DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA "Yürütmeyi Durdurma Taleplidir" DAVACI :Türk Eğitim Sen (Kızılbey Vergi Dairesi No: 8760196179) (Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası) VEKİLİ : Av. Hale SARIER Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci/ANKARA DAVALI : Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA Ö.TARİHİ : 23/09/2014 T.KONUSU : 23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin; 1. “Kurs Açma, Kapatma, Kurs Süreleri ve Öğrenci/Kursiyer Sayıları Kurs merkezi ve kurs açma yetkisi” başlıklı ikinci bölümde yer alan 5.maddenin 1.fıkrasında ve 6.maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde “İlkokul” ibaresinin bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin, 2. “Komisyon, öğretmenlerin seçimi ve görevlendirilmesi” başlıklı 11.maddesinin 2.fıkrasında yer alan “Başvuru yapan öğretmenler arasından veli ve öğrencilerin tercihleri de dikkate alınarak öncelikle; bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş, çevresi ile iyi ilişkiler kurabilen öğrenme ve öğretme yöntem ve tekniklerine hâkim, teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilenler komisyon tarafından seçilir.” ibaresinin, 3. “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddenin 1.fıkrasının, 4. 20.maddenin 2.fıkrasında “yardımcı personel hizmet alımı giderleri” ile ilgili hususun bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin, yürütmelerinin durdurulması ve devamında iptali talebinden ibarettir. AÇIKLAMALAR : Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, 23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı kararı ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında öğrenim görmekte olan öğrencilerin bilgi eksikliklerini gidermek, yeteneklerini geliştirmek, derslerdeki başarılarını artırmak ve sınavlara hazırlanmalarına destek olmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesini yayınlamıştır. Dava konusu düzenlemelerin yer aldığı Yönergenin amacı 1. maddede; “Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğrenim gören istekli öğrenci ve kursiyerlere yönelik olarak verilecek olan destekleme ve yetiştirme kursları ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir.” şeklinde olup, 2.maddesinde Yönerge’nin kapsamı “Bu Yönerge, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî örgün ve yaygın kurumlarında öğrenim gören istekli öğrenci ve kursiyerleri destekleme ve yetiştirme kursları ile ilgili usul ve esasları kapsar.” şeklindedir. Ancak dava konusu düzenlemeler, Yönerge’nin amacına ve kapsamına aykırı olmakla birlikte yasalara ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Şöyle ki; 1. 23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin 5. maddesinin 1. fıkrası “Kurslar, fizikî kapasitesi ve öğrenci/kursiyer potansiyeli yeterli olan resmî ortaokullar, imam-hatip ortaokulları, ortaöğretim kurumları ile halk eğitimi merkezi müdürlüklerine bağlı olarak açılır” ve 6.maddenin 1.fıkrasının (a) bendi “Kurslara; Örgün veya yaygın ortaokul/imam hatip ortaokulu ve ortaöğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler…. katılabilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Yürürlükten kalkan 05/04/2004 tarihli ve 22692 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Öğrencileri Yetiştirme Kursları Yönergesinin “Kurslara Katılacaklar” başlıklı 6. Maddesinde “İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarına devam eden veya beklemeli durumda bulunan” hükmü yer almakta iken; yeni yönergede “ilkokul” ibaresine yer verilmemek sureti ile ilkokullarda kurs kaldırılmıştır. Bu tavır, maddi durumu iyi olmayan ve kurs alması gereken ilkokul öğrencileri bakımından