RAMAZAN İPEK TÜRKÇE ÖĞRETMENİ HANIM-ÖMER ÇAĞIRAN ORTAOKULU Paragraf, herhangi bir yazının bir satır başından öteki satır başına kadar olan bölümüne denir. Daha geniş bir ifadeyle paragraf "bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir durumu, bir öneriyi, olayın bir yönünü, yalnızca bir yönüyle anlatım tekniklerinden ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanarak anlatan yazıdır. Kelimeler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar da yazıları oluşturur. Paragraf bir yazının küçültülmüş bir örneğidir. Bu yönüyle yapı bakımından bir yazıya benzer. Nasıl yazıda giriş, gelişme, sonuç bölümleri varsa paragrafta da aynı bölümler vardır. Paragraf, dilin düşünce birimidir ve her paragraf. “bir düşünce” üzerine kurulur. Değişen düşünce, yeni bir paragrafa geçişi zorunlu kılar. Bu nedenle art arda sıralanmış cümleler kendinden önceki cümleye dil ve düşünüş yönünden sıkı sıkıya bağlı olmalıdır. Bir paragrafta: Tek bir düşünce (konu) anlatılmalıdır. Yalnız bir ana düşünce vardır. Gerektiği kadar ana düşünce vardır. Cümleler arasında anlam bağını sağlayan bağlayıcı unsurlar vardır: bu, buna rağmen, oysa, yoksa, çünkü, söylemek istediğim, kısacası, dahası, hatta, öte yandan, her şeye karşın, halbuki, ama vb. Cümleler arasında biçim (kip, kişi) uyumu vardır. ÖRNEK: “Bütün gün hazırlık yaptım. Hiç yapmadığım bir şeyi yaptım, evi temizledim, sofrayı donattım. Sen gelmedin. umudumu kesmedim senden. Geleceğinden emindim. Sen bırakıp gitmelerin insanı değildin. Israrcıydın. Bile bile lades der gibi hüznü seçerdin. Kalırdın. Sen gitmelerin insanı değildin.” Bu paragraf bağlayıcı unsurlar kullanılmadan yazılmıştır. Buna rağmen paragraf kendini anlatmaya devam etti. Bunu sağlayan, cümleler arasında anlam birliği olmasıdır. Ayrıca cümleler aynı kiple çekimlenerek biçim birliği de sağlanmıştır. Aynı paragrafı bir de bağlayıcı unsurları kullanarak yazalım: “Bütün gün hazırlık yaptım. (Dahası) Hiç yapmadığım bir şeyi yaptım, evi temizledim. (Hatta) Sofrayı donattım. (Ama) Sen gelmedin. (Buna rağmen) Umudumu kesmedim senden. (Her şeye karşın) Geleceğinden emindim. (Çünkü) Sen bırakıp gitmelerin insanı değildin. (Öyle ki) Bile bile lades der gibi, hüznü seçerdin. (Ne olursa olsun) Kalırdın. (Çünkü) Sen gitmelerin insanı değildin.” 1. GİRİŞ BÖLÜMÜ a) Giriş cümlesi ya da cümlelerden oluşur. b) Konu maddesinin ve bakış açısının belirtildiği bölümdür. Bu cümle paragrafın konusunu tanıtır, belirtir. Konu tek bir cümleyle verilebileceği gibi birkaç cümlede de verilebilir. c) Soru cümlesiyle, konuşma cümleleriyle veya tanımlamalarla paragraf başlanabilir. “ Bu parçada neyin üzerinde duruluyor, ne açıklanıyor?” sorusunun yanıtı, giriş-konu cümlesinde belirtilir. d) Başlangıç bölümü olduğu için daha öncesinde söylenmiş söz olamaz; bu nedenle daha önce söylenmiş sözleri çağrıştıran “yani, oysa, buna rağmen, öyleyse, böylece, hatta, ise, bundan dolayı, bunun üzerine, üstelik, halbuki vb.” bağlayıcı unsurlar, giriş cümlesinde kullanılamaz. Giriş cümlesine değişik örnekler: Batılılaşma, sanatımıza çok şey kazandırmıştır. Bir şair, başkalarının şiirlerinde geçen sözcükleri kullanabilir. Okumak; harfleri, heceleri birbirine çatmaktan ibaret bir şey değildir. Deneme yazan insan, sık sık içtenlik sorunuyla yüzleşir. Durmayan bir değişme ve gelişme, çağları birbirine bağlar. ÖRNEK SORU 1: Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz? a) Güzellik elbette kişiden kişiye değişir. b) Yaşamımızı güzel olma, güzele ulaşma çabasıyla geçiririz. c) Güzellik, göze hoş görünen değerlerin ortak adıdır. d) Sanatta güzellik, üzerinde durmaya değer bir konudur. ÖRNEK SORU 2: … Büyük sanatçı bu özellikleriyle belli olur. Mendelsohn’a bakınız. Müziği güzel olmasına güzel, ama hiçbir özgün yanı yok. Oysa kişisel bir şeyler söylemek gerek. İşte bu yetenek Beethoven’da vardı. Onun ne diyeceği hiç bilinmezdi. Edebiyatta da böyledir bu, öbür sanatların tümünde de. Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle, aşağıdakilerden hangisidir? a) Sanatta önemli olan, anlamın gizli kalmasıdır. b) Sanat eseri özünde farklılık taşımalı, bir yenilik getirmelidir. c) Sanat eserinin sevilmesi, güzel olmasına bağlıdır. d) Sanatın dili, yalın ve anlaşılır olmalıdır. ÖRNEK SORU 3: Aşağıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda hangisi ilk cümle olur? (FL-1997) A)Hatta halk arasında hikaye denilince masal akla gelir. B)Halk hikayeleri ile masallar arasında benzerlik vardır. C)Masallar genellikle düz yazı biçimindedir. D)Halk hikayelerinde ise nazım ve nesir iç içedir. 2. GELİŞME BÖLÜMÜ a) Okuru ana düşünceye götürecek olan yardımcı düşüncelerin verildiği bölümdür. Girişte belirtilen konuyu geliştiren cümlelerdir. b) Bağlayıcı öğelere yer verilir. c) Düşünceler, duygular, görüşler mantıklı bir düzene göre planlanır ve konu açılarak genişletilir. Bunun içinde örneklerden, tanıklardan, benzerliklerden, açıklamalardan, karşılaştırmalardan yararlanılır. d) Eylemsilerden büyük oranda yararlanılır. e) Okuru ana düşünceye götürecek düşünceler işlenir. Gelişme bölümüne değişik örnekler: Okumak, harfleri, heceleri birbirine çatmaktan ibaret bir eylem değildir. Burada “Şu yazıyor.” Diyebilmek, bir yazıyı “sökebilmek”, anlamını kavramak onun (yani okumanın: bağlayıcı unsur) ilk, ama asla yeterli olmayan adımıdır. Deneme yazan insan, sık sık içtenlik sorunuyla yüzleşir. Ancak (karşıtlık ilgisi taşıyan bağlayıcı unsur) bu (1. Cümledeki içtenlik sözcüğünün yerini tutan bağlayıcı unsur)bir sorun olarak algılanıp buna (“içtenliğe” sözcüğünün yerini tutan bağlayıcı unsur)özenilince, içtenlik adına en saçma en tatsız şeyler yazılabiliyor. UYARI SONRA DEMEDİ DE MEEEEE! Kendinden önceki cümlelerle ilgili olan bağlayıcı unsurların neyi kastettiğini doğru anlamak, paragrafı doğru değerlendirmede çok önemlidir. ÖRNEK SORU 4: (1) Tatile çıkmanın, tatilin gerekli olduğuna yürekten inanıyorum. (2) Buna rağmen hiç tatile çıkmıyorum. (3) Çünkü bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin tatillerinden kısması gerektiğine inanıyorum. (4) Ancak çok çalışarak Atatürk’ümüzün söylediği “çağdaş uygarlık düzeyine” ulaşabileceğimizi biliyorum. (5) Söz gelimi ülke olarak bunu başarabilecek gücümüz var. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde geçen bağlama öğelerinden hangisinin yanlış kullanılması düşüncenin akışını bozmaktadır? A) Buna rağmen B) Çünkü C) Ancak D) Söz gelimi ÖRNEK SORU 5: Sekiz küçük roman yayımladım. (1) Ama bunlardan biri dışında öbürleri beni hiç doyurmadı. (2) Yeniden inceleyince neden doyurmadığını anladım. (3)Bunun üzerine şu kanıya vardım: Sağlam bir kültürel temele oturmayınca iyi sanat yapılamaz. (4) Özellikle roman ve hikaye sağlam bir kültür ister. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Bilgi yönünden eksiklerim vardı.” Cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz? A)1. B)2. C)3. D)4. 