PIAGET`DE BİLİşSEL GELİşİM

advertisement
Bilişsel Gelişim
Doğum: 9 Ağustos 1896, Neuchâtel, İsviçre
Ölüm: 16 Eylül 1980, Cenevre, İsviçre
Yaşla beraber bireyin düşünce sistemindeki her
türlü değişimi inceler
Piaget: Rüzgâr nasıl oluşur?
Julia: Ağaçlar.
P: Nereden biliyorsun?
J: Onları kollarını sallarken gördüm,
P: Bu nasıl rüzgâr oluşturuyor?
J: (Elini yüzünün önünde sallayarak) İşte
böyle. Ama onların kolları daha uzun. Hem
daha çok ağaç var.
P: Okyanuslardaki rüzgâr nasıl oluşuyor?
J: Karadan oraya esiyor. Yok, yok.
Dalgalardan…
Yetişkinler kadar sözel açıklama getirme???
Yirminci yüzyılın devlerinden biri sayılan ve gelişim
psikolojisine büyük katkıları olan Jean Piaget'nin
'bilinci", Freud'un ise bilinçaltını keşfettiği ileri
sürülmektedir.
Piaget’in çocuğa bakışı???
"Çocuklar kavrama olgusuna ancak kendileri
keşfettikleri, buldukları zaman ulaşabilirler ve
onlara
birşeyleri
çabucak
öğretmeye
kalkıştığımızda onları, kendilerinin bulma
şansından yoksun bırakırız (okul öncesi
eğitim)
Kendilerini ancak dile getirebilen binlerce
yeniyetmeyle yaptığı görüşmelerden
sonra, Piaget söz konusu yaş grubunun
dışa vurdukları o şirin, ancak mantığa
aykırıymış gibi gelen görüşlerinin ardında
kendilerine özgü bir düzen ve mantığı
olan düşünce süreçlerinin yatabileceği
sonucuna vardı. Einstein bunu, “yalnızca
bir dahinin akıl erdirebileceği basitlikte bir
buluş” olarak nitelendirdi. Piaget’nin
ortaya attığı görüş, zekânın özünde yatan
işlevlere yeni bir pencere açtı.
Bilişsel Gelişimde Temel Kavramlar

