Bir Yıldız Olarak Liderler ve Liderlik -Yıldız Lider ModeliM. Şahin BÜLBÜL, sahin@metu.edu.tr Özet Bu çalışmada yıldızların özellikleri, yaşam evreleri ve diğer astronomik sistemlerle etkileşme biçimleri liderlerin özellikleri, gelişim basamakları ve toplumla olan etkileşme biçimleriyle kıyaslanarak “yıldız-lider modeli (YLM)” oluşturulmuştur. Giriş Geceleyin gökyüzümüzü süsleyen yıldızlarla ekiplere ve toplumlara yol gösteren liderler arasındaki işlevsel benzerlik, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Yıldızların yapı ve çalışma mekanizmasını öğrenerek liderleri ve başarılı olma yöntemlerini öğrenebiliriz. Toplumsal olaylara pozitif bilimlerin verileri ışığında bakıldığında, parça-bütün ilişkisi daha rahat kurulabilir. Böylece evrene bakıp insanı, insana bakarak da evreni anlayabiliriz. Bir Yıldız Olarak Güneş ve Güneş Sistemi Dünyamız, bir yıldız olan Güneş etrafında dolanmakta ve onun çekim etkisiyle hareket etmektedir. Güneş, içinde bulunduğumuz sistem ve Dünya’daki hayat için vazgeçilemez bir unsurdur. Çünkü gerekli olan ısı ve ışık enerjisi Güneş’ten karşılanmaktadır. Güneşi, diğer sekiz gezegenden farklı kılan dört temel özellik vardır. Bunlar; doğal nükleer enerji üretebilme, en büyük kütleye sahip olma, diğer yıldızlara olan göreceli konumunun sürekliliği ve iç mekanizmasındaki tutarlılıktır. Bu dört temel özellik ile Yıldızlar gezegen ve diğer küçük göktaşlarından ayrılır. Nükleer enerji üretebilme yeteneği Modeli oluşturmaya bu küçük sistemden başlayabiliriz. Güneş, diğer sekiz gezegene liderlik yaptığını kabul etmek, gezegenlerin Güneş’in etki alanında olduğunu söylemekten farkı yoktur. Liderlerde kendisine tabi olanları etki altında tutarlar. Böylece biri lider olmak üzere dokuz kişilik ufak bir ekip şekillenmiş olur. Yıldızların en belirleyici özelliği; enerjilerini kendileri üretmeleridir. Dünya’nın uydusu olan Ay, geceleyin Güneş’ten gelen ışınları yansıttığı için parlak bir görüntüye sahiptir. Benzer biçimde Jüpiter, kendi ışığını yaymamakta, Güneş’ten gelen ışığı yansıtmaktadır. Güneş’in enerjisi nükleer bir enerjidir. Dünya’nın merkezindeki hareketlilik ve yüksek sıcaklık bizi şaşırtmasın. Çünkü Dünya’nın merkezindeki sıcaklık bile Güneş’teki nükleer tepkimeleri gerçekleştirecek derecede güçlü değildir. 1 image from http://learn.arc.nasa.gov/planets/0/sunpartsfull.jpg En büyük kütleye sahip olma özelliği . Bir diğer önemli özellik; sistemdeki en büyük kütle Güneş’e aittir. Diğer gezegenlerin kütlelerinin toplamı bile Güneş’in kütlesinden küçüktür. Bu özellik liderlerin güçlü olma gerekliliğini ortaya koyar. Evrenin herhangi bir yerinde bugüne kadar küçük kütleli bir göktaşının etrafında büyük kütleli yıldızların döndüğü gözlenmemiştir. Böyle olmaması da beklenmektedir. Bir karadelik, hacim itibariyle süper devden daha küçük olmasına rağmen etkisi altına alıp kendisine çekebilir ama bu durum küçük hacimde yoğun miktarda bulunan daha fazla kütlenin sonucudur. Karadeliklerdeki kütle çok küçük bir hacme sıkışmıştır ve tüm kütlesi kendisine çektiği süper devin kütlesinden daima büyüktür. Büyük kütlenin daha