İKTİSAT TARİHİ ÜNİTE 6 MODERN ÇAĞ’IN BAŞLARINDA AVRUPA EKONOMİSİ GELİŞMEMİŞ AVRUPA’DAN GELİŞMİŞ AVRUPA’YA GEÇİŞ 13. yüzyıl başlarında Avrupa gelişmemiş bir bölge idi. Hatta 12. yüzyılda Batı, Doğu’ya çoğunlukla demir, kereste ve katran gibi hammaddeler ve köle ihraç eden, mamul mallar ve bazı hammaddeleri ithal eden bir bölgeydi. Kağıt, sabun ve mamul dokuma ürünlerine yalnız Yakındoğu sahipti. Bizans ve Arap dünyası ise gelişmiş bölgelerdi. Araplar Avrupa’yla pek ilgilenmemişlerdi. – Arap dünyasının o dönemde Avrupa’ya karşı ilgi duymamasının nedeni Avrupa’nın çok az ilgi çekecek şeye sahip olmasından kaynaklanır. 13. yüzyılın ikinci yarısında daha önce Arap ülkelerinden ithal ettikleri kağıdı kullanan Bizans mahkemeleri, artık İtalya’dan ithal ettiklerini kullanmaya başlamışlardı. Hatta sabun, kağıt ve dokuma gibi ürünler Doğu’ya ihraç edilmeye başlanmıştı. GELİŞMEMİŞ AVRUPA’DAN GELİŞMİŞ AVRUPA’YA GEÇİŞ Avrupa’nın kağıt ve dokuma sanayinde başarılı olabilmesinin en önemli nedeni su gücünden istifade ederek üretimi mekanikleştirebilmesiydi. 1000 yıllarından itibaren Avrupa kalkışa geçmişti. – Rostow tarafından geliştirilen İktisadi Gelişme Aşamaları Teorisi’ne göre 5 aşamadan 3.süne denk gelmektedir. Bu aşamada; Gelişmeye karşı direnç gösteren engeller yıkılmıştır Gelişmenin güçleri topluma hakim olmuştur Gelişme normal yoluna girmiştir Gelişme geri dönülemez hale gelmiştir Avrupa 1500’lü yıllarda dünyaya hakim duruma geçmiş, Asya’dan daha büyük bir endüstriyel kapasite ve yeteneğe kavuşmuştur. COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ Simon Kuznets’e göre 1492-1776 arasındaki dönemin ekonomik, sosyal, politik ve kültürel tarihi, coğrafi keşiflerle açıklanabilir. Avrupa’nın Ortaçağ’da teknik alanda kazandığı üstünlüğün en belirgin sonucu, Modern Çağ’ın başlarında gerçekleşen coğrafi keşifler ve bunu izleyen ekonomik, askeri, politik genişleme ve yayılma oldu. Türklerin Avrupa’nın kalbine kadar sokuldukları bir dönemde yaşanan coğrafi keşifler ile Avrupa ümit edilemeyecek kadar hızlı bir gelişme evresine girdi ve Avrupa’nın dünya çapındaki hakimiyetinin temelleri atıldı. COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ Coğrafi Keşifler ve Etkileri – – – – – – – – – Avrupa ile Asya Arasında yeni bir deniz yolu açıldı. Karasal ilerleme önce sınırlı kaldı, teknolojik gelişme ile genişledi. Avrupa yeni ürünler ile tanıştı. Yeni Dünya’da nüfus azaldı. Yerli kültürler yok edildi Ticaret hacmi arttı. Yeni Dünya’ya köle taşınmaya başlandı Mısır ve patates üretimi nüfus artışına destek oldu Avrupa’nın ekonomik merkezi değişti COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ Ticaret yolunun değişmesi – Coğrafi keşifler ile Avrupa ile Asya Arasında yeni bir deniz yolu açılmış oldu – Bunun dünya tarihi açısından en önemli sonucu Avrupalıların Batı yarımküresini ele geçirmesidir. – Avrupa bu sayede 16. ve 17. yüzyıllarda ekonomik kaynak arzını önemli bir ölçüde genişletebilmiştir. Karasal ilerleme – Avrupa ilk etapta karada teknolojik açıdan çok güçlü değildi. – Karada Asyalılar teknolojik açıklarını sayı üstünlüğü ile kapatıyorlardı. – Silah teknolojisinin gelişmesi sayısal üstünlüğün önemini yok etti. COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ Yeni Ürünlerin Keşfi – İspanyollar başlangıçta istila ettikleri bölgelere yerleştiler – Yerli halka zorla Avrupai