AİLE EĞİTİMİ NEDİR? Aile eğitimi, işitme engelli çocuğun sözel dil gelişiminin istenen düzeyde olabilmesi için yapılan eğitim faaliyetlerinin öğretmen–ebeveyn-çocuk üçgeninde gerçekleşerek aile ile çocuğun iletişim kurma yöntemlerinin öğretilmesi sürecidir. Aile eğitimi çocuğun işitme kaybı tanısının konulması ile başlamaktadır. Eyvah ! Çocuğum işitme engelli İşitme Engelli Çocuğu Olan Ailelerin Yaşadıkları Sıkıntılar ŞOK: Anne-baba inançsızlık ve çaresizlik duyguları içinde olayı bir türlü kabul edemez. Özellikle anne ağlama krizleri içinde gerçek bir trajedi yaşar. RED: Bazı anne-babalar çocuklarındaki bu farklılığı ve yetersizliği kabul etmeyerek uzmandan uzmana dolaşır. Çareler arayarak çocuklarının iyi olacağı umudunu taşırlar. Bir korunma biçimi olan red, bilinmeyen korkusundan ve çocuğun gelecekte neler yapabileceğinin belirsizliğinden kaynaklanmaktadır. YAS VE DEPRESYON: Yaşanması gereken bu tepki gerçeğin farkına varmaya doğru bir gidiş oluşturur. Ancak aşırı yas, üzüntü ve depresyon bazı ailelerde hayat boyu sürebilir. Böylece aileler engelleyebilecekleri bir olayı engelleyememekten dolayı kendilerini yetersiz ve zayıf bularak kızgınlık duygusu yaşarlar. KARŞIT DUYGULAR YAŞAMA : Sevgi ve kızgınlık duygularının bir arada yaşanmasıdır. Genelde suçluluk duygusu da bunlara eşlik eder. Aileler bu duygu ile ya kendilerini özürlü çocuklarına tam olarak adarlar ya da reddederler. Özürlü çocuk gerçeğini kabul etmeyerek ondan yapabileceğinin fazlasını isterler ya da çocuğun gelişebileceğini ümitsiz kabul edip her türlü eğitim ve tedavi programlarını reddederler. Sadece çocuğun fiziki ihtiyaçlarını karşılayıp, duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelirler SUÇLULUK: Aileler şu ya da bu şekilde çocuğun özrüne neden olduklarını ve geçmişteki hataları için cezalandırıldıklarını düşünürler. Gerçekçi olmaksızın sadece bu bize niye oldu diye yakınırlar. Bu duyguyu yaşamakta doğal ve gerekli bir tepki sayılabilir. KIZGINLIK: Bu duygu özürlü çocuğun durumunu kabul etmeye doğru giden çok önemli bir aşamayı oluşturur. Aile “niye bana oldu ?”, “neden bizim başımıza geldi. ?” sorularına cevap aramaktadır. Ayrıca kızgınlık duygularını uzmanlara terapistlere öğretmenlere yansıtarak onları suçlamaya başlar. Ayrıca annebabanın birbirini suçlaması ve bunun sonucu evlilik ve aile ilişkilerinin zedelenmesi bu basamakta karşılaşılan sorunlar arasındadır UTANMA-SIKILMA: Aileler çocukları ile özdeşleştikleri ve onları kendilerinin bir uzantısı olarak gördükleri için çocuklarındaki özrü kendilerinin bir özrü olarak algılamaktadırlar. Bu nedenle bazı annebabalar, çocukla birlikte dışarıya çıkmak istemezler, çoğunlukla eve kapanmayı tercih ederler. UZLAŞMA: Uyuma doğru giden bu aşamaya çocuğu iyileştirmek amacıyla ailenin adeta son bir defa şansını deneme aşaması diyebiliriz. UYUM VE YENİDEN DÜZENLEME: Anne-babalar artık içinde bulundukları durumda kendilerini daha rahat hissetmekte ana-babalık görev ve becerilerinde daha emin ve rahat görünmektedirler. Aile artık farklı özelliğe sahip bir çocuğu olduğunu ve neler yapabileceğini gerçekçi bir biçimde düşünmeye ve çocukları ile daha etkili, verimli bir ilişki oluşturmaya çalışır. Bu da aile bireylerinin olumlu yaklaşım ve iletişimi ile yakından ilgilidir. Bazı aileler birbirine destek olurken bazıları da birbirlerinden uzaklaşabilirler KABUL: Aktif olarak uğraşılan sürekli yaşanan ve bir çok ailenin ulaşmak istediği önemli bir amaçtır. Fakat daha önceki olumsuz duyguların tamamen yok olduğunu söylemek mümkün değildir. Zaman zaman bu duygular yaşanabilir. Ancak aileler bu duyguları yaşadıkça kendileri ve çocukları hakkında çok şeyler öğrenirler. Böylece yalnız çocuklarının değil kendilerinin de zayıf ve kuvvetli taraflarını kabul etmeye başlarlar. KULAK VE KULAĞIN BÖLÜMLERİ İşitme organımız olan kulak üç bölümden oluşur Dış Kulak: Orta Kulak: İç Kulak KULAĞIN YAPISI Dış Kulak: Kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir. Kulak kepçesi, ses dalgalarının toplanmasını ve ses şiddetinin artışını sağlamaktadır Orta Kulak: Dış kulak yolundan, kulak zarı ile ayrılır. Küçük bir boşluk halindedir ve geniz ile arasında bir irtibat sağlayan östaki tüpünü içerir. Orta kulakta bulunan