Fiyat farkı esasları yapım işlerine uygulanacaktır. “Yapım” tanımı

advertisement
YAPIM İŞLERİNDE UYGULANACAK YENİ FİYAT FARKI ESASLARININ
GETİRDİĞİ TEMEL DEĞİŞİKLİK VE YENİLİKLER
Yaşar GÖK1
A. GİRİŞ
Fiyat farkı uygulamalarıyla ilgili husus, taşıdığı önem nedeniyle hem 4734 sayılı Kamu
İhale Kanunu hem de 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda özel bir düzenlemeye
tabi tutulmuş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, “..sözleşme konusu işler için eğer ödenecekse fiyat farkının ne şekilde
ödeneceği” hususu, 4734 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin (s) bendiyle idari şartnamede
bulunması zorunlu hususlardan, 4735 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin (g) bendiyle de
sözleşmede yer alması zorunlu hususlardan sayılmıştır.
Söz konusu zorunluluklar dolayısıyla, fiyat farkı ödenmesi ve hesaplanma şartlarına tüm
tip şartname ve tip sözleşmede ayrı bir madde başlığı olarak yer verilmiştir.
Fiyat farkı esaslarının hukuki dayanağını ise 4735 Kanunun 8 inci maddesi
oluşturmaktadır. Anılan madde hükmüne göre;
“Sözleşme türlerine göre fiyat farkı verilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kamu
İhale Kurumunun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan
sonra değişiklik yapılamaz.”
Madde hükmüne istinaden Bakanlar Kurulunca çıkarılan “4734 Sayılı Kamu İhale
Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Yapım İşlerine İlişkin Fiyat Farkı Hesabında
Uygulanacak Esaslar” 31.12.2002 tarih ve 24980/3 mükerrer sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak 01.01.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Zaman içerisinde, söz konusu Esasların uygulanmasında ortaya çıkan bir kısım sorunlar,
gelişen ve değişen ihtiyaç ve şartlar yeni bir fiyat farkı kararnamesi gereğini ortaya çıkarmış,
bu amacı karşılamak üzere hazırlanan 2013/5217 sayılı Kararname eki “4734 Sayılı Kamu
İhale Kanununa Göre İhale Edilen Yapım İşlerinde Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin
Esaslar” yürürlük tarihinden sonra akdedilecek sözleşmelere uygulanmak üzere 31.08.2013
tarih ve 28751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
B. YENİ FİYAT FARKI ESASLARININ YÜRÜRLÜK TARİHİ VE DEVAM
EDEN SÖZLEŞMELERE ETKİSİ
Yeni fiyat farkı Esasları Resmi Gazetede yayımlandığı 31.08.2013 tarihini izleyen 90
ıncı günde yürürlüğe girmekte olup, bu hesap doğrultusunda yürürlük tarihi 29.11.2013 olarak
belirlenmektedir.
Aynı Esasların “Geçiş hükümleri” başlıklı maddesinde;
1
Sayıştay Uzman Denetçisi, Kamu İhale Kurulu E. Üyesi
“(1) İlanı veya duyurusu, bu Esasların yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan
ihalelerde fiyat farkı, 24/12/2002 tarihli ve …. sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe
konulan “4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan …. Fiyat Farkı
Hesabında Uygulanacak Esaslar”a göre hesaplanır.”
Denilmektedir.
Hüküm uyarınca, ilanı veya pazarlık usulü ihalede daveti 29.11.2013 tarihinden (bu
tarih dahil) sonra gerçekleşen ihalelerde yeni fiyat farkı Esasları uygulanacak, bu ihalelerin
ihale dokümanları oluşturulurken yeni fiyat farkı Esaslarına ilişkin hükümler dikkate
alınacaktır.
Kararname eki Esasların yürürlüğe girdiği 29.11.2013 tarihinden önce ilanı veya
pazarlık usulü ihalede daveti yapılan ihalelerde ise eski fiyat farkı Esasları uygulanacak, bu
ihalelerin ihale dokümanları eski fiyat farkı Esaslarına göre hazırlanacaktır.
