstünde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. • Fiziksel Bağımlılık: Beden sağlığına zarar veren maddelerin vücuda sürekli alınmasına fiziksel bağımlılık denir. Fiziksel bağımlılık yaratan maddelerin kullanımının bırakılması sonucu vücutta kriz düzeyinde yoksunluk meydana gelir. • Ruhsal Bağımlılık: Psikolojik bağımlılık anlamına gelir. Zararlı maddelerin kullanım amacı kişiye keyif verme ve uyuşturma olursa bu durum psikolojik bağımlılığa girer. Bu durum, kişinin bu maddeleri sürekli artan dozlarda almasına ve ileride ölmesine neden olur. • Davranışsal Bağımlılık: Sinirlenince ya da üzülünce sigara içme gibi alışkanlıklara davranışsal bağımlılık denir. Bağımlılık Nasıl Oluşur. • İlk temas (Deneme) • Kullanım ve hücresel düzeyde değişme (Zaman zaman kullanım) • Psikolojik ve Biyolojik Bağımlılık (Sürekli kullanım) • Maddeyi Arttırıyorsa • Yoksunluk Belirtisi (depresyon-kramp) Yaşıyorsa • Madde Alınması ile Rahatlıyorsa • Ruhsal Bedensel Sosyal Zarar Yaşıyorsa • Sorumluluklarını İhmal Ediyorsa Başlama Nedenleri • Merak • Arkadaş baskısı • Sorunlarına çözüm aramak ve uzaklaşmak • Farklı gözükmek • Beğeni toplamak • Bir gruba ait olmak • Eğlenmek • AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi) raporlarına göre • Kurulduğu 2006 yılından 2013 yılına kadar başvuru sayısı 4 katına çıkmıştır. • Başvuruların %48’i alkol %28’i eroin %16’sı diğer maddeler %8’i uçucu madde kullanımının tedavisi için başvurmuştur. • Bağımlılık yapan maddelere başlama yaşı 10 yaşına kadar düşmüştür. • Sigara: Tütün bitkisinin işlenerek nikotin gibi keyif verici ve bağımlılık yapan maddelerle karıştırılmasıyla oluşur. Bu maddeler insanda sürekli sigara içme alışkanlığı kazandırır ve uzun dönemde sigaraya bağlı pek çok hastalığa neden olur. İnsanlar sigarayı içmese bile sigara içenlerin dumanlarından doğrudan etkilenirse pasif içici haline gelirler. Pasif içiciler, sigara tiryakileri kadar akciğer kanseri riskiyle karşı karşıyadır. Sigaranın İçindeki Maddeler • Nikotin : Bağımlılık yapan, kalbin çalışma düzenini bozan, kan damarlarını daraltan, algılama yeteneğini azaltıp refleksleri yavaşlatan, salgılanan hormonları artıran ve kan pıhtılaşmasını yavaşlatan etkilere sahiptir. • Katran: Soluk Borusu içinde bulunan ve solunum havasındaki tozlarla mikropları tutup dışarı atılmasını sağlayan titrek tüyleri birbirine yapıştırır. Havada ki toz ve mikropların doğrudan akciğerlere gitmesine sebep olur. Balgam oranı artar. Kanser oluşmasına neden olan pek çok madde özellikle ağız içi, gırtlak, akciğer ve mide kanserine neden olur. Tat almayı zorlaştırır. • Karbon monoksit: Egzoz gazı kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır. Kalbin çalışmasını ve solunum hızı arttığı halde dokulara daha az oksijen gittiği için insanın hareketlerinin yavaşlamasına ve çabuk yorulmasına neden olur. Sigaranın İçindeki Maddeler • Arsenik: fare zehiri olarak bilinir. Zehirli ve kanserojen bir maddedir. • Ağır Metaller: Kalp, akciğer, böbreklerle diğer bazı organların çalışmasını engelleyen, bağışıklık sistemini zayıflatan, kanserojen etkisi olan ve vücutta birikim yapan maddelerdir. • Metanol: Roket gazı • DDT: Böcek ilacı • Kadmiyum: Araba aküsü • Bütan gazı: Tüp ve çakmak gazı • Aseton: Kimyasal sökücü • Naftalin: Güve ilacı • Amonyak: Kimyasal temizleyici • Önümüzdeki 20 yıl içinde sigara; • • • • • • AIDS, Tüberküloz, Trafik kazaları, Anne ölümleri, İntihar, Cinayetlerin • toplamından daha fazla insan öldürecektir!!! • Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde 1.1 milyar kişi sigara içiyor, bu rakamın 2025 yılında 1.6 milyara yükseleceği tahmin ediliyor. Bugünkü sigara içme oranları devam ederse, bugün hayatta olan 500 milyon kişi sigara nedeniyle ölecek. • DSÖ, sigara kullanımının yılda 4,9 milyon insanın ölümüne yol açtığını, bu sayının önümüzdeki 20 yıl içerisinde iki katına çıkmasının beklendiğini kaydetti. Sigaranın Sağlığımıza Etkileri • • • • • • • • • • • • Ses telleri, cilt ve cilt rengi bozulur. Tat alma duyusu ve dişler bozulur. Gözlerde katarakta ve körlüğe neden olabilir. Omurgada bozuklukları ve kemik erimesi artar. Mide ve yemek borusunda kanama, ülser ortaya çıkar. Şeker hastalığına neden olur. Sigara vücudun bağışıklık sistemini baskılar. Yaralanmalarda kan pıhtılaşmasını yavaşlatır. Kan damarlarını daraltır. Kalp krizi ve felç riskini artırır. İktidarsızlık yapar. Solunumu zorlaştırır. • Ses tellerini ve sesin ahengini bozar. Cilt, rengini ve canlılığını kaybeder. Vaktinden önce buruşur ve pörsür. • Tükürük salgısını azaltır, Dişleri sarartır, vaktinden önce bozar ve çirkinleştirir. • Gözler parlaklığını kaybeder. Gözün beyaz tabakası sarı ve kirli bir renk alır. • Yemek borusunun alt ucunun basıncını azalttığı için reflü hastalığına yol açar • Enfeksiyonlara zemin hazırlar, Enfeksiyon hastalıklarının tedavisini zorlaştırır • Ayrıca, Sigara toplumsal açıdan da problem kaynağıdır. İçen kişinin elleri, nefesi ve elbisesi üzerine sinen kokuda etrafındakiler için tiksinti vericidir. • SİGARA; • Akciğer Kanserlerinden % 95, • Akciğer Hastalıklarından % 82, • Kalp-Damar Hastalıklarından %21, • Felçlerden % 18, Oranında Sorumludur. • Pasif içicilerin % 25’ inde akciğer kanseri görülür. • Sigara içtiği için ölen her 9 kişi, içmediği halde dumanını soluyan 1 kişinin de ölümüne neden olmaktadır. • Pasif içicilerde boğaz ve gözlerde yanma, sulanma, kaşınma, kalp atım hızının artması, kan basıncında yükselme, kandaki karbon monoksit düzeyinde artma görülür. (astım, bronşit, zatürre) çocukların ileri yaşlarda akciğer kanserine yakalanma olasılığı artar. Sigara içen annelerin çocuklarında • • • • • • • • • Büyüme gelişme geriliği, Ateşli havale, Davranış bozukluğu, Alerjik hastalıklar, Akciğer gelişme bozukluğu, Solunumsal Enfeksiyonlar, Astım, Kronik bronşit, Akciğer kanseri, gelişme riski artmaktadır Sigarayı Bırakmak İçin Öneriler • Fizyolojik bağımlılık 15 gün, psikolojik bağımlılık 6 ay sürer. • Kesin karar vererek herhangi bir gün seçilerek bırakılır. • Sigara içen arkadaş ve çevreden uzaklaşın. • Sigara içme isteği uyandıran yiyecek ve içeceklerden uzak durun. • Yanınızda sigarayı hatırlatacak eşya taşımayın. • Sizi strese sokacak konu ve tartışmalardan uzak durun. Alkol • Alkollü içkiler, mayalanmış şekerli besinlerden elde edilen aklı, şuuru etkilemek suretiyle sarhoşluk veren