sırasıyla, çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç kemikçik, bir ses iletim zinciri oluşturmaktadır. Orta kulak, içerdiği bu yapıların da katkısıyla kulak zarına gelen sesin şiddetini artırmaktadır. İç Kulak : Salyangoz şeklinde bir yapısı olan koklea; iç kulak sıvılarını ve tüy hücrelerini içerir. Ses titreşimleri, dış kulaktan itibaren orta kulağa ve daha sonra da iç kulak sıvılarına iletilmektedir. Gelen ses işitme siniri yoluyla beyindeki işitme merkezine taşınır. NASIL DUYARIZ ? İşitme duyusu, ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimleri ortaya çıkarabilme yeteneğidir. İŞİTME NASIL GERÇEKLEŞİR? İşitmenin gerçekleşebilmesi için; Sesin olması, Sesin kulağa ulaşması, O sesin insan kulağının alabileceği frekans ve şiddet sınırları içinde olması, Sesin kulaktaki dış, orta ve iç bölümleri aşması, Sesin işitme merkezine ulaşması ve merkezce algılanması gerekmektedir. Bu işlevlerden birinin aksaması işitme yetersizliğini ortaya çıkarabilmektedir. Ses dalgaları Dış kulağın işitme kanalından geçer Kulak zarına çarparak titreştirir Orta kulaktaki kemikçikler tarafından yükseltilerek iç kulağa iletilir İç kulağa gelen ses dalgaları buradaki tüy hücreleri tarafından alınır Sinirler tarafından beyne taşınır Beyin bu sinyalleri analiz eder ve yorumlar. Bu işlevlerden birinin aksaması işitme yetersizliğini ortaya çıkarabilmektedir. İnsanlar neden işitme güçlüğü çekerler? İletim tipi işitme kaybı Sensorinöral işitme kaybı Sinirsel (Nöral) işitme kaybı Psikolojik İşitme Kaybı: İşitme organlarının yapısı ve işleyişinde bir bozukluk olmadığı halde işitme gerçekleşmez. Bu gibi durumlar psikolojik işitme kaybı diye adlandırılır. Bunun histerik sağırlık, psikosomatik sağırlık diye adlandırıldığı da olur. Çocuklarda psikotik durumlarla, yetişkinlerde psiko-nevrozla birlikte görülebilir. Psikolojik işitme kaybı çoğunlukla aniden oluşur. İŞİTME YETERSİZLİĞİNİN NEDENLERİ Doğum Öncesi Nedenler Doğum Anı Nedenleri Doğum Sonrası Nedenler Doğum Öncesi Nedenler Hamilelik döneminde annenin geçirdiği enfeksiyon veya hastalıklar Hamilelik döneminde annenin röntgen çektirmesi Hamilelik döneminde annenin ototoksik ilaç ve alkol kullanımı Hamilelik döneminde geçirilen kazalar Kan uyuşmazlığı Genetik faktörler Akraba evliliği Doğum Anı Nedenler Doğum sırasında meydana gelen komplikasyonlar (kordon dolanması, oksijensiz kalma ...) Düşük doğum ağırlığı Erken doğum Bebekte kan değişimini gerektiren sarılık Doğum sırasında baş, boyun ve kulakta görülen zedelenme Doğum Sonrası Nedenler Orta veya iç kulak yapılarında zedelenme Çocukluk hastalıkları (havale, menenjit, kızamıkcık, kızıl...) 3 aydan fazla süren kronik orta kulak iltihabı (otit) Çocukluk yaralanmaları (kafatası kırıkları, çatlakları, baş veya kulaklara şiddetli darbe, çok yüksek sese maruz kalma ve zarar verecek şekilde kulağa sokulan cisimler) İŞİTME ENGELLİLERDE BİLİŞSEL GELİŞİM Bilişsel gelişim: bilişsel gelişim sürecinde dil önemli bir yer tutar. • İşitme engelli çocukların dil becerilerindeki, kavram gelişimlerindeki yetersizlik ve işitsel girdinin az olması bilişsel gelişim sürecini de olumsuz olarak etkiler. Bu durum çocuğun eğitim ve yaşantı eksikliğinden kaynaklanmaktadır. • Çocuk düşüncelerini ifade etmede ve başkalarının düşüncelerini anlamada engellerle karşılaşır. • Buna rağmen işitme engelli çocuklar normal işiten akranlarından bilişsel becerilerde çok fazla geri kalmış değillerdir. •Erken tanılandıklarında ve erken eğitime alındıklarında bir çok çocuk engeline rağmen, akranlarını yalnızca birkaç yıl geriden takip eder. İŞİTME ENGELLİLERDE MOTOR GELİŞİM Motor gelişim: işitme engelli çocuklar hiçbir engeli bulunmayan akranları ile aynı motor gelişim özelliklerini takip ederler. Örneğin; yardımsız ayağa kalkma, yürüme, merdiven çıkma gibi... • işitme engelli çocukların merkezi sinir sistemine bağlı olarak genel vücut koordinasyonunun sağlanması ve denge alanlarında problemleri vardır. • Örneğin; geri geri yürüme, ip üstünden atlama, denge tahtasında ileri geri yürüme gibi becerilerde zorlanır İŞİTME ENGELLİLERDE SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİM • Sosyal ve duygusal gelişim: Çocuklar doğumdan itibaren sosyal bir ortam ile çevrilidir. Öncelikle ailesi, daha