PROSTAT KANSERİ Prostat kanseri ABD’de erkeklerde ikinci sıklıkta görülmektedir. Her yıl kanser tanısı konulan üç erkekten biri prostat kanseridir. Ülkemizde daha az sıklıkla görülmektedir. Prostat, erkek üreme sisteminin bir bölümüdür. Risk Faktörleri Prostat kanserinin sebepleri kesin olarak bilinmemektedir. Bulaşıcı değildir, insandan insana geçmez. Araştırmalar prostat kanseri gelişme riskini artıran bazı faktörler olduğunu göstermiştir. Yaş: Prostat kanserinin en önemli risk faktörüdür. 45 yaş altında nadir görülür. Yaşlandıkça risk artar. ABD’de 65 yaş ve üzerinde görülmektedir. Aile öyküsü: Erkek kardeşinde prostat kanseri olanlarda risk artar. Irk: Afrikalı Amerikalılarda beyazlardan daha yaygındır. Belirli prostat değişiklikleri: Yüksek dereceli prostatik intraepitelyal neoplazisi olan hücreleri olanlarda prostat kanser riski artmıştır. Bu hücreler mikroskop altında anormal olarak görülürler. Diyet: Hayvansal yağdan zengin ve et içeren gıdalarla beslenmenin bazı çalışmalarda prostat kanser riskini artırdığı gösterilmiştir. Belirtiler Prostat kanserinin hiçbir belirtisi olmayacağı gibi hastalar; idrar yapma ile ilgili problemler, ereksiyon zorluğu, semende veya idrarda kan ve sırt, bel, kalça ve uyluk ağrıları ile başvurabilirler. İdrar yapma ile ilgili problemler; idrar yapamama, idrar yapmaya başlama ya da durdurmada zorlanma, sık sık idrara çıkma, geceleri idrara çıkma, idrar akımında zayıflama, kesik kesik zorlanarak idrar yapma, ağrılı idrar yapma şeklinde olabilir. Bu belirtiler kanser dışı nedenlere (prostat büyümesi, enfeksiyon gibi) de bağlı olabilir.Bu belirtiler bulunduğunda bir üroloji uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Tanı Prostat kanserinin belirtileri ortaya çıkmadan erken tanısı için bazı tarama yöntemleri kullanılır. Bu tarama yöntemlerinin 50 yaşından sonra tüm erkeklere yılda bir uygulanması önerilmektedir: Prostatın parmakla muayenesi: Doktor vazelinle kayganlaştırarak eldivenli parmağı ile makattan prostatı muayene eder. Prostat sert ve nodüler alanlar açısından taranır. Kanda prostat spesifik antijen (PSA) testi: Hastanın kan örneğinde laboratuvarda PSA bakılır. PSA prostat kanseri dışında bazı hastalıklarda da yükselebilir (prostatın iltihabı ya da iyi huylu büyümesi gibi). Kanseri düşündüren herhangi bir belirti olduğunda doktor bunun kansere mi yoksa başka bir nedene mi ait olduğunu anlamaya çalışır. Bunun için detaylı bir sorgulama ve aile öyküsü alınmasının ardından prostatın parmakla muayenesi, kanda PSA bakılması, idrar tahlili gibi tetkikler yapılır. Bunların dışında aşağıdaki tetkikler de istenebilir: Transrektal ultrason, Sistoskopi Transrektal biyopsi: Prostat kanserinin kesin tanısı biyopsiyle konulur. Fizik muayene ve yapılan testler sonucu kanser bulunamazsa doktor büyümüş prostatın yarattığı belirtileri azaltmak için bazı ilaçlar önerebilir. Cerrahi yolla da prostata ait belirtiler ortadan kaldırılabilir. Bu vakalarda genellikle halk arasında kapalı ameliyat olarak bilinen transüretral prostat rezeksiyonu (TUR veya TURP) yapılır. Kanser bulunursa patolog tarafında tümörün greydi (yani normal prostat dokusundan ne kadar farklılaştığı) rapor edilir. Yüksek greydli tümörler düşük greydli tümörlerden daha hızlı büyür ve yayılırlar. Bir greydleme sisteminde G1’den G4’ e kadar kanser greydlenir. Bir başka greydleme sistemi ise Gleason skorudur. Gleason skorunda patolog kanser alanlarının her birine 1-5 arasında puan verir ve en sık iki puan toplanarak skor hesaplanır. Gleason skoru 2-10 arasında değişir Tedavi Prostat kanserli hastaların çoğu tedavileri konusunda karar vermede aktif rol almak istemektedirler. Hastalıklarının ve diğer tedavi seçeneklerinin ne olduğunu bilmek istemektedirler. Bununla birlikte tanıdan sonraki şok ve stres istedikleri her şeyi doktorlarına danışmalarını zorlaştırmaktadır. Muayene öncesi hastaların sormak istediklerini liste