YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 1 1. K molekülü bir trigliserittir (nötral yağdır). A seçeneğinde verilen K molekülünün yapısında 1 tane ester bağı vardır ifadesi yanlıştır. Gliserol ve yağ asitleri arasında 3 tane ester bağı kurularak bir molekül trigliserit elde edilir. Bu esnada 3 molekül su açığa çıkar. B seçeneğinde verilen I. ve III. tepkimeler dehidrasyon tepkimesidir ifadesi doğrudur. Bu tepkimelere bakıldığında küçük moleküllerin su kaybederek büyük moleküllere dönüştükleri görülecektir. L molekülü suyla hidroliz edildiğinde aminoasitler oluşmaktadır. Bu nedenle L bir protein molekülüdür. Aminoasitler birbirine peptit bağları ile bağlanarak protein molekülünü oluştururlar. Yani C seçeneği doğrudur. Büyük moleküllerin su alarak küçük moleküllere ayrıştırılmasına hidroliz denir. II. tepkimede protein molekülü su alarak yapı birimi olan aminoasitlere ayrışır. Dolayısıyla II. tepkime hidroliz tepkimesidir. O halde D seçeneği doğrudur. 2. I. deney tüpünde nişastayı parçalayan enzimler 0°C’de inaktiftir yani çalışmazlar. Bu durumda nişasta molekülü parçalanamaz. Tüpe iyot çözeltisi eklendiğinde ortamda nişasta bulunduğundan mavi renk oluşumu gözlenir. (iyot nişasta ayırıcıdır ve mavi renk verir) II. deney tüpünde yağı parçalayan enzimler 35°C’de çalışırlar ve yağı parçalayarak yağ asidi ve gliserol oluştururlar. Tüpe fenol kırmızı eklendiğinde ortamda yağ asitleri bulunduğundan sarı renk oluşumu gözlenir. (Fenol kırmızısı asit ayıracıdır ve sarı renk verir) III. deney tüpünde protein parçalayan enzimlerin yapısı 80°C ’de bozulur. Bu durumda tüpte bulunan protein molekülleri yapı birimi olan aminoasitlere parçalanamaz. Tüpe fenol kırmızısı eklendiğinde ortamda protein molekülü bulunduğundan renk değişimi gözlenmez. I ve II nolu tüplerde renk değişimi gözlenirken III nolu tüpte renk değişimi gözlenmez. Yanıt: C Laktoz molekülü glikoz ve galaktoz adı verilen iki monosakkaritin birleşmesinden oluşur. M galaktoz molekülüdür ifadesinin yer aldığı E seçeneği doğrudur. Yanıt: A 3. Sınıflandırma birimlerinde türden aleme doğru gidildikçe birey sayısı artar. Genetik benzerlik ise azalır. A sınıflandırma biriminin birey sayısı en fazla olduğu için genetik benzerlik diğerlerine göre azdır. I nolu ifade yanlıştır. E sınıflandırma biriminde birey sayısı en azdır. Bu sınıflandırma birimi tür olabilir. Tür; ortak bir atadan gelen, yapı ve görev bakımından benzer özelliklere sahip, çiftleştiğinde verimli döller meydana getiren bireyler topluluğudur. O halde II nolu ifade doğrudur. Alemden türe doğru gidildikçe birey sayısı azalır, ortak özellikler ise artar. Ortak özellikler bakımından çoktan aza doğru sıralama E-B-D-C-A şeklinde olmalıdır. Öyleyse III nolu ifade doğrudur. Yanıt: E www.deltakitap.com 1 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 1 4. Pepsin ve tripsinin optimum Ph değerlerinin grafiğine bakıldığında farklı olduğu görülecektir. Dolayısıyla I nolu ifade yanlıştır. Pepsin ve tripsin enzimlerinin aktivite gösterdiği ortak Ph değerleri vardır. Grafikte 4 ve 6 arasındaki Ph aralığında her iki enzim de aktivite göstermektedir. Yani II nolu ifade doğrudur. Ph sürekli arttığında her iki enzimin de çalışmasının bir süre sonra yavaşladığı ve sonra durduğu grafikte görülmektedir. Öyleyse III nolu ifade de doğrudur. Tripsinin aktivite gösterdiği Ph aralığı pepsininkine göre daha geniştir. O halde IV nolu ifade de yanlıştır. 6. Grafikteki canlının vücut sıcaklığı, çevrenin sıcaklığına göre değişmektedir. Vücut sıcaklığı dış ortamın sıcaklığına bağlı olarak değişim gösteren canlılara soğukkanlı (değişken ısılı) canlılar denir. İki yaşamlılar ve sürüngenler soğukkanlı canlılardır. Vücut sıcaklığı sabit canlılara ise sıcakkanlı (sabit ısılı) canlılar denir. Kuşlar ve memeliler sıcakkanlı canlılardır. Seçeneklerde verilen kaplumbağa, yılan ve kertenkele sürüngenler sınıfında yer alan soğukkanlı canlılardır. Kurbağa ise iki yaşamlılar sınıfına dahil olan soğukkanlı bir canlıdır. C seçeneğindeki deve kuşu, kuşlar sınıfında bulunan sıcakkanlı bir canlıdır. Dolayısıyla soruda verilen grafik bu canlıya ait olamaz. Yanıt: B 5. K→ Hem bitki hücresi, hem de prokaryot hücrede bulunduğuna göre hücre duvarıdır. Prokaryot hücre yapısına sahip olan tüm canlılarda bitki hücrelerinde olduğu gibi hücre duvarı bulunmaktadır. Ancak bakterilerin hücre duvarının ana bileşeni bitkilerden farklı olarak selüloz değil, peptidoglikan adı verilen polisakkarittir. L→ Sadece hayvan hücresinde bulunduğuna göre sentrezomdur. Prokaryot hücrelerin çekirdek zarı ve zarla çevrili organeli bulunmaz. Sadece zarsız bir organel olan ribozom bulunur. Bitki hücrelerinde ise sentrezom yoktur. M→ Tüm hücrelerde bulunduğuna göre zarsız bir organel olan ribozomdur. T→ Sadece bitki hücresinde bulunduğuna göre kloroplasttır. Kloroplast zarlı bir organel olduğundan prokaryot hücrelerde bulunmaz. Hayvan hücreleri kloroplasta sahip değildir ve fotosentez yapmaz. Yanıt: C 2 Yanıt: C 7. I nolu organel mitokondridir ve oksijenli solunum yapan hücrelerde bulunur. A seçeneği doğrudur. II nolu organel sentrezomdur. Sentrezom sadece hayvan hücrelerinde bulunur. B seçeneği doğrudur. III nolu organel Golgi Cisimciğidir. Bu organel paketleme ve salgılama yapar. C seçeneği doğrudur. IV nolu organel Endoplazmik Retikulumdur. ER hücrede madde taşımasında görev alır. D seçeneği doğrudur. V nolu organel ribozomdur. Prokaryot hücreler dahil tüm hücrelerde bulunur. Bu nedenle sadece bitki ve hayvan hücrelerinde bulunur ifadesi yanlıştır. Yanıt: E www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 1 8. t3 zaman aralığında grafiğe göre hücrenin ozmotik basıncı artmaktadır. Öyleyse hücre su kaybetmektedir. Eğer hücre kendisinden daha yoğun hipertonik ortama konulursa su kaybeder ve plazmolize uğrar. Bunun sonucunda da ozmotik basıncı artar. t2 zaman aralığında hücrenin ozmotik basıncı sabittir. Hücre ile bulunduğu ortam ozmotik denge halindedir. t1 zaman aralığında grafiğe göre hücrenin ozmotik basıncı azalmaktadır. O halde hücre kendisinden daha az yoğun olan hipotonik ortama konulmuştur. Bu durumda hücre ortamdan su alır ve ozmotik basıncı azalır. Dolayısıyla D seçeneğinde yer alan ifade yanlıştır. Yanıt: D 11.I nolu maddenin hücre dışı yoğunluğu hücre içi yoğunluğundan fazladır. O halde I nolu maddenin hücre içine alınması difüzyonla enerji harcanmadan gerçekleşir. Difüzyon hem canlı hem de cansız hücrelerde gerçekleşebildiğinden hücrenin canlı olduğuna kesin kanıt sunmaz. A seçeneği yanlıştır. II nolu maddenin hücre içi yoğunluğu hücre dışı yoğunluğundan fazladır. Bu nedenle hücre dışına difüzyonla verilir. B seçeneği doğrudur. III nolu maddenin hücre içi ve hücre dışı miktarlarının eşitlenmesi difüzyonla gerçekleştiğinden ATP harcanmaz. C seçeneği doğrudur. I nolu madde hücre dışına aktif taşıma ile yani enerji harcanarak