VETERİNER HEKİMLİĞİ VE TOPLUM İLİŞKİLERİ Sosyoloji=Toplum bilimi Sociology kelimesi, Socio + logy Socius = (Latince) genel anlamda insanı işaret eden, üye, arkadaş veya dost “logos”= (Yunanca) “bilim” Sosyoloji: Bireyler, gruplar ve toplumların toplumsal hayatını, bütün yönleriyle ve düzeyleri arasındaki ilişkilerin bütünlüğü içerisinde inceleyen bilim dalı Sosyoloji toplumu ve toplumda var olan ilişki örüntülerini 1-Bireysel 2-Etkileşimsel 3-Örgütsel 4- Kültürel açıdan inceler. Bu incelemede özel yöntemlere ve bunları açıklamada da özel kavramlara başvurur. Örneğin, gözlem, ölçüm, sayım, anket vb yöntemler sosyolojinin uyguladığı tekniklerdir. Sosyolojinin İç içe Çalıştığı Bazı Disiplinler Bu disiplinler “sosyal bilimler”. “davranış bilimleri”, “insan bilimleri”, “kültür bilimleri” gibi alanlar altında yer almaktadır. Ekonomi, hukuk incelemeleri, tarih, prehistorya, antropoloji, dil bilimleri, sanat ve edebiyat incelemeleri, arkeoloji, psikoloji, mantık, bilişim gibi disiplinler bu bilimler arasındadır. Sosyolojinin Temel Kavramları Toplum Toplumsal yapı Toplumsal süreç Toplumsal fonksiyonlar • Grup • Yığın • Rol • Mevki (statü) • Kurum vb. KARL MARX Toplumun eşitsizliklerden oluştuğunu, eşitsizliklerin de sosyal çatışmaya neden olduğunu öne sürer. Sosyal çatışmalar ise değişime neden olur. MAX WEBER Fikirlerin gücünün toplumu şekillendirdiğini söyler. Weber, ilkel toplumlardaki gelenekselliğe, modern sanayi toplumlarında ise rasyonelliğe vurgu yapmaktadır. Yani ilkel toplumlarda gelenek hakim iken, modern sanayi toplumlarında rasyonellik hakimdir. EMİLE DURKHEİM Durkheim ise 'işbölümü' ile toplumların yapısı arasındaki paralelliğe dikkati çekmektedir. Toplum Kavramı Belirli bir süre içinde belirli bir mekanda, belirli nitelikleri karakteristik bir biçimde taşıyan ve çok sayıda insanlardan kurulu bulunan sisteme toplum denir. Toplumun temel özelliği, toplumu oluşturan bireylerin kendi aralarında etkileşim halinde olmalarıdır. Yine bu bireylerin insan varlıkları dışında kalan doğal çevre ile kurdukları kolektif etkileşimden doğan ürünler, toplum adını alan bu sisteme katkıda bulunur. Bir arada bulunan bireyler her zaman toplum sayılırlar mı? Bir tatil yöresinde, saat 11.00’de deniz kenarında bulunan bireyler toplum sayılır mı? Aralarında etkileşim çok az olan kalabalıklara agregat (insan yığıntısı) adı verilir. Toplum Çeşitleri • İlk oluşumlarından itibaren toplumlar hayatlarını devam ettirebilmek için çeşitli enstrümanlar kullanmışlardır. • Toplum tiplerini birbirinden ayırmak için temel alınan referans noktası, ekonomik faaliyetlerinin temelini oluşturan bu enstrümanlardır. • Toplumlar, kullandıkları teknolojinin niteliğine göre beş türde incelenirler. Toplum Çeşitleri Avcı ve Toplayıcı Toplumlar Göçebe ve Bahçıvan Toplumlar Tarım Toplumları (Ziraatçı) Sanayi (Endüstri) Toplumları Sanayi Sonrası (Enformasyon) Toplumları Avcı ve Toplayıcı Toplumlar Avcı ve toplayıcı toplumlar, hayvanları avlayarak ve yenilebilir bitki toplayarak geçimlerini sağlamış ve bu amaçla basit aletler kullanmıştır. Çevreleri