1 Tepkisel Davranış 2 Edimsel Davranış 3 Yanaşma 4 Kaçınma 5 Sönme 6 Kendiliğinden Geri Gelme 7 Genelleme 8 Ayırt Etme 9 Ayırt Edici Uyarıcı ve Ayırt Edici Edim 10 Kademeli Yaklaştırma Davranış, davranıştan önce organizmaya sunulan uyarıcı tarafından kontrol edilir. Bütün reflekslerimiz birer tepkisel davranıştır. (U-T) • Ani ve yüksek bir ses duyduğumuzda irkiliriz. Tepkisel davranıştan farklı olarak organizma önce bir davranışta bulunur. Bu davranış herhangi bir uyarıcı olmadan, kendiliğinden yapılır, ardından yapılan davranışa göre uyarıcı verilir. Organizma davranışın ardından gelen uyarıcıyı beğenirse davranışı tekrar eder, beğenmezse bu davranışı tekrarlamaz. Yani davranışı ortaya çıkarttığı sonuçları kontrol eder. (T-U) • Oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşan çocuk, annesi tarafından sevgiyle kucaklanır. Çocuk bundan sonra hep oyuncaklarını paylaşmak ister. Organizmanın istediği bir etkinliğe yönelmesidir. Yanaşmanın öğrenilebilmesi için ayırt etme ve olumlu pekiştirme süreçleri gerekir. Derste öğretmenini dikkatle dinleyen Öğrenci, Öğretmeni tarafından ödüllendirilir, öğrenci hep dersi dikkatle dinlemek ister. Organizmanın istemediği bir • Organizmanın istemediği bir etkinlikten uzak durmasıdır. Kaçınmanın öğrenilebilmesi için ayırt etme ve olumsuz pekiştirme süreçleri gerekir. • Küçüklük yıllarında bir köpek tarafından ısırılmış olan genç, ne zaman yolda bir köpek görse hemen yolunu değiştirir. • Aynı tepkisel (klasik) koşullanma sürecinde olduğu gibi, pekiştirilmeyen davranış söner. Ancak edimsel koşullanmada organizma aktif olduğu için, pekiştirilmemesi halinde sönmeden önce davranışta ani bir artış gözlenir. Bu artışa sönme patlaması denir. • Söz almak için sürekli parmak kaldıran çocuğa öğretmeni söz vermezse, Çocuk önce daha ısrarla parmak kaldırır ancak bir süre sonra parmak kaldırma davranışından vazgeçer. • . Sönmüş tepkinin, bir süre sonra tekrardan ortaya çıkmasıdır. Bu durum, sönmüş bir tepkinin yok olmadığının da ispatıdır Kendiliğinden geri gelen tepkiler sönmeye karşı dirençsizdir. Yani pekiştirilmezse çok kısa sürede ortadan kalkar. • Derste sürekli espri yaptığı için öğretmeni tarafından azarlanan ve espri yapmayı bırakan çocuk, bir süre sonra tekrardan derste espri yapmaya başlayabilir. Uyarıcı Genellemesi: Bir uyarıcıya benzeyen, diğer uyarıcılara da aynı tepkinin verilmesidir. • Bir çocuğun arkası dönük şapkalı bir bayanı, taktığı şapkadan ötürü annesi sanması Tepki Genellemesi: Aynı uyarıcı duruma, farklı tepkilerin verilmesidir. Bu tepkiler daha çok giderek artan ve farklılaşan şekilde ortaya çıkar. • Bir kişiye önce nasihat etmek, uslanmazsa uyarmak, yine uslanmazsa dayak atmak Öğrenmenin Genellenmesi: Bir durumda Öğrenilen şeyin, benzer diğer durumlarda da kullanılmasıdır. • Derse geç kalınca öğretmenine yalan söyleyerek azardan kurtulan çocuğun, eve geç kalınca babasına da yalan söyleyerek azardan kurtulmaya çalışması Belli bir tepkinin, tek bir nesne ya da durum karşısında sergilenip, bunun dışındaki nesne ya da durumlara sergilenmemesidir. Yan: genellemenin tersi olarak düşünülebilir. Yaramazlık yapan arkadaşlarını öğretmenlerine şikayet eden ve bu yüzden övgü gören çocuğun, Türkçe öğretmenine aynı şikayet, yaptığında, öğretmenin "Yaptığın çok ayıp. Arkadaşlarını şikayet