Türkiye’de Kadın Girişimciliğini Düzenleyen Kanun ve Yönetmelikler İrem Akı, Dilek Cindoğlu ve Sammar Essmat Haziran 2016 1 İÇİNDEKİLER BU ÇALIŞMANIN ARKA PLANI BÖLÜM A – TÜRKİYE’DE KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİ DÜZENLEYEN KANUN VE YÖNETMELİKLERİN MASA BAŞI İNCELEMESİ 1. GİRİŞ 1.1. 2. Analitik Çerçeve ve Küresel Bağlam ÖRNEK İNCELEMESİ VE ANALİZİ 1.1. Sahneyi Hazırlamak – Açıklayıcı Bir Örnek 1.2. “Hande” Örneğinin Hukuki Analizi 1.3. Kadın girişimcileri destekleyen kamu programlarının analizi: KOSGEB 1.4. KOSGEB ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerin Analizi 3. SONUÇLAR VE TAVSİYELER 4. EK BÖLÜM B – KADIN GİRİŞİMCİLERİN TÜRKİYE’DEKİ KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNE İLİŞKİN YASAL ÇERÇEVE HAKKINDAKİ ALGI VE DENEYİMLERİ 1. GİRİŞ 1.1. Arka Plan 1.2. Metodoloji ve Öğrenme Soruları 1.3. Araştırma Planı 1.4. Araştırma Soruları 2. KAYSERİ’DEKİ KADIN GİRİŞİMCİLERİN ALGI VE DENEYİMLERİ 2.1. Aile desteğinin eksikliği 2.1. Kredi kaynaklarına erişim eksikliği 2.1. Bürokratik süreçler hakkında bilgi eksikliği 2.1. TESK bünyesinde kadın girişimcilere yönelik organizasyonel yapı eksikliği 2.1. Girişimcilik eğitiminin / bilgisinin eksikliği 3. KONYA’DAKİ KADIN GİRİŞİMCİLERİN ALGI VE DENEYİMLERİ 3.1. Aile desteğinin eksikliği 3.2. Finansman kaynaklarına erişim eksikliği 3.3. Bürokratik süreçler hakkında bilgi eksikliği 3.4. TESK bünyesinde kadın girişimcilere yönelik organizasyonel yapı eksikliği 3.5. Girişimcilik eğitiminin / bilgisinin eksikliği 4. İSTANBUL’DAKİ KADIN GİRİŞİMCİLERİN ALGI VE DENEYİMLERİ 5. SONUÇLAR VE TAVSİYELER 2 6. EK 3 BU ÇALIŞMANIN ARKA PLANI Dünya Bankası Grubu Türkiye’de geniş çaplı ve çok yıllı bir program yoluyla kadınlara yönelik ekonomik fırsatların artırılması konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) bünyesindeki Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ile ortak bir çalışma yapmaktadır. Söz konusu program kapsamında, Türkiye’de kadın girişimciliğini güçlendirmeyi amaçlayan bir alt bileşen ile bu alanda kanıta dayalı politika oluşturma için bilgi girdisi sağlamayı amaçlayan birkaç arka plan belgesi hazırlanmıştır. Türkiye’de kadın girişimciliğine ilişkin analitik çalışmayı tamamlamak için, program kapsamında Türkiye’de kadın girişimciliğine ilişkin yasal ve düzenleyici çerçevenin bir incelemesi gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de işletme sahipleri ve liderleri arasında kadınların payı Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki en düşük oranlar arasındadır. Dünya Bankası’nın 2013 yılına ait İş Ortamı ve İşletme Anketinden (BEEPS) elde edilen veriler, Türkiye’de kayıtlı tüm şirketlerin sadece yüzde 25’inin en az bir kadın sahibi olduğunu göstermektedir. Bu rakam kadınların sadece kağıt üzerinde sahip olduğu işletmeleri de içermektedir. Tamamen kadınların mülkiyetinde olan ve kadınlar tarafından yönetilen şirketlerin Türkiye’deki tüm kayıtlı işletmeler içindeki oranı yüzde 5’i geçmemektedir. Dolayısıyla kadınlar, Türkiye’de iş ve girişimcilik alanında çok düşük seviyelerde temsil edilmektedir. Kadınların iş dünyasına girişi ve işletmelerini büyütmelerinin önündeki engeller çok katmanlı ve karmaşıktır. Bu engeller arasında kadınların sermaye gibi üretime dönük varlıklara erişimlerinin sınırlı olması, iş ağlarına erişim yoluyla iş fırsatlarına erişimlerinin daha zayıf olması ve son olarak beceri ve kapasite geliştirme imkanlarına erişimlerinin eşit olmaması yer almaktadır. Toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili normlar da dahil olmak üzere, kadınların girişimciliğe katılımları önündeki sosyal ve kültürel engeller bu tabloyu daha da ağırlaştırmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin mevcut kanunlarının da –kanunların ister hukuki isterse fiili olarak uygulanması– kadınların ticari kararlar alabilme ve girişimcilik fırsatlarını ve faaliyetlerini tam olarak takip edebilme yeteneklerinin üzerinde ilave etkilere sahip olması beklenebilir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin ilgili yasal ve düzenleyici çerçevelerinde kadınların girişimcilik fırsatlarına eşit erişimini etkileyen toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikleri veya farklılıkları tespit etmektir. Genel olarak, kanunlarında toplumsal cinsiyete dayalı farklılıklar bulunan yaklaşık 100 ülke arasında Türkiye kanunlarındaki toplumsal cinsiyet farklılıklarının sayısı en az olan 20 ülke1 arasında yer almaktadır. Kanunlarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin sayısı en fazla olan ülkeler Suudi Arabistan ve İran’dır. Öte yandan, kanunlarında hiçbir toplumsal cinsiyet ayrımı olmayan yaklaşık 18 ekonomi mevcuttur. Bunlar arasında Kanada; Hollanda; Yeni Zelanda; Peru; Güney Afrika ve İspanya yer almaktadır. Geçtiğimiz on yıllarda Türkiye, kadınların ekonomik fırsatlara erişimlerini artırmaya yönelik yasal mekanizmalar oluşturmak amacıyla belirli çalışmalar yapmıştır; bunlardan en yenileri arasında kadınları çalışmaya teşvik etmek amacıyla 45 yaşlarındaki çocuklar için ücretsiz okul öncesi eğitim imkanı sağlayan bir yasal düzenleme yer 1 Dünya Bankası’nın “Kadın, İş ve Hukuk” (WBL) raporu 4 almaktadır. Esasen Türkiye son iki yılda toplumsal cinsiyet eşitliğini artırmaya yönelik yasal değişiklik yapan birkaç ülkeden birisidir. Özellikle bu son yapılan reform kadınların istihdama erişimini artırmak üzerine odaklanmaktadır. Öte yandan, Türkiye’de kadınların girişimcilik fırsatlarına erişimlerini engelleyen bariyerlerin veya boşlukların olup olmadığı ve varsa bunların neler olduğu hakkında çok az şey bilinmektedir. Hangi yasal teşvik unsurlarının kadınların girişimciliğe katılımlarını artırmaya yardımcı olabileceği de açık değildir. Bu sorular bu çalışmanı odağını oluşturmaktadır. Bu çalışma nasıl yapılandırılmıştır? Çalışma iki bölüme ayrılmıştır (Bölüm A ve Bölüm B). Bölüm A kadın girişimciliğine ilişkin mevcut kanun ve düzenlemelerin bir masa başı incelemesinden oluşmaktadır. Masa başı incelemesinde sadece yasal olarak kanunlar gözden geçirilmekte ve kanun uygulamasındaki olası belirsizlikler ve toplumsal cinsiyet önyargıları üzerinde odaklanmak amaçlanmaktadır. Aynı zamanda kanunun lafzındaki boşlukları ve mevcut yasal çerçeveye kadın girişimciliğini destekleyen mekanizma ve araçların dahil edilmesi bağlamında kaçırılan fırsatları tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bölüm B ise, bu çalışmada incelenen ve tartışılan kanunlar ile ilgili olarak kadın girişimcilerin gerçek yaşam deneyimlerine yakından bakarak Bölüm A’yı tamamlamaktadır. Kadın girişimcilerin gerçek yaşam deneyimlerinin ve algılarının derlenmesi yoluyla, Bölüm A’da tespit edilen sorunların ve tavsiyelerin doğrulanması veya masa başı incelemede eksik kalan hususların tamamlanması umulmaktadır. 5 BÖLÜM A – TÜRKİYE’DE KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİ DÜZENLEYEN KANUN VE YÖNETMELİKLERİN MASA BAŞI İNCELEMESİ 1. GİRİŞ Bölüm A iki ayrı alt bölümden oluşmaktadır. Birinci alt bölümde, bir kadının sahibi olduğu ve işlettiği bir işletmenin kuruluşunu, faaliyetlerini ve büyümesini etkileyen kanun ve düzenlemeleri (yasal ve düzenleyici boşluklar da dahil olmak üzere) incelemek için Hande’nin örnek durumunu kullanacağız. Burada kadınlara ait mikro işletmeler üzerine odaklanılmaktadır. İkinci alt bölümde ise KOBİ’leri destekleyen kurumlara ilişkin kanunlar incelenecektir. Buradaki inceleme kapsamında kadınların sahibi olduğu küçük ve orta büyüklükteki işletmeler de yer alacaktır. 1.1. Analitik Çerçeve ve Küresel Bağlam Kadınların ekonomik fırsatlara erişimleri ile kanunlar arasında önemli bağlantıların olduğu yaygın bir şekilde kabul edilmektedir, çünkü fırsat eşitliği kadınların kendileri için en iyi tercihleri yapmalarına imkan tanımaktadır. Ancak, mevzuatta toplumsal cinsiyete dayalı farklılıkların olduğu bir ortamda kadınlar eşit fırsatlara sahip olamazlar. Mevzuattaki toplumsal cinsiyete dayalı farklılıklar çeşitli yollarla kadınların ekonomik konularda karar verme yeteneklerini sınırlayan kısıtlamalar içerebilir. Bunun çok geniş kapsamlı sonuçları olabilmektedir. Hem hukuki mevzuat ve düzenlemeler hem de fiili uygulama kadınların ekonomik faaliyete katılım olanaklarını etkileyebilmektedir. Esasen, kağıt üzerinde toplumsal cinsiyet açısından eşitlikçi kanunların olması tek başına önemli değildir. Birçok ekonomide, toplumsal cinsiyet açısından eşitlikçi bir mevzuat tabanı yine de, özellikle kadınların ekonomiye katılımı bakımından, yüksek toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri doğurabilmektedir. Bu, ister kötü tasarım isterse düşük kapasite sebebiyle kanunların kötü uygulanmasının (yani toplumsal cinsiyet açısından önyargılı bir şekilde) bir sonucu olabilir. Dolayısıyla, kadınlar için, kağıt üzerindeki kanunlar her zaman hukuki gerçeklikleri yansıtmayabilmektedir. 