program - Sempozyum - Balıkesir Üniversitesi

advertisement
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
BANDIRMA İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
UNIVERSITY OF FINANCE AND MANAGEMENT IN
BIALYSTOK – POLAND
ULUSLARARASI SEMPOZYUM - V
KÜRESEL KRİZ SONRASINDA EKONOMİNİN YENİDEN YAPILANMASI
INTERNATIONAL SYMPOSIUM - V
RESTRUCTURING THE ECONOMY AFTER THE GLOBAL CRISIS
PROGRAM
27- 29 Mayıs / May 2010
ERDEK
ii
PROGRAM
26th MAY 2010, WEDNESDAY
18:00 – 20:00
Arriving Hotel and Welcoming Cocktail
27th MAY 2010, THURSDAY
OPENING SESSION
SALOON 1
09:00- 10:30
Opening Speeches
Coffee Break
10:30 – 11:00
11:00 – 12:30
KEYNOTE SPEAKERS: ABOUT THE GLOBAL CRISIS
SALOON 1
Convener: Prof. Dr. Ertan OKTAY
Economics and theEconomy: Reminiscences of the Crisis:
Prof. Kazimierz MEREDYK
Effects of Global Crisis on Emerging Europe and Turkey:
Doç. Dr. Kıvılcım Metin ÖZCAN
Küresel Kriz ve TCMB Politikaları:
Prof. Dr. İlker PARASIZ
Lunch
12:30 – 13:30
SESSION 1. ABOUT THE GLOBAL CRISIS I
13:30 – 15:00
SALOON 1 Convener: Doç. Dr. Kıvılcım Metin ÖZCAN
1. The Overcoming Employee’s Resistance to Change in Post Financial Crisis Business
Activity:
Dr. Dorota FRASUNKIEWICZ
2. Beyond the Financial Crisis: Probable Conflict-Prone Effects at the International
Level:
Doç. Dr. M. Ercan YILMAZ
3. Financial Crisis and Polish Market of Mutual Fund:
Prof. Nina LAPINSKA-SOBCZAK
Marta OSTAPOWICZ
4. Global Diversification Opportunities: What Has Changed with the Crises?:
Doç. Dr. Jale SÖZER ORAN
Yrd. Doç. Dr. Rukiye Ceyda ÖZTÜRK
SALOON 2 Convener: Prof. Dr. Osman AYDOĞUŞ
1. Crisis and Changes in Selected Functional Areas of Polish Enterprises:
Doc. Dr. Jerzy PASZKOWSKI
Dr. Urszula WIDELSKA
I
2.
3.
4.
Action and Reaction: Global Financial Crisis and the Restructuring of the
International Financial System:
Yrd. Doç. Dr. Gökhan ÖZKAN
The EU Funds and Their Influence on the Polish Economy at theTime of Global
Economic Crisis:
Dr. Joanna OMIECIUCH
A Cyclical Analysis Of The Turkish Economy: Evidence From New Income Series:
Levent KORAP
SALOON 3 Convener: Prof. Dr. Halil SEYİDOĞLU
1. Effects of the Global Crisis on Unemployment, Investments and Economic Growth:
Doç. Dr. Sefer ŞENER
Yrd. Doç. Dr. Serdar KURT
Arş. Gör. Mesut SAVRUL
2. Outplacement: A Strategy for the Restructure of Work Force in Crisis Period:
Doç. Dr. Tuncer ASUNAKUTLU
Arş. Gör. Tezcan KAŞMER
Arş. Gör. Funda KAYA
3. Nation-States and Social Conflict in Terms of Global Depression:
Doç. Dr. A. Baran DURAL
Arş. Gör. Emre AKÇAGÜNDÜZ
SALOON 4 Convener: Doç. Dr. Özcan KARAHAN
1. Mergers & Acquisitions of Polish Enterprises in Economic Crisis:
Doç. Dr. Edward HOSCILOWICZ
2. Crisis as a Source of Changes in Innovation Strategy of Enterprise:
Prof. Józef SZABŁOWSKI
3. Crisis and Confidence:
Dr. Urszula GOLASZEWSKA-KACZAN
SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER
1. Health Care System in Poland in Crisis Times
Dr. Alina WARELIS
2. Management in Conditions of Crisis and New Paradigms of Management:
Dr. Joanna M. MOCZYDLOWSKA
3 . Corporate Social Responsibility and Global Crisis:
M.A. Anna IWACEWICZ-ORLOWSKA
Coffee Break
15:00 – 15:30
SESSION 2. ABOUT THE GLOBAL CRISIS II
15:30 – 17:00
SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Ahmet ÖZTÜRK
1. The Fıscal Polıcıes and Publıc Budget’s Performence in Turkey After TheGlobal Crisis:
Doç. Dr. A. Niyazi ÖZKER
2. Inflation Targeting, Expansionary Fiscal Contractions and Capacity Utilization Rates:
Turkey Case:
Öğr. Gör. Dr. Özer ARABACI
Öğr. Gör. Dr. Rabihan YÜKSEL ARABACI
3. The Global Financial Crisis and the Developing Countries:
Cansın ARSLAN
SALOON 2 Convener: Doç. Dr. Alpaslan SEREL
1. 2008 Krizin Tarım Sektörüne Etkisi: Kriz Öncesi ve Kriz Sonrası Malatya Kayısı
İhracatı ve Gelir Örneği:
Prof. Dr. Ali Yılmaz GÜNDÜZ
II
2.
3.
Öncü Göstergeler Yaklaşımıyla Türkiye’de 2008 Krizinin Değerlendirilmesi:
Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI
Arş. Gör. Ferhan SAYIN
Yapılandırılmış Finans ve Küresel Finansal Kriz:
SPK Baş Uzm. Yener COŞKUN
SALOON 3 Convener: Prof. Dr. Havva Tunç ÇELEBİ
1. The Determinants of the Interest Rate Margins on Turkish Banking Sector:
Yrd. Doç. Dr. Dilek SEVER
Yrd. Doç. Dr. Özlem TAŞSEVEN
2. The Need for a New Financial Stability Framework:
Yrd. Doç. Dr. M. Kutluğhan Savaş ÖKTE
3. An Empirical Evidence of the Consumption Function for Turkey:
Dr. Afşin ŞAHİN
Yrd. Doç. Dr. Sibel CENGİZ
SALOON 4 Convener: Prof. Dr. Tamer BOLAT
1. Küresel Mali Kriz ve Türkiye:
Prof. Dr. Halil SEYİDOĞLU
Doç. Dr. Galip ALTINAY
2. Küresel Ekonomik Krizin Anlam ve Niteliği:
Prof. Dr. Mehmet BULUT
3. Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Dış Ticaretinin, Endüstri İçi Ticaret
ve Uyarlanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Açısından Değerlendirilmesi:
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AYDIN
SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Ercan BALDEMİR
1. Küresel Kriz ve Bir Para Politikası Stratejisi Olarak Enflasyon Hedeflemesinin Rolü:
Doç. Dr. Nadir EROĞLU
Yrd. Doç. Dr. İlhan EROĞLU
2. Ekonomik Kriz: Kazananlar ve Kaybedenler:
Yrd. Doç. Dr. Cem DİŞBUDAK
3. Krize Köklü Çözüm Önerisi: Tek Dünya Parası:
Dr. Celali YILMAZ
Coffee Break
17:00 – 17:30
SESSION 3. KRİZİN NEDENLERİ, SONUÇLARI VE GELECEĞİ
17:30 – 19:00
SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Hasan KAZDAĞLI
1. Kriz Sonrası İstihdam Sorunları ve Çözüm Önerileri:
Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI
Yrd. Doç. Dr. İlkay DİLBER
Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN
Arş. Gör. Ferhan SAYIN
2. Ekonomik Krizin Dış Ticaret Ödeme Şekillerine Etkileri:
Yrd. Doç. Dr. Yavuz SOYKAN
Yrd. Doç. Dr. Niyazi KURNAZ
Öğr. Gör. Mustafa KAYIK
3. Global Krizin Nedenleri ve Sonuçları:
Yrd. Doç. Dr. Aziz BOSTAN
Öğr. Gör. Dr. Serap ÜRÜT KELLECİ
III
SALOON 2 Convener: Prof. Dr. Ali Kemal GÜRBÜZ
1. 2008 Ekonomik Krizinin Türkiye’nin Dış Ticaretine Yansımaları:
Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN
2. 2008 Küresel Finansal Kriz ve Türkiye: Makro Ekonomik Göstergelerin Kümeleme
Yöntemi İle Analizi:
Yrd. Doç. Dr. Seval MUTLU ÇAMOĞLU
Arş. Gör. Gönül YÜCE
Arş. Gör. Merter AKINCI
3. Şirketlerin Mali Yapıları Üzerinde Ekonomik Krizlerin Etkileri: 2001 ve 2008
Ekonomik Krizleri Üzerine Bir Araştırma:
Yrd. Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU
Yrd. Doç. Dr. Ahmet BÜYÜKŞALVARCI
Yrd. Doç. Dr. Engin DİNÇ
4. Ekonomik Krizlerde Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin Önemi:
Yrd. Doç. Dr. M. Emin AKKILIÇ
Öğr. Gör. Mustafa GÜNALAN
SALOON 3 Convener: Doç. Dr. Galip ALTINAY
1. Küresel Ekonomik Kriz Üzerine Değerlendirme:
Yrd. Doç. Dr. Erol VİDİNLİOĞLU
Ögr. Gör. Buğra ÖZER
Ergun KAYA
2. Türk İmalat Sektörünün Etkinliğine Krizlerin Etkileri: 1998-2008 Dönemi:
Arş. Gör. Bekir ELMAS
Öğr. Gör. Emre YAKUT
3. Kriz Dönemlerinde Sektörler Arası Emek Hareketliliği: Türkiye Örneği:
Arş. Gör. Özgür BALMUMCU
Yrd. Doç. Dr. Sibel CENGİZ
SALOON 4 Convener: Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI
1. Küresel Finansal Krizin Türkiye'nin İhracati Üzerine Etkilerinin Analizi:
Yrd. Doç. Dr. Ali Cüneyt ÇETİN
2. Kriz Sonrası Küresel Dengesizlikler Işığında Kredi Temerrüt Takası Volatilitesinin
Modellenmesi:
Yrd. Doç. Dr. Dina ÇAKMUR YILDIRTAN
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Gül BÖLÜKBAŞI
3. Küresel Finansal Krizler ve Gelişmekte Olan Ülkeler:
Yrd. Doç. Dr. Metin MERİÇ
SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Faysal GÖKALP
1. Küresel Mali Krizin Türkiye Ekonomisine Etkileri:
Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL
Arş. Gör. Evren İPEK
Arş. Gör. Olcay ÇOLAK
2. Finansal Liberalizasyon ve Küresel Krizin Yapısal Nedenleri: Gelişmekte Olan Ülkeler
İçin Dersler:
Arş. Gör. Cem Okan TUNCEL
3. 2008 Krizi Mi, Yeniden Dirilen 2001 Krizi Mi?:
Arş. Gör. Görkem BAHTİYAR
Arş. Gör. Filiz GAYGUSUZ
Dinner
20:00– 23:00
IV
28th MAY 2010, FRIDAY
SESSION 4. İSTİHDAM VE SEKTÖREL SORUNLAR
09:00- 10:30
SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Nalan ÖLMEZOĞULLARI
1. Küresel Finansal Kriz Sonrası İstihdam Piyasası ve Önlemler:
Doç. Dr. Nevin YÖRÜK
Öğr. Gör. Erdem KANIŞLI
2. Serbest Ticaret, Kriz ve İstihdam:
Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP
Arş. Gör. Gonca AKGÜN
3. 2001 Ekonomik Krizinin Türkiye’de Büyüme ve İstihdam Üzerindeki Etkisi:
Yrd. Doç. Dr. Metehan YILGÖR
Dr. Arş. Gör. Suna KORKMAZ
SALOON 2 Convener: Doç. Dr. Erdal KARAGÖL
1. Ekonomik Krizin Türk Çalışma Yaşamına Yansımaları:
Yrd. Doç. Dr. Şenol YAPRAK
2. Kriz Sonrası İstihdam Sorunları Ve Yapılması Gerekli Düzenlemeler: Türkiye Örneği:
Yrd. Doç. Dr. Burhan AYDEMİR
3. İktisadi Krizler, Finansal Genişleme ve Keynesyen Politikalar:
Arş. Gör. Kerim Eser AFŞAR
SALOON 3 Convener: Doç Dr. Serap PALAZ
1. Küresel Ekonomik Krız Sürecinde Türkiye’de Alınan Önlem Paketlerinin İstihdam
Üzerındekı Etkileri:
Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER
Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE
2. Küresel Kriz, Küresel Yoksulluk ve İşsizlik Sorunu: Sistem İçi Restorasyon Yeterli
Mi?:
Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ
Doç. Dr. Mehmet DİKKAYA
Arş. Gör. Deniz ÖZYAKIŞIR
3. İşsizlerin Bakış Açısıyla Ekonomik Kriz Sonrasında Bursa Özel Sektöründe İstihdam:
Doç. Dr. Hamit PALABIYIK
Arş. Gör. Sanem BERKÜN
V
SALOON 4 Convener: Doç. Dr. Gökhan ORHAN
1. 2008 Global Ekonomik Kriz: Türkiye’de İşgücü Piyasasına Yansımaları:
Arş. Gör. Rüya ATAKLI
Arş. Gör. Feyza ARICA
2. Türkiye’de 2008 Krizi Sonrası İstihdam Değişiklikleri Analizi:
Arş. Gör. Gonca YÜZBAŞI
Arş. Gör. Reyhan BAHAR
Arş. Gör. Samiye EKİM
3. Küresel Krizin İstihdam Üzerindeki Etkileri: Türkiye’deki Mevcut Durum ve Çözüm
Önerileri:
Fatih KONUR
Kemal ÇAKICI
SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Hacı Mehmet TAŞÇI
1. Türkiye’de Sosyal ve Ekonomik Boyutuyla Sağlık Harcamaları ve Finansmanı:
Öğr. Gör. Sinan AYTEKİN
Arş. Gör. A. Gamze ÇİFTÇİ AYTEKİN
2. Küresel Ekonomik Kriz Döneminde Zeytinyağı Üretim İşletmelerinin Karşılaştığı
Pazarlama Sorunları ve Çözüm Önerileri : Edremit Körfezi Örneği:
Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM
Öğr. Gör. Dr. Ümit ALNIAÇIK
Öğr. Gör. Volkan ÖZBEK
Öğr. Gör. Fatih KOÇ
3. Küresel Kriz Gölgesinde Türk Tarım Sektörü:
Arş. Gör. Ömer Faruk ALTUNÇ
Coffee Break
10:30 – 11:00
SESSION 5. EKONOMİ TEORİSİNDE VE POLİTİKALARINDA
YENİ YAKLAŞIMLAR
11:00 – 12:30
SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Ali Yılmaz GÜNDÜZ
1. Finansal Krizi Önlemede Avrupa Uyum Politikasının Rolü:
Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL
Arş. Gör. Olcay ÇOLAK
Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE
2. Dışsallıkların Ekonomi Üzerindeki Etkileri ve İçselleştirilmesine İlişkin Teorik
Yaklaşımlar-Çözüm Önerileri: Yatağan Termik Santrali Analizi:
Doç. Dr. Cüneyt Yenal KESBİÇ
Doç. Dr. Ercan BALDEMİR
Arş. Gör. Mustafa İNCİ
3. Küresel Krizin Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Üzerindeki Etkisi:
Arş. Gör. Evren İPEK
Arş. Gör. Mine BİNİŞ
VI
SALOON 2 Convener: Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER
1. Küresel Kriz Öncesi ve Sonrasında Tarım Kesimine Bakış:
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ERÇAKAR
2. Uzlaşmadan Ayrılığa: Küresel Finansal Kriz Makro İktisadın Krizi (Mi)?:
Öğr. Gör. Dr. Metin ÖZDEMİR
3. Kriz Sonrası Para Politikasına Yeni Yaklaşım Önerisi: Esnek Enflasyon Hedeflemesi:
Yrd. Doç. Dr. Serkan ÇİÇEK
Yrd. Doç. Dr. Sinan ALÇIN
SALOON 3 Convener: Doç. Dr. Hakan ÇETİNTAŞ
1. 2008 Yılı Küresel Ekonomik Krizinin Türk Reel Ekonomisi Üzerine Etkileri ve Çözüm
Önerileri:
Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM
2. Küresel Ekonomiye Katılım Sürecinde Türkiye’de Üretimin Uluslararasılaşması: Dikey
Uzmanlaşma:
Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP
Arş. Gör. Gonca AKGÜN
3. Turizm Talebinin Ekonometrik Olarak Modellenmesi: 1986-2008 Türkiye Örneği:
Yrd. Doç. Dr. Sabriye ÇELİK UĞUZ
Yrd. Doç. Dr. Ferhat TOPBAŞ
SALOON 4 Convener: Doç. Dr. Muzaffer Ercan YILMAZ
1. Sosyal Piyasa Ekonomisi 2008–2009 Ekonomik Mali Krizini Önleyebilir miydi ?:
Doç. Dr. rer. pol. Rıza ARSLAN
2. 2007/08 Küresel Krizin Bir Çözümlemesi ve Yerleşik İktisat Paradigmasında Yeni
Arayışlar:
Dr. Esra GÜLER
3. Küresel Rekabet Ortamında, Krizlere Karşı Hazır Olmak ve Krizleri Önlemek İçin
Değişim Mühendisliğinin Önemi:
Yrd. Doç. Dr. Mustafa YÜCEL
SALOON 5 Convener: Doç. Dr. Şakir SAKARYA
1. Küresel Kriz Sonrasında Küresel Finansal Sistemde Yapısal Dönüşümler:
Dr. Bora SELÇUK
Dr. Naci YILMAZ
2. IMF: Uluslararası Son Borç Verme Mercii Olabilir Mi?:
Öğr. Gör. Dr. M. Ozan BAŞKOL
3. IMF'ın Yeniden Yapılandırılması
İsmail Cem ÖZKURT
Lunch
12:30 – 13:30
VII
SESSION 6. FİNANSAL SİSTEM VE BANKACILIK
13:30 – 15:00
SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Kerim ÖZDEMİR
1. Küresel Krizin Türkiye Bankacılık Sektörü Üzerine Etkileri: Veri Zarflama Analizi
Yöntemiyle Etkinlik Analizi:
Prof. Dr. Recep KÖK
Didem ÖZTEKİN
Filiz ERATAŞ
2. Yeniden Yapılandırma Sonrası Türk Bankacılık Sektöründe Etkinlik:Yerli Yabancı
Bankalar Karşılaştırması:
Doç. Dr. Tuncay ÇELİK
3. Asimetrik Bilginin Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Finans Sektörü Örneği
Öğr. Gör. Şahin ÇETİNKAYA
SALOON 2 Convener: Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM
1. Sigorta Şirketlerinin Yeniden Yapılandırılmasında Solvency-Iı Sistemi ve Türk Sigorta
Sektörüne Yansımaları:
Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇELİKKOL
Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ
2. Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’de Ekonomik Karar Birimlerinin Portföy
Tercihlerine Yansımaları:
Öğr. Gör. Dr. Aydanur GACENER ATIŞ
3. Değişen Finansal Konjonktür İçinde Türk Bankacılık Sektörünün Ücret ve Komisyon
Gelirlerinin Belirleyicileri:
Selin TEMEL
Ömer KARA
Cem KILIÇ
SALOON 3 Convener: Doç. Dr. Ahmet Niyazi ÖZKER
1. Türkiye’de Reel Döviz Kuru İle Makro Ekonomik Değişkenler Arasındaki İlişkinin
Ekonometrik Analizi:
Doç. Dr. Erdal DEMİRHAN
Yrd. Doç. Dr. Bülent ALTAY
Yrd. Doç. Dr. Ahmet İNKAYA
2. Küresel Ekonomik Krizin Aşılmasında Vergi Politikalarının Rolü:
Yrd. Doç. Dr. Hatice YURTSEVER
3. Ekonomik Kriz Dönemlerinde Rekabet Politikasının Önemi:
Arş. Gör. Volkan GÜRSEL
VIII
SALOON 4 Convener: Doç Dr. Rıza ARSLAN
1. Küresel Krizde Ahlaki Sorunlar:
Arş. Gör. Zülküf AYRANGÖL
Arş. Gör. Burhan KABADAYI
2. Krizin TCK Kapsamında Bazı Suçlarla İcra Takiplerine Etkileri:
Halil GÜNER
3. Türkiye’de Neoliberal Siyaset Bağlamında Kriz ve Yoksullaşma:
Arş. Gör. Ahmet Bora TARHAN
Coffee Break
SESSION 7. KRİZ VE İŞLETMECİLİK SORUNLARI
15:00 – 15:30
15:30 – 17:00
SALOON 1 Convener: Prof. Dr. Cengiz TORAMAN
1. Organizasyonlarda İş Tatmini Uygulamaları ve Örgütsel Bağlılığa Etkisi Üzerine Bir
Araştırma:
Prof. Dr. Edip ÖRÜCÜ
Arş. Gör. Recep KILIÇ
Sinem ŞİMŞİR
2. Ekonomik ve Finansal Krizlerin Şirket Birleşmeleri Üzerindeki Etkilerinin 2001 ve
2007-2009 Krizleri Bağlamında Değerlendirilmesi:
Prof. Dr. Kerim ÖZDEMİR
Arş. Gör. Murat KETEN
3. Küresel Ekonomik Kriz Çerçevesinde İşletmelerde Kriz Yönetimi ve Balıkesir İli
Örneği:
Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER
Gökhan DİKİLİ
SALOON 2 Convener: Prof. Dr. İsmail EFİL
1. Özelleştirme Süreci Öncesi Yaşanan Kriz Döneminde Ilıca Şeker Fabrikası
Çalışanlarının Mesleki Stres Düzeylerinin İncelenmesi:
Doç. Dr. M. Dursun KAYA
Öğr. Gör. Betül ÇUBUKÇU
Arş. Gör. Dilşad GÜZEL
Yrd. Doç. Dr. A. Samet HAŞILOĞLU
Öğr. Gör. M. Fatih DEMİRTAŞ
2. Kriz Ortamında Sigorta Şirketlerinin Finansal Yapılarının Değerlendirilmesi:
Yrd. Doç. Dr. Niyazi KURNAZ
Arş. Gör. Emin ZEYTİNOĞLU
Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ
3. Küresel Krizden Çıkışta “Yalın 6 Sigma” Yaklaşımı ve İşletmeler İçin Vaat Ettikleri:
Yrd. Doç. Dr. Ali SOYLU
IX
SALOON 3 Convener: Prof. Dr. Hüseyin AKAY
1. İşletmelerde Krizlere Karşı Yeni Bir İş Modeli Olarak “İş Sürekliliği Yönetimi” ve Bs
25999 Standartlarının Uygulanması:
Yrd. Doç. Dr. Ömer L. MET
2. İşletmelerin Kriz Dönemlerinde Strateji Belirleme Sürecinde Etkili Olan Faktörler ve
Uşak İli Örneği:
Yrd. Doç. Dr. Ramazan ARSLAN
Arş. Gör. Mehtap KARAKOÇ
Arş. Gör. Erhan GENÇ
3. Üniversitede Çalışan Personelin Öğrenen Örgüt Kültürüne İlişkin Algılarının
Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma: Balıkesir Üniversitesi Örneği:
Arş. Gör. Recep KILIÇ
Arş. Gör. A. Gamze ÇİFTÇİ AYTEKİN
4. Denizli’de Ekonomik Krizlerin Bireyde Yarattığı Kaygı ve Krizin Atıf Kaynakları:
Algılanan Kriz Gerçektir:
Yrd. Doç. Dr. Kamil ORHAN
20:00 – 23:00
Gala Dinner
th
29 MAY 2010, SATURDAY
ERDEK AREA TRIP
X
XI
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
BANDIRMA İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
UNIVERSITY OF FINANCE AND MANAGEMENT IN
BIALYSTOK – POLAND
ULUSLARARASI SEMPOZYUM - V
KÜRESEL KRİZ SONRASINDA EKONOMİNİN YENİDEN YAPILANMASI
INTERNATIONAL SYMPOSIUM - V
RESTRUCTURING THE ECONOMY AFTER THE GLOBAL CRISIS
ÖZETLER / ABSTRACTS
EDİTÖRLER / EDITORS
Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL
Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AYDIN
Arş. Gör. Evren İPEK
27- 29 Mayıs / May 2010
ERDEK
1
2
KRİZ SONRASI İŞLETME FAALİYETLERİNDE
DİRENME SORUNUNUN ÇÖZÜMLENMESİ
ÇALIŞANLARIN
DEĞİŞİME
Dr. Dorota FRASUNKIEWICZ
Küresel finansal kriz tüm dünyada istihdam üzerinde önemli etliler bırakarak küresel ekonomik
durgunluğa neden olmuştur. Böyle bir ortamda çalışanlar ya şirket içi örgütlenmede önemli
değişiklikler ya da gelecekte işten çıkarılmayı beklemektedir. Her iki durum da şirket çalışanları
üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bireyler, doğal olarak iş güvenlikleri ya da statülerini tehdit
altında hissettikleri zaman mevcut durumu korumaya çalışırlar. Direnme, herhangi bir değişimin
uygulamaları nedeniyle kaçınılmaz sonuçtur. Bir şeyi kaybetme heyecanı, şirketin günlük
faaliyetlerine katılmada bir güçlük olarak algılanır. Değişim karşısındaki direnci kırmak değişimin
önündeki psikolojik engelleri kaldırma konusundaki en önemli eylemdir. Bu yöndeki girişim kriz
sonrası ortamda şirketlerin daha başarılı bir şekilde faaliyette bulunmasını sağlar. Bu makalede,
değişime karşı direnişin temel nedeninin bilgi eksikliğinden kaynaklanmakta olduğu
gösterilecektir. Araştırmalar, Kuzeydoğu Polonya’daki küçük ve orta ölçekli işletmelerde
yapılacaktır.
THE OVERCOMING EMPLOYEE’S RESISTANCE TO CHANGE IN POST FINANCIAL
CRISIS BUSINESS ACTIVITY
The global financial crisis has precipitated a global economic recession with significant impacts on
employment around the world. Employees expect either profound changes inner organizations or
number of layoffs in the future. Both cases have a great impact on people within companies.
Individuals naturally rush to defend the status quo if they feel their security or status are
threatened. Resistance is an inevitable response to any major change because of its implications, so
an anxiety to lose something what is perceived as value can lead to difficulties to cope in current
activity of company. It seems that overcoming resistance to change is the main source to stop
psychological barriers of change. It lets companies to function successfully in post-crisis reality.
The aim of article is to prove that lack of information is the basic reason of resistance to change.
Researches will be done in small and medium firms in northeastern Poland.
3
FİNANS KRİZİNİN ÖTESİNDE: ULUSLARARASI DÜZEYDE OLASI ÇATIŞMA
YARATICI ETKİLERİ
Doç. Dr. M. Ercan YILMAZ
Bu çalışmanın amacı küresel finansal krizin uluslararası düzeyde çatışma yaratıcı etkilerini
tartışmak ve ampirik araştırmalarla test edilmeye yönelik bazı hipotezlere ulaşmaktır. Geçmiş
tecrübelerimiz ve çatışma teorisi ışığında, küresel krizin ticari sınırlamalar, göç, değişen güç
dengesi, kritik yerli endüstrinin yabancılara satılması ve artan Kuzey-Güney eşitsizliği gibi bir dizi
çatışma yaratıcı etkiye yol açabileceği varsayılmaktadır. Çalışmayı sonlandırırken, küresel krizin
etkilerini minimize edebilmek için kapsamlı bir uluslararası işbirliğinin gerekli olduğu noktasının
da altı çizilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Küresel Ekonomik Kriz, Uluslararası Çatışma, Ticari
Ayrımcılık, Kuzey-Güney Eşitsizliği.
BEYOND THE FINANCIAL CRISIS: PROBABLE CONFLICT-PRONE EFFECTS AT
THE INTERNATIONAL LEVEL
The purpose of this study is to discuss possible conflict-prone effects of the latest financial crisis at
the international level and come up with some hypotheses that need to be tested through empirical
research. Combining our past experiences with conflict theory, it is hypothesized that the latest
financial crisis is positively related to many conflict-prone phenomena, including, trade
discrimination, migration, shift of balance of power, acquisition of critical domestic industries by
foreigners, and increasing North-South inequalities. The need for a comprehensive international
cooperation is also stressed to minimize the negative effects of the crisis in concluding the study.
Keywords: Financial Crisis, Global
Discrimination, North-South Inequalities.
Economic
Crisis,
International
Conflict,
Trade
4
FİNANSAL KRİZ VE POLONYA YATIRIM FONU PİYASASI
Prof. Nina LAPINSKA-SOBCZAK
Marta OSTAPOWICZ
Ekonomik döngü olgusu bütün iktisatçılar tarafından çok iyi bilinmesine karşın, krizler her zaman
için beklenmedik dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Daha önceki ekonomik buhranlarla
karşılaştırıldığımızda bu krizlerin etki derecelerinin farklı olduğunu ve ekonominin sadece bazı
alanlarını kapsadığını gözlemleriz.
Bu çalışma, Polonya’daki yatırım fonu piyasalarını, 2005-2007 ekonomik buhran dönemi ve
2008’deki kriz ortasındaki özelliklerini ortaya koyarak tanımlamaktadır. Sonuç olarak önümüzdeki
birkaç yıl içerisinde ekonomik buhranla mücadele ile ilgili öngörü ortaya konulacak ve krizin en
iyi hisse yatırım fonları derecelerine nasıl etkiledi gösterilecektir. Derecelendirme yapılırken,
PROMETHEE ya da AHM olarak da bilinen çok kriterli aralıklı optimizasyon metodu
kullanılmıştır. Analiz belirlenen 8-12 kriter çerçevesinde, Polonya’daki 15 yatırım fonunun 20052009 yılları arasındaki fiyat hareketleri ile ilişkili veriyi kapsamaktadır.
FINANCIAL CRISIS AND POLISH MARKET OF MUTUAL FUND
Economic cycles phenomena is well known to all the economists, but the crisis is always
unexpected. Comparing past economic depressions we can observe that their strength was different
every time and concerned only to some branches of economy.
This paper describes investment funds market in Poland with its characteristics in period before
the depression (2005-2007), and then in the middle of crisis in 2008. Finally, we are going to
present vision of coping with depressions in the next few years and we are going to show how
crisis influenced ratings of the best stock investment funds. To construction of ranks we use of
multicreterial discrete optimization methods as PROMETHEE or AHP. The analysis is based on 812 criteria and covers data related to the activity of 15 mutual funds in Poland from 2005 to 2009.
5
KÜRESEL ÇEŞİTLENDİRME OLANAKLARI: KRİZDEN SONRA NE DEĞİŞTİ?
Doç. Dr. Jale Sözer ORAN
Yrd. Doç. Dr. Rukiye Ceyda ÖZTÜRK
Bu araştırmanın amacı, dünyayı etkileyen finansal krizden sonra değişik borsalarda çeşitlendirme
yoluyla riskin azaltılmasına ilişkin olanakların ortaya konulmasıdır. Kriz öncesi ve sonrası
dönemde yirmi değişik ulusal borsa endeksinin aylık ve haftalık getirileri toplanarak analiz edilip
korelasyonlara bakılacaktır. Bundan önceki çalışmalarda, artan finansal entegrasyon nedeniyle
borsalar arasındaki korelasyonların yükseldiği belirlenmiştir. Ancak, son finansal kriz, bu yapıyı
değiştirmiş olabilir.
Daha önceki çalışmalara dayanılarak krizin borsaları en çok etkilediği tarihten önceki ve sonraki
veriler “Principal Component Analysis” yöntemiyle analiz edilerek borsaların ne ölçüde birlikte
hareket ettiği belirlenecek ve portföy yönetimiyle ilgili spesifik öneriler getirilecektir.
Anahtar sözcükler: Risk, risk dağıtma, çeşitlendirme, portföy stratejileri, borsalar, finansal
piyasalar, yatırımlar.
GLOBAL DIVERSIFICATION OPPORTUNITIES: WHAT HAS CHANGED WITH THE
CRISES?
The objective of this research is to explore the global diversification possibilities around the world,
while stock markets are affected by the recent financial crisis. Weekly returns for 15 stock
exchanges’ index values for pre-crisis and crisis periods are analyzed with descriptive statistics,
and correlations are calculated. Previous literature researches indicate that correlations between
stock markets tend to increase due to high degree of global financial integration. However, the
crisis might have changed the degree of co-movement among the stock markets, and influenced
diversification opportunities.
After the breakpoint of crisis is determined, the further work is conducted on the data using
Principal Component Analysis (PCA) firstly and moreover with the Analysis of Moment
Structures (AMOS) path diagram in order to offer specific portfolio construction suggestions.
Keywords: Risk, diversification, portfolio strategies, stock exchange, financial markets,
investment, Principal Component Analysis (PCA), Analysis of Moment Structures (AMOS).
6
KRİZLER VE
DEĞİŞİMLER
İŞLETMELERDE
SEÇİLMİŞ
FONKSİYON
ALANLARINDAKİ
Doc. Dr. Jerzy PASZKOWSKI
Dr. Urszula WIDELSKA
Makalede, işletmelerde krizlerin sebep olduğu seçilmiş fonksiyon alanlarındaki değişim derecesi
problemini ele almaktadır.
Ekonomik krizler genellikle işletme yeterlilikleri yönetiminin test edildiği dönemler olarak
algılanır. Kriz ortamı işletmelerin gelişmesi için bir şans olmaktan çok zayıflıklarının kaynağını
oluşturur ve iç potansiyelleri kullanma düzeyinin sınırlı kalması işletme faaliyetlerinin nedensel ve
kısa dönemli olmasına yol açar. Krize tepki, sürekli ve uzun dönemli değişimler yaratma şeklinde
sonuçlanmalıdır ve bu da yeniden yapılanma sürecinin rolünü arttır.
Bu çalışma iki temel fonksiyon alanı olan insan kaynakları yönetimi ve pazarlama alanlarındaki
değişime yoğunlaşmaktadır. Fonksiyon alanı, şirketlerin hedeflerinin gerçekleşmesini sağlayan
şirket etkinlikleri alanı olarak tanımlanmaktadır. Krizlerin sebep olduğu çevresel ve büyük
dinamik değişimler göz önünde tutulduğunda fonksiyonel alanların verimliliğinin rolü önem
kazanmaktadır.
Makalenin temel amacı, bahsedilen fonksiyon alanlarındaki önemli değişimleri, özellikle tüketici
ilişkileri yönetimi alanındaki değişiklikleri, bağlılık yaratma programları ve yönetici
davranışlarını, ayrıca örgütsel yapılarda ve motivasyon sistemlerindeki değişimleri göstermektir.
CRISIS AND CHANGES IN SELECTED FUNCTIONAL AREAS OF POLISH
ENTERPRISES
The article undertakes the problem of the range of changes in chosen functional areas in
enterprises, which are caused by crisis.
The crisis as an economy occurrence is treated as the kind of test of managing firms’ competences.
It is because, the environment is rather the source of weakness than development chances, so level
of using internal potential is limited and enforce the activity of enterprises, which is rather short
term and casual. The reaction for crisis results should be: the creating constant and long term
changes, and that is why the role of restructurisation processes are growing.
The composition concentrates on the changes in two main functional areas, which are human
resource management and marketing. The functional area is understood as the sphere of enterprise
activity, which entirely provide realization of enterprises goals. Taking everything into
consideration: an environmental changes and its huge dynamical changes in the crisis cause, that
the role of efficiency of functional areas are growing in this situation.
The main aim of the article is to indicate major changes in mentioned functional areas, especially:
changes in the sphere of consumer relationships management, creating loyalty programs and also
changes of managers attitudes, changes in organizational structures and motivation systems.
7
ETKİ VE TEPKİ: KÜRESEL FİNANSAL KRİZ VE ULUSLARARASI FİNANS
SİSTEMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
Yrd. Doç. Dr. Gökhan ÖZKAN
Küresel finansal kriz, birçok ülkeyi resesyona sürüklemiş ve uluslararası finans sisteminin yapısal
problemleri olduğunu ortaya koymuştur. Bu bildirinin amacı, küresel finansal krizin uluslararası
finans sisteminin yeniden yapılandırılmasına etkilerini araştırmaktır. Bu bağlamda, farklı
uluslararası platformlarda yapılan müzakereler ve çalışmalar değerlendirilmiştir.
Yapılan analiz ve değerlendirmeler sonucunda, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası finans
sistemindeki ağırlıklarının arttığı tespit edilmiştir. Ekim 2009’deki G-20 zirvesinde, üye ülkeler,
gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere IMF kotaları ve Dünya Bankası oy haklarında
aktarım yapılmasını kararlaştırmışlardır.
Finansal kaynakları 750 milyar dolara çıkarılan IMF’nin ve Finansal İstikrar Forumu’nun
nüfuzlarını arttırmaları beklenmektedir. Uluslararası sermaye akışlarını, hedge fonları da içine alan
“gölge finans sistemini” (shadow financial system) ve Kredi Derecelendirme Kuruluşları’nı daha
etkin bir şekilde düzenlenmek ve denetlemek; Basel II’yi ve bankacılık sektöründeki prim
sistemini yeniden dizayn etmek daha istikrarlı bir uluslararası finans sistemi yönünde atılması
gereken adımlar olarak görülmektedirler. Uluslararası finans sistemiyle uluslararası siyaset
arasındaki karmaşık ilişkiler sebebiyle yeniden yapılandırma sürecinin yavaş ilerleyeceği sonucuna
varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Küresel finansal kriz, uluslararası finans sistemi, yeniden yapılandırma,
uluslararası siyaset
ACTION AND REACTION: GLOBAL FINANCIAL CRISIS
RESTRUCTURING OF THE INTERNATIONAL FINANCIAL SYSTEM
AND
THE
The global financial crisis dragged many countries into recession and demonstrated that the
international financial system has structural problems. This paper aims to investigate the impact of
the global financial crisis on the restructuring of the international financial system. In this
connection, negotiations and studies made at different international platforms were evaluated.
As a result of analyses and evaluations, it was found that weight of the developing countries in the
international financial system has increased. At the G-20 summit in October 2009, member
countries agreed upon a shift in IMF quotas and World Bank voting rights from developed
countries to the developing countries.
It is expected that influence of the IMF, financial resources of which were increased to 750 billion
dollars, and the Financial Stability Board will increase. Regulating and supervising the shadow
financial system, international capital movements, and the Credit Rating Agencies more
effectively; redesigning the Basel II and the bonus system of the banking sector are seen as
essential steps towards a more stable international financial system. It was concluded that the
restructuring process will proceed slowly because of the complex relations between the
international financial system and international politics.
Keywords: Global financial crisis, international financial system, restructuring, international
politics.
8
KÜRESEL EKONOMİK KRİZ DÖNEMİNDE AVRUPA BİRLİĞİ FONLARI VE
POLONYA EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİSİ
Dr. Joanna OMIECIUCH
ABD’deki finansal kriz, yüksek faizli ve riskli mortgage kredilerinin 2007 yılı ortasında
batmasıyla başlamıştır. ABD’deki finansal kriz daha sonra küresel ekonomik krize dönüşmüştür.
Bu son dünya ekonomik krizi ile mücadele etmek için ülkeler birbirinden farklı ekonomik
politikalar uygulamışlardır. Bu makale, 2007-2013 yılları arasında Polonya’ya tahsis edilmiş
Avrupa Birliği fonlarının kullanım sürecini ve bu fonların ekonomik kriz döneminde Polonya
ekonomisi üzerindeki etkisini incelemektedir. 2004-2006 program döneminde yapılan bazı
hataların kaçınılmaz olduğu görülmüştür. Önümüzdeki yıllarda Polonya ekonomisi geçmişteki
hatalarından ders çıkarmalıdır ve yeni fonları daha verimli ve ekonomiye daha faydalı olacak
şekilde kullanmalıdır. GSMH’sı 2008’de %1 artan Polonya, Avrupa’da en hızlı büyüyen
ekonomilerden birisidir.
THE EU FUNDS AND THEIR INFLUENCE ON THE POLISH ECONOMY AT THE
TIME OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS
The financial crisis in the United States was triggered by the crash on the subprime mortgage
credit market in the mid-2007. The financial crisis in the United States changed in the global
economic crisis. Different countries have followed different policies to deal with the latest world
economic crisis. The article examines the process of absorbing European Union funds earmarked
for Polish economy for 2007-2013 and their influence on Polish economy at the time of global
crisis. Some mistakes in the 2004-2006 programming period were inevitable. In the years ahead,
Polish economy should be able to learn from their mistakes and absorb new funds in a better way –
one that will be more beneficial for the economy. With an increase in 2008 of about 1% GDP
Poland is one of the fastest growing economies in Europe.
