SOLUNUM SİSTEMİ

advertisement
Solunum sistemi
8. hafta konuları
 Solunum
tipleri
 Solunum Organları
 Akciğer ve gaz değişmi
 Dalış fizyolojisi
2
Kaynak


http://fizyolojilab.weebly.com/
http://fizyolojilab.weebly.com/ders-notlari.html
3
Solunum tipleri
Solunum
İndirek
Direk
Eksternal
İnternal
Direkt ve indirekt solunum
 Paramecium ve hidralar gibi küçük
akuatik organizmalar dış ortamla direkt
temasta olduklarından, etraflarını
çeviren suda bulunan O2 hücrelere girişi
ve CO2’in hücrelerden çıkışı kolaylıkla
olur. Bunun için özel bir solunum
sistemine gerek yoktur. Organizmanın
hücreleri ve onun çevresi arasındaki O2
ve CO2 değişimi şeklindeki gaz
değişimine direkt solunum denir.
Direkt ve indirekt solunum
Büyük ve kompleks yapıya sahip
hayvanlarda difüzyon olabilmesi için gaz
değişimi yapacak vücut bölgelerine ihtiyacı
vardır.
 Solunum yüzeyleri ya da solunum
membranları denilen bu yapılarda meydana
gelen solunuma indirekt solunum denir.
İndirekt solunumda iç ve dış solunum fazları
görülür.
solungaçlar: balık, yengeç, istakoz
akciğerler:reptil, kuş, memelilerde

Dış ve İç solunum
 Dış
solunum (eksternal), vücut
sıvısı (kan) ve dış çevre arasında
özelleşmiş solunum organları
aracılığı ile yapılan gaz değişimidir.
 İç solunumda ise (internal), kan
ve vücut hücreleri arasındaki gaz
değişimidir.
Solunum organları
1.Deri solunumu
2.Solungaç solunumu
3.Trake solunumu
4.Akciğer solunumu
Solunum organları
Canlılarda Gaz Alış Verişi
Tek hücrelilerde solunum gazlarının
hücreye giriş çıkışı, hücre yüzeyinden
geçiş (difüzyon) ile sağlanır.Çok hücreli
organizmalardan süngerler ve
sölenterelerde de, özelleşmiş bir
solunum sistemi yoktur. Bunlarda tek
hücrelilerde olduğu gibi sudaki erimiş
oksijeni vücut yüzeyleri ile alır, CO2 yi
de aynı yolla suya bırakılır.
Deri solunumu