3. SONUÇ BÖLÜMÜ Yazarın iletmek istediği düşünceyi (ana düşünce) verdiği cümle ya da cümlelerden oluşur. a) Kesin bir yargı niteliği taşır. b) Üslup olarak atasözlerine benzer. c) Konunun sonucu ve özetidir. d) Bu bölümde anlatılanlardan bir sonuç çıkarma amaçlandığından “sonuç olarak, kısacası, özetle, bu da gösteriyor ki, demek ki, sözün kısası vb.” ifadeler bulunur. Sonuç bölümüne değişik örnekler: Okumak, harfleri, heceleri birbirine çatmaktan ibaret bir eylem değildir. Burada “Şu yazıyor.” Diyebilmek, bir yazıyı “sökebilmek”, anlamını kavramak onun (yani okumanın: bağlayıcı unsur) ilk, ama asla yeterli olmayan adımıdır. Çünkü (“çünkü” önceki cümleyi açıklayan bağlama öğesi) önemli olan okuryazar olmak değil, okuduklarını anlamak, okuduklarından sonuca ulaşmaktır. Peki kaç okuryazar (“okuryazar” sözcüğünün tekrar edilmesi bu sözcüğü anlamda devamlılığı sağlayan bağlama öğesi yapar.) yapabiliyor bunu (“bunu” okuduklarını anlamayı, anlamına gelen bağlama öğesi) ülkemizde? Deneme yazan insan, sık sık içtenlik sorunuyla yüzleşir. Ancak (karşıtlık ilgisi taşıyan bağlayıcı unsur) bu (1. Cümledeki içtenlik sözcüğünün yerini tutan bağlayıcı unsur)bir sorun olarak algılanıp buna (“içtenliğe” sözcüğünün yerini tutan bağlayıcı unsur)özenilince, içtenlik adına en saçma en tatsız şeyler yazılabiliyor. Sözün kısası ( “sözün kısası” sonuç bölümüne geçişi gösteren bağlayıcı öğe) yazıda içtenliği zorlamak, yazarı derin bir bayağılığa, sırıtkan bir iticiliğe düşürüyor. ÖRNEK SORU 6: Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın sonuç bölümünü oluşturabilir? A. Yaşamımı da beni geliştirecek şeylere emek harcayarak geçirdim. B. Yaşamımızı, dostlarımızla anlamlı kılabileceğimizi bile unuttuk şu karmaşa içinde. C. Çünkü yaşamdan yakınanlar, ondan olmayacak şeyler isteyenlerdir. D. Söylemek istediğim, yaşamı kaybetmekten daha acı olan, yaşamın anlamını kaybetmektir. ÖRNEK SORU 7: (LGS 1998) Özgür insan kitapların ürünüdür. İnsanlar kitapları nasıl yaratıyorlarsa, kitaplar da insanları öyle yaratır. Onun içindir ki özgürlükten korkanlar, kitaplardan da korkarlar. Beğenmedikleri, kişisel nedenlerle hoşlanmadıkları düşünceleri ortadan kaldırmaya çalışırlar. … Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın son cümlesi olabilir? A. Bu nedenle düşünce daha hızlı gelişmiştir. B. Ama bilmezler ki kitaplara düşmanlık, insanlara düşmanlıktır. C. Çünkü insanlar hoşlanmadıkları şeylere ilgi duymazlar. D. Böylelerinin okumadıkları kitap, bilmedikleri düşünce sistemi yoktur. ÖRNEK SORU 8: (DPY 2007) “Deniz sevgisi ve saygısı taşıyan herkes, denizi kirletmekle ağaç kesmek arasında bir fark olmadığını bilir. Bu duyguları taşımayanlar ise denizi …” Parçanın hangisiyle devam etmesi uygun olmaz? A) B) C) D) hazır ve kolay bir çöp tenekesi gibi görür. gördükçe içleri burkularak seyrederler. hiç kirlenmeyecek gibi kullanırlar. öldüklerinin farkında bile olamaz. ÖRNEK SORU 9: (DPY 1996) Annesinin elinden bir an kurtulan çocuk, karşı kaldırımdaki köpek yavrusuna doğru koştu. Telaşlanan annesi: “ …” diye seslendi. Paragrafta boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun değildir? A) B) C) D) Yavrum buraya gel, nereye gidiyorsun? Ay ne güzel köpekmiş öyle! Çocuğum, köpeğe yaklaşma! Aman yavrum, gitme oraya! HOCA ARKASI DÖNÜKKEN ÖĞRENCİ (TEMSİLİ) HOCA BİR ANDA SINIFA DÖNDÜĞÜNDE (TEMSİLİ) HOCAYLA GÖZ GÖZE GELEN ÖĞRENCİ (TEMSİLİ) OPPS! DERSE DÖNÜYORUZ DEDİK! Konu; paragrafta üzerinde durulan, hakkında açıklama yapılarak okuru, ana düşünceye götürecek olan duygu, düşünce ya da olaydır. Bir paragrafın giriş cümlesi konuyu verir. “Üzerinde durulan ne?” “Bu paragraf neyi anlatıyor?” sorularının yanıtı konuyla ilgilidir. Konu maddesi ve bakış açısı saptanarak konuya ulaşılır. Bakış açısı, “Yazar, anlatılana hangi yönden yaklaşmış?” sorusunun yanıtıdır. UYARI SONRA DEMEDİ DE MEEEEE! Paragrafın çıkış noktası bakış açısıdır, bu nedenle bakış açısının doğru saptanması, paragrafın doğru anlaşılması için çok