üzerindeki kontrolleri sınırlıdır. Göç etmek zorunda kalan avcı ve toplayıcı toplumlar yerleşik yaşama geçememiştir. Aile yiyecek elde etme ve dağıtma, üyelerini koruma ve çocukları eğitmekle sorumludur. Eşitlikçi bir yapı vardır. Kadın erkek ilişkilerinde de cinsiyete dayalı işbölümü vardır. Göçebe ve Bahçıvan Toplumlar Toprak üzerindeki hakimiyetlerini nispeten artırdılar; toprağı basit aletlerle işlemeye, hayvanları da evcilleştirmeye başlamışlardır. Bu şekilde insanlar kendi sebzelerini yetiştirmeye başladılar. Bazı toplumlar ise pastoralizm olarak adlandırılan yaşam biçimini tercih ettiler. Özellikle dağlık kesimlerde, toprağın ekilmeye uygun olmadığı yerlerde, hayvanların evcilleştirilmesi ve geçimin hayvanlar üzerinden sağlanmasına başlandı. Göçebe ve Bahçıvan Toplumlar Evcil yaşama geçilmesi sonucu yiyecek üretiminde artış sağlandı. Toplumlar bünyelerinde daha çok sayıda insanı bir arada tutmaya başladılar. Nicelik itibariyle artan toplumlar nitelik itibariyle de değişiklik göstermeye, daha çok uzmanlaşmaya ve çok boyutlu hale gelmeye başladılar. Göçebe ve Bahçıvan Toplumlar Üretim teknolojisindeki gelişmeler sosyal eşitsizliğe neden olmaktadır. Bazı ailelerin daha çok yiyecek üretmesi, onların toplumdaki pozisyon ve gücünü göstermektedir. Tarım Toplumları (Ziraatçı) Tarım toplumlarında, hayvan gücünden yararlanarak daha çok alanı tarımsal araçlarla işleyebilme fırsatı. Sabanın kullanılması sonucu daha geniş alanlar ekilebilir hale gelmiştir. Uzmanlaşmayı getirmiştir. Meslekler oluşmuştur. Toprak sahipleri ile topraksız köylüler arasında büyük uçurumlar oluşmuştur. Tarım ekonomisinin hakim olduğu tarım toplumlarında insanlardan faydalanılması tarihin en katı tabakalaşma tiplerinden biri olan köleliği doğurmuştur. Sanayi (Endüstri) Toplumları Sanayi toplumlarında, ileri enerji kaynaklarının kullanımı sonucu büyük makineler üretimde yer almaya başlamıştır. Sanayi çağına kadar ana enerji kaynağı insan gücü ve hayvanlardır. On dokuzuncu yüzyılda demiryolları, buharlı gemi ve trenler ulaşımı artırdı. Sanayi (Endüstri) Toplumları Yirminci yüzyılda otomobil motorlarının gelişimi, elektrik kullanımı, buzdolapları ve çamaşır makineleri ve elektronik iletişim, dünyayı daha küçük hale getirerek toplumların yapılarını değiştirmiştir. Bilgisayarlar bilgiye ulaşılmasını ve depolanmasını kolaylaştırmıştır. Sanayi Sonrası (Enformasyon) Toplumları Bilgisayar ve iletişim teknolojilerine yatırım yapan ve pek çok özelliğiyle sanayi toplumundan farklılık gösteren bir toplumdur. Üretim, sanayi toplumunun aksine mikro teknoloji gibi fazla hammadde gerektirmeyen sektörlerde yapılmaya başlanmıştır. Sanayi sonrası toplumlara, enformasyon toplumu da denilmektedir. Enformasyon: Belli bir alanda ve belli bir toplumda bilgi ve haberlerin yayılmasına olanak sağlayan araçların tümüdür. Bu toplum biçiminde elektronik alanında yaşanan gelişmeler, insana dünyanın her yerinden bilgi sağlama olanağı tanımaktadır. Bazı sosyal bilimciler sanayi toplumunu üretimin, sanayi sonrası toplumu ise tüketimin sembolize ettiği