Emine KARACAOGLU· ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK VE ULUSLARARASI KıZıLHAÇ-KıZıLAY HAREKETİ GİRİş çatı§malarda yaralananlara yardım §eklinde kısaca özetlenebilecek ~nsani dü§ünce yüzyıllardan bu yana varlığını sürdürmܧSe de, Uluslararası Insani Hukuk'un bugün Uluslararası Hukuk'un bir dalı olarak kabul edilmesi, neredey~e tamamen bir tesad~f eseri olarak, 1859 yılında Avusturya ve Franko-Italyan güçleri arasında Italya-Solferino'da meydana gelen kanlı savIDj nedeniyledir. Bu sava§ sonucundaki bilanço 6000 ölü ve 36000 yaralıdır. Yaralılar sava§ ~lanında günlerce hiçbir yardım almadan kaldılar. Oradan geçmekte olan ısviçreli Henry Dunant, çevre köylerde bulunanların da katılımıyla yardım etmek için elinden geleni yaptı, ama sonuç olarak toplam 22000 Avusturyalı ve 17000 Fransız asker basit yardımlar alamadıkları için hayatlarını kaybettiler. Bu olaydan son derece etkilenen Henry Dunant'ın Solferino Hatırası isimli kitabı, Kızılhaç'ın (sonradan Uluslararası Kızılhaç Komitesi) ve 1864 Cenevre SözlC§mesinin olu§turulmasını hazırladl. 1 Bunu 1906, 1929 ve 1949 Cenevre Sözle§meleri ile 1977 Protokolları ve 1899, 1907 Lahey Sözle§meleri izledi. Yani, çatı§ma kurbanlarının acılarının giderilmesi, gereksinim duyanlara uIIDjılabilmesi için insani ilkeler hukuki metinler haline dönü§türüldü, ulusal Kızılay ve Kızılhaç dernekleri olu§turuldu. Bu çalı§mada, Uluslararası İnsani Hukuk'un tanımı, kapsamı, temel Hareketi olu§turan kurumlar ve Türk Kızılayı ~saca incelenmi§, alan olarak oldukça sınırlı tutulmu§tur. Uluslararası Insani Hukuk'un Türkiye'de tam olarak bilinemernesi, kurumlarının yeterince tanınmaması nedeniyle, spesifik bir çalı§ma yapmanın zorlukları dikkate alınarak, genel bir inceleme üzerinde yoğunla§mak zorunlu olmu§tur. kuralları, ULUSLARARASı İNSANİ HUKUK Tanım Silahlı çatı§malarda §iddet kullanımını sınırlayan kurallar ve ilkeler bütünü §eklinde ifade edilen bir tanım,l bu disiplinin genel bir içeriğini vermekten uzaktır. Bu tanım, a§ağıda belirtileceği üzere, daha çok Sav3§ • Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Ara§urma Görevlisi. 1 Bütün bu bilgiler için bkz. J. Pictet; Fundamental Prlndples of International Dumanitarian ı....w, Martinus Nijhoff pub., Dordrecht 1985, s. 25-26. 1 International Dumanitarlan ı....w and Duman Righ1s, UN Fact Sheet no. 13. İNSAN HAKLARI YILUGI 52 Hukuku olarak isimlen~irilen Lahey Hukuku'na uygun dܧmektedir. Bu hukuk da Uluslararası Insani Hukuk'un bir dalını olu§turmaktadır, ancak, insani dܧünce, temel vurgusunu Cenevre Sözlqmeleri'nde, yani Cenevre Hukuku'nda bulmaktadır. Bu nedenle, yapılacak bir tanım içerisinde Cenevre Hukuku'nun hissedilir bir. ağırlığa sahip olması gerekir. İnsanlık duygusundan esinlenen İnsani Hukuk, silahlı çatı§malarda bireyin korunması sorununa çözüm getirmeyi amaçlamaktadır ve bu çerçevede insani endi§eler ön plana çıkmaktadır ki bu, hukuki olmaktan çok ahlaki bir boyut t3§ldığını göstermektedir.3 Uluslararası İnsani Hukuk'un temel amacı; heqeyden önce çatı§mada herhangi bir nedenle yer almayan veya alamayan, çatı§madan zarar görmܧ veya siviller örneğinde görüldüğü gibi zarar görme potansiyeli içinde bulunanları çatı§manın verdiği veya verebileceği zararlardan olanaklı olduğu ölçüde uzak tutmak veya zararları enaza indirebilmek için müdahalede bulunmak olarak ortaya çıkmaktadır. Bu amaç aynı zamanda kullanılan askeri eylemin mqruluk sınırını da, korunan ki§i. veya gruplar açısından sınırlandırmaktadır." Sonuç olarak, Uluslararası Insani Hukuk, herhangi bir nedenle (yaralanma, hastalık veya yakalanma) sav3§amaz (hors de combat) durumda olanları ve çatı§mada yer almayan sivilleri kapsayan silahlı çatı§ma kurbanlarının korunması ile ilgili silahlı çatl§ma hukukunun bir dalı! olarak tanımlanabilir. Kolları: Cenevre Hukuku-Lahey Hukuku Uluslararası İnsani Hukuk temelolarak İnsani Hukuk ve Sav3§ Hukuku olarak belirtilebilecek iki koldan olU§maktadır ve kapsam olarak farklı sözle§meJer zincirine dayandırıldıklarından, bunların isimleriyle, yani sırasıyla Cenevre ve Lahey Hukuku olarak anılmaktadır.' Bu §ekilde yapılan ayrım modern silahlı çatı§malar hukukundan Jus in bello'yu olu§turmaktadır. Bu hukukun diğer bölümü olan Jus ad bellum ise, silahlı çatı§malarda güç kullanımının me§ruluğunu tartı§maktadır. 7 Cenevre Hukuku'nun kapsamı yukarıda belirtilen tanım çerçevesindedir, vurgusunu da bireyler lehine yapmasıyla dikkat çekmektedir. Lahey Hukuku ise, çatı§ma ve kurallarını düzenlemekte, askeri gereklilikleri, devletin korunmasını ön plana çıkarmaktadır. 8 3 J. Pictet, ..g.e., s. ı. " H. McCoubrey, International HumanUarian Law, Dartmouth Pub., Hants 1990, s. ı. ! .. IL, s. ı. , J. Pictet, ....e., s. ı. 7 H. McCoubrey, ....e., s. ı. 8 J. Pictet, ..g.e., s. 2. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 53 Öte yandan, bu iki dal arasında kesin bİr aynm yapabilmek, tam anlamıyla birbirinden soyutlayabilmek çok fazla olanaklı değildir. Düzenledikleri alanlar tamamiyle farklı olmakla birlikte, birbirlerinin alanına giren hükümlere rastlamak olasıdır.' Niteliği İnsani Hukuk kurallarını biraraya getiren Cenevre Sözle§meleri'nin tarih içinde uzun bir evrim sonucu olU§an kurallar bütününü içerdiği, teamül kurallarını teyid ettiği, bu nedenle Sözle§meleri onaylayıp onaylamadığına bakılmaksızın bütün devletleri bağladığı ileri sürülmektedir. 10 Bu iddia öncelikle Sözle§melerin içerdiği teamüli kuralların neler olduğu ve nasıl tesbit edilebileceği sorununu gündeme getirmektedir. Cenevre Sözle§meleri'nin bazı hükümlerinin teamüli nitelikte olduğu sorunu ile ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı'nın Nikaragua kararında Cenevre Sözle§meleri'nin ı. ve 3. ortak maddeleri açısından yapmı§ olduğu yorumlar e1e§tirilere hedef olmu§tur. ll ı. madde, taratlara her durumda Sözle§me hükümlerine saygı gösterme ve bunun ba§kalarınca da gözetilmesini sağlama yükümlülüğünü düzenlemektedir. 3. madde ise, uluslararası nitelikte olmayan çatı§malarla ilgili asgari standartlar getirmektedir. Divan, ı. maddedeki yükümün insani normların genel bir ilkesi olduğundan hareketle, Amerika'nın her türlü eğitsel ve diğer nitelikteki yardımlarla, Kontraları 3. maddedeki ilkeleri ihlal etmelerine neden olabilecek bir §ekilde cesaretlendirdiği, böylece ı. ve 3. maddeyi ihlal ettiği sonucuna varmı§tır. Divan'ın teamüli kural belirlemesi yaptığı 3. maddeye aykırılığa ı. maddeden hareketle ula§ması kar§ısında çe§itli itirazlar ileri sürülmü§tür. Öncelikle 3. madde teamüli nitelikte ise, ı. maddedeki saygı gösterme yükümüne dayanmak gerekmez. Ki§İ ve gruplarca 3. maddedeki ilkelerin ihlalini cesaretlendirmeme yükümlülüğünün uluslararası hukukun genel ilkelerinden kaynaklandığı da açık değildir. Ayrıca, Sözle§melerin hazırlık a§amasında, devletlerin insani hukukun genel ilkelerini ve teamül kuraııarını (ı. ve 3. maddeler açısından) kodifiye ettiklerine i1i§kin bir kanıt yoktur. Ancak, Amerika'nın cesaretlendirmeme yükümü sözle§mesel bir yükümlülüktür, pacta sund servanda ve iyi niyet ilkeleri de bunun altını çizmektedir. 12 H. McCoubrey, a.g.e., s. 2; H. McCoubrey, "Introductiory Materials" (yaymlanmamı§ LLM nollan), Nottingham, 1987, s. ı. 10 J. Pictet, a.g.e., s. 89·90; H. McCoubrey, a.g.e., s. 22·23. 11 Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and Against Nicaragua, JCJ Reports, 1986, s. 14. 12 T. Meron, Haman Rlghts.nd HumanUarian Norms LLs Customary Law, Clarendon Press, Oxford 1989, s. 27·28,30-31. Aynca 3. madde ile ilgili ele§tiriler için bkz. s. 32-37. , İNSAN HAKLARI YILLIGI 54 Sözle§me hükümlerinden hangilerinin teamüli nitelikte olduklarına karar vermek, yaygın onayoranı kar§ısında bile zordur. 