1 Kamu Harcamalarının Artışını Açıklamaya Yönelik Yaklaşımlar Kamu Harcamalarının Artışını Açıklamaya Yönelik Temel Yaklaşımlar ►Bailey (1995:43) kamu harcamalarının artışına yönelik görüşleri makro modeller ve mikro modeller olarak iki kısımda ele almaktadır. ►Makro modellerde kamu harcamalarının uzun dönemli artışının nedenleri ele alınmaktadır. ►Mikro modellerde ise kamu harcamalarının belirli bileşenlerindeki değişiklikler açıklanmaya çalışılmaktadır. Makro Modeller ►Wagner Yasası ►Kalkınma Modelleri ►Peacock-Wiseman Hipotezi ►Baumol Hastalığı ►Politik Model Makro Modeller: Wagner Yasası ►Alman iktisatçı ve sosyal bilimci A. Wagner’in 1883 yılında Almanya’daki kamu harcamalarını göz önüne alarak ortaya attığı görüştür. ►Wagner, gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen gelir ve GSMH arttıkça ve sosyal ilerlemeler ve sosyal olaylar sonucunda bu ülkelerin kamu sektörünün (kamu harcamalarının) büyüklüğünün artış göstermesinin kaçınılmaz olduğunu ileri sürmüştür. ►Wagner’e göre bu durum herhangi bir zamanda herhangi bir devlette görülen kamu harcaması artışlarının doğal yasasıdır. Makro Modeller: Wagner Yasası(2) ►Wagner’e göre devlet, toplumdaki bireylerden bağımsız olan ve tüm topluma karşı sorumlulukları olan bir yapıdır. ►Bu görüş, devletin sadece bireylerin görüşlerini yansıtan bir yapı olduğunu savunan standart neo-klasik iktisadi düşünce ile taban tabana zıttır. ►Bu anlamda Wagner devletin 3 temel işlevinin olduğunu savunmuştur. Bunlar; Yönetim ve koruma faaliyetleri İstikrarın sağlanması Tüm toplum için ekonomik ve sosyal refahın sunumudur. Makro Modeller: Wagner Yasası(3) ►Bu modele göre, artan ekonomik büyüme ve sanayileşme işgücünün daha fazla uzmanlaşmasına yol açmaktadır. ►Bu durum artan sözleşme süreci gibi karmaşalara ve ekonomik&sosyal yaşamda karşılıklı bağımlılıklara yol açmaktadır. ►Artan bu karşılıklı bağımlılık nedeniyle de devlet çatışmaların çözümü ve uzmanlık gerektiren bazı hizmetlerin sürmesi için müdahale etmek durumunda kalmaktadır. ►Ayrıca Wagner, özel sektördeki monopolcü eğilimin toplum için zararlı olduğunu ve bu durumu önlemek için devlet müdahalesinin gerekli olduğunu savunmuştur. Makro Modeller: Wagner Yasası(4) ►Wagner’e göre, devlet aynı zamanda kamusal malları üretmek durumundadır. Örneğin; Büyük sabit sermaye yatırımı gerektiren altyapı yatırımları Doğal monopoller ve dışsallıklar İletişim, eğitim, bankacılık vb. 2 Kamusallık dereceleri farklı olabilen faaliyetler Makro Modeller: Wagner Yasası Yasası(5) Kişi başına kamu malı miktarı (Kamu malı tüketimi) Kamu malları için Engel eğrisi KM2 Düşük gelir esnekliği KM1 Yüksek gelir esnekliği Kişi başı reel gelir (Gelir) Makro Modeller: Wagner Yasası Yasası(6) . Kamu sektörü Dönem 2 % 33 Dönem 1 % 10 % 67 % 90 Özel sektör 3 Makro Modeller: Wagner Yasası Yasası(7) . Kişi başı kamu malı Wagner yasası (Sanayi aşaması) Geçimlik aşama Azalan nispi kamu sektörü 3.000 Artan nispi kamu sektörü Sanayi sonrası aşama KM1 KM2 Azalan nispi kamu sektörü 15.000 Kişi başı reel gelir Makro Modeller: Kalkınma Modelleri ►Kamu harcamalarının artışını açıklamaya yönelik kalkınma modelleri ünlü iktisatçılar Musgrave ve Rostow tarafından birbirlerinden ayrı olarak geliştirilmiştir. ►Bu yazarlar kamu harcamalarının artışının toplumlardaki ekonomik büyüme ve kalkınma ile uyum içinde gerçekleştiğini ileri sürmüşlerdir. ►Musgrave ve Rostow’un modeline göre kalkınma süreci 3 aşamadan oluşmaktadır: Makro Modeller: Kalkınma