verilir. D seçeneği doğrudur. II nolu madde hücre içine aktif taşımayla enzimler kullanılarak alınır. E seçeneği doğrudur. Yanıt: A 9. Bakterinin gelişme gösterdiği ortamlarda yer alan ortak madde K’dır. Ortama ancak K maddesi eklendiğinde bakteri gelişmektedir. Bakteri, K maddesini sentezleyemediği için bu maddenin eklenmediği ortamlarda gelişme olmamaktadır. Yanıt: A 10. X organeli çekirdek zarı ve hücre zarı arasında uzanan kanalcık ve borucuklar sistemi olan endoplazmik retikulum dur. ER üzerinde ribozom taşıdığında granüllü ER adını alır. Öyleyse I nolu ifade doğrudur. Y organeli zarla çevrili, üst üste dizilmiş yassı keselerden oluşan golgi cisimciğidir. Golgi cisimciği hücrede depolama ve salgı yapma işlevlerini yerine getirir. Hücre içi madde taşımacılığında görev alan organel ER’dir. O halde II nolu ifade yanlıştır. Z organeli hücre içi sindirimde görev alan lizozomdur. III nolu ifade doğrudur. Lizozom organelinde bulunan enzimler granüllü ER üzerinde bulunan ribozomlarda sentezlenir. Dolayısıyla IV nolu ifade doğrudur. Yanıt: D www.deltakitap.com 12.Nişasta molekülü enzimler tarafından yapı birimi olan glikoz molekülüne parçalanır. Bu olay su varlığında gerçekleşen bir hidroliz tepkimesi olduğundan tüpte glikoz ve su bulunabilir. Enzimler kimyasal tepkimelerden değişmeden çıkarlar ve defalarca kullanılabilirler. Bu durumda tüpte enzim molekülü de bulunabilir. Aminoasit proteinlerin yapı birimidir ve tüpte bulunmaz. Fruktoz nişasta molekülünün yapısına katılmayan bir monosakkarittir. Nişasta çok sayıda glikoz molekülünün birleşmesinden oluşur. Dolayısıyla tüpte früktoz molekülü bulunmaz. I, II ve V’deki moleküller tüpte bulunabilirler. Yanıt: E 3 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 2 1. Lipitler önce yapıtaşları olan gliserol ve yağ asitlerine parçalanır. Gliserol, glikoliz evresinden oksijenli solunuma katılır. Yağ asitleri ise asetil CoA’dan tepkimeye girer. Öyleyse X monomeri yağ asididir. Proteinler önce yapı birimi olan aminoasitlere parçalanır. Aminoasitler asetil CoA’dan, 3C’lu pirüvattan ya da krebs döngüsünden solunum tepkimelerine katılır. O halde Y monomeri aminoasittir. Karbonhidratlar hidroliz tepkimeleriyle glikoza parçalanır. Glikoz, glikoliz basamağından solunum tepkimelerine katılır. Öyleyse Z monomeri glikozdur. 3. Minimum yasasına göre fotosentez hızı, fotosenteze etki eden faktörlerden miktarı en düşük olana göre belirlenir. Grafiğe bakıldığında mineral maddelerden K’nın ortamda bulunan miktarı kullanılan miktara kıyasla daha azdır. Yani ihtiyaçtan daha az K ortamda bulunmaktadır. Öyleyse minimum yasasına göre fotosentez hızını belirleyen mineral madde K’dır. Yanıt: B Yanıt: C 2. Organik madde sentezinde C kaynağı olarak CO2 kullanma fotosentez ya da kemosentez yapan tüm canlılarda ortak olarak gerçekleşir. L hücresi ve K hücresi ışık enerjisini kullanarak organik madde sentezi yapabiliyor. Ancak klorofil molekülü kloroplast içinde olmadığından K hücresinin fotosentetik bakteri hücresi olduğunu söyleyebiliriz. Fotosentetik bakteriler prokaryot hücre yapısına sahiptir ve zarlı organeli yoktur. Klorofil sitoplazmada bulunur. L hücresinde K hücresinden farklı olarak klorofil molekülü kloroplast içindedir. Öyleyse L hücresi bitki hücresidir. Bitki hücreleri ökaryot hücre yapısına sahip olduklarından kloroplast gibi zarlı organeller bulundururlar. M hücresi kemosentetik bakteri hücresidir. Kemosentetik bakteriler güneş enerjisi yerine inorganik maddelerin oksidasyonu ile açığa çıkan kimyasal enerjiyi kullanarak organik madde sentezlerler. Bu nedenle hem ışıklı hem de karanlık ortamda kemosentez yaparak organik madde sentezleyebilirler. Yanıt: D 4 4. İyot çözeltisi damlatıldığında yaprağın ışık alan ve kağıtla kaplanmamış kısmında renk değişimi gözlenmiştir. Bunun nedeni şu şekilde açıklanabilir; yaprağın ışık alan kısmında fotosentez gerçekleşir, fotosentez sonucu oluşan glikoz burada nişasta şeklinde depolanır, yaprağın bu kısmında nişasta bulunduğundan iyot çözeltisi damlatıldığında renk değişimi olur. Bu deney sonucu dikkate alındığında; Fotosentezin gerçekleşmesi için ışığın gerekli olduğu söylenebilir. Çünkü ışık alan kısımda fotosentez gerçekleşmiştir. A seçeneği doğrudur. Bitkinin kapatılan kısmında fotosentez gerçekleşmez. Ancak solunum sonucu organik madde yıkımı gerçekleşir. B seçeneği doğrudur. Bitkinin kapatılmayan kısmında glikoz molekülleri nişasta şeklinde depolandığından iyot çözeltisi damlatıldığında renk değişimi gözlenir. C seçeneği doğrudur. Bitkinin kapatılan kısmında Ph değeri en yüksektir diyemeyiz. Çünkü bu kısımda solunum sonucu CO2 çıkışı gerçekleşir CO2 ortamın asidikliğini artırır. Bu da PH değerinin düşük olmasına yol açar. D seçeneği yanlıştır. Bitkinin kapatılmayan kısmında O2 çıkışı daha yoğundur. Çünkü bu kısımda fotosentez gerçekleşir. Fotosentez sonucu ortama O2 verilir. E seçeneği doğrudur. Yanıt: D www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 2 5. I. deney düzeneğinde etil alkol fermantasyonu gerçekleşir. II. deney düzeneğinde laktik asit fermantasyonu gerçekleşir. III. deney düzeneğinde ise çimlenmekte olan tohumlar O2’li solunum gerçekleştirir. Oksijenli ve oksijensiz solunum tepkimeleri dışarı ısı veren ekzergonik tepkimelerdir. Bu nedenle üç düzenekte de termometrelerdeki sıcaklık dereceleri yükselir. A seçeneği doğrudur. Etil alkol fermantasyonu ve O2’li solunum tepkimeleri sonucunda CO2 oluşur. Bu nedenle I ve III numaralı düzeneklerde CO2 çıkışı olduğundan kireç suyu bulanıklaşır. B seçeneği doğrudur. II. deney düzeneğinde gerçekleşen laktik asit fermantasyonu sırasında CO2 oluşmaz. Bu nedenle kireç suyu bulanıklaşmaz. C seçeneği yanlıştır. III. deney düzeneğinde O2’li solunum gerçekleştiğinden ortamdaki oksijen kullanılır ve oksijen miktarı azalır. D seçeneği doğrudur. I. deney düzeneğinde etil alkol fermantasyonu gerçekleştirebilen maya hücrelerinin sayısı artar. E seçeneği doğrudur. 7. K → İğ ipliklerinin oluşumu olabilir. Çünkü iğ ipliklerinin oluşumunda farklı yapılar görev yapsa da hem bitki hem de hayvan hücrelerinde iğ ipliklerinin oluşumu gerçekleşir. L → Sitoplazma boğumlanması ve sentrezomların eşlenmesi olabilir. Hayvan hücrelerinde sitoplazma bölünmesi boğumlanma ile gerçekleşir. Ayrıca İnterfaz evresinde eşlenen sentrezomlar hücrenin zıt kutuplarına giderek iğ ipliklerini oluştururlar. M → Orta lamel oluşumu olabilir. Bitki hücrelerinde sitoplazma bölünmesi orta lamel oluşumu ile gerçekleşir. I, II, III ve IV numaralı ifadeler doğrudur. Yanıt: E 8. Bir hayvan hücresinde hücre döngüsünde önce interfaz sonra mitotik evre gerçekleşir. DNA replikasyonu (eşlenmesi) sonucu DNA miktarının iki katına çıkması interfaz evresinde meydana geldiğinden ilk olarak IV numaralı olay gerçekleşir. Mitotik evre iki aşamada gerçekleşir: 6. Krebs tepkimelerinde substrat düzeyde ATP üretimi, ETS’de ise oksidatif fosforilasyonla ATP üretimi gerçekleşir. Vücudumuzda sindirim, hücre solunumu gibi pek çok ayrışma ve parçalanma tepkimeleri gerçekleşirken enzimlere ihtiyaç vardır. Oksijenli solunumda krebs ve ETS tepkimeleri gerçekleşirken de enzimler görev yaparlar. 