sonra da yakın çevresi ile etkileşime geçer. • Aile- çocuk etkileşimi çocuğun sosyal ve duygusal gelişiminde en önemli faktördür. İletişim kurmak; aile ile çocuğun düşüncelerini, toplumsal değerlerini, sosyal hayatı paylaşması sonucunu doğurur. İşitme engelli çocuklar ihtiyaçlarını sözel olarak ifade etmede yetersiz kalırlar. Aileleri ve arkadaşları onların duygu ve düşüncelerini anlamakta zorlanırlar. Bu durumda çocuklar kendini kötü hisseder, kendine kızar ve kendine olan güvenleri gelişmez. Topluma uyum sağlamada zorluk çekerler, kendilerini soyutlanmış hissederler. Öğretmen ve akranları da çocuğun sosyal ve duygusal gelişiminde önemli rol oynarlar. Akranların ve öğretmenlerin engelli çocukla kolay ve etkili iletişime girmesi ile çocuk sosyal kuralları, konuşmada kullanılan kuralları, farklı durumlara uygun tepki vermeyi, kişilerle yakın ilişkiler kurmayı öğrenebilir. Küçük yaştan itibaren işitme engelli çocuğa işiten çocuklardan farklı davranmayarak, onları engellerine rağmen bu toplumun etkin bireyleri haline getirebiliriz. İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİMİ Dil gelişimi çocukların olumsuz olarak en çok etkilendiği gelişim alanlarından birisidir. Çocukta dil kazanımı birbirine bağlı aşamalardan meydana gelir. Buna göre; sesleri duymayan ve sözel uyaranları algılayamayan çocuğun dil kazanımı tam olarak gerçekleşemez. Çocuklar 9. aya kadar normal işiten çocuklar gibi sesleri çıkartırlar. Sonra kendi seslerini duyamadıkları için sesleri çıkartamazlar. Bir an önce uygun cihazlandırma olursa, çocuğun çıkarttığı sesler kesintiye uğramamış olur. Dil kazanımının tam olarak gerçekleşememesinin bir diğer sebebi de ailenin çocuğa yeterli sözel tepkiyi vermemesidir. Çocuğun engelli olduğunu duyan ailenin çocukla sözel iletişimi azalır. İşitme engelli çocuklarda okuma yazma gibi dilin kullanımını gerektiren becerileri kazanmada da problemler görülür. 0-2AYLIK- 11 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİMİ 0-2 AYLIK BEBEKLER -Gürültülü ortamda uyanır, - Annesini görmese de sesine gülerek ya da ağlayarak tepki verir, - Normal tondaki müzik sesine tepki verir. 3- 4 AYLIK BEBEKLER -Gürültülü ortamda uyanır, - İlginç seslere başını çevirir, -Yalnızken kendi kendine mırıldanır, -Yüz yüze iletişim kurulduğunda gülerek ya da ses çıkararak tepki verir, 5- 6 AYLIK BEBEKLER - Gürültü ve konuşma sesinden uyanır, - Annesini görmese bile, annesinin sesinin geldiği yöne başını çevirerek tepki verir, - İlginç seslere başını çevirerek tepki verir, - Kendisine seslenen kişiyi görmese de ses çıkararak tepki verir, 7- 8 AYLIK BEBEKLER - Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır, - Çıngırak, zil gibi ses çıkaran oyuncaklara ilgi duyar, - - Kendi kendine mırıldanırken ses tonunda değişiklikler yapar (işitme kaybı varsa melodik aksan yoktur), - “ba-ba”, “da-da” gibi hece seslerini çıkarır, 9- 10 AYLIK BEBEKLER -Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır, - Değişik sesleri taklit edebilir, 12- 18 AYLIK BEBEKLER - Herhangi bir işaret kullanmadan, yaklaşık 1 metre uzaklıktan verilen emirleri anlar (“bardağı al” gibi), -Birkaç kelimeyi anlaşılır şekilde yerinde kullanır, - Bildiği hayvan seslerini taklit edebilir, - “Nerede” ile başlayan sorulara başını o yöne çevirerek ya da eliyle işaret ederek cevap verir, 2 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR -Yaklaşık 4 ya da 6 metre uzaklıktan çağrıldığında tepki verir, -Bildiği kelimelerle basit cümleler kurar, - Araba sesi ya da dışarıda havlayan köpek sesini fark ettiğini belli eder, -İsteklerini konuşarak ifade eder, -Oyun sırasında arkadaşları ile konuşarak iletişim kurar, 3-11 YAŞLAR ARASINDA -Özellikle kış aylarında tekrarlayan orta kulak iltihabı, - Konuşan kişiye yakın olma ya da yüzünü görmeyi isteme, - Sesin geldiği yöne doğru yönelmede güçlük, - Televizyonu yada radyoyu yakın mesafeden dinleme ve sesini normalden fazla açmayı isteme, - Kendine yöneltilen konuşmalara geç tepki verme veya birkaç kez tekrar ettirme, 3-11 YAŞLAR ARASINDA -Çok gürültülü ortamlarda konuşmaları anlamama, -Okunan hikayeleri takip edememe, - Dikkati verememe veya dikkat süresinin çok kısa olması, - Okul başarısında düşme, okumada güçlük, okuma sırasında kelime atlama ve bazı sesleri birbirleri ile birleştirerek çıkaramama. 