Vücut dış yüzeyini örten deri gaz değişimini sağlar. Alınan
oksijen iç dokulara difüzyonla ya da kanla taşınır. Toprak
solucanlarının tek katlı epitel dokudan ibaret derilerinde
bulunan Goblet hücreleri çıkardıkları mukoz salgıyla vücut
yüzeyinin devamlı nemli kalmasını sağlarlar.
Deri solunumu
Kurbağa ve semenderlerin erginlerinde esas solunum
organı akciğerlerdir. Nemli olan deri gerekli oksijenin
%25 inin alınmasını sağlar. Memelilerde de kısmi deri
solunumu vardır. Ancak alınan oksijenin oranı çok
azdır. (% 1 kadar)
Trake
solunumu
Eklembacaklılardan Böcekler, Çok ayaklılar, Bazı Kabuklular ve
Araknitlerde trake solunumu görülür. Trakeler dokulardaki
hücrelere kadar sokulmuş borular havalandırma borularıdır.
Trakeler O2 yi doğrudan hücrelere taşır. Bu hayvanların kanı O2
ve CO2 taşımada görev yapmaz. Bu nedenle kanlarında oksijen
taşıyan solunum pigmentleri bulunmaz. Kanları renksizdir.
Trakelere gaz giriş çıkışı vücut ve kanat hareketleri yardımıyla
sağlanır.
Alternatif yollar
Anal papilyalar
Solungaç solunumu
Suda yaşayan hayvanlarda görülür. Kurbağa larvaları,
deniz solucanları, bazı yumuşakçalar, kabuklular ve
balıklarda bulunur. Solungaçlar suda çözünmüş oksijeni
alacak şekilde özelleşmiş, yaprak veya tüy biçimindeki
yapılardır.
Solungaçlar
Akciğer solunumu
Akciğerlerin ilkel yapısını ilk olarak kemikli balıklarda
vardır. Hava kesesinin anterior kısmı özefagus ile
bağlantıdır. Kurak mevsimlerde hava kesesi hayvanın
oksijen elde etmesine yardım eder .
Birden Fazla Solunum Organı
Taşıyan Hayvanlar
a. Akciğerli balıklarda (Dipneusti) iki solunum
organı faaliyet gösterir. Bu balıklar nehirlerde yaşar, bu
sürede solungaçlarını kullanırlar. Su yüzeyine çıkarak
hava keselerini dolduran balık, suların çekilmesiyle
çamur altına girer.
b. Kurbağalar ve semenderler larva
devresinde tamamen suda yaşadıkları için
solungaç solunumu yaparlar. Ergin hale gelen
kurbağalarda solungaç kaybolur, yerini akciğer alır.
Ergin kurbağa hem deri ile, hem de akciğerleriyle
solunum yapar. Kurbağalar derilerini nemli tutmak için
genelde nemli ortamlarda yaşarlar.
Ters Akım Sistemi
parelel akım sistemi
50 oC
100 oC
0 oC
50 oC
ters akım sistemi
0 oC
100 oC
100 oC
0 oC
Ters akım veya
pareler akım biyolojik
sistemde birçok yerde
bulunmaktadır.
Balıkların
solungaçlarında...
Leyleklerin
bacaklarında...
Memelilerin
plasentasında,
testisinde veya
böbreklerinde...
ve akciğerlerde..
Kuşlarda solunum
Alveoller yoktur .Parabronşlar solum yüzeyi
sağlar. Ters akım ile etkin solunum sağlanır.
Omurgalılarda Gaz değişimi
Ters akım bir çok omurgalı canlını solunum
sistemin daha etkin çalışmasına sağlar.
Sonum sistemi yolları
İnsanda Hava yolu
 Burun
 Yutak
 Gırtlak
 Soluk
borusu
 Trake
 Trakeoitler
 Alveoller
Solunum Sisteminin Kısımları
Burun
İçerisinde konhe adı verilen yapılar vardır.
Bu sayede hava, nemlendirilir, ısıtılır ve
5µm üzeri partiküllerden temizlenir
Yutak(farinx)

Solunum sistemi ile sindirim
sistemini birbirinden ayıran
bölümdür. Solunum ve sindirim
organıdır. Reflex ile kapanır.

Farinx’in üst bölümü (nazofarinx)
yumuşak damakla ağız boşluğu
ve burun boşluğunu birbirinden
ayırır. Alt bölümü (laringofarinx)
ise trakea ve özefagusla bağlantı
yapar.
Gırtlak




Gırtlak (Larinx), soluk
borusu (trakea) ve akciğer
(pulmo) alt solunum yollarını
oluşturur.
Solunum ve ses organıdır.
Yapısında birbirine kas ve
zarlarla bağlı olan
kıkırdaklar bulunur. Bu
nedenle gırtlak devamlı açık
ve hava geçişine izin verilir.
Gırtlağın yapısında bir çok
kıkırdak olup bunlardan tek
olan kıkırdaklar daha büyük
ve önemlidir. Bunlar
yukarıdan aşağı doğru şu
şekildedir.
Soluk Borusu(Trake)
Trakea yaklaşık 2,5 cm
genişliğinde 10-12 cm
boyundadır. Kıkırdak
halkalardan yapılmıştır.
Sayıları 16-20 arasında
değişir.
Trakea sağ ve sol 2 tane ana
bronşa ayrılır. Bir bronş sağ
bir bronş sol akciğere gider.
Bronşların ince dallarına
bronşiol denir.
Trake
Trake
Akciğerler (Pulmo)


