İPTAL OLAN SON DERS NOTLARI ROMA HAMAMI Roma hamları Yunan hamamlarından türemiştir ancak daha da geliştirmişler, halkın dinlenip eğlendiği bir yer haline getirmişlerdir. Kamu yaşantısında önemli bir yeri olan hamamlar gündüz iş, spor, kültür; gece ise eğlence merkeziydiler. Her önemli kentte büyük hamamlar yapılmıştır. M.S.1.yy.dan itibaren Roma hamamlarının planları simetrik olmaya başladı. Hamamlar yüksek bir platforma inşa edilir, altında ısıtma ve servis mekanları yer almaktadır. TEPIDARIUM – Ilık oda CALDARIUM – Sıcak oda FRIGIDARIUM – Soğuk oda – Havuz Tüm bu mekânlar tonozlarla örtülü olup, cam veya şeffaf mermer pencerelerle aydınlatılır. Yapıda ayrıca terleme, keselenme, yağlanma ve giyinme odaları bulunur. Bunlardan başka jimnastikhane ve Palaestra bulunur. Hamamın ısınması, döşeme altından ve duvar içlerinden geçen tuğla borulardan geçen sıcak havayla sağlanmaktaydı. Merkezi hamam binasının etrafı, ağaç ve heykellerle çevrili bir alanla çevrilidir. Hamam kompleksini çevreleyen duvarlarda okuma, dinlenme odaları, sütunlu geçitler, toplantı salonları ve kütüphaneler bulunmaktaydı. CARACALLA HAMAMI, ROMA, M.S.212-216 Eski Roma'nın ünlü Appian Yolu üzerinde MS 216'da İmparator Caracalla tarafından yapılmış olan dünyanın en büyük hamam-kaplıca komplesklerinden biri. Babası Septimus Severus tarafınan başlatılan projeyi, Roma dünyasının belki de en etkili figürlerinden biri olan Caracalla, imparatorluğun ve kendisinin güç ve etki alanını vurgulayacak şekilde önemsemiş ve bu yönde vücuda getirmişti. İç dekorasyonunda yer alan mozaiklerin, mermer kaplamaların, heykellerin işçiliği ve sanatsal güzelliğinin yanı sıra çeşmeleri, banyo odaları ve yan işlevlere sahip mekânlarının düzenlemesi ile gerçek bir mimari harika olan Caracalla Hamamları'nın yapımı ise oldukça büyük bir çalışmayı içermişti. Septimus Severus zamanında İspanya'dan getirilen 13 bin esire temelleri kazdırılmış, daha sonra 600 mermer ustası ve 6000 işçi ile inşası tamamlanmıştı. Böylesine zor bir çalışma yapılan hamamlarda, 1600 kişi aynı anda hizmet alabilmekteydi. 328 metreye 400 metre ebadında bir alana kurulu olan Caracalla Hamamları, 80 metre uzunluğunda bir havuza, tiyatroya, özel yıkanmaya, masaj ve yemek odalarına, kütüphaneye, eğlenceler düzenlenen bahçelere ve 2 tane palestraya sahipti. Binanın kotu 6 m.yüksekte olup altında depo, külhan ve sıcak hava boruları var. Yapının merkezinde anıtsal bir kubbe yer alır –ROTUNDA. Kubbeli mekan – CALIDARIUM – SICAKLIK . Tepe ışığı yerine kubbe kasnağında açıklıklar bulunur. FRİGİDARİUM – SOĞUKLUK – Açık havuz Merkezi hol, 3 bölümlü beton bir beşik tonozla örtülüdür. Binanın üzerindeki her mekân simetriktir. Cephenin sade olmasına karşın, iç mekânlar oldukça süslüdür. Yerler renkli mozaiklerle, beton duvarların alt bölümleri renkli mermerler, üstleri renkli cam mozaiklerle kaplıydı. Ayrıca tüm binanın içi Yunan heykelleri ve mermer çeşmelerle donatılmıştı. Hamamın bol su ihtiyacına karşın, Romaya su sağlayan 14 kemerden bir tanesi tamamen buraya ayrılmıştı. DİOCLETİAN HAMAMI, ROMA, M.S.302 3000 kişilik olan hamam simetrik plana sahiptir ve 11 hektarlık bir alana yayılıyordu. Şehir ölçeğinde mekansal olarak büyük bir alan kaplamaktadır. Merkezi holün çapraz tonozu 8 granit sütuna dayanır. KONUT İnsula – Kira Evi: Antik Roma' da, cumhuriyet dönemi sonrasında aşırı nüfus patlamasına koşut olarak yapılan çok katlı bir yapı çeşidi olan apartman bloklarıdır. En çok Roma ve Ostia' da görülürler. Halkın %90' ının yaşadığı bu apartmanların da lüks olanları ve olmayanları mevcuttur. Alt katlar alışveriş ve eğlence mekânları (taverna) amaçlı kullanılırken, üst katlar konaklama amaçlı yapılmıştır. Romalılar insula ile çok katlı yapı yapan ilk uygarlık olmuşlardır. En çok Roma ve Ostia' da insula kalıntıları görülmektedir. Roma kentlerinde kısa sürede oluşan önemli büyüklükte şehirleşme, merkeze yakın konaklama yerlerine yoğun bir talep oluşturdu. Bu bölgelerdeki özel evlerin değerinin çok artması üzerine günümüzdeki apartman benzeri yapılar oluştu.” Domus – Özel Ev: M.