TBMM B : 61 21 . 2 . 1989 O : 1 araştırılacak sorunu yoktur" diyenin

advertisement
T.B.M.M.
B : 61
araştırılacak sorunu yoktur" diyenin dik­
katine sunmak istiyorum.
Mikro ortam da (yani, çalışma orta­
mında) çalışan işçiler şu etkenlere maruz
kalmaktadır :
1. Gürültü : İstenmeyen ve çoğun­
lukla rahatsız edici sesler olarak tarif edi­
len gürültünün, sistemler üzerinde çeşitli
etkileri vardır. En çok etkilenen sistem, si­
nir sistemi ile, işitme organıdır. Gürültü­
nün etkisiyle, konsantrasyon bozukluğu,
dikkat dağılması, reaksiyon kapasitesinde'
zayıflama, uyku bozukluğu, baş ağrısı,
hatta dolaşım sistemi bozuklukları gibi be­
lirtiler meydana gelmektedir. Qikkat azal­
ması, reaksiyon kapasitesi zayıflaması ve
uykusuzluk, sinirlilik, iş kazalarını artır­
maktadır.
21 . 2 . 1989
O : 1
dir. Yüksek ısının etkisiyle, vücut ısısı
40-43 dereceye yükselmekte, bu da şuur
bulanıklığı, yönelim bozukluğu gibi bul­
guların ortaya çıkması ile kendini göster­
mektedir. Ayrıca, sıvı kaybına bağlı ola­
rak, dolaşım bozukluğu; tuz kaybına bağlı
olarak görülen yaygın kramplar, hipertan­
siyon, düzensiz yüzeysel solunum, bulantı,
şok ve komaya kadar varan belirtiler ge­
lişmektedir.
işitme organı üzerindeki etkileri ise,
geçici ve kalıcı sağırlık şeklinde geliş­
mektedir.
Sıcaklığın, düşünsel ve fiziksel aktivite üzerindeki etkisi 30 derecede başlar.
30 derecede yüzde 5 olan verimlilik kay­
bı, 32 derecede yüzde 30'a kadar yüksel­
mektedir. Ayrıca, 30 derecenin üstündeki
ortamda iş-kazalarının artış kaydettiği, bi­
linen bir gerçektir. Bu nedenle, işyeri sı­
caklığının 30 derecenin altında tutulması
gerekir. Bunun yapılamayacağı iş ortamın­
da ise, çalışma süresi azaltılmaktadır. İş­
çiye, onun ailesine saygısı olanlar, insana
değer verenler bunu yapmaktadırlar.
2. Yüksek sıcaklık ortamında çalış­
manın etkileri : İnsanın verimli çalışma­
sı, beyni ile elleri arasındaki uyuma bağ­
lıdır. Yüksek ısı ve nem, çalışma ortamı­
nın konforunu bozmaktadır. En uygun or­
tam, 12 ila 22 derece ve yüzde 30-35 ara­
sındaki nem ortamıdır. Bilindiği gibi, ba­
zı işler, işin türü gerektirdiği için sıcakta
yürütülür. Yüksek fırın, kazan daireleri,
ateşçilik ve cam sanayiindeki işler buna ör­
nek olarak gösterilebilir. Yüksek hararet,
stres etkisi yaparak çeşitli arazlara neden
olmaktadır. Bu arazlar, ısıdan etkilenen
değişik sistemlerin arazlarının bir kombi­
nasyonu olarak meydana gelmektedir. Vü­
cudun ısı düzenleme mekanizmasını boz­
mak suretiyle, deri, solunum, dolaşım, en­
dokrin sistem ve merkezi sinir sistemini et­
kilemek suretiyle, belirtiler gelişmektedir.
Sıcaktan etkilenme, sıcaklık düzeyinin ya­
nı sıra, yapılan işin ağırlığına, giyime, do­
laşım ve solunum sistemi rahatsızlığı olup
olmadığına, kilosuna göre de değişmekte­
Gazlar: Gaz kirleticilerinin en
önemli etkisi, kirletici maddenin nüfuzu­
na bağlıdır. Örneğin, sülfür dioksit üst so­
lunum yollarının nemli duvarlarında sü­
ratle çözülürken, azot oksitleri, akciğerler­
de, derinlere kadar gitmekte ve etkilerini
bu şekilde meydana getirmektedirler.
Burada görülen belli başlı gazlar ve
bunların etkileri kısaca şu şekilde özetle­
nebilir.
Karbon monoksit : Normal havada
eser miktarda bulunur. Hemoglobine il­
gisi, oksijene göre 250 defa daha fazladır.
Bu özelliğinden dolayı insan için çok
önemli bir kirleticidir. Hemoglobine olan
yüksek ilgisi nedeniyle, teneffüs edilen ha­
vada çok az miktarda bulunsa dahi, akci­
ğere gelen havadan hemoglobine bağlanı­
yor ve karboksihemoglobin teşekkül edi­
yor. Neticede, dokulara oksijen yerine kar­
bon monoksit götürülüyor. Ayrıca, karbon
monoksit, hemoglobine sıkı bağlandığın­
dan, ondan zor ayrılmakta ve bu özelli-
Download