1. Mitoz (çekirdek bölünmesi) a. Profaz b. Metafaz c. Anafaz d. Telofaz 2. Sitokinez (sitoplazma bölünmesi) Çekirdek zarının ve çekirdekçiğin kaybolması profaz evresinde gerçekleşir. Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması anafaz evresinde gerçekleşir. Sitoplazma boğumlanması ise en son gerçekleşir ve iki yavru hücre oluşur. Sonuç olarak olayların gerçekleşme sırası şu şekildedir: IV – I – III – II Yanıt: C Öyleyse ATP üretimi ve enzimlerin görev yapması her iki tepkime için de ortak olarak gerçekleşir. CO2 oluşumu pirüvattan Asetil CoA oluşurken ve krebs döngüsü sırasında gerçekleşir. H2O oluşumu ise oksijenli solunumda ETS’ye aktarılan bir çift hidrojen atomunun oksijenle birleşmesi sonucunda gerçekleşir. Yanıt: D www.deltakitap.com Yanıt: C 5 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 2 9. – Homolog kromozomların zıt kutuplara çekilmesi – Krossing-over gerçekleşmesi – Kromozom sayısının değişmesi Mayoz I’de gerçekleşen olaylardır. Kardeş kromatitlerin ayrılması → Mitozda gerçekleşir. Öncesinde DNA miktarının iki katına çıkması → Mitoz ve mayoz I bölünmede ortak olarak gerçekleşir. Hem mitoz hem de Mayoz I’den önce interfaz evresi gerçekleşir. Bu evrede DNA kendini eşler ve DNA miktarı iki katına çıkar. Yanıt: D 11.Sporofit (2n) bitkiden sporların (n) oluşması sırasında kromozom sayısı yarıya inmiştir. Öyleyse I nolu olay mayoz bölünmedir. Mayozda krossing-over ile kalıtsal çeşitlilik oluşur. Yani A seçeneği doğrudur. Sporlardan (n) gametofit bitkinin (n) oluştuğu II numaralı olay sırasında mitoz gerçekleşir. Mitoz bölünme ile genetik olarak birbirinin aynı hücreler oluşur. Yeni gen kombinasyonları meydana gelmez. B seçeneği yanlıştır. III numaralı olayda kromozom sayısı değişmemiştir. O halde mitoz gerçekleşmiştir. Mitoz sonucu oluşan yavru hücrelerin kromozom sayıları ana hücre ile aynıdır. C seçeneği doğrudur. IV numaralı olay dişi gamet (n) ve erkek gametin (n) birleşmesiyle meydana gelen döllenme olayıdır. Döllenme sonucunda 2n kromozomlu zigot oluşur. D seçeneği doğrudur. Zigottan (2n) sporatif bitkinin (2n) oluştuğu V numaralı olay sırasında mitoz bölünmeler gerçekleşir. O halde E seçeneği doğrudur. Dikkat edilecek olursa kromozom sayısında bir değişiklik olmadığında mitoz bölünme gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Yanıt: B 12.X: Üretici, Y: Birincil tüketici, Z: İkincil tüketici, T: Ücüncül tüketicidir. 10. Mayoz bölünmenin anafaz I evresinde homolog kromozomlar birbirinden ayrılarak hücrenin zıt kutuplarına giderler. Anafaz II evresinde ise kardeş kromatitler birbirinden ayrılarak zıt kutuplara giderler. Şekillere bakıldığında I. şeklin anafaz I’i ikinci şeklin ise anafaz II’yi gösterdiğini söyleyebiliriz. Mayoz bölünmenin metafaz I evresinde homolog kromozomlar tetratlar halinde hücrenin ekvator düzlemine dizilirler. O halde 3 numaralı şekil metafaz I evresini göstermektedir. Yanıt: D 6 - Y canlısı X canlısı ile beslendiğinden Y canlısının azalması X canlısının artmasına neden olur. A seçeneği doğrudur. - X canlısı üreticiler grubuna girer ve güneş enerjisini kullanarak fotosentezle besin üretebilir. B seçeneği doğrudur. - T canlısı besin piramidinin en üstünde yer aldığından güneş enerjisinin bu canlının kullandığı besindeki enerjiye dönüşümü en uzun sürer. Yani C seçeneği doğrudur. - Aldığı besindeki enerji miktarı en yüksek olan tüketici canlı Z değil Y canlısıdır. Çünkü enerji, üst basamaklara doğru aktarılırken her basamakta azalır. D seçeneği yanlıştır. - Z canlısı ikincil tüketici olan etçil bir canlıdır. E seçeneği doğrudur. Yanıt: D www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 2 13. 0- t1 zaman aralığında doğum oranı arttığından birey sayısı artmıştır. O halde I doğrudur. II’deki ifade yanlıştır. Çevre direncinin en fazla olduğu zaman aralığı t1-t2’dir. t2-t3 zaman aralığında birey sayısı artmaya başlar. Oysaki çevre direnci (hastalık, parazitler, açlık, vb.) birey sayısının azalmasına yol açar. III’teki ifade de yanlıştır. t2-t3 zaman aralığında birey sayısı artmaya başladığından avcı tür sayısının arttığını söyleyemeyiz. t1’de popülasyon maksimum birey sayısına ulaştığından IV nolu ifade de doğrudur. 15.* CO2 özümlemesi yapan canlı sayısının artması * Fosil yakıt kullanımının artması * Ormanların tahribi * Motoru taşıtların kullanımının artması Yukarıda sıralanan bu olayların hepsi sera etkisine neden olur. Ancak küresel ısınma sera etkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Atmosferdeki CO2 ve diğer sera gazlarının (metan, azot oksitleri ve kloroflorokarbon) artması sera etkisine yol açar. Bunun sonucunda yeryüzünden yansıyan ısı tutulur ve sıcaklık artar. Küresel ısınma ortaya çıkar. Yanıt: E Yanıt: D 16.Z canlısı saprofit bir canlıdır. 14.X canlısı ölmüş organizma ve atık maddeleri parçalayarak CO2 açığa çıkaran saprofit bir canlıdır. Yani A seçeneği doğrudur. Y olayı üretici ve tüketicilerin ortak olarak gerçekleştirdikleri solunum olayıdır. Bu olay sonucunda atmosfere CO2 verilir. B seçeneği doğrudur. Bitkiler CO2’yi atmosferden alarak fotosentezle besin(glikoz) üretiminde kullanılırlar. Otçul canlılar bitkilerle beslenirler. Dolayısıyla otçulların glikozu solunumda kullanmaları CO2’nin en kısa yoldan doğaya dönmesini sağlar. C seçeneği doğrudur. Z canlısı fotosentez yapan üretici bir canlıdır. Fotosentez gerçekleşirken atmosferden CO2 alınır. Bu nedenle Z canlısı atmosferdeki CO2 miktarının azalmasına neden olur. D seçeneği doğrudur. Karbon döngüsünde sadece solunum olayı değil, fosil yakıtların yanması da atmosferdeki CO2 miktarını artırır. O halde E seçeneği yanlıştır. Yanıt: E www.deltakitap.com Saprofitler ölmüş organizma ve atıkları parçalayarak organik maddeleri inorganik maddelere dönüştürürler. A seçeneği doğrudur. X canlısı havadaki azotun topraktaki azot tuzlarına dönüşmesini sağlayan azot bağlayıcı bakterilerdir. Bu bakteriler havanın azotunu bitkilerin kullanabileceği hale dönüştürürler. Sadece X canlısının faaliyetleriyle değil, şimşek ve yıldırım gibi doğa olayları ile de havanın azotu toprağa kazandırılır. Bu nedenle B seçeneği yanlıştır. T olayı nitrifikasyondur. Nitrifikasyon, kemosentetik bakteriler tarafından amonyağın önce nitrite ardından nitrata dönüşmesi olayıdır. C seçeneği doğrudur. Y olayı denitrifikasyondur. Denitrifikasyon olayında, toprakta bulunan azotlu bileşikler denitrifikasyon bakterileri tarafından havanın serbest azotuna dönüştürülür. D seçeneği doğrudur. Tüketici canlılar üreticileri yiyerek beslenirler. Dolayısıyla azot gereksinimlerini de bu şekilde karşılarlar. E seçeneği doğrudur. Yanıt: B 7 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 3 1. * 1. aminoasidin t RNA’daki antikodonu: CGA ise, Bu antikodonun m RNA’daki karşılığı olan kodon: GCU ‘dur. * 2. aminoasidin t RNA’daki antikodonu: GUC ise; Bu antikodonun m RNA’ daki karşılığı: CAG Şifre veren DNA’daki genetik kodu: GTC’dir. * 3. aminoasidin m RNA’daki kodonu: ACU ise; Bu aminoasidi şifreleyen DNA’daki genetik kod: TGA’dır. 3. DNA hücre bölünmesi öncesi interfaz aşamasında kendini eşler. Eşleme sırasında DNA’nın iki ipliği hidrojen bağlarından ayrılmaya başlar. Bu ayrılma sonucunda uçları açıkta kalan adenin karşısına timin, guanin karşısına ise sitozin nükleotitleri DNA polimeraz enzimi yardımıyla bağlanır. Sırasıyla önce fosfat-şeker bağları ardından hidrojen bağları kurulur. Oluşan iki DNA molekülünün her biri, bir eski iplik bir de yeni sentezlenmiş iplikten oluşur. DNA’nın bu şekilde eşlenmesine yarı korunumlu eşleme denir. Yanıt: B DNA’nın kendini eşlemesi yani replikasyon tüm canlı hücrelerde çekirdekte gerçekleşmez. Prokaryot hücre yapısına sahip olan canlılarda replikasyon sitoplazmada gerçekleşir. Bu nedenle E seçeneği yanlıştır. Yanıt: E 2. N14N14 1. bölünme N14N15 N14N15 2. bölünme N14N15 N15N15 N14N15 N15N15 2. bölünme sonucunda oluşan DNA’lar: %50 N14N15 (melez) %50 N15N15 (Ağır azotlu) olur. Santrifüj tüpü görüntüsü şu şekilde olur. N14N15 (%50) N15N15 (%50) Yanıt: B 8 4. Çok hücreli canlıların birbirlerinden farklı protein yapısına sahip olmalarının nedeni DNA’larındaki nükleotitlerin sayısı ve dizilişinin farklı olmasıdır. Tüm canlılarda transkripsiyon mekanızması ve aminoasitlerin bağlanma biçimi aynı şekilde gerçekleştiğinden canlılar arasındaki farklılığın nedeni olarak gösterilemez. Yanıt: C www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 3 5. – Özellik x kromozomunda çekinik bir genle katılıyor olabilir. xry xRxr xry xrxr xRxr 7. Esra’nın kanı anti-A ile çökelmiştir. A kan grubuna sahip kişilerin alyuvarlarında bulunan A antijeni, anti-A ile çökelir. Dolayısıyla Esra’nın A kan grubundan olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Esra’nın kanı anti Rh ile çökelme meydana getirmemiştir. Alyuvarlarında Rh antijeni bulunduran Rh+ kan grubuna sahip kişilerin kanı anti-Rh ile çökelir. Rh – kan grubuna sahip kişilerin alyuvarlarında Rh antijeni bulunmadığından anti-Rh ile çökelme meydana getirmez. Dolayısıyla Esra A Rh – kan grubuna sahiptir. Duygu’nun kanı hem anti-A ile hem anti-B ile çökelmiştir. AB kan grubuna sahip kişilerin alyuvarlarında A ve B antijenleri bulunduğundan anti- A ve anti- B ile çökelme meydana getirir. O halde Duygu’nun kan grubu AB’dir. Ayrıca anti-Rh ile de çökelme olduğundan Duygu’nun AB Rh + kan grubundan olduğunu söyleyebiliriz. Ali’nin kanı anti-A ve anti- B ile çökelmemiştir. 0 kan grubuna sahip kişilerin alyuvarlarında A ve B antijenleri olmadığından anti- A ve anti- B ile çökelmez. Yani Ali 0 kan grubundandır. Ayrıca anti Rh ile de çökelme gerçekleştiğinden Ali’’nin kan grubu 0 Rh+’dır. Esra, Duygu ve Ali’nin kan gruplarını tespit ettiğimize göre soruda verilen I, II ,III ve IV nolu ifadeler için şunları söyleyebiliriz: • Kan uyuşmazlığı anne Rh-, baba Rh + doğacak çocuk da Rh+ olduğunda ortaya çıkar. Esra Rh- ve Ali Rh+ kan grubundan olduğundan doğacak çocuklarda kan uyuşmazlığı görülme olasılığı vardır. Yani I nolu ifade doğrudur. • 0 kan grubuna sahip kişilerin alyuvarlarında A ve B antijenleri bulunmadığından 0 genel vericidir ve herkese kan verebilir. Dolayısıyla Ali, plazmasında A ve B antikoru bulunduran bireylere kan verebilir. O halde II nolu ifade doğrudur. • Duygu AB kan grubundandır. AB kan grubuna sahip kişilerin kan plazmasında A ve B antikorları olmadığından herkesten kan alabilir. Dolayısıyla Esra Duygu’ya kan verebilir. O halde III nolu ifade yanlıştır. • Anne Rh- ( genotip rr şeklindedir), baba Rh+ ( genotip RR veya Rr şeklinde olabilir) olduğunda çaprazlama yaptığımızda doğacak çocuğun Rh+ kan grubundan olma ihtimalinin olduğu görülecektir. Dolayısıyla Rh+ kan gruplu Duygu’nun annesi Rh-, babası Rh+ olabilir. Yani IV nolu ifade doğrudur. xRy xry – Özellik otozomal taşınan çekinik bir genle de kalıtılıyor olabilir. Aa aa aa aa Aa Aa aa Yanıt: C 6. Aa Aa AA Aa aa aa Aa Aa aa Aa Aa K özelliği otozomal baskın olabilir. Aa aa Aa Aa aa Aa aa Aa aa Aa L özelliği otozomol çeknik olabilir. Yanıt: A www.deltakitap.com Yanıt: E 9 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 3 8. Değişen çevre şartlarında bir populasyondaki bireylerden ortama uyum sağlayabilenler hayatta kalır ve soyunu sürdürür. Ortama uyum sağlayamayan zayıf bireyler ise ortadan kaybolur. Buna doğal seleksiyon (doğal seçilim) denir. İngiltere’de sanayi devrimi sonrası çevre şartlarında meydana gelen değişim sonucunda zamanla koyu renkli kelebeklerin sayısının artmasını doğal seleksiyon ile açıklayabiliriz. Yanıt: C 10. 1 OORr 2 BOrr OOrr 4 3 BBRr veya BORr AOrr 5 BORr ABrr Yukarıdaki soyağacında yer alan bireylerin kan gruplarıyla ilgili genotipleri şu şekildedir. 4. bireyin genotipi AOrr olduğundan D seçeneği yanlıştır. Yanıt: D 9. 1 xRxr 2 x Ry 3 xRxr xry 4 5 xry xrxr Yandaki soyağacında yer alan bireylerin x kromozomunda çekinik bir genle taşınan özellikle ilgili genotipleri şu şekilde olur: xRxr – 1. bireyin genotipi xRxr’dir. Özelliklle ilgili alellerden biri baskındır. A seçeneği doğrudur. – 2. bireyin genotipi xry’dir. Özellikle ilgili çekinik bir alel gen bulunur. B seçeneği doğrudur. – 3. bireyin genotipi xRxr’dir. Özellikle ilgili bir çekinik gen bulunur. C seçeneği doğrudur. xry’dir. – 4. bireyin genotipi Özellikle gili alel geni annesinden yani 3 nolu bireyden almıştır. D seçeneği yanlıştır. 5. bireyin genotipi xRxr’dir. Özellikle ilgili baskın geni 3. bireyden, çekinik geni ise 2. bireyden almıştır. E seçeneği doğrudur. Yanıt: D 10 11.Evrim zinciri şu şekilde gerçekleşir: Mayoz bölünme, döllenme ve mutasyon ↓ Kalıtsal varyasyon ↓ Doğal seleksiyon ↓ Adaptasyon ↓ Yeni tür Buna göre soruda verilen olayların oluş sırası; IV- II – III – I şeklinde olmalıdır. Yanıt: B www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 4 1. A, B, D ve E seçeneğinde verilenler tohumun taşınmasını sağlayan mekanizmalardır. 4. Stomaların açılmasını sağlayan olayların gerçekleşme sırası şu şekildedir; 1. Bekçi hücrelerde fotosentezle glikoz üretilir ve hücrede potasyum (K)birikir.. 2. Komşu epidermis hücrelerinden bekçi hücrelere potasyum pompalandıkça çözünmüş madde yoğunluğu artar. Bunun sonucunda ozmotik basınç da artar. 