teknikleri, araçları ve kurumları benimsettiler – Avrupa’ya daha önceden bilinmeyen tahıl, şeker kamışı, kahve ve çeşitli meyveleri getirdiler. Yeni Dünya’nın Nüfusu – Avrupa’dan Amerika’ya giden çiçek, tifüs, grip gibi hastalıklar ile ateşli silahlar ve alkol, bu bölgedeki nüfusun 25 milyondan birkaç milyona düşmesine neden oldu. – Ortaya çıkan işgücü kıtlığı nedeniyle İspanyollar, Afrikalı köleleri Batı yarımküresine taşımaya başladılar. COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ Kültürleri Yok Edilmesi – Coğrafi keşifler ile Avrupa kültürü Yeni Dünya’ya taşındı ancak yerli kültürler yok edildi. – Yeni Dünya’dan Avrupa’ya yapılan ithalatın %95’inin altın ve gümüş olması yukarıdaki durumun nedenini ortaya koymaktadır. Ticaret Hacmi – Bu dönemde ekonomik açıdan en önemli gelişmelerden biri ticaret hacminin ve mal çeşitlerinin büyük bir oranda artmasıdır. – Amerika’daki şeker plantasyonlarının gelişmesi, siyah köle işgücünün Amerika’ya taşınmasına neden olmuştur. COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ Nüfus Artışı – Amerika’dan patates, domates, fasulye, mısır ve kabak gibi ürünler gelmiştir.Mısır ve patates ekiminin yaygınlaşması Avrupa’da artan nüfusun karşılaşabileceği yiyecek problemine çözüm olmuştur. Ekonomik Merkezin Değişimi – Denizaşırı genişleme sonucunda Avrupa’nın ekonomik merkezi yer değiştirmiştir. – Merkez Kuzey İtalya’dan Portekiz ve İspanya’ya kaydı. – Lizbon baharat ticaretinin merkezi olarak Venedik’in yerini aldı. – İspanya altın ve gümüş ithali ile Avrupa’daki en zengin ve güçlü ülke oldu. COĞRAFİ KEŞİFLER VE AVRUPA’NIN GENİŞLEMESİ – Alman Hansa şehirleri önce canlanmış sonra gerilemiştir. Gerilemenin temel nedeni Hollanda ve İngiliz şehirlerinin ticari gücünü artırmasıdır. – Güney Almanya ve İsviçre ise gerileme sürecine girmiştir. Bunun temel nedeni en önemli ticaret yollarının dışında kalmalarıdır. – Büyük keşiflerden en kârlı çıkan bölgeler Alçak ülkeler, İngiltere ve Kuzey Fransa olmuştur. – Kısacası Atlantik’e açılan ve Kuzey ile Güney Avrupa arasında kalan bölge gelişen dünya ticaretinden en kazançlı çıkan bölge oldu. NÜFUS Nüfus açısından yaşanan gelişmeler – 15. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’da nüfus artmaya başladı. Bu nüfus artışı yüzyıl boyunca devam etti. Nüfus artışının nedenleri; Veba gibi salgın hastalıklara karşı ilaçların bulunması İnsanların bağışıklık sisteminin gelişmesi Taşıyıcıları etkileyen ekolojik değişme sonucunda iklimde yaşanan iyileşmeler Nüfus/toprak dengesinin iyileşmesi ve bunun sonucunda reel ücretlerin artması Evlenme yaşının düşmesi Doğum oranlarının artması – 15. yy’ın ortasında nüfus 45-50 milyon iken, 16. yy’ın ortasında 100 milyon oldu. NÜFUS Nüfus Yoğunluğu – Avrupa’da çeşitli bölgelerde nüfus yoğunluğu farklı idi. – Avrupa’nın en yoğun nüfuslu bölgeleri İtalya ve Hollanda idi. İtalya ve Hollanda: 40 kişi Fransa: 34 kişi Almanya: 28 kişi İspanya ve Portekiz: 17 kişi Rusya ve İskandinavya: 2 kişi – Şehir nüfusu hızlı bir şekilde arttı. Avrupa’nın nüfusu en yoğun şehri Paris idi. – 17. yüzyılın ilk yarısında yeni bir veba ve salgın dalgası ile savaşlar, nüfus büyümesini sona erdirdi. TARIM Tarımda yaşanan gelişmeler – – – – – – Avrupa’da nüfus artış hızı azaldı Doğu Avrupa’da hür köylüler serfleştirildi Akdeniz Bölgesi’nde farklılıklar yaygınlaştı İspanyol tarımı geriledi Açık tarla