ORTODONTİ: Ortodonti, diş-çene-yüz bölgesini ilgilendiren bozuklukların oluşmasını önlemek; mevcut bozuklukların ilerlemesini durdurmak ve tedavi etmek;bununla birlikte iyi bir estetik ve fonksiyon (ısırma,çiğneme,konuşma,gülme) sağlamayı hedefleyen bilim dalıdır. Bu konularda uzmanlaşmış diş hekimine ortodontist denilmektedir. ORTODONTİK BOZUKLUKLAR NEDEN OLUŞUR? 1- Koruyucu hekimliğin hastalara sunduğu olanaklardan yararlanılmamış olabilir; mesela süt dişlerindeki çürükler "nasıl olsa değişecek" mantığıyla tedavi edilmemiş, zamanından önce dişler çekilmiş, flourlama ve fissür koruyucu uygulamaları gözardı edilmiş olabilir. 2- Genetik faktörler: Özellikle iskeletsel bozukluğu olan bireylerde soy geçmişte benzer bir anomalinin olup olmadığı önemlidir. Kalıtımsal diş eksiklikleri, dar üst çene, çapraşıklık 1 problemleri de kalıtımsal olarak çocuğa geçebilmektedir. Bu durumda ortodontik sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. Yapılması gereken ise; çocuğu süt dişlenme döneminden başlayarak düzenli diş hekimi kontrolüne götürmektir. 3- Kulak-burun-boğaz problemleri: (Bademcik iltihabı, burun ve geniz eti varlığı; sürekli ağzı solunumu gibi) çene kemiklerinin şekillenmesinde engel oluşturabilir ve diş sürme bozuklukları yaratabilirler. 4- Kötü alışkanlıklar: Parmak emme, uzun süre yalancı emzik veya biberon kullanma, dil emme, dudak emme, kalem ısırma gibi kötü alışkanlıklar da diş ve çene yapılarında ortodontik bozukluklara neden olabilmektedir. 5- Diş gıcırdatma veya düşme,çarpma gibi travmalar nedeniyle olabilmektedir. 6- Bazı kas bozuklukları da ortodontik problemlere neden olabilir. NEDEN ORTODONTİK TEDAVİYE İHTİYAÇ DUYARIZ? Çapraşık ve kötü konumlanmış dişler, ne kadar fırçalanırsa fırçalansın, tam olarak temizlenmesi zordur. Mutlaka diş aralarında gıda artığı kalır ve bu nedenle genellikle diş aralarında çürükler ve diş eti hastalıklarına yakalanma riski yüksektir. Bu tür diş eti problemlerinde kemik kaybı ve dişlerin erken yaşta kaybedilme riski vardır. Ayrıca kapanış bozuklukları, çene kaslarında daha fazla baskıya neden olarak; Temporomandibular eklem problemlerine ve böylece baş ağrısına, sırtta ve omuzda ağrıya neden olabilirler. Çapraşık dişler, estetik olarak istenmeyen bir görünüme sebep olurlar. Bu nedenle gülerken ağzın kapatılması çok karşılaşılan bir sonuçtur. Çenelerde meydana gelen gelişimsel ve doğumsal problemlerde yüz estetiği çok fazla etkilenir ve hastalarda psikolojik problemlere neden olabilir. Ayrıca bu tür malokluzyonlu bireyler ağızlarını tam olarak kapatamayıp ısırma, çiğneme, solunum problemleri yaşarlar. Bu problemler vücudun çeşitli bölgelerinde (mide, kalp...vs.) pek çok soruna yol açabilirler. Ortodonti, ayrıca kulak-burun-boğaz uzmanları ile birlikte çalışarak hastanın burun solunumu yapabilmesine katkıda bulunabilmektedir. Plastik cerrahlar veya çene cerrahları ile de erişkin hastalardaki iskeletsel sorunların çözümünde, dudak-damak yarıklı bebeklerin ve çocukların tedavisinde ortak çalışmaktadır. Temelde ortodontik tedavinin asıl