iletişim ve insan ilişkileri konu anlatımı

advertisement
İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ KONU ANLATIMI
1. İLETİŞİM "BENİMLE" BAŞLAR
İletişim kavramı "bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma
süreci olarak tanımlanabilir. Bu tanım dikkate alındığında
insanların birbirleriyle konuşmasından tutun da bal
arılarının bal bulunan bölgeyi birbirlerine haber vermeleri
dahi iletişime örnek olarak gösterilebilir.
İletişim tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın var
olması ile ortaya çıkan iletişimin temelinde, paylaşma
ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır.
İlk Çağ insanının bir av öyküsünü başkalarına
anlatmak için mağara duvarlarına çizdiği resimler,
başarılı geçen bir avdan sonra ateşin çevresinde yapılan
danslar, ressamın tuvaline yansıttığı renkler ve çizgiler,
bestecinin notalarla kurduğu ortaklığın sonucunda doğan
besteler, sinemacının fikrini belgeleyen filmleri, balerinin
duygularını yansıttığı hareketleri, paylaşma ihtiyacının
giderilmesi için başvurulan iletişim yollarıdır.
Yaşam da başlı başına iletişim faaliyetlerini kapsayan
bir olgudur.
Doğduğumuz andan itibaren çevremizle sürekli bir
iletişim içerisine gireriz. Yaşadığımız sürece zekâmızı,
kültür ve birikimimizi, kişiliğimizi, iletişim çabalarımızla
ortaya koyarız. Duygu ve düşüncelerimizi başkalarıyla
yine iletişim yoluyla paylaşabiliriz. Anlamak, anlatmak,
öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek için de iletişime
başvururuz. Diyebiliriz ki iletişim, beşikten mezara kadar
hep bizimledir ve bizim için bir ihtiyaçtır.
"Sabahları uyandığımızda birbirimize günaydın
dememiz ya da birbirimizin hatırını sormamız" iletişimin en
basit yoludur. İnsanlar arası iletişimde kimi zaman yanlış
anlaşılmaktan kaynaklanan güçlükler yaşanabilir. Bu
yüzden doğru iletişim yöntemlerini bilmemiz, kendimizi
doğru ifade edebilmemiz adına önemli bir unsurdur.
İnsanlar arası iletişimin en temel öğeleri, "dinlemek" ve
"söylemek"tir. Hem konuştuğumuz kişiyi anlamamız hem
de kendimizi doğru bir şekilde ifade edebilmemiz bu iki
unsuru doğru zamanda ve doğru yerde kullanmamızla
sağlanır.
ÖRNEK 1
Sabahları okula giderken birbirimize günaydın
dememiz, hatta bal arılarının bal bulunan bölgeyi birbirlerine haber vermeleri dahi iletişim sayılır.
Buna göre iletişimin;
I. Karşılıklı gerçekleştirilen bir faaliyet olduğu
II. Yalnızca insana ait bir olgu olmadığı
III. Olumsuz davranışların tümünü ortadan kaldırdığı
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız II
B) I ve II
C) I ve III
D) I ve III
ÇÖZÜM
İnsanların birbirlerine günaydın demeleri ya da arıların
birbirlerine bal bulunan bölgeyi haber ver meleri iletişimin
karşılıklı gerçekleştirilen bir faaliyet olduğunu
doğrulamaktadır. Ayrıca "an" örneğinin verilmesi iletişimin
yalnızca insana ait bir olgu olmadığını gösterir. İletişimin,
olumsuz davranışların tümünü ortadan kaldırdığı yargısına
ulaşamayız.
Doğru yanıt "B" seçeneğidir.
Etkili Bir Dinleme İçin 10 Temel Beceri
 Konuşmayı kesin, hiç kimse konuşarak dinleyemez.
 Konuşmacıya kolaylık sağlayın, onun rahatlamasını
sağlayın.
 Konuşmacıyı dinleme isteğinde olduğunuzu gösterin,
işinizi bırakın, saatinize bakmayın, göz teması kurun.
 Dikkatleri dağıtan şeyleri ortadan kaldırın.
 Konuşmacıyı empatik dinleyin, kendinizi onun yerine
koyun.
 Sabırlı olun, başka kimseyle iletişim kurmayın.
 Kendinizi rahat ve hafif tutun.
 Konuşmacının sözünü bitirmesini bekleyin.
 Eleştiriyi sonraya bırakın, soru sorun, konuşmacının
mesajını başka sözcüklerle açın.
 İnsanların sabrını, ilgi ve algı düzeylerini dikkate alarak
iletişim kurmanın Önemini unutmayın.
Başarılı İletişimin Temel Koşulu
Neden ve Ne Zaman ve Nasıl Konuşacağız?
İnsanlar arası iletişim, bireylerin bilinçli ya da bilinçsiz
olarak iletmek istedikleri duygu ve düşüncelerini birbirlerine
aktardıkları bir süreçtir.
Başarılı bir iletişimin en önemli unsuru empatidir. Empati dış
dünyayı karşımızdaki insanın penceresinden -yani onun
bakış açısıyla- görmeye çalışmaktır. Başka bir ifadeyle
"kendimizi, karşımızdaki insanın yerine koymaktır.
Empati, iletişimin gücünü artırır.
İletişim aynı zamanda;
 Ne söyleyeceğimizi bilmek
 En iyi nasıl söyleyebileceğimizi düşünmek
 Ne zaman ve nerede söylememizin
olduğuna karar vermek
 Olayları basit bir şekilde anlatabilmek
Aşağıdakilerden hangisi sözsüz mesajlar arasında
gösterilemez?
A) Bedenin duruş tarzı
B) Yüz ifadeleri
C) Etkili kelimeler
D) El kol hareketleri
ÇÖZÜM
doğru
 Akıcı bir dil kullanmak
 Karşımızdakiyle göz teması kurmak
 Dikkati yoğunlaştırmak ve verilen mesajların alınıp
alınmadığını fark edebilmektir.
NOT:
İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız
söylediklerini değil; yüz ifadesi, eli, kollan ve bedeniyle
yaptıklarını da duyar. Çünkü yüz ifadeleri, el ve kol
hareketleri, bedenin duruş tarzı gibi sözsüz mesajlar
da iletişimin bir
parçasıdır. Hatta tek başına iletişimdir.
ÖRNEK:
Empati, dış dünyayı karşımızdaki insanın bakış açısıyla
görmeye çalışmamız, yani kendimizi karşımızdaki
insanın yerine koymamızdır.
Buna göre aşağıda verilenlerden hangisi
"empati"ye örnek olarak gösterilebilir?
A) Seni çok sevdiğimi her yerde söylüyorum.
B) Kapıyı çarparak çıkmasına anlam veremedim.
C) Bunun senin için ne kadar zor olduğunu hissediyorum.
D) Bu şekilde düşünmen beni endişelendiriyor.
ÇÖZÜM
Seçeneklerde verilen. "Bunun senin için ne kadar zor
okluğunu
hissediyorum"
diyen
kişi
kendisini
karşısındakinin yerine koyarak (empati) onu anladığını
ifade etmiştir.