3. Komşu hücrelerden bekçi hücrelere ozmozla su girişi olur. 4. Bekçi hücrelerde artan turgor basıncının etkisiyle hücreler şişer ve stoma açıklığı genişler. Stomaların kapanmasını sağlayan olaylar ise şunlardır: - CO2 yoğunluğunun artması, Ph’ın düşmesi - Fotosentez yapılmaması - Glikozun nişastaya dönüşmesi - Bekçi hücrelerde glikoz ve K+ yoğunluğunun azalması - Komşu epirdermis hücrelerine su geçmesi - Turgor basıncının azalması Buna göre: A seçeneğinde verilen olay stomaların açılmasını sağlarken; B, C, D ve E seçeneklerinde verilen olaylar stomaların kapanmasında etkilidir. C seçeneğinde verilen çiçek polenlerinin yapışkan olması ise böceklerle tozlaşan bitkilerde tozlaşmayı artıran bir uyumdur. Yanıt: C 2. Hedef hücrelerde etkili olmaları, Sentezlendikleri yerden farklı bir yere taşınabilmeleri, Az miktarlarının bile etkili olması, Bitkisel ve hayvansal hormonların ortak özelliğidir. Ancak sadece hayvansal hormonlar özelleşmiş bezler tarafından salgılanır. Yanıt: D Yanıt: A 3. Çimlenme sırasında fotosentez gerçekleşmez. Sadece solunum olayı gerçekleşir. Dolayısıyla enerji üretimi ve enzim faaliyeti çimlenme sırasında meydana gelen olaylardır. Ayrıca tohumun yapısında bulunan embriyoda çimlenme sırasında mitoz bölünmeler hızlanır. Fotosentez gerçekleşmediği için ilk yapraklar oluşuncaya kadar embriyo için gerekli besin endospermden sağlanır. Bu nedenle tohumun kuru ağırlığında artma ve besin depolama görülmez. Yanıt: C www.deltakitap.com 11 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 4 5. II. Zigottan (2n), embriyo (2n) oluşması III. Mikrospordan (n), vejetatif çekirdeğin (n) oluşması V. Generatif çekirdekten (n), sperm çekirdeklerinin (n) oluşması Bu olaylar mitozla gerçekleşir. Görüldüğü gibi buradaki yapılar oluşurken kromozom sayısında bir değişiklik olmamıştır. 7. Tozlaşma gerçekleştikten sonra dişi organ tepeciğine ulaşan polenler tepecikten salgılanan yapışkan sıvı sayesinde buraya tutunur ve çimlenme başlar. Burada polenin yapısında bulunan çekirdeklerden yeni yapılar oluşur; Aşağıdaki iki olay döllenmeden önce gerçekleşir. Vejetatif çekirdekten → polen tüpü, Generatif çekirdekten → sperm çekirdekleri oluşur. Döllenme sırasında; I. Polen ana hücresinden (2n), mikrospor (n) oluşması IV. Tohum taslağındaki megaspor ana hücresinden (2n), megaspor (n) oluşması Sperm çekirdeği (n) + Yumurta (n) → Zigotu (2n), Bu olaylar mayozla gerçekleşir .Söz konusu yapılar oluşurken kromozom sayısı yarıya inmiştir. Sperm çekirdeği (n) + Polar çekirdekler (2n) → Triploit çekirdeği (3n) oluşturur. Döllenmeden sonra ise; Zigot (2n) → Embriyoyu (2n) Triploit çekirdek (3n) → Endospermi (3n) Yumurtalık → Meyveyi oluşturur. Yanıt: C Yanıt: B 8. A, B , D ve E seçeneklerinde verilen olaylar bitkilerde uyartının yönüne bağlı olarak gerçekleşen tropizma hareketlerine örnektir. 6. Sünger parankiması ve stoma hücreleri kloroplast taşıdıklarından fotosentez yaparlar. Floem (soymuk boru) hücreleri ve epidermis hücrelerinde kloroplast bulunmaz. Bu nedenle fotosentez yapamazlar. Yanıt: B 12 A → Sardunyada gövdenin güneş gören kısmının daha yavaş büyümesi → Negatif fototropizmadır. B → Fasulye bitkisinin bir desteğin etrafına sarılması → Pozitif haptotropizmadır. D → Bitkide üreme sırasında polen tüpünün embriyo kesesine doğru ilerlemesi → Pozitif kemotropizmadır. E → Yaralanma meydana geldiğinde kökün yaradan uzaklaşarak diğer tarafa doğru büyümesi → Negatif travmatropizmadır. Ancak C seçeneğinde verilen olay turgor basıncının değişmesiyle meydana gelen uyartının yönüne bağlı olmayan bir nasti hareketidir. C → Böcekçil bitkinin yapraklarının böceğin yaprağa dokunmasıyla kapanması → Sismanastidir. Yanıt: C www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 4 9. I numaralı yulaf filizinin kesik ucuna yerleştirilen agar, oksin hormonu içerdiği için ışığa doğru yönelme gerçekleşir. II numaralı yulaf filizinin uç kısmı kesilip sağ tarafa konulduğunda oksin sağ tarafta bölünmeye neden olacağından karanlıkta sola yönelme gerçekleşir. III numaralı yulaf filizinin sol tarafına konulan mika oksin geçişini engellediğinden ışığa yönelme gerçekleşmez. (Oksin hormonu bitkinin ışık alan tarafında az, ışık almayan tarafında ise daha fazla üretilir. Işık almayan taraftaki hücrelerin daha fazla çoğalması sonucu bitki gövdesi ışığa yönelir.) 11.L → Kambiyumdur. Bitkide yıllık halkaları oluşturur. Dolayısıyla A seçeneği doğrudur. N → Ksilemdir. Ksilem bitkide su ve minerallerin taşınmasını tek yönlü olarak gerçekleştirir. Bu durumda B seçeneği yanlıştır. K → Peridermistir. Peridermis çok yıllık bitkilerin kök ve gövdelerinin üzerinde bulunan ölü hücrelerden oluşan kısımdır. Bitkiyi mekanik etkilere karşı korur. O halde C seçeneği doğrudur. M → Floem, N → Ksilemdir. Her ikisi de kambiyum tarafından oluşturulur. D seçeneği doğrudur. Çift çenekli bitkilerde ksilem ve floem arasında kambiyum bulunur. İletim demetleri düzenli dizilirler. Kambiyum içe doğru ksilemi, dışa doğru floemi meydana getirir. Dolayısıyla gövde enine kesiti verilen bitki çift çeneklidir. Yani E seçeneği doğrudur. IV numaralı yulaf filizi her yönden ışık almaktadır. Bu bitkide oksin hormonu her yöne eşit dağılacağından yönelme olmaz. Yanıt: E Yanıt: B 12.I → Kutikuladır. Kutikula bitkide su kaybını önler. A seçeneği doğrudur. 10. Terleme olayı ile bitkide fazla suyun uzaklaştırılması sağlanır. Bitkinin ısınması engellenir. Bitki terleme ile su kaybettiğinde yapraklarda ozmotik basınç artar. Bitkinin üst kısımlarında emme kuvveti ortaya çıkar. Bunun sonucunda ksilemdeki su sütunu yukarı doğru çekilir. Dolayısıyla suyun yükseklere taşınmasında ve topraktan yeni su ve minerallerin alınmasında terleme olayı etkilidir. Ancak bitkide fotosentez ürününün köklere taşınması floem hücreleri tarafından gerçekleştirilir. Burada terleme olayının etkisi yoktur. Yanıt: D www.deltakitap.com II → Epidermistir. Epidermis hücreleri tek sıralıdır ve aralarında boşluk bulunmaz. Bitkinin tüm yüzeyini kaplar. B seçeneği doğrudur. III → Stomadır. Stoma epidermisin farklılaşmasıyla oluşan bir yapıdır. Stomalar nemli ortam bitkilerinde üst epidermiste, kurak ortam bitkilerinde ise alt epidermiste bulunur. Dolayısıyla C seçeneği yanlıştır. IV → Ksilemdir. Ksilem bitkide su ve minerallerin taşınmasını sağlar. Ölü hücrelerden oluşur. D seçeneği doğrudur. V → Palizat parankimasıdır. Palizat parankiması hücreleri çok fazla kloroplast içerdiğinden fotosentezin en yoğun gerçekleştiği kısımdır. Yani E seçeneği doğrudur. Yanıt: C 13 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 4 13. Mikoriza; Mantar hifleri ve bitki kökleri arasında kurulan mutualist birliklerdir. Mantar hifleri bitkinin yüzey alanını genişleterek, fosfat, su ve minerallerin emilmesini sağlarlar. Buna karşılık bitkinin fotosentezle ürettiği organik maddelerden faydalanırlar. O halde A seçeneğinde verilen ifade doğrudur. Nodül: Toprakta bulunan azot bağlayan bakterilerin fasulye, bezelye, soya gibi bitkilerin kök hücrelerine girmesiyle nodül adı verilen yumrular oluşur. Bu ortak yaşamda bakteri bitkiye atmosferden aldığı azotu sağlar, bitkide fotosentezle sentezlediği organik maddelerden bakteriye verir. Dolayısıyla B ve E seçenekleri doğrudur. Mikoriza