Okul çağındaki çocuklarda görülen görme bozuklukları erken teşhis

advertisement
Çocuğumun hiçbir şikayeti yok demeyin!
Okul çağındaki çocuklarda görülen görme bozuklukları erken teşhis edilip
tedavi edilmediği zaman, çocuğun ilerideki meslek seçimini bile etkileyebilen
kalıcı bir hasara dönüşebiliyor.
İnsanın en temel duyularından biri olan görme, bir çocuk dünyaya geldikten 3 ya da 4 ay
sonra gelişmeye başlıyor. Zamanında doğan bebekler doğumdan sonra ilk hafta içinde
annelerinin yüz ifadelerini görebiliyor. Erken doğan bebeklerde ise görme gelişimi daha geç
oluyor. Bu yüzden bu bebeklerin doğumdan hemen sonraki dönemde özellikle retina
tabakasının gelişimi açısından yakın takibi gerekiyor. Görme yeteneğinin geliştiğinin ilk
göstergesi ise genellikle bebeğin çevresindeki insanları gözleriyle takip etmesi oluyor. Zaman
içinde bebeğin görme refleksi gelişiyor ve bebek görme fonksiyonlarını yavaş yavaş
kazanıyor. Çocukluk çağında görme duyusunun tam olarak gelişimi ise 9 ile 11 yaşları
arasındaki dönemde tamamlanıyor.
Doğumdan bu zamana kadar geçen süre içerisinde oluşan görme bozuklukları, özellikle küçük
yaştaki çocukların şikayetlerini tam olarak anlatamaması nedeniyle çok uzun süre fark
edilemeyebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Deniz Oral,
doğumdan itibaren düzenli göz kontrollerinin yapılmasının çok önemli olduğunu
vurgulayarak şu bilgileri veriyor:
“İlk 3-4 ay içinde bebeklerin gözlerinde kısa süreli kaymalar görülebilir ancak kalıcı kayma
mevcutsa, gözlerden biri normal hareket etmiyorsa veya bir göz diğerinden belirgin ölçüde
değişik görünüme sahipse vakit geçirmeden bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Göz
kaymalarının dördüncü aydan sonraki dönemde devam etmesi normal değildir. Normal görme
gelişimi dahilinde 3 aylık bir çocuk önünden geçirilen oyuncağı gözleriyle takip edebilmeli,
4-6 ay arası dönemde ise kendisine gösterilen oyuncaklara uzanmalıdır. Görünürde herhangi
bir göz sorunu olmayan bebeklerin ilk göz kontrolü 6 aylıkken yapılmalıdır. Bunu takiben 4
yaş civarında ve okula başlamadan önce kontroller tekrarlanmalıdır.”
Hipermetropi ve göz tembelliği
Çocuklarda en sık görülen görme bozukluklarının başında hipermetropi, yani yakın cisimleri
uzağa oranla görmede zorluk çekme problemi geliyor. Hipermetropi, gözde oluşabilen üç
temel refraktif (kırma) kusurdan biri. Uzaktaki cisimlerin yakına oranla daha zor görüldüğü
miyopi ve birden fazla odak nedeniyle uzak ve yakın görmenin bulanık olduğu astigmat ise
çok sık olmasa da okul çağındaki çocuklarda görülebiliyor. Çocuklarda sıklıkla görülen bir
diğer göz bozukluğu ise göz tembelliği. Göz tembelliği, gözlerden biri veya her ikisinde
gözlükle düzeltilemeyen kalıcı görme azlığı olarak tanımlanıyor. 9 ile 11 yaşına kadar geçen
süre içerisinde farkına varılmayan ve tedavi edilemeyen göz problemleri kalıcı göz
tembelliğine yol açabiliyor. Göz tembelliğine sebep olan göz problemlerinin başında ise
şaşılık yani gözlerden birinde kayma, iki gözün kırma kusurunun birbirinden çok farklı
olması, gözlerden biri veya her ikisinde görmeyi engelleyen doğumsal katarakt, glokom ya da
saydam tabakada leke gibi bir bozukluk bulunması ve gözlerde titreme geliyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, çocukluk
döneminde yapılacak düzenli kontrollerin, görme gelişimini olumsuz etkileyebilecek
problemlerin zamanında teşhis ve tedavisi açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. Prof.