haline getirmesi, muayene esnasında doktorun söylediklerini hastanın kaydetmesi bu sorunu çözmede yardımcı olur. Bazı hastalar bir aile üyesi ya da arkadaşın yanlarında bulunmasını, kararda aktif rol almasını, notlar almasını veya doktoru dinlemesini isteyebilirler. Doktorlar hastayı prostat kanseriyle ilgilenen bir uzmana sevk edebilirler. Prostat kanseri tedavisiyle uğraşan uzmanlar; ürologlar, medikal onkologlar ve radyasyon onkologlarıdır. Prostat kanserli hastaların çeşitli tedavi seçenekleri vardır bunlar; cerrahi, radyoterapi ve hormon tedavisidir. Kanser tedavisi lokal ya da sistemik olabilir. Lokal tedavi: Cerrahi ve radyoterapi lokal tedavilerdir. Prostattaki kanseri yok etmek amaçlanır. Kanser vücudun diğer bölgelerine yayıldığında lokal tedavi özel bölgelerdeki hastalığı kontrol etmede kullanılır. Sistemik tedavi: Hormon tedavisi sistemik bir tedavidir, hastalığın yayılmasını önler. Tedavi tümörün evresine, hastanın belirtilerine ve genel sağlık durumuna göre değişir. Yan etkiler tedavinin tipine ve süresine bağlıdır. Hastalar tedavi planını ve yan etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca hastalar tedavi esnasında hastanede ne kadar kalacaklarını, ne zaman normal aktivitelerine döneceklerini, karşılaşacakları seksüel ve üriner problemleri sorabilirler. Cerrahi: Cerrahi erken dönem prostat kanserinin en yaygın tedavisidir. Doktor prostatın tamamını veya bir bölümünü alabilir. Bazı vakalarda doktor sinir koruyucu yöntemle ameliyatı tercih edebilir. Her bir cerrahi yöntemin kendine özgü yarar ve riskleri vardır. Radyasyon tedavisi: Radyoterapi olarak da adlandırılır, lokal bir tedavidir. Tedavi edilen alandaki kanser hücrelerini yüksek enerjili ışınlarla öldürmek amaçlanır. Prostat kanserinde erken evrelerde radyoterapi cerrahinin yerine uygulanabilir. Ayrıca cerrahi sonrası bölgede kalan tümör hücrelerini öldürmek amacıyla da uygulanabilir. İleri evrelerde radyoterapi ağrıyı hafifletmede yardımcı olur. Hormon Tedavisi: Prostat kanseri hücreleri gelişmek ve çoğalmak için erkek hormonlarına yani androjenlere ihtiyaç duyar. Hormon tedavisiyle tümör hücreleri androjenden mahrum kalır. Testisler en önemli erkeklik hormonu olan testosteronun esas üretim yeridir. Böbrek üstü bezleri de az miktarda testosteron üretir. Hormon tedavisi ilaçlar ve cerrahi tedaviyi kapsar. Tedavisiz takip: Yaşlı ve ek sağlık sorunları olan prostat kanserli hastalarda tedavisiz yakın takip önerilebilir. Tedavi sonrası izlem: Tedavi sonrası vücutta kalan saptanamayan kanser hücreleri bir süre sonra kanserin tekrar ortaya çıkmasına yol açabilir. Hastalar düzenli olarak takip edilmelidir. Kontrollerde; fizik muayene, rektal muayene, laboratuvar testleri, röntgen ve biyopsi yapılabilir. Bazı gıdaların (domates gibi), ilaçların, bazı mineraller ve vitaminlerin (selenyum ve E vitamin gibi) prostat kanserini önleyebileceğine dair araştırmalar sürmektedir. Hastalık konusunda destek: Prostat kanseri hastanın hem kendi hayatını hem de yakınlarınkini etkileyen ve baş edilmesi zor bir hastalıktır. Hastalar ailelerini kaybetmekten, iş ve günlük aktivitelerini sürdürememekten korkmaktadırlar. Tedaviler, yan etkiler, hastanede yatma süreleri de bu korku ve endişeye katkıda bulunmaktadır. Doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanları tedavi ve diğer konularda hastaların sorularını yanıtlayabilir. Psikolojik açıdan hastanın desteklenmesi önemlidir. Sosyal bir görevli finansal yardım, ev bakımı ve ruhsal destek konularında hastaya yardımcı olabilir. Prostat kanserli hastalar ve onların aileleriyle buluşmak, onlara bu hastalıkla baş etme yollarını ve tedavinin etkilerini öğretmek yararlı olacaktır. Buradaki metin genel bir bilgilendirme olup, hastalıklar değişkenlik gösterebileceğinden kişisel değerlendirme için uzmanınızla görüşünüz. FARKINDAYIZ KANSERİ YENECEĞİZ! Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğü