vasıflarından birini ya da birkaçını başka varlıklara nispet etmek şirktir. Şirk ise tevbe edilmediği takdirde Allah’ın kesinlikle bağışlamayacağı bir günahtır. İLİ: MUŞ TARİH: 14.11.2014 TEVHİD İNANCI Muhterem Müslümanlar! َ ت ۚ ُ ّ ُ ِّ اُ َّ ٍ َر ُ ً ِان ا ْ ُ ُ وا ا ّٰ َ وَا ْ َ ِ ُ ا ا ۪ َ ْ َ َ ْ َ َ َو ِ َ ِ ْ ُ ْ َ ْ َ َ ى ا ّٰ ُ َو ِ ْ ُ ْ َ ْ َ َّ ْ َ َ ْ ِ ا َّ َ َ ُ ۜ َ ۪ ُ وا َ ۪ ّ ِ َ ُ ْ َ َن َ ِ َ ُ ا ْ َ رض َ ْ ُ ُ وا ِ ْ َ ْا ِ ّٰ َ ـ ْ َ ـ ت َ ُـ ْ ِ ُك ِـ ّٰ ِ ـ ْ ً َد َ ـ َ ا ْ َ َّ ـ َ َو َ ـ ْ َ ـ ت ُـ ْ ِ ُك ِ ـ . ْ ً َد َ َ ا َّ َر Aziz Mü’minler! Yüce Dinimiz İslam, Tevhid Dini’dir. Tevhid, Allah’tan başka yaratıcı ve mabud kabul etmemektir. İlk peygamber Hz. Adem (as)’dan son peygamber Hz. Muhammed (sav)’e kadar bütün peygamberlerin tebliğ ettiği esasların başını tevhid inancı oluşturur. Tarih boyunca bütün peygamberler tevhid inancını yerleştirmeye çalışmışlar ve insanları Allah’ın birliğine, ahirete ve gönderilen ilahi vahye inanmaya çağırmışlardır. Zamanla insanlar tevhid akidesini bozup dinlerini tahrif ettiklerinde, Allah yeni bir peygamber göndererek, tevhid inancından sapmaları düzeltmiştir. Bütün Peygamberler tebliğlerinde, ibadetlerin sadece Allah için yapılması gerektiğini açıkça belirtmişlerdir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!.”1 Aziz Kardeşlerim! Tevhit, Allah’ın otoritesinin hiçbir şekilde paylaştırılmaması; Allah’tan başka hiçbir varlığa beşer üstü güç yüklenmemesi ve ona ibadet edilmemesi demektir. Çünkü en üstün vasıflara sadece Allah sahiptir. Allah, yaratan, yarattıklarını düzene koyan, yaratılmışlar üzerinde tasarruf gücü olan, rızık veren, her şeyin sahibi ve Rabbidir. O’nun ilahi İnsanoğlu, tevhid inancını kabul edebilir bir fıtratta ve tertemiz olarak yaratılmıştır. İnsanın, yaratılışındaki kusursuzluk, çevresinde gördüğü her şeyin mükemmel işleyişi ona tevhidi anlatır. İnsana düşen, tevhid inancına sahip çıkmak ve onu korumaktır. Gönderilen peygamberler hep bu gayeye hizmet etmişlerdir. Kur’an, tevhidi zedeleyen, doğru inancı yok eden unsurları bir bir haber vermektedir. Şirk, tevhid inancını ortadan kaldırır. Ataların yanlış inançlarına cahilce ve körü körüne bağlılık, kibir ve nefsin arzularına mahkum olmak da tevhid inancını zedeler. Bütün bu tehlikelerden korunmanın yolu ise, dini doğru öğrenmek, doğru anlamak ve doğru yaşamaktır. Yüce Rabbimiz, insanları ve cinleri yalnız kendisine kulluk etmeleri için yaratmıştır. Bu nedenle ibadetlerde Allah’dan başkasının rızasını gözetmek, herhangi bir iyiliği insanlara gösteriş olsun diye yapmak tevhid inancına aykırı davranışlardır. Şirkten korunma ve tevhide sarılma konusunda Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “(Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab'ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.”2 “De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”3 O halde değerli mü’minler! Şirkten uzaklaşmak ve tevhid inancını koruyabilmek için, ibadetlerimizi her türlü riya ve gösterişten uzak kalarak Allah rızası için yapalım. Unutmayalım ki, insana yakışan sadece Allah’a kul olmak ve O’na ibadet etmektir. Hutbemi Peygamber (sav) Efendimizin bir hadis-i şerifiyle sonlandırıyorum: “Allah’a ortak koşmadan ölen Cennet’e girer. Allah’a ortak koşarak ölen de Cehennem’i boylar.”4 Hazırlayan: Hasan GÜLER Muş Merkez Son Durak C.İ.H Redaksiyon: İl İrşat Kurulu 2 Zümer, 39/2 Kehf, 18/110 4 Müslim, İman 151 3 1 Nahl, 16/36