küçük kütleli yapıları nasıl etkilediğini genel görelilik “uzay-zaman örgüsü” ile açıklar. Bu kurama göre uzay ve zaman boyutları bir çarşaf gibi düzdür, cisimler kütleleri miktarınca bu örgüde eğrilikler oluşturur ve bu eğrilikler çekim etkisinin kaynağıdır. Kısacası kütle uzay-zaman örgüsünü büker, büküntü kütleleri birbirine yaklaştırır. Gerçekten de bir çarşafa bir top ve bir bilye koysanız küçük çukur oluşturan bilye büyük çukura doğru hareket eder. Benzer durum Dünya’nın yörüngesinde dolanan uydular içinde geçerlidir. Onlarda daha büyük kütleli Dünya’nın etrafında dolanırlar. 2 image from http://www.nasa.gov/images/content/172129main_gpb-earth-300dpi%20copy.jpg Göreceli konumdaki tutarlılık Yıldızların birbirlerine göre konumları tutarlıdır. Bilinen yıldızların birbirlerine göre konumları ilk keşfedildikleri zamankine benzer. Ancak gezegenlerin birbirlerine göre konumları sürekli değişir. Yıldızların birbirlerine göre kararlı konumları onların hareket etmediği anlamına gelmez. Örneğin; Güneş’te etrafındaki gezegenlerle birlikte Samanyolu gökadası etrafında dönmektedir. Bu dönüş civarındaki yıldız komşularıyla birlikte olmakta dolayısıyla göreceli konum korunmaktadır. Gezegenler Kepler yasaları uyarınca eliptik bir yörüngede dolanırlar. Elipsin iki odağı bulunur, Güneş bu odaklardan birindedir. Eliptik yörüngenin diğer odağı boştur, yıldız yoktur. Her iki odağın gezegenin dolandığı yörüngeye uzaklıkları toplamı sürekli aynıdır. Yani gezegen, eliptik yörüngenin bir odağına yaklaşırken diğer odağından uzaklaşmaktadır. Bu durum bize gezegenlerin neden Güneş’e bazen yaklaştığını ve bazen uzaklaştığını daha iyi açıklar. 3 image from http://www.mat.usach.cl/Memorias/LEMC/Diccionario/Image66.gif image from http://oceanservice.noaa.gov/education/kits/tides/media/tide06b_480.gif İç tutarlılık Yıldızları tüm yüzeyinde nükleer tepkimeler gerçekleşir dolayısıyla gezegenlerdeki ışığın düştüğü kısımla düşmediği kısım arasındaki sıcaklık farkı görülmez. Gezegenlerde Dünyamızdaki gibi bir atmosfer yoksa gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok yüksek olur. Atmosfer ısıyı sakladığından Dünyada gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı yüksek değildir. 4 Gezegenlerdeki bu sıcaklık farkının nedeni Güneş’ten gelen ışınlardır. Işınların düştüğü kısım o an için aydınlık bir yön oluştururken ışın düşmeyen taraf karanlık olan diğer yönü ortaya çıkarır. Böylece gezegenlerde sürekli biçimde ışığın düştüğü ve düşmediği “çift yönlülük” vardır. Güneş gibi tüm yıldızlar ise kendi kendilerini ısıttıklarından ve nükleer enerji üretimi tüm bölgelerinde gerçekleştiğinden yapılarında “çift yönlülük” yoktur, “tek yönlülük” vardır. Tablo 1. Yıldızların gezenlerden farklı olan özelliklerinin liderlerin özelliklerine dönüşümünü gösterir Yıldızları Özellikleri Bu özellikleri karşılıkları liderlerdeki Nükleer enerji üretebilme yeteneği Gücünü kendinden alma En büyük kütleye sahip olma özelliği Güçlü bir kişisel gelişmişliğe sahip olma Göreceli konumdaki tutarlılık Fikirsel konularda tutarlılık İç tutarlılık Dürüstlük Bu dört özellik yıldızların