kudüs ve tarih içinde aldığı isimler

advertisement
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Fırat University Journal of Social Science
Cilt: 11 Sayı: 2, Sayfa: 305-312, ELAZIĞ-2001
KUDÜS VE TARİH İÇİNDE ALDIĞI İSİMLER
Jerusalem And The Names Given History
Muammer GÜL* 1
ÖZET
Yer adları, üzerinde barındırdıkları kültür ve medeniyetlerin bir ifadesidirler. Medeni
gelişmenin temel belirleyici unsuru olan şehir adları da üzerinde barındırdıkları kültür ve
medeniyetlerin dili ile ifade edilmişlerdir. Ancak Kudüs gibi bazı şehirler, tarih boyunca hangi
toplum tarafından idare edilirlerse edilsinler aynı manaya gelen isimler almışlardır.
Kuruluşu MÖ: 3000-1200 yıllarında Kenaniler dönemine kadar giden Kudüs, o dönemde en
büyük tanrı olarak kabul edilen SALEM adını almıştır. Daha sonraları şehir, Yerushalayim,
Yerusalim, Hierusalem, Ursalem, Yebus, Sion, Ir-Davud, Ilya, Medinetü Beyti’l-Mukaddes,
Beytü’l-Makdis, Daru’s-Salem, el-Kuds vb. isimler almıştır. Tarih boyunca Musevilik,
Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi üç semavi dinin kutsal şehri olan Kudüs’ün almış olduğu bu
isimlerin büyük çoğunluğunda ortak mana “barış” ve “kutsal” ‘ kelimelerine dayanmaktadır.
Ancak Kudüs, tarih boyunca kutsallık vasfını korumuşsa da barışı (İslam hakimiyeti ve özellikle
Osmanlı Dönemi hariç) hiçbir zaman sağlayamamıştır. O gözyaşı ve zulmün şehri olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Kudüs, Salem, İlya, Sion, Şehir.
ABSTRACT
The name of places is an expression that the culture and civilization have been lived on.
The city names which origin of basic identification of civilezed development, have been expressed
by language which culture and civilizations have been liked on as well. But some cities like
Jerusalem have been called by the name has the same meaning whichever they have been soverned
by any societies during history.
Jerusalem, was built from 3000-1200 BC to the time period of Kenanid, has been called the
name of SALEM which accepted as the bigged God at the time. After that, the city was called as
Yerushalayim, Yerusalim, Hierusalem, Ursalem, Yebus, Sion, Ir-Davud, Ilya, Medinet Beyt elMakdis, Beyt el-Makdis, Daru’s-Salem, el-Kuds etc.
The main meaning of the most of these names which given Jerusalem, called sacred city
has three celestial religions such as Judaism, Christianity and İslam, is relied on the peace and
sacred during history. Although Jerusalem has been called as sacred city during history, it couln’t
have lived in peace any time (except İslamic sovereignty and especially the time period of
Ottoman). It has been city of tears and oppression.
Key Words: Jerusalem Salem, Ilya, Sion, City
* Yrd. Doç. Dr. , Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi / Şanlıurfa.
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2001 11 (2)
İnsanlar gibi coğrafyaların ve şehirlerin de ruhları vardır. Coğrafyaların ve
şehirlerin ruhları taşıdıkları adlarda saklıdır. Yer adları bir yönüyle üzerinde
barındırdıkları kültür ve medeniyetlerin bir ifadesidir. Bir şehir tarih içinde uğradığı
istilalar sonucu bir çok farklı kültür ve medeniyetin dili ile tanımlansa bile bazen mana
olarak önemli farklılıklar arz etmez. Böyle şehirlere verilebilecek en güzel örneklerden
biri Kudüs şehridir. Kudüs , Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi üç büyük semavi
dinin kutsal şehri olmuş ve tarih boyunca bazen tarihten silinircesine büyük istilalara
uğrayarak bir çok devletin hakimiyetine girmiştir. Kudüs’ün tarihi, bronz çağının
(M.Ö: 3000-1200) başlangıç devrelerine kadar gitmektedir. Bu uzun tarihi seyir
içerisinde sayısız istilalar sonucu buraya hakim olan milletlerin siyasî, sosyal ve
kültürel etkileri ile şehir birçok adlar almıştır.
