ARİH BİLİMİNE GİRİŞ Tarih; geçmişteki insan topluluklarının yaşayışlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini (siyasî, kültürel, ekonomik) yer ve zaman göstererek, belgelere dayanarak neden sonuç ilişkisi içinde objektif olarak anlatan bilim dalıdır. Yer ve zaman göstererek, neden sonuç belirterek ve belgelere dayanarak anlatma tarihe bilim olma özelliği kazandırır. Tarihin Bilim Olarak Özellikleri a. Tarih tekrarı olmayan olayları inceler. b. Tarihte asla deney ve gözlem yapılamaz. Ta rihin kendine özgü metodları vardır. c. Tarihi değerlendirirken, olayın geçtiği zamandaki koşullar göz önüne alınmalıdır. TARİH METODU VE KAYNAKLAR 1. Ana Kaynaklar; Kendi İçinde yazılı ve yazısız kaynaklar olarak 2'ye ayrılır. a. Yazılı Kaynaklar: Kitabeler, paralar, hatıralar, seyehat yazıları. b. Yazısız Kaynaklar: Sanat eserleri, Mezarlar, Günlük kullanılan eşyalar. 2. İkince El Kaynaklar; Ana Kaynaklardan yararlanılarak yazılan eserler. Tarihin Sınıflandırılması a. Zamana göre: Tarihin, çağları ve önemli olayları esas alınarak sınıflandırılmasıdır. İlk Çağ,Orta Çağ, XV. y.y. Osmanlı Tarihi gibi. b. Mekâna göre: Tarihin, olayın yaşandığı yere göre sınıflandırılmasıdır. Asya tarihi, Mezopotamya tarihi gibi. c. Konuya göre: Tarihin sosyal, ekonomik, dini olaylara göre sınıflandırılmasıdır. Hukuk tarihi, tıp tarihi, sanat tarihi gibi. Tarihe Yardımcı Bilim Dalları Tarihe yardımcı bilim dallarını, coğrafya, arkeoloji (Kazı Bilimi), kronoloji (Tarihi oluş sırasına göre düzenleme), paleografya (Eski yazı), diplomatik (Devletler arası resmi yazışma), antrpoloji (İnsan ırklarını araştırma), etnografya (Kültür araştırması), numizmatik (Para Bilimi), sosyoloji, psikoloji, filoloji (Dil bilimi), Epigrafya (Kitabeleri İnceleme) olarak sıralayabiliriz. Bu bilim dallarından fası II® ilgisi ©İsinim Tarihi D®wlri®rin afdlınlanma&ındla yartSımsı ®lm, yası II® İlgisi ©laıafanlar IB® dahu g@k Tarih Ğm®sl D®wlrl®rln aydınlanmasında yardıım& ©lur. O Tarihi Devirler yasının İcadıyla başlar. Yasının bulunmasından ûnmkl saman-lam da Tarih ön@®sl D®wlrl®r d®nlr. TAKVİMLER Zamanı ölçmek için hazırlanan çizelgelerdir. Ayın dünya etrafında 12 defa dönüşünü 354 günde tamamladığı süre ay yılı, dünyanın güneşin etrafında 1 defa dönüşünü 365 gün 6 saatte tamamlaması ise güneş yılıdır. TÜRKLERİN KULLANDIĞI TAKVİMLER a. 12 Hayvanlı Türk Takvimi, güneş yılına göredir. Yıllara sayı yerine hayvan adı verilir. b. Hicrî takvim, ay yılı hesabına göredir. Hicret esas alınır. 354 gündür (Dini gün ve bayramlar butakvime göre belirlenir.). c. Celalî Takvimi, güneş yılına göredir. Büyük Selçuklular kullandı. ç. Rumî Takvim, Osmanlı Devleti'nde vergi toplama ve yabancı devletlerle yapılan ticari ilişkiler sırasında takvim farklılığından dolayı ortaya çıkan zorlukları gidermek için hazırlandı. Güneş yılına göre hazırlanmıştır. d. Miladî Takvimi, güneş yılına göredir. 365 gün 6 saattir. TC. Devletinde de 1 Ocak 1926'dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Tarih Öncesi Devirler (Yazının İcadından Önceki Tarih) YAZININ İCADI (M.Ö. 3500) Tarihi Devirler (Yazının İcadından Sonraki Tarih) İLKÇAĞ Başlangıcı: Yazının icadı M.Ö. 3500 Son: Kavimler Göçü M.S. 375 ORTAÇAĞ Başlangıç: Kavimler Göçü: M.S.375 Son: istanbul'un Fethi M.S. 1453 Madenlerin işlenmesiyle ilk şehir devletleri kurulurken denizyolları kullanılmaya başlanmış, devrin sonlarında yazı bulunmuştur. Tarih yazının icadı ile başlar. Yazılı belgelerin olmadığı tarih öncesi dönemlerin devirlere ayrılmasında araç gereç ve malzemeler ölçü alınır. Eski Taş Devrinde; avcılık, toplayıcılık yapılmış, ilkel ok ve yay kullanılsa da ürün üretilmemiştir, insanlık tarihinin en uzun devridir. Orta Taş (Yontma) Devri; Sonlarına doğru ateş, ısınmak, pişirmek ve korunmak için kullanılmıştır. Tekerlek icat edilmiştir. Yeni Taş (Cilâlı) Devri; Tarım başlamış, yerleşik hayata geçiş olmuş, hayvanlar ilkkez evcilleşti-rilmiş, ilk bitki liflerinden elbiseler yapılmıştır. bir sonraki olayın başlangıcıdır. ESKİ ÇfiĞ MEDENİYETLERİ Hint Medeniyeti Çin Medeniyeti Anadolu Medeniyeti 1. Hititler 4. iyonlar 2. Frigyalılar 5. Urarturlar 3. Lidyalılar Mezopotamya Medeniyeti 1. Sümerler 2. Akadlar 3. Babiller 4. Asurlar 5. Elamlar Doğu Akdeniz Medeniyeti 1. Fenikeliler 2. ibraniler Mısır Medeniyeti İran Medeniyeti 1. Medler 2. Persler Ege Medeniyeti 1. Girit 2. Miken 3. Yunan Roma Medeniyeti Hellen Medeniyeti HİNT MEDENİYETİ: Halkı sınıflara ayıran Kast Sistemi yüzünden devlet olamadılar. Budizm, Brahmanizm, Hinduizm inançları yaygındır. ÇİN MEDENİYETİ: Kendilerine ait alfabeleri vardır. Barut ve pusulayı icat ettiler. Budizm, Tao, Konfiçyusizm yaygındır. ANADOLU MEDENİYETLERİ Hititler: Merkezi Boğazköy (Hattuşaş) tır. Anadolu, tarihi devirlere Hititler döneminde geçti. Pankuş denilen meclis kurulup kralın yetkilerini kısıtladılar. Anadolu'da Tımar sistemi Hititler zamanında kullanıldı. M.Ö. 1280'de ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşmasını Mısırla imzaladılar. Anal denilen yıllıklar tutarak ilk kez tarafsız tarih yazıcılığını başlattılar. Kralın hanımı olan "Tavananna" kralın tüm yetkilerine sahipti. Hukuk sistemi gelişmiştir. Frigyalılar: Merkezleri Gordion'dur. Çok tanrılı dine inandılar. Bereket tanrıları Kibele'dir. Kuyu mezarları vardır. Tarıma çok fazla önem vermekteydiler. Hatta öküz öldüren veya saban kıranın cezası ölümdü. Kibele isimli Tabit Tanrıçaları vardır. Krallarına "Mi-das" denir. Lidyalılar: Merkezleri Sard'dır. Yaptıkları Kral Yolu ile doğu batı ticareti gelişti. Parayı icat ettiler. İyonlar: Şehir devletleri şeklinde yaşadılar. Koloniler kurdular, hür düşünceye önem verdiler. Bilimde çok ilerlemişlerdir. Pisagor, Tales, Hipokrat gibi ünlü bilim adamları yetişmiştir. Urartular: Merkezleri Tuşpa (Van)'ö\r. Mezarlarını oda şeklinde yapmalarından ölümden sonraki hayata inandıklarını anlıyoruz. Su kanalları yapmalarından ise tarımla uğraştıkları sonucuna varıyoruz. MEZOPOTAMYA MEDENİYETLERİ Dicle ile Fırat arasındaki bölgeye Mezopotamya denir. Bölgeden göç yollan geçtiğinden birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Nehirlerin akış yönü dikkate alınarak bölgenin kuzeyine Yukarı Mezopotamya, güneyine Aşağı Mezopotamya denir. Sümerler: Çivi yazısını buldular. Ay yılı esaslı takvim ve tarihteki ilk yazılı kanunları yaptılar (Urgakina isimli Kralları hazırlamıştır). İlk hukuk devletidir. Zıggu-rat isimli tapınaklarını aynı zamanda gökyüzünü incelemek için (Rasathane) olarak da kullanmışlardır. Akadlar: İlk sürekli orduyu kurarak tarihteki ilk büyük imparatorluğu kurdular. Babiller: Sümerler'den etkilenerek kanunlar oluşturmuştur. Ancak Sümerler'in kanunları fidye esaslı iken, Hamımurabi'nin hazırladığı kanunlarda kısas esaslıydı. Yani suçun ne ise cezan aynı olacaktı. Ayrıca dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen "Ba-bil'in Asma Bahçelerini" tarihe bırakmışlardır. Asurlar: Anadolu'yla ticaret yaptıkları sırada Hititler'e çivi yazısını öğreterek Anadolu'da tarihi devirlerin başlamasında etkili oldular. Elamlılar: Şehir devletleri hâlinde yaşadılar. DOĞU AKDENİZ MEDENİYETLERİ Fenikeliler: Kurdukları koloniler ile doğu kültürünü batiye taşıdılar. Tarihteki ilk alfabeyi yaptılar. (Bu alfabı gelişerek Latin alfabesi meydana geldi.) İbraniler: Tek tanrılı inanca sahip ilk uygarlıktır. Sadec* ibraniler'e ait olduğu inancı bu dinin yayılmasın önledi. MISIR MEDENİYETİ Nil nehrinin akış yönüne göre kuzeye Aşağı Mısır, güneye Yukarı Mısır denir. Mısır'ın diğer medeniyetlerden etkilenmeyip, istilâlara uğramamasının nedeni coğrafî konumudur. (Bunun nedeni, etrafının çöllerle kaplı oluşudur), ilk güneş yılı esaslı takvimi yapmışlardır. Resim yazısı olan hiyeroglifi icat etmişlerdir. Ölümden sonraki hayata inandıklarından vücutları çürümemesi için mumyalamışlardır. Böylece tıp ve eczacılık gelişmiştir. Ayrıca matematik ve geometri biliminde de ilerlemişlerdir. İRAN MEDENİYETLERİ Medler: Urartular'ı yıktılar. Persler tarafından yıkıldılar. Persler: Medlerin egemenliğinde yaşarlarken onları yıkarak topraklarında Persler'i kurmuşlardır. Zer-düştlü dinine inandılar. İlk posta teşkilâtını kurdular. Sümer'in çivi yazısını kullandılar. EGE MEDENİYETLERİ Girit, Miken, Yunan medeniyetlerinden oluşmuştur. Girit: Tarihe bıraktıkları en önemli eserleri Knossos Sarayıdır. Tarihte ilk olimpiyat oyunlarını düzenleyen medeniyettir. Miken: Tarihte Kubbeli Kuyu Mezarları ile meşhurlardır. Yunan Medeniyeti: Tanrıları adına olimpiyatlar düzenlediler. Çok tanrılıdırlar (Apollo, Zeus gibi) Polis isimli şehir devletleri halinde yaşıyorlardı. (Sportapolis, Atinapolis gibi) Drakon, Solon ve Klistenes isimli kişiler anayasa hazırlamışlardır, içlerinde demokrasiye en yakın olanı Klistenes'in hazırladığı anayasadır. HELLEN MEDENİYETİ Makedonya kralı Büyük iskender'in Asya seferi sonrası doğu ve batı kültürlerinin kaynaşmasıyla doğdu. (Avrupa-ıAnadolu+ İran+ Mezopotamya+ Mısır medeniyetlerinin biraraya getirilmesi sonucu) ROMA MEDENİYETİ İlk Çağın en büyük köleci devletidir. Sınıf farklılıklarını önlemek için 12 Levha Kanunlarını yaparak günümüz Avrupa hukuk sisteminin temelini attılar. (Roma Hukuku'nun) İSLÂM ÖNCESİ TÜRK TARİHİ Türk adının güçlü, kuvvetli ya da türeyen çoğalan anlamında olduğuna dair iki görüş yaygındır. Türklerin ilk ana yurdu Orta Asya'dır. Hazar Denizi Sibirya ORTA ASYA Kingan Dağlan (Çin) Himalaya Dağ Sırası Orta Asya'da Türkler yüksek bir uygarlık seviyesine yükselmişler, ancak göç etmek zorunda kalmışlardır. Göç etmeyip ana yurtta kalan Türkler Hun, Göktürk ve Uygur devletlerini kurmuşlardır. Göçlerin Nedenleri Orta Asya iklim ve toprak koşullarının tarım ve hayvancılığa elverişsiz hâle gelmesi. Nüfus artışı ile geçim kaynaklarının yetersiz kalışı. Türk toplulukları arasındaki anlaşmazlıklar sonucu çıkan savaşlar. * Moğol ve Çin başta olmak üzere, dış baskılar. Dünya hakimiyeti düşüncesi, yeni ülkeler fethetme ve yurt edinme düşüncesi. * Hayvan hastalıkları. Başa geçmek için Han'ın çocukları arasında yaşanan mücadeleler. Göçler milât öncesinden başlar, Milâttan sonra da sürer. Milattan Önceki Göçler: Çin'in Kansu ve Or-dos bölgelerine Mezopotamya, Anadolu ve Ege Bölgesine, Yakut ve Çuvaşlar Sibirya'ya göç ettiler. Bazı boylar Hindistan'ın indus ve Pencap bölgelerine gittiler. Türkler gittikleri yerlerin halklarını Cilâlı Taş ve Maden Devrine çıkarmış, hayvan evcilleştirmeyi, ekip biçmeyi, maden işlemeyi öğretmişlerdir. Kendi adlarıyla yerleşim yeri kuran Türk kültürü geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Milâttan Sonraki Göçler: Güneye ve batıya devam etti. Batıya göç edenlerin bir kısmı Hazar Denizi ve Karadeniz'in kuzeyinden Orta Avrupa ve Balkan Yarımadası'na geldiler. XI. yy.'da ise İran üzerinden Anadolu'ya geldiler. Türk Tarihinin Özellikleri Atlı ve göçebe hayat yaşamışlardır. Çoğunlukla hayvan figürleri ile eserler yapmışlardır. Ruhban sınıfı, kölelik, sömürge ve derebeylik anlayışı ve uygulaması yoktur. »* Değişik coğrafî alanlarda ve değişik ülkelerde devletler kurmuşlardır. İklim şartlarının zorluğu ve atlı göçebe olmaları bağımsızlık duygusunu ortaya çıkarmış, teşkilatçılık ve savaşçı karakter kazandırmıştır. Çoğunlukla ikili teşkilât kullanmışlardır. Bu da doğu ve batı olmak üzere ülkenin ikiye ayrılmasıdır. Doğu her zaman kutsal sayıldığından yönetimde tahta çıkma şansı yüksek velihat vardır. Batıyı askerî nitelikli kişiler yabgu unvanıyla yönetir. Merkezde hakan vardır. İslamiyet öncesi ilk kurulan Türk Devletlerinin en büyükleri 5 tanedir. 1. ASYA HUN (BÜYÜK HUN) DEVLETİ Merkezi Ötüken olarak Orhun ve Selenga nehirleri kenarında kuruldu. Türkler tarafından kurulduğu bilinen ilk devlettir. Bilinen ilk hükümdar, Teoman'dır. Çinliler Hun saldırılarını önlemek için Çin Seddi'ni yaptılar. Mete Döneminde devlet en güçlü dönemini yaşamıştır. Bölgedeki kavimleri bir bayrak altında toplamış ve Türk ordu teşkilatının temeli olan onlu sistemin temelini atmıştır. Toprak devletin temeli ve köküdür, milletin malıdır anlayışını getirdi ve yerleştirdi. Hunlar onun zamanında imparatorluk hâline geldiler. Mete Han'ın ölümünden sonra Çin baskısı ve entrikaları ile İpek Yolu Çin'e kaptırılmış, taht kavgaları ve askeri bakımdan Çinliler'in Türkleri taklit etmeleri ile baş edemeyen Hunlar önce doğu - batı, sonra kuzey - güney olarak ikiye ayrılmışlardır. Bir kısmı yerinde kaldı. Ardından Çin'e Katıldı. • Çin'e Katılmak istemeyenler Batı'ya göç ettiler. • Kavimler Göç'üne sebep oldu. • Avrupa Hun Devletini Kurdu. Kuzey Hun ASYA HUN Güney Hun Bir kısmı yerinde kaldı Ardından Çin'e katıldı. Çin'e Katılmak istemeyenler Güney'e inip Ak-hun (Eftalit) Devletini Kurdu. (Afganistan'da) KAVİMLER GÖÇÜ Hakanları Balamir komutasındaki Kuzey Hun larından bir kısmının Karadeniz'in kuzeyinden ge çerek buradaki Barbar kavimleri göçe zorlamaları dır (375). Sonuçları Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrıldı (395). Bugünkü Avrupa milletleri oluştu. • Avrupa 100 yıl kadar karışıklık içinde kaldı. Avrupa'da 14. yüsyûûm 1i» yötv.la tedlar sür<s©§k 1©® yıl savaşlarımla karıştınl-mamalıdır. İlkçağ sona erdi, Orta Çağ başladı. Feodalite (Derebeylik) ortaya çıktı. Avrupa Hun Devleti kuruldu. Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı. 2- AVRUPA HUN DEVLETİ Kurucusu Balamir'dir. Avrupa'da kurulan ilk Türk devletidir. Kuzey Hunları tarafından Macaristan'da kurulan devlet en güçlü dönemini Attila zamanında yaşamıştır. Attila Dönemi Doğu Roma'yı (Bizans'ı) vergiye bağlayan Attila Batı Roma seterine çıktı. Ancak Papa'nın isteği üzerine barış yaparak geri döndü. Ölümünden sonra taht kavgaları ve dış baskılar sonucu yıkıldı.. 3- I. GÖKTÜRK DEVLETİ 552'de Avarlar'ı yenen Göktürkler'in kökenleri Hunlar'a dayanıyordu. Tarihte Türk adını kullanan ilk devlettir. Asya Hunları'ndan sonra ikinci kez Orta Asya'da siyasî birliği sağlamış, devlet yönetiminde ikili teşkilâtı uygulamışlardır. Kendilerine ait alfabeleri vardır.(Göktürk Alfabesi) Türkçe'nin tarihte görülen ilk alfabesidir. Çin entrikaları ve taht kavgaları ile önce doğu - batı olarak ikiye ayrılıp Çin hakimiyetine girdiler. Batı Türkistan'ı Türkleştirenler. Ergenekon Destanı Göktürkler'e aittir, islamiyet öncesinde kurulmuş Türk Devletleri içinde sınırları en geniş Türk Devleti'dir. 4- II. GÖKTÜRK (KUTLUK) DEVLETİ Çin hakimiyetindeki Göktürkler Kutluk Kağan liderliğinde devlet kurdular. En güçlü devirleri Bilge Kağan, kardeşi Kültigin ve Vezir Tonyukuk zamanında yaşadılar. Bu üç devlet adamı adına dikilen Orhun Abideleri o dönemin en önemli kültür mirasıdır. Göktürkler'in siyasî ve sosyal hayatı hakkında bilgi veren ilk Türkçe eseridir. Bilge Kağan'dan sonra iç çekişmelerle zayıflayan devlet Basmil, Karluk, Uygur isyanıyla yıkılmıştır. 5- UYGURLAR Karluk, Basmil ve Uygurlar tarafından 744'de kuruldu, ipek Yolu ticareti yaparak Çin'le iyi ilişkiler kurdular. Mani dinini seçerek savaşçı özelliklerini kaybettiler. Bu yüzden varlıklarını uzun süre devam ettiremediler. Kırgızlar devlete son verince Moğollar'ın yaşadığı bölgeye göç ettiler ve Moğol-lar'ın Türkleşmesini sağladılar. Budizm'i benimseyen Uygurlar ile İslamiyet'i yaymak isteyen Kara-hanlılar mücadele ettiler. Yerleşik hayata geçen Uygurlar ilk defa kent ve kasaba kurup mimari alanda eserler vermişlerdir. Kendilerine ait alfabe oluşturmuşlardır. Yaradılış Destanı onlara aittir, ilk kez matbaa ve kağıdı kullanan Uygurlar, siyasî alandan çok kültürel alanda isimlerini duyurmuşlardır. Kırgızlar tarafından yıkılmıştır. DİĞER TÜRK BOYLARI Avarlar: İstanbul'u kuşatan ilk Türk boyudur. Oğuzlar: İslâmiyet'i topyekün seçmiş Selçuklu ve Osmanlı Devleti'ni kurmuşlardır. Türgişler: Emevîler'le mücadelelerinin ana nedeni Orta Asya'yı İslâm hakimiyetine sokmamak içindir. Türk tarihinde ilk parayı kullandılar. Peçenekler: Balkanlar'a geldiler. Malazgirt Sa-vaşı'nda Selçuklular'a yardım ettiler. Kartuklar: islâmiyet'i topyekûn seçen ilk Türk boyudur. Talaş Savaşı'nın kazanılmasında ve Ka-rahanlı Devleti'nin kurulmasında önemli rol oynadılar. Kumanlar (Kıpçak): X. yy.da Doğu Avrupa'ya gelen Kumanlar Ruslarla mücadele ettiler. Oğuz -Kıpçak savaşları Dede Korkut Destanı'nda yer alır. Bulgarlar: Tuna Bulgarlar'ı Hristiyanlığı, Volga (İtil) Bulgarları islâmiyet'i seçtiler. Hazar: Yöneticileri Türk, din bakımdan Musevî-dirler. Bölgede sağladıkları huzur ve güvenden "Hazar Barış Çağı" olarak adlandırılmıştır. Sibirler: Sibirya ve Kafkasya'da yaşayıp Sibirya'ya adlarını vermişlerdir. Kırgızlar: Ötügen'de kurdukları devletlerini Moğollar yıkınca bölge Moğollar'ın eline geçti. Türk edebiyatının en uzun destanı Manas Destanı onlara aittir. Akhunlar: Afganistan ve Kuzey Hindistan'da etkili oldular. Macarlar: Doğu Avrupa'da devlet kurdular. Hristiyanlığı seçtiler. KÜLTÜR VE MEDENİYET Hükümdarlık: Han, Hakan, Kağan, Sanyü unvanlarını kullandılar. Hükümdarlığın Gök Tanrı tarafından verildiğine inanırlardı. Devlet yönetme yetkisi olan Kut, kan yoluyla babadan oğula geçerdi. "Ülke, hanedanının ortak malıdır anlayışı Türk devletlerinin taht kavgalarıyla kısa sürede yıkılmasına neden olmuştur. Aileler obaları, obalar boyları, boylar devleti (il, oluştururdu. Bu sayede kolaylıkla devlet kurulabili yordu. Kurultay (toy ya da kengeş meclisi) adlı da nışma meclisi vardı. Üyeleri boy beyleriydi. Siyasî askerî, ekonomik kararlar alırdı. Hükümdarın yetki leri kısıtlı idi. Yönetimde hükümdar eşi olan hatun lar da söz sahibi idi. Devlet meclisine katılır, elç kabul ederdi. Devlet ve toplum yaşayışında kullanılan baz terimler şunlardır: Tarkan: Hakan'a idarî ve askerî işlerde yardım cı olan üst düzey memur. Tudun: Vergi memuru Bitikçi: Dış işleri yürüten kişi Yuğ: Dini tören (yas ayini) Kurgan: Mezarlar Balbal: Ölen kişinin savaşta öldürdüğü kişi kc dar dikilen heykel Ayukı: Hükümet Aygucı: Başbakan Buyruk: Bakan Şad: Boylara gönderilen yönetici Yabgu: Hükümdarın kardeşi HUKUK Yazılı hukuk yoktur. Devlet ve toplum işleri düzenleyen kurallara töre denilirdi. ORDU Türk Ordusunu Çin, Roma, Bizans, Rus, M ğollar örnek almışlardır. Ordu onlu sisteme gc düzenlenirdi. Kadın erkek herkes asker sayılın Genellikle atlı birliklerden oluşurdu. Savaşlar hilâl taktiği (Turan taktiği) uygulanırdı. DİN VE İNANIŞ Göktanrı inancı Türkler arasında en yaygın olan dindir. Mani dini, Hristiyanlık, Şamanizm, Totemizm, Budizm, Musevîlikde kabul ettikleri dinlerdi. Avrupa'ya göç eden Türk boyları Hristiyanlığı kabul ederek Türklük özelliklerini yitirmişlerdir. Avrupa'ya göç eden Türkler; Hristiyanlığı kabul etmeleri Orta Asya ile bağlarının kesilmesi * Nüfus azlığı * Bizans entrikaları sonucu Türklük özelliklerini yitirdiler. EDEBİYAT Daha çok sözlü edebiyat gelişmiştir. En eski edebiyat ürünü destanlardır, ilk alfabeler Göktürk ve Uygur alfabesidir. İSLÂM TARİHİ İslâmiyet Öncesi Arabistan: Arabistan'da kabile yaşantısı ve Bedevîlik vardı. Sosyal adaletsizlik vardı. Kan davası yaygındı. Siyasî birlik yoktu. Kadının hiçbir sosyal hakkı yoktu. Kölelik vardı. Puta tapıcılık yaygın olmasına rağmen Musevî, Hristiyan ve Hz. ibrahim inancını devam ettirenler de vardı (Hanefî). Kabe kutsal sayılırdı. Mekke'de özellikle edebiyat gelişmiştir. İslâmiyetin doğuşu: Hz. Muhammed Hicaz bölgesinde Mekke'de doğdu. Hz. Hatice ile evlendi ve 40 yaşında peygamber oldu. İlk inananlar Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve azatlı kölesi Hz. Zeyd'dir. İslâmiyetin putları reddedip insanları eşit görmesi kan davasını yasaklaması, ekonomik çıkarlarını kaybetmek istemeyenlerin Müslümanlara baskı yapmasına neden oldu. Medinelilerin daveti üzerine Hicret gerçekleşti (622). Göç edenlere Muhacir Medineli müslümanlara Ensar denirdi. Hicretin sonuçları: Medine'de İslâm devleti kuruldu. Ensarla muhacir kardeş ilân edildi. İslâmiyet daha hızlı yayıldı. Hicret hicrî takvimin başlangıcı sayılır. Bedir