Biliş

Zeka

Yetenek

Örgütleme

Özümseme

Uyumsama

Uyum
Bilişsel gelişim alanında
öncelikle birbiri ile yakın
ilişkili olan biliş, zeka ve
yetenek
kavramlarının
birbirinden ayrılması
gerekmektedir
Biliş : Biliş düşünme sürecinin adıdır.
Başka bir şekilde ifade edilecek olursa
•Nasıl düşünüyoruz?
•Bilgiyi duyu organlarımızia dışarıdan
nasıl alıyoruz?
•Bilgiyi zihnimizde işlemden nasıl
geçiriyoruz?
•Bu işlemleri yaptıktan sonra problem
çözme ve yaratıcılık olarak çıktıyı nasıl
üretiyoruz?
vb. soruların tümü ve bu sorulara verilen
cevaplar bilişle ilgilidir.
Zeka Nedir?
Bireyin herhangi bir konu hakkında hızlı
düşünmesi, hızlı sonuç çıkarması ve
sonucun doğru olması zeka göstergesidir.
başına hızlı düşünme zekanın göstergesi
değildir. Sonucun, yani ürünün de kaliteli
olması gerekir.
Piaget’e göre zeka?
"çevreye uyum sağlama" olarak tanımlar.
Sonuc değil süreç
Ales-kpss—hız unsuru
Francis Galton (ilk zeka testini geliştirdi)
Galton zekayı uyarıcılara çabuk tepki verme
ve duyu/atın keskinliği olarak tanımlar
Görme duyusu işitme duyusu ve diğer
duyular ne kadar güçlü ise birey o kadar
zekidir.
'Eugenics' Galton’un iyi tür,,,,,eflatun… 67000
insan kısırlaştırıldı
1907’de Indiana eyâletinde kabul edilen bir
kanunla zekâ özürlü, sağır ya da körler zorla
kısırlaştırılmaya başlanmıştır (1960ta bitti)
Mussolini…
Zeka ve yetenek sınavlarında her iki sınavda
sonucun doğru ya da ürünün kaliteli, yaratıcı
olmasına odakIanırlar. Piaget ve Vygotsky için
sonucun doğru olması önemli değildir. Onlar çin
yanlış cevaplar daha önemlidir.
Doğru cevaptan bir şey çıkarılmaz, yani bireyin
nasıl düşündüğünü doğru cevaptan anlamak
mümkün değildir ama yanlış cevap kişinin nasıl
düşündüğünü
gösterir.
Hatta
çocuğun
düşüncesinin nasıl olduğunu ortaya çıkarmak
için Piaget ve Vygotsky çocukların verdiği
yanlışcevapları çocuklar ile uzun uzun
sorgularlar.
İlk modern zeka testini (2-85 yaş) Alfred Binet
geliştirmiştir.
1900'lü
yıllarda
Fransız
hükümeti, psikolog Alfred Binet'e zihinsel özürlü
çocukları diğerlerinden ayırma görevi vermiştir.(öjenik)
Piaget, Binnet'in laboratuvarında şunu keşfetmiştir: 5
yaşındaki çocukların hepsi aynı soruya aynı yanlış
cevabı vermektedir. Cevaplar farklı olsa da sorun
yoktur, cevaplar doğru olsa zaten kimse bir şey fark
edemez ancak herkes aynı yanlış cevabı verince
Piaget buradan hareketle "Yaşla beraber
düşüncenin içeriği değişmektedir." demektedir.
YETENEK (beceri???): Doğuştan getirilen kapasitenin
adıdır. Bireyin neler yapabildiği ve neleri yapamadığını
ifade eden kapasiteye yetenek denir. Yetenek ikiye
ayrılır
• Bütün insanlarda var olan, doğuştan getirilen genel
yetenek
• Çok sınırlı sayıda insanda var olan, özel yetenek.
Herkeste var olan kapasite; genel yetenek, sayısal ve
sözel akıl yürütmeden oluşur. Bütün insanlarda sayılar
ile işlem yapmak ve sözcükler kullanarak kavramlar
arasında ilişki kurmak, sınıflandırma yapmak, analiz
yapmak doğuştan kapasite olarak getirilir. Eğitimle de
çok az geliştirilmesi mümkündür.
Resim,müzik, beden, heykel alanlarındaki kapasite ise
özel yetenektir. Bu alanlardakikapasite çok üst
düzeylerde olduğunda ancak çok sınırlı sayıda insanda
bulunur
Temel kavramlar (devam)
PIAGET'DE BİLİşSEL GELİşİM
Piaget kuramını tek cümle ile şöyle tanımlar:
Aynı yaştaki çocuklar aynı, farklı yaştaki çocukların
hepsi farklı düşünür. Yani tüm 5 yaşındakiler aynı,
tüm 7 yaşındakiler aynı biçimde düşünmekte, 5 ve
7 yaşındakiler birbirinden tamamen farklı
düşünmektedirier.
Yaşla birlikte düşüncenin içeriği değişir. (Yetişkin
bir kişinin dünyaya bakışı ile bir çocuğun dünyaya
bakışı tamamen farklıdır.)
"Nasıl düşünüyoruz?«
düşünme, şema oluşturma; dengelenme ve
örgütleme süreçleri ile
Şema: Zihnin dış dünyadaki nesneler ve olgulara
ilişkin oluşturduğu tasarım ya da genelçerçeveye
şema denir. Şema, içinde hem düşünce hem
hareketi barındırır. Okul dendiğinde zihinde okulla
ilgili oluşan resim şemadır. Zihin dış dünyada
algıladığı her şeyi genel bir resim, tasarım olarak
kaydeder.
Araba sürmeyi öğrendiğimizde araba sürmeye
yönelik her nesne, hareket, davranış bir şema
olarak kaydedilir.
DENGELEME /ADAPTASYON
Yaşantılar sonucu yeni şemaların oluşturulması, bozulması,
yeniden düzenlenmesi süreçleri dengeleme kavramıyla
açıklanır. Aşamaları şu şekildedir:
Özümleme, özümseme, eritme, içine alma, asimilasyon
olarak;;; uyma, değiştirme, dönüştürme, düzeltme
kavramları, uyumsama olarak da çevrilmektedir.
Denge durumunda dış dünya bizim üzerimizde bir etki
yaratmaz. Örneğin, bir ses duyulduğunda kişi üzerinde etki
yaratmayabilir ya da öğretmen ders anlatırken öğrenci
Üzerinde etki yaratmadığında birey denge durumundadır.
Dengesizlik durumu ise dış dünyada gördüğümüz
olayın zihinde var olanlar yani şemalar ile
uyuşmama durumudur. Dengesizlik durumunda
zihin, adaptasyonu devreye sokar yani yeni
duruma uyum sağlmaya çalışır. Bu da iki şekilde
