BÖLÜM 8 GEN EKSPRESYONU ANALİZ ARAÇLARI 1 1. GİRİŞ : Yeni bir genin klonlanmasından sonraki adım; genin yapısını, ekspresyonu nasıl düzenlendiğini ve kodlanan gen ürününün biyolojik foksiyonlarını belirlemektir. Gen ekspresyonu; genlerde kodlanan genetik bilgiden foksiyonel bir protein yada bir RNA üretimidir. Gen ifadesi ; en yaygın anlamıyla hem transkripsiyonu hem de translasyonu kapsayan bir terimdir. Fakat sıklıkla transkripsiyon terimi için kullanılır. DNA replikasyonu, RNA transkripsiyonu, protein translasyonu ve gen regülasyonunun temel moleküler mekanızmaları ilk olarak lambda bakteriyofajında ve E. Coli bakterisinde incelenmiştir. Daha sonra çalışılan her bir model organizma organizmlardaki komplex yönleri araştırmak için kullanılır. 2 2. Geçici ve Kararlı Transfeksiyon Analizleri Moleküler klonlama ve gen ifadesinin analizi için önemli tekniklerden biri DNA ‘nın hücre içine girişidir. Transfeksiyon denen süreç çıplak DNA ‘ nın hücreler tarafından içeri alınmasını gerekli kılar. Çıplak DNA yı alma metodları: 1- Kimyasal transfeksiyon 2-Lipofeksiyon 3-Elektroporasyon 4-Doğrudan enjeksiyon 5- Mikrobalistik tir. Diğer transfer tekniği ise viral kapsitlerde paketlenen DNA‘ nın hücre içine alınımını içerir. Çoğu deneyde DNA ‘nın hücrede kararlı bir şekilde korunması gerekmez. Bu durumda geçici transfeksiyon ( DNA ‘ nın hücre içerisine kısa süreliğine girişi ) yeterlidir. 3 Daha uzun süreli analizlerin gerekli olduğu protein overekspresyonu gibi teknikler için kararlı transfeksiyon gereklidir. 3. Raportör gen Raportör gen, gen ifadesi analizlerinde sıkça kullanılır. Bir rapörtör gen; RNA yada protein seviyeleri bilinen kolaylıkla ve doğru olarak ölçülebilen bir gendir. Bu yüzden bir rapörtör genler gen ifadesi değişiklerini takip etmek için basit bir araçtır. Bu genler sıklıkla protein ürünlerinin miktarı kolayca ölçülemeyen başka kodlayıcı bölgelerin yerine konulmak için kullanılır. Raportör genlerin birkaç önemli avantajı vardır. Araştırmacılar; çalışılacak her bir regülatör bölge için ayrı bir deneye gerek duymazlar örneğin Raportör genler farklı dokular veya gelişim safhasındaki diğer bir genin regülatör bölgesinin aktivetisini, gen aktarma sistemlerinin etkinliğini, protein-protein etkileşimlerini ya da DNA – protein etkileşimlerini ayrıca moleküler klonlama teşebbüslerinin başarısını analiz etmek için kullanılır. 4 Roportör genler; genel olarak ökaryot hücrelerin çoğunda bulunmayan enzimatik aktiviteli ve floresans özelikli proteinleri kodlar. Kullanımı yaygınlaşmış raportör genlerin kodladığı proteinler arasında β–Gal, lusiferaz, kloroamfenikol asetilaz (CAT), Yeşil floresan proteini (GFP) ve GUS (β GLUKORONİDAZ ) proteinleri vardır. Raportör genlein seçimi; kullanılacak hücre sistemi ve istenilen hassasiyet gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. GUS : glukoronidleri hidrolizler Beta galaktosidaz: β – Galaktozidlerin hidrolizini sağlar. Lusiferaz : lusiferini okside eden bir enzimidir. CAT : Asetil coA dan gelen asetil gruplarıyla kloramfenikolün asetilasyonunu katalizler . GFP: doğal bir floresans proteinidir. Işık üretimi için ne substra ne de kofektöre ihtiyaç duyar. 