Kararname eki Esasların yürürlüğe girdiği 29.11.2013 tarihinden önce sözleşmeye
bağlanan tüm işler, ihale dokümanlarında yer alan hükümler doğrultusunda eski fiyat farkı
Esaslarına göre yürütülecek ve kesin hesapları çıkartılarak kesin hak edişleri tanzim
edilecektir. Dolayısıyla, yeni fiyat farkı Esaslarının sözleşmesi yürüyen mevcut iş stokuna her
hangi bir etkisi olmayacak, bu işler tabi oldukları eski fiyat farkı Esaslarına göre
sonuçlandırılacaktır.
C. FİYAT FARKI ESASLARININ BAĞLAYICILIĞI
2013/5217 sayılı Kararnamenin getirdiği fiyat farkı uygulamalarına ilişkin kurallar
önceki Esaslarda olduğu gibi idareleri bağlayıcı nitelik arz etmekle birlikte, Kararname, fiyat
farkı verilip verilmeyeceği konusundaki takdiri tümüyle ihaleyi yapan idareye bırakmaktadır.
Bir başka ifadeyle, Kararname eki Esasların 6 ncı maddesinde ifade edildiği gibi,
idareler kendi takdirleri doğrultusunda fiyat farkı vermek veya vermemek tercihini
kullanabilecekler, ancak fiyat farkı verilmesini tercih ettikleri durumlarda da, kararname eki
Esaslarda öngörülen yöntem ve esaslar dışında bir uygulama yapamayacaklardır.
Diğer yandan ihalenin gerçekleştirilmesi ve sözleşmenin uygulanması süreci
bakımından fiyat farkı verilme veya verilmeme kararının olumlu veya olumsuz sonuçları
tartışılabilir. Bu tercihin kullanılmasında başta işin süresi ve ülkemizdeki fiyat değişim
hareketlerinin seyri olmak üzere birçok faktörün gözetilmesi gerekli olmakla birlikte, konuya
ilişkin kişisel değerlendirmelerimizi aşağıdaki şekilde ifade edebiliriz:
Bilindiği gibi, fiyat farkı verilip verilmemesi; işin yaklaşık maliyetini, isteklilerin teklif
tutarlarını, işin gerçekleştirilmesi sürecindeki muhtemel fiyat değişikliklerine ilişkin riskin
paylaşımı gibi hususları doğrudan etkileyen bir faktördür.
İdare fiyat farkı vermeyi öngörmüyorsa, ihale konusu işin yaklaşık maliyetini işin
gerçekleştirilme sürecindeki muhtemel fiyat değişimlerini de dikkate alarak belirlemek
durumundadır. Keza istekliler de teklif tutarlarını, teklif ettikleri bedel dışında başkaca bir
karşılık alamayacakları gerçeğiyle, işin gerçekleştirilmesi sürecindeki fiyat değişikliği
öngörülerini hesaba katarak belirlemek zorundadırlar.
Fiyat farkı öngörülmemesine rağmen, idarenin yaklaşık maliyet tutarına muhtemel fiyat
farklarını dahil etmediği durumlarda, isteklilerce verilen teklif tutarları ile yaklaşık maliyet
tutarı arasında bariz bir fark meydana geleceğinden, ihale komisyonu, 4734 sayılı Kanunun 39
uncu maddesinin gerekçe metninde de açıkça belirtildiği gibi, yaklaşık maliyetin çok üzerinde
tekliflerle karşı karşıya kalacak ve ihale kararı vermekte güçlük çekecektir.
Aynı durum idarenin yaklaşık maliyet tutarını belirlerken dikkate aldığı fiyat değişim
öngörüsü ile isteklilerin dikkate aldıkları fiyat değişim öngörüsü arasındaki fark nedeniyle de
ortaya çıkabilecektir.
Fiyat farkı öngörülen durumlarda ise, hem yaklaşık maliyet tespiti hem de teklif
tutarlarının belirlenmesi bakımından idare ve istekliler açısından daha net ve risk taşımayan
bir uygulama yapma imkanı bulunacaktır.