hedefleri; çiğneme fonksiyonunun düzeltilmesi, konuşma fonksiyonunun düzeltilmesi, ağız hijyeninin daha iyi sağlanmasına yardımcı olunması, 2 estetiğin sağlanması ve hastanın toplum içinde kendine olan güvenini artırarak psikolojik destek sağlamaktır. Ortodontik tedavi ihtiyacınızı sadece diş hekimi veya ortodontist belirleyebilir. Kapsamlı medikal ve dental özgeçmişiniz , ağız ve diş muayenesi , çene modellerinizin oluşturulması ve özel bazı röntgen filmleri ve fotoğrafınızın çekilmesi gibi birçok tanı yöntemini içeren bir muayeneden sonra, ortodontik tedaviye ihtiyacınızın olup olmadığı ve yapılacak tedavinin türü belirlenebilir. Özellikle geç kalınmaması gereken durumlar; Dengeli olmayan yüz ve çene yapısı Ağızdan solunum Parmak emme, tırnak yeme, yanak – dudak ısırma gibi kötü alışkanlıklar Uzun süre emzik ve biberon kullanma Çiğneme ve konuşmada zorlanma Aşırı ileride veya geride konumlanan çene yapıları Önde konumlanmış dişler (fırlak) Çapraşık, yanlış yerde konumlanmış dişler veya ağız içinde hiç yer almayan (gömük) dişler Süt dişlerin erken veya geç kayıpları ORTODONTİK TEDAVİ HANGİ YAŞTA YAPILMALIDIR? Ortodontik tedavi her yaşta uygulanabilir. Ancak özellikle çeneleri de ilgilendiren sorunlar varsa, büyüme-gelişmeden de yararlanabilmek için çocukların tam buluğ çağına girmeden önce (10-12 yaş) muayeneye getirilmesi gerekmektedir. 5-6 yaşlarındaki çocuklarda ise büyüme ve gelişimi bozabilecek sorunların erkenden saptanabilmesi için ortodontik muayene çok yararlıdır. bazı durumlarda da sorun erkenden belirlendiği halde,ortodonti uzmanı çocuğu belirli aralıklarla kontrole çağırarak tedavi için en uygun zamanı bekleyebilir.Bu yaşlarda uygulanabilen koruyucu ve önleyici ortodontik tedaviler sayesinde ileride kapsamlı tedavileri gerektirecek bozukluklar, görece basit ve kısa girişimlerle önlenebilir. çene bozuklukları erken dönemde tedavi edilmezse, 18 yaşından sonra ortognatik cerrahi ile kombine edilen ortodontik tedaviyle düzeltilebilirler. 3 Koruyucu Ortodontik Tedavi Koruyucu tedavilerde amaç daimi dişlerin düzgün sürebilmeleri için yeterli yeri hazırlamaktadır. bu amaçta erken kaybedilen süt dişlerinin yerini koruyan yer tutucular hazırlanmaktadır. Ayrıca diş çürüklerine yatkın çocukların pedodontist tarafından takibi önerilmektedir. Önleyici Ortodontik Tedavi Kötü alışkanlıklar; parmak emme, anormal yutkunma gibi faktörlere bağlı gelişebilecek sorunları önlemek veya daimi dişlere yer açmak amacıyla çok çeşitli hareketli aygıtlar hazırlanabilmektedir. Hareketli aygıtlar genellikle erken dönemde ergenlik öncesinde uygulanan tedavilerde kullanılmaktadır. Tek diş düzensizlikleri, parmak emme, dil emme, infantil yutkunma (bebeklik yutkunması), üst veya alt çene darlığı... gibi problemlerin düzeltilmesinde genellikle tek çene için uygulanan hareketli apareylerden yararlanmaktayız. Hem alt hem üst çene genişletilmesi için uygulanan genişletme tedavileri yaklaşık 1 yıl sürmekte olup sırasıyla alt ve üst çene için ayrı olmak üzere, hareketli apareylerden yararlanılarak uygulanmaktadır. Diş