9
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN ÇEVRİMSEL BİR ÇÖZÜMLEMESİ: YENİ GELİR
SERİSİNDEN BULGULAR
Levent KORAP
Bu çalışmada Türkiye ekonomisi için küçük ölçekli bir iş-çevrimi çözümlemesi gerçekleştirilmeye
çalışılmaktadır. Bu amaçla 1998: 100 temelli yeni gelir serisi verisini dikkate alan reel gelir ve
fiyatlar/enflasyon arasındaki çevrimsel bağıntıların bilgisi açığa çıkartılmaya çalışılmakta ve sonra
bu büyüklüklerin öncü- veya ters-çevrimsel tanımlayıcı özellikleri incelenmektedir. Tahmin
bulgularımız hem deflatör temelli fiyat düzeyinin hem de enflasyonun arz-çekişli iş-çevrimi
modellerinin öngörülerini destekleyecek şekilde reel çıktı ile ters-çevrimsel bir ilişkiye sahip
olduğunu göstermektedir. Fiyat düzeyi/enflasyon ve reel gelirin çevrimsel bileşenleri arasındaki
ilişkilerin yönünü inceleyebilmek için ayrıca genelleştirilmiş etki tepki çözümlemesine
başvurulmuştur. Sonuçlar reel çıktı ve fiyat düzeyi/enflasyon arasında veri tutarlı güçlü negatif bir
etkileşimin bulunduğunu onaylamaktadır. Bütün bu bulgular dikkate alınarak, duruma-bağlı takepçekişli Keynesgil politikalara Türkiye ekonomisi tarafından tanıklık edilen iş çevrimlerinin
etkilerinin istikrar amaçlı olarak denetlenebilmesi için bir günenilirlik bileşeni atfedilmemesi
gerektiği ve çıktı ile fiyatlar arasında negatif bir etkileşime yol açacak arz şoklarına olanak
sağlayan politikalara, daha ziyade, iktisadi birimler ve politika yapıcılar tarafından önem verilmesi
gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Enflasyon; Çıktı; İş Çevrimleri; Filtreleme/Ayrıştırma; Ters-Çevrimsel
Fiyatlar/Enflasyon; Genelleştirilmiş Etki Tepki Çözümlemesi; Türkiye Ekonomisi;
A CYCLICAL ANALYSIS OF THE TURKISH ECONOMY: EVIDENCE FROM NEW
INCOME SERIES
In this paper, a small scaled business cycle analysis is tried to be conducted for the Turkish
economy. For this purpose we try to extract the knowledge of cyclical correlations between real
income and prices/inflation considering 1998: 100 based new income series data and then examine
pro- or counter-cyclical characteristics of these aggregates. Our estimation results indicate that
both deflator based price level and inflation have a counter-cyclical relationship with real output in
a way supporting what the supply-driven business cycle models bring out. To further examine the
direction of the relationship between the cyclical components of price level/inflation and real
income, we apply to the generalized impulse response analysis. The results verify that there exists
a data consistent strong negative interaction between real output and price level/inflation.
Considering all these findings, we conclude that no credibility must be attributed to the
discretionary demand-driven Keynesian policies to stabilize the effects of the business cycles
witnessed by the Turkish economy and that the policies permitting to supply shocks which will
lead to a negative interaction between output and prices, rather, must have been of a special
importance in the eyes of economic agents and policy makers.
Keywords: Inflation; Output; Business Cycles; Filtering/Decomposing; Counter-Cyclical
Prices/Inflation; Generalized Impulse Response Analysis; Turkish Economy;
10
KÜRESEL KRİZİN İŞSİZLİK, YATIRIM VE EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ
ETKİLERİ
Doç.Dr. Sefer ŞENER
Yrd.Doç.Dr. Serdar KURT
Arş.Gör. Mesut SAVRUL
2008 yılı dünya ticaret ve ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. 2008 yılında
yaşanan küresel durgunluk ve talep daralması, öncelikle ABD ve Avrupa ülkelerini etkilemiştir.
Dünya ekonomisinde büyüme oldukça yavaşlamış, 1994-2008 yılları arasında ortalama %3.5 olan
dünya GSYİH’sindeki artış, 2008’in son çeğreğinden itibaren düşüşe geçmiş ve 2008 yılında
%2’lik bir artış gerçekleşmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütü 2009 yılı sonunda krize bağlı olarak
20 milyon kişinin işlerini kaybedeceğini tahmin etmektedir. Krizin ani etkileri geçmişte kalmıştır.
Ne var ki gelişmekte olan ülkelerde toparlanma daha yavaş gerçekleşmiştir. Avrupa Birliği
ülkelerinin finansal sistemleri krizden derin etkilendiği için, bu ülkelerde düzelmenin uzun bir
zaman alması beklenmektedir.
Çalışmanın amacı krizin, Avrupa ülkelerinde işsizlik ve yatırımlar üzerindeki etkilerini ortaya
koymaktır. Krizin işsizlik ve yatırımlar arasındaki ilişkilere etkisi panel EGLS, yatay kesit sabit
etkiler modeli ve kriz kukla değişkenleri kullanılarak incelenmiştir. Sonuçlar işsizlik ve yatırım
oranlarının, kriz öncesi ve sonrası dönemde farklılaştığını göstermektedir. Çalışmanın sonuçları,
işsizlik ve yatırımlar arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak ekonomik
büyümenin sağlanması ve emek verimliliğini artıracak sermaye ve teknoloji yatırımlarının yanında
yeni istihdam alanları açacak yatırımlar da yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Yatırım, İstihdam, Ekonomik Büyüme
EFFECTS OF THE GLOBAL CRISIS ON UNEMPLOYMENT, INVESTMENTS AND
ECONOMIC GROWTH
2008 has been a turning point for the world trade and economy. The global stagflation and
shrinkage of demand have been affecting primarily USA and European countries. Growth in the
world economy slowed severely by the last quarter of 2008 and increase rate of the world GDP
which was 3.5% between 1994-2008 on the average slowed down to 2% in 2008.The International
Labour Organization predicted that at least 20 million jobs will have been lost by the end of 2009
due to the crisis. Sudden effects of the global crisis linger yet developing countries is expected to
have a slower recovery and because financial systems of European countries severely affected by
the crisis, their recovery is expected to take a long time.
The aim of the study is to discover the effect of the crisis on unemployment and investments in
European Countries. The effect of crisis on relations between have been investigated using panel
EGLS, cross section fixed effect, and crisis dummy variables. The results have displayed that rates
of unemployment and investments have differed pre and post crisis periods. The results of the
study put forth significant relation between unemployment and investments. As a result it is
suggested that economic growth should be ensured and besides capital and technology investments
that boost labour productivity, investments that will create new areas of employment should be
made.
Keywords: Economic Crisis, Investment, Unemployment, Economic Growth
11
KRİZ DÖNEMLERİNDE İŞGÜCÜNÜN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA YÖNELİK
BİR STRATEJİ: OUTPLACEMENT
Doç. Dr. Tuncer ASUNAKUTLU
Araş.Gör. Funda KAYA
Araş.Gör. Tezcan KAŞMER
Kriz, işletmelerin karşı karşıya kaldıkları belirsizlik derecesini arttıran, bu nedenle işletmelerin
strateji ve faaliyetlerini çok yönden etkileyen günümüzün en etkileyici olgularından biridir. Kriz
sürecinde, bu durumla başa çıkabilmek adına yeniden yapılanma, küçülme, şirket evlilikleri ve
tasarruf için en yüksek maliyet kalemi olan işçi çıkarma gibi rekabet gücünü artırıcı çabalar
içerisine girilmektedir. Bu faaliyetler işletmeler için maliyetleri azaltıcı olmakla birlikte,
çalışanların aleyhine işlemektedir.
Kriz sürecinde, insan kaynaklarını düzenlemeye yönelik, uygulanan en çağdaş stratejilerin başında
outplacement (dışa yerleştirme) gelmektedir. Dünyaya baktığımızda outplacement bir insan
kaynakları politikası olarak değer bulmaktadır. Outplacement sistemi ile kalan çalışanlara doğru
mesajların verilmesinde destek olunmakta, sadece işten çıkartılanlara değil aynı zamanda kalanlara
seminerler düzenleyerek işgücü azaltılması sonucu motivasyonun düşmemesi konusunda yardım
sağlanmaktadır. Bu doğrultuda, söz konusu stratejinin nerede ve nasıl uygulandığını belirlemek
amacıyla özel bir işletme seçilip, bu işletme örnek olay yöntemiyle incelenecek ve işletmenin
insan kaynakları yöneticileriyle görüşme (mülakat) gerçekleştirilecektir. Elde edilen bulgulara
dayanarak, kriz sonrası istihdam sorunları ele alınacak ve yapılması gereken düzenlemelere
yönelik önerilerde bulunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Outplacement, İşgücü
OUTPLACEMENT: A STRATEGY FOR THE RESTRUCTURE OF WORK FORCE IN
CRISIS PERIOD
Crisis increases the uncertainty which the organization comes face to face, so it is one of the most
turbulent concepts of today affecting the strategies and the activities of the organizations from
different ways. During the process of crisis, in order to cope with the contagions of it, efforts such
as restructuring the human resource, mergers and layoffs are to be used to increase the competitive
force. Outplacement is one of the modern human resource strategies applied by firms that are
socially responsible. In the study, the results of a qualitative research about how the outplacement
process is performed by holding companies which run business in different industries in Denizli
Province, as a “good case” are presented. Results mainly show the laid-off employees get
outplacement service in house and from the view of all parties, like outplaced ones, survivors and
the company itself, outplacement process concludes positively.
Key Words: Crisis, Outplacement
12
KÜRESEL KRİZ KARŞISINDA ULUS-DEVLET VE SOSYAL ÇATIŞKISI
Doç. Dr. A. Baran DURAL
Arş. Gör. Emre AKÇAGÜNDÜZ
ABD’ de mortgage piyasasında ortaya çıkan kredi krizi, önce finans piyasalarını sonra mali
piyasaları etkisi altına alarak, küresel ekonominin tamamına yayılmıştır. Kriz her ne kadar
başlangıçta bir finansal krizi olarak ortaya çıktıysa da, takip eden süreçte bir likidite krizine
dönüşmüş, başta ABD’ de olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde bankaların batmasına, kimi
ülkelerin mali iflas kararları açıklamasına, yatırımların azalmasına, piyasalardaki güvensizliğin
derinleşmesine, enflasyon oranlarının yükselmesine, enerji fiyatlarının artıp üretim- tüketim
dengesinin gerilemesine neden olmuştur. Bu belirlemeler sonrasında dünya kamuoyunda,
“Küreselleşmenin sonuna mı gelindi?” sorusunun seslendirilmesine yol açmıştır. Küresel kriz her
ne kadar ABD ve gelişmiş Batı ülkelerinden dünyaya yayılmış izlenimi verse de, küreselleşmenin
kalıcı ve yıkıcı etkisini özellikle az gelişmiş ülkeler üzerinde gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu
bağlamda, küreselleşme- ulus-devlet arasındaki çatışkının önümüzdeki dönemde daha yüksek sesle
tartışılacağını ortaya koymaktadır. Ulusalcılık- mikro ulusalcılıktan, küresel işsizlik ve göç
sorununa, ulus-devlete yönelik itirazlardan küreselleşme eleştirilerine yürütülen güncel tartışmalar
bu çalışmanın ana eksenini oluşturacaktır.
Anahtar Sözcükler: Küreselleşme, ulus-devlet, sosyal kırılganlık, mikro milliyetçilik, küresel
yoksulluk/yoksunluk.
NATION-STATES AND SOCIAL CONFLICT IN TERMS OF GLOBAL DEPRESSION
The credit crisis which arose in the mortgage market in the USA first affected fiscal market and
then financial market and spread all over the global economy. At first it arose as a financial
depression but through the process followed it turned into a liquidity trap causing banks all over
the world and in the USA to corrupt, some countries to declare financial bankruptcy, the global
investments to decrease, the unreliability in the market to deepen, the inflation rates to rise, the
price of energy to increase therefore the balance of supply and demand to deteriorate. The global
depression has left an impression to spread throughout the world starting from the USA and
developed European countries, but it is apprehended that the permanent and destructive effects
have been observed in underdeveloped countries. In this context, the conflict between
globalization/ nation- states has been stated expressly to be argued out loud in the following
period. The current debates on Nationalism, micro-nationalism, the problems of global
unemployment and migration, and on the contradictions against nation-state, and critiques about
globalization is the main subject of this article.
Keywords: Globalization,
poverty/deprivation.
nation-state,
social
fragility,
micro-nationalisms,
global
13
EKONOMİK KRiZDE POLONYA ŞIRKETLERINDE BIRLEŞME VE SATINALMALAR
Doc.Dr. Edward HOSCILOWICS
Bu makale, yaşanan ekonomik krizde Polonya şirketlerindeki birleşme ve satın alma sürecini
değerlendirmektedir. Firmalar genellikle iç (yatırım ve yenilik) ve dış (birleşme ve satın alma)
olmak üzere iki tür büyüme stratejisi uygularlar. Birleşme iki yada daha fazla ekonomik birimin
birleşerek yeni bir varlık olarak ortaya çıkması şeklinde tanımlanmaktadır. Şirket satın alma,
küçük firmaların daha büyük ölçekli firmalar tarafından satın alınması olarak tanımlanmaktadır.
Büyük bir iç pazara sahip olması ve coğrafi konumu Polonya’yı şirket birleşmeleri ve satın
almaları açısından yatırımcılar için oldukça cazip kılmaktadır. 1990 -2009 yılları arasındaki
özelleştirme sürecinde şirket birleşmeleri ve şirket satın almaları Polonya’da özellikle yeni pazar,
teknoloji ve yatırım gerektiren sektörlerin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Yaşanan küresel
ekonomik krizle birlikte şirket birleşmeleri ve satın almaları konusunda bir öngörüde bulunmak
oldukça güçleşmiştir. Bir tarafta finansal kaynaklarda görülen yetersizlik nedeniyle bu süreçte bir
azalma gözlenirken diğer tarafta finansal açıdan zayıf firmalar iyi bir yönetimle daha büyük
firmaları kendilerine katabilmişlerdir. Yaşanan küresel krize rağmen Polonya’da 2009 yılında
oldukça fazla şirket birleşmesi ve satın alması görülmüştür. Burada daha ziyade, küresel krizden
dolayı finansal zorluk içerisinde bulunan firmaların birleşme yönünde hareket ettikleri ve bu
şekilde pek çok Polonya ve Doğu Avrupa firmalarının Batılı şirketlere satıldıkları görülmüştür.
Satın alınan bu şirketlerin uyguladıkları stratejilerle piyasaları güçlendirici etkileri olduğu
saptanmıştır. Gelinen bu noktada şirket birleşmeleri ve satın alma süreci, başarılı yönetim
seviyesini, firmaların stratejilerinin ilerlemesini ve aynı zamanda birleşmeden sonraki şirket
bütünleşmesi üzerinde olumlu etkileri olmuştur. Bu etki, çok fazla sayıdaki firma
bütünleşmelerinde daha da açık görülmektedir.
MERGERS AND ACQUISITIONS OF POLISH ENTERPRISES IN ECONOMIC CRISIS
This article aims to evaluate mergers and acquisition of Polish enterprises in economic crises.
Generally, two types of growth distinguished in firms; so called internal, due to investments and
innovations, and external, for an account merger and acquisition. Merger is an association two or
more economic subjects, which new economic unit appears as a result of (new legal entity).
Acquisition usually refers to a purchase of a smaller firm by a larger one. A large domestic market,
as well as the geographical position of Poland has attracted investors, which accelerated the
process of mergers and acquisitions. During the privatization period 1990-2009, in Poland,
mergers and acquisitions played very important role in the economy, especially in those sectors
where new markets and technology, investments and supplies were needed. In connection with the
global economic crisis it is difficult to predict developments in the markets of mergers and
acquisitions. On the one hand, we can observe the decrease in the rate of these processes, due to
lack of financial resources, and on the other hand, competently managed enterprises may be able to
absorb the larger ones, in poor financial situations. In Poland, in 2009 there were dozens of
acquisitions and mergers. They were primarily forced transactions in which the merging
companies were having problems caused by the crisis. There were also finalized the sales of Polish
and Central Europe enterprises as an assets to western companies. Acquired enterprises are
primarily companies that in their strategy have to consolidate the market. At this stage in the
process of mergers and acquisitions significantly grows the level managerial skills, the
development of the strategy of enterprises, as well as the integration after the acquisitions,
especially, in those companies where the strategy of acquisitions included a large number of
enterprises.
14
FİRMALARIN İNOVASYON STRATEJİLERİNİN DEĞİŞİM KAYNAĞI OLARAK KRİZ
Prof. Józef SZABŁOWSKI
Stratejik analize duyulan ihtiyaç ve stratejide bir kısım değişiklik yapma veya tamamen
değiştirme, endüstri yapısındaki değişiklikler, uyumsuzlukların ortaya çıkması, iç ve dış ortamda
ortaya çıkan beklenmedik gelişmeler ve üst yönetimdeki değişiklikler gibi pek çok durumda ortaya
çıkmaktadır. Bunların yanında kaynağı ne olursa olun, ekonomik krizler strateji değişikliklerinde
özel bir etkiye sahiptir.
Stratejik yönetimde, şirket stratejisi, iş stratejisi, fonksiyonel stratejiler ve operasyonel stratejiler
gibi farklı yönetim seviyeleri için stratejiler hazırlanmıştır. Firmanın inovasyon stratejisi
fonksiyonel bir stratejidir. Bu stratejilerin özel rolü bir dereceye kadar firmanın bütün
faaliyetlerine, özelliklede yönetim, pazarlama, ürün ve teknolojisine bağlı kalır.
İnovasyonun temel amacı ürün hizmetleri sepetini iyileştirmektir. Üretim maliyetini düşürmek
pazarın gelişmesini sağlar ve bu da krizden çıkış için bir yol oluşturur. Ekonomilerin inovasyon
yeterliliği birbirinden oldukça farklıdır. İnovasyon yeterliliği sunulan ürün ve hizmetlerin rekabet
edebilirlik seviyesini belirlemektedir.
Firmaların birçok probleminden bir tanesi de zayıf inovasyon yönetimidir. Yeni ürün ve teknoloji
tanıtımı, pazar yönetim ve uygulaması ve yeni pazarlar elde etme konusunda dikkat ve çaba azlığı
bunlar arasında sayılabilir.
Ar-Ge için ayrılan kaynaklar Polonya ve diğer birçok ülkede oldukça azdır. Ar-Ge finansmanının
pahalı olması birçok firma için ön yargı olarak gözükür. Inovasyon belirli özelliklere sahiptir ve
onların tanıtımı için kullanılan girdiler, onların çıktılarından oldukça öndedir. Bununla birlikte
doğru stratejinin seçimi imkan ve yetenekleri ölçüsünde firmanın rekabet gücünü önemli bir
şekilde değiştirir.
CRISIS AS A SOURCE OF CHANGES IN INNOVATION STRATEGY OF ENTERPRISE
The need for strategic analysis and modification or change in strategy appears in many situations,
which are: changes in industry structure, occurrence of many discrepancies, unexpected events in
outside and inside environment, changes in top management.. Special influence on changes in
strategy has economical crisis regardless its sources.
In strategic management are prepared strategies for different levels of management which are:
corporate strategy, business strategy, functional strategies and operational strategies. Innovation
strategy of enterprise is a functional strategy. Their special role rely on that fact that it extends on
all activities of enterprise, specially: management, marketing, products and technology.
Main aim of innovations is improving of the product services basket, decrease production cost
which leads to development of the market, so this is the way to walk out the crisis. Innovativeness
of economies is very different. It determines difference in level of competitiveness of offered
products and services.
One from many problems of enterprise is weak management of innovation, to low attention and
efforts in area of new product and technology introduction, organization and enforcement of the
current markets and capturing new ones.
Financing of the R&D sphere in Poland, and many other countries is to low. Independently from
that appears the low bias of many enterprises to higher financing of the development research.
Innovation has specific feature which is the inputs used to their introduction are strongly ahead of
their outputs, but the choice of the right strategy (from dependent to pioneer) in condition of
possibilities and abilities of the enterprise may strongly change their competitive position.
15
KRİZ VE GÜVEN
Dr. Urszula GOLASZEWSKA-KACZAN
Bir ekonomik krizin olumsuz ekonomik etkilerinin yanında bir takım belirli sosyal sonuçları da
vardır. Bu sonuçlardan bir tanesi birçok kişi ve kurumda görülen güven kaybıdır. İşletme alanında
bu durum daha çok halkın güven kaybı olarak algılanmaktadır. İşletme faaliyetlerinin güven ve
güvenirlik temeline dayandığı göz önünde tutulduğunda bu durum endişe verici bir olgu olarak
ortaya çıkmaktadır. Alınan kararların toplumsal kabulü ile ilişkili olarak müşteri bağlılığı ve güven
birbiri ile yakından ilgilidir ve bu yüzden uzun zamanda şirketin gelişmesinde belirleyici etkiye
sahiptir. Sonuç olarak, krizden çıkma süreci içerisinde şirketlerin, sosyal güvenin yeniden
oluşması için ne gibi önlemler alınması gerektiği sorusuna yanıt aramaları gerekmektedir.
CRISIS AND CONFIDENCE
An economic crisis generates not only negative economic effects, but also particular social
consequences. One of such effects is loss of confidence by many subjects and institutions. Also
widely understood sphere of business the loss of public confidence. This is a worrying
phenomenon as every business activity is based on confidence and trustworthiness. Confidence is
connected with loyalty of customers, with social acceptance of taken actions, and therefore
determines company’s development in the long run. Consequently, during recovery from crisis
companies should answer the question: what actions can be taken to rebuilt this social confidence.
16
KRİZ ZAMANINDA POLONYA SAĞLIK KORUMA SİSTEMİ
Dr. Alina WARELIS
Bazı ekonomistlerin sürekli bir bunalım içerisinde bulunan Polonya Sağlık Koruma Sistemi’ndeki
krizin sona erdiği yönündeki iyimser görüşlerine rağmen, küresel krizle birlikte bu kötü durum
daha da derinleşmiştir. Sağlık koruma sisteminin kaynakları küresel krizin bir sonucu olarak
aşağıdaki nedenlerden dolayı oldukça sınırlanmıştır.
- çalışan insan sayısındaki azalma ve işsizlik oranındaki artış
- gelirlerdeki düşüş
- sağlık ücretlerini ödeyen insan sayısındaki azalma
- sağlık ücretlerini alma konusundaki problemler
- döviz kurlarındaki dalgalanmaların ilaç ve sağlık gereçlerinin fiyatlarında yapmış olduğu artış
- gaz ve elektrik fiyatlarındaki artış
Krizin sona erdiğine yönelik tahminlere rağmen, Polonya sağlık sisteminde iyileşme yönünde hiç
bir belirti görülmemekte, aksine sistemin büyüyen verimsizliği daha açık bir şekilde ortaya
çıkmaktadır.
Bu çalışma, küresel kriz sonrasında Polonya sağlık koruma sisteminde iyileşme yönünde hiç bir
belirtinin olmadığına işaret etmekte ve kriz dalgasının en etkili olduğu dönemde sağlık finans
sisteminin en kötü durumda olduğunu göstermektedir.
Konuyla ilgili literatür analizi, aynı zamanda Ulusal Sağlık Fonu finans verileri formüle edilmiş
varsayımı doğrulamak için kullanılacaktır. Bunun yanında, yazar sistemdeki durumun
doğrulayıcısı olarak Polonya hastanelerinin ekonomik durumunu gösterecektir.
HEALTH CARE SYSTEM IN POLAND IN CRISIS TIMES
Despite optimistic views of some economists indicating the end of crisis Polish Health Protection
System condition can be described as a permanent depression deepened additionally by the results
of the global crisis. Limited resources of the health protection system are the consequences of the
global crisis and the following reasons:
- a decrease in the number of people employed and an increase in unemployment
- a fall of salaries dynamics
- a decrease in the number of people who pay the fees
- problems with exacting the health fees
- fluctuation of the exchange rates causing an increase in prices of drugs and medicines
- gas and electricity prices increase
This shows, despite forecasts of the crisis end, that it is hard to see any symptoms of recovery of
Polish healthcare, on the contrary, growing inefficiency of the system is rather clear.
This paper is aimed to indicate the symptoms confirming no recovery of Polish health protection
system after the global crisis and to show that the waive of crisis is at the maximum level resulting
in worse condition of its financial system
Subject literature analyses as well as an evaluation of The National Health Fund financial
resources will be carried out to verify the formulated hypothesis Additionally the author intends to
present economic results of Polish hospitals that confirm the condition of the system.
17
KRİZ DURUMLARINDA YÖNETİM VE YÖNETİMDE YENİ PARADİGMALAR
Dr. Joanna M. MOCZYDLOWSKA
2008 yılının ikinci yarısında ABD’de başlayan küresel ekonomik kriz, yönetim teorisyenleri ve
uygulayıcılarını bu krizin nedenleri, kısa ve uzun dönem etkileri ve kriz olgusunu önlemenin
yollarını bulma konusunda sorular sormaya yöneltmiştir. Bu kriz sadece, ekonominin iyileşmesi
için programların hazırlanması için bir fırsat değil, aynı zamanda gelecekte yaşanması olası
krizleri önleyici stratejilerin belirlenmesi için de bir düşünme fırsatı vermektedir. Bilim
temsilcileri için kriz, yönetim paradigmaları üzerine yansıtmada bulunabilmek için cesaret verici
bir durum ortaya çıkarmıştır. Bu makale, krizle birlikte güncelliğini kaybeden önceki
paradigmaların hangilerinin doğru olduğu ve hangilerinin değiştiği sorularına yanıt bulmaya
çalışmaktadır.
MANAGEMENT IN CONDITIONS OF CRISIS AND NEW PARADIGMS OF
MANAGEMENT
Global economic crisis, which has begun in the second half of 2008 in the USA, is phenomenon
that urges theoreticians and practitioners of management to ask questions about causes, short and
long terms effects and ways of preventing the crisis phenomena. It is not only an opportunity to
prepare recovery programs but also to think in the ways, which in the future can determine the
specific strategy of crisis prevention. For science representatives, crisis is a situation encouraging
to reflect over the paradigms of management. This article tries to answer the questions which from
previous paradigms should be organizati as particularly accurate and which are changing, since
new, crisis organizational reality has revealed that they are out of date.
18
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE KÜRESEL KRİZ
M.A. Anna IWACEWICZ-ORLOWSKA
Finansal ve ekonomik kriz, işletme faaliyetlerinin de içinde olduğu sosyo-ekonomik hayatın pek
çok alanını etkilemektedir. Böyle kriz ortamlarının, işletmelerin sosyal sorumluluk alanındaki
faaliyetlerini zayıflattığı yönünde görüşler vardır. Ekonomik açıdan zor dönemlerde girişimciler
her şeyden daha fazla üretim maliyetlerinin düşülmesi üzerine odaklanmaktadırlar.
Bu varsayım bütünüyle doğru gözükmemektedir çünkü krizin tamamıyla karşı etkileri de
olabilmektedir. Ekonomik kriz kurumsal sosyal sorumluluğu (KSS) konu ile ilgili alanlarda
arttırabilmektedir.
KKS prensiplerinin uygulanması krizin olumsuz etkilerini ortadan
kaldırabilecek veya bu etkileri hafifletebilecektir. KKS prensipleri kamu çıkarlarının dikkate
alınarak yapılan uzun dönemli ekonomik hesaplamalar olsa bile, zor ekonomik durumlarda karar
alma süreçlerinde de belirleyici olabilmektedir.
Polonya’daki işletmelerde, KKS ile ilgili uygulamaların önündeki en büyük engeli, sosyal
sorumluluk stratejisinde uygulanan yönetim süreci ve bunda kullanılan araçların yetersizliği
oluşturmaktadır. Polonya şirketleri, KKS konusunda bilgi eksikliklerine rağmen, uygulamada
KKS’nin bazı prensiplerini kullanmaktadırlar. Örneğin şirketler yerel çevrenin çıkarları
doğrultusunda hareket edebilmektedirler. Bununla birlikte Polonya’da faaliyet gösteren
uluslararası şirketlerde KKS prensipleri kendi stratejilerinde yazılı olarak bulunabilmektedir. Bu
yüzden bu şirketlerin Polonya kolları da bu kurallara uymakla ve kendi prensiplilerine
uyumlaştırmakla yükümlüdürler.
CORPORATE SOCIAL RESPONSIBILITY AND GLOBAL CRISIS
The financial and economic crisis is affecting different elements of the socio-economic life, also
including business activity. There are opinions that the crisis is weakening companies activity on
the field of the social responsibility. In difficult times entrepreneurs above all are concentrating
e.g. on the minimization of production costs.
This hypothesis seems not entirely right, because the crisis should have the completely opposite
influence. It should contribute to increase in corporate social responsibility (CSR) issues interest.
Application of CSR principles can be a way to eliminate or to relieve effects of the crisis. Correct
understanding CSR principles is confirming the fact that long-term economic calculus which takes
public interests into account, should determine the decision making also in the difficult economic
situation.
In Poland main barrier for enterprises in CSR issues implementation is underdeveloped system of
tools and management procedures in the whole of the strategy of the social responsibility. Polish
companies in spite of the lack of the CSR theory knowledge some principles are using in practice
(e. g. action in favor of the local community). However international corporations operating in
Poland CSR principles may written down into own strategies. Therefore their Polish branches are
obliged to warn these rules and to adopt them to own principles.
19
TÜRKİYE’DE KÜRESEL KRİZ SONRASI
MALİ POLİTİKALAR
KAMU BÜTÇESİ
PERFORMANSI VE
Doç. Dr. A. Niyazi ÖZKER
Küresel kriz sonrası mali politikalar ve cari denge üzerindeki alınan finansal kararlar, geleceğe
yönelik olarak hem hedef ekonomik büyüme ve hem de kamu bütçesi açısından son derece önemli
olmuştur. İyi bilindiği gibi son yıllara ilişkin kriz sürecindeki ulusal makro ekonomik dengeler son
derece kötüydü ve ödemeler dengesindeki sapmalar ve cari dengesizliklerden de doğrudan
etkilenen ekonomik büyüme çarpıcı bir şekilde düşmüştü. Bu yüzden Türkiye’nin ihracat ve
istihdam seviyeleri göstergeleri, para politikası, dış borçlanma düşük kur ve yüksek faiz sürecinde
devam eden ekonomik sapmalarla da ortaya çıkan diğer makro ekonomik değerlerle de bir düşme
yaşamıştır. Küresel kriz sonrası kamu harcamaları ve finansal politikalar, dönemsel vergi gelirleri
kaybını önleyen bir kamu bütçesini de ele alan pozitif bir sürece dönüşmüştür. Sonrasında da cari
denge ihracat gelirleri fazlası konumuna gelmiş, 2009 sonrası yıllarda para transferi sirkülasyonu
ve diğer uluslararası mali işlemlerin de dahil olduğu uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve dış
ticari işlemler üzerindeki ihracat miktarı artmış, kamu açıkları 2009 yılı civarında kontrol altına
alınmaya başlanmıştır. Diğer taraftan bu olgu, son birkaç yıl sonrası uluslararası ticari işlemlere
uyum sağlanması ve yurt içi piyasanın canlanması için daha yüksek seviyedeki tüketim limitleriyle
de sonuçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İhracat ve İstihdam Seviyesi; Cari Hesap; Cari Denge; Para Politikası; Para
Sirkülasyonu; Dış Borçlanma.
THE FISCAL POLICIES AND PUBLIC BUDGET’S PERFORMENCE IN TURKEY
AFTER THE GLOBAL CRISIS
After the global crisis, the financial politics and financial decision making on account balance has
been very important for both targeted economic growth and public budget for the future. As
known, national macro economic balances in the crisis process has been very badly and economic
growth markedly decreased in the recent years which is directly affected by account unbalances
and the reason of payment unbalances. Hence, Turkey’s export and employment indicators have
reduced macroeconomics values which are occured by money policy, foreing borrowing and the
decreaced sustainability in economic growth in higher interest level with lower foreing currency.
After the global crises, the public expenditure and financial politics have changed into the positive
process that contains a public budget process which has prevented to loss periodical tax revenue
and also regulated public borrowings politics. Then, account balance has come into being export as
revenue surples and export on operations of foreing trade and the power of competitions has
increased in international markets including another international financial operations and
circulations money transfer after 2009 and the public deficits have been brought under control
beginning around 2009. On the other hand, the phenomenon has resulted in higher levels of
consumptions for refreshing national market and according to international trade operations too.
Keywords: Export and Employment Level; Current Account; Current Balance; Money Policy;
Money Circulation; Foreing Borrowing.
20
GENİŞLETİCİ MALİ KISITLAMALAR VE KAPASİTE KULLANIM ORANLARI
İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Öğr. Gör. Dr. Özer ARABACI
Öğr. Gör. Dr. Rabihan YÜKSEL ARABACI
Türkiye’de Aralık 1999 yılında uygulamaya konulan Döviz Kuru temelli stabilizasyon programı
Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleriyle sona ermiştir. Bu krizlerin ardından esnek döviz kuru rejimi
altında güçlendirilmiş yeni bir program uygulamaya konulmuştur. Türkiye’nin “Güçlü Ekonomiye
Geçiş Programı” olarak adlandırılan ve Mayıs 2001 yılında IMF ile bir stand by anlaşması olarak
imzalanan bu stabilizasyon programının ana hedefi, enflasyonun ve kamu açıklarının baskı altına
alınmasıdır. Bu amaçla program sıkı bir para ve maliye politikası üzerine yoğunlaşmıştır.
Genişletici mali kısıtlama olarak da adlandırılabilecek bu tip programlarda temel beklenti kısaca şu
şekilde özetlenebilir: Hükümet harcamalarında kalıcı bir kısıtlama reel faiz oranlarının düşmesine,
istihdam ve GSYİH’nın artmasına yol açar. Böylece uzun dönemde, kalıcı ve daha düşük bir reel
faiz oranı, daha yüksek bir sermaye stoku, istihdam ve çıktı düzeyi var olur. Fakat Türkiye için
Keynesgil olmayan bu mekanizma tam olarak çalışmamıştır. Bu bakış açısından, bu çalışma aylık
kapasite kullanım oranları (1991:01-2009:12) serisini kullanarak, hem 2001 öncesi ve sonrası
dönemler arasındaki farklılığı hem de global kriz sonrası yada global krizin geleceğinde istihdam
sorunlarını ve yapılması gerekli düzenlemeleri açıklamaya çalışmaktadır.
Anahtar kelimeler: Krizler, Genişletici Mali Kısıtlama, Kapasite Kullanım Oranları, TAR,
Türkiye.
THE RELATIONSHIP BETWEEN EXPANSIONARY FISCAL CONTRACTIONS AND
CAPACITY UTILIZATION RATES: TURKEY CASE
In Turkey. exchange rate based stabilization program, adopted in December 1999, ended following
the November 2000 and the February 2001 crisis. After these crises, a new strengthened
stabilization program has implemented under flexible exchange rate regime. The main target of
this stabilization program, namely Turkey’s Program for Transition to a Strong Economy, which
was a standby agreement, signed with IMF in May 2001, was squeezing inflation and public
deficit again. For this purpose, the program focused on contractionary monetary and fiscal
policies. The main expectation in that kind of programs (Expansionary Fiscal Contractions) can be
summarized as follows: A permanent contraction in government spending leads to fall in the real
interest rate and an increase in employment and GDP. Thus, there is a permanently lower real
interest rate, and a higher capital stock, employment and output in the long run. However, in
Turkey case, that non-Keynesian mechanism has not worked perfectly over the period under
consideration. From this perspective, by using monthly capacity utilization rates (1991:012009:12), this paper aims to explain both the differences between two sub-samples (1991-2001
and 2001-2009) and the employment issues, necessary adjustments after (maybe future of) the
global crises.
Key Words: Crises, Expansionary Fiscal Contraction, Capacity Utilization Rates, TAR models,
Turkey.
21
KÜRESEL FİNANSAL KRİZ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER
Cansın ARSLAN
Küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte finansal krizler giderek daha sık görülmeye başlamıştır.
Finansal kriz yeni bir olgu değildir. Ancak, artık sadece ortaya çıktığı ülke ekonomisini
etkilemekle kalmayıp diğer ülkelere de yayılmaktadır.
Finansal krizlerin her zaman için ekonomik büyüme ve istikrar üzerinde olumsuz etkileri olmuştur.
2007 yılında ortaya çıkan krizin etkileri, patlak verdiği gelişmiş ülkelerde oldukça ağırdır. Ancak,
insanların zaten açlıkla boğuştuğu gelişmekte olan ülkelerde bu etkiler daha şiddetli
hissedilmektedir. Bundan dolayı, mevcut krizin, gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkilerine çok
önem verilmelidir.
Mevcut krizin makroekonomik nedenleri ve sonuçları vardır. Krizi farklı boyutlarda
değerlendirebilmek için bu ikisini bir çerçevede incelemek gerekir. Bu bildiri, küresel krizi, sadece
ekonomik boyutuyla değil sosyal boyutuyla da tartışmaya çalışmaktadır. Bu tartışma, krizin altında
yatan problemler aydınlatılarak ve krizin gelişmekte olan ülkelerdeki etkileri incelenerek
yapılacaktır. Ayrıca, krizin toplumsal hayat üzerindeki etkilerine de bakılarak bu krizin etkilerinin
gelişmekte olan dünyada neden daha ağır olduğu ve bu etkileri azaltmak için uygulanabilecek
ekonomik ve sosyal politikalar kısaca açıklanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Finansal krizler, küresel finansal kriz, gelişmekte olan ülkeler
THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND THE DEVELOPING COUNTRIES
Financial crises have become increasingly frequent in recent years. Although global financial
crises are not a new phenomenon, with the increasing trend of globalization they have not only
affected domestic economies but also have spread to other countries.
Financial crises have always had negative implications for economic growth and stability. The
current global financial crisis is highly challenging for the developed countries in which the crisis
broke out. However, its impact is much more severe on the developing world where people have
already been suffering from poverty. Therefore, the impact of the current crisis on the latter should
be given much more attention.
The current crisis has macroeconomic causes and effects. As such, it is necessary to set a
framework for linking the two, so as to evaluate different dimensions of the crisis. This paper
attempts to discuss not only the economic but also the social dimesion of the crisis on the
developing world. It does so by examining the effects of this crisis and explaining why the impact
is deeper on the developing world. In addition, the economic and social policies that can be
implemented to diminish the disproportionate effects of the crisis on the developing world are
provided.
Keywords: Financial crises, the global financial crisis, developing countries.
22
2008 KRİZİN TARIM SEKTÖRÜNE ETKİSİ: KRİZ ÖNCESİ VE KRİZ SONRASI
MALATYA KAYISI İHRACATI VE GELİR ÖRNEĞİ
Prof. Dr. A.Yılmaz GÜNDÜZ
Tarım sektörünün krizden etkilenmesi, ülke ekonomisinin de ciddi bir şekilde olumsuz
etkilenmesine neden olacaktır. Türkiye nüfusunun %30’una yakının kırsal alanda yaşadığı dikkate
alındığında krizin etkisi ülke için çok daha çarpıcı hale gelmektedir. Türkiye ekonomisine
sağlamış olduğu katma değer ve istihdam imkânları dikkate alındığında, tarım sektörü ekonominin
özellikle kriz dönemlerinde sigortası konumundadır. Aynı zamanda tarım sektörü, diğer
sektörlerde üretilen girdiler için pazar konumundadır. Tarım sektöründe yaşanan daralma, hem
tarımsal ürünleri işleyen hem de tarıma girdi sağlayan sektörleri de doğal olarak etkileyecektir.
Özellikle 2007 yılının sonlarındaki küresel kriz, Türkiye tarım sektörünü çok ağır bir biçimde
etkilemiştir. Bu etkilenmeden Malatya ekonomisinin bel kemiğini oluşturan kayısı sektörü de
etkilenip kayısı ihracatında %20’nin üzerinde azalmaya yol açmıştır.
Bu çalışmada önce 2008 krizinin Türk tarımına olumsuz etkisi incelenecek, daha sonra da kriz
öncesi ve kriz sonrası Malatya kayısı ihracatı ve gelir durumundaki dalgalanmalara değinilecektir.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Tarım, Kalkınma, Kayısı, İhracat, Gelir
THE EFFECTS OF CRISIS of 2008 on AGRICULTURAL SECTOR: BEFORE AND
AFTER CRISIS MALATYA APRICOT AND EXPORT REVENUE CASE STUDY
The effects of crisis on agricultural sector will cause a serious damage on the country’s economy.
When the fact that Turkey's population live in rural areas is close to 30% of the country is taken
into consideration, the impact of the crisis will be seen much more horrible. When we look at
agricultural sector’s contributions to Turkish economy, especially in times of crisis, we see that the
agricultural sector is insurance of Turkish economy. At the same time the agricultural sector, is the
market of inputs of other sector’s productions. The recession experienced in the agricultural sector,
will also affect the sectors which process agricultural products or provide input to agriculture.
