OSMANLI DEVLETİNİNDE YENİLİK HAREKETLERİ İÇİNDEKİLER • Osmanlı Devleti'nde Yenilik Hareketleri • XVII. Yüzyıl Yenilik Hareketleri • XVIII. Yüzyıl Yenilik Hareketleri • III. Selim ve Nizam-ı Cedid • II. Mahmud Dönemi (18081838) Yenilik Hareketleri • Tanzimat Fermanı • Islahat Fermanı • Tanzimat Döneminde Yapılan Yenilikler • I. Meşrutiyet • II. Meşrutiyet HEDEFLER BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ • Bu ünitede amaçlanan kazanımlar; • Osmanlı Devleti'ni çöküntüden kurtarmak amacıyla yapılan ıslahatlar ve sonuçları kavranacaktır. ÜNİTE 2 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri 1. OSMANLI HAREKETLERİ DEVLETİ’NDE YENİLİK XVIII. yüzyılın sonlarına gelinceye kadar Osmanlı Devleti’nde planlı ve programlı bir ıslahat hareketinden söz etmek zordur. Devletin kötüye gidişini gören kimi kişiler ufak tefek bazı ıslahat hareketlerine girişmişlerdir. Ancak gösterilen çabalar bilinçli bir kadroya dayandırılmadığından ve daha çok kişilere bağlı kaldığından başarılı olunamamıştır. Karlofça Antlaşması’nın imzalanması Osmanlı yöneticilerinin ve aydınının Batı’ya bakış açısını değiştirmiştir. XIX. asra kadar kendini Batı’dan üstün gören Osmanlılar, artık Batı’nın üstünlüğünü kabullenerek Batı tarzında ıslahat yapılmasını zorunlu görmüştür. Avrupa’dan kaçıp Osmanlı Devleti’ne sığınan aydınlardan yararlanılmaya çalışılmış, Avrupa’nın çeşitli ülkelerine elçilik heyetleri göndererek o ülkeler yakından tanınmaya çalışılmıştır. Matbaa kurulmuş, Batı tarzında kurumlar vücuda getirilmiştir. Sonuçta Avrupa’dan Osmanlı Devleti’ne çeşitli yollarla gelip devlet hizmetine girenlerin yardımıyla açılan askerî okullardan yetişen kişilerin gayretleri sonucu, Osmanlı Devleti’nde batılı anlamda ıslahat hareketleri başlamıştır. Fakat III. Selim’in padişah olmasına kadar önemli bir gelişme gösterilmemiştir 1.1. XVII. Yüzyıl Yenilik Hareketleri XVII. yüzyılda yapılan yenilikler daha çok gelenekçi zihniyetle yapılmıştır. Bu yüzyılda Osmanlı Devleti iç ve dış sorunlar yaşamakla birlikte henüz bunların tam farkında değildir. Bu sorunları çözmeye yönelik teşebbüslerde bulunan devlet adamları, bir önceki yüzyılın ihtişamlı günlerine aklı takılı kalmış, o dönemin kanunlarını hayata geçirmekle sorunlardan kurtulacağını düşünmüştür. Bu yüzden Kanuni tarafından derlenen Kanun-ı Kadime atıfta bulunulmuş ve bu kanunların uygulanması için çaba harcanmıştır. Ancak bunun sorunları çözmediği kısa zamanda anlaşılmıştır. Yapılan ıslahatlarda akla gelen ilk yöntem şiddete şiddetle karşılık vermek olmuştur. Başta Kuyucu Murat Paşa olmak üzere Köprülüler ve IV. Murat aynı yöntemle hareket etmiş, aldıkları zorlayıcı tedbirlerle geçici bir sükûnet sağlamışlardır. Ancak şiddete dayalı bu tedbirler kalıcı olmamıştır. Bu dönemdeki kurtuluş çareleri kurallar, prensipler ve ilkeler bazında değil, kişiler bazında ele alınmış; sorunlar nasıl çözülür sorusundan çok, sorunları kim çözer sorusuna cevap aranmıştır. Bu dönem Islahat hareketlerinde Avrupa etkisi yoktur. Avrupa’da meydana gelen gelişmeler pek ciddiye alınmamıştır. Osmanlı Devleti’nin Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 2 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri Avrupa’daki gelişmeleri ciddiye alması, ancak savaşlarda peş peşe yenilmesi ve önemli ölçüde toprak kaybetmesi ile mümkün olabilmiştir. 1.2. XVIII. Yüzyıl Yenilik Hareketleri XVIII. yüzyılda yapılan yenilikler Batı örnek alınarak yapılmıştır. Bu yüzyılda yapılan ıslahatlar daha ziyade askeri ve teknik niteliktedir. Çünkü Osmanlı Devleti bu yüzyıla girerken büyük savaşlar kaybetmiştir. Osmanlı 1699 yılında imzaladığı Karlofça Antlaşması ile tarihinde ilk kez, üstelik önemli miktarda toprak kaybetmiştir. Osmanlı’da niçin yenildik sorusunun cevabı artık herkes tarafından bilinmektedir. Çünkü düşmanlar artık klasik savaş usullerini terk etmişler, modern savaş taktikleriyle savaşmaya başlamışlardır. Üstelik kullandıkları silahlar da son derece üstün ve teknik silahlardır. Bu düşman ile baş etmenin yegâne yolu ise onların sahip olduğu tekniğe sahip olmaktır. Ayrıca Avrupa’yı bizden daha ileriye taşıyan sebeplerin başında onların matbaayı kullanması ve bu yolda kitap sayısını arttırmış olması gelmektedir. Osmanlı Devleti artık bu konudaki önyargı ve taassubu bir tarafa bırakacak ve Sait Çelebi ile İbrahim Müteferrika 1727’de ilk Türk matbaasını kuracaklardır. Lale devrinde yaşanan bu gelişmenin yanında ilk kez batılı devletlere geçici elçilerin gönderilmesi, ilk itfaiye teşkilatının kurulması, çiçek aşısının yapılması, kâğıt ve kumaş fabrikalarının yapılması gibi yeniliklere de yer verilmiştir. I.Mahmut döneminde Humbaracı Ocağı kurulmuştur. Müslüman olduktan sonra Humbaracı Ahmet Paşa adını alan Comte de Bonneval yaklaşık 150 kişiden oluşan bu ocağı kurarak Osmanlı ordusuna teknik bir sınıf kazandırmıştır. 