3-11 YAŞLAR ARASINDA - “Bardağı getir” gibi komutlara uygunsuz tepki verme ya da ne istenildiğini anlamamış gibi görünme, - Konuşmada ritim, ton ve vurgu gibi özelliklerin olmaması (monoton konuşma), - Konuşmanın düzgün ve akıcı olmaması, - Çok fazla suskunluk anının gözlenmesi, İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARIN DİL GELİŞİMİNİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER İşitme kaybının derecesi. Erken tanı, Çocuğun eğitimi, ailenin eğitimi ve çocuğun eğitime uyması. Özrün oluş zamanı.(dil öncesi, dil sonrası) Ailenin eğitim alması. Eğitim ortamının akustik olarak düzenlenmesi(sesin yalıtılması). Uygun ve doğru eğitim yaklaşımlarının kullanılması (gerek sınıf gerekse ev ortamında). Odyogram konfigürasyonu (yapılan ölçümlere göre konuşma seslerini alıp almadığı). İşitme cihazının takılma yaşı. Eğitime başlama yaşı. Kaybın tanılandığı yaş. ÇOCUKTA İŞİTME ENGELİNDEN ŞÜPHE EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR *0-12 ay arasında reflexif davranışları veya o döneme ait işitsel davranım özelliklerini göstermiyorsa, *Sık üst solunum yolu enfeksiyonları, *Sık orta kulak iltihapları, *Kulak ağrısı ve tıkanmaları, *Sözel emirlere uygun tepkileri verememe, *Ne istendiğini anlamama, *Konuşanın sözünü kesmeden dinlemede güçlük çekme, *Çocuğun işitme kaybı derecesine bağlı olarak; Aşırı saldırgan ya da hırçın davranış problemlerinin ortaya çıkması, Sosyal yönden arkadaşları ya da çevresi ile ilişki kurmaktan kaçınma davranışı gözlemlenebilir. *Konuşulanı anlayabilmek, sesi algılayabilmek için konuşmacı yada ses kaynağına (tv..) yakın durma, *Konuşmada bozukluk ton, ritim, vurgu özelliklerinin olmaması (ses atlama, akıcı olmayan konuşma) *Sözel ifadeleri anlamama yanlış anlama, *Seslenildiğinde fark etmeme (adı ile...) *Akademik becerilerde zayıflık, *Çok alçak ya da çok yüksek bir ses tonu ile konuşmak, sesin doğal olmaması, *Konuşmalarda etkin olmama, hatta hiç konuşmama, *Konuşmalara karşı ilgi göstermeme, *Sorulanları ya da konuşulanları ”ne” sorusu ya da işareti ile sık sık tekrar ettirme, *Sık sık yanlış ve yavaş yanıtlar verme, *Sesin yönünü ve kime ait olduğunu belirlemede güçlük çekme, *Seslere karşı belirgin bir şekilde duyarsız ya da ilgisiz kalma, *Konuşmalar sırasında kulaklarını konuşana çevirecek şekilde başını özel bir konuma getirme, Basit olsa bile sözcükleri yanlış söyleme, *Bütün bunların etkisiyle sürekli dikkatsiz ve ilgisiz görüntüsü çizme, *Dikkat gerektiren şeyleri yazmada güçlük çekme, Bu sayılan belirtilerin hepsine mutlaka rastlanır gibi bir zorunluluk olmamakla birlikte çoğunun bir arada görülme olasılığı fazladır. ANNE VE BABALAR DİKKAT!!!! işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir. İşitme engeli nedir? İŞİTME ENGELİ İşitme engeli; işitme kaybının getirmiş olduğu iletişim sorunlarının oluşturduğu bir engel durumudur. İşitmesinin tamamını ya da bir kısmını kaybetmiş kişileri işitme kayıplı olarak tanımlayabiliriz. İşitme Kaybının Nedenlerini Bilmenin Yararları Özrün oluş zamanı hakkında bilgi verir. Başka özürler getirip getirmediği hakkında ipucu verir. Nedenin doğru olarak değerlendirilmesi sorunun medikal ve eğitsel alanlarda ortaklaşa olarak gerekli olan işlemlerin yapılmasına temel oluşturur. İşitme engeline neden olabilecek etkenler: Genetik etkenler Akraba evlilikleri Kan uyuşmazlığı Hamilelik ya da doğumda yaşanan komplikasyonlar Çocuklukta ya da ileri yaşlarda geçirilen ateşli hastalıklar (menenjit, kabakulak, kızamık vb.) Kulak zarını ya da işitme duyusunu etkileyen darbe ve kazalar Yaşlılık İşitme Kaybının Dereceleri -10 – 15 dB Normal İşitme 16 – 25 dB Çok hafif derecede işitme kaybı 26 – 40 dB Hafif derecede işitme kaybı 41 – 55 dB Orta derecede işitme kaybı 56 – 70 dB Orta-ileri derecede işitme kaybı 71 – 90 dB İleri derecede işitme kaybı 91 dB ve üstü Çok ileri derecede işitme kaybı ODYOGRAM ÖRNEĞİ ODYOGRAM İşitme cihazı nedir? İŞİTME CİHAZI İşitme cihazları özellikle kısmi işitme kayıplılar için önemli bir yardımcı alet olup, mevcut duyma yeteneğinin biraz daha artırılmasını sağlar. İşitme cihazları ortamdaki sesleri yükselterek duymayı kolaylaştırır. İşitme cihazı Genellikle