ve nodül bitkide besin elementlerinin alınabilmesini sağlayan yapılardır. Yani C seçeneği doğrudur. Mikoriza ve nodül mutualist yaşam şekilleridir. Her ikisini de oluşturan canlılar arasında karşılıklı yarara dayanan bir ortak yaşam söz konusudur. Ancak parazit birlikteliklerinde bir arada yaşayan canlılardan biri yarar sağlarken diğeri zarar görür. Dolayısıyla D seçeneği yanlıştır. Yanıt: D 14 www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 1. Şekilde; 1 numaralı damar: Karaciğer atardamarı 2 numaralı damar: Karaciğer kapı toplardamarı 3 numaralı damar: Karaciğer üstü toplardamarıdır. Buna göre; - 2. ve 3. damarlar arasındaki glikoz farkına bakılarak bireyin açlık ve tokluk durumu belirlenebilir. Tokluk durumunda, 2. damardaki glikoz yoğunluğu 3. damardaki glikoz yoğunluğundan fazladır. Dolayısıyla A seçeneği doğrudur. - 1. damar aorttan ayrılan karaciğer atardamarıdır. Oksijen bakımından zengin olan bu damar karaciğerin oksijen ihtiyacını karşılar. B seçeneği doğrudur. - 3. damar karaciğer üstü toplardamarıdır. Karaciğerde amonyaktan üre sentezlenir. Bu nedenle karaciğerden çıkan karaciğer üstü toplardamarında üre yoğunluğu daha fazladır. C seçeneği doğrudur. - 2. damar sindirilmiş besinleri karaciğere taşıyan karaciğer kapı toplardamarıdır. Bu damar safra tuzlarını taşımaz. Safra karaciğer hücreleri tarafından karaciğerde üretilir ve safra kesesinde depolanır. Safranın bir kısmı ise koledok kanalı (safra kanalı) ile oniki parmak bağırsağına dökülür. Dolayısıyla D seçeneği yanlıştır. - Sindirimden sonra glikoz miktarının en yüksek olduğu damar 2. damardır. Ancak karaciğere 2. damarla gelen glikozun bir kısmı glikojen şeklinde depolandığından 3. damarın glikoz yoğunluğu 2. damardan düşüktür. Bu durumda glikoz miktarı en az olan damardan en fazla olana doğru sıralama 1<3<2 şeklindedir. E seçeneği doğrudur. 2. Nişasta ve yağı sindiren X salgısı → Pankreas özsuyudur. Pankreastan karbonhidratları, yağları, proteinleri, DNA’yı ve RNA’yı sindiren enzimler salgılanır. Proteini sindiren Y salgısı → Mide özsuyudur. Mide özsuyu içinde proteinlerin sindirimini sağlayan pepsinojen enzimi, HCl, mukus ve süt çocuklarında lap enzimi bulunur. Nişastayı sindiren Z salgısı → Tükürük salgısıdır. Tükürük içinde bulunan amilaz enzimi nişastayı dekstrine ve maltoza kadar parçalar. Yanıt: B 3. Aminoasitler sırayla şu yolu izler: Villüslerdeki kan kılcalları – karaciğer kapı toplardamarı – karaciğer – karaciğer üstü toplardamarı – alt ana toplardamar – kalbin sağ kulakçığı – akciğer atardamarı – akciğerler – akciğer toplardamarı – kalbin sol kulakçığı – sol karıncık – aort atardamarı Dolayısıyla aminoasitler aort atardamarına gelinceye kadar karaciğer, kalp ve akciğer gibi organlardan geçer. Yanıt: D Yanıt: C www.deltakitap.com 15 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 4. Soluk alma sırasında; - Diyafram kasılarak aşağı doğru düzleşir ve göğüs boşluğunu karın boşluğuna doğru genişletir. - Kaburgalar arası kaslar kasılarak göğüs kafesini öne doğru genişletir. - Bu durumda göğüs boşluğunun hacmi artar, basınç azalır. - Akciğerlerdeki hava basıncı dış basınçtan az olduğu için hava akciğerlere dolar. Soluk verme sırasında; - Diyafram gevşeyerek yukarı doğru kubbeleşir. - Kaburgalar arası kaslar gevşer ve kaburgaların uçları aşağı doğru iner. - Bu durumda göğüs boşluğunun hacmi azalır, basınç artar. - Akciğerlerdeki hava basıncı dıştaki basınçtan fazla olduğundan hava akciğerlerden dışarı verilir. Dolayısıyla; II ve IV → soluk alma sırasında, I ve III → soluk verme sırasında gerçekleşir. 6. Aşı ile vücuda zayıflatılmış ya da öldürülmüş bakteri veya toksinleri verilir. Aşı yapıldıktan sonra vücudun zararlıyı tanıması için bir süre gereklidir. Bu esnada vücutta oluşan lenfositlerden bazıları hafıza hücrelerine dönüşür. Vücuda aynı hastalık etkeni yeniden girdiğinde vücutta hazır bulunan hafıza hücreleri antikorların hızlı bir şekilde üretilmesini sağlar. Dolayısıyla daha güçlü ve kısa sürede gerçekleşen bir tepki oluşur. Grafiğe bakıldığında antijenin ikinci kez uygulanmasında antikor oluşumunun daha kısa bir sürede gerçekleştiği görülecektir. Antijenin 1. kez uygulanmasında belirli bir süre sonunda antikor oluşmaya başlamıştır. O halde I nolu ifade doğrudur. Antijenin 1. kez uygulanmasında 10 birim antikor oluşurken, antijenin 2. kez uygulanmasında 1000 birim antikor oluştuğu görülmektedir. Dolayısıyla antijenin 2. kez uygulanmasında kazanılan direnç daha güçlüdür. Yani II nolu ifade de doğrudur. Ancak antijenin 2. kez uygulanmasında vücuda daha fazla antijen verildiği için daha fazla antikor oluştuğunu kesin olarak söyleyemeyiz. Zira aşıların yaklaşık olarak aynı miktarlarda antijen bulundurduğu da kabul edilebilir. Yanıt: A 5. I. HbO2 → Hb + O2 (Doku kılcallarında oksijen yoğunluğu az olduğu için hemoglobin oksijenden ayrılır.) II. CO2 + H2O → H2CO3 → H+ + HCO3- (Doku kılcallarında karbondioksit yoğunluğu fazladır. Karbondioksitin büyük bir kısmı karbonikanhidraz enziminin etkisiyle su ile birleşerek H2CO3’e (karbonik aside) dönüşür. Karbonik asit de hidrojen ve HCO3- (bikarbonat) iyonlarına ayrışır.) III. Hb + O2 → HbO2 (Akciğer kılcallarında oksijen yoğunluğu fazladır. Hemoglobin oksijen yoğunluğunun fazla olduğu yerde oksijen ile bağlanarak oksihemoglobini oluşturur.) IV. H+ + HCO3- → H2CO3 → H2O + CO2 (Akciğer kılcallarında HCO3- (bikarbonat) iyonları alyuvarlarda hemoglobinden ayrılan H iyonları ile birleşir. Tekrar H2CO3 (karbonik asit) oluşur. Daha sonra karbonik asit, su ve karbondioksite ayrışır. Yanıt: D 16 Yanıt: D 7. L damarı kılcal damardır. Kılcal damarlarda kan akış hızı düşük olduğu için madde alışverişi kolay gerçekleşir. O halde I nolu ifade doğrudur. K damarı kan basıncının ve kan akış hızının en yüksek olduğu atardamardır. Bu damarlar bol miktarda elastik lifler taşır. Bu lifler atardamarlardaki yüksek kan basıncına karşı dayanıklılığı artırır ve atardamara kazandırdığı esneklik sayesinde kanın damar içinde ilerlemesine yardımcı olur. Yani II nolu ifade doğrudur. M damarı toplardamardır. Toplardamarların çapı atardamarlarınkinden daha büyük olduğu için daha çok kan bulundurur. Vücuttaki kanın yaklaşık %60’ı toplardamarlarda bulunur. Toplardamarlarda kan basıncı da düşüktür. Dolayısıyla III nolu ifade de doğrudur. Yanıt: E www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 8. Akciğer toplardamarı (II) oksijen bakımından zengin kanı akciğerlerden kalbe taşır. Bu kan kalbin sol karıncığından aorta (I) geçer. Dolayısıyla iki damarın da oksijen miktarı birbirine yakındır. A seçeneği doğrudur. Yemeklerden sonra karaciğer kapı toplardamarına (III) ince bağırsaktan sindirilmiş besinler geldiği için glikoz ve aminoasit miktarı en fazla olan damardır. B seçeneği doğrudur. Üre yoğunluğunun en fazla olduğu damar karaciğerden çıkan karaciğer üstü toplardamarıdır. (V) Çünkü karaciğerde amonyak üreye çevrilir. Böbrek toplardamarı (IV) üre yoğunluğu en düşük damardır. Çünkü böbreklerde ürenin bir kısmı süzülür ve idrarın bileşimine katılır. C seçeneği yanlıştır. V nolu karaciğer üstü toplardamarında CO2 miktarı fazladır. D seçeneği doğrudur. Karaciğerde amonyak üreye dönüştürüldüğünden karaciğerden çıkan V nolu karaciğer üstü toplardamarında amonyak miktarı en azdır. O halde E seçeneği de doğrudur. 