çok büyük problemlere neden olacaktır. Tartışmasızdır ki, öğrenciler arasında eşitsizliği gidermenin en doğru yolu, düşük ekonomik ve sosyal profile sahip ailelerin çocuklarına destek olmaktan geçmektedir. Özellikle düşük gelirli ailelerin çocuklarının faydalandığı bu kurslar ile Yönerge ile istenilen hedefe ulaşılamayacaktır. Dava konusu düzenlemede “ilkokul” ibaresinin yer almaması başlı başına Yönergenin amacına ters düşmektedir. Kamu yararı gereği öğrencilerin kendi okullarında kursa yöneltilmesi gerekli iken davalı idare bunun tam aksi şekilde hareket ederek öğrencileri ve velilerini dershanelere özendirmiştir. Müvekkil sendikanın bir sivil toplum örgütü olarak Yönerge ile ilgili yaptığı araştırma ve geliştirme çalışmalarında ilkokullarda yetiştirme kurslarının olmamasının sıkıntılara yol açacağı görülmüş ve ilkokul velilerinin sosyal devletten beklentileri bu anlamda karşılanamamıştır. Anayasamızda “Sosyal Devlet” vurgusu yapılmaktadır. TC ANAYASA; MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Yine Anayasa’da yer alan “Kanun önünde eşitlik” ilkesi gereği ilkokul öğrencilerinin de bu Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kurslarından istifade etmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti eğer bir sosyal devletse, bunu eşitlik kuralları çerçevesinde uygulamalıdır. Bilindiği üzere, Sosyal Devlet, eğitim ve öğretimi devletin başta gelen ödevi sayar ve tüm vatandaşların eşit imkânlar içinde, bilime dayalı düşündürerek ve bilinçlendirerek; demokratik eğitim görmesini sağlar. Dolayısıyla fırsat eşitliğini ve eğitimin toplumla bütünleşmesini sağlamak sosyal devletin en önde gelen davranış biçimlerindendir. Bu suretle; eğitimin parasız yapılması ve bu yolla eğitimde fırsat eşitliği sağlanması devletin başlıca görevlerindendir. İnsan hakları ve demokrasi kavramı içinde eğitime özel vurgu yapılması normal ve gereklidir. Çünkü eğitim, sistem ve içerik olarak sadece ferdi etkilemekle kalmamakta, toplumun geleceğini de belirlemektedir. Ayrıca sosyal devlet anlayışı gereği eğitim imkanını toplumun gelir seviyesi düşük kesimlerine parasız olarak sağlanması gerekirken yapılan uygulama sosyal devlete de aykırı mahiyet taşımaktadır. Bu yönüyle Yönerge’nin ilgili maddesinde “ilkokul” ibaresinin bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin iptali gerekmektedir. 2. Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin “Komisyon, öğretmenlerin seçimi ve görevlendirilmesi” başlıklı 11.maddesinin 2.fıkrasında “Başvuru yapan öğretmenler arasından veli ve öğrencilerin tercihleri de dikkate alınarak öncelikle; bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş, çevresi ile iyi ilişkiler kurabilen öğrenme ve öğretme yöntem ve tekniklerine hâkim, teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilenler komisyon tarafından seçilir.” ibaresi yer almaktadır. Öncelikle, komisyonun bütün öğretmenleri tanıması mümkün olmadığı gibi seçilecek olan öğretmenlerle ilgili net kriterler belirtilmemiştir. Öğretmen seçimindeki kriterlerin öznel olması değerlendirmelerin yanlı olabileceği sonucunu doğurur. Komisyona kurs merkezlerinde görev yapacak öğretmenleri belirlemekte muğlak bir yetki verilmiş olup bu durum keyfi uygulamalara neden olabilir. Komisyon, başvuran öğretmenler arasından hizmet süresi, hizmet puanı üstünlüğü gibi somut kriterlere göre bu kişileri belirlemelidir. Kurs öğretmenlerinin belirlenmesinde veli ve öğrencilerin tercihleri dikkate alınacaktır denilmiştir. Öğrencilerin ve velilerin öğretmenleri değerlendirmeleri; yetenekten ziyade popülarite ölçümleridir. Dolayısıyla öğrenci ve velilerin öğretmen tercih etmesi çok da sağlıklı bir kriter değildir. Zira