Savaşı: 624'de Müslümanlar Mekke'de yağmalanan mallarına karşılık Mekkelilerin kervanına saldırdılar. Sonucunda; ilk zafer olan bu savaşla Şam Ticaret Yolu'nun kontrolü kısmen Müslümanların eline geçti. İslam savaş hukukunun temeli atıldı. Uhud Savaşı: 625 yılında Mekkeliler'in Bedir Sa-vaşı'nın intikamını almak istemesiyle çıktı. Sonucunda; Mekkeliler kazandı, ama kesin sonuca ulaşılamadı. Hz. Muhammed'e itaatin önemi anlaşıldı. Hendek Savaşı: 627 yılında Mekkelilerin Müslümanları tamamen yok etmek istemeleri üzerine yapıldı. Sonucu, Müslümanlar kazandı. En önemli özelliği; Müslümanların son savunma savaşıdır. Hudeybiye Antlaşması: 628 yılında Hz. Muham-med'in hac için Mekke'ye gitmek istemesi ancak Mekkeliler'in Müslümanlar'a izin vermemesi üzerine bu antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre; *iki taraf 10 yıl süre ile silah kullanmayacak. * Mekkelilerden reşit olmayanlar, Medine'ye kabul edilmeyecek. Medine'den Mekke'ye gidenler geri gönderilmeyecek. * Müslümanlar, o yıl Hac yapmayacak, gelecek yıl Mekkeliler şehri üç gün boşaltılacak ve Müslümanlar gelip Hac vazifesini yerine getirecek. *Arap Kabileleri'nden isteyenler Mekke'nin, isteyenler Medine'nin himayesine girebilecekler. Fakat her iki taraf da kabilelere askeri yardım yapmayacak. Hayber'in Fethi (629): Yahudilere karşı düzenlenen sefer sırasında Hayber Kalesi alınıp Yahudiler bu bölgeden çıkarıldı. Böylece islâmiyetin yayılması hızlandı. Mute Savaşı (629): Savaşın en önemli özelliği; ilk Müslüman Bizans savaşı olmasıdır. Mekke'nin Fethi (630): Hz. Muhammed hac sırasında yaşanan zorlukları bitirmek ve Kabe'yi putlardan arındırmak için yaptığı seferdir. Bütün Arabistan'ın fethini sağlayan önemli bir başlangıç oldu. Mekke'nin alınmasıyla tüm halk müslüman oldu. Tebük Seferi (631): Hz. Muhammed, Bizans'ın Arabistan'a sefer düzenleyeceği haberini aldıktan sonra yaptığı seferdir (Bu haber asılsız çıkmıştır.). Bu, Hz. Muhammed'in son seferidir. Vefatı ise 632'dir. DÖRT HALİFE DÖNEMİ Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali seçimle halife olarak geldiler. Bu dönem İslâm Cumhuriyeti Dönemi de denir. Hz. Ebubekir Dönemi: Yalancı peygamberler ve zekât vermek istemeyenler bastırılarak Arabistan'da siyasi birlik sağlandı. Arabistan'ın fethi tamamlanıp, Arabistan dışında ilk fetihlere başlanmıştır. Kur'an-ı Kerim kitap haline getirilmiştir. Halife, memur ve askerlere maaş bağlanmıştır. Bizans'la yapılan Yermük sa-vaşı'yia Suriye kapıları aralanmıştır. Hz. Ömer Dönemi: Suriye, Filistin ve Kudüs toprakları Bizans'la yapılan Ecnadin Savaşı ile ele geçirilmiştir. Sasa-ni Devleti ile yapılan Nihavet Savaşı ile Sasani Devletine son verilerek İran toprakları ele geçirilmiştir. Böylece ilk kez Türkler'le Müslümanlar sınır komşusu oldu. Hicrî takvim hazırlanıp kullanılmaya başlandı. Fethedilen ülkeler idarî yönden büyük illere ayrıldı, ilk kez divan teşkilâtı kuruldu. İlk ordı teşkilâtı kuruldu. Adlî teşkilât kuruldu. İkta sistem uygulamaya başladı. Mahkemelere kadılar tayir edildi. İdare ve yargı birbirinden ayrıldı. Kuzey Af rika'da ilk fetihler (Mısır fethedilerek) başlamıştır Doğu Anadolu'da ilk fetihlere başlanmıştır. Hz. Osman Dönemi: Türk - Müslüman savaşları başladı, ilk İslârr donanması kuruldu, islâm tarihindeki ilk iç karışık lıklar Mısır ve Irak'ta çıktı. Kur'an-ı Kerin çoğaltılarak eyaletlere gönderildi. Kuzey Afrika'da ki fetihlere devam edildi Trablusgarb ve Tunus alı narak, Hz. Osman şehit edildi. Hz. Ali Dönemi: Cemel (Deve) Olayı denilen (Hz. Aişe'nin deve si etrafında olduğu için) savaşta Hz. Aişe ile, Sıffiı Savaşı'nda Muaviye ile savaştı, islâm tarihindek ilk ayrılıklar ortaya çıkarken fetihler durmuştur. EMEVÎ DEVLETİ (661 - 750) Devletin kurucusu Hz. Ali döneminde Şam val; si olan Muaviye'dir. Başkenti Şam'dır. İç karışıklık lar sona erdi. Ancak halifelik saltanata dönüştı Müslümanlar İstanbul'u ilk kez kuşattı. İslâm dür yaşındaki kesin ayrılık 680'de Hz. Hüseyin'in Keı bela'da şehit edilmesiyle ortaya çıktı Şii'lik oluştı Arapça resmî dil oldu. İlk islam parası bastırıldı. İl İslam muhafız (polis) ve posta teşkilatı kuruldu. Kadiz Savaşı ile Müslümanlar Tarık Bin Ziya komutasında İspanya'yı fethettiler. Puvatya Savaşı ile islâm Orduları yenilince Bc tı Avrupa fetihleri durdu. Şiiler'in çalışmaları, Eme vî ailesi arasındaki geçimsizlik, Abbasîler'in çalı; maları, Emevîler'in Arap olmayan Müslümanlar değer vermemeleri (Milliyetçilik yapmaları) önenr memuriyetlere Emevî ailesinden olanları getirmeli ri yıkılış nedenleridir. ABBASİLER DÖNEMİ Bağdat şehri kurulup başkent yapıldı. Eski Yı nan ve Hellen kültürleri eserleri Arapça'ya çevrik İslam tarihinde ilk vezirlik makamı kuruldu. Harun Reşit Dönemi en parlak dönemidir. Türkler için Samerra şehri kuruldu. Bizans sınırlarında Avasım ordugah şehirleri oluşturularak Bizans'a karşı önlem alındı. Abbasîler'in hoşgörülü ve eşitlikçi siyaseti ile Türkler bu devirde İslâmiyete girdiler. Abbasiler'in merkesi otoritesi zayıflayınca toprakları üzerinde küçük devletçikler oluşmuştur. Bunlara "Tevaif-i Mülük" denir. Bazıları: Tolunoğulları, Akşitler (ihşitler), Fatımi-ler, Büveyhuoğulları, Samanoğulları gibi. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi Şii Büveyhoğulları'nın elinden kurtarınca, Büyük Selçuklular yani Türkler İslam'ın koruyuculuğunu üstlenmişlerdir.Devlete kesin olarak Moğol İlhanlılar'ın kurucusu Hülagü son vermiştir. İSLÂM TARİHİ İslâmiyet Öncesi Arabistan: Arabistan'da kabile yaşantısı ve Bedevîlik vardı. Sosyal adaletsizlik vardı. Kan davası yaygındı. Siyasî birlik yoktu. Kadının hiçbir sosyal hakkı yoktu. Kölelik vardı. Puta tapıcılık yaygın olmasına rağmen Musevî, Hristiyan ve Hz. ibrahim inancını devam ettirenler de vardı (Hanefî). Kabe kutsal sayılırdı. Mekke'de özellikle edebiyat gelişmiştir. İslâmiyetin doğuşu: Hz. Muhammed Hicaz bölgesinde Mekke'de doğdu. Hz. Hatice ile evlendi ve 40 yaşında peygamber oldu. İlk inananlar Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve azatlı kölesi Hz. Zeyd'dir. İslâmiyetin putları reddedip insanları eşit görmesi kan davasını yasaklaması, ekonomik çıkarlarını kaybetmek istemeyenlerin Müslümanlara baskı yapmasına neden oldu. Medinelilerin daveti üzerine Hicret gerçekleşti (622). Göç edenlere Muhacir Medineli müslümanlara Ensar denirdi. Hicretin sonuçları: Medine'de İslâm devleti kuruldu. Ensarla muhacir kardeş ilân edildi. İslâmiyet daha hızlı yayıldı. Hicret hicrî takvimin başlangıcı sayılır. Bedir Savaşı: 624'de Müslümanlar Mekke'de yağmalanan mallarına karşılık Mekkelilerin kervanına saldırdılar. Sonucunda; ilk zafer olan bu savaşla Şam Ticaret Yolu'nun kontrolü kısmen Müslümanların eline geçti. İslam savaş hukukunun temeli atıldı. Uhud Savaşı: 625 yılında Mekkeliler'in Bedir Sa-vaşı'nın intikamını almak istemesiyle çıktı. Sonucunda; Mekkeliler kazandı, ama kesin sonuca ulaşılamadı. Hz. Muhammed'e itaatin önemi anlaşıldı. Hendek Savaşı: 627 yılında Mekkelilerin Müslümanları tamamen yok etmek istemeleri üzerine yapıldı. Sonucu, Müslümanlar kazandı. En önemli özelliği; Müslümanların son savunma savaşıdır. Hudeybiye Antlaşması: 628 yılında Hz. Muham-med'in hac için Mekke'ye gitmek istemesi ancak Mekkeliler'in Müslümanlar'a izin vermemesi üzerine bu antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre; *iki taraf 10 yıl süre ile silah kullanmayacak. * Mekkelilerden reşit olmayanlar, Medine'ye kabul edilmeyecek. Medine'den Mekke'ye gidenler geri gönderilmeyecek. * Müslümanlar, o yıl Hac yapmayacak, gelecek yıl Mekkeliler şehri üç gün boşaltılacak ve Müslümanlar gelip Hac vazifesini yerine getirecek. *Arap Kabileleri'nden isteyenler Mekke'nin, isteyenler Medine'nin himayesine girebilecekler. Fakat her iki taraf da kabilelere askeri yardım yapmayacak. Hayber'in Fethi (629): Yahudilere karşı düzenlenen sefer sırasında Hayber Kalesi alınıp Yahudiler bu bölgeden çıkarıldı. Böylece islâmiyetin yayılması hızlandı. Mute Savaşı (629): Savaşın en önemli özelliği; ilk Müslüman Bizans savaşı olmasıdır. Mekke'nin Fethi (630): Hz. Muhammed hac sırasında yaşanan zorlukları bitirmek ve Kabe'yi putlardan arındırmak için yaptığı seferdir. Bütün Arabistan'ın fethini sağlayan önemli bir başlangıç oldu. Mekke'nin alınmasıyla tüm halk müslüman oldu. Tebük Seferi (631): Hz. Muhammed, Bizans'ın Arabistan'a sefer düzenleyeceği haberini aldıktan sonra yaptığı seferdir (Bu haber asılsız çıkmıştır.). Bu, Hz. Muhammed'in son seferidir. Vefatı ise 632'dir. DÖRT HALİFE DÖNEMİ Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali seçimle halife olarak geldiler. Bu dönem İslâm Cumhuriyeti Dönemi de denir. Hz. Ebubekir Dönemi: Yalancı peygamberler ve zekât vermek istemeyenler bastırılarak Arabistan'da siyasi birlik sağlandı. Arabistan'ın fethi tamamlanıp, Arabistan dışında ilk fetihlere başlanmıştır. Kur'an-ı Kerim kitap haline getirilmiştir. Halife, memur ve askerlere maaş bağlanmıştır. Bizans'la yapılan Yermük sa-vaşı'yia Suriye kapıları aralanmıştır. Hz. Ömer Dönemi: Suriye, Filistin ve Kudüs toprakları Bizans'la yapılan Ecnadin Savaşı ile ele geçirilmiştir. Sasa-ni Devleti ile yapılan Nihavet Savaşı ile Sasani Devletine son verilerek İran toprakları ele geçirilmiştir. Böylece ilk kez Türkler'le Müslümanlar sınır komşusu oldu. Hicrî takvim hazırlanıp kullanılmaya başlandı. Fethedilen ülkeler idarî yönden büyük illere ayrıldı, ilk kez divan teşkilâtı kuruldu. İlk ordı teşkilâtı kuruldu. Adlî teşkilât kuruldu. İkta sistem uygulamaya başladı. Mahkemelere kadılar tayir edildi. İdare ve yargı birbirinden ayrıldı. Kuzey Af rika'da ilk fetihler (Mısır fethedilerek) başlamıştır Doğu Anadolu'da ilk fetihlere başlanmıştır. Hz. Osman Dönemi: Türk - Müslüman savaşları başladı, ilk İslârr donanması kuruldu, islâm tarihindeki ilk iç karışık lıklar Mısır ve Irak'ta çıktı. Kur'an-ı Kerin çoğaltılarak eyaletlere gönderildi. Kuzey Afrika'da ki fetihlere devam edildi Trablusgarb ve Tunus alı narak, Hz. Osman şehit edildi. Hz. Ali Dönemi: Cemel (Deve) Olayı denilen (Hz. Aişe'nin deve si etrafında olduğu için) savaşta Hz. Aişe ile, Sıffiı Savaşı'nda Muaviye ile savaştı, islâm tarihindek ilk ayrılıklar ortaya çıkarken fetihler durmuştur. EMEVÎ DEVLETİ (661 - 750) Devletin kurucusu Hz. Ali döneminde Şam val; si olan Muaviye'dir. Başkenti Şam'dır. İç karışıklık lar sona erdi. Ancak halifelik saltanata dönüştı Müslümanlar İstanbul'u ilk kez kuşattı. İslâm dür yaşındaki kesin ayrılık 680'de Hz. Hüseyin'in Keı bela'da şehit edilmesiyle ortaya çıktı Şii'lik oluştı Arapça resmî dil oldu. İlk islam parası bastırıldı. İl İslam muhafız (polis) ve posta teşkilatı kuruldu. Kadiz Savaşı ile Müslümanlar Tarık Bin Ziya komutasında İspanya'yı fethettiler. Puvatya Savaşı ile islâm Orduları yenilince Bc tı Avrupa fetihleri durdu. Şiiler'in çalışmaları, Eme vî ailesi arasındaki geçimsizlik, Abbasîler'in çalı; maları, Emevîler'in Arap olmayan Müslümanlar değer vermemeleri (Milliyetçilik yapmaları) önenr memuriyetlere Emevî ailesinden olanları getirmeli ri yıkılış nedenleridir. ABBASİLER DÖNEMİ Bağdat şehri kurulup başkent yapıldı. Eski Yı nan ve Hellen kültürleri eserleri Arapça'ya çevrik İslam tarihinde ilk vezirlik makamı kuruldu. Harun Reşit Dönemi en parlak dönemidir. Türkler için Samerra şehri kuruldu. Bizans sınırlarında Avasım ordugah şehirleri oluşturularak Bizans'a karşı önlem alındı. Abbasîler'in hoşgörülü ve eşitlikçi siyaseti ile Türkler bu devirde İslâmiyete girdiler. Abbasiler'in merkesi otoritesi zayıflayınca toprakları üzerinde küçük devletçikler oluşmuştur. Bunlara "Tevaif-i Mülük" denir. Bazıları: Tolunoğulları, Akşitler (ihşitler), Fatımi-ler, Büveyhuoğulları, Samanoğulları gibi. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi Şii Büveyhoğulları'nın elinden kurtarınca, Büyük Selçuklular yani Türkler İslam'ın koruyuculuğunu üstlenmişlerdir.Devlete kesin olarak Moğol İlhanlılar'ın kurucusu Hülagü son vermiştir. TÜRK - İSLÂM TARİHİ Talaş Savaşı: Çinliler'in Orta Asya'yı ele geçirmek istemesine Türkler'le birleşen Abbasîler engel oldular. Sonucunda; Türk - Arap (Müslüman) mücadelesi sona erdi. Orta Asya'nın Çinlileşmesi engellenirken, İslâmiyet Türkler arasında yayıldı. Bu da Türk - İslâm tarihinin başlangıcı sayılır. İlk İslam'a giren Türk Boyu; Karluklardır. Diğerleri ise Yağma ve Çiğil boylarıdır. Türkler'in İslâmiyete Giriş Nedenleri? • Türkler'de gök tanrı inancı ile islâmiyette Allah inancı arasında ortak tek tanrı inancının olması, islâmiyet'teki cihad düşüncesi ile Türkler'in "cihan hakimiyeti" düşüncesinin uyması, Ahiret, cennet ve cehennem inancının olması, Emevîler'in ırkçı politikasına karşılık Abbasîler'in ırkçı politika izlememeleri. Türkler, Müslüman tüccarlar aracılığı ile dini benimsemişlerdir. Türklerin İslâmiyete Hizmetleri islâmiyet'in yayılmasını sağladılar. TÜRK İSLÂM DEVLETLERİ A- TOLUNOĞULLARI(868-905) Mısır'da kurulan ilk Türk devletdir. Yoksulların her türlü ihtiyaçlarını karşıladığından "Sosyal Hukuk Devleti" özelliği taşır. Tevaif-i Mülük devletle-rindendir. B- İHŞİDLER (AKŞİD) (935-969) Bu iki devletinde yöneticileri Türk, halkı Arap olduğu için fazla ömürlü olamamıştır. Hicaz bölgesini (Mekke, Medine'yi" ele geçiren ilk Türk devletidir. Bu da Tevaif-i Mülük devletlerindendir. C- KARAHANLILAR(840 - 1212) Karluk, Yağma, Çiğil Türkleri tarafından Orta Asya'da kurulan İlk Türk - Müslüman devletidir. Türk dilinin gelişmesine katkıda bulunan Karahan-lıların hükümdarı, ordusu, halkı ve yöneticileri tamamen Türk'tür. Türkçe'yi resmi dil olaak kabul etmiştir, ilk Türk- islam sanat eserlerini vermişlerdir. Yusuf Has Hacip => Kutadgu Bilig Kutadgu Bilig Divan-ı Lügat-it Türk Edip Ahmek Yükneki => Atabet-ül Hakayık Hoca Ahmet Yesevi => Divan-ı Hikmet D- GAZNELİLER (963 - 1182) Samanoğulları valisi Alptekin tarafından Afganistan'ın Gazne şehrinde kuruldu. Gazneli Mahmut zamanında ilk defa "sultan" unvanı kullanıldı. Hükümdar, yönetim, ordu komutanları Türk, halk ve ordu Türk - İran - Afganistan ve Hintlilerden oluşuyordu. Gazneli Mahmut, Hindistan'a düzenlediği 17 seferle meşhurdur. Bu seferler sayesinde Hindistan, Endonezya, Malezya gibi bölgeler islamiyet'le tanışmışlardır. Sultan Mesut zamanında 1040'da Dandanakan Savaşı'nda Selçuklulara yenilince zayıfladılar ve bir daha toparlanamadılar. Afganistan'ın yerlileri Gurlular'ın isyanıyla yıkılmışlardır. E- BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1040- 1157) Oğuzların Kınık boyu tarafından kurulmuştur. Oğuz - Yabgu Devleti'nde subaşı olan Selçuk Bey, Cend şehrine gelerek islâmiyet'i benimsedi. Torunları Tuğrul ve Çağrı Beyler başa geçti. Tuğrul Bey'in yaşı küçük olmasına rağmen devlet idaresinden sorumlu olmuş, daha büyük olan Çağrı Bey'de askeri işlere bakmıştır. Çağrı Bey, Anadolu'ya keşif amaçlı seferler düzenlemiştir. 1040 Dandanakan Savaşı'yla resmen kuruldu. «*■ Gazneliler yıkılışa geçti. »*■ Horasan'da Selçuklu egemenliği kesinleşecek Selçukluların islâm dünyasındaki otoritesi arttı. Bizans'la ilk savaş olan Pasinler Savaşı yapıldı (1048). Böylece Anadolu'nun yeni bir yurt olabileceği anlaşıldı. Tuğrul Bey, Abbasî halifesini Şii Büveyhoğulları baskısından kurtarınca Hilâfetin ve İslâm dünyasının koruyuculuğunu üstlenen ilk Türk - İslâm devleti oldular. Alparslan Dönemi Türklerin Anadolu'ya akınlarını önlemek isteyen Bizans ile Selçuklular arasında 1071'de Malazgirt Savaşı yapıldı. Böylece; Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı ve Anadolu Türklerin yeni yurtları oldu. Anadolu Türk tarihi başlangıcı 1071 olarak kabul edildi. İslâm dünyası üzerindeki Bizans tehdidi sona erdi. Türklerin batı yönüne ilerlemeleri hız kazandı. Anadolu'da ilk bağımsız beylikler kuruldu. • Danişmentler • Saltuklar • Mengücekler • Artuklar • Çaka Beyliği Haçlı Seferine neden oldu. Melikşah Dönemi Sınırlar en geniş şeklini aldı. Devlet en ihtişamlı günlerini yaşarken Batınîlik faaliyetleri, vezir Ni-zam-ül Mülk'ün öldürülmesi, Melikşah'ın ölümü devleti yıkılma sürecine girdirdi. İç karışıklıklar, taht kavgaları, Haçlı Seferleri devleti yıprattı. 1141'deki Katvan Savaşında Moğolların Karahıtay kolu ve Oğuzlara yenilerek yıkıldı. Batınîlik faaliyetleri, Abbasî halifelerinin aleyhine faaliyetleri de diğer yıkılış nedenleridir. Büyük Selçuklular yıkıldıktan sonra devlet olarak Anadolu Selçukluları, Suriye-Filistin Selçukluları, Irak Selçukluları, Hemedan - Kirman Selçukluları beylik olarak Çaka beyliği, Artuklar, Saltuklar Danişment; atabeylikler olarak Şam, Böri, Sal-gurlular, İlderoğulları, Zengiler kuruldu. Atabeyler şehzadelerin hocalarıdır. Şehzadelerin yanında gönderilen atabeyler devlet yıkılıncc bulundukları bölgelerde devletlerini kurdular. F- MOĞOL İMPARATORLUĞU (1196- 1227) Kurucusu Cengiz Han'dır. Türk veraset sistemin benimsemiştir. Uygurlar Moğolların Türkleşmesin sağlamıştır. Cengiz Han'ın oğulları döneminde Ba tı Çin'de İslâmiyet yayıldı. • Moğol istilâsından kaçan Türkler Anadolu'y; yerleşerek Anadolu'nun Türkleşmesini sağladılaı Cengiz Han'ın ölümünden sonra aynı topraklardı Altınorda, İlhanlılar, Çağatay ve Kubilay Hanlık lan kurulmuştur. • Kubilay Hanlığı hariç hepsi İslâmiyeti benim sedi. G- TİMUR DEVLETİ (1370 - 1507) Timur tarafından Çağataylar'ın topraklarında-Türkistan'da kurulan devlet Altınorda Devleti'ni yıkarak Ruslar'ın güçlenip güneye inmesine neden oldu. 1402'de Ankara Savaşı'nda Osmanlı Devletini yendi. Çin seferine çıktığı sırada öldü. H- HARZEMŞAHLAR(1097- 1231) Moğol istilâsının hızını kesti. Harzemşahlar bağımsızlıklarını ilan etmeden önce, Büyük Selçuklularla bağlıydı. Moğollar'ın baskısıyla Doğu Anadolu'ya girmiştir. Bu topraklara göz dikince Büyük Selçuklularla 1230'da Yassıçemen savaşı yapmışlar ve yıkılma sürecine girmişlerdir. I- EYYUBÎLER Haçlılar'dan Kudüs'ü alıp III. Haçlı Seferleri'ne sebep oldular. Baharat Yolu'na hakim oldular. Mısır'da kurulmuş olan Türk Devletlerindendir. J- MEMLÜKLER Eyyubiler'e son vererek, Mısır'da kuruldu. Mo-ğolları tarihte ilk kez yenen (Sultan Baybars tarafından 1260'da Ayn Calut Savaşı ile) ve durduran devlettir. Abbasî halifeliğini koruyarak devamını sağladılar. Osmanlı Devleti tarafından yıkıldılar. Her emir (vali) sultan olma hakkına sahip olduğundan, Osmanlı'dan daha kısa ömürleri olmasına rağmen daha fazla sayıda sultanları olmuştur. K- BABÜRLER Hindistan'daki en önemli Türk - islâm devletidir. En önemli eserleri mimarî alanda Tac Mahal'dir. 19. yüzyılın ortalarında ingilizler tarafından Hindistan'ın işgaliyle yıkılmıştır. L- SAFEVİ DEVLETİ Kurcusu aslen Türk olan Şah İsmail'dir. Ancak İran topralarında Şiiliği benimsediğinden sünni olan Osmanlılar'a düşmanlık beslemiştir. Osmanlı-lar'a Çaldıran'da yenildi. Osmanlı Devleti'ni doğudan sürekli olarak tehdit ederek batıdaki seferlerini olumsuz şekilde etkilediler TÜRK - İSLÂM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET • Sınıf ayrımı ve kölelik yoktu. • Ülke hanedanın ortak malıdır ve Kut anlayışı geçerliliğini korumuştur. • Hükümdara yardımcı, vezirlik makamı oluşturulmuştur. Büyük divan vardır. Buna bağlı başka divanlar da vardı. Ülke bölge ve eyaletlere bölünürken hanedan üyelerinden veya asker valilerden yönetici gönderilirdi. Selçuklular'da vali hanedan üyesi melik denilirdi. EĞİTİM VE BİLİM Melikşah döneminde vezir olan Nizamül Mülk devrinde Nizamiye Medreseleri yapılmıştır. Melikşah adına Güneş yılına göre hazırlanan Celali Takvim düzenlenmiştir. İmam-ı Gazali => ihya-i Ulumiddin, Nizam-ül Mülk => Siyasetname gibi eserler de verilmiştir. ORDU Hassa ikta Eyalet Guleman-ı Saray Türk - islâm devletlerinde orduları çoğunlukla Türkler oluşturuyordu. Selçuklularda; Hassa ordusuna; askerler milliyetleri ne olursa olsun küçük yaşta saraya alınır, yetiştirilirlerdi. Hükümdarın yanında bulunup ücret alırlardı. Güleman-ı Saray, hassa ordusu içinden seçilir ve saray muhafızı olarak görev yapardı. İkta, devlet görevlilerine maaş karşılığı verilen toprakların vergi gelirlerinin bir kısmıyla yetiştirilen atlı askerlerdi. Eyalet askerleri ise, eyaletlerde yer alan askeri birliklerdir. Türkmenler Göçebe olarak yaşayan Türkmenler sınır bölgelerine yerleştirilmiş, sınırdaki bölgelerimizi korumuşlardır, ikta Sistemi ile hazineden para çıkmadan güçlü bir ordu sahibi olundu. Vergiler düzenli toplanarak, göçebe Türkmenler'in yerleşik hayata geçişi sağlandı. Adalet Türk - islâm devletlerinde şer'î ve örfî hukuk vardı. Kadı'lar şer'î davalara bakardı. Toprak Has (hükümdar ve hanedan üyeleri), mülk (şahıslara ait), ikta (komutan, devlet adamı), vakıf toprakları (hayır kurumlarının, eğitim, bayındırlık ihtiyacını karşılamak için ayrılmış)ö\r. TOPRAK Has Mülk ikta Vakıf A. KAVİMLER GÖÇÜ M.S. 375'de Asya Hunları'nın Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmasının üzerine Kuzey Hunların-dan bir kısmı batıya göç etmiştir. Bu durum Avrupa'da Kavimler Göçü'ne sebep olmuştur. B. SKOLASTİK DÜŞÜNCE Orta Çağ Avrupasında din aramlarının mantık dışı, sırf kendi çıkarlarını korumak için oluşturduğu düşünce sistemine denir. Bu düşünce çerçevesinin dışına asla çıkılamazdı. Çıkmaya çalışanlar devrin en büyük cezasıyla yani dinden çıkarılma manasına gelen "Afaroz edilmeyle" cezalandırılıyorlardı. Halkın elindeki toprakları ve paraları, günahlarını bağışlama ve cennetten arsa satma gibi safsatalarla kandırarak, ele geçirmekteydiler. Böylece kilise (papalar) çok zengin olmuş bu zenginlik sayesinde siyasi otoriteye hakim olmuşlardır. Skolastik düşünce yüzünden Avrupa'da bilimsel gelişmeler engellenmiştir. FEODALİTE Kavimler Göçü'nün etkisiyle krallar otoritelerini kaybetmişler doğan boşluğu gücünü ispat eden Derebeyleri doldurmuştur. Böylece Feodalite sistemi oluşmuştur. Bu sistemde halk dörde ayrılıyordu. 