Doğru yanıt "C" seçeneğidir.
ÖRNEK
İyi bir dinleyici iletişim kurduğu kişinin yalnız söyler
diklerini duymakla kalmaz. Çünkü sözsüz mesajlar
da iletişimin bir parçasıdır.
Bedenin duruş tarzı, yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri
sözsüz mesajlar olarak iletişimin birer parçasıdır. Etkili
kelimeler kullanmak sözlü iletişimin kapsamına
girmektedir.
Doğru yanıt "C" seçeneğidir.
İletişimi Engelleyen Faktörler
Çevremizdeki insanların bazılarıyla konuşmak bizim
için kolay ve zevk vericiyken, bazılarıyla kurduğumuz
iletişim çok yüzeysel olabilmektedir.
İnsanlar arası ilişkilerde her ne kadar;
 Benzer kişilik özellikleri
 Ortak ilgi alanları ve hobiler
 Eğitim düzeyi
 Ahlâk anlayışı
gibi unsurlar temel öneme sahip olsa da, yine de kişiler
arası iletişimde asıl unsur "dinleme" becerisine sahip
olmaktır.
Gerek ailemizle, gerekse çevremizdeki diğer insanlarla
konuşurken iletişim kurmamızı engelleyen bazı unsurlar
vardır:
Örnek 1 : Karşımdaki İnsanı yönlendirmeye
çalışmak ya da öğüt vermek:
Bu tutum, bizimle sorunlarını paylaşmak isteyen Kişide
baskı ve suçluluk duyguları uyandırır ve aramızda
çatışma yaratabilir.
"Zayıf aldığına üzüleceğine, oturup dersini çalışmalısın."
"Uykusuz kalıyorum diye yakınacağına, akşamları
erken yat biraz."
Aşağıdakilerden hangisi etkili iletişim kurabilmek
için sahip olmamız gereken beceriler arasında
gösterilemez?
A)
B)
C)
D)
Doğru zamanda ve doğru yerde konuşmak
Karşımızdaki insanı yönlendirmeye çalışmak
Karşımızdaki insanla göz teması kurmak
Anlaşılabilir ve akıcı bir dil kullanmak
Çözüm
Örnek 5 : Teşhis, tanı koymak:
Doğru zamanda ve doğru yerde konuşmak, karşımızdaki insanla göz teması kurmak, anlaşılabilir ve
akıcı bir dil kullanmak etkili iletişim kurabilmek için
gerekli unsurlardır. Karşımızdaki insanı yönlendirmeye
çalışmak iletişimi engelleyen bir faktördür.
Doğru yanıt "B" seçeneğidir
örnek 2 : Karşımızdaki İnsanı eleştirmek ya da
yargılamak:
Bu tür yaklaşımlarda, dinleyen kişi, sanki konuşanın
söylemek istediklerini ve amacını çok iyi biliyormuş,
kafasından geçenleri okuyormuş gibi bir tavır içine
girdiğinden, konuşanı savunmaya iter, sinirlendirir ve
öfkeli cevaplar vermesine neden olur.
Bu tutum, insanların kendilerini çaresiz ve haksızlığa
uğramış gibi hissetmelerine ve kendilerini iletişime
kapatmalarına neden olur.
ÇÖZÜM
A ve C seçeneklerinde verilen örnekler karşımızdaki
insanı eleştirmek ve yargılamak, B seçeneğinde verilen
örnek; teşhis, tanı koyarak karşımızdaki insanı
sinirlendirmek gibi iletişimi engelleyen faktörlerdir. D
seçeneğinde verilen örnek ise iletişimi engelleyen
faktörlerden "teselli etmek ve konuyu değiştirmek"
kapsamında değerlendirilebilir.
Doğru yanıt "D" seçeneğidir.
"Çocukça davranışlarda bulunuyorsun"
"Düşüncesiz insan ne olacak"
örnek 3 : Çok soru sormak:
İletişim sorularla sağlanıyorsa; soru soranın nereye
varmak
istediği
konuşulan
kişi
tarafından
anlaşılamadığından, konuşulan endişeye kapılarak
savunmaya çekilebilir.
"Neden hastalandın, yoksa iyi giyinmedin mi?"
"Neden doğru düzgün davranışlar sergilemiyorsun?"
"Niye böylesin sen?"
ÖRNEK
örnek 4: Teselli etmek, konuyu değiştirmeye
çalışmak:
"Bunları beni sinirlendirmek için anlatıyorsun anlaşılan"
"Aslında senin amacın çok başka"
2. MERAKLI GÖZLER TRT'DE
Kitle İletişim Araçları,
Günümüzde elektronik teknolojisinin, bilgisayarların,
iletişim alanında yaygın olarak kullanılmaya başlanması
ile birlikte iletişim hız ve yaygınlık kazanmıştır. Bu hız ve
yaygınlık, insanoğlunun kitle iletişim araçlarıyla sarılmış,
donatılmış bir dünyada yaşamını sürdürmesini gerektirir
olmuştur.
Söyledikleri duyulmadan teselli edildiğini hisseden
insan, kendini anlaşılmamış, dinlenilmemiş ve yanlış
algılanmış gibi hissedebilir ve kızgınlık duyar.
Dinlemeden verilen teselli mesajları konuşan kişide
sorununun küçümsendiği duygusunu yaratabilir. "Olur
böyle şeyler; geçer geçer" "Boş ver, başka şeylerden
konuşalım"
“Söyledikleri duyulmadan teselli edildiğini hisseden
insan, kendini anlaşılmamış, dinlenilmemiş ve yanlış
algılanmış gibi hissedebilir ve kızgınlık duyar.”
Aşağıda verilen örneklerden hangisi bu duruma
kanıt olarak gösterilebilir?
A) Saçma sapan davranışlarda bulunuyorsun.
B) Amacının bu olmadığını çok iyi biliyorum.
C) Bu yanlışın tek sorumlusu sensin.
D) Takma kafana, başka şeylerden bahset.
Bilgi, düşünce ve davranışların aktarılması süreci olan
iletişim olgusu, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur.
İnsanların öğrenmek ve bilmek gereksinimleri ise radyo,
televizyon, gazete, dergi, kitap, reklâm, telefon, telgraf
ve bilgisayar gibi kitle iletişim araçları sayesinde
karşılanmaktadır. Bu araçlar herhangi bir bilgiyi, kısa
sürede geniş kitlelere hızlı bir biçimde ulaştırabildikleri
için günlük yaşamda son derece önemli bir yere sahiptir.
Günümüzde çok sayıda insan ekonomik, sosyal,
kültürel ve siyasal gelişmeler hakkında bilgi edinebilmek amacıyla kitle iletişim araçlarından faydalanmaktadır.
Her toplumdaki farklı sosyal-ekonomik ve kültürel
sınıflara ait bireyler yüzyıllar boyunca iletişime önem
vermişlerdir. İnsanların iletişime duydukları ihtiyaç
nedeniyle bu alanda her geçen gün çarpıcı gelişmeler
ortaya çıkmaktadır. Gazetelerden televizyon kanallarına, telsizlerden radyo vericilerine, laptop bilgisayarlardan görüntülü cep telefonlarına, farklı iletişim
araçlarındaki gelişmeler ve yenilikler insanoğlunun bu
alanda ulaştığı noktayı göstermektedir.
Kitle iletişim araçlarının, insanları bilgilendirmenin,
insanlara dünyada olup bitenler hakkında hah iletmenin
yanı sıra insanları eğlendirme, insanla boş
zamanlarının değerlendirilmesini sağlama gibi işlevleri
de vardır. Örneğin; tiyatro, sinema, da müzik ve spor
gibi eğlence niteliği ağır etkinlik! bireyi rahatlatma
görevi görür.
Kitle iletişim araçları sayesinde uluslararası işbirliği ve
kültür alışverişi gerçekleşmektedir. Toplumlar arasında
sanat ve kültür alanlarındaki karşılıklı etkileşim bu
sayede daha da artmaktadır. Aynı zamanda kitle
iletişim araçları ait oldukları toplumu kültürel mirasının
korunmasında ve gelecek nesiller aktarılmasında da
önemli bir yere sahiptir.
Yine kitle iletişim araçları ile yayılan bilginin saptırılması
durumunda toplumun olaylar hakkında yanlış bilgilendirilmesi söz konusu olabilmektedir. Bir takım
olumsuz etkilere rağmen kitle iletişim araçları,
insanların davranış ve tutumlarında önemli rol
oynamaktadır
masında, yine sportif faaliyetlerin geniş halk kitlelerine
ulaştırılmasında, toplumu değişik biçimlerde etkileyen bir
olayın ilgili ya da yetkili kişilere aktarılmasında kitle
iletişim araçları büyük rol oynamaktadır. Bu noktada
önemli olan ise, kitle iletişim araçlarının toplum yararı
gözetilerek etkin bir biçimde doğruluk, tarafsızlık ilkeleri
çerçevesinde kullanılmasıdır.
ÖRNEK
Aşağıda verilenlerden hangisi hem görsel hem de
işitsel iletişim araçlarına örnek olarak gösterilebilir?
A) Gazete B) Radyo C)Televizyon D) Dergi
ÇÖZÜM
Gazete ve dergi görsel; radyo işitsel bir iletişim
aracıdır. Televizyon ise hem görsel hem de işitsel
iletişim aracıdır.
Doğru Yanıt "C"
Kitle iletişim araçlarının özellileri:

Kitle iletişim araçları sosyal statüye
göre herhangi bir farklı yaklaşım
oluşturmadan çok sayıda insana aynı
iletiyi, aynı anda ulaştırmaktadır.

Kitle iletişim araçları sürekli ve
düzenli yayınları ile toplumda kendilerine
karşı bir talebin oluşmasına neden olurlar.
Bu talep bir süre sonra alışkanlığa ve
ihtiyaca dönüşür.

Kitle iletişim araçları ile aktarılan
iletiler, belge niteliği taşıdığı için
inandırıcılık ve ikan etme özelliği de
kazanmaktadır.

Kitle iletişin sürecinde, geri besleme
imkânı yoktur. Bu nedenle alıcının tepkisi
anında ölçülememektedir.
3. ÖZGÜRLÜKLER ÜZERİNE PANEL YAPIYORUZ
Günümüzde kitle iletişim araçlarının gücüne ve bu
araçlarla yürütülen faaliyetlerin etkinliğine duyarsız
kalmak olanaksızdır. Örneğin bir siyasi partinin
kampanya çalışmasında, bir firmanın ürün ya da hizmetinin hedef kitleye sunumu ve benimsetilmesinde,
sanatsal ve kültürel etkinliklerin kamuoyuna ulaştırıl-
Kitle İletişim özgürlüğü
Kitle iletişim özgürlüğü, basın ve yayın özgürlüğü ile
görsel-işitsel iletişim özgürlüğünü kapsamaktadır. Basın
özgürlüğü, basın alanında girişimde bulunma, basmayayma ve haber alma özgürlüklerini içerir. Bu hakkın
özneleri yalnızca basın-yayın alanında çalışanlar değil,
aynı zamanda okuyucular, dinleyiciler ve izleyicilerdir.
Görsel-işitsel iletişimin en etkili araçları radyo ve
televizyondur. Görsel-işitsel iletişim özgürlüğü de basın
özgürlüğü gibi, radyo ve televizyonların tek yardı olarak
kullanabilecekleri bir özgürlük değil, dinleyicilerin ve
izleyicilerin doğru haber alma haklarını da içeren bir
özgürlüktür. Bu anlamda görsel-işitsel iletişim
organlarının
kendi
özgürlüklerini
kullanırken
dinleyicilerin ve izleyicilerin doğru haber alma haklarına
saygılı olma sorumluluğu vardır.
ÖRNEK 7
I. İnsanlar arasında kültür alışverişinin yaşanmasını
sağlaması
II. İnsanlar arasındaki görüş ayrılıklarını ve uzlaşmazlıkları artırması
IH. İnsanları dünyada olup bitenlerle ilgili olarak aydınlatması
V. İnsanları eğlendirerek, boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlaması
Yukarıda verilenlerden hangisi kitle iletişim araçlarının
yararlan arasında gösterilemez?
A) I
B) II
C) III
D) IV
ÇÖZÜM
İnsanlar arasında kültür alışverişinin yaşanmasını sağ
laması, insanları dünyada olup bitenlerle ilgili olarak
aydınlatması ve eğlendirerek, boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlaması, kitle iletişim araçlarının yararları
arasında gösterilebilir. İnsanlar arasındaki görüş
ayrılıklarını ve uzlaşmazlıkları artırması, kitle iletişim
araçlarının yararları arasında gösterilemez.
Doğru yanıt "C" seçeneğidir
Panel: Dinleyiciler önünde, seçilmiş bir konuşmacı grubun bir
konuyu tartışmak amacıyla düzenlediği toplantı \ ya da açık
oturumdur.
Sevgili öğrenciler; siz de kitle iletişim özgürlüğünü daha iyi
anlayabilmek için arkadaşlarınızla sınıf içerisinde ' panel
düzenleyerek konuyla ilgili fikirlerinizi tartışınız
Basın Konseyi Meslek İlkeleri
Basın özgürlüğünü, ülkemizde insanca yaşamanın
ve demokratik sistemin temel şartı sayan biz gazeteciler:
Anayasa'nın değiştirilemeyen maddeleri arasına
kanun koyucunun, basın özgürlüğünü kısıtlayıcı hiçbir
hüküm getiremeyeceği ilkesini yerleştirinceye kadar
mücadele etmeye kendi özgür irademizle söz vererek;
Basın özgürlüğünü, kamuoyunun gerçekleri öğrenme
hakkının bir aracı sayarak;
Halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemeyi
amaçlayan açık, kapalı sınırlamalarla savaşmanın, basın
özgürlüğünü koruma ve yüceltmenin doğal bir gereği
olduğuna inanarak;
Gazetecilik temel işlevinin; gerçekleri bulup, bozmadan,
abartmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu göz önünde
tutarak;
Basın Konseyi'nin kendi çalışmaları üzerinde hiçbir dış
müdahaleye izin vermeme kararlılığını vurgulayarak;
• Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve
dini İnançları nedeniyle kınanamaz,
aşağılanamaz.
 Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı;
genel ahlâk anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel
dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapamaz.
 Bir kamu müessesesi olan gazetecilik mesleği, ahlâka
aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.
 Kişi ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük
düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer
verilemez.
 Kişilerin özel yaşamları, kamu çıkarlarının gerektirdiği
durumlar dışında, yayın konusu olamaz.
 Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan
haberler, soruşturulmaksızın ve doğruluğundan emin
olunmaksızın yayımlanamaz.
 Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı
ciddi biçimde gerektirmedikçe yayımlanamaz.
 Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o
basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir
başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi
kamuoyuna sunulamaz. Ajanslardan alınan özel ürünlerin
kaynağının belirtilmesine özen gösterilir.
 Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç
kimse suçlu ilan edilemez.
 Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna
inandırıcı makul
nedenler
bulunmadıkça kimseye
atfedilemez.
 Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın
kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik vb. nedenlerle
yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır.
 Gazeteci, mesleğin saygınlığına gölge düşürebilecek
yöntem ve tutumla haber araştırmaktan sakınır,
kadar girebilmektedir. Bunlardan korunmak için Firewall
(Güvenlik Duvarı) ve Antivirüs diye tabir edilen düzenlere
ihtiyacımız vardır.
 Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapmaktan
kaçınır.
İlan ve reklâm niteliğindeki yayınların bu nitelikleri,
tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir.
İletişim Teknolojileri
İletişim unsuru birçok farklı dalı içinde bulun durur.
Bunlar iletişim araçları olan televizyon, radyo gazete, dergi,
internet vb. kitle iletişim araçlarıdır
İletişim araçları sayesinde uzak kavramı ÇÖD atılmıştır.
Hayal bile edemeyeceğimiz şeyler gerçek olarak karşımıza
çıkmış ve insanların sınır çizgileri giderek genişlemiştir.
Cep Telefonları
Genel olarak bakıldığında ülkemizde bu sektöre olan
ilginin bir hayli fazla olduğu görülmektedir. Cep telefon
şirketlerinin Türkiye'yi iyi bir pazaryeri olarak görmesi gayet
doğal bir olgudur. 90'lı yıllarda başlayan ilgi şu an inanılmaz
boyuttadır. Genç, yaşlı demeden herkesin elinde cep
telefonları bulunmaktadır. Yararı tabi vardır ama önemli olan
faydalı kullanmak ve fazlasından kaçınmaktır.
İletişim çağımızda önemli bir yere sahip olan bilgisayarlar ilk
başlarda devasa boyutlarda çok ağır makinelerdi. Şimdi ise
bilgisayarlar daha kullanışlı boyutta ve elde taşınabilir duruma
geldi. Günümüzde pek çok işlemimizi yapabildiğimiz
bilgisayarlar evlerde, iş yerlerinde, internet kafelerde yoğun bir
şekilde kullanılmaktadır. Yan ürünleriyle desteklenen
bilgisayarların, ülkemizde internetin kullanılmasıyla pazarı
daha da artmıştır.
Evdeki bilgisayarın kullanım amaçları:
Kullanım Amaçları
Yüzdeler
Internet / e-posta
%37
İş tamamlamak
%20,4
Oyun oynamak
%20
Bilgisayarın hızla gelişmesiyle beraber internetin ortaya
çıkışı, yaşantımızın farklı bir şekil almasını sağladı.
Evimizden, işyerimizden herhangi bir işlemi kolayca
yapabilmemize olanak tanıdı. Böylece hem zamandan hem
de maddi bakımdan kazancımız olmuş oldu. İnternetin yararı
saymakla bitmez, bunun yanında internetle birlikte çeşitli
tehlikeler oturma odamıza, en azından bilgisayarımıza
Evdeki Internet Bağlantısının Kullanım Amacı:
Kullanım Amacı
Yüzde
E-posta
%23
Merak edilen konular
%22,3
Chat
%16,5
ÖRNEK 8
Bilgi ve haberlerin insanlara ulaştırılması görevini basın-yayın
organları üstlenmiştir. Bu nedenle kamuoyunu oluşturan
etkenlerin başında basın-yayın organları gelir.
Bu bilgilerde aşağıdakilerden hangisinin vurgulandığı
söylenebilir?
A)
B)
C)
D)
Basın-yayın organlarının kamuoyu oluşturabildiği
Basın-yayın organlarının tarafsız olması gerektiği
Basın-yayın organlarının bilgi almada yetersiz kaldığı
Basın-yayın organlarının özgür hareket edebildiği
ÇÖZÜM
Verilen bilgiler doğrultusunda B, C ve D seçeneklerinin
vurgulandığını söyleyemiyoruz. Basın-yayın organlarının
kamuoyunu oluşturan etkenlerin başında yer alması bu
organların
kamuoyu
oluşturabildiklerinin
açık
bir
göstergesidir.
Doğru yanıt "A" seçeneğidir
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ya da kısaltmasıyla
TRT, Türkiye'nin kamu yayını yapmakla görevli tek
kuruluşudur. 1990'lar.n başında ilk özel televizyon kanal ve
özel radyo kanal, yayına başlayana kadar Türkiye'de
radyo-televizyon yayımcılığı yapan tek kurum olarak
hizmet vermiştir.
Türkiye'ye televizyon ve radyo yayımcılığı konusunda
birçok yetişmiş insan kazandırmıştır. Yapımcılıkta da çeşitli
hizmetler vermekte; dizi. Film. belgesel gibi birçok yapım
meydana getirmektedir. Bunların yanı sıra bünyesinde
sayısız ses sanatçısı
bulunmaktadır.
ile
Türk
müziğine
katkıda
TRT. 359 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
yasası ile 1964te özerk kamu tüzel kişiliğine sahip bir
kurum olarak, devlet adına radyo ve televizyon
yayınlarını gerçekleştirmek amacıyla kuruldu. İlk genel
müdürü Ayhan Öztrak oldu.
İlk programlı radyo yayınına 1965 yılında geçildi ve
bütün radyolar haber saatlerinde Ankara Radyosu'na
bağlandılar. Seçim sonuçlarını vermek için ilk sabaha
kadar yayın yine bu yıl yapıldı. 1966 yılında TRT kapalı
devre televizyon eğitimi yayınları başladı. Spor haberleri
ilk kez 1967 yılında haber bülteni ile birlikte verildi.