13 Devletlerin Sözle§me hükümlerini farklı uygulamaları da, teamüli nitelik saptamasını güçlqtirmekte, sö zle§meye uygunluk ise daha çok Uluslararası Kızılhaç Komitesrnin gayretleri ile 0lmaktadır)4 Kuralların niteliği konusunda çe§itli tartl§malar olsa da, öncelikle İnsani kuralların erga omnes, yani herkes için geçerli bir etkiye sahip olduğu ve bunların çoğunun Sözle§meler içinde yeraldığı belirtilmelidir. u Diğer bazı kurallar (örneğin, i§kencenin, öldürmenin yasaklanması, insanca muamele edilmesi gibi), temel bir takım haklan içerdiğinden Jus cogens niteliğe sahiptir denilebilir. ı6 Kuralların nitelikleri değerlendirilirken, daha önce belirtildiği üzere, ahlaki bir boyut t3§ıdıklan da gözden uzak tutulmamalıdır. 17 Bütün bu belirlernelerin ötesinde, Cenevre Sözlqmelerinin niteliği konusunda tam bir uyu§madan söz edebilmek zordur. Tartı§malar daha çok teorik düzeyde kaldığından bir anla§maya ula§ılması da kolay görünmüyor. Ancak, kurallar değerlendirilirken, insani dܧünce içerdikleri ve ayrım gözetmeksizin herkes için var oldukları unutulmamalıdır. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUKUN TEMEL KAYNAKLARI: 1949 CENEVRE SÖZLEŞMELERİ VE 1977 PROTOKOLLARI 12 Ağustos 1949'da "Sava§ Kurbanlarının Korunması için Uluslararası Sözlqmelerin Yapılması Diplomatik Konferansı" dört Sözle§menin kabul edilmesiyle sonuçlandı. II Bu Sözle§meler sırasıyla; a) çatı§ma alanında yaralanan ve hastalanan silahlı kuwetler üyelerini, b) Denizde yaralanan ve hastalanan veya batma sonucu zarar gören silahlı kuwetler üyelerini; c) Sav3§ esirlerini ve d) Sivilleri koruma kapsamına almaktadır. birincisi, 1949 C~nevre Sözle§melerini ve geli§tirici hükümler ta§ımaktadır. Ikincisi ise, uluslararası nitelikte olmayan çatı§malarla ilgili kuralları düzenlernektedir. Söz1e§melerin herbiri ayrı bir alanı düzenlemekle birlikte, ortak bazı hükümlere sahiptirler. Sözlqmelerin giri§inde belirtilen bu hükümler dört Sözlqmeyi birbirine bağlamaktadır. Bunlardan bazılarına a§ağıda değinilmi§tir. 1977 Protokollarından tamamlayıcı 13 151 Devlet dört Cenevre SözlC§mesine ayn ayn, 91 devlet i. Protokol ve 92 devlet II. Protokola taraftar, aktaran DJ. Hams, Cases and Materials on International Law, 4th ed. Sweet and Maxwell Pub., London 1991, s. 601 dipnot 14. ı4 H. McCoubrey, Lg.e., 192. 1.5 Lk., s. 195; T. Meron, Lg.e., S. 31. ı, T. Meron, . .eo, s. 31. ı7 H. McCoubrey, LI-e., s. 195-196. ı. Metinler için bkz. Roberts and Guelff (ed.); Documents on tbe Laws ol War, 2nd.ed., 1989; Bask RuIes olTbe GeDeva ConventlollS and Their Addition_1 Proloc:ols, ICRC pub., Geneva ı987. ULUSlARARASI İNSANİ HUKUK 55 Ortak Hükümler Sözleşmelerin Uygulanması: 2. Ortak Madde 2. Ortak madde, Sözle§meleri uygulanacakları zaman bakımından üç gruba ayırmaktadır: (1) Barı§ zamanında, (2) iki veya daha çok sözle§en taraf arasında ortaya çıkabilecek silahlı çatı§ma veya ilan edilmemi§ savCl§ durumu, bu savCl§ taraflardan biri tarafından tanınmasa bile Sözle§menin uygulamaya girmesi ve (3) herhangi bir direni§ olmasa bile, taraflardan birinin topraklarının kısmen veya tamamen i§gali durumunda Sözle§menin uygulamaya girmesi. Bu durumlardan ikincisi dikkat çekicidir. Sava§ ilanı ve silahlı çatı§ma olarak, taraflardan birinin sava§ ilanını belirtilmesi, dikkatleri sava§ ve ilanı üzerine çekmektedir. arasında ayrım yapılması, ek tanımasının gerekli olmadığının Silahlı çatı§ma, uluslararası sosyal, hukuki düzenin temelden bozulması biçiminde tanımlanabilir. 19 Birle§mi§ Milletler Andla§ması'nın 2. maddesinin 4. fıkrası herhangi bir devletin siyasi bağımsızlığı veya toprak bütünlüğü aleyhine güç kullanmayı veya tehdidini yasaklamaktadır. Bu madde savCl§ı değil, genelolarak güç kullanmayı yasaklamakla, uygulanabilirlik alanını daha da geni§letmi§tir. lo Sava§ ilanı hef§eyden önce bir tehdit anlamında olmak üzere mad. 2 (4)'e aykırı dü§ecektir, bu ihlal için fiili bir §iddet uygulanması gerekmemektedir.l l Bu maddenin istisnası 51. maddede belirtilen me§ru müdafaadırll ve sava§ ilanı ancak me§ru müdafaa niteliğinde ise geçerli olabilecektir. II Öte yandan, bütün bu tartı§mala~ın Uluslararası İnsani Hukuk açısından fazla bir önemi yoktur. 14 Uluslararası Insani Hukuk sava§ ilanının me§ru olup ç>lmadığı, tarafların statüsü vb. konularla i1gilenmemektedir. Bu konular Insani Hukuk'un düzenlediği ve çözebileceği konulardan değildir. Cenevre Sözle§meleri ve Protokolları uygulanma alanı bulabilecekleri her konuyu dikkate almak zorundadır ki, amaçlanan insani yardım oldukça geni§ bir alana yayılabilsin. Sava§ ilanının 2. ortak maddede belirtilmesinin önemi, fiili bir silahlı çatı§ma olmasa bile, Sözle§me'nin uygulanma olasılığının g~ndeme gelmesidir.l! Bu, özellikle siviller açısından söz konusu olmaktadır. Omeğin, 19 H. McCoubrey, ..g.e., S. 2. lO II II II 14 l! M.N. Shaw, International Law, 3rd ed., Grotius pub., Cambridge 1991, s. 686. C. Greenwood, "'The Concept of War in Modern International Law', 36 ICLQ 1987, s. 302. M.N. Shaw, ..g.e., S. 691-695. C. Greenwood, "lom., s. 302. H. McCoubrey, ..loeo, S. 2.1. C. Greenwood, ..g.m., s. 295. 56 İNSAN HAKLARI YILLIGI kaqı tarafın vatand3§larının hapsedilmesi, seyahat özgürlüğünün kısıtlanması gibi durumlarda Sözle§me hükümleri uygulanma alanı bulabilecektir. 2. maddenin son fıkrası, Sözle§me 'nin uygulanmasında kaqılıklılık §artını getirmektedir. Sözle§me'yi kabul etmeyen devlete kar§ı Sözle§me hükümlerinin uygulanmasından kaçınılabilecektir. Ancak taraf olmayan devlet fiili olarak Sözle§me hükümlerini kabul eder ve uygularsa, taraflar da uygulamakla yükümlüdürler. Daha önce de belirtildiği üzere, teamüli ve Jus cogens nitelikteki hükümleri n uygulanmasında kar§ıhklılık §artı aranmaz. İç Çatı§malar: 3. Ortak Madde Bu madde ile uluslararası nitelik ta§ımayan bir çatı§mada taraf devletlerin asgari kurallar düzenlenmektedir. Buna göre; teslim olan veya herhangi bir nedenle çatı§maya katılmayanlara ayrımcılık yapılmadan insanca davranılması gerekmektedir. Bu sonuç için, özellikle, i§kence, kötü muamele, bedene zarar, cinayet biçiminde olmak üzere ki§i ve ya§amı aleyhine §iddete b3§vurmak, rehine almak, insan onurunu a§ağılayıcı ve küçültücü kötü muamele yapmak, kanuni olarak kurulmu§ bir mahkeme kararı olmadan yargılamak veya yargısal güvenceler sağlanmadan hüküm vermek ve bu hükmü yerine getirmek yasaklanmı§tır. uygulayacakları Getirilen bu minimum ilkeler, Sözle§me'nin diğer bazı hükümleri gibi, aslında uygulanması çatı§malarda dahi durdurulamayacak bir temel haklar kategorisi yaratmaktadır. Temel endi§e, çatı§manın uluslararası bir nitelik t3§ımamasıdır. 1949 Cenevre Sözle§meleri'nin hazırlık a§amalarında 3. madde ile ilgili yoğun tartı§maların olduğu ve diğer kuralların iç çatı§malara da uygulanması fikrinin reddedildiği, sonuç olarak sınırlı sayıda ve temel nitelikteki insani ilkeleri düzenleyen 3. maddenin kabul edildiği belirtilmektedir.u Devletlerin, genel olarak kendi sınırları içinde bir çatı§ma olduğu fikrini reddetme eğiliminde olmaları oldukça bilinen bir durumdur. 17 Heqeyden önce böyle bir çatı§manın niteliğini belirleyebilmek oldukça güçtür. Uluslararası silahlı çatı§ma, uluslararasıla§tırılmı§ iç çatı§ma, silahlı iç çatı§ma, §iddetin uygulandığı iç mücadele (strife) veya §iddet unsurunun olmadığı iç gerilim (tensio~) örnekleri oldukça fazla çatı§ma tipi olduğunun bir göstergesidir. Dte yandan, mevcut çatı§manın ne tip olduğunu belirleyebilecek bir mekanizma ise yoktur. Böylece, devletler çatı§manın niteliğini kendileri belirlemekte, bu belirleme~e siyasi nedenler ön plana çıkmakta ve genellikle de Uluslararası Insani Hukuk kurallarının U DocllDJentl on tbe..., s. 447. 17 H. McCoubrey, ..loeo, s. 171; T. Meron, "The Protection of the Human Person Under Human Rights Law and Humanitarian Law", ,ı Bulletin or Human Rights ı, 1992, s. 42. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 57 uygulanmasını reddetmektedirler. 23 Örneğin 1949 Cenevre Sözle§meleri'ne taraf olmasına kaf§ın, Protokolları onaylamayan Sudan'ın, çatı§ma taraflarına insani yardımlar sürerken Şubat 1988'de Oxfam yardım kamyonlarına el koyması, protestolar üzerine bu ݧlemi bir hata olarak değerlendirerek geri adım atması bu çerçeve içinde dü§ünülebilir. 29 Devletlerin genel olarak 3. maddeyi ve II. Protokolun uygulama alanı içine giren iç çatı§ma.Iarı kabul etmekte isteksiz olmalarının iki temel nedeni var gibi görünüyor. Ilk olarak, ilgili maddenin uygulamasını kabul etmenin kar§ı tarafı bir çe§it tanımaya yolaçacağı ve böylece uluslararası planda 3. maddedeki. yükümlülükleri yerine getirmemekten dolayı sorumlu olacağı korkusu. 3O Ikinci olarak da, iç çatı§malarla ilgili konuları uluslararası planda çözmekten çok, kendi ceza hukuku kurallarına göre çözmekten yana olmaları. 3l Bu nedenlerden dolayı, 3. madde 1949 yılından bu yana ancak bir kaç iç çatı§mada uygulama alanı bulabildi. Örneğin Cezayir sava§ında Fransız askerlerine kaf§1 çarpı§an FLN'nİn ba§ından beri oldukça iyi örgütlenmi§ olmasına rağmen Fransa'nın ancak çatı§manın ilerleyen a§amalarında 3. maddenin uygulanabileceğini kabul etmesi gibi. 32 Bir diğer örnek ise, daha önce belirtildiği üzere, Uluslararası Adalet Divanı'nın Nikaragua kararında bulunabilir. Devletlerin 3. maddeyi uygulamaktan kaçınmalarını engellemek amacıyla getirilen son fıkra da, örneklerden görüleceği üzere, sorunu çözmeye yetmemektedir. Bu fıkra; 3. madde hükümlerinin uygulanmasının çatı§ma taraflarının yasal statüleri üzerinde bir etkisi olmayacağını belirtmektedir. İç çatı§malarla ilgili II. Protokolun uygulama alanı bulabilmesi için bazı §artların yerine getirilmesi gerekmektedir. ı. maddeye göre; a) çatı§ma sözle§en taraflardan birinin sınırları içinde olacak, b) çatı§ma devletin silahlı kuvvetleri ile kar§ıt silahlı güçler veya diğer örgütlenmi§ silahlı gruplar arasında olacak, c) bu gruplar sorumlu bir komutanın yönetimi altında bulunacaklar ve d) kar§ıt güçler eylemlerini devam ettirebilmek için bir kısım toprağı kontrol altında tutacaklar ve Protokolu uygulama yeteneğine sahip olacaklardır. Türkiye'de PKK'nın Cenevre Sözle§meleri'ni ve özellikle II. Protokolu imzalayacağı yolunda zaman zaman basında yeralan haberler, Güneydoğu'da süregelen olayları bir iç çatı§ma olarak nitelendirme ve konuyu uluslararası platforma çekme çabası olarak değerlendirilebilir. 33 23 T. Meron, Lg.e., s. 41. 29 H. McCoubrey, Lg.e., s. 176. 30 J. Patmogic, "Human Rights and International HumanHarian Law", 91 Bullelin or Human RIchts, 1992, s. 9-10. 31 H. McCoubrey, Lg.e., s.I73. 32 AH. Robertson, - J.G. Merrills, Human Rights In the World, Machester University Press, Manchester 1989, s. 268. 33 The Turldsh Dally News, 24 January 1995. İNSAN HAKLARI YILLIGI 58 Koruyucu Güç: 7. Ortak Madde, IV. Sözleşmenin 8. maddesi ve I. Protokolu n 5. maddesi çatı§ma tar~fları, Cenevre Sözle§melerine, koruyucu güç atayabileceklerdir. Iç çatı§malara ili§kin II. Protokol'da ise, asgari kuralların uygulamasını gözetleyebilecek böyle bir kurum düzenlenmemi§tir. Koruyucu güç, çatı§maya taraf olmayan veya yansız bir devlet olabilir. Koruyucu güç kurumunun olu§turulabilmesi için, çatı§maya taraf olan devletin kendi arzusu ile atama yapması ve kar§ı devletin de bu atamayı kabul etmesi §artları aranmaktadır. Atanan koruyucu güç, kendi vatanda§larından veya yansız devletlerin (veya güçlerin) vatanda§larından delegeler atayabilecektir. Koruyucu güçler, temelolarak atandıkları ülkenin çatı§madaki çıkarlarını gözetlemekle yükümlüdürler. Sava§ esirlerini, esir kamplarını, sivilleri ziyaret edebilir, esir listesi ve bilgi deği§iminde bulunurlar. Uygulamaların Cenevre Sözle§melerine uygunluğunu denetlerler. Aynı zamanda, anla§mazlıkların çözümü için aracılık yapabilirler, ancak çatı§ma açısından bağlayıcı nitelikte hiçbir karar veremezler. Koruyucu güç atanmamı§sa veya atanan koruyucu güç fonksiyonlarını yerine getiremiyorsa, Uluslararası Kızılhaç Komitesi gibi bir insani örgüt, insani görevlerde bulunmak üzere devreye girebilir veya koruyucu güce yardımcı olabilir. Koruyucu güç sistemi, insani kuralların gözetilmesi açısından son derece yararlı olmasına kar§ın az uygulanabilmi§tir. 1956:da Suez, 1961'de Goa çatı§malarında uygulanmı§, 1971'de Banglade§'in ısviçre'yi koruyucu güç olarak aday göstermesine kaf§ın .Hindista~ bu adaylığı kabul etmemi§tir.34 1982 Falkland çatı§masında ise, Ingiltere ısviçre'yi, Arjantin de Brezilya'yı koruyucu güç olarak atamı§tır. 35 Sözleşme ve Protokolların Kapsamı Hasta, Yaralı ve Kazazedelerin Korunmasına İlişkin Kurallar: 1. ve 11. Cenevre Sözleşmeleri Bu iki Sözle§me ile silahlı kuvvetlerin üyeleri hastalık, yaralanma veya deniz kazaları durumunda koruma altına alınmaktadır (m. 13). I. Protokol koruma kapsamını siviller lehine genݧletmektedir (m. 1, 8, 34). Bu Sözle§meler ile "korunan ki§i" (protected persons) kapsamına girenler, hangi tarafa mensup olurlarsa olsunlar insanca muameleye tabi tutulacaklar, tıbbi 34 ı. Detler de Lupis, Law of the War, LSE Monographs in International Studies, Cambridge 1987, s. 323; A. Hay, The International Review of the Red Cross içindeki konu§madan, January-Fabruary 1984, s. 2. 35 H. McCoubrey, ....,eo, s. 40. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 59 bakımdan yararlanacaklar; yakalananlar ise, sava§ esiri statüsüne girecekler ve durumlarından aileleri haberdar edilecektir. Yaralılar ve ölüler en kısa zamanda toplanacak, gerekli gömme i§lemleri yapılacak, kayıplar aranacaktır. Siviller yaralılara saygı gösterecek, onlara zarar vermeyecektir. ilgili ulusal Kızılhaç veya Kızılay dernekleri hangi taraftan olursa olsun yaralıları toplayacaktır. Askeri ve sivil sağlık ile ilgili tüm birimler, doktorlar ve dini personel koruma kapsamındadır. Bu birimler kendi amaçları içinde kullanılacak ve bu ki§iler yalnız kendi alanları ile ilgilenecektir. Yaralı olmayan askerlerin saklanması durumunda ve benzeri olaylarda belli bir uyarı süresi sonucunda, hala amaç dı§ı kullanım ve uygulama sürüyorsa koruma kaldırılacaktır. Hiç kimse "tıbbi etik"e uygun davrandığından dolayı cezalandırılmayacak, aykırı davranmaya da zorlanmayacaktır. SavQ§ Esirlerine İlişkin Kurallar: III. Cenevre Sözleşmesi ve I. Protokol çatı§ma taraflarının askeri güçleri, diğer tarafça tanınabilmek ıçın örgütlenmi§ olmalı ve sorumlu bir komutanın emri altında bulunmahdırlar. Silahlı kuvvetler, çatı§malarda uygulanacak uluslararası hukuk kurallarına uygun davranmalarını sağlayabilecek bir iç disiplin sistemine sahip olacaklardır. Bir saldırı veya operasyon durumunda onları sivillerden ayırabilecek, uzaktan görülebilen üniforma giyecekler veya ayırdedici i§aretler kullanacaklardır. paralı askerler sava§ mahkumu statüsüne sahip (I. Protokol, m. 35). 