Kudüs şehri, bronz çağının başlangıç devrelerinde Kenanîler tarafından inşa
edilmiştir. Bu dönemde en büyük Tanrı olarak kabul edilen SALEM adına bir
tapınak yapılmış 2 ve şehir ulu ilah Salem ismi ile anılmaya başlanmıştır. Kudüs de
diğer Kenanî şehirleri gibi bir Kraliyet Şehri idi. En tanınmış kralları ise Kadum
Salem, Malkisadek ve Adoni Sadek olarak biliniyordu 3 . Ahd-i Atik’te de Salem
adlı bir şehrin kralından bahsedilmektedir 4 . Eski Ibrani paralarında Yerushalayim
olarak geçen isim, Aramice Yerushlem, Süryanice Urishlem ve Asurca Urusalim
şekillerinde geçmektedir. 5 Görüldüğü gibi Eski Ahit ve bu dönemin kaynaklarında
şehrin ismi Salem, Ibranice Şalim köküne dayanmaktadır ki, bugün o Yeruşalim
olarak okunmaktadır. 6 Ön ek olan Uri ve Yeru zaman zaman yer değiştirmektedir.
Ibranice Şalim Arapça Salem ile aynı kökten müştak olup 7 ; ikisi de barış
anlamına gelmektedir 8 .
Grekler zamanında ise bu isim Helenleşmiştir. Yeni Ahit'in IV. Yüzyıl
sonunda Hieronymus tarafından yapılan tercümesinde Hierusalem ve
Hierosolyma olarak geçmektedir ve kelime yine Salem köküne dayanmaktadır.
1 Kudüs (Tarihî Belge), (Tercüme: Acar Tanlak), Yayınlayan: İslam Konferansı Teşkilatı Kudüs
Komitesi, Ankara, 1988, s. 18; Bülent İplikçioğlu; Eskiçağ Tarihinin Anahatları-I, Marmara
Üniversitesi Yayınları, No:486, İstanbul, 1990, s.95; Saim Yılmaz, “İslam Tarihinde Kudüs”,
Yedi İklim, S. 75/76, s. 33; A. Haydar Haksal; "Ah Kudüs", Yedi İklim, S.75/76, s.22.
3
Von Svenhevin, Jerusalem, Leipzig, 1918, s. 68; Kudüs (Tarihî Belge), s. 18.
4
Tekvin, 14/8.
5
M. A. M. , “Jerusalem “, The Jewish Encyclopedia, Newyork, Vol. VII, s 119.
6
Yeşu, 10/1
7
İbn Kesir, Hadislerle Kuran-ı Kerim Tefsiri, C. 6, (Çev: B. Karlığa-B. Çetiner), Çağrı
Yayınları, İstanbul, 1988, , s. 2700.
8
Mevlüt Sarı, Arapça - Türkçe Lügat, İstanbul, 1982, s. 775.
306
Kudüs ve Tarih İçinde Aldığı İsimler
Zira Droysen de Kudüs’ten Hierosolyma olarak bahseder 9 . Bu kökene bağlı
olarak ismin Islâm kaynaklarında Yerusalem ya da Ursalem olarak kullanıldığı
görülmektedir 10 . Bu iki isim Şalim (tanrı)'in Şehri, Selamet Mülkü 11 , Selamet
Mirası 12 , Barış Şehri 13 manalarına gelmektedir.
Kudüs’ün bir zamanlar için Jebus olarak adlandırıldığı da görülmektedir 14 .
Eski Ahit’te Yahuda oğullarının hissesine düşen yerler sayılırken, “ve sınır
Hinnom oğlu deresinden cenuba doğru Yebusi sırtına (O Yeruşalimdir)
yükseliyordu” 15 denilmekte ve şehre Yebus ismi verilmektedir. Muhtemelen bu
isim o dönemde şehirde oturan Yebusi topluluğundan dolayı verilmiş olmalıdır.
Ayrıca Ahd-i Atik'de Hakikat Şehri 16 , Oholiba 17 , Sion ya da Zion 18 gibi isimler
de zikredilmektedir. Hz. Davud'un şehri almasına kadar Sion isminin kullanıldığı
ve fetihten sonra da şehre Davud Şehri 19 denildiği ve bu ismin kaynaklarda IrDavud olarak da geçtiği bilinmektedir 20 . Bu son iki isim önceleri şehrin bir
bölümünü tanımlıyorsa da zamanla şehrin genelini ifade etmiştir.
