Bilişsel Gelişim Doğum: 9 Ağustos 1896, Neuchâtel, İsviçre Ölüm: 16 Eylül 1980, Cenevre, İsviçre Yaşla beraber bireyin düşünce sistemindeki her türlü değişimi inceler Piaget: Rüzgâr nasıl oluşur? Julia: Ağaçlar. P: Nereden biliyorsun? J: Onları kollarını sallarken gördüm, P: Bu nasıl rüzgâr oluşturuyor? J: (Elini yüzünün önünde sallayarak) İşte böyle. Ama onların kolları daha uzun. Hem daha çok ağaç var. P: Okyanuslardaki rüzgâr nasıl oluşuyor? J: Karadan oraya esiyor. Yok, yok. Dalgalardan… Yetişkinler kadar sözel açıklama getirme??? Yirminci yüzyılın devlerinden biri sayılan ve gelişim psikolojisine büyük katkıları olan Jean Piaget'nin 'bilinci", Freud'un ise bilinçaltını keşfettiği ileri sürülmektedir. Piaget’in çocuğa bakışı??? "Çocuklar kavrama olgusuna ancak kendileri keşfettikleri, buldukları zaman ulaşabilirler ve onlara birşeyleri çabucak öğretmeye kalkıştığımızda onları, kendilerinin bulma şansından yoksun bırakırız (okul öncesi eğitim) Kendilerini ancak dile getirebilen binlerce yeniyetmeyle yaptığı görüşmelerden sonra, Piaget söz konusu yaş grubunun dışa vurdukları o şirin, ancak mantığa aykırıymış gibi gelen görüşlerinin ardında kendilerine özgü bir düzen ve mantığı olan düşünce süreçlerinin yatabileceği sonucuna vardı. Einstein bunu, “yalnızca bir dahinin akıl erdirebileceği basitlikte bir buluş” olarak nitelendirdi. Piaget’nin ortaya attığı görüş, zekânın özünde yatan işlevlere yeni bir pencere açtı. Bilişsel Gelişimde Temel Kavramlar Biliş Zeka Yetenek Örgütleme Özümseme Uyumsama Uyum Bilişsel gelişim alanında öncelikle birbiri ile yakın ilişkili olan biliş, zeka ve yetenek kavramlarının birbirinden ayrılması gerekmektedir Biliş : Biliş düşünme sürecinin adıdır. Başka bir şekilde ifade edilecek olursa •Nasıl düşünüyoruz? •Bilgiyi duyu organlarımızia dışarıdan nasıl alıyoruz? •Bilgiyi zihnimizde işlemden nasıl geçiriyoruz? •Bu işlemleri yaptıktan sonra problem çözme ve yaratıcılık olarak çıktıyı nasıl üretiyoruz? vb. soruların tümü ve bu sorulara verilen cevaplar bilişle ilgilidir. Zeka Nedir? Bireyin herhangi bir konu hakkında hızlı düşünmesi, hızlı sonuç çıkarması ve sonucun doğru olması zeka göstergesidir. başına hızlı düşünme zekanın göstergesi değildir. Sonucun, yani ürünün de kaliteli olması gerekir. Piaget’e göre zeka? "çevreye uyum sağlama" olarak tanımlar. Sonuc değil süreç Ales-kpss—hız unsuru Francis Galton (ilk zeka testini geliştirdi) Galton zekayı uyarıcılara çabuk tepki verme ve duyu/atın keskinliği olarak tanımlar Görme duyusu işitme duyusu ve diğer duyular ne kadar güçlü ise birey o kadar zekidir. 'Eugenics' Galton’un iyi tür,,,,,eflatun… 67000 insan kısırlaştırıldı 1907’de Indiana eyâletinde kabul edilen bir kanunla zekâ özürlü, sağır ya da körler zorla kısırlaştırılmaya başlanmıştır (1960ta bitti) Mussolini… Zeka ve yetenek sınavlarında her iki sınavda sonucun doğru ya da ürünün kaliteli, yaratıcı olmasına odakIanırlar. Piaget ve Vygotsky için sonucun doğru olması önemli değildir. Onlar çin yanlış cevaplar daha önemlidir. Doğru cevaptan bir şey çıkarılmaz, yani bireyin nasıl düşündüğünü doğru cevaptan anlamak mümkün değildir ama yanlış cevap kişinin nasıl düşündüğünü gösterir. Hatta çocuğun düşüncesinin nasıl olduğunu ortaya çıkarmak için Piaget ve Vygotsky çocukların verdiği yanlışcevapları çocuklar ile uzun uzun sorgularlar. İlk modern zeka testini (2-85 yaş) Alfred Binet geliştirmiştir. 1900'lü yıllarda Fransız hükümeti, psikolog Alfred Binet'e zihinsel özürlü çocukları diğerlerinden ayırma görevi vermiştir.(öjenik) Piaget, Binnet'in laboratuvarında şunu keşfetmiştir: 5 yaşındaki çocukların hepsi aynı soruya aynı yanlış cevabı vermektedir. Cevaplar farklı olsa da sorun yoktur, cevaplar doğru olsa zaten kimse bir şey fark edemez ancak herkes aynı yanlış cevabı verince Piaget buradan hareketle "Yaşla beraber düşüncenin içeriği değişmektedir." demektedir. YETENEK (beceri???): Doğuştan getirilen kapasitenin adıdır. Bireyin neler yapabildiği ve neleri yapamadığını ifade eden kapasiteye yetenek denir. Yetenek ikiye ayrılır • Bütün insanlarda var olan, doğuştan getirilen genel yetenek • Çok sınırlı sayıda insanda var olan, özel yetenek. Herkeste var olan kapasite; genel yetenek, sayısal ve sözel akıl yürütmeden oluşur. Bütün insanlarda sayılar ile işlem yapmak ve sözcükler