LAMPEDUSA SÖZLEŞMESİ İÇİNDEKİLER: ÖNSÖZ I. BÖLÜM I.1-HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ I.2-SEÇİM ÖZGÜRLÜĞÜ I.3- KALMA ÖZGÜRLÜĞÜ I.4- GİTME GEREKLİLİĞİNDE YENİ BİR YAŞAM PLANLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ I.5-KİŞİSEL ÖZGÜRLÜK I.6-DİRENME ÖZGÜRLÜĞÜ II. BÖLÜM II.0-SINIRLARIN ASKERİSİZLEŞTİRİLMESİ II.1- HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ II.2- SEÇİM ÖZGÜRLÜĞÜ II.3- KALMA ÖZGÜRLÜĞÜ II.4- GİTME GEREKLİLİĞİNDE YENİ BİR YAŞAM PLANLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ II.5- KİŞİSEL ÖZGÜRLÜK 1 Giriş Lampedusa Sözleşmesi 31 Ocak’tan 2 Şubat 2014 tarihine kadar Lampedusa’da çeşitli kuruluş, dernek ve bireyleri bir araya getiren, özellikle kurucu tabandan katılımcılar aracılığıyla gerçekleştirilen bir sözleşmedir. Toplantı, uzun felaketler serisinin en yenisi olan, 3-11 Ekim 2013 tarihleri arasında yaşanan gemi kazasında 600’den fazla kadın, erkek ve çocuğun ölümü sonrasında gerçekleştirildi. Akdeniz, bugünkü göç kontrol politikaları nedeniyle adeta bir mezarlığa dönüşmüştür. Sözleşme, taslak bir yasa, yasamaya ilişkin bir öneri ya da hükümetlere sunulan bir talep niyetinde değildir. Lampedusa Sözleşmesine imza atan tüm gruplar ve bireyler, sözleşmeyi uygulamaya koyma ve şu anki devletler ve/ve ya devlet üstü örgütler tarafından tanıma bulundursa da bulundurmasa da her birimizi ilgilendiren diller ve eylemler yoluyla Sözleşme ilkelerini savunmayı taahhüt eder. İçerik Lampedusa Sözleşmesi tüm gezegeni onun uygulama alanı olarak kabul eder. Akdeniz’in tam ortasında bulunan Lampedusa adası, sözleşmenin doğduğu yerdir. Lampedusa gerekli bir geçiş noktasıdır ancak önemi arka planda kalmıştır. Şu anki hükümet ve göç kontrol politikaları on binlerce kişinin adaya varmaya çalışırken hayatlarını kaybetmelerine neden olmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi ile istediğimiz, adayı ve ada sakinlerini gündelik yaşantılarına döndürmektir. Bu baskın ekonomik ve siyasi kuralların yıkıcılığı içinde, dünyamızı daha da ileri götürmeye başlamak istiyoruz. Uzun yıllar boyunca Avrupa Birliği, siyasi, bölgesel ve var olan coğrafyadaki hareketliliği dışlama ve kısıtlamaya dayanarak yarattı. Bu coğrafya yalnızca ekonomik çıkarlara hizmet etmektedir. Bu durum özgürce dolaşım hakkına sahip olanlar ile bir yerden bir yere giderken yalnızca hayatlarını kaybetme riski ile değil sayısız engellerlerle karşılaşanlar arasında 2 muntazam bir ayrım yaratmaktadır. Ayrıca bu durum hali hazırda ekonomik kriz tarafından derinleştirilmiş ve neredeyse on yıldır devam eden derin eşitsizliği de meydana çıkarmaktadır. Biz bu tür göç politikalarının, eşitsizliği ve istismarı teşvik ettiği için kabul edilemez olduğunu bildiririz. Özgürlük tabanlı alternatifin inşasından ve insan hayatına milliyet, vatandaşlık ve/ve ya doğum yeri açısından ayrımcılık yapılmayan yeni bir bakış açısından başlayarak; Lampedusa Sözleşmesi, sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel ve evrensel adaletsizlikleri temel alan yasal ilişkilerde köklü değişimler çağrısı yapmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi; Tüm insanların Dünya’yı yerleşim alanı olarak paylaştıklarını, bu ortak çevreye saygı gösterilmesini, farklılıkların erdem ve yeni fırsatlar için kaynak olarak görülmesini ve asla engeller yaratmak için kullanılmamasını ifade eder. Lampedusa Sözleşmesi iki bölüme sahiptir. Bu ayrım bir tarafta bizim isteklerimiz ve görüşlerimiz, diğer tarafta da yaşadığımız dünyanın gerçekleri arasındaki gerginliğin altını çizmeyi amaçlar: Bölüm I: Lampedusa Sözleşmesinden ilham alan çabalarımızı ve eylemlerimizi geliştirmeyi amaçlayan kurucu ilkelerimizi, Bölüm II: Şu anda bulunan göç politikalarına ve ulusal sınırların silahlandırılmasına cevabımızı kapsamaktadır. Göç politikalarının ve ulusal sınırların silahlandırılmasının bileşimi; eşitsizliğe, ırkçılığa, ayrımcılığa, istismara, kısıtlamaya ve insanların ölümüne neden olmaktadır. 