Zira bu tür durumlarda idare, yaklaşık maliyetini güncel rayiç ve maliyet değerleri
üzerinden tespit edecek, istekliler de aynı şekilde her hangi bir fiyat değişim öngörüsünde
bulunmadan güncel rayiç ve maliyet değerleri üzerinden teklif tutarlarını belirleyeceklerdir.
Bu tarz bir belirlemede hem tekliflerin yaklaşık maliyetle mukayesesi sağlıklı olacak hem de
ileride oluşacak fiyat değişimleri gerçekleşen değerler üzerinden ödemelere yansıtılacağından
her iki taraf için de bir riziko söz konusu olmayacaktır.
Bütün bu gerekçelerle, fiyat değişimlerine ilişkin öngörülerin sağlıklı yapılabildiği ve
fiyat değişim riskinin her iki taraf için de düşük olduğu kısa süreli işler dışında kalan orta
veya uzun süreli yapım işlerinde fiyat farkı verilmesinin daha makul bir uygulama olacağı
kanaatini taşımaktayız.
Ç. FİYAT FARKI ESASLARININ KAPSAMI
Kararname eki Esasların “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde;
“(1) 4734 sayılı Kanuna göre ihale edilen ve 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununa göre Türk parası üzerinden sözleşmeye bağlanan yapım işlerinde
uygulanacak fiyat farkı bu Esaslara göre hesaplanır.
(2) 4734 sayılı Kanun kapsamındaki idarelerin, bu Kanundan istisna olan yapım
işlerinin ihale dokümanlarında bu Esaslara uygun şekilde hazırlanmış açık bir düzenleme
bulunması halinde bu Esaslar uygulanabilir.
(3) 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesi çerçevesinde doğrudan temin usulüyle yapılan
yapım işi sözleşmelerinde bu Esaslara uygun şekilde hazırlanmış açık bir düzenleme
bulunması halinde bu Esaslar uygulanabilir.”
Denilmektedir.
Kapsam konusunun, Kararnamede özel bir belirleme yapmak yerine, 4734 ve 4735
sayılı Kanunlara yapılan atıf hükmüyle düzenlenmiş olduğu görülmektedir.
Kapsamı düzenleyen madde hükmünden çıkan sonuçlar şöylece sıralanabilir:
- Kararname, 4734 sayılı Kanuna tabi idarelerin anılan Kanuna göre ihale ettikleri ve
4735 sayılı Kanuna göre sözleşmeye bağladıkları yapım işleri ihalelerinde uygulanabilecektir.
- Eski fiyat farkı esaslarında bulunmayan ve bir eksiklik olarak kabul edilen, istisnalar
kapsamındaki işler ile doğrudan teminle gerçekleştirilen yapım işlerine de fiyat farkı
uygulanabilecektir. Böylece, 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde sayılan istisna
hükümlerine göre ihalesi yapılan işlerin ihale dokümanlarına, 4734 sayılı Kanunun 22 nci
maddesine göre doğrudan teminle gerçekleştirilen yapım işlerinin ise sözleşmelerine hüküm
konulmak suretiyle bu işlere de fiyat farkı hesaplanabilecektir.
- Fiyat farkı esasları yapım işlerine uygulanacaktır. “Yapım” tanımı 4734 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinde;
“Bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel,
metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj,
enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her
türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük
onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile
benzeri yapım işlerini,... ifade eder”
şeklinde hüküm altına alınmış olup, Kararname eki Esaslar bu tanım dahilindeki işleri
kapsamaktadır.
Bu çerçevede, yapım tanımının kapsamına giren bütün işlere ilişkin inşa, onarma,
yıkma, değiştirme, iyileştirme ve yenileştirme çalışmalarını; yapı bünyesinde
gerçekleştirilecek tesisat ve montaj işlerini; söz konusu işlerin yapılması için gerekli
malzemelerin ihzar edilmesini, yapım işi olarak değerlendirmek gerekir.
