WIMAX 1. GİRİŞ Hepimizin bildiği “kablosuz bağlantı” deyimi 2002 yılında Wi-Fi teknolojisi ile birlikte ortaya çıktı. Başlangıçta özellikle hava alanı ve fast-food türü restorantlarda hızlı internet olanağı sağlayan bu teknoloji günümüzde evimize kadar girmiş durumda. WiMax ise –adından da anlaşılacağı gibi, yine sabit kablosuz adı verilen teknolojiyi kullanmakta. 2004 yılında ortaya çıkarılan bu teknolojiyi Wi-Fi’dan üstün kılan en önemli özellik ise band genişliği(20 Mhz). Açılımı Worldwide Interoperability for Microwave Access olan WiMax, hızlı kablosuz internet olanağını 45 kilometrelik bir alana yayabilmektedir. Zihnimizde bir fikir oluşturması açısında WLAN teknolojisiyle karşılaştırırsak; 30 kilometrelik alan içinde kurulu olan bir hastaneyi ele alabiliriz. Hastanenin içindeki ağın bütün bir yapıyı içermesi için WLAN ile her departmana bir ağ kurulabilir ve bu ağlar birbirleriyle eş güdümlü hale getirilebilir. WiMax teknolojisinde ise hastanenin tamamını kapsayan tek bir ağdan bahsediyoruz. Basit anlamda büyük bir verici direk ve kullanıcılara verileri iletmek üzere kurulmuş altyapıya sahip bir sistem. 2. Standartlar ve Teknolojik Altyapı WiMax teknolojisi ortaya çıktığında büyük firmalar bu teknolojinin parlak bir gelecek vaat ettiğini görerek desteklemeye ve birbirleriyle yarışmaya başladı. WiMax yayılmaya başladığında tüm sistemlerin destekleyebilmesi için bir standart ortaya koyulmasının gerekliliği baş gösterdi. Özellikle Intel’in bu konudaki ısrarlarıyla birlikte WiMax teknolojisi için IEEE 802.16 - 2004 standartı konuldu. Standartlıştıktan sonra çok zaman geçmeden Intel, Centrino işlemcilerinden sonra ürettiği taşınabilir bilgisayarlarda WiMax destekli çipler üreteceğini duyurdu. Gün geçtikçe farklılaşan ihtiyaçları karşılayabilmek için bu standartın çeşitli dalları ortaya çıktı. Sadece taşınabilir bilgisayarlarda değil masaüstü bilgisayarlarda da kullanılabilmesi için çatıya bağlanacak bir anten vasıtasıyla bağlantının sağlanması öngörüldü. Bunun için geliştirilen standart 802.16a. Wimax, cep telefonu, televizyon, IP üzerinden ses iletimi gibi özellikleri de tek başına bünyesinde barındıracak kapasitede. Sürekli artan bu farklı teknolojiler beraberinde bant genişliği sorununu da getirmekte. Wimax, yüksek bant genişliği sayesinde tüm bu teknolojilerin bir arada çalışmalarına olanak sağlamakta; her biri farklı frekans aralıklarında çalıştığı için bir sorun oluşturmamaktadır. Bu sayede özellikle cep telofunu sektöründeki gelişmeler WiMax’e entegre edilebilecektir. Wimax, otobüs ve tren yolculukları gibi hız ve değişen baz istasyonlarına uyum gerektiren durumlarda da hızlı kablosuz internet sağlamayı amaçlamaktadır. Taşınabilir bilgisayar ve PDA gibi araçların seyahat halinde internete bağlanabilmeleri için geliştirilen standar ise 802.16e. Haberleşme açısından bir radyo teknolojisi olan WiMax ortaya çıktığından beri çalışma frekansı birkaç defa değişse de standart gereği şu anda 2-11 Ghz aralığında çalışmaktadır. Başlarda 10-66 Ghz frekans aralığında çalışması düşünülmüştü. Bu aralık haberleşmenin sağlanacağı aletlerin, baz istasyonunun görüş açısında olmasını gerektiriyordu. Şu anda ise böyle bir gereklilik görülmemektedir. Baz istasyonu kurmanın maliyeti kapsama alanına göre değişmekle beraber 5000$ ile 100,000$ aralığındadır. -WiMax Baz İstasyonu ve Antenini singeleyen bir şematik.Kaynak : http://www.hifn.com- 3. Wimax Forum WiMax Forum 2003 yılında 802.16 standartını destekleyen firmalarca kuruldu. Forumun hedefi kar amacı gütmeden bu teknolojiyi geliştirmenin yanında araçlarının da birbirleriyle çalışabilmelerini sağlamak. 