Eleştirel Düşünmeye Dayalı Öğrenme Eleştirel Düşünme Kavramı 1962 öncesinde John Dewey, Karl Duncker, Ernest Dimnet, Henry Hazlitt, Joseph Jastrow, Victor Noll, Joseph Rossman, Edward Thorndike, Jean Piaget, Graham Wallas ve Joseph Wertheimer gibi saygın bilim adamlarının eleştirel düşünme alanında sahip olunan bilgiye büyük katkıları olmuştur. Eleştirel düşünme bir entelektüel gelişme aracı olarak ilk defa 1970'li yıllarda Perry tarafından ortaya konulmuş, daha sonra Paul ve arkadaşları tarafından modelleştirilmiştir. Eleştirel kelimesi değerlendirme, yargılama, ayırt etme anlamlarını dile getiren Yunanca "kritikos" teriminden türetilmiş, Latince'ye "criticus" olarak geçmiş ve bu yolla diğer dillere yayılmıştır. Eleştirme, bir şeyi iyi ya da kötü yanlarıyla değerlendirme anlamına gelmektedir. Watson ve Glaser, eleştirel düşünmeyi problem çözme, sorgulama ve araştırma gibi edimleri kapsayan genel bir süreç olarak tanımlamakta beş boyutta incelemektedirler. (1) Sorunu tanıma, (2) Sorunun çözümü (3) Sorunun çözümü için yapılandırılmış ve yapılandırılmamış varsayımları tanıma, (4) İlgili ve sonuca götürücü varsayımları seçme ve formüle etme, (5) Geçerli sonuçları çıkarma ve çıkarsamaların geçerliğini tartışma, olarak özetlemiştir. Wen (1999), tanımlamıştır: bu kavramı şu şekilde Eleştirel düşünme, akılcı bir yaşama katkıda bulunan bağımsız bir kişinin, bilişsel sorgulama etkinliği, derinlemesine düşünme ve yeniden yapılandırma gibi bilişsel pratiklerdir. Eleştirel düşünmenin disiplinler arası bir tanımının yapılabilmesi için 1990 yılında Amerika Psikoloji Derneği (APA) tarafından Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'dan 46 kuramcıyla gerçekleştirilen bir çalışmada Eleştirel düşünme, "bireyin ne yapacağına ve neye inanacağına karar vermesi için çözümleyici, değerlendirmeye yönelik bilinçli yargılarda bulunması ve bu yargıları ifade etmesi" biçiminde tanımlanır. Literatürde yapılan çalışmalar incelendiğinde, eleştirel düşünme becerilerine ilişkin çok farklı çalışmaların yapıldığı görülmekte Hangi disiplin ya da farklı bakış açısıyla ele alınırsa alınsın, eleştirel düşünme becerileri özünde sorgulama, çıkarsama yapma, olay olgular arası ilişkiler kurma, kanıtlara dayandırma vb. üst düzey düşünme becerilerini gerektirir. Kısaca eleştirel düşünme, kendi içinde örgütlü, amaçlı bir zihinsel etkinliktir. Eğitim Eleştirel Düşünme İlişkisi Günümüzde eğitimin en önemli amacı, değişik koşullara uyum sağlayabilecek, esnek ve açık düşünebilecek bireyler yetiştirmektir. Sahip olduğumuz varsayımlar, genellemeler, önyargılar, kalıp düşünceler dünyayı algılayışımızı ve davranışlarımızı etkilemektedir. Ancak Paul‘un (1984) da belirttiği gibi insanlar çoğu zaman bilişsel modellerin davranışlarını etkilediğinin farkında değildirler. Bu farkındalık ise bireylerin eleştirel düşünebilmesi ile sağlanabilir. Brandt (1985) düşünme becerileri eğitiminin "düşünme öğretimi" , "düşünmeyi öğretme" ve "düşünmeyle ilgili öğretim" olmak üzere üç temel öğesinin bulunduğunu belirtmektedir. Düşünmeyle ilgili öğretimin üç bileşeni (a) Bilişsel Süreçlerin Öğretilmesi: Eğitimin bu kısmı, nasıl düşündüğümüz, belleğimizin nasıl çalıştığı, nasıl düş kurduğumuz ve nasıl öğrendiğimiz gibi bilişsel süreçlerin öğretilmesiyle ilgilidir. Düşünmeyle ilgili öğretimin üç bileşeni Düşünmenin Bilincinde Olma: Düşünme becerilerini etkili olarak kullanabilmeleri için öğrencilerin kendi düşünme süreçlerini gözlemlemeleri ve değerlendirmeleri gerekmektedir. (b) Düşünmenin bilincinde olma öğrencilerin nasıl düşündüklerinin, nasıl yargıda bulunduklarının tartışılmasıyla, farklı öğrencilerin düşünme süreçlerinin karşılaştırılmasıyla kazandırılabilir. Düşünmeyle ilgili öğretimin üç bileşeni (c) Epistemik Biliş: Epistemik biliş, bilim adamlarının, mucitlerin, sanatçıların düşünme süreçleriyle ilgilenmektedir. Eğitimin bu kısmında öğrencilerin "Bilim adamlarının düşünme süreci sanatçıların düşünme sürecinden hangi açılardan farklıdır?", "Sanatçılar yeni bir