maddelerdir. • Alkol sırasıyla ağız, yemek borusu, mide, ve ince bağırsakta emilerek kana karışır ve pek çok organı etkiler. Aç karnına alınan alkol 2 dakika içinde kana geçer. • Alkol kullanan gebe annelerin bebekleri normalden daha küçük doğum ağırlıklı ve gelişmemiş olarak doğar. Bebeklerde zeka geriliği, kalp bozuklukları ve bazı sistemik bozukluklar olabilir. • Kişinin alkolden etkilenme durumu kilosuna, vücut büyüklüğüne, ruhsal durumuna, vb. özelliklerine göre değişir. Etkilenen Organ Etkileri Etkilenen Organ Etkileri Beyin Uyku hali, denge bozukluğu, görme sorunu Akciğerler Astım, alkol ve sigara birlikte kullanıldığında AC kanseri Yemek borusu Kanser ve yutma güçlüğü Yüz ve boyun Kılcal kan damarları genişlediği için kızarmalar Kalp ve Damarlar Kalpte büyüme, yetmezlik, hiper tansiyon, damar sertliği Mide Salgılarda artma, bulantı, kusma, gastrit, ülser, kanser, kanama Karaciğer Beslenme bozuklukları, KC Pankreas büyümesi ve yağlanma, siroz, kanser Kanser ve kist oluşması Üreme organları (kadın) Adet düzensizlikleri, cinsel Üreme organları (erkek) işlev bozuklukları, erken menopoz Sperm üretiminin azalması, kısırlık ve cinsel güçsüzlük Kas ve iskelet Kas ağrıları, kas gcünde Karıncalanma, uyuşma, el Sinirler • Alkolün %90’ı karaciğerlerde parçalandığı için karaciğer hücreleri yıpranır. Enzim, vitamin, protein ve karbonhidrat metabolizmasını olumsuz etkiler. Kan şekerinin önce yükselmesine sonra düşmesine neden olur. Karaciğerin büyümesine, yağlanmasına, yetmezliğine ve sonunda karaciğer yüzeyinin incelip bozularak siroza neden olur. Alkol kullanımı siroz riskini 8-10 kat artırır. • Beyin etkilenerek düşünme yeteneği azalır, unutkanlık artar. Refleksler azalır ve yavaşlar. • Vücutta B1 B2 B6 C vitamini, magnezyum, potasyum ve çinko gibi mineral eksiklikleri ortaya çıkar. Beriberi ve pellegra gibi hastalıklar oluşur. • Alkol, özellikle deri yüzeyindeki damarları genişletir. Deri yüzeyine daha çok kan gelmesi sonucu kızarıklık ve geçici sıcaklık hissi oluşur. • Alkolün bir kısmının oksitlenmesi sonucu oluşan ısı enerjisi vücutta metabolik faaliyetlerde kullanılamayıp deriden dışarı verilir. Geçici bir ısınma duygusu oluşur. Kaybedilen ısı nedeniyle alkol, sanıldığı gibi ısınmaya değil, bir süre sonra üşümeye, aşırı terlemeye ve donmaya neden olur. • Bir kısmı da derideki ter bezleriyle atılır. • Alkolün bir kısmı akciğerlere gelerek solunumla dışarı atılır. • Böbreklere gelen alkol, böbreklerin çalışmasını hızlandırıp idrar söktürücü etki yapar. Bu da böbreklerin yorulmasına, yıpranmasına ve vücutta fazla sıvı kaybına neden olur. • Kandaki alkol miktarındaki artış kalbin çalışma hızının yavaşlamasına, kalp atışlarında düzensizliğe, damarların sertleşmesi ile kan basıncı ve nabızdaki aşırı değişimleri sürekli hale getirir. Alkol kullananlarda kan damarları genişlediğinden bir süre sonra ısı kaybı artarak vücut sıcaklığı düşer ve kan basıncı ile metabolizma hızı azalır. Sonunda kalp ve solunum durmasına neden olabilir. • Alkol sinir sistemini etkileyerek iltihaplanmaya neden olur. Beynin diğer organlar üzerindeki denetimi azalır kişi davranışlarını denetleyemez ve sonunda olanları hatırlayamayacak biçimde