Toplumun veya grupların bireyin davranışı üzerinde nasıl bir etkisi var? Uyma İsteyerek ya da istemeyerek, bizden açıkça istensin ya da istenmesin, bizden beklenilen ya da istenilen doğrultuda davranmaya ya da başkalarının davranışlarını izlemeye uyma adı verilir. 3 ana toplumsal etki ve buna bağlı uyma türü vardır. Norma uyma; Bir kişinin inanç ya da davranışlarını grup standartlarıyla tutarlı olacak biçimde değiştirmesidir. Burada norm grup standardı ya da kuralıdır. İsteğe uyma; İstemesek bile bizden istenileni yapma olarak tanımlanır. Bir isteğe uymanın ayırt edici özelliği bir başka bireyden ya da gruptan gelen bir isteğe tepkide bulunuyor olmamızdır. Yetkeye uyma; Bazı toplumsal durumlarda, bir kişi, kuruluş ya da grubu davranışımızı etkileme yetisine sahip yasal (meşru) yetke (otorite) olarak algılarız. NORMLARA UYMA Grup kurallarına uyma, kabul edilme ve toplumsal uyum için ödenilen bedeldir. Norma uyum konusunda bir deney yapan Muzaffer Sherif belirsiz ve bulanık bir durumda, insanların tutarlı bir akran tarafından belirlenen norma uymak eğiliminde olduklarını göstermiştir. Solomon Asch yaptığı deneyde gerçeğin gün gibi, açık seçik ortada olduğu bir durumda bile insanların kendi algılarına ters düşen, başka insanların normlarına uymakta olduğunu ve onlar gibi davrandığını göstermiştir. Bu bir tür baskıya boyun eğme davranışıdır; uyma yalnızca davranıştadır, içsel inanç, duygu ve tutumlarda bir değişiklik söz konusu değildir. Grup baskısı ortadan kalktığında kişi, davranışsal olarak da öznel yargısına geri dönecektir. İnsanlar niçin uyma davranışı gösterirler? ABD ve batı kültürleri kişisel özgürlük ve bağımsızlığı vurgulayan bireyci kültürlerdir. Böylesi kültürlerde uymanın olumsuz yönleri vurgulanmak eğilimindedir. Uyma yönünde grup baskısı bireyin benzersizliğine bir tehdit olarak görülür. Uyma kişisel özgürlük ve kontrolün yitirilmesi olarak görülebilir. Tersine Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi toplulukçu kültürlerde uymanın anlamı oldukça farklıdır. Böyle kültürler toplumsal grupla bağların önemini vurgular. Ana-babalar itaat, uygun davranış ve grubun geleneklerine saygıya önem verirler. Böyle kültürel bağlamlarda uymanın olumlu yönleri vurgulanır. Uyma toplumsal baskıya bir tepki olarak değil, başkalarına bağlı olmanın bir gereği olarak algılanır. Uyma bir taraftan toplumsal yaşam için açık bir gerekliliktir. Öbür taraftan, kişisel bağımsızlık ve bireyin kendisini ifade etme özgürlüğüne bir tehdit oluşturabilir. Sosyal psikologlar insanların iki nedenle uyma davranışı gösterdikleri görüşündedirler; doğru olma ve sevilme. Bilgisel etki: Doğru olanı bilme isteği Uymanın bir nedeni başka insanların davranışlarının yararlı bilgi sağlamasıdır. Buna bilgisel etki adı verilir. Bilgisel etkiye dayalı uyma eğilimi durumun iki yönüne bağlıdır; Grubun bilgi düzeyi 2) Kendi bağımsız yargımıza güven derecemiz 1) Araştırmalar bir konu hakkındaki bilgimiz ve kendimize güvenimiz azaldıkça ve grubun davranışının doğru olduğuna güvenimiz arttıkça gruba uyma olasılığımızın arttığını göstermiştir. Kuralsal (normatif) etki: Sevilme isteği Kuralsal etki, toplumsal kabul görme ya da gruptaki konumumuzu koruma amacıyla davranışımızı grup norm ya da standartlarıyla uyuşacak biçimde değiştirdiğimizde görülür. Böyle durumlarda uyma davranışta bir değişikliğe yol açar, fakat özel düşünce, görüş ve tutumlarda bir değişiklik