GRUP DOĞA GEBZE SANAYİ BÖLGESİNDE ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN AZALTILMASINDA KULLANILABİLECEK BİYOAKÜMÜLATÖR BİTKİLERİN ARAŞTIRILMASI Grup Üyeleri A.Burcu ŞİMŞEK Burhan YOĞUN Kıvanç TEKE Proje Danışmanları Prof. Dr. Yavuz BEYATLI Prof. Dr. Nusret AYYILDIZ Haziran 2009 TÜSSİDE-GEBZE Doğaya karşı işlenen bir suçun öcü, insan adaletinden daha zorlu olur. (Dostoyevski) Son yıllarda teknoloji ve sanayinin hızla gelişmesi, çevre sorunlarının da artmasına sebep olmuştur. Kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanılmasıyla birlikte, gerekli çevresel önlemler alınmadan ve arıtma tesisleri kurulmadan yoğun üretime geçen sanayi tesisleri, çevre kirliliğini tehlikeli boyutlara çıkarmıştır. Yapılan araştırmalar Dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin % 50 'sinin, son 35 yılda meydana geldiğini ortaya koymaktadır.Bu sonuç da bizlere İnsanın bugünkü ve gelecek nesiller için çevreyi korumak ve geliştirmek gibi ciddi bir sorumluluğu olduğunu göstermektedir. Bu alandaki ulusal ve bölgesel çabaları desteklemekle beraber daha geniş ölçüde ortak hareket etme gereksinimini de göz ardı etmemeliyiz. Bu gereksinim bizleri ilk adım olarak; bulunduğumuz bölgede gözlenen çevre sorunlarını tespit etmeye yöneltmelidir. Bizler de gözlemlerimiz sonucunda, yoğun bir sanayi bölgesi olan Gebze’ de çevre kirliliğini azaltmaya yönelik kullanılabilecek biyolojik yöntemlerden bir tanesi olan biyoakümülatör bitkilerin bölgede yaygınlaştırılmasının gerekliliğini gösteren bir proje hazırladık. Biyoakümülatör bitki nedir? Sanayi bölgelerinde hava kirliliğinin oluşmasında, kimyasal maddeler ve motorlu taşıtlar önemli rol oynamaktır. Bu etmenler içerisinde, canlı yaşamını tehlikeye düşüren ağır metaller önemli yer tutmaktadır. Bunlara örnek olarak kurşun (Pb), kadmiyum (Cd) ve cıva (Hg) gibi metaller verilebilir. Bu metallerin gereğinden fazla olması çevre kirliliğinin artmasına sebep olur. Bazı bitkiler bu metalleri; kökleri, yaprakları veya tohumları aracılığıyla tutarak hava kirliliğinin azalmasını sağlayabilirler. Bu tür bitkilere, biyoakümülatör bitki denir. Gebze’de ağır metaller ve zehirli gazların zararını en aza indirecek biyoakümülatör bitkilerin belirlenmesi hedeflenmiştir. İstanbul E–5 karayolu üzerinde Gebze ilçesinin sınırları içerisinde yer alan kısımda ikişer kilometrelik mesafelerle bitkiler gözlemlenerek ve fotoğraflanarak tespit edilmiştir. Bu bitkiler listelenerek hangilerinin biyoakümülatör bitkiler oldukları tespit edilerek sınıflandırılmıştır. Gözlem İstasyonları Gözlem Yapılan İncelenen Tür Bitki Örtüsünün Bitki İstasyonun Km Sayısı Yoğunluğu (yol Örtüsünün Aralığı kenarı ) Yoğunluğu (iç kesimler) I. İstasyon 0-2 10 Tür Çok yoğun Az yoğun II. İstasyon 2-4 11 Tür Az yoğun Çok yoğun III. İstasyon 4-6 12 Tür Az yoğun Çok yoğun IV. İstasyon 6-8 12 Tür Az yoğun Çok yoğun V . İstasyon 8-10 17 Tür Az yoğun Çok yoğun Bitki tür sayısı 17 18 16 14 12 10 10 11 12 12 4-6 km 6-8 km 8 6 4 2 0 0- 2 km 2-4 km 8-10 km İstasyonların E–5 karayolu üzerinde olması ve sanayi kuruluşlarına yakın olması bölgede ağır metallerin yoğun olarak bulunmasına neden olur. Hava kirliliğinin bu denli yoğun olması elbette bitki örtüsü ve dağılımını da etkileyecektir. SONUÇ Türkiye’ de yetişme özelliğine sahip olan, biyoakümülatör bitkilerden • Robinia pseudo acacia (beyaz çiçekli yalancı akasya) • Deschamsia flexuosa (deşamsiya), • Elaeagnus angustifolia (iğde ağacı), • Pinus nigra arnold ( karaçam ), • Agrostis tenois (narin tavus otu), • Fescuta ovina ( yumak otu ) türlerinin bölgede yoğunlaştırılması gerektiğini göstermiştir. Ancak bu bitkilerin bölgenin iklim şartlarına göre yetiştirilme durumları da ayrıca araştırılmalıdır. Bu çalıştayı düzenleyen proje danışmanlığı konusunda, bizlere deneyim kazandıran, sayın Prof. Dr. Mehmet AY ve çalışma arkadaşlarına, projenin hazırlanması aşamasında yardımlarını esirgemeyen proje danışmanı hocalarımız sayın Prof. Dr. Yavuz BEYATLI ve Prof. Dr. Nusret AYYILDIZ ‘ a teşekkür ederiz. BİZİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER