GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN FİTRE İLE İLGİLİ MESELELER: Fitre nedir? Miktarı ne kadardır? Fıtr/fitre: ramazan bayramına yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belirli miktarda mala sahip olan Müslümanların (kendileri veya vekâleten) yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadettir Fıtr sadakası zekâttan da önce (kronik olarak) Hicrî 2. yılda meşru kılınmıştır- ramazan orucuyla birlikte Yardımlaşmadır- yoksulun ihtiyaçlarını giderme ki onlar (fakir ve yoksullar da) sevinçli bayram yaşasınlar Fitre hadis deliline dayanır: - İbn Ömer: “Hz. Peygamber fıtr sadakasını 1 sâ’ (3 veya 3.3kg ağırlığında bir ölçek) hurma ve 1 sâ’ arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir”1 - Ebu Said El Hudrî: “Biz Peygamber devrinde fitreyi, yiyecek maddelerinden 1 sâ’ olarak verirdik. O zaman bizim yiyeceğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış peynir) idi.”2 - İbn Abbas: “Resulullah oruçları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara yiyecek sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim namazdan önce öderse, bu makbul biz zekât, kim de namazdan sonra ödese, herhangi bir sadaka olur.”3 Sonuç: Buğday ve aynı hükümde olan arpa Şer'i 3kg, örfi 3.33kg kuru hurma kuru üzüm şeri 1.5kg, örfî 1.66kg buğday unu kavut 1 Buhari, zekât 76 Buhari, zekât 74 3 Buhari, zekât 70 (Müslim, Ebu Davud, Nesai…) 2 İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 1 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Not: her iki ölçekte kullanılabilir, ancak örfî ölçek daha fazla olduğu için yoksullara da daha faydalı olduğundan tercih edilir. Hanefiler dışındakiler için buğdaydan da 1 sâ’’dır. Bu 4 cins gıda yerine bunların kıymetleri de verilebilir Fitre ile yükümlü olmak için gereken şartlar nelerdir? Fitre ile yükümlü olabilmek için gerekli olan şartlar 1. MÜSLÜMAN OLMAK 2. NİSAP MİKTARında mala sahip olma: a) hanefilerde: zekat gibi değil; nâmi (artıcı maldan) olması gerekmez, havl-i havelan gerekmez.Bayramın 1.günü temel ihityaçların dışında (mesken,binit,silah,ev eşyası...) nisap miktarı 200 dirhem veya 20 miskal altın; b)diğerlerinde: nisab gerekmez. bayram gün ve gecesi yetecek kadar mal varsa ödenir 3.EHLİYET Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve diğer 3 mezhebe göre malî yönü ağır bastğından (mali ibadet olduğundan)akıllı ve ergen olmak gerekmez. Çocuktve hasta adına (zihinsel) velisi verir. İmam Muhammed ve İmam Züfer ibadet yönünü üstün görürür ve gerekmez der. 4. VELAYET ve bakmakla yükümlülük: kimin için yükümlüyse ödemesi gerekir- mesela hasta ve çocuklar için 5.VAKİT: a) Hanefiler: bayramın 1.günü fecirle vacip olur- bayrama has olduğundan; b) diğerleri:ramazan ayının son akşama güneş batımıyla birlikte vacip olur. 6.bir özürden dolayı oruç tutamayan da fitre ödemesi gerekir. Çok hasta veya yaşlılar gibi Fitre kimlere verilebilir? Zekâtın benzeri Niyet fitreyi verirken veya ayırırken yapılır- niyet edilerek temlik suretiyle fakirlere verilir Eşi, usul ve füruuna veremez Ebu Yusuf ve İmam Şafii: yoksul olan zimmîye de verilemez! (fetvaya asıl olan görüş, zira asıl amaç bayram sevincinin yaşanması ve yaşatılmasıdır) Bir fitre birden çok yoksula dağıtılamaz ama çok fitre verilebilir Fitre yükümlünün bulunduğu yerdeki yoksullara verilmelidir, başka yerlere gönderilmesi mekruhtur Fitre miktarlarının kişinin bir günlük yiyecek ihtiyacını karşılamayı hedefler Fitre para olarak verecekse bunun değeri gün ve ortama göre değişebilir ZEKÂTLA İLGİLİ MESELELER Zekât nedir? Kur’an ve sünnetten dayandığı deliller hakkında bilgi verir misiniz? Zekât: bereket, temizlik, üreme, çoğala ve övme anlamlarına gelir sözlükte Terimsel: “Para, altın ve gümüş ile belli mal çeşitlerinin belirli bir bölümünü, Allah Teâla’nın belirlediği bir kısım Müslümanlara zekât niyetiyle mülk olarak vermektir” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 2 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Sadaka da denir, Allah’ın emri yerine getirildiği için ancak yine de ayrıdır. Sadaka: “vacip ve nafile kabilinden olan bağışları da kapsamına alır. Zekâtın tarım ürünlerinden alınana ÖŞÜR denir Zekât zenginle fakiri bir araya getirir, sevgi ve muhabbeti arttırır- yardımlaşma duygusunu genişletir. Zengini cimrilikten korur Zekât oruç ve fitreden sonra hicrî 2.yılda farz kılınmıştır. Kur’an, sünnet ve icma’ delillerine dayanır. Kur’an’da 28 defa namazla olmak üzere 32 yerde geçer. Ayrıca İNFAK emri de zekâtı kapsar Kur’an: - ِ ِ ِ َّ الزَكاةَ وارَكعواْ مع Bakara 43 :ي َّ ْيموا َ الراكع َ َ ُ ْ َ َّ ْالصالَةَ َوآتُوا ُ َوأَق Tevbe 103 4َعلِيم ِ ِِ ِ ِ اّللُ ََِسيع َ َصالَت َ ُخ ْذ م ْن أ َْم َواِل ْم ك َس َكن ََّّلُْم َو ه َ ص ِهل َعلَْي ِه ْم إِ َّن َ ص َدقَةً تُطَ ِه ُرُه ْم َوتُ َزكي ِهم ِبَا َو Hadis: - Buhari: “İslam beş temel üzerine kurulmuştur. Bunlardan biri de zekât vermektir” Zekâtın farz olması için hangi şartların bulunması gerekir? a. Mükellef olmak: - Hanefilere göre: Müslümanlığın yanında akıllı ve bâliğ’de olmak gerekir.- zira Zekât bir ibadettir- namaz, oruç ve hac gibi - Hanefiler dışındakiler için akıllı ve baliğ olmak şart değildir. Bu yüzden çocuk ve akıl hastaların zekât da verilir- zekât velî veya vasî öder. Delilleri: “Malı bulunan bir yetimin velisi olan kimse, bu malı ticaretle çalıştırsın, malı bırakıp da zekât onu tüketmesin” 5 hadisidir. Ancak Hanefilerce bu hadis bu şekilde kabul edilmez: Ergen olup rüşt yaşına eremeyen kişinin zekâtını velisi eliyle öder b. Nisap Miktarı: - Temel ihtiyaç ve borçlardan hariç nisap miktarından daha fazla para bulunduruyor olması lazım ev aile fertlerin bir aylık geliri ev eşyası temel ihtiyaçlar iş aletleri, fabrika makine giysiler binir araçları - Hadislere göre nisap miktarları (zenginlik ölçütleri aslında) Onların mallarından sadaka al ki, bununla onları temizleyip arıtmış olasın. Ve onlara dua et. Şüphesiz ki senin duan onlar için bir sükûnettir. Allah; Semi'dir, Âlim’dir. 5 Tirmizi, zekât 15; Malik, Muvatta, zekât 12; (zayıf?) 4 İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 3 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Altın Gümüş • 20 miskal • 200 dirhem koyunla keçi sığırla manda • 40 • 30 deve 4 tarım ürünleri •5 • Ebu Hanife dışındakiler: 5 vesk- 653 kg • Kufeliler: 1 ton Şah Veliyullah DEHLEVİ (Hüccetü’l Baliğa): Hz. Peygamber döneminde nisap miktarı= karı, koca, bir çocuk ve hizmetçiden oluşan çekirdek ailenin bir yıllık geçim harcamaları Kur’an-ı Kerim’de ve hadisle ticaret mallarının zekâtı ile ilgili ne gibi hükümler vardır? Açıklar mısınız? Kur’an’da birçok yerde geçer. “Namazı kılın ve zekâtı verin” şeklinde. Genel olarak yoksullara verilmesi gerektiği bildirilir: ِ ِِ ص َدقَةً تُطَ ِه ُرُه ْم َوتُ َزكِي ِهم ِِبَا َ ُخ ْذ م ْن أ َْم َواِل ْم “Ey iman edenler Onların mallarından sadaka al ki, onunla kendilerini arındırıp, temizleyesin…” Tevbe 103 Tevbe 60’da kimlerden alınacağı zikredilmiştir. Hz. Peygamber Medine’de zekât memurları (amiller) eliyle toplatırdı zekâtları ِِ ِ ِ ِ َالص َدق ِاِ والََْا ِرِمي وِِ سِ ِيل اّلل ِ ِ ِِي َعلَْي ها والْم َؤلََّف ِة قُلُوُ هم و ُ َّ إََِّّنَا ََ َ ه َ َالرق ُ َ َ َ ات ل ْل ُف َقَراء َوالْ َم َساكي َوالْ َعامل ُُ ْ َ ه ِ السِ ِيل فَ ِريضةً ِمن اّللُ َعلِيم َح ِكيم َّ َواُْ ِن اّلل َو ه َ هَ ه “Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihat edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Zekâtın nakit para, altın, gümüş ve ticaret malları ile topraktan çıkan ürünlerden olduğu şu ayetten anlaşılır: Bakara 267 َ يَا أَيُّ َها الَّذِينَ آ َمنُواْ أَن ِفقُواْ مِ ن ض ِ طيِبَا ِ س ْبت ُ ْم َومِ َّما أ َ ْخ َرجْ نَا لَ ُكم ِمنَ األ َ ْر َ ت َما َك “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın.” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Hadis: - “Deve ve sığırdan zekât vardır, kumaştan da zekât vardır” Altın, gümüş, nakit para ve ticaret mallarının zekâtı nasıl hesaplanır? Bir aylık veya yıllık mutat aile masrafları düşülür, 96g altın değerinden daha fazla meblağ kalır ve üzerinden bir yıl geçmişse, %2,5 verilir Alıp satmak amacıyla elde bulunan mallara ticaret malı (URÛZ) denir. Bu malların (şemada olan) üzerinden bir yıl geçerse zekâtı verilir: temizlik malzemeleri gıda maddeleri yedek parça ve benzeri ürünler galericilerin ellerindeki kendi mülkiyetlerine ait araçlar market ve süpermarketlerde satılan meşru mallar knfeksiyon ürünleri iplik ve tekstil ürünleri . Zekât kardan değil, sermayenin bütününden verilir Komisyon usulü çalışan emlakçı veya galericiler yine %2,5 verilir. Kıranın da üzerinden bir yıl geçtikten sonra %2,5 Fabrika ve sanayi kuruluşlarının zekâtı nasıl hesaplanır? Sanayi kuruşların sermayesi Sabit sermaye Döner sermaye kapalı alan, makineler, servis aracı, ekipmanlar kuruluşun nakit para kaynaklarıi alacak borçları, hammadeleri zekattan muaf eldeki paranın ve hammadenin nakit değerden %2,5 Misal: bütün malvarlığı 100kg külçe altın: sabit sermaye kısmı %50, geri kalan 50 kg altın değerinin zekâtı, 1 kg 250gr İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 5 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Hisse senetlerinin zekâtı nasıl hesaplanır? Şirkete ortak olma senedine “hisse senedi” denir. Genellikle 1-3 yıl gibi kısa veya orta vadeli alınıp satılır- piyasa değeri izleyerek alıp satmaktadır Bunların zekâtı: hisse değerin gerçek değeri üzerinden %2,5 Bunun yanında şirketi yönetmek ve gelirinden yararlanmak amaçlı senet var (ilki sadece piyasa hareketliliğinden yararlanmak idi). “döner sermaye varlıkları” üzerinden %2,5 tabidir. Zekât sonradan verilebilir, sözleşmeye de dâhil edilebilir. Şirket hesaplayıp belirleyebilir. Yapılması herkes kendisi hesaplaması zorundadır Şafiilere göre şirketin zekâtı, dönem sonunda şirket yönetimi tarafından hesaplanır. 1984’de Kuveyt’te yapılan “I. Zekât kongresi”nde, şirketlerin zekâtının, şirket tüzüğünde gerekli düzenleme yapılıp, genel kuruldan bu yönde karar çıkarıldıktan sonra, hisse sahiplerinin rızaları da alınarak şirket yönetimince verilmesi tavsiye edilmiştir Hayvanların ve madenlerin zekâtı ne kadardır? Koyun keçi= 40; sığır=30; ve deve=5. Saime olmalı, ancak o zaman zekât olur: Hadis: “Saime olan koyunların sayısı 40’a ulaştığı zaman120’e kadar 1 koyun verin. 