olur: Özümleme ve uyma.
Özümlemede dış dünya var olan şemalarla bilinir.
Var olan şemalarının içine dış dünya yerleştirilir.
Özümlemeden sonra dengesizlik devam ederse
uymaya geçilir (Asimilasyon).
UYMA: Eğer, var olan şemayla yeni durum ya da
uyarıcı bilinemezse yeni şema oluşturulur yani
uyma gerçekleşir (Akomodasyon).
• Özümleme olma dan uymaya geçilemez. Bilişsel
yaklaşımlarm tümüne göre ön bilgi olmadan yeni
bilgiye geçilemez.
• 3 yaşındaki bir Çocuğun kafasında "balık;' kavramı
altında suda yüzen, solungaçları olan küçük bir
canlı şeması bulunmaktadır. Oysa BALİNA…?
• Yeni durumu var olanla bilmek özümlemedir.
Değiştirme, düzenleme, dönüştürme ifadeleri
uymadır
Şehirdeki bir ilköğretim 3. sınıf öğrencisi bir okuma
parçasında "Pınardan su içtiler.« cümlesini okursa
çocuk dengesizliğe düşer ve bu durumu var olan
şemalardan birinin içine yerleştirir. çocuğun
zihninde "su kaynağı" anlamında bir pınar şeması
olmadığından Pınar adlı bir kişinin bu insanlara su
verdiğini düşünür.
Burada çocuk 'pınardan su içmeyi' var olan
şemalarından
birine
zorla
yerleştirmektedir
(özümleme). Öğretmen çocuklara pınarın su
kaynağı olduğunu anlatıp kitaptan resmini
gösterirse çocuk uyma aşamasına geçer ve pınarı
"su kaynağı" şeklinde yeni bir şema olarak zihnine
yerleştirir.
ÖRGÜTLEME (ORGANiZASYON)
•Zihnin,şemaları bir araya toplaması örgütlemedir.
Piaget'ye göre örgütleme (organizasyon), yeni
karşılaşılan kavram ve olayları birbirleriyle tutarlı
bütünler haline getirme çabasıdır. Başka bir ifadeyle
örgütleme; benzer şemaları birbirleri ile ilişkilendirme,
onları bir arada organize etme ve depolama işlevidir.
Çocuk; kedi, köpek, aslan ve fareyi hayvan şeması
altında; çekiç, tornavida, balta,vida şemalarını alet
şeması altında bir araya toplar. Gecekondu,
apartman, villa ve yazlık şemalarını ev şeması
altında bir araya toplar.
Yaşantı zenginliği….
• Yaşamda, her evrenin kendı örgütleme biçimi vardır",
Kedi, köpek, aslan ve fareyi hayvan şeması altında bir
araya toplama somut işlem çocuğunun örqütlemesi
• Eğer çocuk soyut işlemler döneminde ise omurgalılar,
kabuklular, memeliler, yumuşakçalar gibi soyut
kavramları kullanarak örgütleme yapar
BİLİŞSELGELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Bilişsel gelişimi etkileyen faktörlerin 2 temel işlevi
vardır
• Alt evreden üst evreye çıkarır. Örn…
• Yeni bir konu; öğrenmemizi kolaylaştırır ya da
zorlaştırır.
1-Olgunlaşma
İnsan organlarının özellikle beyin ve sinir sisteminin
gelişmesidir. Beyin ve sinir sisteminin gelişmesiyle
bireyin yapabilecekleri artar ve iyi bir düzeye erişir.
Örneğin, zamirleri öğrenebilmek için beynin soyut
düşünebilecek duruma gelmesi gerekir.
2- Deneyim(fiziksel deneyim)
Nesnelerle veya bilgi konularıyla birebir ilişki
kurmaktır. çocuğun şema oluşturması İçin
nesnelerle birebir ilişkisinin olması (Örneğin,
çocuk
yastıkta
uyuyacak,
hayvana
dokunacakvs.) gerekir.
Bir kişinin yılan ya da fare şeması
oluşturabilmesi için yılanın ya da farenin en
azından resmini görmesi gerekir. Nesne ve
durumla birebir ilişki yoksa şema gelişmez.
Deneyim yoksa şema da yoktur. ????
3. Sosyal (Kültürel) Aktarım
Bazı şeyler çevreden öğrenilir. Örneğin; dil, yaşam
tarzı, insanlar ile nasıl ilişki kurulacağı, ahlak kuralları
çevreden öğrenilir. Sosyal aktarım, eğitim demek
değildir.
•
•
•
İngilizlerin direksiyonu sağda arabaları kullanması
Çocukların içinde yaşadıkları toplumun dilini
öğrenmesi
(Çocuklar
öncelikle
annelerinin
seslerini konuşmalarını öğrendiği ve konuşmaya
başladığı için anne dili kavramından ana dil
kavramı türemiştir).
(Balıkçı kasabasında büyüyen bir çocuğun balık
türlerini iyi bilmesi.
4. Dengeleme
Bireyin karşılaştığı her yeni bilgi ya da durum onu
yeniden dengelemeye itmekte ve bireyi bir alt evreden
bir üst evreye çıkarmakta, bireyin yeni şemalar
oluşturmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla bireyi bilişsel
gelişime zorlamaktadır.
Piaget, bireyin çevreye uyum sağlaması için "denge>
dengesizlik>yeni
denge«
sürecinden
geçmesi
gerektiğini ifade etmektedir. Birey ne kadar çok
dengeleme (NEDEN ÖNEMLİ?) yaparsa şemaları da
o oranda artacaktır dolayısıyla bilişsel gelişim de
artacaktır.
Bilişsel gelişim evreleri
•
Kalıtım Piaget'de olgunlaşmaya; çevre ise deneyime karşılık
gelmektedir.
•
Piaget'ye göre gelişim içten dışa doğrudur (Önce olgunlaşma olma
sonra deneyim gelmektedir.).
•
Bir evreden diğerine geçiş birdenbire olur.
•
Her evre bir öncekini de kapsayan daha üst bir dengelemedir. Bir üst
üst evreye geçiş alttaki şemaların yok olmasına yol açmaz. Önceki
evrelerin şemaları korunur ama daha az kullanılır.
•
Kendi kendine konuşmak (MONOLOG) da işlem öncesinin
şemasıdır. Herkes kendi kendine konuşur ama bunu işlem öncesi
çocuk kadar sık yapmaz.
•
Bitkilerle konuşmak yapaycılık (artifikalizm), yani işlem öncesinin
şemasıdır fakat bazı insanlar arasıra bilkilerle konuşurlar.