işitme cihazları hafif, orta ve ileri derecede işitme kayıplarında yararlı olmaktadırlar. Koklear İmplant; ileri, çok ileri ve total işitme kaybı olanlar için çok etkin bir çözüm olabilir. İŞİTME CİHAZI TİPLERİ Kulak arkası işitme cihazı Bu tip cihazlar işitme cihazı ve kulak kalıbı olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Kulak arkasına takılan işitme cihazı, kullanıcının kulak yapısına uygun olarak hazırlanmış kulak kalıbına plastik bir tüp ile bağlıdır. Kulak kalıbı; kulak kanalı ve dış kulağın kalıbının alınması ile oluşturulur. Bu tip cihazlar bebeklerde, çocuklarda ve ileri derecede işitme kaybı olan yetişkinlerde kullanılır. İŞİTME CİHAZININ BAKIMI • Kulak arkası cihazın; • Pillerini sık sık kontrol edin • Kulak kalıbını temizleyin • Cihazın ayarlarını sı sık kontrol edin Kulak arkası İşitme cihazı kullanırken; 1-Cihaz ilk takıldığında cihazdan ve seslerden rahatsız olabilir ilk bir iki hafta cihazı önerilen ses ayarından düşük seviyeye ayarlayabilirsiniz cihaz taktığınızda çocuğun ilgisini başka şeylere çekmeye çalışın. Cihazınızı mutlaka takın. 2. İşitme cihazı yeni bir kulak değildir. Çocuğunuzun bireysel özelliklerine göre cihazdan verim alma süresi değişkenlik gösterebilir. 3. cihaz çocuğunuzun uyanık olduğu (cihazın suyla temas etmediği durumlarda) mutlaka takılmalıdır aksi takdirde çocuğunuzun konuşma ve dil becerilerinin gelişmesini engellemiş olursunuz. Kulak arkası işitme cihazı kullanırken yapılan yanlışlar 1. cihaz çok pahalı sokakta oynarken kırılır, kaybolur diye takmamazlık yapılmamalı. 2. Cihazı taktık bir değişiklik yok boşuna takıyor bir şey duymuyor ki diye düşünülmemeli. 3. Cihazı takmak istemiyor takınca ağlıyor, şimdi küçük büyüyünce takar diye düşünmemeliyiz. Koklear implant nedir? Koklear İmplant Koklear İmplant, işitme cihazlarından az veya hiç yarar sağlayamayan ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı olanlara yardımcı olmak için tasarlanmış elektronik bir aygıttır. Koklear implant Koklear İmplant, işitme kaybı sadece iç kulakta bir sorundan kaynaklananlar ve işitme cihazları ile yeterli konuşma bilgisi alamayanlar için uygundur Anne babalar, unutmayın!!! Çocukların dil gelişimi 2 ile 5 yaş arasında olmaktadır.Dolayısıyla işitme engelli çocuğunuz varsa kesinlikle gereğinden fazla ilgi göstererek çocuğunuzun tercih ettiği dilde konuşmalısınız. ERKEN TANININ ÖNEMİ - Engelin erken tanılanması işitme engelli çocuğun psikolojik, sosyal, zihinsel gelişimi yönünden çok önemlidir. -Çocuğun eğitiminde kolaylık sağlar. -Sağaltım açısından avantaj sağlar. Çocuğun iletişim becerileri artar, sosyal uyumu gelişir. -İşitme cihazları erken takılır. -Tedavide kolaylık sağlar. Ailenin çocuğun durumundan bir an önce haberdar olup, buna uyum sağlamasına yardımcı olur. İŞİTME ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN AİLELERİN İZLEMESİ GEREKEN SÜREÇ İşitme engelli çocuğu olan aileler hastanelerden işitme engeliyle ilgili aldıkları raporla oturdukları yere en yakın Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine başvururlar. Rehberlik ve Araştırma Merkezinde işitme engelli çocukların eğitsel durumlarıyla ilgili olarak inceleme raporları düzenlenmektedir. Rehberlik ve Araştırma Merkezince gerekli bilgiler düzenlenerek yerleştirme için İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmektedir. Yerleştirme İlköğretim ve Özel Eğitim Yönetmeliklerine göre yürütülmektedir. Okul yönetimlerinin bu konudaki tutumları İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce takip edilmektedir. İŞİTME ENGELLİLERİN EĞİTİMİ İşitme eğitimi : İşitme eğitimi çocuğun işitme kalıntısını en iyi biçimde kullanılabilir hale gelmesini sağlamak için yapılan etkinliklerdir. İşitme özürlülerin eğitimlerinde iletişim becerileri kazandırmak ön plana çıkmaktadır. Bunu sağlayabilmek için kullanılan yöntemler üç kümededir. Bunlar ; Sözlü (oral ) yöntem, İşaret (manual ) yöntem , Tüm iletişim yöntemidir. İşitme engelli çocukların eğitiminde şu uzmanlar görev almalıdır. Özel Eğitimciler (İşitme Engelliler Öğretmenleri) Hekim ve Odyolog Psikolog ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uzmanları Terapistler Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Sosyal hizmet elemanları İşitme