Zehirlenmeler Açıklama: Zehirlenmeler Kategori: İlk Yardım Eklenme Tarihi: 05 Ağustos 2009 Geçerli Tarih: 18 Temmuz 2017, 20:42 Site: Samader - Sakarya Rastgele Amatör Olta Balıkçıları URL: http://www.samader.com/haber_detay.asp?haberID=15 Zehirlenmeler oldukça geniş bir konudur. Basit gıda zehirlenmelerinden dakikalar içerisinde ölüme götürebilen sistemik zehirlenmelerine kadar genişler. Her ilaç zehirlenmesinin farklı tedavi şekli vardır. Profesyonel bilgi gerektirir. Basit gıda zehirlenmeleri; yenilen gıdaların mide barsak sitemini tahrişi neticesinde meydana gelen gıda zehirlenmelerinde hafif mide bulantısı ve ishal belli başlı belirtilerdir. Önemli olan ishal ve kusmayla kaybedilen sıvının yerine konulabilmesidir. Bulantı çok fazla değilse ağızdan alınan sıvı en iyi tedavi metodudur. Genellikle telaşa gerek yoktur kaybedilen sıvının yerine konması yeterlidir. Konserve Botilismus tabir edilen çok ciddi zehirlenmelerine yol açar. Konserve yedikten kısa süre sonra şuur kaybı , soğuk terleme , belirtileri gösteren hastanın derhal acil tıbbi desteğe ihtiyacı var demektir. Zehirlenmenin antidotu acil yardım merkezlerinde vardır. Hastayı acil yardım merkezine götürene kadar hayatta kalmasını sağlamak için yukarıda bahsettiğimiz suni solunumun uygulanması gereklidir. Bozulmuş konservelerdeki zehir solunum kaslarını felç edeceğinden hasta nefes alamaz. Nefes alamayan hastaya dışarıdan solunum desteği vererek hayatta kalması sağlanabilir. İlaç zehirlenmelerinde ilacın içilmesinden hemen sonra hasta şuurunu kaybetmediyse kusturulmalıdır. Kusturmak için eritilebilen en fazla tuzun eritildiği su kullanılabilir. Eğer kişi yanlışlıkla çamaşır suyu , tuz ruhu gibi temizlik sıvısı içtiyse kesinlikle kusturulmamalıdır. Bu tür sıvılar zaten yemek borusunda içme esnasında tahribat yaparlar. Kusturmayla birlikte yemek borusundan ikinci kez geçerek tekrar tahribata sebep olur. Tahribat yemek borusunda daralma veya kusturulursa nefes borusuna sıvının kaçmasıyla solunum yollarında daralma ve nefes darlığına yol açabilir. Balıklarla meydana gelen zehirlenmelerin en ciddileri ise zehirli balık veya deniz ürünlerinin vücuda temasıyla meydana gelenleridir. Denizlerimizde en sık rastlanan zehirli balıklar trakonya iskorpit ve vatozdur. Trakonya Trakonya kemikli balık olduğu için genellikle kumluk alanlarda ve dipte bulunur. Üzerine basmakla ya da oltadan, ağdan çıkarırken sırtında ve solungaçlarında bulunan dikenlerinin vücuda batmasıyla zehirler. Aslında yapılması gereken bu balıktan veya iğnesinden mümkün olduğunca uzak durmaktır. Gene de iğnenin batması halinde ilk yapılması gereken eğer iğne halen deride ve görülebilir bir haldeyse çıplak elle temas etmeden bir cımbız yardımıyla iğneyi mümkün olduğunca çabuk çıkarmaktır. Trakonya zehiri ısıya dayanıklı olmayan proteinlerden oluştuğu için parmağı veya eli (ki genellikle vücudun bu kısımları yaralanır) dayanılabilecek en yüksek ısıdaki (40-45 derece)suda bekletmektir.Yüksek ısı proteinlerin bozulmasını