Especially the global crisis which happened at the end of 2007, has affected Turkey's agriculture
sector very heavily. This crisis, decreasing 20%, affected the apricot industry which is the major
part of Malatya’s economy.
In this study, effects of the 2008 crisis on Turkey’s agriculture sector will be examined, and then
fluctuation of Malatya’s apricot production will be mentioned.
Key Words: Crisis, Agriculture, Development, Apricot, Export, Income.
23
ÖNCÜ
GÖSTERGELER
DEĞERLENDİRİLMESİ
YAKLAŞIMIYLA
TÜRKİYE’DE
2008
KRİZİNİN
Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI
Arş. Gör. Ferhan SAYIN
Bu çalışmanın amacı, Kaminsky, Lizondo ve Reinhart (1998) tarafından geliştirilen “Öncü
Göstergeler Yaklaşımı”nı esas alarak 2008 krizi öncesi ekonomik göstergelerin nasıl bir değişim
içinde bulunduklarını, Türkiye ekonomisi açısından öncü göstergelerle 2008 krizinin öngörülüp
öngörülemeyeceğini incelemektir. Bu nedenle çalışmamızda Türkiye ekonomisindeki
olabildiğince çok kesimden ipuçları elde etmek amacıyla toplam 10 gösterge çerçevesinde KLR
(1998)’in Sinyal Yaklaşımı 2002:01-2009:12 dönemi kriz deneyimleri için sınanmaya çalışılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre, analize konu olan göstergeler içerisinde sanayi üretim endeksi doğru
sinyal sayısı açısından; yurtiçi kredi hacmi ise krizlere öncülük etme olasılığı ve normal zamanlara
göre kriz öncesi dönem boyunca sinyallerin sürekliliği açısından en iyi performans sergileyen öncü
gösterge olarak öne çıkmaktadır. Cari işlemler dengesi, reel faiz oranı ve reel GSYİH değişkenleri
dışındaki göstergeler ile oluşturulan Bileşik Öncü Göstergeler Endeksi’nin 2008 krizini
öngörmede başarılı olduğunu, seçilen öncü göstergelerin bir bütün olarak krizi öngörmede iyi
performans sergilediği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik kriz, Erken Uyarı Sistemi, Öncü Göstergeler Yaklaşımı.
INVESTIGATION OF 2008 CRISIS IN TURKEY BY USING LEADING INDICATORS
APPROACH
The objective of this study is to reveal whether 2008 Economic Crisis may be forecast with the
leading indicators’ approach along with observation of different economic indicators in the pre2008 Economic Crisis setting with the aid of ‘Leading Indicators Approach’ developed by
Kaminsky, Lizondo and Reinhart in 1998. In order to be able to gain a comprehensive set of cues
from a wide array of sectors, the proposed work has tested the experiences of the period of 2002:1
extending to the interval of 2009:12 within the framework of 10 indicators by means of KLR
Signal Approach (1998). According to the findings of the study, among the analyzed indicators,
industrial production index has excelled in terms of correct signaling while domestic credit
volume has performed significantly much better as a leading indicator in terms of the probability
of continuity of signaling ante-crisis. Moreover, Composite Leading Indicators Index composed of
variables current account balance, real interest rates and real GDP respectively, have been
successful in foreseeing the 2008 Crisis coupled with the concluding remark that the selected
leading indicators have exhibited outstanding performances in forecasting the crisis as a whole.
Keywords: Economic crisis, Early Warning Systems, Leading Indicator Approach.
24
YAPILANDIRILMIŞ FİNANS VE KÜRESEL FİNANSAL KRİZ
SPK Baş Uzm. Yener COŞKUN
2007 yılının ortalarında ABD eşik altı ipotek kredileri sektöründe ortaya çıktıktan sonra giderek
küresel nitelik kazanan finansal kriz 1929 Krizi ile karşılaştırılacak ölçüde önemli tekil/sistemsel
finansal başarısızlıkların yaşanmasına neden olmuştur. ABD sermaye piyasalarında 1995 yılı
sonrasında ortaya çıkan hisse senedi balonu döneminde de yapılandırılmış finansal ürünlerin etkili
olduğu dikkate alındığında, yapılandırılmış finansa ilişkin sorunların yeni olmadığı görülmektedir.
Bununla birlikte resmi disiplin penceresinden düzenleme, denetim ve yaptırım süreçlerinin ve
finansal aracılar penceresinden etkin öz disiplin mekanizmalarının hayata geçirilememesi yanında,
piyasa katılımcılarının yapılandırılmış ürünlerin risklerini doğru fiyatlayamamaları da krizin ortaya
çıkmasında etkili olmuştur. Küresel finansal krize yol açan nedenler arasında yapılandırılmış
finansal ürünlerin önemli bir payının bulunduğu genel olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte
söz konusu ürünlerin esneklik, finansal yaratıcılık ve finansal piyasalarda akışkanlığın sağlanması
gibi önemli işlevleri de bulunmaktadır. Bu nedenle krize yönelik tedbir alınması sürecinde aşırı
düzenlemeci bir yaklaşımın benimsenmemesi önem taşımaktadır. Buna karşılık, kriz sürecinde
yapılandırılmış finansal ürünlerin hacmi, riskleri ve yapılandırılmış ürünlerden kaynaklanan
sorunlar açısından ülkemiz sermaye piyasalarında önemli bir sorun gözlenmediği dikkate alınarak;
piyasaya işleyiş engeli oluşturabilecek tedbirlerin alınmasının uygun olmadığı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Küresel finans krizi, yapılandırılmış finans, yapılandırılmış ürünler
STRUCTURED FINANCE AND GLOBAL FINANCIAL CRISIS
After emerging from the U.S. housing, finance and eventually real sectors, financial crisis has
gradually become global.The increasing complexity of the financial industry and the range of
financial instruments have made risk management more difficult for both firms and also
regulators. But the problems of structured finance are not new for the finance industry, taken into
account of corporate failures and stock market bubble era of the U.S. economy. Both primary and
secondary mortgage market problems in the U.S. are the essential reasons of the current crisis. In
this context, structured finance products/transactions, based on extremely optimistic expectations,
light regulation and supervision framework and weak valuation and reporting structure, are of
particular place in the process of crisis. In this paper, the author argues that global finance industry
needs better regulatory framework for structured finance products. On the other hand, despite
valuation, accounting, reporting, risk management and systemic risk problems, structured products
offer important contributions to increase market liquidity and flexibility. Therefore, overregulation to structured products would be a mistake for market efficiency. Because Turkish
financial markets has faced limited problems related to structured products during crisis period, the
author considers structured products need no for further regulation in domestic market.
Keywords: Global financial crisis, structured finance, structured products.
25
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE FAİZ ORANI HADLERİNİN BELİRLEYENLERİ
Yrd. Doç. Dr. Dilek SEVER
Yrd. Doç. Dr. Özlem TAŞSEVEN
Bu çalışmada Türkiye’deki bankaların faiz oranı marjlarına etki eden faktörler 2002-2009 arası
dönemde mevsimsel sektörel veriler kullanılarak incelendi. Banka faiz oranlarına etki eden
faktörleri banka ile ilgili olanlar ve makroekonomik faktörler olmak üzere 2 grupta toplandı. Bu
faktörlerin önemini belirlemek üzere analiz yapıldı. Amacımız Türk bankalarında gözlenen yüksek
faiz oranı marjlarının makroekonomik temeller ve bankaya özgü faktörler tarafından belirlenip
belirlenmediğini incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Faiz Oranları Haddi, Makroekonomik Belirleyenler, GMM Tahmin Metodu
THE DETERMINANTS OF THE INTEREST RATE MARGINS ON TURKISH BANKING
SECTOR
We examine the determinants of the interest rate margins of Turkish banks by employing a
sectoral dataset at quarterly frequency in 2002–2009. We analyze the determinants of bank
interest margins in a coherent framework in order to assess the importance of bank related and
macroeconomic determinants. Our objective is to identify whether the relatively high bank
margins observed in the Turkish banks are primarily driven by macroeconomic fundamentals and
bank specific factors.
Keywords: Interest Rate Margins, Macroeconomic Determinants, GMM Estimation Method.
26
YENİ BİR FİNANSAL İSTİKRAR MODELİ İHTİYACI
Yrd. Doç. Dr. M. Kutluğhan Savaş ÖKTE
Finansal sektörün küreselleşmesi, dünya otoritelerine önemli zorluklar sunmuştur. Yerel bir
problem, zayıf risk yönetimi, şeffaflık eksikliği ve aşırı kaldıraç nedeniyle küresel bir kriz haline
gelmiştir. Finansal sistemin konjonktürü önceleyici yapısı ve köpük- benzeri davranışa maruz
kalabilmesi verildiğinde, yeni bir finansal istikrar modeline güçlü bir ihtiyaç doğmuştur. Bu
makale, yeni bir finansal istikrar modeli için önerileri araştırmakta ve küresel finans sisteminin
iyileştirilmesi için ileri sürülen çeşitli fikirleri tartışmaktadır.
Anahtar kelimeler: Küresel finans krizi, finansal istikrar, risk yönetimi, kaldıraç, hava
kabarcıkları.
THE NEED FOR A NEW FINANCIAL STABILITY FRAMEWORK
Globalization of the financial sector presented important challenges to authorities around the
world. A local problem became a global crisis because of poor risk management, lack of
transparency and excessive leverage. Given the procyclical nature of the financial system and its
vulnerability to bubble-like behavior, a strong need emerged for a new financial stability
framework. This paper examines the proposals for a new financial stability framework and
discusses several arguments for improving the global financial system.
Keywords: Global financial crisis, financial stability, risk management, leverage, bubbles.
27
TÜKETİM FONKSİYONU TAHMİNİ:
TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Dr. Afşin ŞAHİN
Yrd. Doç. Dr. Sibel CENGİZ
Bu çalışmanın amacı Hall (1978)’ın sürekli gelir hipotezini Campbell ve Mankiw (1989), Rao
(2005) ve Ghali ve Renaud (1971)’de yer alan beş farklı gösterimle küçük-dışa açık ülke, Türkiye
için test etmektir. Çalışmada tüketimin kişi başına harcanabilir gelir esnekliği üç model ile tahmin
edilmiştir. Bunlar En Küçük Kareler Yöntemi, Enstrüman ile İki Aşamalı En Küçük Kareler
Yöntemi ve Enstrüman ile Lineer Olmayan En Küçük Kareler Yöntemidir. Bulgular, Türkiye’deki
tüketicilerin yaklaşık %90’ının cari harcanabilir gelirini cari tüketimde kullandığını
göstermektedir. Ghali ve Renaud (1971) gösterimleri tahmin sonuçları da Rao (2005) ile tüketimin
gelir esnekliği bakımından tutarlıdır.
Anahtar Kelimeler: Tüketim; Harcanabilir Gelir; Lineer Olmayan En Küçük Kareler.
AN EMPIRICAL EVIDENCE OF THE CONSUMPTION
FUNCTION FOR TURKEY
The aim of this paper is to test the Hall (1978)’s permanent income hypothesis by the specification
proposed by Campbell and Mankiw (1989) and Rao (2005); and five consumption function
specifications of Ghali and Renaud (1971) for a small-open economy, Turkey. We used three
methods to investigate the per capita disposable income elasticity of consumption. These are
Ordinary Least Squares, Two Stage Ordinary Least Squares with instrument variable and NonLinear Least Squares with instrument variable for to estimate the specifications. The results
indicate that nearly 90% of the consumers in Turkey use the rule of thumb of current disposable
income to determine the current consumption. The estimates for the Ghali and Renaud (1971)
specifications are consistent by the Rao (2005) concerning the income elasticity of consumption
parameter.
Keywords:Consumption; Disposable Income; Non-Linear Least Squares.
28
KÜRESEL MALİ KRİZ VE TÜRKİYE: ALINABİLECEK DERSLER
Prof. Dr. Halil SEYİDOĞLU
Doç. Dr. Galip ALTINAY
Son yıllarda yaşanan hızlı teknolojik gelişme ve küreselleşme süreci ülkeleri birbirine daha
bağımlı hale getirmiştir. Artık bir ülkedeki ekonomik ve finansal kriz o ülke ile sınırlı kalmayıp,
çok kısa sürede dünyadaki diğer ülkelere de sıçrayabilmektedir. Ülkeler arasındaki bu karşılıklı
bağımlılık nedeniyle uluslararası düzeyde yeni ekonomik ve finansal düzene ihtiyaç vardır. Bu
sayede dünya ekonomisinde krizlerin ortaya çıkması ve yayılmasının önlenmesi beklenebilir. Bu
çalışmada, ekonomik ve finansal krizler gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye üzerindeki etkileri
bağlamında irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Küresel mali kriz, serbest piyasa mekanizması, Yeni Uluslararası Finansal
Mimari
GLOBAL FİNANCİAL CRİSES AND TURKEY: LESSONS TO BE DERİVED
Rapid technological progress and globalization process made countries more and more
interdependent over a few decades. An economic or financial disturbance in a country is not
confined within that particular country but instead spills over to the rest of the world in an
amazingly short period of time. This mutual interdependence among countries requires a new
international financial and economic order that is expected to contribute to avoid the emergence
and spreading of disturbances in the world economy. Economic and financial crises are
investigated from the view point of their effects on the developing countries and Turkey in this
paper.
Keywords: Global financial crisis, free market mechanism, new international financial
architecture.
29
KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN ANLAM VE NİTELİĞİ
Prof. Dr. Mehmet BULUT
Aydınlanma filozofları özgürlük, eşitlik ve kardeşlik vaadleriyle Batı Avrupa’daki insanların
desteğini arkalarına alarak krala ve kiliseye karşı iki yüzyıl önce zafer kazandılar. Böylece Batı
insanı “yeni çağdan” “yakın çağa” geçmiş oldu. Modernleşmenin vaadlerinin tam olarak
gerçekleşememiş olmasına daylı olarak dünyada ekonomik krizler ortaya çıktıkça sistemle ilgili
tartışmalar artma eğilimine giriyor. Son zamanlarda dünya ekonomisinde neler oluyor ve bu
gelişmelerin temel nedenleri nelerdir? Nerede hata yapıldı? Bu bireylerin hatasından mı yoksa
sistemden mi kaynaklanıyor? Liberallere göre yaşananların sorumlusu müdahaleler? Marksistlere
göre ise sorunun kaynağı sistemin kendisi? Acaba hangi taraf haklı? Biz hangi tarafın haklı
olduğunu düşünür ve tartışırken her gün yeni bir fabrika veya iş yeri kapanıyor, bir çok insan işsiz
kalıyor. ABD’de başlayan ekonomik kriz adım adım tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Krizin
derinliği ve etkisi hala tam olarak teşhis edilmiş değil. ABD’nin dünya ekonomisindeki merkezi
rolü sona mı eriyor? Dubai’den Yunanistan ve İspanya’ya uzanan yeni gelişmeler ekonomi ve
finans piyasaları için ne anlam taşıyor? Türkiye için bu krizin anlamı nedir? 1994 ve 2001
krizinden sonra en geniş anlamda ekonomide daralma yaşayan ve işsizliğin rekor düzeylere
ulaşmasının anlamı nedir? Uluslararası konut piyasalarında ortaya çıkan ve giderek tüm sektör ve
ülkeleri etkisi altına almaya başlayan bu krizin gerçekte anlamı ve niteliği nedir? Bu tebliğde bu
soruların cevapları aranacaktır.
Anahtar Kelimeler: Küresel ekonomik kriz, ekonomik kriz, küresel krizin anlamı, küresel krizin
niteliği
THE CONCEPTION AND CHARACTERISTICS OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS
Two centuries ago enlightenment philosophers won the victory against the king and church with
support of the people of Western Europe by promising freedom, equality and brotherhood. Thus,
the Western people " had passed from “new age" to "recent age". Based on the modernity
promisses fully unrealized appearing the economic crisses in the world. What is going on lately in
the world economy and are the main reasons for these developments? Where mistakes were made?
Whether the mistakes come from the individuals or system? According to the liberals, responsible
is the interventions. According to the Marxists the source of the problem is the system itself. I
wonder which side is right? We discuss which side is right and admit that every day, while a new
factory or business closes, many people remain unemployed. The economic crisis in the U.S. start
step by step to the whole world is under the influence. Depth and impact of the crisis still not been
fully diagnosed.
Is the central role of the U.S. economy of the world coming to an end?, Extending from Dubai to
Greece and Spain what is the meaning of the new developments ifor the financial markets and
economy? What is the meaning of this crisis for Turkey? After the crisses of the 1994 and 2001
what is the meaning of the the recession in the broadest sense of living and unemployment reached
record levels? Emerging in the international housing markets and increasingly influence the all the
sectors and countries, what is the real meaning and nature of this crisis? In this paper it will be
search the answers for these questions.
Keywords: The global economic crisis, economic crisis, sense of the global crisis, character of the
global crisis.
30
TÜRKİYE’NİN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ (ABD) İLE DIŞ TİCARETİNİN
ENDÜSTRİ İÇİ TİCARET VE UYARLANMIŞ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER
AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Yrd. Doç.Dr. Ahmet AYDIN
Bu çalışmanın amacı, Ülkeler neden dış ticaret yaparlar? sorusunun yanıtını vermeye çalışan dış
ticaret teorileri kapsamında, Türkiye’nin dış ticaretinin yapısal analizi olarak da tanımlanabilecek
bir yaklaşımla, ABD ile olan dış ticaretinin Uyarlanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler ve Endüstri İçi
Ticaret Teorisi açısından değerlendirilmesidir. 2008 yılının sonlarında Amerika’dan başlayarak,
tüm dünyaya yayılan küresel krizin Türkiye-ABD dış ticareti ve dış ticaret biçimleri üzerindeki
etkileri araştırılmaktadır.
Türkiye, tıpkı AB ve AB-Dışı ülke grupları bakımından olduğu gibi, ABD ile dış ticaretinde de
tamamlayıcı ekonomi yapısı sergilemektedir. Küresel krizin doğduğu ülke olan ABD ile Türkiye
arasındaki dış ticarette, krizin ticaret hacmini daraltıcı etkilerine rağmen, ileri teknolojinin
kullanıldığı endüstriler bakımından EİT oranlarında yükselme gözlenebilecektir.
Anahtar Kelimeler: Uyarlanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler (RCA), Endüstri İçi Ticaret,
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Küresel Kriz
AN EVALUATION OF TURKEY-UNITED STATES OF AMERICA (USA) FOREIGN
TRADE IN TERMS OF INTRA INDUSTRY TRADE (IIT) AND REVEALED
COMPARATIVE ADVANTAGES (RCA)
The purpose of this study is to evaluate foreign trade relations between Turkey and the USA in
terms of IIT and RCA approaches. The International Trade Theory tries to answer the crucial
question of “Why nations trade?”. The IIT and RCA approaches are trying to provide an answer to
this question. This study can be defined as a structural analysis approach on foreign trade between
Turkey and the USA. The impacts of the global crisis that starting from the USA at the end of
2008 than spread the whole world are studied on Turkey-USA foreign trade patterns.
Just as the EU and the Non-EU countries, Turkey and the USA exhibits complementary economic
structure in terms of foreign trade. The most effected and the source country of the global crisis is
the USA, as known. Hence it would be reasonable to expect that Turkey’s foreign trade with the
USA might have contractionary effects in terms of volume of trade arising from the global crisis.
Also, it is expected that the IIT rates of advanced technology industries may get higher.
Key Words: Revealed Comparative Advantages (RCA), Intra Industry Trade (IIT), United States
of America (USA), Global Crisis.
31
KÜRESEL KRİZ VE BİR PARA POLİTİKASI STRATEJİSİ OLARAK ENFLASYON
HEDEFLEMESİ’NİN ROLÜ
Doç. Dr. Nadir EROĞLU
Yrd. Doç.Dr. İlhan EROĞLU
Bretton Woods sistemi, Keynes tarafından gündeme getirildiğinde, sermaye hareketlerinin yasak,
kurların sabit ve para politikasının da ülke içindeki ihtiyaçlara dönük olarak, büyük çapta parasal
hedefleme ile yönetildiği bir düzenlemeyi savunuyordu. 1973 yılında ise Bretton Woods sistemi
çöktü ve Friedman'ın şiddetle savunduğu serbest kur sistemi gündeme geldi. 1990'lı yılların
sonunda dünyada yüzde yüz olmasa da büyük çapta bir konsensüs gerçekleşti. Buna göre, sabit kur
yerine dalgalı kur, parasal hedefleme yerine enflasyon hedeflemesi ve kambiyo sisteminde
sermaye hareketlerinin yasaklanması yerine, sermaye hareketi serbestîsi yeğlendi. 2008 Küresel
Finans Krizi süresince yapılan gözlemler, merkez bankalarının uygulamış olduğu para
politikalarının farklı farklı tepkiler verdiğini ortaya koymaktadır. Doğal olarak bu durum, merkez
bankalarının izlemiş olduğu para politikası stratejisiyle yakından ilgilidir. Bu çalışma, enflasyon
hedeflemesi stratejisinin, esnek kur rejimini içermesine bağlı olarak, merkez bankalarına politika
uygulamalarında, “esnek davranış” fırsatı sunduğu, döviz kuru hedeflemesi (sabit kur rejimi) ya da
parasal hedefleme gibi “katı davranış” gerektiren stratejilere göre, kriz karşısında daha başarılı bir
sınav verdiğini ortaya koymaktadır.
Anahtar kelimeler: Enflasyon hedeflemesi, esnek kur rejimi, esnek davranış
THE GLOBAL CRISIS AND THE ROLE OF INFLATION TARGETING AS A
MONETARY POLICY STRATEGY
Bretton Woods system brought an arrangement that it was brought up by Keynes prohibition of
movements of capital, foreign exchange fixed and, the large-scale monetary targeting to the needs
of monetary policy in the country is facing is managed. In 1973, the Bretton Woods system
collapsed. The free exchange rate system to defend vigorously the agenda Friedman arrived. At the
end of the 1990s, a consensus on a large scale took place inspite of not one hundred percent of the
world. Accordingly, instead of fixed exchange rate floating exchange rate, instead of monetary
targeting inflation targeting and at exchange system, the freedom of capital movements was
preferred rather than prohibition of movements of capital. During 2008 Global Financial Crisis the
observations showed that the monetary policy applied of central banks gave different reactions
different. Of course, this situation is closely related with, the monetary policy strategy followed of
central banks have followed. This study detected that the strategy of inflation targeting, in view of
contain flexible exchange rate regime and on the policy practices of the central bank, “flexible
behavior” opportunity , gave a more successful test in the face of crisis than strategies such as
exchange rate targeting (fixed exchange rate regime) or monetary targeting that requires “solid
behavior”.
Keywords: Inflation targeting, flexible exchange rate regime, flexible behavior.
32
EKONOMİK KRİZ: KAZANANLAR VE KAYBEDENLER
Yrd. Doç. Dr. Cem DİŞBUDAK
Krizler kapitalist sistemin kaçınılmaz olarak ortaya çıkardığı ve içsel olarak değerlendirilmesi
gereken durumlardır. Kriz sırasında ve sonrasında ortaya çıkan maliyetler ve kayıplar ise belirli
toplumsal sınıflar tarafından karşılanmak durumundadır. Bu maliyetlerin genellikle en kırılgan
kesim olan işçiler tarafından ödendiği sermaye sahiplerinin ise bu konuda ortaya çıkan maliyetleri
toplumsallaştırarak işçilerin yanı sıra toplumun diğer kesimlerine de ödetmeye eğilimli olduğu
görülmektedir. 2007 yılında başlayan ve 2008 yılında tüm dünyada hissedilen küresel ekonomik
krizin ortaya çıkardığı maliyetlerin reel ücretlerde düşüş, sosyal harcamalarda azalmalar, kamusal
mallarda azalma, işsizlikte artış gibi gelişmelerle genel olarak tüm topluma ve özelde de
çalışanlara çıkarılacağı düşünülmektedir. Sonuç olarak ise servetin daha da az sayıda kişi ve şirket
elinde birikerek tekelleşme eğiliminin giderek artması beklenebilir. Her kriz sonrasında olduğu
gibi bu kriz sonrasında da teknolojide emek tasarruf edici eğilimler de güç kazanacaktır. Böylece
finans kapital içinde yeni dengeler kurulabileceği gibi, üretken sermaye içerisinde de güç
dengelerinde de değişim ortaya çıkacaktır. Bu bildiride, Dünya ve Türkiye ekonomisinde ortaya
çıkacak maliyetlerin kimler tarafından ödenebileceği genel makroekonomik veriler üzerinden
tartışılacak ve ortaya çıkacak olası güç odakları üzerinde değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Anahtar kelimeler: Kriz, Türkiye, Dünya ekonomisi
ECONOMIC CRISIS: WINNERS AND LOSERS
The crisis of capitalist economies is a general recurring phenomenon inherent in capitalism and it
did not arise through the profit expectations of shareholders or manager’s mistakes. The costs
during and after which the crisis arisen must be paid by specific classes. In general, these costs are
paid by working class whereas capitalists try to leave all the costs both working class and other
social groups. The costs of the crisis started in 2007 and felt all over the world will be paid by
public in general and working class in particular by low real wages, reduction in social spending
and public goods, increasing in unemployment. As a result wealth will be accumulated by a few
capitalist and corporates that means increasing in monopolization. We expect that after this crisis
labor saving technologies will be used to a greater extend. Therefore, new power relations among
capitalist class are expected to be formed. In this study, the main aim is to discuss who will pay the
costs of crisis in Turkey and the world using available macro and micro data as well as to evaluate
newly forming power relations.
Keywords: Crisis, Turkey, World Economy
33
KRİZE KÖKLÜ ÇÖZÜM ÖNERİSİ: TEK DÜNYA PARASI
Dr. Celali YILMAZ
Dünya ekonomilerinin “1929 buhranından daha derin” bir kriz içinde olduğu hususu giderek
kabul görmekte, böylesine derin bir kriz sonucunda uluslararası finansal sistemde bazı köklü
dönüşümlerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğu daha fazla dillendirilmektedir. Önemli dönüşüm,
rezerv para birimi (RPB) konusunda olacaktır. Zira krizin derinleşmesinin müsebbibi, mevcut
RPB’nin güven ve istikrar gibi temel fonksiyonları sağlamakta zorlanmasıdır. Dolardan sonraki
RPB’nin ne olacağı konusunda tartışmalar artmaktadır. Euro’nun veya SDR’ın sonraki RPB olup
olamayacağı yanında, Renminbi’nin alternatif olabileceği tartışmalarına rastlanmaktadır.
Çalışmanın amacı, mevcut krize köklü çözüm olarak gündeme getirilen Tek Dünya Parası (Single
Global Currency, SGC) önerisinin faydalarına dikkat çekmek ve Türkçe literatürde konunun
tartışılmasını sağlamaktır. Tek ülkenin milli parası olmayan SGC, SDR’dan daha geniş tabanlı,
global dünyayı temsil eden ve uluslarüstü bir merkez bankası tarafından yönetilen RPB’dir.
Çalışmalar, SGC’nin yaratılabilmesi halinde büyük faydalar sağlayabileceğini göstermektedir.
Uluslararası ticarette açık-fazla kavramı ortadan kalkacağı gibi, ülkelerin rezerv tutma ihtiyacı
olmayacaktır. Mevcut 150’ye yakın para birimi arasındaki dönüşüm maliyetlerinden kaynaklanan
etkinlik kaybını ortadan kaldıracaktır ki sadece bunun yıllık kazancının dahi 400 milyar dolardan
fazla olacağı hesaplanmaktadır. TDP ile uluslararası ticaret ve verimlilikte ciddi artışlar
sağlanabilecek, hepsinden önemlisi yaşadığımız türden krizler olmayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Tek Dünya Parası, para birlikleri, rezerv para
A FUNDEMENTAL SOLUTION TO FINANCIAL CRISES PROBLEM: SINGLE
GLOBAL CURRENCY
It is getting accepted by more people that current financial crises (or Great Recession of 2008) is
fundamentally much deeper than the Great Depression of 1929. Such a great crisis will eventually
create some fundamental changes in the world’s financial architecture. It seems that one of the
major transformations will occur in the world’s reserve currency (RC) system. One of the main
reason of current “worldwide contagious” crisis is lack of a trustful reserve currency system,
which can provide all functions of a RC properly. As a result of this deficiency, probability of the
Euro or SDR as the world’s next RC is become a hot topics among the economists. Even the
Renminbi, which is not a convertible currency yet, is on the table as an alternative RC.
The aim of this study is to introduce the notion of the Single Global Currency (SGC) system in
Turkish financial economics literature. By the end of this global crisis, it is going to be understood
by more people that ultimate future of the world’s RC system is a SGC. The studies show that as a
supra-national currency, the SGC is beneficiary for all people who need a functioning RC. In that
system, there are no CA deficits or trade imbalances and FX fluctuations problems, by definition!
It is estimated that only annual transaction cost of current multi FX system is more than USD 400
bn annually. It is obvious that in a world with SGC, not only financial markets but all economies
will function more efficiently and the term of international currency crises will be a historic
concept, belongs to the “age of financial terror” which starts in the 1970’s, (since collapse of
Bretton Woods system) and will last until the replacement of current system with the SGC!
Keywords: Single Global Currency, monetary unions, reserve currency
34
KRİZ SONRASI İSTİHDAM SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Prof. Dr. Hüseyin KARAKAYALI
Yrd. Doç. Dr. İlkay DİLBER
Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN
Arş. Gör. Ferhan SAYIN
2008 yılında ABD’de mortgage piyasasında ortaya çıkan kredi krizi, önce finans piyasalarını sonra
da mali piyasaları etkisi altına alarak tüm dünya ülkelerine yayılmıştır. Kriz her ne kadar
başlangıçta bir mortgage krizi olarak ortaya çıksa da, izleyen süreçte bir likidite krizine dönüşmüş,
başta ABD’ de olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş ekonomisinde bankaların batmasına, bazı
bankacılık modellerinin yok olmasına, hatta bazı ülkelerin iflas kararları açıklamasına neden
olmuştur. Bu gelişmelere bağlı olarak, gelişmiş ekonomilerin çoğunda emlak piyasası daralmış,
konut ve enerji fiyatları aşırı derecede artmış, mali hizmetler alanında sert şoklar yaşanmaya
başlamıştır.
Kredi piyasalarında yaşanan şoklar, yatırımların azalmasına ve piyasalardaki güvensizliğin
artmasına sebep olmuş, bu durum yatırım, üretim ve tüketim düzeyinin gerilemesine, ekonomik
büyümenin yavaşlamasına ve milyonlarca insanın işsiz kalmasına neden olmuştur. Kriz sürecinde
pek çok sektörde büyük miktarda daralmaların yaşanması, işçilerin geçici süreli işten
çıkarılmalarına ve geniş çaplı istihdam şoklarının yaşanmasına sebep olmuştur.
Krizle mücadelede, düşük kredi faizleri, reel sektörün canlandırılması amacıyla alınan vergi
düzenlemeleri, cari açık ve reel kur uygulamalarının yeniden değerlendirilmesi, bütçe açıklarının
ve kamu kesimi borçlanma gereğinin düzenlenerek istihdam yaratıcı politikaların sağlanması
amaçlanmalıdır. Çalışmamızda, bu amaçlara ilişkin çözüm önerileri sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: İstihdam, Kriz, Yatırım, Üretim Darboğazı, Reel Sektör
EMPLOYMENT PROBLEMS AND REMEDIES IN A POST-CRISIS SETTING
Having emerged in the US mortgage credit markets, the credit crisis has spread all over the
international setting by first dominating over the financial markets first and other markets
respectively. Being a sole credit market crisis in mortgage sector, the crisis evolved itself into a
liquidity crisis leading to the bankruptcies in the US and other western industrialized countries as
well as the disappearances of many banking models. Eventually estate markets contracted and
accommodation and energy prices have skyrocketed with severe shocks in financial services
These shocks experiences in credit markets have led to the contracting of investments and brought
a great deal of incredibility to the markets, having caused reduction in consumption and production
levels, slowing down of economies coupled with drastic unemployment levels. The contractions in
economic performance have also lead to both temporary unemployment of workers and experience
of wide scale unemployment
In dealing with the crisis, by means of devising low interest credit rates, tax adjustments to booze
the real sector and a review of current account deficit and real currencies applications coupled with
revisions regarding the arrangements in regard to the public debts and budget deficits, proemployment remedies-centric policies have to be reconsidered. Our study in such respect is to
elaborate on the presentation of such remedies indicated before.
Keywords: Employment, Crisis, Investment, Production Bottleneck, Real Sector
35
EKONOMİK KRİZİN DIŞ TİCARET ÖDEME ŞEKİLLERİNE ETKİLERİ
Yrd. Doç. Dr. Yavuz SOYKAN
Yrd. Doç. Dr. Niyazi KURNAZ
Öğr. Grv. Mustafa KAYIK
Ekonomik krizler; büyüklükleri, nedenleri, çıkış noktaları gibi birçok özellikleri itibariyle
farklılıklar göstermektedir. Krizler, ülkelerin dış ticaret verilerinden istihdam verilerine birçok
değişime neden olmaktadır. Krizlerin en bariz etkilerinden birisi de likidite sıkışıklığıdır. Bu
sıkışıklığın pek çok etkisi yanında, uluslararası ticaret ve uluslararası ticaret kapsamındaki
ödemeler ve ödeme şekilleri üzerinde de etkileri olmaktadır. Belirsizlik ve beklentilerin
kötüleşmesi hem bankalarda hem de ithalat ve ihracat yapan firmalarda riskten kaçınma
kültürünün oluşmasına neden olmaktadır. Araştırmalar, kriz ortamlarında önceden açık hesap veya
vesaik mukabili ödeme şekilleri ile çalışan firmaların teyitli akreditife döndüklerini
göstermektedir. Bu çalışmada; ekonomik krizin neden olduğu dış ticaret ödeme şekillerinde
meydana gelen değişim ayrıntılı bir biçimde incelenmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Dış Ticaret, Ödeme Şekilleri
THE EFFECTS OF ECONOMIC CRISIS ON FORMS OF PAYMENT
Economic crises vary according to many characteristics such as dimensions, causes and starting
points. Crises result in many changes from employment data to foreign trade data. One of the
most apparent effects of crises is liquidity shortage. In addition to many effects of this shortage,
economic crises also affect international trade, payments and forms of payment within the scope of
international trade. Uncertainty and negative expectations lead to the adoption of the culture of
avoiding risks both by banks and export-import companies. Previous studies indicate that the
companies which previously used open account or payment against documents in their operations
began to use confirmed letter of credit in crisis environment. The aim of the present study is to
analyze the changes in foreign trade forms of payment caused by economic crisis in detail.
Keywords: Crisis, Foreign Trade, Forms of Payment
36
GLOBAL KRİZİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI
Yrd. Doç.Dr. Aziz BOSTAN
Öğr. Gör. Dr. Serap ÜRÜT KELLECİ
2007 yılının ortalarından itibaren, ekonomik krizin ilk sinyalleri kendini finans sektöründe
göstermiştir. 2008 yılında derinleşen kriz, dünyada ve Türkiye’de reel sektör krizine dönüşmüştür.
Çalışmanın amacı, dünyayı ve beraberinde Türkiye’yi de saran global krizin nedenlerini ortaya
koyarak, etkilerini tartışmak ve sonuç tespiti yapabilmektir. Bu krizin başlıca nedenleri arasında
ABD’de konut piyasasında “Mortgage” uygulamasının ortaya çıkardığı olumsuzluklar yer
almaktadır. Çalışmada global krize neden olan Mortgage uygulaması ve sonucunda yaşanan
olumsuzlukları tartışılacaktır. Global kriz, ABD ve diğer gelişmiş ülke ekonomilerinin finans
kesimlerini büyük zarara uğratmıştır. Finans sektöründeki birçok büyük kuruluş iflas noktasına
gelmiştir. Küresel kredi imkanlarının azalması, kredi maliyetlerinin artışı, yurtdışı pazarların
daralması gibi daha birçok neden reel sektörün büyük kayıplar yaşamasına yol açmıştır. Dünyada
olduğu gibi Türkiye’de de büyüme, işsizlik ve enflasyon rakamlarında büyük çapta bir daralma
yaşanmıştır. Dünyada ve Türkiye’de bu olumsuzluklara karşı hükümetler çeşitli önlemler
almasına rağmen krizin etkisi henüz atlatılamamıştır.
Anahtar Kelimeler : Global Kriz, Reel Etkileri, Türkiye
CAUSES AND CONSEQUENCES OF GLOBAL CRISIS
Starting in the middle of 2007, the first signal of economic crisis has shown itself in the financial
sector. The crisis which deepens in 2008, has become a real sector crisis in the world and in
Turkey. The aim of the study is, by revealing the causes of the global crisis surrounding the world
and Turkey, to discuss the effects and determine the results. Mortgage applications in the U.S.A
housing market revealed that the negativities are among the main causes of this crisis. In this
study, the “Mortgage” application that has caused global crisis and as a result of the negative
experience will be discussed. Global crisis has suffered major damage to the financial sectors of
the economy in U.S.A and other developed countries. Many large organizations in the financial
sector has come to the point of bankruptcy. Decrease of global credit facilities, credit costs
increase, contraction of international markets and many other causes has led real sector to
experience great losses. Growth, unemployment and inflation figures show that the world and
Turkey are facing with a major recession. To resolve these drawbacks Turkey and world
governments have taken many measures, but has not been sufficient to resolve the crisis.
Keywords: Global Crisis, Reel Effects, Turkey
37
2008 EKONOMİK KRİZİNİN TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİNE YANSIMALARI
Yrd. Doç. Dr. C. Erdem HEPAKTAN
2008 Ekonomik krizinin yaşandığı günümüzde, Türkiye’nin ithalatının %70’ini oluşturan ara malı
ithalinin yapılamayışına bağlı olarak, ülke ekonomisinde üretim gerçekleştirilememiş ve üretimde
ciddi bir daralma olmuştur. 2008 Ekonomik Krizi kapsamında, üretimdeki bu daralma neticesinde,
dünya ticaretinin de %12 ile ciddi anlamda bir gerileme göstermesi, dünya ekonomisinde talep
daralması yaratmıştır. Türkiye’nin dış ticaretinin yarıya yakın bölümünü gerçekleştirdiği AB
ülkelerinin krizden daha fazla ve daha çabuk etkilenmesi, Türkiye’nin ihracatını ve dolayısıyla dış
ticaret bilançosunu daraltarak, Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz yönde etkilemiştir.
Türkiye ekonomisinde 1994, 1999, 2001 ve 2008 kriz dönemlerinde, ithalat ve dolayısıyla dış
ticaret hacminde ciddi bir daralma yaşanmıştır. Bu duruma paralel olarak, dış ticaret açığındaki
suni düzelmenin etkisiyle, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüksek oranlarda gerçekleşmiştir. Aynı
bağlamda, 2008 Küresel krizinin Türkiye ekonomisine en önemli yansımalarından bir tanesi, aşırı
değerli Türk Lirası’nın da etkisiyle dış ticaret hacmindeki önemli küçülmedir. Böylece, son
yıllarda uygulanan kur politikasının ve küresel krizin de etkisiyle, Türkiye’nin 2008 yılındaki dış
ticaret hacmi küçülürken, dış ticaret açığında, önceki kriz dönemlerinde olduğu gibi suni bir
iyileşme görülmektedir.
Çalışmada, Türkiye’nin son yıllardaki kriz dönemlerine ilişkin; dış ticaret bilançosu değerleri,
ihracatın ithalatı karşılama oranı, milli gelire dayalı olarak hesaplanan dışa açıklık endeksi ve dış
ticaretin gelir etkisi hesaplanarak karşılaştırmalı olarak analiz edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Dışa Açıklık Endeksi, İhracatın İthalatı Karşılama Oranı,
Sanayi Üretimi
THE REFLECTION OF THE 2008 ECONOMIC CRISIS TO THE EXTERIOR TRADE
OF TURKEY
With the effect of economic crisis of 2008 which has been experienced recently, depending on the
decrease of the import of intermediate goods which constitutes the 70 % of the economy of
Turkey, production has not been operated and there has been a contraction in the economy of the
country. As a consequence of this, 12 % of recession in the world trade has created a demand
contraction. As the EU countries with whom Turkey carries out nearly half of its foreign trade
have been influenced by the crisis more rapidly, export of Turkey and foreign trade balance have
been contracted and the foreign trade of Turkey has negatively been affected.
In the economy of Turkey there has been a serious contraction of import and foreign trade volume
during the period of economic crisis of 1994, 1999, 2001 and 2008. In parallel to this situation
with the effect of the artifical improvement, proportion of imports covered by exports occured with
high percentage. In this context one of the most important reflections of the global crisis of 2008 is
the shrinkage of the foreign trade with the effect of over-valued Turkish Lira. Thereby with the
effect of the foreign exchange policy that is enforced recently and economic crisis, the foreign
trade volume has shrinked and an artifical improvement is seen in foreign trade deficit as it was
seen in the previous depression eras.