3 BÖLÜM I I.1 HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ Lampedusa Sözleşmesi tüm insanlar için hareket özgürlüğünü savunur. Lampedusa Sözleşmesine göre tüm insanlar kendi isteklerine göre hareket etmede özgür olmalıdırlar. Aşağıdakilerin farkında olarak; -insanlık tarihi göçlerin tarihidir lakin bu göç, bugün aynı zamanda neoliberalizm ve kapitalist ekonomik sisteminin de bir özelliğidir; -bugün göçmen politikaları orantısız ve sömürge belli başlı sınıf bölünmelerini ortaya çıkartan mekanizmalar arasındadır; -herhangi bir retoriğin ikiyüzlülüğü, insanların hareketliliğini yavaşlatmak için açık hedefleri desteklemektedir; - küresel ekonomik ihtiyaçlara göre dünyada yaşamak, çok fazla sayıda insanın yaptırıma maruz kalmasına sebep olan bir zorunluluktur; oysa bireysel hareketlilik sadece bir dünya azınlığına sağlanan bir ayrıcalıktır; -göç yollarının düzenlenmesi milyonlarca insanın dışlanmasının ve dâhil olmasının hiyerarşine neden olur; Lampedusa aralarında ayrımcılık yapılamayan ve ya yapılmaması gerekenleri bildirir: - Ekonomik, sosyal ve legal statülerine göre ve doğdukları yerlere bağlı olarak özgürce hareket edebilenler ve edemeyenler; - Özgürce hareket edebilenler ve hedef ülkelerin ihtiyaçlarına tabi tutulanlar; - Özgürce hareket edebilenler ve iznine ihtiyaç duyanlar; - Özgürce hareket edebilenler ve aynı yolda seyahat etmek için ayrımcılıktan, istismardan ya da şiddetten dolayı acı çekenler -cinsel şiddet, insanlıktan uzaklaştırma ve pazar haline getirme, kişisel özgürlüğün kısıtlanması ve yaşamlarını kaybetme riski de dâhil- I.2 SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ Göç kontrol politikalarının nasıl hizmet ettiği gözlemlendiğinde: -bireyleri göç yollarına yönlendirildiği; insanların bazı ülkelerde kalmaya zorlandığı, geçiş ülkelerine ya da ilk geldikleri ülkelere geri yollandığı; 4 -kendi rotalarını ve oturacakları ülkeleri seçme ve bunları hayatları boyunca istedikleri zaman özgürce değiştirme haklarının kısıtlandığı görülmektedir. Lampedusa Sözleşmesi onaylamaktadır ki; -İnsanoğlu istediği yerde yaşama özgürlüğüne sahiptir ve bu yüzden önüne çıkan engel her ne olursa olsun buna karşı çıkma özgürlüğü de vardır. Ergenlik çağındaki kişiler de bu özgürlükten fayda sağlarlar çünkü onlar 18 yaşından küçük oldukları için korunmalarına ihtiyaç vardır. I.3 KALMA ÖZGÜRLÜĞÜ Aşağıdakilerin farkında olarak; - silahlı çatışmalar, doğal felaketler ve gezegenin büyük kısmında meydana gelen haksız tahribatlar şu anki ekonomik modelle ilişkili olaylardır. - üretim; her türlü kuraldan kaçınarak kar eden, kaynakların sömürüldüğü ve adaletsizce yeniden dağıtıldığı, ekonomik büyüme adına çevreyi ve gelecekteki insanları önemsemeyen ülkeler tarafından sağlanmaktadır. - göç kişisel bir tercih olarak görülse bile, asla çevreden ve sosyal durumlardan ayrı tutulamaz. - eşitsizlik ve ekonomik adaletsizlik milyonlarca ebeveynin çocuklarını büyütmesine engel olduğundan, bu ailelerin arzu ettikleri hayat şartlarını sağlamanın tek yolu göç etmek olabilmektedir. A. Lampedusa Sözleşmesi onaylamaktadır ki; birinin doğduğu veya yaşadığı yerde kalma özgürlüğü, mücadele etme ve yapma özgürlüğü; her türlü istismarın giderilmesini, her türlü ekonomik, politik, askeri, sahip olunan kültürel özerkliğinin korunmasını, özgürlüğü, bağımsızlığı ve Dünya’da yaşayan her insan için barışı gerektirir. Gözlemlenmektedir ki; resmi ve resmi olmayan sınır dışı etme mekanizmaları, kimlik saptama uygulamaları, gecikmenin, hapsedilmenin, kontrol yollarındaki yetkililerin ve farklı biçimdeki durumların özellikleri, insanları özgürlükleri ileri sürmede, seyahat ettiği ve kaldığı yeri seçmede engellemektedir. B. Lampedusa Sözleşmesi belirtir ki; 5 kalma özgürlüğü, kişilerin özgürlüğü olarak doğdukları/vatandaşı oldukları ülkenin dışında seçtikleri yerde yaşamaları ve yeni yerlerde hayatlarını kurma özgürlüğüdür. Piyasa kurallarına dayanan yasal izinler, ulusal ve küresel sosyo-ekonomik sistemler kalma hakkını yönlendirir, sömürür, insanların yasal konumlarını farklılaştırır ve yaşantılarını değiştirdiğini bilerek Lampedusa Sözleşmesi belirtir ki; seçilen ülkede kalma özgürlüğü, varılan yerdeki iş gücü piyasası ışığında yasal olarak çalışmaya bağlı olmamalı; kalma ve seçilen yerde hayat kurma özgürlüğü, istismarın her türünden arınmış ve sağlık, iskan, çalışma, eğitim, iletişim ve yasal bilgilenmeye hiçbir ayrım olmadan ulaşma özgürlüğünü içermeli; bu özgürlüğü önleyen hayatın herhangi bir yerindeki herhangi bir engel kaldırılmalıdır. I.4 - GİTME GEREKLİLİĞİNDE YENİ BİR YAŞAM PLANLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ Çünkü; - Kronik ve yapısal sosyo-ekonomik çatışma üretimi, iklimsel ve çevresel felaketler gibi, ani bir terk etme ihtiyacıyla sonuçlanabilir. Lampedusa Sözleşmesi onaylamaktadır ki; Fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel, geçmişte yapılmış veya potansiyel bireysel/gruba yönelik mağduriyet yüzünden ana vatanlarını/yerleşim yerlerini terk etmeye zorlanan her insanın nereye yerleşeceğini seçme özgürlüğü ve yeni evlerinde sevdikleriyle bir araya gelerek yeni bir yaşam kurma hakkı