sistemi varlığını sürdür Hollanda tarımda büyük gelişme yakaladı TARIM Nüfus Artışının Yavaşlaması – 17. yüzyılda Avrupa’da nüfus artış hızı kesildi. Nüfus artışının kesilmesinin nedeni nüfusun kendisini yeterli ölçüde besleyebileceği düzeyi aşmış olmasıdır. Doğu Avrupa’da Tarım – Doğu Avrupa’da serflik ilişkileri yaygınlaştı. Güçlü lordlar az sayıda kalan köylüleri serfleştirdi. Rusya ve Polonya’da köylülerin statüsü köle dercesine inmişti. TARIM Akdeniz Bölgesi’ndeki Farklılıklar – Akdeniz Bölgesi’nde iklim ve toprak tiplerinin benzerliğine rağmen çok farklı özellikler görülmekteydi. – İtalya’da küçük mülk sahipliği, bağımsız kiracı çiftçilik, ortakçılık ve ücretli işçilik yaygındı. Tahıl, pirinç, bağcılık ve zeytincilik önemli faaliyet alanlarıydı. – İspanya Hıristiyan Avrupalıların eline geçmeden önce gelişmiş bir bahçe tarımına sahip olmasına karşın Müslümanlardan alınan bu ileri tarım ve sulama sistemini sürdüremediler. – İspanya’da köylü ile koyun sürüsü sahipleri arasında düşmanlık bulunmaktaydı. İspanya’nın merinos yünü önemli bir talebe sahipti. TARIM – Sürü sahipleri Mesta adı verilen güçlü bir birlik oluşturmuşlardı. Sağladıkları vergi gelirleri yüzünden krallık bu birliğe özel imtiyazlar vermekteydi. – Sürü sahiplerinin mevsim dönümlerinde yaylaklar ve kışlaklar arasında geçiş yapma isteğini krallığın olumlu karşılaması, tarımda gerilemeye neden olan unsurlardan biridir. – İspanyol Krallığı’nın tahıl fiyatlarına narh uygulaması gibi isabetsiz hükümet politikaları da tarımda gerilemeye neden olmuştur. – İspanyol tarımının prodüktivitesi Batı Avrupa tarımının en düşüğüydü. TARIM Açık Tarla Sistemi – Batı Avrupa’da Ortaçağ’dan alınan açık tarla sistemi varlığını sürdürdü. – Şehir çevrelerinde küçük mülk sahipliği yaygınken kırsal bölgelerde uzun dönemli kiracılık hakim faaliyetti. – Güney Fransa’da ise ortakçılık yaygındı. Toprak sahibinin emek dışındaki tüm üretim girdilerini sağladığı, riske ve üretim kararlarına katıldığı, elde edilen ürünün ise yarı yarıya paylaşıldığı sisteme ortakçılık denir. TARIM Kuzey Bölgeleri’nde Tarım – Avrupa’da en gelişmiş tarıma Hollanda sahipti. – Hollanda 16. yüzyılda modern tarıma geçen ilk ülke oldu. – Bunun temelinde ihtisaslaşma yatıyordu. Yapılan ticari tarımla üretim pazar için gerçekleştirilmekteydi. – Hollanda’da tarımın kârlılığı, bataklık ve göllerin kurutularak yeni tarım toprağı kazanma faaliyetlerini hızlandırdı. SANAYİ Sanayi Sektöründe Yaşanan Gelişmeler – – – – – Sanayinin en önemli kolu dokuma sektörüydü. Okyanus denizciliği gelişti. Gemicilik sanayi ilerleme kaydetti. Metalurji sanayi stratejik önem kazandı Gelişimler sonucunda yeni sanayilerin doğuşu mümkün oldu. SANAYİ Dokuma Sektörü – Tarımda olduğu gibi sanayide de Ortaçağ ile Modern Çağ’ın başları arasında büyük bir sıçrama söz konusu değildi. – Sanayinin en önemli kolu dokuma sektörü idi. – İtalyan sanayi yeni rakiplerin rekabeti karşısında pazarını Hollanda, Fransa ve İngiltere’ye kaptırdı. İspanyol yün sanayi ise 16. yüzyılda güçlenmesine karşın aşırı vergileme ve hükümet müdahaleleri yüzünden geriledi. – 16. yüzyılda en büyük dokuma sanayi merkezleri; Güney Alçak Ülkeler (Flaman ve Flandra) idi. SANAYİ Okyanus Denizciliğinde Yaşanan Gelişmeler – Teknolojik gelişmenin Modern Çağ’daki en önemli yansıması okyanus denizciliğinin gelişmesiydi. – Bu gelişim yeni araçların