Solunum sisteminin oksijen
ve karbondioksit değişiminin
yapıldığı yerdir. Akciğerler
costalar tarafından korunan
hafif süngerimsi yumuşak
elastik ve hassas bir
organdır.
Akciğerin uç kısmına akciğer
tepesi (apex pulmonis),
aşağıda geniş olan
bölümüne ise akciğer
tabanı(basis pulmonis) denir.
Bronşlar
Trake ve Kanallar
Bronşların Dallanması
Solunum Nedir
Solunum, atmosferden alınan oksijen
ile vücuttaki karbondioksitin yer
değiştirmesidir. İki kısım oluşur:
 Dış
solunum (external solunum)
akciğerlerde olur. Oksijen havadan
kana geçer,kandaki karbondioksit
dışarı verilir.
Solunum
 İç
solunum (internal solunum), kanla
dokular arasında olur. Oksijen kılcal
damarlardaki kandan dokuya girer,
karbondioksit dokudan kana geçer.
Akciğerlerin Yapısı ve Görevleri
Akciğerler, sağ ve sol olmak üzere iki kısımdan meydana
gelir. Sağ akciğer üç bölmeli, sol akciğer iki bölmelidir. Sol
akciğerin küçük olmasının nedeni, kalbin buraya yakın
oluşudur. Her iki akciğer pleura denilen iki yapraklı ince bir
zar ile örtülüdür.
Pleura
Zarları
Toraks’ın iç
yüzeyini saran
zar, parietal
pleura
akçiğeri üzerini
saran zar ise,
visseral pleura
olarak
adlandırılır
İkisinin arasındaki boşluğa ise pleura boşluğu adı verilir
Akciğerlerin dışında, kostaların içinde kalan boşluktaki
basınca, intrapleural basınç (intratorasik
basınç ) adı verilir.Akciğerlerin içindeki basınca ise
intrapulmonik basınç adı verilir.
Soluk
 Soluk
alırken, diyafram kası
kasılır ve kaburgalar arası
açılarak hacim artar, göğüs iç basıncı
düşer ve içeriye hava girer. Bu
esnada göğüs boşluğu genişlemiştir.
 Soluk verirken; diyafram kası
gevşer, kaburgalar birbirine
yaklaşarak hacim azalır, göğüs iç
basıncı artar ve dışarıya hava verilir.
Bu esnada göğüs boşluğu
daralmıştır.
Basınç değişimi
Solunumu etkileyen faktörler
•Elastik fibriller
•Hava yolu direnci
•Sülfektan salgısı
Soluk Alıp Verme Mekanizması
Ventilasyon: havalandırma: Akçiğere volum
girip çıkması
İnspiryum: nefes alma

Normal inspiryum sırasında ekstra torasik hava
yollarında transmural + basınç hissedilir ve
daralma, içe çökme eğilimi olur. İntra torasik hava
yollarında hissedilen transmural basınç – olup,
genişleme olur. Hava yollarındaki çap değişikliği
basınca ve hava yolu kompliansina bağlıdır.
Ekspiryum: nefes verme

Normal inspiryum sona erdiğinde elastik geri
çekilmeye bağlı olarak plevra ve alveol üzerinde +
basınç hissedilir. İntratorasik hava yollarında çap
azalırken, ekstratorasik hava yollarında genişleme
olur.
Soluk Alıp Verme Mekanizması
Soluk alıp verme mekanizması, göğüs boşluğu
ve akciğerlerin genişleyip daralmasına dayanır.
Aynı zamanda bu mekanizmada diyafram kası
ve kaburgalar arası kaslar etkin rol oynarlar.
İnspirasyon ve Ekspirasyon
Diyaframın kasılması
Kostaların öne ve yukarı
hareketi ile Abdominal
solunum Kostal Solunum
EKSPİRASYON
MEKANİZMASI
Toraks ve akciğerlerin
büzülmesi ile olur
Kıkırdak ve kemik ağırlığı
Karın kasları Akciğerlerin
esnekliği
Pasif
Aktif
(öksürük, hapşırma, gülme,
havlama, bağırma)
İnspirasyon ve Ekspirasyon
Solunum Mekanikleri
 Yüksek
Hava
basınç → Düşük basınç
(Boyle Yasası)
İnspiryum:
alveol basıncının
atmosferik basıncın altına
inmesiyle gerçekleşir.
İnspirasyon Ekspirasyon
İnspiryum (soluk alma)

İnspiratuar kaslara uyarı gider.

Diyafragma (eksternal interkostal kaslar) kasılır.

Göğüs duvarının genişlemesiyle toraksın hacmi artar.

İntraplevral basınç daha da negatifleşir.

Alveoler transmural basınç gradyenti artar.

Alveoller genişler. Bu durumda alveoler geri çekimi artar.