vardır. Bu özgürlük, hiçbir suretle, yukarıdaki koşullarda bulunmayan insanların seyahat etme, yaşadıkları yerde kalma veya yaşayacakları yeri seçme özgürlüğünü ortadan kaldıramaz. Lampedusa Sözleşmesi onaylamaktadır ki; Yukarıda sayılan durumlarda, hiçbir ön gereklilik veya engel çıkarılmaksızın, herkese derhal güvenle seyahat etme imkanı verilmeli ve bu teminat altına alınmalıdır. Lampedusa Sözleşmesi ayrıca bildirmektedir ki; Yukarıdaki koşullardaki herkesin, yasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve varoluşsal korunması, geçtikleri her ülkede garanti altına alınmalıdır; 6 Ayrıca bu koruma, bu kişilerin yaşam planlarını inşa etmeleri ve gerçekleştirebilmeleri için, yerleşmeyi seçtikleri yerlerde de garanti altına alınmalıdır; Bu koruma önlemleri, bu kişiler yaşayacakları yerleri değiştirmeye karar verseler bile temin edilmelidir. I.5- KİŞİSEL ÖZGÜRLÜK Lampedusa Sözleşmesi şunu belirtir ki, Hiçbir insan, asla, ana vatanından/vatandaşlıktan/varış yerlerinden ayrılma veya yerleşmeyi seçtikleri yerde kalma özgürlüklerini kullanırken kişisel haklarından mahrum edilemez ve bu yolla hapsedilemez veya alıkonamaz. I.6- DİRENME ÖZGÜRLÜĞÜ Lampedusa Sözleşmesi; Herkesin, eşitsizliği ve ayrılığı teşvik eden; bölünme, ayrımcılık, istismar ve insanlar için güvensizlik yaratma niyetinde olan ve eşitsizlikler üreten politikalara direnme özgürlüğünü, Mevcut göçmen kontrol politikalarının bu koşulları yaratan temel araçlardan olduğunu onaylamaktadır. Lampedusa Sözleşmesi, Herkesin, bütün bu politikalara ve onların, iş sözleşmelerine bağlı olarak bir yerde kalma izinleri yoluyla uygulanan, sınırlara yönelik, çevreleme enstitüleri (ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş döneminde SSCB’ye ve onun etkisinde olan ülkelere uyguladığı çevreleme politikasıdır) ve/veya alıkoyma merkezleri gibi belirli uygulama mekanizmalarına direnme özgürlüğünü onaylamaktadır. Biz, sınır dışı etme ve ülkeye geri gönderme uygulamalarına, konaklama ve işe eşitsiz erişime, göçmen işgücünün istismarına, artan belirsiz yaşama ve çalışma koşullarına, hareketliliğin pazar ekonomisi temelinde seleksiyonu ve kısıtlanması politikalarına, vize politikalarına, kota politikalarına, toprağın ve denizin militarize edilmesine, insanların hareketliliğin kontrol edilmesine ve engellenmesine direnme özgürlüğünü onaylıyoruz. 7 BÖLÜM II II. 0 - SINIRLARIN ASKERSİZLEŞTİRİLMESİ Almanya, Fransa, Büyük Britanya, Hollanda, İtalya, İspanya ve İsveç gibi Avrupa Birliği ülkeleri, dünyadaki on büyük silah ihracatçısı arasındadır; -bu silahların büyük kısmı insanların kendi ülkelerinden, çatışma, insan hakları ihlali ve demokrasi eksikliği gibi nedenlerden dolayı kaçtığı ülkeler tarafından ithal edildi. -şu anki göç kontrol politikaları, yurt içi topraklarının ve sınır bölgelerinin askerileştirilmesini, insani yardım ve ya güvenliği sağlayan ihtiyatlı önlemler gibi gerekçelerle yapıldığını belirtmektedir. -sınır kontrolleri ve göçmenler konusu, toprakların savaş nedeniyle askerileştirilmesi ve baskın ekonomik çıkarların savunması ile iç içe girmiştir. -bu tür askerileştirme, özellikle kadın bedeni üzerinde olan cinsel şiddeti de kapsayan insana yönelik şiddete neden olmaktadır. -askerileştirme süreci ölümlere neden olmakta ve sıklıkla bedenlerin kaybolmasına, dolayısıyla geride kalanların ve akrabaların doğal yas tutma sürecinden mahrum bırakılmasına yol açmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi şu ihtiyaçları belirtir: askerileştirme ve sınır yönetimi kontrol işleyişleri ile ilişkili hem askeri hem de sivil olanlarla, askeri tatbikatlar ve uluslararası alanlarda insanların hareketliliğini kapsayan tüm işlemler acilen yürürlükten kaldırılmalıdır. Lampedusa Sözleşmesi böylece tüm kaynakların yeniden yönlendirilmesi ve bu alanda sosyal nedenler kadar göçen insanların güvenli yolları için de garanti verilmesi çağrısında bulunur. Yurtiçi bölgelerinin ve sınırların askerileştirilmesi, insani güvenlik bağı ile Avrupa topraklarını göçmenlerin ulaşmasından korumak, yollarını engellemek, ayırmak ve ulaşımlarını engellemek olarak sunulmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi aşağıdakilerin yasaklanması için çağrı yapmaktadır: -Avrupa Birliği topraklarına ulaşmayı engelleyen Eurosur sisteminin -resmi olarak Avrupa Birliği topraklarına ulaşan göçmenlerle savaşmayı öngören ve şu an operasyonlar yapan, Avrupa birimi olan Frontex’in 8 -Avrupa Birliği’nin ve üye ülkelerin, sınır bölgelerine uyguladıkları (2013’te başlayan Mare Nostrum operasyonu