İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ KONU ANLATIMI 1. İLETİŞİM "BENİMLE" BAŞLAR İletişim kavramı "bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma süreci olarak tanımlanabilir. Bu tanım dikkate alındığında insanların birbirleriyle konuşmasından tutun da bal arılarının bal bulunan bölgeyi birbirlerine haber vermeleri dahi iletişime örnek olarak gösterilebilir. İletişim tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın var olması ile ortaya çıkan iletişimin temelinde, paylaşma ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır. İlk Çağ insanının bir av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarlarına çizdiği resimler, başarılı geçen bir avdan sonra ateşin çevresinde yapılan danslar, ressamın tuvaline yansıttığı renkler ve çizgiler, bestecinin notalarla kurduğu ortaklığın sonucunda doğan besteler, sinemacının fikrini belgeleyen filmleri, balerinin duygularını yansıttığı hareketleri, paylaşma ihtiyacının giderilmesi için başvurulan iletişim yollarıdır. Yaşam da başlı başına iletişim faaliyetlerini kapsayan bir olgudur. Doğduğumuz andan itibaren çevremizle sürekli bir iletişim içerisine gireriz. Yaşadığımız sürece zekâmızı, kültür ve birikimimizi, kişiliğimizi, iletişim çabalarımızla ortaya koyarız. Duygu ve düşüncelerimizi başkalarıyla yine iletişim yoluyla paylaşabiliriz. Anlamak, anlatmak, öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek için de iletişime başvururuz. Diyebiliriz ki iletişim, beşikten mezara kadar hep bizimledir ve bizim için bir ihtiyaçtır. "Sabahları uyandığımızda birbirimize günaydın dememiz ya da birbirimizin hatırını sormamız" iletişimin en basit yoludur. İnsanlar arası iletişimde kimi zaman yanlış anlaşılmaktan kaynaklanan güçlükler yaşanabilir. Bu yüzden doğru iletişim yöntemlerini bilmemiz, kendimizi doğru ifade edebilmemiz adına önemli bir unsurdur. İnsanlar arası iletişimin en temel öğeleri, "dinlemek" ve "söylemek"tir. Hem konuştuğumuz kişiyi anlamamız hem de kendimizi doğru bir şekilde ifade edebilmemiz bu iki unsuru doğru zamanda ve doğru yerde kullanmamızla sağlanır. ÖRNEK 1 Sabahları okula giderken birbirimize günaydın dememiz, hatta bal arılarının bal bulunan bölgeyi birbirlerine haber vermeleri dahi iletişim sayılır. Buna göre iletişimin; I. Karşılıklı gerçekleştirilen bir faaliyet olduğu II. Yalnızca insana ait bir olgu olmadığı III. Olumsuz davranışların tümünü ortadan kaldırdığı yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız II B) I ve II C) I ve III D) I ve III ÇÖZÜM İnsanların birbirlerine günaydın demeleri ya da arıların birbirlerine bal bulunan bölgeyi haber ver meleri iletişimin karşılıklı gerçekleştirilen bir faaliyet olduğunu doğrulamaktadır. Ayrıca "an" örneğinin verilmesi iletişimin yalnızca insana ait bir olgu olmadığını gösterir. İletişimin, olumsuz davranışların tümünü ortadan kaldırdığı yargısına ulaşamayız. Doğru yanıt "B" seçeneğidir. Etkili Bir Dinleme İçin 10 Temel Beceri Konuşmayı kesin, hiç kimse konuşarak dinleyemez. Konuşmacıya kolaylık sağlayın, onun rahatlamasını sağlayın. Konuşmacıyı dinleme isteğinde olduğunuzu gösterin, işinizi bırakın, saatinize bakmayın, göz teması kurun. Dikkatleri dağıtan şeyleri ortadan kaldırın. Konuşmacıyı empatik dinleyin, kendinizi onun yerine koyun. Sabırlı olun, başka kimseyle iletişim kurmayın. Kendinizi rahat ve hafif tutun. Konuşmacının sözünü bitirmesini bekleyin. Eleştiriyi sonraya bırakın, soru sorun, konuşmacının mesajını başka sözcüklerle açın. İnsanların sabrını, ilgi ve algı düzeylerini dikkate alarak iletişim kurmanın Önemini unutmayın. Başarılı İletişimin Temel Koşulu Neden ve Ne Zaman ve Nasıl Konuşacağız? İnsanlar arası iletişim, bireylerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak iletmek istedikleri duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktardıkları bir süreçtir. Başarılı bir iletişimin en önemli unsuru empatidir. Empati dış dünyayı karşımızdaki insanın penceresinden -yani onun bakış açısıyla- görmeye çalışmaktır. Başka bir ifadeyle "kendimizi, karşımızdaki insanın yerine koymaktır. Empati, iletişimin gücünü artırır. İletişim aynı zamanda; Ne söyleyeceğimizi bilmek En iyi nasıl söyleyebileceğimizi düşünmek Ne zaman ve nerede söylememizin olduğuna karar vermek Olayları basit bir şekilde anlatabilmek Aşağıdakilerden hangisi sözsüz mesajlar arasında gösterilemez? A) Bedenin duruş tarzı B) Yüz ifadeleri C) Etkili kelimeler D) El kol hareketleri ÇÖZÜM doğru Akıcı bir dil kullanmak Karşımızdakiyle göz teması kurmak Dikkati yoğunlaştırmak ve verilen mesajların alınıp alınmadığını fark edebilmektir. NOT: İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil; yüz ifadesi, eli, kollan ve bedeniyle yaptıklarını da duyar. Çünkü yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri, bedenin duruş tarzı gibi sözsüz mesajlar da iletişimin bir parçasıdır. Hatta tek başına iletişimdir. ÖRNEK: Empati, dış dünyayı karşımızdaki insanın bakış açısıyla görmeye çalışmamız, yani kendimizi karşımızdaki insanın yerine koymamızdır. Buna göre aşağıda verilenlerden hangisi "empati"ye örnek olarak gösterilebilir? A) Seni çok sevdiğimi her yerde söylüyorum. B) Kapıyı çarparak çıkmasına anlam veremedim. C) Bunun senin için ne kadar zor olduğunu hissediyorum. D) Bu şekilde düşünmen beni endişelendiriyor. ÇÖZÜM Seçeneklerde verilen. "Bunun senin için ne kadar zor okluğunu