120’i aşınca 200’e kadar 2 koyun; 200’ü aşınca 300’e kadar 3 koyun, 300’ü aşınca her yüz tane için bir koyun: Koyun sayısı 40-120 120-200 200-300 300- … Her 100 için Zekâtı 1 2 3 Her 100 tane için 1 koyun 1 Satmak üzere elinde bulunduruyorsa %2,5 üzerinden ticaret zekâtına tabi olur Eriyip kalıba dökülebilen maden türlerinden beşte bir üretici zekâtı verir. Hanefilerce bunlar ganimet hükmündedir. Delil: Enfal 41: “Biliniz ki, ganimet olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah’ın, Resulünün ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcunundur” Hadis: “Rikazda (define ve maden) beşte biri zekât vardır” Öşür nedir? Tarım ürünlerinden öşür vermenin şartları nelerdir? Öşür arazilerinden elde edilen tarım ürünlerinden zekâtın farz oluşu ayet ve hadisle + icma ile sabittir Ayet: “Hasat günü ürünün hakkını, zekâtını verin” 6/31- ayet numarası aslında 141 olması gerekir َّ ص ِاد ِه َ َوآتُوْا َحق ُه َي ْوَم َح İbn Abbas, bu ayetteki “hakkahu” sözcüğünün zekât anlamında olarak, öşür (onda bir) veya yarı öşür (yirmide bir) olduğunu söylemiştir. İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 6 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Hz. Peygamber (s.a.s) de şöyle buyurmuştur: “Yağmur veya kaynak suyu ile sulanan veya kendiliğinden sulak olan yerlerin ürünlerinden onda bir (öşür), hayvan gücü veya taşıma su ile sulanan toprakların ürününden ise yirmide bir zekât gerekir.” Ebû Hanîfe’ye göre; tarım ürünlerinin zekâtında nisap aranmaz. Öşür arazisinin ekilip biçilmesiyle elde edilen her çeşit üründen, sebze ve meyvelerden, azından da çoğundan da üretici zekâtı gerekir. Buğday, arpa, pirinç, baklagiller, karpuz, domates, biber, kavun, karpuz, hurma, şeftali, armut, üzüm ve benzeri yaş veya kuru ürünler böyledir. Bunun için bir yıl geçmesi de gerekmez. Yılda çift ürün alana çift öşür gerekir. Dayandığı delil: “Sizin için yerden çıkardıklarımızdan verin.” âyetinin mutlak anlamıdır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e göre ise, tarım ürünlerinde nisap yaklaşık bir ton (beş vesk) olup, bundan daha az olan ürün çeşitlerinde öşür gerekmez. Ayrıca öşür gerekmesi için, ürünün bir yıl kadar dayanabilecek nitelikte olması gereklidir. Tarım ürünlerinden öşür verirken yıl içinde yapılan masraflar dikkate alınmaz. Bu masraflar toprak sahibine ait olan üründen karşılanmış olmalıdır. Nitekim kiraya verilen toprağın öşrü Ebû Hanîfe’ye göre toprak sahibine, çoğunluk fakihlere göre ise kiracıya aittir. Sonraki Hanefî fakihleri bu konuda çoğunluğun görüşü ile fetva vermişlerdir. Ancak bu durumda toprak sahibinin öşrün verilmesini sağlayacak önlemleri alması gerekir. Zekât kimlere verilebilir? Dernek ve vakıf gibi kuruluşlara zekât verilir mi? Kur'an-ı Kerim'de zekâtın kimlere verileceği şöyle sıralanmıştır: "Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak fakirlere, miskinlere, zekât işinde çalışanlara, kalpleri İslâm'a ısındırılmak istenenlere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara aittir. Allah bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir" (Tevbe 60) Ayet, mala düşkün bazı kişilerin toplanan zekâta göz dikmesi ve Hz. Peygamber'den haksız isteklerde bulunması üzerine inmiş, onların bu davranışları kınanmıştır. Böylece zekât fonunu, kamu gücünün dilediği şekilde kullanmasına engel olunmuştur Abdullah İbn Abbas (r. anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber, Muaz İbn Cebel'i Yemen'e gönderirken ona şu emri vermiştir: "... Eğer onlar zekâtın farz olduğunu kabul ederek sana itaat ederlerse, Allah'ın kendilerine zekâtı farz kıldığını ve zenginlerden alınıp fakirlerine verileceğini onlara bildir." - Bu hadis zekâtın devlet tarafından Müslümanların zenginlerinden alınıp fakirlerine harcanacağına delil sayılmıştır Zekâtın verileceği sekiz sınıf Yukarıda da zikredildi! Alacaklı, darda kalan borçlusunun borcunu zekâtından düşebilir mi? Ayet: bakara 280: ِ ص َّدقُواْ َخْي ر لَّ ُك ْم إِن ُكنتُ ْم تَ ْعلَ ُمو َن َ ََوإِن َكا َن ذُو عُ ْسَرٍة فَنَظَرة إِ ََل َمْي َسَرةٍ َوأَن ت “Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 7 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Hadis: “Kim, ödeme gücü olmayan borçluya süre verirse kendisine sadaka ecri vardır. Vadesi gelen borcu erteleyen alacaklıya ise her gün için bir sadaka ecir verilir” Hanefilere göre ayetteki SADAKA= nafile sadaka alacağın fiillen teslim alınmaksızın borçluya tasadduk edilmesi temlik niteliğinden değildir. Şafii ve Hanbelilere göre ayetteki tasadduk zekâtı da kapsar Devlete ödenecek vergi zekât yerine geçer mi? Hz. Peygamber ve İlk dört Halife zamanında zekât memurları toplardır. Hz. Osman döneminden itibaren “Batınî mal” denilen altın, gümüş, nakit para ve ticaret mallarının zekâtı yükümlülerce hesaplanıp verilmesi esası benimsendi Günümüzde vergi zekâttan sayılmaz, harcama alanı sınırlandırılması yapılmadığından. Bu yüzden vergi zekâttan düşmez, zira zekâtın harcanacağı yerler bellidir, devletin de belli: yol, köprü, baraj vs. … AİLE HAYATI İLE İLGİLİ MESELELER EVLİLİK VE EŞLERİN KARŞILIKLI HAK VE GÖREVLERİ Bir kimsenin evlenmek istediği bayanla görüşmesinin ölçü ve sınırı nedir? İslam’da bir erkeğin yabancı kadına bakma yasağının istisnaları vardır: İHTİYAÇ VE ZARURETevlenme isteği Erkek evlenmek istediği kadını bizzat görme hakkında sahiptir- onun güzelliğini görmek için el, yüz ve boynuna bakabilir Ebu Davud (+Tırmızi) hadisi: “Sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediği zaman, onun evlenmesini teşvik edecek niteliklerine bakabilirse baksın” Hanbeliler: evlenilmek istenen kadının günlük illeri yaparken açık kalabilen yerlerine bakmak caizdir: delili Hz. Peygamber’in Muğire b. Şube’nin evlenmek istediği kadının yüzüne bak, aranızda sevginin devamına vesile olur hadisidir Şafii: kızın ve ailesinin haberi olmaksızın olmalıdır der Malikiler: bu şekilde gizli bakmak mekruh olur der Sonuç: bir erkek evlenmek istediği kızla üçüncü kişinin yanında görüşebilir (herkese açık yerde)- aynı hak kıza da verilir Nişan bozulduğu takdirde, daha önce verilmiş olan Mehir ve nişan hediyeleri kime ait olur? Erkek nişanda mehrin tamamını veya bir kısmını verdiyse, nişan bozulduğundan aynısını ve kıymet olarak miktarını alır- çünkü nikâh ve zifaf yapılmamış olduğundan dolayı (nikâhta yarısına, zifafta tamamına hak kazanır) Hanefiler: nişanlıların ve ailelerin birbirine verdiği hediyeler bağış (hibe) hükümlerine tabidir, dolayısıyla bağıştan dönmeyi engelleyen durum yoksa geri iade edilir Giyinilmiş veya tüketilmiş mallar geri iade edilmek zorunda değildir İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 8 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Malikiler: Nişanı erkek bozmuşsa geri alamaz, kız tarafı bozmuşsa, geri alabilir- hatta tüketilenlerin tazmini gerekir Şafii ve Hanbeliler: bağış olarak verilen hediyeler geri alınmaz, çünkü bağıştan dönülmez. Evlilik umuduyla emanet verilenler geri alınır, tüketilmişse tazmin edilir İslam’a göre evliliğin rükün ve şartları nelerdir? Nikâhın rükünleri: İCAP VE KABUL Sıhhat şartları: Eşler arasında bir evlenme engelinin olmaması, icapla kabul süreklilik bildiren bir üslupla ifade edilmiş olması ve akitte iki şahidin bulunması Hanefilere göre akıllı ve ergenler kendi nikâhlarını yapabilirler. Ancak mehir önemli, daha sonra velisi itiraz edebilir Küçük yaşta evlilikleri engellemek için 1917’de Osmanlı Hukuk-i Aile Kararnamesi ile veli izni olmadan evlilikte kız çocukları için 17, erkeklerde 18 yaş sınırı getirilmiştir Diğer mezheplerde kız çocuğunda veli izni sıhhat şartı, Hanefilerde ise menduptur İslam’a göre evlenme engelleri nelerdir? Sürekli ve geçici evlenme engeli olmak üzere ikiye ayrılır a) Sürekli evlenme engelleri: - Nisa 23: ِ َِ وُ نَات اَأُخ ت َوأ َُّم َهاتُ ُك ُم ْ ُحهِرَم ْ ُ َ َ ِ ات اَأ ُ ََخ َواتُ ُك ْم َو َع َّماتُ ُك ْم َو َخاالَتُ ُك ْم َوَُن َ ت َعلَْي ُك ْم أ َُّم َهاتُ ُك ْم َوَُنَاتُ ُك ْم َوأ ِ الرض ِ ات نِ َسآئِ ُك ْم َوَرََبئُِِ ُك ُم الالَِِّت ِِ ُح ُجوِرُكم ِهمن نِه َسآئِ ُك ُم الالَِِّت َ الالَِِّت أ َْر َ َ َّ َخ َواتُ ُكم هم َن ُ اعة َوأ َُّم َه َ ض ْعنَ ُك ْم َوأ ِ ِِ َّدخ ْلتُم ِبِِ َّن فَِإن ََّّل تَ ُكونُواْ دخ ْلتُم ِبِِ َّن فَالَ جنَاح علَي ُكم وحالَئِل أَُ نَائِ ُكم ال َْصالَُِ ُك ْم َوأَن ََْ َمعُوا ْ ين م ْن أ ََ ََ ْ َ ُ ْ ُ ََ ْ َْ َ ُ ِ ي إَالَّ ما قَ ْد سلَف إِ َّن اّلل َكا َن َغ ُف يما َ َ ْ ي اَأ َ ْ َُ َ ِ ْ َُخت َه ً ورا َّرح ً “Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikâh altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 9 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Sürekli evlenme engeli bulunanlar Kan hısımları Süt hısımları anneler, nineler, halalar, teyzeler, büyük hala ve teyzeler Nisa23: "nesepçe haram olanlar süt yoluyla da haram olurlar". sütanne, sütnine,süt yeğenler vs kızlar, kız kardeşler, erkek ve kız kardeşlerin kızları Ebu Hanife: süt 2,5 yaiına kadar, çoğunluk 2 yıl. İmam şafi en az 5defa eme evlilik yoluyla haram olanlar sıhrî hısım= Üvey kızlar, kayın valideler İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final baba ve dedenin karıları ile oğul veya torunların karıları www.ti-entertainment.com 10 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN a) 11 Başkasının eşi olma: •"Kocalı kadınlarla evlenmeniz size haram kılındı" 4/22-23 b) İki akraba ile birden evlenme •"İki kız kardeşi birlikte almanız da size haram kılındı" 4/23 •sılah-i rahim kesilir diye- yakın akrabalar bir nikah altında toplanılırsa •Hadis:"Bir kimsenin karısı ile,bu karısnının hala veya teyzesi bir nikah alrında toplanamaz" c) İddete bağlı evlenme engeli •evlilik. ölüm boşanmayla sona erdiğinden kadının bekleme sğresi olur- İDDET; bu neseplerin karışmaması için önemlidir •Kocası ölen: 4 ay 10 gün; boşanan 3 ay hayız ve temizlenme; gebenin doğuma kadar; henüz adet görmeyen kız ve menopozda olan kadınlar için 3 ay. Kocası kabolan Hanefilere göre akranların ınkırazı, Malikilere ve Hanbelilere göre 4 yıl, mahkeme kayıp kararı verirse 4 ay 10 gün. Osmanlı'da HAK'da 127çmaddeyle 1917'de Malikilerin görüşünü esas almıştır d) üç kere boşanma •erkek karısını en fazla 3 defa boşayabilir; sonra yeniden evlenebilmesi için karısı başka bir erkekle evlenmesi gerekir, sonra bu evlilik sona ererse iddeti beklemek şartıyla geri dönebilir •Bu geçici yasağa TAHLÎL veya HULLE denir •Bakara 230: e) Din ayrılığı •müslümanlar ateistlerle evlenemez. bakara 221 delildir: "İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin."- Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenenbilir Maide 5 : "Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir" 678 6 ِ اّلل وتِلْك ح ُدود ِ نك ووجا َغي ر فَِإن لَلَّ َقها فَالَ جنَاح علَي ِهما أَن ي ت راجعا إِن َنَّا أَن ي ِقيما ح ُد ِ َّ فَِإن لَلَّ َقها فَالَ َِت لل لَ ِمن ُ ع ُد ح اّلل يَُِ يهِنُ َها لَِق ْوٍٍ يَ ْعلَ ُمو َن َ ُ َ ُ ود ه َ َ ُ ُ ه ُ َ ْ ً ْ َ َ ََ ت َ َ َ ََ َ ْ َ َ ُ َ َ َ َ َْ ُ Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz. (Bu koca da) onu boşadığı takdirde, onlar (kadın ile ilk kocası) Allah’ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın, anlayan bir toplum için açıkladığı ölçüleridir. BAKARA 230 7 ْ ْ خ َّ َ خ َ َ َ ْ َ ْ ُ َّ ُْ َّ ُ َ ْ ْ ْ َ خ ت َحتى يُمْؤْ مِ ن َوأل َمة ُّممْؤْ مِ نَة َخي خْر ِمن ُّمش ِرك ٍة َول ْو أ ْع َجبَتك ْم َوال تن ِك ُحوا ال ُمش ِِركِينَ َحتى يُمْؤْ مِ نوا َولعَ ْبدخ ُّممْؤْ مِ ن َخي خْر ِ َوال ت َن ِك ُحوا ال ُمش ِركَا ُ َ َ َ َ ُ َّ ْ ْ ن ال ى ل إ ع د ي ئ ل و أ م ك ب ج ع أ و ل و ر ش َاِ لَ َعنَّ ُه ْم يَتَذَ َّك ُرون َُون ْ ٍك َِك ِ َّار َواّللُ يَ ْدع َُو ِإلَى ْال َجنَّ ِة َو ْال َم ْغف َِرةِ بِإ ِ ْذنِ ِِ َويُبَيِنُ آيَاتِ ِِ لِنن َ َ ْ ْ َ ْ ِ ِ َ ِ ِمن ُّم İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler. Bakara 221 8 ْ ُ ُ ْ ْ ْ ْ ْ ُ ُ َّ َّ َّ ُّ َّ َ ُ َ ُ َّ ٌّ ُ َ َّ ُ صنَاتُ مِ نَ الذِينَ أوتوا ِ صنَاتُ مِ نَ ال ُممْؤْ مِ نَا َ ْاليَ ْو َم أحِ ل لك ُم الطيِبَاتُ َوطعَا ُم الذِينَ أوتوا ال ِكت َ ْت َوال ُمح َ َْاب حِ ل لك ْم َوطعَا ُمك ْم حِ ل ل ُه ْم َوال ُمح َ ان فَقَدْ َح ِب َ َصنِين ِع َمنُُِ َوهُ َو فِ اخآخِ َرة َ ط ِ ْوره َُّن ُمح َ ْال ِكت َ غي َْر ُم ِ ان َو َمن َي ْكفُ ْر ِب ٍ َسافِحِ ينَ َوالَ ُمتَّخِ ذِي أ َ ْخد َ َاب مِ ن قَ ْب ِن ُك ْم ِإذَا آت َ ْيت ُ ُموه َُّن أ ُ ُج ِ اإلي َم َمِ نَ ْالخَاس ِِرين Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Evli bir kadının mâlî hakları nelerdir? Mehir Nafaka Mal ayrılığı rejmi • erkeğin evlenirken karısına vermeyi taahhüt ettiği para (malvarlığı) • rükün veya şart değil, nafaka gibi kocaya vacip olan mali bir haktır. 