Bütün bunların yanında hahamlar, Kitab-ı Mukaddes’te Kudüs’ün 70 değişik
ismini saymışlardır 21 . Şehre verilen isimlerin çokluğu ne olursa olsun, bunlar
arasında en yaygın olanı, şehrin Hz. Davud tarafından fethinden M. II. Yüzyıla
yani Roma Imparatoru Ælianos Hadriyanus tarafından alınışına kadarki dönemde
kullanılan Urışalim ya da Yeruşalim şeklidir. Imparator Adriyanus M. 130
yılında Bar Kohba'nın çıkardığı isyanı bastırdıktan sonra bütün Yahudileri
şehirden uzaklaştırarak şehri bir Roma kolonisi şeklinde yeniden inşa etti. Şehir
9
Droysen, Büyük İskender, C. II, (Çev. B. Sıtkı Baykal), MEB, Ankara,1946, s. 248.
Yakut el-Hamavi, Mucemu’l Buldan, C. I, Beyrut,1410/1990, s. 402; C. III, s. 315;Şemseddin
Sami, Kamusu'l Alam, C.V, Mihrab Matbaası, İstanbul, 1314, s.3605.
11
M.A.M; ‘Jerusalem’, s.119.
12
İbn-i Kesir, Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri, C. 6, s.2700.
13
Kudüs (Tarihî Belge), s. 18; Matthras R. Hlılıg, The Story of Jerusalem, F. A. Owen
Publishing Company, 1919, s. 4-5.
14
Saim Yılmaz, ‘agm’, Yedi İklim, s. 33; Von Svenhevin, Jerusalem, s. 68;.
15
Yeşu, 15/8; I.Tarihler, 11/4.
16
Zekerya, 8/3.
17
Hezekiel, 23/1 vd.
18
II. Samuel, 5/5 vd. ;
19
İşaya, 1/27 vd. ;2/3-26; 10/24; II. Samuel, 5/5 vd. ; M.A.M., ‘Jerusalem’ s. 120.
20
M.A.M., ‘Jerusalem’ s. 120.
21
M.A.M., ’Jerusalem’, s. 129.
10
307
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2001 11 (2)
onun ismine izafeten Ælia Capitolina ismini aldı 22 . Şehir yaklaşık iki yüzyıl kadar
Ælia (Iliya) olarak kaldı. Imparator Konstantin döneminde Urışalim ismi yeniden
kullanılmaya başlandı. Iliya, zamanın şerefli ismi anlamına geliyordu ve
müslümanlar tarafından da ‘Kutsal Şehir’ anlamında Islâm fethine kadar
kullanıldı 23 .
Islâmi dönemin başlangıcında şehrin ismi, Ilya, Medinetü Beyti’l
Mukaddes ve Tapınak Şehri şeklinde geçmekteydi 24 . Pratikte Ilya ya da Beytü’l
Makdis kullanılıyordu. Ilya bir Roma ismi olmasına rağmen Islâm kaynakları
bunun Peygamber Ilyas’a dayandığını ve Eliyah’ın Evi ya da Allah’ın Evi
anlamlarına geldiğini zikretmişlerdir 25 . Islâm kaynaklarında Ilya, şehri inşa eden
bir kadın olarak da zikredilmektedir.Bunun yanında Ilya, Beytü'l-Mukaddes ,
Beytü'l-Makdis 26 , Mescid-i Aksa 27 gibi genel kullanımlar daha yoğundur. Bu
genel kullanımların yanında latince Palatium kökünden müştak olup, avlu ya da
ikâmetgâh yeri manasına gelen al-Balat 28 ile el-Ardü’l-Mukaddes 29 , Darü'sSelam, Medinetü's-Selam ve Karyetü's-Selam gibi isimler de kullanılmıştır 30 .
22
Guy Le Strange, Palestina Under The Moslems, Beyrut 1965, s. 84 ;A A. Vasiliev, History of
the Byzantine Empire 324-1453, Vol. I, Washington-1964 s. 54 ; D. S. Margoliouth, Caira
Jerusalem Damascus, London-1969, s. 190 ; MAM. , ‘Jerusalem’, s. 128; Kudüs (Tarihî
Belge), s. 19; Buhl, ‘Kudüs’, İA, C. VI. s. 953.
23
D. S. Margoliouth, Caıra Jerusalem Damascus, s. 191; Kudüs (Tarihî Belge), s. 19.
24
Shelomo Dov Giotein, ‘Al-Kuds’, EI, Leiden, E. J. Brill, 1978, C. V. , s. 322; Ebu Cafer
Muhammed b. Cerir et-Taberi, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, C. I, (Çev. Zakir K. UganA. Temir), Maarif Basımevi, Ankara -1954, s. 236.
