T.B.M.M. B : 67 'bir önergeyle alelacele birtakım montaj hareketleri yapmak suretiyle daha evvel 'bozulmuş bulunan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiş bulu­ nan bu kanun teklifine tekrar monte edilmesi, son derecede üzücü ve sion derecede hukuk adına siyasî (partiler yaşamı açısından üzüntü yaratan bir olay olarak değerlendirmek istiyorum ve o şekilde arz et­ mek istiyorum.: Muhterem arkadaşlarım, her ne kadar madde üzerinde konuşma ifadesini arz etmek istiyorsam da, beni bağışlayınız; ama şu düşüncemi yüce makama arz etmeden geçmek işitemiyorum. Öncelikle üzerin­ de durulmasını istediğimiz bir konu vardı; Sayın Cumhurbaşkanı geri gönderme gerekçesin© uymuş olmakla, 3 üncü maddenin değiştirilmesi ve kaldırıl­ masıyla, eski '(d) bendinin yürürlükteki şekliyle kal­ ması sonucu doğmaktaydı. Burada hemen şunu yi­ ne arz etmek isterim ki; bu maddelerin bu eski şek­ li dahi antidemokratik muhtevasını devam ettirmiş olmasına rağmen ve bu eski şekli yenliden düzenlenmesli icap ederken, bugün sayın Anavatan Partisi değerli milletVdkilterinin vermiş olduğu önergeyle, ko­ nunun tekrar gündeme getirilmesi, demokrasinin ya­ ralanması açışımdan son derecede üzüntü yaratan bir sonuç doğduğunu arz etmek isterim. Muhterem arkadaşllarım, bilindiği üzere, bu bent 28.3.1986 tarih ve 3270 sayılı Kanunun 22 nci mad­ desiyle daha önce değiştirilmiş ve ülkemizde ilk de­ fa paralı ve görüntülü propaganda yöntemi kabul edilmiş Ve 5 dakikadan az 15 dakikadan çok olma­ mak üzere üç konuşma hakkı tanımıştı. Bu defa ge­ ri çevrilmiş Olmasına rağmen, getirilmiş olan tek­ lifle', «yukarıdaki bentlerde belirtilen konuşmaların yapıldığı günlerin dışında, seçimlere katılan siyasî partiler, TRT Kurumunca usulüne göre tespit edil­ miş reklam tarifelerine göre bedelini peşin ödemek şartıyla, birinci fıkrada belirtilen tarihler arasında, 3'ten çok olmayan ilave konuşma yapabilirler. Bu konuşmaların toplam süresi 15 dakikadan az ve 45 dakikadan çok olamaz. Siyasî partiler, bu bent ge­ reğince yayınlanacak propaganda konuşmalarında, yaptıkları ve yapacakları icraatı görüntülü olarak ve­ rebilirler. Ancak, bu görüntülerde diğer partilere sa­ taşma ve hakaret kastı bulunamaz, diyerek, Cumhur­ başkanımızın geri çevirmiş olduğu konuya tamamen zit bir teklif ite konu tekrar gündeme getirilmekte­ dir. Görülüyor ki, 28.3.1986 tarih ve 3270 sayılı Ka­ nunla değiştirilmiş olan 2918 sayılı Kanunun 52 nci — 596 19 . 2 . 1987 O : 1 maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde önemli bir değişiklik yapılmadığı, aynı esasların başka bir şekil­ de düzenlenmiş olduğu görünümü veriliyor. Gerçek­ te, bu konuda partiler arası eşitsizlik giderek ağırlaştırilıyor. Zira, malî bakımdan güçsüz olan bir par­ ti, imkânına göre, ücrete tabi tek bir konuşma yap­ mak ve bununla yetinmek hakkına sahip iken, bu olanak, .sön yapılan değişiklikle elinden alınmış ve en az üç ilave konuşma yapma zorunluluğum getiri­ liyor. Muhterem arkadaşllarım, konunun vahameti açıktıfj Belki, «'Sayın milletvekili gündemde belirtilen madde üzerinde konuşmanızı sürdürün» diyeceksi­ niz; size katılıyorum; ama az evvel getirillimek suretiyle ortaya konulan tablo oldukça çirkin ve Türk siyasî yaşamında, demokraside, demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasî partilerin bu konuya ilişkin, demokrasiye katkıları açısından düzenlenmesi icap eden ve ıson derecede naziiık olan bu konuda yapılan ve getirilen bu değişiklik; demokrasiyi oldukça bü­ yük bir zedeleme noktasına getirmdşltir. Bu itibarla, hassasiyetle bu konunun üzerinde durmayı görev edindim ve bu davranışın, siyasî partiler yaşamına ve partiler arasındaki diyaloga ve partiler arasında olması icap eden sağlıklı geleneğe tamamen ters düş­ tüğünü tekraren belirtir ve bundan rücu edilmesi dileği ile hepinize -saygılar sunarım. IBAŞKAIN r— Teşekkür ederim Sayın Özgenç. 'Başka söz isteyen?-... Yok. Sayın Tutum sorunuz vardı; .buyurun efendim. CAHİT TUTUM (Balıkesir) — >Sayın Başkamın, bu 64 üncü madde, törenlere ait yasakların süresi •ile tigili. Benim sorum şu: Seçimlere 21 gün kala şuradaki hareketler yapıldığı takdirde yasaktır; bu­ nun altında yatan varsayım da, seçimin sonucunu et­ kiler. Bir defa, bu yargıya sayın hükümet ve sayın komisyon katılıyorlar mı? Birinci sorum bu; yani seçimlere 21 gün kala bunun yasaklanmış olması, seçimin soncunu taraflardan biri lehine, öbürünün aleyhine etkileyebileceği varsayımı mıdır? Hükümet ve komisyon başkanı böyle mi düşünüyor? Birinci sorum bu. İkinci sorum: Eğer seçimlin sonuçlarını etkileye­ ceği varsayılliyorsa, o zaman, 22 gün önce, 21'den bir gün önce yapılan bir tören, bir gün farkla et­ kilemeyecek mi? «Evet» veya «hayır» diye bir cevap verirlerse, tabiî gerekçeli olursa daha çok memnun olurum. Yani, «21 gün kala, 21 gün içinde durumu etkileyecek» diyorlarsa, acaba, bir gün evvel yapıla-