Alveoler basınç, alveol hacminin artmasıyla birlikte atmosferik
basıncın altına düşer ve dışarıdan içeri doğru hava akımı
oluşur. Hava akımı alveoler basınç ile atmosferik basınç arası
denge oluşana kadar devam eder.
İnspirasyon aktif, ekspirasyon pasif bir harekettir.
Ekspiryum(soluk verme)

İnspiratuar uyarı sona erer.

İnspiratuar kaslar gevşer.

Toraks hacmi azalır ve intraplevral basınç daha az negatif olur.

Alveoler transmural basınç gradyenti azalır.

Artan alveoler geri çekiminin etkisiyle alveoller inspiryum


öncesi durumlarına geri dönerler.
Alveoler hacim azalınca alveoler basınç atmosferik basınçtan
daha yüksek hale gelir. Bunun sonucunda hava akımı oluşur.
Hava, alveoler basınç ile atmosferik basınç dengelenene kadar
dışarı doğru akar.
10 dakika ara
48
Solunum pigmentleri
Pigment
Renk
Element
Konum
Hayvan
100 ml kanda
O2 ml
miktarı
Hemoglobin
Kırmızı
Demir
Alyuvarlar
Memeli
25
Kuşlar
18,5
Sürüngenler
9
Kurbağa
12
Balık
9
Plazma