In this study, foreign trade balance, proportion of imports covered by exports, opennes index that
is based on domestic income, income effects of foreign trade will be calculated and comparatively
analysed related to the depression era of Turkey in recent years.
Keywords: Economic Crisis, Openness Index, Proportion of Imports Covered by Exports,
Industrial Production
38
2008 KÜRESEL FİNANSAL KRİZ VE TÜRKİYE:
GÖSTERGELERİN KÜMELEME YÖNTEMİ İLE ANALİZİ
MAKRO
EKONOMİK
Yrd. Doç. Dr. Seval MUTLU ÇAMOĞLU
Arş. Gör. Gönül YÜCE
Arş. Gör. Merter AKINCI
Küreselleşme, maddi ve manevi değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin milli
sınırları aşarak dünya çapında hızla yayılması anlamına gelmektedir. Sovyetler Birliği’nin
dağılması ile soğuk savaşın bitmesi, teknolojik ilerleme ve artan sermaye birikimi sonrasında dışa
açılma süreçlerinin ortaya çıkması küreselleşme olgusuna hız kazandırmıştır.
Küreselleşmenin önemli bir ayağını finansal piyasalar ve finansal entegrasyon süreci
oluşturmaktadır. Bu bağlamda finansal küreselleşmeyi, ulusal finans piyasalarının çeşitli kontrol
ve sınırlarını ortadan kaldıran, uluslararası sermaye akımlarını arttıran ve finans piyasalarını
uluslararası rekabete yönlendiren bir süreç biçiminde tanımlayabiliriz. Finansal küreselleşme
hareketlerine bağlı olarak, sermayenin kısa vadeli karlar ve rantlar elde etmek için ülke
ekonomilerine giriş ve çıkışları büyük dalgalanmalar meydana getirmektedir. Bu nedenle dünya
ekonomilerinin küreselleşme ile tanıdığı başka bir olgu da, sermaye hareketlerinin anlık geri
çekilmelerinden kaynaklanan finansal boyuttaki ekonomik krizlerdir.
2008 yılında dünya konjonktüründe yaşanan finansal kriz, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki
gibi Türkiye ekonomisini de önemli ölçüde etkilemiştir. Çalışmamızda, 2008 finansal krizinin
Türkiye’nin çeşitli makro ekonomik göstergeler üzerindeki etkileri kümeleme yöntemi ile
incelenmiş ve Türkiye ile bazı yükselen piyasa ekonomileri analiz edilmiştir. Türkiye
ekonomisinin 2000 sonrası makro ekonomik performansı ile ilgili bulgular bazı değişkenler için
bir başarıya ve bazıları içinse başarısızlığa işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Finansal Kriz, Kümeleme Analizi
EFFECTS OF 2008 GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON FINANCIAL MARKETS AND
ANALYSIS OF MACRO ECONOMIC INDICATORS WITH CLUSTER METHOD
Globalization means the spreading rapidly of the financial and spiritual values and accumulations
formed in this context throughout the world by passing beyond national borders The end of the
cold-war following the collapse of USSR, the technological improvement and the emergence of
the opening process with increasing capital accumulation stimulated the globalization process.
Financial markets and the process of financial integration constitutes an important part of the
globalization. In this sense, financial globalization could be described as a process which
eliminates various controls and restrictions of national financial markets, increases the
international capital flows and canalizes the financial markets to the international competition.
Depending on financial globalization movement, to obtain the short term capital gains by entry and
exit to the national economies leads to great financial fluctuations. Therefore, another issue that
world economies has recognized with globalization is financial-based economic crisis caused by
sudden attacks and drawbacks of short-term capital movements.
In 2008, the financial crisis experienced in the world conjuncture has a considerable influence on
Turkish economy as in the developed and developing countries. In this study, the effects of 2008
financial crisis on Turkey’s various macro economic indicators is examined by cluster method and
Turkish economy is analyzed with some emerging markets. Findings about the macro economic
performance of Turkey after the year 2000, signal an success for some variables and failure for
some variables.
Keywords: Globalization, Financial Crisis, Cluster Analysis
39
ŞİRKETLERİN MALİ YAPILARI ÜZERİNDE EKONOMİK KRİZLERİN ETKİLERİ:
2001 VE 2008 EKONOMİK KRİZLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Yrd. Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU
Yrd. Doç. Dr. Ahmet BÜYÜKŞALVARCI
Yrd. Doç. Dr. Engin DİNÇ
Bu çalışmanın amacı, ülkemizde yaşanan 2001 ekonomik krizi ile 2008 küresel ekonomik krizinin
İMKB imalat sektörüne kote olmuş şirketlerin mali yapıları üzerindeki etkilerinin incelenmesidir.
Bu etki şirketlerin 2001 ve 2008 yıllarına ait mali tablolarından hesaplanan finansal oranların ilgili
dönemler için karşılaştırılması yapılmak suretiyle ortaya konulmuştur. Ayrıca çalışmada her iki
kriz dönemi için İMKB imalat sanayi alt sektörleri itibariyle de mali yapı oranları arasında
farklılıkların olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmanın kapsamını imalat sektöründe hem 2001 hem
de 2008 yıllarında faaliyet gösteren 131 şirket oluşturmaktadır. Şirketlerin ilgili dönemler arasında
finansal oranları açısından farklılıklarının olup olmadığının tespit edilmesinde parametrik
(eşleştirilmiş t- testi) ve parametrik olmayan (wilcoxon işaret testi) istatistik yöntemleri
kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre şirketlerin finansal oranlarından; likidite oranları (cari ve
nakit oranı), mali yapı oranları (finansman oranı, faaliyet oranı) faaliyet oranları (duran varlık
devir hızı, aktif devir hızı, özsermaye devir hızı) ve borsa performans oranları (piyasa değeri/defter
değeri oranı ve tobinq oranı) arasında ilgili dönemler için istatistiksel olarak anlamlı farklılık
belirlenmiştir. Şirketlerin karlılık oranlarında ise her iki kriz dönemi arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir.
Anahtar Sözcükler: Ekonomik Kriz, İMKB, İmalat Şirketleri, Finansal Oranlar
EFFECTS OF ECONOMİC CRİSİS ON COMPANİES’ FİNANCİAL STRUCTURE: A
STUDY ON 2001 AND 2008 ECONOMİC CRİSİS
The aim of this study is to investigate the effects of 2001 economic crisis in our country and 2008
global economic crisis on financial structures of companies listed in Istanbul Stock Exchange
(ISE) manufacturing sector. This effect has clearly shown the comparison of financial ratios
calculated from financial tables related with these years “2001 and 2008” for companies. Also it
has been dealt with whether there is any difference between financial structure ratios for both these
crisis periods in consideration of view IMKB manufacturing industry sub-sectors. The scope of the
study is 131 companies working in manufacturing sector in 2001 and 2008. Parametric (paired ttest) and non-parametric (wilcoxon signed rank test) statistical methods have been used for
determining whether differences are available for the financial ratios of companies in these dates.
According to these analytical results, statistical meaningful difference has been made clear
between liquidity ratios (current and cash ratio), financial structure ratios (financial ratio, activity
rate), activity ratios (fixed asset turnover ratio, asset turnover ratio, equity turnover ratio) and stock
market performance ratios (market value/book value ratio and tobinq ratio) for the periods. Any
statistical difference is not matter of the subject profit ratios of companies on between both crisis
periods here.
Keywords: Economic Crisis, ISE, Manufacturing Companies, Financial Ratios
40
EKONOMİK KRİZLERDE FARKLILAŞTIRILMIŞ PAZARLAMA STRATEJİSİNİN
ÖNEMİ
Yrd. Doç.Dr. M. Emin AKKILIÇ
Öğr. Gör. Mustafa GÜNALAN
2008 yılının son aylarında “Lehman Brothers” yatırım bankasının iflasıyla Amerika’da başlayan
ve tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz, Türkiye’de de bir çok alanda etkisini göstermiştir.
Türkiye’de olumsuz yönde etkilenen alanlardan bir tanesi de otomotiv sektörüdür.
Ekonomik kriz dönemlerinde işletmelerin izleyebileceği farklı pazarlama stratejileri vardır. Bu
pazarlama stratejilerinden bir tanesi de Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisidir. Farklılaştırılmış
Pazarlama Stratejisi; Birden fazla ürün üreten ya da ürünü farklılaştırarak farklı tüketici kitlelerine
sunmak amacıyla her pazar ve bu pazara sunacağı ürün için farklı pazarlama karması
oluşturulmasıdır.
Bu araştırmanın amacı, birinci aşamada, ekonomik krizlerde işletmelerin uygulayabileceği
pazarlama stratejilerden bir tanesi olan Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin önemini teorik
zeminde ortaya koymaktır. İkinci aşamada, son yaşanan ekonomik krizin, Türk Otomotiv
Sektörüne olan etkisini belirlemektir. Son aşamada ise, yaşanan ekonomik krizinin etkisini asgari
düzeye indirgenmesinde uygulanan Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin önemi ortaya
çıkarmaktır.
Araştırma’da gereksinim duyulan veriler; Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv sektöründe,
yaşanan kriz sürecinde uygulanan pazarlama stratejilerine yönelik olarak yazılı basında çıkmış
(ekonomi haberleri, yapılan reklamlar, uygulanan diğer stratejiler) yazılardan elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Ekonomi, Pazarlama stratejisi.
THE IMPORTANCE OF DIFFERENTIATED MARKETING STRATEGY IN
ECONOMIC CRISIS
The economic crisis which has spread all over the world and starting with the bankruptcy of
investment bank of “Lehman Brothers” in America in the last months of 2008 in Turkey has
shown effect in many fields. One of the affected area in Turkey is the automotive sector.
At the times of economic crisis, business can apply to have different marketing strategies. This
marketing strategy is one of the Differentiated Marketing Strategy. The Differentiated Marketing
Strategy; producing more than one product or product differentiating, for each market and
differentiating product to offer to this market is the creation of different marketing mix.
The purpose of this study, the first stage, in the economic crisis, businesses can apply the
marketing strategy is one of the Differentiated Marketing Strategies is to examine the importance
of the theoretical ground. In this second stage, the last economic crisis, how the Turkish
automotive sector was effected was determined. In the final stage, the importance of Differentiated
Marketing Strategy which was applied to reduce to the minimum level the impact of the economic
crisis will be tried to put forward.
Required data are gathered up from articles in press (economic news, advertisements, applied other
strategies, etc.) during the economic crisis that are related to applied marketing strategies of
automotive industry firms operating in Turkey.
Keywords: Crisis, Economy, Marketing strategy.
41
KÜRESEL EKONOMİK KRİZ ÜZERİNE DEĞERLENDİRME
Yrd. Doç.Dr. Erol VİDİNLİOĞLU
Öğr. Gör. Buğra ÖZER
Ergun KAYA
Küreselleşme, ülkeler arasında ki iletişimin giderek artmasıyla ekonomik, politik, entellektüel ve
teknolojik bakımdan kapsamlı bir dönüşümdür. Bu çerçevede, ülkeler arasında ekonomik ilişkiler,
örneğin, sermaye ve mal değişimi, hızla ve kolaylıkla yapılmaktadır.
Eylül-Ekim 2008’de yaşanan mali çöküş, dünyanın büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya
olduğunu gösterirken, küreselleşmenin etkisiyle gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkeyi de
derinden etkilemiştir. Dünyayı kasıp kavuran ve bir çok bankanın iflasına neden olan ekonomik
krizin derinden etkilediği ülkelerden İzlanda, iflasın eşiğine gelmiş durumdadır. Bir çok ülkede
etkisi hissedilen ekonomik kriz bazı büyük firmaların iflas etmesine ve binlerce insanın işsiz
kalmasına neden oldu.
Söz konusu ekonomik krizin ortaya çıkardığı durgunluk devam ettiği sürece, krizin giderek
derinleşeceği, önümüzdeki yıl içerisinde daha ağır bir tablo ile karşı karşıya kalınacağı bir çok
ekonomist tarafından da ifade edilmektedir.
Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin çözümü için her ülke kendi merkez bankası ve
ekonomik kurumlarıyla önlem almaya çalışmaktadır. Ancak küresel ekonomik krizin
aşılabilmesinde, ortak uygulanacak
para ve maliye politikalarına, alınan kararların
uygulanmasında ülkelere yol gösteren ve denetleyen bir dünya merkez bankasına ve ihtiyaç
duyulmaktadır.
Anahtar Kelime: Kriz, küreselleşme, merkez bankası.
EVALUATION OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS
Globalization is an extensive transformation in terms of economic, politic, intellectual and
technological manners in regard to the gradual escalation of the communication among countries.
In this way, economic relationships between countries, for example the exchange of capital and
goods, can be swiftly and easily generated.
The financial downfall occured in September-October 2008, while the world was facing with a
major crisis, has deeply affected many developing and developed countries with the impact of
globalization. Iceland one of the countries to be affected by the desperate economic crisis which
forced many banks into bankruptcy is on the brink of collapse. The economic crisis with serious
consequences for various countries has breeded bankruptcy for some large enterprises and
unemployment for thousands of people.
As long as the stagnation caused by the crisis continues, there is a common vision stated by
economists that we will be faced with a much terrifying stiuation through the next year.
In order to find a solution to the global economic crisis, every country is attempting to take
precautions in cooperation with their own central banks and financal establishments. Nevertheless,
associated money and finance policies and a conducting and inspecting global central bank to
apply the decisions are in great demand so as to surmount the global economic crisis.
Key Words: crisis, globalization, central bank.
42
TÜRK İMALAT SEKTÖRÜNÜN ETKİNLİĞİNE KRİZLERİN ETKİLERİ: 1998-2008
DÖNEMİ
Arş. Gör. Bekir ELMAS
Öğ. Gör. Emre YAKUT
Günümüz koşullarında artan rekabet ortamı, firmaların etkinliklerini dikkate alarak
değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların gerek ulusal
gerekse uluslar arası piyasalarda rekabet edebilmeleri ve başarılı olabilmeleri açısından etkinlik
ölçümleri önemli olmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren
14 alt sektörün her biri için ve imalat sanayi sektörünün geneli için etkinlik ölçümleri yapılmıştır.
1998-2008 dönemini ele alan çalışmada etkinlik ölçümleri Veri Zarflama Analizi (VZA)
yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda etkin olan ve etkin olmayan sektörler
hem kriz dönemlerinde hem de normal dönemlerde tespit edilerek krizlerin firma etkinliklerine
etkisi ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Etkinlik Ölçümü, Veri Zarflama Analizi, Kriz, İmalat Sektörü
THE EFFECTS OF CRISIS ON THE EFFICIENCY OF TURKISH MANUFACTURING
SECTOR: THE 1998-2008 PERIOD
In today's increasingly competitive environment, taking into account the efficiency of the firms are
required to evaluate. Of companies in the manufacturing sector both national and international
competition in the market and they can be successful in terms of measuring effectiveness is
important. In this study, efficiency are measured for both each of the 14 sub-sectors and general
sectors of the manufacturing industry sector in Turkey. In this study, the measurement of
efficiency for 1998-2008 period are made with method Data Envelopment Analysis (VZA).
Analysis and inactive as a result of the active sectors, both in times of crisis as well as the normal
period to determine the effect of the crisis was put to the company's activities.
Key Words: Measuring Efficiency, Data Envelopment Analysis, Crisis, Manufacturing Industry
43
KRİZ DÖNEMLERİNDE SEKTÖRLER ARASI EMEK HAREKETLİLİĞİ:
TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Arş. Gör. Özgür BALMUMCU
Yrd. Doç.Dr. Sibel CENGİZ
Son 30 yılda, dünya ekonomisi birçok krizle karşılaşmıştır. En sonuncusu ABD’de yaşanan
Mortgage krizidir ve bu kriz kısa sürede küresel mali kriz haline gelmiştir. Küresel mali krizi talep
daralması, resesyon ve deflasyon izlemiştir. Sektörlerin kriz esnasında büyüme hızları göreceli
olarak farklılaştığından artan işsizlik ücretleri düşürmekle kalmaz, sektörler arası emek
hareketliliğini artırır. Ticarete konu olan ihracatçı sektörler kriz nedeniyle daha fazla
küçüldüklerinden ortaya bir işgücü fazlası çıkar. Mevcut işgücü fazlası ticarete konu olmayan
sektörlere kayarak yeni iş ve ücret imkanları aramaya çalışır. Sektörler arası emek hareketliliğini
ölçmek için Türkiye’de ticarete konu olan sektörlerle konu olmayanlardaki çalışan sayıları
regresyona tabi tutulmuştur. Kriz esnasında sektörler arası emek hareketliliğinin boyutunu
anlamak için dummy değişken kullanılmıştır. Bu bağlamda Türkiye ekonomisi için 2000-2009
yılları arasında çeyrek dönemler itibariyle yapılan ampirik sınama sonucunda elde edilen bulgular,
imalat sanayi ve tarım sektörü arasında işgücü hareketliliğinin olmadığını göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Emek hareketliliği, finansal kriz, işsizlik.
LABOR MOBILITY BETWEEN SECTORS DURING CRISIS:
THE CASE OF TURKEY
During the last three decades, the world economy has been facing several financial crisis. The last
but not the least one has been mortgage crisis experienced in the USA and it turned out to be a
global financial crisis. Global financial crisis was fallowed by demand contradiction, recession and
deflation. The growing unemployment due to the relatively charge in sectoral growth rate during
the crisis, would increase the labor mobility between industries while, it would be decreasing the
wages. There would be an excess supply of labor owing to tradable exporting sectors which are
getting smaller during crisis. This existing labor supply would search for a new job and wage
opportunities by moving to the nontradable sector. The number of workers in tradable and
nontradable sectors in Turkey is subjected to a regression analysis to measure the labor mobility
between sectors. One dummy variable is used to understand the size of labor mobility between
sectors during the crisis. In the context, the empirical findings which are derived from quarterly
data for the period of 2000-2009, indicate that there is no labor mobility between manufacturing
industry and agricultural sector.
Keywords: Labor mobility, financial crisis, unemployment.
44
KÜRESEL FİNANSAL KRİZİN TÜRKİYE’NİN İHRACATI ÜZERİNE ETKİLERİNİN
ANALİZİ
Yrd. Doç. Dr. Ali Cüneyt ÇETİN
Bu çalışma, 2008 yılının son çeyreğinde Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan ve kısa
sürede tüm dünyayı saran küresel finansal krizin, Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracat yapısında
meydana getirdiği değişmeyi sektörel seviyede analiz etmektedir. Ülkemizde, 2008 yılında çeşitli
ülkelere 127,5 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam ihracat değeri, krizin önemli etkileri
nedeniyle yaklaşık altı katlık bir düşüşle 2009 yılında 20,9 milyar dolara gerilemiştir.
İhracat sektörü küresel krizden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenmiştir. Böylece sanayi için işlem
görmüş hammaddeler, yarı dayanıklı tüketim malları, sanayi ile ilgili taşımacılık araç ve gereçleri,
dayanıklı tüketim malları ve binek otomobil ihracatı krizin şiddetle etkisini gösterdiği 2009 yılının
ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre sırasıyla %25.4, %24.7, %56.9, %25.1,
%43.8’lik bir azalma göstermiştir.
Sonuçta, küresel kriz nedeniyle toplam ihracatta azalışlar meydana gelmiş ve Türkiye’nin ihracat
yapısında önemli değişmeler gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, İhracat, Dış Ticaret
ANALYSIS OF THE EFFECTS OF GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON TURKEY'S
EXPORT
This study analyses the pattern of export flows from Turkey to the Europe at sectoral level. The
global financial crises occurred in the last quarter of 2008 in USA has been affecting severely all
countries’ economy including Turkish export. While Turkish total export to some countries $127,5
billion in 2008, it showed about six fold decrease realizing as $20,9 billion in 2009 due mainly to
economic crises.
Export industry in Turkish economy has been directly and indirectly affected from the global
crisis. Due to severe economic crisis, the export value of processed raw materials for industry,
semi-durable goods, industry related commercial vehicles, durable goods and cars respectively
25.4%, 24.7%, 56.9%, 25.1%, 43.8% decreased in the first six months of 2009 compared to
previous years’ same period.
Consequently, total export showed decline compared to before crisis and global crisis brought
about a significant difference on Turkish export structure to the Europe.
Key Words: Global Crisis, Export Industry, Foreign Trade
45
KRİZ SONRASI KÜRESEL DENGESİZLİKLER IŞIĞINDA KREDİ TEMERRÜT
TAKASI VOLATİLİTESİNİN MODELLENMESİ
Yrd. Doç. Dr. Dina ÇAKMUR YILDIRTAN
Yrd. Doç Dr. Ayşe Gül BÖLÜKBAŞI
Son yıllarda finans dünyası kredi riskine odaklanmıştır. Kredi türevleri aynı zamanda yatırım
portföylerinde oluşabilecek değer kaybına karşılık kullanılmaktadırlar. Bu enstrümanların
kullanımı ile bankaların kredi riskini algılamaları, fiyatlamaları ve riskin yönetimi uygulamaları
farklılık kazanmıştır. Önceden belirli sınırlara dayanarak kredi verebilen bankalar, kredi türev
ürünlerinin çeşitlenmesiyle uygulamada verilen kredi sınırının ötesinde kredi verebilmektedir.
Özellikle son yıllarda yaşanan mortgage krizinin tüm dünyaya yayılarak kredi krizine
dönüşmesinde kredi türev ürünlerinin hatalı fiyatlanmasının etken olduğunu belirtebiliriz. Bu
bağlamda kredi türev ürünlerinin risk yönetimi aracı olarak kullanımlarının önemi ile birlikte
doğru fiyatlandırılmalarının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Kredi türev ürünleri içinde
uygulamada en yaygın olarak kullanılan ürün kredi temerrüt takasıdır. Kredi temerrüt takası
(KTT), kredi riskine karşı satın alınan bir finansal sigorta sözleşmesidir. Günümüzde finans
dünyasında yatırım kararı alırken ilk bakılan göstergelerden biri de kredi temerrüt takas
oranlarıdır. Bu çalışmada kredi temerrüt takası getirisi ve spread (TC. hazinesinin ihraç ettiği TL
cinsi gösterge tahvilin getirisi ile kredi temerrüt takası getirisi arsındaki fark) serisi volatilitesi
GARCH ve EGARCH ile modellenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kredi, Kredi Riski, Kredi Temerrüt Takasları, Volatilite, Garch, Egarch
THE MODELLING OF THE VOLATILITY OF CREDIT DEFAULT SWAP IN THE
LIGTH OF GLOBAL IMBALANCES
In the past few years the finance sector has been focused on credit risks. Credit derivatives can
also be used against value loss that can arise in investment portfolios. The use of these instruments
and the way banks now perceive credit risk, it’s pricing and banks’ risk management procedures
have reached a different aspect. Whilst previously banks granted credits according to specific
limits, with the diversification of the credit derivative products, they can now give credits going
beyond the usual credit limit procedures that are in effect. We can specifically express that the
mortgage crises which has spread all over the world within the past years to finally become a
credit crises, is the result of the wrong pricing of credit derivative products. In this context, the
importance of credit derivative products to be used as a risk management product as well as the
necessity for their correct pricing has arisen. Amongst the credit derivative products, the most
commonly used product is the credit default swap. Credit Default Swap (CDS), is a financial
insurance contract that can be purchased against credit risk. Presently, when an investment
decision is taken in the financial world, one of the first indicators taken into account is the credit
default swap rates. In this study volatility of return of credit default swap and spread (benchmark
bonds issued by Turkish Treasury department in TL currency) series, modeled by GARCH and
EGARCH.
Key Words: Credit, Credit Risk, Credit Default Swap, Volatility, Garch, Egarch
46
KÜRESEL FİNANSAL KRİZİN GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ÜZERİNDEKİ
ETKİSİ
Yrd. Doç. Dr. Metin MERİÇ
Küresel finansal kriz, birçok gelişmiş ülkede önemli bir yavaşlamaya neden olmaktadır. Dünya
etrafındaki hükümetler krizleri kontrol altında tutmaya çalışmakta, fakat birçok görüş henüz en
kötüsünün yaşanmadığı şeklindedir. Hisse senedi piyasaları %40 daha aşağı düzeydedir. Yatırım
bankaları çökmekte, kurtarma paketleri bir trilyon AB dolarından daha fazlasını içerecek şekilde
hazırlanmakta ve ortak bir tepkiye benzer bir şekilde faiz oranları bütün dünyada indirilmektedir.
Taşımacılık oranları gibi, küresel ekonomik faaliytin başlıca göstergeleri endişe verici oranlarda
düşmektedir.
Gelişmekte olan ülkeler için kriz ne anlama gelmektedir? Birçok gelişmekte olan ülke ekonomisi
hala güçlü bir şekilde büyüyor, bu büyümenin ne kadar uzun süre kalıcılığını koruyabileceği
bilinmiyor. Krizlerin gelişmekte olan ülkelere yayılması hangi kanallar aracılığıyla olmaktadır ve
gelişmekte olan ülkelerde hissedilen etkileri nasıldır? Gelişmiş ülkelerdeki düşüşler sonucunda
uluslararası makro ekonomik meydan okumalara gelişmekte olan ülkelerden hangisi dayanabilir ve
hangileri en fazla risk altındadır? Kalkınma politikalarının rolü nedir ve gelişmekte olan ülke
politika yapıcılarının neyi bilmeye ihtiyaçları vardır?
Bu çalışmada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansları, krizden etkilenme
açısından en çok riske açık gelişmekte olan ülkeleri etkileyen küresel kriz kanalları ve olası
politika tepkileri tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Küresel kriz, büyüme, mali politikalar
THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND DEVELOPING COUNTRIES
The global financial crisis is already causing a considerable slowdown in most developed
countries. Governments around the word are trying to contain the crisis, but many suggest the
worst is not yet over. Stock markets are down more than 40% from their recent highs. Investment
banks have collapsed, rescue packages are drawn up involving more than a trillion US dollars, and
interest rates have been cut around the world in what looks like a coordinated response. Leading
indicators of global economic activity, such as shipping rates, are declining at alarming rates.
What does the turmoil mean for developing countries? Many developing country economies are
still growing strongly, but forecasts have been downgraded substantially in the space of a few
months. And for how much longer can growth persist? What are the channels through which the
crisis could spread to developing countries and how are the effects being felt in developing
countries? Which developing countries will be able to withstand the international macro economic
challenges created by the downturn in developed economies, and which are most at risk? What is
the role for development policy and what do developing country policy-makers need to know?
This note discusses recent growth performance in developed and developing countries, the
channels through which the global crisis affects developing countries, which countries might be
most at risk, and possible policy responses.
Keywords: Global crisis, growth, fiscal policies
47
KÜRESEL MALİ KRİZİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ
Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL
Arş. Gör. Evren İPEK
Arş. Gör. Olcay ÇOLAK
Bu çalışmada küresel mali krizin Türkiye ekonomisine etkileri sanayi üretim endeksleri, kapasite
kullanım oranları, işsizlik oranları, büyüme ve ihracat gibi göstergeler çerçevesinde
incelenmektedir. ABD’de başlayarak Avrupa ve Asya ekonomilerini etkisi altına alan küresel
krizin tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de talep ve büyümede daralmaya neden olmuştur. ABD ve
Avrupa ülkelerinde kriz dolayısıyla yaşanan durgunluk, bu ülkelere ihraç ettiğimiz ürünlerimizin
talebinde ve ihracatımızda düşüşlere neden olmuştur. Sanayi üretim endeksleri ve kapasite
kullanım oranlarında görülen düşüşler, küresel mali krizin olumsuz etkilerinin Türkiye’de
hissedildiğini göstermektedir. Küresel mali krizin Türkiye’de yarattığı belirsizlik ve güven
problemi, reel kesim ve tüketici güven endekslerindeki düşüşlerden görülmektedir. İşsizlik
oranlarındaki artış krizin Türkiye ekonomisindeki en olumsuz etkilerinden olmuştur. 2009 yılında
ağırlaşan ekonomik daralma devam etmektedir.
Anahtar kelimeler: Küresel Mali Kriz, Türkiye Ekonomisi
THE EFFECTS OF GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON TURKISH ECONOMY
This paper investigates the effects of global financial crisis on Turkish economy in the frame of
indicators such as index of industrial production, capacity utilisation rate, unemployment rate,
economic growth and export. The global crisis, which started in USA and effected the Europian
and Asian economies, has caused a contraction in demand and economic growth both in Turkey
and all over the world. The recession in USA and Europian countries, has caused a reduction in
the demand of Turkish products that are exported to these countries. The decrease in index of
industrial production and capacity utilisation rate indicates that the negative effects of global
financial crisis are feeled in Turkey. The problem of uncertainty and confidence, that is created by
the global financial crisis, is seen from the reduction in confidence indexes. The economic
recession that worsens in 2009, continues.
Key Words: Global Financial Crisis, Turkish Economy
48
FİNANSAL LİBERALİZASYON VE KÜRESEL KRİZİN YAPISAL NEDENLERİ:
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER İÇİN DERSLER
Arş. Gör. Cem Okan TUNCEL
Bu çalışmanın amacı finansal liberalizasyon ile finansal krizler arasındaki ilişkiyi tarihsel bir süreç
içerisinde incelemektir. Yirmi birinci yüzyılın henüz ilk on yılı tamamlanmadan küresel kapitalizm
1929 Büyük Buhranı ile karşılaştırılan yaygın ve derin bir ekonomik kriz yaşamaktadır. Bu krizin
yapısal nedenlerinin anlaşılması için kapitalist dünya ekonomisinin 20. yüzyılın ikinci yarısından
itibaren yaşadığı dönüşümler incelenmelidir. Bu bağlamda İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze
birbirini takip eden iki temel politik ve ekonomik rejim yaşanmıştır. Büyümenin altın çağı olarak
adlandırılan “Keynesyen Rejimde”,toplumsal uzlaşmanın bir göstergesi olarak ekonomi devlet
tarafından kontrol edilirken, bunun yanında devlet toplam iç talebin yönetilmesinden de sorumlu
olmuştur. Keynesyen dönem 1970’li yıllardaki yapısal krizin etkisiyle piyasa önceliklerinin başat
hale geldiği, liberalizasyonun, deregulasyonun, özelleştirmenin ve uluslararası ekonomik
bütünleşmenin öne çıktığı “Neo Liberal Rejim” ile yer değiştirmiştir. Temelleri 1980’li yıllarda
atılan Neo Liberalizm 1990’lı yıllarla birlikte yaygın etkisini dünya ölçeğinde göstermeye
başlamıştır. Günümüz küresel krizinin temel nedeni olarak kabul edilen ve neoliberal dönemin
başat görüngüsü olan finansallaşma, ulusal ve uluslar arası ekonomide finansal motiflerin, finansal
piyasaların, finansal aktör ve kurumların rolünün giderek artması olarak tanımlanabilir. Bu
finansallaşma olgusunu ortaya çıkartan finansal liberalizasyon sürecinde, birçok gelişmiş ve
gelişmekte olan ülke finansal sistemlerini düzenleyici faaliyetlerden vazgeçme yoluna gitmişlerdir.
Finansal liberalizasyonun özellikle gelişmekte olan ülkelerde yetersiz düzenleme faaliyetlerine
bağlı olarak aşırı risk üstlenen finansal piyasaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Liberalizasyon sonrası dönmede özellikle sermaye giriş çıkışlarının serbest bırakılmasına bağlı
olarak birçok ülkede “genişleme-daralma çevrimlerinin” eşlik ettiği finansal krizler gözlenmiştir.
Liberalizasyon uygulamalarına bağlı olarak para ve bankacılık krizlerinin birlikte ortaya çıktığı
ikiz krizlerin görülme sıklıkları artmıştır. Bu çalışma kapsamında kriz sonrası dönemde
sürdürülebilir bir iktisadi büyümeyi sağlayacak politika alternatifleri gelişmekte olan ülkeler
perspektifinden de tartışılacaktır.
Anahtar Sözcükler: Finansal Liberalizasyon, Finansallaşma, Finansal Kriz, Gelişmekte Olan
Ülkeler
FINANCIAL LIBERALIZATION AND THE STRUCTURAL ROOTS OF THE GLOBAL
CRISES: LESSONS FOR DEVELOPING COUNTRIES
The main aim of this study is to analyze the connection between financial liberalization and
financial crises in historical context. The global economy is experiencing crisis which has been
hailed as the most devastating crisis of capitalism since the great depression of 1929. Post World
War II economic history can be thought of as evolving within two distinct political-economic
regimes. The high growth Golden Age or Keynesian Regime was based on socially or politically
‘embedded’ domestic markets, government responsibility for aggregate demand growth, and state
control over cross-border economic activity. It lasted until the early 1970s, to be replaced, after a
decade of turbulence, by the Neoliberal Regime, built on deregulation, liberalization, privatization,
and ever-tighter global integration. The Neoliberal Regime took root in the 1980s and consolidated
in the 1990s.Financialization which is a major phenomenon of neoliberal regime, means the
increasing role of financial motives, financial markets, financial actors and financial institutions in
the operation of domestic and international economies. In this period, many developed and
developing countries have liberalized their financial markets. The financial liberalization opens up
new opportunity for financial sectors often resulting in excessive risk taking because of lack of
adequate regulation particularly emerging economies. After liberalization of period, most countries
tend to go though a “boom-bust” cycle especially in the case of external liberalization. As a result,
currency and banking crises (twin crises) are closely linked in aftermath of liberalization. In this
paper, policy framework is also discussed from developing countries perspective.
Keywords: Financial Liberalization, Financialization, Financial Crises, Developing Countries
49
2008 KRİZİ Mİ, YENİDEN DİRİLEN 2001 KRİZİ Mİ?
Arş. Gör. Görkem BAHTİYAR
Arş. Gör. Filiz GAYGUSUZ
Bu çalışmada A.B.D. finans piyasalarından çıkarak bütün dünyayı etkisi altına alan 2008
krizinin temellerinin aslında 2001 resesyonundan çıkmak için uygulanan yanlış
müdahalelerde bulunup bulunmadığı incelenecektir . Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman
tarafından da dile getirilen bu şüpheyi test etmek için 2001 resesyonu kısaca hatırlandıktan
sonra bu resesyondan çıkmak için uygulanan politikalar ele alınacak ve bu politikaların
2008 krizi öncesi ortaya çıkan balonun oluşumunda rolü analiz edilecektir . Her kriz
hatalardan ders alıp aynı hataları tekrar etmeme açısından bir fırsat olduğu için , 2001
resesyonuyla mücadele için uygulanan yanlış politikaların tekrar edilmemesi , hem iktisat
teorisi ,hem de iktisat politikası için bir kazanç anlamına gelecektir.
Anahtar kelimeler: 2008 küresel krizinin temelleri, finans balonu, maliye politikası ,
karşılaştırmalı analiz, para politikası, 2001 resesyonu
2008 CRISIS OR THE RESURRECTION OF 2001 CRISIS?
In this work , the question of whether the foundations of the current global crisis , which
originated from U.S. financial markets and has spread to a global scale , lied in the
incorrect interventions put in effect in order to overcome the 2001 recession will be
investigated and will be tried to be answered . To test this suspicion , which was also
mentioned by Nobel prize recipient Paul Krugman , after briefly recapturing the 2001
recession , policies implemented to overcome this recession will be investigated and the
role of these policies in the forming of the bubble that emerged prior to the 2008 global
crisis will be analysed . Because each economic crisis is an opportunity to learn from not
to make the same mistakes again , avoiding to repeat the incorrect policies implemented in
the 2001 recession will be a real gain for both economic theory and economic policy
fields .
Keywords: Foundations of 2008 global crisis, financial bubble, fiscal policy, comperative
analysis, 2001 recession, monetary policy
50
KÜRESEL FİNANSAL KRİZ SONRASI İSTİHDAM PİYASASI VE ÖNLEMLER
Doç. Dr. Nevin YÖRÜK
Öğr. Gör. Erdem KANIŞLI
Türkiye, yaklaşık son yirmi yıldır 1990’lı yıllardan itibaren tüm dünyada yaşanan krizlerin
özellikle de az gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde etkisinin yoğun görüldüğü ülkelerden biridir.
Yaşanan herbir krizin benzer özellikleri olmakla birlikte farklı özellikleri de bulunmaktadır.
Son dönemdeki krizler, sermaye hareketlerinin serbestleşmesi sonucunda hızlanan uluslararası
sermaye hareketlerinin ortaya çıkardığı istikrarsızlıkla ilişkilidir. Finansal kriz dönemlerinde,
yabancı kısa vadeli fonların ülkeyi hızla terketmeye başlaması sonucunda döviz kurunda, faiz
oranlarında ve enflasyon oranında ani sıçramalarla finans piyasalarında başlamaktadır. Krizlerin
etkileri, finans piyasalarından reel sektöre ve sosyoekonomik göstergelere ve krizin çıktığı ülkeden
diğer ülkelere sıçramakta ve uluslar arası finans sistemini temelden sarsan boyutlara ulaşmaktadır.
Üretim ve yatırım düzeyinde azalma gibi reel sektör etkileri sonucunda işgücü piyasalarına, sağlık,
eğitim ve sosyal yardım kalemlerine kadar gelir dağılımına ilişkin göstergelere doğru
yaygınlaşmaktadır. IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın deyimiyle “krizin üçüncü dalgası”,
işgücü piyasalarını vurmaktadır.
Bu çalışmada, Türkiye ve diğer benzer ülkelerin, kriz öncesi ve sonrası ele alınarak, krizin
istihdam alanında yarattığı etkiler, istihdam oranları, tarım ve sanayi istihdam göstergeleri, ücret
endekleri gibi işgücü piyasası göstergelerindeki değişimler ile incelenmiş ve krizin işgücü
piyasaları üzerindeki etkileri olarak, işsizlik ve reel ücret göstergelerinin krizlerden değişik
ülkelerde ve değişik kriz dönemlerde farklı derecede ve yönlerde etkilendiği görülmüştür. Kriz
sonrasında istihdam alanında yapılması gereken önlem ve düzenlemelere yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Krizler, Etkiler, İstihdam Piyasası.
LABOR MARKET AFTER THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND MEASURES
Turkey, approximately in the last twenty years, is one of the underdeveloped/developing countries
that are especially highly affected from the crises seen in the whole world since 1990s. Even
though every crisis has some common properties, they also have some different properties, too.
The crises of the last period are related to the instabilities caused by accelerated international
capital movements as a result of the liberalization of the capital movements. In the periods of
financial crisis, sudden increases in the exchange rates, interest rates and inflation rates arise in the
finance markets, since the foreign short term funds start to leave the country rapidly. The effects
of the crises jump from finance market to real economy and socio-economic indicators and from
the countries that the crisis arise to other countries, and the crises reach to a degree that can shake
the foundation of the international finance system.
As a result of the real economy effects such as decline in production and investment levels, they
expand towards indicators related to income distribution up to labor markets, health, education and
social welfare components.
In this study, by discussing the before and after crisis status of Turkey and other countries, the
effects of the crisis on employment field are analyzed together with the changes in the labor
market indicators such as employment rates, agriculture and industry employment indicators, wage
indexes, and its been seen that as the effects of the crisis on labor markets, unemployment and real
wage indicators are affected from the crisis at different degrees and directions in different
countries and in different crisis periods. The precautions and regulations that should be put into
practice in the employment field after the crisis are also discussed.
Keywords: Financial Crises, Effects, Employment Market.
51
SERBEST TİCARET, KRİZ VE İSTİHDAM
Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP
Arş. Gör. Gonca AKGÜN
Serbest ticaret politikası, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da katkısıyla ülkelerin üretim,
ihracat ve istihdam yapılarını değiştirmektedir. Heckscher-Ohlin Teorisine göre, dışa açılma
süreci, ülkelerin bol bulunan üretim faktörlerinin talebini artıracaktır. Bu çerçevede azgelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerde bol bulunan vasıfsız emeğin istihdamının artması beklenmektedir.
Ancak, beklenenin aksine gelişmekte olan ülkelerde dahi, H-O teoremine aykırı biçimde, vasıflı
emek talebi vasıfsız emek talebinden daha fazla artmaktadır. Bu durum, vasıfsız emek yoğun olan
azgelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde vasıfsız emek istihdamını sınırlı tutmaktadır. Vasıflı emek,
ticarete konu olan ve büyüme eğiliminde olan sektörlerde istihdam edilirken, vasıfsız emek ticarete
konu olmayan sektörlerde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik konjonktürün uygun olduğu dönemlerde
vasıflı emek istihdamının vasıfsız emeğe oranla daha yüksek olması söz konusu iken, kriz
dönemlerinde nispeten talep esnekliği ve krizden etkilenme derecesi yüksek olan ticarete konu
olan sektörlerdeki vasıflı emek istihdamı, vasıfsız emek istihdamına göre azalmaktadır.