140 firmayı içeren Forum'a en fazla yatırımı yapan ve standartlaşmasında ön ayak olan firma Intel. Nokia ise 3G teknolojisine önem vermek için Forumdan ayrılmıştır. Halen genişlemekte olan Forum, çeşitli şirketlerce duyurulan WiMax teknolojilerinin geçerli/sahte olup olmadığı konusunda da tespitte bulunma hakkına sahiptir. 4. WiMax || 3G || WiFi Karşılaştırması Wimax teknolojisinin seyahat halindeki otobüs, tren gibi araçlar içinde hızlı internet bağlantısı sağlayabildiğinden bahsetmiştik. Bunun yanı sıra IP üzerinden ses iletimi gerçekleştirebilmesini de düşünürsek geliştirilmekte olan 3G teknoolojisine ciddi bir rakip olduğunu görebiliriz. WiMax denemelerinde sürekli artan kapsama alanı ve bağlantı hızının yanında fiyatlarının da düşmesi, ileride 3G teknolojisinin yerini alacağını söylememize olanak tanımaktadır. Ağlar için standart haline gelen OSI (Open System Connection) katmanları WiMax’in de uyum sağladığı bir prensiptir. 1. katman olan Fiziksel Katman gelen 1 ve 0’ları sinyal haline getirip gönderirken bu sinyalleri karşılayan 2. katman Veri Bağı Katmanıdır. Veri Bağı Katmanında, gelen sinyaller değerlendirilerek ortak protokollere göre veriye kimlerin erişebileceği veya verinin kimlere gönderileceğine karar verilerek bir üst katmana aktarılabilir. Bu görevden sorumlu olanlar MAC (Media Access Control) ve LLC (Logical Link Control)’dür. WiMax, WiFi ile aynı LLC katmanını kullanır. Bu sayede WAN ve LAN bağlantıları WiMax üzerinden kurulabilir ve bu da WiMax’in mevcut ağları birleştirmesinden ziyade bir altyapı olarak hizmet vermesinin yolunu açar. WFi ile aralarındaki diğer bir fark ise istemciler konusundadır. WiFi teknolojisinde erişim noktasına uzak olan istemcilere, yakın olanlara göre her defasında son sıralarda yer verilmektedir. WiMax teknolojisinde kurulan algoritma gereği ise sadece ilk seferde uzaklığa göre bir sıralama yapılıp daha sonra her istemciye belli bir zaman dilimi tanınır. Böylece kapsama alanı boyunca daha efektif bir erişim sağlanmaktadır. Daha önce de bahsedildiği gibi WiMax ile Wifi arasındaki en belirgin fark ise kapsama alanı ve bağlantı hızı konusundadır. WiFi teknolojisinde ulaşılan en yüksek hız IEEE’nin Mart 2007’de geliştirdiği 802.11n standardıyla birlikte 300Mbps’dir. Teorik değer olan bu hız özellikle elektromanyetik alanın sebep olduğu çevre etkileriyle %50’lere varan kayıplar vermektedir. WiMax için yapılan son denemelerde ise (bkz. http://www.wimaxforum.org/news) en kısa mesafede 2 Gbps ve 50 km uzaklıkta 70 Mbps veri hızına ulaşılmıştır. Wimax teknolojisinin sahip olduğu çoklu yol etkileşimi ve gecikme dağılımı sayesinde istemci baz istasyonunun görüş alanı dışındayken bile 10 ms'lik gecikmeleri tolere edebilmektedir. 802.11 teknolojisinde ise bu 900 nano saniye civarındadır. Bu da WiMax için daha uzak mesafelerde daha az veri kaybı anlamına gelmektedir. Karşılaştırmalar gösteriyor ki yakın zamanda özellikle ülkelerinin desteğini alan şirketler tarafından WiFi teknolojisinin yerini WiMax’in alması kaçınılmaz. Öte yandan Fransa ve Finlandiya Avrupa Birliği toplantısında öngörülen frekans aralığını bloke etmiştir. WIBRO Adından anlaşılacağı gibi WiBro (Wireless Broadband) geniş band(9 Mhz) internet hizmeti sunan bir teknoloji. 