2009 yılından bu yana, Dünya Bankası’nın “Kadınlar, İş ve Hukuk” çalışması politika tartışmalarına bilgi girdisi sunmak ve mevzuat ile kadınların ekonomik fırsatları arasındaki bağlantılar hakkındaki araştırmaları teşvik etmek amacıyla kadın girişimciliğinin ve istihdamının önündeki yasal kısıtlamalar hakkında veriler toplamaktadır. Geçtiğimiz altı yıllık dönem boyunca 170’in üzerinde ekonomiyi tutarlı bir şekilde inceleyen Dünya Bankası’nın “Kadınlar, İş ve Hukuk” araştırması, kanunlarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin daha az olması ile daha az sayıda kadının çalışması veya işletme sahibi olması arasında bir ilişki olduğunu kanıtlayabilmiştir. Ayrıca toplumsal cinsiyete dayalı yasal farklılıkların (önyargı, ayrımcılık, boşluk veya engeller) köklerinin uzandığı ve kadınların ekonomiye katılımını etkileyen mevzuatın, sadece ekonomik ve ticari konuları ele alan kanunlardan ziyade büyük ölçüde medeni hukuk ve aile hukuku hükümleri olduğu da yaygın bir şekilde kabul edilmektedir. Bu bakımdan, uzmanlar bu durumun kadınlar için uygulanan ekonomik kanunları etkileyip etkilemediğini (ve nasıl etkilediğini) ve her iki kanun türünün kadınların ekonomik faaliyette bulunma yeteneklerini nasıl etkilediğini anlamak 6 amacıyla, ilgi alanlarını ülkelerin anayasalarındaki ve aile hukuku / medeni hukuk hükümlerindeki toplumsal cinsiyete dayalı önyargıları incelemeye yönlendirmişlerdir. Şimdiye kadar, Dünya Bankası’nın “Kadınlar, İş ve Hukuk” çalışması bu konudaki en kapsamlı analitik çerçeveyi sunmuştur ve her biri bir dizi yasal göstergeyi içeren yedi alanı değerlendirmiştir: kurumlara erişim, gayrimenkul kullanımı, iş bulma, çalışmak için teşvik sağlama, mahkemeye başvurma, kredi oluşturma ve kadınların şiddette karşı korunması. 7 Türkiye’de kadın-erkek eşitliği Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türkiye’nin kabul ettiği uluslararası anlaşmalar ile güvence altına alınmıştır. Anayasanın 10. maddesi uyarınca, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Ayrıca Madde 10/2 ( 7/05/2004-5170/Madde 1 ile değişik) uyarınca, “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla alınan önlemler eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz.” Dolayısıyla devlet sadece kanun önünde kadınlar ile erkekler arasındaki eşitliği korumakla değil, aynı zamanda bu eşitliği uygulamaya yönelik önlemleri almakla da yükümlüdür. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanmasını sağlamak, kadınların ve erkeklerin girişimcilik fırsatlarına eşit bir şekilde erişimlerini sağlamayı da içerir. Dolayısıyla, bu çalışmanın amacı yasal metinlerde kadınların girişimcilik fırsatlarına eşit erişim ve girişimcilik faaliyetlerini tam olarak kovalama imkanlarını sınırlayan hususları tespit etmektir. Bunu yapmak için, analizde sadece ticaret ve girişimcilik ile ilgili kanun ve düzenlemeler üzerine odaklanılmayacak, aynı zamanda özellikle evlilikte mal rejimi, mülkiyet ve miras hakları bakımından olmak üzere Medeni Hukuk da incelenecektir. 2. ÖRNEK İNCELEMESİ VE ANALİZİ 2.1. Sahneyi Hazırlamak – Açıklayıcı Bir Örnek “Hande” genç, dinamik ve evli bir kadındır ve iki çocuk annesidir. Yakındaki bir hazır giyim fabrikasında üretim bölümü şefi olarak beş yıllık çalışma deneyimine sahiptir. Fabrika kısa bir süre önce uzak bir yere taşındığı için Hande artık orada çalışamamaktadır. Yakında çalışabileceği bir iş olmadığını, fabrikada edindiği deneyimi, motivasyonunu ve gelir kaybını acil olarak telafi etme ihtiyacını göz önünde bulundurarak, küçük bir dikiş işletmesi kurmayı planlamaktadır. Kocası Hande’nin iş kurmasının çok riskli olduğunu düşünmekte ve başka bir işyerinde iş bulmasını tercih etmektedir. Hande’nin kararını desteklememektedir. “Hande” tüm bu süreci kendisi başlatacaktır. Fabrikada maaşını nakit olarak elden aldığı için bir banka hesabı bulunmamaktadır. İlk iş olarak en yakındaki bankaya giderek bir banka hesabı açar. Kendi işini kurma sürecinde, çeşitli kanunlara ve düzenlemelere tabi olduğunu öğrenir. Bu sürecin tam ortasına geldiğinde medeni durumu değişir ve kocası Hande’den boşanır. İşini kurmak için ailenin ortak apartman dairesini kullanmayı düşünür. Apartman dairesinin mülkiyetinin kocası ile ortak olduğunu varsaymakta, evlilikte mal rejimi uyarınca boşanma sonrasında malların yarısına hak kazandığını düşünmektedir. Eski kocası ile ilişkileri zorludur ve bir alternatif olarak babasının vefat etmesinden sonra üç erkek kardeşi ile birlikte kendisine miras kalan küçük bir arsadaki kendi payını satmayı tasarlamaktadır. Birkaç yıl önce arsadaki payının yönetimini erkek kardeşlerinden birisine devretmeyi kabul ettiğinden dolayı, arsada henüz kendi payı için hak talebinde bulunmamıştır. Hukuki durumu, hakları, seçenekleri ve en çok da iş kurma süreci hakkında kararsızdır. 8 1. Ülke içinde ve dışında hareket ve seyahat etme (seyahat izinleri, sürücü ehliyet belgesi) Banka hesabı açma / finansman başvurusunda bulunma (banka dokümanlarını imzalama) İşi genişletmek, büyütmek ve bir sonraki iş aşamasına geçmek için döngü tekrarlanır 5. İşletmeyi çalıştırma (denetimlerden geçme, işletme vergileri ödeme) 4. Personel işe alma 2. İş yeri kiralama (kira sözleşmesi imzalama) / veya evden çalışma (yani, evden tek başına bağımsız çalışma) 3. Satın alma / kiralama / tescil ettirme: arazi / gayrimenkul / ekipman / araç (devletten gerekli ruhsatları / izinleri alma ve ilgili dokümanları imzalama) Şekil 1: İş Kurma Döngüsündeki Yasal ve Düzenleyici Adımlar “Hande” Örneğinin Hukuki Analizi 9 Adım 1: “Hande”nin Planlanan İşletmesi için Kendi Mülklerini Kullanabilmesi Hande’nin evi ve miras hakları ile ilgili hukuki durumunun analizi: Yeni Medeni Kanun 2002 yılında kabul edilmiştir. Yeni Kanun kadınlar ile ilgili olarak eskisine göre daha olumlu olduğu düşünülen bazı maddeler içermektedir. Bu maddelerden biri, evlilik sırasında edinilen malların durumu ile ilgilidir. Medeni Kanunun 202. maddesi uyarınca, evlilik sırasında çift tarafından edinilen tüm mallar (kimin adına kayıtlı oldukları dikkate alınmaksızın) boşanma veya ölüm halinde eşit olarak bölünmektedir. 2 (Bu hüküm 2002 yılından sonra yapılan evlilikler için geçerlidir ve eşler arasında düzenlenen sözleşme durumunda geçerli değildir.) Bu düzenleme, yani mülkiyet hakları rejiminin sadece 2002 yılından sonra yapılan evlilikler için geçerli olması, eleştirilmiştir. Bu eleştirinin sebebi 2002 yılından önce evlenen kadınları kapsamaması ve bu kadınların hukuken dezavantajlı durumda kalmalarıdır. “Hande”nin durumunda: Örnek 1’de “Hande” 2003 yılında evlenmiştir. 2005 yılında kocası ile birlikte biriktirdikleri para ile bir ev almışlardır. Ev tapuda Hande’nin üzerine kaydettirilmiştir. 2010 yılında boşanmışlardır ve eşlerden her biri evin yarısına sahip olmuştur. Örnek 2’de “Hande” 1995 yılında evlenmiştir. 2000 yılında Hande ve kocası biriktirdikleri para ile bir ev almışlardır. Ev tapuda kocasının üzerine kaydettirilmiştir. Ayrıca 2000 yılında bankaya para 2 Aksi durumda, eşler tarafından imzalanan sözleşmeye dayalı bir malvarlığı anlaşması kabul edilebilir. Örneğin eşler bir Mal Ayrılığı Anlaşması imzalayabilir. Ancak hiçbir sözleşme yapılmadığı durumda, evlilik sırasında edinilen mallar bu şekilde bölüştürülür. yatırmışlardır. 2005 yılında boşandıklarında “Hande”nin elinde kendi adına kayıtlı hiçbir şey kalmamıştır. Ev üzerinde hiçbir hakka sahip değildir. Sadece 2002 ile 2007 yılları arasında banka hesaplarında biriken faizi aralarında eşit olarak bölüşmüşlerdir.3 Dolayısıyla, burada önemli olan şey Hande’nin evlilik tarihidir. Şimdi bir de “Hande” ile üç erkek kardeşine babalarından eşit olarak miras kalan mallara bakalım. Eğer mallar hukuken düzgün şekilde paylaşılmamış ise, “Hande” sulh hukuk mahkemesine başvurarak malların hukuken düzgün şekilde bölüştürülmesini isteyebilir. Sonuç olarak, boşanan Hande evlilik tarihine bağlı olarak hukuken aile evini kullanabilir. Adım 2: “Hande’nin İşletmesini Tescil Ettirmesi Çalışmanın bu bölümünde, Hande’nin karşı karşıya kalabileceği farklı senaryolar üzerine odaklanılacaktır. Senaryo 1: “Hande” işletmesini tescil ettirmeden evinde dikiş yaparak komşularına ve arkadaşlarına satış yapabilir. Gelir Vergisi Kanununun 9. maddesi kapsamında bunu yapmasına izin verilmektedir. Senaryo 2: “Hande” işletmesini yerel vergi müdürlüğüne tescil ettirerek (Vergi Usul Kanunu, Madde 153-154) ve vergi mükellefi statüsü kazanarak, evinde dikiş yaparak bunları satabilir. Ayrıca Gitti Gidiyor (http://www.gittigidiyor.com) gibi online sitelerde de satış yapabilir. Vergi mükellefi statüsü kazanma süreci şu şekildedir: İkamet ettiği yerdeki Vergi Müdürlüğüne başvurur. Bir başka deyişle vergi Müdürlüğüne kayıt yaptırması gerekir. Bir iş kurma niyetini Vergi Müdürlüğü’ne beyan eder. Bunun için, iş kurmak isteyenlere yönelik hazırlanan ilgili formu doldurması ve teslim etmesi gerekmektedir. Bu formu (www.gib.gov.tr.) adresinden indirebilir. İşini kurduktan sonra en geç on gün içerisinde formu doldurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, yasal müeyyideye tabi tutulur. En basit vergilendirme şekline göre vergilendirilir. Vergi müdürlüğüne kayıt yaptırma süreci şu şekilde işlemektedir: Vergi formunu doldurma Yoklama Vergi numarası Vergi levhası / vergi kayıt belgesi Şekil 2- Şekil 3: Evden çalışacak bir işletmenin vergi müdürlüğüne tesciline ilişkin adımlar “Hande” bu belgeleri teslim ettikten bir gün sonra, Vergi Müdürlüğünden bir görevli Hande’nin evini ziyaret eder. “Hande” evin bir odasını işletmeye ayırmakla yükümlüdür. Vergi görevlisi gelir ve odayı kontrol eder. Görevlinin odayı iş için uygun olarak değerlendirmesi halinde, “Hande”nin vergi mükellefiyeti başlar ve bir vergi numarası olur.4 “Hande”nin daha sonra bir vergi levhası / 3 Daha fazla örnek için: Yeni Medeni Kanun’un Mal Rejimlerine Getirdiği Önemli Yenilik: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Kadınlar Açısından Getirdiği Diğer Önemli Değişiklikler, Amargi Kadın Akademisi, 2005, ss. 35-43. 