Davranış Bozuklukları Bir Çocuğun Davranışının Bozukluk Sayılabilmesi İçin Bazı Ölçütler Gerekir. Bu Ölçütler: 1. Yaşa Uygunluk: Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Örn; 2 yaş çocuğun egativist, hareketlidir ve istenilen şeyi yapmaz. Freud un anal, Erikson un özerkliğe karşı kuşku ve utanç dönemine rastlayan bu yaşlarda çocuk, özerk bir birey olduğunu öğrenir. Kendisi istemeyince altının değiştirilmesini istemez, öpülmeyi reddeder. 3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister. Hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir. Henüz yalanla yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu nedenle bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, 11-14 yaşlarındaki çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir. 2. Yoğunluk: Bir davranışın bozukluk olarak kabul edilmesindeki 2. ölçüt yoğunluktur. Örn; 5 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk doğalken, bu davranış başkasına fiziki zarar verme şekline dönüşürse davranış bozukluğu kategorisine girer. 3. Süreklilik: Çocuğun belirli bir davranış türünü ısrarlı bir biçimde ve uzun zaman devam ettirmesidir. 4. Cinsel rol beklentileri: Erkeklerde kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken, davranışları ile erkeklere benzer saldırgan davranan kızların davranışları normalden sapan davranış kategorisine girer. Genel Olarak Davranış Bozukluklarının Nedenleri: Dikkat Çekmek: Çocuğa gerekli sevgi ve ilgi gösterilmediğinde yada yeterli zaman ayrılmadığında dikkat çekmek için davranış bozukluklarına yönelir. İntikam Alma İsteği: Özellikle dayak yiyen, sevgi verilmeyen çocuk ana-babasından intikam almak ister. aşırı otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin ana-babaya karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna paralel olarak başkaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olur. Yetersizlik: Çocuğun kendine güvensiz olması davranış bozukluklarına neden olur. Anne-babanın aşırı koruyucu, hoşgörülü tutumu, gerektiğinden fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak çabuk kırılan bir kişi olur. Bu durum çocuğun kendi kendisine yetmesine olanak vermez ve davranış bozukluklarına neden olur. Davranış Bozukluğu Olan Çocuklarla Olumlu İlişki Nasıl Kurulur? 1. Karşılıklı Saygı: Azarlamak, bağırmak, vurmak, susturmak, tutarsız davranmak çocuğa saygısızlığın göstergesidir. Her ana-baba çocuklarına saygı göstermeyi öğrenmelidir. Her çocuk ayrı bir birey olarak ele alınıp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir. 2. Çocuğa Zaman Ayırmak: Çocukla ilgilenmek, zaman ayırmak gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil, nitelik olarak önemlidir. Birlikte çocuğun hoşlanacağı faaliyetler yapılabilir. 3. Cesaretlendirme: Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa önce anne-baba çocuğa güvenmelidir. Çocuğun çabasını övmeli ve yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğun kendini değerli algılayabilmesi için çok önemlidir. Cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi kabul edip, kendi olduğu için değer vermedir. 