1734 yılında Humbaracı Ocağının ihtiyacı olan eğitimli asker yetiştirmek üzere, matematik ve fen bilimlerinin öğretildiği Hendesehane açılmıştır. III. Mustafa döneminde Macar asıllı olan ve Fransa emrinde çalışan Baron de Tott, topçu sınıfını teşkilatlandırmaya çalışmış, tophaneyi düzenlemiş ve yeni toplar yaptırarak, eğitim işine de gerekli önemi vermiştir. Ayrıca 1773 yılında Deniz Mühendishanesi (Mühendishane-i Bahri-i Hümayun) açılarak donanma konusunda teknik eleman yetiştirilecektir.1774’te de Topçu Ocağına bağlı Sürat Topçuları Teşkilatı kurulmuştur. Sonuç olarak, XVIII. yüzyılda askeri alanda girişilen bu ilk yenileşme çabaları da başarılı olamamış, Islahatçılar yaptıkları ve yapmak istedikleri her işte, genelde ıslahata karşı olan Yeniçeri Ocağı, ulema, bürokrasi ve benzeri kesimlerin tepkilerini göz önünde bulundurmuşlar, bu nedenle de ürkek ve yarım adımlar atmışlardır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 3 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri 1.3. III. Selim ve Nizam-ı Cedid III. Selim tahta çıktıktan sonra (1789-1807), devletin kötü gidişatını durdurmak için alınması gereken tedbirleri belirlemek üzere, ülkenin ileri gelen devlet adamlarından oluşan bir danışma meclisi (Meşveret Meclisi) toplamıştır. III. Selim, bu meclisin hazırladığı raporlar (layihalar) doğrultusunda Nizam-ı Cedid (yeni düzen) adı verilen yenilikleri yapmak amacıyla bir dizi ferman yayınlamıştır. 1793’de Yeniçeri ocağının yanı sıra Nizam-ı Cedid adıyla Avrupa tarzında bir askeri ocak kurulmuştur. Bu ocağın masraflarını karşılamak için İrad-ı Cedid adıyla yeni bir hazine, subay ihtiyacını karşılamak içinde 1794’de Kara Mühendishanesi (Mühendishane-i Berri Hümayun) adlı bir okul açılmıştır. III. Selim döneminde Avrupa başkentlerinde (Paris, Londra, Berlin, Viyana) daimi elçilikler açılmıştır. Batı dillerinde yazılmış önemli eserler Türkçeye çevrilerek, Batı düşüncesinin ülkeye girmesine hız verilmiştir. Ancak yeniliklere karşı olanların Kabakçı Mustafa’nın önderliğinde çıkarttıkları isyan sonucuyla III. Selim tahtan indirilmiş, böylece ilk ciddi ve geniş boyutlu yenileşme hareketi bu şekilde engellenmiştir. Yeniçeri teşkilatını kaldırmayı, ulemanın nüfuzunu kırmayı, Osmanlı Devletini Avrupa’nın ilim, sanat, ziraat, ticaret ve medeniyette gerçekleştirdiği ilerlemelere ortak etmeyi amaçlayan Nizam-ı Cedid hareketi, III. Selim döneminin kapanmasıyla bu hedefleri tutturamadan sonuçsuz kalmıştır. 1.4. II. Mahmud Dönemi (1808 – 1838) Yenilik Hareketleri Kabakçı Mustafa ayaklanmasıyla tahttan indirilen III. Selim’in yerine padişah olan IV. Mustafa uzun süre bu makamında kalamadı. Nizamı Cedid yanlıları bu karışık ortam içinde, kendilerine taraftar olan Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa’nın yanına toplanmışlardı. Bu gelişmeler karşısında, Alemdar büyük bir ordu hazırlayarak İstanbul’a gelmiş ve isyancıları bertaraf etmiştir. III. Selim’i tekrar tahta çıkarmak istese de isyancılar elini çabuk tutup III. Selim’i öldürmüşlerdir. Bunun üzerine II. Mahmut tahta geçirilmiştir(1808–1839). II. Mahmut 32 yıl süren saltanatı döneminde Osmanlı Devleti’ni Avrupa standartlarında bir devlet yapmak için yoğun ıslahat hareketlerine girişmiştir. Bu dönem ıslahat hareketleri genel hatları ile şunlardır: II. Mahmut ilk olarak, Ayanlarla 1808’de Sened-İttifak Antlaşması denilen bir antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşma ile padişah yerel yetkilerinden bir kısmını ayanlara devretmiştir. Artık ayanlar asker ve vergi toplama işinde padişaha yardımcı olacaklardı. Esasen bu durum zaten var olan bir uygulamaya resmiyet kazandırmaktı. II. Mahmut, ayrıca Alemdar Mustafa Paşayı da sadrazam yapmıştı. Alemdar Mustafa Paşa’nın Sekban-ı Cedid adı ile yeni bir ordu kurmak için çalışmalara başlaması, Yeniçerilerin isyanına sebep oldu. Yaklaşık bin kişilik bir Yeniçeri grubu Paşa’nın sarayını kuşatarak çatışmaya başladı. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 4 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri Kurtulamayacağını anlayan Alemdar Mustafa Paşa sarayın cephaneliğini havaya uçurarak kendisi ile beraber üç yüz Yeniçerinin ölümüne sebep oldu. Padişah ise bu çatışmaya taraf olmadı. 25 Mayıs 1826’da “Eşkinci” adı verilen yeni ve modern bir ocağın kuruluşu gerçekleşti. Ancak bu durum da Yeniçerilerin isyanı için bir bahane oldu. Bu durum üzerine Sultan hemen gerekli tedbirleri almış ve halkı sancak-ı şerif etrafında toplanmaya çağırmıştır. Başta Yeniçeri Ocağına destek veren ulema kesimini kendi yanına çekmiş, ayrıca saray bostancıları, topçular ve diğer askerlerin de destek vermesi ile yeniçeri ocağı ortadan kaldırılmıştır. Osmanlı tarihleri bu olayı “Vaka-i Hayriye” diye kaydetmişlerdir. Bu ocak kaldırıldıktan sonra Asakir-i Mansuriye-i Muhammediye adıyla yeni ve modern bir ordu kurulmuştur. II. Mahmut istemeyerek imzaladığı Sened-i İttifak ile ayanlara kaptırdığı yetkilerini geri almakta kararlıydı. Bu yüzden Eyalet uygulamasından vazgeçerek vilayet uygulamasına geçti. Buralara da valiler atadı. Böylece eyaletlerdeki ayanların etkilerini kırmayı başardı. Bu gelişme merkezi otoritenin tesis edilmesi açısından son derece önemlidir. Avrupa çoktan kabine sistemine geçmiş ve yürütme hizmetlerini bu yolla görmeye başlamıştı. Osmanlı Devleti ise hala divan teşkilatı ile idare ediliyordu. II. Mahmut divanı kaldırarak hükümet modeline geçti. Nazırlıklar kuruldu. Bazı divan üyeleri nazır (Bakan) yapıldı. Devlet işlerinin görüşüldüğü meclisler kuruldu. (Meclis-i Valay-ı Ahkâm-ı Adliye-Adli İşlerin Yüksek Kurulu-Danıştay ve Yargıtay yetkilerine sahip en önemli organ olarak kuruldu.) Meclis-i Has(Padişahın danışma kurulu), Meclis-i Vükela (nazırlar meclisi), Dar-ı Şurayı Askeri (askeri ıslahatlar için gerekli nizamnameleri hazırlar) İlk kez nüfus ve mülk sayımı yapıldı. Böylece askerlik ve vergi işlerine düzen getirmeyi amaçladı Tımar sistemine son verildi. Müsadere kaldırıldı. Devlet hizmetinde iken yolsuzluğa bulaşanların ceza olarak tüm malına devlet adına el konulmakta idi. Ancak bu uygulama istismar edilmiş, rakipleri ortadan kaldırma aracı haline getirilmişti. Posta Teşkilatı kuruldu ve posta hizmetleri için yollar yapıldı. Polis (Zabtiye) Teşkilatı kuruldu. Pasaport ve karantina uygulaması başladı. Asker ve memurlar için setre pantolon, ceket ve festen oluşan kıyafet uygulaması getirildi. Takvim-i Vekayi adı ile (Türkçe ve Fransızca) ilk resmi gazeteyi çıkardı (1831). İlköğretim zorunlu hale getirildi. Orta öğretim amaçlı Rüştiye mektepleri açtı. Medresenin dışındaki tüm okullar Nafıa Nezaretine bağlandı. Sıbyan mekteplerinin üstünde Mekteb-i Ulum-ı Edebiye kurulduğu gibi devlet memuru yetiştirmek üzere Mekteb-i Maarif-i Adli açılmıştır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 5 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri İlk defa yurt dışına eğitim amaçlı öğrenci gönderildi. Yabancı kumaştan elbise yapmayı yasakladı. Bu yoldan yerli malı kullanmayı teşvik etti. Ancak istediği sonucu alamadı. Askeri amaçlı harp (Mektep-i Harbiye–1834) ve tıp okulları (Mektep-i Tıbbiye–1827 ) açtı. II. Mahmut, Avrupa hükümdarları gibi doğum günlerini kutlamaya, resimlerini devlet dairelerine astırmaya, elçiliklerde davetlere gitmeye başladı. Kıyafet değiştirmeden şehir içi hatta yurt içi inceleme gezileri yaptı. Bu şekilde II. Mahmut döneminde yapılan yenilikler, Tanzimat Dönemi’nin fikri hazırlıklarını da oluşturdu. Fakat Avrupa’daki gelişmelerin ruhu anlaşılamadığından, bu yenilik hareketleri çoğunlukla şekilde kalmış, istenilen sonucu vermemiştir. Diğer taraftan da yapılan ıslahatların halka yansıması yoktu. Bu yüzden halk desteğinden mahrum kaldı. Hatta yaptığı reformlardan dolayı halk arasında gâvur padişah diye anıldı. 1.5. Tanzimat Fermanı (3 KASIM 1839) Tanzimat dönemi (1839-1876), Osmanlı tarihinde yeni bir devrin başlangıcıdır. Bu dönem, devletin siyasi, sosyal, askeri ve kültürel alanlarda kötüye gidişini önlemek gayesiyle daha geniş ıslahatların yapıldığı bir devirdir. Bu amaçla yapılması düşünülen düzenlemelerle ilgili ferman hazırlandıktan sonra, 3 Kasım 1839’da Gülhane Parkı’nda halka okunduğu için Gülhane Hatt_ı Hümayunu diye de anılır. Ferman Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmıştır. Tanzimat Fermanı’nda çıkarılacak olan yeni kanunların dayandırılacağı temel ilkeler şunlardır: • Müslüman ve Müslüman olmayan bütün halkın can, mal ve namus güvenliğinin sağlanması. • Herkesten belli uluslara ve kazancına göre vergi alınması • Herkesin kanun önünde eşit tutulması, mahkemelerin açık yapılması ve kimsenin yargılanmadan öldürülmemesi. • Herkesin mal, mülk edinmesinin sağlanması, istediğinde bunları satması veya yenisini alması, çocuklarına miras bırakma hakkının bulunması. Padişah, bu fermana ve ona dayandırılarak yapılacak kanunlara saygı göstereceğine dair yemin etmiştir. Böylece ilk kez bir Osmanlı padişahı kendi gücünün de üstünde bir kanun gücünün varlığını tanımıştır. Böylece Tanzimat Fermanı ile Osmanlı Devleti’ne ilk kez hukukun üstünlüğü anlayışı girmiştir. Bu ferman ile Batılılaşma belirli bir program dâhilinde uygulanmaya konmuş, Batılılaşma sistemleşmiş, eşitlik anlayışı benimsenmiştir. Tanzimat Fermanı’nın getirdiği yenilikler başlangıçta hem Müslüman, hem de Müslüman olmayan kesimi memnun etmiş, ancak daha sonra Tanzimat Fermanı’nda yer alan hususların çoğu yerine getirilememiş ve başlangıçta fermana duyulan hoşgörünün yerini, memnuniyetsizlik almıştır. Tanzimat Fermanı’nın istenilen şekilde uygulanmayışının temel sebepleri şunlardır: Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 6 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri • Batıdan alınan yeniliklerin derinliğine anlaşılamamış olması, sadece şeklen benimsenmiş olması. • Azınlıklara verilen hakların büyük devletler tarafından istismar edilmesi. • Büyük devletlerin, azınlıkların haklarını koruma adı altında fermandaki ilgili maddeye dayanarak, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmaları • Tanzimat Fermanı ile amaçlanan ıslahatları yapacak kadroların olmaması. Bu nedenlerden dolayı, Osmanlı tebaasını dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin Osmanlı vatandaşlığı altında birleştirmeyi hedefleyen Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını önleyemediği gibi, devlet içinde iki başlılığa yol açmıştır. 1.7. Islahat Fermanı (28 Şubat 1856) 1853-1856 Kırım Savaşı’ndan sonra Viyana’da kabul edilen ön barış şartlarından biri de Osmanlı Devleti’nin, Hıristiyan uyruklarına tanımış olduğu hakların teyit edilmesiydi. FakatOsmanlı Devleti, barış antlaşmasında Hıristiyan azınlıklarla ilgili bir hükmün yer almasını istemiyordu. Osmanlı bu durumu engellemek amacıyla Islahat Fermanını ilan etmiş ve bir örneği de Paris’te toplanan konferansa göndermiştir. Islahat Fermanı gayrimüslim vatandaşlara eski haklarını teyit ettikten başka onlara yeni haklar tanımıştır. Fermanda yer alan hükümlerden önemli olanları şunlardır: • Müslim ve gayrimüslim Osmanlı tebaası kanun önünde eşit olacaktır. • Hiçbir mezhep diğerinden üstün sayılmayacaktır. • İmparatorluk içinde bulunan her toplum okul açabilecektir. • Vergiler eşit alınacak, iltizam usulü kaldırılacaktır. • Gayrimüslimlerin, askeri ve sivil bütün okullara girebilmeleri sağlanacaktır. • Gayrimüslimler devlet memuru olabilecektir. • Gayrimüslimlerin de askerlik hizmetiyle yükümlü olması; fakat "bedel" vererek askerlikten muaf olma imkânının tanınması sağlanacaktır. • Yerli mevzuata uymak şartıyla yabancılar gayrimenkul edinebileceklerdir. • Mahkemelerde gayrimüslimlerin şahitliği kabul edilecek ve mahkemeler açık yapılacaktır. • Rüşvet kaldırılacak, mali, adli, sosyal ve askeri ıslahatlara devam edilecektir. • Resmi evrak ve haberleşmede gayrimüslimlere hakaret edici sözler kullanılmayacaktır. • Gayrimüslimlerin, mezheplerinin dokunulmazlığı, imtiyazlarının korunması sağlanacak, gayrimüslimler vilayet ve nahiyelerin yönetim meclislerine üye olabileceklerdir. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 7 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri • Müslümanlarla, gayrimüslimler arasında sosyal, iktisadi davalara bakmak için karma mahkemeler kurulacaktır. Görüldüğü üzere Islahat Fermanı, Hıristiyanların hak ve imtiyazlarını artırıcı, dolayısıyla Müslümanların haklarını ise, lehlerinde yeni düzenlemeler yapılmadığından, kısıtlayıcı prensipler içermektedir. Bu sebeple Müslüman halkın tepkisine yol açmıştır. Bu fermanla birlikte Hıristiyanlar arasında milliyetçilik fikirleri daha kolay yayılmaya başlamış ve sonuçta devlet için yıpratıcı sonuçlar doğurmuştur. Ayrıca Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmasını engelleyemediği gibi bunu kolaylaştırmıştır. Tanzimat ve Islahat fermanları karşılaştırıldığında şunlar söylenebilir: • Tanzimat Fermanı yöneticilerin kendi isteğine göre hazırlanırken, Islahat Fermanı Avrupalı devletlerin baskısıyla yapılmıştır. • Tanzimat Fermanı’nda Müslümanlarla, gayrimüslimler arasında ortaya çıkan bir takım farklı uygulamalar, Islahat Fermanı’nda din ve ırk farkı gözetmeksizin kaldırılmıştır. • Tanzimat fermanı özellikle Müslümanlar için hazırlanmış, Islahat Fermanının ise Hıristiyanlar için hazırlandığı kabul edilmiştir. • Islahat Fermanı, Müslümanlar ve ulema tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Hıristiyanlar ise kendilerinden istenen askerlik görevini ekonomik faaliyetlerini engelleyici bir durum olarak nitelemişlerdir. • Islahat Fermanı, Fransız İhtilali’nin getirdiği bazı maddeleri taşıdığından Hıristiyanların devletten ayrılma isteklerini hızlandırmıştır. 