25
Shelomo Dov Giotein, ‘Al- Kuds’, EI, C. V. S. 322-3.
26
Yakut el-Hamavi, Mucemu’l-Buldan, C. III, s. 311; C.IV, s.592; Ahmed b. Ebî Yakub b. Cafer
b. Vehb el-Kâtib el-Ahbarî, Kitabu’l-Buldan , (Haz. M. J. de Goeje), E.J. Brill, 1967, s.328;
Ebu'l Kasım Muhammed b. Havkal, Kitabu'l-Mesalik ve'l-Memâlik , (Haz. J. H. Kramers), E.
J. Brill, 1938, s.171; Şehabeddin Ebi'l Abbas Ahmed b. Yahya, Mesâlikü’l-Ebsar fi
Memâliki’ll-Emsar (Tahkik: Doratya Kedakolski), Tabu'l-Evvel, Beyrut, 1403/1968, s.123;
Nasır-ı Hüsrev, Sefernâme , (Çev.Abdülvahab Tarzi), MEB., İstanbul, 1950, s.32; Ahmed b.
Yahya b. Cabir el-Belazurî, Fütûhu'l Büldan , (Çev.:Mustafa Fayda), KTBY., Ankara,
1987,s.197-8; Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-İstahrî, Kitabü’l-Mesâlik ve’l-Memâlik,
(Haz.: M. J. de Goeje),Leyden, 1927,s.56-58; Ebu Kasım Ubeydullah b. Abdullah b.
Hurdazbeh, El-Mesâlik ve'l Memâlik , Leyden, 1889, s.78; Şemseddin Ebu Abdullah
Muhammed İbn-i Ahmed İbn Ebi Bekr el-Benna el-Beşari el-Mukaddesî, Ahsenü’t-Takasim fi
Ma'rifeti'l Ekâlim, (Editit: M.J. de Goeje), Editio Secunda, Leyden, 1906, s.154; Evliya
Çelebi, Seyahatnâme , C. XIII, (Türkçeleştiren: Z. Danışman),Yaylacık Matbaası,
İstanbul,1969, s. 238; Le Strange, Palestina Under The Moslems, s. 84.
27
Ebu Zeyd Abdurrahman b. Haldun, Mukaddime, C. II, MEB., İstanbul 1986, s. 252.
28
F. Buhl, "Kudüs", İA, C.VI, MEBY., s.953.
29
Goitein, "Al-Kuds", EI, C.V, s.323.
30
Goitein, "Al-Kuds", EI, C.V, s.323; Kudüs (Tarihî Belge), s. 19.
308
Kudüs ve Tarih İçinde Aldığı İsimler
Muhtemelen Memluklar döneminden itibaren Mekke ve Medine için
kullanılan Al-Harameyn eş-Şerifeyn ismi Kudüs ve el-Halil şehirleri için de
kullanılmış 31 ve Memluk idârî sistemi içindeki yerini almıştır. Görülmektedir ki,
Arapların muayyen bir zamandan beri al-Kuds ismini verdikleri bu şehre, eski
müellifler umumiyetle Beytü’l Makdis ya da Beytü’l Mukaddes ismini
veriyorlardı. Bu isim Ibranice mabed manasına gelen Bethammikaş kelimesine
dayanmaktadır. Mukaddes Eve delalet eden bu isim, daha sonraları Mukaddes’e
delalet eden el-Kuds gibi yalın bir şekle dönüşecektir.
Buraya kadar şehrin tarihî seyir içerisinde aldığı isimleri zikr ettik. Bu
isimler içerisinde üç tanesinin daha geniş bir zaman diliminde kullanıldığı
görülmektedir. Bunlardan ilki Yeruşalim ya da Urişalim, ikincisi Beytü’lMakdis ya da Beytü’l-Mukaddes, üçüncüsü ise islâm aleminde Memluklular
döneminden itibaren kullanıldığını gördüğümüz Al-Kuds ya da el-Kudsu’ş-Şerif
isimleridir. Ancak hemen şunu belirtelim ki, Kudüs kelimesi de çok eskilere
dayanmaktadır. Al-Kuds, Aramice Kudsha kelimesinden müştak olup, Karra
Kudsha kutsal yerin şehri manasına gelmektedir 32 .
