RADYASYON ONKOLOJİSİNDE LİNEER HIZLANDIRICI TABANLI STEROTAKTİK RADYOCERRAHİ UYGULAMALARI Hande BAŞ, Yelda Elçim KAHYA, Kaan OYSUL, Sait ŞİRİN*, Esin GÜNDEM, Bahar DİRİCAN, Murat BEYZADEOĞLU Gülhane Askeri Tıp Akademisi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı, ANKARA * Gülhane Askeri Tıp Akademisi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı, ANKARA ÖZET Son yıllarda lineer hızlandırıcı tabanlı uygulamalarda modern radyoterapi teknikleri olarak Sterotaktik Radyocerrahi (Stereotactic Radiosurgery, SRS) ve Sterotaktik Radyoterapi (Stereotactic Radiotherapy, SRT) klinik kullanıma girmiştir. SRS, Co-60 gamma ışınları, lineer hızlandırıcıdan elde edilen X-ışını, proton, helyum iyonu ve nötron ışını gibi değişik ışınlarla ve tekniklerle uygulanmaktadır. En sık kullanılanlar lineer hızlandırıcı tabanlı SRS ve Co-60 tabanlı Gamma-Knife’ dır. SRS’ de klinik hedef hacim tümörün kendisidir ve yüksek dozla ışınlanmaktadır. SRS’de yüksek doz tedavisi ışınlanan normal dokunun küçük olduğu ve hedeften uzaklaştıkça dozun hızla düştüğü durumlarda tolere edilebilir. Tedavi sırasında kritik organların (lensler, optik kiazma, optik sinirler vb.) aldığı dozların bilinmesi amacıyla konturları çizilir ve konturlar çizildikten sonra planlama sisteminde hastanın üç boyutlu görüntüsü elde edilir. Hedef hacmin maksimum dozu homojen alması ve kritik organların dozunun minimum olması için optimum koşullarda tedavi demetlerinin ve hasta set-up koşullarının seçimi yapılır. Tedavi planlama sistemi ile elde edilen DVH (Doz volüm histogramı) ‘larında kritik organların dozunun olabildiğince az olması ve hedef hacim sınırları etrafında dozun keskin bir düşüş göstermesi önemlidir. Anahtar Kelimeler: Sterotaktik Radyocerrahi, Lineer Hızlandırıcı, X-Knife Son yıllarda lineer hızlandırıcı tabanlı uygulamalarda Sterotaktik Radyocerrahi modern radyoterapi teknikleri arasında yer almaktadır. ‘Sterotaktik’ sözcüğü Yunanca’ dan dilimize girmiş olup üç boyutlu dokunma anlamına gelmektedir. Sterotaktik Radyocerrahi (SRS) ilk kez 1951 yılında İsveçli beyin cerrahı Lars Leksell tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Geliştirilerek günümüze kadar gelen Radyocerrahi, çeşitli tedavi tekniklerinin kullanılmasıyla beyindeki fonksiyon bozukluklarının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir tekniktir. Bu işlemin amacında, kafa içinde yer alan farklı yapı veya histolojideki hedef dokuların zor, riskli veya imkansız olan cerrahi yöntemlere alternatif yaratarak tahrip edilmesi vardır. Bugün için kabul edilen terminolojide tek fraksiyonla yüksek doz radyasyon hedefe aktarılarak verildiğinde ‘Sterotaktik Radyocerrahi (SRS)’ , aynı işlem radyobiyolojik yararlanım beklentisiyle hipo veya standart fraksiyonasyonla yapıldığında ‘Sterotaktik Radyoterapi (SRT)’ tanımıyla verilmiştir. İki yöntemde de tedavi hacminin ışınlanmasında hareketli radyasyon demetleri ve sterotaktik cihazlar kullanılır. Sterotaktik Radyocerrahide hastanın başı invaziv yöntemle sabitlenir ve tedavi süresince başın aynı konumda kalması sağlanır. Radyobiyolojik yararlanım beklentisiyle seçilen Sterotaktik Radyoterapi yönteminde ise invaziv olmayan şekilde her gün yeniden takılabilen, çok iyi hassasiyetle tekrarlanabilecek özel başlıklar kullanılır. Her iki teknikte de lezyon üç boyutlu olarak BT (Bilgisayarlı Tomografi) , MR (Manyetik Rezonans), Anjiyografi gibi görüntüleme teknikleriyle görüntülenir. Radyasyon tek fraksiyonla ya da fraksiyone verilerek sağlam dokular mümkün olduğunca korunur ve hedef hacme yüksek doz verilmesi amaçlanır. Sınırlı olarak verilen yüksek dozlarla, hedef dokuda hücre ölümü veya en azından hücre büyümesinin durması hedeflenir. Böylece doz, lezyonda bir noktaya toplanarak yüksek doz gradyentiyle ışınlanır ve doz tedavi hacminin kenarından hızla düşer. Hasta seçiminde boyut ve kritik organlara yakınlık önemlidir. Tek fraksiyonlu tedavi tekniği en fazla 4 cm çaplı lezyonların tedavisinde kullanılır. Özellikle AVM (Arteriovenöz Malformasyon; Arter ve venlerdeki bozukluk) geç cevap veren karakteristiğinden dolayı çok kullanışlıdır. Bunun yanında beyindeki diğer lezyonların örneğin Menengioma (beyin ve omuriliği örten zarlardan gelişen tümör), Akustik Neuroma (işitme ile ilgili sinir hücrelerinden gelişen tümör) ve Pituitary Adenoma (Hipofiz bezi tümörü) ‘larının tedavisinde kullanılır. Aynı zamanda son yıllarda fraksiyone Sterotaktik Radyocerrahinin (SRT) kullanımı, öldürücü (malign) beyin tümörleri ya da metastazların tedavisinde kullanılmasıyla artış göstermiştir. Sterotaktik kullanılır: Radyocerrahide üç tedavi tekniği Lineer hızlandırıcı tabanlı SRT veya SRS (Megavoltaj x-ışınları) Gamma Knife (Co-60 -ışınları) Ağır yüklü parçacık hızlandırıcı (Helyum iyonu ve proton) Bu yöntemlerle tedavi, multidisipliner bir ekibin görevidir. Bu ekipte Radyasyon Onkoloğu, Beyin Cerrahı, Radyasyon Fizikçisi, ve Radyasyon Teknikeri yer alır. Kalite güvenliği açısından her basamak bir fizikçi tarafından tamamlandıktan sonra ikinci bir fizikçi tarafından kontrol edilir. Çok yüksek frekanslı çok kısa dalgaboylu osilatörler lineer hızlandırıcılarda elektronları hızlandırmak için kullanılır. Lineer hızlandırıcılarda yüksek frekanslı güç kaynağı olarak magnetronlar, klystronlar, amplitronlar kullanılır. Lineer hızlandırıcılarda elektronlar, yüksek frekanslı elektromanyetik dalgaların üzerine bindirilerek hızlandırılır. Klystron gibi özel tüplerden frekansı yaklaşık 3000 MHz olan elektromanyetik dalgalar elde edilir. Bu tüplerden elde edilen dalgalar hızlandırıcı tüpün içine gönderilir. Elektron tabancasından elde edilen elektronlar 50 keV’lik enerji ile hızlandırıcı tüpün içine gönderilirler. Elektronlar, enerji kazanmak ve hızlandırılmak için elektromanyetik dalganın üstüne bindirilir. Normal olarak elektromanyetik dalgaların hızı, elektronlardan yüksek olduğu için tüp içindeki dairesel diskler ile azaltılır. Disklerin boyutları ve aralarındaki uzaklık dalganın hızına göre belirlenir. Elektronlara yüksek hız, elektromanyetik dalganın tepe noktasına bindirilerek verilir. Bu yolla elektronlar birkaç MeV’ lik enerji kazanırlar. Hızlandırma esnasında elektronları bir demet halinde toplamak ve hedef üzerine ince bir demet halinde göndermek için tüp boyunca manyetik odaklayıcı alanlar elde edilir. Hızlandırıcı tüpün sonunda elektronlar maksimum enerjilerini kazanmış olurlar. Daha yüksek enerjili ışınlar elde etmek için hızlandırılmış elektronlar 90-270 saptırıcı magnetler ile saptırılarak hedef üzerine gönderilirler. Elektron demeti hedefe çarptırılarak yüksek enerjili foton demetleri elde edilir. Tek fraksiyon ya da birden fazla fraksiyonda radyasyon demeti ark terapi şeklinde hastaya uygulanır. Tedavi kafası ışınlama yapılırken planlama sistem bilgisayarında belirlenen başlangıç ve bitiş açıları arasında sabit hızla hareket eder. Cihazın izomerkezi yani yapılacak olan rotasyonun merkezi hedef hacmin merkezi ile çakıştırılır. Hasta tedavi masasına sırtüstü ya da yüzüstü pozisyonda yatırılır. Kesişen iki dönme ekseni kullanılarak hedef bu kesişim noktasına yerleştirilir. Tedavi kafası değişik pozisyonlarda konumlandırılarak hedefteki doz dağılımı iyi olarak ayarlanır ve hedef dışındaki kritik organlara verilen doz düşürülebilir. X-knife’te 5-30 mm’ lik kolimatörler kullanılarak alan şekillendirilir. Bu yüzden hedef hacmin lokalizasyon koordinatları çok hassas bir şekilde saptanmalıdır. Hedef hacmin lokalizasyon koordinatlarının hassas bir şekilde saptanmasında aşağıdaki lokalizasyon düzenekleri kullanılmaktadır. BRW Kafa çemberi BRW Anjiyografik lokalizasyon çemberi BRW BT lokalizasyon çemberi BRW BT yatak tutturucu Kliniğimizde Electa SL25 Lineer Hızlandırıcı ile elde edilen 6 MV X-ışınları, Philips ISS (Izosentrik sistem), BRW (Brown-Roberts-Wells) kafa çemberi ve X-Knife 3 boyutlu tedavi planlama sistemi kullanılmaktadır. Sterotaktik Radyocerrahi, tümör hacminin doğru olarak tedavi edilmesi ve kritik organların mümkün olduğunca korunması açısından hassas bir tekniktir. Bundan dolayı demetin hedef hacme verilmesi, tedavi setup’ı, hasta pozisyon sabitliği, hedef yeri ve şeklinin doğruluğu önemlidir. KAYNAKÇA: 1. 2. Faiz M.Khan. The Physics of Radiation Therapy Eben Alexandre. Stereotactic Radiosurgery