4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN İLE İLGİLİ SORUN ALANLARI CMK’nın 158/4. maddesi uyarınca, kamu görevlilerinin görev suçu işlediğine ilişkin suç ihbarlarının ilgili kurum amirince derhal Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi zorunlu olduğundan, 2 4483 Sayılı Kanunun 4. maddesindeki, izin sürecinin Cumhuriyet Savcısının yapacağı değerlendirme ve talepten sonra gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu sebeple suç ile ilgili ihbarların idari merciler tarafından savcılıklara ivedilikle bildirilmesi hususunda uyarılmaları yerinde olacaktır. 3 4483 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinde, itiraz süresinin, yetkili mercii kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu ve itiraza bakmaya yetkili merciler hükme bağlandığı halde, Kanunda itiraz dilekçesinin nereye verileceği yolunda her hangi bir düzenlemeye yer verilmemiş olması 4 İtiraz dilekçelerinin, yetkili merci kararının ilgilisine tebliği tarihinden itibaren on gün içinde, itiraza bakmakla yetkili yargı merciine gönderilmek üzere, 5 postaya verilme hariç, kararı veren yetkili merciinin görev yaptığı kurum veya kuruluşlara başsavcılığın bulunduğu yerdeki adliye mahkemelerine bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinden herhangi birine verilebilir. (Danıştay 1.Daire Esas No : 2013/93 Karar No : 2013/217 Danıştay Dergisi Yıl: 2013 Sayı 133) 6 İşçilerin 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında hukuki durumu 7 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 2’nci maddesi kapsamında bulunmayan işçiler hakkında bu yasaya göre "karar verilmesi" mümkün değildir. Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca, suça iştirakten dolayı aynı mahkemede yargılanması da bu gerçeği değiştirmemektedir. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2013/254 Karar No : 2013/304 Danıştay Dergisi Yıl: 2013 Sayı 133) 8 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8’inci maddesinin (3) üncü bendinde yer alan, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde 9 sürenin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı hakkındaki hükmün 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunda yer alan itiraz süresine uygulanma durumu 10 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8’inci maddesinin (3) üncü bendinde yer alan, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde sürenin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı yolundaki hüküm, 11 2577 sayılı Kanun’da düzenlenen idari davalara ilişkin süreler açısından geçerlidir. 4483 sayılı Kanun’da ise, 2577 sayılı Kanunun anılan hükümlerine paralel bir düzenlemeye yer verilmediğinden, itiraz süresinin çalışmaya ara vermeden dolayı uzaması yasal yönden mümkün değildir. (Danıştay 1.Daire Esas No : 2012/1591 Karar No : 2012/1636 Danıştay Dergisi Yıl: 2013 Sayı 132) 12 Başka bir kurumda geçici görev yapan kişilerin 4483 sayılı kanun hükümleri açısından hukuki durumu veya; 13 Görevli oldukları kurumda işledikleri iddia olunan suçlar nedeniyle, memur veya diğer kamu görevlisi asıl kadrosunun bulunduğu kurum tarafından mı; fiilen görevli olduğu kurum tarafından mı ön inceleme veya ceza soruşturması sürecine tabi tutulabilir? 14 Başka bir kurumda geçici görev yapan kişilerin görevli oldukları kurumda işledikleri iddia olunan suçlar nedeniyle, asıl kadrosunun bulunduğu kurumca değil fiilen görev yaptığı kurum tarafından ön inceleme veya ceza soruşturması yapılmalıdır. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2012/510 Karar No : 2012/894 Danıştay Dergisi Yıl: 2012 Sayı 131) 15 Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetler üzerine izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi, soruşturma izni verilmemesi veya şikayetin işleme konulmaması yolunda bir karar verilmesi zorunluluğu var mıdır? 16 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması gerektiği, 17 ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, Bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikâyetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikâyette bulunana bildirileceği, 18 aynı Kanunun 5 inci maddesinde izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, 7 inci maddesinin ikinci fıkrasında; yetkili merciinin, memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. 19 Yukarıdaki hükümler uyarınca, soruşturma izni verme ya da vermeme, işleme koymama ve ön inceleme başlatma yetkileri, kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkilerdendir. 