dolaşım sistemi - vucudumuzdaki sistemler

advertisement
DOLAŞIM SİSTEMİ
DOLAŞIM SİSTEMİ
a)KAN
b)KALP
c)DAMARLARDAN
OLUŞUR.
20.7.2017
İNSANLARDA ÜREME
• Canlıların kendine benzer
canlılar meydana getirmesine
üreme ( çoğalma) denir.
• Tüm canlılar üreme yeteneğine
sahiptir.
• Üreme olayı neslin devamını
sağlar.Üreme canlı yaşamı için
gerekli değildir.Canlılar
üremeyle , türün kalıtsal
bilgisini bir sonraki nesillere
aktarırlar.
• Gelişmiş yapılı canlılarda
üreme için kullanılan organlara
üreme sistemi denir.
20.7.2017
3
• İnsanda üreme organlarının yapı ve
özellikleri cinsiyete bağlı olarak farklılık
gösterirler.Erkek ve dişilerde üreme organları
üreme hücrelerini üreterek , döllenme ve yeni
bireylerin oluşmasına imkan sağlar.
20.7.2017
Yumurta
Sperm
4
Dişi üreme sistemi
• Dişi üreme sisteminin temel görevi ,
yumurta üretmek ve yavrunun gelişmesine
ortam hazırlamaktır.Dişi üreme
organlarının hepsi vücut içinde yer
alır.Dişilerde üreme sistemi yumurtalık ,
yumurta kanalı , döl yatağı ve vajinadan
oluşur.
20.7.2017
5
YUMURTALIK:
Bir dişi bireyde iki tane yumurtalık
vardır.Dişi üreme hücresi olan
yumurtayı üretir.yumurtalıkların
çalışması sinirler ve bazı
hormonlarla düzenlenir.Üretilen
yumurtalar burada gelişerek
döllenebilecek hale gelir.
20.7.2017
6
Yumurta Kanalı
• Yumurtalıktaki yumurtanın döl yatağına
iletilmesini sağlayan kanaldır.Yumurta
kanalında spermler bulunursa yumurta
döllenebilir.Döllenen yumurta
bölünmeye başlar yeni bireyin gelişimini
başlatır.
20.7.2017
7
Döl Yatağı ( rahim)
• Embiriyonun doğuma kadar gelişmesini
sürdürdüğü kısımdır.Hücre bölünmeleri
sırasında oluşan canlı taslağına embriyo
denir.Embriyo dişinin döl yatağına
plasenta ve göbek bağı ile bağlanır.
20.7.2017
8
Vajina
• Döl yatağı ile dış ortam arasında
bağlantıyı sağlayan
yapıdır.Spermlerin döl yatağına
iletilmesini sağlar.Doğumun
gerçekleşmesinde görev yapar.
20.7.2017
9
• NOT:Dişi üreme sistemi ergenlik
döneminden itibaren aktif hale geçerek
yumurta üretmeye başlar.Dişi üreme
sisteminde yaklaşık olarak 30 günde 1
yeni yumurta üretilerek yumurta kanalına
bırakılır.Eğer döllenme gerçekleşmez ve
gebelik başlamaz ise yumurta ve bir kısım
döl yatağı dokuları kanama şeklinde
vücuttan dışarı atılır.
20.7.2017
10
ERKEK ÜREME SİSTEMİ
• Erkek üreme organlarının temel görevi
sperm üretmektir.Erkek üreme
organlarının bir bölümü vücut dışında ve
bir bölümü de vücut içindedir.Vücut içinde
bulunan organlar erkek üreme hücrelerinin
üretilmesinde görev yaparlar.Erkek
üreme sistemi testis sperm kanalı salgı
bezleri ve penisten oluşur.
20.7.2017
11
TESTİSLER
• Erkek bireyde iki tane testis
vardır.Testislerde çok sayıda üreme ana
hücresi bulunur.Özel bölünmelerle erkek
üreme hücresi olan spermleri üretilmesini
sağlar.
20.7.2017
12
Sperm kanalı
• Spermlerin bir süre depolanmasını ve
penise doğru iletilmesini sağlar.
20.7.2017
13
Salgı bezleri
• Özel bileşimli bir sıvı salgılar.Spermlere
kaygan bir ortam oluşturarak hareketlerini
kolaylaştırır.
20.7.2017
14
Penis
• Spermler ile idrarın vücuttan dışarı
atılmasında görev yapar.
20.7.2017
15
ÜREME HÜCRELERİNİN
ÖZELLİKLERİ
• İnsanda özel hücre bölünmesi sonucu
testislerde sperm , yumurtalıklarda ise
yumurta hücreleri üretilir.
20.7.2017
16
Yumurtanın Özellikleri.
• Dişi üreme hücresine yumurta
denir.Yumurta hücresi yumurtalıkta
üretilir.Yumurta hücre zarı sitoplazma ve
çekirdekten oluşur.
20.7.2017
17
• Yumurta çekirdeğinde 23 tane
kromozom bulunur.Yumurtalıkta her
ay bir tane yumurta üretilir.Yumurta
yuvarlaktır ve büyük yapılıdır.kamçısı
yoktur ve aktif hareket yapmaz.
20.7.2017
18
Spermin özellikleri
• Erkek üreme hücresine
sperm denir.Spermler
testislerde
üretilir.Spermler.Hücre zarı
sitoplazma ve çekirdekten
oluşur.Çekirdeğinde 23
tane kromozom
vardır.Spermler küçük bir
yapıya sahiptir.
20.7.2017
19
• Sperm hücresi baş orta kısım ve kuyruk(
kamçı ) olarak 3 bölümden oluşur.Kamçısı
ile aktif hareketini sağlar.Döllenme
öncesinde spermler yumurtaya hareket
ederek yumurtayı bulur ve döllenmesini
sağlar.
20.7.2017
20
BOŞALTIM SİSTEMİ
BOŞALTIM SİSTEMİ
• Canlılar hayatsal faaliyetlerini yürütebilmek için
dışarıdan besin alırlar . Bu besinlerin sindirimi
sonucu vücut da oluşan atık ve zararlı maddelerin en
kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılması gerekir.
•
Sindirim sonucu vücut da biriken su, madensel
tuzlar, CO2, amonyak, üre ve ürik asit gibi zararlı
maddelerin vücut dışına atılmasına boşaltım
denir.Boşaltım olayını gerçekleştiren sisteme de
boşaltım sistemi adı verilir.
BOŞALTIMIN AMACI
• A. Vücut için zararlı olan zararlı olan atık
maddeleri vücuttan uzaklaştırmak
• B. Vücut iç dengesinin sağlanması
• C. Vücut sıvılarının içeriğinin düzenlenmesi
BOŞALTIM MADDELERİ
• 1) Su ve Karbondioksit: Solunum sonucu ortaya
çıkar
• 2) Amonyak: Proteinlerin sindirimi sonucu
oluşan zehirli bir maddedir
• 3)Üre: Amonyağa göre daha az zehirli bir
maddedir
• 4)Ürik asit:Zehirsizdir. Kurak yerlerde yaşayan
canlıların boşaltım maddesidir.
BOŞALTIM SİSTEMİ
Boşaltım organları
BOŞALTIMA YARDIMCI ORGANLAR
• 1. DERİ: Vücuttaki fazla suyu ve tuzu terleme yolu ile
vücuttan dışarıya atan organdır.
• 2. KARACİĞER: Proteinlerin sindirimi sonucu oluşan
amonyağı daha zehirli olan üre haline dönüştürür.
• 3. AKÇİĞER: Solunum sonucu oluşan karbondioksit
ve suyu soluk verme esnasında dışarı atar.
• 4. KALIN BAĞIRSAK: Sindirim sonucu oluşan safra
ve suyu vücuttan dışarıya atar.
Böbrek atar damarı
Böbrek toplar damarı
BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI
BÖBREĞİN YAPISI
BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI
• 1. BÖBREK:Bel omurlarının iki yanında yer alan fasulye
şeklindeki boşaltım sistemi organımızdır. Böbrek kandaki
zararlı maddeleri ve üreyi süzerek vücuttan atılmasını sağlar.
Böbrekler 3 kısımda oluşur.
a) Kabuk bölgesi: Kabuk bölgesinde binlerce nefronlar bulunur.
Kabuk bölgesinde bulunan bu nefronların görevi: Böbreğe
gelen kanı süzerek idrar oluşumunu sağlar.
b) Öz bölgesi: Nefronlarca süzülen kandaki yararlı maddelerin
kana geri gönderilmesini sağlayan kısımdır.
c)Havuzcuk: Oluşan idrarın toplandığı yerdir.
BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI
• 2. ÜRETER (İDRAR BORUSU): Böbrekte oluşan idrarı
idrar kesesine taşıyan kanaldır. Böbrekle idrar kesesi
arasında bulunur. Düz kaslardan yapılmıştır.
• 3. İDRAR TORBASI : İdrar kanalından gelen idrarın
biriktiği yerdir.
• 4. ÜRETRA: İdrarın vücuttan atıldığı yerdir.
• NOT: Böbrekler hem kandaki zararlı maddeleri
süzerler hemde süzme sırasında böbrekte biriken
yararlı maddeleri tekrarkana geri gönderirler.
BÖBREKTE BULUNAN DAMARLAR
1.
2.
BÖBREK ATAR DAMARI : Kirli kanı vücudumuzdan
böbreklere taşıyan damardır. Bu damardaki kan boşaltım
ürünleri ve oksijen bakımından zengindir.
BÖBREK TOPLAR DAMARI: Böbreklerde süzülerek
temizlenen kanı kalbe taşıyan damardır. Bu damardaki
kanın içinde amonyak, üre, ürik asit gibi zararlı ürünler
yoktur. Karbondioksitçe zengindir.
NOT: Vücuttan dışarı atılan idrarın içinde glikoz, amino asit,
yağ asiti ve gliserol gibi besinlerin yapı taşları bulunmaz.
* Eğer bir insanın idrarında GLİKOZ varsa o insan ŞEKER
HASTASI dır.
BOŞALTIM SİSTEMİNİN ÇALIŞMASI
• Kan böbrek atardamarları vasıtasıyla böbreklere
gelirve böbrekteki nefronlarda süzülür.
• Süzme sırasında vücut için yararlı maddeler böbrek
tarafından emilerek tekrar vücutta geri gönderilir.
• Böbrek tarafından süzülerek temizlenen kan böbrek
toplar damarı ile böbrekten çıkarak kalbe gider.
• Böbreklerde süzme sonucu biriken su, mineral
maddeler, üre idrarı oluşturur.
• Böbreklerde oluşan idrar idrar kanalı vasıtasıyla
idrar kesesine gelir.
• İdrar kesesine gelen idrar üretravasıtasıyla vücuttan
dışarı atılır.
BOŞALTIM SİSTEMİ HASTALIKLARI
1.
Böbrek Yetmezliği :
Böbreklerin tamamen veya kısmen (%80) görevini yerine
getirememesi hastalığıdır. Bu hastalığı yakalanan insanların
kanındaki; su, üre, ürik asit ve madensel tuzların
temizlenmesi için DİYALİZ makinesine bağlanması veya
böbrek naklinin yapılması gerekir.
Diyaliz makinesi, idrarla atılamayan su, üre, ürik asit ve
madensel tuzların kandan süzerek kanın temizlenmesini
sağlar. Bu yöntem, kalıcı tedavi sağlamaz. Kalıcı tedavi için
böbrek naklinin yapılması gerekir.
2. Böbrek Taşları :
İdrardaki madensel tuzların idrar kanalcıklarında, havuzcukta
veya idrar borusunda birikmesi ile oluşur. Erkeklerde daha
fazla ortaya çıkar. Sancı ve idrarda kan görülmesi gibi
belirtileri vardır.
BOŞALTIM SİSTEMİ HASTALIKLARI
• 3. ÜREMİ:
Böbreklerin görevini yapamaması sonucu kandaki üre
miktarını artması rahatsızlığıdır.
• 4. NEFRİT :
Nefronların iltihaplanması hastalığıdır. Yüz, göz ve ayak
bileklerinde şişme gibi belirtileri vardır
• 5. ALBÜMİN :
Nefronların görevini yapamaması sonucu, proteinli maddelerin
idrara geçmesidir.
• 6. Sistit :
Üreme organları veya kan yoluyla gelen mikropların, idrar
yollarında oluşturduğu yanmadır.
BOŞALTIM SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARINDAN KORUNMAK İÇİN
DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN HUSUSLAR
1- Yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. (Günlük en az 2 litre su
alınmalıdır.)
2- İdrar uzun süre tutulmamalıdır. (Böbrek taşları oluşabilir).
3- Böbrekler ve idrar yolları soğuktan korunmalıdır
4- Aşırı acı ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir.
5- İçilen su ve yenilen besinler temiz olmalıdır.
6- Böbrek iltihabı rahatsızlıklarında tedavi yarıda kesilmemeli ve
ilaçlar zamanında alınmalıdır.
7- Diş çürükleri ve boğaz iltihabı hemen tedavi ettirilmelidir. (Çürük
veya iltihaba yol açan mikroorganizmalar, kalıcı böbrek
rahatsızlıklarına yol açabilir.)