5 Gen regülasyonunun analizi: Bir rapörtör genin en yaygın kullanımlarından biri bir gen ifadesinin nasıl regüle edildiğinin yani düzenlendiğinin analizini yapmaktadır. özel bir regülatör bölgeye raportör genin eklenmesiyle rekombinant bir DNA elde edilir. Oluşturulan bu yapı bir hücreye transfekte edilir yada bir organizma içerisine aktarılır. Doğal genin ifadesini etkileyen her şey raportör genin ifadesini de etkileyecektir. DNA bağlanma proteinini kodlayan bir cDNA, kültür hücresine alındıktan sonra vektöre klonlanır. Bu tip bir deneyde hem bir ifade plazmiti hemde bir raportör plazmid tarnsfekte edilir. Raportör analizi aşırı üretilen proteinin, kontrol bölgesinin aktivitesi üzerindeki etkisini izlemek için gerçekleştirilir. Saflaştırma ve belirleme etiketleri ( füzyon proteinler ): Raportör genler, sadece protein üretiminin sağlanması veya raportör proteinin başka bir protein ile füzyonu oluşturması için; başka dizilere eklenirler. Sıklıkla bütün bir raportör proteinin tamamı yerine afinite etiketi veya epitop etiketi olarak iş gören kısa bir peptit dizisi işaretlemede kullanılır. 6 Bir epitop etiketi, spesifik antikorla tanınan bir antijenik belirteçtir. Protein ifade vektörleri, genellikle protein yada peptid etiketini kodlayan bir nükleotit dizisi içerir. İlgili gen, etiket ile alakalı olarak çerçeve içine klonlanır. ilgili protein; raportör protein veya etiketli peptid ile füzyon bir protein olarak sentezlenir. Yaygın olarak kullanılan protein yada peptid etiketler: 6- histidin, glutatyon s transferaz ( GST), transkripsiyon faktörü c-Myc FLAG ( Asp-Tyr-Lys-Asp-Asp-Asp-Asp-Lys a.asiti ) ve influze A virüsü hemoglutinini ( HA ) içerir. Bu diziler sentezlenen proteinin N terminal veya C terminal uçlarını bağlanır bu durmda antikorun saptanması çok daha kolaylaşmaktadır. Etiketler; antikor afinite reçinlerine bağlanır böylece bir protein kraışımından füzyon proteinin ayrışması kolaylıkla saflaştırılır. Füzyon proteinler; DNA–Protein etkileşiminde, protein–protein etkileşimlerinde , protein lokalizasyonu çalışmalarında kullanılır. 7 Histidin etiketi (His –Tag) : Bu etiket faktörü altı ardışık histidini kodlar. Füzyon proteini içeren bakteri lizatları ; nikel-nitrilotriasetik asit ( Ni NTA ) ile reçine içeren kolondan geçirilerek fraksiyone edilebilir. Histidin etiketli proteinler reçinedeki metalle komplex oluşturur. Histidin etiketli proteinler, imidazol içeren bir tampon yardımıyla kolondan alınır. İmidozal metallerle komplex yapma üzere histidinle yarışır. Ve His Tag ile Ni NTA ile etkileşimi bozar protein reçineden ayrılır. GST etiketi : GST ifade vektörü 26 kD luk bir protein olan glutatyonu Stranferazı kodlar. Füzyon proteini içeren bakteriyel lizatlar; glutatyon agaroz kolunundan geçirilir GST kısmı matrikse tutulur. Aşırı miktarda glutatyon ilave edilerek saflaştırılır. GST etiketinden proteini ayırmak için proteazla kesim yapılır protein saflaştırılır. İmmuno etiketler: spesifik antikorlar kovalent olarak protein A seferoza ( yada agaroz ) bağlanır. Bağlı proteinler epitopa karşılık gelen fazla peptit ile veya uygun yüksek tuz konsantrasyonu ile ayrıştırılır. 8 Floresans protein etiketler; GFP; hücrelerin lokalizasyonu için yaygın olarak kullanılan raportör gendir. GFP kendi içerisinde florofor peptid içerir.flororor protein içerisine yerleştirildiğinde yeşil ışık saçar. 