ÖN SÖZ - nobel akademik yayıncılık

advertisement
ÖN SÖZ
Dildeki ifadesi ve sözlük anlamı ne olursa olsun, “hukuk”
kavramı bir yargılama etkinliğinden çok, sistematik düşünce biçimini ifade etmesi bakımından karmaşık görünmektedir. Hukuk,
etimolojik olarak hak, yasa, yargı, doğru gibi anlamlara geldiği gibi
özellikle Orta-Slav dillerinde yön ve amaç da ifade etmektedir.
Tüm bu göndermeler bir paydada buluşturulabilir: Hukuk doğru
olandan, haklı yolda ilerlemekten, yargıya, yargıç(lar)a, yasalara
güvenmenin bilimidir.
Hukuk felsefesi hukuksal akıl yürütmenin doğrudan, suç-ceza
ilişkisinin açık, yasa-yargı bağlantısının ise kolayca çözümlenebilir
olmadığını göstermesi bakımından hukukun metodolojik ve içerik
dedektifliğini yapmaktadır. Hukuk felsefesi tartışmaları yoluyla anlıyoruz ki hukukta yasayı tanımlamak kadar, yasayı bilmek, yasayı yorumlamak ve bir o kadar da uygulamak arasında çok çeşitli farklar ortaya
konulabilmektedir. Suç ve ceza buz dağının görünen kısmıdır. Suç ve
ceza ilişkisi üzerine düşünmek ise görünen somut durumlardan daha
karmaşık, çok katmanlı, çok değişkenli özel bir çözümleme sahasına
karşılık gelmektedir.
“Suç” ve “ceza” kavramları üzerine düşünsel serüvenimiz İstanbul Üniversitesinde düzenli olarak yıllardır gerçekleştirilmekte olan
Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi’nin (HFSA) toplantılarına katılımımız ile başladı. Felsefe ve Sosyoloji dalındaki uzmanlıklarımızı değerlendirdiğimizde insan olarak kendisinden asla kaçamadığımız suç ve
ceza olgusu hukuk dışında ama hukukun hizmetinde kavramlar olarak
v
nasıl tasarlanabilir? Bu soruya aranacak yanıt “Suçun Sosyolojisi, Cezanın Felsefesi”1 başlıklı makalemizin belkemiğini oluşturuyordu.
Yıllar geçtikçe akademik çevrelerden aldığımız olumlu geribildirimler
bize gösterdi ki, aslında çok özlü bir saptamayı yapmıştık. Suç sosyolojinin, ceza ise felsefenin bakışı ile aydınlatılabilirdi. Bu amaçla çalışmalarımızı genişletmeye karar verdik.
Hukuku uygulayanlar kadar hukuka tabi olanların da konu hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Hukuk, salt hukuk eğitimi alanların
uzmanlık alanı olmaktan ibaret değildir. Toplum içinde yaşamaktan
kaynaklanan tüm sosyal ihtiyaç ve ilişkilerimizin bir özetidir hukuk
adeta. Dolayısıyla sosyolojik bir olgudur, felsefi tahlile her adımda
muhtaçtır. Sosyoloji ve felsefe damarları kesilmiş bir hukuk, kuralların
boyunduruğunda ve katı cezaların şiddetinde kendi kendine meşru
olmaktan ileri gidemez.
Umarız, bu bağlamda gerek hukuk, sosyoloji ve felsefe eğitimcileri, öğrencileri için gerekse konuya ilgi duyanlar için kavramsal ilişkileri düşündürücü, teorik kaygıları özetleyici ve pratik sorunları betimleyici bir bakış açısı yakalamayı başarmışızdır. İki ciltlik çalışmanın
elinizde bulundurduğunuz bu birinci cildinde konuya temel kavramlar
ve yaklaşımlar açısından bir giriş yapılacaktır. Kitap iki temel kısımda
inceleme yapmaktadır. Birinci kısımda suçun sosyolojisi başlığa altında
yer alan suç, sosyal sapma, onarıcı adalet, uzlaşma mekanizması, infaz,
gözetim ve kent olguları dikkate sunulmaktadır. Dolayısıyla bu bölüm
suçun oluşma biçimlerinin ve sınıflandırılmasının detaylarını içerir.
İkinci kısımda ise, suçun ortaya çıkışından sonraki aşamada suça karşılık gelebilecek “gerçek” cezayı bulmanın ve uygulamanın felsefi dayanakları irdelenmektedir. Cezanın felsefesi, suç ve cezayı konuşurken
adını anamadan geçemeyeceğiniz Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı üzerine bir tahlille başlatılmıştır. Daha sonrasında adalet-ceza, adalet-suç
ilişkisi, cezanın Marksist çözümlemeleri ve günümüzün oldukça tartışmaları konularından olan denetimli serbestlik uygulamasına yer
1
Sarı, Ö. ve Önkal G. (2010) “Suçun Sosyolojisi, Cezanın Felsefesi”, Ed. H. Ökçesiz, G. Uygur, (HFSA) Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi, 21. Kitap, İstanbul Barosu Yayınları, ss.167‐179. vi
verilmektedir. Böylelikle, hukuk, sosyoloji ve felsefe öğrencileri için
hem teorik hem de nicel araştırmalara dayalı geniş bir tartışma alanı
tanıtılmış olmaktadır.
Bu alanda Türkçe literatürdeki boşluğa dikkatimizi çeken ve
disiplinlerarası bakmak konusunda bizi özellikle cesaretlendiren Prof.
Dr. Nurgün Oktik’e; meselenin tüm boyutlarını ele almak konusunda
çalışmaya katkıda bulunarak emek harcayan değerli hocalarımıza,
meslektaşlarımıza ve dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.
Suç ve ceza arasında bir hukuk kültürünün dayanaklarını suç sosyolojisi ve ceza felsefesi bakımından irdeleyen çalışmamızın devamı
olacaktır. İkinci cilt, konunun uygulama alanlarındaki tartışmaları
tarihsel kökenleri bakımından derlediği kadar günümüz tartışmalarını
da tekrar ele alması açısından okuyucu için tamamlayıcı nitelikte olacaktır.
Güncel ÖNKAL & Özgür SARI
Suadiye, Mayıs 2013.
vii
Download