ve tekniklerin doğuşunu teşvik etti. Bunlar; Deniz kronometrelerinin icadı Harita yapımı alanındaki ilerlemeler Deniz toplarının gelişimi – Deniz topları, metalurji sanayindeki gelişmeleri teşvik etti) – Gemi yapımındaki yenilikler gemicilik sanayiini geliştirdi. SANAYİ Gemicilik Sanayindeki Gelişmeler – Gemi yapımındaki yenilikler gemicilik sanayini geliştirdi. – Hollanda’nın deniz ticareti hızla gelişti. Hollanda deniz filosu, Avrupa’nın en büyük filosuydu. – Ahşap gemilerin kısa ömürlü oluşu gemi inşa sanayine büyük talep yarattı. – 16. yüzyıl sonunda ortaya çıkan Fluyt adlı özel ticari taşıma gemileri ticaretteki artışı hızlandırdı. Bu gemiler; Günümüz tankerlerine benzemekteydi. Hacimli fakat düşük değerli malların taşınmasına imkan sağladı. Daha az tayfa ile faaliyette bulunulabiliyordu. SANAYİ Metalürji Sanayindeki Gelişmeler – İstihdam ve üretim açısından pek az bir öneme sahipti – Savaşlarda ateşli silahların ve topların kullanımı nedeniyle stratejik bir öneme sahipti. – Metalürji sanayinin önemli gelişme alanlarından biri demir sanayi idi. SANAYİ Yeni Sanayilerin Doğuşu – Denizaşırı keşifler yeni hammaddeler temin ederek yeni sanayilerin doğuşunu teşvik etti. – Şeker ve tütün işleme sanayileri bunlardan en önemlileriydi. Matbaanın bulunuşu kağıt talebini büyük ölçüde artırdı. Özetle Modern Çağ’da Avrupa; – – – – İhtisaslaşmadan uzak Verim düşük Tarıma bağımlılık yüksek Sınai ve tarımsal faaliyetler bir arada yürütülmekteydi. KIYMETLİ MADEN AKIŞI VE SONUÇLARI Kıymetli Maden Akışı ve Fiyat İhtilali Çağı – Avrupa’nın denizaşırı yayılmasının en önemli ekonomik sonuçlarından biri de zengin altın ve gümüş yataklarına sahip olan Meksika ve Peru’nun keşfi idi. İspanyol donanması yüzyıl süreyle Avrupa’ya akıl almaz hazineler taşıdı. – Üretimin altın arzının gerisinde kalması sonucunda fiyatlar hızlı bir şekilde artmaya başladı. Bu nedenle 1500-1620 yılları arası iktisat tarihçileri tarafından biraz da mübalağa ile Fiyat İhtilali Çağı olarak adlandırılır. – Bu dönemde fiyatlar %300-400 dolayında artmıştır. KIYMETLİ MADEN AKIŞI VE SONUÇLARI Maden Akışının Sonuçları – Earl J. Hamilton’a göre fiyat yükselişleri ile Amerikan altın ve gümüşünün Avrupa’ya akışı arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu görüş Fisher’in Miktar Teorisi’ne dayanmaktadır. Para arzıyla fiyatlar genel düzeyi arasında doğru yönlü bir ilişki olduğunu öne süren teoriye miktar teorisi denir. – Carlo Cipolla’ya göre maden akışının ikinci en önemli sonucu faiz hadlerinin düşmesidir. – Üçüncü sonucu ise ücret artışlarının fiyat artışlarının gerisinde kalmasıdır. Ücretler ve rantların geri kalmasının nedeni kurumsal kıtlıklardır. Bu ise sermaye birikimine destek sağlamıştır. – Sonuncusu ise dış ticaretin gelişmesine katkıda bulunmasıdır. TİCARET, TİCARET YOLLARI VE TİCARİ ORGANİZASYON Ticarette Yaşanan Gelişmeler – – – – – Ticaretin ağırlık merkezi Akdeniz’den Kuzey’e kaydı Uzak mesafeli ticaret gelişti Köle ticareti yaygınlaştı İş tekniklerinde gelişmeler yaşandı Servet birikimi arttı TİCARET, TİCARET YOLLARI VE TİCARİ ORGANİZASYON Ticaretin Merkezinin Yer Değiştirmesi – 15. ve 18. yüzyıllar arasında Avrupa ekonomisinde en dinamik sektör ticaret sektörü idi. Bu nedenle bu döneme Ticaret İnkılabı adı verilir. – 16. ve 17. yüzyıllarda yeni ticaret yollarının açılması ile Avrupa ticaretinin merkezi Akdeniz’den (İtalya’dan) Kuzey Denizlerine (Fransa ve Hollanda) kaydı. – Bu sayede uzak mesafeli ticarette de bir artış yaşandı. – Erken Ortaçağ’da uzak mesafeli ticaret lüks mallarla sınırlı iken Modern Çağ’da hacimli ve değeri düşük malların ticareti hızlı bir şekilde arttı. Bunda gemi dizayn ve inşasındaki gelişmelerin rolü önemlidir. TİCARET, TİCARET YOLLARI VE TİCARİ ORGANİZASYON Yeni İş Tekniklerinin Gelişmesi – Denizaşırı gelişmenin iş teknikleri anlamındaki sonuçları; Büyük şirketlerin kuruluşu Yük sorumlulukları ile şirketlerin menfaatlerini limanlarda ve gemilerde temsil eden temsilcilerin ortaya çıkışı Deniz sigorta şirketlerinin gelişmesi Anonim şirketlerin gelişmesi – 1600’lerde anonim şirketlerden en tanınmışı Doğu Hindistan Şirketi idi. – Denizaşırı ticaret kârlıydı. Bu sayede servet birikimi arttı. Bunun yanında iş ahlakı, riske girme ve açık fikirlilik gelişti. TİCARET, TİCARET YOLLARI VE TİCARİ ORGANİZASYON – 16. yüzyılda en büyük iş imparatorluğu, merkezi Güney Almanya’da bulunan Fugger Ailesi idi. – Bankacılık alanında iki önemli değişiklik yaşandı Birincisi, 17. yüzyılın sonuna doğru borçların hükümete ait resmi bir borç olduğu fikri doğdu. Bu sayede faizlerde düşüş yaşandı. İkincisi ise banknot kullanımının yaygınlaşması idi. Bu ise bankacılık faaliyetlerinin yaygınlaşmasını sağladı. DEVLET VE EKONOMİ Modern Çağ başlarında ekonomik politikaların iki temel amacı vardı. – Ekonomik gücü kullanarak devleti güçlendirmek – Devletin gücünü kullanarak ekonomik gelişmeyi ve ülkelerin zenginleşmesini sağlamak Ortaçağ’da mahalli yönetim birimleri bulunmaktaydı. Bunlar; – – – – Ekonominin kontrol ve düzenlenmesinde büyük güç sahibiydiler Yetki alanlarındaki bölgelere giren ve çıkan malları vergilendiriyorlardı Mahalli tüccar birlikleri ve loncalar ücretler ve fiyatları belirliyordu Yine bu kurumlar çalışma şartlarını düzenlemekteydi 16. 17. ve 18 yüzyıllarda mahalli düzeyden milli düzeye geçildi. DEVLET VE EKONOMİ Merkantilizm – 1500-1800 yılları arasında Batı Avrupa’daki iktisadi fikir ve uygulamalar merkantilizm olarak adlandırılmıştır. Ülkenin zenginliğinin sahip olunan kıymetli maden stokları ile ölçüldüğü, ülke içine altın ve gümüş girişini artırmak için müdahaleci bir dış ticaret politikası ile mamul mal ihracatının teşvik edildiği, ithalatın ise önlenmek istediği iktisadi görüşe merkantilizm denir. – Külçecilik olarak adlandırılan bu ekonomik politika ülke içinde mümkün olduğu kadar çok altın ve gümüş biriktirmeyi amaçlıyordu. Bu sayede lehte dış ticaret fazlası yaratmak mümkün olacaktı. – Büyük ticaret filolarına özel bir önem veriliyordu. DEVLET VE EKONOMİ Merkantilizmin Ülkeler Arasındaki Farklılıkları – Fransa: Ekonomik milliyetçiliğin en tipik örneği Fransa’da Colbert Dönemi idi. Colbert’in büyük etkisi nedeniyle colbertizm ile merkantilizm kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaktaydı. Devlet eliyle geliştirilen sanayi kuruluşlarına ve alt yapıya önem veren, aşırı ekonomik milliyetçi bir merkantilist uygulamaya colbetizm denmekteydi. – İngiltere: Avrupa’da kralların gücü artarken İngiltere’de anayasal bir monarşi doğmuştu. Bu nedenle İngiltere’de politikalar parlamentoda temsil edilen aristokratlar, toprak sahipleri, zengin tüccarlar ve saray mensupları tarafından belirlenmekteydi. İngiltere dış ekonomik ilişkilerde milliyetçi; ülke içinde ise serbestlikten yanaydı.