Duyusal motor (duyudevinim)
evre
Kendisini diğer
nesnelerden ayırma

Reflekslerin istemli
hareketlere dönüşmesi

Nesne sürekliliği

Döngüsel Hareketler
(Devresel Tepki)

Ses bulaşması

Bebek dünyaya reflekslerle
gelmekte ve doğumdan hemen
sonra bebeğin zihninde
yalnızca refleksler
bulunmaktadır. Bu refleksler
bebeğin ilk şemalarını oluşturur
(emme, tutma, yakalama gibi).
Bu yüzden bebek, her şeyi
ağzına götürüp emme
şemasıyla özümlemeye çalışır.
Döngüsel Hareketler (Devresel Tepki)
I. Devresel Tepki (0-2 ay): Reflekslerdir. Bebeğin
zihninde yalnız refleksler olduğu için bebek sürekli
refleksleri tekrarlayıp durur. 2 aylık bebeğin sürekli
parmağını emmesi 1.devresel tepkidir.
2. Devresel Tepki: Refleksler ortalama iki ay içinde
kontrol altına alındıktan sonra amaçsızca aynı hareketlerin
sürekli tekrarlanmasıdır. kendi bedenine yönelik hareketler
vardır. Bebek hareket eden her şeyi yakalayıp kendine
çeker; her şeyi ağzına götürür.
3. Devresel Tepki: Hoşa giden şeyi sürekli tekrarlamak
şeklindeki amaçlı davranışlardır. Burada dikkat edilmesi
gereken bu davranışların dış dünyaya yönelik olmasıdır.
Bebek eline geçen her şeyi atar, hareket dış dünyaya
yöneliktir.
• 4. Devresel Tepki: Bu aşamada en az iki şemanın
bir uyum içinde birleştirilip karmaşık olan
davranışların sürekli tekrarlanması şeklindeki
tepkilerdir. Aynı oyunun tekrarlanması şeklinde
karşımıza çıkar. Oyunda en az iki şema örgütlenir.
Çocuk topa vurur, vurma bir şemadır, topun
peşinden gitmek ikini şemadır.
• 5.Devresel Tepki: Aynı sözcükleri tekrarlamaktır.
Mama, baba gibi.
• 6. Devresel Tepki: Aynı düşüncenin sürekli
tekrarlanmasıdır. Bebeğin sürekli olarak, "Ben
bunu istiyorum." şeklinde düşünmesidir.
• Ya yetişkinlikte nasıl bu hareketler?????
• Yetişkinlikte de bu şema sıklıkla kullanılır.
Yetişkinler amaçsızca sürekli aynı hareketi
yaparlar (anahtarlık sallamak, bacak sallamak
gibi). Hoşa giden şeyleri sürekli tekrarlarlar
(üst üste aynı filmi izler). Konuşmalarında aynı
sözcükleri sürekli tekrarlar (yani, şey gibi). Aynı
düşünce sürekli tekrarlanır: Örneğin, kişi
sürekli "Ütünün fişini çektim mi?", "Acaba
kapıyı kilitledim mi?" şeklinde
Nesne Sürekliliği
• Nesneler algı alanından çıktıktan sonra bile nesnelerin
var olduğunu bilmeye nesne sürekliliği denir. Piaget'ye
göre nesne sürekliliği 6-8 aylıkken gelişir.
• 6-8 aydan sonra bebek algı alanından çıkan nesneleri
aramaya başlar.
• Bu Şema ile çocuk, artık aktif olarak belleğini
kullanmaktadır. Kaybolan nesneyi bulmak için belleğine
bakmalıdır. Bu şema neden-sonuç ilişkisinin başladığını
göstermektedir. Bu şema, ayrıca bebeğin kendisi ve
dünya arasında ayrım yapmaya başladığını
göstermektedir.
Taklit
• Dil, öz bakım becerileri, oyun ve araç-gereç kullanma
taklitle öğrenilir.
• Taklidin ilk hali ses bulaşmasıdır.
• Taklit, 2 yaş civarında ertelenmiş taklide dönüşür.
Aradan zaman geçtikten sonra bir şeyi taklit etmek,
ertelenmiş taklittir.
• Kişi değişmezliği: Nesne sürekliliği 2 yaş civarı kişi
değişmezliğine dönüşür. Kişinin kıyafeti, saçı, makyajı,
sakalı, bıyığı değişse de bebek aynı kişi olduğunu anlar
• Kişi sürekliliği; kişi algı alanından çıktıktan sonra bile
kişinin var olduğunu bilmektir. Kişi sürekliliği 5-6 ay
sırasında oluşur.
İşlem Öncesi Dönem,2-7
•
•
Bu evrede kavramsal düşünce
yoktur ve çocuk işlem
yapamamaktadır.
•
Sembolik Evre (2-4)
•
Nesneleri sembollerle ifade
etmedir (simgesel işlem).
•
Sembolik Oyun: Sembolik
oyun, nesneleri gerçek işlevleri
dışında kullanarak oyun
oynamaktır. Süpürgeyi at
yapması
•
Sembolleştirme yeteneği yalana
yol açar. Yalan çok büyük bir
bilişsel kazanımdır. O yüzden
çocuklar bu aşamada yalan
söylemeye başlarlar ve
karşısındakileri kandırırlarsa da
çok büyük zevk alırlar.
Sembolleştirme yeteneği
süslenmeye yol açar. Süslenme
de bilişsel yeterliliktir. Çünkü kişi,
süslenip değişmiş halinin farklı
olduğunu düşünecektir.
Oyuncaklar???giysiler???
Sezgisel Evre (4-7): $ezgi «görmek» yani görme
duyusunun hakim olduğu düşünce demektir. Çocuk
Nesnelerin içsel özelliklerini kavrayamaz. Örneğin,
Nehrin aktığını gördüğü için bilir ama yüzeyin eğimli
olmasından dolayı aktığını bilmez.
Bu
evrenin
en
büyük
özelliği,
korunum
yapılamamasıdır. Korunum; nesne yer ya da biçim
değiştirse bile hala aynı olduğunu sanmak veya
farklı nesnelerin aynı özelliği taşıdığını düşünmektir.
Örnek???
Neden korunum kazanılamıyor bu dönemde?
Odaklanma
Çocuğun olay ve olguların tek bir özelliğine
odaklanması, bu nedenle diğer özellik ve boyutlarını
dikkate alamamasıdır. Başka bir deyişle, nesnenin tek
bir özelliğine (çarpıcı olana) kilitlenip kalmaktır.
Odaklanma şeması televizyon izlerken ortaya çıkar.
Şiddet????