10. 5. damarın (böbrek toplardamarı) taşıdığı boşaltım madde miktarı 1. damarın (böbrek atardamarı) taşıdığı boşaltım madde miktarından azdır. Çünkü böbrek atardamarında bulunan boşaltım maddelerinin çoğu süzülerek idrarın yapısına katılır. Yani I doğrudur. Sağlıklı bir insanda suyun %99’u geri emilir. Yani 2. damarda (glomerulus kılcalları) suyun tamamı süzülür. Daha sonra 4. damarda (Henle kulbu kılcal damar ağı) bu suyun %99’u geri emilir. Dolayısıyla II nolu ifade doğrudur. 3. damarın(çıkan atardamar) taşıdığı su miktarı, 5. damarın taşıdığı su miktarından azdır. Çünkü suyun tamamı glomerulustan bowman kapsülüne süzülme ile geçer. Çıkan atardamarlar böbrek kılcallarına ayrılarak nefron kanalcıklarının etrafını sarar. Burada bu kılcal damarlara geri emilim ile suyun %99’u geçer. Daha sonra kılcal damarlar birleşerek böbrek toplardamarına bağlanır. Dolayısıyla III nolu ifade yanlıştır. 1. damarın (böbrek atardamarı) çözünen madde miktarı, 3. damardakinden(çıkan atardamar) daha fazladır. 1. damarda bulunan kan hücreleri, plazma proteinleri ve yağ molekülleri dışındaki kan içeriği glomerulustan bowman kapsülüne süzülme ile geçer. Bu nedenle glomerulus kılcallarının birleşmesiyle oluşarak bowman kapsülünden çıkan atardamarda çözülmüş madde miktarı daha azdır. O halde IV nolu ifade de doğrudur. Yanıt: C 9. Kalbin kasılmaya başlaması sinoatrial (SA) düğümden başlatılan uyartılarla olur. (Sinoatrial düğüm sağ kulakçık üzerinde bulunur.) (II) Sinoatrial düğümden gelen uyartı ile kulakçıklar kasılır (III) Yayılan uyartılar antriyoventriküler (AV) düğüme ulaşır. (AV düğüm kulakçıklar ve karıncıklar arasında yer alır.) (I) Uyartılar his demetlerine aktarılır. His demetleri karıncıkların duvarında dallanarak purkinje liflerini oluşturur. (IV) Uyartıların purkinje liflerine ulaşmasıyla karıncıklar kasılır. Böylece kalp bir defa kasılıp gevşer. (V) Dolayısıyla kalbin kasılıp gevşemesi sırasında gerçekleşen olayların doğru sıralaması: II – III – I – IV – V Yanıt: B www.deltakitap.com Yanıt: C 11.Tuzlu su balıklarının yaşadıkları ortam kendilerine göre hipertoniktir. Bu durum ozmosla su kaybetme riskini doğurur. Bu nedenle çok fazla su içerler. İçilen su ile birlikte alınan fazla tuz solungaçlardan aktif taşımayla enerji harcanarak dışarı atılır. Ayrıca bu balıklarda yoğun idrar oluşturularak su kaybı en aza indirilir. Tuzlu su balıklarının glomerulusları da iyi gelişmemiştir. Dolayısıyla I, II ve IV nolu özellikler tuzlu su balıkları için geçerliyken III nolu özellik ise tatlı su balıklarına aittir. Yanıt: D 17 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 12.Sağlıklı bir insanda glikoz ve aminoasidin %100’ü geri emilir. Dolayısıyla idrarın yapısında glikoz bulunmaz. İdrar toplama kanalları böbreğin öz bölgesinde piramit şeklindeki yapılar olan piramit kanallarını meydana getirir. O halde idrarın bulunduğu piramit kanallarında glikoz yer almaz. Süzülme ile glomerulustan bowman kapsülüne glikozun tamamı geçer. Proksimal tüpün etrafını saran kılcal damarlara glikozun tamamı geri emilir. Bu kılcal damarlar daha sonra birleşerek böbrek toplardamarına bağlanır. Dolayısıyla glomerulus ve böbrek toplardamarı glikoz içerir. Glikozun tamamının geri emilimi proksimal tüpte gerçekleştiğinden henle kulbunda glikoz bulunmaz. Yanıt: B 14.Kasın kasılması sırasında gerçekleşenler: - A bandının boyu değişmez. - I bandı daralır. - H bandı görünmez olur. - İki Z çizgisi birbirine yaklaşır ve kasın boyu kısalır. - Asetil kolin salgılanır. Kasın gevşemesi sırasında gerçekleşenler: - H bandı ortaya çıkar. - I bandı uzar. - Kasın boyu uzar. - Sarkomerin boyu artar. Kasılma ve gevşeme sırasında ortak olarak gerçekleşenler: - Kasın hacmi ve kütlesi değişmez. - A bandının boyu değişmez. - Aktin ve miyozin ipliklerinin boyu değişmez. - Enerji harcanır. Bu bilgilere göre A seçeneğindeki ifade yanlıştır. Kasın gevşemesi sırasında (yani X’te) H bandı ortaya çıkar. B, C, D ve E seçenekleri ise doğrudur. Yanıt: A 13. Kas X → Çizgili kastır. Çizgili kas hücreleri uzun silindir şeklinde ve çok çekirdeklidir. Bu kas merkezi sinir sistemince kontrol edilir. İsteğe bağlı çalışır. Hızlı kasılır ve çabuk yorulur. Kas Y → Kalp kasıdır. Kalp kası silindirik ve yan kollarla dallanan bir yapı gösterir. Bir ya da iki çekirdeklidir. Otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir. Çalışması iskelet kası gibi hızlı, düz kas gibi devamlı ve istemsizdir. Kas Z → Düz kastır. Düz kas hücreleri mekik şeklinde ve tek çekirdeklidir. Otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir ve istemsiz çalışır. Kasılmaları yavaş ve uzun sürelidir. Yanıt: B 18 www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 15.I nolu bölüm beyin kabuğudur. Beyin kabuğunda bilinç, hafıza, zeka, düşünme, yazma, bilerek hareket etme ve duyuların alınıp değerlendirilmesi ile ilgili merkezler yer alır. Uyku ve iştahı düzenleyen beyin bölümü hipotalamustur. Dolayısıyla A seçeneği yanlıştır. II nolu bölüm beyinciktir. Beyincik hareket ve denge merkezidir. B seçeneği doğrudur. III nolu bölüm omurilik soğanıdır. Omurilik soğanı solunum, sindirim, dolaşım, salgılama gibi yaşamsal olayların düzenlendiği, yutma, çiğneme, hapşırma, öksürme gibi reflekslerin kontrol edildiği bölümdür. C seçeneği doğrudur. IV nolu bölüm orta beyindir. Orta beyin görme ve duyma reflekslerini kontrol eder. Ayrıca kas tonusu gibi vücudun duruşunu düzenleyen merkezler burada yer alır. D seçeneği doğrudur. V nolu bölüm omuriliktir. Omuriliğin iki önemli görevi vardır. Beyin ile çevresel sinir sistemi arasındaki bağlantıyı kurmak ve refleks olaylarını yönetmek. E seçeneği doğrudur. 16.Sinir hücrelerinde impuls hızını etkileyen faktörler şunlardır: 1-Miyelinli nöronlarda iletim daha hızlıdır. 2-Akson çapı arttıkça impuls iletimi de hızlanır. 