kullanarak kavramlar arasında ilişki kurmak, sınıflandırma yapmak, analiz yapmak doğuştan kapasite olarak getirilir. Eğitimle de çok az geliştirilmesi mümkündür. Resim,müzik, beden, heykel alanlarındaki kapasite ise özel yetenektir. Bu alanlardakikapasite çok üst düzeylerde olduğunda ancak çok sınırlı sayıda insanda bulunur Temel kavramlar (devam) PIAGET'DE BİLİşSEL GELİşİM Piaget kuramını tek cümle ile şöyle tanımlar: Aynı yaştaki çocuklar aynı, farklı yaştaki çocukların hepsi farklı düşünür. Yani tüm 5 yaşındakiler aynı, tüm 7 yaşındakiler aynı biçimde düşünmekte, 5 ve 7 yaşındakiler birbirinden tamamen farklı düşünmektedirier. Yaşla birlikte düşüncenin içeriği değişir. (Yetişkin bir kişinin dünyaya bakışı ile bir çocuğun dünyaya bakışı tamamen farklıdır.) "Nasıl düşünüyoruz?« düşünme, şema oluşturma; dengelenme ve örgütleme süreçleri ile Şema: Zihnin dış dünyadaki nesneler ve olgulara ilişkin oluşturduğu tasarım ya da genelçerçeveye şema denir. Şema, içinde hem düşünce hem hareketi barındırır. Okul dendiğinde zihinde okulla ilgili oluşan resim şemadır. Zihin dış dünyada algıladığı her şeyi genel bir resim, tasarım olarak kaydeder. Araba sürmeyi öğrendiğimizde araba sürmeye yönelik her nesne, hareket, davranış bir şema olarak kaydedilir. DENGELEME /ADAPTASYON Yaşantılar sonucu yeni şemaların oluşturulması, bozulması, yeniden düzenlenmesi süreçleri dengeleme kavramıyla açıklanır. Aşamaları şu şekildedir: Özümleme, özümseme, eritme, içine alma, asimilasyon olarak;;; uyma, değiştirme, dönüştürme, düzeltme kavramları, uyumsama olarak da çevrilmektedir. Denge durumunda dış dünya bizim üzerimizde bir etki yaratmaz. Örneğin, bir ses duyulduğunda kişi üzerinde etki yaratmayabilir ya da öğretmen ders anlatırken öğrenci Üzerinde etki yaratmadığında birey denge durumundadır. Dengesizlik durumu ise dış dünyada gördüğümüz olayın zihinde var olanlar yani şemalar ile uyuşmama durumudur. Dengesizlik durumunda zihin, adaptasyonu devreye sokar yani yeni duruma uyum sağlmaya çalışır. Bu da iki şekilde olur: Özümleme ve uyma. Özümlemede dış dünya var olan şemalarla bilinir. Var olan şemalarının içine dış dünya yerleştirilir. Özümlemeden sonra dengesizlik devam ederse uymaya geçilir (Asimilasyon). UYMA: Eğer, var olan şemayla yeni durum ya da uyarıcı bilinemezse yeni şema oluşturulur yani uyma gerçekleşir (Akomodasyon). • Özümleme olma dan uymaya geçilemez. Bilişsel yaklaşımlarm tümüne göre ön bilgi olmadan yeni bilgiye geçilemez. • 3 yaşındaki bir Çocuğun kafasında "balık;' kavramı altında suda yüzen, solungaçları olan küçük bir canlı şeması bulunmaktadır. Oysa BALİNA…? • Yeni durumu var olanla bilmek özümlemedir. Değiştirme, düzenleme, dönüştürme ifadeleri uymadır Şehirdeki bir ilköğretim 3. sınıf öğrencisi bir okuma parçasında "Pınardan su içtiler.« cümlesini okursa çocuk dengesizliğe düşer ve bu durumu var olan şemalardan birinin içine yerleştirir. çocuğun zihninde "su kaynağı" anlamında bir pınar şeması olmadığından Pınar adlı bir kişinin bu insanlara su verdiğini düşünür. Burada çocuk 'pınardan su içmeyi' var olan şemalarından birine zorla yerleştirmektedir (özümleme). Öğretmen çocuklara pınarın su kaynağı olduğunu anlatıp kitaptan resmini gösterirse çocuk uyma aşamasına geçer ve pınarı "su kaynağı" şeklinde yeni bir şema olarak zihnine yerleştirir. ÖRGÜTLEME (ORGANiZASYON) •Zihnin,şemaları bir araya toplaması örgütlemedir. Piaget'ye göre örgütleme (organizasyon), yeni karşılaşılan kavram ve olayları birbirleriyle tutarlı bütünler haline getirme çabasıdır. Başka bir ifadeyle örgütleme; benzer şemaları birbirleri ile ilişkilendirme, onları bir arada organize etme ve depolama işlevidir. Çocuk; kedi, köpek, aslan ve fareyi hayvan şeması altında; çekiç, tornavida, balta,vida şemalarını alet şeması altında bir araya toplar. Gecekondu, apartman, villa ve yazlık şemalarını ev şeması altında bir araya toplar. Yaşantı zenginliği…. • Yaşamda, her evrenin kendı örgütleme biçimi vardır", Kedi, köpek, aslan ve fareyi hayvan şeması altında bir araya toplama somut işlem çocuğunun örqütlemesi • Eğer çocuk soyut işlemler döneminde ise omurgalılar, kabuklular, memeliler, yumuşakçalar gibi soyut kavramları kullanarak örgütleme yapar BİLİŞSELGELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Bilişsel gelişimi etkileyen faktörlerin 2 temel işlevi vardır • Alt evreden üst evreye çıkarır. Örn… • Yeni bir konu; öğrenmemizi kolaylaştırır ya da zorlaştırır. 