Ö.2.yy.dan itibaren domus haremlik ve selamlık diye ayrılan Yunan evinden farklıdır. Genellikle ortada üstü açık bir ATRİUM ve bunun çevresinde odalar ile mutfak bulunurdu. İtalyan geleneğine uygun olarak atriumun merkezinde yağmur sularının toplandığı bir havuz bulunur. Merkezi oda olan TABLİNUM atriumun arkasındadır. Tablinumun arkasında Yunan evlerinden alınan sütunlu revaklı bir avlu PERİSTİL olurdu. Yemek odası ve diğer odalar perisitile açılırdı. Atrium evin resmi, Peristil ise özel daireler bölümüydü. Evin içi duvar resimleri – FRESK- ile süslüydü. HADRİAN VİLLASI, TİVOLİ, M.Ö.130 Tivoli deki Hadrian Villası, Roma İmp. Sayfiye saraylarının en görkemlisidir. 700.000 m2 alanda kuruludur. Çevresindeki bahçelerle bir kente benzer. Bu villa bir dinlenme ve eğlence yeri olduğundan mimari strüktürle doğa elemanları arasında dengeli bir ahenk kurulmuştur. Bir yunan tiyatrosu, 2 hamam, nimfaeum, stadyum, termal banyolar, avlular, kütüphaneler, müzik salonları yapıldı. Bu yapıların aralarında bahçeler, yollar, çeşmeler, havuzlar, sütunlar ve yunan heykelleri yerleştirildi. Yapılar araziye dağınık yerleştirildi ve yapılarda eğimli duvarla kullanıldı. Çoğunun ne amaçla kullanıldığı bilinmeyen salonların üstleri kubbeler ve tonozlarla örtüldü. Kanopus: Kanal haline getirilmiş yapay bir vadidir. Çevresi karyatidlere benzeyen heykellerle sınırlıdır. Buradan kubbeli anıtsal bir yapıya, bir Mısır sunağı olan Serapeion’a ulaşılır. Bunun cephesi akarsulu çeşmelerde çeşmelerle süslenerek İskenderiyenin ünlü anıtı Kanopus’a benzetilmiştir. DİOCLETİANUS SARAYI, SPLİT, M.S.4.YY. Hırvatistan'ın Split (eskiden Spalato)kentinde, Roma İmparatoru Diocletianus tarafından MS 4. yüzyıl'da yaptırılmış. Hem bir kent içi imparatorluk sarayı, hem de bir deniz istihkamı olan yapı, ayrıca 4 hektarlık bir alanı kaplayan, çok büyük, görkemli bir kır evi özelliği de taşıyordu. Saray, anıtsal bir sütun ile denizi bakıyordu. İçinde, bugüne dek hasara uğramamış sağlam bir tabanla desteklenen kraliyet daireleri, geniş bir koridor ve kubbeli bir hol yer alıyordu. İmparatorun Corinthian sütunlarla çevrili sekiz köşeli kabri, 7. yüzyılda şehrin katedrali haline geldi. 13. yüzyılda binanın yapısıyla çok az oynandı, Diocletian ile karısı Prisca’nın resimleri duvarları süsledi. Kabrin karşısındaki, daha sonradan katedralin vaftiz yeri olan, Jüpiter'in zarif kapılı tapınağı da iyi bir şekilde korunmuş. Kalınlığı yaklaşık 1.5 m olan duvarların yüksekliği, Adriya Denizi kıyısında 22 m, kuzey cephesinde ise 18 m'ydi. Kuzey-güney doğrultusundaki duvarın uzunluğu 215 m'ydi. Sarayın 16 kulesi ve dört girişi vardı. Dikdörtgen yerleşim planı, ortada kesişen 11 m genişliğindeki arkadlı iki caddesiyle bir Roma karargâhını andırıyordu. İmparatorluk daireleri güneydeki bölümlerde yer alıyordu. Uzunluğu 160 m, genişliği 7 m olan büyük bir arkadlı galeri, imparatorluk dairelerinin enine paralel uzanıyordu. Kuzeydeki bölümler ise konuklar ve hizmet görevlilerine ayrılmıştı. İmparatoru Diocletianus'un MS 295-305 arasında tahttan çekildiğinde oturmak için yaptırdığı Eski Roma Sarayı; 305'ten imparatorluktan çekilen Diocletianus, 316'da ölene değin Split'de yaşamıştır. Saray Avar akınları sırasında büyük hasara uğradı. 