gibi) ve Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerdeki müdahalelere katılma (2013’te Libya’da başlayan Eubam gibi) tüm operasyonların -göçü kontrol etmeyi amaçlayan ve/ve ya savaş amacıyla bölgeyi silahlandıran ve baskın ekonomik çıkarları belirten, tüm kontrol – iletişim sistemleri ve askeri konuların (elektronik ve uydu sistemleri, radarlar, insansız hava araçları, biyometrik kontrol sistemleri, hava ve deniz araçları) -özellikle Avrupa Birliği’ni çevreleyen, sınırlandırılmış devletlerde genişleyerek hareket özgürlüğünü sınırlamayı amaçlayan duvarlar ve fiziki engeller gibi tüm maddi sınırlamaların Tüm bunlara ek olarak, Sicilya askerileştirmedeki rolü göz önüne alındığında önemli bir konumda bulunur. Lampedusa Sözleşmesi aşağıdakilerin acilen durdurulması çağrıda bulunmaktadır: -Sigonella Deniz Kuvvetlerine ait Hava Üssü’nün Amerikan askerlerinin Afrika’daki rejimlerde polisleri eğiten ve kuvvetleri silahlandıran özel bölümümün geçişinin, -Sigonella’nın, Amerika ve NATO kuvvetlerine ait olan insansız hava araçlarını kontrol ve yönetimindeki stratejik rolü ve ayrıca kontrolü sağlayan ve göçmenlerin gelişini engelleyen operasyonlara destek vermesinin, -Niscemi’de bulunan MUOS kara istasyonlarından birinin yüklenmesindeki, arasında gezici kullanıcıları, insansız hava araçları da dahil, bulunduran ve stratejik olarak koordine eden, Akdeniz’deki izleme operasyonlarını ve göçmenlerin kanun dışı olarak geri gönderilmesini kapsayan yöntemlerin. II. 1 – HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ Lampedusa Sözleşmesi vizelerin bir an önce kaldırılması gerekliliğini savunur. Vizeler, sadece ekonomik olarak imkânları müsait olan insanların gezmesine izin vermekte; dünya nüfusunun bir kısmının özgür dolaşım hakkını engellemektedir; -vizeleri reddedilen insanlar, taşınma sırasında hayatlarını tehlikeye atmakta ve ya Avrupa’ya vardıklarında haklara ve hizmetlere ulaşmada ayrımcılığa uğramaktadırlar; -Avrupa Birliği ve göç riskine sahip, askeri önlemler ve sınır kontrolleri bulunduran ülkeler arasındaki antlaşmalar, Avrupa Birliği topraklarına giriş kotası konusunda tartışmalar yaratmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi şunlar için çağrıda bulunur: 9 -tüm anlaşmalardan “göçle ilgili maddelerin” kaldırılması, -bu kuralların uygulandığı tüm ülkelerde uygulamanın reddedilmesi, -şu anki Avrupa Birliği komşuluk politikasına karşı, göçlerin kontrolündeki her türlü istismardan, insanlar ve ülkeler arasındaki ilişkiyi bağımsız kılması. Şu anki Avrupa Birliği göç politikaları, Avrupa vatandaşlarının yasal ikametini iş gücü piyasasının gereklilikleri ile ilişkilendirmekte; oturma izni ve iş sözleşmeleri arasında ayrışmaz bağlar yaratmaktadır. -bu bağlar işçilerin haklarını ve korunmalarını sınırlamakta, böylece işverenler, göçmenleri kefaret ödeyerek çalıştırmaktadırlar. Lampedusa Sözleşmesi ülkeye giriş ve yaşama ile ülkelerin topraklarında kalma ve çalışma hakkı arasındaki ayrıma vurgu yapar. Avrupa Birliği üye ülkeleri tarafından kabul edilen giriş kotası sistemi ve bunların temel ekonomik ihtiyaçlar üzerine kurulması, insanların yasadışı işler yapmasının nedenlerinden biridir. Lampedusa Sözleşmesi, hali hazırda Avrupa topraklarına girmiş kişilerin üstesinden gelme ve tüm genel af mantığı için kalma haklarını tanıması gibi kota sisteminin acilen kaldırılmasını da beyan eder. Lampedusa Sözleşmesi nitel (gelir ve kalma ile ilgili kıstas) ve nicel (sayı ve yaşı insanların toplamı) sınırlamaların kaldırılmasını öngörür. Lampedusa Sözleşmesi çocuklarla ilgili; -çocukların en önemli çıkarlarını ve onları ilgilendiren her türlü kararı saygıyla destekler. -azınlığın varsayımını ve belirlenen yaş grubuna uygulanan bozucu tıbbi uygulamaların durdurulması ihtiyacını destekler. -korumadaki acil etkinleştirme ve çocukların tüm haklarına ulaşması için kullanılan araçları arttırır. Dahası biz, çocuklara yapılacak yardım ve desteğin asker/polis tarafından değil nitelikli sivil personel tarafından yapılmasını uygun görürüz. Göçün her anındaki süreçte, kurumsal temsille yüzleşen her insanın, onlara ne yapılacağını bilmesine izin verilmeli, hakları hakkında bilgilendirilmeli, kendi ana dillerinde dinlemeye ve anlamaya ve kendileri hakkında verilen kararlara katılmaya müsaade edilmelidir. Lampedusa Sözleşmesi bildirmektedir ki; 10 -insanları, ülkeye giriş ve/ve ya kalışlarında doğrudan ya da dolaylı yoldan “yasadışı” ilan eden düzenlemeler acilen kaldırılmalı, -göçmenlerin girişlerinin ve kalmalarının yasallığına aldırmadan, onların kurtarılmasını, karşılanmasını ve ağırlanmasını doğrudan ya da dolaylı yoldan kötü yönde etkileyen saldırıların acilen yok edilmelidir. II. 2 - SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ Lampedusa Sözleşmesi, Tüm ulusal ve uluslararası kanunların, özellikle Schengen Antlaşmasından kaynaklanan Avrupa vatandaşlarının yaşayacağı yeri seçmesinde ve üçüncü ülkeler olarak adlandırılan ülkelerden gelenlerin özellikle uluslararası sığınmacıların hareket özgürlüğünü sınırlayan Avrupa Birliği yasalarının yürürlükten kaldırılması yönünde çağrı yapar. Lampedusa Sözleşmesi, Özellikle Dublin Düzenlemeleri’nin ve onun sonradan yapılan, göçmenlerin korunma için ilk girdikleri ülkeye başvurmalarını zorlayan bu nedenle insanları hayatları ile ilgili plan yapmaktan alı koyan düzenlemelerinin acilen feshedilmesini söyler. Sığınmacılar uluslararası korunma talep edecekleri ülkeyi seçmede özgür olmalıdırlar. Tüm ülkeler koruma ve kabul etme konusunda yüksek ve eşit standartlara erişmeli ve bu standartları karşılamayanlara yönelik acil ve etkili yaptırımlar uygulamalıdırlar. II.3- KALMA ÖZGÜRLÜĞÜ Göçmenleri ikincil konuma itmede ve onları kontrol altına almada en önemli araçlardan biri barınma hakkı ile az çok karmaşık bürokratik formalitelerin yerine getirilmesi arasındaki güçlü bağdır; -ayrışmanın ve azaltılmış haklar ile yasal kuruluşları oluşturan farklılaştırılmış yasal düzenlemelerin bir parçası olan çeşitli ülkelerde formalitelerin yerine getirilmesini sağlayan düzenlemeler, genellikle devlet sınırlarını ve çıkarlarını korumayı destekler. Lampedusa Sözleşmesi, 11 vatandaşlık temelinde sosyal yardıma erişim ve/ve ya istihdama erişim için düzenlemelerle ilgili haklara erişimde, oy kullanma hakkı ve medeni hal kayıtları dahil olmak üzere siyasi haklar hususunda düzenlemelerde ve pratikte eşitsizlik yaratan tüm bu durumları ortadan kaldırmaya çağırmaktadır. Acilen ikamet durumunun resmi hale getirilmesi için gerekli şartlar azaltılarak, vatandaşlığı her ne olursa olsun kimlik tespiti kontrolü ve görevler İçişleri Bakanlığından ve polis güçlerinden alınmalıdır. A. Çalışma Hakkı Avrupa iş piyasasının tüm sektörleri, ev ve bakım hizmetlerinin çoğunlukla göçmen kadınlar tarafından icra edilmesi durumunda olduğu gibi göçmen iş gücünün sömürülmesine dayanmaktadır; -düşük seviyede haklarla birlikte düşük ücretteki yüksek yararlanırlık kamu kuruluşlarındaki hesap açığını gidermek için yardımcı olmakta, üstelik onların sorumsuzlaştırılmasına izin vermektedir; -ayrıca neo kölelik durumları ve göçmenlerin sömürülmesi toplumsal cinsiyet ve cinsel şiddet içeren fiziksel ve ruhsal şantaj ve şiddet türlerine yol açmaktadır; -vatandaşlık ve/ve ya soy temelinde emek piyasanın bölünmesi uyarınca birçok uzmanlık gerektiren mesleklere erişim kadın ve erkekler için sürekli olarak engellenmektedir; -bunların yanı sıra, eğitimsel niteliklerin ve/ve ya edinilmiş yeterliliklerin (belgelenmiş ve ya belgelenmemiş) tanınmaması kişisel ve profesyonel gelişimin reddedilmesine ve elemeye sebep olmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi bu sebeple güvenli koşullar altında, tüm boyutlarda insana saygı gösterilerek ve ayrımcılık yapılmadan, tüm meslek dallarında ve sömürü düzeni dışı işlerde çalışmaya erişim hakkını beyan etmektedir. Bu hakkın eşit ödeme ve -sürekli üretim ve işgücü fırsatçı delokalizasyonu tarafından ihlal edilen- sözleşme kurallarına saygı yoluyla garanti altına alınması için öncellikle ülkelerin ekonomik ve sosyal sistemi kaynakların ve hizmetlerinin daha dengeli dağıtılması yönünde bir revizyona gidilmesi gerekir. B. Oturma Hakkı Oturma hakkının uygulamasına nüfusun büyük bir kısmı için riayet edilmemektedir ve böylelikle fiilen gelir temelinde tabakalara ayırmakta ve insanların vatandaşlığına göre sıklıkla ayrımcılık yapmaktadır; -oturma hakkı, bir kişinin yaşamayı tercih ettiği yerde hayat planını geliştirme özgürlüğü gibi diğer özgürlükler ve siyasal haklar gibi diğer hakların uygulanması için bir önkoşuldur; 12 -sürekli olarak bazı azınlıkların ve ulusal, din, sosyo/ekonomik olarak tanımlanan grupların, kentsel çevrenin geri kalanından ayrıldığı belirli alanlarda hapsedilmesi, oturma hakkını ihlal etmektedir. Bu alanlar ayrımcı önyargılara dayanan, sıklıkla bu azınlıkların ve grupların üyelerini, onların yaşam tarzlarını ve hayat planlarını değiştirmeye zorlayan, bu amaç için belirlenmiştir; -oldukça çok sayıda halk ve özel binalar sahipsiz terk edilmiş, kullanılmayan ve ya gerektiği şekilde kullanılmayan ve oturma hakkını temin etmek için