hissediyorum" diyen kişi kendisini karşısındakinin yerine koyarak (empati) onu anladığını ifade etmiştir. Doğru yanıt "C" seçeneğidir. ÖRNEK İyi bir dinleyici iletişim kurduğu kişinin yalnız söyler diklerini duymakla kalmaz. Çünkü sözsüz mesajlar da iletişimin bir parçasıdır. Bedenin duruş tarzı, yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri sözsüz mesajlar olarak iletişimin birer parçasıdır. Etkili kelimeler kullanmak sözlü iletişimin kapsamına girmektedir. Doğru yanıt "C" seçeneğidir. İletişimi Engelleyen Faktörler Çevremizdeki insanların bazılarıyla konuşmak bizim için kolay ve zevk vericiyken, bazılarıyla kurduğumuz iletişim çok yüzeysel olabilmektedir. İnsanlar arası ilişkilerde her ne kadar; Benzer kişilik özellikleri Ortak ilgi alanları ve hobiler Eğitim düzeyi Ahlâk anlayışı gibi unsurlar temel öneme sahip olsa da, yine de kişiler arası iletişimde asıl unsur "dinleme" becerisine sahip olmaktır. Gerek ailemizle, gerekse çevremizdeki diğer insanlarla konuşurken iletişim kurmamızı engelleyen bazı unsurlar vardır: Örnek 1 : Karşımdaki İnsanı yönlendirmeye çalışmak ya da öğüt vermek: Bu tutum, bizimle sorunlarını paylaşmak isteyen Kişide baskı ve suçluluk duyguları uyandırır ve aramızda çatışma yaratabilir. "Zayıf aldığına üzüleceğine, oturup dersini çalışmalısın." "Uykusuz kalıyorum diye yakınacağına, akşamları erken yat biraz." Aşağıdakilerden hangisi etkili iletişim kurabilmek için sahip olmamız gereken beceriler arasında gösterilemez? A) B) C) D) Doğru zamanda ve doğru yerde konuşmak Karşımızdaki insanı yönlendirmeye çalışmak Karşımızdaki insanla göz teması kurmak Anlaşılabilir ve akıcı bir dil kullanmak Çözüm Örnek 5 : Teşhis, tanı koymak: Doğru zamanda ve doğru yerde konuşmak, karşımızdaki insanla göz teması kurmak, anlaşılabilir ve akıcı bir dil kullanmak etkili iletişim kurabilmek için gerekli unsurlardır. Karşımızdaki insanı yönlendirmeye çalışmak iletişimi engelleyen bir faktördür. Doğru yanıt "B" seçeneğidir örnek 2 : Karşımızdaki İnsanı eleştirmek ya da yargılamak: Bu tür yaklaşımlarda, dinleyen kişi, sanki konuşanın söylemek istediklerini ve amacını çok iyi biliyormuş, kafasından geçenleri okuyormuş gibi bir tavır içine girdiğinden, konuşanı savunmaya iter, sinirlendirir ve öfkeli cevaplar vermesine neden olur. Bu tutum, insanların kendilerini çaresiz ve haksızlığa uğramış gibi hissetmelerine ve kendilerini iletişime kapatmalarına neden olur. ÇÖZÜM A ve C seçeneklerinde verilen örnekler karşımızdaki insanı eleştirmek ve yargılamak, B seçeneğinde verilen örnek; teşhis, tanı koyarak karşımızdaki insanı sinirlendirmek gibi iletişimi engelleyen faktörlerdir. D seçeneğinde verilen örnek ise iletişimi engelleyen faktörlerden "teselli etmek ve konuyu değiştirmek" kapsamında değerlendirilebilir. Doğru yanıt "D" seçeneğidir. "Çocukça davranışlarda bulunuyorsun" "Düşüncesiz insan ne olacak" örnek 3 : Çok soru sormak: İletişim sorularla sağlanıyorsa; soru soranın nereye varmak istediği konuşulan kişi tarafından anlaşılamadığından, konuşulan endişeye kapılarak savunmaya çekilebilir. "Neden hastalandın, yoksa iyi giyinmedin mi?" "Neden doğru düzgün davranışlar sergilemiyorsun?" "Niye böylesin sen?" ÖRNEK örnek 4: Teselli etmek, konuyu değiştirmeye çalışmak: "Bunları beni sinirlendirmek için anlatıyorsun anlaşılan" "Aslında senin amacın çok başka" 2. MERAKLI GÖZLER TRT'DE Kitle İletişim Araçları, Günümüzde elektronik teknolojisinin, bilgisayarların, iletişim alanında yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte iletişim hız ve yaygınlık kazanmıştır. Bu hız ve yaygınlık, insanoğlunun kitle iletişim araçlarıyla sarılmış, donatılmış bir dünyada yaşamını sürdürmesini gerektirir olmuştur. Söyledikleri duyulmadan teselli edildiğini hisseden insan, kendini anlaşılmamış, dinlenilmemiş ve yanlış algılanmış gibi hissedebilir ve kızgınlık duyar. Dinlemeden verilen teselli mesajları konuşan kişide sorununun küçümsendiği duygusunu yaratabilir. "Olur böyle şeyler; geçer geçer" "Boş ver, başka şeylerden konuşalım" “Söyledikleri duyulmadan teselli edildiğini hisseden insan, kendini anlaşılmamış, dinlenilmemiş ve yanlış algılanmış gibi hissedebilir ve kızgınlık duyar.” Aşağıda verilen örneklerden hangisi bu duruma kanıt olarak gösterilebilir? A) Saçma sapan davranışlarda bulunuyorsun. B) Amacının bu olmadığını çok iyi biliyorum. C) Bu yanlışın tek sorumlusu sensin. D) Takma kafana, başka şeylerden bahset. Bilgi, düşünce ve davranışların aktarılması süreci olan iletişim olgusu, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. İnsanların öğrenmek ve bilmek gereksinimleri ise radyo, televizyon, gazete, dergi, kitap, reklâm, telefon, telgraf ve bilgisayar gibi kitle iletişim araçları sayesinde karşılanmaktadır. Bu araçlar herhangi bir bilgiyi, kısa sürede geniş kitlelere hızlı bir biçimde ulaştırabildikleri için günlük yaşamda son derece önemli bir yere sahiptir. Günümüzde çok sayıda insan ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal gelişmeler hakkında bilgi edinebilmek amacıyla kitle iletişim araçlarından faydalanmaktadır. Her toplumdaki farklı sosyal-ekonomik ve kültürel sınıflara ait bireyler yüzyıllar boyunca iletişime önem vermişlerdir. İnsanların iletişime duydukları ihtiyaç nedeniyle bu alanda her geçen gün çarpıcı gelişmeler ortaya çıkmaktadır. Gazetelerden televizyon kanallarına, telsizlerden radyo vericilerine, laptop