4/4 • Hıristiyanlarda kadının ailesi erkeğe DRAHOMA verir • "mehr-i müsemma"= evlilik sırasında belirlenmişse; "mehr-i misil"= belirlenmemişse; "mehr-i muaccel"peşin ödenen;"mehr-i mueccel"ödenmesi sonraya bırakılan • Ebu Hanife: mehrin alt sınırı 10 dirhem ( dirhem= 1 boyun); İmam Malik=3 dirhem. Ahmet b. Hanbel ve Şafii için alt sınırı yok • Hz. Ömer 400 dirhemle sınırlamak istemiş fakat bir ayeti okuyarak karşı çıkmıştır • evlilik kadının yiyecek, giyicek ve mesken masrafları kocadan • Bakara 223: "Annelerin yiyecek ve giiyecekleri gücünün yettiği ölçüde çocuğun babasına aittir" • kadın mahkeme kararıyla da nafakasını isteyebilir kocası ödemiyorsa • Hanfilerce mahkemenin kararı ile, ölüm ve nüşuz ile düşer, diğerlerine göre düşmez • koca çalışarak geliri sağlar • kadın geliri olsa da katkıda bulunmaya zorlanamaz • Kadın kendi parasını kendşnce tasarruf edebilir, veya kocasına karz olarak da verebilir Evlilikte kocanın hakları nelerdir? Kocanın karısı üzerinde miras dışında mali bir hakkı bulunmamaktadır. Hatta kendi mülkünden bir daireyi kocasına kiraya verebilir Görev paylaşımı ve karşılıklı saygı esastır Kocası vefat eden bir kadının hakları nelerdir? a. Kendisine ait hak ve alacaklarını tespit ettirmek: - Kocası ölen kadın kendisine ait çeyiz, ziynet ve kendi parasıyla satın aldığı her şeyi alabilir. - Kalan nafaka veya mehir borcu varsa onu da alır b. Miras hakkı: - Belirli ölçülerde (oğul varsa, kız varsa vs. miras alır) c. İddet hakkı: - Vefat iddeti bekleyene nafaka gerekmez, zira koca vefat edince tüm malı mirasçılarına geçer - Bakara 240’da ilk başlarda iddet süresi 1 yıl iken: “Sizden karısını geride bırakarak ölecek olanlar, eşlerinin kendi evlerinden çıkarılmayacak bir yıl süreyle yararlanmasını vasiyet etsinler”; daha sonra Talak 6’nın inmesiyle bu süre 4 ay 10 güne inmiştir vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkâr ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır. Maide 5 İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 12 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Boşanan kadının mâlî hakları nelerdir? 3 hayız ve temizlenme dönemi bekler. Bu iddet dönemince kocanın nafaka sorumluluğu devam eder Şafii, Maliki ve Hanbeli: ancak mesken temin edilebilir Boşanma durumunda kadın zor hale düşecekse ona yardım edilir. Batı’da evlilikten sonra kazanılan malvarlıkları ikiye bölüştürülür- son zamanlarda TR’de de bu böyle uygulanmaya başlanılmıştır İddet nedir? Evliliğin sona erme şekline göre kaç çeşit iddet vardır ve süreleri ne kadardır? Kadına iddetin vacip oluşu Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir Çocukların geçim masrafları kime aittir? Erkek çocuğu meslek sahibi oluncaya kadar, kız çocuğunun da evleninceye kadar babalarına aittir. Delili Talak 6: “Eğer (çocuklarınız) sizin için, anneleri emzirirlerse, onlara emzirme ücretlerini tam olarak verin” Çocukları emzirme ve geçimini sağlama dinî bir görev midir? 2/223: “Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki sene emzirirler. Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur. İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 13 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Herkese ancak gücü nispetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan, çocuk kendisinin olan baba da çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumluluk yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun bir şekilde öderseniz, size sorumluluk yoktur. Allah'tan sakının, yaptıklarınızı gördüğünü bilin.” Çocuğun süt emmesiyle alakalı hadis: “çocuğun ana karnında taşınması ile sütten kesilmesi 30 aydır” Ana-baba ve diğer hısımların geçim masrafları kime aittir? Ana baba yoksul düşer ve geçimini sağlayamayacak duruma düşerse, çocuklar yardım etmelidir. İsra 23: ِ ِ َ اًن إَِّما ي ِ لََُ َّن ِع ٍّ ُ َح ُد ُُهَا أ َْو كِالَ ُُهَا فَالَ تَ ُقل ََّّلَُمآ أ ٍه َ ضى َرُل َ ََوق َْ ً ك أَالَّ تَ ْعُِ ُدواْ إِالَّ إِ ََّّي ُ َوَِبلْ َوال َديْ ِن إِ ْح َس َ ند َك الْكَِ َر أ َوالَ تَْن َه ْرُُهَا َوقُل ََّّلَُما قَ ْوالً َك ِرميًا “Rabbin ancak kendisine ibadet etmenizi, bir de ana babaya iyilikte bulunmanızı emretti…” Lokman 14: “Bana ve ana babana şükret Bir erkek yoksul da olsa, ana babası ve çocuklarına (ailesine) bakmak zorundadır (Malikilere göre değil) Ebu Davud: “Sizden biriniz yoksul düşerse, önce kendi ihtiyaçlarını karşılasın. Bundan artarsa aile fertlerinin ihtiyaçlarına sarf etsin, yine artarsa diğer hısımlarına harcasın” Malikler: ana baba çalışabiliyorsa çocuğa düşmez Din ayrılığının geçim masraflarını karşılamaya etkisi var mıdır? Kadın itaatsiz veya mürtet olmadığı müddetçe ödemesi gerekir Hanefiler: nafakası için usul, füru ve eşinin din birliğinin bulunmasına gerek yoktur. Bunların dışında ise gerekir din birliği. Çünkü Müslümanla gayri Müslim arasına miras cereyan etmez Diğerlerine çok ihtiyaçlı olmadıkça zorunlu değil, ancak aile fertlerine yardım çok yüce olduğundan hoş karşılanır Erkek ve kız çocuğu arasında ayrım yapmak caiz midir? ِ ض ََيْلُق ما يشاء ي هب لِمن يشاء إًِن ًًث وي ه ِ َّ َِّّللِ م ْلك ل ور ُ ُ َ ب ل َمن يَ َشاء الِ ُك ُ َ َ َ َ َ َ ْ َ ُ َ َ َ َ َ ُ ِ الس َم َاوات َو ْاَأ َْر ِ ِ يما إِنَّ ُ َعلِيم قَ ِدير ً أ َْو يَُزهِو ُج ُه ْم ذُ ْكَر ًاًن َوإ ًَن ًًث َوََْي َع ُل َمن يَ َشاء َعق “Allah dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları verir. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini kısır yapar. O her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir” Şura 49-50 Allah adaletlidir, her çocuk eşittir İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 14 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Hadis: - Ebu Davud: “Kimin 3 kızı veya kız kardeşi olur, bunları eğitir, evlendirir ve kendilerine iyi davranırsa cennete girer” Buhari: “Allah’tan korkunuz ve çocukların arasında eşit davranınız. Ben çocuklardan birisini üstün görecek olsaydım kadınları üstün tutar ve tercih ederdim” - İslam’da, yeni doğan çocuğa isim koymada nelere dikkat edilmesi gerekir? Yeni doğanın sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması müstehaptir Resulullah Talha’nın oğlu Abdullah doğduğunda ağzında çiğnediği hurmayı ona verdi İsim doğduğu gece veya 3 veya 7. Gece de koyulabilir. İsim önemlidir. Hadis: “Sizler kıyamet gününde adlarınızla ve babalarınızın adlarıyla çağrılacaksınız. Bu yüzden isimlerinizi güzel koyunuz”9 Abdüşşems veya Abdüssanem gibi İslam’a ters düşen isimleri koymak doğru değildir Berre ve Asiye isimlerini değiştirmiştir Evlat edinmek caiz midir? Önceden İslam’da da yaygın bir adetti, Hz. Peygamber nübüvvetten önce Zeyd b. Harise’yi evlatlık edinmişti. Onun azatlı kölesiyken serbest bıraktığında (azat edildiğinde) Zeyd ailesine dönmek istememiş- babası ve amcası satın almıştır onu: “Senden başka bir kimse istemem, sen hem babam hem de amcam yerindesin”. Bunun üzerine Hz. Peygamber onu evlatlık edindi İslam evlatlık müessesini kaldırdı ve her çocuğun nesep hısımlarına nispet edilmesi prensibini getirdi. Ayet: Muhammed sizin erkeklerinizden kimsenin babası değildir 33/40 ِ ٍ َِّ ول ِ َّ ي وَكا َن ِِ يما َ َح ٍد ِهمن هِر َجالِ ُك ْم َولَ ِكن َّر ُس َ َّما َكا َن ُُمَ َّمد أ َََب أ ً اّللُ ُ ُك ِهل ََ ْْء َعل َ َ اّلل َو َخ َاَتَ النَّ يه “Çocukları babalarına nispet ederek çağırınız. Bu Allah’ın nezdinde daha doğru ve adalete daha uygundur” Ahzab 5: ِط ِعن َد ه ِ ِ ِ ِ ِ ُ اَّلل فَِإن هَّل تَ ْعلَموا آَب َ َعلَْي ُك ْم ُ ْس َ ُ ْ َ ءه ْم فَإ ْخ َوانُ ُك ْم ِ ال هدين َوَم َوالي ُك ْم َولَْي َ ُه َو أَق ِ ِ ِ ِ يما َّ ت قُلُوُُ ُك ْم َوَكا َن ْ َخطَأْ َُت ُِ َولَكن َّما تَ َع َّم َد ْ يما أ ً اّللُ غَ ُف ًورا َّرح َ ُجنَاح ف وه ْم ِِل ََبئِ ِه ْم ُ ُا ْدع Hatta Allah Peygamberine Evlatlığı Zeyd’in hanımı Zeynep binti Cahş ile evlenme izni vermiştir Ahzab 37: ِ َّ ك علَيك ووجك وات َِّق ِ اّلل مِ ِدي ِ ِ ِ َّ ول لِلَّ ِِي أَنْعم ُ َوإِ ْذ تَ ُق َ اّللَ َوُُتْفْ ِِ نَ ْف ِس َ اّللُ َعلَْي َوأَنْ َع ْم ْ ُ َُّ ك َما َ َ َ ْ َ َ ْ َ ْ ت َعلَْي أ َْمس ََ ِ ِ ِ ٌ َّ َّاس َو َ ََح لق أَن َُتْ َشا ُ فَ لَ هما ق َ ِضى َزيْ ٌد م ْن َها َوطًَرا َزهو ْجنَا َك َها ِ ََ ْْ ََ يَ َُو َن َعلَى اِ ُْم ْْمن ٌ ن ََ َر َ اّللُ أ َ َوَُتْ َشى الن ِضوا ِم ْن ه هن وطَرا وَكا َن أَمر ه ِ ِ ِ ِ ِِف أَ ْزَو اَّلل َم ْف ُع ًوال ُ ْ َ ً َ ُ ْ َ َا ٌ أَ ْدعيَائ ِه ْم إذَا ق (Resulüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! Diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan 9 Ebu Davud, edeb 61; Darimi ve Ahmet b. Hanbel İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 15 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir. Tüp bebek uygulaması caiz midir? (İn vitro fertilizasyon) Anne babanın en doğal haklarından biri çocuk sahibi olmak Şura 49-50’de bu teşvik edilmiştir Kısır aileleri bir şekilde tedaviler vs. uygulayarak bebek sahibi olmak işlemine başvurma imkânına sahiptir Tüp bebek= bir nevi sunî İLKAH (döllenme) erkeğin spermi alınıp dış ortamda kadının yumurta hücresiyle döllendirilmekte, sonra kadının rahmine naklederek gebeliğe ve doğuma imkân hazırlanmakta- bu evli eşler için geçerlidir İslam Konferansı Teşkilatına bağlı İslam Fıkıh Akademisi’nin 1986’da yaptığı toplantıda bu karar alınmıştır (kocasının spermiyle olacak ama) Şirbinî: “Bir kadının ihtilam olmuş kocasının menisini cinsel organına yerleştirmek suretiyle gebe kalsa, doğan çocuk meşrudur ve kadın bu işlemden dolayı günahkâr olmaz” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 16 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN EVLİLİĞİN SONA ERMESİ: İslam’a göre evliliği sona erdiren durumlar nelerdir? Çeşitli yollarla olur: ölüm, evliliğin eksikliği nedeniyle, tefrik ile- mahkeme kararı, boşanma, ila, zıhar, muhalea Talak= hem tek yanlı iradeye dayanan, hem karşılıklı rızayla yapılan, hem de mahkeme kararıyla yapılan. Ancak daha fazla tek yanlı iradeye dayanan boşanmayı ifade eder (rici, bain, sünnî ve bidî talak) a. Evliliğin feshi: - Nikâh akdi sırasında olan veya daha sonra gelen bir eksiklik dolayı: mesela: şahitsiz evlenme; eşlerden birisinin mürtet olması - Fesih evliliğe derhal son verilir ve boşanma tasarrufu sayılmadığından kocanın 3 hakkı kalır - Eğer cinsel birleşmeden önce fesh edilirse mehir gerekmez b. Ric’î boşanma: - Kocaya yeni bir nikâha ihtiyaç duyulmadan yeniden dönme imkânı veren boşanma (ric’î= dönülebilir) - Cinsel birleşmenin gerçekleştiği evlilikle şiddet ve mübalağa içermeyen tarzda boşanmayla olur - Ancak bu üçüncü defa ve bir bedel karşılığında yapılmamış olması gerekir - Bu durumda koca karısına yeni nikâh akdi veya mehre gerek duymadan iddet süresi içerinde geri döner - Bakara 228: “Boşanmış kadınlar kendi başlarına 3 hayız ve temizlenme süresince beklerler… Eğer kocaları barışmak isterse, o süre içinde, onları geri almaya başkalarından daha fazla hak sahibidirler” - İmam