4. Sevgiyi Anlatmak: Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi için, en azından sevildiğini bilmesi ve sevmesi gerekir. Kaynak:http://zafer-ozel-egitim-ogretmeni.blogspot.com.tr/2008/02/davrani-deitirmeyntemleri.html Uygulamalı Davranış Analizi Uygulamalı davranış analizi, sosyal önemi olan davranışları değiştirmeyi amaçlayan, davranışçı psikolojinin öne sürdüğü, davranış temel prensiplerine dayalı süreçleri kullanan bilim dalıdır. Uygulamalı Davranış Analizinde Basamaklar 1. Hedef Davranışı Belirleme ve Tanılama 2. Hedef Davranışı Ölçme ve Kaydetme 3. Hedef Davranışı Değiştirmek İçin Uygulama Yöntemini Seçme Hedef Davranış Belirlemenin Öğeleri 1.Birey ve/veya çevresi açısından işlevsel olmalıdır. 2.Bireye doğal ortamlarda pekiştireç sağlanmalıdır. 3.Daha karmaşık beceriler için önkoşul niteliği taşımalıdır. 4.Toplumsal yaşama girmeyi kolaylaştırmalıdır. 5.Bireyin neyi yapamayacağını değil neyi yapacağını belirtmelidir. DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME YÖNTEMLERİ 1-PEKİŞTİREÇLER a)Olumlu Pekiştireçler b)Olumsuz Pekiştireçler 2-DOYURMA 3-MOLA 4.TEPKİNİN BEDELİ 5-SÖNME 6. ONARICI AŞIRI DÜZELTME 7-CEZA 1-PEKİŞTİRME Bir davranışın sıklığını artıran çevresel uyaranlara PEKİŞTİREÇ, bu sürece de PEKİŞTİRME denir. Pekiştireç, bir davranıştan hemen sonra verildiği takdirde o davranışın tekrarlanma olasılığını artıran bir uyarıcıdır. İki tür pekiştireç vardır; A)Olumlu Pekiştireç B)Olumsuz Pekiştireç A)Olumlu Pekiştireç: Bireyin istendik yönde bir davranışı sergilemesinden hemen sonra verilen pekiştireçtir. Örneğin: Sınıfta sürekli ayakta gezinen bir öğrenci yerine oturduğu zaman şeker verilmesi gibi. B)Olumsuz Pekiştireç: Olumsuz pekiştirme bir itici uyaranın ortaya çıkmasının engellenmesi (kaçınma) ya da sürmekte olan bir itici uyaranın sona ermesi (kaçma) biçiminde de olabilir. Dışarıdan çok kötü koku gelmesi durumunda pencereyi kapatma(kaçma) Sürekli arkadaşlarını dürtükleyen çocuğun sırada tek başına oturtulması (kaçınma) Tırnaklarını yiyen çocuğun tırnaklarına acı oje v.b. şeyler sürmek PEKİŞTİREÇ TÜRLERİ 1.Birincil pekiştireçler: Bunlar genellikle biyolojik gereksinmeleri karşılamaya yönelik yiyecek, içecek gibi pekiştireçler olup, öğrenme olmadan edinilirler.Daha çok okul öncesi dönemde kullanılırlar.Eğitim düzeyi arttıkça kullanılabilirlikleri azalmaktadır. 2-İkincil Pekiştireçler: Öğrenme sonucunda pekiştirici özellik kazanmış pekiştireçlerdir. Bir süre etkili bir pekiştireçle birlikte verilen etkisiz bir uyaran zamanla pekiştireç özelliği kazanmaktadır. Bunları 4 grupta toplayabiliriz. a- Nesnel Pekiştireçler: Eşya, yiyecek, oyuncak vb. b- Etkinlik Pekiştireçleri: Kitap okuma, oyun oynama, tv izleme gibi bedensel bir uğraşı yerine getiren pekiştireçlerdir. c- Sosyal Pekiştireçler: Gülümseme, başıyla onaylama, sarılma, öpme, yanına oturma, başını-omzunu sıvazlama vb. d- Sembol Pekiştireçler: Kendi başlarına anlamları olmayan ancak bir pekiştireçle değiştirilebilen yıldız, marka, jeton, para vb. pekiştireçlerdir. … Uygulama ortamlarında ilk olarak başvurulması gereken pekiştireçler ikincil pekiştireçler olmalıdır. İkincil pekiştireçlerdende sosyal pekiştireçler doğal ve kolay uygulanır olmaları nedeniyle öncelikle yeğlenmelidir. PEKİŞTİREÇ KULLANIMINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR 1- Nelerin pekiştirildiği dikkatle izlenmelidir. 2- Anında pekiştirme sağlanmalıdır. 3- Öğrenilmiş pekiştireçler ( İkincil Pekiştireç ) tercih edilmelidir. 4- İlerlemeler pekiştirilmelidir. 5- Pekiştireç bireyin özellikleriyle ( İlgi alanı, kişilik, gelişim düzeyi vb.) uyuşmalıdır. 2.DOYURMA Pekiştirici artırmak yoluyla davranışı ortadan kaldırmaya DOYURMA denir. Örneğin: Çocuk küfür ediyor ve hiçbir yöntem etkili olmuyor. Bu durumda çocuk sürekli küfür etmesi için teşvik ediliyor. Bir süre sonra teşvik edildiği ve kızgınlık tepkisi yaratamadığı için küfür etme davranışına doygunluk oluşuyor ve davranış sona eriyor. 3.MOLA Mola da çocuk, uygun olmayan davranışı izleyen durumda belli bir süre için tüm pekiştireçlerden yoksun bırakılır. Buradaki amaç çocuğun olumsuz davranışlarının pekişmesi olasılığını ortandan kaldırmaktır. ÖRNEĞİN: Sınıfta etkinlik sırasında arkadaşlarına sürekli sataşan, omuz atan, konuşan öğrencinin sınıfın bir köşesinde sessizce oturmasının veya bir odaya göndererek orada kalmasını sağlamak gibi. Mola Kullanmada Dikkat Edilecek Hususlar: 1-Saldırgan davranış gösteren ve grupla birlikte olmaktan hoşlanmayan, içe dönük çocuklar için mola tekniği uygun değildir. 2-Belirlenen kabul edilmeyen davranışlar için mola tekniği tutarlı ve kararlı bir şekilde kullanılmalıdır. Arkadaşına vuran çocuk ilkinde mola yerine götürülüp ikinci kez bu davranışı yaptığında farklı tepki verilirse çocuğun vurma davranışı pekiştirilmiş olur. 3-Diğer yöntemlerde olduğu gibi öğrenci hangi istenmeyen davranış için ne tür mola alacağını bilmelidir. Bu nedenle kurallar liste yapılıp çocuğa açıklanmalıdır. 4-Mola uygulaması sırasında nedeni yada kuralları hatırlatmanız, öğrencinizi azarlamanız anlamına gelmez. Nedenleri mümkün olduğunca nötr bir ifadeyle (ne kızarak ne gülerek ) anlatmalı ve bu sizinle öğrenci arasında tartışmalara neden olmamalıdır. 5-Molada bir diğer önemli husus molanın süresidir. Bu süre azami 10 dk. dır.Çocuk ne gereğinden kısa nede uzun süre mola yerinde bırakılmamalıdır.( 2 ile 5 dk. normaldir.) Ör; Oyun sırasında arkadaşının yapbozlarını alan çocuğa mola verirken şöyle söylenebilir; ''Arkadaşının yapbozlarını aldığın için oyuncakları bırakıp köşede sessizce 2 dk. bekleyeceksin süren bitince ben seni çağıracağım.'' 6-Mola bittikten sonra tamamlanmamış etkinlik varsa bu çocuğa tamamlatılmalıdır. Aksi halde mola sorumluluktan kaçmak için,istenilmeyen davranışın yapılmasını arttırabilir. 4.TEPKİNİNBEDELİ Dönüştürülebilir sembol pekiştireç sistemiyle yürütülen bir tekniktir. Kabul edilmeyen davranışlar için çocuğa verilen sembol pekiştireçlerin geri alınmasını içerir. Ör; x dk. sessizce çalışma 3 yıldız kazandırıyorsa, istenilen zamanda öğrenci x dk. sessiz çalışmadıysa önceden biriktirdiği yıldızlardan 1 veya 2 tanesi geri alınır. Tepkinin bedelini kullanırken dönüştürülebilir sembol pekiştireç sisteminde belirlenen davranışlara ödül kaybettirenleri ekleyebilirsiniz. Bunun için ödül kaybettirecek davranış listesi hazırlamak gerekecektir. Ör; Arkadaşına vurma, kaybettireceği ödül 3 yıldız, sınıfta dolaşma, kaybettireceği ödül 2 yıldız, söz almadan konuşma kaybedilen ödül 1 yıldız, arkadaşının eşyasını izinsiz alma kaybedilen ödül 2 yıldız, etkinliklerde başkasının sırasını alma kaybedilen ödül 3 yıldız vb. Ör; Ali sınıfta dolaştığı için kazandığı yıldızlardan 2 tanesini geri veriyor.Bunları tekrar kazanmak istiyorsa sırasında arkasına yaslanarak sessizce oturmalıdır, denilebilir vb. 5.SÖNME Pekiştirilmekte olan bir davranış pekiştirilmezse, bir süre sonra zayıflar ve ortadan kalkar buna SÖNME denir. ÖRNEĞİN: Çocuk ne zaman ağlasa annesi müzik dinlemesine izin vermektedir ve ağlama davranışı günden güne artmaktadır. Öyle ise annenin çocuk her ağladığında müzik dinlemesine izin vermesi pekiştireçtir. Anne çocuk ağladığında onu görmezden gelirse, davranış zamanla zayıflar ve sönme meydana gelir. ÖNEMLİ: Sönmede davranışı sürdüren pekiştirecin kesilmesi önce o davranışın sıkılığını ve şiddetini artırır. (ağlama ile birlikte tepinme de olabilir) ancak ağlamayı görmemeye devam ettikçe davranış giderek azalır ve zamanla tamamen ortadan kalkar. Burada anne çocuğun ağlama davranışını görmezden gelirken, istendik yönde davranış sergilediğinde yani sustuğunda çocuğa pekiştireç vermesi ağlama davranışının daha çabuk sönmesini sağlar. 6. ONARICI AŞIRI DÜZELTME: Çocuğun çevreyi uygun olmayan bir davranışı yapmadan önceki haline getirmesi olarak tanımlanabilir. Örneğin; çocuğun sütü yere döktükten sonra yerdeki süt bulaşıklarını temizlemesidir. Çok küçük çocukların bağımsız olarak çevreyi düzeltmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda uygulayıcı yaş ve yeteneklere bağlı olarak işin bir bölümünü çocuktan ister, diğer kısmında ise yardım eder. Buna yardımla düzeltme denir. Çocuğun uygun olmayan davranışı ile bağlantılı olarak çevrenin yalnızca eski haline getirilmesi onarıcı aşırı düzeltmede ilk adımdır. Ancak buna çevredeki başka şeylerin de düzeltilmesi eklenerek bir tür ceza verilir. Onarıcı aşırı düzeltme, amaçsız ya da kazaen gerçekleşen durumlarda kesinlikle kullanılmamalıdır. Onarıcı aşırı düzeltme kullanılırken hangi ilkeler dikkate alınmalıdır? - Çocuktan istenen tepki, onun uygun olmayan davranışı ile doğrudan ilgili olmalıdır. - Aşırı düzeltme uygulaması davranışın hemen ardından gelmelidir. - Çocuğa bu süreçte eğer gerekliyse dereceli olarak yardım etmeli ve bu yardım giderek azaltılmalıdır. 7.CEZA Bir davranışın tekrar yapılmaması için yada azaltmak için uygulanan üzüntü ve acı verici bir yöntemdir. Ceza Yöntemleri: 1-Dayak 2-Kulak çekme 3-Odaya kapatma 4-Harçlığını kesme 5-Sokağa bırakmama 6-Erken yatırma 7-Mahrum etme… vb. ÖNEMLİ: Ceza, davranışı ortadan kaldırmaz bastırır. Ceza çocukta korku yaratır. Cezada uygulayıcı çocuğa uygun olmayan bir model oluşturur. (Dayak atmak gibi.) CEZA UYGULAYAN ANNE BABA VE ÖĞRETMEN ŞUNLARI YAPMALIDIR. Çocuğa cezalandıracağı davranışı açıklamak. Kabul edilebilir davranış için model oluşturmak. Cezayı kabul edilmeyen davranışın hemen ardından uygulamak Aynı davranış için hep aynı ceza verilmelidir. ÖRNEK 1: Sınıfta sürekli sandalyeyi deviren çocuk, sadece o sandalyeyi düzeltmekle kalmaz, diğer sandalye ve masaları da düzeltip, odadaki diğer eşyaları da uygun duruma getirmek zorundadır ve her defasında çocuktan aynı şey istenmelidir. ÖRNEK 2 : 13 yaşındaki zihinsel engelli bir kız çocuğu altını ıslattığında, çamaşırlarını temiz ile değiştirerek, kirli çamaşırlar çocuğa yıkatılıyor ve yıkadıktan sonra kuruması için astırılıyor, çamaşırların yıkandığı küvet temizletilmiştir. Bunun sonucunda davranış ortadan kalmıştır 6-YENİ BİR DAVRANIŞ ORTAYA ÇIKARMA BİÇİMLENDİRME Biçimlendirme, birey tarafından daha önce yapılmamış bir davranışın ortaya çıkarılmasında kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde bireyin davranışları gözlemlenir bu davranışlardan bizim istediğimiz davranışa yakın düzeydeki davranışı andıran davranış pekiştireçle pekiştirilir. ÖNEMLİ: Doğru yönde hareket etmek Bir adımdan diğerine hızlı hareket etmeyin Yeterince küçük adımlarla ilerleyin ÖRNEK 1: Etkinliklere katılmayan söz dinlemeyen bir öğrenci, istediğimiz davranışa yakın bir davranış sergilediğinde bu davranışı pekiştirilir. ÖRNEK 2: Yada konuşma güçlüğü çeken bir çocuk, istediğimize yakın sesler çıkardığında bu davranışı ödül ile pekiştirilir. UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARIN AZALTILMASINDA GÖZÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKEN HUSUSLAR Çocuğun birden çok problem davranışı olabilir. Ancak davranışların hepsiyle birden çalışılmaya başlanmalıdır. Ailesini ve çevresini en çok rahatsız eden, fiziksel zarara yol açabilen yada çocuğun beceri öğrenmesini engelleyen davranışları seçilmelidir. Uygun olmayan davranışı azaltma programının ilk aşaması o davranışı ORTAMDAVRANIŞ-SONUÇ ilişkisi içerisinde çok ayrıntılı gözlemlemek ve gözlem sonuçlarını kaydetmek olmalıdır. Davranışı bir gün ya da kısa süreli gözlemlemek yeterince bilgi verici olmayabilir. Bu nedenle; başlangıçta davranış en az 3 gün üst üste gözlemlenmelidir. Davranışla başa çıkmak için belirlenecek yol, çocuğun ve davranışın özelikleri göz önüne alınarak seçilmelidir. Davranışla başa çıkmak için belirlenecek teknik, daha sonra tutarlı ve karalı bir şekilde uygulanmalıdır. Uygulanan teknik başlangıçta 15 gün süre ile uygulanmalıdır. Uygulamanın ilk günlerinde problem davranış daha fazla artması ve daha sonra yavaş yavaş azalması hedeflendiğinden uygulamaya ilk 15 gün ara verilmemelidir. Uygulama sonucunda davranışa ilişkin kayıt tutulması ve sonuçların gözlemlenmesi gerekmektedir. Bu tekniğin işleyip işlemediğini görmek için önemlidir. Okul ortamına uygun olmayan davranışların azaltılması için uygulanan program hakkında anne-baba da bilgilendirilerek okul-ev paralelliği sağlanmalıdır. KAYNAK: http://www.tercihozelegitim.com/ http://www.zihinselengellilervakfi.org/davbozukluklari.html Anıl Çağdaş MERT Özel Eğitim Öğretmeni