gezegenlerden farkını ortaya koymak için önemlidir. Bunun dışında Güneş’in özelliklerinden yola çıkarak yıldızların diğer özelliklerini de belirtmekte fayda vardır. Bunlar; Güneş ışığının ulaşma süresi, Güneş’in kendi etrafında dönmesi, Güneş lekeleri ve Güneşin zararlı etkileridir. Işığın ulaşma süresi Güneş’ten yayılan ışınlar Dünyamıza 8 dakika 19 saniyede ulaşır. Böylece Güneş aniden yok olsa biz bunu 8 dakika 19 saniye sonra fark ederiz(Esin, 1996; sf:10). Güneş’e yakın gezegenlerde bu süre daha kısa, daha uzak olan gezegenlerde ise daha uzundur. Dolayısıyla gezegenlerin Güneşe olan uzaklıklarıyla Güneş ışığının ulaşma süresi arasında doğru bir orantı vardır. Lekeler Güneş üzerinde bazı lekeler gözlenmektedir. Bu gözlemler, çok yoğun ve büyük leke gruplarının Güneş bir bulutun ardından göründüğünde yada batarken yapılabileceğinden Güneş lekeleri dürbünün keşfinden beri bilinir. Bu lekeler 10’a yıllık periyotlarla artıp azalmaktadır(Esin, 1996; sf:81-90). Kendi etrafında dönme hareketi Güneş’in gezegenlerin merkezinde olması ve gezegenlerin etrafında dolanıyor olması Güneş’in kendi etrafında dönmediği anlamına gelmez. Güneş’te Dünyamız gibi kendi etrafında dönmektedir.Güneş lekelerinin bir tam dolanım sonrası tekrar gözlemlenmeleri kaydedilmiş ve istatiksel incelemesi yapıldıktan sonra Güneş’in kendi çevresindeki dönme hareketini 27 günde tamamladığı bulunmuştur(Esin,1996; sf:27-28). 5 image from http://www.suntrek.org/images/sunspot-rotation.jpg Zararlı etkileri Radyo haberleşmesi, iyonosferden yansıyan dalgaların alıcılara ulaşmasının bir sonucudur. İyonosfer sinyalleri tutmasaydı iletim mümkün olmayacaktı. Uzun dalga boylu yayınları gün içerisinde bir süreliğine kesilme nedeni Güneş’teki aktivitelerdir(Esin,1996; sf:170-171). Gece daha net bir radyo yayını dinliyor olmanızın nedenlerinden birisi de yine Güneş’tir. Tablo 2. Güneş’teki bazı özelliklerin liderlik kavramı açısından anlamlarını gösterir Güneş’in Özellikleri Bu özellikleri karşılıkları liderlerdeki Işığın ulaşma süresi Yakınlık ölçüsünde faydalanma Kendi etrafında dönme hareketi Başkalarından istediğini kendisinin uygulaması Lekeler Mutlak kusursuz olamama Zararlı Etkileri Mutlak hatasız olamama Yıldızları gezegenlerden ayıran özellikler derlendiğinde bir liderde bulunması gereken özellikler şöyle sıralanabilir: 1. Gücünü kendinden almalı, dayandığı başka kişi ya da kurumlar olmamalıdır. Zira kendisi dışındaki yapılanmalara güvenen liderlerin liderliği o güvendikleri yapılanmanın ömrüne bağlıdır. Bu durum kendisine tabi olanlar tarafından rahatlıkla anlaşılır. Güvendiği kişi ya da kurumları anlatan lider güçlü olduğunu vurgulamaya çalışsa da bu güçlülük yargısı uzun süreli olamaz. 