İlgili dava dilekçesi için tıklayınız - Türk Eğitim-Sen

advertisement
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
"Yürütmeyi Durdurma Taleplidir"
DAVACI
:Türk Eğitim Sen (Kızılbey Vergi Dairesi No: 8760196179)
(Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu
Çalışanları Sendikası)
VEKİLİ
: Av. Hale SARIER
Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci/ANKARA
DAVALI
: Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA
Ö.TARİHİ
: 23/09/2014
T.KONUSU
: 23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı
Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin;
1. “Kurs Açma, Kapatma, Kurs Süreleri ve Öğrenci/Kursiyer Sayıları Kurs merkezi
ve kurs açma yetkisi” başlıklı ikinci bölümde yer alan 5.maddenin 1.fıkrasında ve
6.maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde “İlkokul” ibaresinin bulunmamasına ilişkin
eksik düzenlemenin,
2. “Komisyon, öğretmenlerin seçimi ve görevlendirilmesi” başlıklı 11.maddesinin
2.fıkrasında yer alan “Başvuru yapan öğretmenler arasından veli ve öğrencilerin
tercihleri de dikkate alınarak öncelikle; bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş,
çevresi ile iyi ilişkiler kurabilen öğrenme ve öğretme yöntem ve tekniklerine hâkim,
teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilenler komisyon tarafından
seçilir.” ibaresinin,
3. “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddenin 1.fıkrasının,
4. 20.maddenin 2.fıkrasında “yardımcı personel hizmet alımı giderleri” ile ilgili hususun
bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin,
yürütmelerinin durdurulması ve devamında iptali talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
:
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü,
23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı kararı ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim
kurumlarında öğrenim görmekte olan öğrencilerin bilgi eksikliklerini gidermek, yeteneklerini
geliştirmek, derslerdeki başarılarını artırmak ve sınavlara hazırlanmalarına destek olmak
amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları
Yönergesini yayınlamıştır. Dava konusu düzenlemelerin yer aldığı Yönergenin amacı 1.
maddede; “Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî örgün ve yaygın eğitim kurumlarında
öğrenim gören istekli öğrenci ve kursiyerlere yönelik olarak verilecek olan destekleme ve
yetiştirme kursları ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir.” şeklinde olup, 2.maddesinde
Yönerge’nin kapsamı “Bu Yönerge, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî örgün ve yaygın
kurumlarında öğrenim gören istekli öğrenci ve kursiyerleri destekleme ve yetiştirme kursları
ile ilgili usul ve esasları kapsar.” şeklindedir.
Ancak dava konusu düzenlemeler, Yönerge’nin amacına ve kapsamına aykırı olmakla
birlikte yasalara ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Şöyle ki;
1. 23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın
Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin 5. maddesinin 1. fıkrası “Kurslar,
fizikî kapasitesi ve öğrenci/kursiyer potansiyeli yeterli olan resmî ortaokullar, imam-hatip
ortaokulları, ortaöğretim kurumları ile halk eğitimi merkezi müdürlüklerine bağlı olarak
açılır” ve 6.maddenin 1.fıkrasının (a) bendi “Kurslara; Örgün veya yaygın ortaokul/imam
hatip ortaokulu ve ortaöğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler…. katılabilir.” hükmünü
ihtiva etmektedir. Yürürlükten kalkan 05/04/2004 tarihli ve 22692 sayılı Millî Eğitim
Bakanlığı Öğrencileri Yetiştirme Kursları Yönergesinin “Kurslara Katılacaklar” başlıklı 6.
Maddesinde “İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarına devam eden veya beklemeli durumda
bulunan” hükmü yer almakta iken; yeni yönergede “ilkokul” ibaresine yer verilmemek sureti
ile ilkokullarda kurs kaldırılmıştır. Bu tavır, maddi durumu iyi olmayan ve kurs alması
gereken ilkokul öğrencileri bakımından çok büyük problemlere neden olacaktır.
Tartışmasızdır ki, öğrenciler arasında eşitsizliği gidermenin en doğru yolu, düşük ekonomik
ve sosyal profile sahip ailelerin çocuklarına destek olmaktan geçmektedir. Özellikle düşük
gelirli ailelerin çocuklarının faydalandığı bu kurslar ile Yönerge ile istenilen hedefe
ulaşılamayacaktır. Dava konusu düzenlemede “ilkokul” ibaresinin yer almaması başlı başına
Yönergenin amacına ters düşmektedir. Kamu yararı gereği öğrencilerin kendi okullarında
kursa yöneltilmesi gerekli iken davalı idare bunun tam aksi şekilde hareket ederek öğrencileri
ve velilerini dershanelere özendirmiştir. Müvekkil sendikanın bir sivil toplum örgütü olarak
Yönerge ile ilgili yaptığı araştırma ve geliştirme çalışmalarında ilkokullarda yetiştirme
kurslarının olmamasının sıkıntılara yol açacağı görülmüş ve ilkokul velilerinin sosyal
devletten beklentileri bu anlamda karşılanamamıştır. Anayasamızda “Sosyal Devlet” vurgusu
yapılmaktadır.
TC ANAYASA;
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı
içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Yine Anayasa’da yer alan “Kanun önünde eşitlik” ilkesi gereği ilkokul öğrencilerinin
de bu Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kurslarından istifade etmesi gerekmektedir. Türkiye
Cumhuriyeti eğer bir sosyal devletse, bunu eşitlik kuralları çerçevesinde uygulamalıdır.
Bilindiği üzere, Sosyal Devlet, eğitim ve öğretimi devletin başta gelen ödevi sayar ve tüm
vatandaşların eşit imkânlar içinde, bilime dayalı düşündürerek ve bilinçlendirerek; demokratik
eğitim görmesini sağlar. Dolayısıyla fırsat eşitliğini ve eğitimin toplumla bütünleşmesini
sağlamak sosyal devletin en önde gelen davranış biçimlerindendir. Bu suretle; eğitimin
parasız yapılması ve bu yolla eğitimde fırsat eşitliği sağlanması devletin başlıca
görevlerindendir. İnsan hakları ve demokrasi kavramı içinde eğitime özel vurgu yapılması
normal ve gereklidir. Çünkü eğitim, sistem ve içerik olarak sadece ferdi etkilemekle
kalmamakta, toplumun geleceğini de belirlemektedir. Ayrıca sosyal devlet anlayışı gereği
eğitim imkanını toplumun gelir seviyesi düşük kesimlerine parasız olarak sağlanması
gerekirken yapılan uygulama sosyal devlete de aykırı mahiyet taşımaktadır. Bu yönüyle
Yönerge’nin ilgili maddesinde “ilkokul” ibaresinin bulunmamasına ilişkin eksik
düzenlemenin iptali gerekmektedir.
2. Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları
Yönergesinin “Komisyon, öğretmenlerin seçimi ve görevlendirilmesi” başlıklı 11.maddesinin
2.fıkrasında “Başvuru yapan öğretmenler arasından veli ve öğrencilerin tercihleri de dikkate
alınarak öncelikle; bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş, çevresi ile iyi ilişkiler
kurabilen öğrenme ve öğretme yöntem ve tekniklerine hâkim, teknolojik araç-gereçleri eğitim
ortamında kullanabilenler komisyon tarafından seçilir.” ibaresi yer almaktadır. Öncelikle,
komisyonun bütün öğretmenleri tanıması mümkün olmadığı gibi seçilecek olan öğretmenlerle
ilgili net kriterler belirtilmemiştir. Öğretmen seçimindeki kriterlerin öznel olması
değerlendirmelerin yanlı olabileceği sonucunu doğurur. Komisyona kurs merkezlerinde görev
yapacak öğretmenleri belirlemekte muğlak bir yetki verilmiş olup bu durum keyfi
uygulamalara neden olabilir. Komisyon, başvuran öğretmenler arasından hizmet süresi,
hizmet puanı üstünlüğü gibi somut kriterlere göre bu kişileri belirlemelidir. Kurs
öğretmenlerinin belirlenmesinde veli ve öğrencilerin tercihleri dikkate alınacaktır denilmiştir.
Öğrencilerin ve velilerin öğretmenleri değerlendirmeleri; yetenekten ziyade popülarite
ölçümleridir. Dolayısıyla öğrenci ve velilerin öğretmen tercih etmesi çok da sağlıklı bir kriter
değildir. Zira söz konusu yönetmeliğin 17.maddesinde; “Kurslarda dönem başında yapılacak
seviye tespit sınavlarına göre sınıflar/gruplar oluşturulabilir.” denmektedir. Bu durumda
zaten öğrencilerin öğretmen tercih etmesi gibi bir alternatifi söz konusu olmazken
öğretmenlerin seçiminde bu kriterin uygulanması bir anlam ifade etmemektedir. Yönerge
kendi içerisinde çelişkili bir yapılanmaya mahal vermiştir. Ayrıca “bilgi ve tecrübesi ile
branşında temayüz etmiş” derken yine göreceli bir kavram kullanılmış, “kime ve neye
liyakat” olduğu belirtilmemiştir. Öğretmenlerin yapmış olduğu çalışmalar, almış olduğu
ödüller dikkate alınmadan ve başarı kriterlerine bağlı kalınmaksızın, sadece para kazanma
anlayışının söz konusu olacağı bir durum yaratılacağı açıkça bellidir. Bununla birlikte
“teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilen” ibaresinden anlaşılması gereken
nedir? Dolayısıyla objektif/nesnel ölçütlere dayanmayan bu düzenlemelerin hukuka uyarlılığı
söz konusu olamaz ve anılan maddede yer alan soyut ibarelerin bu yönüyle iptali gerekir.
3. Yönerge’nin “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasında; “Kursta görevli
yönetici ve öğretmenlerin ders ve ek ders ücretlerine ilişkin hususlar, Kamu Görevlilerinin
Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin Toplu Sözleşme ile
1/12/2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Millî
Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar
kapsamında belirlenir.“ denmektedir. Yürürlükten kalkan yönergenin “Kurs Giderleri”
başlıklı 20.maddesinde “Personel giderleri; kurs merkez müdürü, kurslarda görev alan kurs
merkezi yönetim kurulunun aile birliği temsilcisi dışında kalan üyelerine, öğretmenlere ve
destek hizmetlerini yürüten personele ödenen ücretlerden oluşan giderlerdir. Bu giderler kurs
gelirlerinden karşılanır.” ve “Kurs ve Personel Giderleri” başlıklı 21. maddesinde; “Kurs
giderleri için, kurs gelirlerinin % 6’sından oluşan bir pay ayrılır. Kurs gelirlerinin % 3’ü
kurs merkezi müdürüne, % 5’i kurs merkezi yönetim kurulunun okul müdürü ve okul-aile
birliği temsilcisi dışında kalan üyelerine, % 80’i kurslarda görev alan öğretmenlere, % 6’sı
ise kurs merkezinin bakım, temizlik, evrak ve baskı işlerini yürüten memur ve hizmetlilere
ödenir. Ödemeler, kurs dönemleriyle sınırlı kalmak kaydıyla ayda; ek gösterge dahil en
yüksek Devlet memuru brüt aylığının bir öğretmen için % 100’ünü, kurs merkezi müdürü için
% 75’ini, kurs merkezi yönetim kurulu üyelerinin her biri için % 50’sini, memur ve
hizmetlilerin her biri için % 40’ını geçemez.” denilmekteydi.
Yapılan yeni düzenleme ile kursta görev alan yönetici ve öğretmenlerin ders ve ek ders
ücretleri artık kurs gelirinin belirli oranlarından karşılanmayıp, Millî Eğitim Bakanlığı
Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar kapsamında belirlenen
ücretlere göre verilecektir.
Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Ve Öğretmenlerinin Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin
Karar’ın “Yetiştirme, okuma -yazma ve uyum kursları” başlıklı 8.maddesinin 1.fıkrasının (a)
bendinde; “ Bu Kararla belirlenen azamî ek ders görevi ve ek ders görevinden sayılan ders
saatleri dışında olmak üzere; Ders yılı içinde; İlgili mevzuatına göre, dönem içinde herhangi
bir nedenle derslerin yapılamadığı günler için dönem içinde veya dönem sonunda düzenlenen
eğitim faaliyetleri ve yetiştirme programları ile ikinci yarıyıl sonunda bazı derslerden
yetersizliği görülen öğrenciler için düzenlenen yetiştirme kurslarında veya programlarında,
görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere haftada 10 saate kadar, ek ders görevi verilebilir.”