gerçeğinden hareketle bu toplum tipini TÜKETİM TOPLUMU olarak isimlendirirler. Bireyin sistemin işleyişine, yalnızca emeğiyle ve düşüncesiyle değil, aynı zamanda, kendi tüketimini yönlendiren ve yalnızca üretim sistemi içinde sahip olduğu yerin birer sonucu olmayan, arzu ve gereksinmeleriyle de katıldığı bir toplum biçimidir. Sanayi sonrası toplum tipine yönelik eleştiriler (Marcus): Artan cinsel özgürlüğün, daha geniş maddi bolluk ve tüketimin, kültüre daha kolay ulaşmanın, daha iyi barınma koşullarının, artan toplumsal hareketliliğin, Düşüncenin kontrol edilmesinde gittikçe artan manipülasyona ve karmaşık biçimlere, Entelektüel ve manevi yaşamın gittikçe daha çok alçaltılmasına, Varlığın değer yitirmesine ve insanlıktan çıkmasına eşlik eden şeyler, bu toplumun temel karakteristikleri arasında yerini almıştır. Evrimideğişime ToplumlarToplumların yeni teknolojiyi kullandıkça uğrarlar. Bu değişim, SOSYO-KÜLTÜREL EVRİM olarak tanımlanır. Basit teknoloji kullanan toplumların doğanın üzerindeki kontrolleri sınırlıdır. Bu nedenle basit toplumlar sınırlı sayıdaki insanları barındırabilir. Teknolojik açıdan gelişmiş olan toplumlar, daha çok sayıda uzmanlaşmış insanı desteklemektedir. SOSYAL İLİŞKİLER Sosyal ilişkilerde bireyler, birbirlerinin varlıkları ve davranışlarının farkında olmalıdırlar. Bireyler birbirlerinin varlıklarını tanımaları sonucu davranış kalıplarını belirler ve bu kalıplar doğrultusunda hareket ederler. Bu şekilde belirlenen ilişkilere geniş anlamda “sosyal” denilmektedir. Sosyal İlişkiler Sosyal ilişkiler çok boyutludur: Anne ile çocuk, işçi ile işveren, işçi ile işçi, seçmen ile aday, öğretmen ile öğrenci, polis ile suçlu, doktor ile hasta, veteriner hekim - hasta hasta sahibi arasındaki ilişki. Sosyal ilişkileri diğer ilişkilerden ayıran temel özellik, ilişki içinde olan insanların birbirlerinin varlığını karşılıklı olarak onaylamasıdır. İnsan toplumları gibi hayvan toplumları da vardır. Arı, karınca gibi böcek türleri, bazı balıklar, kuş ve memeli hayvan türleri gerçek toplumlar halinde yaşarlar. Hayvan toplumlarını insan toplumlarından ayıran başlıca özellik, bu toplumların statik olmalarıdır. Hayvan toplumlarının temel nedeni olan etkileşim, bu tür toplumlarda kaynağını milyonlarca yıl boyunca değişmeyen “içgüdüsel tepki kalıplarından” alır. İnsan toplumlarında hayvanlarınkine benzeyen içgüdüsel tepki kalıpları olduğu halde, esas etkileşim biçimi “öğrenilmiş tepki kalıplarına” dayanır. Bu nedenle, insan toplumlarında kuşaktan kuşağa aktarılan ve yeni buluşların birikimi ile çoğalan karmaşık ve değişken davranış biçimleri vardır. Böylece insan toplumu, değişmeyen kalıptaki statik görünümünden farklı olarak, dinamik bir görünüme, hızlı bir değişme ve gelişme sürecine sahiptir. İNSAN, TOPLUM, ÇEVRE İnsan, birey olarak çevresinden etkilenen ve çevresini etkileyen bir varlıktır. İnsan uyarımlara karşı gerçekleştirdiği tepkiler ile içinde yaşadığı fiziksel çevreye kendini uydurabilir. Örn. yağmurdan kaçmak, tehlike karşısında yerini değiştirmek vb. İnsan, yine bu tepkiler ile çevre üzerinde