1- Soylular 2- Rahipler (Din adamları) 3- Burjuvalar 4- Köylüler. D. HAÇLI SEFERLERİ Hristiyanların Müslümanların elinde bulunaı Kudüs'ü almak için XI. yy. sonu ile XIII. yy. sonlaı arası yaptıkları seferlere denir. Toplam 8 tanedir. İlk 4'ü Anadolu üzerinden so 4'ü Mısır üzerinden deniz yoluyla yapılmıştır. Dinî nedenleri; Din adamlarının nüfuzlarını artırmak istemeleri Kudüs'ün Müslümanlardan alınmak istenmes Katoliklerin Ortodokslara egemen olmak iste meleri. Kluni Tarikatı'nın zararları çalışmaları Siyasî Nedeni; a. Bizans'ın Avrupa'dan yardım istemesi üze ne Hristiyanların Türkleri Anadolu'dan çıkarıp A deniz'den uzaklaştırmak istemeleridir. b. Kralların otoritelerini arttırma isteği. Ekonomik Nedeni; Avrupa'nın fakirliği dolayısıyla Anadolu'daki zenginliklere ve ticaret yollarına sahip olmak istemeleri. I. Haçlı Seferi I. Haçlı Seferi'nin sonunda Urfa, Antakya, Kudüs'te Lâtin Krallığı kuruldu. İznik'i Haçlılar'a kaptıran Anadolu Selçukluları başkentlerini Konya'ya taşımak zorunda kalmışlardır. • Feodalite doğuya taşınmış oldu. II. Haçlı Seferi: Urfa'yı Haçlılardan, İmadeddin Zengi'nin geri alması üzerine bu sefer başlamıştır. Anadolu Selçukluları bu sefere Danişmentlerle beraber karşı koymuşlardır. Avrupalı Krallar bu seferde başarılı olamadı. III. Haçlı Seferi: Haçlılar İstanbul'un zenginliğini görünce Sela-hattin Eyyubi Kudüs'ü Haçlılardan aldığı için düzenlenen bu seferlerde de başarılı olamadılar. Bu sefere Anadolu Selçukluları ve Eyyubiler birlikte karşı koydular. IV. Haçlı Seferi: Haçlılar İstanbul'un zenginliğini görünce İstanbul'u alarak Lâtin Krallığını kurdular. (1204). • istanbul'dan kaçan Rumlar, İznik ve Trabzon'da Rum İmparatorluğu kurdular. Haçlı Seferleri Sonuçları: Dinî Kilise ve Papaya olan güven sarsıldı. Skolastik düşünce zayıfladı. Kutsal yerler Müslümanlarda kaldı. Siyasî Türklerin ilerleyişi durdu. Türklerin Balkanlara geçişi durdu. Bizans İmparatorluğu topraklarını koruduğu Burjuva sınıfı ve mutlak krallık rejimi güçlenerek feodalite rejimi zayıfladı. Ekonomik ■ Doğu batı ticareti gelişerek Akdeniz limanları önem kazandı. Avrupa'da yaşam standartı yükselirken, İslâm dünyası ekonomik açıdan zayıfladı. Sosyal Barut, Pusula, Kâğıt ve matbaa Avrupa'ya geçti. Barut: Derebeylerin arkalarına saklandıkları surlar ve şatolar yıkıldı. Derebeylik yıkıldı, Krallık rejimi yeniden güçlendi. Pusula: Açık denizlerde gemicilerin yönlerini bulmaları kolaylaştı. Coğrafi keşiflere sebep oldu. Kağıt, Matbaa: Kendi dinlerinin kutsal kitapları olan incil kendi dillerine tercüme edilip, yaygınlaştı. Halk papazların kendilerini kandırdıklarını anladılar. Klasik eserler daha fazla yayıldı. Bunlarda Rönesans ve Reform'a sebep oldu. Sonuç: Avrupa Aydınlanma Çağı'na girdi hızla ilerledi. I. Haçlı Seferi I. Haçlı Seferi'nin sonunda Urfa, Antakya, Kudüs'te Lâtin Krallığı kuruldu. İznik'i Haçlılar'a kaptıran Anadolu Selçukluları başkentlerini Konya'ya taşımak zorunda kalmışlardır. • Feodalite doğuya taşınmış oldu. II. Haçlı Seferi: Urfa'yı Haçlılardan, İmadeddin Zengi'nin geri alması üzerine bu sefer başlamıştır. Anadolu Selçukluları bu sefere Danişmentlerle beraber karşı koymuşlardır. Avrupalı Krallar bu seferde başarılı olamadı. III. Haçlı Seferi: Haçlılar İstanbul'un zenginliğini görünce Sela-hattin Eyyubi Kudüs'ü Haçlılardan aldığı için düzenlenen bu seferlerde de başarılı olamadılar. Bu sefere Anadolu Selçukluları ve Eyyubiler birlikte karşı koydular. IV. Haçlı Seferi: Haçlılar İstanbul'un zenginliğini görünce İstanbul'u alarak Lâtin Krallığını kurdular. (1204) • istanbul'dan kaçan Rumlar, İznik ve Trabzon'da Rum İmparatorluğu kurdular. Haçlı Seferleri Sonuçları: Dinî Kilise ve Papaya olan güven sarsıldı. Skolastik düşünce zayıfladı. Kutsal yerler Müslümanlarda kaldı. Siyasî Türklerin ilerleyişi durdu. Türklerin Balkanlara geçişi durdu. Bizans İmparatorluğu topraklarını koruduğu Burjuva sınıfı ve mutlak krallık rejimi güçlenerek feodalite rejimi zayıfladı. Ekonomik * Doğu batı ticareti gelişerek Akdeniz limanları önem kazandı. Avrupa'da yaşam standartı yükselirken, İslâm dünyası ekonomik açıdan zayıfladı. Sosyal Barut, Pusula, Kâğıt ve matbaa Avrupa'ya geçti. Barut: Derebeylerin arkalarına saklandıkları surlar ve şatolar yıkıldı. Derebeylik yıkıldı, Krallık rejimi yeniden güçlendi. Pusula: Açık denizlerde gemicilerin yönlerini bulmaları kolaylaştı. Coğrafi keşiflere sebep oldu. Kağıt, Matbaa: Kendi dinlerinin kutsal kitapları olan incil kendi dillerine tercüme edilip, yaygınlaştı. Halk papazların kendilerini kandırdıklarını anladılar. Klasik eserler daha fazla yayıldı. Bunlarda Rönesans ve Reform'a sebep oldu. Sonuç: Avrupa Aydınlanma Çağı'na girdi hızla ilerledi. Türkiye Tarihi TÜRKİYE TARİHİ (Anadolu'nun Fethi) Malazgirt Savaşı'ndan sonra Alparslan komutanlarına Anadolu'nun fethi emrini verdi. Fethedilen bölgelerde Selçuklular'a bağlı devletler kuruldu. Melikşah'ın ölümünden sonra beylikler bağımsız oldular. İLK BEYLİKLER Mengücekliler (1080- 1228) Gürcüler ve Rumlar ile savaşıp Erzincan'da kuruldu. Trabzon Rumlarının güneye inmesi önlendi. Danişmentliler Sivas'da kuruldu. İlk beylikler içinde en güçlü olanıdır. Haçlılarla mücadele ettiler. Saltuklar Erzurum'da kuruldu. Gürcüler ve Ermeniler'le savaştılar. Arttıklar (1102- 1409) Diyarbakır ve Mardin'de kuruldu, ilk beylikler içinde en uzun ömürlü olanı ve Haçlılarla en fazla mücadele eden beyliktir. 3 kola ayrılarak idare edilmişlerdir, a. Mardin Artukoğulları b. Harput Artukoğulları c. Hasankeyf Artukoğulları Çaka Beyliği (1081-1093) İzmir'de kuruldu. Çaka Bey Türk tarihinde ilk denizcilik çalışmalarını başlattı. İlk beylikler içinde en kısa ömürlü olanıdır. Çaka Beyliği Türk tarihindeki ilk denizci beyliğidir. İlk Beyliklerin Özellikleri Malazgirt Savaşı'nda sonra Büyük Selçuklu komutanları tarafından kuruldular. Anadolu'nun fethedilip Türkleşmesinde rol oynadılar. Anadolu'yu Bizans, Gürcü, Ermeni ve Haçlı saldırılarından korudular. * Önce Büyük Selçuklu sonra Anadolu Selçuklularına bağlı yaşadılar. * Anadolu'yu imar ederek Anadolu'nun Türkiye adı ile anılmasına zemin hazırladılar. ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ(1077- 1308) Büyük Selçuklu'ya bağlı komutanlardan Kutal-muşoğlu Süleyman tarafından İznik'in fethiyle kuruldu. II. Kılıçarslan ve I. Mesut zamanında kısa zamanda genişledi. Haçlılarla savaşarak Anadolu'yu ve İslâm dünyasını korudular. Ancak iznik ve Batı Anadolu'nun elden çıkmasına engel olamadılar. Bu dönemde Anadolu ilk defa Türkiye adı ile anılmaya başlandı. Miryakefalon Savaşı (1176): II. Kılıçarslan döneminde olan bu savaş Türklerin Anadolu'da birliğini sağlayıp Bizans topraklarına akınlar düzenlemesi ve Bizans'ın Türkler'den Anadolu'yu almak istemesi. Sonuçlar Anadolu kesin Türk yurdu hâline geldi. Bizans savunmaya çekildi. Haçlı seferlerinde kaybedilen üstünlük Türklere geçti. Bizans'ın Türkleri Anadolu'dan atma umudu sona erdi. Anadolu Selçukluları Karadeniz ve Akdeniz ticaret yollarını alarak üzerindeki ticareti canlandırdılar, donanma ve tersane kurarak denizciliği geliştirdiler. En güçlü devre I. Alaeddin Keykubat döneminde doğuda Moğol tehlikesi çıktı. 1230'da Harzemşahlarla Yassıçemen Savaşı yapıldı. Savaşın kazanılması Moğolların Anadolu Selçuklulardan çekilmesine neden oldu. II. Giyaseddin Keyhüsrev döneminde Anadolı Selçukluları Babailer (Baba İshak) isyanını bastırma da güçlük çektiğini gören Moğollar Anadolu'ya girdileı ve 1243 Kösedağ Savaşı yapıldı. Kaybedilişle; Anadolu Selçuklu Devleti yıkılışa geçti. Moğollar Anadolu'yu istilâ ettiler. Moğollar'a ağır vergi ödendi. * Anadolu'da siyasî birlik bozuldu. Bağımsı; Türk beylikleri kurulmaya başlandı. Anadolu Selçuklu Sultanlarını Moğollar atamaya başladı. İLK BEYLİKLER Mengücekliler (1080- 1228) Gürcüler ve Rumlar ile savaşıp Erzincan'da kuruldu. Trabzon Rumlarının güneye inmesi önlendi. Danişmentliler Sivas'da kuruldu. İlk beylikler içinde en güçlü olanıdır. Haçlılarla mücadele ettiler. Saltuklar Erzurum'da kuruldu. Gürcüler ve Ermeniler'le savaştılar. Arttıklar (1102- 1409) Diyarbakır ve Mardin'de kuruldu, ilk beylikler içinde en uzun ömürlü olanı ve Haçlılarla en fazla mücadele eden beyliktir. 3 kola ayrılarak idare edilmişlerdir, a. Mardin Artukoğulları b. Harput Artukoğulları c. Hasankeyf Artukoğulları Çaka Beyliği (1081-1093) İzmir'de kuruldu. Çaka Bey Türk tarihinde ilk denizcilik çalışmalarını başlattı. İlk beylikler içinde en kısa ömürlü olanıdır. Çaka Beyliği Türk tarihindeki ilk denizci beyliğidir. İlk Beyliklerin Özellikleri Malazgirt Savaşı'nda sonra Büyük Selçuklu komutanları tarafından kuruldular. Anadolu'nun fethedilip Türkleşmesinde rol oynadılar. Anadolu'yu Bizans, Gürcü, Ermeni ve Haçlı saldırılarından korudular. * Önce Büyük Selçuklu sonra Anadolu Selçuklularına bağlı yaşadılar. * Anadolu'yu imar ederek Anadolu'nun Türkiye adı ile anılmasına zemin hazırladılar. ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ(1077- 1308) Büyük Selçuklu'ya bağlı komutanlardan Kutal-muşoğlu Süleyman tarafından İznik'in fethiyle kuruldu. II. Kılıçarslan ve I. Mesut zamanında kısa zamanda genişledi. Haçlılarla savaşarak Anadolu'yu ve İslâm dünyasını korudular. Ancak iznik ve Batı Anadolu'nun elden çıkmasına engel olamadılar. Bu dönemde Anadolu ilk defa Türkiye adı ile anılmaya başlandı. Miryakefalon Savaşı (1176): II. Kılıçarslan döneminde olan bu savaş Türklerin Anadolu'da birliğini sağlayıp Bizans topraklarına akınlar düzenlemesi ve Bizans'ın Türkler'den Anadolu'yu almak istemesi. Sonuçlar Anadolu kesin Türk yurdu hâline geldi. Bizans savunmaya çekildi. Haçlı seferlerinde kaybedilen üstünlük Türklere geçti. Bizans'ın Türkleri Anadolu'dan atma umudu sona erdi. Anadolu Selçukluları Karadeniz ve Akdeniz ticaret yollarını alarak üzerindeki ticareti canlandırdılar, donanma ve tersane kurarak denizciliği geliştirdiler. En güçlü devre I. Alaeddin Keykubat döneminde doğuda Moğol tehlikesi çıktı. 1230'da Harzem- şahlarla Yassıçemen Savaşı yapıldı. Savaşın kazanılması Moğolların Anadolu Selçuklulardan çekilmesine neden oldu. II. Giyaseddin Keyhüsrev döneminde Anadolı Selçukluları Babailer (Baba İshak) isyanını bastırma da güçlük çektiğini gören Moğollar Anadolu'ya girdileı ve 1243 Kösedağ Savaşı yapıldı. Kaybedilişle; Anadolu Selçuklu Devleti yıkılışa geçti. Moğollar Anadolu'yu istilâ ettiler. Moğollar'a ağır vergi ödendi. * Anadolu'da siyasî birlik bozuldu. Bağımsı; Türk beylikleri kurulmaya başlandı. Anadolu Selçuklu Sultanlarını Moğollar atamaya başladı. BEYLİKLER DÖNEMİ (Kösedağ Savaşı Sonrası) Beylikler, Anadolu'da Türk birliği kurmak ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin yerini almak için mücadele ettiler. Karamanoğulları: Konya - Karaman'da kuruldu. Türkçe'yi resmî dil ilân ettiler. En güçlü beyliktir. Kendilerini Anadolu Selçuklular'ın varisi olarak gördüklerinden Osmanlı Devleti ile en fazla mücadele eden beyliktir. Germiyanogulları: Kütahya - Eskişehir'de kuruldu. Denizcilikle uğraştılar. Osmanlılara bir kısma çeyiz bir kısmıda vasiyet yoluyla toprak verdiler. Aydınoğulları: İzmir ve Aydın'da kuruldu. Denizcilikte en ileri beylikti. Saruhanoğulları: Manisa'da kuruldu. Denizcilikle ilgilendiler. Menteşeoğulları: Muğla'da kuruldu. Denizcilikle uğraştılar. Rodos'u Haçlılar'dan aldı. Hamitoğulları: Antalya, İsparta, Eğridir'de kuruldu. Denizcilikle uğraştılar. Bir kısmı toprakları Osmanlılar tarafından parayla satın alındı. Karesioğulları: Balıkesir'de kuruldu. Osmanlılara katılan ilk beyliktir. Komutanları Osmanlı hizmetine girerek Rumeli'ye geçişte yardımcı oldular. Sivas'ta kuruldu. Ankara Savaşı'ndan sonra bu devlette bir daha bağımsızlığını ilan etmemiştir. Kadı Burhanettin: Sivas'ta kuruldu. Eretna Devleti'nin topraklarında kurulmuştur. Ramazanoğulları: Adana'da kuruldu. Osmanlı - Memlûk ilişkilerinin bozulmasına neden oldu. Yavuz'un Mısır seferi sırasında Osmanlı'ya bağlanmıştır. Dulkadiroğulları: Kahraman Maraş'ta kuruldu. Osmanlı - Memlûk ilişkilerinin bozulmasına neden oldu. Osmanlı'ya en son katılan beylik olarak bilinmektedir. Osmanoğulları: Söğüt ve Domaniç'te kuruldu. Anadolu'da Türk birliği sağladı. KÜLTÜR VE MEDENİYET Anadolu Selçuklu Devleti'ndeki "Ülke, hanedanın ortak malıdır" ve "Kut" anlayışı devam etti. Her türlü devlet işi Büyük Divan'da görülürdü. Ordu ve toprak sistemi Büyük Selçuklulardan alınmıştı.Hukukta yeni şer'î ve örf'î hukuk sistemi vardı. Resmî ilim dili Arapça, edebiyat ve devlet dili Farsça idi. OSMANLI DEVLETİ TflRİHİ Osmanlı hanedanı, Oğuzların Bozoklar - Gün-han kolunun Kayı boyuna mensuptur. 1071'de Malazgirt Zaferi'nden sonra Anadolu Selçukluları tarafından önce Ankara (Karacadağ), son olarak Söğüt ve Domaniç'e yerleştirildiler. Beyliğin Kısa Zamanda Gelişme Nedenleri * Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin eski güçlerinin olmaması. Çevresindeki beylikler dahil, Anadolu Selçuklu ve ilhanlılar ile iyi geçinmesi. Bulundukları bölgenin jeopolitik durumu. * Balkanlarda siyasî, sosyal ve dinî birliğin olmaması. * Başa gelen hükümdarların ileri görüşlü politikaları ve iyi eğitimli olmaları Fethedilen yerlerde uygulanan hoşgörü ve adalete dayalı iskân siyaseti. Avrupa'da Fransa ve İngiltere arasında Yüzyıl Savaşları'nın yapılması. * Yapılan fetihleri gaza ve cihat yani Allah'ın adını yayma anlayışıyla yaptıklarından beyliklerin desteğini sağlamaları. OSMANLI DEVLETİ TflRİHİ Osmanlı hanedanı, Oğuzların Bozoklar - Gün-han kolunun Kayı boyuna mensuptur. 1071'de Malazgirt Zaferi'nden sonra Anadolu Selçukluları tarafından önce Ankara (Karacadağ), son olarak Söğüt ve Domaniç'e yerleştirildiler. Beyliğin Kısa Zamanda Gelişme Nedenleri * Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin eski güçlerinin olmaması. Çevresindeki beylikler dahil, Anadolu Selçuklu ve ilhanlılar ile iyi geçinmesi. Bulundukları bölgenin jeopolitik durumu. * Balkanlarda siyasî, sosyal ve dinî birliğin olmaması. * Başa gelen hükümdarların ileri görüşlü politikaları ve iyi eğitimli olmaları Fethedilen yerlerde uygulanan hoşgörü ve adalete dayalı iskân siyaseti. Avrupa'da Fransa ve İngiltere arasında Yüzyıl Savaşları'nın yapılması. * Yapılan fetihleri gaza ve cihat yani Allah'ın adını yayma anlayışıyla yaptıklarından beyliklerin desteğini sağlamaları. KURULUŞ DEVRİ (1299-1453) Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu sırada Anadolu'da var olan güçler: a. Bizans b. Anadolu Selçukluları c. Trabzon Rum Devleti d. Moğollar e. Kösedağ savaşının ardında Anadolu Selçukluların zayıflamasıyla kurulan diğer beylikler. OSMAN BEY DÖNEMİ (1281 - 1326) Ahi Şeyhlerinden Edebali'nin kızı ile evlenerek teşkilâtın desteğini aldı. Osmanlı, Bizans sınırında bulunan valilerin (tekfurların) ellerinden Karacahi-sar, Bilecik, Yeni Şehir, Yarhisar, İnegöl'ü aldı. Osmanlıların İzmit'e yaklaşması üzerine Bizans ile ilk savaş olan Koyunhisar Savaşı yapıldı. Mudanya'yı alıp Marmara Denizi'ne ulaşarak Bursa'nın Bizans'la karadan bağını kesti. Osman Bey, Bursa'nın kuşatılması sırasında vefat etmiştir. ORHAN BEY DÖNEMİ (1326 - 1362) Bursa alınarak başkent yapıldı, iznik kuşatılınca Bizans telaşlandı ve Maltepe Savaşı (Paleka-non savaşı) yapıldı. İznik ve izmit alınarak Kocaeli Yarımadası'nın fethi tamamlandı. Karesioğulları alındı. Anadolu'da Türk birliğinin sağlanmasına yönelik ilk faaliyettir. Donanması ve komutanları Osmanlının Rumeli'ye geçişini kolaylaştırmıştır. Ankara Ahiler'den alındı. Bizans'taki taht kavgalarından yararlanarak yardım karşılığında Gelibolu'daki Çimpe Kalesi'ni alarak Rumeli'ye geçti. • İlk düzenli ordu kuruldu. (Yaya ve müsellem ordusu) • İznik'te ilk medreseyi kurdu. • İlk vezirlik ve divan kurumu kuruldu. • Karamürsel'de ilk Osmanlı tersanesi (ilk donanma) kuruldu. OSMANLI DEVLETİNİN RUMELİ'DEKİ İSKAN POLİTİKASI Osmanlı Devletinin iskân politikasının temel amacı, fethedilen bölgelere Anadolu'dan göçebe Türkmenleri yerleştirip, fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma olasılığı olanları Osmanlı toprakları içinde başka bölgelere iskân etmekti. Böylece Balkanlarda Türk nüfusu artıyor, Türk kültürü yayılıyordu. Ayrıca iskâna tabi tutulan ailelerin bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıp vergi muafiyeti getirilerek yeni yerlere yerleşmelerinde kolaylık sağlanırdı. Geriye göç olmaması için de geçerli sebepleri olmadan eski yerlerine dönmelerine izin verilmezdi. I. MURAT DÖNEMİ (1362 - 1384) Karamanoğullarının teşvikiyle Ahilerin eline geçen Ankara'yı geri alıp Anadolu'da düzeni sağlayarak Rumeli'ye geçti. Çorlu, Keşan, Lüleburgaz, Malkara gibi yerlerin alınmasındaki amaç Edirne'yi fethetmekti. Böylece Lala Şahin Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu Bizans - Bulgar güçlerini Sazlıdere'de yendi. Bu savaşın sonunda, Edirne alındı. Çatalca'ya kadar ulaşıldı. Gümülcine ve Filibe alındı. Sırp Sındığı Savaşı (1364): Edirne ve Filibe'nin Türklerin eline geçmesiyle Trakya'daki ilerleyişi üzerine Sırplar ve Bulgarlar, Papa aracılığı ile yardım istediler. Bunun üzerine bir Haçlı Ordusu oluşturuldu. Hacı İlbey komutasındaki keşif kuvvetleri Haçlı Ordusu'nu anî bir baskınla Meriç nehri kıyısında bozguna uğrattı. Bu savaş Haçlılarla Osmanlı Devleti arasındaki ilk savaştı. Sonucunda; Edirne başkent oldu. Bulgar Kralı Osmanlı hâkimiyetini kabul etti. Balkanlar'da hızla ilerlemeye başlandı. Çimen Savaşı (1371): Trakya'nın fethinin tamamlanarak (1367), Bulgaristan'ın Osmanlı hâkimiyetini kabul etmesi ve Osmanlılar'ın Makedonya'yı ele geçirmek istemesi üzerine Sırplar harekete geçti. Osmanlı ordusu Sırplar'ı Meriç vadisinde bozguna uğrattı. Böylece Makedonya yolu Os-manlılar'a açıldı. Sırp Kralı Osmanlı hâkimiyetini tanıdı. I. Kosava Savaşı (1389): Savaşın tarafları: Osmanlı - Sırbistan, Bulgaristan, Eflak, Bosna. Osmanlılar'ın hızla ilerlemesini durdurup, Os-manlılar'ı Balkanlar'dan atmak amacıyla Haçlı ittifakı kuruldu. I. Murat Rumeli'ye geçti. Yapılan savaş sonunda Haçlı Ordusu bozguna uğradı. I. Murat savaş alanını gezerken bir Sırplı tarafından hançerlenerek şehit edildi. Bu zaferden sonra Osmanlılar Balkanlar'da daha büyük hızla ve güçle yayıldı. I. Murat Anadolu'da siyasî birliği sağlamaya çalıştı. Germiyanoğulları'nın kızını oğlu şehzade Be-yazıtla evlendirerek çeyiz yoluyla Kütahya, Emet, Tavşanlı ve Simav Osmanlılar'a geçti. Hamitoğulla-rından Yalvaç, Karaağaç, Beyşehir ve Seydişehir para ile satın alındı. Candaroğulları'ndaki taht kavgalarına karıştı. Candaroğulları Beyliği Osmanlılar'a bağımlı oldu. Beyşehir'i ele geçiren Karama-noğulları ile savaşarak Beyşehir'i geri aldı. Bu savaş ilk Osmanlı - Karamanoğulları savaşıdır. I. Murat'ın Yönetim Alanındaki Faaliyetleri: Yeniçeri Ocağı kurularak Pençik (Devşirme) sistemi uygulandı. Rumeli'deki toprakları daha iyi idare edebilmek için Rumeli Beylerbeyliği kuruldu. Malî alanda ilk bütçe yapıldı. Tımar sistemi uygulanmaya başlandı. Tımarlı sipahiler ilk kez oluşturulmuştur. Kazaskerlik ve defterdarlık kurularak vezirlerin sayısı arttırıldı. I. BAYEZİT (YILDIRIM) DÖNEMİ (1389- 1402) Balkanlar'a yapılan akınlar sırasında Üsküp ve Selanik alındı, istanbul kuşatıldı. (İstanbul'u kuşatan ilk Osmanlı padişahıdır.) İstanbul'un kuşatılması için Anadoluhisarı (Güzelcehisar'ı) yaptırmıştır. Niğbolu Savaşı (1396): istanbul'un kuşatılması ve Osmanlı sınırlarının Macaristan'a dayanması üzerine Haçlı ordusu kuruldu. Fransa, Almanya ve İngiltere'nin de katıldığı Haçlı ordusu, İstanbul kuşatmasını kaldırarak Niğbolu önlerine gelen Yıldırım Bayezit tarafından ağır bir bozguna uğratıldı. Bu zaferin sonucunda; Bulgaristan tamamen Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı yönetimine girmemiş Anadolu beylikleri üzerinde Osmanlı Devleti'nin nüfuzu arttı. Osmanlı Devleti'nin islâm dünyasında ünü arttı. Abbasi halifesi Sultan-ı iklim-i Rum unvanını verdi. Bosna - Hersek Osmanlılara bağlandı. Bizans vergi vermeyi kabul etti. Anadolu'ya yönelen Bayezit Sinop dışında Candaroğulları'nı, Aydınoğulları'nı, Menteşoğulla-rı'nı Saruhanoğulları'nı topraklarına kattı. Hamito-ğulları Beyliğinin Tekeoğulları kolunu egemenliğine aldı. Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarını alarak Kütahya Merkez olmak üzere Anadolu Bey-lerbeyliği'ni kurdu. Kadı Burhanettin Devleti'ni yıkarak ilk kez Anadolu Türk birliğini sağladı. Yıldırım daha önce başlattığı ancak Niğbolu Savaşı'ndan dolayı ara vermek zorunda kalınan İstanbul kuşatmasını yeniden başlatmıştır. Ancak bu sefer de, Timur Anadolu'ya girince yine kuşatmaya ara verilmişti. Ankara Savaşı başlamıştır. ANKARA SAVAŞI (14Q2) Nedenleri Timur'un da Yıldırım Bayezit'in de "cihan hakimiyeti" düşüncesi Her iki devletin sınır komşusu haline gelmeleri, «»■ Çin seferi öncesi Timur'un geride güçlü bir devlet bırakmak istememesi, Yıldırım Bayezit'in ortadan kaldırdığı beyliklerin beylerini kışkırtması, Yıldırım Bayezit'e sığınan beyleri (Karakoyun-lu ve Bağrat Hanı'nı) Timur'un kendisine teslim edilmesini istemesidir. Osmanlı Ordusu savaşı kaybetti. Bu savaş sonucunda; Anadolu'da beyliklerin tekrar kurulmasıyla Anadolu Türk birliği bozuldu. Şehzadeler arasında saltanat kavgaları çıktı. Osmanlı 11 yıl süren bir başsızlık dönemi geçmiştir. (Fetret Devri) FETRET DEVRİ (1402 - 1413) Ankara Savaşı'ndan sonra taht kavgalarıyla hükümdarsız geçen döneme denir. Yıkılma tehlikesi geçiren Osmanlı Devleti Rumeli'de uygulanan hoşgörülü ve adaletli iskân politikası sonucunda Balkanlar'daki varlığını korumuştur, istanbul'un fethi ve Balkanlardaki ilerleme gecikti. Balkanlardaki topraklarımızda, Anadoludaki topraklarımızdaki kadar fazla kayıp yaşanmamıştır. I. MEHMET DÖNEMİ (Çelebi Mehmet /1413 -1421) Kardeşleri arasındaki mücadeleye son vererek başa geçti. İlk dinî, siyasî, ekonomik boyutlu isyan olan Şeyh Bedrettin isyanını bastırdı. Saruhanoğul-ları, Germiyanoğulları, Aydınoğulları'ndan İzmir, Karamanoğulları'ndan Beyşehir ve Akşehir ve Men-teşeoğulları beyliklerini yeniden aldı, Candaroğulla-rı beyliğini egemenliği altına aldı. Mustafa Çelebi Düzmece Mustafa isyanını bastırdı. Mustafa Çele-bi'ye karşı olanlar onun Yıldırım Bayezit'in oğlu olmadığını ileri sürüp Düzmece Mustafa derler. Mustafa Çelebi Bizans'a sığındı. Balkanlarda ise; Eflâk vergiye bağlandı, ilk Osmanlı - Venedik Deniz Savaşı yapıldı ve kaybedildi. Çelebi Mehmet Osmanlı Devleti'ni dağılmaktan kurtardığı için devletin ikinci kurucusu sayılır. II. MURAT DÖNEMİ (1421 - 1451) İstanbul'u kuşattı ama alamadı. Çelebi Mustafa ile kardeşi Mustafa'nın isyanlarını bastırdı. Germiyanoğullarından vasiyet yolu ile, Aydınoğulları, Ha-mitoğulları ile Menteşeoğulları'nı ise yıkarak toprak aldı. Karamanoğulları ile yapılan mücadelede başarılı olundu. Böylece Anadolu'da siyasi birli! büyük ölçüde yeniden sağlanmış oldu. Balkanlar da Osmanlı ordusu Sırbistan'ın kuzeyine ilerleyip Belgrat'ı kuşatmasına rağmen bazı bölgelerde or dunun yenilmesi üzerine Haçlılar ile Edirne - Sege din (1444) Antlaşması yapıldı. Edirne - Segedin Antlaşması (1444) Sırbistan tekrar kurulacak fakat Osmanlılara vergi verecek, Bulgaristan'ın Osmanlı toprağı olduğu kabul edilecek, Eflâk Beyliği Macar egemenliğinde kalacak, Osmanlılara vergi vermeye devam edecek, Antlaşma 10 yıl geçerli olacaktı. II. Murat tahtı oğlu II. Mehmet'e bırakarak Manisa'ya çekildi. Bu antlaşma batıda imzalanan ilk antlaşmadır. Varna Savaşı (1444): Osmanlı tahtına küçük yaşta (12 yaşında) bir padişahın geçmesinden yararlanmak isteyen Haçlıları Osmanlı Devleti'ni Balkanlardan atmak için toplandı. Yapılan savaşı Osmanlı Devleti kazandı ve II. Murat tekrar padişah oldu. II. Kosava Savaşı (1448): Haçlılar Varna yenilgisinin izlerini silip Osmanlı Devleti'ni Balkanlar-'dan atmak için toplandılar. Kosava'da yapılan savaşı Osmanlı ordusu kazandı. Sonucunda: Balkanlar'da kesin olarak Türk egemenliği sağlandı. +Haçlılar'ın Balkanlar'ı geri alma ümidi son buldu. Bir daha Haçlı İttifakı sağlayamadılar. Eflâk yeniden Osmanlılar'a dahil oldu. Balkanlar'ın Osmanlı toprağı olması kesinleşti. YÜKSELİŞ DEVRİ II. MEHMET (FATİH) DÖNEMİ (1451 - 1481) istanbul'un fethinin nedenleri şunlardır: *Bizans'ın Avrupa'dan yardım istemesi ve Haçlı Seferleri'ne neden olması Bizans'ın Osmanlı şehzadeleri ile Anadolu beylerini kışkırtması Hz. Muhammed'in istanbul'un fethiyle ilgili sözleri ve İstanbul'un Ortodoksların merkezi olması İstanbul'un kara ve deniz ticaret yolları üzerinde olması *Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi İstanbul'un Fethi için Yapılan Hazırlıklar: Rumeli Hisarı yapıldı. *Büyük toplar yapıldı. *Sınırlara akıncı beylerin yerleştirilmesi. Komşu devletlerle saldırmazlık anlaşması imzalanmıştı. İstanbul'un Fethinin Sonuçları *Ortodokslar Osmanlı himayesine girdi. Bizans İmparatorluğu sona erdi. istanbul başkent yapıldı. Boğazlar ve İpek Yolu Osmanlıların eline geçti. Osmanlılarda Yükselme Devri başladı. Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı. Büyük topların surları yıktığı görüldü. Avrupa'da feodalite rejimi yıkıldı. Mutlak krallıkların kurulmasında etkili oldu. OSMANLI - VENEDİK SAVAŞLARI (1463- 1479) Osmanlı Devleti'nin Mora, Sırbistan, Bosna'yı ele geçirmesi, Ege Denizindeki adaları, Boğazları alması en çok Venedikleri etkiledi. Venediklerin Macar Kralllığı ve Arnavut Prensliği ile yaptığı itti-faki Karamanoğlu Beyliği ile Akkoyunlu Devleti destekledi. Yapılan savaşların sonunda Venedik barış istedi. Bu antlaşmaya göre (1479): Arnavuttaki Akçahisar (Kroya) ve İşkodra Türklerde kalacak, Venedik yıllık vergi ödeyecek, buna karşılık Osmanlı sularında ticaret yapma ve istanbul'da Balyos adı verilen bir elçi bulundurulacaktı. Böylece; *İlk defa Venediklere ticarî, hukukî ve siyasî ayrıcalık verilmiştir. *• Deniz ticaretini canlandırmak isteyen Osmanlı Devleti aynı zamanda Venediklerin Haçlı Seferleri düzenlemesini engellemeyi amaçlamıştır. RUMELİ'DEKİ FETİHLER Belgrat hariç tüm Sırbistan (1459), Mora Yarımadası (1460) (Modon, Koron ve Navarin hariç), Eflâk (1462), Bosna - Hersek (1465), Arnavutluk (1479) fethedildi. Boğdan Osmanlılara bağlı beylik haline getirildi. Böylece Balkan Yarımadasının fethi tamamlandı. ANADOLU'DAKİ FETİHLER İstanbul'un fethi sırasında Cenevizliler Bizans'a yardım ettiğinden, Fatih ceza vermek için Amasra'yı Cenevizlerden aldı (1459). Candaroğulları alındı (1460). Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildi (1461). Karamanoğullarından Konya ve Karaman alındı (1466). OTLUKBELİ SAVAŞI (1473) Nedenleri Akkoyunlular'ın Trabzon Rum imparatorluğu ile işbirliği yapıp, Karamanoğulları'nı himaye etmeleri, * Akkoyunlular'ın Karakoyunlar'ı yıkarak güçlenmesi, *Fatih Sultan Mehmet ile Uzun Hasan'ın Anadolu'ya hakim olmak istemeleridir. Sonuçları Osmanlı Devleti kazanmış, Akkoyunlu Devleti yıkılma sürecine girdi. Safevi hükümdarı Şah ismail Akkoyunlu Devleti'ne son verdi. Doğudaki en güçlü rakip ortadan kaldırılmış, doğu sınırları güvenlik altına alınmış, Doğu An-dolu'nun önemli bir kısmı Osmanlılara katılmıştır. Ege Adalarının Fethi: İmroz, Bozcaada, Limni, Semadirek Cenevizlerden, Midilli ve Eğriboz Venediklerden alındı. Kırım'ın Fethi (1475): Kırım Hanlığı'nın Cene-vizlerle Osmanlı aleyhindeki çalışmaları üzerine Karadeniz'de kesin egemenlik sağlamak için alınmıştır. Böylece Karadeniz Türk gölü haline gelmiş Karadeniz'de Ceneviz kolonisi kalmamıştır. Ayrıca Osmanlı Devletinin Memlûk Devleti arası Dulkadiroğulları beyliği ve Hicaz su yolları yü zünden açılmış fakat savaş olmamıştır. Hicaz Su Yolu Meselesi: Osmanlı hacılarınır yolundaki kuyularını Memlüklerce temizlenmemesin den dolayı çıkan gerginlik çatışmaya dönüşmemiştiı Yönetim Alanındaki Faaliyetleri Sahn-ı Seman Medresesi yapılmıştır (İstanbt Üniversiîesi'nin temeli sayılır). *Kanunname-i Ali Osman adında örfî hukuk dayalı Fatih Kanunnamesi yapılmış, karde katli maddesi de yer almıştır. Divan başkanlığından padişah çekilmiş yerin sadrazam getirilmiştir. İlk Osmanlı altın parası bastırılmıştır. Topkapı Sarayı yaptırılmıştır. II. BAYEZIT DÖNEMİ (1481 - 1512) Cem Sultan ağabeyi II. Bayezit'e isyan etmi Bursa'da yenilerek Memlûkler'e sığınmış, Kon^ yakınlarında tekrar savaşmış, yenilince Rodos şı valyelerine, Papa'ya ve Fransa'ya esir düşmüşti Bu durum Osmanlı Devleti'nin iç meselesi iken A rupa sorunu haline gelmiş, II. Bayezit dönemin durgun geçmesine neden olmuştur. Bu dönemde Hersek kesin olarak Osmanlı Dev-leti'ne bağlandı. Boğdan tamamen fethedildi. Karamanoğulları Beyliği kesin olarak kaldırıldı (1487). Osmanlı - Memlûk Savaşı (1485 -1491): Fatih döneminde bozulan ilişkiler, Memlûkler'in Cem Sultan'ı ve Karamanoğulları'nı desteklemesi üzerine savaşa dönüştü. Çukurova'da yapılan savaş sonucunda iki taraf da birbirine üstünlük sağlayamamıştır. Tunus Kralının araya girmesiyle barış sağlanmıştır. Adana - Tarsus Hicaz vakıf toprağı olduğundan Memlûklere bırakılmıştır. İspanya (Endülüs) Seferi: Endülüs Müslümanlarının yardım istemesi üzerine, İspanya'da katliama uğrayan Müslüman ve Yahudiler kurtarılarak, Müslümanları Kuzey Afrika'ya, Yahudiler ise Selanik ve İstanbul'a taşınmıştır (1492). Osmanlı Venedik Savaşı (1499 - 1502): Kemal ve Burak reislerin Osmanlı donanmasına katılmasıyla Venediklerle savaşılarak Modon, Koron, inebahtı Kaleleri (Akdeniz'de) ile Navarin Limanı, Kili ve Akkerman kaleleri (Karadeniz'de) alınmıştır. Osmanlı - İran (Safevi) İlişkileri Safevi Devleti Akkoyunlu Devleti'ni yıkmış ve devletini Şii mezhebine dayandırarak kurmuştur. Anadolu'ya doğru genişlemek, Şii'liği yaymak isteyen Şah İsmail'in amacı Osmanlı topraklarını ele geçirmekti. Safevilerin etkisiyle Antalya yakınlarında Teke ilinde Şahkulu ayaklanması çıktı (1511). isyanın güçlükle bastırılması II. Bayezit ile Şehzade Se-lim'in savaşmasına, Bayezit'in oğulları arasındaki taht kavgalarını önleyemeyip tahtı Yavuz Sultan Selim'e bırakmasına neden olmuştur. YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ (1512- 1520) İran Seferi - Çaldıran Savaşı (1514): Şah İsmail'in Anadolu'ya yönelik tehditlerini önlemek amacıyla yapılan savaş sonunda: Anadolu'da geçici olarak Şii tehlikesi önlenerek mezhep birliği sağlanmıştır. Doğu Anadolu toprakları Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. ipek Yolu'nun Tebriz - Halep ve Tebriz - Bursa arası denetim altına alınmıştır. Turnadağ Savaşı (1515): Yavuz Sultan Selim, İran seferinde yanında yer almayan Dulkadiroğulları Beyliğine sefer dönüşünde son verdi. Sonucunda: Osmanlı Devleti ile Memlûkler komşu oldu. Anadolu Türk birliği ikinci kez ve kesin olarak sağlandı. MISIR SEFERLERİ (1516-1517) Nedenleri Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezit döneminden itibaren Osmanlı - Memlûk ilişkilerinin bozuk olması, Memlûklerin Şah ismail ile Osmanlı Devletine karşı ittifak yapması, Mısır ve Baharat Yolu'nun ticarî açıdan önemli olması. Memlûklerin Osmanlı'ya ait Dulkadir ve Rama-zanoğulları topraklarına göz dikmesi Mercidabık Seferi (1516): Savaş sonunda Memlûk Sultanı Kansu Gavri öldürülmüş, Suriye ve Filistin'i alan Yavuz Sultan Selim kışı Şam'da geçirmiştir. Rıdaniye Savaşı (1517): Memlûk Sultanı olan Tomambay güçlü bir savunma hattı kurmasına rağmen Sîna Çölü'nü geçen Yavuz Sultan Selim, Memlûk ordusunu arkadan çevirerek savaşı kazanmıştır. Mekke ve Medine'nin anahtarları Mekke Şerifi tarafından kendisine teslim edilmiş ve Yavuz Sultan Selim, "Hadimü'l Haremeyn" (Mekke ve Medine'nin koruyucusu) unvanını almıştır. Mısır Seferinin Sonuçları Memlûk Devleti sona erdi. * İslâm birliği büyük ölçüde sağlandı. * Halifelik Osmanlılara geçti (İlk halife I. Selim oldu). * Suriye, Filistin, Hicaz, Mısır Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı hazinesi zenginleşti. Baharat yolunun denetimi Osmanlı Devleti'nin eline geçti. KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ (1520- 1566) Osmanlı Devleti, en güçlü devrini, en uzun süre tahta kalan padişah Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamıştır. BATI SEFERLERİ Belgrad'ın Fethi (1521): Sırbistan'ın başkentinin fethiyle Osmanlı Avrupadaki fetihlerde bu şehir üs olarak kullanılmıştır. MOHAÇ MEYDAN SAVAŞI (1526) Sebebi: Fransa Kralı'nın annesinin Almanya'ya karşı Osmanlı'dan yardım istemesi. Sonuç: Macaristan Osmanlı himayesine girdi. Yorum: Türk tarihindeki en kısa süreli Meydan Muharebesidir. I. VİYANA KUŞATMASI (1529) Sebebi Macaristan'ın Osmanlı'ya ait olduğunu kabul edemeyen Avusturya'nın Osmanlı'ya bağlı Budin'e saldırması ve Osmanlı tarafından atanan Macar Kralı tanımaması. Gelişme; Osmanlı'nın Budin'den Avusturya'yı atması ve Avusturya'ya Macar Kralını tanıması için sefer düzenledi. Ancak Avusturya Osmanlının karşısına çıkmaya ceraret edememesi üzerine Osmanlı beklemediği bu durum karşısında Viyana'yı kuşatmıştır. Sonuç; Kuşatma başarılı olmamıştır, Başarısız olmasının sebepleri; * Viyana'nın savunmaya elverişli olması Kışın yaklaşması * Kuşatma için gerekli büyük topların getirilmemesi * Yeterli erzak bulunmaması. ALMAN (GRAZ) SEFERİ (1532) Sebebi; Macaristan'ı almak isteyen Avusturya'nın Budin'i tekrar işgal etmesi Gelişme; Osmanlı ordusunun karşısına Avusturya kralı yine çıkmaya cesaret edemedi. Sonuç; Avusturya kralının barış istemesi üzerine istanbul Antlaşması imzalandı. (1533) İSTANBUL ANTLAŞMASI (1533) • Avusturya, Macaristan'ın Osmanlı'ya ait oldu ğunu kabul edecek. • Osmanlı Devleti'nin Avusturya ile yaptığı ili resmî antlaşmadır. • Avusturya protokol bakımından Osmanlı sad razamına denk sayılacaktı. Böylece Osmanlı Dev leti'nin üstünlüğü protokol bakımından kabul edile çekti (1606'da Zitvatoruk Antlaşması ile Avustury; üzerinde üstünlüğü sona erdi). OSMANLI - FRANSIZ İLİŞKİLERİ Şarlken'e karşı haçlı birliğini bozup Fransa'yı yanına çekmek ve önemini yitiren Akdeniz limanını canlandırmak için kapitülasyonlar (Uhud-u Atik, İmtiyaz-ı Mahsusa) verilmiştir (1535). • Kapitülasyonlar 1740'da I. Mahmut tarafından sürekli hâle getirildi. KANUNİ DEVRİ DENİZLERDEKİ FAALİYETLER Rodos'un Fethi (1522): Rodos'ta bulunan Sen Jan şövalyeleri Türkler'in Akdeniz'deki ticaretine engel olduğundan Osmanlı Rodos'u fethetmiştir. Sonuç: Ege Türk gölü haline gelmiştir. Cezayir'in Topraklarımıza Katılması (1533): Toprakların hakimi olan Barbaros Osmanı'ya katılınca Cezayirde topraklarımıza katılmıştır. PREVEZE DENİZ SAVAŞI (1538) Osmanlı Devleti'nin Ege ve Akdeniz'de güçlenmesini istemeyen Haçlı donanmasının saldırısı üzerine yapılmıştır. • Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiştir. Trablusgarp'ın Alınması (1551): Turgut Reis komutasında Osmarlı donanması Trablursgarb'ı alarak Akdeniz'deki üstünlüğünü perçinlemiştir. Cerbe Deniz Savaşı (1560): Haçlı donanması büyük bir bozgura uğramıştır. Böylece Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika da Türk üstünlüğü kesinleşmiştir. Malta Adasının Kuşatılması (1565): Bu adadaki Sen Jen şövalyeleri Osman'lıya çok fazla zarar veriyordu. Osmanlı buna son vermek için adayı kuşatmıştır, ancak başarılı olamamıştır. HİNT DENİZ SEFERİ (1538- 1553) Osmanlının Baharat Yolu'nu açarak, Hint Müs-lümanlarına yardım etmek istemesi üzerine yapıldı. Ancak Hindistan'daki Müslümanların yardım etmemesi, seferlerde siyasi ve askeri amacın olmaması ve Osmanlının gemilerinin okyanusa karşı dayanıksız olması nedeniyle tam başarı sağlanamadı. Sonucunda; •Arap yarımadası tamamen Osmanlı denetimine alındı. • Hint deniz ticaret yolu kontrol altına alınamadı. İRAN SEFERLERİ Safevilere Çaldıran Savaşı ile büyük darbe vurulmuş. Ancak ortadan kaldırılamamıştı. Şah İsmail ölünce yerine oğlu Şah Tahmasb geçti. Şah Tahmasb'ın Macaristan'la ittifak kurmaya çalışması üzerine Kanunî iran üzerine üç sefer düzenledi. I. İran Seferi (1534 - 1535): Osmanlı ordusu Tebriz'e girdi. Azerbaycan ele geçirilerek Bağdat fethedildi (1534). Bu sefere Irakeyn Seferi (iki Irak) denir. II. İran Seferi (1548): Kanunî'nin İstanbul'a dönmesi üzerine Safevîler Van ve Tebriz'i aldı. Kanunî Sultan Süleyman sefere çıkarak Van, Tebriz ve Gürcistan'daki bazı kaleleri aldı. III. İran Seferi (1553): Şah Tahmasb'ın Kanunî'nin Anadolu'ya dönmesiyle Muş'a kadar olan toprakları ele geçirmesi üzerine sefere çıkıldı. Şah Tahmasb'ın barış teklifi kabul edildi ve Amasya Antlaşması yapıldı. Sonucunda; Doğu Anadolu, Azerbaycan, Tebriz ve Bağdat Osmanlılar'da kaldı. Ayrıca bu antlaşma ilk Osmanlı - İran antlaşmasıdır. SOKULLU MEHMET PAŞA DÖNEMİ(1564- 1570) Kanunî, II. Selim ve III. Murat'a sadrazamlık yapmıştır. Devlet yönetiminde etkili olduğu için döneme adını vermiştir. 