2.fıkrasında; “Bu madde kapsamında belirtilen eğitim faaliyetlerinde cumartesi ve pazar
günleri ile yarıyıl ve yaz tatillerinde fiilen yerine getirilen ders görevleri, ek ders ücreti
karşılığında verilir.” 3.fıkrasında; “ Cumartesi ve pazar günleri, bu madde kapsamında
belirtilen eğitim faaliyetlerinde görev yapan okul/kurum yöneticilerinden birine fiilen görev
yaptıkları anılan günler için 2 saat ek ders ücreti ödenir. Yöneticilere, fiilen ders okuttukları
süreler hariç olmak üzere yönetim görevine bağlı olarak bunun dışında bu madde
kapsamında ayrıca ek ders ücreti ödenmez.” denmektedir.
Söz konusu bu maddeler kapsamında hafta içi ve hafta sonu kurslarında görev alacak
öğretmenlere ve yöneticilere ek ders ücreti mahiyetinde ücretlendirme yapılacaktır.
Öğretmenler, haftada 10 saate kadar , ayda 40 saate kadar derse girebilecektir. Böylelikle
yapılan ücretlendirme aşağıda görüldüğü üzere acı bir tablo çizmektedir.
Ayda 8 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 77 TL
Ayda 16 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 155 TL
Ayda 24 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 233 TL
Ayda 32 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 311 TL
Ayda 40 saat kurs veren öğretmenin ek ders ücreti: 389 TL
Okul Yöneticileri de Kurs Ek Dersi alacak ancak okul/kurum yöneticilerinden sadece birine
fiilen görev yaptıkları anılan günler için 2 saat ek ders ücreti ödenecektir.
Görüldüğü üzere kurs ücretleri teşvik edici değil, yaralayıcı niteliktedir. Okullarımızın
eksikliklerine ve imkansızlıklarına rağmen geleceğimizin teminatı öğrencilerimizin daha iyi
yetiştirilmeleri hususunda hiçbir fedakarlığı esirgemeyen öğretmenlerimizin emeklerinin,
hafta sonu veya hafta içinde yapılacak kurslar için ödenecek ders ve ek ders ücretinin ilgili
yönetmelikte belirtilen miktarlarla ücretlendirilmesi demek emeğin karşılığının alınamaması
demektir. Dolayısıyla bu kurslarda öğretmen ve yöneticilerin görev alması için ders
ücretlerin cazip hale gelmesi gerekir. Eğer dershanelerin kapatılması sürecinin
sağlıklı yürümesi ve eğitimde yaşanması muhtemel fırsat eşitsizliğinin önüne geçilmesi
isteniyorsa açılan kurslarda görevlendirilecek öğretmen ve yöneticilere ödenecek ücret
emeğin karşılını verecek şekilde olmalıdır. Eğitimi destekleme ve yetiştirme kurslarında
görevlendirilen öğretmen ve yöneticilerin ücretlerinin, bu kurslarda çalışmaya teşvik edici ve
normal ek ders ücretinin iki katı olmalıdır.
Anılan yönerge maddesi ile Kurs merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin yapmış
oldukları görevler ücretten sayılmayacak maaş karşılığı okutulan derslerden sayılacaktır.
Yapılan uygulama ile kurs merkezlerinde görev yapan öğretmenler mağdur duruma
düşürülecek ve hak ettikleri ücretten mahrum kalacaklardır.
4. Ayrıca Yönerge’nin “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasında; Kursta
görevli yönetici ve öğretmenlerin ücretlerinden bahsedilirken, destek hizmetlerini yürüten
personele ödenen ücretler yer almamıştır. Yönerge’nin 20.maddesinin 2.fıkrasında; “Kurs
merkezlerinin ısınma, temizlik, aydınlatma, kırtasiye ve bu kapsamdaki giderleri Bakanlıkça,
merkezlerde çalıştırılacak yardımcı personel sayısının yeterli olmaması durumunda ihtiyaç
hizmet alımı yoluyla karşılanır.” denmesine rağmen bu giderlerin ne şekilde ve kimin
tarafından karşılanacağı belirtilmemiştir.
Bu suretle; yeni düzenleme ile destek hizmetlerini yürüten personele ücret
ödenmesi düzenlemesine son verilmiştir. Yapılan bu uygulama ise vicdani olarak kabul
edilemeyeceği gibi hukuken de kabul edilebilir değildir. Mevcut durum Anayasa ve
Kanunlara aykırılık teşkil ettiği gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı mahiyet
taşımaktadır.
Anayasamızca koruma altına alınan;
“Ücrette adalet sağlanması” başlıklı 55. Madde de “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet,
çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan
yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” denilmektedir.