Trafikte odaklanma????
BU evrenin, en büyük ve en merkezi şeması
odaklanmadır. Diğer tüm şemaların
temelinde var olan şemadır.
Ben merkezcilik, tersine çevrilemezlik (vize buraya
•
•
•
•
İşlem öncesi dönemin en büyük ve en merkezi
şeması odaklanmadır. Diğer tüm şemaların
temelinde var olan şemadır.
Çocuk kendine odaklandığı için benmerkezcilik
çıkar.
Çocuk işlem yaparken şimdi ve buraya
odaklandığı için görünüm şeması çıkar.
Çocuk düz gidişe odaklandığı için tersine
çevrilemezlik çıkar.
Tersine Çevrilemezlik
Yapılan
herhangi
çevirememektir.
bir
işlemi
zihinden
geriye
Çocuğun gözü önünde geniş kaptan dar ve uzun bir kaba
su boşaltılınca çocuk, dar ve uzun kapta daha fazla su
olduğunu ifade eder. Bu şema korunumun yapılmasını
engellediği gibi beraberinde aritmetiğin yapılmasını da
engeller.
Örneğin, çocuk 5 + 3 işleminin sonucunu 8 olarak bulur
ancak aynı çocuğun önüne 3 + 5 = ? işlemi konulduğunda
çocuk işlemi gerçekleştiremez. Toplamanın tersinin
çıkarma, çarpmanın tersinin bölme olduğunu anlaması ise
çok zordur .
Görünüm şeması, şimdiki zamana ve nesnenin
belirgin özelliğine kilitlenip kalmak demektir. Bu
durum, çocukların şimdi ve burada olanla ilgili
olmalarına, geçmiş ve geleceği dikkate almamalarına
yol açar.
• Geçmişi ve geleceği düşünebilseler de bir işlem
yaparken genellikle dikkate almazlar.
• Çocuklar kavganın hemen arkasından oyuna
devam
eder.
Çünkü
şimdiki
zamana
kilitlenmişlerdir.
• Bir çocuk abisinin kardeşinden daha kısa
olduğunu görürse kardeşinin abisinden daha
büyük olduğunu düşünür çünkü görüntüyü dikkate
alır.
Özelden Özele Akıl Yürütme
Bir durumda var olan bir özelliğin, benzer başka bir
durum olduğunda da mutlaka var olması gerektiğini
düşünmektedir. Yani A durumunda ne varsa A'ya
benzer, her durumda aynı durum olacak şeklinde
düşünmektir.
Çocuk sürekli olarak lahmacun yapıldığını gördüyse
çocuk için fırın lahmacun yapmak için vardır. Fırında
başka bir yemek yapılabileceğini düşünemez.
Kalıp yargıların oluşumu???Esneklik
Yanlış Bağdaştırma (Senkretik Düşünme)
Yanlış bağdaştırma aralarında ilişki olmayan iki
durum arasında ilişki kurmaktır.
Yanlış bağdaştırma, özelden özele akıl yürütmenin
tamamen ilişkisiz alanlar arasında bağlantı kurarak
yapılmasıdır.
Çocuk fili hayvanat bahçesinde gördüyse filin
hayvanat bahçesinde yaşadığını düşünür. Fillerin
ormanda yaşayabileceğini düşünmez.
Nazar değmesi….
Animizm
•Cansız olan her şeyi canlıymış gibi düşünmektir.
•Çizgi filmler animizm şemasına hitap eder.
•O yüzden çizgi filmlerde cansız varlıklar (dağlar,
taşlar vb .) konuşur.
•Çocuk yere düştüğü zaman yeri tekrneler çünkü yer
canlıdır ve onun canını acıtmaya çalışır.
•Çocuk pilli arabasının canlı olduğunu düşünür.
Çünkü hareket etmektedir.
YAPAYCILIK (ARTİFİKALİZM) artifactuality
Her yerde insan özelliklerinin görülmesidir. Doğa
olayları açıklanırken insan özellikleri ile açıklanır.
Nehir nasıl oluşuyor?" şeklindeki bir soruya çocuğun
"İleriden biri su döküyor." diye cevap vermesi
Animizm her yerde kullanılırken yapaycılık şemasını
çocuk yalnızca doğa olaylarında kullanmaktadır.
BENMERKEZCİLİK
Kendini başkasının yerine koyup düşünememektir.
Çocuk kendi bildiği şeyi herkesin bildiğini düşünür.
Bu şemadan dolayı TV'de izlediği şeyin herkes
tarafından izlendiğini düşünür.(zeki müren de bizi
görecek mi?)
Bu şemanın sosyal yansıması çocuklarda görülür.
Oyuncak için kavga ettiklerinde 'Arkadaşını üzüyorsun."
şeklinde çocuğu uyarmanın anlamı yoktur. Çünkü çocuk
kendini arkadaşının yerine koyamaz.
Monolog
Benmerkezcilik monologa yol açar. Piaget'ye
göre çocuk o kadar benmerkezcidir ki
başkası ile iletişim kurma ihtiyacı duymadan
kendi kendine konuşmaktadır.
• Çocuk, oyun oynarken kendi kendine
konuşur; evde sürekli kendi kendine söyler
ya da konuşur; bu monologdur.
• Benmerkezcilik toplu monologa yol açar.
• Benmerkezcilik paralel oyuna yol açar.
TEK
YÖNLÜ
SINIFLANDIRMA)
DÜŞÜNME
(SIRALAMA-
Sıralama ve sınıflama, çeşitli nesnelerle, çeşitli
özelliklere göre dizi oluşturma ya da gruplama
yapabilme becerisidir. Çocuk, önüne farklı büyüklükte
renkte ve şekillerde nesneler konulursa büyükten
küçüğe ya da rengine göre ayırır. Aynı anda hem renk
hem büyüklük gibi iki özelliği dikkate alamaz. Buna tek
boyutlu sınıflama ve sıralama denir.
5 yaşındaki bir çocuğa "insanı sınıflandır." denildiğinde
çocuk kadın-erkek, büyük-küçük olarak ayırır. Ya
cinsiyet ya da yaşı dikkate alabilmektedir. Her ikisini
birden dikkate alarak sınıflandırma yapamamaktadır.
Geçişlilik
Bu evredeki temel özelliklerden birisi, en fazla iki durum
ya da nesne arasında geçiş yapılıp ikiden fazla olay
arasında geçiş yapılamamasıdır.
Çocuğun önüne 3 farklı boyda nesne konulduğu zaman