etmemelisin" demesi üzerine diğer öğretmenlere şikayete devam ederken, Türkçe öğretmenine şikayet etmemesi. Bir davranış, daima belirli bir uyarıcı ya da ortamdayken pekiştiril irse, bir süre sonra bu uyarıcı ya da ortamın kendisi, davranış için ayırt edici hale gelir. Davranışı kontrol eden bu uyarıcıya ayırt edici uyarıcı, ayırt edici uyarıcıya verilen tepkiye ise ayırt edici edim denir. • Sadece bilgisayar başında iş yaparken sigara içen bir kişi, ilerleyen zamanda oyun oynamak için bile bilgisayar başına otursa sigara yaktığını fark eder. (Bilgisayar, sigara içme davranışı için ayırt edici uyarıcı iken, bilgisayar başına oturunca sigara yakma ayırt edici edimdir.) Hedeflenmiş, istenilen bir davranışı kazandırabilmek için, davranışın daha basit davranış basamaklarına bölünerek öğretilmesidir. Bunu sağlamak için davranış basamaklarına ayrılan hedef davranış, her doğru basamağın ardından pekiştirilir ve bir üst basamağa geçilir. Edimsel koşullanma açısından incelendiğinde, bir davranışın kazandırabilmesi İçin en az bir kere pekiştirilmesi, pekiştirilmesi için de en az bir kez yapılması gerekir. Kademeli yaklaştırma sayesinde istenen davranışa en yakın davranış pekiştirilerek, organizma istenen davranışa yaklaştırılır. 11 Zincirleme 12 Yoksunluk 13 Premack İlkesi 14 Koşullu Anlaşma 15 Batıl Davranış 16 Programlanmış Öğrenme 17 Olumlu Pekiştireç 18 Olumsuz Pekiştireç 19 Olumlu Pekiştirme 20 Simgesel Ödülle Pekiştirme Skinner (1938), bir davranış içerisinde yer alan tepki basamaklarının her birinin, kendinden sonra gelen tepki için ayırt edici uyarıcı görevi üstlendiğini ve bu sürecin davranış tamamlanıncaya kadar devam ettiğini belirtmiştir. Davranış tamamlanıncaya kadar geçen bu süreci zincirleme adı verilir. • Çay demlemek, yemek yapmak, bir arkadaşımızla sohbet etmek vb. davranışların tamamı zincirlemedir. Skınner'a göre (1938), edimsel koşullanma gerçekleştirilmeden önce organizmanın pekiştireç olarak kullanılacak şeye karşı (örneğin yiyecek) bir süre yoksun bırakılması performansı artırmaktadır. Yani davranışın sonunda yiyecek ya da su verilecekse, organizmanın birkaç gün önceden belirli periyotlarla bu uyarıcılardan mahrum bırakılması, organizmayı davranışa daha iyi güdüleyecektir. • Fareler üzerinde yapılan deneyde, labirentin sonunda peynir varsa farelerin deneyden önce peynirden yoksun bırakılması Premack tarafından geliştirilen ve kendi adıyla anılan bu ilkeye göre, organizmanın çok sık yaptığı (ve yapmak istediği) etkinlikler, az sayıda yaptığı (ve çoğunlukla yapmaktan zevk almadığı, yapmak istemediği) etkinlikleri pekiştirmek için kullanılabilir. Yani az sayıda yaptığı etkinliğin sayısını artırmak için, çok sayıda yaptığı etkinlik pekiştireç olarak kullanılır. • Ödevini tamamlarsan hafta sonunda arkadaşlarınla tatile çıkabilirsin. Koşullu anlaşma, premack ilkesine benzer şekilde bireyin istediği bir şeyi elde edebilmesi için bir dizi etkinliği yapması için kullanılır. Pekiştirme ya da ceza, yapılan davranışın hemen ardından ortaya çıktığı halde, aslında davranışla hiçbir ilgisi yoktur. Yani iki durum arasında anlamlı değil tesadüfi bir ilişki söz konusudur. Organizma aralarında tesadüfi ilişki bulunan bu iki durumu birbiriyle ilişkilendirirse batıl davranış ortaya çıkar. • Maça kirli çoraplarıyla çıkan ve maçta 3 gol atan