Öte yandan yapım tanımına giren işlerin gerçekleştirilmesi için gerekli malzemelerin
yapım sözleşmesi kapsamında taşınması ve ihzar edilmesi yapım işi olarak mütalaa edilirken,
bir yapım işinde kullanılması planlanan ancak yapım sözleşmesi dışında müstakil ihale
konusu yapılan mal, malzeme ve gereçlerin temini yapım işi değil mal alım işi olarak
değerlendirilmelidir. Bu çerçevede örneğin, bir yol yapım işi kapsamında kullanılmak üzere
yüklenicinin şantiyeye getirmiş olduğu temel malzemesi, çimento, demir gibi malzemeler
yapım işi kapsamında değerlendirilerek ihale dokümanında öngörüldüğü takdirde, ihzarat
ödemesi ve fiyat farkı uygulamasına tabi iken; idarenin kendi makine-ekipmanıyla
gerçekleştireceği bir yol yapım işinde kullanmak amacıyla müstakil ihale konusu yaptığı
çimento, demir, kum-çakıl gibi malzemelerin temini mal alım işi olup fiyat farkı Esasları
kapsamına girmemektedir.
Diğer yandan, kararname eki Esaslar anahtar teslimi götürü bedel veya birim fiyat teklif
almak suretiyle veya ikisinin karma biçimde uygulandığı yapım işleri ihalelerinde
uygulanabilecektir.
D. GENEL OLARAK YENİ FİYAT FARKI ESASLARININ GETİRDİĞİ
YENİLİK VE DEĞİŞİKLİKLER
Yeni fiyat farkı Esaslarının getirdiği yenilik ve değişiklikler genel olarak şu şekilde
sıralanabilir:
1) 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde sayılan istisna hükümlerine göre ihalesi
yapılan yapım işlerinin ihale dokümanlarına hüküm konulmak suretiyle; keza, 4734 sayılı
Kanunun 22 nci maddesine göre doğrudan teminle gerçekleştirilen yapım işlerinin
sözleşmelerinde öngörülmek suretiyle bu işlere de fiyat farkı hesaplanabilecektir.
2) Temel ve güncel endeks tanımları değişmiştir. Eski fiyat farkı Esaslarında;
“Temel indeks: İhale (son teklif verme) tarihinin içinde bulunduğu aydan bir önceki aya
ait indeksi,
Güncel indeks: Hakedişin düzenlendiği tarihin içinde bulunduğu aydan bir önceki aya
ait indeksi”
İfade ederken, yeni fiyat farkı Esaslarında;
“Temel endeks: İhale tarihinin içinde bulunduğu aya… ait endeksi,
Güncel endeks: Uygulama ayına ait endeksi”
Temsil etmektedir.
Böylece, temel ve güncel endeks belirlemelerinde bir önceki ay mantığından
vazgeçilerek mevcut ayın esas alınması benimsenmiş, keza güncel endeks tespitinde de, hak
ediş düzenleme tarihi yerine uygulama ayı ölçütü kabul edilmiştir.
3) Eski fiyat farkı Esaslarında, fiyat farkı hesabında, TÜİK tarafından yayımlanan
1994=100 bazlı endekslerin kullanılması kabul edilmişken, yeni fiyat farkı Esasları TÜİK
tarafından yayımlanan 2003=100 Temel Yıllı endekslerin esas alınmasını öngörmektedir.
4) Ağırlık oranları temsil katsayılarına uygulanacak maliyet girdileri ve endeksler alt
gruplar itibariyle çeşitlendirilmiş, idarenin alt gruplarda yer alan farklı bir ya da birden fazla
endeksi esas alabilmesine imkan sağlanmıştır.
Yeni fiyat farkı Esasları ağırlık oranları temsil katsayılarını bir malzeme yerine aynı
sınıfa girebilecek malzeme grupları şeklinde genişletmiş ve bu genişliğe paralel biçimde fiyat
farkı hesabında kullanılacak endeksleri de çeşitlendirmiştir.