A'nın B'den küçük olduğunu çıkarır; B'nin C'den büyük
olduğunu çıkarır ama A'nın C'den büyük olduğu
durumuna geçemez.
Somut işlemler(7-11)
•
•
•
•
•
İşlem öncesinde olmayan ne varsa somut
işlemlerde vardır.
Korunum, işlem öncesinde yoktur, somut
işlemlerde vardır.
İşlem öncesinde odaklanma, somut işlemlerde
odaktan uzaklaşma vardır.
Işlem öncesinde tersine çevrilemezlik, somut
işlemlerde tersine çevrilebilirlik vardır.
işlem öncesinde görünüm vardır, somut
işlemlerde çıkarsanmış gerçeklik vardır.
Somut işlemler
•
•
•
İşlem öncesinde animizim ve yapaycılıkla düşünce
akıl dışı iken somut işlemlerde düşünce; mantıklı
neden sonuç ilişkileri ile düşünme şekline
dönüşecektir.
Özelden özele akıl yürütmenin yerini tümevarım;
benmerkezciliğin yerini perspektif alma alacaktır.
işlem öncesindeki tek boyutlu sınıflamanın yerini
burada çoklu sınıflama ve sıralama alacak,
geçişliliğin yerini dönüşümsel düşünme alacaktır.
ODAKTAN UZAKLAŞMA
Çocuk, bir olay veya olguda birden çok özelliği
dikkate alabilmeye başlar. Örn, bir nesnenin hem
enini hem boylarını dikkate alır, bu da en az 4
boyut demektir.
Birden çok özelliği dikkate alabilme, korunumu
gerçekleştirmesini sağlar.
Tersine Çevrilebilirlik
Çocuk, zihinden işlemi geri alabilmektir. Bu
noktadan sonra aritmetik, çocuk için kolaylıkla
yapılabilir hale gelir.
Çıkarsanmış gerçeklik
Geçmişi ve geleceği dikkate alarak neden-sonuç
ilişkisi kurabilmektir. Böylece çocuk önündeki
nesnelerin yalnızca görüntüsüne takılıp kalmaz,
gördüğünden hareketle göremediği şeyler üzerinde de
işlem yapabilmeye başlar. Bu şema, korunum
yapmasını sağlayan en önemli şemadır.
Arabayı boyanmadan önceki metalin rengiyle
gördükten sonra tüm arabaların
boyanmadan önce metal renginde olduğunu çıkartır .
Çıkarsanmış gerçeklik iki alt boyuttan oluşur:
Ayniyet (özdeşiik): Cisimlere bir şey ekleyip çıkarmadan
aynı kaldığını bilmektir.
Örn, Çocuk bir kere, buzun ısınınca su haline geldiğini
gördükten sonra demirin ve kurşunun da ısınınca sıvı
haline geleceğini çıkarmaya başlar. Bu şema sayesinde
maddenin hallerini kolaylıkla anlayabilir duruma gelir.
Telafi (ödünleme): Ödünleme, bir yöndeki büyümenin
diğer yöndeki azalmayı karşıladığının anlaşılmasını ifade
eder.
Örn, Matematikteki alan, çevre, hacim vb. hesaplamaları
yapabilmek bu özelliğe bağlıdır. Çocuk üçgen ve
dörtqenin.şekilleri farklı olsa da ikisinin de çevresinin 30
metre olduğunu; beşgen ve dikdörtgenin şekilleri farklı
olsa da alanlarının 50 metrekare olabileceğini anlamaya
başlar.
MEKANIK DÜŞÜNME-MANTIKLI DÜŞÜNME
Animizmin, yapaycılığın yerini bu dönemde
mekanik düşünme alır. işlem öncesindeki
bir çocuğa "Otobüs niye hareket ediyor?"
şeklinde bir soru sorulunca
"Canı bizi götürmek istediği için." derken bu
evrede "Benzinden dolayı." cevabı
alınmaya başlanır.
TÜMEVARIMSAL DÜŞÜNME
Zihnin, tek tek özet durumlardan genel bir sonuca
ulaşmasıdır.
«1. leylek uçuyor, 2. leylek uçuyor, 3. leylek uçuyor ...O
halde tüm leylekler uçar." şeklindeki düşünme şekli akıl
yürütmedir.
Öte yandan, leylek kavramının içine uçma özelliği
eklenmiş olmaktadır. Çocuk «1. leylek göç ediyor, 2.
leylek göç ediyor, 3. leylek göç ediyor ... O halde tüm
leylekler göç eder; 1. leyleğin gagası uzun, 2. leyleğin
gagası uzun.."O halde tüm leyleklerin gagası uzundur."
şeklinde tümevarımlar yaparak leylek kavramının içine
uçma ve gagaya sahip olma özelliklerini ekler. Bu şema
kavramsal düşünmeye yol açmaktadır.
PERSPEKTiF ALMA
Kendini başkasının yerine koyarak düşünebilmektir.
işlem öncesi dönemdeki
Benmerkezciliğin yerine ortaya çıkar.
"Öğretmen olsa n ödevini yapmayan öğrenci hakkında
ne düşünürdün?« sorusunu çocuk anlar çünkü kendisini
öğretmenin yerine koyup düşünebilmektedir.
«Afrikalı bir çocuk olsa neler yapabileceğini düşünür
çünkü kendisini o çocuğunyerine koyup düşünebilir.
KOLLEKTIF OYUN
Benmerkezciliğin ortadan kalkması ile birlikte karşılıklı
(saklambaç, ip atlama, yakan top gibi) oyunlar başlar.
ÇOKLU SıNıFLAMA
Tek yönlü düşünmenin yerine geçer. Birden çok özelliğe
göre sınıflar.
«Bir insan, cinsiyeti kadındır, şehirde yaşar, yaşlıdır... diye
16 özelliğe kadar ayırabilir. Şehirli bir çocuk, arabaları 1015 ayrı grup altında sınıflandırabilir.
«Matematikteki alt küme, birleşim kümesi gibi işlemleri
rahatlıkla yapabilir hale gelir.
DÖNÜŞÜMSEL DÜŞÜNME
Geçmiş, şimdi ve gelecek dikkate alınarak düşünülmeye
başlanır. Bu durum; çocuğun, nesnelerin yalnızca
görüntüsüne takılıp kalmasını engeller. Nesneleri sayılara
çevirme, grafiği düz anlatıma çevirme, anlatımı grafiğe
çevirme, sayıları anlatıma ya da anlatımı sayılara çevirme
şeklinde açığa çıkar.»Binanın planından ya da haritadan
yer bulmak gibi.
Soyut işlemler