20 Bu itibarla; memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetler üzerine izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi, soruşturma izni verilmemesi veya şikâyetin işleme konulmaması yolunda bir karar verilmesi zorunludur. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2012/125 Karar No : 2012/520 Danıştay Dergisi Yıl: 2012 Sayı 130) 21 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun kapsamında ön inceleme yapılan kamu görevlisi için hangi hukuki sıfat kullanılabilir? 22 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Tanımlar başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde sorgu, şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi şeklinde tanımlanmıştır. 23 Kanunda belirtilen ifade alma işlemi, Anayasanın 83 üncü maddesinde belirtilen sorguya çekilme anlamına gelmeyip sadece hakkında ön inceleme yapılanın ön inceleme konusu olaya ilişkin bilgi ve görgüsüne başvurulması anlamını taşımaktadır. 24 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca memurlar ve diğer kamu görevlilerine görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı soruşturma izni verilmiş ise ancak o zaman haklarında Cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma yapılması mümkündür. Cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma yapılmasına başlanılmasından itibaren kişi, Ceza Muhakemesi Kanununa göre "şüpheli" sıfatını kazanacaktır 25 Bu durumda kişinin ön incelemede ifadesine başvurulmakla, kişiye ceza hukuku ilkeleri açısından "şüpheli" sıfatı yüklenemeyecektir. 26 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz oldukları, 27 bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemesi Kanununa göre işlem yapabilecekleri, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunacakları hükmüne yer verilmiştir. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2011/615 Karar No : 2011/1610 Danıştay Dergisi Yıl: 2012 Sayı 129) 28 Bu duruma göre; ilgiliye itham edilen veya kanun maddesinde geçen tabirle hakkında ön inceleme yapılan tabirleri kullanılabilir. 29 Aynı eylem nedeniyle daha önce yapılan bir ön inceleme üzerine yetkili merci tarafından karar verilmesi durumunda, bu eyleme ilişkin yeni yapılan şikayet için işlem yapılabilir mi? 30 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, ancak ihbar ve şikayetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatın işleme konulmayacağı hükme bağlanmıştır. 31 Dolayısıyla aynı eylem nedeniyle mükerrer soruşturma yapılamaz. Bu nedenle şikayet, anılan 5 inci madde kapsamında ön inceleme yapılmasını gerektirmez. 32 Ancak önceki yapılan ön incelemede bilinmeyen yeni bir hukuki durumun ortaya çıkması üzerine, hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlileri için tekrardan soruşturma yapılabilir. İkinci kez yapılan bu soruşturma mükerrer nitelik taşımaz. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2011/819 Karar No : 2011/1087 Danıştay Dergisi Yıl: 2012 Sayı 128 Danıştay 1. Daire Esas No : 2010/1142 Karar No : 2010/1358 Danıştay Dergisi Sayı 127) 33 Bir ön inceleme sürecinde, hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlilerinin tamamının ifadeleri çeşitli sebeplerle alınamamışsa, ifadesi alınamayan kişiler hakkında hangi karar alınmalıdır? 34 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde "ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, 35 bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar" hükmü yer almıştır. 36 Bir ön inceleme sürecinde, hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlisinin çeşitli nedenlerle ifadesinin alınmaması durumunda, ifadesi alınmayan memur ve diğer kamu görevlisinin usulüne uygun olarak ifadesinin alınması; 37 düzenlenecek ek ön inceleme raporunda bu ifadenin de değerlendirilmesinden sonra haklarında yetkili merci tarafından ek karar verilmesi gerekmektedir. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2010/2027 Karar No : 2011/84 Danıştay Dergisi Sayı: 126) 38 Yasama dokunulmazlığı bulunan bir kişi hakkında, 4483 sayılı Kanun kapsamında, ilgilinin ifadesinin alınması ve hakkında ön inceleme yapılması mümkün müdür? 39 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında, seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekilinin, Meclisin kararı olmadıkça tutulamayacağı, sorguya çekilemeyeceği, tutuklanamayacağı ve yargılanamayacağı hüküm altına alınmıştır. 40 Anayasadaki düzenlemeden de anlaşıldığı üzere yasama dokunulmazlığı, suç işlediği iddia edilen milletvekilini, hürriyeti kısıtlayıcı bazı usul işlemlerinden ve yargılamalardan korumayı ifade etmektedir. Ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Tanımlar başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde sorgu, şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi şeklinde tanımlanmıştır. 41 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesine göre; Bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olan inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemesi Kanununa göre işlem yapabilirler, 42 Hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar. 43 Kanunda belirtilen ifade alma işlemi ise, Anayasanın 83 üncü maddesinde belirtilen sorguya çekilme anlamına gelmeyip sadece hakkında ön inceleme yapılanın ön inceleme konusu olaya ilişkin bilgi ve görgüsüne başvurulması anlamını taşımaktadır. 44 Ayrıca; 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca memurlar ve diğer kamu görevlilerine görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı soruşturma izni verilmiş ise ancak o zaman haklarında Cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma yapılması mümkündür. 45 Cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma yapılmasına başlanılmasından itibaren kişi, Ceza Muhakemesi Kanununa göre "şüpheli" sıfatını kazanacaktır. Kişinin ön incelemede ifadesine başvurulmakla, kişiye ceza hukuku ilkeleri açısından "şüpheli" sıfatı yüklenemez. 46 Diğer taraftan; 4483 sayılı Kanun kapsamında alınacak ifadenin, vicahen alınması zorunlu olmayıp, gerektiğinde makul bir süre verilmek suretiyle yazıyla istenebileceği hususu da göz önünde bulundurulduğunda, yasama dokunulmazlığı, ifadenin alınmasına dolayısıyla hakkında ön inceleme yapılmasına engel oluşturmamaktadır. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2011/615 Karar No : 2011/1610, Danıştay Dergisi yıl:2012, sayı:129) 47 Suç işlediği iddia edilen memur ve diğer kamu görevlilerinin açık kimlikleri ile görev unvanlarının ön inceleme raporunda ve bu rapora dayanılarak yetkili merci tarafından verilen soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi yönündeki kararlarda yer alması zorunlu mudur? 48 Anayasanın 38 inci maddesinde cezaların şahsiliği ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke, Türk Ceza Kanununda da aynen yer almaktadır. Bu nedenle hakkında suç işlediği iddia edilenlerin açık kimlikleri ile görev unvanlarının ön inceleme raporunda ve bu rapora dayanılarak yetkili merci tarafından verilen soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarında yer alması ve illiyet bağının irdelenmesi gerekmektedir.( Danıştay 1. Daire Esas No : 2009/1114 Karar No : 2009/1700 Danıştay Dergisi Sayı: 123) 49 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca görevlendirilen soruşturmacı tarafından yapılan ön inceleme aşamasında şikayet dilekçesinde yer alan iddialarla illiyet bağı bulunan kişilerin; adı, soyadı, görev yeri bakımından saptanması 50 haklarında gerekli ön incelemenin yapılması, varsa tanıkların ve şikayetçilerin ifadelerinin alınması, ilgililere isnat edilen eylemle ilgilerine göre haklarında bir öneri getirilmesi, yetkili merciinin de iddia konusunun ilgililerle illiyet bağını irdelemek suretiyle kimlikleri belirtilmiş ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlileri hakkında bir karar vermesi gerekmektedir 51 Bir memur ve diğer kamu görevlisinin suça karşı ceza ehliyeti olmadığının ön inceleme raporuyla anlaşılması sonrasında yapılacak işlemler nelerdir? 52 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 8, 9, 10, 11, 13, 14, 15, 16, 403, 405, 448. maddeleri uyarınca; Akıl hastalığı sebebiyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olanların kısıtlanacağı, kısıtlanan akıl hastalarının fiil ehliyetinin olmadığı, 53 fiil ehliyeti bulunmayanların, fiillerinin hukuki sonuç doğurmayacağı, kısıtlanması nedeniyle vesayet altına alınanları, vasisinin bütün hukuki işlemlerde temsil edecekleri, 54 Bu nedenle; akıl hastalığı nedeniyle kısıtlananların tek başına 4483 sayılı Kanunda düzenlenen itiraz hakkını kullanamayacağı, bu hakkın vasi tarafından kullanabileceği sonucuna varılmaktadır. 55 Dolayısıyla; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun anılan hükümleri uyarınca yetkili merci kararının ön incelemesi yapılan memur ve kamu görevlisinin vasisine tebliğ edilmesi, 56 adı geçenin tesis edilen karara karşı itirazda bulunması durumunda yazılı bildirime ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındısı ile itiraz dilekçesinin de eklenerek ilgili yargı merciine gönderilmesi gerekmektedir. (Danıştay 1. Daire Esas No : 2006/1306 Karar No : 2007/232, Danıştay Dergisi Sayı: 115) 57