boyutlarının, çenelerin boyutları ile uyumsuzluğunu erken yaşta (8-10) giderebilmek amacıyla uygulanmakta olup, rutin kontrol zamanı 1-1.5 aydır. Yeni doğan dudak-damak yarığı olan bebeklerin en önemli ihtiyacı beslenme fonksiyonunu sağlamak amacıyla, doğduktan hemen sonra yapılan, belli aralıklarla yenilenmesi gereken bebek plakları, yarıklı bebeklerin ileride geçireceği ameliyatların başarısı içinde oldukça önemlidir. Hem çeneler hem de dişlerle ilgili bir tedavi planı oluştururken; hastamızın yaşı ve anomalinin şiddeti son derece önemlidir. Eğer hastamız büyüme gelişim döneminde bize başvurmuş ise ve alt ve üst çenenin konumları arasında uyumsuzluk varsa, hastanın büyüme gelişimini, kullanılacak bazı aygıtlar ile yönlendirerek, yüz gelişiminde oluşacak bazı problemlerin çözümünü sağlayabilmekteyiz. Alt veya üst çenenin önde veya geride olduğu iskeletsel problemlerde de tek çeneyi veya iki çeneyi ilgilendiren apareylerden yaralanmaktayız. Bazı durumlarda bu apareylerle birlikte, ağız dışından uygulanan bazı apareyleri de kullanmamız gerekmektedir. ORTODONTİK AÇIDAN SÜT DİŞLERİNİN ÖNEMİ NEDİR? Süt dişlerindeki çürüklerin ve süt dişlerinin zamanından önce çekilmesinin; ortodontik bozukluklara, daimi dişlerin çene kemiği içerisinde gömük kalmasına neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. 4 - Süt dişleri, doğumdan sonraki 6. aydan itibaren belirli bir sırayla sürmeye başlarlar ve yaklaşık 2,5 yaşındaki bir çocukta tüm süt dişleri sürmüş olur. Alt ve üst çenede toplam 20 tane süt dişi, 6 yaşına kadar ağızda kalmaya devam eder. Bu dönemden 12 yaşına kadar tüm süt dişleri, sırayla yerlerini daimi dişlere bırakır. Bu değişim döneminde süt dişlerinde oluşan büyük çürükler ve erken süt dişi kayıpları, daha arkada bulunan dişlerin bu boşluklara doğru hareketi sonucu çapraşıklıklara ve daimi dişlerin süremeyerek gömük kalmalarına neden olabilir. Bu nedenle, süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalmaları oldukça önemlidir. - Ortodontik bozuklukların oluşumunda süt dişlenme dönemindeki durumlar, tek başına sorumlu değildir. Ortodontik sorunlar, genetik olarak da anne-baba veya daha büyük aile üyelerinden çocuklara geçebilmektedir. Bunun dışında, bebeklik döneminde anne sütüyle yetersiz beslenerek veya biberon ve yalancı emzik kullanımına yönelik yapılan yanlışlıklar; çocukluk dönemindeki parmak emme, dudak emme, dil itimi ve ağızdan solunum gibi kötü alışkanlıklar da ortodontik sorunlara yol açabilmektedir. Ağızdan solunum durumunda burun solunumunu önleyen sorunlar varsa, bunları gidermeye yönelik olarak kulak-burun-boğaz uzmanlarıyla ortak çalışılmaktadır. SABİT ORTODONTİK TEDAVİ: Daimi dişler sürdükten sonra ortodontik tedavi artık dişlerin üzerine yapışan ve tedavi süresince çıkarılmayan braketler ve bu braketlerin içinden geçen tellerle yapılmaktadır. Bu teller dişlere kuvvet uygularlar. Böylece dişler kademeli olarak hareket ettirilerek düzgün konumlandırılmaları sağlanır. Tedavi birkaç ay ya da birkaç yıl sürebilir ve her ay ayarlamalar yapılarak dişlerdeki düzelmenin