ürün ortaya koyarken nasıl düşünürler?" gibi soruları tartışmaları gerekmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalara göre; Sınıflarında eleştirel düşünmeyi destekleyen öğretmenler, öğrencilerin bilişsel gelişimlerine önemli katkıda bulunmakta ve eleştirel düşünmeye yönelik olan olumlu tutumu artmaktadır. Eleştirel düşünme öğretiminde tek bir öğretim yaklaşımının kullanılması yeterli olmamaktadır ve aynı zamanda nasıl kullanılacağının anlatılmasının etkisiz olacağı unutulmamalıdır. Gerçek yaşamla ilgili yargıda bulunmak üzere düşünmeye yönlendirilmelidir. Tartışma yönteminin anlatma yöntemine göre daha çok kullanılması gerekmektedir. Düşüncelerin serbestçe fakat bir disiplin içerisinde ifade edilebildiği ve irdelenebildiği açık ve destekleyici sınıf ortamları önemlidir. Etkili öğretmenler öğrencileri; seçenekler aramaya, yargılarını savunmaya yöneltmektedirler. Açık uçlu sorular eleştirel düşünme becerilerini kazanabilmek için önemlidir. Öğrencilerin bilgileri olduğu gibi almak yerine verilenleri çözümlemeye, sorgulamaya, kendi düşünce ve inançlarını diğer insanların düşünce ve inançlarıyla karşılaştırılmaya yönlendirilmelidir. Eleştirel Düşünmeye dair araştırmalar Harward Üniversitesi’nde gerçekleştirilen çalışmada, bir sosyal olay ele alınırken, yüksek düzeyde düşünmeyi gerçekleştirmek için, problemi açık bir şekilde tanımlama, gerçekleri inceleme, bakış açısının altında yatan nedenleri çıkarma, başkalarının düşünme ve varsayımlarını gözden geçirme ve durum için uygun çözüm getirmek için sistematik bir şekilde etik ve temel ilkeler geliştirmenin gerekliliği üzerinde durulmuştur. White and Hargrove (1996), Teksas’ta 3-12 sınıf öğrencilerinin eleştirel düşünme becerilerini göstermeleri için, öğretmenlere bu becerilerin kazandırılması gerektiği düşüncesinden yola çıkarak, 1995 yılında Lamar Üniversitesi’ndeki tüm öğretmen adaylarına bilişsel yetenek gelişim testini uygulayarak onların eleştirel düşünmeye ne kadar hazır olduklarını ölçmeye çalışmışlardır. Araştırma sonucunda, öğretmen adaylarının eleştirel düşünmeye tam hazır olmadıkları özellikle analiz ve sentez yapmada zorluk çektikleri ortaya çıkmıştır. Scott ve diğerleri (1998), tıp fakültesine girişten 3. yılın sonuna kadar çalışma performansı arasındaki ilişkiyi incelemişler Araştırmanın sonuçlarına göre, tıp öğrencilerinin eleştirel düşünme yetenekleri tıp fakültesinde bulundukları süre boyunca büyük ölçüde gelişmektedir. Walsh ve Hardy (1999), üniversite öğrencilerinin cinsiyet ve branşları ile Eleştirel Düşünme Eğilimlerini karşılaştırmışlardır. İngilizce bölümü öğrencilerinin en iyi ortalamayı aldıklarını, bunu sırasıyla Psikoloji, Hemşirelik, Tarih, Eğitim ve İşletme bölümlerinin izlediğini bulmuşlardır. Andrew (2000) tarafından “Öğretmenlerin davranışlarının ve tutumlarının Güney Dakota’daki devlet okullarının üçüncü, dördüncü ve beşinci sınıflarında okuyan öğrencilerin eleştirel düşünmeleri üzerindeki etkileri” adlı bir araştırma yapılmış ve bu araştırmada öğretmenlerin eleştirel düşünme konusundaki görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonunda, öğretmenlerin eleştirel düşünme becerilerinin önemli olduğunu belirttikleri ve %89’unun eleştirel düşünme becerilerini kazandırmada kendilerini yeterli buldukları ancak zamanın yetersiz olmasından dolayı eleştirel düşünme etkinliklerine fazla yer veremedikleri saptanmıştır. Hermann (2002), üniversitede sosyal bilimler alanlarında farklı bölümlerde okuyan öğrenciler üzerinde deneysel bir çalışma yapmıştır. Çalışmada, eleştirel düşünmenin bilgisayar destekli eğitimde simülasyonlar aracılığıyla mı verildiğinde daha etkili olduğu yoksa geleneksel sınıf ortamında düz anlatımla verildiğinde mi daha etkili olduğu araştırılmıştır. Araştırma sonunda, eleştirel düşünmenin bilgisayar destekli verildiği deney grubunun eleştirel düşünme puanlarının, eleştirel düşünmenin geleneksel düz anlatım yöntemiyle verildiği kontrol grubundan yüksek çıkmıştır. İsrail’de yapılan bir çalışmada, İsrailli 