15 ya§ın altındaki çocuklar silahlı kuvvetler içinde yer alamayacaklardır (I. Protokol, m. 11). Casuslar ve olamayacaklardır Sava§ esirleri dı§ında, çatı§ma taraflarının sava§ yolları ve yöntemleri konusun~fl sınırsız bir seçime sahip olmadıkları düzenlenmi§tir (I. Protokol, m. 35). Orneğin, gereksiz zararlara yolaçabilecek silahlar ve yöntemlerin, özellikle çevre üzerinde ciddi, yaygın ve uzun süreli zarar doğurabilecek nitelikte olanların kullanılması yasaklanmı§tır. Sava§ esirlerinin her durumda onurlanna kesinlikle saygı gösterilecektir. (III. Sözle§me, m. 12-14). Sınırlı olarak medeni haklarından yararlanabilecekler, temsil yoluyla evlenebileceklerdir (III. Sözle§me, m. 14). Insanca muamele görecekler, ayrımcılığa tabi tutulmayacaklar (m. 13-16), üzerlerinde tıbbi veya bilimsel deney yapılamayacaktır (I. Protokol, m. 11). Askeri mahkemeler tarafından yargılanabilecekler (III. SözlC§me, m. 84) ve yargı güvencelerinden yararlanacaklardır (III. Sözle§me, m. 86-99; i. Protokol, m.lS). İNSAN HAKLARI YILLIGI 60 SivUlerin Korunmasına Rifkin Kurallar: W. Cenevre Sözleşmesi ve 1. Protokol, Kısım W Taraflar, sivil nüfusu koruyabilmek için sivil nüfus/asker ve askeri/sivil hedef aynmı yapmak durumundadırlar (I. Protokol, m. 48-52). Savunma veya saldırı durumu olup olmadığı dikkate alınmaksızın sivillere ve sivil mülke yönelik §iddet eylemi yasaklanmı§tır. Sivil toplumu terörize etme amacı güden saldırı veya §iddet tehditleri de bu yasak kapsamındadır. Yasaklama sivillerin ya§amlarını sürdürebilmek için zorunlu olan yiyecek ve içecek tesislerine kadar geni§letilmi§tir (1. Protokol, m. 49-51-52 ve 54). Kültürel yapılar özel koruma kapsamındadır (I. Protokol, m. 53). Nükleer enerji istasyonları, su bentleri ve barajlar gibi, tahrip edildiği zaman siviller açısından büyük tehlike potansiyeline sahip olan yerlere, askeri hedef olu§tursalar dahi saldırı yasaklanmı§tır. Ancak bu yerler, askeri güçlere doğrudan düzenli ve göze çarpan bir yardım sağlıyorsa, bu yardımı durdurma amacıyla bu yerlere yönelik koruma kaldırabilir (I. Protokol, m. 56; Ek I, m. 16). Gazeteciler siviller gibi muamele göreceklerdir (I. Protokol, m. 19). Temel insan haklarına saygı gösterilecektir (IV. Sözle§me, m. 21). rehine almak, kötü muamele, i§kence, cinayet, fiziksel ceza verilmesi (IV. Sözle§me, m. 31-34). Yağma, yasaktır ıv. Cenevre Sözle§mesi ve 1. Protokol bazı özel koruma bölgeleri ile ilgili düzenlemeler yapml§Jardıf. Bunlar, güvenli bölgeler (safety zones), tarafsız bölgeler (neutralized zones) (IV. Söz1e§me, m. 14-15), savunmasız alanlar (non-defended localities) ve askerden anndırılmı§ bölgeler (demilitarized zones) (I. Protokol, m. 59-60) olarak belirtilmi§tir. Bu alanların olu§turulmasındaki amaç, en çok koruma gerektiren ki§ileri (çocuklar, hamileler, hasta ve yaralılar) korumak; hastane gibi birimlerin güvenli yerlerde kurulmasını sağlamak, tam güvence açısından askeri unsurları tamamiyle ayıklamak olarak belirtilebilir. SİLAHLI ÇATıŞMALARDA ULUSLARARASI İNSANİ HUKUKUN TEMEL KURALLARı Uluslararası Kızılhaç Komitesi, 1977 yılında insani dü§üncenin temel kuralları üzerine bir bildiriyi kabul etti. Bu bildiri yedi temel maddeden olu§maktadır ve Cenevre Sözle§meleri ile Protokollarının uzunluğunun doğurabileceği zaman kayıplarını en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Yedi maddelik bu metnin, Cenevre Sözle§meleri ile Protokolları, Lahey Sözle§meleri ve teamüli hukuk temellerine dayandığı, resmi bir metin olmadığı, bir uluslararası hukuki belge niteliği ta§ımadığı belirtilmektedir. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 61 Amacı, İn~ani Hukuk'a ili§kin bilgilerin yayılmasını sağlamak olmakla birlikte,36 Insani Hukuk kurallarının özünü olu§turmaktadır. Son derece önemli hükümlerin toplamı olduğu için, İnsani Hukuk'un bu temel kuralları 3§ağıda olduğu gibi belirtilmi§tir: 1- Yaralılar (hors de combat) ve çatı§malara doğrudan katılmayanlar ya§amlarına, maddi ve manevi varlıklarına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptirler. Bu ki§iler bütün durumlarda korunacaklar ve dü§manca bir ayrım yapılmaksızın insanca muamele göreceklerdir. 2- Teslim olan veya yaralı bir dü§manı öldürmek veya yaralamak yasaklanmı§tır. 3- çatı§maya taraf olanlar, kendi denetim (power) alanı içindeki yaralı ve hastaları toplayacak ve bakım altına alacaklardır. Bu koruma, tıbbi personel ve binalarını, ula§ım ve gereçlerini de kapsamaktadır. Kızılhaç veya Kızılay amblemi bu korumanın i§aretidir ve ambleme saygı gösterilmelidir. 4- Kar§ı tarafın otoritesi altındaki yaralı askerler ve siviller ya§amlarına, onurlarına ve ki§isel haklarına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptirler. Bu ki§iler bütün §iddet ve öç eylemlerine kar§ı korunacaklardır. Yardım alma ve aileleriyle haberle§me hakkına sahiptirler. 5- Herkes temel yargısal güvencelerden yararlanma hakkına sahiptir. Hiç kimse yapmadığı bir eylemden dolayı sorumlu tutulamaz. Hiç kimse a§ağılayıcı veya zalimane bir i§leme, fiziksel cezaya, fiziksel veya psikolojik (mental) i§kenceye tabi tutulamaz. 6- çatı§ma tarafları ve silahlı kuwetlerinin üyeleri çatı§ma yolları ve yöntemleri bakımından sınırsız bir seçim hakkına sahip değildirler. Gereksiz kayıplara ve a§ırı acılara neden olabilecek nitelikte sava§ yöntemleri ve silahlarının kullanılması yasaklanmı§tır. 7- çatı§ma tarafları sürekli olarak sivil nüfus; mülkleri korumak için de askeri ve sivil hedef ayrımı yapacaklardır. Siviller saldırı hedefi olmayacaklardır. Saldırılar yalnızca askeri hedeflere yöneltilecektir. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK'UN KURUMLARı: ULUSLARARASI KıZıLIlAÇ VE KıZıLAY llAREKETİ Bu Hareketin temelleri 1863 yılında Cenevre'de yapılan uluslararası Konferans'ta atılmı§tır.37 Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin ilkeleri 36 Doc:uments on the... , s. 469; Basic Rules of the.••• s. 7. 37 Foundations and Principles of the International Red Cross and Red Crescent Mavement, Compendlum or Refennce Text on the International Red Cross and Red Creseent Movement, The 62 İNSAN HAKLARI YILLIGI ve kurulu§unu öngören bir karardan günümüzde gelinen a§ama kayda değer niteliktedir. 1863 yılında Henry Dunant ve dört arkad3§ı tarafından "Uluslararası Yaralılara Yardım Komitesi" kuruldu. Komite, Uluslararası Kızılhaç Komitesi adını 1880 yılında aldı. 1870'li yıllardan itibaren ulusal Kızılhaç ve Kızılay dernekleri belirmeye ba§ladı. 38 Uluslararası Kızılhaç olarak da bilinen bu Hareket, günümüzde üç farklı kurumsal olU§umu içinde ta§ımaktadır: Ulusal dernekler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı ise Hareket'in en yüksek tartı§ma ve karar organıdır. A§ağıda bunlara ayrıntılı olarak değinilecektir. Hareket'in Temel İlkeleri 39 . Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin temel ilkeleri yedi tanedir: Insaniyetçilik, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, gönüllü hizmet (hayır kurumu niteliği), birlik ve evrensellik. Bu ilkelerden insaniyetçilik; insan ya§amının, sağlığının korunması, acılarının hafiftetilmesi, halklar arasındaki ݧbirliğinin geli§tirilmesi ve barı§ın, anlayı§ın olu§ması anlamında kullanılmaktadır. Ayrım gözetmemek ise, herhangi bir farklılığa dayanmadan insanlara gereksinimleri ölçüsünde yardımda bulunmayı gerektirmektedir. Tarafsızlık ilkesi, herkesin güvenini kazanmak için siyasi, dini, ideolojik veya ırksal tartı§malara girmeme ve çatı§malara taraf olmamayı ifade etmektedir. Bağımsızlık ilkesi, Hareket'in bağımsız olduğunu, ulusal derneklerin kendi hükümetlerine insani faaliyetlerinde yardımcı, kendi devletlerinİn yasalarına bağlı ancak Hareketin dayandığı ilkelere uygunluğu sağlayabilecek bir özerkliğe sahip olduğunu vurgulamaktadır. Gönüllü hizmet, Hareket'in herhangi bir çıkar temeline dayanmadığını ortaya koymaktadır. Birlik ilkesi, bir ülkede yalnız tek bir Kızılay veya Kızılhaç adı altında bir dernek olabileceğini, derneğin herkese açık ve çalı§malarının bütün ülkeyi kapsaması gerektiğini içermektedir. Evrensellik ilkesi ise, Hareket'in evrenselliğini ve kapsadığı derneklerin e§it hak ve yükümlülüklere sahip olduğunu ifade etmektedir. Bunlar, bütün çalı§malarda temel alınması gereken, yol gösterici nitelikte ve tüm kurumlar açısından geçerli olan ilkelerdir. Bu ilkelerden herhangi birine aykırılık, insani faaliyetin bir §ekilde yara aldığının ve amacından saptığının göstergesi anlamına gelmektedir. Bu ilkelere a§ağıda yeri geldikçe tekrar değinilecektir. International Committee of Red CroS5 and the League of the Red Cross and Red Crescent Societies pub., Geneva 1990, s. 5·7. 