Dr. Doğan şöyle diyor: “Eğer okul çağından önce bir çocukta yüksek derecede hipermetropi
varsa ve bu zamanında saptanamadıysa gözde kayma meydana gelebilir. Erken tanı koyulup
hipermetropinin tedavisi yapılmazsa, yani refraksiyon düzeltilip gözün iyi görmesi
sağlanmazsa, o gözde tembellik oluşmaya başlar. Varolan refraksiyon kusuru eğer tek taraflı
ise, bir süre sonra gören göz kuvvetli hale gelir ve görmeyen göz kayar. Böylece şaşılık
oluşur. Bu durum ilk başladığı dönemde tespit edildiğinde sadece bir gözlükle tedavi
edilebilir. Ancak geç teşhis edilirse, daha iyi görmenin sağlanabilmesi için şaşılık
ameliyatının yapılması gerekir. Bir diğer olasılık ise iki gözde de belirli bir refraksiyon olması
durumunda gözlerin dönüşümlü olarak kayması. Bu da yine şaşılığa sebep oluyor.”
Çocuktaki belirtilere dikkat
Erken tanıda tabii ki en büyük görev anne ve babalara düşüyor. Onların çocuğu çok dikkatli
takip etmeleri, çocuğun bir şikayeti ya da görülen bir göz bozukluğu varsa hemen bir göz
doktoruna başvurmaları gerekiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr.
Burcu Usta Uslu her çocuğun, aile tarafından gözlenen ya da kendisi tarafından dile getirilen
bir şikayet olmasa bile en geç 4 ile 5 yaşında yani anaokuluna ya da ilkokula başlamadan önce
rutin bir muayeneden geçmesinin şart olduğunu söylüyor. “Gözünde kayma olan çocuklar
biraz daha şanslılar aslında. Aileler kayma problemi dolayısıyla çocuklarını bize getirdikleri
için erken yaşta tedaviye başlayabiliyoruz. Ama hiç kayması olmayıp da çok yüksek
hipermetropi ya da her iki göz arasında yüksek numara farklılığı olan çocuklar biraz daha
şanssız” diyor Op. Dr. Uslu
Uzmanlara göre aslında çok istisnai durumlar dışında herkes hipermetrop doğuyor. Göz daha
sonra hiç bozukluğun olmadığı bir seviyeye doğru gelişim gösteriyor. Çoğumuz hipermetrop
doğsak da, gözümüz akomodasyon adı verilen refleksi yaparak, yani göz merceğinin
kalınlığını değiştirerek o hipermetropiyi ortadan kaldırma yeteneğine sahip. Dolayısıyla
çocuklar hipermetrop doğsalar bile, görüşleri net oluyor çünkü gözlerinin akomodasyon
refleksini yapma kapasitesi var. Ancak hipermetropi yüksekse o zaman göz çok fazla
miktarda akomodasyon yapmak zorunda kaldığı için, o sırada gözlerin içe kapanma hareketi
meydana geliyor. Bu yüzden gözler içeri kaymaya başlıyor. Böylece bir göz doğru bakarken,
diğer göz içeri kaydığı için sadece yan tarafı görüyor. Çocukların beyni farklı durumlara çok
hızlı bir şekilde uyabilme yeteneğine sahip olduğu için gözlerden birinde kayma olması
durumunda oluşan görme bozukluğunu ortadan kaldırmak için beyin, kayan gözün
görüntüsünü iptal ederek adeta yok sayıyor. Düz gören gözü tercih etmeye başlıyor. Bunun
sonucunda çocuk kayan gözü kullanmadığı için, o gözde görme gelişmiyor ve tembellik
oluşuyor. “Tembellik 9-10 yaşına kadar fark edilirse tedavi edilebiliyor. Ancak o yaşa kadar
fark edilmezse bir çocuk 9-10 yaşından sonra artık görme yollarının olgunlaşmasını
tamamlandığı için bu durum kalıcı hale geliyor. O yüzden çocukluk çağında tembelliğin fark
edilmesi ve tedavi edilmesi çok önemli. Çünkü bir yerden sonra artık çok geç oluyor. Çocuk
ömrünün sonuna kadar o tembellikle yaşamak zorunda kalıyor” diye konuşuyor Op. Dr. Oral.