önemlidir. BAKIŞ AÇISI “Geçen yüzyılın başında, makineleşmenin yeni yeni başladığı dönemlerde, İtalya’nın önde gelen bir ayakkabı şirketi, araştırma yapmaları için iki temsilcisini Afrika’ya gönderir. Bir ay sonra, iki temsilciden iki farklı telgraf gelir. Temsilcilerden biri, yaptığı araştırmanın sonucunu şöyle bildir: “Biz, burada tutunamayız; çünkü burada hiç kimse ayakkabı giymiyor, herkes yalın ayak dolaşıyor.” Öteki temsilci ise, kendi çalışmasının sonucunu şöyle özetler: “Biz, burada çok iyi iş yaparız; çünkü burada hiç giyecek ayakkabı yok.” Görüldüğü gibi aynı konuya iki farklı yaklaşım vardır, konuya yaklaşım biçimi bakış açısını, bakış açısı da paragrafın ana hattını oluşturur. Şimdi paragrafın bölümlerini açıklarken verdiğimiz örnekleri konu bakımından değerlendirelim: Okumak, harfleri, heceleri birbirine çatmaktan ibaret bir eylem değildir. Burada “Şu yazıyor.” Diyebilmek, bir yazıyı “sökebilmek”, anlamını kavramak onun ilk, ama asla yeterli olmayan adımıdır. Çünkü önemli olan okuryazar olmak değil, okuduklarını anlamak, okuduklarından sonuca ulaşmaktır. Peki kaç okuryazar yapabiliyor bunu ülkemizde? “Bu parçada üzerinde durulan ne?” sorusunun yanıtı, konu maddesidir. Konu maddesi : Okumak Bakış açısı : Okumanın niteliği Konu maddesiyle bakış açısının birleşimi konudur. Konu : Nitelikli okumanın özellikleri Deneme yazan insan, sık sık içtenlik sorunuyla yüzleşir. Ancak bu, bir sorun olarak algılanıp buna özenilince, içtenlik adına en saçma en tatsız şeyler yazılabiliyor. Sözün kısası yazıda içtenliği zorlamak, yazarı derin bir bayağılığa, sırıtkan bir iticiliğe düşürüyor. “Bu parçada üzerinde durulan ne” sorusunun yanıtı, konu maddesidir. Konu maddesi : Deneme yazarı Konuya hangi yönden yaklaşılmış? Bakış açısı : İçtenlik Konu maddesiyle bakış açısının birleşimi konudur. Konu : Deneme yazarında içtenlik sorunu UYARI SONRA DEMEDİ DE MEEEEE! “Üzerinde durulan ne, parçanın konusu ne, parçayı iki paragrafa bölme, düşüncenin akışını bozan cümle, parçadaki cümlelerin yer değiştirmesi” gibi sorular, paragrafın konusu ile ilgili sorulardır. ÖRNEK SORU 10: Ağustos aylarının en sıcak günleriydi. Hani deve öldüren derler ya, aynen öyle! Bir korku filmi izler gibi izliyordum sıcaktan bayılanları. Hemen yardımlarına koşan insanları gördükçe seviniyor, koşturup su götürüyordum. Ta ki o ana kadar, zengin semtlerinden birindeydim. Kötü giyimli bakımsız gençten bir adam bayılmıştı. Olduğu yere öylece yığılıp kalmıştı. Nerde yurdumun yardımsever insanları? Herkes, genç adamın yanından şöyle bir bakıp geçiyor. Koştum, terli saçlarını alnından arkaya attım, su verdim. Çaresizlik, üzüntü, hayal kırıklığı içinde, bunları anlatmalıyım, bunları yazıp insan ruhumu rahatlatmalıyım, dedim. Yaşadıklarını bu sözlerle anlatan kişi neyin üzerinde durmaktadır? A. B. C. D. Zenginlerin duyarsızlığının Yazma gerekçelerinin Türk halkının artık yardımsever olmadığının Sıcakların insan üzerindeki etkisinin ÖRNEK SORU 11 (1995) Köklü bir geçmişi olan dilimiz, fatihlerin ordularıyla, uygarlık alışverişleriyle, eski yeni dünyaları kaç boy dolaşmış; kendi varlığından ince izler bırakmıştır. O, hala Cezayir’de, Sudan’da, Macaristan’da konuşulmaktadır. Paragrafın konusu nedir? A. Kültürümüzün dünyadaki izleri B. Dilimizin geniş bir coğrafyaya yayıldığı C. Türkçenin köklü bir dil olduğu D. Türk uygarlığının yayıldığı yerler TUVALETE GİTMEK İÇİN İZİN İSTEYEN ÖĞRENCİ Öğretmen. Zaten beş dakika kaldı derse, sabret! Dediğinde öğrenci Ana düşünce, kimi zaman, sorularda “savunulan düşünce; asıl anlatılmak, vurgulanmak istenen düşünce; parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı” ifadeleriyle