Örneğin, (b1) sabit katsayısı, metalik olmayan diğer mineral ürünleri ana malzeme
grubunu temsil ederken, bu grup kapsamına giren ve fiyat farkı formülünde (Ço, Çn) olarak
gösterilen alt malzeme ya da malzeme gruplarına ait endeksler;
26 numaralı “Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünleri”,
261 numaralı “Cam ve Cam Ürünleri”,
262 numaralı “İnşaat Amaçlı Olanlardan Başka Ateşe Dayanıklı Olmayan Seramik
Ürünler; Ateşe Dayanıklı Seramik Ürünler”,
263 numaralı “Seramik Karo ve Kaldırım Taşları”,
264 numaralı “Fırınlanmış Kilden Kiremit, Briket, Tuğla ve İnşaat Malzemeleri”,
265 numaralı “Çimento, Kireç ve Sıva Alçısı”,
266 numaralı “Beton, Sıva Alçı ve Çimentodan Yapılan Ürünler”,
267 numaralı “Bina Taşları ve Bunlarla İlgili Nesnelerin Süslenmesi, Kesilmesi,
Şekillendirilmesi ve Tamamlanması”, şeklinde belirlenmiştir.
Benzer genişletme ve çeşitlendirme (b2) demir ve çelik ürünlerinin ağırlık oranını
temsil eden sabit katsayı, (b3) katı veya sıvı yakıtların ağırlık oranını temsil eden sabit
katsayı, (b4) ağaç ve mantar ürünlerinin ağırlık oranını temsil eden sabit katsayı için de
yapılmıştır.
Böylece idare, kendi işinin özelliği bakımından hangi girdiler kullanılıyor ise bunlar
özelinde sabit katsayı ve bu katsayıya uygulanacak endeks ya da endeksler belirleyebilecektir.
Bu uygulamanın temel faydası, hesaplanan fiyat farkının daha gerçekçi ve isabetli sonuç
vermesidir. Zira işin imalat girdilerini oluşturan çok sayıda malzemeye/malzeme grubuna ait
(örneğin, 26’ lı endeksler için 261-267) fiyat değişimleri hesaplamaya yansımış olacaktır.
Nitekim ihaleye konu işte ağırlıklı olarak ve sınırlı sayıda girdi mevcutsa fiyat farkı hesabı bu
malzemelerdeki fiyat değişimlerini yansıtacak, ilgisiz olanlar dışarıda bırakılacaktır. Örneğin,
bir onarım işinde sadece kapı-pencere doğramaları yenilenecek ve bu kapsamda ahşap
doğrama imalatı ile camlar takılacaksa fiyat farkına esas sabit katsayı ve endeksler olarak
işçilik ve diğer malzemelere ait sabit katsayılar yanında, ilgisine göre (201, 202, 261)
numaralı malzemeler ve endekslerinin dikkate alınması yeterli olacaktır.
Getirilen sistemin mantığı ve işleyişi bu şekilde olmakla birlikte, düzenlemeden
kaynaklanan ve uygulayıcıları tereddüde sevk eden bir kısım eksiklik ve belirsizlikler de
vardır2.
Zira Kararname eki Esaslarda, sabit katsayılara dayalı şekilde fiyat farkı hesaplamayı
tercih eden idarenin, ihaleden önce a, b1, b2, b3, b4, b5 ve c için toplamı bire (1.00) eşit
olacak şekilde katsayılar belirleyerek ihale dokümanında göstermesi gerektiği ifade edilmekle
birlikte, sayıları genişletilen ve çeşitlendirilen endeksler bakımından idarenin birden fazla
endeksi tespit etmesi halinde bunu dokümanda gösterip göstermeyeceği veya gösterecekse
nasıl göstereceği ya da bahse konu endekslerin ağırlığını sabit katsayılara nasıl yansıtacağı
düzenlenmiş değildir.
Bu çerçevede örneğin, idare (b1) metalik olmayan diğer mineral ürünler sabit
katsayısını 0,25 belirlemişse, bu katsayı ağırlığını oluşturan alt malzemelere ait (ilgisine göre
261, 262, 263, 264, 265, 266, 267 numaralı) endeksleri ve bu endekslerden her birisinin etki
derecesini nasıl ve nerede gösterecektir.
Öte yandan sistemin tam ve eksiksiz işleyebilmesi için belli kabul ve standartların
oluşmasına ihtiyaç vardır.