Şafi, Ahmed ibn Hanbel, İbn Hazm ve bazı Şiî fakihlere göre dönüş 2 şahidin huzurunda olmalıdır - Diğerlerine göre ise müstehaptir - Kadın iddet nafakasına hak kazanır, iddette eşlerden biri ölürse miras tahakkuk eder - İddet içinde barışma olmamışsa, boşanma bâine (kesin) dönüşür ve erkeğin bu kadın üzerinde bir boşanma hakkı eksilmiş olur c. Bâin boşanma: - Koca ancak yeni bir nikâhla dönebilir - Eğer 3 defa olmuşsa, artık buna “BEYNÛNET-İ KÜBR” büyük ayrılık denir ve kadın başka biriyle evlenmeden geri dönemez - Bâin çeşidine giren boşanmalar: NİKÂHTAN SONRA CİNSEL BİRLEŞME OLMADAN BOŞANMA; TARAFLARIN BİR BEDEL ÜZERE AYRILMALARI (MUHALEA) veya KOCANIN 3 TALAK HKKINI DA KULLANMASI - Hanefiler: kocanın şiddet, mübalağa ve kinayeli sözlerle boşaması da bin Bâin olur - Şafii ve Hanbelilere göre ise ric’î sayılır - Bain’de evlilik derhal sona erer ve kadın 3 hayız süresi iddet bekler, teslim alınmayan mehir peşine dönüşür, bu iddette eşlerden biri ölürse miras tahakkuk etmez İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 17 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN - Ölüm anında boşar ve iddette ölürse, kocanın boşanma hakkının kötüye kullanıldığı gerekçesiyle kadın mirasçı olur Ahmet ibn Hanbel: ölüm hastası kocasının boşadığı kadın, kocası iddetten sonra ölse ve yeniden evlenmemiş olsa yine miras alır İmam Malik: Evlenmiş olsa bile miras alır Boşanma naslara uygun yapılıp yapılmaması bakımından sünnî ve bid’î olmak üzere 2ye ayrılır d. Sünnî talak: - Kadının her temizlik döneminde ve cinsel birleşme olmaksızın ric’î boşanma tarzında olmalıdır 3 defa e. Bid’î talak: - Sünnete aykırı biçimde olan talak, ancak buna rağmen geçerlidir (Şia ve Zahiriler-İbn Hazm’a göre geçerli değildir) - Adet döneminde, temizlik döneminde cinsel ilişkide bulunduktan sonra veya temizlik döneminde 3 defa boşama f. Şartlı boşanma: - Kocanın boşanma iradesini bir şarta veya vadeye bağlaması- ne zaman için şart koyduysa o zaman tahakkuk eder - Bu yemin tarzında da olur. Ancak İkrime, Kadî Şurayh, İbn Teymiyye ve İbn Kayyım gibi bazı fakihlerce kabul edilmez ve yemin varsa kefaret gerekir derler - Boşanma belirli bir vadeye bağlanmışsa, belirlenen tarh gelince boşanma gerçekleşir g. Bir bedel karşılığında boşanma (hul’-muhalea): - İlke olarak kadın boşanma yetkisini almamışsa, ancak mahkemeye başvurarak veya kocasıyla bir bedel karşılığında anlaşarak boşana bilir (hak erkektedir) - Bakara 229: “…Eğer karı-kocanın Allah’ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, o zaman kadının kurtulmalık (fidye) vermesinde, ikisine de bir günah yoktur” - Hadis: Hz. Peygamber Sabit’e: “Bahçeyi kabul et ve onu bir defa da boşa” demiştir - Koca eğer kadının teklifini kabul ederse, artık rücu hakkı olmaz - Geçimsizlik kadından kaynaklanıyorsa mehirden fazlasını, kocadan kaynaklanıyorsa verdiği mehri alması çirkin görülmüştür (Hatta İmam Malikê göre bu durumda koca karşılık alamaz) - Çoğu fakih’e göre muhalea sonunda Bâin meydana gelir. Ancak İmam Şafi’ye göre muhalea Bâin değil, Fesihtir, zira Bakara süresin 229-230’da 3 boşanma türünün dışında 4. Boşanma olarak düzenlendiğinden kabul edilemez der - Diğer mezhepler onun gibi değerlendirmemiştir: ayetlerdeki boşamaları bedelli ve bedelsiz olarak 3 sayısı içinde değerlendirmişlerdir h. Zıhar yöntemi: - Zıhar= sırt; kocanın eşine “Sen bana annemin sırtı gibisin” diyerek onu kendisine haram kılması (cahiliyyede yaygındı) - Medine döneminde EVS İBN SÂMİT’İN EŞİ HAVLE’Yİ BU YOLLA BOŞAMASI VE HAVLE’NİN HZ. PEYGABER’E ÇÖZÜM İÇİN BAŞVURMASI ÜZERİNE İNEN AYETLERLE HÜKME BAĞLANMIŞTIR” Mücadele 1-4 İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 18 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Böyle yapan kocanın yapması gereken: a) Köle azadı (gücü yetmiyorsa) b) 2 ay aralıksız oruç (buna da gücü yetmiyorsa) c) 60 yoksulu doyurmak i. İlâ yöntemi: - Bir yemin türüyle evliliğe son verme: kocanın eşiyle cinsel teması yemin, adak veya bir şarta bağlayarak, belirli veya belirsiz bir süre kendisini bundan menetmesini ifade eder - Süre belirlenirse, en fazla 4 ay olmalıdır. Bu arada koca kefaret ödeyerek her an geri dönebilir - Bakara 266, 267: “Kadınlarına yaklaşmaya yemin edenler 4 ay beklerler. Eğer bu süre içinde yeminlerinden dönerlerse, şüphesiz Allah her şeyi çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. Eğer boşamayı kastederlerse, şüphesiz Allah her şeyi iyi işiten, çok iyi bilendir” - Hz. Aişe, Allah Resul’ünün eşleri için îlâ yemini yaptığını, ancak süre dolmadan, yemin kefareti vererek bundan döndüğünü nakletmiştir10 - Hanefiler: 4 ay sonra dönmezse Bâin olur; - Diğerleri: ya eşine döner veya boşar. Her ikisini de yapmazsa kadın hâkime başvurabilirher iki durumda da ric’î boşanma meydana gelir. Delil: ila yeminin de kocanın muhayyer bırakılması j. Mahkeme kararı ile boşanma: - Mahkemeye başvurarak boşanmaya TEFRİK denir - Hâkim belirli sebeplere dayanarak boşar - Kur’an’da eşlerin geçimsizlik sebeplerini yerinde incelemek ve aile sırlarını dışarı ifşa etmemek için hakem yöntemi geliştirilmiştir: Nisa 35: “Eğer karı ile koca aralarının açılmasından korkarsanız, o vakit kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Barışmak isterlerse, Allah onları uzlaştırır” - Ebu Hanife ve Ahmet ibn Hanbel: hakemler vekil sayılır ve eşler özel yetki vermedikçe boşanmaya karar veremezler - İmam Şafii’nin ilk görüşü de böyledir. İkinci görüşü ayetteki hakem hâkim demektir k. Lian yöntemi: - Karısının zina ettiğinden veya çocuğunun kendisine ait olmadığı endişesi taşırsa ve ispatlayamayan koca, hâkime başvurarak özel yeminle evliliğe son verebilir - Nur 6-9 Liyan – mülaane - Ebu Hanife ve İmam Muhammed: lian Bâin talak meydana getirir - Ebu Yusuf ve diğer mezhep imamları: taraflar birbirine ebedî olarak haram l. 10 Eşlerden birinin ölümü: - Kadın vefat edince, evlilik derhal sona erer Buhari, savm, 11, 18, nikâh 91, 92, talak, 21, eyman, 20; Tırmızî, talak 21. İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 19 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN - Koca vefat edince, eşi 4 ay 10 gün iddet bekleyeceği için, evlilikle ilgili bağı bir süre daha devam eder Bu süre içerinde yeniden evlenemez Evliliğin mahkemeye yoluyla sona erdirilmesinde “boşanma sebebi” sayılabilen haller nelerdir? Erkeğin boşanma yetkisi bulunduğu için, daha çok kadının mahkemeye başvurması durumunda dikkate alınması gereken boşanma sebepleri şunlardır: a) Hastalık ve kusur: - Erkekte birleşmeye engel cinsel hastalık bulunursa - Akıl hastalığı, cüzzam- ancak evlilikten önce biliniyorduysa geçerli olmaz - Kadî Şurayh, Zuhrî ve Ebu Sevr gibi bazı fakihler hastalıklarla sınırlı tutmazlar ve “karşı eş için evliliği çekilmez hale getiren her türlü hastalık ve kusur” b) Kocanın nafakayı temin etmemesi: - Erkeğe eşinin ve çocuklarının nafakasını ödemesi vaciptir - Hanefilerce nafakayı ödeyememesi boşanma sebebi değildir - Diğerlerine göre hâkime başvurarak boşanma hakkı elde eder. Delilleri: Bu durumu “zarar vererek kadınları turumak” 2/231 olarak yorumlarlar - İmam Şafi ve Ahmet İbn Hanbel: fesihtir - İmam Malik ric’î talaktır c) Terk ve gaiplik: Mefkud’un durumu: - Hanefi ve Şafilere göre 90 yaşına kadar veya yaşıtlarının ınkırazına kadar beklenilir sonra ölümüne hükmedilir- kayıplık bir boşanma sebebi değildir İmam Malik’e göre 4 yıl Kocasının sağ olduğu bildiği halde gelmezse (GAİP) - Hanefi + Şafii = boşanma sebebi sayılmaz - Malikiler: bir yıldan fazla ise boşanma hakkına sahip olur - Hanbeliler ise 6 ay derler - 1917 Osmanlı Huku-ı Aile Kararnamesinde Malikilerin görüşü esas alınmıştır d) Kötü muamele ve şiddetli geçimsizlik: - Hanefi ve Şafiilerde boşanma sebebi olarak sayılmaz - Malikiler: Kadın kendisine kötü davranan kocasını mahkemeye verebilir Bir defada üç talakla boşamanın hükmü nedir? Bakara 229: “Boşanma iki defadır. Bundan sonra ya iyilikle tutmak, yahut da serbest bırakmak vardır” Bakara 230 ve Talak 1 Yukarıda ayetlere bakıldığında kadın bir kerede değil, ayrı zamanlarda boşanabileceği söylenir Abdullah ibn Ömer eşini adetliyken boşamıştı, sonra Hz. Peygamber’e intikal edince şöyle buyurmuştur: “oğluna emret, eşine dönsün, sonra onu temizlik günlerine kadar tutsun, sonra âdet görsün, sonra temizlik günlerine ulaşsın, bundan sonra isterse tutsun, isterse İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 20 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN cinsel ilişkiye girmeksizin boşasın. İşte Allah’ın, içinde kadınların boşanmasını emrettiği iddet süreci budur” Hz. Ömer döneminde bir defada boşanma sık olunca bunu yasaklamıştır İbn Abbas: “Allah Resulü ile Ebu Bekir döneminde ve Hz. Ömer’in halifeliğin ilk iki yılında 3 boşanma 1 sayılıyordu. Ömer “Şüphesiz insan kendilerine süre verilen bir konuda acelecilik gösterdiler. Şunu onlara geçerli saysak, dedi ve onu kendilerine uyguladı”11 Hz. Ömer’in uygulaması bir maslahat ve bir şer’î siyasetten ibarettir İbn Abbas’da Hz. Ömer’in bu kararına uymuştur Eşini 100 talakla boşayana şöyle demiştir: “3 talakla boş düşmüş, 97 talakla da Allah’ın ayetlerini ala almışsın” (Malik Muvatta) Daha sonra 4 mezhepte bu uygulamayı esas almıştır. Ancak günümüzde insanlar boşanma hükümlerini bilmeksizin nasıl olduğunu bilmediklerinden gelişi güzel “3de 9a” yemin olsun”, “boş ol, boş ol, boş ol” gibi sözler kullanmaktalar. Diğer yandan resmî nikâh, imam nikâh ve resmi boşanma süreçleri vs. var. Boşanmaya akit teorisi açısından bakıldığına, biz sözle meydana gelen, evlilik gibi genel olarak ömürde bir kere olabilen, önemli bir akdin, birden çok akit varmış gibi iki veya 3 sözle sona erdirilmesi ayrı bir çelişki oluşturmaktadır. Kimi Zahiriler, İbn Teymiyye, İbnü’l kayyim el Cevziyye’ye ve Zeydiyye’ye göre biz sözle 3 defa boşanma 1 sayılır İslam’da kadının boşanma hakkı var mıdır? Tefvîz-i talak nedir? Nasıl elde edilir? Medine döneminde Müslümanların durumu iyileşince, Peygamber eşleri de diğerleri gibi daha rahat ve zengin hayat yaşama arzusuna kapılmıştır, bu konuda ileri gidince de Hz. Peygamber onlardan bir ay ayrı kalmıştır. İLA’da bulunmuştur. Eskiden bu İLA kadınları tehdit ve ikaz için sıkça kullanılırdı, Kur’an bunu sınırladı ve 4 ayla sınırladı. Bakara 226 ve 227. Hz. Peygamber ila’da bulundu, sonra kefaret karşılığı geri dönmüştür: Ahzab 28,29. ِ ِ َِ اْليا َة الدلنْيا وِوينَ تَ ها فَتَ عالَي أُمتِهع ُك َّن وأُس ِرح ُك َّن سراحا َ ًيال َّ ُ ك إِن ُك َ َِّب قُل هَأ َْوَواج ََّي أَيل َها النِ ل ً ََ ْ َ َ َ َ ْ َ َ ْ َ َه ََْ نُت تُِرْد َن ِ ِ ِ ِ ِ اّلل أ ِ يما َّ ُ َوإِن ُك َّ نُت تُِرْد َن َ ََّ َّار ْاْلخَرَة فَِإ َّن ْ َع َّد ل ْل ُم ْحسنَات من ُك َّن أ َ اّللَ َوَر ُسولَ ُ َوالد ً َجًرا َعظ Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size Mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.” “Eğer Allah’ı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” Bu ayet inince Hz. Peygamber eşlerine, isteyenin ayrılabileceğini söylemiştir. Eşleri gözyaşları içerinde Allah ve Resulünü tercih etmişlerdir. 