1-Olgunlaşma İnsan organlarının özellikle beyin ve sinir sisteminin gelişmesidir. Beyin ve sinir sisteminin gelişmesiyle bireyin yapabilecekleri artar ve iyi bir düzeye erişir. Örneğin, zamirleri öğrenebilmek için beynin soyut düşünebilecek duruma gelmesi gerekir. 2- Deneyim(fiziksel deneyim) Nesnelerle veya bilgi konularıyla birebir ilişki kurmaktır. çocuğun şema oluşturması İçin nesnelerle birebir ilişkisinin olması (Örneğin, çocuk yastıkta uyuyacak, hayvana dokunacakvs.) gerekir. Bir kişinin yılan ya da fare şeması oluşturabilmesi için yılanın ya da farenin en azından resmini görmesi gerekir. Nesne ve durumla birebir ilişki yoksa şema gelişmez. Deneyim yoksa şema da yoktur. ???? 3. Sosyal (Kültürel) Aktarım Bazı şeyler çevreden öğrenilir. Örneğin; dil, yaşam tarzı, insanlar ile nasıl ilişki kurulacağı, ahlak kuralları çevreden öğrenilir. Sosyal aktarım, eğitim demek değildir. • • • İngilizlerin direksiyonu sağda arabaları kullanması Çocukların içinde yaşadıkları toplumun dilini öğrenmesi (Çocuklar öncelikle annelerinin seslerini konuşmalarını öğrendiği ve konuşmaya başladığı için anne dili kavramından ana dil kavramı türemiştir). (Balıkçı kasabasında büyüyen bir çocuğun balık türlerini iyi bilmesi. 4. Dengeleme Bireyin karşılaştığı her yeni bilgi ya da durum onu yeniden dengelemeye itmekte ve bireyi bir alt evreden bir üst evreye çıkarmakta, bireyin yeni şemalar oluşturmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla bireyi bilişsel gelişime zorlamaktadır. Piaget, bireyin çevreye uyum sağlaması için "denge> dengesizlik>yeni denge« sürecinden geçmesi gerektiğini ifade etmektedir. Birey ne kadar çok dengeleme (NEDEN ÖNEMLİ?) yaparsa şemaları da o oranda artacaktır dolayısıyla bilişsel gelişim de artacaktır. Bilişsel gelişim evreleri • Kalıtım Piaget'de olgunlaşmaya; çevre ise deneyime karşılık gelmektedir. • Piaget'ye göre gelişim içten dışa doğrudur (Önce olgunlaşma olma sonra deneyim gelmektedir.). • Bir evreden diğerine geçiş birdenbire olur. • Her evre bir öncekini de kapsayan daha üst bir dengelemedir. Bir üst üst evreye geçiş alttaki şemaların yok olmasına yol açmaz. Önceki evrelerin şemaları korunur ama daha az kullanılır. • Kendi kendine konuşmak (MONOLOG) da işlem öncesinin şemasıdır. Herkes kendi kendine konuşur ama bunu işlem öncesi çocuk kadar sık yapmaz. • Bitkilerle konuşmak yapaycılık (artifikalizm), yani işlem öncesinin şemasıdır fakat bazı insanlar arasıra bilkilerle konuşurlar. Duyusal motor (duyudevinim) evre Kendisini diğer nesnelerden ayırma Reflekslerin istemli hareketlere dönüşmesi Nesne sürekliliği Döngüsel Hareketler (Devresel Tepki) Ses bulaşması Bebek dünyaya reflekslerle gelmekte ve doğumdan hemen sonra bebeğin zihninde yalnızca refleksler bulunmaktadır. Bu refleksler bebeğin ilk şemalarını oluşturur (emme, tutma, yakalama gibi). Bu yüzden bebek, her şeyi ağzına götürüp emme şemasıyla özümlemeye çalışır. Döngüsel Hareketler (Devresel Tepki) I. Devresel Tepki (0-2 ay): Reflekslerdir. Bebeğin zihninde yalnız refleksler olduğu için bebek sürekli refleksleri tekrarlayıp durur. 2 aylık bebeğin sürekli parmağını emmesi 1.devresel tepkidir. 2. Devresel Tepki: Refleksler ortalama iki ay içinde kontrol altına alındıktan sonra amaçsızca aynı hareketlerin sürekli tekrarlanmasıdır. kendi bedenine yönelik hareketler vardır. Bebek hareket eden her şeyi yakalayıp kendine çeker; her şeyi ağzına götürür. 3. Devresel Tepki: Hoşa giden şeyi sürekli tekrarlamak şeklindeki amaçlı davranışlardır. Burada dikkat edilmesi gereken bu davranışların dış dünyaya yönelik olmasıdır. Bebek eline geçen her şeyi atar, hareket dış dünyaya yöneliktir. • 4. Devresel Tepki: Bu aşamada en az iki şemanın bir uyum içinde birleştirilip karmaşık olan davranışların sürekli tekrarlanması şeklindeki tepkilerdir. Aynı oyunun tekrarlanması şeklinde karşımıza çıkar. Oyunda en az iki şema örgütlenir. Çocuk topa vurur, vurma bir şemadır, topun peşinden gitmek ikini şemadır. • 5.Devresel Tepki: Aynı sözcükleri tekrarlamaktır. Mama, baba gibi. • 6. Devresel Tepki: Aynı düşüncenin sürekli tekrarlanmasıdır. Bebeğin sürekli olarak, "Ben bunu istiyorum." şeklinde düşünmesidir. • Ya yetişkinlikte nasıl bu