etkili olmak ve onu kendi gereksinimlerine göre değiştirmek olanağına da sahiptir. Örn.; yeryüzünü yollar, korular, tarlalarla donatmak, yerleşim alanları yaratmak, denizlerden toprak kazanarak ve barajlardan yapay göller yaratarak coğrafyayı değiştirmek vb. Tüm bu eylemlerin temelinde, insanın kendine benzer varlıkları etkileme gücü yatmaktadır. Çevre Kavramı En geniş anlamıyla bir organizmanın tepki gösterdiği her şey onun çevresinin bir parçasıdır. Toplum içerisinde yaşayan bireyler için iki çeşit çevreden söz edilir. Doğal çevre, insan eylemlerinin etki alanı dışında olduğu halde insanı etkileyen doğa koşullarının tümüdür. Sosyal çevre, toplumsal eylemlerin ve toplumsal sürecin yarattığı koşulların tümüdür. Bireyin ve toplumun davranışları çevreden kaynaklandığı gibi bu eylemler onun doğal çevresini de sosyal çevresini de etkilemektedir. Ancak sosyoloji, bu etkileri daima toplumun kolektif bir ürünü olarak başka bir deyişle bir bütün olarak ele alır. ETKİLEŞİM VE TOPLUMSAL SÜREÇ Sosyal Yaşamın Temeli: Etkileşim Birey olarak hem etkilenme hem de etkileme gücüne sahip olan insan, türdeşiyle bir araya geldiğinde aralarında etkileşim kurulur. Bu bireyleri kuşatan çevre de sözkonusu etkileşime göre bazı değişikliklere uğrar. Böylece bireyler ile çevre arasında bir etkileşim üçlüsü doğar. Etkileşim üçlüsü her bireyin yaşama dengesini optimal düzeyde sürdürecek bir düzene yönelir ve öyle devam eder. Her insan topluluğu, yaşamı sürdürme açısından gerekli en genel koşulları sağlamaya yönelmiş bazı biçimler ve yaygın davranış kalıpları geliştirir. Bu kalıplar topluluk içindeki ilişkiler düzeyi ve örgütleşme özelliklerine olduğu kadar çevrenin ve topluluğun maddi ve manevi ürünlerine de damgasını vurur. Böylece belirli eylem düzeylerinden kurulmuş özel tipte ve özel yapıda bir organizasyon ortaya çıkar. Bu biçimler hem sosyal yaşamın ürünüdür hem de sosyal yaşamı etkiler. Bu yapısal biçimlerden eylem şeklinde sistemleşmiş olanlarına AKSİYON SİSTEMLERİ (halk görenekleri, adetler, moda, vb), toplumların yalnız eylemlerini değil, düşüncelerini arzularını beklentilerini de etkileyen sistemlere ise NORMATİF SİSTEMLER (ahlak kuralları, toplu yaşama gelenekleri, vb) denir. İletişim İletişim, sosyal etkileşimin özel bir türüdür. Canlılarda bireyden bireye veya sistemden sisteme anlam yükünü iletmeye yarayan araçlara SİMGE adı verilir. Canlıların anlam yükü taşıyan simgesel davranış kalıplarına İFADE EDİCİ (EKSPRESİF) DAVRANIŞ denir. Anlam yüklerini bireyden bireye, gruba; gruptan gruba ve kuşağa iletme olgusuna iletişim denir. İLETİŞİM Kaynak İleti (mesaj) Alıcı Kısaca kaynaktan alıcıya mesaj iletimi olarak tanımlanabilen iletişim çoğunlukla iki yönlüdür. Mesajın içeriğindeki anlam yükü, ses ya da harf dizgileri gibi yapılarla taşınır. Bu yapılara SİMGE SİSTEMİ denir. Mors alfabesi, görme engellilerin kullandığı Braille alfabesi, hiyeroglif ve Kızılderililer tarafından kullanılan duman işaretleri de simge sistemlerindendir. İletişim Biçimleri: Sözel iletişim: İletişimde kullanılan ifade edici davranışların