1.8. Tanzimat Döneminde Yapılan Yenilikler • Fermanda söz verilen kanunların yapılması için iki meclis kurulmuştur. İdareyi ilgilendiren konularda yapılacak yasaları ve düzenlemeleri Meclis-i Ali-i Tanzimat (şimdiki Danıştay) yargıyı ilgilendiren işlere ise Meclis-i Ahkâm-ı Adliye (Şimdiki Yargıtay) bakacaktı. • 1876 yılında Ahmet Cevdet Paşa’nın başında bulunduğu bir komisyon Mecelle adıyla bir medeni kanun hazırlayacaktı. İlk İslam medeni kanunu olarak kabul edilmektedir. • Askerlik 5 yıl olacaktı. Tek erkek çocuğa sahip olan ailenin oğlu askere alınmayacaktı. Cizye vergisi kalkacak gayrimüslimler de askerlik yapacaktı. Bu konu azınlıkların büyük itirazlarına sebep olmuş ve bu yüzden pek uygulanamamıştır. Onun yerine şimdiki paralı askerlik benzeri bir uygulama ile bu kişilerden bedel-i askeri denilen bir para alınmıştır • Örfi vergiler kaldırıldı. Herkes gelirine göre yılda bir defa vergi verecekti. • Mali işlerde bilânço uygulamasından vazgeçildi. Bütçe uygulaması başlatıldı. • Kaime denilen ilk kâğıt para bu dönemde basıldı (1840). Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 8 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri • Maarif Meclisi kurularak eğitim alanında yapılacak işler düzene konulacaktı. Sıbyan mekteplerine çekidüzen verilecek, ilköğretim parasız ve mecburi olacaktı. Rüştiye mekteplerinin sayısı çoğaltılacaktı. Darü’l-Fünun adı verilen ilk üniversite İstanbul’da kurulacaktı. • Galatasaray Sultanisi adı verilen bir ortaöğretim kurumu açıldı ve bu okula her milletten öğrenci kabul edildi. Böylece Osmanlı ortak kimliğinin oluşmasına çalışıldı. • Encümen-i Daniş adı ile bilimsel faaliyetlerde bulunacak ve yabancı dillerden bilimsel eser tercümesi yapacak olan bir kurul kuruldu. 1.9. I. Meşrutiyet 1876’ya kadar siyasi literatürde pek kullanılmayan “meşrutiyet” kavramı “şart” kökünden gelen “meşrut” kelimesinden türetilmiş, “meşveret’ten “parlamenter sistem”e kadar pek çok manayı karşılamıştır. Meşrutiyet, mevcut hükümdara ilaveten bir anayasa ve bir parlamentonun varlığını öngören rejimin adıdır. Yani Padişahın yanında bir parlamentonun bulunması ve yetkileri paylaşmalarıdır. Mutlakıyetten Cumhuriyet’e doğru giderken ara bir çözüm yolu gibi görünen bu idare tarzında halk meclis yolu ile yönetime katılıyor, yönetim ile yönetilen arasındaki hukuku belirleyen bir de anayasa bulunuyordu. Avrupa’yı yakından gören, devletin gidişini beğenmeyen ve yapılan yenilikleri yeterli görmeyen Türk aydınları, Avrupa’da olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde de halkın devlet işlerini denetleyebileceği Meşrutiyet idaresine geçilmesi kanaatinde idiler. Bu görüşü benimseyenlerin başında Namık Kemal ve Ziya Paşa geliyordu. Bu iki Türk aydının başını çekiği gruba Genç Osmanlılar (Jön Türkler) deniyordu. Genç Osmanlılar, Meşrutiyet ilan edilir, Mebuslar Meclisine Müslüman olmayan halkın temsilcileri de katılırsa, Müslümanlarla aralarındaki ayrılığın giderilebileceğine ve bir Osmanlı Milleti oluşacağına inanıyorlardı. Böylece Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışması engellenmiş olacaktı. Genç Osmanlıların düşüncelerini Mithat Paşa gibi ileri gelen bazı devlet adamları da benimsiyordu. Yalnız Meşrutiyet yönetiminin kurulabilmesi için, bu idare tarzını benimsemeyen Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi gerekiyordu. Neticede Mithat Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Sadrazam Mehmet Rüştü Paşa Abdülaziz’i tahttan indirerek yerine V. Murat ‘ı geçirdiler. Akli dengesi bozuk olan V. Murat tahtta sadece üç ay kalabilmiştir. Yerine Meşrutiyet’ i ilan edeceğine söz veren II. Abdülhamit tahta çıkarılmıştır. Abdülhamit’ in tahta çıkışından sonra sadrazam olarak atadığı Mithat Paşa’nın başkanlığına bir kurul anayasayı (Kanun_i Esasi) hazırladı. Bu anayasa Abdülhamit’ in bazı düzeltmelerinden sonra 23 Aralık 1876’ da törenle halk önünde ilan