Aksi halde bu karmaşıklık ve teknik zorluk idareleri fiyat farkı hesaplamamaya veya
genel endekse dayalı fiyat farkı hesaplamaya ya da yukarıda değinildiği üzere alt endeksleri
kullanmak yerine ana endeks (iki haneli) üzerinden fiyat farkı hesaplamaya sevk edecektir.
Teknik zorluk ve karmaşıklık şudur:
Sistemin işleyebilmesi için, toplamı bire (1.00) eşit olacak şekilde a, b1, b2, b3, b4, b5
ve c sabit katsayıları belirlenirken, bu katsayı gruplarının her birinin kapsamında bulunan üç
haneli alt endekslere ait malzemeler/malzeme gurupları dikkate alınmalı, katsayılar bu tasnif
sistemi içerisinde tespit edilmelidir. Keza, üç haneli alt endekslere ait malzemelerin/malzeme
guruplarının sabit katsayılar içerisindeki ağırlıkları da ihale dokümanında gösterilmelidir.
İşte, bu şekilde bir veri bütünü tespit etmek ve fiyat farkı hesabında kullanabilmek için,
yapım işinin imalat ve ihzaratına giren her bir malzemenin hem tutar yönüyle parasal
ağırlığını bulmak hem de tür itibariyle hangi alt endeks grubuna ait olduğunu tayin etmek
gerekmektedir.
Parasal ağırlıkları bulmak nispeten kolaydır. Nitekim önceki fiyat farkı Esaslarında da
örneğin (b1) için çimentonun parasal ağırlığı bulunup sabit katsayı olarak kullanılmaktaydı.
Ancak, oldukça genişletilen ve çeşitlendirilen alt endeks gruplarına ait malzemeleri tespit edip
sınıflandırmak karmaşık bir iş olması hasebiyle zorluk arz etmektedir. Bu iş bir otomasyon
dahilinde yapılsa bile sorunludur. Zira belli bir standardın sağlanabilmesi için malzemelerin
yorumlanması, kısmen belirsizlik arz edenler dahil her birisi için deyim yerindeyse bir adres
gösterilmesi gerekir.
Uygulamaya ilişkin geniş açıklama için bkz. "Yapım Sözleşmeleri Uygulama Esasları" (Yaşar GÖK,
Ekim 2013 Tarihli 2. Baskı, s. 280-318)
2
Bu nedenle, sorunun çözümü için ya TÜİK tarafından alt endekslerin tespitinde
kullanılan (sepete giren) tüm malzeme türleri listelenerek idarelere rehberlik sağlanmalı ya da
Kamu İhale Kurumunca Esasların 12 nci maddesindeki yetkiye istinaden, ilgili Kurumların
teklifi üzerine standartlar belirlenmelidir.
5) Esasların 5/7 maddesinde;
“... Ağırlık oranını gösteren sabit katsayılarından biri, birkaçı veya tamamı
kullanılarak, yapım işinin farklı bölümleri/aşamaları için toplamları bire (1.00) eşit olacak
şekilde farklı fiyat farkı katsayıları belirlenebilir.”
Denilerek, işin özelliği ve aşamaları itibariyle belli girdilerin ağırlıklı kullanıldığı
dönemleri karşılayan farklı ve/veya birden fazla endeks ve sabit katsayı gruplarının
oluşturulmasına imkan sağlanmıştır.
Esas itibariyle eski fiyat farkı Esasları açısından da bu tür bir uygulama yapılmasını
engelleyen bir düzenleme bulunmamaktaydı. Ancak açık bir hükmün bulunmaması nedeniyle
yaşanan tereddütler ve ihtilaflar giderilmiş oldu.
6) Zorunlu nedenler dışında, hakedişlerin uygulama ayından sonraki ayın ilk beş iş günü
içerisinde ve uygulama ayına ait endeksler belli olduktan sonra düzenlenmesi esas kabul
edilmiştir.