Soyut düşünme ve
hipotez geliştirme

Ergen benmerkezciliği

Üst düzey problem
çözebilme

Göreli kavramların
kazanılması
Piaget için bilimsel düşünme, eleştirel düşünme,
sorgulama ve soyut düşünme arasında fark yoktur.
Piaget için bu dört düşünme biçimi de aynıdır, yani
soyut düşünüyorsa bilimsel, eleştirel ve sorgulayıcı
düşünüyor demektir.
11-12 yaşlarında başlar, 14-15 yaşlarında dengeye
ulaşır ve düşüncede ulaşılabilecek son noktaya
ulaşılmış olur. Piaget için soyut düşünmeden daha ileri
bir düşünme yapısı yoktur. Bu evre Piaget'nin
kuramının en tartışmalı evresidir
SOYUTLAMA (YAPıYı iÇERiGiNOEN SOYUTLAMA)
Bu evrenin en büyük ve en merkezi şemasıdır. Somut
karşılık aramadan yada içeriğe bağlı kalmadan
düşünmek demektir. Bu, bir tümdengelim çıkarımında
açıkça görülür.
«Bütün insanlar akreptir.
«Akrepler sokar.
«İnsanlar da sokar.
Soyutlama yapabilmek günlük yaşamda atasözlerinin,
deyimlerin, imaların anlamlarının anlaşılmasını sağlar.
"Yıldızınız barıştı mı ? ifadesinin anlaşılması için somut
karşılık aramadan düşünmek gerekir.
OLASILlKLI DÜŞÜNME
Soyut işlemlerin önemli şemalarından birisidir. Soyut
kavramlar ile düşünme başladıktan sonra soyut
kavramlar ile olasılıklar türetmeye bağlamaktır.
Savaş hakkında olasılıklar:
{ Savaşdoğal kaynakların paylaşımı bozuksa çıkar.
{ Savaşdevletler arası güç dengesi bozuksa çıkar.
{ Savaşdevletlerin politikaları bozuksa çıkar.
{ Savaşcoğrafi konumdan dolayı çıkar.
"Coğrafya davranışı etkiler mi?" sorusuna türetilecek
olasılıklar:
Bir bölge dağlık ise insanlar saldırgan olur.
‘’ ‘’ deniz kenarında ise insanlar hoşgörülü olur.
Bir bölgede toprak verimli ise insanlar hoşgörülü olur .
‘’ ‘’ toprak verimli değilse insanlar hoşgörüsüz olur.
Kombinasyon Düşünme(KOMBINATUAR SISTEM):
Türetilen olasılıkları mantıksal bir biçimde çok farklı şekillerde
birleştirmektir. Örneğin;
•Bir bölgede kaynaklar eşit paylaşılmıyor ancak devletlerin
gücü eşitse savaş çıkmaz.
•Bir yerde ekonomik durum iyi ancak bireyin ahlaki değerleri
zayıfsa dolandırıcılık yapar.
•Bir bölgede devletlerin gücü birbirine yakın ancak politikaları
bozuksa savaş çıkar.
Kombinasyon düşünme bir problemin birden fazla çözümü
olduğu
olaylara
ve
problemleref
arklı
şekillerde
yaklaşılabileceği şeklindeki esnek düşünceyi oluşturur.
«Günlük yaşamdaki tipik örneği bireyin bir arkadaşının bazı
özelliklerinin iyi, özelliklerinin kötü olduğunu, aynı arkadaşının
derslerde iyi ama kitap okuma- 'ratyapmada kötü olduğunu
düşünmek şeklinde ortaya çıkar.
GÖRECEELİ DÜŞÜNME: Yer ve zaman değiştiğinde
sonucun da değişebileceğini çıkarmaktır.
«2000 yıl önceki ahlak ve toplum kuralları şimdikinden
farklıydı.
«Göreceli düşünme ve hipotezli düşünme, ileriye ve
geriye doğru düşünmenin yapılmasını sağlar.
«Eğer 1. Dünya Savaşı'na Osmanlı imparatorluğu
girmese neler olurdu?
TÜMDENGELİM
Genelden özele şeklindeki akıl yürütmedir. Burada
bilinmeyenden, yani genel ifadeden bilinene gidiş""Söz
konusudur.Tüm cisimlerin ısınınca sıvı olduğunu
görmemiştir
ANALOJİ
Analoji, özelden özele akıl yürütme ile karıştırılmamalıdır. Analoji
denklemler, fizik kimya,trigonometri problemlerinin çözümü soyut
kavramlarla yapılır, özelden özele akıl yürütme somut nesnelerle yapılır.
SiSTEMLi DÜŞÜNME
En az iki tane sistem karşılıklı olarak düşünülür. Bu iki
sistemden birindeki bir değişimin iki sistemi birden
etkileyip etkilemediği ilişkisini çıkarmaktır. Sistemler
arası ilişki kurmaktır.
Örn; Arılar yok olduktan 3 yıl sonra insan türü yok olacak.
Bakteriler yok olursa insan türünün yok olması 80 dakika
içinde gerçekleşir. Böceklerin olduğu sistem, bitkilerin
sistemine bağlıdır. Böcekler tozlaşmayıs maktadır. Bitkilerin
olduğu sistem hayvanların olduğu sisteme bağlıdır. İnsanı
oluşturduğu sistem, hayvanlar ve bitkiler sistemine bağlıdır.
Arılar yok olursai türünün yok olması 3 yıl sürmektedir. Bir‘
sistemdeki hangi değişikliğin diğerini nasıl etkilediği karşılıklı
ilişkiler içinde düşünülmelidir.
HiPOTEZLi DÜŞÜNME
Var olan gerçeğin ötesine geçmektir. Var olan
gerçeğin ötesine geçtikten sonra da bundan çıkarım
yapmaktır.
«Dünyanın ısısı 6 derece artarsa canlıların %95'i yok
olur.
«TV ve sinemalardaki şiddet hızla devam ederse
10yıl sonra sokaktaki şiddetten ölenlerin sayısı 100
kat artar.
Bu durumlar henüz gerçekleşmemiştir. Burada şu an
var olan gerçeğin ötesine geçip çıkarım yapmak söz
konusudur.
PIAGET'iN DÜŞÜNME BİÇİMLERİ
Ergen Benmerkezciliği
Ergenlikteki soyut düşünmenin sosyal yansımasıdır.
Ergen, soyut işlemler döneminde olasılıklar türetmeye, farklı
bakışaçılarından olayları anlamaya, soyut kavramlar hakkında
düşünmeye başlar. Başkalarının nasıl düşündüğünü çıkarmaya
başlamasının sosyal bir yansıması olarak ergende