8- Kişisel temizliğe dikkat edilmelidir.
İskelet ve kas sistemi
İskelet
.İnsanlarda iskelet dik durmayı sağlar ve
desteklik verir. Ayrıca vücudumuzdaki kas
ve eklemlerle birlikte hareket etmemize
yardımcı olur, iç organları korur, kan
hücreleri üretir ve mineral depolar. İskelet
sistemi kemiklerden oluşmuştur.
I. İskelet Sistemi
İnsana şekil veren, organlara desteklik
sağlayan ve koruyan yapıya iskelet denir.
İskelet sisteminin yapı birimleri kemiklerdir.
İnsan vücudu 210 kemikten oluşmuştur.
Kemikler, kan hücrelerinin üretilmesi, bazı
minerallerin depolanması, vücuda dik şekil
kazandırılması görevlerini yapar.
İnsan İskeletinin Bölümleri
1. Baş İskeleti
Kemikler birbirine çok sıkı
tutunmuşlardır ve aralarında
oynamaz eklemler vardır. Baş
kemikleri içerisindeki beyin ve
beyinciği korur.
2. Gövde İskeleti
Omurga ve göğüs kafesinden
oluşur.
Omurga : Omur adı verilen
düzensiz şekilli kemiklerden oluşur.
İçinde şerit halinde omurilik siniri
vardır. Bu sinirin bulunduğu kanala
omurilik kanalı denir. Omurga tüm
kemikleri doğrudan ya da dolaylı
olarak bağlandığı iskelet yapısıdır.
Göğüs Kafesi : Sırt omurları,
kaburgalar ve göğüs kemiğinden
oluşur. Hareketli özellikteki bazı iç
organların çalışmasını
kolaylaştırır. Akciğerler ve kalp
burada korunur.
Kemik Çeşitleri
•
•
•
•
1. Uzun kemikler
Boyu eninden uzun olan kemiklerdir.
Vücudun hareketini sağlayan kemiklerdir.
Kol ve bacaklarda bulunur.
Sarı ilik ve kemik kanalı vardır.
2. Yassı kemikler
• Yassı görünümlü kemiklerdir.
• Sarı ilik ve kemik kanalı voktur.
• Göğüs, kafatası ve kaburga kemikleri yassı
kemiklerdir.
3. Kısa kemikler
• Boyu, eni ve genişlikleri hemen hemen aynı olan
kemiklerdir.
• Sarı ilik ve kemik kanalı yoktur.
• Omurga, el ve ayak bilek kemikleri kısa kemiklerdir.
Kemiklerin Yapısı
·
·
·
·
·
·
Kemik zarı (Periost) : Kemiğin enine büyümesini, beslenmesini,
kırılma ve çatlamalarda onarılmasını sağlar.
Kıkırdak Doku : Eklem bölgelerinde, hareket esnasındaki
kemiğin aşınmasını önler.
Süngerimsi Kemik : İçinde kırmızı iliği bulundurur. Kırmızı
kemik iliği kan hücreleri üretir.
Sarı ilik : Yağ depolar ve kan hücreleri (akyuvarlar) üretir.
Sert (sıkı) Kemik : 2/3 ü minerallerden (kalsiyum, fosfor),
1/3 de hücrelerden oluşur. Kemiğe sertlik ve direnç kazandırır.
Kırmızı İlik : Alyuvarları üretir.
Eklemler
Kemikleri birbirine bağlayan yapılara eklem
denir. Hareket yeteneğine göre 3 çeşit eklem
bulunur.
1.
Oynar (hareketli) eklemler : Omuz eklemi,
kalça eklemi.
2.
Yarı oynar eklemler : Omurlar arası
eklemler.
3.
Oynamaz eklemler : Baş, kalça eklemleri.
Kaslar
II.
Kas Sistemi
Vücudun hareketini, bazı organların çalışmasını sağlayan yapılara kas denir.
Kaslar kasılıp – gevşeme özelliğine sahip olan hücrelerden oluşur.
Kas hücrelerinin birleşmesiyle oluşan ipliksi yapılara kas teli (lif) denir. Kas
tellerinin birleşmesiyle oluşan yapılara da kas demeti denir.
Çizgili Kaslar (Kırmızı Kaslar)
İskelete bağlı çalışırlar. Yönetimini beyin sağlar. İsteğimiz ile çalışırlar.
Kasılmaları güçlüdür. Hızlı kasılır, çabuk yorulurlar. İskelet kasları oynar
ve yarı oynar eklem bölgelerinde kemiklerin hareket etmesini sağlar.
Yapısında oksijen depo eden proteinleri (myoglobinler) bulundukları için
kırmızı renklidirler. Çok sayıda kas demetinden oluştuğu için çizgili kaslar
da denir. (Baş, boyun, kol, bacak, parmak, göz kapağı, göğüs kasları…)
Düz Kaslar (Beyaz Kaslar)
İç organlarımızdaki kaslardır. İsteğimiz
dışında çalışırlar. Çalışmaları yavaştır.
Kasılmaları güçsüzdür. (Mide, bağırsak, idrar
torbası, damar duvarları, yemek borusu
kasları…) Uzun süreli kasılıp, çalışmaları
esnasında yorulmazlar.
Kalp Kası
Kırmızılı kasdır. Fakat isteğimiz dışında
çalışır. Çalışmasını omurilik soğanı denetler.
Güçlü, hızlı ve ritmik olarak çalışır. Uzun süreli
kasılıp, çalışmaları esnasında yorulmazlar.
NOT
Vücudumuzdaki en hızlı,en küçük ve en büyük kaslar
Vücudumuzdaki en güçlü kas çene kasıdır.
Vücudumuzun en büyük kası kalçamızda bulunan
"gluteus maximus" kasıdır. Gluteus maximus yürürken
ve koşarken bacağımızı kuvvetli bir biçimde geriye
doğru itmekte fonksiyonel olan kastır
Vücudumuzdaki en küçük kas kulağımızın derinliğinde
bulunan ve işitmede fonksiyonel olan stapedius kası
Göz kası tüm vücudun en hızlı tepki gösteren kasıdır.
Vücudumuzdaki en hareketli kaslar, göz kaslarımızdır
KANIN YAPISI
KAN HÜCRELERİ
a)Alyuvar
b)Akyuvar
c)Kan pulcukları
KAN PLAZMASI
20.7.2017
•
•
•
•
•
•
KAN İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUR
A)PLAZMA
B)KAN HÜCRELERİ
PLAZMA KANIN SIVI BÖLÜMÜDÜR
KAN HÜCRELERİ PLAZMA İÇİNDE BULUNUR.