Halkalı solcan 1,5
Yumşakça
2-8
2-8
Hemosiyanin
Mavi
Bakır
Plazma
Yumşakça
Klorokruorin
Yeşil
Demir
Plazma
Halkalı solcan 9
Hemoeritrin
Kırmızı
Demir
Kan hücreleri Halkalı solcan 2
Hemoglobin, Hemosiyanin,Klorokruorin, Hemoeritrin
Gazlarının Taşınması
a. Oksijenin Taşınması :
Oksijen kanda oksihemoglobin halinde
taşınır(%98). Çok az bir kısmı kan
plazmasında çözünmüş olarak taşınır. (% 2
kadar). Akciğerlerde kana geçen O2,
alyuvarlardaki hemoglobinle birleşip
oksihemoglobini oluşturur.
Hb + O2 HbO2 (Oksihemoglobin)
Doku kılcallarında hemoglobinden ayrılıp
doku sıvısına, oradan da difüzyonla
hücrelere girer.
Gaz alışverişi ve hücreler
Oksijenin Taşınması
Akciğer kılcallarında
alyuvarda
O2+hemoglobin ----------------- oksihemoglobin
Doku Kılcallarında
Oksihemoglobin  O2+hemoglobin
Açığa çıkan O2 doku sıvısına geçer.
Karbondioksit in taşınması
Hücrelerde oluşan CO2, doku sıvısına geçip
difüzyonla kılcal damarlara geçer. Normal olarak
CO2, kanda çok az erir ve az bir kısmı kan
plazması ile taşınır. Büyük bir kısmı ise
alyuvarlara girer(%70). Alyuvarlarda karbonik
anhidraz enziminin katalizlemesi sonucu CO2,
su ile birleşerek karbonik asiti oluşturur. Karbonik
asit (H2CO3), iyonlaşarak H+ ve HCO3–
(bikarbonat) iyonu meydana getirir. H+ iyonu
alyuvarlarda hemoglobinle, birleşerek HCO3
iyonları ise plazmada taşınarak akciğer
kılcallarına getirilir.
Karbondioksit in taşınması
Doku kılcallarında
Karbonik anhidraz enzimi
CO2+H2O
 H2CO3(Karbonik asit)
H2CO3
 H+HCO3Plazmaya geçer
(Bikarbonat)
Karbondioksit in taşınması
Akciğer kılcallarında HCO3 iyonları tekrar
alyuvarlara girerek H+ iyonları ile birleşir ve
H2CO3 (karbonik asit) oluşturur.
Yine karbonik anhidraz enziminin etkisiyle,
karbonik asit, H2O ve CO2 e ayrışır. Böylece
serbest kalan CO2 difüzyonla önce plazmaya,
oradan da akciğer alveollerine geçer ve soluk
verme ile dışarı atılır
Gaz
değişimi
Alveollerde gaz değişimi
Gaz değişimi
Kan vücut kılcallarından geçerken; O2 ve besin
azalır, CO2 ve artık maddeler artar.
Kan akciğer kılcallarından geçerken; O2 artar
CO2 azalır.
Hemoglobinin O2 ye ilgisi ortamın sıcaklık ve
asit-baz derecesine de bağlıdır.
O2 nin %2 si kan plazması ile, %98 i ise alyuvar
yardımı ile taşınır.
Eğer ortamda CO2 çoksa karboksihemoglobinin
O2 ye ilgisi azalır. Bu sebeple CO2 artınca
hemoglobin daha çok O2 yi serbest bırakır.
Akciğer ve Dokularda Gaz Değişimi
- + H+
CO
+
H
O
<----K.A.------->HCO
2
2
3
Hb ye bağlı halde
O2
taşınır
CO2:
Plazmada erimiş
(%7)
Proteinlere bağlı
(%3)
Bikarbonat iyonu
halinde taşınır
(%70)
Hemoglobine bağlı
(%20)
O2, CO2
Değişimi
Tamponlama
Alveol ve Solunum Zarı
Solunum zarı
•Alveol sıvısı
•Alveol epiteli
•Alveol epitel bazal
laminası
•Hücreler arası boşluk
•Kılcal damarın bazal
laminası
•Kılcal dama endoteli
Alveoller
Akciğerlerin
fonksiyonel
birimleri olan
alveoller, küçük
ve içi hava dolu
keseciklerdir.
Görünüşü üzüm
salkımına benzer.
Alveoller
Alveoller tek katlı
solunum epitelinden
meydana gelmiştir.
Alveollerin toplam yüzeyi
70-85 m2 kadardır
Alveol içerisine yüzey
gerilimini düşürücü
maddeler salınır
Alveoller damarları
Sürfektan
Yapımı
Alveolde tip II
hücrelerince üretilen
yüzey gerilimini düşüren
maddelere sürfektan
denir. Bu sayede
alveollerin büzülmesi ve
alveol içerisine kan
sıvısının dolması önlenir.
Lipit, protein ve KH
karışımı olan bu madde
Lesitin ve
Sifingomiyelindir
Eksikliğinde HİYELİN
MEMBRAN veya
ATELECTASİS denen
bozukluk ortaya çıkar
Sürfaktan
•Yüzey gerimini önemli derecede azaltan yüzey
aktif bir ajandır. Alveol yüzeyinde bulunan Tip II
alveolar epitel hücrelerinden salgılanırlar. Tüm
alveol alanındaki hücrelerin %10’u kadardır.
•Fosfolipidler, protein ve iyonlar içeren kompleks
bir karışımdır. Bileşiminde dipalmitolfosfotidilkolin,
surfaktan apoproteinleri ve Ca+2 iyonları vardır.
•Hidrofilik ve hidrofobik kısımları vardır. Hidrofobik
kısım havayla temasta yüzey gerimini azaltır.
Suda veya sulu bir çözeltide çözündüğünde yüzey
gerilimini etkileyen (çoğunlukla azaltan) kimyasal
bileşik. Surface active agent yüzey aktif madde
Sürfektan Madde Etkisi
İNSPİRASYON
Alveol kapanmaya
eğilimli
Normal alveol
ve
Sürfektan madde
EKSPİRASYON
Alveol açılmaya
eğilimli
% hemoglobin doygunluğu
Bohr ve Root etkisi
100
pH 8.02
kapatise
Root
pH 7.47
affinite
50
0
Bohr
0
80
pO2 mmHg
160
Hava doygunluğu
Bohr etkisi







Hemoglobinin oksijene
afinitesinin artması
(Dissosiasyon eğrisinin
sola kayması)
Alkalozis ()
Eritrosit içi 2, 3 - DPG’nin
azalması
Isının azalması
Karboksihemoglobin
Methemoglobinemi
pCO2‘nin azalması
Hemoglobinin
oksijene
afinitesinin azalması: (Eğrinin
sağa kayması)
Asidoz (Bohr etkisi)
 Eritrosit içi 2, 3 - DPG artması
(Yüksek irtifa, Tiroid
hormonları, Anemi, androjenler)
 Isının artması
 Hemoglobinopatiler (Orak
hücre anemisi)
 pCO2 nin artması