Çalışmamızın amacı, Türkiye’de serbest ticaret politikasının istihdam yapısı üzerindeki etkisini ve
kriz-istihdam ilişkisini araştırmaktır.
Anahtar Kelimeler: Serbest ticaret, kriz ve istihdam, gelir dağılımı
FREE TRADE, CRİSİS AND EMPLOYMENT
Free trade policy, together with the help of direct foreign capital investments, changes the
production, export and employment structures of countries. According to the Heckscher-Ohlin
Theory, the process of free trade will increase the demand for factors of production found in great
amounts in countries. Within this frame, it is expected to increase the employment of unskilled
labour which is plenty in underdeveloped and developing countries. But despite the expectations,
even in the developing countries, contrary to the H-O theorem, demand for skilled labour increases
more than the demand for unskilled labour. This situation keeps the unskilled labour employment
limited in unskilled labur intensive underdeveloped/developing countries. Skilled labour is
employed in sectors subject to trade which has a tendency of growth whereas unskilled labour is
heavily used in sectors which are not subject to trade. In periods when the economic conjuncture is
suitable, skilled labour employment is higher compared to unskilled labour; but in times of crisis,
skilled labour employment decreases compared to unskilled labour employment in sectors subject
to trade where the demand elasticity and the degree of being influnced by the crisis is high.
The aim of our study is to search the influence of the free trade policy on the employment structure
in Turkey, and the crisis-employment relationship.
Keywords: Free trade, crisis and employment, income distribution.
52
2001 EKONOMİK KRİZİNİN TÜRKİYE’DE BÜYÜME VE İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ
ETKİSİ
Yrd. Doç. Dr. Metehan YILGÖR
Dr. Arş. Gör. Suna KORKMAZ
Ülke ekonomileri için uzun dönemli göstergelerden olan büyüme ve istihdam-işsizlik
göstergelerinin incelenmesi önemlidir. Krizler bir ülkenin kendi içindeki ekonomik koşullarından
kaynaklandığı gibi dış etkilerken de kaynaklanabilmektedir. Bu çalışmada krizin nedenleri, etkileri
ve 2001 krizi sonrası büyüme ve istihdam ilişkisi analiz edilecektir. Büyüme ve istihdam
arasındaki ilişkiyi belirlemek için 1997-2008 dönemi çeyrek yıllık veriler kullanılarak EKK
yöntemi uygulanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Büyüme, İstihdam, EKK.
THE IMPACT OF THE ECONOMIC CRISIS IN 2001 ON GROWTH AND
EMPLOYMENT IN TURKEY
Growth and employment-unemployment are the long term indicators which are vital to examine
for the country’s economy. The source of crisis may arise from both the country’s own internal
economic conditions and influence by the external effects. In this study, the causes and the effects
of crisis will be analyzed together with the relationship between growth and employment after the
2001 crisis. In order to determine the relationship between growth and employment, OLS method
will be applied with obtaining quarterly data for the period 1997 to 2008.
Keywords: Crisis, Growth, Employment, OLS.
53
EKONOMİK KRİZİN TÜRK ÇALIŞMA YAŞAMINA ETKİLERİ
Yrd. Doç. Dr. Şenol YAPRAK
Başlangıçta Amerika merkezli olsa da, yaşanan küresel krizin etkileri artık ülkemizde de her
alanda görülmektedir. Krizin etkilediği alanlardan biri de çalışma yaşamıdır. Kriz öncesinde de
kronikleşen işsizlik nedeni ile zaten büyük bir sorun yaşayan Türk çalışma yaşamı, kriz nedeni ile
daha da yüksek bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. İhracatın azalması, kapasite kullanım
oranının düşmesi, iç talebin daralması gibi etkenler nedeni ile bu süreçten çalışma yaşamı da
olumsuz etkilenmektedir.
İşsizliğin sosyo-ekonomik etkilerinin yaşamın her alanında görülmesi nedeni ile, ortaya çıkacak
olumsuzluğun azaltılması için devlet de çeşitli önlemler almak zorunda kalmıştır. İstihdamın
desteklenmesi amacı ile işverenlere çeşitli teşvikler getirilmiş, yasalarda işsizliğin etkisini azaltıcı
düzenlemeler yapılmış ve işsiz sayısının daha da artmaması için çözüm yolları geliştirilmeye
çalışılmaktadır. Krizin nedeni ve kaynağı ne olursa olsun, en fazla etkilenenler çalışanlar
olmaktadır. Bu son krizde de, bu durumun değişmediğini görmekteyiz. İşsiz sayısındaki artışlara
ve işsizlik sigortasından yararlanmak için başvuranların sayısındaki artışa bakıldığında krizin
çalışanlar üzerindeki olumsuz etkileri somut olarak görülecektir.
Ekonomik krizin çalışma yaşamına yansımaları nedeni ile çalışma yaşamında yer alan faktörler de
kendilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalmaktadırlar. Bu amaçla en fazla yasal
düzenlemeler de çalışma yaşamına yönelik olarak yapılmaktadır. Bu çalışmada kriz sonrası
çalışma yaşamında ortaya çıkan gelişmeler değerlendirilerek, analizi yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Çalışma Yaşamı, İstihdam, Krizin Etkisi
THE EFFECTS OF ECONOMIC CRISIS TO WORKING LIFE OF TURKEY
The effects of global crisis can be now seen in every fields of our country, whose first center is
USA. One of the field that the crisis affects is working life.Turkish working life that having a big
problem about unemployment before the crisis, is faced with a bigger unemployment problem
after the crisis. Working life is affected from this process because of these reasons; the decrease in
export, the fall of capacity utilisation rate, the decrease in domestic demand,…etc.
Also, the government had to take some precautions in order to cut down the complications that
occured because of the socio-economic effects of unemployment in every field of life.With the aim
of supporting the employment, several provocations were done for employers, arrangements that
reducing the effects of unemployment were done in laws, formulas that prevents the increase of
the the unemployed person are being developed.It is not important what the reason is or what the
source of crisis, the most effected ones from the crisis are the employees.In the last crisis, we can
see that the situation is not different.The negative effects of the crisis on the employees can be
seen clearly when we look up the increase of the numbers of unemployeed people and the increase
of the number of people who applying for unemployment insurance.
Factors in the working life have to overview theirselves because of the reflections of economic
crisis to the business life. For this reason,mostly legal arrangements about working life have been
made. In this study, the developments occured after the crisis in the working life are evaluated and
analysed.
Keywords: Global crisis, Working life, Employment, Effects of crisis
54
KRİZ SONRASI İSTİHDAM SORUNLARI VE YAPILAN DÜZENLEMELER: TÜRKİYE
ÖRNEĞİ
Yrd. Doç. Dr. Burhan AYDEMİR
Bugünlerde küresel krizin sona ermekte olduğu genel kabul görmekle beraber işgücü piyasalarına
olumsuz etkisinin birçok ülkede süreceği beklenmektedir. Bir önceki ekonomik kriz sürecinin
istihdam üzerindeki etkisi göz önüne alındığında Türkiye’nin bu ülkelerden biri olacağından
endişe etmek için bir çok neden vardır. Türkiye’de 2001 krizinin etkisiyle 2003 yılında %10,5’e
çıkan işsizlik oranı 2004–2006 döneminde ulaşılan yüksek büyüme rakamlarına ve aradan yedi yıl
geçmesine karşın kriz öncesi değerlere inmemiştir. Bunun bir nedeni 2001 krizi sonrası Türkiye’de
hızlanan yapısal dönüşüme bağlı olarak tarımdan kopan işgücünün sanayi ya da hizmetler sektörü
tarafından istihdam edilememesi; ikincisi ise krizin işgücü piyasalarındaki etkilerinin çok uzun
süreli olması ve yükselen işsizlik oranlarının eski değerlerine dönmesinin zaman almasıdır. Orta
Vadeli Program’a göre Türkiye’de İşsizlik oranının yıl sonunda %14,8 olması, 2013’e kadar çok
yavaş bir şekilde gerileyerek %13,3’e düşmesi beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler: İşsizlik, istihdam, istihdam politikaları
EMPLOYMENT ISSUES AND THE REGULATIONS AFTER THE CRISIS:
THE CASE OF TURKEY
Nowadays, ending of the global crisis has been gained acceptation, although this is expected that
unfavorable crisis effects will be continued on employment in many countries. There are many
suspicions evidence on that Turkey is one of these countries when previous crisis periods have
been observed. Unemployment rate has reached 10.5% in 2003 with effect of the 2001 crisis; this
rate has not declined previous rates even high grooving rates of 2004-2006 and with past seven
years. The reasons for these are; first was the structural transformation work power after 2001
which was agricultural work force left their works but this work force could not be employed by
industry or service sectors. The second was that the crisis effects continuous for long times on the
business word, cure of these high unemployment bed effects takes long times. According to the
mid term planning, expected unemployment rate is 14.8% for end of this year, and this rate will be
slowly declined down to 13.3 % till 2013.
Keywords: Unemployment, employment, employment policies
55
İKTİSADİ KRİZLER, FİNANSAL GENİŞLEME VE KEYNESYEN POLİTİKALAR
Araş. Gör. Kerim Eser AFŞAR
2. Dünya Savaşı’ndan 1970’li yılların ikinci yarısına kadar kapitalist dinamikleri görece istikrarlı
bir konumda tutan Keynesyen politikalar, birikim rejiminin tıkanmasıyla terk edilmiş ve neoliberal
politikalar uygulamaya konmuştur. 2007 yılında küresel çapta gelişen kriz dinamikleri, yeniden
Keynesyen politikaları gündeme getirmiştir. Bu çalışmanın amacı kapitalist krizlerin çözümü için
Keynesyen politikaların etkisini tartışmaktır. Çalışmanın temel savı, 1970’lerden günümüze
uzanan kapitalizmin krizinin temel sebebinin aşırı birikim ve aşırı üretim problemi olduğu, bu
probleme tepki olarak sermayenin finansal alana kayarak sorunu bir üst boyuta taşıdığını, bu
nedenle Keynesyen politikaların bu problemi çözmekte yetersiz kalacağıdır. Aşırı birikim ve aşırı
üretim sorunu bulunan ekonomilerde talep yaratan Keynesyen politikalar, aynı zamanda problemin
ana kaynağı olan aşırı birikim ve aşırı üretim problemini teşvik etmekte, finansal piyasaları
denetim altına alan müdahaleler, durgunluk eğilimini görünür kılmaktadır. Bu nedenlerle
çalışmada iktisadi krizlerin çözümü için önerilen Keynesyen politikaların kapitalizmi yeniden
istikrarlı kılamayacağı, her kriz sonrası Keynesyen politikaların yeniden gündeme gelmesinin,
sistemin meşruiyetini sorgulayacak tartışmaların zeminini saptırmaktan başka bir işlev taşımadığı
iddia edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Keynesyen politikalar, finansal genişleme, iktisadi durgunluk, kapitalist
birikim
ECONOMIC CRISIS, FINANCIAL EXPANSION AND KEYNESIAN POLICIES
Abstract: Keynesian policies which held capitalist dynamics a relatively stable position from
World War II to second half of the 70’s, were abandoned due to accumulation regime blockings
and neoliberal policies were implemented. Globally improving crisis dynamics in 2007 has revived
Keynesian policies again. The goal of this essay is to discuss the impact of Keynesian policies in
solving capitalist crisis. The main argument of this essay is to show that main reason of crisis of
capitalism which run from 70’s to today, has over accumulation and over production problem, to
prove that as a reaction to this problem the capital has carried this cause to an upper dimension by
sliding financial area and for that reason Keynesian policies will be insufficient to solve this
problem. Keynesian policies which create demand in economies that have over accumulation and
over production problem, also support over saving and over production which is the main cause of
the problem and the interferences that control the financial markets, make recession leverage
apparent. For that reason it is claimed that Keynesian policies which are suggested for solving
economic crisis, can not stabilise capitalism again and after every crisis, reviving Keynesian
policies again has no function other than misguiding the ground of the arguments that question the
legitimacy of the system.
Keywords: Keynesian policies, financial expansion, economic stagnation, capitalist accumulation
56
KÜRESEL EKONOMİK KRIZ SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE
PAKETLERİNİN İSTİHDAM ÜZERINDEKI ETKİLERİ
ALINAN
ÖNLEM
Doç. Dr. Oktay ÖKSÜZLER
Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE
2008 yılında ABD’de ortaya çıkan kriz bütün dünya ülkelerini etkilediği gibi Türkiye’yi de
olumsuz yönde etkilemiştir. Tüm dünyayı etkisi t altına alan küresel ekonomik kriz, ülkeleri arka
arkaya bir takım tedbirler almaya zorlamıştır. Önlem paketleri açıklayan ülkelere Türkiye’de
katılmış ve bu bağlamda“ Ekonomik Önlem Paketleri“ adı altında 7 adet tedbir paketi
açıklanmıştır. Bu çalışmamızda Türkiye’nin almış olduğu ekonomik önlem paketleri göz önüne
alınarak, bu önlem paketlerinin zamanlaması ve istihdam üzerindeki etkileri değerlendirilmeye
çalışılmıştır. Alınan önlem paketlerinin dünya ülkeleri ile uyum sağladığı görülmekte fakat
yetersiz olmakla birlikte zamanlama açısından da geç kalındığı gözlemlenmektedir. Bu konuda
işsizlikle mücadelede kısa sürede başarı elde eden ülke örnekleri ile bir takım önermeler
yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İşsizlik, Küresel Kriz, Türkiye Ekonomisi
THE EFFECTS OF PREVENTION PACKAGES, THAT ARE TAKEN IN TURKEY
DURING THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS, ON EMPLOYMENT
Global economic crises that arise in US in 2008 affected all countries as well as Turkey. As a
consequences all countries took some protection measurements to lower the negative affects of
the cries. Turkey has also taken some protective measurements named as “Economics Protective
Packages” In this study; we study seven Economic Protective Packages in terms of timing and
employment. Although these measurements are in parallel in line with other countries in not good
enough to compensate the record rate of unemployment in Turkey. Some countries (South Korea,
Spain) success in unemployment is examined.
Keywords: Unemployment, Global Crisis, Turkish Economy
57
KÜRESEL KRİZ, KÜRESEL YOKSULLUK VE İŞSİZLİK SORUNU: SİSTEM İÇİ
RESTORASYON YETERLİ Mİ?
Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ
Doç. Dr. Mehmet DİKKAYA
Arş. Gör. Deniz ÖZYAKIŞIR
Küresel krizden çıkışın başladığı günümüzde, kriz sonrası piyasaların istikrarına odaklanılmakta ve çoğu
kez küresel yoksulluk ve işsizliğin artması gibi sosyo-ekonomik sorunlar göz ardı edilmektedir. Bu
noktada, çoğunlukla kriz sırasında piyasaların canlanması için uygulanan genişletici ekonomi
politikalara, ne zaman son verileceği tartışılmaktadır. Diğer yandan krizlerin ağırlaştırdığı; küresel işsizlik
ve yoksulluk gibi reel sorunların çözümü ile çözümün sistem içinde mümkün olup olmadığı tartışması
daha az gündeme gelmektedir.
Bu bağlamda, bu çalışmada, öncelikle küresel krizle birlikte ağırlaşan sosyo-ekonomik sorunlara
değinilmekte, ardından küresel kriz nedeniyle açıklanan önlem paketlerinin etkinliği yanında, sosyoekonomik sorunların giderilmesinin/azaltılmasının maliyeti üzerinde durulmaktadır. Ayrıca konunun etik
boyutu ve kapitalist sistemin kriz oluşturmaya eğilimli iç dinamikleri altında oluşan sosyo-ekonomik
olumsuzlukların sistem içi restorasyonla çözüm imkânı tartışmaya açılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Yoksulluk, İşsizlik, Etik Sorun, Kapitalist Sistem
GLOBAL CRISES, GLOBAL POVERTY AND UNEMPLOYMENT PROBLEMS: WILL
INTRA-SYSTEMIC RESTORATION BE ENOUGH?
Although recovery period has started against global crises, socio-economic problems such as global
poverty and increase in unemployment have been generally ignored and have been focused on
stabilization of the markets. At this point, policymakers have mostly discussed the right time for ending
expansionary economic policies that had been implemented to vitalize markets during the crisis. On the
other hand, debates on global poverty and unemployment problems that consisted of real dimension of
the crisis have been rarely discussed.
In this study, firstly, the main socio-economic problems that increased with the enlargement of the global
crisis have been emphasized. Secondly, it has been focused on the efficiency of recovery plans that
implemented by the governments. And finally, the cost of eliminating or decreasing socio-economic
problems has been discussed. Whether socio-economic problems that flourished in the crisis could be
eliminated by the contribution of intra-systemic restoration and the systemic problems in capitalism
together with the ethic side of the crisis also debated in this study.
Keywords: Global Crises, Poverty, Unemployment, Ethic Problems, Capitalistic System
58
İŞSİZLERİN BAKIŞ AÇISIYLA EKONOMİK KRİZ SONRASINDA BURSA ÖZEL
SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM
Doç. Dr. Hamit PALABIYIK
Arş. Gör. Sanem BERKÜN
2008 yılının son dönemlerinde ortaya çıkan küresel ekonomik kriz, gelişmiş ve gelişmekte olan
ülke ayrımı yapmaksızın tüm ülkeleri derinden etkilemiştir. Ülkemiz reel kesimi de, küresel
krizden etkilenerek önemli kayıplar vermiş ve yaşanan ekonomik krizin istihdam üzerindeki
olumsuz etkisi ciddi bir şekilde hissedilmiştir. Türkiye’de sanayileşmiş ve istihdam kapasitesi
yüksek kentlerimizden biri de Bursa’dır. Bu araştırmada işsizlerin bakış açısıyla; kriz sonrasında
Bursa özel sektöründe istihdam koşulları hakkında bilgi edinmek ve elde edilen bulgulardan
hareketle Bursa’da işsizlikle mücadelede önceliklerin belirlenmesine yardımcı olacak ipuçları
bulmak amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Global Ekonomik Kriz, İstihdam, İşsizlik, Bursa
PRIVATE SECTOR EMPLOYMENT IN BURSA WITH PERSPECTIVE OF THE
UNEMPLOYED AFTER THE ECONOMIC CRISIS
The global economic crisis that occurred in developing and developed countries in last period of
2008 has deeply affected all countries without discrimination. Our country’s real sector also has
given important losses by affecting from the global economic crisis and the negative effects on
experienced the economic crisis seriously have been felt. Bursa is one of the industrialized
countries which have capacity of employment in Turkey. The aim of this study is to obtain the
information about employment conditions by using perspective of unemployed person and to find
the clues which will help determine priorities in the struggling with unemployment in Bursa.
Key Words: Global Economic Crisis, Employment, Unemployment, Bursa
59
2008 GLOBAL
YANSIMALARI
EKONOMİK
KRİZ:
TÜRKİYE’DE
İŞGÜCÜ
PİYASASINA
Arş. Gör. Rüya ATAKLI
Arş. Gör. Feyza ARICA
2008 yılının son dönemlerinde A.B.D ve diğer batı ekonomilerinde ortaya çıkan finansal krizin
ardından diğer gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye de ciddi şekilde etkilenmiştir. Finans
piyasalarında başlayan kriz, zamanla reel piyasaları etkisi altına almıştır. Gelişmiş ülkelerde
başlayan resesyon, kalkınmakta olan ekonomileri kritik düzeylerde etkilemiştir. Yoğun devlet
müdahalelerine rağmen birçok ülke 2008 yılında büyüme oranlarının gerilediği ve işsizliğin arttığı bir
süreci yaşamışlardır.
Kredi piyasalarında yaşanan şoklar, yatırımların azalmasına ve piyasalardaki güvensizliğin
artmasına sebep olmuştur. Bu durum yatırım, üretim ve tüketim seviyesinin gerilemesine,
ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve milyonlarca insanın işsiz kalmasına yol açmıştır.
Bu çalışmada mevcut kriz sürecinin Türkiye’deki işgücü piyasası üzerindeki yansımaları
incelenerek son bir yıllık dönemde işgücü kompozisyonundaki değişimler üzerinde durulacaktır.
Anahtar kelimeler: Global kriz, İşgücü piyasası, İşsizlik
2008 GLOBAL ECONOMIC CRISIS: ITS REFLECTIONS TO LABOR MARKET IN
TURKEY
Following the financial crisis that has broken in the US and other Western economies in the lates
2008, Turkey is also seriously affected as other developing country. The crisis that started in the
finance markets has taken the real markets under effect with time. The recession started in
developed countries has affected the developing countries which are already in critical levels.
Most of countries have lived a process that decreasing growth rate, gross domestic product and
increasing unemployment rate in spite of intense government intervention.
Shocks that lived credit market have caused decrease investment and increase discredit in market,
which triggered decline growth rate and occur millions of unemployed people.
In this study, the process of the current crisis on the labor market in Turkey by examining, the
reflections in the last one-year period will be focused on changes in labour composition.
Key words: Global crisis, Labor market, Unemployment rate
60
TÜRKİYE’DE 2008 KRİZİ SONRASI İSTİHDAM DEĞİŞİKLİKLERİ ANALİZİ
Arş. Gör. Gonca YÜZBAŞI
Arş. Gör. Reyhan BAHAR
Arş. Gör. Samiye EKİM
1929 Buhranı’ndan sonra dünya’nın yaşadığı en büyük kriz olma özelliğini taşıyan 2008 kriziyle
kredi piyasalarında yaşanan şoklar, yatırımların azalmasına ve piyasalardaki güvensizliğin
artmasına neden olmuştur. Bu durum dünyadaki birçok ülkede yatırım, üretim ve tüketim
seviyelerinin gerilemesine, ekonomik büyümenin yavaşlamasına, milyonlarca kişinin işsiz
kalmasına yol açmıştır. Ülkeler arasındaki sosyo-ekonomik yapı ve gelişmişlik düzeylerinin farklı
olması nedeniyle her ülkede farklı derecelerde etki doğurmasına karşın, istihdam sorunu her ülke
için aşılması gereken problemlerin odağında yer almaktadır. Ekonomik gelişmişlik sıralamasında
17. sırada yer alan Türkiye’de krizin etkileri ve istihdam sorunları 2008 yılı son çeyreğinde
kendisini göstermeye başlamıştır. Yüksek oranda var olan kayıt dışı istihdam nedeniyle tahribat
net ölçülemese de mevcut verilerle ihracata dayalı üretim yapan tekstil, beyaz eşya gibi sektörlerde
çok sayıda işten çıkarmalar gözlemlenmiş, birçok ilimizdeki sanayi tesislerinde üretime ara
verenler hatta kapananlar olmuştur. Bu çalışmada Türkiye’de kriz öncesi ve sonrası dönem
itibariyle ortaya çıkan istihdam rakamları karşılaştırılmakta ve yapılması gereken düzenlemelere
ilişkin çeşitli öneriler geliştirilmektedir .
Anahtar Sözcükler: İstihdam, İşsizlik, Küresel Kriz.
ANALYSIS OF UNEMPLOYMENT IN PRE AND POST PERIOD OF 2008 CRISIS IN
TURKEY
The shocks that have been experienced in world credit markets with financial crisis of 2008, which
was the largest in the world after the depression of 1929 that caused a considerable decline in the
financial markets. Likewise, the recent crisis resulted in a significant decline in the levels of
investment, production and consumption also caused recession in many economies and brought
unemployment to millions of workers. Although employment levels varies from country to
country, due to differences in socioeconomic structures and level of developments; still,
unemployment is placed in the heart of the problems that must be solved by them urgently. Being
in the economic development ranking of 17th in the world; the effects of crisis in Turkey and
employment issues have begun to show itself in the last quarter of 2008. Because of existing high
rate of unrecorded-employment it is hard to measure the real effects of the crisis in Turkey, yet it is
possible to measure the extent of job-losses with formal data in sectors such as white goods and
textile that work export-oriented. Moreover, many industrial plants in various provinces have
either suspended production or completely closed due to the crisis. In this study, employment
figures in the pre and post crisis period in Turkey is evaluated and some remedies to the problem is
suggested.
Keywords: Employment, Unemployment, Global Crisis
61
KÜRESEL KRİZİN İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT
DURUM VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Fatih KONUR
Kemal ÇAKICI
1929 yılında yaşanan ekonomik bunalımdan sonra 21. yüzyılın başında Amerika Birleşik
Devletleri’nde (ABD) ipotekli konut piyasasının (mortgage) çökmesiyle başlayan, dünyanın
önemli borsalarının ve finansal kuruluşlarının darboğaza girmesine neden olan küresel ekonomik
kriz, tüm dünyada etkisini göstermeye devam etmektedir. Yaşanan küresel krizin nedenleri
arasında ipotekli konut piyasası kredilerinin ve faiz yapısının bozulması, konut fiyatlarında
yaşanan balon artışlar, menkul kıymetlerin fonlanmasında yaşanan sıkışıklık, kredi türev
piyasalarının hacminin genişlemesi ve kredi derecelendirme sürecinde yaşanan sorunlar yer
almaktadır. Başlangıçta ipotekli konut piyasasında yaşanan gelişmeler sonucunda ortaya çıkan
küresel ekonomik kriz, izleyen süreçte reel sektörü de olumsuz etkilemiş ve likidite krizine
dönüşmüştür. ABD’de başlayan ve diğer ülkeleri de etkisini altına alan küresel ekonomik kriz
Türkiye ekonomisini de etkilemiştir. Türkiye’deki bankaların ve firmaların kullandıkları dış
kaynaklı kredi kanalının daralması, dış kaynaklı döviz arzının azalması, gelişmiş ekonomilerin
resesyona girmesi sonucunda dış ticaretin daralması, tüketici ve yatırımcı davranışlarının olumsuz
yönde gelişmesi krizin etkilerinin birçok makroekonomik gösterge üzerinde görülmesine neden
olmuştur. Bu çalışmanın amacı küresel ekonomik krizin Türkiye ekonomisinde istihdam
üzerindeki etkilerinin ortaya konulmasıdır. Çalışmada öncelikle kriz ile ortaya çıkan istihdam
sorunları belirlenecek, ardından çözüm önerilerinde bulunulacaktır.
Anahtar kelimeler: Küresel Ekonomik Kriz, İstihdam, Türkiye Ekonomisi
THE IMPACT OF GLOBAL CRISIS ON EMPLOYMENT: THE CURRENT SITUATION
IN TURKEY AND RECOMMENDATIONS FOR SOLUTION
The Global Economic Crisis that started with the collapse of the mortgage markets in the United
States in the beginning of the 21st century and which caused world's major stock exchanges and
financial institutions to enter bottleneck, continues to show serious effects all around the world.
Some of the causes that are cited for the current global crisis include the degradation of the
mortgage credit markets, interest rate structures, the housing market bubble, the credit crunch, the
rapid expansion of the credit derivatives market, and the quality of the credit-rating processes. The
global economic crisis that started with the developments in the subprime market eventually
spilled over and affected the real sector resulting in a liquidity crisis also adversely affected the
Turkish economy. Contraction of the foreign investment and credit lines that Turkish banks and
firms relied on, the decrease on the demand for foreign currencies, shrinkage of exports as a result
of developed economies going into recession, and the development of negative consumer and
investor behaviors resulted in crisis showing its impacts in many macroeconomic factors. The
purpose of this study is to present the impact of the global economic crisis on Turkish labor
market. We will initially identify and present the issues that arose in the labor market due to the
global crisis and then provide detailed recommendations for tackling these problems.
Keywords: Global Economic Crisis, Employment, Turkey Economy
62
TÜRKİYE’DE SOSYAL VE EKONOMİK BOYUTUYLA SAĞLIK HARCAMALARI VE
FİNANSMANI
Öğr. Gör. Sinan AYTEKİN
Arş. Gör. A. Gamze Çiftçi AYTEKİN
Ülkelerin temel amacı olan kalkınma, klasik anlamda gelir dağılımı, alt yapı, sanayileşme gibi
sosyal, kültürel ve ekonomik göstergelerden farklı olarak beşeri kalkınma olarak da
tanımlanmaktadır. Beşeri kalkınmanın odak noktasını ise eğitim ve sağlık oluşturmaktadır. Bu
koşullarda bir ülkenin eğitim ve sağlık harcamalarının kişi başına düşen dilimi ile o toplumun
kalkınmışlık düzeyi değerlendirilebilir. Bu bilince ulaşmış batılı ülkeler sağlık harcamalarına
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’dan giderek artan oranlarda pay ayırmaya ve bu payı daha etkin
kullanmaya başlamışlardır. Toplam sağlık harcamalarının GSYH’ya oranlarına bakıldığında
Almanya’da %10,1, Fransa’da %11,1, İspanya’da %8,2, İtalya’da %8,9 iken Türkiye’de bu oran
%6,3’tür. Bu ülkelerdeki kişi başı sağlık harcamaları Almanya’da 3 bin 499, Fransa’da 3 bin 800,
İspanya’da 2 bin 700 dolar, Türkiye’de ise sadece 880 dolardır. Fonksiyonel sınıflandırmaya göre
2009 yılı bütçe giderlerinin %5,2’si sağlık giderleri için harcanırken sosyal güvenlik ve sosyal
yardım hizmetleri giderleri ile bu pay %24’ü bulmaktadır. Buna karşın savunma hizmetleri için
katlanılan gider bütçenin %5,6’sı, eğitim hizmetleri için ise %13,3’üdur. Bu noktada Sosyal
Güvenlik Kurumu’nun 2009 yılı sağlık bütçesi olan yaklaşık 35 milyar TL’nin %44’ünün
eczanelere ilaç ödemesi için ayrılması (ABD %12,6, Japonya %19,6, İngiltere %15,8, Almanya
%14,8), Türkiye’deki toplam yatak sayının %9’unu teşkil eden özel hastanelere bu bütçenin
%10’unun, toplam yatakların %15’ini teşkil eden üniversite hastanelerine bütçenin %6’sının
ayrılması kaynakların dağılım sorunu olduğunun bir göstergesidir. Bu çalışma, Türkiye’de
15.258.608 sosyal güvenlik kapsamında aktif çalışan, 8.746.703 sosyal güvenlik kapsamında aylık
alan, 33.198.213 sosyal güvenlik kapsamında bakmakla yükümlü tutulan kişi olduğu göz önüne
alınarak yapılan sağlık harcamaları açısından kaynak yönetimi sürecinin ne kadar etkin ve etkili
olduğunu göstermeyi hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı, İlaç Harcamaları, Sağlık Harcamaları,
Sosyal Güvenlik.
HEALTH CARE EXPENDITURES AND FINANCE WITH SOCIAL AND ECONOMICAL
DIMENSION IN TURKEY
Development, the main goal of the governments, is described as individual advance rather than the
social, cultural and economical indicators of income distribution, infrastructure and
industrialization in classical terms. The focal point of the individual development consists of
education and health. In these circumstances, per capita income of educational and health
spendings of a country could be evaluated with the degree of advancement. The western countries
possessing this consciousness have initiated to allocate more and more to health spendings from
the GDP and use this share in a more efficient manner. Should one scrutinize the ratio of total
health spendings / GDP, it is just %6,3 in Turkey while Germany has %10,1, France &11,1, Spain
%8,2 and Italy %8,9. Health spendings for one person in these countries illustrates that in
Germany the amount spent is 3499, 3800 in France, 2700 in Spain and just 880 US dolar in
Turkey. While %5,2 of 2009 Budget expenditures are spent for health expenditures within the
principles of functional classification, this amount reaches to %24 with the social security and aid
outlays. However the expenditure committed to defence services constitutes %5,6 of the budget
while that of the education is %13,3. On the very point, it is an indicator that the distribution of the
resources seems to be the source of a problem as it is seen in the case that Social Security
Institution (SGK) allocates the %44 of 35 billion TL health budget for the pharmacies to buy drugs
(the rate is %12,6 in the US, %19,6 in Japan, %15,8 in the UK, %14,8 in Germany) and %10 of
the health budget for the private hospitals and %9 for the university hospitals while the former
constitutes %6 of the total hospital beds and the latter does %15.This study aims to indicate to
what extent and how effectively the resource administration performs the health expenditure
bearing in mind the 15.258.608 people who work actively, 8.746.703 people who obtain aid
monthly and 33.198.213 people who are being taken care of.
Key Words: Health Care Finance, Medicine Expenditures, Health Care Expenditures, Social
Security.
63
KÜRESEL
EKONOMİK
KRİZ
DÖNEMİNDE
ZEYTİNYAĞI
ÜRETİM
İŞLETMELERİNİN KARŞILAŞTIĞI PAZARLAMA SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ : EDREMİT KÖRFEZİ ÖRNEĞİ
Doç. Dr. Süreyya YILDIRIM
Öğr. Gör. Dr. Ümit ALNIAÇIK
Öğr. Gör. Volkan ÖZBEK
Öğr. Gör. Fatih KOÇ
Bu çalışmanın amacı, Balıkesir ili Edremit Körfezi’nde faaliyet gösteren ve en az bir tescilli
markaya sahip zeytinyağı üretim işletmelerinin küresel ekonomik kriz döneminde uyguladıkları
pazarlama stratejilerini ortaya koymak ve pazarlama sorunlarını irdeleyerek bu sorunlara çözüm
önerileri getirmektir. Araştırmanın saha çalışması için öncelikli olarak bölgede bulunan ilçelerin
Ticaret Odası kayıtlarından faaliyet gösteren zeytinyağı üreticisi işletmelerin iletişim bilgileri
alınmıştır. Bu işletmeler arasından faaliyetleri sürekli olmayan ve en az bir tescilli markaya sahip
olmayanlar amaca uygun olmadığı için araştırma kapsamına dahil edilmemiştir. Çiftçiden aldığı
zeytini yağa dönüştürüp şişeleyerek ya da satın aldığı zeytinyağını filtreleme ve ambalajlama
işlemlerinden geçirerek kendi markasıyla satan işletmeler arasından görüşmeyi kabul edenlerle
derinlemesine mülakat yapılmıştır.
Zeytinyağı üretiminde iç talebin artırılması ülke ekonomisi ve toplum sağlığı açısından faydalı
olacaktır. Ayrıca Türkiye’de üretilen zeytinyağının yaklaşık yarısının ihraç edildiği göz önüne
alındığında küresel rekabet açısından zeytinyağı üreticisinin sorunlarını ortaya koymak ve bu
sorunlara çözüm önerileri getirmek gerekmektedir. Araştırma kapsamındaki işletmelerin başlıca
sorunları arasında iç talebin yetersizliği, zeytinyağının ülkenin belli bölgelerinde tüketilmesi,
tüketici algılarından kaynaklanan sorunlar (fiyat, kalite, damak tadı vb.), devletin sektörü yeteri
kadar desteklememesi sayılabilir. Araştırmanın sonuç kısmında bu sorunlara yönelik bazı öneriler
getirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Zeytinyağı, Pazarlama, Edremit Körfezi, Küresel ekonomik kriz.
IDENTIFYING OLIVE OIL PRODUCER COMPANIES’ MARKETING RELATED
PROBLEMS DURING THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS AND SUGGESTIONS FOR
SOLUTIONS: THE EXAMPLE OF EDREMİT BAY
The objective of this study is identifying what kind of marketing strategies have been used by the
olive oil producer companies located in Balıkesir-Edremit region for coping with the global
financial crisis. The study also aims to examine marketing related problems of these companies
and to offer solutions to those problems. The study comprises a field research on olive oil producer
companies functioning in the region. A list of the companies (and their contact information) was
acquired from the Chamber of Trade. Noncontinuous companies and companies who were not
holding at least one registered trade mark were excluded from the list. Face to face interviews were
conducted with the owners/administrators of the remaining companies who produces, bottles and
makes trade of olive oil and who admitted to participate the study.
Increasing the level of domestic olive oil consumption would be beneficial for the national
economy as well as the public health. Because of the the fact that almost half of the domestic olive
oil production is exported; defining the problems and providing solutions to olive oil producers is
a necessary step to be taken. Findings of this research indicate that inadequate domestic demand, a
limited geographical coverage of olive oil demand, consumer misperceptions (about price, quality,
taste etc.) and lack of enough government support are the main and most important problems of
olive oil producers. Managerial implications of these findings are discussed and recommendations
are presented.
Keywords: Olive oil, Marketing, Edremit Bay, Global Financial Crisis.
64
KÜRESEL KRİZ SÜRECİNDE TÜRK TARIM SEKTÖRÜ
Araş. Gör. Ömer Faruk ALTUNÇ
2007 yılında ABD konut sektöründe başlayan ve bütün dünyayı etkisi altına alan kriz, gelişmiş ve
gelişmekte olan tüm ülkeleri derinden etkilemektedir. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye
ekonomisinde de krizin etkileri ciddi biçimde görülmeye başlanmıştır. Türkiye’de 1994 ve 2001
yılında yaşanan krizler öncelikle finans piyasalarında başlayıp en çok mali sektörü olumsuz
etkilemiş olmasına karşın 2008 yılında ülkemizde etkileri görülmeye başlanan küresel kriz, reel
sektörü etkisi altına almıştır. Küresel krizden en az etkilenen sektörün tarım sektörü olduğu
iddiaları, sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp tüm dünya için geçerli bir argüman gibi
görünmektedir. Küresel kriz aynı zamanda Türk tarım sektörünün daha fazla korunması gerektiği
yönündeki görüşleri de beraberinde getirmiştir.
Çalışmada öncelikle küresel ekonomik krizin Türk tarım sektörünü doğrudan ve dolaylı etkileme
kanalları üzerinde durulacaktır. Tarımsal ürünlere ilişkin korumacılık tartışmaları ve 2000’li
yıllarda hızlanan neoliberal politikaların gelişmekte olan ülkelerin tarım sektörü üzerindeki
etkilerine Türk tarım sektörüne özel dikkat verilerek değinilecektir. Bu bağlamda tarımsal
politikalardaki değişim ve tarım sektöründen diğer sektörlere kaynak transferinin hangi kanallarla
gerçekleştiği tartışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Küresel kriz, Tarım sektörü, Tarımsal politikalar
TURKISH AGRICULTURAL SECTOR IN THE PROCESS OF THE GLOBAL CRISES
The economic crises which emerged in 2007 in the US housing sector and influenced the whole
world has affected both developed and developing countries profoundly. The effects of the crises
currently have started to be seen seriously in Turkish economy, which is the 17th biggest economy
among the OECD countries. Although the crises which took place in 1994 and in 2001 in Turkey
firstly started in financial markets and mostly influenced the financial sector, when the global
economic crises started to affect Turkish economy in 2008, it spread to the real sector. The claims
that the least affected sector is the agricultural sector seem not only limited to Turkish economy
but also true for the whole world economies.
In this study we will try to investigate the transmission channels of crises affecting agricultural
sector in developed as well as in developing countries. Another aim of this study is to analyze the
negative effects of neoliberal policies on agricultural sectors of developing countries with special
attention to Turkey’s agricultural sector after the 2000s. In this context, the change in the
agricultural policies and the transfer of resources from agricultural sector to other sectors will be
evaluated.
Keywords: Global crises, Agricultural Sector, Agricultural Policies
65
FİNANSAL KRİZİ ÖNLEMEDE AVRUPA UYUM POLİTİKASININ ROLÜ
Prof. Dr. Cemil ERTUĞRUL
Arş. Gör. Olcay ÇOLAK
Arş. Gör. Erdoğan TEYYARE
2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) konut piyasasında konut kredilerinde yaşanan
şişkinliğin sonucunda ortaya çıkan finans krizi kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Söz
konusu kriz, Avrupa Birliği’nde (AB) başta likidite krizi olarak İngiltere’de ortaya çıkmış sonra
reel kesimi de etkisi altına alarak Birlik geneline ve Euro Bölgesi’ne yansımıştır. Avrupa
Komisyonu’nun tahminlerine göre 2009 yılı itibariyle Birlik genelinde ve Euro Bölgesi’nde Gayri
Safi Yurtiçi Hasılada (GSYİH) % 4 değerinde bir daralma öngörülmüştür. Bununla birlikte
işsizlikte artış, toplam talepte daralma ve mali durumda ciddi bozulmaların da yaşanması
beklenmektedir.
Söz konusu iktisadi aktivitelerde daralmanın önlenebilmesi için Komisyon, Aralık 2008’de tüm
üye devletlerin de onayı ile Avrupa Ekonomik Canlanma Planı’nı (AECP) yayınlamıştır. Bu planın
temel amacı piyasalarda kaybolan güveni tekrar tesis etmek, yatırımları arttırarak reel sektörü ve iş
piyasasını canlandırmaktır.