6 “Liderlik, yetki kullanarak, karar alabilmektir”. R. Dubin (1968) 2. Lider’in güçlü birikime ihtiyacı vardır. Bu birikim yıllar neticesinde oluşmuş soy ya da mal-mülk olabileceği gibi etik değerler de birikim olarak değerlendirilir. Dolayısıyla babasının şirketine lider olan oğul ile Babası ölünce Kral olacak olan Prens aynı ilke doğrultusunda lider olur. Sınıfın lideri en çalışkanı ya da en güvenilir olanıdır. Eğer bu ve benzer özellikler farklı kişilerde yoğunlaşıyorsa ya lider olma savaşı ya da liderlik paylaşımı görünür. Bu durum yıldız lider modelinde ya daha büyük bir lider oluşumu ya da çift yıldızlar gibi liderlik paylaşımı olarak yer alır. Sınıfın lideri ile sorumlusu ya da yönetici de aynı kişi olmayabilir. Bu durum ise YLM içerisinde yıldızların çeşitliliği başlığında incelenecektir. Neticede güçlü birikime sahip olanlar daima o alandaki daha az birikime sahip olanları etkiler. “Liderlik, insanları zihinsel, fikirsel, duygusal olarak etkileyebilme sanatıdır”. N Copelan (1942) 3. Liderler sabit fikirli olmamakla birlikte bazı konularda kararlı davranmak zorundadırlar. Sürekli değişken yapıya ve uygulamaya sahip liderler kendisine uyanların gözündeki değerini kaybeder. Fikri hareketlilik “dönekliği” değil, yenilenme ve değişmeyi gerektirir. Ayrıca kendisine uyanlar ile sürekli aynı mesafede olmak YLM’ne göre mümkün değildir. Gezegenlerin Güneş’e yaklaşıp uzaklaştığı gibi insanlar lidere yaklaşıp uzaklaşabilir. Lider kendisine uyanlarla olan mesafesini sürekli ayarlamalıdır. Bir kişiyle sürekli yakın olmak diğerlerinden uzak olmayı gerektirir ki bu yıldızlarla gezegenler arasındaki ilişkiye terstir. 4. Liderler, iç tutarlılığa sahip olmalıdır. Bunun anlamı ise dürüst olabilmektir. Dürüst olmayan, farklı yüz ve yönleri bulunan liderlerin liderlikleri uzun sürmez. Güneş’in bazı özellikleri değerlendirildiğinde lidere bağlı kişilerin bilmesi gereken dört temel özellik ise şunlardır: 1. Lider’e yaklaştıkça daha çok etkilenilir, uzaklaştıkça daha az etkilenilir. Yaşamın Dünya’da oluştuğu ve Dünya’nın dengeli bir uzaklıkta olduğu düşünülürse lider’e dengeli mesafelerde olmanın faydalı olacağı söylenebilir. 2. Liderin etkili olabilmesi için başkalarından istediğini kendisinin de yapması gerekir. Tıpkı Güneş’in diğer gezegenler gibi kendi etrafında dönmesi gibi. Ancak burada unutmamak gereken konu aynı miktarda olmayabileceği gerçeğidir. Dünya bir dönüşünü 24 saatte tamamlarken Güneş bu dönüşü 24 x 27 saatte tamamlamaktadır. Nicel farklılıklar olasının zorundalığı unutulmamalıdır. Örneğin; liderin işe 15 dk sonra gelmesi değil gelmesi önemlidir. 3. Mutlak kusursuz lider olmayacağını unutmamak gerekir. Lider, kendini kusursuz göstermeye yanaşmamalıdır. Liderler kel olmaz diye bir şart yoktur. Ancak kelliğini gizleyen ve öyle bir kusurun olmadığını savunanın da lider kalması da mümkün değildir. Lidere uyanlar ise liderlerin küçük kusurlarını abartmamalıdır. 4. Mutlak hatasız lider olmayacağını da unutmamak gerekir. Lider, hatalarını fark ettiği ölçüde taze kalır ve etkisini korur. Lider’e tabi olanlar ise liderleri hata yapmayacağını düşünmemelidir. 