sağlayarak vereceği zararı en aza indirecektir. Dikenin battığı yerde kısa sürede şişme ve kızarıklık oluşacaktır. Şişliği amonyakla yıkamak ve buz uygulamak rahatlatacaktır. Ayrıca güçlü ağrı kesici ve şişlik giderici almak ağrıyı azaltacaktır. Eğer sistemik belirtiler dediğimiz nefes almada zorluk , şiddetli çarpıntı gibi belirtiler başlarsa acilen, oyalanmadan profesyonel tıbbi yardım almak gereklidir. Yara yerinde kanama varsa , mümkün olduğunca zehiri uzaklaştırmak amacıyla yara yeri kanatılmalıdır. Hatta yara yeri steril bir bistüri ile çizilmek suretiyle kanatılabilir. İskorpit Trakonya da olduğu gibi zehirler ve tedavi şekli de aynıdır. Vatoz Kuyruk kısmında bulunan dikeni oldukça zehirlidir.Diken eğer hala battığı bölgede ise mutlaka en kısa sürede çıkarılmalıdır. Diken battığı yerde nekroza (doku erimesi) yol açabileceğinden yaralı bölgeye lokal buz uygulaması yapılması, ağrı kesici alınması ve en kısa sürede sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi gereklidir. Deniz Anası Deniz analarının uzantılarında ve ağız kısmında nematosist denilen zehirle dolu hücreleri vardır. Vücuda temas neticesinde bu hücreler patlayarak bulaşır ve genellikle hafif kaşıntı , ağrı , ciltte kızarıklıklara yol açar. Denizlerimizde bulunan deniz anası türlerinde belirtiler hafiftir ve hayati tehlike içermezler. Ancak her insanın bağışıklık sistemi ve duyarlılığı değişik olduğundan duyarlı kimselerde ciddi sistemik belirtiler de görülebilir. Deniz anası ile temas sonrası patlamamış hücrelerin ve cilde bulaşmış zehirin uzaklaştırılması amacıyla cilt kuru bir havlu ile temizlenir. Ve temasın olduğu bölge öncelik sırasına göre amonyak, sirke , %70 lik alkol, tuzlu deniz suyu hiçbiri yoksa idrarla yıkanmalıdır. İdrar sanılanın aksine vücuttan ilk çıktığında mikrop içermez. Eğer öncelik sırasını yazdığımız sıvılardan hiçbiri bulunamazsa tuzlu su yıkama için kullanılabilir. Yıkama için kesinlikle tatlı su kullanılmamalıdır. Tatlı su osmotik basıncından dolayı patlamamış hücrelerin de patlamasına yol açarak zehirlenmeyi artırabilir.Aynı şekilde buz uygulaması da patlamamış hücreleri patlatacağından ilk planda uygulanması tavsiye edilmez. Ancak temas yeri iyice temizlendikten sonra şişmeyi azaltmak için buz kullanılabilir. Eğer belirtiler daha ciddiyse ağrı kesici ve antihistaminik kullanılabilir. Deniz Kestanesi Deniz kestaneleri çıplak ayakla üzerine basmakla dikenleri genellikle ayak tabanına batarak ağrıya sebep olurlar. Sistemik belirtilere sık rastlanmaz. Deniz kestanesi olduğu bilinen kıyılarda çıplak ayakla değil , uygun bir ayakkabıyla denize girmek en iyi korunma yöntemidir. Deniz kestanesi ile yaralanma meydana geldiğinde yere basmadan en kısa zamanda batmış olan dikenleri bir cımbız vasıtasıyla çıkarmak gereklidir. Ayak tabanında dikenlerin battığı bölgede çok sayıda siyah nokta gözükür. Bunlar mümkünse bir büyüteç yardımıyla incelenerek batmış ve kırılmamış diken parçaları çıkarılmalıdır. Ancak her siyah nokta dikeni göstermez. Dikenler