sözle gerçekleştirilmesidir. Sözel olmayan iletişim: Mimikler, jestler, susmalar, vb davranışları kapsar. Yazılı iletişim: Resim ve yazı, sözel anlatım biçimlerinin kalıcı hale gelmesini sağlamıştır. Yazılı iletişim, toplumun tepki kalıplarını gelecek kuşaklara aktararak anlamın gelişmesine, birikerek zenginleşmesine yardımcı olur. Buradan yola çıkarak kültürün iletişimin ürünü olduğu söylenebilir. İletişim, yalnız iki bireyle sınırlı bir olgu değildir. İletişim kalıplarının taşıdığı kavramsal materyal ve duygusal yük, grup üyelerinin her birini ortaklaşa, ancak farklı biçimlerde etkiler (Grup Atmosferi). Bu olgu, gruba özgü alt kültürün oluşmasında temel etkendir. Aynı şey toplum için de düşünülebilir. Bir grupta iletişim kalıpları ve iletişimin içeriği grubun ortak malıdır. Başka bir deyişle herkesin kullanımına açıktır. Punk Rock Altkültürü Hip Hop Altkültürü Hippi Altkültürü Metal Altkültürü Toplumda iletişimin kolektif bir olgu halinde bulunmasına yardım eden en önemli araçlar çok sayıda bireyi aynı anda etkileyebilen yayın araçlarıdır. Bunlara KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI denir. Bu araçlar sosyal sürecin hızlanmasına büyük katkıda bulunmuşlardır. Kitle iletişiminin eğitimde, yönetimde, kamuoyu oluşturmada ve her türlü politik müdahalede önemli bir rolü vardır. Sosyal Olay Bir sosyal çevre içinde, o çevrenin koşullarını değiştiren her olay bir sosyal olaydır. Bir olaya sosyal olay denebilmesi için; a) Olayı doğuran nedenlerin sosyal koşullarla açıklanabilmesi, b) Olayın bazı sosyal sonuçlarının olması, yani toplum koşullarında oluşturduğu değişikliklerin sosyolojik kavramlarla ifade edilebilmesi gerekir. Göç Savaş Seçim Düğün Sanat hareketleri Üretim-tüketim Toplu ibadet Moda Miting Bayram Sosyal olayın temel nitelikleri: Kolektiftirler. Başka bir deyişle neden ve sonuçları sosyal bir anlam taşır. Birey için zorlayıcı ve onu etkileyicidirler. İstatistik olaylardır. Sosyal olayın niteliklerini belirleyen, onun toplum davranışı içindeki sayısal dağılımıdır. Toplumsal Güç Toplumun yapıcı ve yaptırıcı potansiyelidir. Toplumsal güç, insan etkileşiminden doğar. Ancak bireysel tepkilerin toplamı olmaktan öte bir kavramdır. Toplumsal kurumların, kişi üzerinde etkin olan yaptırıcı gücünü de temsil eder. Toplumsal Süreç İnsan toplumu, kendi içindeki etkileşimin doğurduğu yeni koşullar ve doğa koşullarındaki değişmeler nedeniyle sürekli bir hareket ve oluşum içindedir. Toplumun işleyişinin toplum yapısında yarattığı değişik görünümlerin ortaya çıkmasına değişim süreci denir. Değişim süreci durmadan yeni etkileşim biçimleri ve yapıları yaratırken, eskimiş olanları da ortadan kaldırır. Yapısal Birimlerde Etkileşim Örnekleri Toplum içerisindeki etkileşim türleri 3 başlık altında sınıflandırılır: 1. İşbirliği: Birey veya grupların hedefe ulaşmak için gösterdikleri ortak çaba. 2. Rekabet: Birey veya grupların aynı hedefe ulaşmak için ortak olmayan bir çaba göstermesi. 