Modelleri(2) ►İlk aşama başlangıç aşamasıdır. Bu aşamada eğitim ve ekonominin altyapısı için önemli miktarda kamu harcaması yapılması gereklidir. Zaten, özel tasarruflar bu harcamaları karşılamak için epey yetersizidir. ►İkinci aşama, hızlı büyüme aşamasıdır. Bu aşamada özel tasarruflarda önemli miktarda artış söz konusudur ve kamu yatırımları oransal olarak düşüş gösterir. ►Son aşamada ise özel mal talebinin arttığı yüksek gelirli ülkelerde tamamlayıcı nitelikte kamu yatırımlarına gereksinimi duyulur (motorlu araç artışı ve kentleşme ihtiyacı gibi etkenler doğrultusunda). Makro Modeller: Kalkınma Modelleri(3) ►Gelişmiş ülkelerde nitelikli işgücüne daha çok gereksinim duyulması eğitimin tüm toplum için giderek bir yatırım malı haline dönüşmesine yol açar. ►Artan nüfus hareketleri kent gecekondularının geliştirilmesine neden olur. ►Bunlar ve benzeri etkenler kamu harcamalarının GSMH içindeki payının artmasına neden olur. Makro Modeller: Peacock-Wiseman Hipotezi ►Bu hipotez Peacock ve Wiseman’ın İngiltere’nin 1890-1955 yılları arasındaki kamu harcamalarını inceleyen çalışması sonucunda ortaya atılmıştır. ►Peacock-Wiseman hipotezine göre, kamu harcamaları düz ve sürekli biçimde değil, tam tersine, ani bir biçimde (sıçrama göstererek) artmaktadır. ►Bazı dönemlerde görülen sosyal ve diğer çalkantılar kamu harcamalarını aniden artırır, ancak var olan kamu gelirleri bu harcamaları karşılamaya yetmez. 4 Makro Modeller: PeacockPeacock-Wiseman Hipotezi(2) . KH/GSMH, KG/GSMH Yeni mali plato Sosyal karmaş karmaşa nedeniyle artış artış Zaman Makro Modeller: Peacock-Wiseman Hipotezi(3) ►Peacock-Wiseman hipotezine göre, sosyal ve diğer olayların kamu harcamaları üzerindeki etkileri, yerine geçme etkisi, denetim etkisi ve derişim (konsantrasyon) etkisi olmak üzere 3 türlüdür: ►YERİNE GEÇME ETKİSİ: Kamu harcamalarının ve vergi gelirlerinin eski düzeyi, savaş ve depresyon nedeniyle yerini yeni ve daha yüksek bütçe düzeyine bırakır.Vergi toleransının (bütçe açığı toleransı) yeni düzeyi, vergi yükünün daha yüksek olduğu yeni mali durumu (mali platoyu) destekler. Makro Modeller: Peacock-Wiseman Hipotezi(4) ►Yeni mali durumda, bazı eski kamu harcama türleri ortadan kalkar ve bunların yerini yeni kamu harcama türleri alır. ►Bu yeni kamu harcama türleri, geçmişte özel sektör tarafından yapılan bazı hizmetlerden ve harcamalardan oluşabilir. Örneğin, AR-GE ve emeklilik harcamaları. ►DENETİM ETKİSİ: Savaş ve diğer sosyal karmaşalar toplumu ve devleti, daha öncesinde fark edilmeyen veya ihmal edilen sorunların çözümü konusunda zorlar. Örneğin, otoyol sistemine olan gereksinim veya hastane sisteminin yeniden düzenlenmesi. Makro Modeller: Peacock-Wiseman Hipotezi(5) ►DERİŞİM (KONSANTRASYON) ETKİSİ: Bu etki, toplumda ekonomik büyüme gerçekleşirken merkezi hükümetin ekonomik faaliyetlerinin toplam kamu sektörünün ekonomik faaliyetleri içindeki payının giderek artma eğilimi göstermesini ifade eder. Bu durum kamu harcamalarının yapılmasında olduğu kadar, vergilerin toplanmasında da merkezileşme-konsantrasyon yaşanmasını gerektirir. Makro Modeller: Baumol Hastalığı ►Bu varsayım Amerikalı iktisatçı Baumol’un 1967 yılında ortaya attığı dengesiz büyüme modelinin kamu sektörüne uyarlanmış halidir. ►Baumol ekonomide progresif ve progresif olmayan 2 sektörün var olduğunu ileri sürmüştür. 