görmek ise İslam öncesi cahiliye devri Araplarının kötü adetlerindendir. Nisan-1986 İSLAM'DA ÇOCUK M. Nuri YILMAZ Din İşl.Y. Krl. Uzmanı يََٓا اَيُّهَا الَ ۪ذينَ ٰا َمنُّوا قَُّٓوا اَنْ ُّف َسكُّ ْم َواَ ْه ۪لي كُّ ْم َ نَاراً َوقُّودُّهَا ٌاس وَالْ ِحجَا َرةُّ َعلَ ْيهَا َم ٰل َٓ ِئ َكة ُّ الن اّلل َمَٓا اَ َم َر ُّه ْم َويَ ْف َعلُّو َن َ ٰ ِغ ََلظٌ ِش َدادٌ ََل يَعْصُّ و َن مَا ي ُّ ْؤ َم ُّرو َن Muhterem Müslümanlar, Yüce Rabbimizin dünya hayatında biz kullarına ihsan ettiği büyük nimetlerden biri de, şüphesiz ki çocuklarımızdır. Onlar yuvamızın güneşi, gönlümüzün neşesi, geleceğimizin ümitleridir. Gülmeleri bizi sevindirir, ağlamaları bizi ağlatır, çocuğun kıymetini çocuk hasreti çeken aileler daha iyi bilir. Ana baba kalbindeki çocuk sevgisi onlara bir Allah (c.c.) vergisidir. Büyükleri etkileyen de bu ilahi sevgidir. Nitekim Kuranı Kerimde, Musa peygamberin çocukluğu ile ilgili olarak, "Sana gözümün önünde yetiştirilmen için kendimden bir sevgi bırakmıştım" (1) buyurulmuştur. Yine Kuranı Kerimde çocuk için "Dünya hayatının zineti" (2) buyurulması onun değerini açıkça ortaya koymaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) çocukları sever ve başkalarına da bunu öğütlerdi. Bir gün torunlarından birini sevip okşarken, yanlarından geçen bir adam onları bu halde görünce, "Ey Allah'ın elçisi! Sen de mi çocukları öpüyorsun? Biz ise onları öpmeyiz de sevmeyiz de" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Allah senin kalbinden şefkat ve merhameti çekip almışsa ben ne yapayım" buyurdu. (3) Aziz Müminler, Çocuğun gıdaya ihtiyacı olduğu kadar, sevgiye ve şefkate de ihtiyacı vardır. Öfke, azarlama ve hakaretten kaynaklanan bir terbiye şekli, çocuk üzerinde olumsuz tesir yapar. Onların minicik kalplerinde kin ve intikam tohumlarını yeşertir. Bu durum ileride onların aile ocağından kopmalarına yol açar. Böyle acı sonuçlara meydan vermemek için, sevgi ve muhabbetle onları kazanmalıyız. Ayrıca çocukları severken cinsiyet farkı gözetilmemeli ve biri diğerinden üstün tutulmamalıdır. Kız çocuklarını hor ve hakir Muhterem Müslümanlar, Çocuklar Cenabı Hakk'ın bize tevdi ettiği birer emanettir. Bu emanetler korunmalı, beslenmeli, sevilmeli ve güzel bir şekilde yetiştirilmelidir. Unutulmamalıdır ki bu günün çocukları yarının gençleridir. İstikbalin toplumunu onlar oluşturacaktır. Çocuklarının yetişmesine ihtimam göstermeyen anne ve babalar, topluma karşı ne büyük bir suç işlediklerinin farkında mıdırlar! Anne baba olabilmek kolay, ama çocuğu gereği gibi eğitip yetiştirmek kolay bir iş değildir. Çok ağır sorumlulukların yüklenilmesini gerektirir. Bu sorumlulukların başında çocuğun sağlık kurallarına göre tertemiz büyütülmesi ve lüzumlu dini bilgilerin uygulamaları ile birlikte zamanında verilmesi gelmektedir. Şüphesiz çok küçücük yaşta iken, çocukların ruhları temiz, zihinleri saf ve berraktır. Onların dünyasında kirli ve paslı şeylerin yeri yoktur. Onun için gördüklerini, duyduklarını ve öğrendiklerini hayatlarının sonuna kadar kolay kolay unutmazlar. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.), "Çocuklara öğretilen, taş üzerine kazınan yazı gibidir" (4) buyurmuşlardır. Binaenaleyh daha çocuk konuşmaya başlar başlamaz ilk önce onlara ebedi saadetin anahtarı olan "kelimei tevhidi" ve onun manasını, sonra yavaş yavaş diğer dini bilgileri öğretmeliyiz. Böylece küçük yaşta onların ruhuna zerk edilen bu bilgileri ileride söküp atmaları pek mümkün olmaz. Aynı düşünce ile 6—7 yaşına basan çocuklar namaza alıştırılmalı, on yaşında mutlaka kılmaları sağlanmalıdır. Bu hususta peygamberimizin kesin emri vardır. Hulasa, çocukların tahsil ve terbiyelerine dikkat etmek, onları yaşayacaktan zamana göre hazırlamak, kötü arkadaşlardan ve fena muhitlerden uzak tutmak, cemiyete hatta bütün insanlığa faydalı bir insan olarak yetiştirmek anne ve babanın boynunun borcudur. Hutbemi şu ayeti kerimenin meali ile noktalıyorum. "Ey iman edenler kendinizi ve aile halkınızı yakıtı taş ve insan olan ateşten koruyunuz". (5) *** (1) T aha: 40 (2) Kehf: 46 (3) Buhari c. 1. s. 124 (4) Heysemi: c. 1, s. 225 (5) T ahrim, 6