bilgisayarlardan görüntülü cep telefonlarına, farklı iletişim araçlarındaki gelişmeler ve yenilikler insanoğlunun bu alanda ulaştığı noktayı göstermektedir. Kitle iletişim araçlarının, insanları bilgilendirmenin, insanlara dünyada olup bitenler hakkında hah iletmenin yanı sıra insanları eğlendirme, insanla boş zamanlarının değerlendirilmesini sağlama gibi işlevleri de vardır. Örneğin; tiyatro, sinema, da müzik ve spor gibi eğlence niteliği ağır etkinlik! bireyi rahatlatma görevi görür. Kitle iletişim araçları sayesinde uluslararası işbirliği ve kültür alışverişi gerçekleşmektedir. Toplumlar arasında sanat ve kültür alanlarındaki karşılıklı etkileşim bu sayede daha da artmaktadır. Aynı zamanda kitle iletişim araçları ait oldukları toplumu kültürel mirasının korunmasında ve gelecek nesiller aktarılmasında da önemli bir yere sahiptir. Yine kitle iletişim araçları ile yayılan bilginin saptırılması durumunda toplumun olaylar hakkında yanlış bilgilendirilmesi söz konusu olabilmektedir. Bir takım olumsuz etkilere rağmen kitle iletişim araçları, insanların davranış ve tutumlarında önemli rol oynamaktadır masında, yine sportif faaliyetlerin geniş halk kitlelerine ulaştırılmasında, toplumu değişik biçimlerde etkileyen bir olayın ilgili ya da yetkili kişilere aktarılmasında kitle iletişim araçları büyük rol oynamaktadır. Bu noktada önemli olan ise, kitle iletişim araçlarının toplum yararı gözetilerek etkin bir biçimde doğruluk, tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde kullanılmasıdır. ÖRNEK Aşağıda verilenlerden hangisi hem görsel hem de işitsel iletişim araçlarına örnek olarak gösterilebilir? A) Gazete B) Radyo C)Televizyon D) Dergi ÇÖZÜM Gazete ve dergi görsel; radyo işitsel bir iletişim aracıdır. Televizyon ise hem görsel hem de işitsel iletişim aracıdır. Doğru Yanıt "C" Kitle iletişim araçlarının özellileri: Kitle iletişim araçları sosyal statüye göre herhangi bir farklı yaklaşım oluşturmadan çok sayıda insana aynı iletiyi, aynı anda ulaştırmaktadır. Kitle iletişim araçları sürekli ve düzenli yayınları ile toplumda kendilerine karşı bir talebin oluşmasına neden olurlar. Bu talep bir süre sonra alışkanlığa ve ihtiyaca dönüşür. Kitle iletişim araçları ile aktarılan iletiler, belge niteliği taşıdığı için inandırıcılık ve ikan etme özelliği de kazanmaktadır. Kitle iletişin sürecinde, geri besleme imkânı yoktur. Bu nedenle alıcının tepkisi anında ölçülememektedir. 3. ÖZGÜRLÜKLER ÜZERİNE PANEL YAPIYORUZ Günümüzde kitle iletişim araçlarının gücüne ve bu araçlarla yürütülen faaliyetlerin etkinliğine duyarsız kalmak olanaksızdır. Örneğin bir siyasi partinin kampanya çalışmasında, bir firmanın ürün ya da hizmetinin hedef kitleye sunumu ve benimsetilmesinde, sanatsal ve kültürel etkinliklerin kamuoyuna ulaştırıl- Kitle İletişim özgürlüğü Kitle iletişim özgürlüğü, basın ve yayın özgürlüğü ile görsel-işitsel iletişim özgürlüğünü kapsamaktadır. Basın özgürlüğü, basın alanında girişimde bulunma, basmayayma ve haber alma özgürlüklerini içerir. Bu hakkın özneleri yalnızca basın-yayın alanında çalışanlar değil, aynı zamanda okuyucular, dinleyiciler ve izleyicilerdir. Görsel-işitsel iletişimin en etkili araçları radyo ve televizyondur. Görsel-işitsel iletişim özgürlüğü de basın özgürlüğü gibi, radyo ve televizyonların tek yardı olarak kullanabilecekleri bir özgürlük değil, dinleyicilerin ve izleyicilerin doğru haber alma haklarını da içeren bir özgürlüktür. Bu anlamda görsel-işitsel iletişim organlarının kendi özgürlüklerini kullanırken dinleyicilerin ve izleyicilerin doğru haber alma haklarına saygılı olma sorumluluğu vardır. ÖRNEK 7 I. İnsanlar arasında kültür alışverişinin yaşanmasını sağlaması II. İnsanlar arasındaki görüş ayrılıklarını ve uzlaşmazlıkları artırması IH. İnsanları dünyada olup bitenlerle ilgili olarak aydınlatması V. İnsanları eğlendirerek, boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlaması Yukarıda verilenlerden hangisi kitle iletişim araçlarının yararlan arasında gösterilemez? A) I B) II C) III D) IV ÇÖZÜM İnsanlar arasında kültür alışverişinin yaşanmasını sağ laması, insanları dünyada olup bitenlerle ilgili olarak aydınlatması ve eğlendirerek, boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlaması, kitle iletişim araçlarının yararları arasında gösterilebilir. İnsanlar arasındaki görüş ayrılıklarını ve uzlaşmazlıkları artırması, kitle iletişim araçlarının yararları arasında gösterilemez. Doğru yanıt "C" seçeneğidir Panel: Dinleyiciler önünde, seçilmiş bir konuşmacı grubun bir konuyu tartışmak amacıyla düzenlediği toplantı \ ya da açık oturumdur. Sevgili öğrenciler; siz de kitle iletişim özgürlüğünü daha iyi anlayabilmek için arkadaşlarınızla sınıf içerisinde ' panel düzenleyerek konuyla ilgili fikirlerinizi tartışınız Basın Konseyi Meslek İlkeleri Basın özgürlüğünü, ülkemizde insanca yaşamanın ve demokratik sistemin temel şartı sayan biz gazeteciler: Anayasa'nın değiştirilemeyen maddeleri arasına kanun koyucunun, basın özgürlüğünü kısıtlayıcı hiçbir hüküm getiremeyeceği ilkesini yerleştirinceye kadar mücadele etmeye kendi özgür irademizle söz vererek; Basın özgürlüğünü, kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkının bir aracı sayarak; Halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemeyi amaçlayan açık, kapalı sınırlamalarla savaşmanın, basın özgürlüğünü koruma ve yüceltmenin doğal bir gereği olduğuna inanarak; Gazetecilik temel işlevinin; gerçekleri bulup, bozmadan, abartmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu göz önünde tutarak; Basın Konseyi'nin kendi çalışmaları üzerinde hiçbir dış müdahaleye izin vermeme kararlılığını vurgulayarak; • Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve dini İnançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz. Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlâk anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapamaz. Bir kamu müessesesi olan gazetecilik mesleği, ahlâka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Kişi ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez. Kişilerin özel yaşamları, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın ve doğruluğundan emin olunmaksızın yayımlanamaz. Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi biçimde gerektirmedikçe yayımlanamaz. Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi kamuoyuna sunulamaz. Ajanslardan alınan özel ürünlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilir. Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez. Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez. Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik vb. nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır. Gazeteci, mesleğin saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumla haber araştırmaktan sakınır, kadar girebilmektedir. Bunlardan korunmak için Firewall (Güvenlik Duvarı) ve Antivirüs diye tabir edilen düzenlere ihtiyacımız vardır. Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapmaktan kaçınır. İlan ve reklâm niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir. İletişim Teknolojileri İletişim unsuru birçok farklı dalı içinde bulun durur. Bunlar iletişim araçları olan televizyon, radyo gazete, dergi, internet vb. kitle iletişim araçlarıdır İletişim araçları sayesinde uzak kavramı ÇÖD atılmıştır. Hayal bile edemeyeceğimiz şeyler gerçek olarak karşımıza çıkmış ve insanların sınır çizgileri giderek genişlemiştir. Cep Telefonları Genel olarak bakıldığında ülkemizde bu sektöre olan ilginin bir hayli fazla olduğu görülmektedir. Cep telefon şirketlerinin Türkiye'yi iyi bir pazaryeri olarak görmesi gayet doğal bir olgudur. 90'lı yıllarda başlayan ilgi şu an inanılmaz boyuttadır. Genç, yaşlı demeden herkesin elinde cep telefonları bulunmaktadır. Yararı tabi vardır ama önemli olan faydalı kullanmak ve fazlasından kaçınmaktır. İletişim çağımızda önemli bir yere sahip olan bilgisayarlar ilk başlarda devasa boyutlarda çok ağır makinelerdi. Şimdi ise bilgisayarlar daha kullanışlı boyutta ve elde taşınabilir duruma geldi. Günümüzde pek çok işlemimizi yapabildiğimiz bilgisayarlar evlerde, iş yerlerinde, internet kafelerde yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Yan ürünleriyle desteklenen bilgisayarların, ülkemizde internetin kullanılmasıyla pazarı daha da artmıştır. Evdeki bilgisayarın kullanım amaçları: Kullanım Amaçları Yüzdeler Internet / e-posta %37 İş tamamlamak %20,4 Oyun oynamak %20 Bilgisayarın hızla gelişmesiyle beraber internetin ortaya çıkışı, yaşantımızın farklı bir şekil almasını sağladı. Evimizden, işyerimizden herhangi bir işlemi kolayca yapabilmemize olanak tanıdı. Böylece hem zamandan hem de maddi bakımdan kazancımız olmuş oldu. İnternetin yararı saymakla bitmez, bunun yanında internetle birlikte çeşitli tehlikeler oturma odamıza, en azından bilgisayarımıza Evdeki Internet Bağlantısının Kullanım Amacı: Kullanım Amacı Yüzde E-posta %23 Merak edilen konular %22,3 Chat %16,5 ÖRNEK 8 Bilgi ve haberlerin insanlara ulaştırılması görevini basın-yayın organları üstlenmiştir. Bu nedenle kamuoyunu oluşturan etkenlerin başında basın-yayın organları gelir. Bu bilgilerde aşağıdakilerden hangisinin vurgulandığı söylenebilir? A) B) C) D) Basın-yayın organlarının kamuoyu oluşturabildiği Basın-yayın organlarının tarafsız olması gerektiği Basın-yayın organlarının bilgi almada yetersiz kaldığı Basın-yayın organlarının özgür hareket edebildiği ÇÖZÜM Verilen bilgiler doğrultusunda B, C ve D seçeneklerinin vurgulandığını söyleyemiyoruz. Basın-yayın organlarının kamuoyunu oluşturan etkenlerin başında yer alması bu organların kamuoyu oluşturabildiklerinin açık bir göstergesidir. Doğru yanıt "A" seçeneğidir Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ya da kısaltmasıyla TRT, Türkiye'nin kamu yayını yapmakla görevli tek kuruluşudur. 1990'lar.n başında ilk özel televizyon kanal ve özel radyo kanal, yayına başlayana kadar Türkiye'de radyo-televizyon yayımcılığı yapan tek kurum olarak hizmet vermiştir. Türkiye'ye televizyon ve radyo yayımcılığı konusunda birçok yetişmiş insan kazandırmıştır. Yapımcılıkta da çeşitli hizmetler vermekte; dizi. Film. belgesel gibi birçok yapım meydana getirmektedir. Bunların yanı sıra bünyesinde sayısız ses sanatçısı bulunmaktadır. ile Türk müziğine katkıda TRT. 359 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu yasası ile 1964te özerk kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum olarak, devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını gerçekleştirmek amacıyla kuruldu. İlk genel müdürü Ayhan Öztrak oldu. İlk programlı radyo yayınına 1965 yılında geçildi ve bütün radyolar haber saatlerinde Ankara Radyosu'na bağlandılar. Seçim sonuçlarını vermek için ilk sabaha kadar yayın yine bu yıl yapıldı. 