Kudüs kelimesinin manaları üzerinde Ibn Manzur muhtelif görüşler
zikretmektedir. Ona göre El-Kuds, tehhare (temizlik) anlamına geldiği gibi
noksanlıklardan ve ayıplardan temizlenmiş anlamına da gelmektedir 33 . O aynı
zamanda bir dağ ismidir 34 ve el-Kuddus aynı zamanda Allah’ın sıfatlarından ve
isimlerindendir. Hicazlılara göre ise, içinde temizlik yapılan bir kab olan esSettel, el-kadese ile aynı anlama gelmektedir. Bu yüzden de Beytü’l-Mukaddes’e
temizlenmiş ev deniyordu ki, orada günahlardan temizleniliyordu 35 . Ayrıca ElKaddus mübarek ve el-Kuds ise bereket anlamına geliyordu.
Bütün bunların yanında Ibn Manzur, el-Kuds’ü insan ve hayvanların su
temin ettikleri yerlere suyun aşındırmasını önlemek için suyun gözesine konan taş
için kullanıldığını zikretmektedir ve bunun Kuddısu’l-Hacer olarak
adlandırıldığını söylemektedir 36 . Fezail kitaplarında ise zikrettiğimiz tanımların
31
D. P. Little, “Relations Betwen Jerusalem and Egypt”, History and Historiography of the
Mamluk, Variorum Reprints, London-1986, s. 83-86.
32
Şemseddin Sami, Kamusu'l Alam, C.V, s.3606; Goitein, "Al-Kuds", s.323.
33
Cemaleddin İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, C. III, Beyrut, 1410/1990, s. 168.
34
Ahmed b. Ali Kalkaşandî, Subhu’l-A’şa fî Sın’ati’l-İnşa, C. III, Tabu’l-Evvel, Beyrut/Lübnan1407/1987, s. 443.
35
İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, C. III, s. 169.
36
İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, C. III, s. 169.
309
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2001 11 (2)
ruhuna uygun izahlar yapılmaktadır. Hıfzı, “Şam’a Şam deyu ad verdiler çünküm
Kâbe’nin şimalindedir ve Yemen’e anın içün Yemen dediler ki Kâbe’nin
yemenindedir ve Beytü’l Makdis’e anın içün Kudüs dediler ki haşr u neşr onda
olsa gerektir” 37 diyerek bu geleneksel izahı yapmaktadır.
Sonuç olarak Kudüs kelimesi eski olmasına rağmen Islâmiyetin ilk
yıllarında pek kullanılmamış görünmektedir. Onun yerine yukarıda zikrettiğimiz
muhtelif isimlerin bazen bir tanesi, bazen aynı dönemlerde birkaç tanesi
kullanılmıştır. Kudüs ismi, ancak XI. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanıyor.
Zira Nasır-ı Hüsrev’in “Şamlılar ve o civar halkı Beytü’l-Makdis’e Kudüs
derler” 38 ifadesi bu ismin önce Suriye ve Filistin'de kullanılmaya başlandığını,
Eyyubî ve Memluk idareleri döneminde yerleştiği ve bugüne kadar şehir için
kullanılan en önemli isim olarak geldiğini göstermektedir. Batıda ise, bugün
sadece Ibranice Yeruşalim'in batı dillerindeki yazılışı şekli olan Jerusalem
kullanılmaktadır. Kuruluşundan bugüne kadar Kudüs şehrinin aldığı isimlere
baktığımızda, buraya hakim olan toplumlardan hangisinin dili ile ifade edilirse
edilsin, iki temel özellik göze çarpmaktadır: Barış ve Kutsallık. Ancak bu
isimlerden birincisi her zaman ikincisine feda edilmiş ve Kudüs, İslam hakimiyeti
ve özellikle Osmanlı idaresi hariç tutulursa, tarih boyunca göz yaşı , zulüm ve
büyük istilaların getirdiği büyük tahribatlara uğramıştır. Şehrin bu durumu içinde
bulunduğumuz yüzyılda da devam etmektedir.
37
38
Hıfzı, Tarih u Fezail-i Kuds-i Şerif, İstanbul Ünv. Kütüphanesi,Nr: 86419, s.17.
Nasır-ı Hüsrev, Sefernâme, s. 32.
310
Kudüs ve Tarih İçinde Aldığı İsimler
BİBLİYOGRAFYA
Buhl, F., ‘Kudüs’, İA, MEBY., İstanbul 1979.
Droysen, Büyük İskender, C. II, (Çev. B. Sıtkı Baykal), MEB, Ankara 1946.