uykuya dalabilir. Zamanla beyin damarlarında kanamalar olabilir. Beyincik alkolden etkilendiği için denge üzerindeki etkisini kaybeder. • Kasların çalışmasını etkiler. Olaylara tepki gösterme zamanı artar. Ellerde titreme olur. Kasların ağrıması ve zamanla erimesi, sık sık krampların oluşmasına neden olur. Dilin ağırlaşması konuşmanın peltekleşmesi, organların çalışmasını yavaşlattığından solunum hızının düşmesine neden olabilir. • Üreme organlarını etkileyerek cinsel işlev bozukluklarına ve bu organların yeterli işlev yapamamasına neden olur. • Gebeyken alkol kullanılması doğumsal bozukluklara, büyüme gelişme geriliğine ve kalp anomaliliklerine neden olur. Bebeklerin düşük doğum ağırlıklı doğmalarına neden olur. • Alkol kullanımı konusunda Avrupa Konseyi için hazırlanan rapora göre; • Cinayetlerin %85 • Şiddet olaylarının %50 • Tecavüz %50 • Trafik kazalarının %60 • İşe gitmemelerin %60 • Akıl hastalıklarının %40 kadarının alkol kullanmaktan kaynaklandığı görülmektedir. Uyuşturucu • Keyif verici, sakinleştirici, uyarıcı ve uyuşturucu etkileri olan ilaç ya da benzeri kimyasal maddeler genel olarak uyuşturucu madde olarak nitelendirilir. • İlaçların ya da kimyasal maddelerin, tedavi edici amacı dışında geçici keyif verici, uyarıcı ya da uyuşturucu etkileri nedeniyle kullanılması, kötüye kullanım olarak adlandırılır. • Uyuşturucu maddeler ilk kez alındıklarında vücutta gevşeme, rahatlama, olaylar karşısında vurdumduymazlık yaratıp aldatıcı bir keyif vererek insanın çevresinde hayali bir dünya oluşturur. • Yoksunluk Belirtileri: Kramplar, Titreme, Çarpıntı, Uyuyamama, Bilinç Bozukluğu, Kusma, Korkma, İntihar girişimi, Bayılma • Madde bağımlılığı alışma, doyma ve düşkünlük dönemi olmak üzere üç aşamada incelenebilir. • Alışma dönemi, denemek amacıyla uyuşturucu maddenin bir kez kullanılması ya da doktorun verdiği bir ilacın daha sonra kontrolsüzce kullanılmasıyla ortaya çıkan geçici iyilik durumudur. • Doyma dönemi, kişinin maddeyi bulamadığı ya da kullanmadığı zaman yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığı, uyuşturucu kullanmadan yaşayamayacağını zannettiği zamanlardır. Çarpıntı, titreme, sürekli terleme, mide bağırsak bozuklukları, dikkatsizlik, dalgınlık, çevresiyle ilişkilerinin bozulması, gerginlik gibi nedenlerle tekrar uyuşturucu kullanma zorunluluğu hisseder. Ve tolerans gelişimi nedeniyle daha fazla uyuşturucu kullanması gerekir. • Düşkünlük dönemi, Kişinin uyuşturucu bağımlılığından kurtulamadığı, bedensel ve ruhsal çöküntü içine girdiği son aşamadır. Kendisini yönetecek gücü ve sosyal çevresini kaybederler. Vücut direnci düştüğü için sık sık hastalanırlar. Aynı enjektörü kullandıkları için AIDS, hepatit B gibi hastalıklar sık görünür. Bilinç bulanıklığı vardır. Zehirlenme görülebilir. Hayal görme, denge bozukluğu, yalnız kalma isteği, idrar ve dışkı tutamama gibi rahatsızlıklar görülebilir. İntihara yönelme görülebilir, derin komaya girip yaşamlarını yitirebilirler. Bağımlı kişilerin tedavisinde yapılması gerekenler • Bağımlı olduğu maddeyi bırakmaya karar vermesi ve bırakması • Kesin tarih belirleyerek sigara, çakmak taşımayı bırakmalı ve başkalarının verdiği sigarayı