1570'de Kıbrıs'ın fethi ile Doğu Akdeniz kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir, inebahtı Deniz Savaşı'nın zeminini hazırlamıştır. Tunus'un Fethi (1574): ispanyolların elinden alınmıştır. Lehistan'ın Osmanlı Himayesine Alınması (1575): Lehistan'ın kralın ölmesiyle Osmanlı kendi istediği kişiyi kral seçtirerek Lehistan'ı himayesi altına aldı. Fas'ın Osmanlı Himayesi Alınması(1578): Osmanlı Vadi's Seyl Savaşını kazanarak Portekizliler'i Fas'tan çıkardılar. Süveyş Kanalı Projesi (1568): Akdeniz ile Kı-zıldeniz'i birleştirecek Hint Okyanusu'na açılmayı sağlayacak bir projedir. Osmanlı bu sayede Akdeniz ticaret yolunu tekrar canlandırmayı hedefliyordu, ancak bu kanal 1869'da Fransa tarafından açılmıştır. Don- Volga Kanalı Projesi (1569): Osmanlı bu iki ırmağı birleştirerek: ipek ticaret yolunu canlandırmayı iran'ı deniz yoluyla kuzeyinden sıkıştırmayı Rusya'nın güneye doğru ilerlemesini engellemeyi * Hint deniz yolunu kısaltmayı Karadeniz- Marmara Projesi (1591): Marmara Denizini Karadeniz'le 2. bir yolla birleştirmeyi (Sakarya Irmağı vasıtasıyla) düşünüyordu. İnebahtı Deniz Savaşı (1571): Kıbrıs'ın kaybedilmesi üzerine Papa önderliğinde Haçlı donanması kurulmuştur. Savaş sonunda Osmanlı donanması Haçlılar'ın karşısında ilk ağır yenilgisini almıştır. Osmanlı 6 ay gibi kısa sürede büyük bir donanma kurmuştur. Çekinen Venedikliler barış istemiştir. Yeni Çağda Avrupadaki Gelişmeler GELİŞMELER Haçlı seferlerin ardından Avrupa'da Barut'uı ateşli silahlarda kullanılmasıyla, feodolite yıkılmı ve merkezî krallıklar güçlenmiştir. Yine Haçlı Se ferleriyle kâğıt ve matbaanın Avrupa'da kullanılma sıyla okuma yazma oranı arttı, Hümanizm, Röne sans ve Reform hareketleri doğdu. COĞRAFİ KEŞİFLER Nedenleri * Cesur gemicilerin yetişmesi ve gemicilik alc nında gelişmeler Haçlı Seferlerinin sonucunda Avrupa'da Pusı lanın kullanılması İpek ve Baharat Yolları'nın Türkler'in elinde c ması Coğrafya bilgisindeki ilerlemeler Avrupalıların doğu ülkelerinin zenginliğini ele etmek istemeleri Sonuçları *Yeni ırklar ve medeniyetlerin varlığı keşfedile Akdeniz limanları önem kaybederken Ati; Okyanusu'ndaki limanlar önem kazandı Kilise itibarını kaybetti Sömürgecilik başladı Yeni bitkiler ve hayvanlar keşfedildi Afrika'dan getirilen yerliler Amerika'ya yerleş rildi. Köle ticareti başladı *Avrupa zenginleşti, İslâm ülkelerinde ekono bozuldu Osmanlı parası değer kaybetti *Rönesans ve Reform'a neden oldu RÖNESANS XV. ve XVI. yy.da İtalya'da başlayıp Avrupa kelerine yayılan edebiyat, sanat, bilim alanınd yenilik ve gelişmelere denir. Nedenleri *Matbaanın etkisi ile yeni buluş ve düşüncelerin yayılması Eski Yunan ve Roma Medeniyeti'nden kalma eserlerin incelenmesi Avrupa'da üstün yetenekli sanatçıların yetişmesi *• Coğrafî keşiflerin sonucu Avrupa halkının yaşam standartlarının yükselmesi «* Sanatçı ve sanat eserlerine değer veren Meşen sınıfının ortaya çıkması Rönesans'ın Sonuçları Avrupa'da bilim alanında deney ve gözleme dayalı pozitif düşünce yayıldı ve skolâstik düşünce yıkıldı Reforma neden oldu Hümanistler insanı ve doğayı konu alan eserler oluşturdular Din adamları bürokraside çalıştırılmadılar, devlet işlerini yürütecek bürokratlar ortaya çıktı Avrupa'da biri zengin diğeri fakir olan iki sınıf ortaya çıktı * İlim ve sanat konularında İslâm Dünyası'nın öncülüğünü Avrupa aldı REFORM XVI. yy.da Katolik mezhebindeki bozulmaları önlemek ve düzenlemeler yapmak amacıyla gelişen harekete denir. Nedenleri İncil'in millî dillere çevrilmesi ve matbaa sayesinde dinî eserlerin bol miktarda basılması * Katolik kilisesinin bozulması * Katolik kilisesinin "Endüljans" adlı af belgesi sayesinde zenginleşmesi Rönesans'ın etkisi Yayılması Reform ilk olarak Almanya'da başladı. O dönemde Almanya'da siyasî birlik yoktu. Martin Lut-her'in liderliğinde gelişen düşüncelerin yayılması üzerine, Martin Luther Papa tarafından aforoz edildi. Alman İmparatoru Şarlken 1529'da Luther'in düşüncelerinin kabul gördüğü yerler dışında yayılmaması kararı alınca, Luther'i tutan reform taraftarı prensler bu kararı protesto ettiler. Bu nedenle Luther taraftarlarına "Protestan" adı verildi. Katolikler ile Lutherciler arasında 1555'de Ougsburg Anlaşması yapıldı. Böylece Almanya'da Katolik kilisesi yanında Protestan kilisesi kuruldu. Katolik kilisesine karşı tepki Fransa'da "Kalve-nizm" olarak ortaya çıktı. IV. Henry Nantes (Nant) Fermanı ile Protestanlara ve Kalvenistlere inanç serbestliği tanınarak Kalvenizm Fransa'da resmen kabul edildi (1598). Sonuçları * Avrupa'da mezhep birliği bozuldu Protestan ülkelerde eğitim kiliseden alınarak laik eğitime geçildi * Papa'nın etkisi azaldı ve mezhep savaşları yapıldı Coğrafî Keşiflerin, Rönesans ve Reformun Osmanlı Devletine Etkileri Osmanlı Devleti XV. ve XVI. yy.da yaşanan Avrupa'da bilimsel gelişmelerden uzak kaldı. Coğrafi keşifler ise Osmanlı Devleti'ni olumsuz yönde etkiledi. Avrupalıların keşfettikleri ülkelerden bol miktarda altın ve gümüşü Avrupa'ya taşıması ve bu madenlerin Osmanlı Devleti'ne girmesi akçenin değer kaybetmesine ve enflasyona neden oldu. Keşifler ticaret yollarının önemini yitirmesine neden oldu. Ancak Avrupa'da yaşanan reform hareketleri Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren bünyesinde yaşayan Hristiyan halka din ve inanç özgürlüğü tanımıştı. Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) Alman imparatoru'nun Almanya'da mezhep birliğini sağlamak, Protestanları ortadan kaldırmak istenmesinden başlamıştır. Bu savaşa Danimarka ve isveç de girdiler. Bu devletlerin yenilip Almanların güçlenmesinde korkan Fransa katolik olmasına rağmen Almanya'nın karışısında yer almıştır. Sonuç: Vvestfalya Antlaşması'yla Almanya yenildiğini kabul etmiş, siyasal birliğini kurması gecikmiştir. DURAKLAMA DEVRİ (1579-1699) İç nedenleri Ordu ve donanmanın bozulması Merkezî yönetimin bozulması Ekonominin bozulması Eyalet yönetiminin bozulması Toplum yapısının bozulması Eğitim sisteminin bozulması Dış nedenler * Doğal sınırlara ulaşılaması (Çöller, okyanuslar ve güçlü devletlere komşu olunmuş) * Coğrafî keşiflerin etkileri * Avrupa'nın teknolojik alanda gelişme göstermesi. XVII. YÜZYILDA SİYASAL GELİŞMELER A- Osmanlı - İran İlişkileri a. Ferhat Paşa Antlaşması: Kanuni döneminde imzalanan Amasya Antlaşması'na iran'ın uymaması üzerine çıkan savaş Osmanlı'nın üstünlüğüyle sona ermiştir. Sonuç: Osmanlı doğuda en geniş sınırlara ulaşmıştır. (Gürcistan, Tebriz, Karabağı, Dağıstan, Osmanlı'nın oldu.) b. Nasuh Paşa Antlaşması: Osmanlı'nın Avusturya savaşları ve Celali İsyanlarıyla uğraşmasını fırsat bilen İran, Ferhat Paşa Antlaşması'nı ihlal etti. Osmanlı Mecburen Ferhat Paşa'yla aldığı yerleri geri verdi. Sonuç: Verdiği yerlere karşılık İrandan 200 deve yükü ipek vergi alıncaktı. c. Serav Antlaşması: İran'ın Nasuh Paşa Antlaşması'yla vermesi gereken vergiyi göndermemesi üzerine çıkan savaşı, iran'ın barış istemesiyle sona ermiştir. Sonuç: İran Nasuh Paşa Antlaşması'nın mad delerini kabul etti. d. Kasr-ı Şirin Antlaşması: iran'ın Bağdat'ı almasıyla aramızdaki savaş başlamıştır. Sonuç: Bugünkü İran sınırımız büyük ölçüdı çizilmiştir. B- Osmanlı - Lehistan İlişkileri Sokullu döneminde himayemiz altına alına Lehistan ile münasebetlerimizin bozulmasındal temel etkenler Erdel, Boğdan ve Ukrayna Kaza! lan ile ilgili sorunlardır. a. Hotin Seferi: Lehistan'ın Eflak, Boğdan vErdel'in iç işlerine karışmasıyla başlar. Sonuç; Genç Osman bu sefer sırasında Yer çeriler'in disiplinsiz davranışını tesbit etmiş ve t ocağı kaldırma kararı almıştır. Ancak Yeniçerilı bunu haber alınca Genç Osman'ı şehit etmişlerd b. Bucaş Antlaşması: Lehistan 1672'de Omanlı'ya bağlı Ukrayna Kazakları'na saldırınca svaş yeniden başlamıştır. IV. Mehmet ve Köprü Fazlı Ahmet Paşa komutasındaki ordu, Lehistan'içlerine kadar ilerlemesi üzerine Lehistan'ın isi ğiyle Bucaş Antlaşması imzalanmıştır. Sonuç: Osmanlı batıda en geniş sınırları kavuşmuştur. (Podolya ve Ukrayna'yı almıştır.) C- Osmanlı - Venedik İlişkileri Bu dönemde Osmanlı- Venedik ilişkilerinin melini denizlerde birbirlerine karşı üstünlük kurı çalışmaları vardır. Girit Adasının Fethi: IV. Mehmet'in padişa ğı, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın sadrazamlığı neminde (24 yıl sonra) fethedilmiştir. D- Osmanlı - Rus İlişkileri Rusya'nın, topraklarını genişletmek için Ukrayna'ya saldırması üzerine savaş başlamıştır. Sonuç: Osmanlı Cehrin kalesini geri aldı. Bah-çesaray Antlaşması imzalandı. En önemli özelliği: Osmanlı ile Rusya arasındaki ilk resmi antlaşmadır. E- Osmanlı - Avusturya İlişkileri a. Haçova Meydan Savaşı: Sınırlarda meydana gelen karşılıklı akınlar sonucunda oluşmuştur.Eğri kalesi ele geçirildi. Avusturya ordusu bozguna uğratıldı. Kanije kalesi ele geçirildi. b. Zitvatorok Antlaşması: Avusturya bu savaşlarda ateşli silahlar kullandıklarından Osmanlı zorlanmıştır. Bu antlaşma ile: Osmanlı padişahı ve Avusturya kralı protokol bakımından eşit sayılacaktı. * Eğri, Kanije ve Estergon kaleleri Osmanlı'ya bırakılmıştır. c. Vasvar Antlaşması: Avusturya'nın, Erdel'in içişlerine karışması üzerine başlayan savaş Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın Uyvar kalesini alması üzerine Vasvar antlaşması imzalanarak savaş sona ermiştir. Sonuç: Avusturya hem Uyvar ve Novigrat kalelerinin Osmanlı'ya ait olduğunu kabul etmiş hem de Osmanlı'ya savaş tazminatı vermeyi kabul etmiştir. II. Viyana Kuşatması: Macaristan'da çıkan olaylar II. Viyana Kuşatması ile savaşların nedenidir. Katolik Avusturyalılar Protestan Macarlar'a dinî ve siyasî baskı uyguluyorlardı. Macarlar'ın yardım istemesi üzerine Avusturya'ya savaş açıldı (1682). Osmanlı ordusu Viyana önlerinde yenilgiye uğradı. Kutsal İttifak Savaşları Avrupa'daki Osmanlı Devleti'nin ilerleyişi bu yenilgi ile sona erdi. Türklerin geri çekilişi Sakarya Meydan Muharebesi'ne kadar sürdü. Bu yenilgiden sonra Türkleri Avrupa'dan atmak için cesaretlenen Avusturya, Lehistan, Rusya, Venedik ve Malta Papa'nın da kışkırtmasıyla Kutsal ittifak'ı kurdular. Kutsal İttifak devletleriyle Osmanlı Devleti arasındaki savaşlar 16 yıl sürdü ve II. Süleyman, II. Ahmet ve II. Mustafa başa geçtiler. Sonunda Karlofça Antlaşması imzalandı (1699). Bu anlaşmaya göre; * Temeşvar (Banat) dışında kalan bütün Macaristan ve Erdel Avusturya'ya, * Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora ve Dal-maçya kıyıları Venediklere bırakıldı. Bu antlaşmadan bir yıl sonra Rusya ile İstanbul Antlaşması yapıldı. Böylece; Osmanlı Devleti batıda ilk kez toprak kaybına uğramış, Duraklama Dönemi bitip Gerileme Dönemi başlamıştır. İÇ İSYANLAR İstanbul İsyanları Yeniçeri ve sipahiler tarafından çıkarılan isyanlardır. Yeniçeri ocağının bozularak "Devlet ocak içindir." anlayışının hakim olması sonucunda çıkmıştır. Celali İsyanları Tımar sisteminin bozulması, haksız dirlik dağıtımı, iltizam sisteminin yaygınlaşması, vergilerin ağırlaştırılması, savaşların uzun sürmesi nedenlerinden çıkmıştır. Bu isyanların sonucunda; Devlet otoritesi zayıfladı. Ekonomi zayıfladı, üretim azaldı. Anadolu'da can ve mal güvenliği kalmadı, köyden kentlere göç başladı. İstanbul ve Celalî isyanları devlet yönetimine, devletin düzenini değiştirmeye yönelik isyanlar olmayıp, şahıslara yönelik isyanlardır. Eyalet İsyanları Merkezi otoritenin bozulması sonucunda merkeze uzak eyaletlerde çıkan isyanlardı. Amacı, Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsız olmaktı. Eflâk, Boğdan, Erdel, Halep, Yemen, Bağdat gibi. İsyanların bastırılması sırasında Osmanlı Devleti Avrupa devletleriyle karşı karşıya geldi. XVII. yy. Islahatlarının Amacı ve Özellikleri Bu yüzyılda ıslahat yapan devlet adamları; a. I. Ahmet Dönemi: Saltanat sisteminde değişiklikler yaptı * Ekber ve Erşed Kanunu'nu getirdi. Yani hanedanın en yaşlı ve en tecrübeli kişisi başa geçecek. Kafes usulü: En yaşlı, en tecrübeli hanedan üyesinin han içindeki üyelerin sarayda tutlma-sı. Devlet işlerinde tecrübe kazanması için sancağa çıkmaya son vermiştir. b. Kuyucu Murat Paşa: Celali isyanlarını bastırırken baskı ve şiddet uygulamıştır. c. II. Osman Dönemi: * Saray dışından evlilik yaparak, yönetime saray kadınlarının etkilerini engellemek Zamanın ihtiyaçlarına göre yeni kanunlar hazırlamak * Hotin seferi sırasında Yeniçerilerin disiplinsiz davranışından dolayı, Yeniçerileri ortadan kaldırmayı hedeflemişse de Yeniçeriler II. Osman'ı şehit etmişlerdir. d. IV. Murat Dönemi: Yeniçeri ve Sipahi isyancıları ortadan kaldırıldı Uyuşturucu ve tütün kullanımı yasaklanmıştır Anadolu'daki isyancılar ortadan kaldırıldı »*■ Tımar sistemi düzeltildi Devletin duraklamasının ve kötü gidişinin durdurulması için yapılmaısı gerekenlere ilişkin raporlar düzenletmiştir. Bunlardan en ünlüsü Koçi Bey Risalesidir. e. Tarhuncu Ahmet Paşa Dönemi: En önemli özelliği: İlk denk bütçeyi oluşturması. Sonuç: Çıkarları tehlikeye giren kişiler tarafından görevden alınması ve idam edilmesi sağlanmıştır. f. Köprülüler Dönemi: 1656-1691 yılları arasında Köprülü ailesinden devlet adamları sadrazamlık yapmışlardır. Bu dönemi başlatan Köprülü Mehmet Paşa göreve gelmek için bazı şartları ileri sürmüştür. Bunlar; *Saraya sunacağı her teklif kabul edilecektir. Devlet memurlarının görevlendirilmesi ve azledilmesi serbest olacaktır. Sadrazamlık görevine kimse karışmayacaktır. Kendisi hakkında bir şikayet olursa önce savunması alınacak, sonra karar verecektir. Ancak bu dönemde yapılan ıslahatlar kişilere bağlı kaldı, isyanların gerçek nedenleri üzerinde durulmadı. Baskı ve şiddet ile bastırılmaya çalışıldı. Bu sebepten dolayı ıslahatlar başarılı olmamıştır. GERİLEME DÖNEMİ (1699 -1792) Genel politika: Kaybedilen yerleri geri almak. III. Ahmet Döneminde 1700 istanbul Antlaşması ile Rusya'ya verilen toprakları geri almak için Rusya'yla savaşıldı. 1711 Prut Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmayla istanbul Antlaşması ile Rusya'ya verilen haklar geri alındı. Avusturya ile Pasarofça Antlaşması (1718) imzalandı. Bu antlaşma ile; Osmanlı Devleti batı ile tarihinde uzun sayılabilecek bir barış dönemi yaşadı. + Fetih savaşlarından vazgeçilerek eldeki toprakları savunma politikası uygulandı. Antlaşma'nın imzalanmasına vesile olan ingilizlerin daha önceki kapitülasyonları genişletilmiştir. En Önemli Özelliği: Osmanlı ilk kez Avrupa'nın gerisinde olduğunu kabul etmiştir. Osmanlı bu antlaşma ile Lale Devri'ne girmiştir. Edirne Olayı (1703) Karlofça Antlaşmasından sonra sultan II. Mustafa'nın kaybedilen yerleri geri almak için yeterince uğraşmadığını düşünen Yeniçeriler isyan etmişlerdir. Edirne'de bulunan II. Mustafa'yı tahttan indirmişler yerine III. Ahmet geçirilmiştir. Purut Savaşı (1711) III. Ahmet Döneminde 1700 İstanbul Antlaşması ile Rusya'ya verilen toprakları geri almak için Rusya'yla savaşıldı. 1711 Prut Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmayla istanbul Antlaşması ile Rusya'ya verilen haklar geri alındı. Osmanlı - Venedik İlişkileri Osmanlı kaybettiği yerleri geri almakta ümitlenince Venedik'e savaş açtı. (1715) Osmanlı Karlofça'da verdiği Mora Yarımadasını geri almıştır. Osmanlı'nın elde ettiği bu başarı Karlofça'nın garantörü olan Avusturya'yı harekete geçirmiştir. Böylece Osmanlı ile Avusturya savaşları başlamıştır. Osmanlı - Avusturya İlişkileri Osmanlı'nın Mora'yı ele geçirmesi üzerine Avusturya garantör olduğundan devreye girdi. Osmanlı'nın Venedikle yaptığı savaşa dahil oldu. Gelişme: Osmanlı Avusturya'ya mağlup oldu. Osmanlı Avusturya ile Pasarofça Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti batı ile tarihinde uzun sayılabilecek bir barış dönemi yaşadı. Fetih savaşlarından vazgeçilerek eldeki toprakları savunma politikası uygulandı. Osmanlı - İran İlişkileri Osmanlı Devleti Pasarofça Antlaşmasından sonra doğuya yönelmiştir. Bu sırada İran'ın içindeki karışıklıktan yararlanmak isteyen Osmanlı karşısında Rusya'yı bulmuştur. Çünkü, Rusya'nın da niyeti aynıdır. Bu yüzden iki taraf arasındaki gerginlik İstanbul Antlaşmasıyla sona ermiştir. Bu Antlaşmayla İran'ın Kafkaslardaki toprakları Osmanlı ile Rusya arasında paylaştırılmıştır. Osmanlı - Rus ve Avusturya Savaşları (1736-1739) Osmanlı Devleti iran ile savaşırken Rusya ve Avusturya ile Osmanlı topraklarıhı paylaşmak için ittifak kurmuştur. Ruslar Azak kalesini ve Kırım'ı işgal edince Osmanlı Rusya'ya savaş açmıştır. Kısa bir süre içinde Avusturya, Sırbistan ve Bosna Her-sek'i almak için Avusturya da Osmanlı'ya savaş açmıştır. Osmanlı ile Avusturya ve Rusya arasında Belgrad Antlaşmaları imzalanmıştır. (1739) Bu Antlaşmaya göre; Avusturya, Pasarofça ile aldığı yerleri geri verecekti. Azak kalesi yıkılmak şartıyla Rusya'ya bırakılacaktı. 1768-1774 Osmanlı - Rus Savaşı Sebebi: Rusya'nın Lehistan'ın içişlerine karışması, Leh milliyetçilerinin ayaklanıp, Osmanlı'dan yardım isteyerek topraklarımıza sığınması. Ruslar bunun üzerine sınırlarımıza girip bir çok Lehli'yi ve Osmanlı'yı öldürmüştür. Ruslar bu savaş sırasında Çeşme Limanı'nda donanmamızı yakmışlardır. (1770) Sonuç: Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)'na Göre; Kırım bağımsız olacak. Kırım halkı dini bakımdan osmanlı halifesine bağlı kalacaktır Ayvalıkavak Tenkihnamesi (1779) Rusya Kırım'ı ele geçirmek amacıyla Kırım'ır içişlerine karışmıştır. Kendine yakın olan Şahin Gi-ray'ı Kırım Hanı seçtirmek isteyince Osmanlı ile gerginlik yaşanmıştır. Bunun üzerine Ruslar Kırım'ı işgal edince Osmanlı, Ruslar'ın geri çekilmesi şartıyla Şahin Giray'ı tanımıştır. 1787-1792 Osmanlı - Rusya ve Avusturye Savaşı Sebebi: Ruslar'ın Kırım'ı işgal etmesi Osmanlı'nın Ruslar'ı durdurmak istemesi Rusya ve Avusturya'nın kendi aralarında Os manlı'yı paylaşıp Bizans'ı yeniden kurma plan lan. Gelişme: 1789'da Fransız ihtilali'nin çıkmasıy la yayılan Milliyetçilik fikir akımının ülkesine gir meşini engellemek isteyen Avusturya savaştan çe kilme kararı almıştır (1791) Yaş Antlaşması (1792): Yalnız kalan Rusy; savaşa deval etmemiştir. Osmanlı - Fransız İlişkileri Fransa 1798'de Mısır'ı işgal etmiştir. Sebebi: İngilizler Hindistan'a giden sömürg yollarını ele geçirme isteği Gelişme: Osmanlı, İngiltere ve Rusya'dan ya dım istemiştir. Bu iki devletin desteğiyle III. Selim'in kuruğu Nizam-ı Cedit ordusu Napolyon'u ordusunu yenmiştirb Sonuç: El- Ariş Antlaşmasıyla Fransa Mısır terketmiş, Osmanlı'nın olduğunu kabul etmiştir. YAKINÇAĞ (18. YY)' DA AVRUPA ABD'NİN KURULMASI (1787) Amerika'nın keşfinden sonra ispanyollar, Por-tekizler, Fransızlar ve İngilizler bu topraklarda koloniler kurmuşlardır. Bu koloniler gelecekte kurulacak ABD'nin temelini oluşturur. Önce ingiltere bu kolonilere normal davranırken ardından, İngiltere'nin girdiği savaşlardan dolayı ekonomisi bozulmuş bunu gidermek için de Amerika'daki kolonilerine aşırı vergiler yüklemeye başlamıştır. Bunu üzerine I. Filedelfiya kongresiyle ingiltere'ye savaş ilan edildi. II. Filedelfiya Kongresiyle bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu koloniler Fransa, ispanya ve Hollanda'nın desteğini alınca İngiltere Versay Antlaşması'yla (1783) kolonilerin bağımsızlığını tanıdı. Bu koloniler 1787'de Amerika Birleşik Devletleri adıyla yeni bir federal devlet kurdu. Sonuç: Yayımladıkları İnsan Hakları Beyannamesi Avrupa'ya örnek olmuştur. ABD, Avrupa'ya karşı denge unusuru oluşturmuştur. • Avrupa'da Amerika'ya çok fazla göç olmuştur. Böylece Avrupa'da işsizlik azalmıştır. FRANSIZ İHTİLALİ (1789) İç Nedenler Fransa'da kral mutlak egemendi. Savaşlara harcananlarla saray masrafları ekonomiyi zayıflatınca vergiler arttırıldı. Soylular lüks içinde yaşarken halk yoksulluk içinde yaşıyordu. Ayrıca halk asiller, din adamları, burjuvalar ve köylüler olmak üzere sınıflara ayrılmıştı. Papazlar ve asiller en ayrıcalıklı sınıftı. Burjuvalar ticaretle uğraşıyorlardı ancak siyasî hakları yoktu. Köylüler ise toplumun yükünü çekmelerine rağmen hiçbir hakka sahip değildi. Sonuçları Yeni Çağ sona erdi, Yakın Çağ başladı. Hürriyet, eşitlik, adalet, milliyetçilik fikirleri yayıldı. Milliyetçilik fikriyle imparatorluklar sarsıldı, mutlak krallıklar zayıflayarak milli devletler kurulmaya başladı, ihtilâl Osmanlı Devleti'nde milliyetçilik akımı başta olmak üzere etkilendi. Ülkede isyanlar çıktı ve dağılmasında önemli rol oynadı. Osmanlı Devleti'nde demokrasi hareketlerinin başlaması ise olumlu etkileridir. Viyana Kongresi (1815) Konferansda ingiltere, Rusya, Prusya, Avusturya kurdukları düzeni koruyabilmek için bazı antlaşmalar yapmışlardır. Mutlak krallık sistemini koruyabilmeyi istiyorlardı. Sınırların çizilmesinde Milliyet, din, dil faktörü gözetilmediğinden barış ve huzur sağlanamamıştır. Rusya, Osmarlı Devleti'ni paylaşmak istemişse de bu istek ingiltere'nin çıkarlarına ters düştüğünden kabul etmemiştir. (İlk kez Şark Meselesi ortaya çıkmıştır.) Sanayi inkılâbı Bilim ve teknoloji gelişmeleriyle buharın maki-nalarda kullanılması üzerine ingiltere'de başlamıştır. Sonucunda, hammadde ve pazar arayan devletler gruplara ayrılmaya başladı. Sömürgecilik gelişti. Büyük fabrikalar kuruldu, işçi sınıfı ortaya çıktı. Sosyalizm, emperyalizm gibi kavramlar ortaya çıktı. Köyden kente göç başladı. 