benmerkezcilik ortaya çıkar. Buradaki benmerkezcilik
'Benimduygu ve düşüncelerim 'biricik' ve 'tektir'." şeklindeki
düşüncedir. Ergen, kendisinin çok zeki olduğunu, annebabasından, öğretmenlerinden daha akıllı olduğunu,içinde
büyük bir potansiyel olduğunu düşünmeye başlar.
Ergen benmerkezciliği hayali izleyici ve kişisel
efsane (hikaye) şeklinde iki boyuttan oluşur:
Hayali izleyici: Ergenin sürekli, başkaları tarafından
izlendiğini düşünmesidir. Ergenlik döneminde bedende
de çok hızlı değişimler olmaktadır. Ergen bu dönemde
bedeni ile aşırı ilgilenmektedir. Bedendeki bu değişimler
bir de "Ben biriciğim." duygusu ile birleşince ergen
herkesin kendine baktığını düşünmeye başlar.
Kişisel efsane: Bireyin kendi duygularının ve
düşüncelerinin yeryüzünde ilk defa yaşandığını
düşünmesi ve her şeyi yapabileceğine inanmasıdır. "Lise
yılları hiç unutulmaz,bir daha sevmeyeceğim, hiç kimse
benim kadar acı çekmemiştir, bizim arkadaşlığımız hiç
bitmeyecek ... " şeklindeki ifadeler bunu yansıtır
Dil gelişimi
Vygotksy, Piaget'ye dil-düşünce ilişkisi konusunda
karşı çıkmaktadır. Piaget için konuşulan dilin bir
önemi yoktur; ister 2 milyon kelimeden oluşan
ingilizce, ister Türkçe ya da 300 kelimeden oluşan
kabile dili ile konuşulsun, dil düşünceyi yansıtan
basit bir araçtır. Piaget için dil, sosyal aktarımdır ve
düşünceyi geliştirmez.
Vygotsky'e göre bilinen kavramların benzerlik ve
farklılıklarına kişi ne kadar hakimse düşüncesi o
kadar gelişir. Örneğin, fizik ve kimyanın; coğrafya
ve jeolojinin; psikoloji ve antropolojinin aralarındaki
benzerlik ve farklılığı kişi ne kadar iyi biliyorsa
düşüncesi o kadar gelişir.
Vygotsky kelimelerin edinilmesi ile ilişkili olarak ikili bir
ayrım yapar:
Kendiliğinden edinilen kavramlar: Kendiliğinden
edinilen kavramlar, düşünceyi geliştirmez.
Sonradan kazanılan kavramlar: Okulda öğrendiğimiz
kavramlar ya da kitap okurken kazandığımız
kavramlardır.
Sonuç olarak dil, düşünceyi geliştiren üst düzey bir
araçtır.
Piaget'de
monoloğun
nedeni
benmerkezciliktir.
Piaget'ye göre çocuk o kadar benmerkezcidir ki iletişim
kurma ihtiyacı duymadan kendi kendine konuşmaktadt
Vygotsky'e Piaget'yi eleştirirken "Evet, çocuklar kendi
kendilerine
konuşmaktadır.
yani
monolog
yapmaktadırlar.
Ancak
Piaget
çocukların
ne
konuştukları na bakmamıştır." demiştir.
Çocuk yaptığı işle ilgili konuşmaktadır. Yap bozla
oynuyorsa bununla ilgili konuşmaktadır. Aslında
monolog sesli düşünmedir.
Vygotsky'e göre monolog benmerkezciliğin ürünü
olsaydı çocuk yalnızken de başka çocuklarla birlikte
iken de aynı miktarda monolog yapması gerekir.
Oysa…?.yani sosyal yaşantı önemli
YakınGelişim Alanı (Zone proximal development)
Piaget'ye göre bir evreden diğerine olgunlaşma ve fiziksel
deneyim ile geçiImektedir.
Vygotksy' göre 5 yaşındaki bir çocuk kendi başına
matematiksel işlem yapmayı öğrenemez. Ancak bir
yetişkin ya da akranı bu çocuğa kılavuzluk yaparsa kendi
başınayapamadığı işlemleri yapabilir duruma gelir. Bir
yetişkin ya da akran, çocuğa örnekler ve benzetmelerlr
para üzerinde dört işlemin nasıl yapılacağını öğretirse
çocuğun kendi başına öğrenemeyeceği bu işlemleri
Yakınsal Gelişim Alanı: çocuğun kendi başına
yapamadığı ama bir yetişkin ya da akran kılavuzluğu ile
yapamadığını yapabilir duruma gelmesi yakın gelişim
alanıdır. Dolayısı ile yakın gelişim alanı, tek bir
alanda çocuğun düşüncesinin ileriye çekilmesidir.
lçselleştirme: Birey daha sonra bu süreci içselleştirir,
yani işlemi kendi başına yapabilir duruma gelir. Bundan
sonra yakın gelişim alanı daha ileriye gider.
DİLİN NASIL ÖGRENİLDİGİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLER
Davranışçılık; dilin uyaran - tepki ve pekiştireç bağı ile
öğrenildiğini savunmaktadır. Çocuk tesadüfen "mama,
baba" seslerini çıkarır. Mama sesini çıkarınca anne
mama verir. Peki ya işitme engelli birey???
CHOMSKY'NİN DİLGELİşİMİ TABLOSUNA
EKLEDİKLERİ
AlıCı YETENEK: Etrafta konuşulan dil ve grameri alıp
zihne yerleştirmedir. Bebeklik döneminde bu özellik çok
güçlü işlemektedir. Bundan dolayı ikinci dili ana dilimiz
gibi öğrenemeyiz.
ÜRETICI YETENEKLER: Dili alıp içselleştirdikten sonra
kullanmaktır. "Su ver", "Oyun oynayalım." şeklinde
konuşmak ya da yazmaktır.
Eksik kurallaştırma: Dil gelişiminin başında çocuk için
bir nesnenin bir tane adı vardır.
«Çocuk plastik bardağa bardak demeyi öğrendiyse çay
bardağına bardak demez.
«Çocuğun adı Işıl'dır. Çocuğa "çocuk" şeklinde
seslenilirse "Ben lşıl‘ım, çocuk değilim." der.
Aşırı kurallaştırma: Bir gramer kuralını öğrendikten
sonra yerli yersiz kullanmaktır .
«Berberci, kalemci şeklinde "ci" ekini kullanmak ya da
"sizler geldi" şeklinde konuşmak gibi.
Download