engelliler okullarının amaçları şunlardır: Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak 4-18 yaşlarındaki işitme engelli çocukların; Beden, zihin, sosyal ve duygusal yönden gelişmelerini ve diğer insanlarla iyi ilişkiler kurmalarını, • Özel yöntem, program araç ve gereçler yolu ile ilgili beceri ve yetenekleri doğrultusunda yetişmelerini, • İyi vatandaş olmaları için gerekli temel bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıkları kazanmaları, • Bizim okullarımızda sözlü iletişim yönteminin uygulanması yönetmelik ve program gereğidir. • Bunlar işitme eğitimi, dudaktan anlama, konuşma eğitimi ve ses eğitimidir. • Hayata ve üst öğrenime hazırlanmalarını, • Üretici olmalarını, • Kendi kendilerini yeterli bir duruma gelmelerini sağlamaktır. İşitme engelli çocuklar bu programla aşağıda belirlenen Özel Eğitim amaçlarına ulaştırılacak, bu yolla temel eğitimin kendi seviyelerine uygun düşen amaçlarına da ulaşmış olacaktır. İŞİTME ENGELLİLERİN EĞİTİMİNDEKİ ETKİNLİK ÖRNEKLERİ B-b balık A-a at İŞİTM ENGELLİ ÇOCUKLARLA KONUŞUN!!! İşitme engelliler nasıl iletişim kurabilirler? DUDAK OKUMA YÖNTEMİ İşitme engelliler dudak okuma yöntemiyle konuşabilen insanlarla iletişim kurabilirler. Dudağınızın hareketini izleyerek dediklerinizi anlayabilirler. Ancak unutmayın sesler %40 oranında görsel olarak algılanabilir. Dolayısıyla dudak okuma tahmine dayalı bir iletişim yöntemidir İŞARET DİLİ El hareketleriyle ve yüz ifadeleriyle oluşturulmuş kendisine özgü bir grameri olan bir dildir. Her ulusun kendine ait bir işaret dili vardır. Jestlerden farklı olarak kendine özgü kalıplaşmış işaretler içermektedir. İşitme engelli bireylerle iletişim kurarken dikkat edilecek hususlar Konuşmaya başlamadan önce işitme engelli bireyi tanımaya çalışın, konuşmalarınızı rahatlıkla anlayıp anlayamadığını test ediniz. Konuşurken de işitme engelli bireyin size baktığınızdan emin olunuz. İşitme engelliler işitme dereceleri ne olursa olsun sizi seslendiğinizde duymayabilir. O yüzden, elinizle omzuna hafifçe dokunmak gibi yöntemleri kullanabilirsiniz. Cihaz kullanan bir işitme kayıplının, cihazı taktığında işitmesinin normal duyan birisi gibi tam olmayacağını lütfen unutmayın. Hiçbir işitme cihazı normal duyan bir kulak yerine geçmez. Konuşmaya başladığınız anda yüzünüzün özellikle dudağınızın işitme engelli bireyin görebilecek bir konumda olmasına dikkat ediniz. Konuştuğunuzda ortamın aydınlık olduğunuza dikkat ediniz. Konuşmanızı ve dudağınızın görünmesini engelleyen bazı durumlardan kaçınınız. Yemek yerken konuştuğunuzda dudağınızın hareketi değiştiğinden sizi anlamakta zorlanabilirler. Ağır işiten bireyler için mümkünse gürültüsüz ortamlarda konuşmayı deneyin. Çünkü bazı bireyler sadece dudak okuyarak değil aynı zamanda da sizi duymaya çalışarak anlayabilirler. Sakal Bıyık ya da dudağınızı kapatan unsurları mümkünse ortadan kaldırınız. İşitemiyor diye olduğundan yüksek sesle konuşmayı denemeyiniz. Kesinlikle bağırmayınız. Kısık sesle de konuşmayınız. Normal tonda normal konuşma seyrinizden biraz yavaş konuşmayı deneyiniz. Ama hiçbir zaman heceleyerek konuşmayınız. Dudak okumanın kolay bir iletişim yöntemi olmadığını unutmayınız. Çünkü bazı harfler dudaktan görülemez. İşitme engelli bir bireyin dudaktan okuyarak anlayamadığı bir kelime ya da bir cümleyi anlamını değiştirmeden başka bir kelime ya da cümle kullanarak anlatmayı deneyiniz. Mümkünse yüz ifadelerinizi etkili kullanın. Çünkü mimikler ve yüz ifadeleriniz dudak okumayı kolaylaştırır. Her şeyden önce sabırlı ve anlayışlı olunuz. İletişiminizin çok iyi olması için birbirinize alışmanız gerekmektedir. BUNLARI UNUTMAYINIZ!!! İŞİTME ENGELLİ ÇOCUĞU DİNLEYİN!!! • İşitme engelli çocukların çoğu normal zekaya sahiptir.