3-Ranvier boğum sayısının azalması impuls iletimini hızlandırır. O halde I doğrudur. İmpuls sayısını etkileyen faktörler: 1-Uyarının şiddeti, frekansı ve süresi, 2-Nöron sayısı ve dizilişi, 3-Sinaps sayısı. Dolayısıyla II doğrudur. Eşik değerinin üzerindeki uyartı şiddeti impuls hızını ve iletim şeklini değiştirmez. Sadece impuls sayısını artırır, bu da tepki derecesini artırır. Bu durumda III nolu ifade yanlıştır. Sinir hücrelerinde impuls iletilirken enerji harcanır. Isı açığa çıkar, Oksijen ve glikoz tüketilir. Karbondioksit üretilir. Yani IV doğrudur. Yanıt: A Yanıt: D 17. Elimize iğne battığında hızla elimizi çekmemizi sağlayan bir refleks yayında üç tane nöron görev yapar. Önce reseptör uyarılır → Reseptör duyu nöronunda impulsun başlamasına yol açar → Duyu nöronları impulsu omuriliğe taşır ve buradaki ara nörona aktarır → Ara nöron impulsu motor nörona iletir → Motor nöron impulsu efektör organa yani kol kaslarına ulaştırır. Böylece el ve kol hareket ettirilir. O halde sıralama şu şekilde olmalıdır: Reseptör → Duyu nöronu → Ara nöron → Motor nöron → Efektör Yanıt: B www.deltakitap.com 19 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 18. I nolu yapı kulak zarıdır. Kulak zarı kulak yolunun sonunda dış kulak ve orta kulak arasında yer alır. A seçeneği doğrudur. II nolu yapı çekiç, örs, üzengi kemikleridir. Ses dalgalarının kulak zarında oluşturduğu titreşimler bu kemiklerden sırayla geçerek oval pencereye ulaşır. Yani I ve II nolu yapılar işitmede görev alır. III nolu yapı östaki borusudur. Östaki borusu orta kulak ve yutak arasında bulunur. Şiddetli seste kulak zarına gelen basınç östaki borusundan gelen ve iç taraftan uygulanan basınçla dengelenir. Böylece kulak zarının zarar görmesi engellenir. IV nolu yapı yarım daire kanallarıdır. İç kulakta yer alan bu yapılar dengeden sorumludur. V nolu yapı salyangozdur. Salyangoz içinde korti organı bulunur. Salyangoz iç kulakta yer alan işitmeden sorumlu bir yapıdır. Bu bilgiler ışığında A, C, D ve E seçeneklerinin doğru olduğu görülecektir. Ancak B seçeneği yanlıştır. Kulak zarı (I), çekiç, örs ve üzengi kemikleri (II) ve salyangoz (V) kulakta işitmeden sorumluyken, yarım daire kanalları (IV) dengeden sorumlu bir yapıdır. 19. Görme olayı sırasında cisimden çıkan ışınların sırayla izledikleri yol şu şekildedir: Cisimden yansıyan ışınlar → Kornea (I) → Göz bebeği (II) → Mercek (III) → Camsı sıvı → Sarı benek (IV) → Görme sinirleri (V) → Beyin kabuğu I nolu yapı korneadır. Sert tabaka gözün ön kısmında saydamlaşıp kubbeleşerek korneayı oluşturur. Kornea göze gelen ışığı kırarak göz merceğine ulaşmasını sağlar. A seçeneği doğrudur. II nolu yapı göz bebeğidir. İrisin tam ortasında bulunan göz bebeği fazla ışıkta daralır, az ışıkta genişler. Bu şekilde göze gelen ışık miktarını ayarlar. Ancak göz uyumunda yakındaki cisme bakarken kalınlaşan, uzaktaki cisme bakarken incelen yapı göz bebeği değil mercektir. Dolayısıyla B seçeneği yanlıştır. III nolu yapı mercektir. Mercek göze gelen ışınları kırarak ağ tabaka üzerine düşmesini sağlar. C seçeneği doğrudur. IV nolu yapı sarı benektir. Burası çubuk ve koni hücrelerinin en yoğun bulunduğu yerdir. Koni reseptörleri ortada, çubuk reseptörleri ise çevrede yer alır. D seçeneği doğrudur. V nolu yapı görme sinirleridir. Bunlar impulsları beyin kabuğuna taşır. E seçeneği doğrudur. Yanıt: B Yanıt: B 20 www.deltakitap.com YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 20. Endokrin bezler tarafından salgılanan hormonların özellikleri şunlardır: - Çoğunlukla protein ya da steroit yapıdadırlar. - Hormonlardan bazıları tek bir doku ve organı, bazıları ise birden fazla doku ve organı etkiler. - Salgılandıkları yerden farklı bir yerde iş görürler. - İlgili yapıya kan yoluyla taşınırlar. - Hormonlar hedef dokunun hücrelerinde bulunan özel reseptör proteinler tarafından tanınırlar. dolayısıyla I, II ve V’teki ifadeler doğrudur. Hormonlar kana geçtikten ve belli bir eşik seviyeye ulaştıktan sonra etkilerini gösterirler. İlgili organda istenen etkiyi yaptıktan sonra enzimler tarafından parçalanarak kandaki miktarları giderek düşer. Yani III nolu ifade yanlıştır. Ayrıca hormonların neden olduğu tepkiler, sinir sisteminin neden olduğu tepkilere göre daha geç ve uzun sürelidir. O halde IV nolu ifade de yanlıştır. 21.t1 zaman aralığında kandaki glikoz miktarının artmasına bağlı olarak insülin hormonu miktarı da artar. İnsülin hormonu glikozun beyin hariç tüm vücut hücrelerine geçişini uyarır. Ayrıca glikozun fazlasının karaciğer ve kaslarda glikojen şeklinde depo edilmesini sağlar. Böylece kandaki glikoz miktarının normal seviyeye düşmesi sağlanır. O halde I nolu ifade doğrudur. t2 zaman aralığında kandaki glikoz miktarı düşmektedir. İnsülin hormonunun etkisiyle kandaki glikozun fazlası karaciğerde glikojen şeklinde depolanır. Dolayısıyla glikojen sentezinde artış gerçekleşir. Yani II nolu ifade de doğrudur. t3 zaman aralığında kandaki glikoz miktarı normal seviyenin altına düşmektedir. Bu durumda pankreastan glukagon hormonu salgılanır. Bu hormon glikojenin glikoza yıkılmasında ve glikozun karaciğer hücrelerinden kana geçmesinde etkilidir. Grafiğin devamında da görüleceği gibi bu olayın sonucunda kan şekeri normal seviyeye ulaşır ve dengelenir. Dolayısıyla III nolu ifade doğrudur. Yanıt: E Yanıt: E 22.Aniden korkup, hızla kaçmaya başlayan bir insanda kas faaliyetlerinin artmasına yol açan olayların gerçekleşme sırası şu şekildedir: Hipotalamusun uyarılması Hipofizin uyarılması ↓ Böbreküstü bezlerinin korteksinin uyarılması ↓ ACTH’ın salgılanmaya başlaması ↓ ↓ Adrenalin salgılanmaya başlanması (En son bu olay gerçekleşir) Yanıt: D www.deltakitap.com 21 YGS – LYS BİYOLOJİ ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST – 5 23. Kemik ve kandaki kalsiyum tuzlarının dengelenmesinde tiroit bezinden salgılanan kalsitonin hormonu ve paratiroit bezinden salgılanan parathormon etkilidir. Kandaki glikoz miktarının dengelenmesinden pankreastan salgılanan insülin ve glukagon hormonları ile böbreküstü bezlerinden salgılanan adrenalin hormonu etkilidir. Böbreklerden sodyum ve klor emiliminin artmasında böbreküstü bezlerinden salgılanan aldosteron hormonu etkilidir. Pankreasın salgıladığı hormonların bu olay üzerinde etkisi yoktur. Dolayısıyla Sadece II nolu olayın gerçekleşmesinde böbreküstü bezleri ile pankreastan salgılanan hormonlar birlikte rol oynar. 25.Reseptörler üç çeşittir: 1-Fotoreseptörler: Işığa karşı duyarlıdır ve gözde bulunur. 2-Kemoreseptörler: Kimyasal uyaranlara karşı duyarlıdır. Dilde ve burunda yer alır. 3-Mekanoreseptörler: Dokunma ve sıcaklık gibi mekanik uyarılara karşı duyarlıdır. Deride ve kulakta bulunur. Dolayısıyla C seçeneğinde verilen tat ve koku duyusu kemoreseptörler ile uyarılır. Burundaki ve dildeki bu reseptörler sıvı içinde çözünen maddeleri algılar. Yanıt: C Yanıt: B 24.Folikül evresinde; hipofizden FSH hormonu salgılanır. Bu hormon yumurtalıktaki folikülleri uyarır ve folikülde yeni bir yumurta hücresi gelişip olgunlaşır. Ovulasyon evresi, hipofizden salgılanan LH hormonunun etkisiyle gerçekleşir. LH hormonu folikülün yırtılmasını ve olgunlaşan yumurtanın folikülden çıkmasını sağlar. Bu evrede yumurta, yumurta kanalına geçer. Korpus luteum evresinde; ovulasyon evresinde yırtılan folikül sarı renkli yağsı bir yapı olan korpus luteuma (sarı cisme) dönüşür. Korpus luteum çok miktarda progesteron salgılar. Bu hormon döl yatağını embriyonun tutunması için hazırlar. Yanıt: B 22 www.deltakitap.com