2002 yılından beri geliştirilmesine rağmen ancak 2004 yılında Intel ve LG tarafından WiBro çalışmalarının WiMax ile birlikte yürütülmesi kararlaştırıldı. 2005 yılı itibariyle Güney Kore Telekomünikasyonu tarafından 3G teknolojisine rakip olacak şekilde geliştirilmeye başlandı. IEEE 802.16e standardını kullanan bu teknoloji WiMax’in mobil alandaki uzantısı olarak düşünülebilir. 2.3 - 2.4 Ghz frekanslarında çalışan WiBro, saatte 60 km hızla giderken internet bağlantısı kurmayı amaçlamaktadır. Bunun yanında, baz istayonundan 1.5 km uzaktayken veri iletişimi sağlamaktadır. Şu anda veri iletim hızı 18.432 Mbps olarak açıklanmaktadır. Gerçekte (throughput) ise indirme hızı 5.95 Mbps değerine kadar düşmektedir (Ref?). - Kaynak : SAMSUNG Electronics Co. Ltd.Grafikte görüldüğü gibi WiBro özellikle Video ve Multimedia veri iletimi konusunda oldukça iyi durumda. Yine de şu anda “Mobil olma” özelliği konusunda WLAN ve 3G arasında bir yere sahip. 2010 sonrası için ise tüm bu ağ teknolojilerinin 4G teknolojisine entegre olacağı öngörülmektedir. - Kaynak : SAMSUNG Electronics Co. Ltd.Yukarıdaki şekil WiBro’nun Ağ Mimarisini göstermektedir. ACR’de paket özellikleri belirlenip her paket için başlık (header) oluşturulur. ACR aynı zamanda servis akış yönetiminden ve gerektiğinde trafiği değiştirmekten sorumludur. RAS’de ise MAC yönetimi, kaynakların önceliklendirilmesi ve verileri şifreleme/şifreyi çözme işlemleri yapılır. WiBro; QPSK, 16QAM, 64QAM faz modülasyonları desteklemektedir. Güney Kore Telekom başta olmak üzere WiBro geliştiricileri bundan sonraki adımda band genişliğini 9Mhz’ın üzerine çıkarmayı hedeflemektedir. 150 km/saat hızda veri hızını 100 Mbps’ye çıkarmak ve akıllı antem sistemleri kurmak da gelecek hedefleri arasında. Standardizasyon WiMax, ‘worldwide interoperability for microwave access’, IEEE 802.16 ve ETSI HiperMAN standartları kullanılarak geliştirilmiş bir sistemdir. WiMax Forum’un 2001 yılından beri süren çalışmaları sonucu, 802.16 standardı için farklı teknik özelliklere sahip farklı versiyonlar geliştirildi. Bunlar; IEEE 802.16a, 802.16b, 802.16c, 802.16d (Rev-D olarak da bilinir) ve 802.16e standartlarıdır. Yukarıda bahsettiğim bu profiller içerisinden, sertifikalandırılarak ticari kullanıma sunulacak olanlar, IEEE 802.16d ve 802.16e’dir. Yani WiMax, farklı kullanıcı taleplerini karşılayabilmek için, iki farklı versiyonla kullanıma sunulacaktır. Bu iki versiyonun arasındaki temel fark birinin sabit erişim (fixed access), diğerinin ise mobil erişim (mobile access) için tasarlanmış olmasıdır. Bu iki versiyon, farklı zamanlarda piyasaya sunulacak olsalar da, ileride her ikisi de kullanımda olacak. Bu nedenle servis sağlayıcılar da; karşılarındaki hedef pazarı, ellerindeki kullanılabilir frekans aralıklarını ve buna benzer bölgesel kısıtlayıcı faktörleri gözönüne alarak, bu iki farklı teknoloji arasında seçim yapmak zorunda kalacaklar. Bu durumda, 802.16d standardının operatörler için daha çekici durduğunu söylemek mümkün. Çünkü 802.16d daha az kompleks bir donanıma sahip, daha geniş bir frekans aralığında kullanılabilecek şekilde geliştirilmiş, bazı durumlarda 802.16e ’den daha yüksek throughput vaad ediyor ve ayrıca mobil rakibinden daha önce pazara çıkması bekleniyor. Diğer taraftan; link marjı, kapalı ortamlarda kapsama yeteneğinin üstünlüğü ve spektrum kaynaklarını daha esnek kullanabilmesi gibi özellikleri düşünüldüğünde 802.16e ‘nin de avantajları mevcut. Sabit ve mobil olmak üzere iki farklı teknolojinin piyasaya sunulacak olması nedeniyle, WiMax Forum farklı erişim türleri tanımladı. Bunlar; fixed, nomadic, portable, simple mobility ve full mobility şeklinde adlandırıldı. Sayısal iletişim sistemlerinde, hız ve kapasitenin artırılması için bantgenişliği ve iletim gücü gibi kaynakların efektif kullanılması gerekir. Bunu sağlamak için WiMax’te, uyarlamalı modülasyon (adaptive modulation) ve çoğullama (multiplexing) gibi teknikler kullanılmaktadır. Modülasyon, bir taşıyıcı dalganın, iletilecek olan mesaj veya dijital sinyal serisinin özelliklerine göre işlenmesidir. DSL, CDMA, 3G, Wi-Fi ve WiMAX gibi güncel iletişim teknolojilerinde dijital modülasyon teknikleri kullanılmaktadır. QPSK (quadrate phase shift keying) ve QAM (quadrate amplitude modulation), bunlara örnek olarak verilebilir. QPSK ve QAM teknikleri sayesinde, her bir sembolde daha fazla veri biti kodlanmasını sağlanmaktadır. Böylece, her bir periyotta daha fazla veri biti gönderilmekte ve birim zamanda yapılan iş (throughput) artırılmaktadır. Bir periyot içinde daha fazla veri biti gönderilmesi spektral avantajlar sağlamaktadır ancak bunun, bit hata oranınını (bit error ratio) ve girişimi (interference) artıracağı unutulmamalıdır. İşte bu noktada devreye, ‘uyarlamalı modülasyon’ kavramı girmektedir. Kablosuz sistemlerde uyarlamalı modülasyon kullanılması, sistemin kendi kanal koşullarına göre kendisine en uygun mertebeden modülasyonu seçmesini sağlar. Yani sistem menzili (range) artırılmak istendiğinde daha düşük modülasyonlara geçilirken (örneğin BPSK); baz istasyonuna yakın bir noktada ise QAM kullanılarak throughput artırılabilir. Yani uyarlamalı modülasyon sayesinde, sistemlerin throughput kazancı ile menzili arasındaki oran en verimli şekilde ayarlanmış olur. OFDM, ‘orthogonal frequency division multiplexing’, yüksek hızlı kablosuz veri iletişimi için uygun görülen, çok-taşıyıcılı bir transmisyon tekniğidir. Türkçe açılımı, ‘dikey frekans bölümlemeli çoğullama’dır. Aslında OFDM, tarihi 1960’lara dayanan bir tekniktir, ancak yüksek hızlı işlem yapabilen entegre devrelerin yeni yeni üretilebilmesi nedeniyle, OFDM’in popüler hale gelmesi vakit almıştır. Günümüzde OFDM; ADSL, Wi-Fi ve WiMAX gibi sistemlerde ve kablosuz dijital ses ve video yayını uygulamalarında kullanılmaktadır. OFDM, birden fazla modüle edilmiş taşıyıcıyı efektif şekilde sıkıştırarak, transmisyon için ihtiyaç duyulan bantgenişliğinin azaltılmasını sağlar. Sıkıştırma işlemi sırasında, modüle edilmiş sinyaller birbirine dik konumda tutulur, böylece girişim (interference) yaşanmaz. 802.16e profiliyle birlikte gelen handoff (aktarma) desteği, onun ‘mobil’ sıfatı taşımasını sağlayan en önemli özelliklerden biri. Mobil iletişim sistemlerinde, araç bir hücreden diğerine geçerken taşıyıcının otomatik olarak yeni hücrenin frekanslarından birine geçmesine handoff adı verilir. 802.16-2004 profili de opsiyonel olarak handoff seçenekleri sunmaktadır ancak bu sistem profilinde handoff bulunması şart değildir. 