siyah pigment (boyar madde) içerdiğinden çıkmış veya derine batmış olsa bile , girdiği noktada siyahlık bırakır. O yüzden her siyah noktayı diken var zannıyla kurcalamak doğru değildir. Dikenler çıkarıldıktan sonra ayağı dayanılabilecek sıcaklıkta suyun içerisinde bekletmek ağrıyı azaltır. Ayrıca ayak tabanında meydana gelebilecek iltihap uygun krem ve ağızdan alınacak antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Böcek sokmaları Arazide sıklıkla arı , karınca ve kırkayak sokmalarına rastlanılır. Bu tür böceklere aşırı duyarlılık yoksa çok telaşa kapılmadan bölgesel tedbirler alınarak kişi rahatlatılabilir. Isırılan yerde öncelikle soluk bir renk değişikliğinden sora kızarıklık ve hafif şişme oluşur.Şişen ve kızaran bölgede kaşınma ve yanma hissedilir. Bölgeyi kaşımak zehirin ve bölgede biriken kaşıntıyı artırıcı kimyasalların yayılmasına neden olacağından tavsiye edilmez.Eğer arı sokması neticesinde iğnesi hala deri üzerindeyse bir cımbız yardımıyla çıkarılmalıdır (aksi takdirde iğne daha derine gitmekte ve zararlı olmaktadır). Bölgeye buz uygulaması rahatlatıcı ve oluşabilecek şişliği azaltıcı bir uygulamadır.Kaşıntı giderici kremler de (anti pruritik) uygulanabilir. Karınca ve kırkayak sokmaları genellikle çok tehlikeli değildir ve belirtileri yaklaşık 30 dakika sonra başlar. Isırılan bölgede kızarıklık yanma ve kaşıntı oluşur. Buz uygulaması ve gerekirse krem ve antihistaminikler yeterlidir. Tüm böcek sokmalarında, eğer sokulan bölgenin dışında da kaşıntı ve kabarıklıklar görülüyor, nefes almada güçlük , hırıltılı solunum, dilde ve dudakta şişlik oluşuyorsa hiç vakit kaybetmeden derhal, en yakın sağlık merkezine gidilmelidir. Yılan ve Akrep Sokmaları Yılan sokmaları eğer yılan çeşitleri ve zehirli olup olmadıkları hakkında bilgi sahibi değilsek her zaman ciddiye alınmalıdır. Yılan sokmasından sonra derhal soktuğu bölgenin eğer mümkünse (ki genellikle kol bacak gibi uzuvlardan sokarlar) 6-7 cm üstünden kanamalarda olduğu gibi turnike sistemi uygulanmalıdır.Böylece zehirin sistemik dolaşıma katılması geciktirilmiş olur. Yılan zehiri genellikle kan hücreleri veya diğer vücut hücrelerini parçalayarak etki ettiğinden dolaşımda ne kadar az zehir bulunursa etkisi o kadar az olur. Turnike uygulamasından sonra soktuğu yer temizlenerek steril bir bistüri yardımıyla kanatılarak zehirin dışarı çıkması sağlanır. Kanatma işlemi bittikten sonra buz uygulanır.Bu ilk müdahalelerden sonra hasta , yılan antiserumu bulunacak bir sağlık merkezine nakledilir Ülkemizde Güneydoğu Anadolu bölgesi hariç, akrep sokmaları hayati tehlike arz etmez. Akrep sokmalarında ilk yardım metodu yılan sokmalarındaki ile aynıdır. Yılan sokmalarında olduğu gibi zehirin kan dolaşımına yayılmasını engellemek için turnike ve kanatma uygulanır. Akrep serumu tedavi için şarttır. Soğuk terleme, baygınlık hissi, nefes alamama gibi belirtiler başlıyor ise derhal akrep serumu bulunan bir merkeze müracaat etmek gerekir. Dr. Bahadır M.CAN tarafından hazırlanmıştır