4. INVITRO MUTAGENEZ : DNA molekülü klonlandığı zaman; invitro mutagenez teknikler, dizi değişimlerini oluşturmak için kullanılabilir. Bu spesifik mutasyonlar regülator elemetlerini ya da kritik amino asit kodonlarını saptamak amacıyla, mutant ve yaban tip klonların fonksiyonel olarak karşılaştırılmasına imkan sağlar. invitro mutagenezin başlıca 3 tipi vardır. Bunlar delesyon, tarama, site directed mutagenezdir. Moleküler biyologlar PCR temelli metotlar kullanılır. PCR İle delesyon mutagenezi ; Delesyon mutagenezi; bir klondan DNA segmentlerini uzaklaştırır. Bu tip mutagenez, bir gen promotoru gibi DNA daki regülatör dizilerin analizi için kullanışlıdır. Delesyonlar ayrıca bir regülatör proteinin DNA bağlanma domaini yada aktivasyon domaini gibi fonksiyonel domainlerinin yerinin belirlenmesi için kullanışlıdır. PCR bu delesyonları oluşturmak için uygun bir metottur. 9 Linker – scanning mutagenez : linker tarama mutagenezi , fonksiyonunu saptanması için, klon genin her bir parçasının sistematik olarak yer değiştirmesidir. DNA dizileri küçük bloklar şeklinde kesilir ve sonra klon gen boyunca her pozisyonda oligonükleotit linkerleri ile yer değiştirilir. Site – directed ( bölgeye özgü ) Mutagenez :Klonlanmış bir DNA molekülünün belirlenmiş bölgelerinde küçük insersiyonların ya da spesifik baz değişimlerinin yapılması olarak ifade edilir. Proteinlerde çokça kullanılan bir site directed mutagenez varyasyonu alanin substitüsyonudur. X ışını kristalografi ile birlikte kullanıldığında site directed mutagenez, protein yapısını ve fonksiyonundaki kritik amino asitlerin önemini doğrulamak için uygulanır. 5.RNA EKSPRESYONU VE LOKALİZASYON ( GEN transkripsiyon seviyesinde analiz ) Genelde hücrenin mRNA seviyelerinde ki değişiklikler, bu mRNA ların karşılığı olan protein seviyelerindeki değişikliklerle orantılıdır ama bu kuralın istisnalarıda vardır. Genellikle genler sürekli , geçici , mekana bağlı olarak ifade edilirler. Sürekli ( konsititütif ) eksprasyon : genlerin her zaman ifade edildiğini gösterir. 10 Mekana bağlı ( spatial ) ekspresyon: Bu genlerin mRNA sı, yalnızca bir organizmanın spesifik dokularında bulunur. Geçici ( temporal ) ekspresyon : gelişimin spesifik evresinde ekspres ediliyorsa bu genin geçici olduğunu gösterir. mRNA seviyesinin izlenmesi Northern blotting , in situ hibridizasyon, rinonükleaz dan koruma ve revers transkripsiyon –PCR gibi birkaç teknik kullanılarak başarılabilir.Yakın zmanda gerçek zamanlı kantitatif PCR ( Q PCR ) gelişmesiyle mRNA seviyelerinin çok hassas ölçülmesini mümkün kılmıştır. Northern blotting : RNA moleküllerini problamak için kullanılır. mRNA‘lar nispeten kısa olduklarından agaroz jel elektroforeziyle ayrılmaları için hiçbir enzimle önceden kesilmesi gerekmez. Elektroforez sonrası RNA , EtBr ile boyanarak görünür hale getirilebilir.Daha sonra RNA Nitroselüloz yada naylon mebrana aktarılır. RNA probuyla işaretlenir. Otoradyografide görüntülenir. Bir bantın yoğunluğu mevcut mRNA nın miktarıyla orantılıdır. Bu teknik transkribe olmuş spesifik RNA ların boyutlarını belirlemek ve miktarını ölçmek için kullanılır. Bu yüzden bu metot spesifik genlerin ifadesini araştırmada kullanışlıdır. Northern blot genin kilobaz boyutu seviyesinde iyi tahmin yapılmasını sağlar. Bununla birlikte çok hassas bir teknik değildir ve bu teknikle 11 düşük miktardaki mRNA ların belirlenmesi zor olabilir. 