1966 yılında TRT kapalı devre televizyon eğitimi yayınları başladı. Spor haberleri ilk kez 1967 yılında haber bülteni ile birlikte verildi. 1968'de deneme amaçlı ilk televizyon yayınını Ankara'da yaptı. Televizyon yayınlarında ilerlemeye devam eden TRT, ilk canlı spor yayınını, 1971'de İzmir’de oynanan Karşıyaka Spor Kulübü ile İstanbulspor arasında oynanan futbol maçını naklen vererek gerçekleştirdi. 1972'de televizyonda ilk kez "Bedava Dünya Gezisi" adlı yabancı dizi Türkçe seslendirildi. Reklâm yayınlarına başlandı. 1972 Münih Olimpiyatları'nı vererek ilk dış naklen yayınını gerçekleştirdi. Yine bu yıl anayasa değişikliği sırasında TRT'nin özerkliği kaldırıldı ve kurum "tarafsız" bir kamu iktisadi kuruluşu olarak yeniden düzenlendi. Televizyon yayınları 1974'de 7 güne çıkarıldı. Türkiye Radyoları "TRT–1" radyoları adı altında 24 saat kesintisiz olarak yayına başladı. 1975te TRT' nin Bk kez katıldığı 20. Eurovision Şarkı Yarışması, Stockholm'den naklen verildi. İlk renkli televizyon yayını 1976da gerçekleştirildi. 19841e TRT tümüyle renkli yayına geçti. Yine bu yıl radyolarda stereo yayına başladı. 1986'da ikinci televizyon kanalı TRT–2 yayına başladı. 1989'da TRT–3 TRT-GAP yayına başladı. 1990'da "Telegün" ismiyle teleteks yayınları devreye girdi. Aynı yıl TRT–4 yayına geçti. 1992de TRT-İNT-AVRASYA yayına başladı TRT 2001 yılında bugün kullandığı logoyu kullanmaya başladı. TRT yayınlarının çoğu tüm Türkiye'de dinlenmekte ve izlenebilmektedir. Ayrıca Türksat üzerinden yapılan dijital yayın aracılığıyla Avrupa da yaşayan Türkler tarafından da izlenebilmektedir Radyo Televizyon Üst Kurulu, ülkemizdeki ve televizyon yayınlarını düzenlemek ve denetlemekle görevli, özerk bir kuruluştur. Üst Kurul, radyo ve televizyon yayınlarında ocukları ve gençlerin yararlarının gözetilmesine, Televizyon ekranlarında görülen "Akıllı İşaretler ve Görsel işitsel Uyarı Sistemi" okullarda verilmeye başlanan medya okuryazarlığı dersleri bu çalışmalar arasında yer almaktadır. Üst Kurul, çocukların televizyon yayınlarıyla ilgili duyarlılıklarının artırılmasına yönelik olarak da paneller ve kompozisyon yarışmaları gibi etkinlikler düzenler. Televizyonda Şiddet ve Çocuk Televizyon izlemenin; izleyenin değerlerini, davranışlarını vb. özelliklerini etkilediğini bugün artık biliyoruz. Televizyonda şiddet içeren programları izlemenin çocuk üzerinde olumsuz etkileri olduğunu da araştırmalar bize göstermiş durumda. Çocuklar bir yandan televizyon karşısında çok uzun süreler geçirdikleri, "ülke çapındaki bir araştırmaya göre, haftada ortalama 20-25 saat" bir yandan televizyonu "dünyayı anlayıp tanımak için" izledikleri, bir yandan da gerçekle kurmaca olanı ayırt etmekte zorlandıkları için, çok Özel bir anlamda, etkiye açık durumdadırlar. Çocuk televizyonda şiddet görüntüleri izlediği zaman hangi yanlış mesajı almaktadır? Saldırganlık ve şiddet, sorunlarımızı, çözmekte kullanabileceğimiz, toplumda kabul gören, onaylanan yöntemlerdir. Fiziksel güç her şeyi elde etmeye yarar RTÜK ve Akıllı İşaretler Televizyon yayınlarının içeriğiyle ilgili bilgilendirici bir RTÜK Nedir? sınıflandırma sistemidir. Bu sistem televizyon yayıncılarının, anne babaların ve genelde toplumun, çocukları ve gençleri televizyon yayımlarının olası zararlı etki terinden koruma sorumluluğunu yerine getirmelerinde onlara yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır Akıllı İşaretler Sınıflandırma Sistemi önemli Bir Talebi Karşılamaktadır: Toplumun farklı kesimlerinin temsil edildiği geniş çaplı bir araştırma sonucu, anne babaların %80'e yakınının televizyon programlarının içeriği konusunda bilgilenmek ve uyarılmak istediklerini ortaya koymuştur. Bu talep sistemin en önemli gerekçesini oluşturmaktadır. Akıllı İşaretler Sistemi, konuyla ilgili bağımsız uzmanlar tarafından geliştirilmiş karma bir sistemdir. Bu sistem iki konuda bilgi vermektedir. Bunlar, programın olası zararlı içeriği ve programın hangi yaş grubuna uygun olduğudur. 1) Programın olası zararlı İçeriği: Zararlı etkileri olabilecek içerik alanları; şiddet ve korku, cinsellik ve örnek oluşturabilecek olumsuz davranışlar (ayrımcılık, alkol ve sigaranın aşırı kullanımı, madde kullanımı, yasa dışı davranışlar ile kaba konuşma / küfür) olarak belirlenmiştir. 2) Programın hangi yaş grubuna uygun okluğu: Programlardan etkilenme düzeylerine göre yaş grupları; Tüm izleyici, 7 yaş, 13 yaş ve 18 yaş olmak üzere dört grupta ele alınmıştır. Bir programın hangi türde zararlı içerik taşıdığı ve hangi yaş grubunun izlemesinin uygun olduğunu belirleyebilmek için bir soru formu geliştirilmiştir. Soru formuna "Örnek Kodlama Formu" başlığı altında ulaşılabilir. Bu form, sınıflama sistemine dâhil tüm programlar için yayıncı kuruluşların görevlendirdiği ve sistem hakkında önceden eğitilmiş sertifika sahibi kodlayıcılar tarafından elektronik ortamda doldurulur. Form üzerinde işaretlenen yanıtlara göre sonuç, otomatik olarak saptanmış olur. Bir programın ne tür bir zararlı içerik taşıdığını ve hangi yaş grubu için önerildiğini belirtmek için semboller kullanılır. Bu semboller, "Semboller" başlığı altında görülebilir Bu tür yanlış mesajlarla beslenen çocuk, şiddet kullanmanın insan ilişkilerinde genel geçer bir yöntem olduğunu düşünmeye ve şiddete yönelmeye başlayabilir. En az bunun kadar önemli bir başka nokta daha var. "Televizyonda şiddet içeren programlar izlemek, çocuğu şiddete karşı