4 A.g.e. s. 16. 10 vergi kayıt belgesi alması gerekmektedir. Bunu bir kırtasiyeden temin edebilir. Bu levhada adı, soyadı, unvanı ve işletmenin kurulduğu tarih yazar. Bu levhanın işletme faaliyete başladıktan sonra en geç bir ay içerisinde Vergi Müdürlüğü tarafından onaylanması gerekmektedir. Belirtilen süre içerisinde onaylatmaması halinde, “Hande” yasal müeyyideye tabi tutulur. 5 “Hande” satışlarını kaydetmek için bir cihaz almakla yükümlü değildir. Bunun için bir muhasebeci ile çalışabilir. Bu durumda, muhasebeci onun adına gerekli işlemleri (evrak işleri de dahil olmak üzere) yapacaktır. Not: Evinin kocası ile ortak mülkiyetli olması halinde, el yapımı kıyafetleri yasal olarak evde satmasına izin verilmektedir. Türk Medeni Kanununa göre, “Hande” çalışmak için kocasının iznini almakla yükümlü değildir. Eşlerden hiçbiri işini seçerken diğer eşin iznini almak zorunda değildir. Ancak işin seçilmesinde ve devam ettirilmesinde, evliliğin huzuru ve çıkarı göz önünde bulundurulur. Eşler evlilikte mutluluğu sağlamakla ve çocukları yetiştirmekle yükümlüdür. Eşler birlikte yaşamakla, birbirlerine sadık kalmakla ve birbirlerine yardımcı olmakla yükümlüdür. Ancak ne erkek ne de kadın eşinin iznini almakla yükümlü değildir. Evden yapılan işin evliliklerine ciddi şekilde zarar vermesi halinde, bu boşanma sebebi olabilmektedir. Ancak bu son seçenektir. Burada sorun tamamen hukuki bir konu değildir. Medeni Kanuna göre, evlilik karşılıklı saygıya ve yardımlaşmaya dayalıdır. Dolayısıyla evli bir kadının ticari faaliyette bulunma kararı tamamen kanunla düzenlenmemektedir. Karar ve düzenleme eşler arasında sürekli mutabakata tabidir. İşletmesini Esnaf ve Sanatkarlar Odasına (TESK) kaydettirerek, evden çalışan işletmesini tescil ettirme sürecini tamamlamış olacaktır. “Hande”nin bazı kayıt ücretleri ödemesi gerekmektedir. (2016 yılı için 165,00 TL ödemesi gerekmektedir; Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’nun 2016/2 sayılı Genelgesi). Kayıt ücretleri Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından belirlenmektedir. Ayrıca, “Hande”nin Ankara Terziler Odasına da kayıt yaptırması gerekmektedir. Ankara Terziler Odası tarafından belirlenen bir kayıt ücreti ödemekle yükümlüdür. Hande’nin bir dükkan açarak Ankara Terziler Odasına kayıt yaptırabilmesi için, ustalık belgesini ibraz etmesi gerekmektedir. Bu belgeyi gerekli eğitimi tamamladıktan sonra alabilmektedir (Mesleki Eğitim Kanunu, Madde 30). Yetkililer yurt dışından alınmış ustalık belgelerini de kabul etmektedirler. Ancak eğer “Hande” yurt dışında bir kursa katılmış ise, bu kursun ustalık belgesi için akreditasyonu Eğitim ve Ahlak Birimi Başkanı tarafından kararlaştırılır (Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği, Madde 240). Eğer “Hande” Türkiye’de bir kursa katılmış ise, çıraklık eğitiminden sorumlu bir kamu kurumu “Hande”’nin katıldığı kursun akredite olup olmadığına karar verir. Bu kurum Valilik tarafından belirlenir. Bir kursun eşdeğer denkliğinin belirlenmesi için, ilgili müdürlük kurs saatlerini, kursun türünü, vs. değerlendirir. (Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği, Madde 232) Vergi Fill in tax formunu form doldurma Tax house Yoklama inspection n tax form Tax Vergi numarası number sheet/ Vergi levhası tax / vergi kayıt belgesi tax registration certificate 5 A.g.e. Şekil 2-s.Şekil 17 3: Evden çalışacak bir işletmenin vergi müdürlüğüne tesciline ilişkin adımlar Register Chamber Esnaf vewith Sanatkarlar of Tradesmen Odasına kayıt 11 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu Odaya Kayıt – Madde 5 - (Değişik: 2/5/1983 - KHK 62/2; Aynen kabul: 14/2/1985 - 3153/ 2.): “Esnaf ve Sanatkar Siciline kayıtlı esnaf ve sanatkarlar çalışma bölgesi içindeki ilgili odaya kayıt olmak zorundadırlar. Kayıt zorunluluğunu bir ay içinde yerine getirmeyenler, sicile kayıt tarihinden geçerli olmak üzere doğrudan doğruya kaydedilirler. Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olanlar, Ticaret, Sanayi veya Deniz Ticaret Odalarına kaydedilemezler; Ticaret, Sanayi veya Deniz Ticaret Odalarına kayıtlı bulunanlar ise, Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıt edilemezler.” 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu - Madde 6: Esnaf ve sanatkârların sicile kayıtları yapılmadıkça, hiçbir şekilde odaya kaydı yapılamaz. Kayıt ücreti 103 TL’dir (Esnaf ve Sanatkarlar Odası Genelgesi, No. 91) Üyelik Koşulları – Madde 7- Oda üyeliği için aşağıdaki şartlar aranır: a. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya yabancı devlet tabiiyetinde bulunmakla beraber Türkiye'de sanat ve ticaret yapıyor olmak. b. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak. c. Vergi mükellefi olmak ya da vergiden muaf olmak. d. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıtlı olmamak. e. Summary – Legal issues for women related to registering a home-based business: f. Özet – Kadınların evden çalışılacak bir işletmeyi tescil ettirirken karşılaştıkları hukuki sorunlar Senaryo 2 kapsamında işini başlatabilmesi için, Hande’nin birçok yasal adımdan oluşan uzun bir hukuki süreci tamamlaması gerekmektedir. İlgili kanunlarda, işini kurmasını engelleyecek açık bir toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık tespit etmemiş olmakla birlikte, uygulamaya ilişkin birkaç hususu göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Hande’nin sadece beş yıldır bir fabrikada çalışıyor olduğunu, öncesinde bir iş deneyimi olmadığını düşündüğümüzde, yasal ve düzenleyici ortamın onun için bunaltıcı olabileceği ve bu ortamda hareket etmesinin güç olabileceği sonucuna rahatlıkla varabiliriz. Bu sürece başlarken yardıma ve tavsiyeye ihtiyaç duyacağı açıktır. Bu onu iş kurma fikrinden caydırabilecek bir faktör olabilir. Dolayısıyla, girişimcilik emellerini motive etmenin ve desteklemenin yollarından birisi sürecin başında kendisine bir çeşit hukuki yardım sağlamak olabilir. Yasal ve kurumsal ortamda hareket etmenin zorluklarından ayrı olarak, Hande’nin ödemesi gereken bazı ücretler vardır. Miktarları küçük olsa bile, finansal durumuna bağlı olarak, başlangıçta bu ücretleri ödemeyi güç bulabilir. Senaryo 3: “Hande” bir dükkan açmaya karar verir. Bunun için belediyeden bir ruhsat alması gerekmektedir. Gerekli belgeler belediyenin internet sitesinde listelenmiştir. Gerekli belgeler: Belediyeden bir ruhsat almadan önce, Hande’nin senaryo 2’deki adımların aynılarını tamamlanması gerekmektedir: vergi mükellefi statüsü kazanması, bir vergi levhası edinmesi, Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile Ankara Terziler Odası’na üye olması gerekmektedir. Vergi numarası ve belgesi Esnaf Odasına kayıt Şekil 6: Bir dükkanı tescil ettirme süreci Belediye işyeri açma ve çalışma ruhsatı 12 1. Başvuru formu 2. Vergi levhası fotokopisi 3. Mali Hizmetler Müdürlüğünden alınan ödenmesi gereken borcu olmadığına dair belge 4. İtfaiye raporu (150 metrekareden küçük yerler, kapıları doğrudan yola bakan ve yemek pişirilmeyen yerler hariç) 5. Kira kontratı (kontratın malikin temsilcisi tarafından imzalanması halinde, vekaletnamenin bir örneği istenir) 6. Esnaf veya sanatkar olması halinde, ilgili odaya kaydolduğuna dair bir belge ile sicil belgesi 7. İşyeri sahibinin Ticaret Odasına kayıtlı olmaması halinde, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınmış bir ustalık belgesi (ustalık belgesinin üçüncü bir kişi adına olması halinde, noter onaylı taahhütnamenin asıl nüshası) 8. Her bir kişinin birer fotoğrafı 9. Ticaret Odasına kayıtlı olanlar için, oda kayıt belgesi sureti ve imza belgesi 10. Şirketler için: ticaret sicil gazetesi örneği, oda kayıt belgesi sureti, imza sirküleri 11. Tapu veya bina kullanma izni belgesi fotokopisi 12. İşyerinin bulunduğu yerin bir alışveriş merkezi veya benzeri bir yer olması halinde, yönetimin muvafakatnamesi 13. İşyerinin bulunduğu yerin bir konut olması halinde, tüm kat maliklerinin işyerinin açılmasına rıza gösterdiklerine dair muvafakatname (noter onaylı) 14. İşyerinin planını ve ölçülerini gösteren basit bir kroki 15. Vekaletname sureti ile vekalet verenlerin kimlik belgelerinin fotokopisi 16. Devir ve ortaklık halinde, işletme hakkı devri belgesi (noter onaylı) ve işyeri açma ve çalışma ruhsatının asıl nüshası 17. İşyerinin bir gecekondu bölgesinde yer alıyor olması halinde, Bayındırlık affından yararlandığını belirten bir belge 18. Yemek pişirme sırasında atık yağ üreten gıda tüketim yerleri için, atık yağ sözleşmesi ve taahhütname. Şekil 5: Belediyeden işyeri açma ve çalışma ruhsatı almak için gerekli belgeler Özet – Kadınların dükkan tescili sırasında karşılaştıkları hukuki sorunlar: Özet olarak, ilgili kanunlarda, işini kurmasını ve işyerini tescil ettirmesini engelleyecek toplumsal cinsiyete dayalı açık bir ayrımcılık tespit etmemiş olmakla birlikte, Hande’nin bu senaryoda karşılaşacağı başlıca zorlukların gerekli hukuki evrak işleri ile ilgili olabileceğini