12 In situ hibridizazyon : Bir hücrede RNA nın kesin konumunu görebilme imkanını sağlar. Probla hibridizasyon izole edilmiş RNA yerine , örnek dokuda gerçekleştirilir. Radyoaktif işaretleme için genelikle tridyum kullanılır. tridyum işaretli probla inkübasyonundan sonra lam fotografik emilsiyona daldırılır. Ve mRNA nın konumunu gösterir. Radyoaktif olmayan belirleme metodlarında ise antijen etiketli prob ve floresans etiketli prop kullanılır. Floresan etikiteli probun kulanıldığı teknik FISH ( floresan in situ hibridizasyon ) olarak adlandırılır. RNAaz dan koruma deneyi ( RPA ) : RPA , total RNA veya mRNA karışım komplexindeki spesifik bir mRNA transkriptini belirlemek ve miktarını ölçmek için kullanılan hassas bir metottur. ilgili RNA dizisine komplementer etiketli bir RNA probu, bir invitro transkripsiyon ile sentezlenir. daha sonra, total RNA veya mRNA karışımına hibiridize edilir. Çift zincirli RNA yı kesmeyen fakat tek zincirli RNA ‘ ları kesen RNAaz ile muamele edilir. Kesilmeyen herhangi bir RNA probla komplementer haldedir. Bu nedenle ilgili gen transkibe edilir. Numune jel elektroforezi ve otordayogarfi ile analiz edilir. Bu yöntem trankripsiyon başlangıç noktasının belirlenmesi ve mRNA nın iç ve dış sınırının haritalanması için uygundur. 13 Revers transkripsiyon PCR : mRNA belirlenmesinde kullanılan hassas bir tekniktir. mRNA seviyesiniin analizi için kullanılan RPA ve Nothern tekniklerine göre daha küçük örneklerden mRNA belirlenmesinde kullanılır. ilk adımda cDNA kopyaları revers transkriptaz enzimi kullanılarak sentezlenir. ikinci adımda ilgili spesifik cDNA, gen spesifik primer kullanılarak PCR ile çoğaltılır. PCR ürünleri jel elektforeziyle analiz edilir. Bu teknik rutin olarak kabakulak, kızamık , AIDS gibi hastalıklara neden olan RNA virüslerinin varlığının tanı testinde kullanılır. Tek bir hücrede belirli bir RNA nın var olup olmadığını belirleyecek kadar hassastır. Bununla birlikte bu metot mRNA nın miktarını doğru olarak ölçülmesi için kullanılmaz. Q-PCR ( kantitatif real time ) PCR karışımınına floresan boyaların bağlanmasıyla PCR ürününün real time ölçümü yapılabilir. mRNA miktarının oldukça hassas ve doğru olarak ölçülmesini sağlar. revers transkripsiyonla cDNA sentezlenmesinden sonra SYBR Green boyası varlığında gen spesifik primerlerle çoğaltılır. boya yalnızca çift zincirli DNA ya bağlandığında floresans ışık saçar. Uzama safhası süresince SYBR Green in PCR ürünlerine bağlanan miktarı arttığından, yayılan floresan ışığının miktarıda gittikçe artar. Sonuç olarak müteakip her PCR döngüsünde artan floresan sinyali real time PCR la belirlenecektir. 14 6. PROTEİN EKPRESYONU VE LOKALİZASYONU (TRANSLASYON SEVİYESİNDE ) Protein ekspresyonu , protein je elektroforezi ve Western Blot, in situ analiz, ELISA gibi immunolojik araçlarla etiketli füzyon proteinleri oluşturularak birkaç biçimde analiz edilebilir. Western blot : Proteinleri problamak için kullanılır. ilgili protein etiketli bir antikorla belirlendiğinden Western blot daha tanımlayıcı olan immünoblotting olarakda adlandırılır. Bu teknik genelde diğer proteinlerle karışık halde ve genelde çok düşük konsantrasyonlardaki spesifik bir proteini belirlemek için kullanılır. İlk adım bir SDS poliakrilamid jelle bir protein karışımını ayırmaktır. Poliakrilamid