1968'de deneme amaçlı ilk televizyon yayınını
Ankara'da yaptı. Televizyon yayınlarında ilerlemeye
devam eden TRT, ilk canlı spor yayınını, 1971'de
İzmir’de oynanan Karşıyaka Spor Kulübü ile
İstanbulspor arasında oynanan futbol maçını naklen vererek gerçekleştirdi.
1972'de televizyonda ilk kez "Bedava Dünya Gezisi"
adlı yabancı dizi Türkçe seslendirildi. Reklâm yayınlarına
başlandı. 1972 Münih Olimpiyatları'nı vererek ilk dış
naklen yayınını gerçekleştirdi. Yine bu yıl anayasa
değişikliği sırasında TRT'nin özerkliği kaldırıldı ve kurum
"tarafsız" bir kamu iktisadi kuruluşu olarak yeniden
düzenlendi.
Televizyon yayınları 1974'de 7 güne çıkarıldı. Türkiye
Radyoları "TRT–1" radyoları adı altında 24 saat
kesintisiz olarak yayına başladı. 1975te TRT' nin Bk kez
katıldığı 20. Eurovision Şarkı Yarışması, Stockholm'den
naklen verildi. İlk renkli televizyon yayını 1976da
gerçekleştirildi.
19841e TRT tümüyle renkli yayına geçti. Yine bu yıl
radyolarda stereo yayına başladı. 1986'da ikinci televizyon
kanalı TRT–2 yayına başladı. 1989'da TRT–3 TRT-GAP
yayına başladı. 1990'da "Telegün" ismiyle teleteks
yayınları devreye girdi. Aynı yıl TRT–4 yayına geçti.
1992de TRT-İNT-AVRASYA yayına başladı TRT 2001
yılında bugün kullandığı logoyu kullanmaya başladı.
TRT yayınlarının çoğu tüm Türkiye'de dinlenmekte
ve izlenebilmektedir. Ayrıca Türksat
üzerinden
yapılan dijital yayın aracılığıyla Avrupa da yaşayan
Türkler tarafından da izlenebilmektedir
Radyo Televizyon Üst Kurulu, ülkemizdeki ve televizyon
yayınlarını düzenlemek ve denetlemekle görevli, özerk bir
kuruluştur.
Üst Kurul, radyo ve televizyon yayınlarında ocukları ve
gençlerin yararlarının gözetilmesine, Televizyon
ekranlarında görülen "Akıllı İşaretler ve Görsel işitsel Uyarı
Sistemi" okullarda verilmeye başlanan medya okuryazarlığı
dersleri bu çalışmalar arasında yer almaktadır. Üst Kurul,
çocukların televizyon yayınlarıyla ilgili duyarlılıklarının
artırılmasına yönelik olarak da paneller ve kompozisyon yarışmaları gibi etkinlikler düzenler.
Televizyonda Şiddet ve Çocuk
Televizyon izlemenin; izleyenin değerlerini, davranışlarını vb. özelliklerini etkilediğini bugün artık biliyoruz.
Televizyonda şiddet içeren programları izlemenin çocuk
üzerinde olumsuz etkileri olduğunu da araştırmalar bize
göstermiş durumda.
Çocuklar bir yandan televizyon karşısında çok uzun
süreler geçirdikleri, "ülke çapındaki bir araştırmaya göre,
haftada ortalama 20-25 saat" bir yandan televizyonu
"dünyayı anlayıp tanımak için" izledikleri, bir yandan da
gerçekle kurmaca olanı ayırt etmekte zorlandıkları için, çok
Özel bir anlamda, etkiye açık durumdadırlar.
Çocuk televizyonda şiddet görüntüleri izlediği
zaman hangi yanlış mesajı almaktadır?
 Saldırganlık ve şiddet, sorunlarımızı, çözmekte
kullanabileceğimiz, toplumda kabul gören, onaylanan
yöntemlerdir.
 Fiziksel güç her şeyi elde etmeye yarar
RTÜK ve Akıllı İşaretler
Televizyon yayınlarının içeriğiyle ilgili bilgilendirici bir
RTÜK Nedir?
sınıflandırma sistemidir. Bu sistem televizyon
yayıncılarının, anne babaların ve genelde toplumun,
çocukları ve gençleri televizyon yayımlarının olası
zararlı etki terinden koruma sorumluluğunu yerine
getirmelerinde onlara yardımcı olmak üzere
tasarlanmıştır
Akıllı İşaretler Sınıflandırma Sistemi önemli Bir
Talebi Karşılamaktadır:
Toplumun farklı kesimlerinin temsil edildiği geniş
çaplı bir araştırma sonucu, anne babaların %80'e
yakınının televizyon programlarının içeriği konusunda
bilgilenmek
ve
uyarılmak
istediklerini ortaya
koymuştur. Bu talep sistemin en önemli gerekçesini
oluşturmaktadır.
Akıllı İşaretler Sistemi, konuyla ilgili bağımsız
uzmanlar tarafından geliştirilmiş karma bir sistemdir. Bu
sistem iki konuda bilgi vermektedir. Bunlar, programın
olası zararlı içeriği ve programın hangi yaş grubuna
uygun olduğudur.
1) Programın olası zararlı İçeriği: Zararlı etkileri
olabilecek içerik alanları; şiddet ve korku,
cinsellik ve örnek oluşturabilecek olumsuz
davranışlar (ayrımcılık, alkol ve sigaranın aşırı
kullanımı, madde kullanımı, yasa dışı davranışlar
ile kaba konuşma / küfür) olarak belirlenmiştir.
2) Programın hangi yaş grubuna uygun okluğu:
Programlardan etkilenme düzeylerine göre yaş
grupları; Tüm izleyici, 7 yaş, 13 yaş ve 18 yaş
olmak üzere dört grupta ele alınmıştır.
Bir programın hangi türde zararlı içerik taşıdığı ve hangi yaş
grubunun izlemesinin uygun olduğunu belirleyebilmek için
bir soru formu geliştirilmiştir. Soru formuna "Örnek
Kodlama Formu" başlığı altında ulaşılabilir. Bu form,
sınıflama sistemine dâhil tüm programlar için yayıncı
kuruluşların görevlendirdiği ve sistem hakkında önceden
eğitilmiş sertifika sahibi kodlayıcılar tarafından elektronik
ortamda doldurulur. Form üzerinde işaretlenen yanıtlara
göre sonuç, otomatik olarak saptanmış olur. Bir programın
ne tür bir zararlı içerik taşıdığını ve hangi yaş grubu için
önerildiğini belirtmek için semboller kullanılır. Bu semboller,
"Semboller" başlığı altında görülebilir
Bu tür yanlış mesajlarla beslenen çocuk, şiddet
kullanmanın insan ilişkilerinde genel geçer bir yöntem
olduğunu düşünmeye ve şiddete yönelmeye başlayabilir.
En az bunun kadar önemli bir başka nokta daha var.
"Televizyonda şiddet içeren programlar izlemek, çocuğu
şiddete karşı duyarsız, başkalarının acısına ortak olamayan
(empatiden yoksun) birisi haline getiriyor."
Bu son noktanın en iyi örneklerinden birisi çizgi filmler.