Esasların konuyu düzenleyen 6/2 madde hükmü şöyledir:
“Fiyat farkı uygulanan işlerde, zorunlu nedenler dışında, hakedişlerin uygulama
ayından sonraki ayın ilk beş iş günü içerisinde ve uygulama ayına ait endeksler belli olduktan
sonra düzenlenmesi esastır. Uygulama ayına ait endeksler belli olmadan hakedişin
düzenlendiği hallerde, fiyat farkı hesabı hakedişle birlikte yapılmaz, uygulama ayına ait
endeksler belli olduktan sonra ayrıca hesaplanır.”
Bu kural Yapım İşleri Genel Şartnamesi md. 39/4’ de yer alan “Geçici hakediş
raporları yüklenicinin başvurusu üzerine, sözleşme veya eklerinde aksine bir hüküm
bulunmadıkça her ayın ilk beş işgünü içinde düzenlenir” hükmüne paralellik arz etmektedir.
Kuşkusuz, sözleşmesine göre hak edişlerin bir aydan daha kısa (örneğin on beş gün)
veya daha uzun sürelerde (örneğin, kırk beş gün) düzenlenmesinin öngörüldüğü işleri veya
muhtelif nedenlerle imalat yapılamadığı için hak edişlerin aylık düzenlenemediği işleri ya da
benzeri zorunlu nedenleri bu kuralın istisnası olarak kabul etmek gerekir.
Öte yandan, Esaslarda yer alan “Uygulama ayına ait endeksler belli olmadan hakedişin
düzenlendiği hallerde, fiyat farkı hesabı hakedişle birlikte yapılmaz, uygulama ayına ait
endeksler belli olduktan sonra ayrıca hesaplanır.” hükmü uyarınca, uygulama ayına ait
endekslerin belli olmasını müteakip, ek bir hak edişle fiyat farkı ödemesi veya kesintisi
yapılmalıdır. Bu hesabın, kural olarak sonraki hak edişe bırakılması doğru değildir.
7) Anahtar teslimi götürü bedel işlerde geçici kabul noksanları için tutulan % 3’ lük
tutar ile birim fiyatlı işlerde kesin hesabı yapılmayan imalat için tutulan % 5’ lik tutarlar için
ait oldukları hak ediş raporlarında fiyat farkı hesaplanacak ve yükleniciye ödenecektir. Bir
başka ifadeyle bu tutarlar da fiyat farkı formülündeki (An) değerine dahil edilecektir.
Esas itibariyle eski fiyat farkı Esasları açısından da bu tür bir uygulama yapılması
gerekli olmakla birlikte, açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle tereddütler ve
ihtilaflar yaşanmaktaydı. Yapılan açık düzenleme ile bu sorunlar giderilmiş oldu.
8) Esasların 7/2 maddesinde; “Herhangi bir aya ait iş programına yüklenicinin kusuru
nedeniyle uyulmadığı takdirde, daha sonraki aylarda yapılacak imalatlarda, imalat miktarı iş
programına uygun hale gelinceye kadar, fiyat farkı hesaplanırken, iş programına göre
gerçekleştirilmesi gereken ayın endeksi ile işin fiilen gerçekleştirildiği ayın endeksinden
düşük olanı esas alınır.” Denilmek suretiyle, iş programına uygun davranmayan yüklenici
açısından endeks mukayesesi yapılması ve idare lehine olanın uygulanması zorunluluğu
getirilmiştir.
9) Esasların 7 nci maddesinin 3 ve 5 inci fıkralarında;
“Havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmadığı dönemde, idarenin izniyle
yüklenici tarafından teknik şartlar yerine getirilerek işe devam edilmesi veya yüklenicinin iş
programında öngörülenden daha fazla imalat yapması halinde, imalatın fiilen yapıldığı ay
esas alınarak, bu dönemde gerçekleştirilen işler için fiyat farkı hesaplanır.
“İdarenin talebi olmaksızın yüklenici iş programına nazaran daha fazla iş yaparsa, işin
fiilen yapıldığı ay esas alınarak fiyat farkı hesaplanır.”
Denilerek, yüklenicinin, idarenin bilgi ve talebi doğrultusunda veya kendi insiyatifiyle
iş programının önünde gitmesi (fazla iş yapması) halinde, fazladan yapılan işlere de,
yapıldıkları ay uygulama ayı kabul edilerek fiyat farkı hesaplanması gerektiği kural altına
alınmıştır.