38 H. McCoubrey, a.g.e., s. 31·32. 39 Statutes of the International Red Cross and Red Crescent Movement, Compendlum or Rderence Ten.., s. 11·12. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 63 Ulusal Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri U]usal derneklerin, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi Tüzüğünün 3. maddesinde,40 Hareket'in en temel birimleri olduğu ve en önemli gücünü olu§turduğu belirtilmektedir. Hareket'in temel ilkelerine ve misyonuna uygun olarak kendi tüzükleri ve bulundukları ülkelerin yasalarına bağlı olarak insani faaliyetlerde bulunurlar ve bu konuda kamu otoritelerine yardımcı olurlar. Derneklerin barı§ ve çatı§ma zamanında olmak üzere faaliyetleri iki grupta değerlendirilir. Barı§ zamanında daha çok sağlık, eğitim gibi konularda toplum yararına çalı§ma, Hareket'in ilkelerini yayma, gençlere yönelik uygulamalar yapma gibi konular üzerinde yoğunla§ılmaktadır. çatı§ma durumlarında ise, acil yardım faaliyetlerinde bulunularak çatı§ma kurbanlarına yardım etmektedirler. Derneklerin temel görevlerinden biri de, kamu otoriteleri dı§ında, silahlı kuvvetlere tıbbi yardım çerçevesinde yardımcı olmaktır. Bu yardım daha çok, çatı§manın, bağlı bulundukları ülke sınırı içinde meydana gelmesiyle bağlantılıdır. Insani ilkeler gereği, çatı§mada yalnız kendi ülkelerinin personeline değil, kar§ı tarafın askerlerine ve yaralılarına da yardımcı olmak durumundadırlar. Cenevre Sözle§meleri ve Protokoııar bu konuda ulus~1 dernekleri koruyucu ve onlara görevler yükleyen düzenlemeler getirmݧtir. Orneğin, i. Cenevre Sözle§mesi m. 18, III. Sözle§me, m. 125, ıv. Söz1e§me, m. 30,63, i. Protokol, m. 17, 18, II. Protokol, m. 34 belirtilebilir. Bu maddeler yalnızca kar§ı tarafa yardımda bulunmayı değil, hapishaneleri ziyaret etmeyi, eğitim ve dini amaçlar için doküman sağlamayı, iç çatı§malarda doğrudan devreye girmeyi ve yardım faaliyetlerinin, personelinin araç ve gereçlerinin korunmasını düzenlemektedir. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi Tüzüğü'nün 4. maddesi, ulusal derneklerin hangi §artlar altında tanınabileceğini düzenlemektedir. Buna göre, bir ulusal dernek, tanınabilmek için on adet §artı yerine getirmek durumundadır. Bunlar: a) Cenevre Sözle§meleri'nin yürürlükte olduğu bağımsız bir devletin topraklarında kurulmu§ olmak, b) O devlet üzerinde Kızılhaç veya Kızılay derneği olarak tek olmak ve tek merkezi organ tarafından yönetilmek, c) Cenevre Sözle§meleri'ne dayanarak ülkesinin hükümeti tarafından usulüne göre tanınmı§ olmak ve ulusal yasalarca kamu otoritelerine insani alanda yardımcı ve gönüııü bir dernek olarak tanımlanmı§ olmak, d) Hareketin ilkelerini uygulayabilecek oranda bir özerkliğe sahip olmak, e) Cenevre Sözle§meleri'ne uygun olarak Kızılhaç veya Kızılayadını ve amblemini ta§ıyor olmak, f) Görevlerini yerine getirecek §ekilde örgütlenmi§ olmak, g) Faaliyetlerini ülkelerin tümü üzerine yaymı§ olmak, h) Personelini ve gönüııü üyelerini siyaSİ fikir, din, sınıf, cinsiyet ve ırk farklılıklarını dikkate almaksızın seçmek, i) Hareketin tüzüğünü tümüyle 40 Bkz. Compendium or Reference Text..•, s. 14-15. 64 ıNSAN HAKLARI YILLIGI ~ygulamak, i) Hareketin temel ilkelerine saygı göstermek ve Insani Hukuk ilkelerini yol gösterici olarak dikkate almak. Uluslararası Tüzük'te belirtilen bu §artlar oldukça kapsamlı bir liste olu§turmaktadır. Ulusal dernekler, Tüzüğün 5. maddesi gereğince Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından tanınırlar. Tanınma; Hareket içinde yer alabilme, Federasyon üyesi olabilme açısından son derece önemlidir. Tanıma ile, bir ulusal dernek, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı'na katılabilir, uluslararası çatı§malarda, iç çatı§malarda ayrıca bir i§leme gerek kalmadan insani faaliyette bulunabilir, yani kısaca evrensel bir niteliğe kaVU§abilir. Yunanistan'da kurulacağı açıklanan Kürt Kızılayı ile ilgili konuya ise 3§ağıda değinilecektir. Öte yandan, bir ulusal derneğin veya insani yardım kurulu§unun insani faaliyette bulunabilmesi için yukarıdaki §artları yerine getirmesine veya Sözle§meler'de ayrıca belirtilmi§ olmasına gerek yoktur. Bu §artları ileri sürmek insani yardımın tekellenmesi anlamına gelir, bu da bu faaliyetin temel felsefesine aykırı dü§er. Zaten Cenevre Sözle§m~leri ve Protokolları da bu tür yardım kurulu§larını dı§lamı§ değildir. Orneğin, Cenevre Sözle§meleri'nin ortak 9., 10. ve 1ı. maddeleri, III. Sözle§me m. 126, LV. Sözle§me m. 143, i. Protokol m. 81, Uluslararası Kızılhaç Komitesi yanında diğer bir yansız insani kurulu§tan bahsetmektedir. Ancak, ulusal derneklerin varlığı ve ortak çalı§mayı düzenleyen kurallar bütünü, gereksinim durumlarında örgütlenmi§ bir hareketin olu§masına imkan vermektedir. Bu ise, insani faaliyetin amacına en kısa zamanda ve en iyi §ekilde ula§abilmesini gerçekle§ tirebilmektedir. Öte yandan, ulusal bir derneğin üyeliği nasıl kaybedeceği ne ili§kin bir düzenleme yoktur. Ulusal Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyonu Anayasası'nın 7. maddesi ve yine Federasyonun usuli hükümleri içeren düzenlemesinin 2. kuralı ulusal derneklerin üyeliklerinin kısa süreli veya geçici olarak durdurulmasını düzenlemektedir. 41 Ulusal Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu 1919 yılında kurulan Federasyon'un Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi Tüzüğü'nün 6. maddesinde ve kendi Anayasasının 3. maddesinde fonksiyonları belirtilmektedir. Federasyon, kendi Anayasası'na göre faaliyet gösteren koııektif olarak haklara ve borçlara sahip bir tüzel ki§i1iktir. Dini, siyasi, ırksal bir temele dayanmayan, hükümetler dı§ı bağımsız bir insani kurulu§tur. Daha çok barı§ zamanlarında faaliyet gösteren Federasyon'un temel amacı, ulusal derneklerle i§birliğine giderek insani faaliyetleri geli§tirmek ve barı§ zamanındaki yardımları örgütlemektir. Faaliyetleri arasında; ulusal derneklerin kurulmasında çalı§mak, ulusal dernekler arasında i§birliğini sağlamak ve yardım etmek, doğal afet kazazedelerine yardım etmek 41 Compendlum or Rererence Text. ••, s. 78-79, 108. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 65 ve bu konuda ulusal derneklerle i§birliği yapmak, uluslararası yardım operasyonlarını usulüne uygun olarak yürütmek, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne, anla§ma çerçevesinde, silahlı çatı§ma kurbanları için yardımda bulunmak ve ulusal derneklerin uluslararası planda resmi temsilcisi olmak. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi Tüzüğü'nün 8-11 maddeleri arasında düzenlenen Konferans, en yüksek tartı§ma ve karar organı olarak, ulusal derneklerden, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nden, Federasyon'dan ve Cenevre Sözle§meleri'ne taraf devletlerden delegelerin katılımıyla, aksi kararla§tırılmadıkça her dört yılda bir toplanmaktadır. Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Konferansı, Hareket'in Tüzüğü'nü deği§tirmeye, Tüzük maddelerinin uygulanmasında ve yazımında ortaya çıkan farklılıkları gidererek kesin kararlar almaya, Komite veya Federasyon tarafından iletilecek sorunlar üzerinde karar vermeye tek yetkili organdır. Komite'ye veya Federasyon'a, Tüzükleri içerisinde olmak ko§uluyla, görevler verebilmektedir. Kızılhaç ve Kızılay Hareketinin genel politikasını tesbit edebilmektedir. Konferans'ta alınan kararların bütün Kızılhaç ve Kızılay kurumları ve katılan devletler açısından bağlayıcı olması nedeniyle, bir parlamento görünümünde olduğu ileri sürülmektedir.41 Devletler de bu Konferans'ın üyesi olduğu için zaman zaman insani konular üzerinde yoğunla§mak yerine siyasi sorunların gündeme gelmesi sözkonusu olmaktadır. Bazen de, ulusal dernekler, hükümetlerinin görܧlerini dolaylı olarak Konferans'ta yansıtabilmektedirler. Örneğin, 1986 yılında yapılan Konferans, Afrika devletlerinin, Güney Afrika'nın Konferans'a katılmaması yönünde oy kullanmalarına tanık oldu. Uluslararası Kızılhaç Komitesi bu oylamanın yaratacağı zorlukları gözönünde bulundurarak oylamayı desteklemedi. Ancak Komite'nin bu tutumu i§e yaramadı ve Güney Afrika Hükümeti tepkisini, Komite'nin ülkesindeki faaliyetlerini durdurmasını isteyerek açığa vurdu. Birkaç hafta sonra ba~ı mahkumları ziyaret etme olanağı verildiyse de, Hükümetin i§birliğine yan3§maması Komiteyi faaliyetlerini durdurmak zorunda bıraktı. 43 Bu eylem sonucunda ise, sadece mahkumlar zarar görmü§ oldu ve eylemin neden bağımsız ve yansız olması gerektiği bir kez daha kanıtlanmı§ oldu. Uluslararası Kızılhaç Komitesi Kızılhaç Hareketi'nİ ba§latan ve ona dünya çapında yaygınlık kazandıran Uluslararası Kızılhaç Komitesi, yukarıdaki kurumlar arasında, çatı§malar 41 Red Cross pub., Sunfield and Day Ltd., Eastbourne 1981. 43 D.P. Forsythe, The Intematlonalizalion of Human Righls, Lexington Booksı Massachusett 1991, s. 147. İNSAN HAKLARI YILLIGI 66 açısından en etkin olanıdır. Uluslararası çatı§malarda, iç çatl§malarda, siyasi tutukluların ziyaret edilmesinde, kısaca dünyanın her yerinde, Komite'nin varlığını görmek olanaklıdır. Komite'nin §imdiye k~dar ortaya koyduğu ba§arı1ar azımsanamayacak kadar çoktur. Denebilir ki, Insani Hukuk Komite ile doğmu§, geli§mi§ ve Uluslararası Hukuk'un bir dalı olarak kabul edilmi§tir. 1949 Cenevre Sözle§meleri Komite tarafından hazırlanmı§tır." "Kızılhaç Sözle§meleri" olarak da isimlendirilen bu Sözle§meler, Komite'nin etkinliğini göstermesi açısından son derece önemlidir. 45 Uluslararası Kızılhaç Komitesi, İsviçre yasalarına tabi, tüzel ki§iliğe sahip, Tüzüğü gereğince faaliyet gösteren bağımsız bir insani yılında Birle§mi§ Milletler'de gözlemci statüsünü alml§tır. 47 kendi örgüuür. 46 1990 Komite'nin üyelerinin tamamı İsviçre vatanda§larından olU§maktadır. Bu 15 ile 25 arasında deği§ebilmektedir. En yüksek karar organı, bütün Komite faaliyetlerini denetleyen, ilkeleri ve genel politikayı belirleyen Meclis'tir (Assembly). Yürütme Kurulu (Executive Board), Komite faaliyetlerinin idari gözetimi görevini yerine getirmektedir. Yöneticiler grubu (The Directorate) ise, Ba§kan'ın, Yürütme Kurulu'nun ve Meclis'in kararları uyarınca yönetimden sorumludur. sayı Komite'nin bütün üyelerinin İsviçre vatanda§ı olması bazı ele§tirilere neden olmaktadır. Ele§tiriler iki yönde yoğunla§ıyor: Komite'nin etki alanını daraltması ve etkin örgütlenme olmaması nedeniyle aksaklıkların ortaya çıkması. 48 Bu ele§tirilerin tam olarak yerinde olduğu söylenemez. Uygulamada Çlrtaya çıkan bir takım sorunlar veya faaliyetlerdeki b3§arısızhk üyelerinin Isviçre vatanda§ı olmasından değil, fakat bu görevin zorluklarından kaynaklanmaktadır. Ek olarak, Komİte'nİn yeniden yapılanması durumunda hangi ülkelerin üye vereceği sorununun ~aha vahim sonuçlara yol açabileceği dikkate alındığında, 130 yıldan fazladır Isviçreli üyeleriyle faaliyet gösteren Komite'nin, bundan sonra da tarafsız bir statüye sahip olan bu ülke vatand3§larından olu§maya devam etmesi insanİ dü§üncenin zarar görmemesi açısından önemlidir denilebilir. Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin görevleri, Tüzüğü'nün 4. maddesinde bir liste halinde belirtilmektedir. Bu görevlerden ilk grup, Hareket'in temel ilkesini yaymak, tıbbi pers~nel ve araç-gereç gereksinimi ile ilgilenmek, çatı§malarda uygulanacak Insani Hukuk'un anla§ı1masl için çalı§malar yapmaktır. Bir diğer grup ise, Cenevre Sözle§meleri ve Protokolları ile verilen " Documents on them. S. 169. 45 GJ.A.D. Draper, The Red Cross Conventions, 1958. 46 Compendlum of Rererence Text.•.• s. 63-68. 47 C. Sommaruga. "Human Rights and International Humanitarian Law", 91 BuDetln or Human Rights 1, 1992, s. 61. 48 D.P. Forsythe, a...,eo, s. 61-64. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK görevleri yerine getirmek, kuralların 67 uygulanmasını asıl önemli gözetmek ve ihlal fonksiyonu çatı§ma durumlarında ortaya çıkmaktadır. Örneğin, esir deği§imi i§lemi §imdiye kadar olu§turduğu güvenilirliği nedeniyle yalnızca Komite tarafından yapllabilmektedir. 4' En son örnek ise, Bosna-Hersek'teki sav3§ esirleri ile ilgilidir. Aralık 1992'den bu yana 5604 tutuklunun güvenli bölgelere aktarırnı, §artsız ve tek taraflı serbest bırakılması sağlanmı§, Şubat 1993'den beri ise, 3000'in üzerinde tutuklu deği§imi gerçekle§tirilmi§tir.so iddialarını değerlendirmektir. Komite'nin Komite'nin iç çatı§malarda faaliyette bulunabilmesi için tarafların izin verme yükümü yoktur. Ancak Komite, bütün durumlard~ çatı§ma kurbanlarına yardımda bulunmak için gayret göstermektedir. Iç çatı§ma durumlarında, taraflar Sözle§me veya Protokoııarının çatı§maya ilgisini reddetseler bile, tarafsız bir kurum olan Komite'nin İnsan i yardımını geri çevirmeyebilmektedirler. 1980'de El Salvador ve Sri Lanka'daki durum buna örnek olarak verilebilir. sı Yine benzer §ekilde, yasal hakka sahip olmaksızın ve yetk~li makamlann izniyle siyasİ tutukluları ziyaret etmekted,irler. Örneğin Kuzey ırlanda'daki tutukluları Ingiltere'nin; Bask tutuklularını Ispanya'nın ve sıkıyönetim tutuklularını Polonya'nın izniyle ziyaret etmݧtir. sı Komite tarafların güvenini sağlamak ve özellikle çatı§ma kurbanlarına ula§abilmek amacıyla, çatı§ma tipini, özellikle iç çatı§malar açısından, belirlemekten kaçınmaktadır. s3 Kendini insani bir kurum olarak tanıtması, insani faaliyetlerin siyasi tutukluiara kadar geni§leyebilmesini sağlayabilmi§tir. S4 Komite bu faaliyetlerinde, özellikle de siyasi tutuklular açısından, basına bilgi vermekten kaçınmaktadır. Genelolarak tutukluların psikolojik durumlarını ve içinde bulundukları ko§ulları iyile§tirmeye çalı§makta veya sorgulama a§amasında iç çatı§ma tutuklularını görebilmek için ilgili hükümetle anla§ma yoluna gitmektedir. Bu durum taviz verildiği yolunda ele§tirilere neden olmaktaysa da, daha kötü olabilecek uygulamaların önüne geçilmesini sağlayabilmektedir. ss Komite genelolarak faaliyetlerini ve sonuçlarını açıklamamakta, ancak hukuk dı§ı uygulamaların sürüp gitmesi ve tüm çabaların sonuçsuz kalması söz konusuysa, baskı olu§turmak için eylemde bulunabilmektedir. Ama burada 4' İstisnası İran-Irak Sava§ında Türk Kızılay'ı tarafından gerçekleşmiştir. Bkz. G. Özdemir, Türk Kızıl_yı, Kızılay Yayını, Ankara 1992, s. 54-55. so ICRC Activities in FonnerYugoslavia, ICRC pub., Geneva 1994. sı D.P. Forsythe, a.g.eo, s. ısO. sı .. ko, s. ısı. S3 T. Meron, ..g.DL, s. 41. S4 D.P. Forsythe, ..g.e., s. 150. ss ..ko, s. 155. İNSAN HAKLARI YILLIGI 68 amaç suçluları göstermek değil, kurbanların yararı dܧüncesidir. Komite 1945­ 1980 yılları arasında 35 resmi protestoda bulunurken bu sayı 1980-1988 yılları arasında 37 olarak geli§mi§tir. s6 Bazı protestoların ise amacına ters yönde trajik sonuçlara neden olduğu da belirtilmektedir. Yemen iç sav3§ında zehirli gaz kullanılması ile ilgiJi protestonun Mısırlıları öç almaya yöneltmesi örnek olarak verilebilir.s7 Bütün bunların yanısıra, Komite'nin "sessiz diplomasi" yoluyla kurbanların haklarını korumaya çalı§ması ve raporlarını kamuoyuna. açıklamaya yan3§maması ele§tirilmekte, "hiç yoktan iyidir" anlayı§ının İnsan haklarının geli§tirilmesinde ve ihlallerin önlenmesinde çok az yarar sağladığı; hükümet dı§ı örgütlerin, Birle§mi§ Milletler'e bağlı uzmanlık kurumlarının katkısının çok daha belirgin olduğu belirtilmektedir. s8 Bu ele§tirilerin kısmen de olsa haklı olduğu yadsınamaz. Komite'nin görevleri arasında aracılık giri§imlerinin olduğu da görülmektedir. Komite §imdiye kadar uçak ve adam kaçırma olaylarında, Amerika ve Fransa dönemlerinde Çin Hindi'nde, Cezayir'de 1956 SüveY§ çarpı§masından sonra İsrail ve Mısır arasında ilk hava uçu§unun gerçekle§mesinde aracılık yapmı§tır. 59 Komite'nin son olarak değinilecek görevi de ulusal derneklerin tanınması ile ilgilidir. Tanıma §artlarının neler olduğuna daha önce değinilmݧti. Burada Kürt Kızılayı'nın Yunanistan'da kurulduğu yolundaki haber üzerinde durulacaktır. 