11 Evli erkek, vekil aracılığı ile boşanabilir; aynı şekilde bu yetkiyi eşine de verebilir TEFVÎZ Hz. Aişe şöyle demiştir: “yukarıdaki ayetler inince, Allah’ın Resulü, benimle başladı, dedi ki: Sana bir şey söyleyeceğim, fakat ana-babanla görüşüp, izin almadıkça, cevap vermede acele etme!” Aişe dedi ki: o, babamın bana ayrılma konusunda izin vermeyeceğini biliyordu. Allah’ın Resulü, bundan sonra Ahzab 28-29’ncu ayetlerini okudu. Ben dedim ki: Hangi Müslim, talak 15. İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final 21 www.ti-entertainment.com GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN konuda, ebeveynimden izin isteyeyim? Şüphesiz ben, Allah’ı, resulünü ve ahiret yurdunu istiyorum. Sonra, Ben’inin öbür eşleri de benim yaptığımın benzerini yaptılar”12 Günümüzde resmi nikâh var, ve boşanma da mahkeme kararı ile olur. Burada kadın ve erkek için eşit haklar söz konusudur, ikisi de boşanma hakkına sahip. Bu TEFVİZ-İ TALAK hakkıdır aslında. Dinden çıkmanın (irtidat) evliliğe etkisi nedir? Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Malik: eşlerden biri İslam’ı terk etse, nikâh akdi kendiliğinden ortadan kalkar Şafii + Hanbeli: iddet sonunda evliliğin feshi olur (yani iddet süresinde tekrar İslam’a dönerse olur) Küçük çocuk, eşlerden birisi Müslüman ise onun dinine tabi olarak Müslüman sayılır. Yine iki eşten biri İslam’a girerse çocuk Müslüman sayılır. Hadis “İslam yücedir, onun üzerine yücelinmez” Koca İslam’ı kabul etmezse kadın tefrikle boşanabilir Ebu Hanife ve İmam Muhammed: bu tefrik bir bain Ebu Yusuf: boşanma sayısına girmeyen ayrılık Küfrü gerektiren biz söz veya fiilin nikâha etkisi var mıdır? Küfrü meydana getirecek bir ifade de bulunursa dinden çıkar, eşiyle din birliği bozulur ve nikâh akdi sona erer. İmana dönerse nikâh akdini tazelemeler, boşanmayla olmadığından 3 hak zayi olmaz Elfaz-ı küfrün çoğalması, sehven imandan çıkmış olma tehlikesine karşın bazı yerlerde perşembeleri yatsıdan sonra imam yenileme duası okunmakta: ِ ّٰ ِ ِ ّٰ اح ََتْ ىدي ًدا بَِق ْو ِل ِلَ اِِّٰهَ اَِه ول ُ ُُمَ هم ٌد َر ُس،ُاَّلل َ ََ أَِل ُه هم ا ىّن اُ ىري ُد اَ ْن اُ َجد َد ْ ىاَميَا َن َواِن “Ey Allah’ın Ben, “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve Muhammed O’nun Elçisidir” sözlerini tekrarlayarak, imanımı ve eşimle olan nikâhımı yenilemek istiyorum” 12 Böyle bir dua için kocası eşinden vekâlet almışsa, cemaat şahit sayılıyor ve nikâh tazelenmiş oluyor Şafiilere göre ise, küfrü gerektiren söz veya fiil cinsel temastan önce olmuşsa nikâhı o anda ortadan kaldırır. Cinsel temas olmuşsa iddetin sonuna kadar beklenir. Bu süre içinde eş yeniden İslam’a dönerse nikâh devam eder, aksi halde nikâh irtidat tarihinden itibaren ortadan kalkmış olur Buhari ve Müslüm, talak İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 22 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN FAİZLE İLGİLİ MESELELER Faiz nedir, kaç çeşidi vardır? Riba sözlükte: artma, çoğalma, şişme gibi anlamlara gelmektedir. Türkçede FAİZ olarak geçer Fıkıh terimi olarak: “ölçü veya tartı ile alınıp satılan mislî malların, altın gümüş ve nakit paranın aynı cinsten miktarını, ziyade bir ivazla mübadele etmektir. Herhangi bir akitte taraflardan birine karşılıksız olarak şart koşulup sağlanan fayda ile fasit olan her türlü alış verişe riba denilir” riba Cahiliyye ribası Fazlalık ve Nesie ribası karz ve borç ilişkisinden doğan riba Alışverişten doğan riba Kur'an'da yasaklanan. ödünç verilen parada vade tanırken, ana parara eklenen ziyade hadislerle sabit. a) fazlalık b) nesie aynı cinsten ribevî malların (ölçü veya tartı ile alınıp satılan mallar) birbiriyle mübadelesi halinde bedellerden birisnin fazla olmasında vade karşılığında şart koşulan fazlalıktır. aynı cinsten ribevî malların birbiriyle mübadelede veresiye olarak verilmesi mesel: 12kg yemelik buğday, 10 kg tohumluk buğdayla değişmek gibi (aynıların para değeri üzerinden değiştirlirse faiz kalmaz) peşin olsa riba olmayacak İslam’ın çıkışı sırasında ödünç verilen asıl borca “re’sü’l mal (anapara), vade sonunda ödenecek ziyadeye ise “riba” denirdi. Borçları ertelerken eklenecek fazlalık da bu niteliktedir İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 23 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN İslam’dan önce de semavî dinlerde haksız kazanç yasaklanmıştır13 Mekke’de inen bir ayet: ribanın sevap kazandıran bir amel olmadığına işaret edilir: Rum 39, Medine’de bu konuyla ilgili inen ilk ayet Yahudilerle ilgili bir durum sonrası inmiştir Nisa 160-161 Hıristiyanlıkta, kilise 13. M yüzyılın ortalarına kadar faizli krediler aleyhine tavır almıştır. Bu olumsuz yaklaşım ve “paranın doğurmayacağı” ilkesi, Aristo’ya kadar dayanır. Ancak Kilise babalarından Thomas Aquinas’a dayanarak bu değişmiştir. “Aquinas: “ticaret ve kredi rizikosunu göze almış ve parasını tehlikeye atmış kimseler lehine kâr ve kazanç hakkı tanımanın gerektiğini” söylemiştir. Ancak, Saint Thomas’ın sözlerinde yer alan “sermaye riski”, kar ve kazanç kavramları, sermayeyi kar-zarar ortaklığı çerçevesinde işletmeyi içeririr. Böyle bir işlem ise İslam’da, sermayenin ya “sermaye ortaklığı” ya da “emek sermaye ortaklığı (mudarebe)” sözleşmesiyle işletilmesi anlamına gelir ki artık elde edilecek kazancın adı faiz değil, kar (rıbh) olur. L’osservatore Romano: “İslam’a uygun yatırım araçları suni ekonomi balonlarının oluşmasını engelliyor; faizi, aşırı borçlanmayı, finans piyasalarında manipülasyon ve spekülasyonları yasaklıyor. Özellikle sükuk, krize karşı sağlam ve ahlakî değerlere bağlı bir alternatif olarak öne çıkıyor14 İslam’da ilk faiz yasağı 3. Hicret yılında “katlanmış faizin yasaklanması” Ali İmran 130. İle başlamıştır Bakara 278-280 Kur’an’da söz edilen riba, cahiliyye ribası. Hadilserde alışverişten ve mal takasından doğan riba çeşidinden bahsedilir. Altın gümüş, döviz ve takas işlemleri özel hükme bağlanmıştır. Fıkıhta bunlar Kitabu’l Buyu’da değil, Kitabu’s Sarf’da yer alır Hadis. “Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurmayla ve tuz tuzla misli misline, eşit ve peşin şekilde trampa edilir. Farklı cinsler birbiriyle mübadele edilirse, peşin olmak şartıyla dilediğiniz gibi satış yapınız” Bu hadisin Tırmize de şu ilavesi vardır: “Her kim bu şekilde mübadelede fazla verir veya alırsa şüphesiz riba yapmış olur” Hz. Peygamber döneminde altın para birimi DİNAR 8 4 gr) gümüşün Dirhemi (2,8gr). Bunlar kendi cinsinden olan altın veya gümüş ziynet eşyası alım satımında kullanılacaksa, aynı ağırlıkta işlem yapılması gerekir. Böyle bir değerli madenin, işçilik dışında fazlalıkla değişimin reel faizi oluşturduğunda şüphe yoktur. Burada faiz yasağı, değerini öz madeninden alan “sağlam para” nın ortaya çıkmasını sağlamıştır Cins birliği olan mallar arasındaki mübadele için örnek Bilal Habeşi. 2 ölçek adi hurmayla bir ölçek kaliteli hurmayı değiştirdi. Hz. Peygamber: “vah vah, ribanın ta kendisi. Bunu böyle yapma, fakat hurma satın almak istersen, kendi hurmanı sat, onun satış bedeli ile istediğin hurmayı satın al” Buhari Veresiye satışlarda vade farkı caiz midir? 13 Bu konuyla ilgili daha geniş bilgi için bknz. İrem Kurt, “15. Yüzyıla kadar Kilise Hukukunda Faiz yasağının Temellendirilmesi” http://www.ti-entertainment.com/Yz-26-15-Yuzyila-Kadar-Kilise-Hukukunda-Faiz-Yasaginin-Temellendirilmesitr.html 14 L’Osservatore Romano Gazetesi Mart 2009’dan naklen, Hüseyin Tunç, Katılım Bankacılığı, Nesil, 6. Baskı, İstanbul 2010, s.25 İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 24 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN “Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı” Bakara 175. Bundan dolayı ister peşin olsun, ister veresiye alışveriş yapılır Peşin satışlarda kâr eklemek meşru olduğu gibi vadeli satışta da meşrudur. Hatta vadelide para bir süre ticaret işinde kullanılacağı ve eşyanın alış fiyatlarının yükseleceği dikkate alınarak kar oranı yüksek tutulabilir Örnek: Bir kimse peşin alan müşterisine 515 uygularken, altı ay vadeli almak isteyene %35’ kar oranı uygulaması caizdir. Pazarlık safhasında peşin veya aylara göre vadeli fiyat müzakereleri sonunda belirli bir mal ve miktarı belli bir fiyat üzerinde bağlanınca akit tamamlanmış olur. Ancak satıcının peşin fiyatını esas alıp, bunun üzerine banka kredi faizleri eklemek suretiyle müşterilerine faizli finansman kullandırdığını düşünmesi ve vade farkı için böyle bir imaj uyandırılması Müslümanı meşgul etmemelidir. Ameller niyetlere göredir. Anlaşma sağlanınca satılan mal, onun tek fiyat halinde bedeli ve bu bedelin içinde kâr unsuru vardır. Serahsî: (vadeli satışta taraflar çeşitli fiyatlar üzerinde pazarlık yapabilir dedikten sonra şunları söyler) “taraflar kendi aralarında, anlaşır, belirli bir satış bedeli tespit etmeden ayrılmaz ve bu tek fiyat üzerinde akdi bitirilirse bu caizdir. Çünkü bu takdirde, akdin sahih olmasının şartını yerine getirmiş olurlar.” Gayrimüslimlerle faizli muamele yapmak caiz midir? Ebu Hanife + İmam Muhammed: gayrimüslim ülkede vizeli pasaportla (eman) kalmakta olan bir Müslümanın, o ülkenin gayrimüslim vatandaşıyla faizli kredi alıverişi yapması caizdir! Aynı şekilde kan veya domuz eti satması, kumar çeşidine girmesi de caiz olur (aynısı gayrimüslim ülkede Müslüman olup İslam ülkesine hicret etmemiş olanlar içinde aynısı geçerlidir) Ebu Hanife ve İmam Muhammed: “Müslümanla harbî arasında darülharpte faiz cereyan etmez” Hanefi tabilerinden Mekhûl’un rivayetine göre Hz. Peygamber veda hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz, cahiliyye dönemine ait faiz kaldırılmıştır. İlk kaldırdığım faiz de amcam Abbas İbn Abdulmüttalib’in faizidir” Diğer yandan emanla, yani yasal oturum hakkıyla bir ülkeye geldiği için onların canlarına ve mallarına zarar vereme- karşılıklı rızanın bulunması gerekir Şafii, Maliki, Hanbeli ve bazı Zahirilere göre Müslümanların gayrimüslim bir ülkede faiz alıp vermesi caiz değildir. İslam’ın yasakladığı bir şey ülke ayrımı söz konusu olmaksızın her yerde yasaktır Hanefilerce gayri Müslim ülkede faiz yemenin caizdir. Ancak yine de takvaya daha yakın olanı yapmak gerekir. Mümkün mertebe faiz bankacılığı, domuz satım ve içki üretim yerleri yönetmemek lazım… Borçların ödenmesinde paranın değer kaybı faiz kapsamına girer mi? Pişmanlık yüzünden faiz anlaşması geçersiz kılınarak alacaklar tahsil edilirken, alacaklı anaparayı alır (resül mal). Bakara 278-279: “Şayet tevbe ederseniz, anaparalarınız sizindir. Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğramış olursunuz” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 25 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Ancak altın ve gümüşte biraz farklıdır, değer kaybediyor. Dolayısıyla anaparanın yeni tanımı gerekiyor. Bu konuda ilk farklı tabım Ebu Yusuf’a aittir. Ebu Yusuf’a göre altın ve gümüş para dışında “fels” adı verilen bakır, nikel, kalay vb. madenî paralar, maden değeri dışında itibarî bir değer kazandığı için, altın ve gümüş gibi “sağlam para” sayılmaz. Bu yüzden bunlarla yapılan borçlandırmalarda, bu paraların endeksli bulunduğu altın veya gümüş paraya göre hesaplanacak “değer farkı” faiz kapsamına girmez Günümüzde de önemli ölçüde enflasyona uğrayan kâğıt para sistemlerinde, bir aydan fazla uzun süreli borçlanmalarda, altın gibi sağlam bir birime endekslenerek hesaplanacak bir “değer kaybı” nın faiz kapsamı dışında tutulması da hakkaniyete uygun düşer. KÂĞIT PARA İLK ÇIKIŞINDA ALTINI TEMSİL ETTİĞİNDEN ALTINA AİT GÜBÜ VE ÖZELLİKLERİ ONDA GÖRÜLÜR. Ancak son yy’da altın stoku ile bağı koparılınca iç ve dış faktörlerin tesiriyle çok değişir hale gelmiştir Vadesinde ödenmeyen senet ve çekler için vade farkı uygulamak caiz midir? Borçlu borcun vadesini hemen ödemeli, ödemeye gücü yettiği halde hemen ödememesi zulümdür. Borçlu zor durumdaysa (hastalık, afet vs. gibi durumlarda) alıcının kolaylık sağlaması ve hatta gerekirse borcunu silmesi uygun düşer Uzun süre ödemez ve değer kaybına uğrarsa vade farkı eklenir Senet veya çek kırdırmak caiz midir? Senet veya çek alacağı sağlama bağlama için teminattır Vadeli borçlanmaların yazıyla tespit edilmesi ayetle sabittir: Bakara 282 ِ َّ ِ ِ ِ َُج ٍل لم َس ًّمى فَا ْكتُُِو َ ين َآمنُواْ إذَا تَ َدايَنتُم ُ َديْ ٍن إ ََل أ َ ََِّي أَيل َها ال “Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın.” Bir borcun ödenmesinde senet veya çek kullanılabilir. İmza önemli. Birbirinin kefili olarak müteselsil borçlu sayılırlar Senet veya çek kırdırmak= bir alacağı temsil eden ve şekil şartları bulunan belgelerin, banka ya da benzeri kurum veya kişilere teminat olarak verilerek, üzerindeki tarihe kadar olan vadede bir bedel karşılığı nakdî kredi kullanmaktır. Bu da peşin ödenen nakit paranın, senet veya çekin vadesinde ödenecek daha fazla bir bedelle değişimi anlamına gelir- bu da faiz anlamına gelir (paranın daha fazla parayla vadeli değişimi). Mesela: 100.000 TL 6 ay vadeli bir çeki bankaya kırdıran kimse, banka aylık %2 faiz uyguluyorsa peşin olarak 88.000 lira alacaktır. Burada banka 12.000 lira faiz peşin olarak kesecektir. Banka vade sonunda çek borçlusundan 100.000 lirayı tahsil edecektir. Ancak alacaklı, çek ya da senet borçlusunun erken ödeme yapmak suretiyle indirim talebini yerine getirebilir. Asıl borçlu ve alacaklı arasındaki bu muamele, senet kırdırma hükmünde olmaz. Osmanlı’da memurlar beytülmalden veya vakıflardan aldıkları maaşa “CAMEKİYE” denilirdi. Bazı memurlar ihtiyacından dolayı daha vakti gelmeden maaş çekme hakkını daha düşük bir para ile satmaya başlamıştır. İbn Abidin bu konuda şu fetvayı nakleder: “Alacaklı alacağını, borçlusundan başka bir kimseye satamaz” Teminat mektubu almak caiz midir? İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 26 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Taahhüt işlerinin alınması banka teminat mektubuna bağlanmıştır Banka, taahhüt yerine getirilmezse, miktarı belli olan bir bedeli, para olarak iş sahibine ödemeyi tekellüf etmekte, buna karşılık belli bir komisyon ve masraf almaktadır. Banka burada, miktarı belli bir meblağı, yatırımcı iş adamı adına bir çeşit kefil olarak üstlenmektedir. İslam’da kefalet caizdir. Bunun bir bedel karşılığı olmadan yapılması asıldır, zira bu bir taat ve teberru akdidir. Ancak günümüzde bu kadar yüksek meblağlara taat ve teberru niyetiyle yaklaşan olmuyor (meblağlar yüksek). İslam fıkhında kefalet benzeri başka hizmetler de vardır: imamlık, müezzinlik Kuran hocası vs. Nitekim ilk Hanefi müçtehitler bu vazifelerin belirli bir meblağ karşılığında yapılmamasını uygun görmüştür. Fakat zaman değişince bunu meccanen yapan kalmayınca, dini eğitim tehlikeye girince, bu karar değiştirildi. Kefalet de bir taat olduğuna göre bunun içinde aynısı geçerli olabilir. Bu bağlamda bir Müslüman teminat mektubu almak zorunda kalırsa, para karşılığı kefil tutmuş olur Kredi kartı ve pos cihazı kullanımı caiz midir? Kredi kartları adından da anlaşılacağı gibi, kullanıcısına belli limitlerde finans kurumu veya banka kredilerinden yararlanma imkânı sağlamaktadır. Bu çeşit bir kartla bankadan nakit para çekilir ve fazlasıyla birlikte geri ödenirse, bunun “faizli bir işlem” olduğunda şüphe yoktur Ancak bu kartlar büyük ölçüde mal alımında kullanılmaktadır. Pos cihazı da kredi kartı kullanımını sağlayan cihazlardır. Günümüzde pos cihazı uygulaması: a. Kredi kartıyla mal alan müşterinin, mal bedelini ödemeden, işlemin yapıldığı günün sonrasındaki ilk iş gününde bedelin pos kullanıcısına banka/ finans kurumu tarafından peşin ödenmesi uygulaması Bu durumda banka/ finans kurumu pos kullanıcısından komisyon adı altında bir bedel tahsil etmektedir b. Müşterinin kart bedelini ödeme günü birebir hesaplanmadan tüm işlemler için belli süreli (meselâ 30 gün - 40 gün gibi) anlaşma yapılır. Anlaşmada belirlenen gün sayısı sonunda banka/ finans kurumu tarafından pos kullanan esnafa ödeme yapılır. Bu durumda da kredi kartı kullanıcısı bazen -ödeme tarihi gelmediği için- ödemesini yapmamış ya da daha erken yapmış olabilmektedir. Bu usulle yapılan işlemlerde de banka/ finans kurumu pos kullanıcısı ile anlaşma yaparak taksit yapılmasına imkân sağlıyorsa, pos kullanıcısından komisyon adı altında bir bedel tahsil etmekte, pos kullanıcısı da bu bedeli bazen tamamen veya kısmen müşterisine yansıtmaktadır Günümüzde tercih hangi yönde olmalıdır? a) Kredi kartı kullanıcısı, satın alacağı ürünün bedelini tek çekimle ödeme yapar ve kredi kartı borcunu günü geldiğinde öderse, kendisi bakımından en ehven olan bir işlemle krediden yararlanmış olur. Bu durumda banka bir hizmet bedeli alabilir. Banka/ finans kurumu, satıcı ile alıcıyı buluşturduğu için bir hizmet bedeli (komisyon) alabilir. Bunun faizle bir ilgisi bulunmaz İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 27 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN b) Banka/ finans kurumu, pos kullanıcısı esnafla yaptığı “pos cihazı kullanım sözleşmesi” ile esnafın kredi kartıyla mal satışına yetki/ vekâlet vermektedir. Esnaf bu yetkiye dayanarak tek çekimle satış yapacağı gibi vade farkı ekleyerek taksitli satış da yapabilmektedir. Taksitli satışta eklenecek “vade farkı” miktarları, malın bedeline eklendiği için faiz niteliğinde olmaması gerekir. Bunların miktarını, çoğu zaman serbest pazarlık veya ticaret örfü belirler. Kredi kartlarıyla satış yapıldıktan sonra esnafın devreden çıkması, banka/ finans kurumunun doğrudan müşteriyi muhatap alması, hatta müşterinin borcunu ödememesi durumunda, pos kullanıcısı esnafın kefil olarak bile devrede olmaması, yukarıdaki değerlendirmeyi güçlendirmektedir. Murabaha işlemi, pos cihazı kullanım sözleşmelerinde açık olarak ifade edilmese bile Mecelle’nin “akitlerde itibar lafza değil manayadır.” ilkesine uygun düşer. Bu işlemin, pos sözleşmelerine ve dosya kayıtlarına daha açık ifadelerle işlenmesi halinde, bu konudaki zihin karmaşasının ortadan kalkacağı beklenir. TOKİ veya Mortgage yoluyla saire satın almak caiz midir? Belediye ve Toki’nin birlikte organize ederek, arsa sahipleriyle gerekli sözleşmeleri yapması, bu iki kuruluşun emek tarafını, Toki evlerinin yapılması için gerekli krediyi sağlayan bankanın ise sermaye tarafını oluşturduğu böyle bir yapılanma, “emek sermaye (MUDAREBE) ortaklığı” niteliğindedir 15-20 yıl vadeli ödeme, taksit. Kağıt para sisteminde, paranın normalin üstünde değer kaybetmesi durumuna karşı toplumu koruma amacıyla, taksitlerde makul düzenlemenin yapılması, başlangıçta sait akit gibi gözükse de, adaletli bir ödeme planı akdin sihatı için yeterli olmalıdır Mortage sistemi de TOKİ gibi. Ancak satılan dairelere ait, ipotek belgeleri, tapu belgesi devri gibi el değiştirebildiği için, dairenin gerçek mülkiyeti borç bitince alıcıya tam olarak geçecektir. Böylece Osmanlı’da uygulanan “BEY’ Bİ’L VEF VE VE’L İSTİĞLÂL” (borç ödeninceye kadar mülkiyet i muhafaza kaydıyla satış) işlemine benzetilmiştir FAİZSİZ BANKACILIKLA İLGİLİ MESELELER Osmanlı Devleti döneminde para vakıfları ve kredi kullandırma yöntemleri hakkına bilgi verir misiniz? Vakıf belli bir gayenin gerçekleşmesi için menkul veya gayrimenkul malın kendisinin veya gelirinin bir hayır amacına tahsisidir Vakfiye= vakfın kuruluş gayesini, vakfedilen malların dökümünü gösteren bir vesika Vakıfta ebediyetlik esastır. Bu yüzden paranın vakfedilip edilemeyeceği konusu tartışılmıştır. Ebusuud Efendi: “nakit para vakfında, malın cinsinin (mislin) devamı, kendisinin (aynın) devamı hükmündedir” fetvası ile para vakfın önünü açmıştır! Osmanlı’da ilk para vakfı: Fatih Sultan Mehmed’in geliri yeniçeri ocaklarına verilen etlerin sübvansiyonunda kullanılmak üzere vakfettiği 24.000 altın İstanbul’da Fatih’ten itibaren 1161 para vakfı vardır İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 28 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Kanuni de 698.000 akçe İstanbul’un et ihtiyacı için vakfetmiştir. Kasaplara kredi olarak veriliyordu para Para vakıfları o kadar gelişmişti ki, bunları “Vakıf Bankaları” olarak isimlendirmek mümkündü Fonların işletilmesinde kullanılan yöntemler: Murabaha en fazla kullanılan yöntem S. 313-315 Vakifların tarihi gelişimi15 İslâm kültüründe vakıflara, yetimlere ve kamuya ait bütün mal ve nakit para varlıkları rayiç piyasa fiyatları ölçü alınarak yönetilir. Bunların satımı veya kiraya verilmesi durumunda fâhiş gabin (aşırı aldanma) ölçüsünde ucuza verilmesi, satım veya kira akdini geçersiz kılar. Gerektiğinde bunları yöneten mütevelli, velî veya kayyım, ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olur İlk olarak Belh fakihlerinden Nusayr b. Yahya (v. 268/881), rayiç piyasa fiyatlarının dışına çıkmayı ifade eden "fâhiş gabin" ölçülerini, gayrimenkullerde % 20, hayvanlarda % 10 ve menkul mallarda % 5 olarak tespit etmiştir. Osmanlı Devleti piyasasında yüzyıllarca ölçü alınan bu miktarlar, 1876 tarihli Mecelle'nin 165. maddesi ile kanunlaştırılmıştır 15 1456–1546 arası 90 yıllık dönemde vakfedilen nakit para toplamı 18 milyon akçeye ulaşmaktadır. Bunların diğer vakıf çeşitlerine göre yüzde ortalaması ise, vakıf sayısı içinde % 26, toplam nakit değerler içinde ise % 44,3'tür. Aynı döneme ait, 933/1527 yılı Osmanlı Devleti vergi gelir toplamı 537 milyon 927 bin akçe kadardır. Bundan eyaletlere, has, tımar ve zeamet teşkilâtlarına verilen paylar düşüldükten sonra, merkezde toplanan bütçe gelirlerinin % 12 kadarını, vakıf paraların oluşturduğu görülür.7 Para vakıfları Osmanlı'nın son dönemlerine kadar önemini korumuştur. Nitekim 18 ve 19. yüzyıllarda kurulan vakıflar üzerinde yapılan incelemelerden, 18. yüzyıl vakıflarının % 31,7'sinin, 19. yüzyıl vakıflarının ise % 56,8'inin para vakıfları olduğu tespit edilmiştir.8 Osmanlı Devleti'nde son yüzyıla kadar tedavülde altın veya gümüş paranın kullanılması, enflasyonun çok düşük seyretmesine vesile olmuştur. Çünkü maden değeri ile piyasada dolaşan para sisteminde enflasyon yoktur.9 Paradaki değer kaybı günümüze oranla asırlara göre hesaplandığında çok düşüktür. Meselâ ilk Osmanlı akçesinin basıldığı 1326 yılından 1740 yılına kadar 414 yıllık süre içinde değer kayıp oranı % 84,3 idi. Buna göre yıllık ortalama değer kaybı % 0.24'te kalmıştır. İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 29 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Osmanlı’da vakfiye örnekleri: Beyazid'ınŞehinşahın oğlu (1517) Kanuni Sultan Süleyman •91.000 gümüş dirhemlik paranın vakfiyesinde işletilme şekli şöyle belirlenmiştir: "Yukarıda adı geçen vakfedici kadın, miktarı belirtilen 91.000 gümüş dirhemin, ne eksik ne de fazla olmamak üzere, yılda her 10 dirheme, 1,25 dirhem (yıllık % 12,5) hesabı üzere, faiz (riba) ve faiz şüphesinden uzak bir şekilde, İslâm'a uygun bir muamele (muamele-i şer'iyye) ve günlük rayiç bedeller (murabaha-i mer'iyye) uygulanarak, kâr (rıbh) getirecek şekilde işletilmesini şart koştu. Bu muamele sağlam rehin veya varlıklı kefil güvencesi ile güçlendirilir. •Bu vakfiyeye göre, vakfın konusu olan para fonu, yıllık % 12,5 kârla işletilecektir. Meselâ; İstanbul kasapları için hayvan yetiştiricilerinden peşin parayla satın alınacak hayvanlar, % 12,5 yıllık kârla kasaplara satılacak, kasaplar ödemeyi para vakfına bir yıl sonra yapacaktır. Bunun, günümüz faizsiz bankalarında uygulanmakta olan "Murabaha"dan ibaret olduğunda şüphe yoktur •çeşitli para vakıflarını birleştirerek oluşturduğu 698.000 akçelik vakıf paranın "Murabaha" yoluyla işletilmesini ve elde edilecek kârın (rıbh) İstanbul kasaplarına sermaye olarak kullandırılmasını şart koşmuştur. •Bu uygulamalara göre, vakıf paraların Murabaha yoluyla yıllık % 10-15 arası kârlarla işletilerek, bir çeşit bankacılık faaliyeti sürdürülmüştür. Ancak para vakıflarının arka plânında, "Murabaha" yöntemi görülür. Günümüz, faizsiz katılım bankaları büyük ölçüde Murabaha yöntemini kullandıkları ve klâsik bankaların faiz oranlarına yakın kâr payı verdikleri için, bu itham onlara da yapılmaktadır. Böyle bir ithama maruz kalmamak için onların Mudarebe ve risk sermayesi gibi daha kârlı alanlara yönelmesi beklenir. Faizsiz bankacılık konusunda bilgi verir misiniz? 