söyleyebiliriz. Eğer “Hande” bir dükkan açmaya karar verirse, düzenleyici süreç daha da karmaşık olacaktır. Dükkanının tescil işlemlerine başlamadan önce ilk olarak işletmesini tescil ettirmesi gerekeceğinden dolayı, işletme tesciline ilişkin hukuki süreci tamamlamış olduğunu ve hukuki evrak işleri ve ilgili mercilerle etkileşim konusunda bir deneyim kazandığını varsayıyoruz. Yine de, bu hukuki sürecin “Hande” için zorlu ve bunaltıcı olmasını bekleyebiliriz. Kanunla düzenlenen hukuki işlemler sürecinde kadın girişimcilere yardımcı olacak kamu tarafından sağlanan bir çeşit hukuki danışmanlık ve yardım hizmeti “Hande”yi destekleyecek ve teşvik edecektir. Senaryo 4: “Hande” bir atölye açmaya karar verir. Burada aynı zamanda işçi(ler) istihdam edecektir. “hande” vergi mükellefi statüsü edinmekle ve Senaryo 2’de belirtilen diğer tüm işlemleri gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu durumda, bir muhasebeci tutması gerekecektir. Senaryo 4 kapsamında “Hande” bir şirket de kurabilir. Vergi numarası ve belgesi Esnaf Odasına kayıt Şekil 7: Bir atölyeyi tescil ettirme süreci Belediye işyeri açma ve çalışma ruhsatı Muhasebeci 13 a. Bilardo ve spor salonları için, İl Gençlik ve Spor Müdürlüğünden alınan yazı b. Su satış mağazaları için Halk Sağlığı Müdürlüğünden alınan işletme ruhsatı, bayilik sözleşmesi, analiz raporu c. Baharat ve doğal ürün satış mağazaları için, Halk Sağlığı Müdürlüğünden alınan bitkisel ilaç satış belgesi d. Kreşler, anaokulları ve gündüz bakımevleri için, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden alınan işletme ruhsatı e. Eczaneler ve klinikler için, Halk Sağlığı Müdürlüğünden alınan işletme ruhsatı f. Sigorta acenteleri için, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden (TOBB) alınan Sigorta Acentesi Levhası Şekil 8: Özel amaçlı işyerleri için istenen ilave belgeler Özet - Kadınların atölye tescili sırasında karşılaştıkları hukuki sorunlar: Bu senaryoda, ilgili kanunlarda toplumsal cinsiyete dayalı açık bir ayrımcılık tespit etmedik. Dolayısıyla, bir atölye veya şirket kurma ve tescil ettirme ile ilgili kanunların erkekler ve kadınlar arasında tam bir eşitlik sağladığını söyleyebiliriz. Bir başka deyişle, şirket tescili ve kuruluşu ile ilgili kanunlar, bir kadın girişimcinin gerçek dünyada karşı karşıya kalabileceği gündelik sorunlar bakımından toplumsal cinsiyet kördür. Diğer taraftan, “Hande” bu süreci düzenleyen kanunlarla (örn. vergi kanunu) ilgili hiçbir şeyle uğraşmayabilecek olmasına rağmen, bu hukuki sürecin yürütülmesinde yardıma ihtiyaç duyabilir. Ayrıca, yeni işletmesini finanse etmesi gerekeceği için, finansman kaynaklarını tespit ederek ve bunlara erişim sağlayarak finansal sorunları aşması gerekecektir. “Hande”, atölyesini kurmakla ilgili finansal sorunları aşabilmek için, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığına (KOSGEB) başvurabilir. KOSGEB küçük ve orta büyülükteki işletmelerin sayısını ve bunların ekonomideki payını ve etkililiğini artırmayı, rekabet güçlerini ve üretim düzeylerini yükseltmeyi ve ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama bağlamında ekonomik gelişmeler doğrultusunda bunların sanayi sektörüne entegrasyonlarını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Tamamen özel hukuka tabi bir tüzel kişilik olan KOSGEB, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kamu kurumudur. 3624 sayılı ve 12/4/1990 tarihli Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Kanunu ile kurulan KOGSEB, girişimcileri desteklemeye yönelik çeşitli programlar yürütmektedir, ancak özellikle kadınlara ait işletmeleri hedefleyen bir programı bulunmamaktadır. 14 2.2. Kadın girişimcileri destekleyen kamu programlarının analizi: KOSGEB - Tematik Proje Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=13 - İşbirliği Güçbirliği Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=14 - Girişimci Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=15 - Genel Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=16 - Proje Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=17 - İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=18 - Gelişen İşletmeler Piyasası Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=26 - Kredi Faizi Destek Programı: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=33 3: KOSGEB’in girişimcileri destekleyen programları -ŞekilLoan Interest Support Program : http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=33 “Hande”, bir girişimci olarak destek programlarından herhangi birine başvurabilir. Ancak bunun için öncelikle KOSGEB’in veri tabanına kaydolması gerekmektedir. KOSGEB’in sunacağı destek oranı bölgeden bölgeye değişiklik göstermektedir. KOSGEB tarafından sağlanan destek geri ödemeli veya karşılıksız olabilmektedir. Geri ödemesiz olması halinde ödeme, fatura ibraz edildikten sonra yapılmaktadır. Bir başka deyişle, KOSGEB önceden peşin olarak fon sağlamamaktadır. Finansmanın geri ödemeli olması halinde, girişimcilerin KOSGEB’e banka teminat mektubu sunmaları gerekmektedir. 15 2.3. KOSGEB ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerin Analizi Özet – Kadınların KOSGEB Desteklerinden Yararlanmaları ile ilgili Hukuki Sorunlar: KOSGEB ile ilgili kanunlarda, Hande gibi bir kadın girişimcinin iş kurmasını engelleyecek toplumsal cinsiyete dayalı açık bir ayrımcılık tespit etmedik. KOSGEB ile ilgili kanunlar, erkeklerin ve kadınların eşit koşullar altında yaşadıkları temel varsayımı ile düzenlenmiştir. 3. SONUÇLAR VE TAVSİYELER Bu çalışmada incelenen birçok metinde6 kadın girişimciliğine hiçbir atıfta bulunulmamaktadır. Sonuç olarak, hukuki metinlerde açık bir engel olmadığını belirtebiliriz. Ancak, pozitif bir ayrımcılık da bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, devletin kadın girişimciliğini teşvik etmeyi amaçlayan somut bir politikası -ve yasal enstrümanları- bulunmamaktadır. Bu kaçırılan bir fırsattır ve ele alınması gereken yasal bir boşluktur. Kadın girişimcilere yönelik pozitif ayrımcılığın sağlanabileceği çeşitli yasal enstrümanlar mevcuttur: 1. Yukarıda da açıkladığımız gibi, kadın girişimciler özellikle başlangıçta hukuki danışmanlık ve yardıma ihtiyaç duyabilir. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) bu bakımdan 6 Bakınız Ek – Hukuki Metinlere göre Mevzuat İncelemesi olumlu bir rol oynayabilir. TESK veya illerdeki odalar özellikle kadın girişimcilere iş kurma ve tescil ettirme sürecinin erken aşamalarında yardımcı olmak için tasarlanmış sürekli hukuki danışmanlık hizmetleri sunabilir. Ayrıca, kadın esnaf ve sanatkarların mesleki eğitim alabilmeleri için; eğitimlerde kadınlara yönelik kotalar veya hedefler, eğitim ücreti alınmaması veya indirimli alınması, vs. gibi pozitif ayrımcılık sağlayacak bazı önlemler uygulanabilir (Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu, Madde 10/k, 20/ı, 29/j, 37/k, 39/n, 71, 72 ve 73). TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Teşkilat ve Çalışma Usul ve Esasları ile TOBB Kadın Girişimciler İcra Komitesi Çalışma Usul ve Esasları halihazırda bir işletme işleten kadınlar için benzer bir rol oynayabilir. 2. KOSGEB girişimcilik için önemli bir kurumdur. Ancak KOSGEB’in önceden peşin finansman sağlamaması, işletmeleri için finansman bulmada erkeklere göre daha fazla güçlük çekebilecek kadın girişimciler için bir engel olarak yorumlanabilir. Bu, kadın girişimciler için çok önemli bir husustur. Daha önce de açıklandığı gibi, kadın girişimciler veya iş kadınları finansal kaynaklara erişimde özel güçlükler yaşayabilmektedir. Bu sebeple KOSGEB’in kadın girişimciler için önceden peşin finansman sağlamasını tavsiye ediyoruz. 3. 18/09/2009 tarihli ve 27353 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı KOSGEB desteklerinden öncelikli olarak yararlanabilecek sektörleri belirtmektedir. Ancak kadınların en fazla faaliyet gösterdikleri (gösterebilecekleri) bazı sektörler (örneğin spor tesisleri, spor kulübü faaliyetleri, fitness kulüpleri ve vücut geliştirme merkezleri, diğer spor faaliyetleri, eğlence parkı faaliyetleri ve diğere eğlence ve serbest zaman faaliyetleri, hamam, sauna, solaryum merkezleri ve masaj salonları gibi diğer hizmet faaliyetleri) bu listede yer almamaktadır. Bu sektörler KOSGEB desteklerinin kapsamı dışında tutulmamalıdır. Ayrıca, bu iş alanlarında pozitif ayrımcılık sunulmalıdır. Kadınlar için pozitif ayrımcılığın bir örneği aşağıda sunulmuştur: KOSGEB’in sunacağı destek oranı bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir (örneğin Ankara ve İstanbul’da kurulan işletmeler 1. Bölge kapsamına girmektedir, dolayısıyla ülkenin diğer bölgelerinde kurulan işletmelere göre daha fazla/daha az? KOSGEB desteği alabilmektedirler). KOSGEB tarafından girişimcilere sağlanan destekler işletmenin coğrafi olarak bulunduğu yere bağlı olarak değişmektedir. Dolayısıyla önerilerden birisi, KOSGEB tarafından sağlanan destek için ilave bir kategori olarak ‘işletme sahibinin cinsiyeti” kategorisinin eklenmesidir. Ek olarak, toplumsal cinsiyet ile ilgili projeler için destek oranı yükseltilebilir. 4. Gördüğümüz kadarıyla hukuki metinler “toplumsal cinsiyet kördür”. Dolayısıyla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın (ASPB) rolü daha önemli hale gelmiştir. Bu sebeple, Bakanlık KOSGEB’in bir parçası olmalıdır. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, KOSGEB Genel Kurulunda Bakanlığın bir temsilcisi yer almalıdır (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının Kurulması Hakkında Kanun, Madde 6) 16 4. EK – İNCELENEN HUKUKİ METİNLERİN LİSTESİ - Türk Ticaret Kanunu - Bankacılık Kanunu - Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik - Bankaların Kredi İşlemleri Hakkında Yönetmelik - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının Kurulması Hakkında Kanun - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Destek Programı Yönetmeliği - Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kredi Yönetmeliği - Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler ve Girişimcilik Ödüllerine ilişkin Esaslar - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Destekleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı - TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Teşkilat ve Çalışma Usul ve Esasları ile TOBB Kadın Girişimciler İcra Komitesi Çalışma Usul ve Esasları - TOBB İl Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Teşkilatı, Çalışma Usul ve Esasları - Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu - Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Tarafından Yapılacak Mesleki Eğitim Uygulamalarının Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik - Mesleki Eğitim Fonu Yönetmeliği - Esnaf ve Sanatkarların Ödeyecekleri Kayıt Ücreti ve Yıllık Aidat Hakkında Yönetmelik - Türk Medeni Kanunu - Vergi Kanunu - Gelir Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu Şekil 4: İncelenen hukuki metinler 17 BÖLÜM B – KADIN GİRİŞİMCİLERİN TÜRKİYE’DEKİ KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNE İLİŞKİN YASAL ÇERÇEVE HAKKINDAKİ ALGI VE DENEYİMLERİ 1. GİRİŞ 1.1. Arka Plan Bu raporun başında açıklandığı üzere, bu çalışmanın amacı hukuki metinlerde yer alan ve kadınların girişimcilik fırsatlarına eşit erişimlerini ve girişimcilik faaliyetleri ile tam anlamıyla uğraşabilme olanaklarını sınırlayabilecek hususları tespit etmektir. Bu amaçla, bu çalışmanın A bölümü ticaret, girişimcilik ve medeni hukuk ile ilgili kanun ve düzenlemeler üzerine odaklanmıştır (burada özellikle evlilikte mal rejimi, mülkiyet ve miras hakları üzerinde durulmuştur). Bu çalışmanın A bölümünde görüldüğü üzere, analizimiz sonucunda ilgili kanunlarda (KOSGEB gibi destek kuruluşlarını düzenleyen mevzuat da dahil olmak üzere) kadınların eve dayalı işletme, ticari dükkan ve atölye tescil işlemlerini engelleyebilecek toplumsal cinsiyete dayalı açık bir ayrımcılık tespit edilememiştir. Bu çalışmanın A bölümü, bir atölye veya şirket kuruluşuna ve tesciline ilişkin kanunların erkeler ve kadınlar arasında tam “eşitliğe” dayalı olduğunu ortaya koymuştur. Bir başka deyişle, şirket tescili ve kuruluşu ile ilgili kanunlar, bir kadın girişimcinin gerçek dünyada karşı karşıya kalabileceği gündelik sorunlar bakımından toplumsal cinsiyet kördür. Bununla birlikte, özellikle bir üretim atölyesi olmak üzere bir ticari dükkanın yasal olarak tescili birçok yasal adım içeren uzun bir hukuki sürecin takip edilmesini gerektirmektedir. Bu çalışmanın A bölümünde, kağıt üzerindeki mevzuatın büyük ölçüde sorunsuz olmasına rağmen, uygulamaya ilişkin bazı hususları göz önünde bulundurmamız gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışmamızın A bölümü, işletmesini tescil ettirmek isteyen bir kadın için yasal ve düzenleyici manzaranın çok bunaltıcı olabileceği ve bu işlemleri gerçekleştirmesinin güç olacağı sonucuna varmıştır. Dolayısıyla, A bölümündeki hipotez iş kurmak isteyen bir kadının bunun için gerekli yasal süreci başlatırken yardıma ve tavsiyelere ihtiyaç duyacağı, ve bunun onu iş kurma fikrinden caydırabilecek bir faktör olabileceğidir. Ayrıca, yasal mevzuatın Türkiye’de kadınların girişimciliğe teşvik edilmesi önünde kritik bir engel olmayabileceği görülmekle birlikte, finansman kaynaklarının tespitinin ve bunlara erişimin kadınları caydırması daha büyük bir olasılıktır. Bunun sebepleri şunlardır: KOSGEB’in girişimcileri desteklemeye yönelik çeşitli programları bulunmasına rağmen, 7 çalışmanın A bölümündeki hipotez kadınların KOSGEB destekleri hakkında bilgi sahibi olma olasılığının çok düşük olduğu ve bu işlemlerin karmaşıklığı göz önüne alındığında KOSGEB’ten finansman temin etme sürecinin yürütülmesi bakımından zorlanabilecekleridir. Bu bulgulara dayalı olarak, çalışmanın A bölümü kadın girişimcilere yasal süreçleri daha iyi anlamalarında ve yürütmelerinde yardım sağlanmasına ilişkin bir dizi öneri ortaya koymuştur. Kanunların toplumsal cinsiyet açısından kör olduğu durumlarda, ortadan kaldırılması gereken hukuki engeller yoktur, ancak karşımıza kadın Kadınlara ait işletmelere özgü olmamakla birlikte, çalışmanın A bölümünde KOSGEB’e ilişkin kanunlarda toplumsal cinsiyete özgü atıflar bulunmamıştır. 7 18 girişimciliğini teşvik eden yasal enstrümanları ve mekanizmaları (örn. pozitif ayrımcılık önlemleri) uygulamaya koyma fırsatları çıkmaktadır. Çalışmanın A bölümündeki bulguların ve tavsiyelerin anlamlı olabilmesi için, bunların doğrulanması ve kadın girişimcilerin deneyimleri ve görüşleri ile zenginleştirilmesi gerekir. Bu amaçla, bu çalışmanın B bölümü, A bölümünde ortaya konulan bulguları Türkiye’nin üç çok farklı coğrafi bölgesinden kadın girişimciler ile tartışarak test etmektedir. 1.2. Metodoloji ve Öğrenme Soruları Çalışmanın A bölümündeki bulgulara, sonuçlara ve tavsiyelere dayalı olarak, bu bölüm iki temel araştırma sorusunu ele almayı amaçlamaktadır: Gerçek hayatta, kadın girişimciler Türkiye’nin YASAL ve DÜZENLEYİCİ çerçevesinde fiili olarak toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıklar ve eşitsizlikler yaşıyor mu? Yaşıyorlarsa, bunlar spesifik olarak nelerdir? Kadın girişimciler kadın girişimciliğini desteklemeye ve teşvik etmeye yönelik hangi olası yasal enstrümanları ve mekanizmaları (yani «pozitif ayrımcılık» önlemlerini) olumlu karşılıyor ve Türkiye’de uygulanmaya konulması istiyor? 1.3. Araştırma Planı Geniş bir yelpaze ve temsil çeşitliliğindeki kadın girişimcilerin deneyimlerini ve görüşlerini almak amacıyla, çalışmanın B bölümü kadın girişimciler ile yapılan birkaç denek görüşmesinin ve grup tartışmasının analizi üzerine odaklanmıştır. Türkiye ekonomik, sosyal ve coğrafi olarak çeşitlilik arz eden bir ülkedir. Bu çeşitliliği yakalayabilmek için, belirli bir grup üzerine; yani üç farklı coğrafi bölgedeki orta ölçekli kadın girişimciler (KOBİ) üzerine odaklandık. Son yirmi yıldır İstanbul’un yanı sıra Gaziantep, Kayseri ve Konya’da girişimcilik gelişmektedir. Bu iller “Anadolu Kaplanları” olarak nitelenmektedir. Türkiye’nin farklı yerlerinde mikro işletmeler değil orta ölçekli işletmeler (KOBİ) üzerine odaklanıldığında, nüfusun büyük bir bölümünü kapsamak mümkün olmaktadır. Sonuç olarak, genellemelerimiz daha iyi bir geçerliliğe sahip olabilmektedir. Kayseri (5 Mart 2016, 7 Mart 2016), Konya (26 Mart 2016) ve İstanbul’da (8 Mayıs 2016) mülakatlar ve odak grubu görüşmeleri gerçekleştirdik. Haziran ayında İzmir ve Antalya’da da odak grubu görüşmeleri planladık. Tüm bu odak grubu görüşmeleri TESK, TOBB ve KAGİDER’in yardımları ile düzenlenmiştir. Gerçekleştirilmesi planlanan ODAK GRUBU GÖRÜŞMELERİNİN sayısı Gerçekleştirilen ODAK GRUBU GÖRÜŞMELERİNİN sayısı İstanbul 2 1 İzmir 2 0 Antalya 2 0 Konya 2 1 19 Kayseri 2 2 Toplam 10 4 Planlanan Görevler Kamu yetkilileri ve finansörler ile görüşmeler 8 görüşme Kadın girişimciler ile odak grubu görüşmeleri 10 odak grubu toplantısı Odak grubu görüşmeleri, daha az incelemeye konu olmuş sorunların anlaşılabilmesi için etkili bir araçtır. Ayrıca, bir grup ortamında başarısız olmuş kadın girişimcilere bakmak kadınların önündeki engelleri derinlemesine anlamamıza yardımcı olacaktır. 1.4. Araştırma Soruları Kadınlar girişimcilik çabalarında mevzuat çerçevesini nasıl algılıyor? “Olumlayıcı eylem” fırsatları / gereksinimleri nelerdir? Mevcut kurumsal ortam (yani ağlar, STK’lar, vs.) kadın girişimcileri ne ölçüde destekliyor? 2. KAYSERİ’DEKİ KADIN GİRİŞİMCİLERİN ALGI VE DENEYİMLERİ8 Bu görüşmelerde ortaya çıkan başlıca konular şunlardır: 1. 2. 3. 4. 5. Aile desteğinin eksikliği, Kredi kaynaklarına erişim, Bürokratik süreçler hakkında bilgi eksikliği, TESK bünyesinde kadın girişimcilere yönelik organizasyonel yapı eksikliği, Girişimcilik eğitiminin / bilgisinin eksikliği. Kayseri Türkiye’nin batısındaki illere ve İstanbul’a göre oldukça muhafazakar bir Anadolu şehridir. Girişimcilik kültürü ile tanınan “Anadolu Kaplanları” şehirlerinden birisi olmasına rağmen, kadın girişimciler girişimcilik sektörünün çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca, kadınların işgücü piyasasına katılımı da düşük düzeydedir. Bununla birlikte, TESK tarafından düzenlenen bu odak grubu görüşmesine katılan kadınlar oldukça “geleneksel olmayan” bir sektörden gelmiştir; bunlar daha çok “restoran – gıda üretimi” işinde faaliyet gösteren dükkanı olan kadınlardı. Grupta ayrıca birkaç gelinlik mağazası sahibi kadın da bulunmaktaydı. Genel olarak, bu kadınlar “çarşıda” mağaza sahibiydi, ve sadece muhafazakar bir şehirde kadın girişimci olmanın yapısal dezavantajlarını yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda özellikle işyerinde cinsel taciz olmak üzere müşteri ile temas ortamının bilinen dezavantajlarını da yaşıyorlardı. İş ortamları ile cinsel taciz ve ayrımcılık konusunda çok geniş bir literatür mevcuttur; müşteri ile temasın fazla olduğu iş ortamlarında cinsel taciz ve ayrımcılık olasılığı da yüksektir. Bu gruptaki kadın girişimciler anlatımlarında girişimcilik hikayeleri ile ilgili iki önemli temayı ön plana çıkarmıştır. 