1870'de İtalya'nın 1871'de Almanya'nın Siyasal Birliğini Kurması Sonuçları: * Avrupa'da güçler dengesi değişti Fransa ve Avusturya güç kaybına uğramıştır. Yeni ittifaklar kurulmuştur. XIX. YÜZYIL OSMANLI TARİHİ DAĞILMA DÖNEMİ (1792 -1918) 1809 Kala-ı Sultaniye Antlaşması Fransa Osmanlı'yı Rusya ile savaşa zorlamıştı. Ama Rusya ile Fransa arasında Osmanlıyı paylaşmak için anlaşma yapmıştır. Fransa'nın iki yüzlü politikasından dolayı Osmanlı, İngiltere'ye yakınlaşmış. Buna göre, barış zamanında Boğazlardan hiçbir savaş gemisi geçmeyecektir. Milliyetçilik Akımı ve Etkileri: Milliyetçilik akımından en çok etkilenen Osmanlı Devleti olmuştur. Rus ingiliz ve Fransızlar'da kışkırtmalar ve isyanlar çıkmıştır. İlk ayaklananlar Sırplar, ilk devlet kuranlar da Yunanlılar olmuştur. 1806-1812 Osmanlı - Rus Savaşı Sebebi: Rusya'nın Eflak ve Boğdan'ı işgal etmesi. Sonuç: Sırplar'a Osmanlı imtiyaz vermek zorunda kalmıştır. Sırplar; 1829'da Edirne Antlaşması ile özerklik, 1878'de Berlin Antlaşması ile bağımsızlık kazandılar. Yunan İsyanı (1820): Milliyetçilik akımı etkisiyle ayaklanan ikinci devlettir. Mora'da isyanı bastıramayan II. Mahmut Mısır valisinden yardım istedi. Mora valisi isyanı bastırınca ingiltere, Fransa, Rusya, Osmanlı ve Mısır Donanması'nı Nava-rin'de (1827) yaktılar ve Edirne Antlaşması imzalandı. Yunanistan bağımsız oldu. Mehmet Ali Paşa İsyanı: Donanmasını ve Mora valiliğini kaybeden Mehmet Ali Paşa Suriye valiliğine kabul edilmeyince isyan etti. Kütahya'ya kadar gelen Mehmet Ali Paşa'ya karşı Rusya'dan yardım isteyince İngiltere ve Fransa konuyu Avrupa sorununa dönüştürdüler. Mehmet Ali Paşa ile Kütahya Antlaşması, Rusya ile de Hünkâr İskelesi Antlaşması yapıldı. Hünkâr iskelesi Antlaşması ile Boğazlar meselesi ortaya çıktı. Osmanlı Devleti boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını son kez kullandı. Mehmet Ali Paşa tekrar ayaklandı. Nizip'te yenilen Osmanlı; ingiltere, Rusya Avusturya'nın katıldığı Londra Konferansı'nda Mısır meselesini çö-zümlediler. 1841'de imzalanan Londra Boğazlar Sözleşmesi ile de boğazlar uluslar arası statüye kavuştu ve boğazlar sorunu ilk kez devletler arası bir konferansta görüşülüp çözümlendi. KIRIM SAVAŞI (1853 - 1856) Rus Çarı I. Nikola'nın İngilizlere Osmanlı topraklarını paylaşmayı teklif etmesine karşılık İngilizler reddedince Rusya tek başına emellerini gerçekleştirmek istedi. Bahane olarak kutsal yerler sorununu gündeme getirdi. Kudüs'te Katolik - Ortodoks çekişmesi başladı. İstekleri kabul edilmeyince, Osmanlı'ya savaş açtı. İngiltere ve Fransa Osmanlı'nın yanında yer aldı. 1856'daki Paris Antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerin garantisi altına girerek kendi topraklarını koruyamayacağı durumda olduğunu kabul ediyordu. Karadeniz tarafsızlığı ile Osmanlı Devleti galip gelmesine rağmen yenik devlet oluyordu. Osmanlı Devleti ilk defa borç para aldı. Islahat Fermanı'nın antlaşmada olması Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasına zemin hazırladı. • Panislavizm Hareketleri ve Balkanlar'da Ayaklanmalar Slav asıllı toplulukları kültürel ve siyasî bakımdan birleştirmek isteyen hareketlere panislavizm denir. Böylece Rusya Balkanlar'a egemen olup sıcak denizlere ulaşmayı amaçlıyordu. • Balkanlarda Ayaklanmalar Rus propagandaları sonucu Hersek'te isyan çıktı. Sırp ve Bulgarlar'da isyan ettiler. Böylece Balkan bunalımı ortaya çıktı, isyanlar yayılınca Sırp ve Karadağlılar Osmanlılar Devleti'ne savaş açtı. Sorunu görüşmek amacıyla İstanbul'da konferans toplandı. • İstanbul Konferansı (1876) Konferans çalışmaları sırasında anayasa (Ka-nun-i Esasi) hazırlanarak I. Meşrutiyet ilân edildi (23 Aralık 1878). Osmanlı Devleti Avrupa'nın, iç işlerine karışmasını engellemek istedi. Özellikle Bos-na-Hersek ve Bulgaristan'a özerklik verilmesini kabul etmeyince Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. 1877 -1878 Osmanlı - Rus Savaşı (93 Harbi) Sonucunda Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması yapıldı (1878). Rusya bu antlaşmayla çok güçleneceğinden Avusturya, Almanya, ingiltere karşı çıkınca yürürlüğe girmedi. Böylece Berlin Antlaşması yapıldı (1878). Sonucunda; Osmanlı Devle-ti'nin dağılması hızlandı. Ermeni sorunu uluslar arası olarak gündeme geldi. Sırbistan, Karadağ, Romanya bağımsız olacaktı. Tunus'un, Fransızlar tarafından (1881), Mısır'ın ingilizler tarafından işgaline (1882) engel ulunamadı. Kıbrıs'ın İngiltere'ye verilmesi (1878) Berlin Konferansında Osmanlı'nın yanında yer alma karşılığında Kıbrıs, İngiltere'ye üs olarak verildi. XIX. YÜZYIL OSMANLI TARİHİ DAĞILMA DÖNEMİ (1792 -1918) 1809 Kala-ı Sultaniye Antlaşması Fransa Osmanlı'yı Rusya ile savaşa zorlamıştı. Ama Rusya ile Fransa arasında Osmanlıyı paylaşmak için anlaşma yapmıştır. Fransa'nın iki yüzlü politikasından dolayı Osmanlı, İngiltere'ye yakınlaşmış. Buna göre, barış zamanında Boğazlardan hiçbir savaş gemisi geçmeyecektir. Milliyetçilik Akımı ve Etkileri: Milliyetçilik akımından en çok etkilenen Osmanlı Devleti olmuştur. Rus ingiliz ve Fransızlar'da kışkırtmalar ve isyanlar çıkmıştır. İlk ayaklananlar Sırplar, ilk devlet kuranlar da Yunanlılar olmuştur. 1806-1812 Osmanlı - Rus Savaşı Sebebi: Rusya'nın Eflak ve Boğdan'ı işgal etmesi. Sonuç: Sırplar'a Osmanlı imtiyaz vermek zorunda kalmıştır. Sırplar; 1829'da Edirne Antlaşması ile özerklik, 1878'de Berlin Antlaşması ile bağımsızlık kazandılar. Yunan İsyanı (1820): Milliyetçilik akımı etkisiyle ayaklanan ikinci devlettir. Mora'da isyanı bastıramayan II. Mahmut Mısır valisinden yardım istedi. Mora valisi isyanı bastırınca ingiltere, Fransa, Rusya, Osmanlı ve Mısır Donanması'nı Nava-rin'de (1827) yaktılar ve Edirne Antlaşması imzalandı. Yunanistan bağımsız oldu. Mehmet Ali Paşa İsyanı: Donanmasını ve Mora valiliğini kaybeden Mehmet Ali Paşa Suriye valiliğine kabul edilmeyince isyan etti. Kütahya'ya kadar gelen Mehmet Ali Paşa'ya karşı Rusya'dan yardım isteyince İngiltere ve Fransa konuyu Avrupa sorununa dönüştürdüler. Mehmet Ali Paşa ile Kütahya Antlaşması, Rusya ile de Hünkâr İskelesi Antlaşması yapıldı. Hünkâr iskelesi Antlaşması ile Boğazlar meselesi ortaya çıktı. Osmanlı Devleti boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını son kez kullandı. Mehmet Ali Paşa tekrar ayaklandı. Nizip'te yenilen Osmanlı; ingiltere, Rusya Avusturya'nın katıldığı Londra Konferansı'nda Mısır meselesini çö-zümlediler. 1841'de imzalanan Londra Boğazlar Sözleşmesi ile de boğazlar uluslar arası statüye kavuştu ve boğazlar sorunu ilk kez devletler arası bir konferansta görüşülüp çözümlendi. KIRIM SAVAŞI (1853 - 1856) Rus Çarı I. Nikola'nın İngilizlere Osmanlı topraklarını paylaşmayı teklif etmesine karşılık İngilizler reddedince Rusya tek başına emellerini gerçekleştirmek istedi. Bahane olarak kutsal yerler sorununu gündeme getirdi. Kudüs'te Katolik - Ortodoks çekişmesi başladı. İstekleri kabul edilmeyince, Osmanlı'ya savaş açtı. İngiltere ve Fransa Osmanlı'nın yanında yer aldı. 1856'daki Paris Antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerin garantisi altına girerek kendi topraklarını koruyamayacağı durumda olduğunu kabul ediyordu. Karadeniz tarafsızlığı ile Osmanlı Devleti galip gelmesine rağmen yenik devlet oluyordu. Osmanlı Devleti ilk defa borç para aldı. Islahat Fermanı'nın antlaşmada olması Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasına zemin hazırladı. • Panislavizm Hareketleri ve Balkanlar'da Ayaklanmalar Slav asıllı toplulukları kültürel ve siyasî bakımdan birleştirmek isteyen hareketlere panislavizm denir. Böylece Rusya Balkanlar'a egemen olup sıcak denizlere ulaşmayı amaçlıyordu. • Balkanlarda Ayaklanmalar Rus propagandaları sonucu Hersek'te isyan çıktı. Sırp ve Bulgarlar'da isyan ettiler. Böylece Balkan bunalımı ortaya çıktı, isyanlar yayılınca Sırp ve Karadağlılar Osmanlılar Devleti'ne savaş açtı. Sorunu görüşmek amacıyla İstanbul'da konferans toplandı. • İstanbul Konferansı (1876) Konferans çalışmaları sırasında anayasa (Ka-nun-i Esasi) hazırlanarak I. Meşrutiyet ilân edildi (23 Aralık 1878). Osmanlı Devleti Avrupa'nın, iç işlerine karışmasını engellemek istedi. Özellikle Bos-na-Hersek ve Bulgaristan'a özerklik verilmesini kabul etmeyince Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. 1877 -1878 Osmanlı - Rus Savaşı (93 Harbi) Sonucunda Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması yapıldı (1878). Rusya bu antlaşmayla çok güçleneceğinden Avusturya, Almanya, ingiltere karşı çıkınca yürürlüğe girmedi. Böylece Berlin Antlaşması yapıldı (1878). Sonucunda; Osmanlı Devle-ti'nin dağılması hızlandı. Ermeni sorunu uluslar arası olarak gündeme geldi. Sırbistan, Karadağ, Romanya bağımsız olacaktı. Tunus'un, Fransızlar tarafından (1881), Mısır'ın ingilizler tarafından işgaline (1882) engel ulunamadı. Kıbrıs'ın İngiltere'ye verilmesi (1878) Berlin Konferansında Osmanlı'nın yanında yer alma karşılığında Kıbrıs, İngiltere'ye üs olarak verildi. 19. YÜZYIL ISLAHATLARI II. MAHMUT DÖNEMİ (1808- 1839) Alemdar Mustafa Paşa'nın çalışmalarıyla padişah Rumeli ve Anadolu'daki ayanlarla Sened-i İt-tifak'ı imzaladı. Böylece Osmanlı Devleti'nde ilk kez padişah kendi dışında başka bir gücün varlığını kabul etmiştir. Ayrıca ilk kez padişahın bu ittifakla yetkileri kısıtlanmıştır. İdarî sahada memurların kılık kıyafeti düzenlenmiş fes, ceket, pantolon resmî kıyafet olarak kabul edilmiştir (1828). Divan-ı Hümayun kaldırılarak bakanlıklar kurulmuştur. Sağlık alanında karantina uygulanmış, askeri alanda Yeniçeri Ocağı kaldırılmış (Vakai hayriye), ilköğretim zorunlu hâle getirilmiştir. Takvim-i Vekayı adıyla ilk gazete çıkarıldı (1831). Avrupa'ya ilk kez öğrenci gönderildi. TANZİMAT FERMANI (1839) Müslüman ve gayri müslim halkın eşitliğine dayanarak hazırlanmıştır. Böylece her gücün üzerinde kanun gücü olduğunu kabul etmiştir. Batılılaşma hareketleri hız kazanmıştır. Osmanlı Devleti Avrupa'nın baskısı olmadan Tanzimat Fermanı'nı ilân etmiştir. ISLAHAT FERMANI (1856) Avrupa Devletleri tarafından hazırlanmış ve Osmanlı Devleti'de Avrupa'nın iç işlerine müdahalesini engellemek amacıyla ilân etmiştir. Fermanda Müslümanlardan çok gayri müslimlerin hakları genişletilmiştir. Böylece Müslüman halk tepki göstermiştir. (Fermanın ilânına rağmen Avrupa Devletleri iç işlerimize karışmıştır.) I. MEŞRUTİYET (1876 - 1878) Osmanlı Devleti'nin ilk yazılı anayasası olan Kanun-i Esasi kabul edildi. Anayasal düzene geçilirken halk ilk kez yönetime katılmıştır (Demokratik dönem). 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında meclis kapatılmıştır. II. MEŞRUTİYET (1908) Padişah II. Abdülhamit'e karşı ortamda İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu. Bu arada Meclis içinde meşrutiyet yanlıları ile karşıtlarının çatışmaları ve bunun halka yansıması oldu. Avusturya - Rusya elçilerinin kışkırtmaları sonucunda 31 Mart Olayı patlak verdi. II. Abdülhamit tahttan indirildi. V. Mehmet Reşat padişah oldu. Osmanlı tarihinde ilk kez rejime karşı çıkan bu isyanı Selanik'te kurulan Hareket Ordusu bastırmıştır. I. ve II. Meşrutiyet Osmanlı Devleti'nin önemli demokrasi denemeleridir. OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ Osmanlı Devleti kendinden önceki Türk Devletlerinin hâkimiyet anlayışını devam ettirmiştir. Ülke hanedanın ortak malıdır anlayışı, taht kavgalarının en büyük nedeni olmuştur. I. Ahmet veraset sisteminde değişiklik yaparak Ekber ve Erşed usulünü getirdi. Böylece Kafes usulü getirilerek şehzadelerin sancağa çıkması kaldırılarak en büyük ve en akıllı olan şehzadenin tahta geçmesi kanunlaştı. Merkez Teşkilâtı: Hükümet, ordu ve eyalet yönetimi padişaha bağlıdır. Yönetim merkezi İstanbul, yönetim işi ise padişah tarafından saraydan yapılıyordu. Saray iki bölümden oluşurdu: Birun; sarayın dış teşkilâtı, Enderun (saray okulu); devlet adamlarının yetiştirildiği okuldu. İstanbul'un Yönetimi: Başkent olması sebebiyle kendine has bir yöntemi vardır. Adalet işlerine istanbul kadısı (Taht Kadısı) bakardı. Belediye işleri şehremini tarafından yürütülürdü. Güvenliği yeniçeri ağası sağlardı. Gündüz subaşı, gece asesbaşı İstanbul'un güvenliğinden sorumlu idi. Divan-ı hümayun: Devletin siyasî, askerî, idarî, malî sorunlarının görüşülüp, askerî büyük davaların bakıldığı yerdir. Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi olup tek farkı mahkeme gibi çalışmasıdır. Kuruluş döneminde padişah, sadrazam, vezirler, kazasker, defterdar, nişancı katılırdı. XVI. yy.dan itibaren müftü, yeniçeri ağası, kap-tan-ı derya, 17 yy.da Reis-ül küttap katılmıştır Fatih'e kadar Cuma hariç hergün toplanırdı. Fatih'ten sonra Sadrazam başkanlığında toplanırdı. Bu yüzder yavaş yavaş padişahlar yönetiminden uzaklaşmışlardır. 17. yüzyıl'dan sonra Divan önemini yitirdi. II. Mahmut Divan'ı kaldırmıştır. Vezirlikleri kaldırıp yerine Nazırlıkları (Bakanlıkları) kurmuştur. Padişah: Devletin idarecisi. Sadrazam (Vezir-i azam): Seyfiye'yi temsil ediyordu. ASKERİ ve YÖNETİM'den sorumluydu. Padişahtan sonra gelen en büyük devlet memuru ve padişahın mutlak vekili idi. Vezirler: Askerî ve siyasî işlerden sorumlu idiler. Kazasker: Divan üyelerinden Kazaskerler: II-miye'yi temsil ediyordu ve ADALET ve EĞİTİM'den sorumluydu. Defterdar: Maliye işlerine bakardı. Kalemiye'yi temsil ediyordu. Nişancı: Evraklara padişahın tuğrasını çekerdi. Dış yazışmaları düzenler, fethedilen araziyi tapu defterine kaydedip, dirlik dağıtırdı. Kalemiye'yi temsil ediyordu. Reis-ül Küttap: Divan kâtiplerinin şefi idi. Nişancıya bağlıydı. Kaptan-ı Derya: Donanmanın başkomutanı ve denizlerden sorumluydu. Yeniçeri Ağası: Yeniçerilerden sorumluydu, ihtiyaç olduğunda görüşmelere katılırdı. Müftü (Şeyhülislâm): Divanda alınan kararların İslâm dinine uygun olup olmadığı konusunda fetva verirdi. 17. yüzyıl'dan sonra Divan önemini yitirdi. II. Mahmut Divan'ı kaldırmıştır. Vezirlikleri kaldırıp yerine Nazırlıkları (Bakanlıkları) kurmuştur. Padişah: Devletin idarecisi. Sancaklar: Sancak beyi tarafından idare edilir (Bugünkü il). Güvenliği subaşı, Adaleti şehir kadısı sağlardı. Kazalar: Sancaktan küçüktür. Kadı tarafından idare edilir. Köyler: En küçük idarî birimdir. Köy kethüdası tarafından idare edilir. II. Mahmut muhtarlıkları oluşturdu. Mülk Arazi: Tamamen halka ait olan toprakla olup ikiye ayrılır. a. Öşriyye: Osmanlı Devleti'nin bu toprakla fethetmeden evvel Müslümanların elinde buluna arazilerdir. Ürünlerinin bir kısmını vergi olarak ve rirlerdi. 1/10'unu b. Haraciyye: Gayri müslimlerden alınan tojrakların fetihden sonra eski sahiplerine bırakılınsıyla bu tür topraklarda yaşayan gayri müslim hakın ürünlerinin bir kısmının haraç alınmasıdır. Vakıf Arazi: Alınıp satılması kesinlikle yas; olup vergiden muaftır. Gelirleri ile eğitim, bayınd lık, sağlık alanındaki, kimsesizlere yardım, ha) kurumlarının masrafları için ayrılmış arazilerdir. Miri Arazi: Mülkiyeti devlete ait olan bu topra lar, işlenmesi amacıyla kişilere ve devlet memurl rı ile askerlere bırakılan topraklardır. 1. Dirlik gelirine göre topraklar (3'e aynin Dirlik arazi, Mülkiyeti devlete ait topraktır. D lete hizmeti olan kişiler maaş karşılığı verili Köylü vergiyi dirlik sahibine öderdi. O da "CEI LÜ" denen altı asker yetiştirirdi. Böylece; Özel mülkiyete son verilmiş «* Derebeylik rejimi engellenmiş »*• Üretimde süreklilik sağlanmış Masrafsız olarak eyalet ordusuna sahip olmuş Memur maaşlarını hazineye dokunmadan aşılamış a. Has topraklar: Yıllık geliri 100.000 akçe üzeri olan topraklar (Padişah, şehzade, divan üyeleri) b. Zeamet topraklar: Yıllık geliri 20.000 -100.000 akçe arası olan topraklarsında geliri arasında olan topraklardır. Gelirin 3.000 akçesini tımar sahibi kendi geçimine ayırır (kılıç tımarı), geri kalan 3.000 akçe için asker yetiştirirdi. Ayrıca; savaşta yararlılık gösteren askerlere Eşkinci Tımarı, saray görevlilerine Hizmet Tımarı, cami imam ve hatiplerine Mustahfaz Tımarı verilirdi. Tımar Sisteminin Uygulanması Devlet vergilerini düzenli toplamıştır Devlet köylerde bile güvenliği sağlamıştır Devamlı savaşa hazır ordusu olmuştur «*• Üretimin devamı ve sürekliliği sağlanmıştır 2. Mukataa Arazi: Geliri doğrudan hazineye kalıyor. 3. Yurtluk Arazi: Geliri sınırlardaki Akıncılara verilir. 4. Ocaklık Arazi: Geliri kale muhafızlarına ve tersane giderlerine verilir. 5. Paşmaklık Arazi: Geliri hanedan üyelerine ayrılır. I. ve II. Meşrutiyet Osmanlı Devleti'nin önemli demokrasi denemeleridir. Balkan Savaşları (1912 -1913) I. BALKAN SAVAŞI Balkan ülkelerinin Osmanlı Devleti'ni Balkanlardan çıkarmak istemesi, Rusya'nın Balkan milletlerini kışkırtması, Trablusgarp Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin güçsüzlüğünün anlaşılması, nedenleridir. Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Sırbistan Osmanlılara karşı savaştı. Ordunun savaşa hazırlıksız olması, ordu içinde particilik olması yenilgiyi getirdi. Arnavutluk savaşa girmediği halde bağımsızlığını ilân ederek Osmanlı'dan ayrılan son Balkan devleti oldu. Midye - Enez çizgisinin batısındaki topraklarını kaybettik. II. BALKAN SAVAŞI Bulgaristan'ın fazla toprak alması üzerine Romanya, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan'ın, Bulgaristan'a karşı savaşında Osmanlı Devleti de katıldı. Edirne ve Kırklareli'yi Osmanlı Devleti geri aldı ama geri kalan toprakları Balkanlar'da kaybetti. Osmanlı Devleti Bulgaristan'la istanbul Antlaşması (1913), Yunanistan'la Atina Antlaşmasını (1913) imzaladı. Balkan devletleri kendi aralarında Bükreş Anlaşmasını imzaladılar. Osmanlı ayrıca 1924'te Sırbistan'la istanbul Antlaşması'nı imzaladı. I. DÜNYA SAVAŞI (1914 - 1918) Milletler arası rekabet, ham madde, pazar arayışı ve milliyetçilik hareketleri nedenleridir. Savaşı başlatan neden ise Avusturya - Macaristan veliah-tının bir Sırplı tarafından öldürülmesidir. Devletler, Üçlü İtilâf İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Sırp, Belçika, Japonya, Romanya, A.B.D, Yunanistan; Üçlü ittifak ise, Almanya, Avusturya - Macaristan, italya, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan'dır (İtalya önce ittifak Devletleri, sonra İtilâf Devletleri tarafın-dadır). Osmanlı Devleti savaş başladığında tarafsızlığını ilan etti ve boğazları kapattı. Ancak Almanya yanında yer alırsa kaybedilen toprakların geri alınacağı düşüncesiyle savaşa girdi. Almanya ise, Osmanlı Devleti'nin stratejik konumundan yararlanıp yükünü hafifletmek ve Osmanlı Devleti'nin halifelik gücünden yararlanmak istiyordu. Osmanlı'nın Savaşa Katılmasındaki Görünür Sebep: Osmanlı Devleti ingiliz donanmasından kaçan iki Alman gemisini satın aldığını açıkladı. Yavuz (Goben) ve Midilli (Bereslaw) adı verilen bu gemiler, Rus limanlarını bombalayınca savaşa girdi. Osmanlı Devleti müttefiklerine yardım için Galiç-ya, Romanya ve Makedonya, savunma için Çanakkale, Irak, Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen ve taarruz için Kafkasya ve Kanal cephelerinde savaştı. Kafkasya Cephesi (1914): Enver Paşanın Kafkasya'dan Orta Asya Türkleri'ne ulaşarak Rus-lar'ı durdurmak istemesi yani Turan ideali sonucunda; soğuk, açlık ve hastalıktan binlerce askerimiz ölmüştür. Rusya'da ihtilal çıkmasıyla bu cephe kapandı (Brest - Litovvsk Antlaşması 1918). En Önemli Özellikleri: İlk savaşılan cephe Mustafa Kemal'in savaştığı cephedir. Çanakkale Cephesi (1915): itilâf Devletleri boğazlardan geçerek (Osmanlı'ya son verip) Rusya'ya gerekli yardımı göndermek istediler. Mustafa Kemal'in "Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum." emri verdiği savaştır. Sonucunda; savaş uzadı, Rusya'da ihtilâl oldu ve savaştan çekildi. Mustafa Kemal'in Milli Mücadele lideri olmasına zemin hazırladı. Bulgaristan İttifak devletleri tarafına katıldı. Irak Cephesi: İngilizler bölge petrollerini ele geçirmek ve müttefikleri Rusya'ya yardım etkmek amacıyla açmışlardır. İngilizlerle birleşen Araplar yüzünden yenildik. Mondros Ateşkes Antlaşması ile cephe kapandı. Suriye - Filistin Cephesi: Alman Generali Von Sanders'in yerine Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları komutanlığına atandı ve orduyu imha edilmeden Halep'in kuzeyine çekti. En son kapanan cephedir. Hicaz-Yemen Cephesi: İngilizler, Araplar'ı kışkırtarak toprakların büyük bir kısmını ele geçirdi. Kanal Cephesi: Almanlar, İngilizlerin sömürgelerine giden yolları engellemeleri için, Osmanlılarla açtırmışlardır. Bugün kü Mısır topraklarında savaşılmıştır. Galiaya-Makedonya Cephesi: Osmanlı'nın kendi sınırları olmadığı halde Alman müttefikine yardım amacıyla savaştığı cephedir. Savaşın sona ermesi; ABD'nin İtilâf Devletlerine silâh satması ve Almanya'nın ABD'nin savaş ve ticaret gemilerini batırması üzerine savaşa girince dengeler altüst oldu ve müttefikler yenildi. Önce Bulgaristan, sonra Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla Osmanlı, sonra Avusturya- Macaristan, son olarak Almanya savaştan çekildi. Bolşevik İhtilali- Ekim 1917: İtilaf Devletleri, müttefikleri Çarlık Rusya'ya yardım götüremeyince Bolşevikler (Komünistler) Rusya'da devrim yapmıştır. Yeni gelen rejim kapitalizme karşı olduğundan savaştın çekilmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında imzalanan gizli antlaşmaları dünya'ya duyurmuştur. Brest- Litovsk Antlaşması - Mart 1918: Rusya Osmanlı ile yaptığı bu antlaşma ile Savaş sırasında Osmanlı'dan aldığı tüm toprakları geri WİLSON İLKELERİ ABD Başkanı Wilson barışın kalıcı olmasını sağlamak amacıyla yayınladı, itilâf Devletleri ilkelere uymayacaklarını bile bile ABD gibi bir dostu kaybetmemek için imzaladılar. Maddeleri; Devletler arası gizli antlaşma yapılmayacaktır • Galip gelen devletler yenilen devletlerden savaş tazminatı ve toprak almayacak, Osmanlı Devleti'nin Türk olan bölgesine kesin egemenlik tanınacaktı. Daha sonra yayınlanan Misak-ı Millî kararları VVilson ilkelerine dayanır. Barışın devamlılığı için Cemiyet-i Akvam kurulacak. Yorum: Wilson ilkeleri I. Dünya Savaşı'nın bitimini hızlandırmıştır. PARİS BARIŞ KONFERANSI Toplanmasının amacı yapılacak barışın sınırlarının belirlenmek istenmesi olarak görülse de asıl amaç Osmanlı Devleti'ni parçalamaktı. Sonucunda, Batı Anadolu güçlü İtalya yerine güçsüz Yunanistan'a verildi. İtalya konferansı terk etti ama Akdeniz bölgesinden bazı yerler verilince geri döndü. Sömürgeciliğin yerini ilk kez "manda" fikri aldı. Almanya ile Versailles Antlaşması (Versay Antlaşması II. Dünya Savaşının çıkmasına zemin oldu) Avusturya ile St. Germain, Bulgaristan'la Nöyyi, Macaristan'la Trianon, Osmanlı Devleti ile Sevr Barış Antlaşmaları imzaladı (İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'ni nasıl paylaşacaklarına karar veremediklerinden en geç Sevr imzalandı). I. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA OSMANLI'YI PAYLAŞMAK İÇİN YAPILAN GİZLİ ANTLAŞMALAR 1- Boğazlar Antlaşması: ingiltere, Fransa, Rusya arasında olmuştur. Boğazlar ve çevresi Rusya'ya bırakıldı. 2- Londra Antlaşması: ingiltere, Fransa, Rusya ve italya arasında olmuştur. İtalya itilaf Devletleri tarafında olursa, kendisine Ege kıyıları ve 12 ada vaad edilmiştir. 3- Sykes Picot Antlaşması: ingiltere ve Fransa arasında olmuştur. Omanlı'dan koparılacak Arap topraklarını kendi aralarında pay etmişlerdir. 4- Petrograd Protokolü: Rusya'nın Sykes-Pi-cot Antlaşmasını kabul etmesine karşılık kendisine boğazlara ek olarak doğudan Trabzon'a kadarki Karadeniz kıyılarıyla Erzurum, Muş, Van, Bitlis verildi. 5- Mc. Mohan Antlaşması: İngilizler ve Araplar arasında olmuştur. Araplar'ın Osmanlı'ya ihaneti karşılığında para ve bağımsızlık vaad ettiler. 6- St Jean de Mourienne Antlaşması: İngiltere, Fransa, İtalya arasında oldu. italya'nın Sykes Picot ve Petrograd Protokolünü öğrenmesi üzerine İtalya'ya verilecek topraklar genişletildi. 7- Balfour Deklerasyonu: İngilizler ve ABD'nin desteğiyle Yahudiler'e bugünkü Filistin topraklarında yurt kazardırılmaya çalışıldı. I. Dünya Savaşının Sonuçları Polonya, Yugoslavya, Çekoslavakya, Litvanya, Letonya, Estonya gibi yeni devletler kuruldu. Osmanlı, Rusya Çarlık ve Avusturya - Macaristan İmparatorlukları yıkıldı. Milli devletler kuruldu. Milletler Cemiyeti kuruldu. Sömürgecilik yerini manda ve himayeye bıraktı. Yeni rejimler ortaya çıktı (nazizm, faşizm, komünizm). Sivil savunma teşkilâtı kuruldu ve II. Dünya Savaşı'na ortam hazırladı. II. MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 Ekim 1918) Osmanlı'nın I. Dünya Savaşından çekildiği ilan ettiği antlaşmadır. En önemli maddelerinden biri İtilâf Devletlerin güvenliklerini tehdit edecek bir durum karşısında bölgeyi işgal edebileceklerdi. İşgallere zemin h; zırladı. Başka bir madde ise altı doğu ilinde karışıklık çıkarsa işgal edebileceklerdi. Bu da ilerici Ermeni devletinin kurulmasına zemin hazırlıyordu Böylece Osmanlı Devleti fiilen sona erdi. Osmanlı'nın Mondros'u İmzalamasının Sebepleri: Bulgaristan'ın savaştan çekilmesi ile Almanya ve Avusturya ile irtibatının oradan gelen yardımların kesilmesi. Wilson Prensipleri'nin uygulanacağı düşünülmesi Mondros Ateşkes Antlaşmasının Diğer Önemli Maddeleri: • Boğazların yönetimi itilaf Devletlerine bırakılacak, tüm gemilere açık olacak. * Osmanlı, kendi iç asayişi sağlayabilecek kadar asker bulundurup gerisini terhis edecek.Osmanlı tüm silahlarını itilaf Devletler bırakacak. * Osmanlı tüm haberleşme araçlarını it Devletleri'nin kontrolünde bırakacak.Osmanlı donanması ve önemli ulaşımlarının kilit noktaları itilaf Devletleri'nin kontrolü bırakılacak.Osmanlı tüm esirleri serbest birakaç Osmanlılar'dan esir olanları itilaf Devletleri sert bırakmayacaktır. CEMİYETLER İtilaf Devletleri'nin bu işgalleri üzerine halkın ilk tepkileri direniş cemiyetleri kurmak olmuştur MİLLİ CEMİYETLER ZARARLI (Yararlı Cemiyetler) CEMİYETLER Milli Varlığa Düşman Cemiyetler 1- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası 2- Teali İslam Cemiyeti 3- Kürt Teali Cemiyeti 4- VVİlson Prensipleri Muhipleri Cemiyeti 5- ingiliz Muhipleri Cemiyeti 6- Hürriyet ve İtilaf Cemiyeti 123456- izmir Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti/ Redd- i ilhak Cemiyeti Trakya Paşaeli Cemiyeti Trabzon Muhafaza-ı Hukuk-u Milliye Cemiyeti Kilikyalılar Cemiyeti Doğu Anadolu Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti Milli Kongre Cemiyeti Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler 1- Rumların Kurduğu a. Mavri Mira Cemiyeti b. Etnik-i Eterya Cemiyeti c. Pontus Rum Cemiyeti 2- Ermenilerin Kurduğu a. Hınçak b. Taşnak Cemiyetleri 3- Yahudilerin Kurduğu a. Alyans İsrailit Cemiyeti a. Mavri Mira Cemiyeti b. Makkabi Cemiyeti Milli Varlığa Düşman Cemiyetler Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti: Kurtuluşun Padişaha bağlılıkla olacağını savundular. Teali İslâm Cemiyeti: Kurtuluşun İslama ve Halifeye bağlı kalarak olacağını savundular. Kürt Teali Cemiyeti: Wİlson Prensiplerine dayanarak doğuda Kürt Devleti kurmak istiyorlardı. İngiliz Muhipleri Cemiyeti: İngilizlerle dost olup işgallere karşı çıkmamayı ve İngiliz mandasını savunuyorlardı. Dönemin sadrazamı Damat Ferit'in de bu cemiyetle ilgisi vardır. Wİlson prensipleri: Amerikan mandası istiyordu. Hürriyet ve İtilaf Fırkası: İttihat ve Terakki'ye karşıdır. Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler Mavri Mira Cemiyeti: Megalo İdea düşüncesiyle Batı Anadolu, istanbul ve Trakya'yı Yunanistan'a bağlamak istiyordu. Etniki Eterya Cemiyeti: Mavi Mira Cemiyetiy-le ortak idealleri paylaşıyordu. Rum Pontus Cemiyeti: Karadeniz'de Rum Devleti kurmak istiyordu. Bu cemiyetleri Fener Rum Patrikhanesi yönlendirdi. Taşnak ve Hınçak Cemiyeti: Ermeniler Doğu Anadolu'da devlet kurmak istiyorlardı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi tarafından yönlendirilmiştir. Alyans - Makabi Cemiyeti: Filistin'de bağımsız bir Yahudi devleti kurmak istiyorlardı. Anadolu'da bulunan diğer azınlıkların kurduğu cemiyetlere maddi yardımda bulunuyordu. Milli Cemiyetler Trakya Paşaeli Cemiyeti: Edirne'de Mondoros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra kuruldu. Trakya'nın, Yunanistan'a katılmasını önlemeye çalışmıştır. İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti: izmir'in işgalinden önce kurulmuştu. Ege'nin Türk olduğunu ve burada yaşayan Türklerin haklarının savunulması gerektiğini öne sürdüler. Kilikyalılar Cemiyeti: Adana ve dolaylarındaki direniş hareketini teşkilâtlandırmak için kuruldu. Trabzon Müdafaa-ı Hukuk-u Milliye Cemiyeti: Bu cemiyet Karadeniz'de Pontus iddiasındaki Rumlara karşı kuruldu. Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti: İstanbul merkez olmak üzere Erzurum ve Elazığ'da şubeleri açılmıştır. Doğu illerinin Ermenilere verilmesini önlemek amacıyla kurulmuştur. Mustafa Kemal'in katkıları vardır. Milli Cemiyetlerin Ortak Özellikleri İşgaller karşısında bölgesel olarak kurulmuşlar, ülkenin tamamını kurtarmayı düşünmüşlerdir. Türklük duygusuyla kurulmuşlardır. İzmir'in İşgali (15 Mayıs 1919): Yunanlılar Paris Barış Konferansı'nda belirlendiği üzere izmir'i işgal ettiler. Böylece asıl cephe ve asıl düşman belirlenmiş, Anadolu'da Kuvay-ı Milliye bilincinin artmasına neden olmuştur. Amiral Bristol Raporul (Ekim 1919) Yunanlılar'ın Batı Anadolu'daki işgalleri sırasında katliamları üzerine Osmanlı Devleti'nin isteği ile ABD heyeti İzmir civarına (Ege'ye) geldi. Rapora Göre: Batı Anadolu'da Rumlar çoğunlukta değildir. Katliamlardan Yunanlılar sorumludur. Yunan birlikleri buradan çekilmeli yerine itilaf kuvvetleri gelmelidir. Önemi: Milli mücadelemizin haklılığını gösteren ilk uluslararası belgedir. Kuvay-ı Milliye: İşgallere karşı bölgesel olarakl halkın desteğiyle kurulan direniş birlikleridir. Öne mi, bölgeseldir, ihtiyaçlarını halktan karşılardı. Düzenli orduya temel oluşturdu. Düzenli ordu kurulana kadar düşmanı oyalayıp TBMM'ye zaman kazandırdı. KURTULUŞ SSAVAŞINA HAZIRLIK DÖNEMİ Mondros Ateşkes Antlaşması imzaladığı sırad Suriye cephesinde olan Mustafa Kemal, İstanbul' geldi, bir süre sonra Samsun ve Doğu Karade niz'de Rum - Türk çatışmalarını önlemek amacıyl 9. Ordu Müfettişi olarak gönderildi. Samsun'a ç kınca halkı işgallere karşı milli bilinci uyandırma için Havza'ya geçti. HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919) Mustafa Kemal tüm idarecilere (askeri ve sivi gönderdiği telgrafta yurdumuzun işgal altında o duğu ve halkın işgallere karşı protesto ve mitine lerle organize edilmeleri istenmiştir. AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919) Maddeleri Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tel likededir. *İstanbul Hükümeti galip devletlerin etkisi altıı da bulunduğundan yüklendiği sorumluluklar gereğini yerine getirememektedir. Bu duru milletimizi yok olmuş tanıtıyor. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve k rarlılığı kurtaracaktır. * Milletin kararını verebilmesi için her türlü e ve denetimden uzak kendi kendine rahat davranabilen bir kurul oluşturulacaktır. * Bunun için herkesin güvenini kazanmış üç k seçilecektir. Bu temsilciler Anadolu'nun en güvenli yeri ! vas'a gizlice geleceklerdir. Amasya Genelgesi ile, Kurtuluş Savaşı'nın amacı, gerekçesi ve yöntemi belirlenmiştir. İlk defa milli egemenlikten söz edilmiş ve İstanbul Hükümetine ve işgallere karşı çıkılması istenmiştir. Bu belge yayınlandıktan sonra Mustafa Kemal geri çağrılmış, gitmemiş ve askerlikten istifa etmiştir. YORUM: Mustafa Kemal gelecekte yapacağı devrimin ilk sinyallerini vermiştir ERZURUM KONGRESİ(23 Temmuz - 7 Ağustos 1919) Doğu Anadolu'da Ermeni devletinin kurulmasına engel olmak isteyen Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından düzenlendi. Bu yüzden toplanış şekli bölgeseldir. Ancak; aldığı kararlar bütün yurdu ilgilendirdiğinden millidir. Kararları: Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. (Misak-ı Millî'nin Temeli atıldı.) Manda ve himaye kabul edilemez.Azınlıklara toplumsal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez. Kuva-i Millîye'yi amil, millî iradeyi hâkim kılmak esastır.Doğu illerinin ve bütün vatanın bağımsızlığını Osmanlı Hükümeti sağlayamazsa bunun gerçekleşmesi için geçici bir hükümet kurulacaktır.Bu kongrede ilk kez bir hükümetin kurulması gerekliliğinden söz edilmiştir. Doğu illerinin birliği de sağlanmıştır. Millî bir kongre hazırlıklarını yapmak üzere Temsil Kurulu seçildi. Başkanı da Mustafa Kemal oldu. İlk defa manda ve himaye reddedilerek azınlıklara haklar verilemiyeceği belirtildi. BALIKESİR VE ALAŞEHİR KONGRELERİ (1919) Bölgesel olan bu kongreler, Yunan işgallerine karşı alınacak tedbirleri görüşerek, Batı Cephe-si'nin kurulmasını kolaylaştırdı. SİVAS KONGRESİ (4 - 11 Eylül 1919) Toplanmasına Amasya Genelgesinde karar verilmiştir. Kongreyi engellemek isteyen istanbul Hükümeti Mustafa Kemal'i tutuklama kararı çıkarttı, şehrin Fransızlar tarafından işgal edileceğini yaydı ve Elazığ Valisini kongreyi engellemesi için görevlendirdi. Buna tepki olarak i^tınbul hükümeti ile ilişkiler kesilince Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa etti. Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu. Kongrenin Önemi; Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar aynen kabul edilerek tüm yurdu kapsayacak şekilde genişletildi. Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adı altında tüm cemiyetler birleştirildi. Böylece Milli Mücadele tek elden yönetilecekti. Millet adına söz söyleme yetkisi Temsil Heye-ti'ne verildi.Milli Mücadele'nin resmî yayın organı İrade-i Millîye gazetesi çıkarıldı. Manda ve himaye kesin olarak reddedildi. İstanbul Hükümeti Anadolu'ya hakim değil tâbi olacağı belirtildi. Temsil Heyeti ilk yürütme yetkisini Ali Fuat Pa-şa'ya Batı Anadolu'daki Kuvay-ı Millîye komutanlığına atayarak kullandı. Manda ve himaye kabul edilemez. Mısak-ı Milli tekrar kabul edildi. AMASYA GÖRÜŞMESİ (Ekim 1919) Yeni kurulan Ali Rıza Paşa hükümeti, Anadolu hareketini daha kolay kontrol etmek için, irtibat kararı aldı. Osmanlı Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Mustafa Kemal arasında gerçekleşmiştir. Önemi, Amasya Görüşmesi ile Osmanlı Hükümeti Anadolu hareketini (Temsil Kurulu) resmen tanımıştır. Amasya Görüşmelerinde Alınan Bazı Kararlar: Türk topraklarımız her türlü tehlikeye karşı korunacak. * Azınlıklara daha fazla imtiyaz verilmeyecektir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetini İstanbul Hükümeti tanıyacaktır. Temsilciler kurulunun haberi olmadan düşmanla barış yapılmayacaktır. * Meclis-i Mebusanın toplanması için Milletvekili seçimleri yapılacak. * Meclis İstanbul'a toplanmayacak ANKARA'YA TEMSİL KURULUNUN GELİŞİ (27 Aralık 1919) Ankara'nın batı cephesine olan yakınlığı, güvenilir oluşu, ulaşım ve haberleşme imkanının elverişli olması, nedeniyle geldi. Böylece Ankara Milli Mücadele'nin merkezi oldu. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ın Açılması (12 Ocak 1920) Mustafa Kemal istanbul işgal altında olduğu için başka bir ilde toplanılmasını istemiştir ancak İstanbul'da toplanmıştır. Mustafa Kemal İstanbul'a giden milletvekillerinden Müdafa-i Hukuk grubunu kurmalarını, kendisini Meclis başkanı seçtirmelerini ve Misak-ı Millî'yi kabul etmelerini istedi. Milletvekilleri meclis başkanı seçtiremediler, Müdafa-i Hukuk grubu yerine Felah-ı Vatan grubunu kurdular, ama Misak-ı Millî'yi kabul ettiler. MİSAK-I MİLLÎ (28 Ocak 1920) * Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. *Türklerin çoğunlukta olduğu yerler Türk hâkimiyetinde kalacaktır. Arap topraklarının geleceği bölge halkının yapacağı serbest seçimle belirlenecektir. Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır (Milli Mücadelede ilk defa kapitülasyonlar rededildi). Önemi; Kabul edilmesi İstanbul'un resmen işgaline, Meclisin işgalci güçler tarafından basılıp dağıtılmasına neden oldu (16 Mart 1920). Mebu-san Meclisi kapanınca TBMM'nin açılmasına zemin hazırladı. Mustafa Kemal'e Millî Mücadeleyi padişah adına da yürüttüğünü söyleme imkânı verdi. TBMM'NİN AÇILMASI (23 Nisan 1920) Açılma nedeni: Mebuslar Meclisinin kapanması. Önemi ve özellikleri: Meclis hükümeti sistemi vardır. Yani meclis başkanı hükümetin de başkanıdır. Olağanüstü yetkilere sahip bir ihtilal meclisidir.Kurucu meclis özelliği taşır. Kuvvetler birliğine dayanır. (Yasama - yürütme - yargı tek elden yapılır.) TBMM üstünde kuvvet yoktur denerek İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır. Böylece yeni Türk Devleti kesin olarak kuruldu. Yorum: TBMM ile cumhuriyete ilk adım atıldı. 1921 ANAYASASI (20 Ocak 1921) Kurucu Meclis özelliği taşır. Kuvvetler birliğine dayanır (yasama, yürütme, yargı). Lâik bir anayasa değildir. (Resmi din, islam-dır maddesiyle) Temel hak ve özgürlükler yoktur. Sonuç: istanbul Hükûmeti'nin tepkisi sert oldu. Mustafa Kemal ve arkadaşları idama mahkûm edilirken, Kuvay-i Millîyeciler vatan haini ilân edildiler. TBMM'ne karşı ayaklanmalar: İngilizlerin, İstanbul Hükûmeti'nin kışkırtmaları, azınlıkların çalışmaları, Kuvay-i Millîye'nin düzensiz hareketleri isyan nedenlerindendir. 1. İstanbul Hükümeti'nin Çıkardığı İsyanlar: a. Kuvay-ı İnzibatiye İsyanı: Padişah'ın özel askerleri tarafından, Balıkesir bölgesinde çıkmıştır.Ali Fuat Paşa tarafından bastırılmıştır. b. Anzavur isyanı: İsyan Adapazarı civarında çıkmış olup, Çerkeş Ethem tarafından bastırılmıştır. 2. İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri'nin Ortaklaşa Çıkardığı İsyanlar: Adapazarı, Hendek, Bolu, Düzce, Yozgat, Afyon, Konya, Bozkır, Dozkırı... gibi yerlerde çıkarılmıştır. a. Kaçgiri isyanı b. Milli Aşireti İsyanı c. Şeyh Eşref İsyanı gibi isyanlarla 3. Önce Kuvay-ı Milliye Yanlısı Olup Ardından İsyan Edenler: a. Çerkeş Ethem İsyanı: Düzenli ordunun başına geçmeyi hedefliyordu. Olmayınca düzenli orduya katılması istenince isyan etmiştir. Halbuki daha önce Anzavur Ayaklanmasını bastırmıştı. b. Demirci Mehmet Efe İsyanı: Düzenmi orduya katılması istenince isyan etmiştir. Halbuki daha önce Anzavur Ayaklanmasını bastırmıştı.Daha önce Ege'nin savunması için uğraşmıştı. 4. Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar: a. Rumların çıkardığı isyanlar: Karadeniz'de Rum devletini tekrar kurmak için ve Ege'yi Yunan Devleti'ne katmak için b. Ermeniler'in çıkardığı İsyanlar: Doğuda bağımsız Ermeni Devleti kurmak için. TBMM'nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Tedbirler: *İstiklâl Mahkemelerini kurdu. Hiyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı. Ankara müftüsünden İstanbul Hükümeti'nin çıkardığı fetvaya karşı fetva çıkarılarak İstanbul'la haberleşme kesildi. Sonucunda; Ayaklanmalarla uğraşırken düşmanın ilerleyişi hızlandı. Ayaklanmaları bastırınca TBMM Anadolu'ya hâkim ve tek güç hâline geldi. Düzenli ordunun kurulması hızlanmıştır.Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması gecikmiştir. SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920) Bu antlaşma Osmanlı Mebuslar Meclisince onaylanmadı. Aynı zamanda TBMM tarafından tanınmadı, ayrıca imzalayanları vatan haini saydı. Sevr, imzalanmasına rağmen uygulanmayan antlaşmadır. Düzenli Ordunun Kurulması Kuvay-i Millîye'nin düşmana kesin darbeyi vu-ramaması ve ilerleyişini durduramaması üzerine düzenli ordu kuruldu. KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER Doğu Cephesi (3 Aralık 1920): ilk Savaşılan cephedir. Kâzım Karabekir Ermeniler'e karşı kazandığı zafer üzerine Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma TBMM'nin uluslar arası alanda imzaladığı ilk antlaşmadır. Güney Cephesi: Düzenli birliklerden yardım alınmadan Kuvay-i Millîye birlikleri Ermenilerle Fransızlara karşı savundu. Bu yüzden Doğu Cephesinin kazanılmasından hemen sonra düzenli birliklerimizin Güney Cephesine değil Batı Cephesine kaydırılmıştır. 