AECP’nin söz konusu amaçlarına ulaşmada en önemli rolü Avrupa Uyum Politikası araçları
üstlenecektir. 2007-2013 bütçe döneminde 347 milyar Euro olarak belirlenen Uyum Politikası
araçları, Komisyon’un yenilenmiş Lizbon Büyüme ve İş Stratejisi paralelinde işgücü, firma,
altyapı-enerji ve araştırma-yenilik alanlarında bölgesel ve yerel düzeyde kamu yatırımlarını
arttırmayı hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Avrupa Ekonomik Canlanma Planı, Avrupa Uyum Politikası
THE ROLE OF EUROPEAN COHESION POLICY TO PREVENT FINANCIAL CRISIS
The financial crisis which emerged in housing market of The United States of America (USA) in
2007 after the creation of huge bubbles in mortgage credits, affected whole world economics in a
short time period. At first, this financial crisis emerged in European Union (EU), as a liquidity
crisis which was experienced in England, reflected throughout the Union and Euro Zone by
affecting the real sector afterwards. According to the estimates of European Commission, by 2009,
Gross Domestic Product (GDP) will be shrunk about 4 % throughout the Union and Euro Zone.
Besides this, it is expected that increase in unemployment, contraction in aggregate demand, and
serious deteriorations in fiscal position will be experienced as well.
In order to prevent this shrinkage in main economic activities, the Commission launched the
European Economic Recovery Plan (EERP) by the submission of all member states in December
2008. The main objective of this plan is to restore the confidence in the markets, recover the real
sector and labor market by increasing the investment expenditures.
In reaching those objectives of EERP, instruments of European Cohesion Policy will undertake the
most important role. Instruments of Cohesion Policy which was determined as 347 billion Euros in
the budgetary period of 2007-2013, is targeting to increase public investments at regional and local
level according to the Commission’s renewed Lisbon Growth and Jobs Strategy, on the areas of
labor force, business, infrastructure-energy and research-innovation.
Keywords: Financial Crisis, European Economic Recovery Plan, European Cohesion Policy
66
DIŞSALLIKLARIN EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE İÇSELLEŞTİRİLMESİNE
İLİŞKİN TEORİK YAKLAŞIMLAR-ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: YATAĞAN TERMİK
SANTRALİ ANALİZİ
Doç. Dr. Cüneyt Yenal KESBİÇ
Doç. Dr. Ercan BALDEMİR
Arş. Gör. Mustafa İNCİ
Gerçek veya tüzel kişilerin üretim veya tüketiminden diğer kişi veya kuruluşların fayda ve
maliyetlerinin olumlu veya olumsuz etkilenmesine dışsallık adı verilir. Herhangi bir üretim ya da
tüketim faaliyeti sonucunda ortaya çıkan olumsuz etkilerin diğer birimleri etkilemesi durumunda
dışsal maliyetlerden söz edilebilir. Negatif bir dışsallık olan ekolojik kirlilik dışsal maliyetlere yol
açmaktadır. Muğla yöresinde görülen ekolojik kirlilik unsurlarının başlıcası hava kirliliğidir. Ege
Bölgesi’nin elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Yatağan Termik Santrali’nin
1982’de devreye girmesinden itibaren yarattığı emisyonların çevre ve halk sağlığı üzerinde etkileri
kamuoyunun sürekli tepkisini çekmiştir. Çalışmanın amacı, yöredeki başlıca negatif dışsallık
unsuru olan Yatağan Termik Santrali’nin yöre açısından gerçek katma değerini belirlemektir. Bu
amaçla negatif dışsallıklara bağlı olarak santralin yörede neden olduğu dışsal maliyetler ele
alınacaktır. Söz konusu dışsal maliyetler; yöredeki gayrimenkul fiyatlarının düşüklüğü, tarımsal
alanlardaki verimlilik düşüşü, su kaynaklarında görülen kirlilik ve yöre halkının sağlık problemleri
şeklindeki örtük maliyetler olarak belirlenmiştir. Ayrıca yaratılan negatif dışsallıkların
içselleştirilmesine ilişkin olarak literatürdeki ekonomik yaklaşımlar piyasa ekonomisi ve kamu
ekonomisi çözümleri kapsamında incelenerek, dışsallıkların içselleştirilmesi konusunda çözüm
önerileri getirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Dışsallık, Dışsal Maliyetler, Piyasa Ekonomisi Çözümleri, Kamu Ekonomisi
Çözümleri.
IMPACTS OF EXTERNALITIES ON ECONOMY AND THORICAL APPROACHES TO
INTERNALIZING THE EXTERNALITIES – SOLUTIONS: YATAGAN TERMAL
POWER PLANT
Real or judicial person’s production or consumption decisions affect other individual or
establishments utility or costs positively or negatively called as externalities. When negative
impacts resulting from any production or consumption decisions affected other decision units,
external costs were mentioned. Ecological pollution which is negative externality may cause
external costs. The main components of ecological pollution which have been seen in Muğla
district was air pollution. When Yatağan Power Plant which provides important part of electricity
demand of Ege region was put into use beginnig from 1983, public opinion always make a
response for emissions effects on environment and public health. The aim of this paper is to
determine the real added value of Yatağan Thermal Power Plant which was the main nagative
externality component in the region. For this purpose, depending on negative externalities, external
costs which was caused by thermal power plant examines. These external costs determines as sag
in price of real estate in region, fall in fertility of agricultural lands, the pollution of water
resources and health problems of community in region. Furthermore, relating to internalizing the
negative externalities which were created by power plant, economic approaches in literature are
analyzing within market economy solutions and public economy solutions and introduce resolution
advisories about internalizing externalities.
Keywords: Externality, External Costs, Market Economy Solutions, Public Economy Solutions.
67
KÜRESEL KRİZİN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÜZERİNDEKİ
ETKİSİ
Arş. Gör. Evren İPEK
Arş. Gör. Mine BİNİŞ
Küreselleşmenin etkisiyle son yıllarda ülkelere gelen yabancı sermayede artış gözlenmektedir.
Ülkelerinin kalkınmasında yabancı sermayenin önemini anlayan ülkeler, özellikle doğrudan
yabancı sermayeyi, ülkelerine çekebilmek amacıyla çeşitli teşvikler uygulamakta ve buna yönelik
özel birimler oluşturmaktadırlar. Gelişmiş ekonomiler sermaye ihraç ederken aynı zamanda
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını en çok cezbeden ülkeler olmuşlardır. Dünyadaki doğrudan
yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 70’i gelişmiş ekonomilere gitmektedir. Son on yılda,
özellikle Çin, Hong Kong, Singapur, Meksika, Brezilya gibi gelişme yolundaki ülkelere gelen
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında da önemli artışlar gözlenmiştir. Türkiye de kalkınma
sürecinde çok önemli olan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek amacıyla çeşitli
uygulamalar denemektedir. Ancak küresel kriz, dünyada ve Türkiye'de, doğrudan yabancı
sermaye yatırımlarını olumsuz etkilemiştir. 2007 yılında Türkiye’ye net 22 milyar dolarlık
doğrudan yatırım yapılırken, bu rakam yaşanılan krizin de etkisiyle 18.1 milyar dolara gerilemiştir.
Türkiye’de kriz sonrasında doğrudan yabancı yatırımların yeniden artacağı öngörülmekle birlikte
küresel ölçekte doğrudan yabancı yatırımların tekrar eski düzeyini yakalaması için, krizin yarattığı
ekonomik fırsatların değerlendirilmesi ve ilave tedbirler alınıp güven ortamının yeniden inşa
edilmesi gerekmektedir. Yapılan bu çalışmada da küresel mali krizin Türkiye’deki doğrudan
yabancı sermaye yatırımları üzerindeki olumsuz etkileri ve bu olumsuz etkilerin giderilmesine
yönelik olarak alınan önlemler analiz edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Küresel Kriz
THE EFFECTS OF GLOBAL CRISIS ON FOREIGN DIRECT INVESTMENT
ABSTRACT
In recent years, foreign direct investment to countries has increased under the influence of
globalization. The countries that understand the importance of foreign capital in their
development, implement various incentives and constitute special units in order to attract
especially foreign direct investment to their countries. Developped economies have been the most
attractive countries for foreign direct investment, while at the same time exporting capital. 70
percent of total foreign direct investment in the world goes to developped economies. In the last
decade, it has been observed that there are considerable incereases in the foreign direct investment
to the developping countries particularly such as China, Hong Kong, Singapore, Mexico and
Brazil. Turkey also tries a variety of implementations in order to attract foreign direct investment
that is crucial in its developping process. Nevertheless, global crisis has affected the foreign direct
investment negatively both in Turkey and in the world. While the foreign direct investment
volume to Turkey is 22 billion dollars in 2007, this number declined to 18.1 billion dollars after
the impacts of the crisis. Although it is predicted that the foreign direct investment in Turkey will
increase after the global crisis, for the return of foreign investment to its old level, it is necessary
to evaluate the opportunities that are created by the crisis and to reconstruct the confidence by
additional precautions. In this context, the negative effects of global financial crisis on the foreign
direct investment in Turkey and the precautions related to eliminate these negative effects will be
analysed in this paper.
Key Words: Foreign Direct Investment, Global Crisis
68
KÜRESEL KRİZ ÖNCESİ VE SONRASINDA TARIM KESİMİNE BAKIŞ
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ERÇAKAR
Tarım sektörü, insanların temel gıda maddelerini sağlamasının yanında iktisadi kalkınmada da
öncü sektör olarak kabul edilebilir. Tarım, iktisadi kalkınmada ele alınan üçlü sektör ayrımında
oransal değişikliklerle de ifade edildiği gibi, hemen-hemen tüm ekonomilerde temel gıda
maddelerinin teminini sağlaması sebebiyle birincil faaliyet sahası olarak kabul edilmektedir. Tarım
toplumundan sanayi toplumuna geçişte hem üretim, hem de istihdam olarak insanların uğraşıları
noktasındaki bağımlılıkları bu durumun diğer bir ifadesidir.
Uluslararası karşılaştırmalar yapıldığında Türk Tarımı potansiyel olarak mukayeseli üstünlüğe
sahiptir. Ancak, Türkiye’nin tarımda verimlilik ve teknoloji kullanımı açısından yeterli düzeyde
gelişmiş olduğunu söylemek güçtür. Tarımsal üretim bakımından Türkiye, kendi kendine yeterli
nadir ülkelerden biri olmakla beraber, iç talep fazlası ürünün dış piyasalara arz edilip gerekli
gelirin elde edilmesi açısından yetersiz durumdadır.
Türkiye’de tarım sektörünün üretim, istihdam, piyasa ve faktör gibi katkıları dikkate alındığında
ekonomide önemli bir ağırlığa sahip olduğu da bir gerçektir. O halde, sektörün ekonomiye
katkısının daha fazla arttırılması bakımından mevcut potansiyelin üretime yönelik olarak harekete
geçirilmesi konusunda ortaya atılan sorunların tartışılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Tarım kesimi, tarımsal kalkınma, gıda arzı, ekonomik krizler.
A GLANCE TO AGRICULTURAL SECTOR BEFORE AND AFTER GLOBAL CRISIS
Apart from forming the main activity field of people, agriculture is also considered as a leader
sector in economic development. Agriculture, as stated in proportional changes within three sector
disticntion is also regarded as the primary activity area in almost all economies. In transition
from agricultural to industrial society, this is an other expression of this situation for both
production and employment from the dependency of people for their work.
When international comparisons are made Turkey has comparative advantages in agricultural
potential. However, it is difficult to say that Turkey's agricultural productivity and use of
technology is well developed in terms of sufficieny. Turkey, in terms of agricultural production, is
one of the rare self-sufficient countries, but for supplying excessive demand of its domestic
production to foreign markets to obtain the necessary income it is rather insufficient.
In Turkey, when the production, employment, market and economic factors of agricultural sector
are taken into consideration it is also an important factor in economy with its considerable
contribution. Thus, the discussion of the issue must be raised as for the sector's contribution to the
economy in terms of further increasing production of the existing potential in mobilization.
Key Words: Agricultural sector, agricultural development, food supply, economic crisis.
69
UZLAŞMADAN AYRILIĞA: KÜRESEL FİNANSAL KRİZ
MAKRO İKTİSADIN KRİZİ (Mİ)?
Öğr. Gör. Metin ÖZDEMİR
Dünya ekonomisinde, 2000’li yılların başından itibaren yaşanan ve Great Moderation olarak anılan
global fiyat istikrarı ve büyüme sürecinin Ağustos 2007’de önce ABD’de başlayan ve daha sonra
tüm dünyayı etkisi altına alan küresel bir finansal kriz ile sonuçlandığı gözlenmiştir. Kriz öncesi
yaşanan dönemin belirgin bir özelliği olarak, iktisatçıların teorik-akademik çerçeve ve
modelleriyle uygulanan iktisat politikaları arasında sağlanan uyuma vurgu yapılmaktadır. Nitekim;
söz konusu dönem, konjonktür dalgalanmalarının açıklanması ve optimal politikaların
oluşturulmasında Yeni Klasik İktisat/Reel Konjonktür Teorisi çizgisiyle Yeni Keynesgil İktisat
arasında hem metodolojik hem de politika uygulamaları itibariyle Yeni Neo-klasik SentezDSGE(Dinamik Stokastik Genel Denge) modelleri çerçevesinde bir uzlaşmayı/yakınlaşmayı
simgelemektedir. Bununla birlikte, krizin ardından yapılan ve önceleri iktisatçıların krizi
öngörememelerini doğal bir konjonktür tahmin hatasına bağlayan tartışmalar, krizin etkileri
ağırlaştıkça Yeni Neo-klasik Sentez-DSGE modellerinin ve buna bağlı olarak iktisatçılar arasında
varılan uzlaşmanın sorgulandığı bir içeriğe bürünmüştür. Öyle ki, ekonominin işleyişini açıklamak
için üzerinde çalışılacak temel model konusunda anlaşan iktisatçıların, kriz sonrasında uygulanan
politikaların ve alınan önlemlerin içeriği/bileşimi açısından farklılaştığı gözlenmiştir. Bu bağlamda
çalışma, Yeni Neo-klasik Sentez-DSGE modelleri etrafında varılan uzlaşmanın, krizin ardından
hangi düzeyde bir ayrışmayı içerdiğini, krize yönelik politika uygulamaları itibariyle tartışmakta
ve mevcut krizin aynı zamanda makro iktisadın da bir krizi olup olmadığını ele almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Global Finansal Kriz, Makroiktisat, Yeni Neo-klasik Sentez, DSGE
Modelleri, Para ve Maliye Politikası
FROM CONVERGENCE TO DIVERGENCE: IS CURRENT CRISIS,
CRISIS FOR MACROECONOMICS?
Since the beginning of 2000’s, there has been a global disinflation and growth period in the world
economy which is known as the “Great Moderation”.It is widely accepted view that this period is
ended with the current financial crisis which is first started in USA at August 2007.Central bankers
and economists are frequently highlighted the accordance between their theoretical framework and
models with the policies being implemented as an outstanding feature before the crisis era. As a
matter of fact, the so-called Great Moderation period has reflected the methodological and policy
convergence( or consensus) between New Classical/Real Business Cycle theory and New
Keynesian Economics regarding the analyse of business cycles and the design of optimal policies
around the New Neoclassical Synthesis-Dynamic Stochastic General Equilibrium (DSGE) models.
However, as the current financial crisis continues and seemingly deepens, there are some
contentions that the crisis in 2007–08 have shown that the policy model based on New
Neoclassical Synthesis-DSGE models and the convergence in macroeconomics is
broken.Moreover, despite a consensus about what constitutes a core of macroeconomic model,
macroeconomists are differentiated in consideration of the nature of policies which is implemented
for crisis prevention.The aim of this paper is to argue the extent to which such a convergence
among macroeconomists is to seem a divergence especially regarding policies which is
implemented after crisis and whether the current financial crisis is to mean a crisis for
macroeconomics.
Keywords: Global Financial Crisis, Macroeconomics, New Neoclassical Synthesis, DSGE
Models, Monetary and Fiscal Policy
70
KRİZ SONRASINDA PARA POLİTİKASINA YENİ YAKLAŞIM ÖNERİSİ:
ESNEK ENFLASYON HEDEFLEMESİ
Yrd. Doç. Dr. Serkan ÇİÇEK
Yrd. Doç.Dr. Sinan ALÇIN
Küresel finansal kriz, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de para politikasına yönelik sorgulamaların
ve soruların artmasına neden olmuştur. Bu sorular genelde iki ana grupta toplanmaktadır. Birinci
gruptaki sorular mevcut politika yapısı üzerineyken ikincisi kriz sürecinde ve sonrasında para
politikasının nasıl yönetilmesi gerektiği üzerinedir. Bu bağlamda bu çalışmada iki soru
tartışılmaya çalışılacaktır: (1) Türkiye’de uygulanan para politikasının, yaşanan kriz sürecinin
ortaya çıkmasında veya krizin etkilerinin derinliği üzerinde etkisi var mıdır? (2) Kriz döneminde,
özellikle sonrasında, para politikası yönetiminde değişikliğe ihtiyaç var mıdır?
Çalışmada yukarıdaki soruların cevabının verilebilmesi için ilk etapta Türkiye’de uygulanan para
politikası stratejisinin uygulama çerçevesi incelenmiştir. Sonrasında küresel finansal kriz sürecinin
ortaya çıkmasına neden olan faktörler arasında para politikasının yer alıp almadığını konusu
tartışılmıştır. Daha sonra aynı analiz Türkiye açısından ele alınmıştır. Yapılan analiz sonucunda
krizin ortaya çıkış sürecinde enflasyon hedeflemesi stratejisinin rolü olmadığı, ancak krizinin
etkilerinin derinliği üzerinde son derece etkili olduğu tespit edilmiştir. Bu derinliğin azaltılması
için özellikle kriz sonrası süreçte para politikasın yönetiminde bir değişikliğin olması gerektiği
sonucuna ulaşılmış, esnek enflasyon hedeflemesi stratejisinin benimsenmesinin daha uygun
olabileceği önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Para Politikası, Esnek Enflasyon Hedeflemesi, Taylor Kuralı, Phillips Eğrisi
A PROPOSAL OF NEW APPROACH TO MONETARY POLICY AFTER THE CRISIS:
FLEXIBLE INFLATION TARGETING
Global financial crisis has led to an increase in inquiries and questions about the monetary policies
in Turkey as in the world. These questions are usually collected in two main groups. While the
first group of the questions is on the currency policy structure, the second group of the questions is
on the how monetary policy should be managed during and after the crisis. In this context, this
study will attempt to discuss two questions: (1) Does the monetary policy implemented in Turkey
have an effect on emerging or the depth of financial crisis? (2) Are there any need to change in
monetary policy implementation in this crisis period, especially after the crisis?
In the first stage, in order to answer the questions above, the framework of the current monetary
policy strategy of Turkey has examined. After that whether the monetary policy take place
between the factors that led to global financial crisis is discussed. Then the same analysis made for
Turkey. As a result of the analysis, in the period of the emergence of the crisis, it is determined
that there is no role of inflation targeting strategy but the inflation targeting strategy has an effect
on the depth of the impact of the crisis. It is concluded that, in order to reduce the depth of the
crisis, there is a need to a change in implementation of the monetary policy, so the adoption of the
flexible inflation targeting strategy would be more appropriate.
Key Words: Monetary Policy, Flexible Inflation Targeting, Taylor Rule, Phillips Curve
71
2008 YILI KÜRESEL EKONOMİ KRİZİNİN TÜRK REEL EKONOMİSİ ÜZERİNE
ETKİLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Dıoç. Dr. Süreyya YILDIRIM
Bu bildirinin amacı, ABD ‘de mortgage krizi olarak ortaya çıkan ve 2008 yılında yaygınlaşan
küresel ekonomik krizin Türk reel ekonomi kesimi üzerine etkilerini incelemek ve çözüm yollarını
göstermektir. Bu çalışmada, ekonomik krizle ilgili olarak yerli ve yabancı kaynaklar taranmış,
fakat yerli kaynaklardan daha çok yararlanılmıştır. Kriz finansal sektörde çıkmakla birlikte orada
kalmamış reel sektörlere de hızla yayılmıştır. Bu bağlamda dünyada olduğu gibi ülkemizde de
üretim azalmış, işsizlik artmış, yatırımlar yavaşlamış ve dış ticaret hacminde düşüşler görülmüştür.
Bu makro ekonomik değişkenlerde meydana gelen olumsuz değişmeler, ekonomik krizin reel
kesime yansıdığını açık bir şekilde göstermektedir. Krizin önlenmesi için kısa vadeli ekonomik
tedbirlerin yanında, makro ekonomik yapının krize dayanıklı hale getirilmesini sağlayan uzun
vadeli tedbirler de alınmalıdır. Örneğin, ekonomik büyüme, sıcak para ve ithalata dayalı değil,
üretime dayandırılmalı, sermaye de finansal sektörlerden üretim sektörüne kaydırılmalıdır. İleri
teknoloji ile birlikte ara ve yatırım malları ülkede üretilmelidir.
Anahtar Kelimeler : Ekonomik kriz, Reel ekonomi, Finansal Sektör.
THE EFFECTS OF GLOBAL ECONOMIC CRISIS ON TURKEY REAL ECONOMY
AND SUGGESTIONS ON ITS SOLUTION
The aim of this study, is to analyze the effects of global economic crisis which broke out under the
name of mortgage and spreaded in the year 2008 on Turkey real economy and to show the ways
of its solution. In this study, as regards to the economic crisis both domestic and foreign resources
were searched; However, we mostly made use of domestic resources. This crisis broke out in
financial sector and later on it spreaded in real sector rapidly. In this context, both in the world and
in our country, the production decreased, unemployment increased. Investments slowed down and
there have been decreasing in total foreign trade . It shows that the negative changes in macro
economic variables, effected the real sector clearly. To prevent the crisis, besides short term
precautions we should also have long term precautions that enables macro economic structure
strong. For instance, not only depending on economic growth, hot money and import but it should
depend on production. Capital should move from financial sectors to the production sector with
modern technology intermedia goods and investment goods should produced within the country.
Keywords: Economic crisis, Real economy, Financial sector.
72
SERBEST TİCARET, KRİZ VE İSTİHDAM
Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP
Arş. Gör. Gonca AKGÜN
Serbest ticaret politikası, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da katkısıyla ülkelerin üretim,
ihracat ve istihdam yapılarını değiştirmektedir. Heckscher-Ohlin Teorisine göre, dışa açılma
süreci, ülkelerin bol bulunan üretim faktörlerinin talebini artıracaktır. Bu çerçevede azgelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerde bol bulunan vasıfsız emeğin istihdamının artması beklenmektedir.
Ancak, beklenenin aksine gelişmekte olan ülkelerde dahi, H-O teoremine aykırı biçimde, vasıflı
emek talebi vasıfsız emek talebinden daha fazla artmaktadır. Bu durum, vasıfsız emek yoğun olan
azgelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde vasıfsız emek istihdamını sınırlı tutmaktadır. Vasıflı emek,
ticarete konu olan ve büyüme eğiliminde olan sektörlerde istihdam edilirken, vasıfsız emek ticarete
konu olmayan sektörlerde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik konjonktürün uygun olduğu dönemlerde
vasıflı emek istihdamının vasıfsız emeğe oranla daha yüksek olması söz konusu iken, kriz
dönemlerinde nispeten talep esnekliği ve krizden etkilenme derecesi yüksek olan ticarete konu
olan sektörlerdeki vasıflı emek istihdamı, vasıfsız emek istihdamına göre azalmaktadır.
Çalışmamızın amacı, Türkiye’de serbest ticaret politikasının istihdam yapısı üzerindeki etkisini ve
kriz-istihdam ilişkisini araştırmaktır.
Anahtar Kelimeler: Serbest ticaret, kriz ve istihdam, gelir dağılımı
FREE TRADE, CRISIS AND EMPLOYMENT
Free trade policy, together with the help of direct foreign capital investments, changes the
production, export and employment structures of countries. According to the Heckscher-Ohlin
Theory, the process of free trade will increase the demand for factors of production found in great
amounts in countries. Within this frame, it is expected to increase the employment of unskilled
labour which is plenty in underdeveloped and developing countries. But despite the expectations,
even in the developing countries, contrary to the H-O theorem, demand for skilled labour increases
more than the demand for unskilled labour. This situation keeps the unskilled labour employment
limited in unskilled labur intensive underdeveloped/developing countries. Skilled labour is
employed in sectors subject to trade which has a tendency of growth whereas unskilled labour is
heavily used in sectors which are not subject to trade. In periods when the economic conjuncture is
suitable, skilled labour employment is higher compared to unskilled labour; but in times of crisis,
skilled labour employment decreases compared to unskilled labour employment in sectors subject
to trade where the demand elasticity and the degree of being influnced by the crisis is high.
The aim of our study is to search the influence of the free trade policy on the employment structure
in Turkey, and the crisis-employment relationship.
Keywords: Free trade, crisis and employment, income distribution.
73
TURİZM TALEBİNİN BELİRLEYİCİLERİ: 1990-2008 TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Yrd. Doç. Dr. Sabriye ÇELİK UĞUZ
Yrd. Doç. Dr. Ferhat TOPBAŞ
Günümüzde, ülke ekonomilerinde ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip olan turizm,
Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir. 1990'li yıllarda Türkiye'ye yönelik
turizm talebinin sürekli bir gelişme gösterdiği ve buna paralel olarak da turizm gelirlerinin arttığı
görülmüştür. Bu noktadan hareketle çalışmanın temel amacı, Türkiye için bir turizm talep modeli
oluşturmak ve bu model çerçevesinde politika önerileri geliştirmektir. Bu çalışmada, 1990-2008
yıllarına ait istatistiklerle 11 Avrupa ülkesinden (Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan) Türkiye’ye yönelik turizm
talebi ekonometrik olarak analiz edilmiştir. Satın alma gücü paritesine göre gelir, işsizlik,
enflasyon gibi ekonomik değişkenlerin turizm talebi ile ilişkisi, panel nedensellik analizi
yöntemiyle incelenmiştir. Turist gönderen ülkenin satın alma gücüne göre gelirinin turizm
talebinin istatistiksel olarak anlamlı bir nedeni olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Turizm talebi, Panel nedensellik, Türkiye’de turizm sektörü
THE DETERMINANTS OF TOURISM DEMAND: CASE OF TURKEY FOR THE
PERIOD 1990-2008
Today, tourism has an important place in the national economy and social development and
tourism has become an indispensable sector for Turkey's economy. In the 1990s, the demand of
tourism for Turkey showed a continuous development and tourism incomes increased in parallel
was seen. Therefore, the basic aim of this study, to create a model of tourism demand for Turkey
and within the framework of this model is to develop the policy proposals. In this study, with the
statistics on the period 1990-2008, tourism demand coming to Turkey from the eleven European
countries have been analyzed as the econometric. The relationship between tourism demand and
economic variables such as income according to purchasing power parity (ppp), unemployment,
inflation have been examined by panel causality analysis. İncome by purchasing power parity of
the tourist generating country has been identified as a significanse cause for the istatistical of
tourism demand.
Keywords: Tourism demand, Panel causality, Tourism sector in Turkey.
74
SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ 2008–2009 EKONOMİK MALİ KRİZİNİ ÖNLEYEBİLİR
MİYDİ?
Doç. Dr. rer. pol. Rıza ARSLAN
Yaşanan mali krizin ardından önemli siyasi ve ekonomist çevrelerden, bir daha böyle bir krizin
yaşanmaması için, önlemler alınması gerektiği yönünde talepler yükselmektedir. Bu çevrelerin
önerdikleri önlemler ise farklılaşmaktadır. Benzer krizleri önlemek açısından bazı çevreler kısıtlı
devlet kontrolü talep ederken, diğerleri serbest piyasa koşullarından taviz verilmeden böyle bir
denetimin söz konusu olabileceğini dile getirmektedirler. Ancak bu önlemlerin neler olabilecekleri
konusunda fikir birliği sağlanmış değildir. Çalışma ise böyle bir krizin tekrar yaşanmaması için bir
alternatif çözüm olarak Sosyal Piyasa Ekonomisini tartışmaya açmaktadır. Çalışma kapsamında,
Sosyal Piyasa Ekonomisi tanımlanmakta, nasıl işlediği irdelenmekte, Serbest Piyasa
Ekonomisinden farkı açıklanmakta ve söz konusu krizleri önleyici yönlerinin olup olmadığı
tartışılmaktadır. Ardından Sosyal Piyasa Ekonomisinin uygulandığı ülkelerdeki başarıları ele
alınmakta ve sonuçları hakkında bazı bulgular sunulmaktadır.
Sonuç itibariyle çalışma, yaşanmakta olan küresel mali krizin faturasının gelecekte de vergilerini
düzenli ödeyen ve sınırlı gelire sahip vatandaşlara çıkarılmaması için önlemlerin alınması
gerektiğine vurgu yaparak bu tür önlemlerin neler olabilecekleri konusunda çözüm aramaktadır.
Özetle, sadece Serbest Piyasa Ekonomisine önem verilerek ve vurgu yapılarak kurumsal
kontrolleri reddeden bir anlayışın, finansal sistem tepetaklak olduğunda da devletten yardım ve
destek bekleyen ve böylece krizlerin faturasını vatandaşa ödetmek isteyen bir yapının
değişiminden bahsedilmektedir. Bu nedenle Sosyal Piyasa Ekonomisi araştırması, serbest
piyasadaki aktörlerin sorumsuz hareketlerinin ve kararlarının yarattığı sıkıntıyı gidermek için
değil, aynı zamanda, kapitalizmin yapısal sorunlarına nihai çözümler üretmek için de katkı
yapmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Mali Kriz ve Sosyal Piyasa Ekonomisi
SOCIAL MARKET ECONOMY: COULD IT AVOID 2008–2009 FINANCIAL CRISIS?
Following the recent economic crisis, there are warnings from some political and economic figures
concerning the precautions to be taken in order not to confront another one. The precautions
suggested by these authorities differ from each other. To avoid similar crisis, while some experts
think there should be a limited state control, others think state control can be achieved without any
concessions from free market economy. But there is not a single consensus about what these
precautions should be. This study discusses Social Market Economy as an alternative solution.
First, the term Social Market Economy is defined, then the process of this system is explained,
finally the study discusses the difference between Social Market Economy and Free Market
Economy and exhibits whether Social Market Economy has a preventive capability or not. The
study ends with findings of results of the Social Market Economy and successes of some countries
where Social Market Economy is applied.
As a result, this study seeks solutions concerning what precautions should be taken in order that
citizens who pay their taxes regularly and have limited incomes don’t pay for the results of the
present crisis in the future. To summarize, the change of a concept only valuing the Free Market
Economy and calling for the help from the government in case of a crisis, but ignoring institutional
controls is discussed. Consequently, not only does the research of Social Market Economy aim to
eliminate the irresponsible policies of the actors in the market, but also it aims to contribute to
bring ultimate solutions to the structural problems of Capitalism.
Keywords: Financial Crisis and Social Market Economics
75
2007/08 KÜRESEL KRİZİN BİR ÇÖZÜMLEMESİ VE YERLEŞİK İKTİSAT
PARADİGMASINDA YENİ ARAYIŞLAR
Dr. Esra GÜLER
2007 yılında ABD’nin ipotekli emlak piyasasında (mortgage) patlak veren ve kısa denebilecek bir
sürede küresel boyuta taşınan krizin, 1929 Büyük Bunalım’ından bu yana yaşanan en ciddi küresel
kriz olduğu aşikardır. Kriz, finansal temelli olmakla birlikte reel piyasalara da yansıyarak küresel
bir resesyona dönüşmüştür. Bu noktada iktisatçılar arasında tam bir fikir birliği olmakla birlikte,
kapitalizmin tarihi boyunca yaşanan tüm diğer krizlerde olduğu gibi bu krizde de olgunun ele
alınış tarzı ve çözümlemeler birbirinden oldukça farklıdır. Bu durum doğal olarak farklı bakış
açılarını yansıtan farklı çözümlemeleri de beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte belirtmek
gerekir ki; sözkonusu krizin kapitalizmin geçmişteki krizleri içerisinde en ayırtedici
özelliklerinden biri de –belki de ilk kez- yerleşik iktisat paradigmasının ciddi derecede
sorgulanmasının önünü açmasıdır. Bu sorgulamaların bizzat hakim paradigma sözcüleri tarafından
da açık bir şekilde dile getiriliyor olması (kimi zaman itiraf kimi zaman tespit niteliğinde) bu
açıdan çarpıcıdır.
Çalışmanın ilk bölümünde, kapitalizmin tarihsel gelişimi içinde -özellikle de 19.y.y.dan itibarenyaşanan küresel ölçekteki krizlerin sistem çerçevesinde değerlendirilmesine çalışılacaktır. Bu
değerlendirme, 2007/08 küresel krizinin kapitalist sistemin nitelikleri ve bugün itibarıyla ulaştığı
boyut açısından daha net bir şekilde anlaşılmasına zemin hazırlayacaktır. İkinci bölümde ise yine
tarihsel süreç bağlamında mevcut krizin dinamikleri ortaya konarak “yeni global düzen” olarak da
adlandırılan 21. y.y. dünya ekonomisinin belirleyicisi yerleşik iktisat paradigmasında sözkonusu
krizin etkileri incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Yerleşik İktisat, Küresel Ekonomik Kriz
AN ANALYSIS OF THE 2007/08 GLOBAL CRISIS AND NEW QUESTS IN THE
PARADIGM OF MAINSTREAM ECONOMICS
2007/08 global crisis, which broke out in the mortgage market of the USA, the center of the world
finance’s capital in August 2007 and affected the whole world in a relatively short period, has
taken its place in the economics literature as one of the most severe crises of the capitalist system
since the 1929 Great Depression.
In the process which we are experiencing, besides being the most severe crisis seen since the Great
Depression, the most distinctive characteristic of this last crisis is that it has triggered the serious
discussions about whether the capitalist system, as a whole, has reached its limits. Another
remarkable detail at this point is that the criticisms against the system are, for very first time, also
articulated by economists and policy-makers who have the ideology of the mainstream economics.
While the system has tried to bring solution for the crises with various methods up to this point in
time, an axis shift has never been occurred and, on the contrary, (although each crisis has different
characteristics) crises have been handled as temporary malfunctions (deviations) within the
system. However, this last crisis broke out after an period of growing and stability which has been
experienced in the world economy as of 2000’s and has been called “Great Moderation”. At the
same time, this crises which broke out in the period in which the financial capital has been swiftly
scaled up has been appeared directly as a product of financialization process of the capitalism. At
this point, the aim of this study is to present it is whether a crisis that is intrinsic to the capitalist
system or a temporary deviation that occurs in the system like the previous crisis. Presenting this
analysis, this study also aims to give a viable foresight about the developments that might occur in
the paradigm of mainstream economics.
Keywords: Financial Crisis, Mainstream Economics, Global Economic Crisis
76
KÜRESEL REKABET ORTAMINDA, KRİZLERE KARŞI HAZIR OLMAK VE
KRİZLERİ ÖNLEMEK İÇİN DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN ÖNEMİ.
Yrd. Doç.Dr. Mustafa YÜCEL
Günümüz küresel rekabet ortamında, krizlere karşı hazır olabilmek ve karşı koyabilmek için
değişimi öğrenmek, planlamak ve uygulamak işletmelerin uzun vadede yaşamını sürdürebilmesi
ve başarısı için en önemli önceliklerden biri olarak görülmektedir.
Kriz; beklenmeyen bir anda gelen, geldiğinde hızlı ve mantıklı kararlar almayı gerektiren, aksi
takdirde işletmeyi felç edebilecek güce sahip bir durumdur. Krizi önlemek için her şeyden önce
işletmenin ihtiyaçlarını ve yönetim değerlerini tanımlamak, belirlenecek amaçlarda bu ihtiyaç ve
değerleri göz önüne almak gerekmektedir. İşletmenin nereye gittiğini bilmek, yönetimin temel
alanlarında bilgi ve değerleri paylaşma, yönetimin felsefesini kavramak, krizden kaçınmak için
önemlidir.
İşletmelerin kriz dönemleri sırasında, organizasyonel yapılarında da bir takım değişikliklere
gitmeleri gerekebilmektedir. Değişim mühendisliği uygulamaları ile işletme süreçlerinin yeniden
tasarlanması ve daha sonra yeni süreçlerin uygulamaya konularak krizlere kaşı koyabilecek ya da
krizlerden hızlı bir şekilde en az bir zararla çıkabilecek değişim faaliyetlerinin gerçekleştirmesi
öngörülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Kriz Yönetimi, Değişim Mühendisliği, Toplam Kalite Yönetimi
IN GLOBAL COMPETITIVE ENVIRONMENT, READY TO BE AGAINST CRISIS AND
THE IMPORTANCE OF REENGINEERING TO PREVENT CRISIS
In today’s globally competitive enviroment, can be prepared against attack and to resist change to
learn, to plan and implement business in the long term to continue life and most important priority
for he success is seen as one.
Crisis at an unexpected moment comes, it comes fast and rational decisions that require, otherwise
you have the power to paralyze a business situation. To prevent the crisis first and foremost the
needs of business and management to define the values, needs and values that will be determined
in order to take into consideration is required. To know where the business is going, in key areas
of management to share information and values, to understand the philosophy of management, it is
important to avoid crisis.
Businesses during the crisis period, a team of the organziasyonel structure changes may be
required to go. Reengıneerıng and redesing of business processes and applications, new processes
implemented later in the crisis or crises that may put scratches quickly with the least harm will
come to perform activities of change is envisaged.
Keywords: Crisis, Crisis Management, Reengineering, Total Quality Management
77
KÜRESEL KRİZ
DÖNÜŞÜMLER
SONRASINDA
KÜRESEL
FİNANSAL
SİSTEMDE
YAPISAL
Dr. Bora SELÇUK
Dr. Naci YILMAZ
ABD’de konut kredileri piyasasında subprime mortgage sözleşmelerine yönelik olarak başlayan
sıkıntılar kısa zamanda küresel bir kriz haline dönüşerek küresel finansal sistemi tehdit eder hale
gelmiştir. Küresel krizin olumsuz etkileri küresel finansal sistemin işleyişini sorgular hale
getirmiştir. Küresel krizin çıkış süreci kadar uygulanan müdahale yöntemleri de bu süreçte ilgi
çekmektedir. Kriz öncesi dönemde özellikle gelişmekte olan ülkelerde uygulanması hakim iktisadi
görüşlerce olumsuz karşılaşılan yöntemlerin neo-liberal iktisadi politikaların kalbi olan ülkelerde
uygulanması bu açıdan önemlidir. Bu süreçte finansal piyasalarda yaşanan değişim ve bu değişime
paralel daha fazla karşımıza çıkan küresel finansal mimari kavramı ekonomik ve politik aktörler
tarafından sıklıkla tartışılır bir kavram halini almıştır. Küresel finansal mimari tartışmalarının
merkezini ise IMF, Dünya bankası gibi uluslararası finansal kurumlar oluşturmaktadır.
Yukarıda belirtilen süreç göz önüne alındığında hazırlanacak sempozyum bildirisinde ABD’de
konut piyasalarında yaşanan bir dizi sorunun nasıl küresel bir krize dönüştüğü incelenecek. İlgili
ülkelerin küresel finansal krize müdahale yolları, regülasyonlara yöneliş çabaları sorgulandıktan
sonra yeni küresel mimari kavramı etrafında küresel finansal sistemin geleceği tartışılacaktır.
Küresel krizin ülkemiz finans sistemine olası etkilerine değinilecek ve ek önlemlere, atılacak
adımlara yer verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Küresel Finansal Mimari, Müdahale Yöntemleri, Regülasyon,
THE STRUCTURAL CHANGES IN GLOBAL FINANCIAL SYSTEM AFTER THE
GLOBAL CRISIS
The problems started in the subprime mortgage contracts in US housing credit market have
become a threat to the global financial system by its quick conversion to a global crisis. The
negative effects of the crisis have made questioned the functioning of the global financial system.
The methods of intervention applied to the crisis have drawn attention in this process as much its
emergence process. In this respect, it is very important that some methods, especially their
application to the developing countries have been seen negatively before the crisis by the leading
economic views, have been applied in the countries so called “the heart of the neo-liberal
economic policies”. The notion “financial architecture”, emerged from the change seen in financial
markets, has become one thing being argued more often by the economic and political actors in
this process. International Institutions such as IMF and the WB have been center of the debates on
the financial architecture.
As taking into consideration the process mentioned above, it will be reviewed by us in our
symposium presentation how a series of problems seen in US housing markets conversed into a
global crisis. After questioned the ways of intervention to global crisis and the efforts to the
regulations in the interested countries, it will be debated the future of global financial system
around the notion of “new financial architecture”. It will be also argued the possible effects of the
crisis to the Turkish financial system and dealt with the additional measures to be taken and steps
to be put forward.
Keywords: Global Financial Architecture, Intervention Methods, Regulation.
78
IMF: ULUSLARARASI SON BORÇ VERME MERCİİ OLABİLİR Mİ?