almamalı • Sigara ve diğer tütün ürünlerini bırakma kararını çevresine duyurup desteklerini almalı • Tütün ürünlerini bırakınca içerken görülen şikayetlerin giderek azalacağına inanmalı • Zararın neresinden dönülürse kar olacağını ve erken bırakmaya çalışmanın kolay olacağını bilmeli • Sigara içilen ortamlardan uzak durulmalı • Tütün ürünlerini bıraktığı zaman nefes almanın bile kolay olacağını düşünmeli • Başkalarına tütün ürünü ikram etmenin iyilik olmadığını bilmeli Bağımlı kişilerin tedavisinde yapılması gerekenler • Sağlığa zararlı alışkanlıkların tedavisi için kişi, hastanelerin göğüs hastalıkları polikliniklerine, psikiyatri bölümlerine, akıl ve ruh sağlığı hastanelerine, Yeşilay, Türkiye Sigarayla Savaş Derneği, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu gibi kuruluşlara başvurarak uzman kişilerle yüz yüze görüşüp yardım almalıdır. Bağımlı kişilerin tedavisinde yapılması gerekenler • Alkol bağımlılığı tedavisinde iki aşamalı bir program uygulanır. • Alkolden arındırma: Burada yoksunluk belirtileri açısından izlenir. 4-7 günlük izlemelerde gerekirse sakinleştiriciler kullanılır. Bu dönemde depresyon ve görülebilecek yüksek kan basıncı, şeker, karaciğer, kalp hastalıkları ve beslenme yetersizlikleri ya da bozuklukları için tedavi uygulanır. • Rehabilitasyon: film izleme, grup tedavisi, danışmanlık hizmetleri, ilgi çeken bir uğraşla ilgilenme şeklinde 3-4 haftalık bir program uygulanır. Bunların en önemlisi de bağımlılığa neden olan etkenlerin yerine konulabilecek olumlu davranışlar geliştirilebilmesidir. Bağımlı kişilerin tedavisinde yapılması gerekenler • Uyuşturucu bağımlılığı tedavisinde de alkoldekine benzer bir tedavi programı uygulanır. Uygulanacak tedavi birbirini tamamlayacak şekilde olmalıdır. Bağımlılık erken fark edilip tedaviye ne kadar erken başlanırsa tedavinin de o kadar kısa süreceği bilinmelidir. Madde bağımlılığından korunmak için; • İnsanın gençlik döneminde, çeşitli bocalamalar yaşayabileceği bilinmeli ve bunlar doğal karşılanabilmeli, kişiye anlayış gösterilmeli, yardımcı olunmalıdır. • Kişi, günlük çalışma, dinlenme ve uyuma zamanlarını dengeli bir biçimde ayarlayabilmelidir. Hobilere ve spor etkinliklerine yer verilmelidir. • Kişiler beklenmedik zorluklar ve olaylarla karşılaştığı zaman yılgınlığa düşmemeli, sağlıklı mantıklı çözümler bulmaya çalışmalıdır. • Kişi çevresiyle olan ilişkilerini gözden geçirmelidir. Madde bağımlılığından kurtulmak konusunda bilimsel yöntemlerden yararlanılması gerektiğini bilmeli ve buna istekli olmalıdır. Madde bağımlılığından korunmak için; • İnsanların, sağlığa zararlı alışkanlıklar konusunda bilgilendirilip böyle maddelerden uzak durması sağlanmalı, gerektiğinde TUBİM (Türkiye uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi), AMATEM, Yeşilay gibi kurum ve kuruluşlardan yardım alınmalıdır. • Bağımlılık yapan maddelerin kullanılmasından çıkar sağlayan kişilere karşı uyanık olunmalı ve bu kişilerle mücadeleye yardımcı olunmalıdır. • Gençlerin sağlıklı tutum ve davranış geliştirebilmeleri için gençlik merkezleri, spor salonları, yüzme havuzları vb. tesisler yapılmalı, ilgilerini buralara çekecek etkinlikler düzenlenmelidir.