belirlenmemiştir. Lampedusa Sözleşmesi bundan dolayı her bir kişisel hayat planına bağlı olarak ve bireylerin varlıklarını ifa edebileceği her sosyal ve ilişkisel boyut hususunda her insanoğlunun uygun bir alanda oturma olasılığını elde etmesi ve oluşturması için mücadele etme hakkını onaylamaktadır. C. Sağlık Hizmeti ve Sosyal Yardıma Erişim Hakkı Kişisel tatmin ancak insanlar ve tüm toplum arasındaki karşılıklı dayanışma oluştuğunda ortaya çıkacaktır; -bu karşılıklı dayanışma hem hamilelik, ebeveynlik, çocukluk veya yaşlılık zamanı gibi hayatın evrelerinde hem de hastalık ve ya engellilik gibi yaşamın bazı durumlarında çok daha güçlü hale gelecektir; -sürekli olarak kamu ve sosyal politikalara erişim vatandaşlık, toplumsal cinsiyet, sosyal, ekonomik ve hukuki statü temelinde belirlen bu karşılıklı dayanışmanın sürdürülebilirliğinin sağlanmasını ifade etmektedir. Lampedusa Sözleşmesi dolayısıyla herkesin hizmet alma ve temin etme hakkının tam olarak uygulanması için gerekli olması sebebiyle, sağlık hizmetleri alt yapıları, tıbbi tedavi, para yardımı ve anne-çocuk bakımı ve pediatri dahil olmak üzere servislere adil erişimin güvence altına alınması ihtiyacını belirtir. D. Eğitim Hakkı Ayrımcı olmayan, bilgiye ve eğitime öğrenme yolları ile ücretsiz erişim, bir kişinin tüm formlarda hayat planını uygulayabilmesi için temel oluşturur; -ülkeler belirli yasal, ekonomik ve sosyal statü sahipliğine erişimi engelleyen ve tabi kılan uygulamalar ve normlar üretir; -ülkede konuşulan dilleri öğrenme imkanı, bir kişinin hayat planını uygulayabilmesi için temel bir koşul olarak herkesin temel hakkıdır; 13 -kuruluşlar asla resmi ülke dillerin öğrenimi ve bilgisini oturma izni alınması ve yenilemesinde seçim kriteri ve/ve ya önkoşul olarak kendi çıkarı için kullanmamalıdır. Lampedusa Sözleşmesi bundan dolayı bildirmektedir ki aşağıda sıralananlara ihtiyaç vardır: -bilgiye, eğitime ve öğretime ve yerel ve ana dillerin öğrenimine erişim yoluyla tüm ayrımcı engellerin ortadan kaldırılmalı, -bu gerçekleşebilecek ve gelişebilecek tüm bu ilişkisel içeriklerin yayımlanmasına izin verilmeli, -onları yerinde entegre etme için uluslararası yeterliliklerin tanınmasının, eğitim denkliklerinin ve profesyonel yolların onaylanmalı, -birçok ülkede vatandaşlık ve ya hukuksal, sosyal ve ya ekonomik statüye göre ayrılmış ve farklılaştırılmış eğitim yolları uygulamaları ve normlarının ortadan kalkmalıdır. E. Aile ve Duygusal Birliktelik Oluşturma ve Muhafaza Etme Hakkı Her insanoğlu, özgürlüklerine saygı duyularak, vatandaşlık ve/ve ya hukuki, ekonomik ve sosyal statüye, bunun yanı sıra cinsel eğilimlerine bakılmaksızın seçtiği kişilerle aile ve duygusal birliktelik oluşturmada özgürdür. -aile ve ya duygusal birliktelik oluşturma ve muhafaza etme imkanı göçmelerin durumlarında daha da fazla şekilde sıklıkla ekonomik ve sosyal durumlara bağlı olmaktadır. -göçmenler sosyal sistemler ve kamu politikaları tarafından genellikle emek piyasasına azaltılmış haklarla bağlıdır. Lampedusa Sözleşmesi belirtmektedir ki; -uygulamaların sahneye koyulması yoluyla gerçekleşen, kontrol ve yasal düzenlemeler anlamına gelen, bir aileyi ve ya duygusal birlikteliği muhafaza etmek ve oluşturmak için insanların özgürlüklerini kısıtlayan tüm kurumsal müdahalelerin ortadan kaldırılması gerekir. -özellikle AB vatandaşı olan ile olmayan arasındaki ve ya her ikisinin de AB vatandaşı olmadığı evliliklerde bu düzenlemeler hukuki statü ve diğer alanlarda farklılıklar yaratmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi Ayrıca AB vatandaşı olan ile olmayan bireyler arasındaki ve ya her ikisi de AB vatandaşı olmayan bireyler arasındaki birlikteliklerde giriş ve kalış için gerekli idari uygulamalar hususunda aileye ve duygusal birlikteliğe saygı duymakta ve tanımaktadır. F. SOSYAL VE SİYASAL KATILIM HAKKI 14 Milyonlarca insan ekonomik, çevresel ve barınma koşulları ile ilgili engellerin yanı sıra yasal ve bürokratik engeller nedeniyle de sosyal ve siyasal hayata erişimlerinin olmadığı yerlere yerleşememektedir. Lampedusa Sözleşmesi, kişilerin vatandaşlık, yasal, sosyal ve ekonomik statüleri ne olursa olsun, herkesin –eğer isterlerse- kamu ve sosyal hayat içerisinde tam olarak katılmaları gerektiğini ve bu katılımın gerçekleştiği yerlerde yerel, ulusal ve ulus üstü seviyelerde demokratik kuruluşların seçim ve temsilci süreçleri dahil olmak üzere, tam olarak erişebilmeleri gerektiğini savunur. G. HERKESE KARŞI SAYGI GÖSTEREN VE AYRIMCI OLMAYAN BİR DİL KODU ANLAŞMASI -Yasal, ekonomik ve sosyal ayrımcılık