jelde protein örneklerinin ayırımından sonra proteinler, jelde görülen ayırımın bir kopyasını elde etmek için elektroforetik transferle bir membrana aktarılarak blotlanır. Blotlamadan sonra hedef proteini tanımlamak için prob olarak işaretli antikor kullanılır. Antikor sadece bu proteini içeren banta bağlanırsa bir antikor tabakası oluşur. Blotlamadan sonra membran ilgili proteine karşı spesifik monoklonal yada poliklonal antikor solusyonunda inkübe edilir. Sonraki adımda membran alkalin fosfataz gibi bir enzimin kovalent bağlı olduğu ikinci bir antikorla inkübe edilir. ikinci antikor birinci antikora spesifik olarak bağlanır. bir kromojenik substrat ilave edildiğinde enzim bu substratla reaksiyona girer mor bir çökelti oluşturur. Böylece bant işaretlenmiş olur. Alternatif olarak ışık üretimine yol açan bir kemilüminesans substratda ilave edilebilir. Bu durumda membran bir X ışını filmine yatırılır. 15 16 17 In situ analiz : Floresan protein etiketli füzyon proteinlerinin ekspresyonu ve lokalizasyonu canlı hücre içerisinde doğrudan analiz edilebilir. Ayrıca in situ yürütülen immünoanalizler araştırmacıların floresan olarak etiketlenmeyen proteinlerin doğru lokalizasyonuna bakabilmelerini sağlar. Bu durumda hücreler immünoboyamadan önce fikse edilerek genelde olduğu gibi mikroskop lamı üzerine yerleştirilir. bu yöntem genelde Western Blot sonuçlarının doğrulamak için kullanılır. floresans olarak etiketlenen primer antikorlar belirleme için kullanıldığında teknik doğrudan immünofloresans analiz olarak adlandırılır. Belirleme için hedef proteine bağlanan primer (birinci) antikora floresan olarak etiketli sekonder antikor bağlandığı tekniğe dolaylı indirect immünofloresans analiz adı verilir. Enzim bağlı sekonder antikor kullanıldığında örneğin tipine bağlı iki terimde kullanılır. olarak organ kesitleri yada embriyonun tamamına antikor tutturulduğunda teknik immünohistokimya olarak adlandırılır. 18 Enzim bağlı imminosorbant analiz ( ELISA ): İmminoanalizler , antijen- antikor reaksiyonlarının miktarını belirler. En yaygın olarak kullanılan immünoanalizlerden biri ELISA dır. Bu mettodda iki ana varsyasyon vardır. ELISA ; antikorların tanıdığı antijenlerin varlığını belirlemek için yada bir antijeni tanıyan antikorları test etmek için kullanılabilir. ELISA nın en yaygın tiplerinden biri sandviç ELISA dır. Bu teknikte ilk olarak CAT ( Kloramfenikol asetitransferaz ) tanıyan antikorlar ,96 kuyucuklu plastik mikroplağın kuyucuklarının yüzeyine sabitlenir. ikinci olarak CAT raportör geni analizinden elde edilen hücre ekstarları kuyucuklara doldurulur. Ekstratda bulunan herhangi bir CAT ın kuyucuklara sabitlenmiş CAT antikorlarıyla etkileşime girmesi sağlanır. Daha sonra CAT ı tanıyan dioksigen etiketli antikor ilave edilir ve bunların mikroplaka yüzeyine bağlı her CAT proteinine bağlanması sağlanır. Daha sonra peroksidaz bağlı dioksigeninini tanıyan antikor digoksijenine bağlanması için ilave edilir. son olarak peroksidaz substratı ilave edilir ve renkli ürün oluşması sağlanır. ELISA mikroplaka ile absorbansı okunur. nispeten daha ucuz ve yüksek hassasiyetlidir. Ayrıca düzenli bir biçimde bir klinik tanı aracı olarak kullanılır. Hepatit, HIV 1 gibi viral enfeksiyonların belirlenmesinde sıklıkla kullanılır. 19 20 7. ANTISENS TEKNOLOJİSİ 21