'Helikopter Ben' havalandı! Ona ortalığa ilk para döktüğünde 'Helikopter Ben' lakabını takmışlardı. Helikopterden atar gibi finans piyasasına para döktüğü için. Ama son attığı adımlarla Ben Bernanke'ye 'Secretary of the FED' diyorlar. ABD'de 'Secretary of Treasury' Hazine Bakanı'dır. Hazine'ye yardım eden Merkez Bankası'na da, 'apolet' yükselterek 'Merkez Bankası Başkanı' yerine şimdi 'Merkez Bankası Bakanı' diyorlar; kürek ve kova elde, Hazine'nin yardımına koştuğu için! Şu anda para yaratarak attığı adımlarla Ben Bernanke ABD Merkez Bankası bilançosunun büyüklüğünü ilk adımda kriz öncesindeki eylül ayı rakamı olan 900 milyar dolardan iki misline çıkardı ve 1.9 trilyon dolara getirdi, orada da durmadı ve son adımları da eklenirse, 4 trilyon dolara veya GSYİH oranı olarak yüzde 7 civarından yüzde 30 civarına büyüttü. Paranın dönüş hızı düşük olunca paranın stok rakamını büyütmek gerekti. FED ilk attığı adımda 'federal funds rate' denen serbest mevduat faizi hedefini 0 ila 0.25 arasına düşürdü. Sonra konut piyasasını desteklemek için Fannie Mae ve Freddie Mac tarafından çıkartılan ipotek senetlerine dayalı menkul kıymetlerini satın almayı 500 milyar dolardan 1.25 trilyon dolara yükseltti. Üçüncüsü, TALF denen varlığa dayalı menkul kıymetleri teminat kabul ederek tüketici ve küçük işletmelerden satın aldığı kağıtların değerini arttırdı. Sonra da önümüzdeki altı ayda 300 milyar dolarlık uzun vadeli Hazine kağıtları satın almaya girişti. Bu 2. Dünya Savaşı esnasında yapılmış bir işlemdi ve hedefi uzun vadeli faizi düşürmekti. Öyle görülüyor ki hızla para yaratan Ben Bernanke gelecekte gerçekleşebilecek enflasyon ve merkez bankasının bağımsızlığına kalıcı darbe vurulması tehlikelerini ikinci derece önemli listesine kaydırdı ve resumesinde deflasyon veya depresyon lekesi bulunması riskini ciddi şekilde ortadan kaldırmaya soyundu. Finans piyasaları Başkan'ı ayakta alkışlarken, hisse senedi piyasası hızla yükseldi, altın fiyatları yukarıya fırladı,ve dolar tüm diğer paralar karşısında değer kaybetti (euro değer kazandı). İlk açıklama sonrasında, 10 yıllık Hazine kağıdının faizi yüzde 3 değerinden yüzde 2.53 değerine bir günde düştü. Bu 1987 yılından bu yana bir günde en büyük getiri düşüşü oldu. Doların değer kaybı ABD uzun dönem faizlerinin düşüşünün bir fonksiyonu. Uzun dönem faizlerinin düşüşü dev bütçe açığının finansmanını da çok kolaylaştıracak, gelecek dönemlerdeki bütçelerdeki faiz yükü de azalacak. Altın ise parasal genişlemenin enflasyon getireceği, deflasyon riskinin ortadan kalktığı görüşünün yaygınlaşması nedeni ile klasik, enflasyona karşı koruyan varlık şöhreti nedeni ile satın alınıyor. İyimserliğe katkı yapan şeyler, paranın dönüş hızının artması, perakende satışlarda artış olması ve yeni konut inşaatının zıplaması, diğer taraftan da 'mark to market' denen ve varlıkların cari piyasa değerine düşürülmesini zorlayan FASB 157 numaralı muhasebe kuralının değiştirilmesinin gündeme gelmesi oldu. Bilindiği gibi borsada veya genel piyasada değeri düşen varlıklar yeni düşük değerle bilançolara yazıldığı zaman teminat değerlerini kaybediyorlar ve birçok mali kurumun büyük sorun yaşamasına neden olan faktörlerden biri de bu. Bu gelişmeler de 'Dr. Doom' Roubini'nin ortaya fırlayıp, bu hisse senedi piyasası yükselmesi devam etmez diye haykırmasına rağmen piyasalarda ciddi iyimserlik yerleşmesine yol açtı. Merkez Bankacılar ortada bol bol dolaşan parayı zamanı gelince ortadan kaldırmanın kolay olduğunu düşünürler ama bu işin sanıldığı kadar kolay olmadığını düşünenler de var. Tabii esas risk ise, siyasi risk olarak algılanabilir. Şu anda Merkez Bankası kendisini tamamen Hazine'nin hizmetine sunmuş bulunuyor. Veya başka bir deyişle, tesis edilmesi 60 yıl kadar alan Merkez Bankası'nın bağımsızlığı kavramı çöpe giderse ne olacak, Merkez Bankası otomobil kredileri vermeye ve vatandaşın kredi kartları borçlarını da ödemeye mi başlayacak sorusunu soranlar bolca!