3. Çatışma: İlişki içinde olan iki veya daha fazla kişi veya grubun birbirinden farklı hedefe yönelmiş davranışları birbirini önleyici niteliktedir ya da bunların eylem hedefleri diğerlerini aşağılamak veya saf dışı bırakmaktır. Uygarlık ve Kültür Uygarlık Toplumun kendi yapısına ve o yapıya uyan fonksiyona göre geliştirmiş olduğu tüm ürünler, araçlar, binalar, yollar, üretimtüketim olanaklarını yaratan, haberleşmeyi sağlayan maddi varlıkların tümü. Kültür Toplumun sahip olduğu manevi varlıkların tümü. Toplumun yapısına biçim veren, uygarlığı doğuran, tüm bilgiler, düşünceler, töreler, normlar, değerler, dil, bilim, sanat ve inançlar o toplumun kültürünü oluşturur. Kültürün en önemli özelliği iletişim araçları ile kuşaktan kuşağa aktarılması ve yeniliklerle zenginleşmesidir. BİREY VE TOPLUMSAL YAPILAŞMA “Kişilik” kavramı: Bir bireyi diğerinden ayırt etmeye yarayan fizik, biyolojik ve psikolojik niteliklerin tümü. Kişiliğin karakteristiği sayılan birçok özellik, kişiyi kuşatan çevre (özellikle sosyal çevre) ile temastan kaynaklandığı için kişinin psikolojik özellikleri, alışkanlıkları, tutumları ve eğilimleri sosyolojinin ilgi alanı içerisindedir. Toplumsallaşma (Sosyalizasyon): Bireyin sosyal rolünü öğrenme sürecidir. Bu süreçte kişi toplum tarafından önceden belirlenmiş bazı düşünce ve duygu kalıplarını, özellikle tepki ve davranış kalıplarını kişiliğine mal ederek o toplumun bireyi haline gelir. Bireyin toplumsallaşmasında en önemli araç olan içinde yaşadığı yakın çevre, ailesi ve arkadaş gruplarına referans grupları denir. Toplumsallaşma her bireyde aynı kalıpta olmaz; bazen bireyde birbiriyle çelişen ve toplum standartlarıyla çatışan kalıplar gelişir. Bu durum “dezorganize kişiliğin” oluşumuna neden olur. Benlik ve Sosyal Benlik: Benlik, kişinin “ben neyim?” sorusuna verdiği yanıttır. Sosyal benlik, kişinin kendi benliğindeki sosyal özellikleri tanıması sonucu geliştirilen bir yaşantıdır. Kişinin kendi sosyal fonksiyonlarını, sosyal rolünü, kendine ait duygu, düşünce ve tepki kalıplarının sosyal anlamını bilmesi halidir. Sosyal Kimlik: Sosyal kimlik, toplum tarafından geliştirilmiş standartlar ölçüsünde kişiliğin değerlendirilmesi anlamını taşır. Toplumun belirli bir birey için sorduğu “o kimdir” sorusuna verilen kolektif yanıt, o kişinin sosyal kimliğidir. Pozisyon (Sosyal Durum): Sosyal sistemde, kişinin kendi kişiliğinden bağımsız olan belirlenmiş görevler, o kişinin işgal ettiği sosyal pozisyondur. Statü (mevki) ise bireyin pozisyonunun taşıdığı değere işaret eden bir kavramdır. Sosyal Rol: Bir kişiden beklenen sosyal fonksiyonların tümü sosyal roldür. Rol önceden tayin edilmiş değildir. İçinde yaşanılan sosyal sistemin tayin ettiği bu kişisel görevlere rol tayini denir. Sosyal rolün gereklerinin iyi bir biçimde gerçekleştirilmesinin beklenmesine rol beklentisi denir. Gerçek yaşamda, sosyal pozisyonun gereklerini kişi olarak yerine getirebilme oranına da rol gerçekleşmesi adı verilir. HEKİMLİK VE SOSYOLOJİ Hekimlik ve Temel Bilimler Hekimlik ampirik gözlemlerden doğmuş ve gelişmiş teknik bir disiplindir. Binlerce yıllık bilgi birikimi hekimlik alanını zenginleştirmiştir. Temel bilimlerin ortaya çıkmasıyla