olmayabilir. İnsanlar ne zaman uyma davranışı gösterirler? Bazı durumlarda uymaya, diğer bazılarında olduğundan daha eğilimliyizdir. Araştırmalar gruba uymayı etkileyen bir çok önemli özellik belirlemiştir. Grubun büyüklüğü; Grupta çoğunluğun büyüklüğü arttıkça, hiç değilse bir noktaya kadar uyma da artmaktadır. Ters düşme korkusu; Hemen bütün toplumlarda temel bir etmendir. Kendisinden farklı düşünen bir grupla karşılaşan bir birey dışarıda kalmak istemez. Eğer görüşlerine karşı çıkarsa grup üyelerinin ondan hoşlanmayacaklarından, iyi davranmayacaklarından ve onu bir asi gibi göreceklerinden korkar. İnsanlar ne zaman uyma davranışı gösterirler? Grupta sözbirliği; Sözbirliği etmiş bir çoğunlukla karşılaşmış bir kişi uyma yönünde büyük bir baskı altındadır. Ancak eğer bir grupta sözbirliği yoksa, uyma oranında çarpıcı bir düşme görülmektedir. Bir tek kişi bile, sözbirliğini bozup grubunkinden farklı bir yargı belirtse, uyma alışılmış düzeyin ¼’üne düşmektedir. Bu olgunun en etkileyici yönlerinden biri, karşı çıkanın kim olduğunun hiç öneminin olmamasıdır. Gruptan farklı görüşü olup da bunu açıkça söylemekten korkan başkaları olduğu sürece, uymayan bir kişinin etkisi çok önemli olabilir. Bu durum ayrıca totaliter yönetimlerin farklı görüşlerin dile getirilmesine niçin izin vermediğini de açıklamaktadır. İnsanlar ne zaman uyma davranışı gösterirler? Gruba bağlanma; Bir grubun her üyesiyle grup arasındaki bağların gücü de uyma davranışını etkiler. Bir kişiyi bir ilişki ya da grupta tutan olumlu ya da olumsuz bütün güçlerin toplamına bağlanma adı verilir. Bir kişiyi bir gruba çeken olumlu güçler - Grup üyelerini sevmeyi, Grubun önemli amaçları gerçekleştirdiğine inanmayı, Grup üyelerinin birlikte iyi çalıştıklarını düşünmeyi Grupta olmaktan kazançlı çıkma beklentisini içerir. Çok az seçeneğin bulunması ve gruba ondan ayrılmayı çok pahalı hale getiren yatırımlar yapmış olması kişiyi gruptan ayrılmaktan alıkoyan olumsuz güçler olarak gruba bağlanmayı artırır. İnsanlar ne zaman uymama davranışı gösterirler? Bireysellik arzusu; Bazıları bir grupta ortama uyarlar ya da grup görüşü doğrultusunda davranırlarsa, kendilerini daha rahat hissederler; diğerleri öne çıkmaktan, göze batmaktan, bireyselliklerini göstermekten hoşlanırlar. Bu olguya bireysellik arzusu denir. Laboratuvar araştırmalarında, bireysellikte yüksek deneklerin çoğunluk görüşüne uymaları olasılığı daha düşük, “farklılaştırıcı yaratıcılık” etkinliklerinde bulunmaları olasılığı ise daha yüksek bulunmuştur. İnsanlar ne zaman uymama davranışı gösterirler? Azınlık etkisi; Bazen zorlu bir azınlık yeni bir fikir ya da özgün bir bakış açısıyla çoğunluğun konumunu etkili bir biçimde değiştirebilir. Bir azınlığın “davranışsal stil ya da tarzı” önemlidir. Etkili olmak için, tutarlı ve inançlı olmalıdır. Davranışsal stili tutarlı fakat “katı” olmayan azınlıkların başarı şansı daha yüksektir. Azınlıklar eğer çoğunluk görüşünü, örneğin mantıksal tartışmalarla etkili olarak çürütebilirlerse, daha başarılı olmaktadır. Eğer konu çoğunluk grubu üyeleri ile kişisel olarak ilişkili değilse ya da onlar için çok büyük bir önemi yoksa, azınlıkların çoğunluğu etkileme şansı artmaktadır. Toplumun genel toplumsal havası da azınlığın etkililik derecesi üzerinde belirleyici olabilmektedir. Söz konusu belirli davranış ya da tutum dışında çoğu bakımdan çoğunluk grubuna benzeyen azınlıklar daha etkili olmaktadır. İnsanlar ne zaman uymama davranışı gösterirler? “ikili işleme denencesi” azınlık ve çoğunluk grup üyeleri arasındaki farklı bilişsel süreçlerin olduğunu savunur. Azınlık etkileri grup üyelerinin konu üzerinde ciddi olarak düşünmelerini ve bilgileri daha sistematik olarak işlemelerini sağlar. Sonuç olarak azınlık etkilerinin tutum değişikliği ile ve insanların görüşlerinde “dönmeyle” sonuçlanması olasılığı daha yüksektir. Tersine çoğunluk etkisi grup görüşlerine üzerinde daha az düşünülmüş bir uyum olarak algılanır. Dolayısı ile çoğunluk etkisi açık davranışlarda değişikliğe neden olabilir, fakat öznel içsel tutumlarda mutlaka değişikliğe yol açması gerekmez. İSTEĞE UYMA İnsanları etkileme yollarından biri, onlardan bir şey yapmalarını ya da yapmamalarını istemektir. Araştırıcılar insanların isteklere uymalarına ya da uymayı reddetmelerine yol açan süreçlerden bazılarını anlamaya çalışmışlardır. Duygudurum hem başkalarından bizim için bir iyilik yapmalarını isteme hem de böyle isteklere tepki verme biçimimizi etkiler. Toplumsal Gücün Altı Kaynağı İnsanların birbirlerini etkileme yollarını sınıflandırmada yararlı bir model Bertram Raven ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Bu model toplumsal gücün altı kaynağını belirleme de yardımcı olmaktadır. Bu güç kaynaklarını insanlar isteklerini kabul ettirmekte kullanılmaktadır. Toplumsal Gücün Altı Kaynağı 1) 2) 3) 4) 5) 6) Ödüller; Gücün bir kaynağı bir başka kişi için olumlu çıktılar sağlayabilme yeteneğidir. Zorlama; Zorlama gerçek fiziksel güç kullanmayla ceza tehditleri ya da ince onaylamama işaretleri arasında değişebilir. Uzmanlık; Özel bilgi, eğitim ve beceri güç kaynaklarıdır. Uzmanların dediklerini yapar, tavsiyelerine uyarız; çünkü bilgileri kişisel amaçlarımıza ulaşmamızda yardımcı olur. Bilgi; Sık sık insanları, onlara doğru çözüm yolunu gösterecek bilgiler vererek ya da mantıksal tartışmalar ortaya koyarak etkilemeye çalışırız. Özdeşleşme gücü; Kişisel ilişkiler ve gruplarla özellikle bağlantılı bir güç kaynağı da özdeşleşmelerdir. Birisine hayranlık duyduğumuzda ya da bir grupla özdeşleşip üyeleri gibi olmak istediğimizde, bu güç etkilidir. Yasal (meşru) yetke; Bazen bir kişi bir başkasından belirli bir biçimde davranmasını isteme hak ya da yetkisine sahiptir. Özel bir yasal yetke durumu “çaresizliğin gücüdür”. Yardım isteyen kişi güçsüz ya da çaresiz bir konumdadır. Her durumda başkaları, kültürel bir toplumsal sorumluluk normuna saygı göstererek isteğe uymak eğilimindedir. Etkileyici, durumu, etkileme hedefini uymak zorunda bırakacak biçimde, değiştirdiğinde “çevresel düzenlemeden” söz edilir. Diğer bir yaklaşım 3. tarafların gücünü işe koşmaktır. Başkalarının bir isteğe uymalarını sağlama yolları: Özgül teknikler Elini veren kolunu da verir tekniği; Bir isteğe uyma olasılığını artırmanın bir yolu, bir kişiyi önce küçük bir isteğe uymaya razı etmektir. Kişi bir kez küçük isteğe uyduktan sonra, daha büyük bir isteğe de uyması olasılığı artmaktadır. Bu tekniğe önce küçük, sonra büyük istek tekniği adı da verilir. Bu teknik için açıklamalar; 1) Bu teknikte ilk isteğe uyma davranışının bir sonucu olarak bireyin kendisine ilişkin algısı değişmektedir. 2) Kişinin kendisini tutarlı davranan biri olarak görme arzusu elini veren kolunu da verir tekniğinin etkili olmasına katkıda bulunuyor olabilir. 3) Başlangıçtaki küçük isteğin bireyin istek durumunu yorumlama biçimini etkiliyor olabilir. 