futbolcu, artık bütün maçlara aynı kirli çoraplarıyla çıkmaktadır. • Önemli bir görüşmeye yetişmek için evden alelacele çıkan bir işadamının görüşmesi çok kötü geçer. Eve döndüğünde atletini ters giydiğini fark eder ve bunun kendisine uğursuzluk getirdiğine inanır. O günden sonra atletini ters giymemeye özen gösterir. Öğrenme, önceden özenle hazırlanmış bilgi birimlerinde bilinenden bilinmeyene - basitten karmaşığa doğru adım adım (küçük adımlarla) gerçekleşir. Her adım sonunda anında dönüt düzeltme yapılır ve her doğru davranış anında pekiştirilir. Böylece öğrenicinin doğruya ulaştıkça güdülenmiştik düzeylen gittikçe artar, olası yanlışlarda ise hemen haberi olur ve bunu düzeltmeye çalışır. Sonuçta öğrencinin başarısı anlamlı ölçüde artar. Organizmanın İstediği, hoşlandığı uyarıcılardır. Bu uyarıcılar hangi davranışın ardından geliyorsa o davranışı artırır. Yiyecek - içecek - para - yüksek puan - "Aferin" - sosyal kabul - oyuncak bilgisayar... Olumlu Birincil Pekiştireç: Organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayan pekiştireçlerdir, öğrenilmemiştir. Yiyecek - İçecek - Uyku - Hava - Cinsellik... Olumlu İkincil Pekiştireç: Organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamayan ancak yine de organizmanın sahip olmayı istediği pekiştireçlerdir, öğrenilmiştir. Kendi içinde sosyal pekiştireç, etkinlik pekiştireci, sembolik pekiştireç ve nesnel pekiştireç olmak üzere dörde ayrılır. Organizmanın istemediği, hoşlanmadığı uyarıcılardır. Bu uyarıcılar hangi davranışın ardından geliyorsa o davranışı azaltır. Kötü söz - azar - hakaret - tokat - kulak çekme - düşük puan - elektrik şoku... Olumsuz Birincil Pekiştireç: Organizmaya fizyolojik olarak zarar veren pekiştireçlerdir, öğrenilmemiştir. Tokat - kulak çekme - elektrik şoku - radyasyon... Olumsuz İkincil Pekiştireç: Organizmaya fizyolojik olarak zarar vermeyen ancak yine de istenmeyen pekiştireçlerdir, öğrenilmiştir. Azar - kötü söz - hakaret - düşük puan... Organizmanın istediği, hoşlandığı bir uyarıcının (olumlu pekiştirecin) ortama eklenmesidir. Olumlu pekiştirilen davranışların yapılma sıklığı artar, davranış yerleşir - güçlenir - süreklilik kazanır. • Ahmet öğretmen, verdiğin Ödevi yapan öğrencilere 100 puan verdi. • Ayşe Hanım, yatağını düzelten oğluna "Aferin" dedi. Organizmanın her doğru davranışının ardından yıldız, fiş, marka, kart gibi sembolik pekiştireç (ikincil pekiştireç) verilir. Bunlardan belli sayıda toplayanlara ise gerçek Ödülle değiş - tokuş yapılır. • • 21 Olumsuz Pekiştirme 22 I. Tip Ceza 23 II. Tip Ceza 24 Ara Verme (Time Out) 25 Ortamı Değiştirme 26 Bıktırma (Yorma) 27 Görmezden Gelmek 28 Pekiştirme Tarifeleri 10 yıldız toplayana kitap hediye edilmesi 5 yıldız toplayana 1 gülen adam, 3 gülen adam toplayana sinema bileti verilmesi Organizmanın istemediği, hoşlanmadığı bir uyarıcının ortamdan çıkartılmasıdır. Olumsuz pekiştirilen davranışların yapılma sıklığı artar, davranış yerleşir - güçlenir - süreklilik kazanır. • Ayşe Hanım gürültüden rahatsız olunca, evinin önünde top oynayan çocukların üzerine su atar. (Ayşe Hanım kendisini olumsuz pekiştirmiştir, çocuklara ise I. tip ceza uygulamıştır.) • Mustafa Öğretmen, derse düzenli devam eden öğrencileri sözlüden muaf tuttu. (Derse düzenli devam eden öğrenciler sözlüden kurtuldu.) Organizmanın