Çizgi filmlerdeki şiddetin, öteki filmlerdeki şiddete göre daha
da olumsuz özellikleri var
 Çocuk "ah vursa tavayı kafasına", "ah silindir ** ezse
onu", "ah patlasa artık şu dinamo" gibisinden istek ve
beklenti içerisine giriyor.
 Beklentisi gerçekleşen çocuk kahkahayı basıyor;
şiddete uğrayan kişiye gülmeyi öğreniyor.
Ana babaların, çocuktan ile birlikte televizyon izlemelerinin,
izledikleri programlar hakkında tartışma-arının, bu programda
ortaya konan davranışların olumlu ve olumsuz yönlerini
konuşmalarının, çocukların televizyondan olumsuz yönde
etkilenmelerini azalttığı saptanmıştır. Böylece çocuk,
televizyonda izlediği her davranışın gerçek dünyadaki değerini
öğrenebilir.
Televizyonda Şiddet ve Çocuk başlıklı yazının ışığında,
aşağıda girişi verilen "Tom ve Jerry" öyküsünü, şiddet
içermeyecek
şekilde
tamamlayın.
Bunu
yaparken
yaratıcılığınızı kullanın ve komik öğelerden vazgeçmeyin.
Soğuk bir kış gününde, Tom ve Jerry evde yalnız kalmışlardı.
Ev sahibi uzun süreli bir yolculuğa çıkmıştı. Dolapta bir
parça peynir ve birkaç meyveden başka yiyecek hiçbir şey
yoktu.
……………………………………………………………………
……………………………………………………………………
……………………………………………………………………
……………………………………………………………………
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Göre Bilgi
Edinme Hakkı
Bilgi edinme hakkı; herkesin hiçbir devlet müdahalesi
olmaksızın kendi seçimi doğrultusunda veya basın ve diğer
haberleşme imkânları ile her türlü bilgiyi elde edebilmesini,
hiçbir devlet müdahalesi olmaksızın tüm özel
kaynaklardaki bilgiye ulaşabilmesini ve devletin elinde
tuttuğu kamuoyunu ilgilendiren her türlü veriye
ulaşabilmesini ifade etmektedir. Son yirmi yılda dünyada
elliden fazla ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de bu hak 2003
yılında bir yasayla herkese tanınmış bulunmaktadır.
Bilgi edinme hakkı, dayanağını Avrupa İnsan Haklan
Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10.
maddesinde bulmaktadır. Bu nedenle sözleşmenin 10.
maddesini incelemek yararlı olacaktır.
Bu maddeye göre;
"Her fert ifade ve açıklama hakkına sahiptir, hak,
resmi makamların müdahalesi ve memleket sınırları
mevzu bahis olmaksızın haber veya almak ya da vermek
serbestîsini ifade eder."
Metinde de görüldüğü üzere, ifade Özgürlülüğünün bir
unsuru da haber veya fikirlerin serbestçe alınması,
edinilmesidir. Yaymak, iletmek veya vermek nasıl ki
kişinin kendisini ifade etmesinin bir sonucu ise, bunun
gerçekleşebilmesi için de yine başkalarının bu
özgürlüklerinin (haber veya düşünceleri yayıma-iletmeverme özgürlüklerinin) kısıtlanmamış/engellenmemiş
olması gerekmektedir. Yani birilerinin ifade özgürlüğü
bağlamında bilgi alabilmeleri için, birilerinin de bilgi
vermeleri, yaymaları önünde herhangi bir sınırlama
olmaması gerekmektedir.
Benzer nitelikteki Birleşmiş Milletler Medeni ve
Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü
düzenleyen 19. maddesi de şu şekildedir
IV. İnsanların doğru şekilde bilgilendirilmesi
Yukarıda verilen durumlardan hangisinde basın
Özgürlüğü sınırlandırılabilir?
A) I
B) II
C) III
D )IV
ÇÖZÜM
Genel ahlâka uygun yayın yapılması ve halkın sız ve aynı
zamanda doğru bir şekilde bilgilendi"1" meşinde basın
özgürlüğünün sınırlandırılması söz konusu olamaz. Ancak
kamu düzenine aykırı &* yapıldığı durumlarda basın
özgürlüğü sınırlandırılabilir.
Doğru yanıt "C" seçeneği
Düşünce Özgürlüğü
Anayasalar ve yasalarda insan hak ve özgürlüklerine
verilen yer, ulusların kültür ve uygarlık alanında ulaştıkları
düzeyin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Tüm
özgürlükler ile ilişkili olan düşünce özgürlüğü ise ülkelerin
demokratik niteliğinin saptanmasında en belirgin ölçü
sayılmaktadır.
Düşünceyi açıklama özgürlüğünün önemi, her şeyden
önce onun başka birçok özgürlüğün kaynağını ve temelini
oluşturmasından ileri gelmektedir. Kişinin varlığının temeli
olan düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü,
demokrasinin de temeli ve ayrılmaz bir parçasıdır.
Düşünce özgürlüğü, insanın serbest biçimde bilgiye ve
düşünceye ulaşabilmesi, düşüncesini serbest biçimde
açıklayabilmesi, başkalarına iletebilmesi, düşünce ve
kanaatleri nedeniyle suçlanamamasıdır. Diğer hak ve
özgürlüklerin gerçekleştirilebilmesi yönünden de düşünce
özgürlüğünün
bugün
ayrıcalıklı
bir
konumu
bulunmaktadır.
"Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı
vardır. Bu hak, fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek,
memleket sınırları mevzu bahis olmaksızın malumat ve
fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek ve yaymak
hakkını gerektirir."'
Düşünceyi açıklama özgürlüğü, bireysel bir özgürlük
olmasına karşın, demokrasinin işlemesi yönünden de
toplumsal bir önem taşır. Demokrasinin vazgeçilmez öğesi
olan çoğulculuk, kişilerin siyasal örgütlenmesi yanında,
toplumsal örgütlenmesini de gerektirir. Demokratik bir
örgütlenmenin olanaksız olduğu durumlarda, kuşkusuz
düşünceyi açıklama özgürlüğünden de bahsedilemez.
ÖRNEK 10
Demokrasilerde basın-yayın kuruluşları özgür olmakla
birlikte bu özgürlüğün de bazı sınırlan vardır.
Düşünce ve kanaatler basılmış biçimde yayınlandığında
"basın özgürlüğü", bilim ve sanat araçlarıyla açıklandığında
"bilim ve sanat özgürlüğü1' adını alır.
I. Genel ahlâka uygun yayın yapılması
II. Halkın tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesi
III Kamu düzenine aykırı yayın yapılması
Basın özgürlüğü, düşünceyi açıklama özgürlüğünü
tamamlayan ve onun kullanılmasını sağlayan bir özgürlüktür.
Basın ve haberleşme özgürlüğünün ilk koşulu, her türlü
haber ve düşüncenin serbestçe açıklanabilme,
öğrenilebilme ve toplanabilme olanağının bulunmasıdır.