6O Öncelikle, Kızılay yetkililerinin de belirttiği gibi,61 tanınma için, bir ülkede birden fazla Kızılay veya Kızılhaç derneği olmaması, bağımsız bir devletin topraklarında, faaliyetlerini tüm ülke geneline yayabilmesi, bir iç yasama i§lemi ile usulüne uygun olarak o hükümetçe tanınması, bağlı bulunduğu devletin Cenevre Sözle§mesini onaylamı§ olması gibi §artların yerine getirilmi§ olması gerekmektedir. Görüldüğü üzere, tanıma için gereken §artların neredeyse tamamı, kurulacağı planlanan Kürt Kızılay'ı açısından yerine gelmemi§ bulunmaktadır. Zaten Komite'nin de siyasi nedenlerle kurulduğu anla§ılan Kürt Kızılayı'nı tamyabileceği dü§ünülemez. Bu Kızılay'ın en azından Kuzey Irak'ta kurulması beklenebilirdi ki, bu tamma yolunu açmasa bile, tartı§maların yoğunluğunu hafifletebilirdi. Sonuç olarak, bir ülkede kurulacak Yunanistan'da 56 Lk., s. 159. 57 Lk., s. 160. , 58 FJ. Hampson, "Human Rights Law International Humanitarian Law: 1\vo Coins or 1\vo Sides of The Same Coin?", 91 BuUetln orHuman Rights 1,1992, s. 52. 59 ı. Detter de Lupis, Lg.e., s. 236. 60 Cumhuriyet, 23-24 Mart 1994. Cumhuriyet, 23 Mart 1994. 61 ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 69 ikinci bir Kızılay veya Kızılhaç'ın sıradan bir hayır kurumu olmaktan öteye gidememesi ve dolayısıyla kamuya yararlı dernek statüsü kazanamaması sözkonusu olabilir. Ancak bu isimde bir derneğin kurulmasına izin verilmesi sorunu büyük olasılık1a Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı'nda çözülebilecek bir sorun olarak kar§ımıza çıkmaktadır. tartı§malı bir durumda bulunan Makedonya Kızılhaçı'nın engellemeleri kar§ısında Türk Kızılayı'ndan yardım talep etmesi,Q yeni derneklerin tanınması ve Federasyon'a alınmaları kar§ısında i§birliği yapan Komite ve Federasyon'un böyle bir karara kolay ula§amadığını ortaya koymaktadır. 63 Daha az Yunanistan'ın TÜRKİYE KıZıLAY DERNEGİ Tarihçe'" Osmanlı Devleti, 22 Ağustos 1864'de kabul edilen Cenevre Sözlqmesi'ni imzalaması istendiğinde, "... bundan bir fayda ummamakla beraber bir mazarratta. gelmeyeceği ni dü§ünerek...", 5 Temmuz 1865'te Sözle§me'yi imzaladı. Imza konulmakla birlikte, Sözlqme hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi yönünde bir çabaya rastlanmamakta, hatta engellemeler yoluna Cevdet Bey, Marko Pa§a ve Dr. kurulan "Mechurin ve Mardayı Askeriye'ye Imdat ve M uavenet Cemiyeti"nin Tüzüğü, sivillerin asker i§lerine müdahalesi kabul edilerek onaylanmamı§; Dernek böylece faaliyete geçemeden dağılmı§tır. gidildiği belirtilmektedir. Nitekim Abdullah Kırımh Aziz. Bey öncülüğünde 66 üye ile Rus Saya§ının doğurduğu gereksinim, Kızılhaç Komitesi üyesi G. Moynier'in Istanbul'a yazdığı mektuplar ve ulusal derneklerin kurulması istemiyle Komite'nin yayımladığı genelge sonucunda "Osmanlı Hilaliahmer Cemiyeti" 14 Nisan 1877'de resmen kurulmu§tur. Haç yerine Hilal'ın kabul edilmesi istemiyle Komite'ye ba§vuruda bulunulmU§, Rusya ve diğer devletler Kızılhaç'a da saygı gösterilmesi ko§uluyla bu isteme kar§ı çıkmamı§lardır. Kurucu üyelerin kökenine bakıldığı zaman bunların çoğunun İstanbul'da Y8§ayan azınlıklar olduğu görülmektedir. 6S Bu, Kızılay-Kızılhaç Hareketi'nin insanİ niteliğinin vurgulanması açısından önemlidir. Kızılay'ın dini ilkelerden 62 Kızılay Dergisi. Mayıs-Ağustos ı 993. 63 Agreement Between the International Committee oC the Red Cross and the League of Red Cross and Red Crescent Societies, Compendium o(Rderence Text.••• s. 47-59. '" Tarihçe için genelolarak §u kitaptan yararlamlmı§tır: Türkiye Kızılay Derneil: 73 YaJlık Hayat., 1877­ 1949, Ankara 1950. 65 Hacı AriC Bey (B§k.), P. Sareli (B§k.Vek.), Nuryan Efendi (B§k.Vek.), M. Foster (Veznedar), Feridun Bey (Gen.Sek.), Üyeler, M. Barrington Kennetti, Dr. Bartoletti, Dr. Dicson. Faik P8§8. M. Von Has, M. Leral. General Mott, Dr. Baron Mundy, Nuri Bey, Dr. Pqtemalci Efendi, Serviçen Efendi, Dr. Servastopeli. 70 İNSAN HAKlARI YILLIGI hareketle olU§madığı, kurumun ulus kimliğini ön plana çıkarmadığının bir göstergesi sayılabilir. Osmanlı'da millet esasına dayanan toplulukların insani bir amaç etrafında bütünlqtikleri dikkat çekmektedir. Dernek, kurulu§undan hemen sonra faaliyete b8§lamı§, ancak, Rus­ Japon sav8§ına 500 lira yardımda bulunmak isteyince "... Cemiyet sözünden ürken Padi§ah böyle bir tqekkülün varlığını bu vesile ile öğrenince..." Derneği kapatmı§tır. 1908'de Mqrutiyet'in ilanından sonra 21 Nisan 1911 yılında çoğunluğunu devlet görevlilerinin olu§turduğu 160 kurucu üye ile Dernek yeniden kurulmu§tur." Aynı sıralarda bu devlet görevlilerinin kızlarının veya hanımlarının çoğunluğu olu§turduğu bir de hanımlar merkezi kurulmU§; Dernek ve merkez, i. Dünya Sava§ı boyunca, bütün olumsuz ko§ullara kar§ın son derece önemli yardımlarda bulunmu§lardır. 1923 yılında Derneğin adı "Türkiye HiHHiahmer Cemiyetiline çevrilerek, 1925'de merkezi Ankara'ya ta§ınmı§, 1935 yılında ise "Türkiye Kızılay Cemiyeti" adını almı§tır. Kızılay ve Kızılhaç Birliğine (Federasyon) 1930 yılında katılmı§tır. Birlik 1919 yılında kurulmu§, ancak Kızılay, Komite ile arasındaki sorunlar çözülünceye değin Birliğe girmemeyi tercih etmi§tir. Hukuki Statüsü 4.10.1983 tarih ve 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 7. maddesine göre, "Türkiye Kızılay Derneği, uluslararası antla§malarla tayin edilen nitelik ve duruma göre ve Bakanlar Kurulu'nca onaylanmı§ olan tüzüğüne ve özel kanunların verdiği görev ve yetkilere göre te§kilatlanır ve yönetilir... Derneğin ... mal ve paraları devlet malı sayılır. Buna kar§ı suç i§leyenler devlet memuru gibi cezalandırılır" hükmü getirilmi§tir. 1993 tarihli Kızılay Tüzüğü'nün 2. maddesinde de, Kızılay'ın tüzel ki§iliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi bir kurum olduğu belirtiliyor. Devletin, kamu yararına çalı§an bir dernek olan Kızılay'!, diğer derneklerden farklı olarak daha sık idari, mali ve teknik denetime tabi tutması, gerektiğinde ona sağlanan ihtiyaçları kaldırabilmesi, hatta kamu yararına çalı§an kurum olma niteliğini kaybettirebilmesi sözkonusu olmaktadır." Bu niteliği ile Kızılay, devletin sağladığı birtakım imtiyazlardan, tekellerden yararlanmakta, serbestçe gelir toplayabilmekte, piyangolar düzenleyebilmekte, hazineye ait ta§ınmazları ücretsiz alabilmekte ve vergi muafiyetinden yararlanabilmektedir. Nitekim, Kızılay Tüzüğü'nün 6. maddesinde bu ve benzeri gelir kaynakları kapsamlı olarak sayılmı§tır. " Bu üyeler içerisinde ruhban sınıfından, Enneni Patrik Kaymakamı Mongoni Efendi, Enneni Katolik Patrili Terziyan Bagos Efendi, Hahambaşı Hayım Noam Efendi ve Bulgar Eksarhi Yosif Efendi'nin bulunması dikkat çekerken, bir diler nokta da İslam kesiminden hiçbir din adamanan bulunmamasıdır. 