edilmiştir. Böylece Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet idaresi yürürlüğe girmiştir. Üyelerini halkın seçtiği Meclis-i Mebusan ile Padişahın atadığı kişilerden oluşan Ayan Meclisi toplanmıştır. Bu iki meclis bir Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 9 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri araya gelerek Genel Meclisi oluşturmaktadır. Bu ilk anayasanın önemi ve özellikleri şöyle özetlenebilir: • Türk tarihindeki ilk anayasadır. • Halk ilk kez hükümdarın yanında yönetime katılmıştır. • Halk ilk kez seçme, seçilme ve temsil edilme hakkına kavuşmuştur. • Devletin şekli, yasama, yürütme, yargılama ilkeleri ve vatandaşlık haklarını düzenleyen ilk kanundur. • Polonya, Belçika, Prusya anayasalarından yararlanılarak hazırlanmıştır. Kanuni Esasi'nin başlıca önemli maddeleri şunlardır: • Hilafet ve saltanat makamı Osmanoğulları soyunun en büyük erkek üyesine aittir. • Osmanlı Devleti'nin resmi dini İslam'dır. Uygulanan ve çıkarılan yasalar İslamiyet'e aykırı olamayacaktır. • Osmanlı Devleti'nin resmi dili Türkçedir. • Yürütme yetkisi padişahın başkanlığında Heyeti Vükela'ya (Bakanlar kuruluna) aittir. • Bakanlar Kurulu'nun başkan ve bakanlarını padişah seçer, atamalarını yapar ve gerektiğinde azleder. • Yasama görevi Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisi'ne verilmiştir. • Ayan Meclisi üyelerini padişah seçecektir. Meclis üyeleri Padişah tarafından ölünceye kadar tayin edilebilecektir. • Mebusan Meclisi üyelerini halk tarafından her 50.000 kişiye bir vekil olacak şekilde seçilmektedir. • Mebusan Meclis'i üyeleri dört yılda bir seçilmektedir. • Kanun tekliflerini sadece hükümet yapabilecektir. • Hükümet Meclis'e karşı değil, padişaha karşı sorumlu olacaktır. • Padişahın meclisi açma ve kapama yetkisi mevcuttur. • Padişahın devlet düzeninin bozulması durumunda, polis araştırmaları yaparak zararlı ve suçlu gördüğü kişileri sürgüne gönderme yetkileri mevcuttur. (113. Madde olan bu maddenin yazılmaması için en çok Mithat Paşa çaba göstermiş ancak Şubat 1877’de tutuklanmış ve Avrupa’ya sürgüne gönderilmiştir. Böylece yazılmaması için çok çaba harcadığı Kanun-ı Esasi’nin bu maddesinin ilk kurbanı kendisi olmuştur.) Ayrıca Meşrutiyet’ in ilanıyla bütün Osmanlı halkının kanunlar önünde eşit olduğu kabul edilmiş, herkese şahsi mesken, eğitim, yayın, ortaklık kurma hürriyeti tanınmıştır. Kimseden kanunsuz para alınmayacağı, vergilerin herkesin gelirine göre alınacağı ve angaryanın yasak olduğu belirtilmiştir. Doksan üç harbi (1877–78 Osmanlı-Rus savaşı)’nin Osmanlı Devletinin aleyhine gelişmesi, parlamentonun kapatılmasına neden olmuştur. Savaş devam ederken Rusların Yeşilköy önlerine geldiği haberini alan Padişah, olağanüstü bir toplantı düzenlemiştir. Bu toplantıda bazı Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 10 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri mebuslar, ordunun yenilgisinden hükümeti sorumlu tutmalarının yanı sıra, askeri kumandanlarla, Harbiye Nazırının savaş divanında yargılanmasını istediler. Bu ağır eleştiriler karşısında II. Abdülhamit, Meclis-i Mebusan’ın anayasada belirtilmiş olan yetkilerini aştığını söyleyerek, anayasanın kendisine verdiği yetkiyle 14 Şubat 1878’de parlamentoyu dağıtmıştır. Bu olay I. Meşrutiyetin sonunu getirmiştir. Bu tarihten sonra II. Abdülhamid’in meşrutiyetçilere karşı baskıcı yönetimi (istibdat) başlamıştır. İstibdat Devri denilen bu dönemde bütün baskıya rağmen Jön Türkler tarafından İttihat ve Terakki adlı gizli bir cemiyet kurulmuş ve Meşrutiyetin yeniden ilanı için çalışmışlardır. 1.10. II. Meşrutiyet İttihatçıların çalışmaları sonucunda 1878 yılında kaldırılan Meşrutiyet yönetimi 23 Temmuz 1908 tarihinde Anayasanın yeniden yürürlüğe girmesiyle ilan edildi ve hemen seçim hazırlıklarına başlandı. Seçimler sonucunda 17 Aralık 1908’de yeni parlamento açılmıştır. İttihat Terakki Cemiyeti de seçimlere katılmış ve mecliste çoğunluğu teşkil etmiştir. Mensupları genç subaylardan ve aydınlardan oluşan bu partide yöneticilik yapacak tecrübeye sahip kimse bulunamadığı için mecburen eski isimlere hükümet kurdurulmuş ve Sait Halim Paşa Sadrazamlığa getirilmiştir. II. Meşrutiyet ile birlikte 1876 anayasası üzerinde 1909’da yapılan değişiklikle padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır. Yeni düzenlemelere göre: • Padişahın tahtta çıktığında anayasa hükümlerine uyacağına ve devletine, milletine bağlı kalacağına dair yemin etmesi