de karşımıza çıkabiliyor. Aralarında küçük farklar olmakla birlikte bunların hepsi de yazarın, paragraf aracılığıyla iletmek istediklerini karşılar. Ana düşünce kimi zaman paragrafın içinde bir cümle olarak yer alabilir. Ana düşünce cümlesi, paragrafın niteliğine göre başta ya da sonda bulunabilir. Örneğin tümevarım tekniğiyle oluşturulmuş paragraflarda ayrıntılardan, örneklerden, önbilgilerden yola çıkıldığı için ana düşünce cümlesi paragrafın sonunda yer alır. Tümdengelim tekniğiyle oluşturulmuş paragraflardaysa önce ana düşünce vardır. Daha sonra gelen cümleler bu ana düşünceyi açıklamakla, kanıtlamakla, inandırıcı kılmakla görevlidir. YORUMLAYALIM TÜMEVARIM TÜMDENGELİM Bir olay paragrafındaysa ana düşünce paragraf içinde bir düşünce olarak yer almayabilir. Olay paragraflarında ana düşünce paragrafın tümünden çıkarılır. Kimi zaman düşünce paragraflarında da ana düşüncenin bir cümle olarak yer almadığını görebiliriz. Ana Düşünce Cümlesinin Özellikleri: Bir yazının yazılış amacı, yazarın okura vermek istediği mesaj, paragrafın tümünden çıkarılacak en genel ve kapsayıcı yargı ana düşüncedir. Ana düşünce, kesinliği olan bir cümle şeklinde ifade edilir. Özlü, açık ve yalın bir yargı cümlesidir. Açıklanıp geliştirilmeye uygundur. Geliştirildiğinde paragrafın tümüne ulaşabilir. Ana düşünce cümlesinde örneklere yer verilmez. Paragrafın her cümlesi, ana düşünce cümlesine bağlıdır. “ Bu parçadan çıkarılacak sonuç nedir?” sorusu, ana düşünceyi buldurur. “ Bu yüzden, söylemek istediğim, demek ki, sözün kısası, oysa” gibi sözlerle başlayan cümleleri, paragrafın son cümlesiyle bağlantılı düşünmek, ana düşünceyi bulmayı kolaylaştırır. Bir paragrafta örnek verilmişse, örnekten önceki cümle ana düşünceyle ilgilidir. Bir paragrafta alıntı yapılmışsa (tanık gösterme), alıntı cümlesi ana düşünceyle ilgilidir. ÖRNEK SORU 12 (OKS 2006): “ Ben fikrimi değiştirdim, şimdi eskisi gibi düşünmüyorum.” diyen adam az görülür. Bugün söyledikleri dün söylediklerine uymayanlar bile : “Ben değişmedim, dün de böyle düşünüyordum, değiştiğimi sananlar beni anlamamış.” derler. Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A. İnsanlar düşüncelerini ifade etmekte çoğu zaman güçlük çekerler. B. İnsanın düşüncelerinde günden güne değişiklikler görülebilir. C. Yaşam şartları değiştikçe insanların düşünceleri de değişir. D. Fikirleri değişse de insanların bunu dile getirmesi zordur. ÖRNEK SORU 13 (OKS 2006): Firuzan’ın hikayelerindeki en belirgin özellik, hikayeyi okuyup bitirdikten sonra kahramanların sözlerinden çok görünüşleriyle, davranışlarıyla, tutkularıyla, vazgeçemedikleri alışkanlıklarıyla hafızalarda capcanlı kalmalarıdır. Parçada asıl anlatılmak istenen nedir? A. Kahramanların hikayelerde başarılı bir biçimde yansıtıldığı B. Firuzan’ın iyi bir hikaye yazarı olduğu C. Hikayelerdeki kahramanların belirgin özelliklere sahip olduğu D. Firuzan’ın hikayelerindeki kahramanların sevildiği UYARI!!!!! Paragraf sorularını çözerken önce soru kökünü, daha sonra paragrafı okumak gerekir. Bu bize paragrafta neyi aradığımızı bilmemiz konusunda yarar sağlayacak, zaman kazandıracaktır. Paragraf sorularını çözerken metne bağlı kalmak gerekir. Seçeneklerdeki yargıların kendi düşüncelerimize göre doğru ya da yanlış olması önemli değildir. Önemli olan, paragrafa göre düşünebilmek, yargıların doğruluğunu ya da yanlışlığını paragrafa göre belirlemektir. ÖĞRETMEN ÖDEVLERİ AÇIN DEDİĞİNDE ÖDEVİNİ UNUTAN ÖĞRENCİ ÖDEVİNİ YAPMADIĞI İÇİN EKSİ ALAN ÖĞRENCİ NEE! AİLEYE BİR DE MESAJ MI ÇEKECEKLEEER! DERSİN BAŞINDA HOCAAMM ÖDEVV VARDIII! DİYEN ÖĞRENCİ AMACINA ULAŞINCA Paragraf biri ana yargı (ana düşünce), diğerleri de ana yargıyı tamamlayan, destekleyen, açıklayan, örneklerle geliştiren olmak üzere birden çok yargıdan (yardımcı düşünceden) oluşur. Bu nedenle bir paragraftan birden çok yargı çıkarılabilir. Yardımcı düşünceler, yazarın bize duyurmak istediği ana düşünceye nasıl ulaştığını gösteren “adımlar” ya da “işaretler”dir. Yardımcı Düşüncelerin Özellikleri: Ana düşünceyi çeşitli yönlerden destekleyen, konunun ana düşünceye bağlanmasını sağlayan düşüncelere yardımcı düşünceler denir. Anlatım biçimlerinde gördüğümüz örnekleme, tanık gösterme, karşılaştırma, benzetme gibi yöntemler, ana düşüncenin ortaya çıkmasını sağlamak için kullanılan yardımcı düşünce cümleleridir. Yardımcı düşünceler, ana düşüncenin ipuçlarıdır. Bu ipuçları bir araya getirilip ipuçlarının ortak yönleri bulunduğunda, ana düşünce ortaya çıkacaktır. Okumak, harfleri, heceleri birbirine çatmaktan ibaret bir eylem değildir. Burada “Şu yazıyor.” Diyebilmek, bir yazıyı “sökebilmek”, anlamını kavramak onun ilk, ama asla yeterli olmayan adımıdır. Çünkü önemli olan okuryazar olmak değil, okuduklarını anlamak, okuduklarından sonuca ulaşmaktır. Peki kaç okuryazar yapabiliyor bunu ülkemizde? Konu maddesi: Okumak Bakış açısı: Okumanın niteliği Konu: Nitelikli okumanın özellikleri Yardımcı düşünceler: Gerçek okumanın, okuduğunu anlama çabası olduğu Sadece okuryazar olmanın insana yetmeyeceği Çok az insanın okuduğunu anladığı Ana düşünce: Ülkemizde okuduğunu yorumlayıp okuduğundan sonuçlar çıkaran okuryazar sayısı pek fazla değildir. Deneme yazan insan, sık sık içtenlik sorunuyla yüzleşir. Ancak bu, bir sorun olarak algılanıp buna özenilince, içtenlik adına en saçma en tatsız şeyler yazılabiliyor. Sözün kısası yazıda içtenliği zorlamak, yazarı derin bir bayağılığa, sırıtkan bir iticiliğe düşürüyor. Konu maddesi: Deneme yazarı Bakış açısı: İçtenlik Konu: Deneme yazarında içtenlik sorunu Yardımcı düşünceler: İçtenliğe özenmenin yazara zarar verdiği İçten olma çabasıyla kötü yazılar yazılabileceği İçten olma çabasına çok fazla kapılmamak gerektiği Ana düşünce: İçten olma çabasındaki aşırılık, yazarı bayağılaştırır. “Dil, insanların düşünürlüğünden doğmuş; doğduktan sonra da düşüncelerin yaratıcısı olmuştur. Bilgilerimizi, öğrendiklerimizi, başkalarının düşüncelerini dil yoluyla elde ederiz. Kendi düşüncelerimiz de kafamızın içinde çalışan dilin yardımıyla oluşur, olgunlaşır. Sanki içimizde konuşarak, sessiz bir dil kullanarak düşünür, yeni yeni düşüncelere ulaşırız. Ulaştığımız yeni düşünceleri yine dil biçiminde ortaya koyar, onları başkalarına ulaştırırız. Böylece sürekli olarak düşünce dili, dil de düşünceyi geliştirir durur.” Yukarıdaki paragraftan çıkarılabilecek yardımcı düşünceleri işaretleyelim. ( ( ( ( ( ( ( ) ) ) ) ) ) ) Dil aracılığıyla pek çok şey öğreniriz. Düşüncelerimizin kaynağı dilidir. Düşüncelerimizin oluşmasında dilin etkisi çoktur. Yeni düşüncelere dil sayesinde ulaşırız. Dil sayesinde düşüncelerimizi ortaya koyarız. Dil, düşüncelerimizi aktarmaya yardım eder. düşünce ve dil birbiriniz geliştirir. UYARI!!!!! … hangisine değinilmemiş, hangisi çıkarılamaz, hangisine varılamaz, ulaşılamaz tarzındaki sorular yardımcı düşüncelerle ilgilidir. SONRA DEMEDİ DE MEEEEE! ÖRNEK SORU 15 (ÖO 2002) Bireylerin; nasıl birbirlerinden ayrı duyma, düşünme ve davranış biçimleri varsa, kuşakların da kendilerine özgü, önceki ve sonraki kuşaklarınkine benzemeyen bir duyma, düşünme ve davranma biçimleri vardır. Parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A. B. C. D. Her insanın yapısının değişik özellikler taşıdığı