Öğr. Gör. Dr. M. Ozan BAŞKOL
Uluslararası finansal mimarinin yeniden yapılandırılmasına yönelik önerilerden birisi de bir
uluslararası son borç verme merciinin oluşturulmasıdır. Son borç verme mercii (lender of last
resort) kavramı, likidite sıkıntısı çeken fakat ödeme gücü bulunan mevduat kuruluşlarına, ortaya
çıkacak bir finansal kriz karşısında kredi açmaya hazır durumdaki kuruluşu yani merkez bankasını
işaret eder. Tıpkı merkez bankaları gibi uluslararası düzeyde de bir son borç verme merciinin
oluşturulmasının finansal krizlerin önlenmesinde etkili olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda
literatürdeki çalışmalarda özellikle IMF’nin şu anki yapısıyla uluslararası son borç verme mercii
işlevini etkin bir şekilde yerine getirip getiremeyeceği konusu tartışılmaktadır. Bazı iktisatçılar
IMF’nin merkez bankaları gibi sınırsız likidite yaratamadığını için uluslararası son borç verme
mercii olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmektedir. Bazı iktisatçılar ise, IMF’nin ek rezerv
kolaylığı ve olağanüstü kredi kolaylığı gibi finansman olanaklarını genişletici yeni
düzenlemelerinin IMF’ye bir son borç verme mercii niteliği kazandırdığını söylemektedirler. Bu
çalışmanın amacı, tüm bu tartışmalar ışığında IMF’nin bir uluslararası son borç verme mercii
olarak kabul edilip edilemeyeceğini analiz etmektir.
Anahtar Kelimeler: Son borç verme mercii, Finansal kriz, Uluslararası Para Fonu
CAN THE IMF BE AN INTERNATIONAL LENDER OF LAST RESORT?
One of the proposals to restructure the international financial architecture is to form an
international lender of last resort. The concept of the lender of last resort points deposit
institutions, which are in liquidity trouble but have the ability to pay, to the institution which has
the ability to open credit against a financial crisis, that is, the central bank. It is believed that
forming a lender of last resort, just like central banks, at the international level will be effective in
preventing financial crises. In this respect, the issue of whether the IMF would be able to fulfill the
function of international lender of last resort with its current structure is discussed in the literature.
Some economists argue that the IMF can not be considered to be an international lender of last
resort since it is unable to create unlimited liquidity as can a central bank. Some economists, on the
other hand, advocate the idea that the new regulations to expand its financial capabilities such as
the supplemental reserve facility and the Contingent Credit Lines render the IMF a lender of last
resort. The aim of this study is to analyze whether the IMF can be considered to be an international
lender of last resort via discussing all these opposing arguments.
Keywords: Lender of last resort, Financial crisis, IMF
79
IMF’İN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
İsmail Cem ÖZKURT
1944 yılında Dünya Bankası ile birlikte kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF) o zamandan itibaren
dünyadaki ekonomik düzenin işlemesinde çok önemli roller üstlenmiştir. Gelişimin ve değişimin
çok hızlı olduğu günümüzde IMF’nin de günün şartlarına uygun olarak yeniden yapılanması
gerekliliği kaçınılmazdır. Bu çalışmanın amacı IMF politikalarının yanlışlarını tespit etmek ve
günün şartlarına uygun yeni bir yapılanmanın nasıl olacağını tespit etmektir. Bu amaçla IMF’nin
özellikle kriz zamanlarında üye ülkelere sunduğu politikalar incelenerek yapılan yanlışlar
belirlenecek daha sonra daha etkin bir IMF nasıl olabilir konusu üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: IMF, Yeniden Yapılanma
RECONSTRUCTION OF IMF
International Monetary Found (IMF) established together in 1944 with World Bank are very
important role of functioning world economic order. At the present day; development and
alternation is so fast, necessity of reconstruction of IMF is ineluctable. The purpose of this study is
determinate of IMF policy mistake and how can be reconstructated according to the days
conditions. For this aim the wrongness done by IMF’s especially at the crisis time police
presantation to member countries will be determinated and later on it will be emphasized that how
can IMF be more effective.
Keywords: IMF, Reconstruction
80
KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE ETKİLERİ: VERİ
ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİYLE ETKİNLİK ANALİZİ
Prof. Dr. Recep KÖK
Didem ÖZTEKİN
Filiz ERATAŞ
Bu çalışmanın amacı, ABD’de mortgage krizi olarak başlayan küresel krizin, Türkiye bankacılık
sektörü üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Küresel krizin, Türkiye’de finansal sistemi ve
bankacılık sektörünü, reel sektöre göre daha az etkilediği görüşü çerçevesinde, bankacılık
sektörünün kriz öncesi ve sonrası etkinlik değerleri karşılaştırılmıştır. 2008 yılı itibariyle aktif
büyüklüklerine göre ilk 25 banka içerisinde olan 20 ticari bankanın, 2005:IV -2009:III dönemi
çeyrekli verileriyle VZA yöntemi yardımıyla etkinlik ölçümü yapılmıştır. Araştırmanın analitik
bulgularına göre; teknik etkinlik göstergeleri çerçevesinde kriz sonrası dönemde etkinlik düzeyi
düşme eğilimi göstermektedir, toplam faktör verimliliği göstergeleri bağlamında kriz sonrası
dönemde performans önemli ölçüde düşmekle birlikte para politikasındaki değişmelere bağlı
olarak dalgalı (konjonktürel) bir yapı sergilenmektedir. Bu sonuçlara göre küresel krizin,
Türkiye’de finansal sektörü reel sektörden daha az etkilediği görüşü doğrulanmaktadır. Ancak, bu
durum finansal sektör açısından bir başarı gibi algılansa da bu başarı reel sektörün önemli ölçüde
küçülmesi sonucunu doğurmuştur.
Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Bankacılık Sektörü, Etkinlik, Veri Zarflama Analizi
THE EFFECTS OF GLOBAL CRISIS ON THE TURKISH BANKING SECTOR: AN
EFFICIENCY ANALYSIS WITH DEA
The purpose of this study is to assign the effects of the global crisis among the Turkish banking
sector. In the framework of the effects of the global crisis are mostly seen on real sector than the
financial system and banking sector, we compare the pre and after crisis efficiency scores of
banks. The efficiency, based on the data of twenty banks, participated in the first twenty five of the
banks according to the asset size in 2008, is analyzed with DEA for 2005:IV- 2009:III quarterly
period. The model, which includes number of branches, number of staff, capital and total assets as
inputs and the sum of total deposits and total credits as output, is formed by following the
integrated approach as a mix of the intermediation and production approaches. The results show
that; in the framework of technical efficiency and total factor productivity indicators, there is a
significant decline in the efficiency performance after the crisis. So, the effects of the global crisis
are mostly seen on real sector than the financial system assumption is confirmed with these results.
But, as it is considered as a success of financial sector, this success caused the significant decrease
in real sector.
Keywords: Global Crisis, Banking Sector, Efficiency, Data Envelopment Analysis
81
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE
KARŞILAŞTIRMASI (2002-2008)
ETKİNLİK:
YERLİ-YABANCI
BANKA
Doç. Dr. Tuncay ÇELİK
Teorik olarak bir sektörde piyasaya yeni firma girişlerinin, o sektörde yoğunlaşma oranını
düşürerek rekabeti arttıracağı varsayılmaktadır. Özellikle sektöre giriş yapan firmaların ileri
teknoloji ve yönetim ilkelerini kullanan yabancı firmalar olması durumunda sektörde etkinlik ve
rekabetin artması beklenmektedir. Ülkemizde 2001 yılı sonrası bankacılık sektöründe uygulamaya
konulan yeniden yapılandırma programının amaçlarından biri de sektöre yeni girişleri özendirmek
ve firmaların etkinlik düzeylerinin yükselmesini sağlamaktı. İşte bu çalışmada 2001 yılı sonrasında
Türk bankacılığında yerli-yabancı bankaların etkinlik skorları tahmin edilmiştir. Araştırma
dönemimiz 2002-2008 aralığında, teorik olarak beklendiği gibi yabancı bankaların ortalama
etkinlik düzeyleri yerli bankaların üzerinde çıkmıştır. Yabancı bankaların Türk bankacılık
sektörüne girişlerinin hızlandığı 2006 yılında ise sektörün ortalama etkinlik düzeyi oldukça
yüksektir.
Anahtar kelimeler: Türk bankacılık sektörü, etkinlik, veri zarflama analizi.
EFFICIENCY IN TURKISH BANKING SECTOR: COMPARISON OF DOMESTIC AND
FOREIGN BANK (2002-2008)
In the industrial theory, it is assumed that the entry of new firms to a sector will increase
competition by reducing the rate of concentration ratio in this sector. In particular, the efficiency
and competition in the sector are expected to be increased if these firms are foreign banks adopted
the advanced technology and efficient management policies. One of the main objectives of the
banking sector restructuring program launched in 2001 is to encourage new entries to the sector
and to increase the level of efficiency of these firms. In this study, we will calculate efficiency
scores for the domestic and foreign banks operating in Turkey at the end of 2001. The results of
the study showed that the level of efficiency of foreign banks were higher than the average
efficiency score as expected theoretically for the study period of 2002-2008. In addition, it is also
found that the average efficiency level of the sector was found to be considerably high in 2006 in
where foreign banks' entry into the Turkish banking sector has accelerated.
Key words: Turkish banking sector, efficiency, data envolopment analysis.
82
ASİMETRİK BİLGİNİN PİYASALAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE FİNANS
SEKTÖRÜ ÖRNEĞİ
Öğr. Gör. Şahin ÇETİNKAYA
Bu çalışmada, Asimetrik bilginin piyasalar üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Adından da
anlaşılacağı üzere, Asimetrik Bilgi, birinin bildiğini başkasının bilmemesi durumuna verilen addır.
Asimetrik bilginin geçerli olduğu durumlarda etkileşim içerisinde bulunan ekonomik aktörlerden
daha çok bilgiye sahip olan taraf haksız bir üstünlük kazanmaktadır.
Bu nedenle asimetrik bilginin geçerli olduğu durumlarda ekonomik faaliyetlerin etkin bir biçimde
gerçekleştirilmesi mümkün olamaz. Piyasa mekanizması içerisinde kaynakların verimli biçimde
kullanılması için birimler arasındaki bilgi akısının tam olarak sağlanması gerekmektedir. Ancak,
bilgi akısının tam olarak sağlanamaması sonucu ekonomik birimler arasında ortaya çıkan asimetrik
bilgi nedeni ile önemli piyasa aksaklıkları yaşanmaktadır.
Özellikle gündelik yaşam içerisinde yer alan birimler de mevcut bilgilere erişim artık daha ucuz ve
kolay yollardan yapılmaktadır. Bunun yanında, bilginin ekonomi içerisinde dağılımı, edinimi ve
bilgilerin doğru değerlendirilmesi büyük bir sorundur. Bu nedenle bilgi, piyasa etkinliği ve işleyişi
açısından çok önemli bir faktördür. Aynı ekonomik çevre içerisinde yer alan en az iki taraftan
birinin, diğer taraf yada taraflardan daha “değişik” bir bilgiye sahip olması, bilgiye sahip olan
kişinin yer aldığı ekonomik çevrelerde diğer yer alan oyuncuların aleyhine ve kendi lehine
yönlendirebilmesine imkan sağlamaktadır. Ülkemizin
2000-2007 yılları arasında yaşamış olduğu ekonomik krizlerde, bilginin kişilere göre farklı
sonuçlar doğurduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Asimetrik Bilgi, Finansal Krizler, Bilgi
THE EFFECT OF ASYMETRIC INFORMATION ON MARKETS AND THE EXAMPLE
OF FINANCIAL SECTOR
In this work, it is discussed the effects of asymetric information on the markets. As it is
understood from the its name, asymetric information is a name of the situation which is valid
for Asymetric information is a name of situation which is valid for Asymetric information,
the side which has the more information than among the economic actors which is in
interaction, gain a injustice mastery.
Because of this reason, situations which is valid for asymetric information, it is not possible to
perform the economic activities in an efficient was using the sources efficiently in market
mechanism, information course which is among the units, should be provided exactly. İf this
information course should not be provided exactly, it results of important market defects because
of the asymetric information among the economic units.
The distribution and aquisition of information inside the economy and the proper evaluation of
information is a serious problem with solving the ways of information is a serious problem with
solving the ways of reaching the present enterest especially in the units which take place in the
daily economic life more cheap and easily in comparison to the past periods.
Key Words: Asymmetric İnformation, Financial Crisis, Information
83
SİGORTA ŞİRKETLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA SOLVENCY-II
SİSTEMİ VE TÜRK SİGORTA SEKTÖRÜNE YANSIMALARI
Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇELİKKOL
Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ
Sigorta sektörünün temel amacı, risklerin meydana getireceği olası kayıpları güvence altına
almaktır. Bu yükümlülüklerin karşılanması, sigorta şirketlerinin finansal yapılarının yeterince
güçlü olmasını gerektirmektedir. Son yıllarda, Dünyada ve ülkemizde sigorta şirketlerinin
yükümlülük karşılama yeterliliği konusunda çeşitli düzenlemeler yapılmakta ve sektör önemli bir
yapısal değişim yaşamaktadır. Solvency-I olarak uygulanan mevcut sistem, sigorta sektörünü
etkileyen riskleri kapsamadığından, sektörü etkileyen tüm riskleri kapsamlı olarak değerlendiren
ve risk yönetimi, finans teknikleri, finansal raporlama gibi uygulamaları da dikkate alan SolvencyII sistemi geliştirilmiştir. Avrupa Birliği için önemli olduğu kadar, Türk sigorta sektörü için de son
derece önemli olan Solvency–II sisteminin 2012 yılı içerisinde ülkemizde uygulamaya konulması
planlanmaktadır.
Solvency-II sistemi, risk ve değer bazlı anlayış ile sigorta şirketlerinin üç temel yapısı olarak
belirlenen mali yeterlilik gerekliliği, denetim ve piyasa disiplini uygulamalarını öngörmektedir.
Sigortacılığın Solvency-II sistemine uyumlaştırılması, sigorta şirketlerinin değişen yeni yapıya
geçişini ve bir bütün olarak Solvency-II sistemini uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Çalışmada,
sigorta şirketlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde geliştirilen Solvency-II sisteminin içeriği,
Solvency-I sistemi ile farklılıkları, önemi, sigorta sektörü ve sigorta şirketleri üzerine olası etkileri
incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sigorta Şirketleri, Yeniden Yapılandırma, Solvency II Sistemi, Türk Sigorta
Sektörü
RESTRUCTURING OF INSURANCE COMPANIES IN THE LIGHT OF SOLVENCY-II
SYSTEM AND ITS IMPACTS ON THE TURKISH INSURANCE SECTOR
There are various regulations being made regarding recompensing obligations adequacy both in
the world and Turkey, thus the sector is experiencing a significant structural changing
process.Solvency-II system has been develeloped to handle Solvency-I system in a much broader
perspective, to assess all risks affecting the insurance sector comprehensively, and to focus on
practices such as risk management, financial techniques, and financial reporting. Solvency-II
system which is important for both European Union and Turkey is planned to be implemented in
Turkey in 2010.
Solvency-II system emphasizes insurance companies’ three basic structures identified as capital
adequacy, prudential supervision and market discipline by considering risk and value based
approach. The adaptation of insurance sector to Solvency-II system makes it necessary for
insurance companies to pass to new structures and to perform Solvency-II system as whole. In this
study, the content of Solvency-II system in the process of restructuring of the insurance
companies, its difference from Solvency-I system, its importance, its potential impacts on
insurance sector and insurance companies, and gains caused by its effects on our country’s
economy will be examined.
Key Word: Insurance Companies, Restructuring, Solvency-II System, Turkish Insurance Sector
84
KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN TÜRKİYE’DE EKONOMİK KARAR BİRİMLERİNİN
PORTFÖY TERCİHLERİNE YANSIMALARI
Öğr. Gör. Dr. Aydanur GACENER ATIŞ
Türkiye 2001 ekonomik krizi sonrasında uluslararası piyasalardan kaynaklanan büyük çaplı
finansal genişleme ve ucuz kredi olanağına kavuşmuştur. Bu dönemde, artan cari işlemler açığı
önce yüksek faiz nedeniyle ülkeye giren sıcak parayla, daha sonra şirket birleşmeleri ve
özelleştirmeler yoluyla elde edilen gelirler ile finanse edilmiştir. Bu açıdan, Türkiye, küresel finans
piyasalarına net borçlanıcı olarak dahil olmuştur. Bu borç tutarının önemli bir payı özel sektöre
aittir. Türkiye, 2008 yılında ilk etkilerini finans piyasalarında göstermeye başlayan küresel krizi,
yüksek oranlı cari açık ve dış borç stoku ile karşılamıştır. Bu kriz, ekonomik büyümenin yüksek
dış borç bağımlılığı ile sürdürülemeyeceğini göstermiştir. Söz konusu kriz dönemlerinin en önemli
olumsuz etkisi, yüksek devalüasyon ve özel kesimin dış borç içerisindeki payının artmış olmasıdır.
Özel kesim ulusal tasarruflar yoluyla değil, dış kaynaklı tasarrufları değerlendirerek finansman
olanağı sağlamıştır. Son dönemde, bu süreçte, Türkiye üzerinde etkili olabilecek olumsuz öğelerin
başında yükümlülük dolarizasyonu gelmektedir. Bu nedenle, denge döviz kurunun belirlenmesinde
en önemli değişkenlerden biri, ekonomik karar birimlerinin portföylerinde yer alan yabancı para
cinsinden yükümlülüklerdir. Bu bağlamda, ekonomik karar birimlerinin varlık-yükümlülük
oranları denge döviz kuru değişimini belirlemektedir. Bu kapsamda, çalışmada, Türkiye’de
ekonomik karar birimlerinin portföy yapıları değerlendirilmiştir. Ekonomik karar birimleri
kapsamında hanehalkının, firmaların (finansal kesim ve şirketler) ve kamu sektörünün ulusal ve
yabancı para cinsinden portföy tercihlerinin dağılımlarına yer verilmiştir. Bu karar birimlerinin
portföy tercihleri, denge döviz kurunun oluşumuna katkı sağlaması açısından önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Ekonomik Karar Birimleri, Portföy Tercihi
THE REFLECTION OF THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON PORTFOLIO
PREFERENCES OF DECİSİON MAKERS IN TURKEY
After the 2001 financial crisis, Turkey has got a cheap credit facilities from international financial
markets. During this period, increasing current account deficit have been financed with entering
the short term money and then through mergers and privatizations. In this respect, Turkey has been
included in global financial markets as a net borrowing. It’s owned by the private sector. In 2008,
Turkey has been met with global financial crisis. It has got high rate current account deficit and
external debt. This crisis showed that the economic growth can’t be maintained with a high
dependence on external debt. The most important negative effects of the crisis are high devaluation
and external debt of private sector. Therefore, foreign currecy liabilities are the most important
variable in determining the equilibrium exchange rate. Further, an assets and liabilities ratios of
economic decision makers determine the equilibrium exchange rate. In this study, we were
evaluated for the distribution of portfolio preferences of economic decision makers such as,
households, companies (financial sector and companies) and public sector in Turkey. The
preferences are an important because of contributing of the equilibrium exchange rate.
Keywords: Economic Crises, Economic Decision Makers, Portfolio Preferences
85
DEĞİŞEN FİNANSAL KONJONKTÜR İÇİNDE TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN
ÜCRET VE KOMİSYON GELİRLERİNİN BELİRLEYİCİLERİ
Ömer Kara
Selin Temel
Cem Kılıç
Türk Bankacılık Sektörü’nde faiz dışı gelirlerinin toplam gelirler içindeki payının 2001 yılından
bu yana 3 kat arttığı görülmektedir. Bankaların, kâra katkısı yüksek olan bu gelirlere verdiği
önemin gerek Avrupa Birliği ülkelerinde gerekse Amerika Birleşik Devletleri’nde artmasıyla
birlikte, bu gelirlerin elde edildikleri kalemler de her geçen gün çeşitlenmektedir. Özellikle fon
yönetimi ve aktif yönetimi gibi aracılık hizmetlerinden elde edilen gelirler ile kredi kartı ücret ve
komisyon gelirlerinin artırılması yönündeki çabalar giderek artmaktadır. Dünyadaki trend,
devamlılığı olan ve sermaye verimliliği konusunda sıkıntı yaratmayacak gelir kaynaklarının
artırılması yönünde ilerlerken yeni ekonomik konjonktür, faiz marjlarının daraldığı bir ortamda
sürdürülebilir kârlılık için bankaların ücret ve komisyon gelirlerinin toplam işletme giderlerini
yüksek oranlı bir şekilde karşılayabilmesini gerektirmektedir. Piyasadaki dalgalanmaların net faiz
gelirlerinde yarattığı kayıpları bertaraf etmek için faiz dışı gelirlerde de sürekliliği sağlamak önem
arz etmektedir. Bu sebeplerle faiz dışı bankacılık gelirlerinin analiz edilmesi Türk Bankacılık
Sektörü’nün kârlılığı için önemlidir.
Çalışmada 1998 ile 2009 yılları arasındaki Türk Bankacılık Sektörü ve Türkiye genel ekonomi
verileri kullanılarak bankacılık ücret ve komisyon gelirlerinin faiz gelirine oranını belirleyen
faktörler incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda faiz ve enflasyon ile faiz dışı bankacılık gelir marjı
arasında istatistiksel bir ilişkinin bulunduğu görülmüştür. Ayrıca enflasyon ile faiz dışı bankacılık
gelir marjı arasındaki ilişkinin 2003 yılından sonra yapısal bir değişim gösterdiği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: bankacılık, komisyon, ücret, gelir
THE DETERMINANTS OF COMMISSION AND FEE INCOME OF TURKISH
BANKING SECTOR WITH THE CHANGING FINANCIAL CONJUNCTURE
The ratio of non-interest income to total income of the banks in Turkish Banking Sector has been
tripled since 2001. The sources of these revenues have been varied day by day with the increasing
importance of commission and fees which have significant contribution to the profit of the banks
in European countries and the United States. Especially the commissions of brokerage services
like fund management and asset management, and the fees of credit cards are strived to be raised.
With the common trend in the world, which is to enhance the sustainable and capital-efficient
income sources, new economic conjecture forces the banks to highly cover operating costs with
the fees and commissions for the sake of sustainable profitability in an environment of shrinking
interest margin. It is also important to ensure the sustainability of non-interest revenues in order to
avoid the potential losses in the net interest income caused by the market volatility. For these
reasons the analysis of non-interest income of banks is vital for the profitability of Turkish
Banking Sector.
In this study, the determinants of the ratio of non-interest income to interest income of the banks
have been analyzed by using the data of Turkish baking sector and macro economics for the period
of 1998 and 2009. As a conclusion, the study shows the statistical relation between interest rate,
inflation and non-interest income margin of the banks. Moreover it also shows the structural
breakpoint of relation between inflation and non-interest income margin in 2003.
Keywords: banking, commission, fee, income
86
TÜRKİYE’DE REEL DÖVİZ KURU İLE MAKRO EKONOMİK DEĞİŞKENLER
ARASINDAKİ İLİŞKİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ
Doç. Dr. Erdal DEMİRHAN
Yrd. Doç. Dr. Bülent ALTAY
Yrd. Doç. Dr. Ahmet İNKAYA
Reel döviz kurundaki hareketler, gelişmekte olan ülkelerde dış ticaret açığını belirleyen önemli bir
faktördür. Bu ülkelerde reel kurdaki hareketlere bağlı olarak ortaya çıkan döviz darboğazı
ekonomik krizlerin temel belirleyicisi durumundadır.
Türkiye’de ekonomik krizleri ortaya çıkaran etmenlerin anlaşılması için, reel döviz kuru ile makro
ekonomik değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı,
Türkiye’de görülen ekonomik krizlerin oluşumunda önemli bir yere sahip olan reel döviz kuru ile
makro ekonomik değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz etmektir.
Çalışma; Türkiye’de 1998 yılının birinci çeyreği ile 2009 yılının üçüncü çeyreği arasındaki veriler
kullanılarak reel döviz kurunun belirleyicilerinin analiz edilmesine yönelik olarak hazırlanmıştır.
Bu amaçla, zaman serisi ekonometrisinde yaygın biçimde kullanılan hata düzeltme modelinden
yararlanılmıştır. Ayrıca değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin olup olmadığının tespit
edilmesine yönelik olarak koentegrasyon testleri yapılmıştır. Buna göre, reel kurun
belirleyicilerinin kısa ve uzun dönem için analiz edildiği bu çalışmada elde edilen ampirik bulgular
genel olarak teoriye uygun bir durum sergilediği anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Reel kur, koentegrasyon, zaman serisi
ECONOMETRIC ANALISYS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN REAL EXCHANGE
RATE AND MACRO-ECONOMIC VARIABLES IN TURKEY
Real exchange rate movements, in developing countries is an important factor in determining
foreign trade deficit. In these countries, depending on the real exchange movements in short of
foreign exchange, emerging economic crisis is the basic determinant case.
To understand factors that expose economic crisis in Turkey, real exchange rate and macroeconomic variables, examining the relationship between needs. The purpose of this study, the
economic crisis in Turkey appears to have an important place in the formation of the real exchange
rate and macro-economic variables is to analyze the relationship between.
This study, using data for real exchange rate between with the first quarter of 1998 the third
quarter of 2009 in Turkey has been prepared as markers to analyze. For this purpose, widely used
in time-series econometric models were used in error correction. In addition, long-term
relationship between variables for determining whether the cointegration tests are carried out.
Accordingly, the real exchange rate of the markers were analyzed for short-and long-term
empirical findings obtained in this study which generally were found to exhibit a suitable
condition for the theory.
Keywords: Real exchange rate, cointegration, time series
87
KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN AŞILMASINDA VERGİ POLİTİKALARININ ROLÜ
Yrd. Doç. Dr. Hatice YURTSEVER
Amerika Birleşik Devletleri’ nde başlayıp dünyadaki pek çok ülkeyi derinden etkileyen küresel
ekonomik kriz, ülkemiz üzerinde de başta ekonomik durgunluk, işsizlik olmak üzere etkili
olmuştur. Ekonomi politikası araçlarından vergilendirme, krizin aşılmasında kullanılabilecek
ekonomi politikalarından biridir. Halen etkileri sürmekte olan kriz, ülkemizde ağırlıklı olarak reel
sektörü etkilemiştir. Bu çerçevede de alınacak önlemlerin öncelikle reel sektörü ve ekonomiyi
yeniden canlandırmayı hedeflemesi gerekmektedir.
Vergi politikası uygulamalarını, ücretliler üzerindeki vergi ve benzeri yükümlülüklerin azaltılma
yoluyla işveren üzerindeki mali yüklerin azaltılması, bazı sektörlerin lokomotif sektör olarak
değerlendirilerek vergi teşvik politikaları uygulanması, uluslararası sermaye hareketlerinin
denetlenmesi amacıyla vergi uygulanması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınarak vergi
tabanının genişletilmesi, vergi denetim sisteminin yeniden gözden geçirilmesi, denetimlerin
artması, kentsel rantların vergilendirilmesi, özellikle doğrudan yabancı sermayenin yatırım
yapması için çeşitli teşviklerin sağlanması, vergi adaletsizliğine neden olan dolaylı vergilerin
toplam vergi yükü içerisindeki payının azaltılmaya çalışılması, gibi çeşitli önlemlerin alınması
gerekmektedir.
Ekonomik krizin aşılmasında vergi politikalarının nasıl müdahale aracı olacağı konusu, tartışılması
gereken en önemli konulardan biridir. Çalışmamızda küresel ekonomik krizin kısaca nedenleri ve
etkileri ile krizin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla uygulanabilecek vergi
politikalarına yer verilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Vergi, Vergi politikaları, Reel Sektör.
THE ROLE OF TAX POLICIES IN CONQUERING THE GLOBAL ECONOMIC CRISIS
The global economic crisis having embarked in the USA and deeply affected many countries
throughout the world has breeded quite a few serious consequences such as economic stagnation
and unemployment in our country as well. Taxation as an instrument of economic policies is one
of the key elements in surmounting the ongoing economic crisis which has predominently affected
the real sector in Turkey. For this reason, the precautions to be taken must be first aimed at
boosting the real sector and the economy.
The applications of tax policies can boost the economy from many different aspects. First of all, it
should be aimed to reduce fiscal burdens on empolyers through diminishing the liabilities such as
tax etc. on wage earners. Another tax policy should be tax incentives. In addition to varied
incentives for the foreign direct investment to invest in a forigner country, it is essential that some
of the sectors are evaluated as locmotive sectors and the real sector should be boosted by
appropriate taxation. Furthermore the application of taxation in order to invest the international
capital flows and the extention of the tax base through the registeration of underground economy
are also considered as appropriate policies. In addition to this, the revision of the tax audit system
and endeavours in order to accelerate audits are quite essential. Various precautions such as taxing
urban annuity and curtailing the portion of indirect taxes which causes injustice in total tax burden
shoul also be taken.
The issue of how the tax policies as an instrument for intervention are to be used for overcoming
the economic crisis is one of the most critical subjects needed to be discussed. In this study, the
reasons behind the global economic crisis and its effects will be offered in addition to the tax
policies which are applicable with the aim of diminishing the adverse effects of the crisis on the
economy.
Key Words: Economic crisis, Tax, Tax policies, Real Economy.
88
EKONOMİK KRİZ DÖNEMLERİNDE REKABET POLİTİKASININ ÖNEMİ
Arş. Gör. Volkan GÜRSEL
Liberal kapitalist sistemin toplumsal refahı en yüksek düzeye çıkarmasının ön koşulu piyasaların
rekabetçi bir yapıya sahip olmasıdır. Bununla birlikte, piyasalar kendi başına rekabetin iktisadi
aktörler tarafından ortadan kaldırılmasına engel olamamaktadır. Özellikle ekonomik kriz
dönemlerinde rekabetçi piyasaların düzenleyici ve yönlendirici gücüne olan güvenin azalması
rekabetten kaçınma eğilimlerinin artmasına neden olur. Bu açıdan bakıldığında, krizlerin
aşılmasında yalnızca makroekonomik istikrarı hedefleyen düzenlemeler yetersiz kalmakta,
rekabetçi piyasaların işleyişinin de dikkate alınması gerekmektedir. Zira makroekonomik istikrarın
tesisi için alınan tedbirlerin etkinliği rekabetçi piyasaların sağlıklı işlemesi ile doğrudan ilişkilidir.
Nitekim kriz nedeniyle zor duruma düşen firmaların birleşme yoluna gitmesi piyasadaki
yoğunlaşmanın artmasına sebep olurken, fiyatlardaki gerilemenin önüne geçmeyi amaçlayan
firmaların rekabeti sınırlayıcı davranışlar içine girme eğilimleri de artar. Öte yandan, popülist bir
yaklaşımla batmak üzere olan firmaları kurtarmayı hedefleyen hükümetler, piyasaların rekabetçi
yapısına zarar verecek müdahalelerde bulunabilir. Süreç, rekabeti korumakla yükümlü kurumlar
üzerinde rekabet kurallarının esnetilmesi yönünde baskıları da beraberinde getirerek, piyasa
mekanizmasının işleyişinde aksaklıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Burada temel
düşünce, krizden kısa sürede çıkışı gerçekleştirebilmek için rekabetçi düzenlemelerin
yumuşatılabileceği argümanıdır. Oysa rekabet politikalarının kısmen ve geçici süreliğine olsa dahi
askıya alınmasının krizlerin atlatılmasını kolaylaştıracağı şeklindeki bir yaklaşım uzun vadede
ortaya çıkacak etkinsizlikleri ihmal etmektedir.
Bu çalışmada, piyasa mekanizmasının işleyişinde rekabetin anlamı ve işlevinden hareketle, krizle
mücadelede rekabetin korunmasının önemi tartışılarak, makroekonomik istikrarın tesisi için alınan
önlemlerin etkinliğinde rekabet politikalarının da belirleyici olduğunun vurgulanması
amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Rekabet, Rekabet Politikası, Ekonomik Kriz, Makroekonomik İstikrar
THE IMPORTANCE OF COMPETITION POLICY IN TIMES OF ECONOMIC CRISIS
In the liberal capitalist system, competitive market structure is prerequisite for maximizing the
welfare of society. However, free markets do not have any mechanism to protect competition
against anti-competitive behaviors of economic actors by itself. Especially in times of economic
crisis, anti-competitive practices increase because of decrease in confidence in regulation and
coordination function of markets. From this point of view, the policies which is implemented for
ensuring macroeconomic stability does not guarantee the recovery from crisis alone, therefore the
functioning of the competitive markets have to take into consideration. Because there is a strong
relationship between the efficiency of policies for ensuring macroeconomic stability and
functioning of competitive markets healthy. Economic downturn may strengthen firms’ incentive
to collude rather than compete. Mergers and acquisitions in distressed industries raise
concentration ratios. Moreover, if the recession deepens, there may be some public pressure on
politicians to bailout failing firms. All these factors may increase political pressure on competition
authority to suspend competition policy. Here, the main argument is to relax competitive
regulations in order to recover form crisis in the short run. However, without the support of an
effective competition policy, macroeconomic policies are insufficient to overcome economic
crisis. In fact, suspending or relaxing competition policy during an economic crisis can
inadvertently harm economy in the long run.
The aim of this study, by starting from the main function of competition as a key factor for healthy
functioning of market mechanism, is to argue and emphasize the importance of competition policy
in establishing macroeconomic stability.
Keywords: Competition, Competition Policy, Economic Crisis, Macroeconomic Stability
89
KÜRESEL KRİZDE AHLAKİ SORUNLAR
Arş. Gör. Burhan KABADAYI
Arş. Gör. Zülküf AYRANGÖL
Ekonomik ahlak, bireylerin ve kurumların sosyal ve ekonomik yaşantılarında rasyonel bir şekilde
hareket etmeleridir. Pratikte ekonominin ön gördüğü rasyonel yaklaşıma yakınlık
davranışlarımızın ahlakilik boyutunu ölçer. Kısaca rasyonel davranış ahlaki davranıştır. Rasyonel
davranan (ahlaki davranan) bireyler toplumun daha müreffeh bir seviyeye ulaşmasına katkıda
bulunurlar.
ABD emlak (mortgage) piyasasında rasyonel olmayan tüketici davranışları nedeniyle başlayan kriz
ulusal ve uluslararası piyasalara yayılma etkisi gösterdi. Bu krizin ana nedenlerinden bazıları
ekonomik birimlerin ekonomik ahlakilikten uzaklaşması ve ters seçim problemidir. Tüketicilerin
ödeyebilecekleri tutardan fazla finansal kuruluşlardan kredi talep etmeleri, finansal kuruluşların bu
riskli kredileri onaylamaları ve riskli emlak tahvillerinin ikincil piyasalarda satılması bu krizin
derinleşmesine neden olmuştur.
Bu çalışmada toplam krediler ve tasfiye olacak krediler arasındaki ilişki ele alınarak rasyonel ve
ahlaki ekonomik davranıştan sapmalar incelenmiştir. Türkiye bankacılık sektöründe de ahlaki
tehlike, ters seçim ve kredi tayınlaması olup olmadığı araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Ahlaki Risk, Ters Seçim, Tüketici Kredileri, Kredi Tayınlaması.
ETHICAL MATTERS CONCERNING GLOBAL CRISIS
Economical ethics mean how individuals and institutions act rationally in their social and
economical life. Practically, being closed to rational approach suggested by Economics shows us
dimensions of ethical behaviors. Simply, rational behaviors are ethical and vice versa. The people
who decide rationally or ethically make the society well-off.
Recent economic crisis that begun at the mortgage market of USA started because of irrational
consumers’ decisions and it made a spillover effects to the other national and international
markets. Some of the key reasons of this crisis are unethical behaviors of economical units and
adverse selection. That the consumers demand higher credits from financial institution than theirs
budget and financial institutions approve these credit applications and that the some of risky
mortgage bonds are sold in the secondary market made the crisis deepened.
At this study, while the relationship between total credits and the problematic credits are
examined, the biases from rational and ethical behaviors are analyzed. Whether Turkish financial
market has moral hazard, adverse selection and credit rationing is studied.
Keywords: Global Crisis, Moral Hazard, Adverse Selection, Consumers credits, Credit Rationing.
90
KRİZİN TCK KAPSAMINDA BAZI SUÇLARLA İCRA TAKİPLERİNE ETKİLERİ
Yargıç Halil GÜNER
Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan krizin, Türkiye yönünden Muğla ili çerçevesinde, 2008-2009
yılları sayıları dikkate alınarak, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, evrakta sahtecilik suçlarında artışa
neden olup olmadığı, icra takiplerinde nasıl bir gelişme olduğu araştırılıp sonuçları ortaya konmak
istenmiştir.
Muğla, ekonomik yaşamı, sanayi yerine turizm ve tarım ile sürdürülen bir ildir. Hizmet sektörüne
dayalı ve bunun yanında tüketim ağırlıklı bir yaşam tarzında krizin suç işlenmesine etkilerinin
araştırılması önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Kriz, etki, hırsızlık, dolandırıcılık, yağma.
THE EFFECTS OF CRISIS ON SOME CRIMES AND EXECUTIONS
In this paper, wanted to research effects of the crisis in Muğla in the Turkey, on some crimes and
executions. Is the crisis increased crimes of Burglary, pillage, swindling, forgery on documents or
not. And is the crisis increased the executions on debtors. Evaluated on stattistical results in this
research.
Keywords: Crisis, affects, burglary, pillage, swindling.
91
KRİZ ve YOKSULLAŞMA
Arş. Gör. Ahmet Bora TARHAN
2008’de ABD’nin finans sisteminde başlayan kriz, sadece ABD’de bir finansal çalkantıdan ibaret
olmamış, tüm dünyada toplumsal, ekonomik ve siyasal yapıyı etkileyen bir krize dönüşmüştür. Öte
yandan, yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere pek çok
ülkede zaten büyük sıkıntılara neden olan yoksulluk, işsizlik, güvensizlik ve siyasal istikrarsızlık
gibi sorunları daha da ağırlaştırmaya başlamış bulunmaktadır.
Neoliberal küreselleşmenin yarattığı bu kriz emekçi kesimlerle birlikte yoksullaşan kitleleri de
etkisi altına alarak toplumsal dokuyu tehdit eder hale gelmiş, küresel düzeyde paranın toplumlar
üzerinde kurduğu baskıcı mekanizmalara dayanan neoliberal politikalar, piyasalarda anarşizme,
siyasal alanda ise despotizme yol açmış ve bu durum derin toplumsal bunalımları beraberinde
getirmiştir.
Yoksulluğun, eşitsizliğin ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü bu ortamda güvencesizliğin artması
emekçilerin ve yoksulların acil, rahatlatıcı kısa dönemli uygulamalara olan bağımlılığını da
arttırmıştır. Günümüzde yoksulluğa yönelik tartışmaların en önemli özelliği, tartışma konularının
yoksulluğu doğuran etmenler yerine yoksullukla mücadele konularıyla sınırlı kalmasıdır. Bu
anlamda neoliberal yoksullukla mücadele yaklaşımı, yüzeysel içerikli yapısıyla, soruna çözüm
olmaktan oldukça uzak görünmektedir.
Türkiye, küresel krizin etkilerini daha çok, işsizlik ve yoksullaşma üzerinden hissetmektedir. Bu
çalışmanın amacı, Türkiye’de büyük bir sorun haline gelen yoksullaşmayı neoliberal
küreselleşmeyle birlikte ele alarak, kriz öncesi ve sonrası yoksullaşan kitleleri ve bu kitlelere
yönelik uygulanan siyasal ve sosyal politikaları sorgulamaktır.
Anahtar Kelimeler: Neoliberalizm, Kriz, Yoksullaşma, Küreselleşme
CRISIS AND IMPOVERISHMENT WITHIN THE CONTEXT OF NEOLIBERAL
POLICY IN TURKEY
The crisis which started in the financial system of USA in 2008 has not been a financial fluctuation
only in USA, but has been transformed into a crisis affecting social, economic and political
structure in the whole world. On the other hand, the economic crisis we live has started to
aggravate the problems such as poverty, unemployment, disbelief and political instability which
already cause tribulation in most of the countries especially in growing countries.
This crisis that neoliberal globalization created, started to threaten the social fabric by penetrating
the masses that are becoming impoverished and working class, neoliberal policies which are based
on the domineering mechanism that money established on the societies in global level caused
anarchism in markets and despotism in political area and this situation brought along deep social
depressions.
The increase in the unsecured conditions within this environment in which poverty, inequality and
injustice rule increased the dependency of the proletarians and the poors to the urgent and short
term applications. Today, the most significant property of the discussions directed to poverty is the
limit with the struggle with poverty instead of the factors which cause poverty. In this sense,
struggling approach with neoliberal poverty appears far away from the solution of the problem
with its superficial content structure.