El-Ahbari, Ahmed b. Ebi Yakub b. Cafer b. Vehb el-Kâtib : Kitab el-Buldan , (Haz. M. J. de
Goeje), E.J. Brill, 1967.
El-Belazurî, Ahmed b. Yahya b. Cabir ; Fütuhu'l Buldan , (Çev.:Mustafa Fayda), KTBY, Ankara
1987.
El-Hamavî, Yakut ; Mucemu’l Buldan, C. I, Beyrut 1410/1990.
El-İstahrî, Ebu İshak İbrahim b. Muhammed ; Kitab el-Mesalik el-Memâlik, (Haz.: M. J. de
Goeje),Leyden 1927.
El-Mukaddesî, Şemseddin Ebu Abdullah Muhammed İbn-i Ahmed İbn Ebi Bekr el-Benna elBeşari ; Ahsen al Takasim fi Ma'rifetü'l Ekâlim, (Editit: M.J. de Goeje), Editio
Secunda, Leyden 1906.
Et-Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir ; Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, C. I, (Çev. Zakir
K. Ugan- A. Temir), Maarif Basımevi, Ankara 1954.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme , C. XIII, (Türkçeleştiren: Z. Danışman),Yaylacık Matbaası, İstanbul
1969.
Giotein, Shelomo Dov ; ‘Al-Kuds’, EI, Leiden, E. J. Brill, 1978.
İbn Hurdazbeh, Ebu Kasım Ubeydullah b. Abdullah ; El-Mesâlik ve'l Memâlik , Leyden 1889.
İbn Haldun, Ebu Zeyd Abdurrahman ; Mukaddime, C. II, MEB., İstanbul, 1986.
İbn Havkal, Ebu'l Kasım Muhammed ; Kitabu'l Mesalik ve'l Memâlik , (Haz. J. H. Kramers), E.
J. Brill, 1938.
İbn Yahya, Şehabeddin Ebi'l Abbas Ahmed ; Mesalik el-Ebsar fi Memâlik el-Emsar (Tahkik:
Doratya Kedakolski), Tabu'l Evvel, Beyrut, 1403/1968.
İbn Kesir, Hadislerle Kuran-ı Kerim Tefsiri, C. 6, (Çev: B. Karlığa-B. Çetiner), Çağrı Yayınları,
İstanbul, 1988.
İbn Manzur, Cemaleddin ; Lisanu’l Arab, C. III, Beyrut, 1410/1990.
İplikçioğlu, Bülent : Eskiçağ Tarihinin Anahatları-I, Marmara Üniversitesi Yayınları, No:486,
İstanbul, 1990
Haksal, A. Haydar ; "Ah Kudüs", Yedi İklim, S.75/76. İstanbul 1996.
Hıfzı, Tarih u Fezail-i Kuds-i Şerif, İstanbul Ünv. Kütüphanesi,Nr: 86419.
Hlılıg, Matthras R. ; The Story of Jerusalem, F. A. Owen Publishing Company, 1919.
Kalkaşandî, Ahmed b. Ali ;Subhu’l A’şa fi San’atü’l İnşa, C. III, Tabu’l evvel, Beyrut/Lübnan
1407/1987.
Kudüs (Tarihî Belge), (Tercüme: Acar Tanlak), Yayınlayan: İslam Konferansı Teşkilatı
Kudüs Komitesi, Ankara, 1988
311
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2001 11 (2)
Little, D. P. “Relations Betwen Jerusalem and Egypt”, History and Historiography of the
Mamluk, Variorum Reprints,London 1986.
M., A. M. ; “Jerusalem “, The Jewish Encyclopedia, Newyork 1938.
Margoliouth, D. S. ; Caira Jerusalem Damascus, London-1969.
Nasır-ı Hüsrev, Sefernâme , (Çev.Abdülvahab Tarzi), MEB., İstanbul, 1950.
Sarı, Mevlüt ; Arapça - Türkçe Lügat, İstanbul, 1982.
Sami, Şemseddin ; Kamusu'l Alam, C.V, Mihrab Matbaası, İstanbul, 1314.
Strange, Guy Le ; Palestina Under The Moslems, Beyrut 1965, s. 84 .
Vasiliev, A A. ; History of the Byzantine Empire 324-1453, Vol. I, Washington-1954.
Von Svenhevin, Jerusalem, Leipzig, 1918.
Yılmaz, Saim : “İslam Tarihinde Kudüs”, Yedi İklim, S. 75/76, İstanbul 1996.
312
Download