Hemoglobinin Doymuşluk Eğrisi
(BOHR Eğrisi)
Hemoglobinden O2
dissosiyasyonu:
Kanın O2 basıncı
düştükçe, Hb daha
fazla O2
serbestleştirir
Burada önemli olan
pO2 40 iken
dokuların
kullanabildiği O2
miktarı ortalama 20
ml O2/100 ml kan’dır.
BOHR Eğrisi (pH ve Sıcaklık)
1.Kanın O2 basıncı düştükçe, Hb
daha fazla O2 serbestleştirir
2.Kan pH’sı düştükçe Hb daha çok O2
bırakır, H+ bağlar (BOHR ETKİSİ)
3.Sıcaklığın artışı ile O2 bırakma artar
4.2.3 Difosfogliserat (2.3DPG) artışı
ile O2 bırakma artar
Ph
SICAKLIK
Bohr ve Halden Etkisi
Solunum Sisteminin Fonksiyonları
 Gaz
değişimi
 Asit- Baz dengesinin sağlanması
 Fonasyon
 Savunma mekanizmaları
 Biyoaktif maddelerin üretimi,
metabolizması, düzenlenmesi
Solunum hızı
 Solunum
hızı kandaki CO2 miktarına
göre düzenlenir. CO2 artışı soluk alıp
vermeyi hızlandırır.Çünkü CO2 kanın pH
sını düşürür ve ortam asit hale gelir Bu
da beyni uyarır. Soluk alış verişinin hızı
ve şiddeti omurilik soğanındaki
sinirler tarafından denetlenir
Solunum Tipleri
1.Eupnea: İstrahat halindeki
solunum
2.Hyperpnea: Frekans ve derinliği
artmış solunum
3.Polypnea: Yüzeysel, çabuk ve
kesik kesik solunum
4.Apnea: Solunumun geçici olarak
durması
5.Dyspnea: Solunum güçlüğü
Pulmoner ve Alveoler ventilasyon
Pulmoner ventilasyon, Akciğere giren ve
çıkan hava miktarı olarak adlandırılır
Bir dakikada 12 solunum yapılır ve her
seferinde 500 ml hava alınırsa
Pulmoner ventilasyon
= 12 x 500 = 6000 ml olur.
5000 metrede basınç
400 mmHg
0 metrede basınç
760 mmHg
Havadaki Gazların Kısmi Basınçları
CO
İnsanın soluduğu havada fazla
oranda karbon monoksit (CO)
bulunursa zehirlenme meydana
gelir.
Çünkü, CO hemoglobin ile sıkı bağ
yapar ve kolayca kopmaz. Bunun
sonucunda oksijen hemoglobinle
bağlanamaz ve dokular O2 siz kalır.
pH’nın dengesi Akciğer ve Böbrekler
Solunumun Kontrolü
(Beyin Merkezleri)
İnspirasyon Merkezi
Kendiliğinden implus çıkarabilir. Uyarıldığı zaman
inspirasyon başlar
Ekspirasyon Merkezi
Uyarılınca ekspirasyon başlar ve inspirasyonu
inhibe eder. Gerim reseptörlerinden buraya sürekli
uyarım gelir
Pneumotaksik Merrkez
Apneustik merkezi inhibe eder, inspirasyon
merkezi tarafından uyarılır
Apneustik Merkez
İnspirasyon merkezine uyarı gönderir. Akciğer
gerim reseptörleri ve pneumotaksik merkez
tarafından inhibe edilir
Solunumun Kontrolü
Apneustik Merkez
•Aorta ve akciğer arterlerindeki
kemoreseptörlerden
•Medulla oblangata içindeki H+
iyonuna hassas kemosensitif
hücrelerden
•Vasomotor merkez
•Akciğer gerim reseptörlerinden
(Hering Breuer refleksi)
•Proprioseptörlerden
•Omurilik tonik deşarjlarından
•Korteks cerebri
Uyarı alır
Solunum Hızını Etkileyen Faktörler
1.Sinir impusları
2.Kaburga kaslarının kasılıp
gevşemesi
3.Diyaframın Kasılıp gevşemesi
4.Akciğerde ki basınç azlığı ve
fazlalığı
5.Kanda ki CO2 konsantrasyonu
(CO2 artarsa asitlik artar ve
solunum hızlanır)
Solunum Fonksiyon Testleri:
 Akciğerlerin
hacim ve
havanın akış hızına göre
fonksiyonlarını aydınlatmaya
yönelik uygulamalardır.
Akciğerlerin volüm ve kapasiteleri
akciğer volümleri
Tidal volüm
İnspiratuvar yedek volüm
Ekspiratuvar yedek volüm
Rezidüel volüm
akciğer kapasiteleri
İnspiratuvar kapasite
Vital kapasite
Fonksiyonel rezidüel kapasite
Total akciğer kapasitesi
Akciğer volümü: Hava boşluklarında bulunan gaz miktarı
Kapasite: en az iki volüm değeri toplamı
Akciğer Hacimleri:
SOLUK HACMİ (Tidal volum): Normal
solunum hareketi ile akciğerlere alınan veya
akciğerlerden çıkarılan hava hacmidir. 500 ml
 2. İNSPİRASYON REZERVİ: Normal soluk
hacminin üzerine alınabilen fazladan soluk
hacmidir. 3000 ml.
 3. EKSPİRASYON REZERVİ: Normal bir
soluk vermeden sonra zorlu bir ekspirasyonla
fazladan çıkarılabilen hava hacmidir. 1100 ml.
 4. REZİDÜEL (tortu) HACİM: Zorlu bir
ekspirasyondan sonra akciğerlerde kalan
hava hacmidir. 1200 ml