Turkey feels the effects of the global crisis on unemployment and impoverishment. The aim of this
study is to discuss the impoverishment which became a big problem in Turkey with neoliberal
globalization and examine masses before the crisis and become impoverished after the crisis and
political and social policies which are applied on these masses.
Key Words: Neoliberalism, Crisis, Impoverishment, Globalization
92
ORGANİZASYONLARDA İŞ TATMİNİ UYGULAMALARI
BAĞLILIĞA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
VE
ÖRGÜTSEL
Prof. Dr. Edip ÖRÜCÜ
Arş. Gör. Recep KILIÇ
Sinem ŞİMŞİR
Rekabetin hızla artması ile örgütler rekabette üstünlüğün yollarını aramaktadırlar. Rekabet avantajı
yakalamanın sadece teknolojik gelişmeler, iyi bir pazarlama stratejisi veya müşteri tatmini
olmadığını anlayan örgütler, başarıyı yakalamada ilk adımı kendi içyapılarını düzenlemeye
başlayarak atmaktadırlar. Bu yapısal düzenlemede öncelikle “insan” değerine önem vererek, iş
tatmini ve örgüte bağlılık konularıyla ilgilenmek durumunda kalmışlardır. Buna rağmen,
işletmelerde bu kavramların ne kadar yerleştiği ve çalışanların beklentilerini ne oranda
karşıladıkları merak konusudur.
Bu araştırmada örgüte bağlılık ve iş tatminine etkisi incelenmektedir. Araştırmada literatür
taraması ve konu ile ilgili bir şirkette anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde
edilen veriler SPSS programı ile ANOVA ve t testi kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler
sonucunda, organizasyonlardaki iş tatmini çalışma yılına göre farklılık göstermektedir. Daha
kıdemli olan işgörenlerin iş tatmin düzeyleri daha yüksektir. Bu durum, örgütsel bağlılık
analizlerinde de aynı sonucu vermektedir. Örgütte daha fazla zaman geçiren çalışanların örgütsel
bağlılıkları az çalışanlara oranla daha yüksektir.
Anahtar Kelimeler: Organizasyon, Örgütsel Bağlılık, İş tatmini.
A RESEARCH ON THE JOB SATISFACTION APPLICATIONS IN ORGANIZATIONS
AND THE IMPACT OF ORGANIZATIONAL LOYALTY
Because of globalization, companies are looking for advantage of competition. Organizations
realized that success in competition can be achieved not only by factors such as research and
development, modern marketing, technology, but also the basis of success lies in giving priority to
human. With the realization of the importance of human, organizations started to be engaged with
issues such as job satisfaction and organizational loyalty. However, it is wondering how this
concept placed in businesses and how much expectations of employees are met.
This research aims to examine the impact of the relationship between organizational loyalty and
job satisfaction. Data for the study were obtained from a company’s employees through
questionnaires. The data which obtained research results were analyzed with SPSS program using
ANOVA and t-test. The job satisfaction level is higher at the senior employee. This situation gives
the same results in the analysis of organizational loyalty. The employees who spend more time in
organization have more organizational loyalty than employees who spend less time in
organization.
Keywords: Organization, Organization Loyalty, Job Satisfaction.
93
EKONOMİK VE FİNANSAL KRİZLERİN ŞİRKET BİRLEŞMELERİ ÜZERİNDEKİ
ETKİLERİNİN 2001 VE 2007-2009 KRİZLERİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
Prof. Dr. Kerim ÖZDEMİR
Arş. Gör. Murat KETEN
Serbest piyasa ekonomisinde firmalar, varlıklarını devam ettirmek için diğer türdeş firmalarla
rekabet etmek durumundadırlar. Önceleri –genellikle- yerel boyutta kendisini gösteren rekabet,
küreselleşmenin etkisiyle ekonomik sınırların anlamsızlığa sürüklenmesine paralel olarak global
bir nitelik kazanmıştır. Böylece, uluslararası rekabete uyum sağlamak firmalar için bir zorunluluk
haline gelmeye başlamıştır. Söz konusu rekabette konumunu geliştirmeyi düşünen veya bu
rekabette geriye düşmek istemeyen firmaların tercih ettikleri yönetim stratejilerinden birisi de
“birleşme ve devralma”dır. Firmalar, çeşitli teşvik nedenleri ile yerli veya yabancı, aynı sektörden
veya yakın sektörlerden başka firmalarla birleşerek rekabet güçlerini geliştirmeyi veya korumayı
amaç edinebilmektedirler.
Mevcut ekonomik sistemin firmaları zorlayıcı diğer bir tarafı da çeyrek asırda –hatta on yılda- bir
ortaya çıkan ekonomik krizlerdir. Periyodik olarak görülen ana veya artçı ekonomik depremler,
özellikle krizlere duyarlılığı yüksek sektörleri ve firmaları yıkabilmektedir. Böylece, firmalar
üzerinde derin yaralar açabilen ekonomik (veya finansal) krizler de firmaları birleşme stratejisini
uygulamaya yöneltebilmektedir.
Bu çalışmada, 2001 Türkiye krizinin ve 2007-2009 küresel ekonomik krizin Türkiye’deki firma
birleşme ve devralmaları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu inceleme kapsamında söz konusu
krizlerin öncesinde ve sonrasında birleşme ve devralmaların ne şekilde bir eğilim göstediği
araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Şirket Birleşmeleri, Devralma, Finansal Kriz, 2001 Ekonomik Krizi, Küresel
Ekonomik Kriz
THE EVALUATION OF THE EFFECTS OF ECONOMIC AND FINANCIAL CRISES ON
CORPORATE MERGERS IN THE CONTEXT OF 2001 AND 2007-2009 CRISES
Firms, acting in the free market economy, have to compete with other firms which sell similar
products in order to maintain their presence. The competition, which appeared previously on local
size, has gained a global dimension being affected by globalization which has removed economic
borders. Thus, to accord with international competition has begun to be necessity for firms. One of
management strategies, preferred by the firms which intend to improve their market positions or
not to want to fall behind in the competition, is merger&acquisition. Firms may aim to enhance or
sustain their market powers with various incentive factors by merging with other firms –domestic
or foreign, from same sector or close sector-.
Also one of the downsides of existing economic system which afflict firms are economic crises
which appear once in quarter century –even ten years-. Major and rear economic earthquakes
appearing periodically may devastate sectors and firms especially with high sensitivity to crisis.
Thus, economic(or financial) crises, which may wound firms deeply, may lead firms to pursue
merger strategy.
In this study, the effects of the 2001 Turkey crisis and the 2007-2009 global economic crisis on
mergers&acquisitions of Turkey’s firms are examined. In the context of this examination, it is
searched how trend mergers&acquisitions have before and after mentioned crises.
Key Words: Corporate Mergers, Acquisition, Financial Crisis, 2001 Economic Crisis,
Global Economic Crisis
94
KÜRESEL EKONOMİK KRİZ ÇERÇEVESİNDE İŞLETMELERDE KRİZ YÖNETİMİ
VE BALIKESİR İLİ ÖRNEĞİ
Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER
Gökhan DİKİLİ
Küresel ekonomik kriz, uluslararası ekonomide aniden ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan
olayların makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan ise işletmeleri ciddi anlamda sarsacak
sonuçlar ortaya çıkarmasıdır. İşletmeler tüm yaşamları boyunca az ya da çok sayıda krizle
karşılaşmaktadırlar. Gerek içsel gerekse de dışsal dinamiklerden kaynaklanan bu krizler
işletmelerin örgütsel, yönetsel ve ekonomik yapılarını genelde olumsuz olmak üzere
etkilemektedir. İşletmelerin krizlerin bu olumsuz etkilerinden korunması hatta krizleri kendi
lehlerine çevirmesi ise kriz yönetiminde ne ölçüde başarılı olduğuna bağlıdır. Günümüzde
oluşturulan kriz yönetim departmanları ve kriz yönetim planları ile krizin olumsuz etkilerinin en
aza indirilmesi ayrıca krizlerin işletmeler için fırsat haline getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu
kapsamda hazırlanmış olan çalışmada Balıkesir ili merkezinde faaliyet gösteren işletmelerin 2008
yılında ortaya çıkan küresel kriz sürecinde karşılaştığı finansal sorunlar, krizi yönetmede
uyguladıkları politikalar, bu politikalar çerçevesinde krizden nasıl etkilendikleri ve geleceğe dair
beklentileri bir anket çalışmasıyla ortaya konmaya çalışılmış ayrıca anket sonuçları ışığında çeşitli
öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Küresel Ekonomik Kriz, Kriz, Kriz Yönetimi
WİTHİN THE FRAMEWORK OF THE GLOBAL ECONOMİC CRİSİS, CRİSİS
MANAGEMENT İN ENTERPRİSES AND BALIKESİR PROVİNCECASE SAMPLE
Global economic crisis in the international economy suddenly and unexpectedly arise in respect of
events macro economy, the micro-perspective of the company will seriously undermine the results
is revealed. The organizations come across more or less crisis during their working periods.
Generally, those crisis which are caused by both interior dynamics affect the management and
financial structure of organizations in a negative effects of the crisis, besides, changing the
position in favor of themselves depends on their success in the crisis management. Nowadays, it is
intended to decrease the negative effects of the crisis to minimum and also to change the crisis into
opportunity for companies through Crisis Management Departments and the plans of Crisis
Management. As part of these plans a Project was prepared. During the Global Crisis which
appeared in 2008, the questionnaire showed the financial problems, policies in crisis management,
how they were affected and their expectations for the future of the firms in Balıkesir. In addition
to that some suggestions were presented according to the results of the questionnaire.
Key Words: Global Economic Crisis, Crisis, Crisis Management
95
ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ ÖNCESİ YAŞANAN KRİZ DÖNEMİNDE ILICA ŞEKER
FABRİKASI ÇALIŞANLARININ MESLEKİ STRES DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ
Doç. Dr. M. Dursun KAYA
Öğr. Gör. Betül ÇUBUKÇU
Arş. Gör. Dilşad GÜZEL
Yrd. Doç. A.Samet HAŞILOĞLU
Öğr. Gör. M.Fatih DEMİRTAŞ
Küreselleşme ile birlikte değişen ekonomi kavramı, özelleştirme çalışmalarının hızlanmasına yol
açmıştır. Özelleştirmeler sonrasında birçok kişi işten atılmış, işini kaybetmeyip çalışanların büyük
çoğunluğu ise güvencesiz çalışma durumu ile karşılaşmıştır. Bu yüzden özelleştirme uygulamaları
örgüt çalışanları tarafından kriz süreci olarak algılanarak, tepkiler doğurmaktadır. Örgütlerin basarı
veya başarısızlıkları şüphesiz ki çalışanların stressiz olmalarıyla doğrudan ilgilidir. Bu sebeple,
çalışanların yaşamlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri iş yerlerinin incelenmesi ve örgütsel
stres faktörlerinin ortaya konulması gerekmektedir. Mesleki stres, hem organizasyondaki kişiler
için hem de organizasyonun kendisi için önemli bir problem teşkil etmektedir. Mesleki stres, işin
kendisi ile işbirliği yapan fiziksel stres kaynakları ile yetersiz mücadeleyi beraberinde getiren
zihinsel ve fiziksel hastalık neticesi ile sonuçlanan istenmeyen bir kavramdır. Çevredeki belirsizlik
ve değişiklik durumu, örgütleri sürekli olarak beklenmedik tehlike veya fırsatlarla karşı karşıya
bırakmaktadır. Böyle durumlar örgütlerde kriz durumu olarak algılanmaktadır. Bu çalışmada
Erzurum’da faaliyet gösteren ve özelleştirme kapsamına alınan Şeker Fabrikası çalışanlarının
özelleştirme öncesi mesleki stres düzeyleri ölçülmeye yönelik 82 işgörene anket uygulandı.
Ankette yer alan demografik özelliklerde dikkate alınarak işgörenlerin mesleki stres düzeyleri
çoklu regresyon analizi ile belirlenmeye çalışıldı. Elde edilen mesleki stres ile ilgili regresyon
denklemi işyeri çalışanları bakımından yorumlandı. Çalışmanın sonraki aşamalarında elde edilen
regresyon modellerine alternatif olarak yapay zekâ öğrenme teknikleri çalışmaları devam
etmektedir.
Anahtar kelimeler: özelleştirme, kriz, mesleki stres
INVESTIGATION OF ILICA SUGAR FACTORY WORKERS’ OCCUPATIONAL
STRESS LEVEL IN THE DEPRESSION PERIOD WHICH HAPPENED PRIOR TO THE
PROCESS OF PRIVATIZATION
Alternating with globalization the concept of economy has led to accelerate the studies of
privatization. Many people were dismissed after the privatization, however, the great majority
employees who did not lose their’ employments have faced with distrustful work situation.
Therefore, privatization implementations which have been perceived as crisis process by
organization’ employee, to generate reactions (reactions arises. Undoubtedly, organization’s
success or failure is directly related to be employee’s stress–free. For this reason, it is necessary to
investigate the work places where employees spend a significant portion of their lives and to
display organizational stress factors. Occupational stress, both for people in the organization and
the organization itself poses an important problem. Occupational stress is a unwanted concept that
work in cooperation with their own physical stress resources and get together insufficient fighting
concludes the result of mental and physical illness. The case of uncertainty and changes in
environment confront constantly organizations with unexpected dangers or opportunities. Such
situations are perceived as crisis situations in organizations. In this study, operating in Erzurum
and under the scope of privatization the Sugar Factory employees’ levels of occupational stress
before privatization intended for measuring with survey was applied for 82 employees. Also taking
into account the demographic characteristics take place in the survey, employees’ occupational
stress levels was tried to designate with multiple regression analysis. Resulting regression equation
related to occupational stress has been interpreted in terms of work place employees. In the next
stage of the study, artificial intelligence learning techniques works will continue as an alternative
of obtained regression models.
Keywords: Privatization, depression, occupational stres
96
KRİZ ORTAMINDA SİGORTA
DEĞERLENDİRİLMESİ
ŞİRKETLERİNİN
FİNANSAL
YAPILARININ
Yrd. Doç.Dr. Niyazi KURNAZ
Arş.Grv. Emin ZEYTİNOĞLU
Arş.Grv. Nilüfer DALKILIÇ
Son yıllarda dünyada ortaya çıkan ve Türkiye’yi de etkileyen finansal kriz, sigorta şirketlerinin
finansal yapısını zayıflatmıştır. Sigorta şirketlerinin finansal yapısının zayıflaması sigorta
sektörünün hizmet sunduğu sigortalıları etkilemesi yanında, ödeme güçlüğü ile finans piyasalarının
ve sigorta sektörünün gelişimini de olumsuz yönde etkilemiştir. Sigorta şirketlerinin finansal
yetersizliklerinin zamanında tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması için yapılan finansal
analizin önemi büyüktür.
Sigorta sektöründeki finansal analiz; finansal piyasaların gelişmesi, sigorta sektörüne olan güvenin
sarsılmaması ve sigorta sektörüne yapılacak yatırımları teşvik etmesi sonucunda kamu yararının
gözetilmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, Türkiye’de 2004 yılında sigortacılıkta finansal analizin
yerine getirilmesinde “Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Mali Bünyelerine ve Sermaye
Yeterliliklerine İlişkin Genelge” hazırlanmıştır.
Çalışmada genelge bazında sigorta şirketleri; sermaye yeterliliğine ilişkin oranlar, aktif kalitesi ve
likiditeye ilişkin oranlar, faaliyet oranları ve karlılık oranları bazında değerlendirilmiştir. Sigorta
şirketleri hayat ve hayat dışı branşlar şeklinde ayrılmıştır. Sigorta şirketlerinin dönem verileri
analiz kriterleri aracılığı ile puanlanmış, finansal yapısı uygun/uygun olmayan şirketler ayrımı
yapılarak incelenmiştir. Sigorta şirketlerinin dönem verileri mali tablolarından ve faaliyet
raporlarından elde edilmiştir. Çalışmanın amacı; sigorta şirketlerinin finansal göstergelerinin
değerlendirilmesi ile finansal yapısına ilişkin analiz yapmaktır.
Anahtar Kelimeler: Kriz, Sigorta Şirketleri, Finansal Yapı
AN ANALYSIS OF FINANCIAL STRUCTURES OF INSURANCE COMPANIES
IN CRISIS ENVIRONMENT
Financial crisis that recently started in the world and affected Turkey wreaked the financial
structure of insurance companies. In addition to the policy holders to whom insurance sector offer
services and the weakening of the financial structure of insurance companies affected finance
markets with insolvency clause and the development of the insurance sector. Financial analysis for
determining the deficiencies of insurance companies in a timely manner and for taking required
measures is of great importance.
Financial analysis in insurance sector will lead to the observance of public benefit by the
improvement of financial markets, safeguarding the trust towards insurance sector and
encouraging of investments in insurance sector. Therefore, in the year 2004, “Memorandum on
the Financial Structures and Capital Adequacy of Insurance and Reassurance Companies” was
prepared for conducting financial analysis in Turkey.
In this study, within the framework of the memorandum, insurance companies were evaluated in
terms of ratios of capital adequacy, active quality and ratios of liquidity, activity ratios and
profitability ratios. Insurance companies were categorized as life insurance and non-life
insurances. Periodic data of insurance companies were scores according to analysis criteria and
these were analyzed by categorizing the companies as the ones having appropriate/not appropriate
financial structures. Periodic data of insurance companies were obtained from financial tables and
activity reports. The aim of the study is to evaluate the financial indicators of insurance companies
and to analyze financial structures of the companies.
Key Words: Crisis, Insurance Companies, Financial Structure
97
KÜRESEL KRİZDEN ÇIKIŞTA “YALIN 6 SİGMA” YAKLAŞIMI VE İŞLETMELER
İÇİN VAAT ETTİKLERİ
Yrd. Doç. Dr. Ali SOYLU
Tüm dünyayı derinden sarsan küresel mali kriz henüz sona ermiş değil. Ortaya çıkan tabloya
bakıldığında, bu durumun bir süre daha devam edeceği, hatta bu süreç tamamlanmadan yeni bir
kriz dalgasının daha ortaya çıkabileceği öne sürülmektedir (Faber,2009).Kriz ortamında ülke
ekonomileri hızla küçülürken, piyasalarda talep daralmalarına paralel olarak üretim düşmekte,
yüksek işsizlik düzeyleri ortaya çıkmakta ve tüm dünya ciddi bir resesyon dönemi yaşamaktadır.
Tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında ülke yönetimlerinden şirket yöneticilerine kadar herkes
krizden kurtulmak için çözümler araştırmaktadır.
Yaşanan kriz ortamında artan rekabet ve karlılıkların önemli oranda düşüşler göstermesi
işletmeleri üretim maliyetleri konusunda farklı arayışlara yönlendirmektedir. Pazarda bir taraftan
daha kaliteli ürün ve hizmet üretmek diğer taraftan da en uygun fiyatlarla sunum yaparak rekabetçi
konuma sahip olmak için bu konuda öne çıkan yöntemlerden birisi de “Yalın 6 Sigma”
yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda “6 sigma” metodolojisinde yer alan “Tanımla, Ölç, Analiz Et, Geliştir
ve Kontrol Altına Al” döngüsü uygulanırken aynı zamanda faaliyetlerin her türlü gereksiz
işlemlerden arındırılarak daha yalın ve hızlı bir biçimde gerçekleşmesi için “Yalın Yaklaşım”
öngörülmektedir(Coşkun,2009).
Bu çalışmanın amacı “Yalın 6 Sigma” yaklaşımının işletmelerin krizin etkilerini azaltmada ve
daha rekabetçi olmasında etkili bir yöntem olup olmayacağının mevcut uygulamaları inceleyerek
ortaya koyabilmektir.
Anahtar Kelime : Küresel kriz, yalın 6 sigma
OUTPUT OF THE GLOBAL CRISIS ‘LEAN 6 SIGMA’ A PROMISING FOR
APPROACHMENT AND BUSINESS
Deeply in the whole world the shaking of global crisis hasn’ t finished yet it is being suggested to
look at the structure. This stiuation is still going on however it is not complete the new crisis will
happen (Faber, 2009).The crisis environment is rapidly shrinking country economy up to the
market demand the production drop down and increase unemloyment rate is occure and whole
world is in the recession turn
All these negative developments the company and the country management are trying to find a
solution to get rid of the crisis In crisis atmosphere in order to increase the competition and make
more profitable which is getting down .The business is seeking different way to make more profit
In the market one part is trying to make better quality product and the other part is trying to
improve service quality and make reasonable price
This approachment ‘6 sigma’ is to place in methodology ‘Definition,Measure,To
Analyse,İmprove,To get under control’ to carry out the rotation at the same time activity is
inessential to get rid more simple and in quick way to become true simple approachment is
foreseen(Coşkun ,2009) This purpose of this work is ‘Lean 6 Sigma’approachment is an effective
method to reduce the effect of management crisis and improve the competitiveness whether it is
suitable or not to prove.
Keyword: Global crisis, 6 sigma
98
İŞLETMELERDE KRİZLERE KARŞI İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİMİ YAKLAŞIMI VE
BS 25999 STANDARTLARININ UYGULANMASI
Yrd. Doç. Dr. Ömer L. MET
İşletmeler, her zaman ekonomik veya ekonomik olmayan, yerel veya küresel kriz ve sorunlarla
karşı karşıya kalabilmektedirler. Günümüz iş dünyasında artan karmaşıklık ve etkileşim işleri o
duruma getirmiştir ki, basit bir problem zincirleme reaksiyonu tetikleyerek felakete yol
açabilmektedir. Dolayısıyla, işletmeyle ilgili riskleri belirlemek, tanımlamak ve etkileşimi
azaltmak için bir takım sistemlerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Bir yaklaşım ve iş modeli olarak” iş sürekliliği yönetimi”, türü ve nedeni ne olursa olsun herhangi
bir biçimde işlerin kesintiye uğraması durumda organizasyonun kritik iş fonksiyonlarının devam
etmesini sağlamaya yönelik, BS 25999 olarak adlandırılan, standartlar sisteminden oluşmaktadır.
BS 25999, henüz yeni yayınlanmış ve yürürlüğe girmiş olmasından dolayı, 2010 dan sonra
olgunluğa kavuşup Dünyada yaygınlaşmaya başlaması beklenmektedir.
İş sürekliliği yönetimi, kurumsal yönetimin bir parçası olarak görülür; Yönetim kurulu ve üst
düzey yönetim sorumluluğu ile tanımlanır. Etkin işleyen bir iş sürekliliği yönetiminde temel
amaç, iş sürekliliği yönetimini, kurum kültürünün bir parçası haline getirmektir. İş sürekliliği
yönetimi, uluslararası en iyi uygulamalardan yararlanmayı sağlar ve krizlere karşı direnci artırır.
Anahtar kelimeler: Kriz yönetimi, İş sürekliliği yönetimi, BS 25999 standartları
BUSINESS CONTINUITY MANAGEMENT FOR CRISIS AND IMPLEMENTATION OF
BS 25999 STANDARDS
Companies can always be faced economic or uneconomic, local or global crises and challenges.
Increasing complexity and interaction in today's business world has brought jobs to the state that a
simple problem that triggered the chain reaction can lead to disaster. Therefore, the development
of some systems are needed to diagnose, identify and reduce interaction with the business risks
As an approach and business model "business continuity management", no matter what type it is
and the reason of it, consists of standarts’ system, referred to as BS 25999, to provide contuniuity
of the organization’s critical business functions in any form of business interruption. BS 25999,
Because of being new published and has just become effective, after 2010, it is expected to be
improved and reach the world widespread.
Business continuity management, is seen as a part of corporate governance. It is defined by the
board of directors and senior management responsibilities. The fundamental goal of effective
business continuity management is, to make business continuity management a part of corporate
culture. Business continuity management provides best international practices and allows to
increase resistance to the crises.
Keywords: Crisis management, Business continuity management, BS 25999 standards
99
İŞLETMELERİN KRİZ DÖNEMLERİNDE STRATEJİ BELİRLEME SÜRECİNDE
ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER VE UŞAK İLİ ÖRNEĞİ
Yrd. Doç. Dr. Ramazan ARSLAN
Arş. Gör. Mehtap KARAKOÇ
Arş. Gör. Erhan GENÇ
Günümüzde işletmeler sürekli değişen çevre koşulları karşısında ve büyük belirsizlikler içersinde
faaliyetlerini sürdürmektedir. Çevredeki belirsizlik ve değişiklik işletmeleri beklenmedik tehlike
ve fırsatlarla karşı karşıya bırakmakta ve karşılaşılan sorunların niteliği de değişmektedir.
İşletmelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri, bu tehlikelerden korunmalarına ve fırsatları
değerlendirebilmelerine bağlı kalmaktadır. Ancak ulusal ve uluslararası çevrede yaşanan
ekonomik ve sosyal gelişmeler işletmelerin yapı ve süreçlerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir.
Kriz olarak nitelendirilen bu dönemler işletmeleri çeşitli risk ve tehlikelerle karşı karşıya
bırakarak, faaliyetlerini sürdürmelerini engellemektedir. Çünkü kriz beklenilmeyen ve önceden
öngörülemeyen, çabuk ve acele cevap verilmesi gereken, işletmenin önleme ve uyum
mekanizmalarını yetersiz hale getiren, mevcut değerleri, amaçları ve varsayımları tehdit eden bir
gerilimi ifade eder.
Bu bağlamda işletmelerin mevcut güçlü ve zayıf yönleri ile muhtemel fırsat ve tehditlerin açıkça
bilinmesi ve analiz edilmesi oldukça önemlidir. Çünkü işletme yöneticilerinin stratejik düşünme
gerekliliğinin en önemli nedeni geleceğin doğasından kaynaklanan belirsizlikler ve bu nedenle
ortaya çıkabilecek olan krizlerdir. Belirsizliklerle mücadele edebilmenin en etkin yöntemlerinden
birisi ise, stratejik düşünebilmek ve mevcut durumu doğru analiz edebilmekten geçer. Bu süreçte
strateji belirleme süreci ile doğrudan ilgilidir.
Bu çalışma, Uşak ilinde küresel finansal kriz sürecinden etkilenen işletmelerde strateji belirleme
sürecinde etkili olan faktörlerin saptanması amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İşletme, Küreselleşme, Kriz, Kriz Yönetimi, Finansal Kriz, Strateji, Stratejik
Analiz, Uşak Tekstil sanayi, Uşak Deri Sanayi, Uşak Seramik Sanayi.
THE PROCESS OF BUSİNESS ASSİGNİNG STRATEGY ON DURİNG PERİOD CRİSES
AND AFFECT FACTORS: A SAMPLE UŞAK COUNTY
Nowadays business carry on activities against changing environmental conditions and within huge
uncertanity. Environmental uncertainty and changes expose businesses unexpected danger and
opportunities. Thereby encountered problem also changes quality. Business carrying on the
activities belongs to protecting from dangers themselves and using the oppurtunities. But national
and international economical and social developments affect structure and process of businesses
adversely.
These periods are described as crises. These are expose businesses danger and head them off.
Because crises means tension that unexpected and unforeseen, have to be answered fastly, make
business prevention mechanism off, threaten current values, aims and assumptions.
In this sense, it is considerably important to analyses and know stengths, weaknesses, oppotunities
and threats. The main reasons of strategical thinking of business executives is uncertanity arising
from future and is criseses occured by this uncertanity. One of the most effective method
combating uncertanity is strategical thinking and analysing current case rightly.
This study aims to define the process of business assigning strategy on during period crises and
affect factors in Uşak. In this sense, within the frame of acquired findings it is brought forward a
proposal to business about exposing problems.
Keywords: Business, Globalization, Crises, Crises Management, Financial Crises, Strategy,
Strategic Analyses, Textile Industry of Uşak, Leather Industry of Uşak, Ceramic Industry of Uşak
100
ÜNİVERSİTEDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÖĞRENEN ÖRGÜT KÜLTÜRÜNE İLİŞKİN
ALGILARININ BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: BALIKESİR
ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
Arş. Gör. Recep KILIÇ
Arş. Gör. A. Gamze ÇİFTÇİ AYTEKİN
Üniversiteler, bireylerin toplumdaki rollerini belirledikleri ve iş hayatına hazırlanma konusunda
gerekli eğitimleri aldıkları kurumlardır. Üniversitelerde alınan eğitim, bireylerin hem
sosyalleşmesine hem de mesleki yaşamlarında ihtiyaç duyacakları bilgi ve deneyim ile ilgili
gerekli donanımlara sahip olmalarına katkıda bulunmaktadır. Günümüz bilgi toplumunda bu süreç
sadece üniversite eğitimi ile sınırlandırılmamakta, hayat boyu öğrenme ve eğitim önemli bir ilke
olarak kabul edilmektedir.
Üniversitelerin, öğrencilerini bilgi toplumuna uygun ve sürekli öğrenmeyi ilke edinmiş bireyler
olarak yetiştirebilmelerinde, eğitim veren ve destek hizmet sağlayan personelin öğrenen örgüt
kültürüne ilişkin algıları önemli yer tutmaktadır. Eğitim kurumları olarak üniversitelerin; öğrenen
örgüt kültürünü benimsemiş, sürekli öğrenmeyi ilke edinen ve bu amaçla personelini sürekli eğiten
kurumlar olma beklentisi yüksektir.
Bu çalışmada, Balıkesir Üniversitesinde eğitim veren akademik personelin ve eğitim-öğretime
destek hizmeti sunan idari personelin öğrenen örgüt kültürüne ilişkin algılarının belirlenmesi ve
sürekli öğrenmeye yönelik çabalarının araştırılması amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Öğrenen Organizasyon, Örgüt Kültürü, Üniversite Çalışanları
A STUDY ON EXPLORING UNIVERSITY PERSONNEL’S PERCEPTIONS OF
LEARNING-ORGANIZATION CULTURE: THE CASE OF BALIKESIR UNIVERSITY
Universities are institutions where individuals determine their roles in the society and attain the
required education in preparation for work life. University education help individuals both
socialize and acquire the necessary equipment for the knowledge and experience needed for their
professional life. In today’s knowledge society, this process cannot be restricted solely to
university education; life-long learning and education is accepted as a vital principle.
Perceptions of education personnel and support staff towards learning-organization culture play an
important role in universities’ educating their students as individuals who are suitable for the
knowledge society and formulate continuous learning as a principle. As institutions of education,
universities have high expectations to be institutions that adopt learning-organization culture,
follow continuous learning as a principle and educate their personnel towards this aim.
In this study, it is aimed at investigating the perceptions of the academic personnel who provide
education services and the administrative staff who provide supportive services to education and
training in Balikesir University towards organization culture and exploring their efforts for
continuous learning.
Key Words: Learning Organization, Organizational Culture, University Employee
101
DENİZLİ’DE EKONOMİK KRİZLERİN BİREYDE YARATTIĞI KAYGI VE KRİZİN
ATIF KAYNAKLARI: ALGILANAN KRİZ GERÇEKTİR
Yrd. Doç. Dr. Kamil ORHAN
Krizler, ülkemizde ve dünyada son on yıllarda oldukça sık gündeme gelmiştir. Türkiye'nin ve
dünya ülkelerinin sık sık krizlerle (1994-1995, 1997-1999, 2000-2001, 2008-2009) karşı karşıya
olduğu görülmüştür. Bu krizler pek çok ekonomist tarafından incelenerek ülke ve dünya açısından
analizi yapılmıştır. Ancak krizin çalışan üzerindeki etkisi görece ihmal edilmiş, bu alanda yapılan
çalışmaların sayısı görece sınırlı kalmıştır. Kaygı ve stres psikolojinin önemli başlıklarından
birisidir. Bu konudaki çalışmalar incelendiğinde önemli bir kısmının stresin etkenlerine daha çok
bireysel veya mikro çevre planında baktığı görülmektedir. Çalışmaların çoğunda belli bir
işletmenin veya iş grubunun stres veya tükenmişlik durumuna ilişkin tespitler üzerinde
durulmuştur. Çalışmamızda bu çerçeve dışında çıkılarak, ekonomik krizlerin bireyler tarafından
algılanma düzeyleri, krizin atfedilmesi süreci ile kaygı düzeyleri arasındaki ilişki üzerinde
durulmuştur. Krize yönelik atıflar ile kaygı düzeyleri arasında bağ kurulmaya; krizin birey
üzerinde sürekli ve durumsal kaygı yaratıp yaratmadığı; yaratıyorsa ne düzeyde etkide bulunduğu
anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, örneklem grubuna David Leiser ve arkadaşları tarafından
üretilen, Orhan (devam eden çalışma) tarafından Türkçe’ye uyumu çalışmaları yapılan bir kriz
algılama ölçeği uygulanmıştır. Ayrıca literatürde geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak kabul
edilen Sürekli ve Durumsal Kaygı Ölçekleri kullanılmıştır. Bu çalışmaya katılan örneklemden
değerlendirilebilir 112 kişiden bilgi toplanmıştır. Bilgi toplama süreci devam etmektedir. İlk
sonuçlar krizin, bireyler tarafından özel bir kaygı yaratıcı durum olarak algılanmadığını, kaygı
düzeyleri ile krizin faktörlerine yönelik atıflarda istatistiksel açıdan anlamlı bir değişme olmadığı
görülmüştür. Bununla birlikte demografik grupların başat olarak hangi faktörlere atıflarda
bulundukları belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, sürekli ve durumsal kaygı, krizin algılanması
ATTRIBUTIONAL SOURCES AND ANXIETY EFFECT OF THE ECONOMIC CRISIS
IN DENIZLI: PERCEIVED CRISIS IS ACTUAL
Over the last decades, crisis in our country and all over the world become a current issue quite
often*. It was seen that Turkey and other countries are confronted with crisis frequently (19941995, 1997-1999, 2000-2001, 2008-2009). These crisis were examined by many economists and
analyzed in terms of home country and the world. However, the effects of the crisis upon the labor
were relatively neglected and the researches in this area are relatively remained limited. Anxiety
and stress are one of the important topics of psychology. When looking through these researches it
is seen that an important part of these studies have been analyses the factors of stress in individual
or in a micro environment. Most of these studies emphasized on stress or burnout level of a
business or business group. In this study we go beyond these framework and emphasized on the
perceived levels of crisis by individuals, the relation between impute* (refer) process of crisis and
the anxiety levels. In this context, crisis perception scale which was produced) by David Leiser
and his colleagues, the adaption a working to Turkish language is carrying out by Orhan (ongoing
work) was applied to the sample group. Additionally, STAI Scales which are valid and reliable
measurement tools in the literature were applied. The data was collected only from evaluable 112
people who were participating in this study. The data gathering process is continuing. According
to the first findings, it has seen that the crisis is not perceived as a special case which causes
anxiety and there is no statistical significant variation between anxiety levels and the crisis-specific
attribute. In addition to this, the dominant factors of which the demographic groups attribute were
identified.
Keywords: Crisis, Situational and Continuous Anxiety, perception of crisis
102
A
D
Abdioğlu, Hasan - 40
Afşar, Kerim Eser - 56
Akçagündüz, Emre - 13
Akgün, Gonca - 52, 73
Akıncı, Merter - 39
Akkılıç, M. Emin - 41
Alçın, Sinan - 71
Alnıaçık, Ümit - 64
Altay, Bülent - 87
Altınay, Galip - 29
Altunç, Ömer Faruk - 65
Arabacı, Özer - 21
Arabacı, Rabihan Yüksel - 21
Arıca, Feyza - 60
Arslan, Cansın - 22
Arslan, Ramazan - 100
Arslan, Rıza - 75
Asunakutlu, Tuncer - 12
Ataklı, Rüya - 60
Atış, Aydanur Gacener - 85
Aydemir, Burhan - 55
Aydın, Ahmet - 31
Ayrangöl, Zülküf - 90
Aytekin, A. Gamze Çiftçi - 63, 101
Aytekin, Sinan - 63
Dalkılıç, Nilüfer - 84, 97
Demirhan, Erdal - 87
Demirtaş, M. Fatih - 96
Dikili, Gökhan - 95
Dikkaya, Mehmet - 58
Dilber, İlkay - 35
Dinç, Engin - 40
Dişbudak, Cem - 33
Dural, A. Baran - 13
B
Bahar, Reyhan - 61
Bahtiyar, Görkem - 50
Baldemir, Ercan - 67
Balmumcu, Özgür - 44
Başkol, M. Ozan - 79
Berkün, Sanem - 59
Biniş, Mine - 68
Bostan, Aziz - 37
Bölükbaşı, Ayşe Gül - 46
Bulut, Mehmet - 30
Büyükşalvarcı, Ahmet - 40
C
Cengiz, Sibel - 28, 44
Coşkun, Yener - 25
Ç
Çakıcı, Kemal - 62
Çamoğlu, Seval Mutlu - 39
Çelik, Tuncay - 82
Çelikkol, Hakan - 84
Çetin, Ali Cüneyt - 45
Çetinkaya, Şahin - 83
Çiçek, Serkan - 71
Çolak, Olcay - 48, 66
Çubukçu, Betül - 96
E
Ekim, Samiye - 61
Elmas, Bekir - 43
Erataş, Filiz - 81
Erçakar, Mehmet Emin - 69
Eroğlu, İlhan - 32
Eroğlu, Nadir - 32
Ertuğrul, Cemil - 48, 66
F
Frasunkiewicz, Dorota - 3
G
Gaygusuz, Filiz - 50
Genç, Erhan - 100
Gökalp, M. Faysal - 52, 73
Güler, Esra - 76
Günalan, Mustafa - 41
Gündüz, Ali Yılmaz - 23
Güner, Halil - 91
Gürsel, Volkan - 89
Güzel, Dilşad - 96
H
Haşıloğlu, A. Samet - 96
Hepaktan, C. Erdem - 35, 38
Hoscilowics, Edward - 14
İ
İnci, Mustafa - 67
İnkaya, Ahmet - 87
İpek, Evren - 48, 68
K
Kabadayı, Burhan - 90
Kaczan, Urszula Golaszewska - 16
Kanışlı, Erdem - 51
Kara, Ömer - 86
Karakayalı, Hüseyin - 24, 35
Karakoç, Mehtap - 100
Kaşmer, Tezcan - 12
Kaya, Ergun - 42
Kaya, Funda - 12
Kaya, M. Dursun - 96
Kayık, Mustafa - 36
103
Kelleci, Serap Ürüt - 37
Kesbiç, Cüneyt Yenal - 67
Keten, Murat – 94
Kılıç, Cem - 86
Kılıç, Recep - 93, 101
Koç, Fatih - 64
Konur, Fatih - 62
Korap, Levent - 10
Korkmaz, Suna - 53
Kök, Recep - 81
Kurnaz, Niyazi - 36, 97
Kurt, Serdar - 11
M
Ş
Şahin, Afşin - 28
Şener, Sefer - 11
Şimşir, Sinem - 93
T
Tarhan, Ahmet Bora - 92
Taşseven, Özlem - 26
Temel, Selin - 86
Teyyare, Erdoğan - 57, 66
Topbaş, Ferhat - 74
Tuncel, Cem Okan - 49
Tunçsiper, Bedriye - 95
Meriç, Metin - 47
Met, Ömer L. - 99
Moczydlowska, Joanna M. - 18
U
O
Üzümcü, Adem - 58
Omieciuch, Joanna - 9
Oran, Jale Sözer – 6
Orhan, Kamil - 102
Orlowska, Anna Iwacewicz - 19
Ostapowicz, Marta - 5
Ö
Öksüzler, Oktay - 57
Ökte, Kutluğhan Savaş - 27
Örücü, Edip - 93
Özbek, Volkan - 64
Özdemir, Kerim - 94
Özdemir, Metin - 70
Özer, Buğra - 42
Özkan, Gökhan - 8
Özker, A. Niyazi - 20
Özkurt, İsmail Cem - 80
Öztekin, Didem - 81
Öztürk, Rukiye Ceyda - 6
Özyakışır, Deniz - 58
P
Palabıyık, Hamit - 59
Paszkowski, Jerzy - 7
Uğuz, Sabriye Çelik - 74
Ü
V
Vidinlioğlu, Erol - 42
W
Warelis, Alina - 17
Widelska, Urszula - 7
Y
Yakut, Emre - 43
Yaprak, Şenol - 54
Yıldırım, Süreyya - 64, 72
Yıldırtan, Dina Çakmur - 46
Yılgör, Metehan - 53
Yılmaz, Celali - 34
Yılmaz, M. Ercan - 4
Yılmaz, Naci - 78
Yörük, Nevin - 51
Yurtsever, Hatice - 88
Yüce, Gönül - 39
Yücel, Mustafa - 77
Yüzbaşı, Gonca - 61
Z
Zeytinoğlu, Emin - 97
S
Savrul, Mesut - 11
Sayın, Ferhan - 24, 35
Selçuk, Bora - 78
Sever, Dilek - 26
Seyidoğlu, Halil - 29
Sobczak, Nina Lapinska - 5
Soykan, Yavuz - 36
Soylu, Ali - 98
Szablowski, Józef - 15
104
105
Download