2.1. Aile desteğinin eksikliği Kayseri’deki Küçük İşletme Sahipleri Toplantısı 7 Mart 2016 tarihinde Hilton Kayseri Toplantı Salonunda gerçekleştirilmiştir. Kayseri TOBB-Kadın Şubesi Odak Grubu Toplantısı ise 5 Mart 2016 tarihinde Hilton Kayseri Toplantı Salonunda gerçekleştirilmiştir. (Bu grup başarısız olmuş girişimcilerden, ücretli çalışanlardan ve orta ölçekli kadın girişimcilerden oluşmuştur. Katılımcıların çoğunun dükkanı vardır (fitness merkezi, seyahat acentesi, kadın giyim mağazası, ihracatçı, yatak üretim fabrikası sahibi, araba kiralama şirketi).TOBB’un Kadın Girişimci Grubu tipik olarak meslek sahibi kadınları gruba üye olmaya davet etmektedir.) 8 20 Aile desteğinin eksikliği: Aile desteğinin eksikliği, ortaya çıkan bir numaralı konudur. Katılımcıların iddiasına göre “Bir erkek iş kurmak için ailesinden destek istediğinde bu desteği alabilmektedir ancak biz istediğimizde ailelerimiz bize bazen verebilmekte bazen de vermemektedirler”. Hatta tam tersine, bu çalışma için görüşülen kadınların çoğunluğu kocalarının ve kendi ailelerinin caydırıcı çabalarına maruz kalmışlardır. Birçoğu kocalarının kendilerine sunduğu imkanlar ile yetinmemekle suçlanmıştır. Kadınlar bu gerçekliğe rağmen çalışmak zorunda kalmıştır. Eğer bir kadının istihdam geçmişi yoksa, aile kaynaklarına erişimi olmamaktadır. Görüşülen çoğu kadın kendi birikimlerini kullanarak işini kurmuştur ve ancak kadın girişimcilerden bazılarının daha sonraki bir aşamada mali güçlük yaşaması halinde aileleri (eşleri veya babaları) finansal destek sağlamayı kabul etmiştir. Boşanma durumunda, kadınların aile kaynaklarına erişimleri oldukça güç hale gelmektedir. Kocanın da bir işletme sahibi olması durumunda, kocalar tipik olarak mallarını gizlemektedir (yani malları başkasının adına kaydettirmektedir). Orta sınıf ailelerde, aileler genellikle kadınların girişimcilik emellerini engellemektedir. Risk almaları konusunda caydırıcı davranmaktadırlar ve “sana bakacak bir kocan var… ne gereği var” şeklinde yaklaşmaktadırlar. Aileler kadınları, geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri olan annelik ve ev işleriyle ilgilenen evinin kadını olmaya ve sadece kadınların bulunduğu sosyal ağlarda kayınvalide ile birlikte sosyalleşmeye yönlendirmektedirler. Kayseri’de kadınların aile sorumlulukları orta sınıftaki kadınları çalışmaktan ve kendi işlerini kurmaktan caydırmaktadır. Kayseri’de bir iş sahibi olmanın avantajlarından birisi “yaz görevine” gitmemektir. Yaz aylarında orta sınıftaki kadınlar ve çocukları geniş aileleri ile birlikte köy evlerine (bağ evlerine) taşınmaktadır. Şehir hayatında kadınlar çekirdek aileleri ile birlikte yaşarken, bu ortamlarda kadınların geniş ailelerine bakmaları ve söz dinleyen ev kadını beklentilerini karşılamaları beklenmektedir. Kısacası, her ne kadar orta sınıftaki kadınlar girişimcilik emellerine sahip olsalar da toplumsal cinsiyet beklentileri bu yöndeki ilerleyişlerini engelleyebilmektedir. Erkek egemen ortamlarda çalışmanın zorlukları: Kadınlar, özellikle yerel yönetimler tarafından küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için yapılandırılan organize sanayi bölgeleri gibi erkeklerin egemen olduğu ortamlarda çalışırken karşı karşıya kaldıkları zorluklardan bahsetmişlerdir. Kadınlar bu ortamlarda erkeklerin kadınlara karşı tutumlarını ve maruz kaldıkları dedikoduları ayrıntılı bir şekilde anlatmışlardır. Kadınlar ile ilgili dedikodular ve erkeklere karşı olası yanlış davranışları şu şekildedir: Bir kadının namusu (cinsel itibarı) kadının statüsünü düşüren en önemli husustur ve söz konusu ortamlarda yakından izlenmektedir. Bir kadının olası yanlış davranışları ile ilgili erkekler arasında yapılan dedikodular kadının ve yapacağı işin aleyhine işlemektedir. Bir işletmenin patronu olan kadınlar hakkındaki tutum daha da karmaşıktır. Kadınlar, erkeklerin kadınları ciddiye almamalarından ve kadınlardan talimat almak istememelerinden bahsetmiştir. Kadın patronların aleyhine işleyen hasmane iş ortamı: Kadınlar erkek işçilerin ve erkek rakiplerin kadınları başarısız kılmak için birlikte çalıştıklarını iddia etmektedir. Kadınlar mali güçlüklerin yaşandığı durumlarda erkeklerin borçlarını erteleyerek birbirlerini desteklediklerini ancak iş hayatında kadınlara sıfır tolerans gösterdiklerini iddia etmektedir. Kadınlar ile iş yaparken ödemelerin ertelenmesi konusunda aynı toleransı göstermediklerini belirtmektedirler. Kadınların iş hayatında ayakta kalabilmesi için aile desteği gereklidir. Bu konudaki genel görüş “Sizi destekleyecek bir kocanızın veya babanızın olması gerek, aksi takdirde (…) erkeklerin dünyasında ayakta kalmak kolay değil” şeklinde ifade edilmektedir. 2.2. Finansman kaynaklarına erişim Kadın girişimcilerin ortaya attığı ikinci en önemli konu krediye erişimdir. Kredi geçmişi: Kadınların çoğu önceden çalışmamıştır, dolayısıyla bankalar ile bir kredi geçmişleri de bulunmamaktadır. Yeni bir iş kurmak için harekete geçtiklerinde bu durum onlar için bir dezavantaj yaratmaktadır. Bir taraftan kötü bir kredi geçmişi olmayan “temiz müşteri” olarak görülebilmektedirler, ancak diğer taraftan kredi geçmişlerinin olmaması kaynak kullanımını için uygunluklarını azaltmaktadır. 21 Kayıtlı malvarlığı ve teminat: Gelenekler ve genel anlamda ailelerdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği normları sebebiyle, kadınlar genellikle kendi adlarına kayıtlı mülk sahibi olamamaktadır. Bu durum kredi piyasasında onlar aleyhine bir dezavantaj yaratmaktadır. TESK: TESK gibi girişimcilik örgütleri, kredi ve başka ihtiyaçları farklılık gösterebilecek kadın girişimciler ile doğrudan bir temasa sahip değildir. Finansman: Kadınlar orta sınıftaki ailelerden gelseler bile finansmana erişim sorunu yaşamaktadır; çünkü aileleri kadınların girişimcilik çabalarına destek vermemektedir. Dolayısıyla, aşağıdaki öneriler dile getirilmiştir: Kadınlara yönelik olarak düşük maliyet ve daha uzun ödeme süreleri ile finansal hizmetler sunulabilir ve Bankalar kadınlardan teminat göstermelerini beklememelidir; çünkü çok fazla teminat gösteremeyecek durumdadırlar. Sadece kadınların sahibi olduğu işletmeler için hibe (geri ödemesiz) krediler sağlanabilir Belediyeler ve devlet, kadınlar için işletme tescil işlemlerinde alınan ücretler için indirimli (veya ücretsiz) tarifeler uygulayabilir Kadın girişimcilerin sosyal güvenlik (Bağ-Kur) ödemelerinde indirim uygulanabilir 2.3. Bürokratik süreçler ile ilgili bilgi eksikliği Kanun ve düzenlemeler ile ilgili olarak ortaya çıkan en kritik husus, ilgili kanun ve yönetmelikler ile düzenleyici süreç hakkındaki bilgi eksikliği olmuştur. KOSGEB kredi desteği ile ilgili bilgi eksikliği: Kadın girişimciler işletmelerini kurarken ne yapacakları ve nereye başvuracakları hakkında önceden çok fazla bilgiye sahip değildirler. Gruptaki on kadından ikisi işletmelerini kurmadan önce KOSGEB’e başvurmaları gerektiğini bilselerdi, KOSGEB’in kuruluş fonlarından yararlanabileceklerini ancak bunun çok geç farkına vardıklarını, dolayısıyla bu fonlardan yararlanamadıklarını belirtmiştir. Belediye ve kamu kurumlarının tescil ücretleri: Bilgi sahibi olmadıklarını düşündükleri bir başka alan da belediyelerin ve kamu kurumlarının aldığı tescil ücretleri ve düzenlemeler ile ilgili beklentiler konusunda hazırlıksız olmalarıdır. İşletmelerinin tescili için gerekli ücretler için çok para ödemek zorunda kaldıklarını düşündüklerini belirtmişlerdir. Ayrıca gerekli ücretlerin çoğunun farkında olmadıklarını bildirmişlerdir. Bazılarının aynı büyüklükteki bir dükkan için çok daha fazla ödeme yapmak zorunda kaldığı ortaya çıkmıştır. Ücretlerdeki bu tutarsızlığın sebebi bazı belediyelerin “belediyeye bağış” yatırılmasını istemeleri ve kadınların bu bağışın tutarı üzerinde nasıl pazarlık yapılacağını bilmemeleridir. Bu katılımcı örneğinde, katılımcının “bağış” tutarının müzakere edilebilmesi amacıyla belediyede tanıdığı olan erkek bir meslektaşını bulması gerekmiştir. Genellikle kadınların siyasi kadrolar ile olan bağlantıları erkekler kadar iyi olmadığı için, bu konuda kendilerini ayrımcılığa uğramış hissetmektedirler. Bu ağlar ile bağlantılarının olmaması, kadınların daha önce çalışmadığı durumlarda herhangi bir meslek veya iş alanına maruz kalmalarının bir sonucu olabilir. Kayıt ücretleri/vergiler. İstanbul’daki büyük kadın girişimciler için, bir işletmenin nasıl kurulacağı ile ilgili bilgiye erişim hiçbir kadın için sorun olmamıştır. İşletmelerinin büyüklüğü göz önüne alındığında bu bir anlam ifade etmektedir. Bu girişimciler, işletmede bu konularla ilgilenecek birilerini tutabilmiştir. Hepsi bu gruptaki kadınlara düzenleyici süreçte yardımcı olacak birilerine sahipti (çoğu zaman ücretli bir muhasebeci). Dolayısıyla, işletmenin büyüklüğünün belirli bir ölçüye kadar kadınlara ait işletme için gereken desteğin türünü ve boyutlarını belirlediği sonucuna varılabilir. Vergi teşvikleri: Kadın girişimcilerin önündeki zorlukları azaltmak için dile getirilen bir başka öneri kadın girişimcilere yönelik bir “vergi indiriminin” uygulamaya konulması olmuştur. Ancak bu önerinin uygulanması halinde, bu işletmelerin yakından izlenmesi gerekecektir; çünkü erkeklerin vergi avantajından yararlanmak için işletmelerini eşleri / anneleri adına kaydettirmelerinden endişe etmektedirler. 