1.
Akciğer Kapasiteleri:
1. İnspirasyon kapasitesi: Soluk hacmi ile
inspirasyon rezervinin toplamıdır. 3500 ml
2. Fonksiyonel rezidüel kapasite: Ekspirasyon
rezervi ile rezidüel hacmin toplamıdır. 2300 ml.
3.Vital Kapasite: İnspirasyon rezervi, soluk
hacmi ve ekspirasyon rezervlerinin toplamıdır.
4500 ml.
4. Total Akciğer Kapasitesi: Vital kapasite ile
rezidüel hacmin toplamıdır. 5800 ml.
Statik volümler
Tidal volüm ( VT): Sakin solunum sırasında
akciğerlere giren veya çıkan hava hacmidir.
Ortalama 500 ml.dir.
TİDAL
VOLÜM
İnspiratuvar yedek volüm (IRV):

Sakin
solunum
sırasında
inspirasyon
tamamlandıktan sonra derin inspirasyonla alınan
hava volümüdür.
İNSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
TİDAL
VOLÜM
Ekspiratuvar yedek volüm (ERV)

Sakin solunum sırasında ekspiryum tamamlandıktan
sonra tam bir ekspirasyonla atılan maksimum hava
volümüdür.
İNSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
TİDAL
VOLÜM
EKSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
Rezidüel volüm (RV)

Maksimum bir ekspirasyondan sonra akciğerlerde kalan hava
volümüdür.
İNSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
TİDAL
VOLÜM
EKSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
REZİDÜEL
VOLÜM
Total akciğer kapasitesi


Maksimal inspirasyondan sonra akciğerlerde bulunan hava
miktarıdır.
Tüm volümlerin toplamından oluşur (RV+ERV+VT+IRV)
İNSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
TİDAL
VOLÜM
EKSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
REZİDÜEL
VOLÜM
TOTAL
AKCİĞER
KAPASİTESİ
İnspiratuvar kapasite


Sakin solunum sırasında ekspiryum tamamlandıktan sonra maksimum
inspirasyonla alınan hava hacmidir.
VT ile IRV’ün toplamından oluşur.
İNSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
TOTAL
AKCİĞER
KAPASİTESİ
TİDAL
VOLÜM
EKSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
REZİDÜEL
VOLÜM
İNSPİRASYON
KAPASİTESİ
Vital kapasite (VC)

Maksimum bir inspirasyondan sonra tam bir ekspirasyonla çıkartılan
(ekspiratuvar VC), maksimal ekspirasyondan sonra tam bir inspirasyon ile
akciğerlere alınan (inspiratuvar VC) hava volümüdür.
(VT+ IRV +
ERV)
İNSPİRASYON
YEDEK
İNSPİRASYON
KAPASİTESİ
VOLÜM
TİDAL
VOLÜM
EKSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
REZİDÜEL
VOLÜM
VİTAL
KAPASİTE
TOTAL
AKCİĞER
KAPASİTESİ
Fonksiyonel rezidüel kapasite
(FRC)