söz konusu yönetmeliğin 17.maddesinde; “Kurslarda dönem başında yapılacak seviye tespit sınavlarına göre sınıflar/gruplar oluşturulabilir.” denmektedir. Bu durumda zaten öğrencilerin öğretmen tercih etmesi gibi bir alternatifi söz konusu olmazken öğretmenlerin seçiminde bu kriterin uygulanması bir anlam ifade etmemektedir. Yönerge kendi içerisinde çelişkili bir yapılanmaya mahal vermiştir. Ayrıca “bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş” derken yine göreceli bir kavram kullanılmış, “kime ve neye liyakat” olduğu belirtilmemiştir. Öğretmenlerin yapmış olduğu çalışmalar, almış olduğu ödüller dikkate alınmadan ve başarı kriterlerine bağlı kalınmaksızın, sadece para kazanma anlayışının söz konusu olacağı bir durum yaratılacağı açıkça bellidir. Bununla birlikte “teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilen” ibaresinden anlaşılması gereken nedir? Dolayısıyla objektif/nesnel ölçütlere dayanmayan bu düzenlemelerin hukuka uyarlılığı söz konusu olamaz ve anılan maddede yer alan soyut ibarelerin bu yönüyle iptali gerekir. 3. Yönerge’nin “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasında; “Kursta görevli yönetici ve öğretmenlerin ders ve ek ders ücretlerine ilişkin hususlar, Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin Toplu Sözleşme ile 1/12/2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar kapsamında belirlenir.“ denmektedir. Yürürlükten kalkan yönergenin “Kurs Giderleri” başlıklı 20.maddesinde “Personel giderleri; kurs merkez müdürü, kurslarda görev alan kurs merkezi yönetim kurulunun aile birliği temsilcisi dışında kalan üyelerine, öğretmenlere ve destek hizmetlerini yürüten personele ödenen ücretlerden oluşan giderlerdir. Bu giderler kurs gelirlerinden karşılanır.” ve “Kurs ve Personel Giderleri” başlıklı 21. maddesinde; “Kurs giderleri için, kurs gelirlerinin % 6’sından oluşan bir pay ayrılır. Kurs gelirlerinin % 3’ü kurs merkezi müdürüne, % 5’i kurs merkezi yönetim kurulunun okul müdürü ve okul-aile birliği temsilcisi dışında kalan üyelerine, % 80’i kurslarda görev alan öğretmenlere, % 6’sı ise kurs merkezinin bakım, temizlik, evrak ve baskı işlerini yürüten memur ve hizmetlilere ödenir. Ödemeler, kurs dönemleriyle sınırlı kalmak kaydıyla ayda; ek gösterge dahil en yüksek Devlet memuru brüt aylığının bir öğretmen için % 100’ünü, kurs merkezi müdürü için % 75’ini, kurs merkezi yönetim kurulu üyelerinin her biri için % 50’sini, memur ve hizmetlilerin her biri için % 40’ını geçemez.” denilmekteydi. Yapılan yeni düzenleme ile kursta görev alan yönetici ve öğretmenlerin ders ve ek ders ücretleri artık kurs gelirinin belirli oranlarından karşılanmayıp, Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar kapsamında belirlenen ücretlere göre verilecektir. Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Ve Öğretmenlerinin Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar’ın “Yetiştirme, okuma -yazma ve uyum kursları” başlıklı 8.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde; “ Bu Kararla belirlenen azamî ek ders görevi ve ek ders görevinden sayılan ders saatleri dışında olmak üzere; Ders yılı içinde; İlgili mevzuatına göre, dönem içinde herhangi bir nedenle derslerin yapılamadığı günler için dönem içinde veya dönem sonunda düzenlenen eğitim faaliyetleri ve yetiştirme programları ile ikinci yarıyıl sonunda bazı derslerden yetersizliği görülen öğrenciler için düzenlenen yetiştirme kurslarında veya programlarında, görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere haftada 10 saate kadar, ek ders görevi verilebilir.” 2.fıkrasında; “Bu madde kapsamında belirtilen eğitim faaliyetlerinde cumartesi ve pazar günleri ile yarıyıl ve yaz tatillerinde fiilen yerine getirilen ders görevleri, ek ders ücreti karşılığında verilir.” 