istemediği bir şeyin (olumsuz pekiştirecin) ortama eklenmesidir. I. tip ceza uygulanan davranışın yapılma sıklığı azalır. • Ahmet öğretmen, ödevlerini yapmayan öğrencileri azarladı. Organizmanın istediği bir şeyin (olumlu pekiştirecin) elinden alınması yani istediği şeyden mahrum bırakılmasıdır. II. tip ceza uygulanan davranışın yapılma sıklığı azalır. • Sevinç Hanım, odasını toplamayan oğluna oyuncaklarını vermedi. İstenmeyen davranış sergileyen organizmanın (örneğin çocuğun) davranışı sergilediği ortamdan alınıp ilgisini, dikkatini çekebilecek herhangi bir şeyin olmadığı başka bir ortama kısa süreliğine konmasıdır. Böylece çocuğun yaptığı davranışı sorgulaması, kendisiyle yüzleşmesi amaçlanır. Mehmet Bey misafirlikte sürekti yaramazlık yapan oğlunu mutfağa gönderip 10 dakika orada kalmasını söyler. • Çocuğun istenmeyen davranışına neden olabilecek ortamda değişiklik yapılmalıdır. • Masanın üzerindeki vazoyu kırılmaması için kaldırmak, evde sıkıldığı için yaramazlık yapan çocuğun önüne sıkılmasını önleyecek zevkle yapabileceği lego parçaları koymak • Guthrie tarafından önerilen bu yöntem, Skinner tarafından da benimsenmiştir. Bıktırma, İstenmeyen davranışın organizmaya (örneğin çocuğa), bu davranıştan bıkıp usanıncaya yoruluncaya kadar defalarca arka arkaya yaptırılmasıdır. • Çocuğunun oyuncaklarını kırmasından dert yanan bir anne pazara gider iki torba dolusu ucuz oyuncak alır. Bunları oğlunun önüne koyar ve tek tek hepsini kırdırır. (Torbadaki oyuncaklar bitinceye kadar kırdırmaya devam edilir, ara verilmez.) • İstenmeyen davranışları önlemede en etkili yol sönmeye tabi tutmak, yani görmezden gelmektir. Bu yol oldukça uzun sürer; inatla - sabırla görmezden gelmeye devam etmeyi gerektirir. • Ahmet öğretmen, bir öğrencisinin özellikle kendi dersinde sürekli yaramazlık yaptığını fark eder. Bunun üzerine öğrencisinin yaramazlık davranışlarını görmezden gelir, istenen davranışlarını pekiştirir. Başlangıçta çocuğun yaramazlık davranışlarında belirgin bir artış gözlenir (sönme patlaması), bir süre sonra bu davranışları ortadan kalkar (söner). Pekiştirme tarifelerinde amaç, istendik davranışları güçlendirip, kalıcı hale getirirken, pekiştireçlerin etkisini azaltarak, davranışları pekişti re çlerd en bağımsızlaştırmaktır (Yıldırım, ed., 2008). Sürekli Pekiştirme: Organizmanın doğru, istendik her davranışının ardından pekiştirme uygulanır. • Ali öğretmen, öğrencilerinin her doğru cevabında bir artı vermektedir. Sabit Aralıklı Pekiştirme: Organizmaya önceden bildirilen, belirli zaman aralıklarında pekiştirme uygulanır. • Ali Öğretmen, her hafta Pazartesi günü ödevleri kontrol etmektedir. Sabit Oranlı Pekiştirme: Organizmaya önceden bildirilen, belirli sayıdaki davranışlarının ardından pekiştirme uygulanır. • Ali Öğretmen, öğrencilerinin her üç doğru cevabında bir artı vermektedir. Değişken Aralıklı Pekiştirme: Organizmanın önceden tahmin edemeyeceği, belirgin olmayan zaman aralıklarında pekiştirme uygulanır. • Ali Öğretmen ödevleri bazen Pazartesi, bazen Çarşamba, bazense Salı günleri kontrol etmektedir. Değişken Oranlı Pekiştirme: Organizmanın önceden tahmin edemeyeceği, belirgin olmayan sayıdaki davranışlarının ardından pekiştirme uygulanır. • Ali öğretmen öğrencilerinin bazen üç, bazen beş, bazense dört doğru cevabında bir artı vemektedir.