5 sektör, işgücü talebinin mallara olan talepten türetildiği noktada mal üreten sektördür. Diğer bir deyişle, bu sektörde işgücü üretimin bir parçası değil, sadece mal üretimi için ihtiyaç duyulan bir unsurdur. Bu sektörde, zaman geçtikçe sermaye işgücünün yerine alan bir unsur haline gelir. Bu durumda, işgücü verimliliğinin artacağı varsayılır. ►Progresif Makro Modeller: Baumol Hastalığı(2) ►Progresif olmayan sektör ise, işgücünün talep edilen ürünün bir parçası olduğu malları üreten bir sektördür. Bu sektörde sermaye işgücünün yerini alamaz. Baumol’a göre, bu durumda bu sektörde işgücü verimliliğindeki artış çok az gerçekleşir. ►Baumol hastalığı modeline göre, kamu sektörü büyük ölçüde progresif olmayan bir sektördür ve bu durum, ücret artışları nedeniyle kamu harcamalarının artışının önemli bir nedeni olarak görülmelidir. Makro Modeller: Politik Model (Leviathan Model) ►Bu model kamu sektörünün ürettiği mal ve hizmetlerin piyasada satılmamasının kamuda çalışanlarını maliyet minimizasyonu güdüsünden uzaklaştırdığını ileri sürmektedir. ►Hatta, bazı kamusal mal ve hizmetler piyasada satılsa bile, sıklıkla rekabet eksikliğinin söz konusu olduğu ve bu durumun, daha çok çalışarak tüketicilere en ucuza mal ve hizmet sunumunu engellediği varsayılmaktadır. ►Bu modele göre, kamu sektöründe malların piyasada olduğu gibi marjinal maliyetin marjinal hasılata eşit olduğu noktada üretilmemesinin nedeni devletin (politik) niteliğidir. Makro Modeller: Politik Model (Leviathan Model)(2) ►Bunun sonucunda kamu harcamaları gereksiz biçimde artış göstermekte, bu durum vergi mükellefleri açısından kabul edilemez bir yük ortaya çıkarmaktadır. ►Sosyal devlet olgusunu tamamen reddeden bu model konuya yalnızca serbest piyasa ve bireysel özgürlükler penceresinden baktığından, kamu harcamalarının artışını açıklamada nesnellikten uzaklaşmaktadır. Mikro Modeller ►Bürokrasi Modeli ►Seçmen Davranışı Modeli ►Politikacı Davranışı Modeli Mikro Modeller: Bürokrasi Modeli ►W. A. Niskanen’in savunduğu bürokrasi modeli, kamu harcamalarının artışının ve kamu sektörünün büyümesinin temel nedenini bürokratların davranışları ile açıklamaktadır. ►Bürokrasi modeline göre, bürokratlar gelir, güç ve prestij elde etmek için bürolarını büyütmektir. Bu amaçla da her zaman daha yüksek bir bütçe talep etmektedirler. ►Bürolar büyüdükçe, bu büroların faaliyetlerinin dışarıdan izlenmesi de zorlaştığından, talep edilen bütçe büyüklükleri zaman geçtikçe çok daha fazla artış göstermektedir. Bunun sonucunda, kamu harcamalarının aşırı artışı gerçekleşmektedir. Mikro Modeller: Seçmen Davranışı Modeli ►Seçmen davranışı modeli, kamu harcamalarının artış nedenini seçmenlerin davranışları ile açıklamaya çalışmaktadır. ►Bu modele göre, ortanca seçmenler en fazla kamu malı ve hizmeti öneren veya bedavacı bir tutum içinde, kendilerinden en az vergiyi alacak partilere oy vererek kamu harcamalarının artışının önünü açmaktadırlar. Mikro Modeller: Politikacı Davranışı Modeli ►Bu modele göre, politikacılar yeniden seçilebilmek için hem ulusal düzeyde hem de yerel düzeyde kamu harcamaları artışına gitmektedir. 6 ►Politikacılar ulusal düzeyde bazı mal ve hizmetlerin aşırı sunumu ve bazı popüler yasal ve idari düzenlemeler yoluyla kamu harcamalarını önemli ölçüde artırmaktadır. (Örneğin, emeklilik yaşının aşırı ölçüde düşürülmesi, prim afları, vergi indirimleri ve afları vb.) ►Ayrıca, politikacılar kendi seçim çevrelerine (yerel ve bölgesel düzeyde) en fazla kamu yatırımı yapılması için kulis faaliyetleri yaparak kamusal yatırım kararlarının alınmasında rasyonellikten uzaklaşılmasına neden olmaktadırlar.