KANIN %55’İPLAZMA, %45’ İ KAN
HÜCRELERİDİR. DİĞER BÖLÜMÜNÜ
PROTEİNLER, YAĞLER,
VİTAMİNLER,KARBONHİDRATLAR,
MİNERALLER, ANTİKORLAR,OKSİJEN VE
KARBONDİOKSİT OLUŞTURUR.
20.7.2017
KAN HÜCRELERİ
 ALYUVARLAR(ERİTROSİTLER):
 KIRMIZI KEMİK İLİĞİNDE ÜRETİLİR.
 YAPISNDAKİ HEMOGLOBİN KANIN
KIRMIZI RENGİNİ VERİR.
 OKSİJENİ HÜCRELERE, HÜCRELERDE
OLULUŞAN KARBONDİOKSİDİ
AKCİĞERETAŞIR.
 1 MİLİMETRE KÜP KANDA YAKLAŞIK 4-5
MİLYON TANEDİR.
 ÇEKİRDEKSİZDİR. YAKLAŞIK 120 GÜN
YAŞAR.
 DALAK VE KARACİĞERDE PARÇALANIR.
20.7.2017
AKYUVAR(LÖKOSİT)
• BEYAZ RENKLİ,ÇEKİRDEKLİ
HÜCRELERDİR
• SARI KEMİK İLİĞİ, KARACİĞER, DALAK
VE LENF DÜĞÜMLERİNDE ÜRETİLİR.
• VÜCUDU MİKROPLARA KARŞI KORUR.
• YAKLAŞIK 1 MM KANDA 8-10 BİN TANE
OLUR. MİRKOP VÜCUDA GİRİNCE
SAYILARI ARTAR.
20.7.2017
KAN PULCUKLARI (TROMBOSİTLER)
• ALYUVAR VE AKYUVAR
HÜCRELERİNDEN DAHA KÜÇÜKTÜR
• KANIN PIHTILAŞMASINI SAĞLAR.
• 1MM KANDA 200-300 BİN KADAR
BULUNUR.
• KIRMIZI KEMİK İLİĞİNDE BÜYÜK
HÜCRELERİN PARÇALANMASI İLE
OLUŞUR.
20.7.2017
KANIN GÖREVLERİ
SİNDİRİLMİŞ BESİNLERİ VE OKSİJENİ VÜCUT
HÜCRELERİNE TAŞIR.
BESİNLERİN YANMASI SONUCU OLUŞAN
CO2 Yİ AKCİĞERE, AZOTLU ATIKLARI
KARACİĞER VE BÖBREKLERE TAŞIR.
DOKULARIN SU DENGESİNİ KORUR VE
VÜCUT ISISINI DÜZENLER.
VÜCUDU MİKROPLARA KARŞI KORUR.
VÜCUT SIVILARININ ASİT-BAZ DENGESİNİ
DÜZENLER.
HORMONLARI ÜRETİLDİKLLERİ YERLERDEN
GÖREV YERLERİNE TAŞIRLAR.
20.7.2017
KAN GRUPLARI
SIFIR(0) GRUBU-A GRUBUB GRUBUAB GRUBU OLMAK ÜZERE
DÖRT KAN GRUBU VARDIR
KAN HASTALIKLARI
• LÖSEMİ(KAN KANSERİ)
• HEMOFİLİ:KANIN PIHTILAŞMAMASI
• ANEMİ(KANSIZLIK):ALYUVAR AZLIĞI
KANYOLU İLE BULAŞAN HASTALIKLAR
• AIDS-TETANOS-SITMA-KUDUZ-TİFÜS
VEBA-HEPATİT B VE C
20.7.2017
KAN ALIŞ-VERİŞİ
KALP
• Kalp insanın göğüs
boşluğunda iki
akciğer arasında ve
göğüs kemiğinin
arkasında yer alır .
• Ergin kadında
ortalama 230 – 280
gr, erkekte 280 -340
gr ağırlığındadır.
• İnsan kalbi herkesin
kendi yumruğu
büyüklüğündedir
20.7.2017
• Kalp kırmızı kas dokusundan yapılmıştır.
• Kalbin sol tarafında temiz kan, sağ
tarafında kirli kan bulunur.
Üstte sol kulakçık, sağ kulakçık; altta sol karıncık, sağ karıncık yer alır.
o Kulakçıklarla karıncılar arasında tek yönlü geçişe izin veren kapakçılar
vardır
o Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara açılırlar.
o Kulakçıklar, kalbe gelen kanın toplandığı odacıklardır. Kulakçıklara kan
getiren damarlar toplardamarlardır .
o Kalpten vücuda kan götüren damarlar karıncıklardan çıkarlar. Vücuda kan
götüren bu damarlar atardamarlardır.
o Temiz kan: Besin ve oksijen bakımından zengin olan kana denir.
o Kirli kan: Besin ve oksijen bakımından fakir olan kana kirli kan denir.
KALBİN ÇALIŞMASI
 Kalbimiz yaşadığımız sürece sürekli kasılıp gevşeyerek çalışır .
 Kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi birbirine zıt-tır.
Kulakçıkların her ikisi aynı anda kasılırken karıncıklar gevşeme
durumuna geçer.
 Kalbin her odacığı kasılma sırasında içindeki kanı pompalar. Gevşeme
sırasında ise kanla dolar.
 Kirli kan akciğerlere, temiz kan ise vücuda
pompalanır.(Karıncıklardan)
20.7.2017
KALBİN GENEL YAPISI
20.7.2017
20.7.2017
KAN DOLAŞIMI
•
•
•
•
•
Kanın damarlar yardımı ile kalpten
çıkıp tüm vücuda dolanması ve tekrar
kalbe dönmesine kan dolaşımı denir.
BÜYÜK DOLAŞIM: Oksijence
zenginlesen kanın SOL karıncıktan
çıkıp vücutta kirlenerek SAĞ kulakçığa
dökülmesine BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
denir.
KÜÇÜK DOLAŞIM: Kanın sağ
karıncıktan akciğerlere pompalanıp
akciğerlerde oksijence zenginleşip sol
kulakçığa dökülmesine KÜÇÜK
DOLAŞIM denir.
NABIZ:Kalbin her kasılışında, kanın
atardamar çeperine vuruşudur.(kalp
atış sayısı)
TANSİYON:Kanın atardamar çeperine
yaptığı itme kuvvetine denir.
20.7.2017
64
SİNDİRİM SİSTEMİ
YUTAK
YEMEK BORUSU
MİDE
KALIN BAĞIRSAK
İNCE BAĞIRSAK
ANÜS
65
SİNDİRİM
Büyük moleküllü besinlerin (nişasta, protein
ve yağ) enzimler yardımı ile parçalanarak,
hücre zarından geçebilecek kadar
küçülmelerine SİNDİRİM denir.