Hemen belirtelim ki, eski fiyat farkı Esasları açısından da bu tür bir uygulama yapılması
zaten gerekli olmakla birlikte, açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle tereddütler ve
ihtilaflar yaşanmaktaydı. Yapılan açık düzenleme ile bu sorunlar giderilmiş oldu.
Öte yandan, Esasların yukarıya alınan 7 nci maddesinin 3 üncü fıkrası tek başına amacı
karşılamakta olup, 5 inci fıkrası yersiz bir tekrar olmuştur.
10) Esasların 6/12 maddesinde;
“Akaryakıt girdisinin nev’ine uygulanan Özel Tüketim Vergisinde değişiklik
gerçekleşmesi halinde, bu değişikliğin bayi satış fiyatlarında yol açtığı artış veya azalış
dikkate alınarak, b3 katsayısının hesaplanmasına esas alınan miktarın uygulama ayına
karşılık gelen kısmı için bu vergide birim başına meydana gelen değişiklik miktarı, 5 inci
maddeye göre yapılan fiyat farkı hesabından bağımsız olarak ayrıca ödenir veya kesilir.”
Denilerek, ÖTV’ de meydana gelen artış veya azalışın, o uygulama ayında kullanılan
akaryakıt miktarı itibariyle, fiyat farkıyla ilişkilendirilmeksizin ayrıca ödenmesi veya
kesilmesi öngörülmüştür.
11) Çerçeve anlaşma ihalelerinde uygulanacak fiyat farkı hesap ve yöntemi açısından
gerekli olan ek düzenlemeler yapılmıştır.
E. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Fiyat farkı, yükleniciye yapılacak ödemeyi doğrudan etkileyen bir unsurdur. Bu
bağlamda, ihaleden önce oluşturulan sabit katsayıların teknik ve bilimsel gereklere uygun,
isabetli şekilde belirlenmesi tarafların muhtemel mağduriyetlerinin önlenmesi açısından
önemlidir. Ancak akdi nitelik taşıyan bu katsayıların ihaleden sonra tartışılması ve düzeltme
işlemine tabi tutulması da hukuken mümkün değildir. Dolayısıyla bu titizliğin baştan
gösterilmesi gerekir.
Fiyat farkı hesaplamaları oldukça karmaşık, bir çok verinin teminini ve işleme dahil
edilmesini gerektiren bir modeldir. Hesaplamalardaki hatalar, iş programına uygunluğun
gözetilmemesi, endeks tayininde hataya düşülmesi gibi sebepler de kamu zararına veya
yüklenici mağduriyetine neden olabilir. İdare aleyhine sonuç verecek bu tür hatalar kamu
zararı niteliği arz eder ve sebep olanların sorumluluklarını gerektirir. Bu nedenle konuyu
düzenleyen mevzuat hükümlerinin doğru ve yeterli düzeyde anlaşılması, hesaplama
işlemlerinin azami titizlikle gerçekleştirilmesi önemlidir.
Bir diğer husus kararname eki Esaslardaki hukuki boşluk ve belirsizliklerin giderilmesi
gereğidir. Bu nedenle, muhtemel sorunların önlenmesi bakımından, Kamu İhale Kurumunun,
açıklayıcı ve yönlendirici mahiyette Tebliğ düzenlemesi yapmasına ihtiyaç vardır. Özellikle
sabit katsayılara dayalı fiyat farkı uygulamasının belli standart ve kabullere ihtiyaç göstermesi
Kurumun diğer ihtisas kurumlarıyla birlikte düzenleme yapmasını zaruri kılmaktadır. Aksi
halde idarelerin ya fiyat farkı vermeme veya daha kolay ve sade yöntem olan genel endekslere
dayalı fiyat farkı uygulamasını tercih edecekleri unutulmamalıdır. Böyle bir sonuç da sistemin
teşvik ettiği, daha gerçekçi yöntem olan sabit katsayılara dayalı fiyat farkı uygulamasını
etkisiz ve işlevsiz kılacaktır.
Download