22 İş ortamında cinsel taciz: Dükkan sahipleri arasında yapılan görüşmelerde dile getirilen bir başka husus, işyerlerinde müstakbel müşterilerinden, belediye görevlilerinden veya iş ile ilgili görüşmeler sırasında uğradıkları cinsel tacizdir. Bu taciz sadece kadınları işyerinde (yani işletmelerinde) bulunmaktan caydırmakla kalmamakta, aynı zamanda çalışma kapsamlarını da kısıtlamaktadır. Örneğin, restoran ve kafe sahiplerinden bazıları dükkanlarını erken kapatarak kendilerini korumak zorunda kaldıklarını belirtmiştir. Bu, işleri için çok zarar verici bir durumdur. Taciz vakaları ile baş etmeye yönelik bir başka strateji de, özellikle hava karadıktan sonar işyerlerini açık tutmak zorundaysalar, eşlerini veya diğer aile üyelerini (baba, erkek kardeş, koca) iş ortamına getirmektir. Türk Ceza Kanununun 105. maddesi ve İş Kanununun 24. maddesi cinsel taciz konusunu -istihdamdaki taciz durumları dahil olmak üzere- düzenlemekle birlikte, polis güçlerinin cinsel taciz olaylarını ele alma şekli ile ilgili açık bir güvensizlik görülmektedir. Şu anda Türkiye’de kamuya açık alanlarda cinsel taciz konusunu düzenleyen bir mevzuat bulunmamaktadır. 2.4. TESK bünyesinde kadın girişimciler için organizasyonel bir yapının eksikliği TESK: Küçük işletmelere yönelik bir kuruluş olan TESK bu gibi sorunları ele alan bir birime sahip değildir. Kadınların tematik olarak ait oldukları şubelere kayıt yaptırmaları gerekmektedir; restoran sahipleri, terziler, vs. Kadınların işyerindeki sorunlarını ifade edebilmeleri için ayrı bir organizasyonel birime ihtiyaç duydukları açıktır. İşletmeden İşletmeye Kadın (Women B2B) Fırsatları: Bu gruptaki kadın girişimciler de diğer kadınlar ile iş yapmanın önemini vurgulamıştır. Bu gibi ağlara erişimi kolaylaştıracak kanalların eksikliği hakkında konuşmuşlardır. 2.5. Girişimcilik Eğitiminin ve Bilgisinin Eksikliği Bu grup, bir iş kurma süreci ve iş yapmanın zorlukları hakkında çok fazla bilgi sahibi olmaksızın iş dünyasına “atlayan” diğer kadın girişimcileri eleştirmiştir. Bir kişi girişimcilik sektöründe daha fazla kadın görmek istiyorsak, devletin girişimci olmak isteyen yüksek öğrenim görmüş kadınlara “ücretsiz MBA programları” sunabileceğini ve sunması gerektiğini belirtmiştir. 2.6. Zorlukların aşılabilmesi için alınması önerilen önlemler Pozitif ayrımcılık / kadınlar için daha uzun kredi geri ödeme süreleri öngören düzenleme: “Geri ödemek istiyoruz ancak krediler çok kısa vadeli. Eğer bana para verirsen, bunu 5 yıl içerisinde ödeyebilirim ve öderim.” Pozitif ayrımcılık / kadınlar kredi başvurusunda bulunduğunda onlardan teminat istenmemesini öngören düzenleme TESK tarafından kadınlar için işletmeden işletmeye toplantılarının düzenlenmesi. Kadınlar, kadınlar ile iş yapmak istiyorlar ancak bu ihtiyacı karşılayacak organizasyonel bir yapı yok. 3. KONYA’DAKİ KADIN GİRİŞİMCİLERİN ALGI VE DENEYİMLERİ9 Bu görüşmelerde ortaya çıkan ana konular Kayseri gruplarında ortaya çıkanlardan çok fazla farklılık göstermemiştir. Konya odak grubu toplantısı 26 Mart 2016 tarihinde TOBB’un Konya Kadın Şubesi tarafından düzenlenmiştir. Bu grupta kadın üreticiler (kadın iç çamaşırı fabrikası sahibi), mimarlık firması sahibi, profesyonel yönetici ortak (otomotiv sektöründen), otomotiv parçaları ihracatçısı, kadın kooperatifi üyeleri (el sanatı ürünleri) yer almıştır, 9 23 1. 2. 3. 4. Geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri Finansman kaynaklarına erişim Bürokratik süreç hakkında bilgi eksikliği TOBB bünyesinde kadın girişimcilere yönelik organizasyonel destek eksikliği 3.1 Geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri Kısıtlayıcı geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri kadınları geri planda tutmaktadır: Konya’da kadınların “eve ekmek getiren” taraf olmaları beklenmediğinden dolayı kadınlar evlerinin dışında çalışmamaktadır. Kadınlar iş ortamında tacize uğramaktadır. Eğer bir kadının kocası veya babası yoksa, parası ve mal varlığı olsa bile bu gibi davranışlara maruz kalmaktadır. “Kocamı kaybettim ve işlerini devralmak zorunda kaldım. Kolay olmadı. Alıcının önünde sesim titremesin diye bir gece önceden konuşma provaları yapıyordum... Çalışmaya hazır değildim, ancak başardım... Ne zaman hacca gidip, sonra da evde oturup işlerle ilgilenmeyi bırakacağımı soruyorlardı... Bu zoruma gidiyordu... Çalışanlarım onlardan istediğim şeyleri yapmıyordu... Bugün bile bir gayrimenkulü kiraya veriyorum ve kirayı almakta zorlanıyorum. İnsanlardan (erkelerden) kiracıyı kirayı zamanında yatırması için uyarmalarını istemek zorunda kaldım! Bu saçma ama gerçek!” Kemikleşmiş Ataerkil Değerler: Kadınlar, “kadınlar şunu yapamaz” veya “kadınlar bunu yapamaz” şeklindeki kemikleşmiş değerlerden şikayet etmiştir. “Kadınlar kendilerine yeterince güvenmiyorlar! Cam tavan sendromu mevcut. Bir şeyi yapamayacaklarını düşünüyorlar, biliyorsunuz.. Ama aslında yapabilirler”. Bu sebeple, grupta tekrar tekrar karı – koca bir ekip olarak çalışmanın ne kadar faydalı olacağı vurgulanmıştır. Gruptaki dul kadınlar ve sanatkarlar dışında, tüm kadın katılımcılar şirketlerinde kocaları ile birlikte çalıştıklarını bildirmiştir. İş ortamı kadınları ciddiye almıyor: Kadınlar müşterileri tarafından ciddiye alınmamaktan, müşterilerinin çekleri zamanında ödememesinden şikayet etmiştir. Bu müşterilerden duydukları argümanlar ise şunlardır: “Sen aileni geçindirmiyorsun, senin ödemen bekleyebilir ... sen bir kadınsın”... “kadının kirayı ayakkabı ve kıyafete, bilirsiniz işte gereksiz şeylere harcayacağını düşünerek kirayı kadına vermek istemiyorlar...” “Ofiste çalışırken (inşaat şirketinde) inşaat işçileri ben oradayım diye ofise adımlarını atmıyorlardı. Sonunda kocam evde oturmamı ve işe geri dönmememi istedi. “benim işlerimi tıkıyorsun” dedi.” (kadın mühendisti) “Şantiyeye gittiğinizde, ne giydiğinizi merak ederek, merdiven çıkacak mı yoksa çıkmayacak mı diye, topuklu ayakkabı mı giymiş diye herkes size bakar... Herkes sizin başarısız olmanızı ister... “ (Bir başka mühendis) 3.2. Kredi kaynaklarına erişim Yetersiz veya çok uzun zaman alan KOSGEB desteği: Özellikle iş geliştirme aşaması için, miktarın yetersiz olduğu düşünülmüştür. Şirket tescil aşamasında belediyelerde muhatap olunan görevliler de eleştirilmiştir. Bir kadın olmanın (tatlı dilli ve sabırlı olmanın) bu tarz ilişkilerde bir değer olarak görülmesine rağmen, erkeklerin çok daha az çabayla işlerini hallettikleri, kadınların ise bir ruhsatı / izni almak için tekrar tekrar aynı yere gitmek zorunda kaldıkları belirtilmiştir. 3.3 Bürokratik süreç hakkında bilgi eksikliği Pozitif Ayrımcılık Önlemleri: Kadınların pozitif ayrımcılık ile ilgili görüşleri karışıktır. Bazıları “pozitif ayrımcılığın” getirilmesi halinde, kadınların iş ortamında ciddiye alınmayacağını belirtmiştir. Bunun onlar için bir dezavantaj oluşturacağı tahmin edilmiştir. Herkesin uygun olacağını düşündüğü Pozitif Ayrımcılık önlemleri şunlardır: 24 Yönetim kurulunda veya hissedarları arasında kadınların yer aldığı şirketlere krediye erişim imkanının sağlanması. Vergi avantajları bu grupta da vurgulanmıştır. Kadınlara ait işletmeler veya hissedarları arasında kadınların çoğunluğu oluşturduğu işletmeler için vergi avantajları. Bu avantajlar daha düşük KDV oranları şeklinde olabilir. Bu teşvikler mevcut durumda olduğu gibi 2 yıl yerine 5 yıl süresince geçerli olmalıdır Kadınlara ait işletmeler için kuruluş hibeleri uzun uzadıya tartışılmıştır. Devlet, geleneksel olmayan sektörler için genç kadınlara yönelik rol modeller sunabilir. Kadınlar, genç kızların geleneksel olmayan işlere, sanayi parklarındaki (organize sanayi) işlere (marangoz veya ağır makine operatörü gibi) adım atmaya teşvik edilmesini önermiştir. Kadın girişimciler için bir alternatif olarak kooperatifler de uzun uzadıya tartışılmıştır. Grup, kadınlara zaman ayrılması ile ilgili sorunlar ve kadınlar için fayda sağlayabilecek “kolektifler” gibi olası ortak çabalar hakkında konuşmuştur. Kamu kurumlarının desteği ile, özellikle tarımsal üretimdeki kadınların kooperatifler etrafında organize olmaları önerilmiştir. “Bunu bir düşünün: kadınların bu kooperatifler yoluyla ürünlerini üretmeleri ve satmaları harika olmaz mı? ... Tüm kadınlar sosyal güvenceye sahip olur ve emeklilik imkanları doğar… “ Boşanma ve Kadın İşletmeleri: Odak grubunda köşede sessiz bir şekilde oturan bir kişi odak grubu görüşmeleri tamamlandıktan sonra bir konuşma yaptı. Kocasının işle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen işin yarısını istemesinden dolayı işinde zor zamanlar geçirdiğini anlattı. Evlilik sözleşmeleri yoktu ve “ortak mali durumun” Türk Medeni Kanununda norm haline geldiği 2003 yılından sonra evlenmişlerdi. Kanunun amacı boşanma halinde ev kadınlarının haklarını korumak olmasına rağmen, Kanun hükümleri bu durumda kadının aleyhine işlemiştir. 25 4. İSTANBUL’DAKİ KADIN GİRİŞİMCİLERİN ALGI VE DENEYİMLERİ10 Bu görüşmelerde ortaya çıkan başlıca konular, Konya ve Kayseri gruplarında ortaya çıkan konulardan biraz farklılık göstermiştir. 1. Şirket tescili ile ilgili bürokratik işlemler 2. Kadın istihdamının teşvik edilmesinde devletin rolü 3. Yeni doğum izni reformlarının zararlı etkileri 10 İSTANBUL Odak Grubu Toplantısı (8 Mayıs 2016) KAGİDER tarafından düzenlenmiştir. KAGIDER yeni kurulan orta ölçekli işletmelerin kadın sahiplerini veya yöneticilerini davet etmiştir. Bir turizm girişimcisi dışında tüm katılımcılar İstanbul’dandır. Katılımcı kadınlar arasında; 1 emekli matematik öğretmeni ve yeni bir turizm girişimcisi, 2 kendi danışmanlık ve hukuk şirketleri olan avukat, 1 çamaşır yıkama fabrikası sahibi, 1 halkla ilişkiler şirketi sahibi, 1 internet şirketi sahibi yer almıştır. 4.1 Şirket tescili ile ilgili bürokratik işlemler Şirket tescili ile ilgili bürokratik işlemler: Tüm kadınlar, kendi işlerini kurma sürecinde hiçbir zorluk yaşamadıklarını (şirket tescili, vs. bakımından) belirtmiştir. Endişeleri ve şikayetleri daha ziyade şirketlerinin idamesi ile ilgilidir. Kadınların çoğu işletmeler hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadığını belirtmiş ve hepsi okullarda “girişimcilik” dersleri verilmesi gerektiğini kabul etmiştir. Erkeklerin babaları tarafından işe götürüldüklerinde işletme konularını babalarından öğrendiklerini, ancak kızların büyürken bu örgün olamayan eğitimden mahrum kaldıklarını belirtmişlerdir. Vergi teşvikleri: Tüm katılımcılar kural ve düzenlemelerde kadınların aleyhine bir ayrımcılık olmadığını kabul etmiş ancak kadın girişimciler için bazı vergi teşviklerinin olmasının iyi olacağını beyan etmiştir: ““Örneğin, kadınlara ait şirketler vergi teşvikleri alabilir; devlet kadınlara ait şirketlerden aldığı vergileri, kadın girişimci piyasada yerleşinceye kadar birkaç yıl durdurabilir.” 4.2 Kadın istihdamının teşvik edilmesinde devletin rolü Tüm katılımcıların katıldığı bir başka husus öncelikle devletin kadın istihdamını teşvik etmesi gerektiğidir. Katılımcılar ayrıca iş – eğitim işbirliğini vurgulamıştır. Özellikle kız öğrencilerin eğitimleri sırasında stajyer olarak çalışmaya zorlanmaları gerektiğini, böylelikle çalışmaya başladıklarında nasıl bir ortama gireceklerini öğrenebileceklerini ifade etmişlerdir. 4.3. Yeni doğum izni reformlarının zararlı etkileri Genel inanışın aksine, kadın girişimciler “anne dostu” yeni düzenlemelere eleştirel yaklaşmışlardır. Şirketlerin, yeni kanunun getirdiği tüm bu “doğum izni” seçeneklerinin maliyetlerini karşılayamayacaklarından dolayı kadınları işe almak istemeyeceklerini belirtmişlerdir. Bu grup olumlu görünen bir başka kanunu da sorgulamıştır; İş Kanunu kadın çalışanların evlendikten sonra “kıdem tazminatlarını” alarak işten ayrılmalarına izin vermektedir. Katılımcılar bunun kadınları işgücü piyasasında kalmaktan caydırdığını savunmuştur. Bu düzenleme sadece genç çalışanları işgücü piyasasında tehlikeli pozisyonlara yerleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda kadınların yerinin işyeri değil ev olduğu şeklindeki geleneksel toplumsal cinsiyet ideolojisini güçlendiriyor. Eğer işgücü piyasasında yeterli sayıda kadın olmazsa, girişimcilik sektöründeki kadın sayısı daha da azalacaktır. Genel olarak bu kadınlar, yakın geçmişte kanunların anneler için getirdiği “aile dostu” kanun hükümlerini eleştirmişlerdir. Bu aile dostu işgücü piyasası düzenlemelerinin işgücü piyasasında kadınların lehine değil aleyhine işleyeceği kanısı hakimdir. 26 5. SONUÇLAR Bu raporun başında açıklandığı üzere, bu çalışmanın amacı hukuki metinlerde kadınların girişimcilik fırsatlarına eşit erişimlerini ve girişimcilik faaliyetleri ile tam anlamıyla uğraşabilme olanaklarını sınırlayabilecek hususları tespit etmektir. Bu çalışmanın A bölümünde görüldüğü gibi, analizimiz sonucunda ilgili kanunlarda (KOSGEB gibi destek kuruluşlarını düzenleyen mevzuat da dahil olmak üzere) kadınların eve dayalı işletme, ticari dükkan ve atölye tescil işlemlerini engelleyebilecek toplumsal cinsiyete dayalı açık bir ayrımcılık tespit edilememiştir. Çalışmanın B bölümü de gerçek yaşamda kadın girişimcilerin mevcut kanunlardan kaynaklı ayrımcılığa maruz kalmadıklarının veya bu kanunların kendilerini girişimcilik emellerinden alıkoymadığının görüldüğünü teyit etmiştir. Bununla birlikte, A bölümündeki Hande örneği, gerçek yaşamda özellikle bir üretim atölyesi olmak üzere bir ticari mağazanın yasal tescilinin çok sayıda hukuki adım içeren uzun bir süreç olduğunu göstermiştir. Bu çalışmanın A bölümünde, kağıt üzerindeki mevzuatın büyük ölçüde sorunsuz olmasına rağmen, yasal ve düzenleyici ortamdaki gerçek durumun karmaşık olduğu ve kadım girişimci adaylarını bunaltarak caydırabileceği sonucuna varılmıştır. Ülkenin özellikle daha muhafazakar doğu bölgelerinde yapılanlar olmak üzere saha görüşmeleri bu durumu teyit etmiştir. Kadın girişimciler iş topluluğu ile önceden temaslarının olmamasının, iş dünyası ve kamu görevlileri ile bağlantıların ve ağların sınırlı olmasının, genel anlamda kadınların ciddiye alınmadığı, hatta aşağılanarak taciz edildiği, erkeklerin egemen olduğu bir iş kültürünün, kadınlar için şirket tesciline ilişkin bürokratik süreci tamamlamayı özellikle zorlu hale getirdiğini belirtmişlerdir. Birçok kadın bu süreci tamamlayabilmek için eşlerinin ve akrabalarının yardımına ve desteğine başvurmak zorunda kaldığını belirtmiştir. Saha görüşmeleri şirket kuruluşuna ilişkin hukuki süreci başlatırken profesyonel yardım ve tavsiyelerin sağlanmasının kadın girişimcileri teşvik etmede kritik bir faktör olacağını ortaya koymuştur. Saha görüşmeleri ayrıca kadınların KOSGEB programları ile ilgili bilgilerinin de sınırlı olduğunu ortaya koymuştur. Kadınların KOSGEB hakkında bilgi sahibi olduğu ve finansmana erişim sağlamayı amaçladığı durumlarda da, finansman miktarını yetersiz bulmuşlar ve sürecin uzun sürdüğünü belirtmişlerdir. Saha görüşmeleri ayrıca kadınların, kadın girişimciliğini teşvik eden yasal enstrümanların ve mekanizmaların (örn. pozitif ayrımcılık önlemlerinin) uygulamaya konulmasını istediklerini teyit etmiştir. Kadınlar vergi teşviklerini ve hibe programlarını en faydalı mekanizmalar olarak görmektedirler. Sonuç olarak, kadın girişimciliği ile ilgili kanunlarda toplumsal cinsiyete dayalı açık bir ayrımcılık bulunmamaktadır. Buradaki engel daha çok kadın girişimcilerin düzenleyici süreci tam olarak anlamamaları ve bu süreci tamamlama olanaklarının kısıtlı olmasıdır. Kadın girişimcilerin yasal ve düzenleyici ortamı tam olarak anlamamalarını desteklemek ve bu süreci tamamlama olanaklarını güçlendirmek için fırsatlar mevcuttur (KOSGEB gibi kamu finansmanı olanaklarına erişim dahil 27 olmak üzere). Ayrıca sadece kadın girişimciler için geçerli olmak üzere (yani pozitif ayrımcılık ve olumlayıcı eylem) mevcut yasal çerçevelere toplumsal cinsiyete dayalı yasal teşvikler (vergi indirimleri veya belediye ücretlerinde indirimler gibi) dahil etmek ve böylelikle kadın girişimcileri teşvik etmek ve desteklemek için de fırsatlar mevcuttur. 28 EK 1: ODAK GRUBU SORULARI Giriş Merhaba, geldiğiniz için teşekkür ederiz; Bu toplantı, İstanbul, Konya, Antalya ve İzmir’de gerçekleştirilecek bir dizi odak grubu toplantısı kapsamında düzenlenmiştir. Bu araştırma Dünya Bankası ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından finanse edilmektedir ve araştırma çıktıları Türkiye’de “daha kadın girişimci dostu” bir ortam yaratmak için kullanılacaktır. Bu Odak Grubunun ana odak konusu Kadın Girişimciler ve Hukuktur. Temel kurallar: Telefon yok – birbiriniz ile konuşmak yok – erken çıkmak yok. Sadece konuştuğumuz konuları daha sonra hatırlamama yardımcı olmak amacıyla kullanılacak bir ses kaydı yapılacaktır. Bu ses kaydı, bu araştırmanın amaçları dışında kesinlikle kullanılmayacaktır. XX 29 Öncelikle tanışalım; yaşınızı, şirketinizi, aile durumunuzu bize söyler misiniz... kendiniz ve işiniz ile ilgili bir şeyler anlatabilir misiniz? Öncelikle kendimi tanıtarak başlayayım; 1. Günümüzde Türkiye’de kadın girişimcilerin önündeki temel SORUNLAR nelerdir? Yıllar geçmesine rağmen kadın girişimci oranının neden yüzde 2’yi geçmediğini düşünüyorsunuz? 2. KAYSERİ’de kadın girişimcilerin en çok uğraştıkları temel engeller nelerdir? 3. Türkiye’deki KANUNLARIN girişimcilik bakımından kadınlara nasıl yaklaştığını düşünüyorsunuz? 4. İş ortamınızda hiç AYRIMCILIĞA maruz kaldınız mı (yani, bankalar, diğer şirketler, aileniz)? 5. DEVLET DAİRELERİNDEKİ işlemler sırasında özellikle kadın girişimcilerin karşı karşıya kaldığı engeller olduğunu düşünüyor musunuz? (Vergi Dairesi, BANKALAR, sicil daireleri, TESK, TOBB vs...?) 6. MALİ işlemler sırasında özellikle kadın girişimcilerin karşı karşıya kaldığı engeller olduğunu düşünüyor musunuz? (ailede miras işlemleri, Bankalar, Kredi Birlikleri) 7. İş ortamında herhangi bir pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duyuyor musunuz? Ne şekilde? 8. Gelecek ile ilgili beklentileriniz nelerdir? (Türkiye, şehriniz, işletmeniz ve aileniz hakkında) 9. Neler size umut veriyor? İşletmenizin geleceği veya genel anlamda kadın girişimciliğinin geleceği hakkında düşündüğünüzde neler sizi karamsarlığa itiyor? 30