Portakal Haber Ajansı | Kalp Hastalıkları ve Önemi

advertisement
Kalp Hastalıkları ve Önemi
Açıklama: Kalp hastalıkları ve krizine yol açan etkenler hakkında bilgi veren Özel Tekirdağ Yaşam
Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Reşit Yaman, kalp rahatsızlıkları konusunda
merak edilen ve sıkça sorulan sorulara cevap verdi. (...) PHA/Habermerkezi/Süleymanpaşa-Tekirdağ
Kategori: Eğitim-Bilim-Sağlık
Eklenme Tarihi: 05 Ağustos 2014
Geçerli Tarih: 19 Temmuz 2017, 01:06
Site: Portakal Haber Ajansı
URL: http://www.portakalhaber.com.tr/haber/haber_detay.asp?haberID=2230
Kalp Hastalıkları ve Önemi
Kalp hastalıkları ve krizine yol açan etkenler hakkında bilgi veren Özel Tekirdağ Yaşam
Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Reşit Yaman, kalp rahatsızlıkları konusunda
merak edilen ve sıkça sorulan sorulara cevap verdi.
Soru: Kalp hastalıklarının ülkemizde ve dünyada önemi nedir?
Cevap: Ülkemizde ve dünyada kalp hastalıkları en sık ölüm nedenidir. Ayrıca kalp hastalıkları ülke
bütçesini önemli oranda zarara uğratmaktadır. Basit önlemlerle önlenebilecek birçok hastalık için
her yıl milyonlarca lira para harcanmakta, eğitime ve ülke refahına ayrılabilecek bütçe
kaybedilmektedir. Kalp hastalıklarının ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde en sık görülen formu halk
arasında damar yağlanması olarak da bilinen aterosklerotik kalp hastalığıdır.
Soru: Kalp krizi ne demektir?
Cevap: Kalp krizi, kalbi besleyen atardamarların ani olarak tıkanmasına bağlı olarak kalp
dokusunun harap olmasına denir. Hasarın şiddeti, tıkanan damarın hangisi olduğuna, yaşa,
cinsiyete, beraber bulunan başka hastalıklar gibi birçok faktöre bağlıdır. Sonuçta ilk belirti hafif bir
ağrı olabileceği gibi maalesef ölüme de neden olabilir. Ülkemiz 50 yaşın altında kalp krizi sıklığı ve
ölüm oranında ne yazık ki Avrupa birincisidir. Ülkemizde tüm kalp krizlerinin %20’si 50 yaş altında
olmaktadır.
--
Soru: Ani kalp durması ve ölümü nedir?
Cevap: Aslında kalp hastalıklarının ani olarak başladığına dair yanlış bir inanış bulunmaktadır.
Yeşilçam filmlerinde oyuncu üzüntülü bir durumda birden göğsünü tutmakta, sonra yere yığılıp
ölmektedir. Bize başvuran birçok kalp krizi vakasında hastalar daha önce hiçbir şikayetinin
olmadığını ifade etmekteyseler de ayrıntılı olarak incelediğimizde aslında belirtilerin olduğunu ama
hastanın bunu fark etmediğini anlamaktayız. Yani sorun insanların kalp hastalıklarının belirtilerini
bilmemeleridir.
Soru: Kalp hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Cevap: Özellikle efor sonrası göğsün ortasında, iman kemiği üzerinde (sternum) birkaç dakika
süren göğüs ağrısı, dolgunluk, baskı hissi en önemli belirtidir. Bu şikayetler bazı hastalarda her iki
kola, sırta, mideye, boyuna ve hatta çeneye yayılabilir. Öyle ki hasta dişinin ağrıdığını, midesini
üşüttüğünü veya kollarının ağrıdığını düşünebilir. Ayrıca nefes darlığı, soğuk terleme ve mide
bulantısı kalp hastalığının en önemli belirtileridir. Unutulmamalıdır ki bu belirtilerin bir kalp
hastalığı olabileceğinin farkında olmak etrafınızdaki sevdiklerinizin hatta kendinizin hayatını
kurtarabilir.
Soru: Kimler kalp hastalığı için risk altındadır.
Cevap: 1 - ) 45 yaşın üzerindeki erkekler ve menopoz sonrasındaki kadınlar (genelde 50 yaşın
üzerinde). Ancak her yaşta kadın ve erkekte kalp hastalığı gelişebilir.