1960’lı yıllarda Mısır’da başlamıştır (ve uygulamaları artmıştır) 500-750 milyar dolarlık bir bütçeye ulaşmıştır faizsin bankacılık 1975’de İslam Kalkınma Bankası ile Dubai İslam Bankası kuruldu. Bununla beraber İslam’a uygun bankacılık ve finansal hizmetler başladı TR’de ilk olarak ilk adımı atan Albaraka Türk Finans Kurumu ile faysal Finans Kurumu Faizsiz bankalar mudarebe esasına dayanırlar Havuza biriktirilen para 4 yöntemle olmaktadır: A. Müşareke: İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 30 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN - Finans kurumu havuzdan tahsis edeceği belli miktardaki sermaye ile kendi öz sermayesinden belli miktarı belirli amaçlar için işletebilir. Elde edeceği kar payı havuza geri döner B. Mudarebe: - Bir girişimciye proje bazında havuzdan tahsis edilecek kredi, projede kullandırılır ve elde edilecek kar, anlaşma esaslarına göre havuza döner C. Mürabaha: - Finans kurumun, sipariş üzerine peşin mal alıp müşterisine vadeli fiyatla devir ve temlik yapması - Günümüz en çok uygulanan yöntem %95i D. Leasing: - Bu işlem finansal kiralamadır - Satın alınacak malın mülkiyeti, borç taksitleri sonuna kadar finans kurumunun üstünde kalır - Mesela müşteri mala, “kira + borç taksidi” öder - Vade sonunda malın mülkiyeti müşteriye intikal eder İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 31 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Günümüz faizsiz bankacılığı ve mürabaha yöntemi hakkında bilgi verir misiniz? Uygulanan mürabaha İslamî ölçülere göre yapılmalıdır. Bu da finans kurumu ile vadeli mal alımı yapacak kimse arasındaki “muamel-i şer’iyye”nin şu nitelikleri taşıması gerekir: a) Finans kurumuna bir malı peşin bedelle almasını emreden kişi, bu malı vadeli olarak satın alma vadini de yapmaktadır b) Malı peşin bedelle satın alan finans kurumu, mal müşteriye teslim edilinceye kadar olan hasar riskini, teslimden sonra da malın iadesini gerektirecek nitelikteki ayıp riskini üstlenmelidir c) Malı alım vaadinde bulunan müşteri, ön anlaşması yapılan vadeli fiyat üzerinden malı teslim almalıdır “Vaadin bağlayıcılığı ve alımı emredene mürabahalı satım” başlıklı kararı şöyledir… s.320 Faizsiz finans kurumuna para yatırıp kârını alabilir miyiz? Bu kuruluşlardan ikinci bir ev satın almak için kredi kullanabilir miyiz? Faizsiz çalışan bankalara yatırılan paranın geri alınıp harcanabilir İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 32 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN SARRAFLIK VE DÖVİZ BÜROLARI İLE İLGİLİ MESELELER Altın, gümüş veya döviz satışında (sarf) uyulması gereken özel şartlar var mıdır? Sarf: “parayı bozdurmak, harcamak, çevirmek” Bir fıkıh terimi olarak: “altın, gümüş veya diğer nakit paraların kendi cinsiyle veya başka para cinsleriyle değişime” Fıkıh kaynaklarında büyû’ (alış-veriş) konusu ile sarf konusu ayrı başlıklar altında yer alır. Bunun nedeni şudur. Alış verişlerde vade, selem, seçim hakkı gibi geniş bir serbest alan olduğu halde, sarf akdinde iki bedelin peşin ödenmesi, araya vadenin girmemesi şartı aranır Hadis: “Altın ve gümüşten peşin olmayanı peşin karşılığında satmayınız.”( Buhârî, Büyû’, 78; Müslim, Müsâkât, 81, 83; Tirmizî, Büyû’, 24) Buna göre, altın, gümüş veya para mübadelesinde, taraflar meclisten ayrılmadan önce, iki bedelin de teslim edilmesi gerekir. Aksi halde vadeye dayalı “nesîe ribası” meydana gelir Cinsler bir olunca miktarların da aynı olması gerekir. Nitekim sahabîlerden birisi, Hayber fethi sonrasında, altın parayla, altın işlemeli bir gerdanlık satın almak istemişti. Hz. Peygamber gerdanlıktaki altınların çıkarılmasını ve aynı miktardaki altın para ile satılmasını, geri kalan kısmına da değer konularak satılmasını istemiştir.( Müslim, Müsâkât, 17) Buna göre, bir sarraf eski altını satarak bunun yerine yeni altın satın almak isteyen müşteriden, öncelikle eski altını para karşılığını hesaplayarak satın alır, daha sonra bu para ile yeni altından tutarı kadar verir. Aksi halde aynı cins altını fazlalıklı mübadele faiz olur Döviz cinsleri de dâhil olmak üzere, piyasada her para birimi, kendi içinde bir cins oluşturur. Bütün paralar, kendi içinde bir cins sayılır ve birbiri ile ancak peşin olarak mübadele edilebilir. Çünkü bu tür işlemleri faizli olmaktan çıkaran en önemli kriter, bedellerden herhangi birinin vadeye bağlanmamasıdır. Buna göre Türk lirası, dolar, mark ve Euro gibi farklı cinsten paralar birbiriyle günün rayiç kuru üzerinden ve peşin olarak mübadele edilir SARRAFLIK VE DÖVİZ BÜROLARI İLE İLGİLİ MESELELER Altın, gümüş veya döviz satışında (sarf) uyulması gereken özel şartlar var mıdır? Sarf: parayı bozdurmak, harcamak, çevirmek demektir Fıkıh terimi: “altın, gümüş veya diğer nakit paraların kendi cinsiyle veya başka para cinsleriyle peşin olarak değişimini ifade eder” Fıkıh kitaplarında BUYU ile SARF konuları ayrı başlıklarda işlenmektedir- bunun nedeni: mal alışverişinde vade, selem, seçim hakkı gibi şart ve muameleler serbestçe yapabildiği halde, sarf akdine iki bedelin peşin ödenmesi, araya vadenin girmemesi gibi nitelikler onu diğerlerinden ayırır “Altın ve gümüşü peşin olarak mübadele ediniz” hadisi gereğince altın, gümüş veya nakit paranın birbiriyle mübadelesinde, taraflar meclisten ayrılmadan önce, iki bedelin teslim edilmesi gerekir. Aksi halde NESİ ribası olur Cinsler bir olunca, miktarda aynı olması gerekir İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 33 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Bir sarraf, aynı ayardaki eski altını yenisiyle değiştirmek isteyen müşterisiyle, doğrudan değişim yerine, günün altın kuru üzerinden, değişik nakit para birimi ile alım-satım yapması gerekir. AKSİ TAKDİRDE AYNI CİNS ALTINI FAZLALIKLI MİBADELE FAİZ OLUR (Hz. Peygamber’in Bilal Habeşi’ye kalite farkı olan 2 cins hurmayı takas ederken ikazı buna delildir) Döviz cinsleri de dahil olmak üzere, piyasada her para birimi, kendi içinde bir cins oluşturur. Bütün paralar, kendi içinde bir cins sayılır ve birbiri ile ancak peşin olacak mübadele edilebilir. Çünkü bu tür işlemleri faizli olmaktan çıkaran en önemli kriter, bedellerden herhangi birinin vadeye bağlanmamasıdır. Vadeli EMTİA16 piyasaları ile vadeli döviz işlemlerinin birbirinden ayırmak gerekir. Çünkü standart (mislî) olan bir emtianın peşin bedeli ödenerek SELEM akdine konu yapılması caiz görülmüş ve ma’dûmun satışı yasağının istisnası sayılmıştır. Mesela parasını peşin verip,, 10 ton birinci kalite baldo cinsi pirinci 3 ay sonra teslim almak üzere sözleşme yapmak bir selem akdi olur Günümüzde vadeli altın ve döviz işlemleri piyasası caiz midir? Bu piyasa, vadeli işlem sözleşmelerinin alınıp satıldığı organize piyasalardır FOREKS denilen ve internet aracılığıyla yapılabilen vadeli döviz işlemleri de günümüzde tahminlerin üzerinde bir artış kaydetmiştir Foreks ve forward vadeli döviz piyasası: a) Foreks: - Ülkelerin para birimlerinin değişim piyasasıdır. Yani bir ülkenin para birimi karşılığında diğer ülkenin para biriminin alındığı veya satıldığı piyasadır. b) Forward vadeli döviz piyasası: - Dövizin gelecekte belirli bir tarihte, sabit bir fiyat üzerinden alınıp satılacağına dair sözleşmelerin yapıldığı iyasadır - Bankalarla müşteriler arasında, kararlaştırılan bir fiyattan ileri bir tarihte, sabit teslim edilmek üzere, bugünden yapılan bir döviz alım satımı işlemidir Günümüzde foreks kumar ve faiz karışımı bir oyuna haline gelmiştir Borcun gününde ödenmesinin önemini belirtir misiniz? Hadis: “Varlıklı kişinin borcunu erteleyip, süresi içinde ödememesi bir zulümdür” (Buhari) Borç hemen ödenmesi gerekir, ancak bazen borçlunun eli sıkışık, durumu müsait olmaz, o zaman ona zaman tanımak gerekir: 2(280: “Darda olan kimseye eli genişleyinceye kadar süre verin. Fakat borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır, keşke bileseniz” Buhari: “Ödemek niyetiyle borçlanan kimseyi Yüce Allah borcunu ödemeye muvaffak kılar, ödeme niyeti olmayanın da malının bereketini giderir ve ödemeye muvaffak olamaz” 16 Emtia; Kelime olarak “Ticarete konu olan tüm mallar ve ürünlere verilen isim.” anlamına gelir. Diğer bir deyişle ham petrol, altın, gümüş, bakır, kurşun, platin, buğday, mısır, soya fasulyesi, pamuk, kahve, şeker, kömür gibi kendinden daha değerli bir başka ürünün oluşumunda ham madde veya ara madde olarak yer alan, değeri tüketici tarafından belirlenen , benzersiz ve çok fazla miktarda ve ticarete konu olabilecek maden, mineral, enerji, gıda, tarım , hayvancılık ve emisyon ürünlerine denilmektedir. Sadece Emtialara bakarak bir ülkenin maddi kaynakları ve durumu hakkında rahatlıkla bilgi sahibi olunabileceği için stratejik öneme sahiptirler Kaynak: http://emtia.nedir.com/#ixzz33CUmRiqx İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 34 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Diğer taraftan zekatın verileceği 8 gruptan birisi de borçlu olanlardır KİRA AKDİ İLE İLGİLİ MESELELER: İslam’a göre kiracının ve kiraya verenin hak ve sorumlulukları nelerdir? Kira sözleşmesi yapanların akıllı ve ergen olması, hangi konuda, hangi süreyle ve ne kadar bedel karşılığında anlaştıklarını beyan etmeleri gerekir Kira akdinin konusu: menkul veya gayri menkul mal Bu yüzden - kira süresi - kullanım şekli belirlenmesi - kullanımın (menfaat) mümkün, mutat ve mübah olması gerekir Genelde kira süresi için bir sınırlama yoktur. Ancak Hanefîler vakıf, yetim ve kamuya ait malların kirasını en çok üç yılla sınırlayarak, kiracıların bu mülkleri sahiplenmesini önlemek istemişlerdir Müslümanın zimmîye ev veya dükkânını kiraya vermesi caizdir Gayri müslimin burada , sonradan işleyeceği yasak bir fiilin, doğrudan kira sözleşmesine etkisi olmaz - Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed: bir müslümanın mülkünü, bir zimmîye, meyhane olarak veya toplu ibadet yeri (kilise) için kiraya vermesi caiz olmaz - İmam Mâlik: buna şarap satmayı ve domuz beslemeyi de ekler Arazi kirasında bedel olarak para, belirli miktar gıda maddesi veya çıkan ürünü paylaşmak (ziraat ortakçılığı) üzere sözleşmeler yapılmaktadır. Fakihler arasında bedel üzerinde görüş ayrılıkları olmuşsa da, bu konuda asıl olan; arazi sahibinin veya kiracının mağdur edilmemesi, beklenmedik bir zararla karşı karşıya bırakılmamasıdır.