“Zorla çalıştırma yasağı” başlıklı 18. Maddede “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.
Angarya yasaktır.” Denilmektedir. Ancak mevcut durum açıkça angarya niteliği
taşımaktadır.
Anayasadaki “angarya yasaktır” hükmü gereği bu kapsamda görevlendirilen hizmetlilere de
mesai ücreti verilmelidir.
Anayasamızın dışında Devlet Memurları Kanununa da aykırılık söz konusudur. Şöyle ki;
Devlet Memurları Kanununun “Güvenlik” başlıklı 18.Maddesinde “Kanunlarda yazılı
haller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilmez, aylık ve başka hakları elinden
alınamaz.” Denilmektedir.
Görüldüğü üzere, destek hizmetlerini yürüten personele ücret ödenmesi taraf
olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile iç hukuk mevzuatının ve hakkaniyet anlayışının
gereğidir.
Tüm bu nedenlerle ve hukuk devleti anlayışı gereği yönergede bulunan yukarıda
belirttiğimiz maddelerin değiştirilmesi suretiyle mağduriyetlerin önlenmesi gerekmektedir.
2577 sayılı Yasanın 27. maddesinin 2 numaralı bendi gereğince 'İdari işlemin
uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin
açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe
göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler." denilmektedir. Ayrıca 27.
maddesinin 4 numaralı bendi, "Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16. maddede
yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir."
hükmüne amirdir. Yukarıda yürütmesinin durdurulması talep edilen işlemlerin
uygulanmasının, kamu yararı açısından öğrenciler ve öğretmenler aleyhine telafisi güç ve
imkansız zararların doğmasına sebebiyet vereceği muhakkaktır. Bu nedenle iptali istenilen
düzenlemeler ile ilgili davalı idareden savunma alınmaksızın yürütmeyi durdurma kararının
verilmesi elzemdir.
İzahına çalıştığımız tüm bu nedenlerle dava konusu düzenlemeler her yönüyle hukuka
aykırılık arz etmektedir. Keyfiyetin ve olası mağduriyetlerin önlenebilmesi için dava konusu
düzenlemelerin iptalinin hak ve adalet gereği olduğu kanaatindeyiz. Hiç şüphesiz takdir,
Sayın Mahkemenizindir.
HUKUKİ SEBEPLER
: Anayasa, Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Ve Öğretmenlerinin
Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar, İYUK ve ilgili tüm yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER
: Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme
ve Yetiştirme Kursları Yönergesi
SONUÇ VE TALEP
:
Yukarıda arz ve izah edilen ve mahkemece re’sen gözetilecek
sair hususlar dikkate alınarak,
23/09/2014 tarihli ve 4145909 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı
Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesinin;
1. “Kurs Açma, Kapatma, Kurs Süreleri ve Öğrenci/Kursiyer Sayıları Kurs merkezi
ve kurs açma yetkisi” başlıklı ikinci bölümde yer alan 5.maddenin 1.fıkrasında ve
6.maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde “İlkokul” ibaresinin bulunmamasına ilişkin
eksik düzenlemenin,
2. “Komisyon, öğretmenlerin seçimi ve görevlendirilmesi” başlıklı 11.maddesinin
2.fıkrasında yer alan “Başvuru yapan öğretmenler arasından veli ve öğrencilerin
tercihleri de dikkate alınarak öncelikle; bilgi ve tecrübesi ile branşında temayüz etmiş,
çevresi ile iyi ilişkiler kurabilen öğrenme ve öğretme yöntem ve tekniklerine hâkim,
teknolojik araç-gereçleri eğitim ortamında kullanabilenler komisyon tarafından
seçilir.” ibaresinin,
3. “Kurs giderleri” başlıklı 20.maddenin 1.fıkrasının,
4. 20.maddenin 2.fıkrasında “yardımcı personel hizmet alımı giderleri” ile ilgili hususun
bulunmamasına ilişkin eksik düzenlemenin,
yürütmelerinin durdurulması ve devamında iptaline,
Tüm yargılama harç, masraf ve ücreti vekâletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar
verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ile talep ederiz.
Davacı Vekili
Av. Hale SARIER
EKLER:
1) Onanmış Vekâletname
2) Yetki Belgesi
3) Deliller bölümünde sayılanlar
Download