mecburiyeti getirilmiştir. • Meclislerin her yıl kendiliğinden sistemli olarak açılması esası kabul edilmiştir. • Padişahın kesin veto hakkının kaldırılmıştır. • Hükümeti teşkil eden bakanlar padişah tarafından değil, parlamento tarafından seçilecektir. • Hükümet padişaha değil parlamentoya karşı sorumludur. • Basın yayın hayatı zenginleşmiş, hürriyet ortamından istifade ile pek çok gazete ve mecmua yayın hayatına atılmıştır. • Kişilere toplanma, cemiyet ve dernek kurma haklarının verilmesi • Postanelerdeki evrak veya mektupların mahkeme kararı olmadan açılamayacağı hükmünün getirilmesi Ancak bu anayasa iç karışıklıklar, savaşlar, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin tutumu yüzünden gerektiği biçimde uygulanamamıştır. Özellikle İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bir yıl sonra Abdülhamit’i 31 Mart ayaklanması sonucunda tahttan indirterek, onun sahip olduğu hak ve yetkileri kendi üzerlerine almaları yüzünden II. Meşrutiyet de beklenen faydayı sağlayamamıştır. II. Meşrutiyet devletin çöküşünü önleyemediği Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 11 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri gibi, bu yıllarda meydana gelen Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesi, Yunanistan’ın Girit’ i ele geçirmesi, Avusturya Macaristan’ın Bosna Hersek’i topraklarına katması gibi olaylar yüzünden devlet büyük kan kaybına uğramıştır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 12 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri Özet •Osmanlı Devleti, XVI. ve XVII. yüzyılda devlet kurumlarının aksadığını fark etmiş ve bazı önlemler alınmaya çalışılmıştır. bu dönemki çalışmalar devletin kendi iç dinamikleriyle yapılmaya çalışılmış ve Batı dikkate alınmamıştır. Ancak Karlofça Antlaşması ile Osmanlı özellikle askeri alanda geri kaldığını farketmiştir. XVIII. yüzyılın başında Lale Devri olarak adlandırılan dönemde ilk kez Batı örnek alınarak yenilik hareketleri başlamış ancak yeniçerilerin isyanıyla bu çabalar başarısız olmuştur. Osmanlı özellikle askeri alanda uğradığı başarısızlıklardan dolayı sürekli askeri alanı ıslah etmeye çalışmış fakat Lale Devri'nden II. Mahmud'un Yeniçeri Ocağını kaldırdığı 1826 tarihine kadar tüm çabalar Yeniçeriler tarafından engellenmiştir. Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla Osmanlı Devleti diğer alanlarda da yoğun bir ıslahat faaliyetine başlamıştır. Özellikle Tanzimat Fermanı'nın 1839'da ilan edilmesiyle sosyal, ekonomik, idari ve eğitim alanında başlayan çalışmalar ile devlet otoritesi yeniden tesis edilmeye çalışılmış ve ortak bir Osmanlı kimliği oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak gerek Tanzimat Fermanı gerekse 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı, Avrupa'da ortaya çıkan milliyetçilik akımlarının ne yıkıcı etkisini ne de Avrupalı devletlerin Osmanlı'nın içişlerine karışmasını engellemiştir. bu olamadığı gibi eski kurumların yanında açılan yeni kurumlar toplumda ikilik yaratmıştır. Son çare olarak Osmanlı aydınları çareyi halkın da katılacağı bir yönetimle ayrılıkçı hareketlerin son bulacağını ve Osmanlı'nın düze çıkacağını düşünmüşler ve yapılan mücadele sonucunda Meşrutiyeti ilan ettirmişlerdir. Böylece ilk kez Türk tarihinde anayasal bir dönem başlamıştır. oldukça kısa süren I. Meşrutiyetin ardından 1908 yılında II. meşrutiyet ilan edilmiş ve anayasada millete daha çok haklar tanınmıştır. yaşanan tüm bu gelişmeler çöküntüyü engelleyememiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin altyapısını hazırlamıştır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 13 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri Ünite Değerlendirme Soruları 1. I. Nizam-ı Cedid adıyla bir ordu kurulması II. Viyana, Londra ve Paris’te ilk daimî elçilikler kurulması III. Memurlara fes giyme zorunluluğu getirilmesi IV. Askeri okullarda yabancı dil eğitimine izin verilmesi V. Müsadere (mala el koyma) sistemine son verilmesi Yukarıdaki gelişmelerden hangileri III. Selim Dönemi’ne aittir? a)III-IV b) I-II c)IV-V d) I-III e) II-IV 2. Osmanlı Devleti'nde; I. Padişah ile ayanlar arasında Sened-i İttifak'ın imzalanması II. Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesi III. 1876 Anayasası'nın kabul edilmesi IV. II. Meşrutiyetin ilanı V. 31 Mart Ayaklanmasının çıkması gibi gelişmelerden hangileri üzerinde Fransız İhtilalı’nın düşünsel bir etkisinin olduğu savunulabilir? a) I ve II b) I, II ve III c) I, III ve V d) II, III ve IV e) IV ve V 3. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde görülen aşağıdaki gelişmelerden hangisinin, “Avrupa devletlerinin içişlerimize karışmasını önleme” isteğinden kaynaklandığı söylenemez? a) Azınlıklara yerel meclislerde yer verilmesi b) Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması b) Tanzimat Fermanı’nın ilanı d) Kanun-u Esasi’nin kabulü e) Islahat Fermanı’nın kabulü 4. Tanzimat Fermanı’nda yer alan; - Herkes kanun önünde eşit olacak - Vergiler herkesin gelirine göre alınacak - Miras bırakılabilecek, mal – mülke sahip olunabilecek - Askerlik vatan hizmeti haline getirilecek hükümlerine bakılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? a) Halkın yönetime katıldığına b) Padişahın kendi yetkilerini sınırladığına c) Kanun üstünlüğünün kabul edildiğine d) Yeni düzenlemelerin yapıldığına e) Özel mülkiyetin benimsendiğine 5. Avrupa’ya ilk kez öğrenci gönderilmesine hangi padişah döneminde başlanmıştır? a)III. Selim b)Abdülmecit c)II. Abdülhamit d)Abdülaziz e)II. Mahmut Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 14 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri 6. Osmanlı Devleti; - Humbaracı ve Topçu sınıfının ıslah edilmesi - Kara ve Deniz Mühendishanelerinin kurulması - Sürat Topçuları Ocağı’nın kurulması gibi ıslahatlarla aşağıdakilerden hangisi amaçlanmıştır? a) Anadolu’da siyasal birliği sağlamayı b) Dış ilişkileri geliştirmeyi c) Orduyu modernize etmeyi d) Yönetimde kolaylık sağlamayı e) Kültürel gelişmeyi hızlandırmayı 7. 1876'da ilan edilen Kanun-i Esasi'de yer alan "Hükümet, padişaha karşı sorumludur." maddesi 1909'da "Hükümet, Meclise karşı sorumludur." şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik değerlendirildiğinde; I. Mebuslar Meclisi'nin yönetimdeki etkisi artmıştır. II. Padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır. III. Demokratikleşme yolunda önemli bir adım atılmıştır. IV. Meclis hükümeti sisteminden vazgeçilmiştir. gibi yargılardan hangilerine ulaşılabilir? a) I ve II b) II ve III c) III ve IV d) I, II ve III e) II, III ve IV 8. Tanzimat ve Islahat Fermanı hakkında verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır. a) Tanzimat’ta azınlıklara verilen haklar istismar edilmiştir. b) İki Ferman da Müslümanların tepkilerine yol açmıştır. c) Tanzimat Fermanıyla Gayrimüslimlere ilk siyasal haklar verilmiştir. d) Islahat Fermanı’yla her toplum okul açma hakkı kazanmıştır. e) Padişahın mutlak otoritesini sınırlandırmışlardır. 9.Aşağıdakilerden hangisi II. Mahmut’un gerçekleştirdiği yenilikler arasında yer almaz? a)Kara Mühendishanesi açılması b)Nüfus ve Mülk sayımının yapılması c)ilk posta teşkilatının kurulması d)Divan-ı Hümayun’un kaldırılarak Nazırlık sistemine geçilmesi e)Kıyafet kanununun çıkarılması 10.Yabancıların Osmanlı ülkesinin her yerinde bedelini ödeyerek mülk sahibi olabilecekleri hükmü aşağıdakilerden hangisine aittir? a)III. Selim b)Tanzimat Fermanı c)Abdülaziz d)Sened-i İttifak e)Islahat Fermanı 1 2 3 4 b d b a CEVAPLAR 5 6 e c 7 8 9 10 d a c e Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 15 Osmanlı Devletinde Yenilik Hareketleri YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR Doğan, O., (2011) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Okutman Yayıncılık, Ankara Turan, R., Safran, M. vd., (2011), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Okutman Yayıncılık, Ankara Komisyon, (2003), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Sezer, A.), Siyasal Kitabevi, Ankara Yalçın E.S., Turan M., vd., (2003), Türk İnkılab Tarihi ve Atatürk İlkeleri, Siyasal Kitabevi, Ankara Komisyon, (2009), İmparatorluktan Ulus Devlete Türk İnkılab Tarihi, (Ed. Öztürk, C.), Pegem Akademi, Ankara Yıldız Y., (2009), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Nobel Yayınları, Ankara YÖK, (1997), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Türk İnkılabının Hazırlık Dönemi ve Türk İstiklal Savaşı, YÖK Yayınları, Ankara Safa, P. (1996), Türk İnkılabına Bakışlar, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara Engelhardt, E.P, (2010), Türkiye’de Çağdaşlaşma Hareketleri Tanzimat, Örgün Yayınevi, İstanbul Berkes, N., (2010), Türkiye’de Çağdaşlaşma, YKY, İstanbul Hayta, N., Ünal, U., (2005) Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri, Gazi Kitabevi, Ankara Komisyon, (2012), Osmanlı Tarihi El Kitabı, Grafiker Yayınları, Ankara Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 16