duyarsız, başkalarının acısına ortak olamayan (empatiden yoksun) birisi haline getiriyor." Bu son noktanın en iyi örneklerinden birisi çizgi filmler. Çizgi filmlerdeki şiddetin, öteki filmlerdeki şiddete göre daha da olumsuz özellikleri var Çocuk "ah vursa tavayı kafasına", "ah silindir ** ezse onu", "ah patlasa artık şu dinamo" gibisinden istek ve beklenti içerisine giriyor. Beklentisi gerçekleşen çocuk kahkahayı basıyor; şiddete uğrayan kişiye gülmeyi öğreniyor. Ana babaların, çocuktan ile birlikte televizyon izlemelerinin, izledikleri programlar hakkında tartışma-arının, bu programda ortaya konan davranışların olumlu ve olumsuz yönlerini konuşmalarının, çocukların televizyondan olumsuz yönde etkilenmelerini azalttığı saptanmıştır. Böylece çocuk, televizyonda izlediği her davranışın gerçek dünyadaki değerini öğrenebilir. Televizyonda Şiddet ve Çocuk başlıklı yazının ışığında, aşağıda girişi verilen "Tom ve Jerry" öyküsünü, şiddet içermeyecek şekilde tamamlayın. Bunu yaparken yaratıcılığınızı kullanın ve komik öğelerden vazgeçmeyin. Soğuk bir kış gününde, Tom ve Jerry evde yalnız kalmışlardı. Ev sahibi uzun süreli bir yolculuğa çıkmıştı. Dolapta bir parça peynir ve birkaç meyveden başka yiyecek hiçbir şey yoktu. …………………………………………………………………… …………………………………………………………………… …………………………………………………………………… …………………………………………………………………… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Göre Bilgi Edinme Hakkı Bilgi edinme hakkı; herkesin hiçbir devlet müdahalesi olmaksızın kendi seçimi doğrultusunda veya basın ve diğer haberleşme imkânları ile her türlü bilgiyi elde edebilmesini, hiçbir devlet müdahalesi olmaksızın tüm özel kaynaklardaki bilgiye ulaşabilmesini ve devletin elinde tuttuğu kamuoyunu ilgilendiren her türlü veriye ulaşabilmesini ifade etmektedir. Son yirmi yılda dünyada elliden fazla ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de bu hak 2003 yılında bir yasayla herkese tanınmış bulunmaktadır. Bilgi edinme hakkı, dayanağını Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesinde bulmaktadır. Bu nedenle sözleşmenin 10. maddesini incelemek yararlı olacaktır. Bu maddeye göre; "Her fert ifade ve açıklama hakkına sahiptir, hak, resmi makamların müdahalesi ve memleket sınırları mevzu bahis olmaksızın haber veya almak ya da vermek serbestîsini ifade eder." Metinde de görüldüğü üzere, ifade Özgürlülüğünün bir unsuru da haber veya fikirlerin serbestçe alınması, edinilmesidir. Yaymak, iletmek veya vermek nasıl ki kişinin kendisini ifade etmesinin bir sonucu ise, bunun gerçekleşebilmesi için de yine başkalarının bu özgürlüklerinin (haber veya düşünceleri yayıma-iletmeverme özgürlüklerinin) kısıtlanmamış/engellenmemiş olması gerekmektedir. Yani birilerinin ifade özgürlüğü bağlamında bilgi alabilmeleri için, birilerinin de bilgi vermeleri, yaymaları önünde herhangi bir sınırlama olmaması gerekmektedir. Benzer nitelikteki Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 19. maddesi de şu şekildedir IV. İnsanların doğru şekilde bilgilendirilmesi Yukarıda verilen durumlardan hangisinde basın Özgürlüğü sınırlandırılabilir? A) I B) II C) III D )IV ÇÖZÜM Genel ahlâka uygun yayın yapılması ve halkın sız ve aynı zamanda doğru bir şekilde bilgilendi"1" meşinde basın özgürlüğünün sınırlandırılması söz konusu olamaz. Ancak kamu düzenine aykırı &* yapıldığı durumlarda basın özgürlüğü sınırlandırılabilir. Doğru yanıt "C" seçeneği Düşünce Özgürlüğü Anayasalar ve yasalarda insan hak ve özgürlüklerine verilen yer, ulusların kültür ve uygarlık alanında ulaştıkları düzeyin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Tüm özgürlükler ile ilişkili olan düşünce özgürlüğü ise ülkelerin demokratik niteliğinin saptanmasında en belirgin ölçü sayılmaktadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğünün önemi, her şeyden önce onun başka birçok özgürlüğün kaynağını ve temelini oluşturmasından ileri gelmektedir. Kişinin varlığının temeli olan düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, demokrasinin de temeli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Düşünce özgürlüğü, insanın serbest biçimde bilgiye ve düşünceye ulaşabilmesi, düşüncesini serbest biçimde açıklayabilmesi, başkalarına iletebilmesi, düşünce ve kanaatleri nedeniyle suçlanamamasıdır. Diğer hak ve özgürlüklerin gerçekleştirilebilmesi yönünden de düşünce özgürlüğünün bugün ayrıcalıklı bir konumu bulunmaktadır. "Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak, fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzu bahis olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek ve yaymak hakkını gerektirir."' Düşünceyi açıklama özgürlüğü, bireysel bir özgürlük olmasına karşın, demokrasinin işlemesi yönünden de toplumsal bir önem taşır. Demokrasinin vazgeçilmez öğesi olan çoğulculuk, kişilerin siyasal örgütlenmesi yanında, toplumsal örgütlenmesini de gerektirir. Demokratik bir örgütlenmenin olanaksız olduğu durumlarda, kuşkusuz düşünceyi açıklama özgürlüğünden de bahsedilemez. ÖRNEK 10 Demokrasilerde basın-yayın kuruluşları özgür olmakla birlikte bu özgürlüğün de bazı sınırlan vardır. Düşünce ve kanaatler basılmış biçimde yayınlandığında "basın özgürlüğü", bilim ve sanat araçlarıyla açıklandığında "bilim ve sanat özgürlüğü1' adını alır. I. Genel ahlâka uygun yayın yapılması II. Halkın tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesi III Kamu düzenine aykırı yayın yapılması