istenilen şekilde olması sağlanır. Günümüzde kullanılan braketler, daha hafif ve daha az metal içermektedir. Çocukları motive amacıyla çeşitli renklerde ve yetişkinler için şeffaf olarak üretilmektedir. Ayrıca lingual teknik olarak adlandırılan ve dişlerin damak ve dil tarafındaki yüzeylerine uygulanan braket sistemleri de vardır. Braketler takıldıktan sonra birkaç gün rahatsızlık duymak normaldir. Dişleriniz sızlayabilir ve teller dil ve dudaklarınızı kaşındırabilir. Çoğu rahatsızlık 1-2 haftaya geçmesine rağmen teller değişirken veya ayarlanırken gene hafif ağrı olabilir. Ağrıyı geçirmek için doktorunuzun tavsiye edeceği herhangi bir ağrıkesici kullanabilirsiniz. LİNGUAL TEDAVİ Sabit tedavi yöntemlerinden biridir. Bu tedavi de hastalar için en büyük avantaj, tedavimiz için kullanılan dişlerin üzerine yapıştırılan sabit apareylerin, dudak tarafında değil dil tarafında olmasıdır. Böylelikle dişlerin üzerinde hiçbir şey gözükmez. Oldukça estetik olan bu tedavi yönteminde tedavi süresi, vestibülden uygulanan sabit tedavilere göre biraz daha uzun sürmekte olup, hastaların karşılaştığı en büyük problem konuşma bozukluğudur. Apareyler dil tarafında olduğundan, sesler çıkarken bu apareylere çarparak çıkacağı için ‘’t’’ ‘’s’’ ‘’d’’ gibi bazı harflerin fonasyonu çok güç olacaktır. Ayrıca 5 dil ucunda hafif tahrişler de olabilmektedir. Hastaların bunlara alışması 6 aylık bir süreyi kapsayabilmektedir. Bu yöntem diğerlerine göre biraz daha pahalı bir yöntemdir. Ortodontik tedavide hastaların uyması zorunlu kurallar nelerdir? 1- Ortodontik tedaviye başlamadan önce çürük dişlerin tedavi edilmesi ve diş etinin tam sağlıklı duruma getirilmesi gerekir. 2- Tedavide ortodonti uzmanı, koyduğu tanıya göre hastaya bir aparey uygular. Bu apareyler ya takıp çıkarılabilir veya sabit türde olmaktadır. Uygulanan aparey takıp çıkarılabilen türde ise yemekler haricinde gece ve gündüz düzenli olarak takılması (uyku dahil) gerekmektedir. Takıp çıkarılan apareyler dişlerimiz gibi her yemekten sonra diş fırçası ve diş macunu ile iyice fırçalanıp temizlenmelidir. Apareyler kesinlikle kaybedilmemelidir aksi halde tedavi aksayacak hatta geri gidecektir. Uygulama sabit olarak nitelendirilen ve çıkmayan apareyler (braket) yapılmış ise yine aynı şekilde dişler her yemekten sonra güzelce fırçalanmalıdır. Düzenli diş fırçalama çok önemlidir. Ortodontik tedavi gören hastalarda çürük görülme sıklığı artmakta ve yeterli temizlik sağlanmazsa braketlerin etrafında beyaz renkli lekeler oluşabilmektedir. Fırçalama işlemi braketlerin etrafında birikinti kalmayana kadar devam ettirilmelidir. Diş etlerinizin sağlığı da diş fırçalamanızın doğru yapılmasına bağlıdır. 3- Çok asitli içeceklerden (Kola, Fanta, Gazoz v.b.) mutlaka uzak durunuz çünkü bu tarz içecekler hem tellerinize hem de dişlerinize zarar vererek çürük oluşma riskini artıracaktır. 4- Çok yapışkan ve çok şekerli (sakız, lokum, karamel, jelibon v.b.) gıdalar tüketmeyiniz. Bu tarz gıdalar braketlerin arasında kalacağı ve iyi temizlenemeyeceği için dişlerinizin daha kolay çürümesine ve diş eti büyümelerine neden olabilecektir. 