Mesleğimiz Eylül 2013 Dünden Bugüne Öğretmenlik Mesleği-2 Eski Mısır Medeniyetinde Öğretmenlik Doç. Dr. Levent Eraslan Eski Mısır, eğitime ve öğretmenlik mesleğine önem veren medeniyetlerin başında gelmektedir. Eğitim ve okul papirüsleri eski Mısır’da eğitim bilginlerinin sürekli bir gelişme içinde olduğunu göstermektedir. Öğrenciler ya yatılı olarak okullarda kalırlar ya da sadece gündüzlü eğitim alırlardı. Nasihatler ve kıssalar bu dönemde öğretmenler tarafından kullanılan önemli öğretim araçlarıydı. Öğrenciler öğretmenlerinin nezaretinde genellikle üç sayfa küçük çizimler –genelde hayvan figürleri- yaparak öğretmenin düzeltmeleri ile çocuksu öğrenme çabaları desteklenirdi. Aritmetik, oyunlar ile modern bir şekilde öğretilirdi. Öğrencilere pekiştireç olarak öğretmenler elma ya da çelenk verirlerdi. Öğretmenler pratik ve uygulamaya dönük bir eğitim anlayışı ile öğrencilere sembolik gemiler dağıtarak altın, gümüş ve pirinç hesapları yaptırırlardı. Öğretmenler öğretim sürecinde öğrenciler için daha anlaşılır düzenlemeler yaparak kendilerini daha fazla yararlı ve daha aktif olmalarını sağlıyorlardı (Bottwell,1915,17). Kızlar ve erkeklerin eğitim bağlamında eşit olmadıkları bir eğitim sisteminde kızlar evde erkekler ise okullarda eğitim alırdı. Yazı bilgisi eski Mısır’da çok önemli bir beceridir ki âlimlere (öğretmenlere) “kâtip” adı verilirdi. Matematik, aritmetik, astronomi, geometri ve tıp alanlarında eski Mısır, Batı dünyasının öğretmeni konumundaydı. Özellikle Astronomi öğretmenlerine cennetin gizemli öğretmeni (mystery teachers of heaven) sıfatı verilirdi ki bu sıfat öğretmenliğin ne kadar önemli ve kutsal bir mertebede olduğunu göstermesi bağlamında önemlidir (Bottwell, 1915,19). Eski Mısır’da öğretmen olmak önemli bir meslek olarak görülürdü. Okulun ve öğretmenin önemi papirüslerde görülmektedir. “Bir günü okulda geçirmek faydalıdır ve onun eseri dağlar gibi ebedi kalır” nasihati ve anaya saygı için “Çünkü o seni okula yolladı” cümlesi örnek verilebilir. Ayrıca ek olarak “terbiye olmayan delimsek adamlardan olma” ve “Çocuğunu eğitmeyen baba onun uzun yaşamasını istemiyor demektir” papirüs kaydı da eğitime verilmek istenen önemi gösterir (Öymen, 1969, 22-23). Eski Mısır metinlerinde yer alan “Duaf Oğlu Khety Öğreniyor” başlıklı hikâyede baba, oğlu Duaf’a, okula giderse daha yüksek bir statü elde edebileceğini anlatmakta ve oğlunu eğitim için ikna etmeye uğraşmaktadır (Parkinson, 1991,108). Eski Mısırlılar’ın eğitim ve öğretime verdiği önem atasözlerine yansımıştır. “Cahil adam yüklü bir hayvana benzer, okumuş ise bu hayvanı sevk ve idare edendir.” Eski Mısır’da çocukların bir ile dört yaşları arası “akıllı küçük” olarak adlandırılır. Bunun döneme özgü bir çocukluk olgusunu ortaya koyup koymadığı belli değildir. Çocuk emzirme yaşının ilk üç yıl olduğu göz önüne alındığında bu ayrımın biyolojik gerçeklik çevresinde tanımlanması doğru olur. Kanad, beş yaşında çocukluk evresinin başladığını belirtir. Bu yaşta çocuklara özel elbiseler giydirildiği ve okula gönderildiği söylenir (Doğan, 2000, 81). Yapılan kazılarda okulların mabetlerin yanında yer aldığı ve rahiplerin hem öğretmen hem de yönetici olarak bu okullarda görev yaptığına dönük bilgiler edinilmiştir. Hatta büyük rahip “Krallığın Öğretim ve Eğitim Şefi” unvanını taşımakta ve eğitim işlerini yürütmekteydi. Örneğin Ramseum mabedinin bir kısmında bu mekteplerden birinin içinde çocukların egzersiz olarak taş, çanak çömlek kırıkları üzerine yazdıkları müsveddeler bulunmuştur. Bu okullardaki rahip öğretmenler hükümet işlerinde iş görecek memur ve 51 Eylül 2013 kâtip yetiştirmekte sorumlu olup, hem yazıyı hem de yaşamda gerekli olan bilgileri öğretiyorlar, bir taraftan da eğitim faydalarını telkin ediyorlardı. Aşağıda öğrencilere alıştırma amaçlı yazdırılan şu cümleler bu konunun anlaşılması için önemlidir: “Kalbini ilme ver onu öz anne gibi sev”, “Hiçbir şey bilmek kadar değerli olamaz”, “Her meslek bir şefe tabi olmayı gerektirir; sadece bilgili bir insan kendi kendini idare edebilir”. Diğer taraftan kitap okumayı seven birisi de şu cümleyi kaydetmektedir: “Bu dünyada hakiki tek bir mutluluk vardır, o da gündüz kitapları şevkle toplamak ve bunları gece okumaktır.” Diğer İlkçağ medeniyetlerinde olduğu gibi Mısır’da da okul sert ve disiplinli bir iklime sahiptir. “Gençlerin bir sırtı