hareketler????? • Yetişkinlikte de bu şema sıklıkla kullanılır. Yetişkinler amaçsızca sürekli aynı hareketi yaparlar (anahtarlık sallamak, bacak sallamak gibi). Hoşa giden şeyleri sürekli tekrarlarlar (üst üste aynı filmi izler). Konuşmalarında aynı sözcükleri sürekli tekrarlar (yani, şey gibi). Aynı düşünce sürekli tekrarlanır: Örneğin, kişi sürekli "Ütünün fişini çektim mi?", "Acaba kapıyı kilitledim mi?" şeklinde Nesne Sürekliliği • Nesneler algı alanından çıktıktan sonra bile nesnelerin var olduğunu bilmeye nesne sürekliliği denir. Piaget'ye göre nesne sürekliliği 6-8 aylıkken gelişir. • 6-8 aydan sonra bebek algı alanından çıkan nesneleri aramaya başlar. • Bu Şema ile çocuk, artık aktif olarak belleğini kullanmaktadır. Kaybolan nesneyi bulmak için belleğine bakmalıdır. Bu şema neden-sonuç ilişkisinin başladığını göstermektedir. Bu şema, ayrıca bebeğin kendisi ve dünya arasında ayrım yapmaya başladığını göstermektedir. Taklit • Dil, öz bakım becerileri, oyun ve araç-gereç kullanma taklitle öğrenilir. • Taklidin ilk hali ses bulaşmasıdır. • Taklit, 2 yaş civarında ertelenmiş taklide dönüşür. Aradan zaman geçtikten sonra bir şeyi taklit etmek, ertelenmiş taklittir. • Kişi değişmezliği: Nesne sürekliliği 2 yaş civarı kişi değişmezliğine dönüşür. Kişinin kıyafeti, saçı, makyajı, sakalı, bıyığı değişse de bebek aynı kişi olduğunu anlar • Kişi sürekliliği; kişi algı alanından çıktıktan sonra bile kişinin var olduğunu bilmektir. Kişi sürekliliği 5-6 ay sırasında oluşur. İşlem Öncesi Dönem,2-7 • • Bu evrede kavramsal düşünce yoktur ve çocuk işlem yapamamaktadır. • Sembolik Evre (2-4) • Nesneleri sembollerle ifade etmedir (simgesel işlem). • Sembolik Oyun: Sembolik oyun, nesneleri gerçek işlevleri dışında kullanarak oyun oynamaktır. Süpürgeyi at yapması • Sembolleştirme yeteneği yalana yol açar. Yalan çok büyük bir bilişsel kazanımdır. O yüzden çocuklar bu aşamada yalan söylemeye başlarlar ve karşısındakileri kandırırlarsa da çok büyük zevk alırlar. Sembolleştirme yeteneği süslenmeye yol açar. Süslenme de bilişsel yeterliliktir. Çünkü kişi, süslenip değişmiş halinin farklı olduğunu düşünecektir. Oyuncaklar???giysiler??? Sezgisel Evre (4-7): $ezgi «görmek» yani görme duyusunun hakim olduğu düşünce demektir. Çocuk Nesnelerin içsel özelliklerini kavrayamaz. Örneğin, Nehrin aktığını gördüğü için bilir ama yüzeyin eğimli olmasından dolayı aktığını bilmez. Bu evrenin en büyük özelliği, korunum yapılamamasıdır. Korunum; nesne yer ya da biçim değiştirse bile hala aynı olduğunu sanmak veya farklı nesnelerin aynı özelliği taşıdığını düşünmektir. Örnek??? Neden korunum kazanılamıyor bu dönemde? Odaklanma Çocuğun olay ve olguların tek bir özelliğine odaklanması, bu nedenle diğer özellik ve boyutlarını dikkate alamamasıdır. Başka bir deyişle, nesnenin tek bir özelliğine (çarpıcı olana) kilitlenip kalmaktır. Odaklanma şeması televizyon izlerken ortaya çıkar. Şiddet???? Trafikte odaklanma???? BU evrenin, en büyük ve en merkezi şeması odaklanmadır. Diğer tüm şemaların temelinde var olan şemadır. Ben merkezcilik, tersine çevrilemezlik (vize buraya • • • • İşlem öncesi dönemin en büyük ve en merkezi şeması odaklanmadır. Diğer tüm şemaların temelinde var olan şemadır. Çocuk kendine odaklandığı için benmerkezcilik çıkar. Çocuk işlem yaparken şimdi ve buraya odaklandığı için görünüm şeması çıkar. Çocuk düz gidişe odaklandığı için tersine çevrilemezlik çıkar. Tersine Çevrilemezlik Yapılan herhangi çevirememektir. bir işlemi zihinden geriye Çocuğun gözü önünde geniş kaptan dar ve uzun bir kaba su boşaltılınca çocuk, dar ve uzun kapta daha fazla su olduğunu ifade eder. Bu şema korunumun yapılmasını engellediği gibi beraberinde aritmetiğin yapılmasını da engeller. Örneğin, çocuk 5 + 3 işleminin sonucunu 8 olarak bulur ancak aynı çocuğun önüne 3 + 5 = ? işlemi konulduğunda çocuk işlemi gerçekleştiremez. Toplamanın tersinin çıkarma, çarpmanın tersinin bölme olduğunu anlaması ise çok zordur . Görünüm şeması, şimdiki zamana ve nesnenin belirgin özelliğine kilitlenip kalmak demektir. Bu durum, çocukların şimdi ve burada olanla ilgili olmalarına, geçmiş ve geleceği dikkate almamalarına yol açar. • Geçmişi ve geleceği düşünebilseler de bir işlem yaparken genellikle dikkate almazlar. • Çocuklar kavganın hemen arkasından oyuna devam eder. Çünkü