11. sınıf öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri değerlendirilmiş ve Fen bilimlerindeki öğrencilerin eleştirel düşünme biçimlerine göre davranışları arasında anlamlı farklılıklar olduğu Eğitim bilimlerinin farklı düşünmenin önemli olduğu dallarında eleştirel Öğrencilerin bilişsel becerilerinin eleştirel düşünme aracılığı ile geliştiği Çıkrıkçı-Demirtaşlı (1996), 1992 yılında lise öğrencileri üzerinde yaptığı bir araştırmada, eğitim düzeyi yükseldikçe eleştirel düşünme gücünün arttığını saptamıştır. Ayrıca, eleştirel düşünmede zihinsel yeteneğin, olgunlaşma ve yaşantı zenginliğinin etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Yine aynı araştırmacı (1996), Ankara Üniversitesinin Fen ve Sosyal Bilimlerle ilgili bölümlerinin son sınıfında okuyan kız ve erkek öğrenciler üzerinde yaptığı çalışmasında eleştirel düşünme gücünde cinsiyet ve program türünün anlamlı bir etkisinin olmadığını saptamıştır. Kaya (1997) İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı bir çalışmada, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin eleştirel düşünme gücünü Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Mühendislik Bilimleri ve Sağlık Bilimleri öğrencilerinin eleştirel düşünme gücünün orta düzeyde olduğunu, öğrencilerin eleştirel düşünme gücü ile öğrenim gördükleri bilim dalları arasında anlamlı ilişki bulunduğunu saptamıştır. Eleştirel düşünme gücünde Mühendislik ve Sağlık Bilimleri öğrencileri lehine bir yükselme görülmüştür. Sosyoekonomik düzey ile eleştirel düşünme gücü arasında da pozitif yönde bir ilişki saptanmıştır. Öğrencilerin bireysel özellikleri ile sorun çözmedeki yaklaşımları incelendiğinde, yalnızca, risk alan ve kendini araştırıcı olarak tanımlayanların eleştirel düşünme güçleri arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Şahinel (2001), “eleştirel düşünme becerileri ile tümleşik dil becerilerinin geliştirilmesi” adlı araştırmasında, nicel ve nitel boyutları olan deneysel bir çalışma yapmış ve Türkçe dersi öğretim programında, tümleşik dil becerilerinin geliştirilmesinde eleştirel düşünme becerilerinin etkililiğini incelemeyi amaçlamıştır. Eleştirel düşünme becerilerinin dil becerilerinin öğretimi üzerindeki kalıcılığını incelemek ve bu modelin uygulandığı sınıf içinde oluşan sosyal ortamdan öğretmen ve öğrencilerin nasıl etkilendiğini belirlemeye çalıştığı araştırmasının nicel sonuçlarına göre, Eleştirel düşünme becerileri ile tümleşik dil becerilerinin geliştirilmesi yaklaşımının, öğrencilerin toplam erişileri, üç ve ondört haftalık kalıcılık düzeyleri ve Türkçe dersine yönelik tutumları üzerinde geleneksel öğretim yöntemlerinden daha etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Kürüm (2002), öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücü düzeyleriyle, onların eleştirel düşünme gücünü etkileyen etmenleri belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre öğretmen adaylarının gerek eleştirel düşünme gücü gerekse eleştirel düşünme gücünü oluşturan beceriler yönünden orta düzeyde oldukları, cinsiyetin eleştirel düşünme gücü üzerinde belirleyici bir etken olmadığı bulunmuştur. Anadolu Lisesi mezunlarının diğer lise mezunlarına kıyasla daha yüksek eleştirel düşünme gücüne sahip oldukları , yaşı küçük olan öğretmen adaylarının yaşı büyük olanlara kıyasla gerek bir bütün olarak eleştirel düşünme gücü, gerekse tümdengelim ve yorumlama gücü düzeyleri açısından daha yüksek düzeye sahip oldukları görülmüştür. Kökdemir (2003), “Belirsizlik Durumlarında Karar Verme ve Problem Çözme” adı altında yaptığı çalışmada, üniversite öğrencilerinin belirsizlik durumlarında karar verirlerken kullandıkları çözüm yollarını araştırmıştır. Araştırma sonucunda, eleştirel düşünme puanları düşük ve yüksek grupların farklı karar verme davranışları gösterdikleri ve eleştirel düşünme eğilimi yüksek deneklerin daha rasyonel kararlarda bulundukları, eleştirel düşünme eğilimi düşük olanların ise daha çok kestirme yol kullandıkları görülmüştür. Teşekkürler