2 - ) Babanızda ya da erkek kardeşinizde 55 yaşından önce, annenizde ya da kız kardeşinizde 65
yaşından önce kalp hastalığı teşhisi konulmuşsa.
3 - ) Şeker hastalığınız (Diabetes Mellitus) varsa.
4 - ) Kolesterolünüz yüksekse.
5 - ) Yüksek tansiyonunuz varsa
6 -) Sigara içiyorsanız.
7 -) Şişmansanız
8 -) Fiziksel olarak inaktifseniz
Eğer bu risk faktörlerinden birine sahipseniz mutlaka doktorunuzla görüşüp önerileri
doğrultusunda gerekli tedaviyi ve yaşam biçim değişikliğini uygulamanız gerekmektedir. Dikkat
edilirse bu 8 risk faktöründen son 6 tanesini hayat tarzı değişiklikleri ve uygun tedavi ile kontrol
edip kalp hastalığı riskini çok başarılı bir şekilde önleyebiliriz.
Soru: Yani kalp hastalığı önlenebilir bir hastalık mı?
Cevap: Bu soruya büyük oranda evet cevabını verebiliriz. Kalp hastalıkları birçok faktöre bağlıdır
ve bu faktörlerin bir araya gelmesiyle hastalık yıllar içerisinde oluşmaktadır. Sadece şişmanlığı
önleyerek bu hastalığın gelişimini önemli oranda önleyebilir ya da geciktirebilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki yaşam tarzı en az hastalığa genetik yatkınlık kadar önemlidir. Şu anki teknoloji
ile henüz hastalığın genetik kökenini tedavi edemeyiz ama yaşam tarzımızı değiştirerek uzun ve
sağlıklı bir hayat yaşayabiliriz.
Soru: Yaşam tarzı değişikliğini sıklıkla dile getiriyorsunuz.
Yaşam tarzımızı nasıl değiştirebiliriz?
Cevap: İnsanlar hızla şişmanlıyor. Çok değil 20 sene öncesinden neredeyse 2 kat fazla obez insan
sıklığı mevcut. Bu nüfus artışına paralel bir artış değil. İnsanlar tarih boyunca hiç olmadığı kadar
şişmanlar ve her geçen yıl bu sıklık artıyor. Ülkemizde insanların üçte biri obez ve yarısının fazla
kilo problemi var. 10 yıl içerisinde şeker hastalığı sıklığı %20’den fazla olacak. Yani her 5 kişiden
biri şeker hastası olacak. Unutulmamalıdır ki kalp hastalığı açısından sayılan risk faktörlerinden
bazıları kanser açısından da risk faktörüdür. Yani obezseniz hem kalp hastalığı riskiniz hem de
kanser olma riskiniz artmaktadır. Bu yüzden ülke çapında obeziteye savaş açılmalı, daha da
önemlisi ülke politikası haline getirilmeli ve insanlar daha çocukluktan itibaren bilgilendirilmelidir.
Yaşam tarzımızı nasıl değiştirmeliyiz.
1 - Doktorunuza gidiniz, sorularınızı sormaktan çekinmeyiniz. En önemlisi önerilerine uyunuz.
Ben 50 yıldır doktora gitmedim demek sizin çok sağlıklı değil kendinizi ihmal ettiğinizi gösterir.
2 - SİGARAYI BIRAKIN.
3 - Düzenli egzersiz yapın. Mesela günde bir saat yürüyebilir, bisiklete binebilir ya da
yüzebilirsiniz.
4 - Tansiyonunuzu sık sık ölçün ve yüksekse doktorunuzun önerilerini uygulayın.
5 - Şekerinizi 6 ayda bir kontrol ettirin. Eğer yüksekse diyetinizi ayarlayın ve doktorunuzun
önerileri doğrultusunda şekerinizi kontrol altına alın.
6 - Kolesterolunuzu 6 ayda bir ölçtürün, eğer yüksekse doktorunuzun önerilerine uyun.
7 - Kilonuzu kontrol altına alın.
8 - Stresten uzak durun.
Soru: Kalp hastalıklarının tedavi seçenekleri nelerdir?
Cevap: Koroner kalp hastalığı tanısı konulduktan sonra hastalığın 3 tedavi seçeneği bulunmaktadır.
Son 20 yılda elimizde çok güçlü ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar hem hastalığı önlemede hem de
tedavide kullanılmaktadır. Ancak genellikle ilaç tedavisi ancak hastalık erken teşhis konulursa
uygun olmaktadır. Stent tedavisi tıkalı olan kalp damarının kasıktan ya da koldan bir tel aracılığıyla
açılması işlemidir. Uygun hastalarda uygulandığında çok başarılı sonuçlar vermektedir. Hasta aynı
gün ayağa kalkmaktadır ve birkaç gün içerisinde işine başlayabilmektedir. Stent tedavisinin
dezavantajları birden çok damarda tıkanıklık olduğunda ve tıkalı lezyon uzun olduğunda tedavinin
başarı şansı düşmektedir. Ameliyat özellikle birden fazla damarın tıkalı olduğu, tıkanıklığın uzun
olduğu ve kalp kasının fonksiyonlarının bozulduğu durumlarda en başarılı seçenektir. Ancak
unutulmamalıdır ki en uygun tedavi bireysel olarak doktorunuzun size uygulayacağı tedavidir.
Soru: Koroner baypas operasyonu nedir?
Cevap: Koroner baypas operasyonu tıkalı olan koroner damarın ötesine yeni damar ekleme
işlemidir. Yeni eklenecek damarlar vücutta yedeği olan damarlardır ve bu damarların kullanılması
bir problem oluşturmaz. Kalbin ön yüzündeki en önemli damara (bu damara doktorlar kısaca LAD
der) vücuttaki en kaliteli damar (bu damara da doktorlar kısaca LİMA der) eklenir. Diğer tıkalı
olan damarlara bacaktan ve koldan alınan (bu damarların yedekleri vardır) damarlar eklenir.
Operasyondan önce tüm vücut sistemlerini kontrol eden geniş bir tarama işlemi yapılır. Bu tetkikler
o kadar ayrıntılıdır ki o zamana kadar belirti vermemiş bir hastalığı (örneğin ilk evre akciğer
kanserini) anlayacak kadar hassastır. Bu aşamada eğer bir problem tespit edilirse mümkünse
operasyondan önce tedavi edilir, edilemiyorsa operasyon sırasında bu durum için önlem alınır.
İşlem hemen her zaman genel anestezi ile uygulanır. Ameliyat hastanın durumuna ve yapılacak
baypas sayısına göre ortalama 3 ile 5 saat sürer. Ameliyatın kalp akciğer makinesinde mi çalışan
kalpte mi yapılacağı hastanın durumuna bağlıdır ve doktor tarafından karar verilir. Genellikle
kliniğimizde hastalar ameliyattan 4 saat sonra uyandırılır ve 6 saat sonra yürütülür. Bir problem
yoksa 24 saat sonra dren tüpleri çekilerek servise alınır. Ortalama 5 gün sonra genelde hastalar
evlerine taburcu olabilir. Taburculuktan bir hafta sonra kontrolü yapılarak ilaç tedavisi düzenlenir.
Hastalar bir ay sonra işlerine başlayabilir, araba sürebilir cinsel aktivitede bulunabilir. Genellikle
iyileşme sürecini iman kemiğinin iyileşme süreci belirler. Ortalama bir ayda kemik büyük oranda
iyileşirken 3 ay sonra iyileşme süreci tamamlanır ve ameliyat öncesinde ne yapabiliyorsa bu
süreçten sonra da yapabilir. Bütün bu süreç boyunca güçlü ağrı kesici ilaçlar kullanıldığı için
sanılanın aksine ağrı hissi genellikle olmaz.
Soru: Operasyon sonrasında ne yapmam gerekiyor?
Cevap: Eve taburcu olduktan sonra günlük ihtiyaçlarınızı kendi kendiniz karşılayabilir yürüyebilir
ve merdiven çıkabilirsiniz. Genellikle doktorunuz size 4 grup ilaç verir. Bunlar beta bloker, ACE
inhibitörü, aspirin ve kolesterol düşürücü bir ilaçtır. Duruma göre doktorunuz ikinci bir kan
sulandırıcı ilaç veya kalsiyum kanalı inhibitörü denilen bir ilaç kullanabilir. Genelde bir problem
yoksa taburculuktan sonra 1. hafta, 1. ay, 3. ay ve sonrasında 6 ayda bir olmak üzere kontroller
yapılır. Kontroller kalp cerrahı, kardiyolog, dahiliye uzmanı ve göğüs hastalıkları uzmanı gibi geniş
bir ekip tarafından eksiksiz bir şekilde yapılır. Hastanın uyumu uzun ve sağlıklı bir hayat için çok
önemlidir.
Download