İşitme güçlüğü zeka geriliğine değil öğrenme güçlüğüne sebep olur. • İşitme engeli sözel dil edinimini etkiler. • İşitme kayıpları erken tanılanabilir ve teşhis edilebilirse, tıbbi önlemler ve eğitsel hizmetler sağlanabilir. Engelli bir çocuk için erken teşhis çok önemlidir. Zaman kaybedilmeden hem sağlık hem de eğitim önlemleri alınmalıdır. İşitme Engelli Çocuğu Olan Ailelerin Ortak Özellikleri İşitme engelli bir çocuğa sahip olma gerçeği ile karşı karşıya kalan aileler, bu durumu öğrendiklerinde, insanların bir yakınlarını kaybettiklerinde girdikleri yas sürecinde gösterdikleri tepkilere benzer tepkiler gösterirler. Ailelerde şok, inkâr, depresyon, karmaşa, kızgınlık, utanma, pazarlık, kabul ve uyum gibi dönemlerden geçerler. Bu dönemlerin her biri, anne babanın duruma uyum ve kabullenme sürecinde, bir şekilde aşması gereken engellerdir Anne babalar aşırı koruyucu ya da aşırı ihmal eden bir tutum içine girerek, çocuklarının gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilirler. Anne babalar, çocuklarının varlığını veya çocuklarında bir engelin bulunduğunu inkâr edebilmektedirler. Bu inkâr süreci aileden aileye göre farklılık gösterir. Kısa bir süre devam edebildiği gibi bir ömür boyu bu inkârı yaşayan aileler de bulunmaktadır. Çocuklarının yapabileceklerini kısıtlayarak kendine güven duygusunun gelişmesine engel olabilirler. Ayrıca çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanması için uygun ortamı sağlayamayabilirler. Aileler, özellikle çocuklarının gelecekleri hakkında büyük endişe içinde olabilirler. Çocuklarının geleceği için yapabilecekleri konusunda yönlendirici bilgiler verilerek onların bu kaygıları azaltılabilir. Anne babaların çocuklarından beklentileri yüksek olabildiği gibi onların hiçbir şey yapamayacağı konusunda önyargılar geliştirdikleri de görülmektedir. Aileler, çocuklarını normal akranları ile kıyaslayan bir tutum gösterebilirler. Bu durum, çocuğun çevresindekilere olumsuz duygular beslemesine sebep olabilmekte ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. AİLELERDE İŞİTME ENGELLİ ÇOCUĞA YÖNELİK YANLIŞ TUTUMLAR Bir insanın hayatta yaşayabileceği en güzel duygulardan ve mükemmel olaylardan birisi hiç kuşkusuz çocuk sahibi olmaktır. Çocuğun olduğu gibi kabul edilmesi ileride karşılaşılacak sorunların üstesinden gelinmesinde atılacak önemli bir adımdır. İşitme engelli bir çocuğa sahip olan ailelerde, anne babanın birbirlerini suçlama davranışlarının olduğu da görülebilmektedir. Ailelerin, işitme engelli çocuğa karşı bu yanlış tutumları, çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve psikolojik temel ihtiyaçlarının karşılanamamasına sebep olabilmekte, gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. ENGELLİ ÇOCUK AİLELERİNE ÖNEMLİ UYARILAR Çocuğunuzu aşırı korumayınız. Tüm aile bireyleri çocuk için özveride bulunmaya hazırdırlar. Muhakkak özveride bulunulacak çocuk korunacak ama bunun da bir sınırı vardır. Çocuğunuzun tek başına bir şeyler yapmasına izin veriniz. Çocuğunuzun bir işi yapıp o işi başarmadaki başarı hissini tatmaya ihtiyacı vardır. Çocuğunuzdan yapamayacağı bir davranışı veya beceriyi istemeyiniz. Onun sınırlarını zorlamanız aşırı yüklenmeniz kendine güvenini sarsabilir ve başarısızlık duygusuna kapılarak içine kapanmasına sebep olabilir. Çocuğunuzdan beklentilerinizi özür ve özelliklerine göre ayarlayın. Normal bir çocukla karşılaştırıp aynı görevleri beklemeyiniz. Engelli bir çocuğa anne-baba olmak zor bir görevdir. Bu zor görevde ilk yapacağınız iş çocuğunuzu kabullenmektir. Çocuğunuzu sosyal ve fiziksel ortamlardan kısıtlamayınız. Onu eve kapatmayınız. Parka götürün , ev gezilerine götürün. Birlikte sokağa çıkıp yürüyün Ona çevreyi tanıtın, anlatın. Sorularına cevap verin. Çevrenizdeki insanların bakışları sizi kızdırmasın etkilemesin. Akrabalarınızın, komşularınızın, sokakta yürürken gördüğünüzü insanların,toplu taşıma araçlarında ki insanların tepkileriyle, meraklı bakışlarıyla karşılaşacaksınız.. Sizin çocuğunuz sebebi ne olursa olsun farklı özellikleri olan bir çocuktur. Bunu kabullenme noktası anne-baba için ne kadar zor olursa olsun ailenin mutluluğu ve çocuğun sağlıklı yaşaması için oldukça önemlidir. Çocuğunuzun kabulü bütün bu tepkilerden daha az etkilenmenize yardımcı olacaktır. Ve siz çocuğunuzu kabullenmiş bir anne-baba olarak çocuğunuzu topluma daha kolay kabul ettirirsiniz Çocuğunuzun yapması gereken beceri, davranış ve gereksinimleri çocuğa fırsat tanımadan aileden herhangi biri yerine getirmemelidir. Ona fırsat verilmelidir . Diğer engelli çocukların aileleri ile bir araya geliniz, duygularınızı düşüncelerinizi paylaşınız. Bilgi alışverişinde bulunarak rahatlayabilirsiniz. Çocuğun içinde bulunduğu engel türü hakkında bilgi edinin. Bu