Su, madensel tuzlar ve vitaminler küçük
molekül olduğundan hücre zarından rahat
geçer. Bu nedenle sindirilmezler.
66
A. AĞIZ VE DİŞLER
Ağızda sindirime yardımcı olan diş,dil ve tükrük
bezleridir.
Dişler besinlerin küçük parçalara ayrılmasını
sağlar. Dil de bu işe yardım eder. Dil ayrıca tat
alma organıdır.
Besinlerin ilk sindirimi Ağızda başlar. Buna
Mekanik Sindirim denir. Dişle besinleri parçalar
ve öğütür.
67
68
Dil
69
Kulak altı,dil altı ve çene altı olmak üzere
üç çeşit tükrük bezi vardır. Bu bezlerde
üretilen tükrük kanal ile ağıza gelir.
Tükrükte PİTYALİN adı verilen enzim
vardır. Pityalin nişastanın
parçalanmasında görev yapar.
70
BOĞAZ
Boğazımız ya da farenks, ağzımızın
arkasında huni şeklinde bir alandır.
Ağzımızı ve burun boşluğumuzu
önde ses kutusuna,arkada ise
yemek borusuna bağlar.
Besin,bu yol boyunca ağzımızdan
yemek borusuna ulaşır.
71
AĞIZ VE BOĞAZ
72
73
74
YEMEK BORUSU
ÇİĞNENMİŞ BESİN MİDEYE
YEMEK BORUSUNDAN GEÇER.
ERİMİŞ KARIŞTIRILAN
BESİN KREMSİ BİR SIVIYA
ÇEVİRİLİR.
İLERİ SİNDİRİM
İÇİN BESİN İNCE
BAĞIRSAĞA GEÇER.
İNCE BAĞIRSAK
75
76
Mide bezleri Mide Özsuyu ( tuz asidi ve
Pepsin ) salgılar. Mide özsuyu sayesinde
proteinler daha küçük parçalara ayrılır.
Mide özsuyunda bulunan tuz asidi
protein enzimlerinin etkinliğini artırdığı
gibi mideye gelen mikropları da öldürür.
77
MİDEDE SİNDİRİM :
PROTEİN + TUZ ASİDİ
PEPSİN
PEPTON
Mide ayrıca süte etki eden Lap ( RENİN )
enzimi bulunur.Bu enzim sütü KAZEİN
haline getirir.
SÜT +
LAP ( Renin )
KAZEİN + SU
78
79
80
MİDEDEN
BESİN İNCE
BAĞIRSAĞA GEÇER
SİNDİRİLMİŞ BESİN
VÜCUT
TARAFINDAN
EMİLİR.
KALIN BAĞIRSAĞA
SİNDİRİLMEMİŞ BESİN
KALIN BAĞIRSAĞIN İLK
BÖLÜMÜNE GEÇER.
81
İnce bağırsağın iç yüzü çıkıntılarla
kaplıdır.Bu çıkıntılara TÜMÜR adı
verilir.Tümürler bağırsağın hareketini
sağlar.Tümürlerle alınan besinler ince
bağırsakta bulunan,kılcal damarlarla
kana geçer.Karaciğerde kontrol edildikten
sonra da vücut hücrelerine dağıtılır.
82
83
ATIK MADDEDEN
SU VE TUZLAR
EMİLİR.
SİNDİRİLMEMİŞ
BESİN KALIN
BAĞIRSAĞIN
İLK BÖLÜMÜNE
GEÇER.
İNCE
BAĞISAKTAN
APANDİSİT
ATIK MADDE YA DA DIŞKI
DIŞARI BIRAKILIR
ANÜSE
84
KALIN BAĞIRSAK
Kalın bağırsak,karnımızda bulunan
1,5m uzunluğunda bir borudur.
Dört ana bölümden oluşur :
1. Kör bağırsak ( çekum )
2. Kolon
3. Rektum ( göden bağırsak )
4. Anüs kanalı
85
Atık maddeler,ince bağırsaktan kör
bağırsağa geçer.
Su ve bazı gerekli kimyasal maddeler
kalın bağırsağın duvarından kan
dolaşımına emilir.
Geriye kalan atık, katı dışkıya
dönüştürülür ve rektumda saklanır.
Rektum dolduğunda,anüs kanalında
bulunan kas halkaları gevşer ve dışkı
vücuttan dışarı atılır.
86
87
KARACİĞERİN ANATOMİSİ
88
KARACİĞERİN
GÖREVLERİ :
1. Artık zehirli ürün olan amonyağı
daha az zehirsiz olan Üre ve Ürik aside
dönüştürür.
2. Kan şekerini ayarlar.
3. SAFRA (öd sıvısı ) salgılar.
4. Yıpranan alyuvarları parçalar.
89
5. Vücut ısısını ayarlamada yardımcıdır.
6. Pıhtılaşmada yardımcı olan
protrombin ve fibrinojeni sentezler.
7. Fazla proteinleri,karbonhidrat ve
yağlara dönüştürür.
8. A,D,K vitaminlerini,yağları ,
aminoasitleri,bazı mineralleri depo eder.
90
SAFRA KESESİ
Gövde
91
PANKREAS
92
PANKREASTAKİ ENZİMLER :
Nişastaya etki eden ,AMİLAZ
Yağlara etki eden, LİPAZ
Proteinlere etki eden,
TİRİPSİNOJEN
NOT :
Pankreas aynı zamanda kan şekerini de
ayarlar.
93
BESİNLER KANA NASIL GEÇER ?
EMİLME ( Absorbsiyon )
İnce bağırsakta,yapıtaşlarına ayrılan
besinler,yine ince bağırsakta Tümürler
ile emilerek kana ve lenfe geçer.
Burada;Glikoz ve aminoasit,kana
geçer.Yağ asiti ve gliserol ise Lenfe
geçer.
94
Sindirim sisteminde parçalanamayan
yani sindirilemeyen besinler;su,mineral
ve vitaminler ince ve kalın bağırsakta
emilerek kana geçer.
İnce bağırsaktaki kılcal kan damarları
besinleri alarak birleştirirler ve
topladıkları besinleri Kapı toplar
damarıyla karaciğere taşırlar.
95
Su,mineral ve vitaminlerin çoğunluğu
kalın bağırsakta emilerek kana geçer.
Sindirim sisteminden kana alınamayan
besinler ise kalın bağırsakta dışkıyı
oluştururlar ve dışarı atılırlar.
96
DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ
SİSTEMLER
Canlılar yaşadığı dış ortamda meydana gelen değişimlere uyum sağlamak
ve iç ortamlarındaki dengeyi korumak zorundadır.Canlılarda bu dengeyi sağlayan
sisteme düzenleyici ve denetleyici sistem denir.