639'da akınlar kesildikten sonra, kentleri tahrip olan Salona (Salonae; Diocletianus'un doğum yeri) halkı yıkıntıların içine sığındı. Salonalılar eski duvar, sütun ve süslemelerden de yararlanarak evlerini buraya inşa ettiler. COLOSSEUM, ROMA, M.Ö.72- M.S.80 Flavianus Amfiteatrı olarak da bilinen Kolezyum, Roma İmparatorluğu ve devamı olan Batı Roma İmparatorluğu'nun başkenti Roma'daki 50.000 kişilik büyük arenadır. Usta bir komutan olan Vespasianus tarafından M.S. 72 yılında yapımına başlanmış ve M.S.80 yılında Titus döneminde tamamlanmıştır. Daha sonraki değişiklikler Domitian hükümdarlığı zamanında yapılmıştır. İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek için gladyatör dövüşleri düzenlerdi. Bunlardan başka pek çok halk gösterileri, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden yasallaştırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar olurdu. Kolezyum daha sonra çeşitli maksatlarla kullanıldı. Barınma, iş dükkânları, dini kışlalar, istihkâm, taş ocağı, Hıristiyan türbesi olarak. Asıl adı Arena iken, sonradan, girişteki etkileyici heykelin adını almıştır. Anfitiyatronun cephesi 4 düzendedir. Toscan – Dor – İyon – Korint. Üç alt kat 80 açıklığa ayrılmıştır. Zemindeki kemerlerin her biri numaralı bir giriştir. İki bölümden oluşur ARENA ve CAVEA. Arenanın altında tonozlu soyunma alanları, depo, hayvan hücreleri bulunur. Cavea 4 kattan oluşur. En altta arenaın 4 m. üstünde olan şeref podyumu bulunur. İmparator ve resmi kişilere ayrılmıştır. Caveada oturma sıraları tonozlu koridorların üzerine yapılmış, çevre koridorlarıyla bölünmüştür. En üstte ekonomik durumu en düşük durumdakilere ayrılmış üstü örtülü bir koridor yer alır ve bu bölüm sonrada inşa edilmiştir. Taşıyıcı duvarlar tüf, tuğla kaplamalı tonozlar pozzolana taşı, cephede traverten, sütunlar ve dekorasyonda mermer kullanılmıştır. CİRCUS MAXİMUS, ROMA Roma’daki en eski gösteri yeridir. Julius Sezar döneminde genişletilmiştir. Oturma sıraları beton tonozlar üzerine oturtulmuştur. 4 araba grubu halinde araba yarışları yapılmaktadır. 670 m x 215 m boyundadır ve 380.000 kişiliktir. Dış cephesinde colleseumdaki gibi 3 farklı düzen yer alır. Ortasında koşu alanını dikey bölen SPİNA bulunmaktadır. Spinanın üzerinde 2 tane obelisk yerleştirilmiştir. EFES CELCİUS KİTAPLIĞI VE TİCARET AGORASI Anadolu’da Roma inşaatları M.S.2.yy.dan itibaren oldukça arttı ve eski Yunan kentlerinde yeni yapılar yapılmaya başlandı. Efes de bu yeniden parlayan kentler arasındaydı. M.S.135 yıllarında Julius Celcius Halemaeanus adına, oğlu Julius Agiula tarafından Romalı Mimar Vitruoya’ya yaptırılmıştır. Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir. M.S.106 yılında Efes valisi olan Celsius ölünce, oğlu kütüphaneyi babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsius'un lahdi kütüphanenin batı duvarı altındadır. Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir. Kütüphanede kitap ruloları, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu. Burada imparatorların yaptırdıkları binalar yanında özel kişilere de muhteşem anıtlar yapıldı. Efes Kütüphanesi de bunlardan biridir. Cephesi 15 m. yüksekliğinde, 2 katlıdır. Kitapların zarar görmesini engellemek amacı ile ikinci bir duvarı vardır. Kütüphane odası 16,5 x 11 m.dir. 3 girişi – PORTAL vardır. Portallerin yanlarındaki nişlerde 4 kadın heykeli var, (orjinalleri Viyana'da müzede) bunlar Celcius'un karakterini betimleyen, aynı zamanda Efes halkına da öyle olmalarını öğütleyen heykeller. Bilgi, akıl, kader, erdem öğelerini sembolize ediyor.