67 L. Duran, İdare Hukuku Ders Notlan, 1982, s. 350. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 71 1982 Anayasasının 82. maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, kamu yararına çalı§an derneklerin herhangi bir kademesinde görev yapması, bunların vekili, temsilcisi veya hakemi olması yasaklanmaktadır. Yine Anayasanın 69. maddesi ile siyasi partilerin, 35. maddesi ile de kamu kurumu niteliğindeki meslek kurulu§larının derneklerle ortak hareket edemeyeceği hükmü Kızılayaçısından da geçerlidir. Dernekleri siyasetin dı§ına çekmek amacında olan bu hükümlere olmasa bile, Kızılay'ın amaçlan gereği bir siyasi parti ile ortak hareket etmesi zaten dü§ünülemez. Görevleri Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin yukanda belirtilen yedi Kızılay'ın sava§ta ve ban§ta yapacağı tüm faaliyetlerin temelini olu§turmaktadır. Bu ilkelere Tüzüğün 2. maddesinde ayrıntılı olarak yer verilmi§tir. Bu nedenle bunlara burada tekrar değinilmeyecektir. Ancak bazı ilkeler üzerinde, uygulamalar da gözönünde tutularak kısaca durulacaktır. temel ilkesi İlk olarak, insaniyetçilik ilkesinde bir kelime farklılığı göze çarpmaktadır. "Bütün uluslar arasında kar§ılıklı ~nlayı§, dostluk, i§birliği ve sürekli barı§ı destekler" cümlesindeki uluslar, Ingilizce metinde "all peoples" (bütün halklar) olarak belirtilmi§tir. Ulus sınırlaması yapılması yolundaki bu farklılık, İnsanİ yardımın kapsamını daraltır nitelikte gibi görünmektedir. Ayrım gözetmeme ilkesi daha önce de belirtildiği gibi yardımın hiçbir farklı insani temele dayandırılmaması anlamına gelmektedir. Ancak, Kızılay yetkililerince yapıl!:,n bazı açıklamalar bu ilkeyi zedeler nitelikte değerlendirilebilir. Orneğin, "Son yıllarda dünyada hızlı geli§meler oluyor. Orta Asya ve Yugoslavya'da yeni Cumhuriyetler meydana geldi. Bunlar arasında bizİm dilimizikonu§anlar, inançlarımızı benimseyenler, soyumuzdan gelenler ve bunu söylemekle gurur duyanlar var. Kızılayolarak onlara kaqı görevlerimiz var. Bu görevlerin idrakı içinde davranmaya gayret ediyoruz",68 ''Tarihi beraberliğimizin ve aynı soydan gelmi§ olmamızın gereklerini size kaqı eksiksiz yerine getireceğimizi ve bunun bizim görevimiz olduğunu bilmenizi isterim."" Öte yandan, Arnavutluk, Ermenistan ve Irak'a yapılan yardımlarda ise, konu§maların temel vurgusu yardımların insan.~ amaçlarla ve hiçbir farklı temel veya dü§ünce gözetilmemesi üzerinedir. 70 Oyle görünüyor ki, Kızılay zaman zaman ülkelere yardımda bulunurken ayrım gözetmeme ve insaniyetçilik ilkesini ön plana çıkarmakta, diğer yandan ise, bazı yardımların temelini iki ülke arasında bulunan ortak özelliklere dayandırabilmektedir. Ancak bunun, Kızılay'ın §imdiye kadar yapmı§ olduğu faaliyetlerde hareket noktasını olü§turduğunu söylemek de dayanaksız olur. 61 Kızılay Ba§kanı Kemal Demir'in Konu§ması, Kızılay Dergisi, Ocak-Nisan 1992, s. 18. " Kemal Demir'in Kırgızistan'la ilgili konu§ması, a.k., s. 21. 70 Bkz. Lk., s. 19, 20, 27. 72 İNSAN HAKLARI YILLIGI Kızılay'ın görevleri, Tüzüğü'nün 5. maddesinde üç b8§hk halinde sayılmı§tır: Sava§ta/olağanüstü hallerde, barı§ta ve uluslararası yardıml8§malarda. Bu görevlere burada kısaca değinilecektir. Kızılay'ın bu görevleri ulusal derneklerin kullanımı için hazırlanan model Tüzükle de paralellik göstermektedir.71 Sav8§ta ve olağanüstü hallerde Kızılay'ın görevleri, hükümetin ihtiyaç bildirmesine göre, cephe veya cephe gerisinde Türk milleti ve silahlı kuvvetlerine amacına uygun olarak yardımda bulunmak §eklinde belirtilmektedir. Bu durumlarda i§birliğini sağlamak için silahlı kuvvetlere delege göndermek, tehlikeli yerlerde bulunan çocukları veya korunmaları gerekenleri gösterilen yerlere ta§ımak ve yerle§tirmek, sava§ esirleri ile gözaltına alınanların ve mültecilerin deği§tirilmesine, aileleriyle haberle§m~lerine ve bunlara para ve e§ya ula§tırılmasına aracılık etmek. Kızılay'ın Iran-Irak sava§ında yaptığı esir deği§imi programının, Türkiye sınırları dl§ında yapılması bakımından da, deği§imin bir ulusal dernek tarafından gerçekle§tirilmesi açısından istisnai bir örnek olu§turduğuna daha önce de değinilmi§tir.71. Kızılay'ın barı§ zamanı çalı§malarının konusunu eğitim, sağlık, salgın hastalıklar, afetler, yoksullara yardım gibi durumlar olu§turmaktadır. Kızılay'ın diğer bir hizmeti de, Türk ve diğer ülke hacılarına sağlık ve hizmetlerin sunulması olarak görülmektedir. Ayrıca, Türkiye'ye gelen Hırıstiyan hacılara da 1982 yılından bu yana sağlık hizmetleri verildiği belirtilmektedir. 73 Uluslararası yardımla§malar kapsamında Kızılay'ın olu§maktadır: Birincisi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, derneklerin yardım çalı§malarına katılmaktır. görevi iki Federasyon kısımdan ve ulusal İkincisi ise, bu kurulu§larla ortak çalı§malar yapmak, temsilci göndermek, onlann temsilcilerini kabul etmektir. Bir diğer bir görevi de, yabancı heyetlerin sivil ve asker makamlarla ili§kilerini kolayla§tırmaktır. Bu sonuncusu, Kızılay'ın bir tür aracılık faaliyetinde bulunduğu §eklinde değerlendirilebilir. Örneğin, Abhazya Parlamento Ba§kan Vekili aracılığıyla gönderilen mektubun Ba§bakana ula§tırılması; yine, Türkiye'nin Abhazya'da bİr fahrİ konsolosluk açması yolundaki istemin de ilgili devlet kademelerine Kızılay tarafından iletilmesi, bu çerçeve içinde dü§ünülebilir. 74 71 Compendlum or Rererence Text. .•, S. 137-14 ı. Sadece bu kısmı değil, Kızılay Tüzüğü bu modelle hemen hemen aynıdır. 71. G. .. . Ozdemır, Lg.e., S. 54-55. 73 LL, s. 58-59. 74 Kızılay Dergisi, Ocak-Nisan 1993, s. 30. ULUSLARARASI İNSANİ HUKUK 73 SONUÇ Bu çalı§mada, U1uslararası İnsani Hukuk'un tanımı, kaynakları, temel ilkeleri üzerinde durulmu§tur. Tartı§malı noktalar, kuralların/Sözle§meler'in uygulanması, iç çatı§malar konusundaki görü§ler aktarılmaya, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketini olu§turan kurumlar incelenmeye çalı§ılmı§tır. Bu kurumlar içerisinde Türk Kızılayı'na; sayısalolarak dünya çapındaki yaygınlıkları ve ülke üzerindeki yoğun etkileri nedeniyle ulusal derneklere; uluslararası alandaki geni§ ve kapsayıcı etkinliği nedeniyle de Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne ağırlıklı yer verilmi§tir. Uluslararası İnsani Hukuk'un aslında son derece somut bir alanda uygulanmak durumunda bulunduğunu görmekteyiz. Günümüzde topyekün sava§ların artık görülmemesi, çatı§manın nitelik deği§ikliğine uğraması, Insani Hukuk üzerinde de yansımalarını bulmaktadır. Ancak, geli§en çatı§ma teknikleri ne olursa olsun, her zaman kurbanlarını da beraberinde getirmektedir. Çatı§ma, hangi dü§ünceye, amaca, çıkar temeline veya haklı nedene dayanırsa dayansın, arkasında, binlerce ölü, yaralı, mahkum ve acı çeken İnsanlar bırakmaktadır. Sadece bu nedenle, her sava§ aslında kaybedilmi§ bir sava§ olmaktan öteye gidemez. İnsani dü§ünce temelinde atılan her adım ise, gerçek bir kazanımı ifade etmektedir. Bu tür kazanımları arttırabilmek; bu hukuk dahnı, dayandığı. dü§ünceyi anlamak ve onu oldukça genݧ bir açıya yaymakla olanaklı olabilir. Insanlar Insani Hukuk'un kapsamını bilmeseler bile, bir çatı§madaki veya barı§ zamanındaki Kızılhaç veya Kızılay ambleminin ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedirler. Bu, bilinmemesine kar§ın anla§ıldığının bir göstergesi olmakla birlikte, yeterli değildir. İnsani Hukuk'un hangi durumda olursa olsun, en temel hakların uygulamasını gözetmesi, hatta bu Komite'nin yardımıyla siyasi tutukluIara kadar geni§letebilme çabası, sadece tıbbi ve maddi yardımlarla kendisini sınırlamadığını ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, İnsani Hukuk'un en önemli özelliklerinden birisi insan haklarıyla yakından bağlantılı olmasıdır.