4) Küçük bir isteğe uyan insanlar kendilerini konunun kendisine, başlangıçtaki davranışlarına ya da bir tür eylemde bulunma fikrine bulaşmış ya da bağlanmış hissetmektedirler. Başkalarının bir isteğe uymalarını sağlama yolları: Özgül teknikler Ölümü göster hastalığa razı olsun tekniği; Ayı iste yıldıza razı ol tekniği adı da verilmektedir. Çünkü ilk istek gülünç bir biçimde o kadar büyüktür ki reddedilmesi hemen hemen kesindir. Başlangıçta ne kadar büyük isterseniz, en sonunda elde edeceğiniz o ölçüde büyük olacaktır. Tekniğin ana fikri isteğinizi küçülttüğünüzde diğer kişi sizin uzlaştığınızı düşünmekte ve ikinci istek görece daha küçük görünmektedir. Her iki teknikte de istenilen davranış özgeci davranışla ilgili olduğunda en iyi işlemektedir. Ay’ı iste yıldıza razı ol tekniği daha çok küçük istek büyük isteğin hemen arkasından geldiğinde ve iki istek ilişkili olduğunda işler, elini veren kolunu verir tekniğinde iki istek oldukça ilişkisiz olduğunda bile işlemektedir. Başkalarının bir isteğe uymalarını sağlama yolları: Özgül teknikler Zor tarafını sonraya sakla tekniği; Bir kişiden eksik bilgi temelinde bir şey istenip o razı olduktan sonra öykünün bütününü söyleme tekniğine denir. Hepsi bu kadar değil tekniği; Bir ürüne yüksek fiyat biçmeyi, müşterinin fiyat hakkında düşünmesine izin vermeyi, sonra bir ürün ekleyerek ya da fiyatı biraz indirerek durumu biraz iyileştirmeyi içermektedir. Dikkatini çek tekniği; İsteğe uymayı sağlama yollarından bir diğeri de insanların üzerinde pek fazla düşünmeden, istekleri reddettikleri görüşüne dayanmaktadır. Dışsal Baskıya Direnme Dışsal baskılar isteklere uyma davranışını artırabilmekle beraber, bu tekniklerin etkilerinin de bir sınırı vardır. Bazen çok fazla baskı kişinin ondan beklenenin tam tersini yapmasına neden olmaktadır. Bu davranış tarzına karşıt tepki adı verilmiştir. Bu tepki insanların davranış özgürlüklerini korumaya çalışmalarında yatmaktadır. YETKEYE İTAAT İtaat yetke konumunda bulunanların isteklerde bulunmaya haklarının olduğu inancına dayanır. Araştırmalar grup ya da örgütte olmaktan kazançları olanların işveren ve dinsel önder gibi yetkelere itaat etmeye daha eğilimli olduklarını göstermektedir. İtaat Suçları Yetkenin isteklerine karşılık olarak işlenen ahlaka ve yasalara aykırı davranışlara “itaat suçlar” adı verilmiştir. Stanley Milgram 1960’larda yetkeye itaatle ilgili bazı noktaları açıklığa kavuşturmak için bir dizi laboratuvar deneyi tasarladı. Bu deneylerde insanlara kendi davranışları için daha fazla sorumluluk yükleyen ya da kurbanın çektiği acıyı vurgulayan durumların itaati azalttığı sonucu çıktı. Milgram bulgularını yasal ya da meşru bir yetkeden kaynaklanan güçlü durumsal baskıya hedef olduklarında “normal” insanlara yıkıcı şeylerin yaptırılabileceği biçiminde yorumladı. Buna kötü ve yıkıcı şeyleri her zaman anormal ya da çılgın insanların yapmadığı anlamında “normallik denencesi” adını vermiştir. İtaat Suçları Milgram deneyinin sonuçları; 1) Bireyin itaati nedeniyle kurbanın çektiği acı çarpıcı hale getirildiğinde itaat azalmaktadır. 2) Bireyin davranışları için kişisel olarak sorumluluk duyması sağlandığında itaat azalmaktadır. 3) Aynı durumdaki başkaları itaatsizlik modeli oluşturduğunda yetkeye direnme artmaktadır. 4) Bireyleri yetkelerin güdülerini, uzmanlıklarını ve yargılarını sorgulamaya özendirme itaati azaltabilmektedir.