Nasıl tanı konuyor?
Göz bozukluklarının tanısında iki temel uygulama bulunuyor. Bunlardan biri göz muayenesi
diğeri ise retinoskopi işlemi. Göz muayenesinde çocuğa farklı büyüklüklerde E harfleri
gösterilerek, harflerinin hangi yöne baktığı soruluyor. Bir diğer göz muayenesinde ise
çocuktan kendisine gösterilen kuş, uçak gibi çeşitli şekillerin ne olduğunu bilmesi isteniyor.
Tabii ki bu muayene için çocuğun kendisine gösterilen nesneleri bilecek yaşta olması
gerekiyor. Retinoskopi işleminde ise çocuğun gözüne damla damlatarak, gözdeki
hipermetropiyi örtme yeteneği olan akomodasyon refleksi felce uğratılıyor. Böylece gözdeki
esas refraksiyon tespit edilerek objektif değerlendirme diye tanımlanan ölçüm yapılıyor.
Retinoskopi işlemiyle çocuğun göz bozukluğunun derecesi ölçülüyor. 3 yaşından daha küçük
çocuklara ise biraz daha farklı değerlendirme işlemleri uygulanıyor. Bu değerlendirme
işlemlerinde, çocuğun oyuncağı takip edip edemediği, kendisine uzatılan bir objeye uzanmaya
çalışıp çalışmadığı gibi görsel uyaranlara verdiği yanıtlar ölçülüyor.
Tedavide ilk basamak gözlük
Göz bozukluklarının tedavisinde başvurulan yöntemlerin başında gözlük kullanımı geliyor.
Gözlükle çocuğun odaklanma yeteneği artırılarak sorun düzeltilmeye çalışılıyor. Ancak bu
tedavinin en zor kısmı çocuğu gözlük takmaya teşvik etmek. Dr. Uslu konuyla ilgili şunları
söylüyor: “Eğer düzeltilmesi gereken bir refraksiyon kusuru varsa, ailenin çocuğunu gözlük
takması konusunda mutlaka motive etmesi gerektiğini anlatıyoruz. Gözlük takacak olan
çocuğa, gözlüğün sevdirilmesi, gözlüğün kötü bir şey olmadığının anlatılması gerekiyor.
Çocuğun takacağı çerçevenin rengini ve şeklini kendisinin seçmesini öneriyoruz. Çerçeve
seçerken uyulması gereken kriterler dışında seçim tamamen çocuğa bırakılmalı. Çünkü hiçbir
çocuk sevmediği bir gözlüğü kullanmak istemiyor.” Şaşılığı olan çocuklarda ise gözlüklerin
yetersiz kalması durumunda cerrahi müdahale gerekebiliyor.
Göz bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir başka yöntem ise kapama tedavisi. Bu tedavi
yöntemine gözlerden birinde tembellik oluştuğu zaman başvuruluyor. Eğer iki göz arasında
büyük numarasal bir fark varsa, yani bir göz diğerinden daha düşük okuyorsa, o gözü
çalıştırmaya yönelik olarak kapama tedavisi uygulanıyor. Bu tedavide sağlam göz kapatılarak
diğer göz yakın planda çalıştırılıyor. Burada amaç tembel gözün görme seviyesini artırmak ve
beynin iyi gören gözü tercih etme isteğini kırmak. Tedavinin süresi çocuktan çocuğa ve
yaştan yaşa değişiyor. Tüm gün, yarım gün, günde birkaç saat ya da sadece ödev yapmak,
resim çizmek gibi yakın faaliyet yaparken yapılan kapamalar var.
Ailenin tedaviye uyumu önemli
Göz bozukluklarının tedavisinde ailenin en önemli faktör olduğunu dile getiren Prof. Dr.
Doğan, ancak onların yardımı sayesinde iyi sonuçlar alabildiklerini söylüyor. “Yıllardır bu
tedavileri düzenli yapıp, şu anda görmeleri 10’da 10 ya da 9 olan çok başarılı sonuçlar var. Bu
tedavide en önemli faktör aile uyumu ve çocuğu bu tedaviye motive etmek. Tedaviyi oyun
haline getirmek gerekiyor. Örneğin tek gözü kapatarak korsancılık oynamak iyi bir yöntem
olabilir. Elde oynanan elektronik oyunlar da oldukça faydalı. Çünkü yakın mesafeden oyun
oynamak sayesinde tembel olan göz daha çok çalışıyor. Çocuğun tedaviyi cezalandırma ya da
kendinde bir eksiklik gibi algılamaması da yine aileye bağlı. Çünkü tedavi yıllar sürebiliyor”
diyor Prof. Dr. Doğan
Tedavinin sürekliliği ve tedavi önerilerine titizlikle uyulması başarı için ilk şart olarak kabul
ediliyor. Göz tembelliği tedavi edilmediği takdirde ise görme seviyesinde kalıcı azalma
oluşuyor ve gözde derinlik hissi yeterince gelişmiyor. Bu nedenle göz tembelliği olan kişiler
hassas derinlik hissi gerektiren işleri yapamıyorlar. Op. Dr. Oral ailenin bu tedavinin çok
önemli olduğunu anlaması gerektiğini vurgulayarak şunları söylüyor: “Çünkü bu durum,
çocuğun ilerideki meslek seçimini bile etkileyebiliyor. Tek gözde tembellik, bir gözün
görmemesi ya da çok az görmesi durumunda kişiler ehliyet alamıyor, polis olamıyor ya da
askeri okullara giremiyor. İnce detay gerektiren işlerde zorluk yaşıyorlar ve bu tür meslekleri
yapamıyorlar. Dolayısıyla çocuğun görünürde bir sorunu yok, dolayısıyla doktora gitmeye de
gerek yok diye düşünmemek gerekiyor.”
*********Kutu******
Aileler bu belirtilere dikkat!
•
•
•
•
•
•
Çocuğunuz sizinle göz teması kurduğunda her iki gözü birbirine paralel duruyor mu?
Gözlerden birinde içe veya dışa kayma, ya da iki göz birbirinden bağımsız hareket
ediyormuş izlenimi var mı?
Okurken veya televizyon seyrederken başını sürekli bir yöne çevirme, başını eğme, bir
gözünü kapalı tutma, sık sık kırpma, gözlerini kısma ya da ovalama görülüyor mu?
Okur veya yazarken çok yakından bakma, satır kaydırma veya sürekli parmakla takip
etme görülüyor mu?
Yakın işleri sevmeme, kısa sürede dikkat dağılması veya dalgınlaşma görülüyor mu?
Oyun oynarken topu tutma, ayakkabı bağlama veya düğme ilikleme gibi el göz
koordinasyonu gerektiren işlerde zorlanma var mı?
Okulda tahtayı netleştirebilmek ve yazılara odaklanabilmek için sürekli kendini
zorlama sonucu oluşabilecek baş ağrısı şikayeti yaşıyor mu?
Download