7 Yıldızların Yaşam Döngüsü Yıldızların yaşamlarını oluşum, gelişim ve çöküş olarak üçe ayırabiliriz. Oluşum kısmında yıldızın meydana gelmesi, gelişim aşamasında hacim ve kütlece artışı, çöküş ise içe kapanış ve daha yoğun bir hal alma evrelerini içerir. A. OLUŞUM-ÇOCUKLUK VE GENÇLİK Yıldızların oluşumu genellikle patlamış bir süpernovadan kalan uzay kırıntıları (meteorlar, gaz ve toz bulutları) ile gerçekleşir. Bir yıldızın ne kadar büyük olacağı oluşmaya başladığı ortamdaki madde miktarının çokluğuyla orantılıdır. Önce kütle merkezi etrafında bu gaz ve toz bulutları toparlanır. Çekim kuvvetinin etkisiyle yaklaşan bu maddeler çarpışır ve sürtünür. Böylece hem içe doğru birleşme hem de dışa doğru ışıma gerçekleşir. Bu durumu bir çarşafın üzerine küçük bilyeleri koyarak açıklayabiliriz. Bilyeler bir noktada birleşir ve birleşirken etrafa çarpışma sesleri yayarlar. Birleşme ve büyümenin ne kadar süreceğine etrafındaki madde potansiyeli karar verir. B. GELİŞİM-OLGUNLUK Atıkların bir yıldız oluşturabilmesi için gökcisminde nükleer tepkimeler oluşabilmelidir. Örneğin tek protonlu iki hidrojen birleşip iki protonlu helyum oluşabiliyorsa incelediğimiz gökcismi artık bir yıldızdır. Nükleer enerji iki türlüdür: Kaynaştırma: Atomlar birleştirilerek enerji elde edilir. Ayrıştırma: Atom çekirdeği parçalanarak enerji açığa çıkarılır. Bir lider ise bir olguyu analiz(ayrıştırma) yapıp sonra kendine göre sentez(kaynaştırma) yapabilince liderlik vasfına ulaşmıştır, olgunluk dönemindedir diyebiliriz(bu benzetime göre). Olgunluk dönemleri de kaynaştırabildiği en son proton sayılı atoma göredir. Örneğin; 1. H 2. H+H = He = 2H 3. He+He = Be = 4H 4. Be+He = C = 6H 5. C+He = O = 8H Bu kaynaşma demirin oluşumuna kadar gider. Daha sonra oluşan demir (öğreti) bir patlama ile (çöküşün başlangıcı, ölüm) evrenin dört bir tarafına dağılır(Öğretinin yayılması). Büyük liderler öldükten sonra daha bir ölümsüz olur. Bu yönüyle benzerlik vardır. C. ÇÖKÜŞ-YAŞLILIK VE ÖLÜM Liderin ölümünden sonra nasıl bir biçimde varlığını sürdüreceği yakıtı bitmezden önce ne kadar madde topladığı ile ilişkilidir. Şöyle bir benzetim yapabiliriz; ölünce arkasında cenazesine katılan insanların çoklu… Bunun bazı sakıncaları olabilir örneğin hiç katılanı olmayan ya da mecburi katılım sağlanan cenazeler bu benzetimi tehlikeye düşürür. O halde bir liderin aktif halden pasif hale geçtikten sonra ki etkisi denilebilir. 8 Yıldızların Çeşitliliği Yıldızlar aşağıdaki H-R diyagramına göre dört biçimde karşımıza çıkmıştır. Bu grafikte yüzey sıcaklığı (potansiyel, birikim) ve parlaklık (etki alanı) dikkate alınmıştır. Eşleştirme karizmatik, otoriter ve demokratik liderler ve yöneticiler için gösterilmiştir. KARİZMATİK LİDERLER 1. Süper devler (Supergiants) En büyük yıldız çeşidi olduğu için parlak olmakla birlikte “devler” kadar sıcak olmayabilirler. OTORİTER LİDERLER 2. Devler (Giants) Ana kol yıldızlarından büyük olup yüksek sıcaklıktaki yıldızlardır. DEMOKRATİK LİDERLER 3. Beyaz cüceler (Whit dwarts) Küçük yıldızlardır. Dolayısıyla çok parlak değillerdir. YÖNETİCİLER 4. Ana kol (Main Sequence) Güneş’in dahil olduğu “orta direk” yıldız kümesidir. Eğer sıcaklığı kişisel gelişim(ya da liderlik potansiyeli) olarak ve parlaklığı da etki edilen insan sayısı olarak kabul edersek benzer bir grafikte “liderler” için çıkacaktır(tahmin). Eğer bu grafik benzer çıkmazsa alternatif olarak kişilere liderlik potansiyelini 1 den 10 a kadar değerlendirmesi istenir ve etrafındakilere de o kişinin liderlik potansiyelini 1den 10a kadar değerlendirmesi istenip ortalama değeri bulunur. Bu çalışma yöneticiler ve öğretmenler olarak yapılsa ve alınan ortalama ile kendi verdikleri notlar bir koordinat sisteminde işaretlense tüm yöneticilerin dağılımı benzer bir grafik verebilir(tahmin). 