vardır, o dövüldüğü zaman iyi dinlemesini bilirler” ifadesi buna örnektir. Bir papirüste öğrenci öğretmenine şöyle yazmaktadır: “Siz benim sırtımı dövdünüz, sizin öğrettikleriniz benim kulaklarıma girdi.” Bu ve buna benzer ifadeler eski Mısır okul sisteminin cezaya dönük yapısını ve eğitimde cezanın meşruluğunu bizlere göstermektedir. “Kalbini zevk ve sefaya verme, çünkü burada kendini kaybedersin. Elinle yaz, ağzınla oku ve senden çok bilenlerin söylediklerini iyi karşıla. Hiçbir gününü boş geçirme, yoksa dayak yersin.” Yaramaz bir öğrenciden şikâyet eden bir öğretmen ise üzülerek ona bir mektup ile şöyle seslenmektedir: “Seni terbiye etmekten bıktım. Sana yüz değnek vurmaktan ne çıkar! Bu, sende hiçbir semere vermiyor… Fakat bütün bunlara rağmen, benim seni adam edeceğimi bil.” Diğer taraftan öğretmenler, sadece öğretim ile ilgili değil, aynı zamanda çocukların ahlaki durumları ile de ilgilidir ve onlara yazılı olarak nasihatte bulunurlar. Bir nasihatnamede şöyle yazmaktadır: “Bana haber verdiler ki sen okuyup yazmayı bırakmış, kendini zevke vermişsin, içki kokan yerlerde sokak sokak dolaşıyormuşsun. Bu içki yüzünden insanlar senden kaçıyorlar. Sen, dümeni doğru yola gitmeyen bir gemiye benziyorsun, sen ilahsız bir mabet, ekmeksiz bir ev gibisin. Seni edepsizlik yaparken görenler senden koşarak kaçıyorlar. Çünkü sen onları kırıyorsun. Ah! Sen biliyor musun ki kuvvetli içkiler insanları harap eder. Sen bunlara tövbe et.” Bütün bu nasihatlerden sonra, öğretmen kendi hayatından da örnekler vererek onu doğru yola sevk etmek için ümidini kesmediğini ifade etmektedir. Eski Mısır’da öğretmenlerin okuma yazma, öğretim görevleri çok önemli ve bir o kadar da güçtür. Çünkü ilk olarak beş yüze yakın hiyeroglif işaretini ve onların manasının öğretilmesi gerekmektedir. Ondan sonra, öğrenciler bunların kelime ve fonetik 52 Mesleğimiz işaretlerini ve eklerin ne suretle yazılacağını öğrenirler ve böylece abideler üzerindeki yazıları okumaya başlarlar. Bundan sonra da kitapları okuyabilmek için hiyeratik işaretleri de bilmek zorundadırlar. Bu amaçla gençlerin, hiyerogliften başka bir yazı şeklini de öğrenmeleri ve bunları bir araya getirerek yazmaları gerekir. Bu suretle yetişenler, iyi yazı yazmasını öğrenebilirler, yerli ve yabancı kelimelerin yazılışını ezberlemiş olurlardı. Bu yazı öğrenme esnasında çocuk, kopya ederken eski edebiyatı ve klasik metinleri de okumuş ve bellemiş oluyordu. Yeni imparatorluk zamanındaki mekteplerde, küçük Mısırlıların kopya ettikleri yazılar, Orta İmparatorluk devrinin edebi ve eğitim metinleridir. Mesela, Nil’e kaside, Sinuhe Masalı, Kheti’nin Nasihatleri gibi. Bu çeşit metinlerin ders olarak kopya ettirilen kısımları, kırık seramikler veya taşlar üzerindedir. Bunlardan yüzlercesi üzerinde öğretmenler tashihler yaptıktan sonra bir tarafa atmışlardır. Sonuç olarak döneminin çok önemli bir medeniyeti olan eski Mısır, bu medeniyetini eğitime ve dolayısı ile öğretmenlere dayandırmaktadır. Öğretmenler hem sosyal yaşamda hem de karar vericilerin önemsediği, saygı duyduğu kişilerdir. Öğretim süreçlerini hem yaşama yakın hem de disiplinli bir şekilde düzenledikleri ve sadece öğretime değil, ahlak eğitimine de katkı yaptıkları görülmektedir. Matematik, Coğrafya, Müzik, Tıp, Geometri, Astronomi gibi alanlarda günümüzde hâlâ bu medeniyetin buluşlarının kullanıldığı gerçeği ile hareket edilirse çok güçlü bir eğitim ve öğretim kadrosunun varlığı bir kez daha tespit edilebilir. KAYNAKÇA A.Bothwell, Gosse (1915) The Civilization Of The Ancient Egyptians, Pub; T. C. & E. C., London. Doğan, İsmail (2000) Akıllı Küçük: Çocuk Kültürü ve Hakları Üzerine Sosyo-Kültürel Bir İnceleme, İstanbul, Sistem Yayıncılık. İnan, Afet (1992). Eski Mısır Tarih ve Medeniyeti, TTK Basımevi, Ankara. Kanad, F., (1948), Pedagoji Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul. Kansu, N. A., (1932), Pedagoji Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul. Koçer, H.A (1980), Eğitim Tarihi (İlk Çağ), Ankara Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara. Öymen, H,R., (1969) Doğulu ve Batılı Yönü ile Eğitim Tarihi I, Ayyıldız Matbaası, Ankara. Parkinson, R.B. (1991) “Teachings, Discourses and Tales from the Middle Kingdom”, Middle Kingdom Studies, (ed; S. Quirke), New Malden, 1991. Vercoutter Jean (2010). Eski Mısır, İletişim Yayınevi, İstanbul.