Omurgalı canlılarda denetleyici ve düzenleyici sistem olarak sinir sistemi ve
endokrin (iç salgı) sistemi işlev görür.
I.SİNİRSEL DENETİM
Sinir sistemi vücut fonksiyonlarının koordinasyonunu ve bu koordinasyonun
devamını sağlar.Bu sistem dış ortamdan reseptör denilen duyu organlarıyla
bilgileri alır.Bu bilgiler merkezi sinir sistemiyle (Beyin ve omurilik) yorumlanarak
cevaplanır.
Sinir Hücresi ve Çeşitleri
Sinir hücreleri; hücre gövdesi,akson ve dendrit olmak üzere üç kısımdan
oluşur.Hücre gövdesinde nöroplazma, çekirdek ve diğer organellerden oluşur.
Hücre gövdesinden çıkan büyük uzantılara akson,kısa ve çok sayıda bulunan
uzantılara ise dendrit adı verilir. Aksonlar schwan hücreleriyle sarılmıştır.Bazı
nöronlarda schwan hücrelerinin üzerinde uyartının hızlı iletilmesini sağlayan
miyelin kılıf bulunur. Bir nöronun aksonu ile diğer nöronun dendriti arasında
sinaps denilen bağlantılar bulunur. Sinaplarda uyartı nörotransmitter adı
verilen kimyasal maddelerle yapılır.( Asetilkolin, nöradrenalin, histamin, dopamin
ve seratonin vb )
Sinir hücreleri yaptığı işleve göre duyu,motor ve
ara nöron olmak üzere üç çeşittir.
1. Duyu Nöronu : Çevreden aldığı uyartıyı beyin ve
omuriliğe taşıyan sinir hücreleridir.
2. Ara Nöron : Duyu sinirleri tarafından gelen
uyartıyı
sınıflandıran,bütünleştiren
ve
önceki
bilgileriyle karşılaştıran nöronlardır.Bu nöronlar sadece
omurilik ve beyinde bulunur.
3. Motor Nöron : Beyin ve omurilikten aldığı bilgileri
kas veya salgı bezleri gibi tepki organlarına( efektör
organ ) ileten nöronlardır.
İmpuls Oluşumu ve İletimi
Dıştan gelen uyarıcıların sinir hücresinde meydana getirdiği değişikliğe impuls
denir.İmpulslar
sinir
hücresinde
elektriksel
yük
değişimine
bağlı
olarak
gerçekleşir.
Uyarıcının sinir hücresinde impuls oluşturabilmesi için şiddetinin belli bir
değerin üstünde olması gerekir.Sinir hücresini uyarabilecek düzeydeki uyaran
şiddetine eşik şiddeti denir.Eğer uyaranın şiddeti eşik şiddetinin üzerinde ise
impuls hızı ve etkisi değişmez,sadece daha fazla impuls oluşturur.Nöronların
uyarana tepki vermemesi yada tümüyle tepki vermesi olayına ya hep,ya hiç
yasası denir.
İNSANDA SİNİR SİSTEMİ
SİNİR SİSTEMİ
Merkezi .Sinir Sistemi
Beyin
Ön Beyin
Orta Beyin
Omurilik
Arka Beyin
.
Çevresel Sinir
Sistemi
Somatik Sinir Sistemi
.
Otonom Sinir
Sistemi
Sempatik
Parasempatik
1.Merkezi Sinir Sistemi
Merkezi Sinir Sistemi
dış ve içten gelen uyartıların toplandığı ,
değerlendirildiği ve uygun tepkinin kararlaştırıldığı yerlerdir. Beyin ve omurilik
olmak üzere iki kısma ayrılır.
A) BEYİN
Merkezi sinir siteminin en önemli
kısmıdır.Bütün bilgiler burada toplanır
ve daha önceki bilgilerle karşılaştırılır.
Ortalama
erkeklerde
arasında
değişir.Beyin
kemiği
ve
beyin
1000-1300
gr
deri,kafatası
zarları
tarafından
Sert zar
korunur.
Beyin zarları üç tanedir. Sert zar
kafatası
kemiğine
sıkıca
tutunmuş
kalın ve dayanıklı bir zardır. Örümceksi
Örümceksi
zar
zar dallanma yaparak ince ve sert zarı
birbirine bağlar.İnce zar ise içerisinden
geçen
kan
damarları
sayesinde
nöronları besler.İnce zar ve örümceksi
zar
arasında
B.O.S
bulunur.Bu
sıvı
beyin ile kan arasında madde alış verişi
için aracı bir ortam oluşturur.
İnce Zar
İnsan beyni başlıca üç kısımdan oluşur:
I.Ön Beyin : Uç ve ara beyin olmak üzere
ikiye ayrılır.
* Uç Beyin : Beyin önden arkaya doğru
Rolando yarığı ile iki yarım küreye
ayrılır. Yarım küreleri iki köprü birbirine
bağlar.Üsteki köprüye nasırlı cisim ,
alttaki köprüye beyin üçgeni denir.
Beyinden enine kesit alındığında iki
kısım belirir.Dışta korteks denilen boz
madde, içte ise nöronların aksonlarından
oluşan ak madde bulunur. Uç beynin
korteksinde öğrenilmiş davranışların
denetimini yapan merkezler bulunur.
* Ara Beyin : Talamus, hipotalamus ve
hipofizin
arka
bölgesini
alan
kısmıdır.Vücut ısısının kontrolü,besin
metabolizması,su dengesi,uyku,heyecan,
iştah ,cinsiyet hormonlarının kontrolünü
hipotalamus gerçekleştirir.Talamus ise
koku hariç tüm duyuların toplandığı ve
dağıtıldığı kısımdır.
II.Orta Beyin : Ara beyin ile beyincik
arasındaki kısımdır. Beyincik ve omurilik
arasında bağlantı kuran sinirler buradan
geçer.Göz ve kulak refleksinin kontrol
edildiği yerdir.
III.Arka Beyin : Beyincik,omurilik soğanı
ve ponstan oluşur.
* Beyincik : Yapısı beyine benzer. Ak ve
boz madde pozisyonları aynıdır.Kıvrımlı
bir yapısı vardır. İskelet kaslarını ve
vücudun dengesini kontrol eder.
* Omurilik Soğanı : Yapısı omuriliğe
benzer .Omurilik ve beyincik arasındaki
irtibatı
sağlar.
Omurilik
soğanı
solunum,dolaşım,sindirim ve üreme gibi
hayati
olayları
kontrol
eder.Ayrıca
çiğneme,yutkunma,kusma,hapşırma
ve
öksürme
gibi
reflekslerde
buradan
gerçekleşir.