Normal bir ekspirasyonun sonunda akciğerlerde bulunan hava
volümüdür (RV + ERV)
FRC= ekspiryum sonu akciğer volümüne (EELV)
İNSPİRASYON
YEDEK
İNSPİRASYON
KAPASİTESİ
VİTAL
KAPASİTE
VOLÜM
TOTAL
AKCİĞER
KAPASİTESİ
TİDAL
VOLÜM
EKSPİRASYON
YEDEK
VOLÜM
FONKSİYONEL
REZİDÜEL
VOLÜM
REZİDÜEL
KAPASİTE
Su Altı (Dalış) Fizyolojisi
Suya dalan bir kimse hem suyun hem de
su üzerinde kalan atmosfer basıncının
baskısı altında kalmaktadır.
 Su yüzeyinde basınç 1 atmosferdir.
 Derinlere inildikçe her 10m de 1 atmosfer
basınç artışı olur.
 Diğer bir değişle yaklaşık 30m derinlikte 4
atmosferlik bir basınç vardır.

Boyle Yasası



Boyle yasasına göre Basınçla hacim arasında ters bir
orantı mevcuttur ,basınç iki kat arttığında hacim yarıya
düşmektedir.
Örneğin yüzeyde 6 litrelik akciğer total kapasitesine sahip
bir şahsın akciğer kapasitesi 10m de (2 atmosfer basınçta)
3 litreye , 20m ise (3 atmosfer basınçta) 2 litreye
düşmektedir.
30m den daha derinlere inmek tehlikelidir. Çünkü kemik
yapılar özellikle göğüs kafesi dış su basıncına direnç
gösterirken içteki hava basıncı aynı kalacak , kan
basıncının artması nedeniyle kan, damar dışına sızacak ,
akciğerde ödem ve kanamaya yol açabilecektir.
Su Altı (Dalış) Fizyolojisi




Derinlere inildikçe solunum kaslarının gücü
su basıncını aşmaya yetmediğinden solunan
havanın basınçlı olması gerekir.
Bu nedenle yeteri kadar uzun bir boru yada
snorkel aracılığıyla suyun altında kalıp nefes
alıp verebilmek olası değildir.
Bu amaçla SCUBA (self- ontained
underwater breathing apparatus) adı verilen
tüp sistemleri geliştirilmiştir. SCUBA
sisteminde dipteki su basıncını yenebilecek
güçte basınçlı hava gerektirmektedir.
Örneğin 20m derinlikte 3 atmosferlik bir
basınçlı (3 x 760 = 2280mmHg) hava gerekir.
Dekompresyon (vurgun)
Su Altı (Dalış) Fizyolojisi



Derinliklere inerken veya çıkarken belli prensiplere
uyulması gerekmektedir, aksi takdirde hava embolisi ,
akciğerleri kollobs olması , dekompresyon (vurgun) vb..
patolojiler oluşabilmektedir.
Dekompresyon derinliklerde kanda erimiş olarak bulunan
nitrojenin kurallara uyulmaksızın ani yüzeye çıkılması
durumlarında hacmin genişlemesi nedeniyle venöz ve
arteryel kan damarlarının tıkanması nedeniyle oluşur.
Belirtileri baş ağrısı sersemlik bilinç kaybı , kaslarda
uyuşma , felç ve ölümdür.
Tedavi için kişi yeniden aynı derinlik seviyelerine indirilerek
uygun basınç koşullarında bekletilerek yavaş yavaş
yüzeye çıkartılır. Yada vurgun yiyen şahıs rekomprasyon
(basınç) odasında tutularak hacmi genişleyen nitrojen
kabarcıklarının yeniden erimiş nitrojen duruma geçmesi
sağlanır .

ŞNORKEL
Snorkel denilen bir boru yardımıyla yüzeydeki
havanın solunması yöntemi soluk borusunun
uzamasını , dolayısıyla ‘ölü boşluk’ hacmini
arttırmaktadır. Buda CO2 Birikimine neden
olmaktadır. Bu nedenle ara sıra kuvvetli nefes
verme (inspirasyonla) ile ölü boşluktaki hava
dışarı atılıp oksijenle zengin atmosfer havası
solunmaya çalışılmalıdır. Su soğukluğu
derinliklere inildikçe artar , bu nedenle vücut ısısı
düşer , kalbin atım sayısı düşer , bradikardi
oluşur.
Daha koyu bir akciğer için SİGARA
Download