( Buhârî, Hars, 7, 18; Müslim, Büyû’, 16-21; Ebû Dâvûd, 31, 32) Çünkü konuyla ilgili hadisler dikkatlice incelendiğinde, yasağın Hz. Peygamber döneminde, “tarlanın belli bir bölümünü kiracıya, daha verimli olan diğer bölümünü ise tarla sahibine ayırarak veya çıkacak üründen belirli miktarı şart koşarak kiraya verme” şekliyle ilgili olduğu görülür Kiraya verilen yerin bakım ve onarım harcamaları kiraya verene aittir- bu sözleşmeye yazılması da gerekmez. Çünkü bina veya arazinin yararlanılabilir durumda olması gereklidir Kiracı, kira konusu malı sözleşme şartları dışında veya mutadı aşarak kullanır ve bir zarar meydana gelirse bunu tazminle yükümlü olur Kira sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa, kiracı kira süresi içinde, yeri başkasına kiraya verebilir= ALT KİRA (örf ve kanun da sınırlama getirebilir) Mal sahibi kiradaki yeri bir başkasına sattığı takdirde, yeni mâlik bilerek satın aldığı için, kira sözleşmesinin sonuna kadar beklemesi gerekir.( Mecelle, Mecelle, mad. 590) Kira sözleşmesi sona erdiği halde, henüz ürün hasat edilmemişse, süre kendiliğinden uzamış sayılır ve tarla sahibi, uzayan süre için, emsal kira bedeli alma hakkını kazanır Hanefîlere göre, taraflardan birinin ölümüyle kira akdi sona erer. Ancak son dönem fakihleri, sadece kiracının ölümü halinde akdin sona ermesi (infisah) görüşünü benimsemiştir İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 35 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Kiralanan şey telef olur veya yararlanmayı ortadan kaldıran bir ayıp veya kusur meydana gelirse, akit kendiliğinden sona ermiş sayılır (Kiralanan evin yanması, yıkılması, tarlanın suyunun kesilmesi vs) İmam Muhammed’e göre ise, böyle bir durumda kira sözleşmesi kiracı feshetmedikçe kendiliğinden sona ermez. Çünkü onarma vb. yollarla yararlanma geri dönebilir Kira bedeli değişiklikleri bir fesih sebebi değildir. Ancak bunun iki istisnası vardır: a) Vakıf, yetim ve kamu malının fâhiş gabin sayılacak kadar düşük bedelle kiralanması caiz değildir b) Vakıf mal, kiralandıktan sonra değer kazanmış ve kira bedeli emsaline göre açık bir şekilde düşük kalmışsa, bu da bir fesih sebebidir Kiralanan yer için hava parası almak veya vermek caiz midir? Kiracının kiralanan gayrimenkulü boşaltması veya devretmesi karşılığında yeni kiracıdan veya mal sahibinden istediği toplu bedele “hava parası” denir Hava parasını doğuran etkenlerden biri de ENFLASYON Eğer kira süresi bitmeden çıkarılırsa, burada kalma hakkının olduğu için belirli miktarda para alabilir Yani bu durumda alacağı bedel caizdir, aksi takdirde, kira süresi bittikten sonra herhangi bir bedel istemesi caiz değildir İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİYLE İLGİLİ MESELELER: Kur’an ve sünnette işçi ve memurların emeği ile ilgili hüküm var mıdır? İslâm el emeğine ve alın terine büyük önem vermiştir Kur’an-ı kerim; adaleti, iyiliği, insanlara muhtaç oldukları şeyleri vermeyi emreder Hadis - “Bir işçi çalıştıran kimse, ona vereceği ücreti bildirsin.” “İşçiye ücretini teri kurumadan veriniz.” Bir kudsî hadiste de şöyle buyurulur: “Üç kimse kıyamet gününde beni karşılarında bulacaktır. Benim adımı verip haksızlık eden; hür insanı satıp parasını yiyen; bir kimseyi çalıştırıp da, ona ücretini vermeyen.” İslâm’a göre, işçi ve memur maaşları konusunda bir ölçü var mıdır? Belirlenecek temel ücret veya maaşta; çalışan işçi veya memurun kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler için yapmak zorunda olduğu masraflar ve ailenin içinde yaşadığı sosyal çevre dikkate alınmalıdır (erkek ailesinin nafakasını ödemekle yükümlüdür) Bir İslâm toplumunda emeği ile geçimini sağlayanlar için öngörülen hayat standardı bir hadis-i şerifte şöyle belirlenmiştir: “Kim bizim bir işimize tayin olunursa, evi yoksa ev edinsin, bekârsa evlensin, hizmetçisi yoksa hizmetçi ve biniti yoksa binit edinsin. Kim bunlardan fazlasını isterse o, ya hilekârdır yahut hırsız.” İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 36 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN Ömer b. Abdülaziz’in (ö.101/720) geçimini maaşla sağlayanlara söylediği şu sözler yukarıdaki hadisin uygulaması gibidir. “Herkesin barınacağı bir evi, hizmetçisi, düşmana karşı yararlanacağı bir atı ve ev için gerekli eşyası olmalıdır. Bu imkânlara sahip bulunmayan kimse borçlu (gârim) sayılır ve zekât fonundan desteklenir.” Hz. Peygamber bir hadisinde işçi-işveren ayırımı yapmaksızın mü’minin dünya ve ahiret mutluluğunu yakından ilgilendiren unsurlara şöyle işaret etmiştir: “Üç şey mü’min için mutluluk kaynağıdır. Geniş ev, iyi bir binit ve iyi bir eş.” İşçinin görev ve sorumlulukları nelerdir? İşveren, işçinin yalnız emeğini kiralamış oluyor, şahsı üzerinde bir tasarruf yetkisi yoktur Emeğinden yararlanam: “İş sözleşmesi, örf ve teamüller” çerçevesinde olur İslam’a aykırı emirlerine uyması gerekmez İşverenin hakları nelerdir? İslâm temelde prensip olarak rekabete dayalı serbest ekonomi sistemini ve serbest iş rejimini benimsemiş ve bu konuda düzenleyici hükümler getirmiştir Hakları: o İşçinin işi bizzat yapması. o İşi iyi ve sağlam yapması. Hadislerde şöyle buyurulur: “Biriniz bir iş yapınca, onu en sağlam ve en iyi şekilde yapması Allah’ın sevdiği bir davranıştır.” “Allah mesleğinde becerikli olan sanatkârı sever.” “İki günü eşit olan aldanmıştır.” o İşçi ve memurun mesai süresinde sürekli olarak çalışması: İşçi saat, gün, hafta, ay veya yıl gibi süre üzerinde akit yapılarak işe alınmışsa devamlı çalışmak zorundadır. Ancak işe hazır olduğu halde kendisine iş verilmezse ücretinden bir kesinti yapılamaz. Ayet: - “Allah’a itaat ediniz. Peygamber’e ve sizden olan iş sahiplerine de itaat ediniz.”17 “Akitlerinizi tam olarak yerine getiriniz.”18 - “Müslümanlar kendi aralarında belirledikleri şartlara uyarlar. Ancak helalı haram, haramı helal kılan şart bunun dışındadır.” “Tasarruf yetkisine sahip olup da, emanet edilen şeyleri gönül hoşluğu ile tam olarak, emredildiği yerlere veren güvenilir, Müslüman veznedar, tasadduk edenlerin ecrini alır.” Hadis: - İşçinin tazmin sorumluluğu var mıdır? 17 18 Nisa 59 Maide 71 İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 37 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN İşçi ve memurun tasarruf alanındaki demirbaşlar, makine, âlet ve edevât emânet hükmündedir Onun bu konu ile ilgili sorumluluğu Mecelle’de şöyle düzenlenmiştir: - “İşçinin kural dışına çıkması (teaddî) veya kusurlu hareket etmesi sonucunda, sorumluluğu altındaki mal telef olsa tazmin etmesi gerekir.” (Mad. 607) - “İşçinin kural dışına çıkmış sayılması işverenin emrine açıkça veya delâlet yoluyla aykırı davranmasıdır.” Meselâ; sürünün sahibi çobana “hayvanları şu yere götür, orada otlat, başka yere götürme” dediği halde çoban başka meraya götürse “kural dışına çıkmış (teaddî)” olur. Bu yerde hayvan telef olursa ödemesi gerekir. (Mad. 608) Kıdem tazminatı almak caiz midir? “uzun süre bir işyerinde çalışan işçinin, kendisine yükletilebilecek bir kusuru olmadan işten ayrılması durumunda, uzun yıllar çalışmasının ve yıpranmasının karşılığı olarak işverence ödenen bir paradır.” İşçinin alabileceği ücret miktarının anlaşmazlığa yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Hadis: “Kim bir işçi çalıştırmak isterse, ona vereceği ücreti bildirsin.” Kıdem tazminatının miktarını, işe girerken önceden bilmek ve hesaplamak mümkün değildirÇünkü yıllar sonra alınabilecek bir meblağın ne kadar tutacağı önceden bilinmez. Bu yüzden bu tazminatın miktarında bilinmezlik vardır. Bununla birlikte böyle bir hakkın varlığı taraflarca bilinmekte ve iş sözleşmesi kapsamında açıkça veya zımnen yer almaktadır. SİGORTA İLE İLGİLİ MESLELER: Hz. Peygamber döneminde, sosyal güvenlik kuruluşu var mıdır? Hz. Peygamber ve 4 halife döneminde sağlık problemi önemli masraf gerektirmiyordu. Ailelerin ev inşası da ucuz ve basit malzemelerle yapılırdı. Bu yüzden hastalık, yangın, yol kazası gibi konularda kişinin gücünü aşan büyük rizikolar söz konusu olmuyordu Bundan ziyade esir düşme, kan fidyesi gibi uygulamalar için çözüm yolları önemliydi. AKİLE sistemi bunun için önemliydi. Medine vesikasında da yer almıştır bu Bu sistem Hz. Ömer tarafından geliştirerek, insanların mensubu bulunduğu meslekler, askerî, mülkî idare esaslarına veya çeşitli bölgelere göre bir düzenleme yapılmıştır. Hür, akıllı ve ergin erkeklerden oluşan Akile listesi deftere yazılınca, bunlara DİVAN adı verilmiştir Günümüzde araç, işyeri, fabrika, mesken vb. yerlerin sigorta ettirilmesi caiz midir? Sigorta, mala veya cana beklenmedik bir anda meydana gelen, tek kişinin altından kalkamayacağı ağır yükü, mümkün olduğu kadar fazla sayıda kişilere yaymak ve böylece büyük zararları, kimseye ağır gelmeyecek bir yolla karşılamaktır” Belirli ihtimaller hesabı ve büyük sayılar kuramı gibi tekniklerden yararlanarak rekabeti de arttırmak için belirli PRİM MİKTARLARI belirlenmektedir Sigorta şirketi toplanan primleri meşru alanlarda kullanır, yatırımlar yapar ve elde edeceği gelirlerle hasarları karşılar ve artanı da kendisine kâr olarak alırsa, sistemin sakıncasından söz İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 38 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN edilemez. Zira bu o zaman YARDIMLAŞMA VE BİRBİRNE KEFİL OLMA gibi olur- bir havuza prim yatırılmış oluyor. TEAVÜN VE TEKAFÜL Ticari faaliyetleri meşru olan ve faizle ilgisi olmayan şirketler tercih edilmelidir Emekli Sandığı, S.S Kurumu ve Bağkur’u birleştiren “Sosyal Güvenlik Kurumu” ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız? İlke olarak SGK ile diğer ticari sigorta şirketleri arasında bazı ortak noktalar var: sigorta havuzunda biriken faizli kredi olarak kullandırılır mesela Kendi hakkından fazlasını alanlar oluyor, ancak bu sistem, karşılıklı helalleşme yoluyla yürütülen bir dayanışma kurumu olduğu açıktır. TEKAFUL VE TEAVÜN teknik adı olabilir Hakkı olup vefat eden bunu diğerlerine bağışlamış oluyor Hadis: “Birbirinize karşılıklı olarak bağışta bulununuz, birbirinizi seversiniz” Malezya’da uygulanan sigorta sistemi hakkında bilgi verir misiniz? Malezya’da, İslam’ın “karşılıklı yardımlaşma” ve “emek- sermaye ortaklığı” MUDAREBE yöntemine dayalı, özel sektörce işletilen bir sigorta (tekafül) sistemi geliştirilmiştir Devlet bütün sigortaları kendi sigorta şemsiyesi altına alarak ikili sigorta (sigortanın sigortası) problemini kendi ülke sınırları içinde çözmüştür İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 39 GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final www.ti-entertainment.com 40