* Pons : Beyinciğin bir yarım küresinden
diğerine impulsları taşıyarak dengeye
yardımcı olur.
B) OMURİLİK :Omurilik beyin ve organlar arasında sinirsel denetimi sağlanan
nöronların geçtiği merkezi sistemin önemli bir kısmıdır.Organlardan elen sinirler
omurilik soğanında çapraz uzantılar yaparak beyine ulaşır.1cm çapında 45-50 cm
uzunluğundadır.Beyinde bulunan zarlar burada da bulunur.Dış kısmında ak,iç
kısmında ise boz madde bulunur.Boz madde de hücrelerin dendrit ve gövdeleri ,ak
madde de ise miyelinli aksonlar bulunur.
Omuriliğin iki önemli görevi vardır. Birinci görevi beyin ve organlar arasındaki
irtibatı sağlamak,ikinci görevi ise çoğu refleksi yönetmektir.
Refleks vücudun düşünmeden ortaya koyduğu tepkilerdir.Bazı refleksler kalıtımla
aktarılır.Doğuştan gelen bu reflekslere kalıtsal refleksler denir.Emme, gülme,
öksürme, göz bebeğinin büyüyüp küçülmesi gibi refleksler kalıtsaldır.Bazı
refleksler ise sonradan kazanılır bu reflekslere koşullu refleksler denir.Limon yiyen
birinin karşısında ağzın sulanması koşullu tepkidir.
Bir refleks reseptörlerle uyarının alınmasıyla başlar.Bu uyarı duyu nöronlarıyla
omurilikteki ara nöronlara aktarılır.Burada değerlendirilen uyarı motor nöronlara
oradan da efektör organlara iletilir. Bu işbirliğiyle oluşturulan yapıya refleks yayı
denir.
Omurilikten 31 çift sinir çıkar.Bunlar vücuda yayılan motor ve duyu nöronlarını
içerirler.
2) ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ
Çevresel sinir sistemi beyin ve omurilikten çıkan sinirleri içerir. Bu sinirlerden 12
çifti beyinden 31 çifti omurilikten çıkar.
Beyinden çıkan sinirler baştaki duyu organları,kaslar ve salgı bezlerini kontrol
eder. Ayrıca vagus siniri kalp,mide ve akciğer gibi iç organlarla bağlantı yaparak
çalışmalarını kontrol eder.
Omurilikten çıkan sinirler ise motor ve duyu nöronlarıdır.Omurilikten çıkan
sinirler birleşerek tek sinir halinde çıkar.Ön kökten motor nöronlar çıkarken ,arka
kökten ise duyu nöronları girer.
Çevresel sinir sistemi somatik ve otonom sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır.
A) Somatik Sinir Sistemi:
Somatik sinirler istemli yapılan hareketleri kontrol eder.Çizgili kaslar üzerine
etkilidir. Yazı yazma, şarkı söyleme, koşma gibi beyin aracılığıyla yapılan
davranışlar somatik sinirler tarafından kontrol edilen davranışlara örnektir.
B) Otonom Sinir Sistemi :
Otonom sinir sistemi iç organlarımızı kontrol eder.Düz ve kalp kasları üzerine
etkilidir.Eşey bezleri,mide,kalp,ince bağırsak,kan damarları ve salgı bezlerinin
çalışması bu sistemle kontrol edilir.
Otonom sinir sistemi sempatik ve parasempatik sinir sistemi olmak üzere ikiye
ayrılır.Sempatik sinirler genellikle hızlandırıcı etki yaparken,parasempatik sinirler
ise yavaşlatıcı etki meydana getirir.
Sempatik sinirler genellikle bedensel ya da duygusal baskılarda (stres) ortaya
çıkar SAVAŞ ya da KAÇ tepkisi oluşur
*Gözbebekleri genişler/büyür
* Kalp hızlı atar, kalp kası güçlü pompalar ve kan basıncı artar
* Dolaşımdaki kan önemli organlara çekilir, iskelet kaslarına ve kalp kaslarına daha
fazla kan verilir
* Deri terler
* Soluk yolları genişler ve solunum hızlanır
* Kandaki şeker seviyesi artar
* Sindirim sistemindeki ve idrar yollarındaki sfinkterler kapanır.
* Gelen uyarı uzun süre devam ederse sistem yükü kaldırmakta zorlanır ve sinaptik
bağlantılarda ve Adrenal Bezlerde NE salgısı azalabilir/durabilir .
Parasempatik sinirler genelde sempatik sinir sistemini dengeleme görevi vardır
DİNLEN ve SİNDİR tepkisi oluşur
* Vücudun kendine gelmesini, dinlenme anında enerji dengesinin düzeltilmesini
sağlar
* Sempatik uyarıların eski haline dönmesini sağlar
* Kalbin yavaşlamasını, soluk yolunun ve gözbebeklerinin eski haline(çaplarına)
dönmesini sağlar
* Tükürük ve barsak salgıları ile barsak hareketlerini artırır
* Eğer kişinin korkusundan kaçmak ya da korkusunu yenmek için çıkış kapısı
yoksa: parasempatik etkiler artar; idrar ve dışkı üzerindeki kontrolü kaybolur
DUYU
ORGANLARI
DUYULAR :
Canlılar dış ve iç ortamdan gelen uyarıları hızlı bir şekilde alması ve ona uygun
şekilde davranması gerekir.Dış ve içten gelen uyarıları alan yapılara duyu
reseptörleri denir.Duyu reseptörleri ya sinir uçları yada duyu hücreleridir.
Vücudumuzda tat,koku,dokunma,görme ve işitme duyuları bulunur.
1.Tat Duyusu
İnsanda tat organı olan dil içerdiği tat tomurcukları sayesinde bu işlevini yerine
getirir.Erişkin bir insanın dilinde 9000-10000 tane tomurcuk bulunur.
Papillalar (tat tomurcukları) alınan uyarıları
duyu nöronlarına iletirler. Papillalar dilin yaklaşık
1/3 ünde bulunur. Tatlı,tuzlu,ekşi ve acı olmak
üzere 4 grup tat dil papillaları tarafından
alınır.Tatlı dilin ön tarafıyla, tuzlu dilin uç yanları,
ekşi arka yanlar, acı ise dilin arka tarafıyla
hissedilir. Dilin tadı alabilmesi için bu tatları
taşıyan maddelerin suda çözünmesi gerekir.Dil
tat alma dışında konuşma ve besinlerin ağızda
parçalanmasını sağlar.
2. Koku Duyusu
Gaz halinde atmosfere yayılan koku maddelerini alan organlara koku alma
organları denir.İnsanda koku alma organı burundur.Burnun iç kısmında bir koku
alanı (10 cm2 ) bulunur. Buna sarı bölge denir. Sarı bölgede bulunan reseptör
hücreleri koku maddeleriyle uyarılır ve bu uyarıyı koku soğanındaki sinirlere
iletir.Buradan da beyine iletilir.