3.fıkrasında; “ Cumartesi ve pazar günleri, bu madde kapsamında belirtilen eğitim faaliyetlerinde görev yapan okul/kurum yöneticilerinden birine fiilen görev yaptıkları anılan günler için 2 saat ek ders ücreti ödenir. Yöneticilere, fiilen ders okuttukları süreler hariç olmak üzere yönetim görevine bağlı olarak bunun dışında bu madde kapsamında ayrıca ek ders ücreti ödenmez.” denmektedir. Söz konusu bu maddeler kapsamında hafta içi ve hafta sonu kurslarında görev alacak öğretmenlere ve yöneticilere ek ders ücreti mahiyetinde ücretlendirme yapılacaktır. Öğretmenler, haftada 10 saate kadar , ayda 40 saate kadar derse girebilecektir. Böylelikle yapılan ücretlendirme aşağıda görüldüğü üzere acı bir tablo çizmektedir. Ayda 8 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 77 TL Ayda 16 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 155 TL Ayda 24 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 233 TL Ayda 32 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 311 TL Ayda 40 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 389 TL Okul Yöneticileri de Kurs Ek Dersi alacak ancak okul/kurum yöneticilerinden sadece birine fiilen görev yaptıkları anılan günler için 2 saat ek ders ücreti ödenecektir. Görüldüğü üzere kurs ücretleri teşvik edici değil, yaralayıcı niteliktedir. Okullarımızın eksikliklerine ve imkansızlıklarına rağmen geleceğimizin teminatı öğrencilerimizin daha iyi yetiştirilmeleri hususunda hiçbir fedakarlığı esirgemeyen öğretmenlerimizin emeklerinin, hafta sonu veya hafta içinde yapılacak kurslar için ödenecek ders ve ek ders ücretinin ilgili yönetmelikte belirtilen miktarlarla ücretlendirilmesi demek emeğin karşılığının alınamaması demektir. Dolayısıyla bu kurslarda öğretmen ve yöneticilerin görev alması için ders ücretlerin cazip hale gelmesi gerekir. Eğer dershanelerin kapatılması sürecinin sağlıklı yürümesi ve eğitimde yaşanması muhtemel fırsat eşitsizliğinin önüne geçilmesi isteniyorsa açılan kurslarda görevlendirilecek öğretmen ve yöneticilere ödenecek ücret emeğin karşılını verecek şekilde olmalıdır. Eğitimi destekleme ve yetiştirme kurslarında görevlendirilen öğretmen ve yöneticilerin ücretlerinin, bu kurslarda çalışmaya teşvik edici ve normal ek ders ücretinin iki katı olmalıdır. Anılan yönerge maddesi ile Kurs merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin yapmış oldukları görevler ücretten sayılmayacak maaş karşılığı okutulan derslerden sayılacaktır. Yapılan uygulama ile kurs merkezlerinde görev yapan öğretmenler mağdur duruma düşürülecek ve hak ettikleri ücretten mahrum kalacaklardır. 4. Ayrıca Yönerge’nin “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasında; Kursta görevli yönetici ve öğretmenlerin ücretlerinden bahsedilirken, destek hizmetlerini yürüten personele ödenen ücretler yer almamıştır. Yönerge’nin 20.maddesinin 2.fıkrasında; “Kurs merkezlerinin ısınma, temizlik, aydınlatma, kırtasiye ve bu kapsamdaki giderleri Bakanlıkça, merkezlerde çalıştırılacak yardımcı personel sayısının yeterli olmaması durumunda ihtiyaç hizmet alımı yoluyla karşılanır.” denmesine rağmen bu giderlerin ne şekilde ve kimin tarafından karşılanacağı belirtilmemiştir. Bu suretle; yeni düzenleme ile destek hizmetlerini yürüten personele ücret ödenmesi düzenlemesine son verilmiştir. Yapılan bu uygulama ise vicdani olarak kabul edilemeyeceği gibi hukuken de kabul edilebilir değildir. Mevcut durum Anayasa ve Kanunlara aykırılık teşkil ettiği gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı mahiyet taşımaktadır. Anayasamızca koruma altına alınan; “Ücrette adalet