şimdiki zamana kilitlenmişlerdir. • Bir çocuk abisinin kardeşinden daha kısa olduğunu görürse kardeşinin abisinden daha büyük olduğunu düşünür çünkü görüntüyü dikkate alır. Özelden Özele Akıl Yürütme Bir durumda var olan bir özelliğin, benzer başka bir durum olduğunda da mutlaka var olması gerektiğini düşünmektedir. Yani A durumunda ne varsa A'ya benzer, her durumda aynı durum olacak şeklinde düşünmektir. Çocuk sürekli olarak lahmacun yapıldığını gördüyse çocuk için fırın lahmacun yapmak için vardır. Fırında başka bir yemek yapılabileceğini düşünemez. Kalıp yargıların oluşumu???Esneklik Yanlış Bağdaştırma (Senkretik Düşünme) Yanlış bağdaştırma aralarında ilişki olmayan iki durum arasında ilişki kurmaktır. Yanlış bağdaştırma, özelden özele akıl yürütmenin tamamen ilişkisiz alanlar arasında bağlantı kurarak yapılmasıdır. Çocuk fili hayvanat bahçesinde gördüyse filin hayvanat bahçesinde yaşadığını düşünür. Fillerin ormanda yaşayabileceğini düşünmez. Nazar değmesi…. Animizm •Cansız olan her şeyi canlıymış gibi düşünmektir. •Çizgi filmler animizm şemasına hitap eder. •O yüzden çizgi filmlerde cansız varlıklar (dağlar, taşlar vb .) konuşur. •Çocuk yere düştüğü zaman yeri tekrneler çünkü yer canlıdır ve onun canını acıtmaya çalışır. •Çocuk pilli arabasının canlı olduğunu düşünür. Çünkü hareket etmektedir. YAPAYCILIK (ARTİFİKALİZM) artifactuality Her yerde insan özelliklerinin görülmesidir. Doğa olayları açıklanırken insan özellikleri ile açıklanır. Nehir nasıl oluşuyor?" şeklindeki bir soruya çocuğun "İleriden biri su döküyor." diye cevap vermesi Animizm her yerde kullanılırken yapaycılık şemasını çocuk yalnızca doğa olaylarında kullanmaktadır. BENMERKEZCİLİK Kendini başkasının yerine koyup düşünememektir. Çocuk kendi bildiği şeyi herkesin bildiğini düşünür. Bu şemadan dolayı TV'de izlediği şeyin herkes tarafından izlendiğini düşünür.(zeki müren de bizi görecek mi?) Bu şemanın sosyal yansıması çocuklarda görülür. Oyuncak için kavga ettiklerinde 'Arkadaşını üzüyorsun." şeklinde çocuğu uyarmanın anlamı yoktur. Çünkü çocuk kendini arkadaşının yerine koyamaz. Monolog Benmerkezcilik monologa yol açar. Piaget'ye göre çocuk o kadar benmerkezcidir ki başkası ile iletişim kurma ihtiyacı duymadan kendi kendine konuşmaktadır. • Çocuk, oyun oynarken kendi kendine konuşur; evde sürekli kendi kendine söyler ya da konuşur; bu monologdur. • Benmerkezcilik toplu monologa yol açar. • Benmerkezcilik paralel oyuna yol açar. TEK YÖNLÜ SINIFLANDIRMA) DÜŞÜNME (SIRALAMA- Sıralama ve sınıflama, çeşitli nesnelerle, çeşitli özelliklere göre dizi oluşturma ya da gruplama yapabilme becerisidir. Çocuk, önüne farklı büyüklükte renkte ve şekillerde nesneler konulursa büyükten küçüğe ya da rengine göre ayırır. Aynı anda hem renk hem büyüklük gibi iki özelliği dikkate alamaz. Buna tek boyutlu sınıflama ve sıralama denir. 5 yaşındaki bir çocuğa "insanı sınıflandır." denildiğinde çocuk kadın-erkek, büyük-küçük olarak ayırır. Ya cinsiyet ya da yaşı dikkate alabilmektedir. Her ikisini birden dikkate alarak sınıflandırma yapamamaktadır. Geçişlilik Bu evredeki temel özelliklerden birisi, en fazla iki durum ya da nesne arasında geçiş yapılıp ikiden fazla olay arasında geçiş yapılamamasıdır. Çocuğun önüne 3 farklı boyda nesne konulduğu zaman A'nın B'den küçük olduğunu çıkarır; B'nin C'den büyük olduğunu çıkarır ama A'nın C'den büyük olduğu durumuna geçemez. Somut işlemler(7-11) • • • • • İşlem öncesinde olmayan ne varsa somut işlemlerde vardır. Korunum, işlem öncesinde yoktur, somut işlemlerde vardır. İşlem öncesinde odaklanma, somut işlemlerde odaktan uzaklaşma vardır. Işlem öncesinde tersine çevrilemezlik, somut işlemlerde tersine çevrilebilirlik vardır. işlem öncesinde görünüm vardır, somut işlemlerde çıkarsanmış gerçeklik vardır. Somut işlemler • • • İşlem öncesinde animizim ve yapaycılıkla düşünce akıl dışı iken somut işlemlerde düşünce; mantıklı neden sonuç ilişkileri ile düşünme şekline dönüşecektir. Özelden özele akıl yürütmenin yerini tümevarım; benmerkezciliğin yerini perspektif alma alacaktır. işlem öncesindeki tek boyutlu sınıflamanın yerini burada çoklu sınıflama ve sıralama alacak, geçişliliğin yerini dönüşümsel düşünme alacaktır. ODAKTAN UZAKLAŞMA Çocuk, bir olay veya olguda birden çok özelliği dikkate alabilmeye başlar. Örn, bir nesnenin