Havaya yayılan koku maddeleri sarı bölgedeki mukusta çözünebilmesi
gerekir.Burada yağ ve suda çözünebilen maddeler koku sinyalini oluşturur.
İnsanda 25 milyon (köpekte 250 milyon) kadar koku siniri bulunur.
Derinin dermis tabakasında bulunan duyu hücreleri 5 çeşittir.
A) Serbest Sinir Uçları : Bu kısım ağrı,kısa süreli dokunma ve kıl köklerinin
uyarılması gibi görevleri vardır.
B) Meissner Cisimciği : Kılsız deride (dudak,avuç içi vb) dokunma duyusunu alan
reseptörlerdir.Uzun süreli temasları algılar.
C) Pacini Cisimciği :Deri üzerine uygulanan basıncı algılayan reseptörlerdir.
Özellikle el ve ayağın alt kısmında bulunur.
D) Ruffini Cisimciği : Vücut ısısının üstündeki sıcaklıkları algılaan reseptörlerdir.
E) Krause Cisimciği : Vücut ısısından daha düşük ısıları algılayan reseptörlerdir.
Derinin başlıca görevleri şunlardır:
• Vücuda şekil ve bütünlük kazandırır.
• Vücut içini fiziksel ve kimyasal etkilerden korur.
• Mikroorganizmaların vücuda girmesine engel olur.
• Terleme ile aşırı ısının vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar.
• Terleme ile boşaltıma yardımcı olur.
3. İşitme ve Denge : İnsanda işitme ve denge organı kulaktır.Kulak dış,orta ve iç
kulak olmak üzere 3 kısma ayrılır.
Dış kulak kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur.Uzunluğu 3-4 cm
kadardır.Kulak yolu ile iç kısım arasında kulak zarı bulunur.Dış kulak ses
dalgalarını toplayarak orta kulağa iletir.
Orta kulak kulak zarı ile oval pencere arasında bulunur.Orta kulakta çekiç,örs
ve üzengi kemikleri bulunur.Bu kemikler kulak zarından gelen zayıf ses dalgalarını
yükselterek iç kulağa iletir.Orta kulak östaki borusu ile yutağa bağlanır.Östaki
borusu kulak içi basınçla ,dış basıncı dengeler.
İç kulak duyma ve dengenin sağlandığı ve işitme sinirlerinin yer aldığı
kısımdır.İşitme ve denge sinirlerinin bulunduğu içi sıvı dolu kanallardan meydana
gelmiştir.Yarım daire kanallarında denge sinirleri, salyangoz içerisinde ise ses
dalgalarını sinirlere ileten korti organı bulunur.
Kulakta ses dalgaları şu şekilde beyne kadar iletilir:
Dış kulak gelen ses dalgalarını toplayarak kulak zarını titreştirir.Bu zar bu zayıf
titreşimi kulak kemikleri (çekiç-örs-üzengi) güçlendirerek oval pencereye aktarır.
Oval pencereye iletilen ses dalgaları salyangoz içerisindeki sıvıda dalgalanmaya
sebep olur ve işitme sinirlerinin bulunduğu korti organına taşınır. Burada bulunan
işitme hücreleri uyarılır.Bu uyarı sinirlere aktarılarak beyne iletilir.
5.Görme Duyusu : Çoğu canlıda ışığa karşı hassasiyet görülür.Bu hassasiyet
içerdikleri fotoreseptörlerle sağlanır. İnsanda görme organı gözlerdir.
İnsan gözü sadece 400-750 nm arasındaki ışığı algılayabilir.
Göz ,göz kapağı ve göz çukurlarını tarafından çevrelenir.Göz başlıca şu
kısımlardan oluşur.
Sert
Tabaka
(Sklera)
:
Göz yuvarlağının en dış kısmıdır.Bağ dokudan
yapılmıştır.beyaz renkli görünür.Ön tarafı ışığın geçmesini sağlayan kornea kısmı
bulunur.
Damar Tabaka ( Koroit) : Gözü besleyen kan damarlarının bulunduğu kısımdır.Bu
kısmın ön tarafında göz kaslarıyla bitişik göz merceği bulunur. Göz merceğinin
hemen önünde renk maddeleri içeren iris tabakası bulunur.İrisin ortasında ışığın
şiddetini ayarlayan göz bebeği açıklığı bulunur.
Ağ Tabaka ( Retina ) : Bu tabakada reseptör hücreler ve sinirler bulunur.Görme
sinirlerinin göze girdiği noktaya kör nokta
denir.Bu kısım ışığa duyarlı
değildir.Fakat ağ tabakanın diğer kısımlarında ışığa duyarlı koni ve çomak
hücreleri bulunur.Bu hücreler özellikle sarı benek adı verilen bölgede
yoğunlaşırlar.Bu sebepten bu bölge görüntünün en net algılandığı yerdir.
Koni hücreleri ışıkta cisimlerin renk ve boyutlarının algılanmasını sağlar.Çomak
hücreleri ise loş ışıkta cisimlerin şeklini görmeyi sağlar.Çomak hücreleri renkleri
algılamaz.Görüntü siyah beyaz oluşur.
Görme
olayı
gerçekleşir:
şu
şekilde
Bir cisimden gelen ışınlar kornea
tabakasından
kırılarak
göz
merceğine
gelir.Göz
merceği
cismin mesafesine göre kaslar
tarafından şişirilir yada inceltilir.
Burada kırılarak toplanan ışınlar
retina üzerine düşürülerek ters bir
görüntü
oluşturur.Bu
görüntü
sinirler vasıtasıyla beyinin arka
lobuna taşınarak düz ve renkli
görüntü oluşturulur.
Göz kusurları :
Göze nesneden gelen ışınlar mercek
tarafından kırılarak retinaya ulaşır.
Fakat bazı durumlarda ışınlar retinada
bulunan
sarı
beneğin
üzerine
düşmediği için göz kusurları oluşur.
Miyop gözde ışınlar retinanın önüne
düşerken,
hipermetrop
gözde
retinanın arkasına düşer. Astigmat
gözde ise görüntü kornea yada
mercek tarafında düzensiz kırıldığı
için ışınlar retinanın arkasına düşer.
Bu
kusurlar
değişik
kalınlıkta
mercekler kullanılarak düzeltilebilir.
Göz kaslarının ve merceğin yaşlılığa
bağlı
olarak
işlevini
yerine
getirememesi
olayına
presbitlik
denir.Bu da ince kenarlı mercekle
düzeltilir.
Download