Kuşakların arasında farklılıkların bulunduğu Değişimin ve yeniliğin sürekli olduğu Farklı düşüncelerin kuşak çatışmalarına yol açtığı ÖRNEK SORU 16 (OKS 1997) Seninle güzel vatan ulus, güven içinde İnançla bakıyoruz ışıklı yarınlara; Birlik ve bütünlüğümüz pekişirken senle, Ulusal varlığımız hep dipdiri ayakta… (Osman Güngör Feyzoğlu) Bu dörtlükten aşağıdaki anlamlardan hangisi çıkarılamaz? A. B. C. D. Gelecekten umutlu olunduğu Birlik ve beraberliğin güç kazandığı Ulusal yaşamın sürekli olacağı Tarihin zaferlerle dolu olduğu ÖRNEK SORU 17 (FL 1993) Şairler, hassas yapılı, düşünceli, hoşgörülü, fakat tavizsiz insanlardır. Gerçek özgürlüğü onlar yaşarlar. Menfaatsiz severler. Hep dolu dizgindirler. Hayalleriyle gerçeği yakalamak için koşturup dururlar. Paragraftan, şairler hakkında aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A. B. C. D. Duyarlı bir yaratılışa sahip oldukları Gelecek endişesinden uzak, hayal içinde yaşadıkları Dostluklarında çıkar düşünmedikleri Hedeflerinin hakikate ulaşmak olduğu Sabah zorla kahvaltı yaptırılırken BEN! 15 EYLÜL SABAHI BEN BAŞLIKLARI YORUMLAYALIM Başlık, paragrafın konusunu adlandırmak ve yazıya ad koymaktır. Yani paragrafın adıdır. Bir yazının başlığı, o yazıda işlenen konunun, belirtilmek istenen ana düşüncenin en kısa, yalın ve açık şekilde söylenmesidir. Kısa olmalıdır. Konuyu haber vermelidir. Ana düşünceyle ilgili olmalıdır. ÖRNEK SORU 18: Düşüncenin ve iletişimin temel aracı olan dil, uygarlık ve kuşaklar arası kültür taşıyıcılığının da sağlam köprüsüdür. Birey olmayı, ulus bilincini, düşünce ve araç üretmeyi, kalkınmayı, gelişmeyi, çağı yakalama eylemimizi dille sürdürürüz. Topluma, doğaya dille bakar, çevremizde olup bitenleri dille algılarız. Bu parçaya getirebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Dilin İşlevi C) Dilin Kullanımı B) Dilin Gelişimi D) Dilin Önemi ÖRNEK SORU 19: Kimi şairlerin yapısı, çeviriye hiç mi hiç gelmez. Yapı aktarılmadıkça da çeviri hiçbir şeye benzemez. Başka dillere çevrilebilen şiirler genellikle, yazıldığı dille başka dillerdeki ortak yapılara dayanılarak oluşturulan şiirlerdir. Kendine özgü yapılar değildir bunlar. Özgün bir yapı içinde oluşturulan şiirleri, bir dilden başka dile çevirmek olanaksızdır. Bu, onların yazarı için belki bir talihsizliktir, ama aynı zamanda bir onurdur da. Bu paragrafa getirebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirin Yapısı C) Şiir ve Çeviri B) Özgün Şiir D) Şair ve Şiir ÖRNEK SORU 20: Şiirin binlerce tanımı yapıldığı gibi şiir yazmanın binlerce yönteminden de söz edilir. Bazıları ölçüyü öne çıkarır, bazıları konuyu. Oysa şiiri belli kurallara bağlamak kadar saçma bir şey yoktur; çünkü şiirin kuralı yoktur. Bu parçaya getirebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirde Kural B) Şiirde Üslup C) Şiirde Biçim D) Şiirde Anlam BABAM HARÇLIĞIN VAR MI DİYE SORDUĞUNDA HAYAL ETTİĞİM BABAM HARÇLIĞI VERİRKEN YORUMLAMAYA ÇOK DA GEREK YOK! Paragrafın her cümlesi, paragrafın konusu ve ana düşüncesi çerçevesinde birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Konu ve ana düşünceyle ilgisiz, diğer cümlelerden biçim ve anlam yönünden kopuk cümle kolaylıkla fark edilir. Akışı bozan bu cümleler paragraftan çıkarılır. ÖRNEK SORU 21 (OKS 2001): Bir ulusun kalkınması demek, her bakımdan güzelleşmesi, yaşayış ve düşünce biçiminde güzele daha çok değer vermesi demektir. (1) Güzellik bir armağandır. (2) Çirkinlikler içinde kalkınma olmaz. (3) Toplumsal değerlere aykırı bir yaşam ulusları ileri götüremez, geliştiremez. (4) Sağlıklı ve onurlu bir toplum her açıdan temiz olmayı gerektirir. Paragraftaki numaralanmış cümlelerden hangisi, anlatım akışını bozmaktadır? A) 1. B) 2. C) 3. D) 4. ÖRNEK SORU 22 (LGS 1998): Çalışan insanın dinlenmesi gerekir. (2) Çok çalışan iyi dinlenir. (3) Çünkü yorgun ve dinlenme ihtiyacı olan bir adam, hiçbir yararlı iş yapamaz. (4) Uykusuz geçirdiğimiz bir geceden sonra, beynimizin neredeyse çalışmayı reddettiği o korkunç sabahları hepimiz biliriz. Paragrafın bütünlüğüne uymayan cümle hangisidir? A) 1. B) 2. C) 3. D) 4. Her paragrafın bir konusu vardır ve her paragraf o konuyla ilgili bir düşünceyi dile getirmek amacıyla oluşturulmuştur. Bir paragrafın ilerleyen cümlelerinde yeni bir konuya ve yeni bir düşünceye geçilmesi yeni paragrafın da gerekçesidir. ÖRNEK SORU 23 (ÖO 1999): Her sanat ve bilim yapıtında olduğu gibi kitabın da iyisi, kötüsü vardır. Bundan korkulmalıdır. (2) Kitap ayna gibidir. (3) Sonunda her kitap kendisine yakışan sahibi bulur. (4) Kitap, hiç kapris yapmayan dosttur. (5) Ne aksilenir, ne yılışır. Hep aynı ruh hali içindedir. (6) Kaprisi olsa olsa, okur yapar. Kitabın birini bırakır, ötekini alır. Bu parça, açıklanan düşünceler bakımından iki paragrafa ayrılmak istendiğinde, ikinci paragraf hangi numaralı cümleyle başlar? A) 2. B) 3. C) 4. D) 5. Bir düşünceyi anlatmak üzere bir araya gelen cümleler topluluğuna paragraf dendiğini, Paragrafta üzerinde durulan, açıklanacak olan unsura konu dendiğini, Her konunun bakış açısıyla beraber verildiğini, “Konuya hangi açıdan yaklaşılmış?” sorusunun yanıtının bakış açısını buldurduğunu, Bakış açısının geliştirilerek ana düşünceye ulaşıldığını, Konunun verildiği, içinde bağlayıcı unsur bulunmayan, daha öncesinde bir şeyler söylenmiş izlenimi vermeyen cümlelere giriş cümlesi dendiği, Giriş cümlelerinde, anlam belirsizliği oluşturan “bile, de, çünkü, oysa, bu, bu nedenle …” bağlayıcı unsurlarının olamayacağını, Yardımcı düşüncelerin verildiği, bağlayıcı unsurların kullanıldığı ve daha önceki bir cümlenin devamı olduğu anlaşılan cümlelere gelişme cümleleri dendiği, Gelişme cümlelerinde “ oysa, çünkü, bu, bu nedenle …” bağlayıcı unsurlarıyla, daha önceki cümleye ait sözcük tekrarlarının bulunduğu, Kesin bir yargı niteliği taşıyan, çoğu zaman ana düşünceyi yansıtan cümlelere sonuç cümlesi dendiğini, Konun değiştiği cümlenin, yeni paragrafın başlangıç cümlesi olduğunu, Konuyla çelişen ya da konuyla ilgisi olmayan cümlenin “düşüncenin akışını bozan” cümle olduğunu, Düşüncenin akışını bozan cümleyi bularak paragrafta yerleri değiştirilmesi gereken iki cümleye ulaşılabileceğini, Konu ve ana düşünceyi yansıtan en özlü ifadenin paragrafın başlığı olduğunu, Paragrafın yazılış amacının ana düşünce olduğunu, Ana düşüncelerin kesin hüküm düşünceleri olduğunu ve çoğunlukla okura sezdirilerek verildiğini, “Yazar neyi iddia ediyor, bu paragraftan çıkarılması gereken sonuç ne?” sorularının ana düşünceyi buldurduğunu, Ana düşünceyle anlatım yöntemleri arasında bağ olduğunu, Açıklayıcı anlatımlarda ana düşüncenin genellikle sonda bulunduğunu, Tartışmacı anlatımlarda, yazarın iddia ettiği düşüncenin (tez) ana düşünce olduğunu, Öyküleyici paragraflarda anlatılan öykünün hangi iddiayı desteklediğini sorgulayarak ana düşünceye ulaşılacağını, Örnek olan paragraflarda, ana düşüncenin genellikle örnekten önceki cümlede olduğunu, Tanık gösterme paragraflarında ana düşüncenin genellikle tanık gösterilen cümlede olduğunu, Karşılaştırma paragraflarında ana düşüncenin karşılaştırılan varlıklardan üstün olanın özelliği üzerine kurulduğunu ÖĞRENDİK Mİ? HOCAAAM, ŞİMDİ NE DİYİM VALLA… ÇAKTIRMA OĞLUM, ANLADIKK DEEE EEHH HOCAM, SANIRIM, KESİN, GALİBA, HERALDE ANLADIĞĞĞ YİNE GÖRÜŞÜRÜZ