hem enini hem boylarını dikkate alır, bu da en az 4 boyut demektir. Birden çok özelliği dikkate alabilme, korunumu gerçekleştirmesini sağlar. Tersine Çevrilebilirlik Çocuk, zihinden işlemi geri alabilmektir. Bu noktadan sonra aritmetik, çocuk için kolaylıkla yapılabilir hale gelir. Çıkarsanmış gerçeklik Geçmişi ve geleceği dikkate alarak neden-sonuç ilişkisi kurabilmektir. Böylece çocuk önündeki nesnelerin yalnızca görüntüsüne takılıp kalmaz, gördüğünden hareketle göremediği şeyler üzerinde de işlem yapabilmeye başlar. Bu şema, korunum yapmasını sağlayan en önemli şemadır. Arabayı boyanmadan önceki metalin rengiyle gördükten sonra tüm arabaların boyanmadan önce metal renginde olduğunu çıkartır . Çıkarsanmış gerçeklik iki alt boyuttan oluşur: Ayniyet (özdeşiik): Cisimlere bir şey ekleyip çıkarmadan aynı kaldığını bilmektir. Örn, Çocuk bir kere, buzun ısınınca su haline geldiğini gördükten sonra demirin ve kurşunun da ısınınca sıvı haline geleceğini çıkarmaya başlar. Bu şema sayesinde maddenin hallerini kolaylıkla anlayabilir duruma gelir. Telafi (ödünleme): Ödünleme, bir yöndeki büyümenin diğer yöndeki azalmayı karşıladığının anlaşılmasını ifade eder. Örn, Matematikteki alan, çevre, hacim vb. hesaplamaları yapabilmek bu özelliğe bağlıdır. Çocuk üçgen ve dörtqenin.şekilleri farklı olsa da ikisinin de çevresinin 30 metre olduğunu; beşgen ve dikdörtgenin şekilleri farklı olsa da alanlarının 50 metrekare olabileceğini anlamaya başlar. MEKANIK DÜŞÜNME-MANTIKLI DÜŞÜNME Animizmin, yapaycılığın yerini bu dönemde mekanik düşünme alır. işlem öncesindeki bir çocuğa "Otobüs niye hareket ediyor?" şeklinde bir soru sorulunca "Canı bizi götürmek istediği için." derken bu evrede "Benzinden dolayı." cevabı alınmaya başlanır. TÜMEVARIMSAL DÜŞÜNME Zihnin, tek tek özet durumlardan genel bir sonuca ulaşmasıdır. «1. leylek uçuyor, 2. leylek uçuyor, 3. leylek uçuyor ...O halde tüm leylekler uçar." şeklindeki düşünme şekli akıl yürütmedir. Öte yandan, leylek kavramının içine uçma özelliği eklenmiş olmaktadır. Çocuk «1. leylek göç ediyor, 2. leylek göç ediyor, 3. leylek göç ediyor ... O halde tüm leylekler göç eder; 1. leyleğin gagası uzun, 2. leyleğin gagası uzun.."O halde tüm leyleklerin gagası uzundur." şeklinde tümevarımlar yaparak leylek kavramının içine uçma ve gagaya sahip olma özelliklerini ekler. Bu şema kavramsal düşünmeye yol açmaktadır. PERSPEKTiF ALMA Kendini başkasının yerine koyarak düşünebilmektir. işlem öncesi dönemdeki Benmerkezciliğin yerine ortaya çıkar. "Öğretmen olsa n ödevini yapmayan öğrenci hakkında ne düşünürdün?« sorusunu çocuk anlar çünkü kendisini öğretmenin yerine koyup düşünebilmektedir. «Afrikalı bir çocuk olsa neler yapabileceğini düşünür çünkü kendisini o çocuğunyerine koyup düşünebilir. KOLLEKTIF OYUN Benmerkezciliğin ortadan kalkması ile birlikte karşılıklı (saklambaç, ip atlama, yakan top gibi) oyunlar başlar. ÇOKLU SıNıFLAMA Tek yönlü düşünmenin yerine geçer. Birden çok özelliğe göre sınıflar. «Bir insan, cinsiyeti kadındır, şehirde yaşar, yaşlıdır... diye 16 özelliğe kadar ayırabilir. Şehirli bir çocuk, arabaları 1015 ayrı grup altında sınıflandırabilir. «Matematikteki alt küme, birleşim kümesi gibi işlemleri rahatlıkla yapabilir hale gelir. DÖNÜŞÜMSEL DÜŞÜNME Geçmiş, şimdi ve gelecek dikkate alınarak düşünülmeye başlanır. Bu durum; çocuğun, nesnelerin yalnızca görüntüsüne takılıp kalmasını engeller. Nesneleri sayılara çevirme, grafiği düz anlatıma çevirme, anlatımı grafiğe çevirme, sayıları anlatıma ya da anlatımı sayılara çevirme şeklinde açığa çıkar.»Binanın planından ya da haritadan yer bulmak gibi. Soyut işlemler Soyut düşünme ve hipotez geliştirme Ergen benmerkezciliği Üst düzey problem çözebilme Göreli kavramların kazanılması Piaget için bilimsel düşünme, eleştirel düşünme, sorgulama ve soyut düşünme arasında fark yoktur. Piaget için bu dört düşünme biçimi de aynıdır, yani soyut düşünüyorsa bilimsel, eleştirel ve sorgulayıcı düşünüyor demektir. 