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile cephe kapandı. (Sakarya Meydan Muharebe-si'ni kazanmamızın ardından) Batı Cephesi: Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinde Yunanlılara karşı kurulan cepheye Ali Fuat Paşa atandı (Sivas kongresince). Böylece bir Kuvay-i Millîye Birliği de İzmir'in işgaline karşı kuruldu. Güney Cephesi: Düzenli birliklerden yardım alınmadan Kuvay-i Millîye birlikleri Ermenilerle Fransızlara karşı savundu. Bu yüzden Doğu Cephesinin kazanılmasından hemen sonra düzenli birliklerimizin Güney Cephesine değil Batı Cephesine kaydırılmıştır. 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile cephe kapandı. (Sakarya Meydan Muharebe-si'ni kazanmamızın ardından) Batı Cephesi: Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinde Yunanlılara karşı kurulan cepheye Ali Fuat Paşa atandı (Sivas kongresince). Böylece bir Kuvay-i Millîye Birliği de İzmir'in işgaline karşı kuruldu. Sonuç: TBMM'yi ilk kez bir büyük devlet resmen tanımış oldu. 3. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) Kabul Edildi. Yeni kurulan Türkiye'nin ilk resmli anayasasıdır. 4. İstiklâl Marşının Kabulü Böylece, yeni kurulan Türkiye Devleti'nin Milli Marşının da kabulüyle bir devletin kurulması tamamen gerçekleşmiştir. II. İNÖNÜ ZAFERİ (1921) Zafer sonucunda halkın Millî Mücadeleye ve TBMM'ye olan güveni daha da artmıştır. Sonuç: İtalya işgal ettiği yerlerden çekilmiştir. Kütahya - Eskişehir Savaşları (10-14 Temmuz 1919): Sonucunda; * Türk ordusu Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmiştir. Kütahya - Afyon - Eskişehir Yunanlılar'ın eline geçti. Hükümet merkezinin Kayseri'ye taşınması gündeme geldi. Sakarya Meydan Muharebesi ve Hazırlıkları (23 Ağustos -12 Eylül 1921): Mustafa Kemal olağanüstü yetkilerle üç aylığına başkomutan seçildi. Meclisin yasama, yürütme yargı yetkileri sürdü, ayrıca Mustafa Kemal 7 - 8 Ağustos 1921'de Tekalif-i Millî'ye emirlerini yayınladı. (Ordunun tüm ihtiyaç duyduğu malzemelerin halktan istenmesi ve toplanmasına gidildi). Zafer sonucunda savunma sırası Yunanlılara geçti. 1683 II. Viyana Bozgunu'ndan beri süren geri çekiliş sona erdi. Zaferin siyasi sonuçları: Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı. Azerbeycan, Gürcistan, ve Ermenistan'la Kars Antlaşması imzalandı. Mustafa Kemal'e gazi ve mareşallik unvanı verildi. "Hatt-ı müdafa yoktur, sath-ı müdafa vardır" emri bu savaşta verildi. BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI (26 Ağustos - 9 Eylül 1922) Amacı düşmanı yurttan tamamen çıkarmaktı. Sonuç: Osmanlı Rumların karşı taarruza geçmesinin ardından dağılan Rumlar Dumlupınar da yakalanmış ve imha edilmiştir. Kaçanlar denize dökülmüştür. Yönümüzü istanbul'a çevirmemiz üzerine itilaf Devletleri çekinmiş ve barış istemiştir. Önemi, Kurtuluş Savaşı sona erdi. Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922) Askerî zaferi tamamlayan siyasî bir zaferdir. Doğu Trakya ve istanbul tek kurşun atılmadan alınmış Batı Cephesi kapanmıştır. BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI (26 Ağustos - 9 Eylül 1922) Amacı düşmanı yurttan tamamen çıkarmaktı. Sonuç: Osmanlı Rumların karşı taarruza geçmesinin ardından dağılan Rumlar Dumlupınar da yakalanmış ve imha edilmiştir. Kaçanlar denize dökülmüştür. Yönümüzü istanbul'a çevirmemiz üzerine itilaf Devletleri çekinmiş ve barış istemiştir. Önemi, Kurtuluş Savaşı sona erdi. Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922) Askerî zaferi tamamlayan siyasî bir zaferdir. Doğu Trakya ve istanbul tek kurşun atılmadan alınmış Batı Cephesi kapanmıştır. LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 Temmuz 1923) a. Kapitülasyonlar b. Doğu'da Ermeni devletinin kurulması SINIRLAR Sovyet Sınırı: Kars Antlaşması'yla çizilen yer kabul edilmiştir. Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşmasındaki sınır kabul edildi. iran Sınırı: 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla çizilen sınır küçük değişikliklerle kabul edilmiştir. Irak Sınırı: Musul üzerinde anlaşma olmadı. İngiltere ve Türkiye kendi aralarında daha sonra görüşeceklerdi. Batı Sınırı: Doğu Trakya bize geri verildi. Karaağaç ve yöresi de Yunanistan'dan alınacak savaş tazminatına sayıldı. Ege adalarının Türk sınırına yakın olanlar da asker bulundurulmayacaktı. Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'yla Bulgar Sınırı: Balkan Savaşlar'ının ardından Bulgaristan'la imzalanan İstanbul Antlaşması'yla çizilmiştir. Kapitülâsyonlar: Her türlü kapitülâsyonlar tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırıldı. Azınlıklar: Bütün azınlıklar Türk uyrukludur. Hiçbir ayrıcalıkları yoktur. Batı Trakya'daki Türklerle İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ve Yunanistan'daki Türkler değiş tokuş edilecektir. Savaş Tazminatları: I. Dünya Savaşı nedeniyle bizden istenen savaş tazminatından vazgeçildi. Yunanistan savaş tazminatını ödeyemediğinden karşılığında Karaağaç'ı bize bırakmışlardır. Devlet Borçları: Faizler rededildi. Ana para ödendi. Borçlar Osmanlı imparatorluğu'ndan ayrılan devletlerle aramızda bölüşüldü. Bize düşen bölümü düzenli taksitlere bağlanarak kâğıt para esasına göre ödenmesi sağlandı. Patrikhane: istanbul'dan uzaklaştırmak istesek de uzaklaştıramadık. Boğazlar: Boğazlar bize geri verildi. Ancak geliş gidiş serbest olacak ve bu Milletler Cemiyeti denetiminde, başkanının Türk olduğu uluslar arası bir komisyon düzenleyecekti. Boğazın her iki yakası da askerden arındırılacaktı. Yabancı Okullar: Tamamı Milli Eğitim'e katılmıştır. Tarih ve Türkçe öğretmenleri Türk olacaktır. Lozan'da Çözümlenemeyen Sorunlar Boğazların uluslar arası komisyonun denetimine bırakılması ulusal egemenlik haklarını zedelemiştir. Bu durumu, 1936'da Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile giderildi. Hatay'ın alınamaması (Hatay meclisi aldığı kararla Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmasıyla sorun çözüldü). Musul'un alınamamasıdır. Lozan Antlaşmasının Önemi Yeni ve bağımsız Türk Devleti'nin siyasî varlığı tüm milletlerce resmen kabul edildi. Günümüzde hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Yorum: Bağımsızlık mücadelemizin başarıyla sonuçlanması, sömürge altında bulunan milletleri harekete geçirmiştir. CUMHURİYETİN İLANI (29 EKİM 1923) TBMM açıldığında rejimin adı ortam elverişli olmadığından konulmamıştır. Böylece, devlet başkanlığı sorunu çözülmüş, kabine sistemine geçilmiş, devletin rejimi ve adı belli olmuştur. Cumhurbaşkanı ve başbakanlık oluşturulmuştur. ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Ağustos 1923): Yapılacak inkılâpların halka maledilmesini isteyen Mustafa Kemal tarafından kuruldu. Cumhuriyetin ilk siyasî partisi olan bu parti, devletçilik ve halkçılık ilkesini benimsemiştir, ismi, ilk kurulduğunda Halk Fırkası idi. 1924'te Cumhuriyet Halk Fırkasına dönüştü. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924 - 5 Haziran 1925): İnkılâpların yapılması sırasında fikir ayrılığına giren Kâzım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay, Adnan Adıvar Cumhuriyet döneminin ilk muhalefet partisini kurdular. Ekonomide devletçiliğe karşı liberalizmi savundular. Parti "Dini inançlara saygılıdır" prensibi ile, Şeyh Sait İsyanı'nda oynadığı rol nedeniyle kapatılmıştır. Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925): Musul görüşmelerinin yapıldığı sırada ingilizlerin kışkırtmaları ile çıkmıştır. Rejime ve lâikliğe karşı ilk isyandır. Takrir-i Sükun Kanunu çıkartılıp istiklâl Mahkemeleri kuruldu. Yorum: Türk halkının henüz demokrasiye hazıı olmadığı anlaşılmıştır. Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930): Mustafa Kemal isteğiyle çok partili hayatî geçiş ve demokrasiyi gerçekleştirmek amacıylc kuruldu. Ekonomide liberalizmi savundular. Part içine yine lâikliğe ve rejime karşı olanlar sizine? Fethi Okyar partiyi 18 Aralık 1930 günü feshetti. Menemen Olayı (23 Aralık 1930) Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılması üzerine inkılaplara karşı olanlar tarafından Lâik düzeni yıkmak için çıkmıştır. Suçlular İstiklâl Mahkemelerimde yargılandı. Ayaklanmayı bastırmak isteyen Asteğmen Kubilay öldürülmüştü. Böylece kurulan iki parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkası), çok partili hayata geçiş için ortam elverişli olmadığından 1946'ya kadar ülkeyi tek parti yönetti. Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) Saltanat yanlılarının halifeliğin etrafında toplanması, Son halife Abdumecid Efendi'nin devlet işlerine karışması, halifelik makamının cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve lâikliğe bağdaşmamasıdır. Sonucunda, inkılâpların yapılmasındaki engel kalktı. Lâik düzen için atılan ilk adımdır. 1924 Anayasası ilk anayasa olağanüstü şartlara göre hazırlanmıştı. Bu yüzden yeni bir anayasaya ihtiyaç vardı. Buna göre; * Cumhurbaşkanı meclis üyeleri içinden dört yılda bir seçilir. Cumhurbaşkanı da milletvekilleri arasından başbakan ve meclis başkanını seçer. 1963 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. * Devletin dini İslamdır maddesi getirilmiştir. Yargı maddesi, bağımsız mahkemelere bırakılmıştır ATATÜRK İNKILÂPLARI Hukuk Alanında: Osmanlı hukuk sisteminde özellikle kadın haklarında eksikliklerin bulunması ve hukuk birliğinin bulunmaması İsviçre Medeni Kanunu'nun kabul edilme nedenleridir. Kanun; Kadınlara verilen haklar bakımından kapsamlı olması, Avrupa'nın en son ve pratik kanunu olması,Türk toplumunun yapısına uygun olması nedeniyle kabul edilmiştir. Böylece ülkede hukuk birliği sağlandı. Resmî nikâh zorunluluğu geldi. Eğitim - Kültür Alanındaki İnkılâplar Osmanlı Devleti'nde dini eğitim veren mahalle mektepleri ve medreseler yanında batı tarzında eğitim veren okullar vardı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924): Medreseler kapatılarak ilkokul mecburî hâle getirildi. Bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanarak eğitim birliği ve eğitimde eşitlik, millîlik ve lâiklik sağlandı. Latin Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928): Arap harflerinin daktilo ve matbaacılık tekniklerine ters düşmesi ve Arap harflerinin Türkçe ifadelere uymaması nedeniyle okur yazar oranı düşüktür. Sonucu; Batı ile olan ilişkilerde, Batı kültürüne yakınlaşıldı. Okur yazar oranı arttı. Türk Tarih Kurumu (Nisan 1931): Türk tarihini araştırarak Türkler hakkındaki asılsız iddiaları çürütmek, Türk tarihinin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla kuruldu. Bu kurum millî kültür ve bilincin gelişmesinde önemli bir adımdır. Türk Dil Kurumu (12 Temmuz 1932): Türkçe-yi etkisi altında bulunduğu dillerden arındırarak, Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkarmak ve dilde millîleşmeyi sağlamak için kuruldu. TOPLUMSAL HAYATIN DÜZENLENMESİ Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması 30 Kasım 1925 (Laiklik ilkesiyle ilgilidir), Kılık kıyafetin düzenlenmesi 25 Kasım 1925 (Laiklik ilkesiyle ilgilidir, Avrupa'ya uyum sağlamak içindir), Milâdi Takvim 26 Aralık 1925'te kabul edildi. 1 Ocak 1926'da uygulandı (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı). Ölçü, birimler 1931 (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı), Hafta tatilinin pazar gününe alınması 1935 (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı), Soyadı kanunu 1934'te kabul edildi. (Halkın arasında eşitliği sağlamak için uygulandı, Halkçılık ilkesi ile ilgilidir.) Kadın hakları: Belediye seçimlerine katılma 1930, muhtar seçilme 1933, milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı (1934). Ekonomik Alanda Yapılan İnkılâplar İzmir İktisât Kongresi (18 Şubat - 4 Mart 1923): Ekonomik kalkınma için hedefi ve gerekli yöntemleri belirlemek için yapıldı. 4 Mart 1923'te Misak-ı İktisâd (Ekonomik And) kabul edildi. 1927'de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı. 1934'te Plânlı Ekonomi'ye geçildi ilk Birinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı uygulandı (1934 - 1939). Böylece Devletçilik ilkesi uygulanmaya başlandı. Ancak ikinci Kalkınma Plânı II. Dünya Savaşı yüzünden uygulanamadı. - Sümerbank, Etibank ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) kurulmuştur. Tarım Alanındaki Yenilikler: Köylü üzerinde ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı (1925). Tarım kredi kooperatifleri kurularak bölgelere göre ürün yetiştirilmesine ağırlık verildi. Ticaret Alanındaki Yenilikler: iş Bankası (1924) kuruldu. 1 Temmuz 1926 Kabotaj Kanunu çıkarıldı. ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine dayanır. Yayılmacı olmayan bir politika izlenmiştir. Musul Sorunu: Sorun Milletler Cemiyeti'nde görüşülürken Türkiye Cumhuriyeti Şeyh Sait isyanıyla da uğraşmak zorunda kaldı. İngiltere Şeyh Sait isyanını destekledi. 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması yapılarak Türkiye - Irak sınırı son şeklini aldı. Yabancı Okullar Sorunu: 1926'da kabul edilen Maarif Teşkilâtı Kanunu ile yabancı okullarda Türkçe, tarih, coğrafya dersleri Türk öğretmenleı tarafından okutulması kabul edildi. Nüfus Mübadelesi: Lozan Barış Antlaşma-sı'nda yer alan Türkiye Cumhuriyeti içindeki Rumlarla Yunanistan'daki Türkler (Batı Trakya ve İstan bul'dakiler hariç) karşılıklı değiştirilecektir. Lahe) Adalet Divanı'nda kesin çözüme ulaşmadı 1926'da bir antlaşma yapıldı. 1930'da Dostluk Ant laşması yapıldı. Bu da Balkan Antantı'na zemir hazırladı. MİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞ (18 Tem muz 1932) Bu cemiyet I. Dünya Savaşı'nın sonunda barı şın devamı için kurulmuştur. Milletler Cemiyeti'niı daveti üzerine bu kuruluşa girdik. Balkan Antantı (9 Şubat 1934): Almanya'mı ve İtalya'nın saldırgan tutumları üzerine Balkaı devletleri (Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan, Yı goslavya, Romanya arasında) sınırlarını güvene altına almak için birleşmişlerdir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936): Dünya barışının İtalya ve Sovyetler'in saldırgan politikaları nedeniyle Milletler Cemiyeti'nin verdiği garantinin yetersiz olması sonucunda imzalandı. Önemi; Boğazlar komisyonu kalktı ve Boğazlarda tam hâkimiyet sağlandı. Sadabat Paktı (8 Temmuz 1937): İtalya'nın bu bölgeye saldırgan tutumları üzerine Türkiye Cumhuriyeti, Irak, iran, Afganistan arasında bölgede barış ve güvenliğin sağlanması için yapılmıştır. Hatay'ın Anavatana Katılması (30 Nisan 1939): 1921 Ankara Antlaşması'yla Hatay Özerk Yönetimi kurulmuştu. Suriye bağımsız olunca Milletler Cemiyeti gözetiminde seçimler yapıldı. Hatay Bağımsız Devleti kuruldu. Hatay Meclisi 29 Haziran 1939'da Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmayı kabul etti. II. DÜNYA SAVAŞI (1939-1945) Sebepleri: I. Dünya Savaşı'nda mağlup olan devletlere, galip devletler çok ağır şartlarda antlaşma imzalatmıştır. Yenilen devletllerden olan Almanya'nın rahatsız olması *italya'nın I. Dünya Savaşı'ndan galip çıkmasına rağmen, mağlup gibi muamele görmesi ve bunu İtalya'nın kabul etmemesi. *Japonya'nın çok büyük bir imparatorluk kurma arzusu. I. Dünya Savaşı'nın ardından çizilen sınırlar sırasında Milliyetçilik duygularına önem vermeden çizilmesi. II. Dünya Savaşının Sonuçları: Demokrasi- Diktatörlük mücadelesinde demokrasiyi savunanlar kazanmıştır. (Rusya hariç) Rusya, komünizmi Çin ve Doğu Avrupa'ya taşımıştır. *Sömürgecilik ağır darbe aldı Irkçı akımla etkisini kaybetti Yeni devletler kuruldu, Hindistan, Mısır, Libya, Cezayir, Pakistan., gibi) İsrail Devleti, Filistin topraklarında kuruldu. Almanya 2'ye ayrıldı. * Rusya ve ABD süper güç olarak çıktı.Türk, Amerikan ilişkileri gelişti. ATATÜRK İLKELERİ Türk inkılâbının dayandığı temel ilkeler Atatürk ilkeleridir. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Lâiklik, İnkılâpçılık ve Devletçilik, 5 Şubat 1937'de 1924 Anayasasının ikinci maddesinde bir değişiklik yapılarak Türk Devleti'nin temel nitelikleri olarak kabul edilmiştir. Atatürk ilkeleri birbirine bağlı ve birbirlerini tamamlayan düşüncelerden oluşur. İlkelerin amacı, Türk milletinin refah düzeyi en yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmesidir. Cumhuriyetçilik: Cumhuriyet bir devlet biçimidir. Devlet şekli olarak; egemenliğin toplumun tümüne ait olduğu bir devlet demektir. Cumhuriyet yönetiminde, seçme ve seçilme hakkının tüm vatandaşlara tanınıp uygulanması temel ilkelerindendir. Gerçek Cumhuriyet demokratik hayatla gerçekleşir. Cumhuriyette millet yöneticileri belirli bir zaman seçer, süre bitince ya görevinde bırakır, ya da onları görevinden uzaklaştırır. Cumhuriyetimizin genel yapısı üç ana birimden oluşur. Yasama, yürütme ve yargıdır. Bu üç ana birim milletten kaynaklanan egemenlik yetkisini Türk Milleti adına kullanırlar. Yasama; kanun yapan, değiştiren güç olup Türk Milleti adına TBMM tarafından yerine getirilir. Yürütme; Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır. Yargı; Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Cumhuriyetle kişinin hak ve özgürlükleri güvenceye alınabilir. Çünkü cumhuriyet öncelikle vatandaşların eşitliğini ve devlet yönetimine eşit olarak katılma hakkını getirmiştir. Atatürk, Cumhuriyetçilik ilkesini Türk inkılâbının birinci ilkesi kabul edilmiştir. Cumhuriyetçilik anayasamızda değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez birinci maddedir. Milliyetçilik: Milliyetçiliğin en önemli unsuru millet olmaktır. Millî birlik ve beraberliği sağlama konusundaki ilk temel ilkesidir. Türk milliyetçiliği halkçılıkla birlikte yürür. Atatürk milliyetçiliği, Türk milleti bağımsız, demokratik bir toplum düzeni içinde çağdaş uygarlığın en üst düzeyine ulaştırmayı hedefler. Atatürk milliyetçiliği, belli bir ırka, mezhebe dayanmayan kendini Türk gören herkesi Türk olarak kabul eder. Bu nedenle ayırıcı değil birleştiricidir. Akılcıdır, bilime dayanır. Milli birliğin temeli milliyetçiliktir. Halkçılık: Bir milleti oluşturan insanlar halk denir. Halkçılık; cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin sonucudur. Atatürk'ün halkçılık ilkesinde herkes kanun önünde eşittir. Bir toplumsal gruba, zümreye ayrıcalık tanınamaz. Devletçilik: Devlet; toplum hâlinde bir ülkede yaşayan insanların aralarındaki düzeni sağlayabilmek ve yürütebilmek amacıyla oluşturdukları bir siyasî güçtür. Hükümet devletin yürütme gücünü oluşturur. Devletçilik toplumsal düzeni devam ettirmek için ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda yaptığı uygulamalardır. Devletçilik Halkçılığın tamamlayı-cısıdır. Devletçilik yeterli sermayesinin olmaması üzerine devletin ekonomiye müdahalesi şeklinde uygulanmıştır. Lâiklik: Lâiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılarak devletin din ve vicdan özgürlüğünü gerçekleştirirken tarafsız olmasıdır. Değişik inançlara sahip olanlar bir arada güvenle laiklik sayesinde yaşarlar. Laiklik kişi özgürlüğünü de sağlar. Lâiklik millî egemenliği gerçekleştirmiştir. Halkın kendi kendini yönetmesi lâik bir toplumda mümkündür. Millî birlik ve beraberlik lâiklikle güçlenir. İnançlarına bakılmaksızın yasalar önünde herkes eşittir. Ayrıca Laiklik sayesinde diğer devletlerin ülkemizdeki Müslüman olmayanları bahane ederek iç işlerimize karışmaları da önlendi. İnkılâpçılık: Zamanın gerisinde kalmış kurumların yerine gelişmeyi sağlayacak kuruluşların getirilmesi esasıdır. İnkılâpçılık akıl, bilim ve teknolojinin ışığında sürekli gelişmek, yenileşmek çağdaş uygarlık seviyesine gelmektir. Bütünleyici İlkeler Akılcılık, bilimsellik, millî birlik ve beraberlik, bağımsızlık ve özgürlük, barışçılık, millî tarih bilinci, insan ve insan sevgisi, vicdan ve düşünce özgürlüğüdür. Atatürk ilke ve inkılâpları Türk milletini çağdaş ve uygar bir devlet hâline getirmeyi amaçlamıştır. Bizler de; hür, bağımsız olarak çağdaş bir toplum oluşturacak, ileri ülkeler içinde yer almak istiyorsak bu ilke ve inkılâpları benimsemeli ve sonsuza dek yaşaması için çalışmalıyız. Çünkü iç ve dış tehditlere karşı millî bütünlüğümüzü bu ilke ve inkılâplarla koruyabilir ve Atatürk'ün de dediği gibi Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza ve müdafaa edebiliriz.