9 Taranan diyagram : Michael A. Seeds, “Stars and Galaxies”, Thomson-Brooks/Cole Press, 2007 10 UZAY-İNSAN ANOLOJİSİ EVREN-İNSANLIK GÖKADALAR(GALAXIES)-MİLLETLER YILDIZLAR-LİDERLER KARADELİKLER NÖTRON YILDIZLARI ATARCA (PULSAR) BEYAZ CÜCELER DEVLER SÜPERDEVLER KUASARLAR- BÜYÜK LİDERLER YILDIZ ÇİFTLERİ – DÖNÜŞÜMLÜ LİDERLİK KUYRUKLU YILDIZLAR- GEZGİN LİDERLER YILDIZLAR(Anakol yıldızları-yönetici) GEZEGENLER- LİDERE TABİİ OLANLAR UYDULAR ASTROİDLER METEORLAR Burada milletler arası etkileşim için iki galaksinin birbiri içinden geçmesi durumunu örnek verebiliriz. Her galaksinin merkezindeki güçlü merkezi karadelik ise ulus olma düşüncesini sağlayan liderleri temsil edebilir. Ayrıca yukarıda bahsetmediğim “karanlık madde” evrenin ışıma yapmayan ama büyük etkisi olan bir yapıyı ifade eder ki bu “derin devlet” kavramıyla ilişkilendirilebilir. Kuasarlar evrenin uçlarında olduğu düşünülen ve çok uzakta olmasına rağmen çok güçlü ışık veren yıldızlardır. Eğer karadeliklerde tünelleme olayı varsa yani aldıklarını başka evrenlere fırlatıyorlarsa kuasarlar bu fırlatma yerleri yani akdeliklerdir.(yani bir milleti 11 birleştiren bir lider başka Miletleri ayrıştırabilir, bir milleti çekimiyle toparlayan lider başka bir yönüyle başka milletleri ayrıştırabilir). Çift yıldızlar birbirleri etrafında dönerek ilerleyen yıldızlar için kullanılır. Burada liderlerin eşleri olarak da incelenebilir. Çöküşü önce başlayan yıldız diğer çiftini yutmaktadır. Bu analoji büyükten küçüğe doğru yapılmıştır. 12 İNSAN-YILDIZ BENZETİMİ DENEMESİ: YILDIZLAR GÖRÜNDÜKLERİ KADAR SAKİN DEĞİLLERDİR. Geceleyin gökyüzünü süsleyen ve bugüne kadar bir çok şaire ilham kaynağı olmuş yıldızlar, aslında bünyesinde nükleer tepkimelerin çok kısa bir süre için dahi durmadığı, kaynayan dev kazanlar gibidirler. Oluşumlarından sönme evrelerine kadar geçen süre içerisinde sürekli nükleer tepkimeler geçiren yıldızlar, tepkimeler neticesinde etraflarına; ısı, ışık ve başka elektromanyetik ışınım türleri yayarlar. Ve bu yayılan ışınlar, milyonlarca ışık yılı (ışığın bir yılda aldığı yol) mesafeyi geçerek, masumane bir tavırla bize göz kırparlar. Bize en yakın yıldız olan Güneş'e bile çıplak gözle bakamamamız gösterir ki; YILDIZLAR İÇLERİNDEKİ FIRTINALARIN BÜYÜKLÜĞÜ İLE YILDIZ , BİZLERE YAKINLIK DERECELERİYLE DE FAYDALIDIRLAR. YILDIZ OLMAK İÇİN Yıldızların oluşumu "gaz ve toz bulutları" gibi son derece basit maddelerin bulunduğu ortamlarda gerçekleşir. Böyle basit ortamlardan görkemli yıldızların meydana gelmesi çok uzun zaman alır. Yıldızların basitten karmaşığa doğru giden oluşum maratonunun çok uzun soluklu olması, bünyelerine katacakları maddelerin daha fazla olmasını sağlar. Oluşumları esnasında bünyelerine kattıkları madde miktarının çokluğu da "çökme esnasındaki" evreleri belirler. Birikimi fazla olan yıldızın çekim gücü daha fazla olur.Mesela; Güneşten yaklaşık üç misli madde miktarına sahip yıldızlar çok güçlü çekim gücüne sahip birer "kara delik" haline gelir. Yıldızlar, basit ortamlarda filizlenip yetişen ve sonra birikimleriyle dev çınarlara dönen tohumlar gibidirler. Ya yeryüzündeki yıldızlar?... 