Basın ve haberleşme özgürlüğü, kaynağını düşünceyi
açıklama
özgürlüğünde
bulmaktadır
Basın
ve
haberleşme özgürlüğünün bir gereği olan düşünceyi
serbestçe açıklayabilme hakkının kullanılabilmesi için,
haber ve düşünceleri serbestçe yayma hakkının
bulunması gerekir. Haberime özgürlüğünün başlıca
öğesi olan basın özgürDüşünce özgüllüğünün sonucu ve uzantısıdır.
Görüldüğü gibi düşünce özgürlüğünden, düşünce
ve kanaatlerin çeşitli araç ve yollarla serbestçe
açıklanması ve yayılması anlaşılmaktadır. Düşünce
özgürlüğü sosyal gelişmelerin temel koşuludur.
Toplumun demokratik yapısının en önemli gösterilerinden birisidir. Bu özgürlük tüm anayasalarda
güvenceye alınmıştır.
ÖRNEK 11
Düşünceyi açıklama özgürlüğü pek çok özgürlüğün
kaynağın, oluşturmaktadır. Kişinin varlığının temeli olan
düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, demokrasinin
temeli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Buna göre düşünce
özgürlüğünün;
I. Belli durumlarda sınırlandırılabileceği
II. Demokratik bir özellik taşıdığı
III. İnsan hayatında önemli bir yeri olduğu
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız II
B) Yalnız III
C) I ve II
D) II ve III
ÇÖZÜM
Düşünce özgürlüğünün demokrasinin bir temeli ve
ayrılmaz bir parçası olması, demokratik bir özellik
taşıdığının; kişinin varlığının temeli olması da insan
hayatında önemli bir yeri olduğunun göstergesidir.
Doğru yanıt "D" seçeneğidir.
Konuyla İlgili Anayasa Hükümleri
Anayasa'nın 28. maddesinin 1. cümlesi "Basın hürdür,
sansür edilemez" der. Anayasa'nın 20. maddesi, özel
hayatın gizliliğini ve korunmasını düzenleyen maddelerden
birisidir ve şöyle der: "Herkes özel hayatına ve aile
hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir,
özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
Adli soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar
saklıdır."
Anayasa'nın 21. maddesinin 1. cümlesi de şöyle der:
"Kimsenin konutuna dokunulamaz."
Demek ki yukarıda belirtilen maddelerin birincisi (28.
madde) basın özgürlüğüne, ikincisi (20. madde) özel
yaşamımızın gizli kalmasını sağlama hakkımıza, üçüncüsü
(21. madde) de konut dokunulmazlığına ilişkindir.
Anayasa, temel hak ve özgürlüklerimizi düzenleyen daha
birçok madde içermektedir. 14. madde, temel hak ve
özgürlüklerin kötüye kullanılmamasına ilgilidir. Bu maddenin
3. fıkrası "Anayasa'nın hiçbir hükmü, Anayasa'da yer alan
hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette
bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz" der.
ÖRNEK 9
Televizyon izlemek, izleyenin (özellikle çocukların)
değerlerini, davranışlarını ve benzeri özelliklerini çok yönlü bir
şekilde etkiler.
Aşağıdakilerden hangisi televizyonun olumsuz etkileri
arasında gösterilemez?
A) Şiddet duygumuzu güçlendirmesi
B) Hayal dünyamızı zenginleştirmesi
C) Saldırganlık eğilimimizi artırması
D) Ahlâki değerlerimizi zayıflatması
ÇÖZÜM
Televizyonun şiddet duygumuzu güçlendirmesi, saldırganlık
eğilimimizi
artırması,
ahlâki
değerlerimizi
zayıflatması, olumsuz etkiler arasında gösterilebilirken; hayal
dünyamızı zenginleştirmesi özellikle çocuklar için olumlu bir
etkidir.
Doğru yanıt "B” seçeneğidir.
ÖRNEK 12
Demokratik toplumlarda insanlar düşünce özgürlüğüne
sahip oldukları halde, bu özgürlük onların, başkalarının
görüş ve düşüncelerine saygı duymaları gerektiği gerçeğini
değiştiremez.
Bu bilgilerde, düşünce özgürlüğüyle ilgili olarak
ağıdakilerden hangisinin vurgulandığı söylenebilir?
A) Sınırsız bir şekilde uygulandığı
B) Toplumdan topluma farklılık gösterdiği
C) Anayasayla güvence altına alındığı
D) Farklı düşüncelere saygılı olmayı engellemediği
ÇÖZÜM
Düşünce özgürlüğünün var olduğu demokratik top-
lumlarda bu özgürlük, farklı görüş ve düşüncelere saygılı
kullanmamaları gerekir.
olmak gerektiği gerçeğini değiştirmiyorsa demek ki
Şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle gerçeğe
düşünce özgürlüğünün var olması, farklı düşüncelere
saygılı olmayı engellememektedir.
Doğru yanıt "D" seçeneğidir.
Bir Tekzip Örneği:
aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin
yayım tarihinden itibaren iki ay içinde tekzip metnini
göndermesi gereklidir.
4. ATATÜRK ve İLETİŞİM
... Gazetesi'nin, 1 Ocak 2004 tarih ve 6366 sayılı
nüshasının
18.
sayfasında
"YÖK
BAŞKANI
Milli Mücadele, Atatürk ve Basın
Mustafa Kemal Atatürk, basının kitleler üzerinde
HÜKÜMETLE KÖPRÜLERİ ATTI" başlıklı imzasız bir
oluşturduğu etkinin bilincinde bir devlet adamı olarak, Milli
yazı yayınlanmıştır. Şahsıma ait bir fotoğrafla birlikte yer
alan yazıda, bana atfen ileri sürülen tüm olaylar,
Mücadele döneminde, bağımsız bir Türkiye kurmak
amacıyla hareket ettiği dönemde basını bir silah olarak
beyanlar ve değerlendirmeler tamamen gerçek dışıdır.
Hiçbir basın kurumuna, radyo ve televizyon kuruluşuna
kullanmayı tercih eden devlet adamlarından biri olmuştur.
Mustafa Kemal TBMM'yi açarken yapmış olduğu
ve bu kurum ve kuruluşların mensuplarına tekzip edilen
yazıda belirtilen hususlarda beyanım ve söyleşim
konuşmada şöyle demiştir.
"Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma
olmamıştır. YÖK Genel Kurulu'nun 25 Aralık 2003,
ve bu millete doğru yolu göstermede, muhtaç olduğa fikri
Rektörler Komitesi ve Üniversitelerarası Kumrun 26
Aralık 2003 tarihinde yapılan toplantılarında, tekzip
gıdayı vermekte, özette bir milletin saadet hedefi olan
müşterek istikamette yürümesini teminde basın, başlı
edilen yazıda yer alan hususlarla ilgi bir konuşmam da
olmamıştır. Gazetenin okuyucularının ve kamuoyunun
başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberde-."
ÖRNEK 13
bilgilerine sunulur.