sağlanması” başlıklı 55. Madde de “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” denilmektedir. “Zorla çalıştırma yasağı” başlıklı 18. Maddede “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” Denilmektedir. Ancak mevcut durum açıkça angarya niteliği taşımaktadır. Anayasadaki “angarya yasaktır” hükmü gereği bu kapsamda görevlendirilen hizmetlilere de mesai ücreti verilmelidir. Anayasamızın dışında Devlet Memurları Kanununa da aykırılık söz konusudur. Şöyle ki; Devlet Memurları Kanununun “Güvenlik” başlıklı 18.Maddesinde “Kanunlarda yazılı haller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilmez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz.” Denilmektedir. Görüldüğü üzere, destek hizmetlerini yürüten personele ücret ödenmesi taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile iç hukuk mevzuatının ve hakkaniyet anlayışının gereğidir. Tüm bu nedenlerle ve hukuk devleti anlayışı gereği yönergede bulunan yukarıda belirttiğimiz maddelerin değiştirilmesi suretiyle mağduriyetlerin önlenmesi gerekmektedir. 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinin 2 numaralı bendi gereğince 'İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler." denilmektedir. Ayrıca 27. maddesinin 4 numaralı bendi, "Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16. maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir." hükmüne amirdir. Yukarıda yürütmesinin durdurulması talep edilen işlemlerin uygulanmasının, kamu yararı açısından öğrenciler ve öğretmenler aleyhine telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına sebebiyet vereceği muhakkaktır. Bu nedenle iptali istenilen düzenlemeler ile ilgili davalı idareden savunma alınmaksızın yürütmeyi durdurma kararının verilmesi elzemdir. İzahına çalıştığımız tüm bu nedenlerle dava konusu düzenlemeler her yönüyle hukuka aykırılık arz etmektedir. Keyfiyetin ve olası mağduriyetlerin önlenebilmesi için dava konusu düzenlemelerin iptalinin hak ve adalet gereği olduğu kanaatindeyiz. Hiç şüphesiz takdir, Sayın Mahkemenizindir. HUKUKİ SEBEPLER : Anayasa, Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Ve Öğretmenlerinin Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar, İYUK ve ilgili tüm yasal mevzuat. HUKUKİ DELİLLER : Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve mahkemece re’sen gözetilecek sair hususlar dikkate alınarak, 23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin; 1. “Kurs Açma, Kapatma, Kurs Süreleri ve Öğrenci/Kursiyer Sayıları Kurs merkezi ve kurs açma yetkisi” başlıklı ikinci bölümde yer alan 5.maddenin 1.fıkrasında ve 6.maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde “İlkokul” ibaresinin bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin, 2. “Komisyon, öğretmenlerin seçimi ve görevlendirilmesi” başlıklı 11.maddesinin 2.fıkrasında yer alan “Başvuru yapan öğretmenler arasından veli ve öğrencilerin tercihleri de dikkate alınarak öncelikle; bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş, çevresi ile iyi ilişkiler kurabilen öğrenme ve öğretme yöntem ve tekniklerine hâkim, teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilenler komisyon tarafından seçilir.” ibaresinin, 3. “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddenin 1.fıkrasının, 4. 20.maddenin 2.fıkrasında “yardımcı personel hizmet alımı giderleri” ile ilgili hususun bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin, yürütmelerinin durdurulması ve devamında iptaline, Tüm yargılama harç, masraf ve ücreti vekâletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ile talep ederiz. Davacı Vekili Av. Hale SARIER EKLER: 1) Onanmış Vekâletname 2) Yetki Belgesi 3) Deliller bölümünde sayılanlar