11-12 yaşlarında başlar, 14-15 yaşlarında dengeye ulaşır ve düşüncede ulaşılabilecek son noktaya ulaşılmış olur. Piaget için soyut düşünmeden daha ileri bir düşünme yapısı yoktur. Bu evre Piaget'nin kuramının en tartışmalı evresidir SOYUTLAMA (YAPıYı iÇERiGiNOEN SOYUTLAMA) Bu evrenin en büyük ve en merkezi şemasıdır. Somut karşılık aramadan yada içeriğe bağlı kalmadan düşünmek demektir. Bu, bir tümdengelim çıkarımında açıkça görülür. «Bütün insanlar akreptir. «Akrepler sokar. «İnsanlar da sokar. Soyutlama yapabilmek günlük yaşamda atasözlerinin, deyimlerin, imaların anlamlarının anlaşılmasını sağlar. "Yıldızınız barıştı mı ? ifadesinin anlaşılması için somut karşılık aramadan düşünmek gerekir. OLASILlKLI DÜŞÜNME Soyut işlemlerin önemli şemalarından birisidir. Soyut kavramlar ile düşünme başladıktan sonra soyut kavramlar ile olasılıklar türetmeye bağlamaktır. Savaş hakkında olasılıklar: { Savaşdoğal kaynakların paylaşımı bozuksa çıkar. { Savaşdevletler arası güç dengesi bozuksa çıkar. { Savaşdevletlerin politikaları bozuksa çıkar. { Savaşcoğrafi konumdan dolayı çıkar. "Coğrafya davranışı etkiler mi?" sorusuna türetilecek olasılıklar: Bir bölge dağlık ise insanlar saldırgan olur. ‘’ ‘’ deniz kenarında ise insanlar hoşgörülü olur. Bir bölgede toprak verimli ise insanlar hoşgörülü olur . ‘’ ‘’ toprak verimli değilse insanlar hoşgörüsüz olur. Kombinasyon Düşünme(KOMBINATUAR SISTEM): Türetilen olasılıkları mantıksal bir biçimde çok farklı şekillerde birleştirmektir. Örneğin; •Bir bölgede kaynaklar eşit paylaşılmıyor ancak devletlerin gücü eşitse savaş çıkmaz. •Bir yerde ekonomik durum iyi ancak bireyin ahlaki değerleri zayıfsa dolandırıcılık yapar. •Bir bölgede devletlerin gücü birbirine yakın ancak politikaları bozuksa savaş çıkar. Kombinasyon düşünme bir problemin birden fazla çözümü olduğu olaylara ve problemleref arklı şekillerde yaklaşılabileceği şeklindeki esnek düşünceyi oluşturur. «Günlük yaşamdaki tipik örneği bireyin bir arkadaşının bazı özelliklerinin iyi, özelliklerinin kötü olduğunu, aynı arkadaşının derslerde iyi ama kitap okuma- 'ratyapmada kötü olduğunu düşünmek şeklinde ortaya çıkar. GÖRECEELİ DÜŞÜNME: Yer ve zaman değiştiğinde sonucun da değişebileceğini çıkarmaktır. «2000 yıl önceki ahlak ve toplum kuralları şimdikinden farklıydı. «Göreceli düşünme ve hipotezli düşünme, ileriye ve geriye doğru düşünmenin yapılmasını sağlar. «Eğer 1. Dünya Savaşı'na Osmanlı imparatorluğu girmese neler olurdu? TÜMDENGELİM Genelden özele şeklindeki akıl yürütmedir. Burada bilinmeyenden, yani genel ifadeden bilinene gidiş""Söz konusudur.Tüm cisimlerin ısınınca sıvı olduğunu görmemiştir ANALOJİ Analoji, özelden özele akıl yürütme ile karıştırılmamalıdır. Analoji denklemler, fizik kimya,trigonometri problemlerinin çözümü soyut kavramlarla yapılır, özelden özele akıl yürütme somut nesnelerle yapılır. SiSTEMLi DÜŞÜNME En az iki tane sistem karşılıklı olarak düşünülür. Bu iki sistemden birindeki bir değişimin iki sistemi birden etkileyip etkilemediği ilişkisini çıkarmaktır. Sistemler arası ilişki kurmaktır. Örn; Arılar yok olduktan 3 yıl sonra insan türü yok olacak. Bakteriler yok olursa insan türünün yok olması 80 dakika içinde gerçekleşir. Böceklerin olduğu sistem, bitkilerin sistemine bağlıdır. Böcekler tozlaşmayıs maktadır. Bitkilerin olduğu sistem hayvanların olduğu sisteme bağlıdır. İnsanı oluşturduğu sistem, hayvanlar ve bitkiler sistemine bağlıdır. Arılar yok olursai türünün yok olması 3 yıl sürmektedir. Bir‘ sistemdeki hangi değişikliğin diğerini nasıl etkilediği karşılıklı ilişkiler içinde düşünülmelidir. HiPOTEZLi DÜŞÜNME Var olan gerçeğin ötesine geçmektir. Var olan gerçeğin ötesine geçtikten sonra da bundan çıkarım yapmaktır. «Dünyanın ısısı 6 derece artarsa canlıların %95'i yok olur. «TV ve sinemalardaki şiddet hızla devam ederse 10yıl sonra sokaktaki şiddetten ölenlerin sayısı 100 kat artar. Bu durumlar henüz gerçekleşmemiştir. Burada şu an var olan gerçeğin ötesine geçip çıkarım yapmak söz konusudur. PIAGET'iN DÜŞÜNME BİÇİMLERİ Ergen Benmerkezciliği Ergenlikteki soyut düşünmenin sosyal yansımasıdır. Ergen, soyut işlemler döneminde olasılıklar türetmeye, farklı bakışaçılarından olayları anlamaya, soyut kavramlar hakkında düşünmeye başlar. Başkalarının nasıl düşündüğünü çıkarmaya başlamasının sosyal bir yansıması olarak ergende benmerkezcilik ortaya çıkar. Buradaki benmerkezcilik 'Benimduygu ve düşüncelerim 'biricik' ve 'tektir'." şeklindeki düşüncedir. Ergen, kendisinin çok zeki olduğunu, annebabasından, öğretmenlerinden daha akıllı olduğunu,içinde büyük bir potansiyel olduğunu düşünmeye başlar. Ergen benmerkezciliği hayali izleyici ve kişisel