Prof. Dr. Erdoğan Teziç
Mustafa Kemal. Milli Mücadele yıllarında İrade-i Milliye
ve Hâkimiyet* Milliye gazetelerinin yayımlanmasını ve
YÖK Başkanı,
Tekzip
Anadolu Ajansının kurulmasını sağlamıştır. Mustafa
Kemal'in bu faaliyetleri aşağıdakilerden öncelikle
hangisinin bir göstergesidir?
Kamuoyunda "tekzip" olarak bilinen kelimenin yasal
karşılığı cevap ve düzeltme hakkıdır. Kelime olarak
A) Halkın doğru bilgilendirilmesine önem verildiğinin
B) Basın yayın özgürlüğünün sağlanamadığının
Arapça (kizb'den) türetilmiş tekzip; yalanlama, yalan
olduğunu söylemedir.
C) Yabancı devletlerin etkisi altında kalındığının
D) Kitle iletişim araçlarının yetersiz kaldığının
ÇÖZÜM
1982 Anayasasının 32. maddesinde de "cevap ve
düzeltme hakkı" düzenlenmiştir. Kişilerin haysiyet ve
şereflerine dokunulması ve kendileriyle ilgili gerçeğe
İrade-i Milliye ve Hâkimiyet-i Milliye Gazeteleri ve Anadolu
Ajans, Milli Mücadele öneminde ulusal bağımsızlık savaşının
aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınan bir haktır.
Cevap hakkı; diğer başvuru yollan saklı kalmak
amaçlarının ve yapılmakta olan işlerin halka duyulmasını
sağladır Bu durum halkın doğru bir şekilde bilgilendirilmesine
koşuluyla; onuru, şerefi, adı ve özel hayatı medyada ihlal
edilen herkesin hakkıdır. Bu hak medyaya karşı
önem verildiğinin bir göstergesidir.
Doğru yanıt "A" seçeneğidir.
kullanılır. Bir başka deyişle kişilik haklan ihlal edilen veya
Mustafa Kemal, askeri alanda verdiği mücadeleye ek
hakkında gerçeğe aykırı yayın yapı->an kişinin, aynı
olanaklardan yararlanarak kendisi hakkındaki gerçekleri
olarak yazınsal alanda da bir mücadeleye girme ihtiyacı
hissetmiştir. Çünkü askeri alanda kazanılacak bir başarının
medya yoluyla düzeltmesidir. Yalanlama metinlerinin
yayınlanmasını bu hak sağlar. Yayınlanmış "hatalı" bilgi
yolunun bağımsızlık fikrini sonuna kadar benimsemiş ve bu
savaşın kazanılması konusunda kuşkulan bulunmayan bir
varsa sadece düzeltme için yine bu hak kullanılır. Tekzip
hakkını kullanmak isteyen kişilerin de haklarını kötüye
insan topluluğunun
bilincindedir.
var
olmasına
bağlı
olduğunun
Mustafa
mücadelesine
Kemal,
Anadolu
çekilebilmesi
halkının
amacıyla
bağımsızlık
Ankara'ya gelirken Büyük Önderin istediği bir haber
propaganda
ajansının nasıl oluşturulması gerek fiğini, 31 Mart 1920'de
çalışmalarına başlamıştır. Erzurum ve Sivas kongrelerinin
yapıldığı tarihlerde ülke içinde yaşanan olayları, ulusal
Geyve'nin Akhisar Kasabası istasyonunda konuştular.
bağımsızlık hareketini başlatanlara halkın duyduğu destek
ve güveni, yurt içi ve yurt dışındaki kamuoyuna süratle
iletme amacıyla İrade-i Milliye ve ardından da Hâkimiyet-i
Milliye gazetelerinin yayınlanmasını sağlamıştır.
Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararların
yayınlandığı İrade-i Milliye gazetesinin ilk sayısı 14 Eylül
1919'da çıkmıştır. İrade-i Milliye, İstanbul aydınlarının da
yararlanabilmesi ve ulusal bağımsızlık savaşının
safhalarından haberdar olabilmeleri düşüncesiyle gizli
yollarla İstanbul'a sokulmuştur.
Mustafa Kemal, Ankara'ya gelişinin ikinci günü burada
Halide Edip Adıvar
da bir gazete çıkarmak için çalışmalara başlamış; ulusal
Yunus Nadi, kurulacak ajansa "Anadolu" adımı
verilmesi fikrinin ilk kez bu istasyonda Halide Hanım
bağımsızlık savaşının amaçlarının ve yapılmakta olan
işlerin kamuoyuna duyurulması için Hâkimiyet-i Milliye
tarafından önerildiğini söylemiştir.
Böylece Halide Edip Adıvar, Anadolu Ajansı'nın isim
Gazetesi'nin yayınlanmasını sağlamıştır. 10 Ocak
1920'den itibaren haftada iki gün yayınlanmaya başlayan
annesi olmuştur.
Kurulduğu
dönemde
gazete, Ankara Vilayet Matbaası'nda, 1800'lü yılların
başından
kalma,
kollu
bir
baskı
makinesiyle
çalışmalarını sürdüren Anadolu Ajansı ülke çapında ulusal
oldukça
güç
koşullarda
basılmaktadır.
mücadele ve TBMM tarafından alınan kararların
yaygınlaşmasında önemli bir görev üstlenmişi Cumhuriyetin
Hâkimiyet-i Milliye, kamuoyuna Ankara'daki ulusal
bağımsızlık hareketinin ne derece kararlı ve güçlü olduğunu
ilk
dönemlerinde
ajans
Atatürk
yaygınlaşmasında etkili olmuştur.
ispatlamayı hedefler. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
açılışına dair verilen haberler, Mustafa Kemal'in bağımsızlık
Cumhuriyetin kurulması ve teknolojik gelişmelerin
yaygınlaşmasıyla birlikte Anadolu Ajansı'nın donanımı da
mücadelesiyle ilgili açıklamalar. Meclis'in çalışmalarıyla ilgili
ayrıntılı, bilgiler hep halkın güvenini ve desteğini sağlamaya
iyileşmeye başlamıştır.
yöneliktir
devrimlerinin
Zaman içinde iletişim teknolojilerinin daha gelişmesiyle
birlikte Anadolu Ajansı da bilgisayar internet ve uydu
aracılığıyla haber
kavuşmuştur.
ve
görüntü
iletişim
olanaklarına
Günümüzde ajansın yurt içinde ve yurt dışında çeşitli
büroları ve muhabirleri bulunmaktadır.
ANADOLU AJANSI
Ülkemizin en eski ve en önemli haber ajansı Anadolu
Ajansı'dır. 6 Nisan 1920'de Atatürk'ün emriyle kurulan
Anadolu Ajansı, günümüzde ulusal bir ajans olmasına
rağmen Türkiye ve dünya çapında önemli bir haber ağına
sahiptir.
Gerçekte ajansa Anadolu adını veren kişi Hali* Edip
Adıvar olmuştur. Halide Edip ve gazeteci Yunus Nadi,
MURAT CİVAN
Download