Basın özgürlüğü, düşünceyi açıklama özgürlüğünü tamamlayan ve onun kullanılmasını sağlayan bir özgürlüktür. Basın ve haberleşme özgürlüğünün ilk koşulu, her türlü haber ve düşüncenin serbestçe açıklanabilme, öğrenilebilme ve toplanabilme olanağının bulunmasıdır. Basın ve haberleşme özgürlüğü, kaynağını düşünceyi açıklama özgürlüğünde bulmaktadır Basın ve haberleşme özgürlüğünün bir gereği olan düşünceyi serbestçe açıklayabilme hakkının kullanılabilmesi için, haber ve düşünceleri serbestçe yayma hakkının bulunması gerekir. Haberime özgürlüğünün başlıca öğesi olan basın özgürDüşünce özgüllüğünün sonucu ve uzantısıdır. Görüldüğü gibi düşünce özgürlüğünden, düşünce ve kanaatlerin çeşitli araç ve yollarla serbestçe açıklanması ve yayılması anlaşılmaktadır. Düşünce özgürlüğü sosyal gelişmelerin temel koşuludur. Toplumun demokratik yapısının en önemli gösterilerinden birisidir. Bu özgürlük tüm anayasalarda güvenceye alınmıştır. ÖRNEK 11 Düşünceyi açıklama özgürlüğü pek çok özgürlüğün kaynağın, oluşturmaktadır. Kişinin varlığının temeli olan düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, demokrasinin temeli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Buna göre düşünce özgürlüğünün; I. Belli durumlarda sınırlandırılabileceği II. Demokratik bir özellik taşıdığı III. İnsan hayatında önemli bir yeri olduğu yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III ÇÖZÜM Düşünce özgürlüğünün demokrasinin bir temeli ve ayrılmaz bir parçası olması, demokratik bir özellik taşıdığının; kişinin varlığının temeli olması da insan hayatında önemli bir yeri olduğunun göstergesidir. Doğru yanıt "D" seçeneğidir. Konuyla İlgili Anayasa Hükümleri Anayasa'nın 28. maddesinin 1. cümlesi "Basın hürdür, sansür edilemez" der. Anayasa'nın 20. maddesi, özel hayatın gizliliğini ve korunmasını düzenleyen maddelerden birisidir ve şöyle der: "Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adli soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır." Anayasa'nın 21. maddesinin 1. cümlesi de şöyle der: "Kimsenin konutuna dokunulamaz." Demek ki yukarıda belirtilen maddelerin birincisi (28. madde) basın özgürlüğüne, ikincisi (20. madde) özel yaşamımızın gizli kalmasını sağlama hakkımıza, üçüncüsü (21. madde) de konut dokunulmazlığına ilişkindir. Anayasa, temel hak ve özgürlüklerimizi düzenleyen daha birçok madde içermektedir. 14. madde, temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmamasına ilgilidir. Bu maddenin 3. fıkrası "Anayasa'nın hiçbir hükmü, Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz" der. ÖRNEK 9 Televizyon izlemek, izleyenin (özellikle çocukların) değerlerini, davranışlarını ve benzeri özelliklerini çok yönlü bir şekilde etkiler. Aşağıdakilerden hangisi televizyonun olumsuz etkileri arasında gösterilemez? A) Şiddet duygumuzu güçlendirmesi B) Hayal dünyamızı zenginleştirmesi C) Saldırganlık eğilimimizi artırması D) Ahlâki değerlerimizi zayıflatması ÇÖZÜM Televizyonun şiddet duygumuzu güçlendirmesi, saldırganlık eğilimimizi artırması, ahlâki değerlerimizi zayıflatması, olumsuz etkiler arasında gösterilebilirken; hayal dünyamızı zenginleştirmesi özellikle çocuklar için olumlu bir etkidir. Doğru yanıt "B” seçeneğidir. ÖRNEK 12 Demokratik toplumlarda insanlar düşünce özgürlüğüne sahip oldukları halde, bu özgürlük onların, başkalarının görüş ve düşüncelerine saygı duymaları gerektiği gerçeğini değiştiremez. Bu bilgilerde, düşünce özgürlüğüyle ilgili olarak ağıdakilerden hangisinin vurgulandığı söylenebilir? A) Sınırsız bir şekilde uygulandığı B) Toplumdan topluma farklılık gösterdiği C) Anayasayla güvence altına alındığı D) Farklı düşüncelere saygılı olmayı engellemediği ÇÖZÜM Düşünce özgürlüğünün var olduğu demokratik top- lumlarda bu özgürlük, farklı görüş ve düşüncelere saygılı kullanmamaları gerekir. olmak gerektiği gerçeğini değiştirmiyorsa demek ki Şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle gerçeğe düşünce özgürlüğünün var olması, farklı düşüncelere saygılı olmayı engellememektedir. Doğru yanıt "D" seçeneğidir. Bir Tekzip Örneği: aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde tekzip metnini göndermesi gereklidir. 4. ATATÜRK ve İLETİŞİM ... Gazetesi'nin, 1 Ocak 2004 tarih ve 6366 sayılı nüshasının 18. sayfasında "YÖK BAŞKANI Milli Mücadele, Atatürk ve Basın Mustafa Kemal Atatürk, basının kitleler üzerinde HÜKÜMETLE KÖPRÜLERİ ATTI" başlıklı imzasız bir oluşturduğu etkinin bilincinde bir devlet adamı olarak, Milli yazı yayınlanmıştır. Şahsıma ait bir fotoğrafla birlikte yer alan yazıda, bana atfen ileri sürülen tüm olaylar, Mücadele döneminde, bağımsız bir Türkiye kurmak amacıyla hareket ettiği dönemde basını bir silah olarak beyanlar ve değerlendirmeler tamamen gerçek dışıdır. Hiçbir basın kurumuna, radyo ve televizyon kuruluşuna kullanmayı tercih eden devlet adamlarından biri olmuştur. Mustafa Kemal TBMM'yi açarken yapmış olduğu ve bu kurum ve kuruluşların mensuplarına tekzip edilen yazıda belirtilen hususlarda beyanım ve söyleşim konuşmada şöyle demiştir. "Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma olmamıştır. YÖK Genel Kurulu'nun 25 Aralık 2003, ve bu millete doğru yolu göstermede, muhtaç olduğa fikri Rektörler Komitesi ve Üniversitelerarası Kumrun 26 Aralık 2003 tarihinde yapılan toplantılarında, tekzip gıdayı vermekte, özette bir milletin saadet hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde basın, başlı edilen yazıda yer alan hususlarla ilgi bir konuşmam da olmamıştır. Gazetenin okuyucularının ve kamuoyunun başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberde-." ÖRNEK 13 bilgilerine sunulur. Prof. Dr. Erdoğan Teziç Mustafa Kemal. Milli Mücadele yıllarında İrade-i Milliye ve Hâkimiyet* Milliye gazetelerinin yayımlanmasını ve YÖK Başkanı, Tekzip Anadolu Ajansının kurulmasını sağlamıştır. Mustafa Kemal'in bu faaliyetleri aşağıdakilerden öncelikle hangisinin bir göstergesidir? Kamuoyunda "tekzip" olarak bilinen kelimenin yasal karşılığı cevap ve düzeltme hakkıdır. Kelime olarak A) Halkın doğru bilgilendirilmesine önem verildiğinin B) Basın yayın özgürlüğünün sağlanamadığının Arapça (kizb'den) türetilmiş tekzip; yalanlama, yalan olduğunu söylemedir. C) Yabancı devletlerin etkisi altında kalındığının D) Kitle iletişim araçlarının yetersiz kaldığının ÇÖZÜM 1982 Anayasasının 32. maddesinde de "cevap ve düzeltme hakkı" düzenlenmiştir. Kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması ve kendileriyle ilgili gerçeğe İrade-i Milliye ve Hâkimiyet-i Milliye Gazeteleri ve Anadolu Ajans, Milli Mücadele öneminde ulusal bağımsızlık savaşının aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınan bir haktır. Cevap hakkı; diğer başvuru yollan saklı kalmak amaçlarının ve yapılmakta olan işlerin halka duyulmasını sağladır Bu durum halkın doğru bir şekilde bilgilendirilmesine koşuluyla; onuru, şerefi, adı ve özel hayatı medyada ihlal edilen herkesin hakkıdır. Bu hak medyaya karşı önem verildiğinin bir göstergesidir. Doğru yanıt "A" seçeneğidir. kullanılır. Bir başka deyişle kişilik haklan ihlal edilen veya Mustafa Kemal, askeri alanda verdiği mücadeleye ek hakkında gerçeğe aykırı yayın yapı->an kişinin, aynı olanaklardan yararlanarak kendisi hakkındaki gerçekleri olarak yazınsal alanda da bir mücadeleye girme ihtiyacı hissetmiştir. Çünkü askeri alanda kazanılacak bir başarının medya yoluyla düzeltmesidir. Yalanlama metinlerinin yayınlanmasını bu hak sağlar. Yayınlanmış "hatalı" bilgi yolunun bağımsızlık fikrini sonuna kadar benimsemiş ve bu savaşın kazanılması konusunda kuşkulan bulunmayan bir varsa sadece düzeltme için yine bu hak kullanılır. Tekzip hakkını kullanmak isteyen kişilerin de haklarını kötüye insan topluluğunun bilincindedir. var olmasına bağlı olduğunun Mustafa mücadelesine Kemal, Anadolu çekilebilmesi halkının amacıyla bağımsızlık Ankara'ya gelirken Büyük Önderin istediği bir haber propaganda ajansının nasıl oluşturulması gerek fiğini, 31 Mart 1920'de çalışmalarına başlamıştır. Erzurum ve Sivas kongrelerinin yapıldığı tarihlerde ülke içinde yaşanan olayları, ulusal Geyve'nin Akhisar Kasabası istasyonunda konuştular. bağımsızlık hareketini başlatanlara halkın duyduğu destek ve güveni, yurt içi ve yurt dışındaki kamuoyuna süratle iletme amacıyla İrade-i Milliye ve ardından da Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinin yayınlanmasını sağlamıştır. Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararların yayınlandığı İrade-i Milliye gazetesinin ilk sayısı 14 Eylül 1919'da çıkmıştır. İrade-i Milliye, İstanbul aydınlarının da yararlanabilmesi ve ulusal bağımsızlık savaşının safhalarından haberdar olabilmeleri düşüncesiyle gizli yollarla İstanbul'a sokulmuştur. Mustafa Kemal, Ankara'ya gelişinin ikinci günü burada Halide Edip Adıvar da bir gazete çıkarmak için çalışmalara başlamış; ulusal Yunus Nadi, kurulacak ajansa "Anadolu" adımı verilmesi fikrinin ilk kez bu istasyonda Halide Hanım bağımsızlık savaşının amaçlarının ve yapılmakta olan işlerin kamuoyuna duyurulması için Hâkimiyet-i Milliye tarafından önerildiğini söylemiştir. Böylece Halide Edip Adıvar, Anadolu Ajansı'nın isim Gazetesi'nin yayınlanmasını sağlamıştır. 10 Ocak 1920'den itibaren haftada iki gün yayınlanmaya başlayan annesi olmuştur. Kurulduğu dönemde gazete, Ankara Vilayet Matbaası'nda, 1800'lü yılların başından kalma, kollu bir baskı makinesiyle çalışmalarını sürdüren Anadolu Ajansı ülke çapında ulusal oldukça güç koşullarda basılmaktadır. mücadele ve TBMM tarafından alınan kararların yaygınlaşmasında önemli bir görev üstlenmişi Cumhuriyetin Hâkimiyet-i Milliye, kamuoyuna Ankara'daki ulusal bağımsızlık hareketinin ne derece kararlı ve güçlü olduğunu ilk dönemlerinde ajans Atatürk yaygınlaşmasında etkili olmuştur. ispatlamayı hedefler. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışına dair verilen haberler, Mustafa Kemal'in bağımsızlık Cumhuriyetin kurulması ve teknolojik gelişmelerin yaygınlaşmasıyla birlikte Anadolu Ajansı'nın donanımı da mücadelesiyle ilgili açıklamalar. Meclis'in çalışmalarıyla ilgili ayrıntılı, bilgiler hep halkın güvenini ve desteğini sağlamaya iyileşmeye başlamıştır. yöneliktir devrimlerinin Zaman içinde iletişim teknolojilerinin daha gelişmesiyle birlikte Anadolu Ajansı da bilgisayar internet ve uydu aracılığıyla haber kavuşmuştur. ve görüntü iletişim olanaklarına Günümüzde ajansın yurt içinde ve yurt dışında çeşitli büroları ve muhabirleri bulunmaktadır. ANADOLU AJANSI Ülkemizin en eski ve en önemli haber ajansı Anadolu Ajansı'dır. 6 Nisan 1920'de Atatürk'ün emriyle kurulan Anadolu Ajansı, günümüzde ulusal bir ajans olmasına rağmen Türkiye ve dünya çapında önemli bir haber ağına sahiptir. Gerçekte ajansa Anadolu adını veren kişi Hali* Edip Adıvar olmuştur. Halide Edip ve gazeteci Yunus Nadi, MURAT CİVAN