802.16e profili, soft ve hard (yumuşak ve sert geçişli) olmak üzere, operatör tarafından seçilebilen farklı handoff seçeneklerine sahip. Hard handoff, break-before-make yaklaşımını kullanıyor. Yani kullanıcı aynı anda tek bir baz istasyonuna bağlı kalabiliyor. Bu soft handoff’a göre daha az karmaşık bir yapı, ancak gecikme oranı daha yüksek. Soft handoff ise; GSM teknolojisindekine benzer şekilde, yeni bir baz istasyonuyla bağlantı kurulana dek, eski bağlantının kopmasını engelliyor. Bu yaklaşıma da make-before-break ismi verilmiş. Soft handoff, sahip olduğu düşük gecikmeli istasyon değiştirme özelliği sayesinde, VoIP veya online oyun gibi real-time uygulamalar için gerekli performansı gösterebilir. Hard handoff ise tipik veri iletimi gerektiren uygulamalar için kafi gelecektir. Bilindiği gibi WiMax, kullanıcılarına genişbant kablosuz internet erişimi ve zengin bir multimedia servis yelpazesi sunuyor. Tabi bu da, diğer network teknolojilerine göre çok daha büyük bir kapasite, çok daha büyük bir bantgenişliği ve çok daha geniş bir kapsama alanı gerektiriyor. Bu performans artırımlarını sağlayabilmek için ise WiMax, akıllı anten (smart antenna) teknolojisini kullanıyor. Günümüzde hücresel telefon sistemlerinde de kullanılmakta olan MIMO gibi akıllı anten teknolojilerinin daha önce kablosuz yerel ağlarda da (Wi-Fi gibi) gösterdiği başarım, onun geniş alan ağlarında da uygun bir aday olmasını sağladı. MIMO sisteminde, hem alıcıda hem de vericide çoklu-anten sistemi bulunur ve her bir anten üzerindeki yük yoğunluğu verici kısım tarafından belirlenir. Böylece birbirinden farklı iki veri yığını, farklı uzamsal özelliklere sahip iki yol üzerinden birbirlerine karıştırılmadan taşınabilir. Böylece kullanıcı-veri-hızı ikiye katlanmış olur. Üstelik MIMO, bu verimi sağlarken ekstra bantgenişliği veya ekstra güç gerektirmemektedir. IEEE 802.16 grubu tarafından geliştirilen ve kendine özgü teknik özelliklere sahip olan bu standart sayesinde, ‘kablosuz genişbant internet erişimi’ artık hayal olmaktan çıkıyor. Buna paralel olarak, WiMAX Forum’un endüstri liderlerini bir arada tutması ve desteklemesi, WiMAX’in pazara girişini ve adaptasyonunu hızlandıracak gibi duruyor. Hatta Kore, Kanada ve diğer birkaç ülke bu hizmetlerden yararlanmaya başladılar. Dünya’da yaşanan bu gelişmelerin ülkemizde de, WiMAX lisans tahsisi konusundaki çalışmalarda ve uygulama alanlarında, en yakın zamanda görülmesini temenni etmekteyiz. HIPERMAN Avrupada geliştirilmekte olan MAN türevi HiperMAN (High Performance Radio Metropolitan Area Network), Avrupa Telekominikasyon Standartları Enstitüsü (ETSI) tarafından geliştirilen ve kablosuz ağlar arasında 2-11 GHz frekans aralığında bağlantı kurmayı hedefleyen teknolojidir. WiMAX ile aynı hedeflere yönelik olduğundan şu anda WiMAX’e dahil durumda ve beraber geliştirilmektedir. ETSI 2-11 GHz spektrum bandı için kablosuz MAN standardını oluşturarak Kasım 2003’te yayınlamıştır. ETSI, IEEE 802.16 grubu ile yakın çalışmakta ve HiperMAN standardı aslında 802.16’yı izleyerek Avrupa için 2-11 GHz bantlarında kablosuz şebeke iletişimini tanımlamaktadır. HiperMAN standardı 802.16 ile benzer şekilde; bütün bir hizmet kalitesi, hızlı bağlantı kontrol yönetimi, güçlü güvenlik, kodlamaya hızlı uyum, propagasyon koşullarında modülasyon ve iletim gücü, görüş hattında olmayan performansı, hem FDD hem de TDD desteği gibi çeşitli hizmet kategorilerini sunmaktadır. Hizmet planlaması ve katman yakınsamaları IEEE 802.16 ile aynıdır. Kaynaklar : http://www.wimaxturkiye.com http://tr.wikipedia.org/wiki/WIMAX http://www.wimaxforum.org http://www.pclabs.com.tr www.intel.com/technology/wimax/ http://en.wikipedia.org/wiki/WiBro http://www.wisegeek.com/what-is-wibro.htm http://www.itu.int/ITU-R/study-groups/was/busan/Presentations/docs/wibro-introduction.pdf http://chip.com.tr http://www.palowireless.com/homerf/