5- Çok sert gıdaların tüketilmesinde de uyulması gereken kurallar söz konusudur. Örneğin elma, armut benzeri meyve ve havuç, salatalık benzeri sert gıdalarda tüketim şeklini değiştirip ısırarak değil küçük parçalar halinde arka dişleriniz ile ya da rendeleyerek yemelisiniz. Kabuklu kuruyemiş, cips v.b. türde sert gıdaları ise tüketmemeniz gerekmektedir. Sağlıklı gıdalarda tüketim şekli değişirken, abur-cubur olarak nitelendirilebilecek gıdalardan uzak durulmalıdır. 6- Dişler mutlaka Ortodontik fırçalar ve arayüz fırçaları ile fırçalanmalı, gerekli 6 durumlarda diş ipi kullanılmalıdır. Diş fırçalarınızı gittiğiniz her yere götürün, bu sayede evde olmadığınız zamanlarda da dişlerinizi temizleyebilirsiniz. 7- Braketler uygulandıktan sonra dişlerde hassasiyet ve ağrı, yanak içlerinde hafif yaralanmalar (pamukcuk ya da diğer adı ile aft) olabilir. Bu şikayetler bir hafta en fazla on gün süre içinde kaybolacaktır. Şikayetlerinizi azaltmak ağrı kesici alabilir ve size verilen özel mumları kullanabilirsiniz. 8- Hekimin kontroller sırasındaki tavsiyelerine dikkatle uymalısınız. 9- Tedavi süresince 4-5 haftada bir kontrolleriniz olacaktır. Tedavinizin amacına ulaşabilmesi için randevularınızı aksatmamanız gerekmektedir. 10- Apareylerde kırılma, kopma veya ağıza yapışan düzeneklerde çıkma varsa tedavi kesintiye uğrar. Böyle durumlarda hekiminize başvurmalısınız. 11- Pekiştirme tedavisinde bıkkınlık gösterilmemeli; uygulanan aygıt korunmalıdır. PEKİŞTİRME TEDAVİSİ Ortodontik aktif ve pasif tedavi olarak iki aşamadır; a) Aktif Tedavi; Mevcut bozuklukların giderilmesi amacıyla kullanılan hareketli veya sabit apareylerle elde edilen, diş ve çenelerin düzeltilme aşamasıdır. b) Pasif Tedavi; Aktif tedavi ile elde edilen durumun korunması gereken aşamadır. Pasif tedavide amaç, düzgün konuma getirilen diş ve çenelerin konumlarının tekrar eski konumuna dönmemesi için dişlerin etrafında yeni kemik oluşumu ve kasların yeni konuma adaptasyonu için geçirilmesi gereken sürede düzgün konumları korumaktır. En az 6 ay veya 1yıl olup, ömür boyu pekiştirme gerektiren tedaviler olabilmektedir. 1. Hawley Plakları En eski pekiştirme plaklarıdır. Bu plaklarda damakta akrilik bir kısım ve dişlerin üzerinde kalın bir tel bulunmaktadır. Tedaviye göre aktif ortodontik tedavi sonrasında doktor tarafından belirlenen süre içerisinde takılmalıdır. Süresi azaltılarak bıraktırılır. 2. Essix Plakları 7 Günümüzde daha ince, rahat, şeffaf ve estetik olan Essix plakları tercih edilmektedir. Hasta kooperasyonu son derece iyidir. Belli olmadıkları ve fonasyonu etkilemedikleri için gün içinde de rahatça kullanılabilmektedir. 3. Sabit Retainerlar Dişlerin iç yüzeyine yapıştırılan çok ince özel tel ile dişler birbirine bağlanır ve aktif ortodontik tedavi sonrasında dişlerin getirildiği yeni konumlarında yeni kemik oluşuncaya kadar çıkartılmaz. Hasta bu telden rahatsız olmaz. Çünkü hem dışardan gözükmez hem de içerden dili rahatsız etmez. Bu telin kalma süresi tedaviye göre değişmektedir. 8