13 YILDIZLARIN OLUŞUMUNDA DENGE HAKİMDİR. Gaz ve toz bulutlarının kütle çekimleri etrafında dönerek toplanmaya başlamalarının hemen ardından bu çekim gücüne zıt yönde termodinamik güç oluşur. Sürtünerek ısınan tanecikler, oluşturdukları hararetin etkisiyle dışarı doğru saçılmak ister. İşte yıldızların oluşumu esnasındaki bu iki temel etkinin dengesi, hidrojen atomunun ağır metallere kadar değişmesine sebebiyet verecek tepkimeler zincirinin omurgasını oluşturur. Hidrojen yıldızların yakacaklarıdır. Çekim artıp kütle büyüdükçe ısı da artar. Böylece yıldız hidrojeni harcayarak etrafına enerji saçar. Yıldızın mekanizmasında bulunan bu dengenin ortadan kalkması demek, yıldızın ömrünün sonuna yaklaştığı anlamına gelir. Çekim gücüne yenilen yıldız çökmeye başlar. YILDIZ İÇİN DENGE;"OLUŞUM,ETRAFINA ISI VE IŞIK YAYMAK"DEMEKKEN, DENGESİZLİK;"ÖLÜM VE ÇÖKÜŞ" DEMEKTİR. EVRENDE GÖRÜNENDEN DAHA FAZLA YILDIZ VARDIR. Gündüzleri Güneşin ışınları diğer yıldızların ışınlarını bastırdığından yıldızları sadece, güneşin ışınlarının ufukta kaybolmasıyla görebiliriz. Dünya'nın küremsi oluşu ve Güneş'in etrafında dönme hareketi ve kendi etrafımızda da dönüşümüzü dikkate alırsak görüş alanımızın sınırlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu da görüş alanımızın dışında da yıldızların olduğu anlamına gelir. Işın yaymayan yıldızları (kara delikler) ve tek bir yıldızmış gibi görünen takım yıldızları dikkate aldığımızda yıldız sayısı daha da artmaktadır. YILDIZ İSENİZ BİRİLERİNİN SİZİ GÖRMESİNİ BEKLEMEYİN! ONLAR SİZİ GÖRMESELERDE SİZ PARLAYABİLİRSİNİZ. 14 KAYNAKÇA J. SILK, “Evrenin Kısa Tarihi”, Çeviri: M. ALEV, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1997 J. BALLY ve B. REIPURTH, “The Birth of Stars and Planets”, Cambridge University Pres, 2006 M. E. ÖZEL ve T. SAYGAÇ, “Gökyüzünü Tanıyalım”, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1997 Ş.Ş. ERÇETİN, “Yönetimde Yeni Yaklaşımlar”, Nobel Yayıncılık, 2001 M. A. SEEDS, “Stars and Galaxies”, Thomson-Brooks/Cole, 2007 F. GOLDEN, “Quasars, Pulsars and Black Holes”, Charles Scribner’s Sons, 1976 P. L. BROWN, “Comets, Meteorites and Men”, Taplinger Publishing Company, 1973 Ş.Ş. ERÇETİN, “Lider Sarmalında Vizyon”, Nobel Yayıncılık, 2000 F. ESİN, “Yaşamımızın Kaynağı Bir Cüce Yıldız; Güneş”, Sarmal Yayınevi, 1996 Ş.Ş. ERÇETİN, “Örgütsel Zeka ve Örgütsel Aptallık”, Asil Yayın Dağıtım, 2004 A. LIGHTMAM, “Yıldızların Zamanı”, Çeviri: M. ALEV, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1992 K. FERGUSON, “Uzay Zamanda Karadelikler”, Çeviri: B. TOKSÖZ, M. GÜMÜŞ”, Sarmal Yayınevi, 1996 P. MOORE, “Gezegenler Kılavuzu”, Çeviri: Ö. ÖZBAL, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1993 M.ROWAN –ROBINSON, “Yıldızların Altında Evrenimiz İçin Bir Kılavuz”, Çeviri: M. ALEV, 2005 15