sayede çocuğunuza nasıl davranacağınızı nasıl yardımcı olacağınızı ve çocuğunuzun davranış gelişim seyrini daha iyi kavramış olacaksınız. Çocuğunuza tutarlı davranmalısınız. Annenin, çocuğun yapmasına izin vermediği bir davranışa baba da izin vermemelidir. Çocuğunuza söz verdiğiniz bir şeyi muhakkak yerine getirmelisiniz veya yerine getiremeyeceğiniz sözü, vermemelisiniz. Bu çocuğunuzun size karşı güvenini,inancını sarsacaktır. Eğitimden umulan yararların sağlanabilmesi için, okulda yapılan çalışmaların evde de devam ettirilmesi gerekir. İŞİTME ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN AİLELER; İşitme engelinin türü, özellikleri, nedenleri hakkında basit olarak bilgi sahibi olmalılar. İşitme engelli çocuğun gelişim özellikleri, özellikle gösterdiği akademik ve sosyal gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmalılar. Anne babalar ve çocuğun yakın çevresindekiler, işitme engelli çocuk ile nasıl iletişim kurabilecekleri ve engelini nasıl kabullenebilecekleri konularında bilgi sahibi olmalılar. İşitme engelli çocukların sağlıklı gelişebilmesi için bedensel, psikolojik, sosyal, duygusal temel ihtiyaçları ve bunların karşılanabilmesinde yardım alınabilecek kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olmalılar. Özel eğitim gerektiren birey ve ailesinin sahip olduğu yasal haklar ve bu doğrultudaki yasal düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmalılar. Engellilerin yasal hakları ve imtiyazları 1-Özürlü Kimlik Kartı İzlenecek Yol: 18/Mart/1998 tarih ve 23290 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğe uygun düzenlenmiş Sağlık Kurulu Raporu alınacaktır. Özürlü Kimliği Bilgi Raporu veren hastanede ya da Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri’nde doldurulacaktır. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü formların aslını, Sağlık Kurulu Raporunu, tasdikli nüfus cüzdanı fotokopisini ve iki fotoğrafla birlikte Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’na gönderecektir. Formların ikinci nüshası Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde saklanacaktır. (Bu evrakları özürlülük kişi ya da yakını gönderemez.). Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri’nden Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’na ulaşan formlar ve ekler incelenerek bilgisayar ortamında değerlendirilecektir. Son şeklini almış olan kart postayla özürlü vatandaşın adresine gönderilecektir. Daha geniş bilgi için: Alo Özdanış: 0 800 314 83 00 0 800 314 83 01 ÖZÜRLÜ KİMLİK KARTI ŞU YARARLARI SAĞLAYACAKTIRÖzürlü ; Değişik kurum ve kuruluşlardan istenen rapor yenileme işlemlerinden kurtulacaktır, Gelir Vergisi indiriminden faydalanabilecektir. (Gelir Vergisi indirimi, özürlü kişinin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmaması durumunda kendisine Devlet Demir Yolları ile seyahat etmesi ve özür oranının %40 veya üstü olması halinde %50 indirimden faydalanabilecektir. Havayolları ile seyahat etmesi ve özür oranının %50 veya üstü olması halinde %40 indirimden yararlanabilecektir. Yerel Yönetimlerin alacağı kararlar ile belediye otobüslerinden ücretsiz ya da indirimli yararlanabilecektir. Sinema, Tiyatro vb. faaliyetler için ödeyeceği ücretlere indirim uygulanacaktır. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının özürlü çalıştırma zorunluluklarına bağlı olarak özürlü istihdamı amacıyla açılan sınavlarda özrünü Telsim ve Türkcell tarafından %40 indirim uygulanmaktadır. Özürlü Kimlik Kartı ile ilgili çalışmalar devam etmekte olup bundan sonra da özürlüler için verilecek bütün haklardan özürlü birey aynı kimlik kartı ile yararlanab VERGİ REFORM KANUNU İLE SAKATLARA GETİRİLEN HAKLAR Mevcut uygulamada sakatlık indiriminden sadece ücretliler yararlanmaktaydı. Kabul edilen kanun ile aşağıda belirtilen yenilikler getirilmiştir. · Ailesinde sakat bulunan ücretliler de sakatlık indiriminden yararlanacaklardır. çalışan özürlüler de sakatlık indiriminden yararlanacaktır. Ailesinde sakat bulunan serbest meslek erbabı da aynı şartlarla sakatlık indiriminden yararlanabilecektir. · Basit usulde vergilendirilen özürlülerden ücretli duruma girmeksizin imalat ve tamirat ve küçük sanat işleriyle uğraşan özürlüler sakatlık indiriminden yararlanabileceklerdir.