efsane (hikaye) şeklinde iki boyuttan oluşur: Hayali izleyici: Ergenin sürekli, başkaları tarafından izlendiğini düşünmesidir. Ergenlik döneminde bedende de çok hızlı değişimler olmaktadır. Ergen bu dönemde bedeni ile aşırı ilgilenmektedir. Bedendeki bu değişimler bir de "Ben biriciğim." duygusu ile birleşince ergen herkesin kendine baktığını düşünmeye başlar. Kişisel efsane: Bireyin kendi duygularının ve düşüncelerinin yeryüzünde ilk defa yaşandığını düşünmesi ve her şeyi yapabileceğine inanmasıdır. "Lise yılları hiç unutulmaz,bir daha sevmeyeceğim, hiç kimse benim kadar acı çekmemiştir, bizim arkadaşlığımız hiç bitmeyecek ... " şeklindeki ifadeler bunu yansıtır Dil gelişimi Vygotksy, Piaget'ye dil-düşünce ilişkisi konusunda karşı çıkmaktadır. Piaget için konuşulan dilin bir önemi yoktur; ister 2 milyon kelimeden oluşan ingilizce, ister Türkçe ya da 300 kelimeden oluşan kabile dili ile konuşulsun, dil düşünceyi yansıtan basit bir araçtır. Piaget için dil, sosyal aktarımdır ve düşünceyi geliştirmez. Vygotsky'e göre bilinen kavramların benzerlik ve farklılıklarına kişi ne kadar hakimse düşüncesi o kadar gelişir. Örneğin, fizik ve kimyanın; coğrafya ve jeolojinin; psikoloji ve antropolojinin aralarındaki benzerlik ve farklılığı kişi ne kadar iyi biliyorsa düşüncesi o kadar gelişir. Vygotsky kelimelerin edinilmesi ile ilişkili olarak ikili bir ayrım yapar: Kendiliğinden edinilen kavramlar: Kendiliğinden edinilen kavramlar, düşünceyi geliştirmez. Sonradan kazanılan kavramlar: Okulda öğrendiğimiz kavramlar ya da kitap okurken kazandığımız kavramlardır. Sonuç olarak dil, düşünceyi geliştiren üst düzey bir araçtır. Piaget'de monoloğun nedeni benmerkezciliktir. Piaget'ye göre çocuk o kadar benmerkezcidir ki iletişim kurma ihtiyacı duymadan kendi kendine konuşmaktadt Vygotsky'e Piaget'yi eleştirirken "Evet, çocuklar kendi kendilerine konuşmaktadır. yani monolog yapmaktadırlar. Ancak Piaget çocukların ne konuştukları na bakmamıştır." demiştir. Çocuk yaptığı işle ilgili konuşmaktadır. Yap bozla oynuyorsa bununla ilgili konuşmaktadır. Aslında monolog sesli düşünmedir. Vygotsky'e göre monolog benmerkezciliğin ürünü olsaydı çocuk yalnızken de başka çocuklarla birlikte iken de aynı miktarda monolog yapması gerekir. Oysa…?.yani sosyal yaşantı önemli YakınGelişim Alanı (Zone proximal development) Piaget'ye göre bir evreden diğerine olgunlaşma ve fiziksel deneyim ile geçiImektedir. Vygotksy' göre 5 yaşındaki bir çocuk kendi başına matematiksel işlem yapmayı öğrenemez. Ancak bir yetişkin ya da akranı bu çocuğa kılavuzluk yaparsa kendi başınayapamadığı işlemleri yapabilir duruma gelir. Bir yetişkin ya da akran, çocuğa örnekler ve benzetmelerlr para üzerinde dört işlemin nasıl yapılacağını öğretirse çocuğun kendi başına öğrenemeyeceği bu işlemleri Yakınsal Gelişim Alanı: çocuğun kendi başına yapamadığı ama bir yetişkin ya da akran kılavuzluğu ile yapamadığını yapabilir duruma gelmesi yakın gelişim alanıdır. Dolayısı ile yakın gelişim alanı, tek bir alanda çocuğun düşüncesinin ileriye çekilmesidir. lçselleştirme: Birey daha sonra bu süreci içselleştirir, yani işlemi kendi başına yapabilir duruma gelir. Bundan sonra yakın gelişim alanı daha ileriye gider. DİLİN NASIL ÖGRENİLDİGİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLER Davranışçılık; dilin uyaran - tepki ve pekiştireç bağı ile öğrenildiğini savunmaktadır. Çocuk tesadüfen "mama, baba" seslerini çıkarır. Mama sesini çıkarınca anne mama verir. Peki ya işitme engelli birey??? CHOMSKY'NİN DİLGELİşİMİ TABLOSUNA EKLEDİKLERİ AlıCı YETENEK: Etrafta konuşulan dil ve grameri alıp zihne yerleştirmedir. Bebeklik döneminde bu özellik çok güçlü işlemektedir. Bundan dolayı ikinci dili ana dilimiz gibi öğrenemeyiz. ÜRETICI YETENEKLER: Dili alıp içselleştirdikten sonra kullanmaktır. "Su ver", "Oyun oynayalım." şeklinde konuşmak ya da yazmaktır. Eksik kurallaştırma: Dil gelişiminin başında çocuk için bir nesnenin bir tane adı vardır. «Çocuk plastik bardağa bardak demeyi öğrendiyse çay bardağına bardak demez. «Çocuğun adı Işıl'dır. Çocuğa "çocuk" şeklinde seslenilirse "Ben lşıl‘ım, çocuk değilim." der. Aşırı kurallaştırma: Bir gramer kuralını öğrendikten sonra yerli yersiz kullanmaktır . «Berberci, kalemci şeklinde "ci" ekini kullanmak ya da "sizler geldi" şeklinde konuşmak gibi.