üzerinden diğer kültürleri durgun ve değişmeyen formlar olarak gören farklılıkların ırkçı söylemleri gibi; kamusal alanda ve her türlü medya kategorisinde kendisine yeterli düzeyde yayılma bulan yabancı düşmanı söylemler ve açık bir şekilde yapılan ırkçı söylemler de bu konuyu desteklemektedir. -Medya ırkçılığı, kurumsal ırkçılığın kurallar ve uygulamalar yoluyla köken ve/ ve ya vatandaşlığa dayanan haklara erişimi sınırlandıran birçok biçimiyle bağlantılı olarak güçlü bir şekilde kendini göstermektedir. -Basmakalıp düşünceleri çağrıştıran ve önyargıları kriminalize eden “yasadışı” gibi terimlerin kullanımı normalleşmekte ve yayılmaktadır; hatta bu yayılma, hukuki metinlerde bile insanların gerçek ve ya üstlenilen kökeni ve onların sosyal, kültürel ve dini üyelikleri temelinde insanlara karşı damgalamanın ve ayrımcılığın söylem ve tonunun genel kullanımı gibi olmaktadır. -Bu damgalama ve suçlu gibi beyan etme süreçleri göçmenlerin kendini temsil ve medya ve/ya da kamu alanında kendi hikayelerini anlatma haklarının- bunun sonucunda da tek taraflı olan bilgiye katkı sağlama hakkı- sürekli reddi yoluyla sahnelenmektedir. -Lampedusa Adası’ndaki göçmenlerin öneminin diğer Avrupa sınırlarındaki gibi göz kamaştırıcı hala getirilmesi, tıpkı olayın gerçekliğini çarpıtan ve insanların hikâyelerini silen telaşlandırıcı ve güvenlik yanlısı bir dilin kullanımı gibi, ırkçılık ve ayrımcılık olaylarının yoğunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Lampedusa Sözleşmesi, insanlar arasında kökene ve/ya da vatandaşlığa, hatta gerçek ya da varsayılan kültürel ve ya dini üyeliğe dayanmayan ilişkilerin siyasi görüşünü savunur. Sözleşme, 15 tüm önyargı, ayrımcılık ve/ ve ya ırkçılık üzerine kurulmuş dil ile mücadele etme, bu mücadeleyi bu tür söylemlerin ortaya çıktığı her yerde, her bağlamda gerçekleştirme ihtiyacını belirtir. Sanat ve kültürdeki üretim ve tüketim için olan kamu kaynakları sıklıkla ulaşılamaz durumdadır ve bunların sadece diğer insanların hikâyelerindeki objeler olmamaları önemlidir. Lampedusa Sözleşmesi, Bu sebepten dolayı herkesin sanat ve kültür adına kamusal alana, sermayeye ve diğer kamu kaynaklarına ulaşması gerektiğini beyan eder. H. VATANDAŞLIĞIN YENİ FORMU Ulus devletlerin doğuşundan sonra kendini ortaya çıkarmış vatandaşlık kurumu kapsayıcı ama aynı zamanda kendine özel bir mekanizmadır. -Haklara erişim buna evrensel haklar da dahil olmak üzere hukuki statüye bağlı bir ayrıcalık haline dönüşmüştür. - Bugüne kadar Avrupa Birliği vatandaşlığa daha kapsayıcı erişim sunmak için hiçbir yenilikçi kriter sunmamış, aksine halihazırda bir üye devletin vatandaşları olan bireylere yönelik özel yetkilerini kısıtlamıştır. - Avrupa Birliği genişleme sürecinde, iç hiyerarşi farklı üye devletlerin vatandaşlığı arasında oluşturulmuştur. Lampedusa Sözleşmesi, Her kim kendini Avrupa alanında buluyorsa onların tam anlamıyla eşit hakların uygulanmasını tanımaya olan ihtiyacı bildirir ve vatandaşlığı ne olursa olsun ius soli dayalı tek bir Avrupa vatandaşlığın tanınmasına çağrı yapar. Lampedusa Sözleşmesi belirtmektedir ki, Her koşulda, kurumlar ve insanlar arasındaki yeni ilişkileri kurmak için olan ihtiyaç artık ulusal üyeliğe değil, ikametgâha dayalıdır. II.4 – YENİ BİR YAŞAM PLANLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ Devlet tarafından yürürlülüğe konan insancıl politikalar, devlet üstü yapılar ve uluslararası organizasyonlar şu koşullarda reddedilecektir; -yalnızca belirli bir kesime tam dolaşım özgürlüğü sağlanması gerektiği varsayımına dayandıklarında, 16 -ihtiyaç nedeniyle ani güvenlik bölgelerine taşınması gerekenleri engellediğinde, -binlerce insanın güvencesiz yaşam ve geçim koşullarına zorlamanın sonucu olarak, yollarını uzun sürelerce, hatta kalıcı olarak mülteci kamplarına koşullandırdıklarında, -Avrupa Birliği’nin sığınmacılık isteyenlerle ilgili seçimlerinin, seçici bir temelde sığınmacıları transfer ederek (üçüncü bir ülkeye yerleşimi), veya Avrupaya gelişlerini engelleyerek (bölgesel koruma programı) sığınmacıların korunmasını konu dışı bırakmayı veya onları yerinden etmeyi uygun gördüğünde, -savaşın siyasi yönünü, askerileştirmeyi ve bölgelerin ekonomik sömürüsünü teşkil ediyorsa. Lampedusa Sözleşmesi bildirmektedir ki; savaşlardan, bireysel ya da kolektif zulümden, iklim ve çevresel felaketlerden, ayrıca ekonomik ve sosyal felaketlerden kaçmak için, doğdukları ve/veya vatandaşı oldukları ve/veya ikamet ettikleri toprakları terk edenler için hızlı ve güvenli varışı garanti edecek güzergahlar oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Bu koşulları yaşamayan insanların hareket özgürlüğü ile bu koşullar altındakilerin hareket özgürlüğü hiçbir şekilde karşılaştırılmamalıdır. Lampedusa Sözleşmesi coğrafi yetki çatışması olmadan ve halihazırda binlerce ölüme neden olan gecikmeler olmadan, bu yollar inşa edildiği zaman herkesin uluslararası alanda tanınan kurtarma yükümlülüklerine uymak zorunda olduğunu beyan etmektedir. Üye devletlerin yetkilileriyle ilk iletişimden başlayarak, nerede ve nasıl bu iletişimin yapıldığına bakılmaksızın (uluslararası sular veya uluslararası alanlar da dahil olmak üzere), uluslararası korumayı talep eden insanların acil korunmasının garanti edilmesi gerekir. Lampedusa Sözleşmesi bildirmektedir ki; Avrupa Birliğinin iç ve dış sınırlarında herhangi bir resmi ve gayri resmi geri göndermenin acilen durdurulması gerekir. Lampedusa Sözleşmesi, geçiş ülkelerindeki uluslararası koruma için sorumluluğun dayatıldığı gibi, sığınmacıları dışarıda tutan AB politikalarının durması için çağrı yapmaktadır. Bu durumda, hatta daha önce listelenen kritik durumlarda, -zorunluluk dışında hareket edenlerin yollarının kendilerince belirlenmesini kabul edildiği halde, bu sözleşmede tanımlandığı gibi, insanların nereye sığınma talep ettikleri hususunda seçim özgürlüğü garanti altında alınmalıdır. Lampedusa Sözleşmesi, belirli haklara erişim amacıyla statünün doğruluğunun onaylanmasını düzenleyen ve uygulamada insanlara göçlerinin sebeplerini göstermeyi mecbur tutan kriterleri reddeder. Lampedusa Sözleşmesi, 17 Uluslar arası korumayı talep edenlerin ve mültecilerin ekonomik ve sosyal hayata acil dahil edilmesi için gerekli tüm girişimlerin, varış yerinde, kurulması için de çağrı yapmaktadır. Lampedusa Sözleşmesi bildirmektedir ki; -kamp ve merkezlere dayalı kabul sistemlerinin durdurulmasına, -yerine, Akdeniz’in çeşitli bölgelerinde ve ötesinde merkezsizleştirmeyi arttırmaya, yaygın kabul faaliyetlerinin gelişimine dayalı paylaşımlı bir sistem inşa edilmesine ihtiyaç vardır. Ademi merkezileştirilmiş ve kişisel yollarının geliştirilmesi üzerine kurulmuş, böylece bir ülkenin standart seviyedeki vatandaşlarını kabulü ve yönetim deneyimlerini teşvik eden, bu paylaşımlı sistem spekülatif tekellere kendi çıkarlarını kullanmaları için şans verilmesini engellemekte ve sosyal boyutundan misafirperverliği ayırmaktan kaçınmaktadır. İlk kabulün planlaması, ilk varıştan itibaren anne baba, aile ve duygusal ilişkilerin sürekliliğini koruyarak ailelerin ve akrabaların bir araya getirilmesi göz önünde bulundurmalıdır. Bunların ışığında, hatta yukarıda bahsedilen kritik durumlar doğrultusunda, seçme özgürlüğü, bu sözleşmede tanımlandığı gibi, garanti altına alınmalı ve seçme zorunda bırakılmamalıdır. II.5- KİŞİSEL ÖZGÜRLÜK AB alanı ve üye ülkelerin sınırları dahilinde, göç politikaları oturma izni olmayan göçmenlerin idari göz altı usulünü uygulamaktadır; -sığınmacıları mülteci statüsü için gerekli tüm süreç boyunca gözaltı kamplarında alıkoyma yaygın sistemi vardır; -hükümet ve AB göç kontrol politikaları gözaltı ve tutuklama uygulamaları yayılmakta hatta AB ülkesi olmayan ülkelerde bile görülmektedir; -Sınır kontrollerinin uygulama dışı bırakıldığı AB bölgesinde ve ülkelerindeki gözaltı ve tutuklama merkezlerinde meydana gelen tüm ölümler ve şiddet olayları ifşa edilmiştir; -Bu ölümlerin ve şiddet olaylarının sorumluları açığa çıkarılmamıştır, dolayısıyla sorumlular cezalandırılmadan olduğu gibi kalmışlardır. -Bunun gibi yerler göçmenleri temsili ve polislik anlamda suçlu olarak kabul etmeye ve bunun yanı sıra hukuksal, ekonomik ve sosyal anlamda da onları aşağı bir sınıfa sokmaya hizmet etmektedir; -Bu sistemdeki kamu kaynaklarının israfı ve bu kaynakların dağılımının göçmenlerin hayatlarıyla oynayan kişilerin kudreti dahilinde olması bu yerlerin düzeltilmesi için hiçbir yol olmadığı anlamına gelmektedir. Lampedusa Sözleşmesi bildirmektedir ki, 18 Acil olarak idari gözaltının kaldırılması ve tüm gözaltı merkezlerinin kapatılması, her ne olarak adlandırılıyor olursa olsun, hareket özgürlüğünü kısıtlayan tüm kabul merkezlerinin var olan hukuksal düzenlemeye, basit kararlara veya düzenlemelere veya bu merkezlerin insanların gözaltına alınması ve tutuklanması için gayri resmi olarak kurulup kurulmadığına bakılarak, kanunlara uygun şekilde oluşturulmalıdır. Lampedusa Sözleşmesi, Bugüne kadar kamu yararına tahsis edilen yerler gibi bu kaynakların (merkezlerin) herkes için yapılan sosyal projelerle yeniden değerlendirilmesi için çağrı yapmaktadır. 19