kazanılan birçok “bilimsel bilgi” hekimliğin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Hekimlik ve Temel Bilimler Tıbbın ve veteriner hekimliğin asıl teknik yönüne temel olacak saf-temel bilimlerin hekim olacak kişilere öğretilmesi kaçınılmazdır. Ancak bu “temel bilimler” klinik öncesi dönemlerde öğrenciye verilirken hekimlik öğretiminin amaçlarına uygun bir program içinde verilir. Fizik programları→”medikal fizik” Kimya programları → “organik kimya” Biyoloji programları →”medikal biyoloji” Sosyoloji → Medikal Sosyoloji Medikal Sosyoloji (Sağlık Sosyolojisi) Sağlık kuruluşlarının sosyolojik analizini, sağlık alanındaki bilgilerin üretimi ve yöntemlerin seçimini, sağlık çalışanlarının eylemleri ve etkileşimlerini ve tıbbi uygulamaların sosyal veya kültürel etkilerini inceler. Veteriner hekimliğin sosyolojiyle olan ilişkisi nedir? Sosyolojiye ait bazı bilgiler hekimlik öğretimine, dolayısıyla veteriner hekimliği öğretimine de girmiştir. Önceleri sadece hayvan sağlığına, daha sonra sürü sağlığına ve giderek artan bir hızla topluma hizmet vermeye başlamıştır. Bu toplumsal hizmet boyutu sadece sağlık alanıyla sınırlı kalmamıştır. Medikal Sosyoloji Veteriner hekimler bir yandan sağlık alanına hizmet sunarken, bir yandan da artık toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olan hayvanın ve dolayısıyla hayvan sahibinin sosyal yaşamında etkin bir yer edinmiştir. • İlk zamanlarda veteriner hekimlerin hizmet sunduğu alan yalnızca hayvan iken ilerleyen süreçte insan da bu kesim de yer almaya başlamıştır. • Medikal Sosyoloji Veteriner hekim bir yandan hayvana – özellikle pet hayvanlara- hizmet sunarken hayvan sahibinin üyesi olduğu toplum denen etkin çevrenin ne olduğunu, toplumun yapısını, işleyiş kurallarını tanımak zorundadır. Medikal Sosyoloji Medikal sosyolojinin bireye yönelik bu yararının dışında topluma yönelik iki alanı vardır. Bunlar: Tıpta sosyoloji Tıbbın sosyolojisi TIPTA SOSYOLOJİ: Günümüzde sağlık hizmetlerinin özellikle topluma yönelmesi ve bu hizmetlerin toplum yararına göre düzenlenmesi, toplumu bilimsel ve yöntemli olarak tanımayı gerektirmektedir. Bu tip çalışma ekiplerinde görev alacak hekimlerin, sosyolog ve sosyal bilimcilerin kavramlarını, yöntemlerini tanıması ve onlarla işbirliği yapacak düzeyde sosyoloji bilmesi gerekmektedir. Bu derste verilecek kavramlar özellikle halk sağlığı, epidemiyoloji, sosyal hizmetler yönetimi gibi alanlarda etkili hizmet verme olanağı sağlayacaktır. TIBBIN SOSYOLOJİSİ Medikal sosyoloji aynı zamanda tıp denilen sosyal kurumu da inceler bu anlamda kurumlar sosyolojisinin bir dalıdır. Bağımsız bilimsel uğraş olarak bu disiplin: Tıp mesleğini ve bir meslek grubu olarak onun üyelerini Tıpla ilgili kuruluşların sosyal yapılarını Tıp kurumunun insan topluluk ve gruplarında yarattığı tutum ve tavırları Gerek tıp kurumu gerekse toplum ve topluluklar içinde gelişen tutum ve tavırların tıbbi hizmetlerin uygulanışı üzerinde etkilerini Tıp mesleği üyelerinin, “mesleki kimlik” oluşumunda rol oynayan etkenleri ve bu oluşumun özelliklerini inceler.