çocuklarda kalp cerrah*s* sonrası *zlem

advertisement
KARDIYOVASKÜLER
CERRAHI’DE PEDIATRIK HASTA
TAKIBI
SIK KARŞILAŞILAN
PROBLEMLER
Uzm Dr. Faruk Ekinci
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Yoğun Bakım Bilim Dalı
Mart -2016
ANESTEZİ
AMAÇ



Postoperatif dönemde sürecin normal seyrinde devam
etmesini sağlamak
Morbidite ve mortaliteye yol açabilecek sorunlar ile
uygun ve etkin bir şekilde mücadele edebilmek
Etkin ve başarılı bir postoperatif dönem;
Operasyon öncesi süreç ile başlar;
Operasyon dönemiyle devam eder ve
Taburculuk ile son bulur.
DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI
-DKH’ı doğumda %1 civarında
-ABD’de yılda 40 000, Türkiye’de yılda 15 000 civarında
DKH’lı bebek doğmaktadır.
-Yarısına hayatının ilk yılında kalbine yönelik girişim
uygulanmaktadır,
-Bunların büyük bir kısmı yoğun bakım ihtiyacı duymakta,
-Bu hastalar ÇYB’a yatan hastaların %30-40’ı
RACHS-1 SINIFLAMASI

The Risk Adjusted classification for Congenital
Heart Surgery (RACHS-1)
- Paediatric Cardiac Care Consortium (PCCC) + Hospital
Discharge (HD)
- USA- 3 eyalet
- Risk skorlaması
- Uzamış hastane yatışı
Jenkins KJ, Gauvreau K, Newburger JW, Spray TL, Moller JH, Iezzoni LI. Consensus-based
method for risk adjustment for surgery for congenital heart disease. J Thorac Cardiovasc Surg
2002;123(1):110—8.
Risk kategori 1
Atrial septal defekt cerrahisi (secundum atrial septal defekt, sinus venosus
atrial septal defekt, patent foramen ovale kapatılması
Aortopeksi
Patent ductus arteriosus cerrahisi yaş >30 gün
Koarktasyon onarımı yaş >30 gün
Parsiyal pulmoner venöz dönüş anomalisi cerrahisi
Risk kategori 2
Aortik valvotomi veya valvuloplasti yaş >30 gün
Subaortik stenoz rezeksiyonu
Pulmoner valvotomi veya valvuloplasti
Pulmoner kapak replasmanı
Sağ ventriküler infundibulektomi
Pulmoner çıkış yolu genişletilmesi
Koroner arter fistül onarımı
Atrial septal defekt ve ventriküler septal defekt onarımı
Atrial septal defekt primum onarımı
Ventriküler septal defekt onarımı
Septal defekt onarımı
Fallot tetralojisi onarımı
Total pulmoner ven anomalisi onarımı yaş >30gün
Glenn şant operasyonu
Vasküler ring cerrahisi
Aorta-pulmoner pencere onarımı
Koarktasyon onarımı yaş ≤ 30 gün
Pulmoner arter stenozu onarımı
Ortak atrium kapama operasyonu
Sol ventrikülden sağ atriuma şant onarımı
Risk kategori 3
Aortick kapak replasmanı
Ross prosedürü
Sol ventriküler çıkış yolu yaması
Ventrikülomiyotomi
Aortoplasti
Mitral valvotomi veya valvuloplasti
Mitral kapak replasmanı
Triküspid kapak valvektomi, valvoplasti ve replasmanı
Risk kategori 3 devamı…
Fontan prosedürü
Ebstein anomalisinde triküspid kapağın yer değiştirilmesi yaş > 30 gün
Anormal koroner arter düzeltilmesi (Takeuchi) Semilunar kapak kapatma
Komplet atrioventriküler kanal onarımı
Pulmoner arter banding
Fallot tetrolojisi ve pulmoner atresi onarımı
Cor triatriatum düzeltmesi
Sistemik - pulmoner arter şantı
Atrial switch operasyonu
Arterial switch operasyonu
Annuloplasti
Koarktasyon ve ventriküler septal defekt onarımı
İntrakardiyak tümör ekzisyonu
Jenkins K, et al. Consensus-based
Risk kategori 4
method for risk adjustment for
Aortik valvotomi veya valvuloplasti yaş ≤ 30 g
surgery for congental heart disase.
Konno prosedürü
J Thoracic
Surg 2002;
Ventriküler septal defekt genişletilmesi ile tek ventriküllü
kompleks Cardiovasc
anomalinin düzeltilmesi
Total pulmoner ven anomalisi onarımı yaş < 30gün
110-118
Atrial septektomi
Rastelli operasyonu
Ventriküler septal defekt kapamasıyla beraber atrial switch operasyonu
Subpulmoner stenoz düzeltilmesi ile birlikte atrial switch operasyonu
Pulmoner arter band çıkarılmasıyla birlikte arterial switch operasyonu
Ventriküler septal defekt kapatılmasıyla beraber arterial switch operasyonu
Subpulmoner stenoz onarımıyla birlikte arterial switch operasyonu
Truncus arteriosus onarımı
Ventriküler septal defekt kapatılması olmadan hipoplastik veya interrupted ark onarımı
Transvers ark greft
Fallot tetrolojisi ve pulmoner atresi düzeltilmesi
Çift switch
Risk kategori 5
Neonatal Ebstein anomalisinde trikuspid kapak yer değiştirilmesi yaş ≤30 gün
Truncus arteriosus ve interrupted ark düzeltilmesi
Risk kategori 6
Hipoplastik sol kalp sendromunda 1. Derece düzeltme (Norwood operasyonu)
Hipoplastik olmayan sol kalp sendromunda 1. Derece düzeltme
Damus-Kaye-Stansel prosedürü
RACHS-1
SINIFLAMASI
.
1999-2003 arasında , 23
ülkeden 50 merkezden katılan
pediatrik kalp cerrahları tarafından
geliştirilmiştir.
ECHSA, STS, EACTS, CHSS
gibi uluslararası grupların
temsilcilerinin ortak çalışmalarını
içermektedir.
Kompleksite
derecesi
Puan aralığı
Seviye 1
1,5 – 5,9
Seviye 2
6 – 7,9
Seviye 3
8 – 9,9
Seviye 4
10 – 15
Seviye 5
15,1 – 20
Seviye 6
20,1 - 25
Preoperatif











Tanısı (ASD-VSD-TGA)
Anatomik yapı
Kalp boşlukları arasındaki ilişki
Kullandığı ilaçları
Pulmoner HT +/Enfeksiyon, Solunum yetmezliği
Operasyon Ne Zaman ?(Yenidoğan,infant,adolesan)
Nerede Yapılacak?(Ameliyathane ? YBÜ? Kateter
Salonu ?)
Nasıl Yapılacak? ( Acil ? Planlı?)
Neden Yapılacak ( Palyasyon ? Tam Düzeltme ?)
Kim tarafından (pediatrik KVC cerrahı? pediatrik
kardiyolog ?)
İntraoperatif-1

Kalp cerrahisi sırasında yaşanan olaylar
ameliyata giren kalp cerrahından doğrudan
öğrenilmelidir.






Hastaya uygulanan cerrahi yöntem
Kalp pompasında kalma süresi (bypass süresi (CPB))
Klemp süresi
Sirkulatuar (Kardiyak) arrest süresi
Ameliyat sırasında ritm bozukluğu,
Kardiyak arrest olup olmadığı
PEDİYATRİK KARDİYOPULMONER
BYPASS (KPB)
İntraoperatif-2



ECG monitörizasyonu
Vücut ısısı monitörizasyonu (özefageal-rektal-mesane)
özellikle açık kalp cerrahisi yapılan hastalarda
gerekirse ısıtıcı battaniyeler
SpO2 (Pulse okumuyor-hasta soğuk+ periferik VK?,
kardiyak output düşük?)
Arteriel line : TA monitörizasyonu+ arteriyel kan gazı
takibi
Tüm açık kalp ameliyatlarında, birçok kapalı kardiyak
girişimde
20-22G intraket, radial-posterior tibial-dorsalis pedisumblikal (YD’da)
brakial –iskemi riski??
son çare- femoral

İntraoperatif-3

Periferik damar yolu

CVK (CVP takibi, SvO2, yenidoğanlarda damar yolu sıkıntısı)




subklavyen/ femoral/ internal juguler
perkütan/USG eşliğinde
SvO2 takibi için kateter ucu s. vena cava’da
bazı operasyonlarda gerek yok (ASD, PDA ligasyonu, vasküler ring)
**Atrial kateter: R+L : CVP+LAP
gerekli mi??????????
2 major komplikasyon
1-kanama (özellikle çekildikten sonra, akut tamponad gelişimi!!!!!
2-Kateterin atrium içinden çıkarak perikarda geçmesi, progresif
tamponad gelişimi

LA kateteri tedavi için kullanma
LA kateter en çok sol sternum açık bırakılan vakalarda kullanılır
ve sternum kapatılırken (2-3 gün sonra) çekilmesi önerilir.
** Santini F, Gatti G, Borghetti V, et al. (1999) Routine left atrialcatheterization for the postoperative management of cardiac surgical patients: is
the risk justified? Eur J Cardiothorac Surg 16, 218–221.
İntraoperatif-4

Pulmoner arter kateteri:



ciddi PHT,
rezidü L-R şant ihtimali (multipl VSD),
rezidü RVOT obstrüksiyonu
Swan-ganz kateteri- subklavyen/internal juguler venden perkütan
yolla
YA DA intraoperatif direkt RVOT---PA
PAP ölçümü-CO ölçümü
48-72 saat içinde çek (göğüs tüplerini çekmeden önce!!! Kanama
takibi
Eskisi kadar tercih edilmiyor- çok invaziv (yerine transtorasik EKO)
İntraoperatif-5
NIRS
Rejyonel O2 satürasyon ölçümü---noninvazif
Serebral/somatik
*CO hakkında indirekt bilgi (değerler CO ile korele**)

Geçici pace-maker telleri (RA-RV anterior yüzünde
epikardiyuma sütürle)
sinus nod disfonksiyonu, tam blok, JET
Çekilirken tamponad!!
>7-10 gün süren blok varsa kalıcı pace-maker

*Ranucci M, Isgro G, de la Torre T, et al. (2008) Nearinfrared spectroscopy correlates with continuous
superior vena cava oxygen saturation in pediatric cardiac surgery patients.Paediatr Anaesth 18,
1163–1169.
**Kane JM, Steinhorn DM. (2009) Lack of irrefutable validation does not negate clinical utility of
nearinfrared spectroscopy monitoring:learning to trust new technology. J Crit Care 24, 472 e1–e7.
İntraoperatif-6
Göğüs tüpleri: vasküler ring onarımı ve PDA ligasyonu
hariç RUTİN
Plevral aralığa girilmediyse tek mediasten tüpü (anteriorsuperior) , girildiyse + plevral tüp
Saatlik KANAMA takibi

N/G tüp
mide dekompresyonu
Entübe hastada gastrik distansiyon,kusma ve ac’e
aspirasyonu önleme
Ekstübasyon sonrası çıkar.

İdrar sondası + (vücut ısısı sensörü)
Saatlik idrar çıkışı takibi
Renal perfüzyon değerlendirilmesi=CO

İntraoperatif-7
Kortikosteroidler
Post-op SIRS!!!
Özellikle CPB uygulanacak hastalarda sitokin salınımını
baskılamak
Dexamethasone 1mg/kg (max. 20mg)

POSTOPERATIF DÖNEM

Hızlı fizik muayene

Arteriyel ve venöz kan gazı

Akciğer grafisi

12-derivasyonlu EKG

Ekokardiyografi
POSTOPERATIF DÖNEM
Hızlı fizik muayene
 Siyanoz
 Ac’ler eşit havalanıyor mu
 ETT çap, uzunluk,
 Solunum sıkıntısı
 KDZ
 Entübe
değil- RM ile O2, CPAP
 Entübe MV’de
POSTOPERATIF DÖNEM
PAAC
 Ptx
 Hemotoraks
 atelektazi
 ETT yeri (trakeanın orta 1/3, karina 2-3 cm
üstü)
 Toraks tüplerinin lokalizasyonu
POST-OPERATIF YB’DA HASTANIN
ILK
DEĞERLENDIRILMESI
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Kalbin anatomisinin iyi bilinmesi ve fizyolojisinin iyi
anlaşılması
Kalp cerrahisi sonrası hemodinamik instabilitesi veya
düşük kardiyak debi sendromu(LCOS) olan hastalarda
rezidüel defekt olup olmadığını görüntüle (EKO)
Aortik perfüzyonu sürdür ve miyokardın iyi kasılır
durumda olmasını sağla
Önyükü ideal tut (atriyal şant dahil)
Ardyükü düşür
Kalp hızını, ritmini ve senkronizasyonunu kontrol et
Kalp akciğer ilişkisini ideal tut
Gereken hastalarda mekanik desteği düşün.
KALP CERRAHISI SONRASI MONITORIZASYON
ÖLÇÜMLER
Kalp
hızı, kan basıncı, intrakardiyak ölçümler
Pulse oksimetre (SpO2)
NIRS
EKG
ETCO2
Santral ısı ve ekstremite ısısı
Kan şekeri, iyonize Ca,
Arteryel kan gazları, pH ve laktat düzeyi
Akciğer grafisi, kalp ve akciğer alanları
Laboratuar incelemeleri, son organ fonksiyonları
Ekokardiyografi
CVP
İdrar çıkışı
BNP, Troponin I, CK-MB
Miks venöz oksijen satürasyonu (SVO2)
VE
POST-OPERATIF DÖNEM- AC
RM İLE O2, CPAP, MV’de entübe
 Üst havayolu ödemi- inhaler rasemik epinefrin,
heliox
 Volume kontrol/ basınç kontrol
 VT 10ml/kg, SS fizyolojik değerler
 Sedasyon + analjezi (dormicum +morfin)

hastanın MV uyumunu arttırır, PH krizleri önler

PH varsa
PO2>100 mm Hg,
 hafif resp. Alkaloz,
 24-48 saat sedasyon-analjezi±paralizi
 iNO

POST-OPERATIF DÖNEM- AC

Tek ventrikül fizyolojisi ve şant bağımlı akciğer
akımı




SpO2 75-80
Fazla ventilasyon pulmoner vasküler rezistansı azaltarak
pulmoner oversirkülasyona ve LCOS’a neden olur
Glenn şantı (superior cavo-pulmoner anastomoz)
hiperventilasyon serebral kan akımını azaltır, bu da VCS
ve dolayısıyla PA kan akımını azaltır= desatürasyon).
ılımlı hipoventilasyon (PCO2: 48-55 mm Hg)
Fontan prosedürü
pulmoner kan akımı pasif
düşük PIP, düşük PEEP, erken ekstübasyon
POST-OPERATIF DÖNEM- AC

En iyisi erken ekstübasyon

Ekstübasyon sonrası stridoru önleme


ekstübasyondan 6 saat önce Dekort 0.5 mg/kg, 6 Saat ara ile
toplam 4 doz
rasemik epinefrin ya da 0.25 mg adrenalin 0.1- 0.5 ml nebulize
POST-OPERATIF DÖNEM- KVS

Gögüs tüplerinden kanama takibi, gerekirse ES desteği

Hipotermi- ısıt (normotermi, hipertermi değil!!)

Hipertermi- soğut, parasetamol, ibuprofen) (SIRS?enfeksiyon???)

HİPOVOLEMİ- sıvı desteği (kristalloid, kolloid) (5-10 ml/kg >5-10
dk)

Hct>30 non-siyanotik, >40-45 siyanotik

Dikkat POLİSİTEMİ ( SVR ve PVR arttırır)

Erken dönem EKO
POST-OPERATIF DÖNEM- SIVI-ELEKTROLIT



idame sıvı tedavisi (hipovolemiyi önle)
Furosemid 3x 1 mg/kg
½ SF + %5 DX + 20 meq/L KCL
POST-OPERATIF DÖNEM- SIVI-ELEKTROLIT





Hipokalemi iv KCL 0.5-1 meq/kg >2 saat)
Hiperkalemi genelde ABY ile birlikte
Hiponatremi: genelde dilüsyonel
tdv diüretik ve sıvı kısıtlaması
<125 ise dikkat-konvülziyon
Hipernatremi: çok nadir
ABY
İV NAHCO3 tedavisine sekonder
Hipokalsemi: Ca glukonat 50-100 mg/kg (q6-8h)
POST-OPERATIF DÖNEM- SIVI-ELEKTROLIT

Metabolik asidoz:








Hiperkloremik
Low-cardiac output-laktik asidoz
RTA
NEC
Sepsis
İVH
Sodyum bikarbonat 1 meq/kg , 2 katına sulandır
Altta yatan hemodinamik bozukluğu tedavi et
POST-OPERATIF DÖNEM- HİPERGLİSEMİ
 Sıkı



glisemik kontrol
inflamasyon markerları azalmış
ybü yatış süresi daha kısa
mortalite daha az
POST-OPERATIF DÖNEM- RENAL SISTEM







İdrar çıkışı-saatlik
İnfant ve küçük çocuklarda >1cc/kg/saat
Komplex kardiyak cerrahi sonrası özellikle ilk 12-18 saatte
oligüri olabilir (LCOS’a bağlı)
ABY en sık sebep yetersiz renal perfüzyon—KARDİYAK
kökenli
Diürez için furosemid 0.5-1 mg/kg (q6-8h)(max 10mg/kg)
Furosemid inf 0.1-0.3 mg/kg/h
Spironolakton-tiazid-fenoldopam-bumetanid
POST-OPERATIF DÖNEM- NÜTRISYON






Ekstübasyon sonrası 6-12. saatte oral beslenme
Aort koarktasyonu sonrası beslenme: HT kontrol altına
alındıktan ve barsak sesleri normale geldikten sonra,
genelde post-op 48-72 saatte
KKY varsa su-tuz kısıtlaması
Fontan sonrası sıvı kısıtlaması
Oral beslenmede sıkıntı varsa TPN
Uzamış entübasyon varsa REE ölçümüne göre kalori
POST-OPERATIF DÖNEM- ENFEKSIYON
PROFILAKSISI




Yara yeri enfeksiyonu %2-5
Risk faktörleri: uzamış CPB, >3 eritrosit desteği
Sefazolin 50 mg/kg preop 30 dk
50-100 mg/kg/gün (q8h)
Klindamisin 3x10 mg/kg (penisilin allerjisi varsa)
POST-OPERATIF DÖNEM- ENFEKSIYON
PROFILAKSISI
POSTOPERATIF DÖNEMDE
KARŞILAŞILAN SORUNLAR
1- Düşük Debi Sendromu ( LCOS)
2- Pulmoner Hipertansif Kriz
3- Aritmi
4- Kanama
5- Enfeksiyon
6- Şilotoraks, hemotoraks
7- Sinir Yaralanması (özellikle frenik sinir hasarı)
8– Ekstübasyon Süresinin Uzaması
DÜŞÜK KARDIYAK DEBI SENDROMU (DKDS-LCOS)
•
Hastaların %25’inde ilk 6-12 saatte görülüyor.
Nedenleri:
•Rezidüel
veya tanımlanmamış defekt
•
Kardiyopulmoner bypass’a bağlı inflamatuar yanıt
•
Aortik klemplemeye bağlı olarak miyokardiyal iskemi
•
Hipotermi
•
Miyokardın yetersiz kasılması ( asidoz, iskemi-reperfüzyon, elektrolit bzk, ventrikülotomi,
miyokardı yeteri kadar koruyamama)
•
Ritm bozuklukları ve Kalp hızındaki değişiklikler
•Preload
azalması (hemoraji, fazla diürez, yetersiz sıvı replasmanı, tamponad)
•Afterload
artışı ( PH, periferik VK)
DÜŞÜK KARDIYAK DEBI SENDROMU
•BULGULAR:

Soğuk ekstremiteler/kötü perfüzyon

Hipotansiyon (normotansiyon+NIRS değişikliği!!!)

Taşikardi

Hipoksi

Metabolik Asidoz

Hiperlaktatemi/laktik asidoz

Kardiyomegali

Plevral efüzyon

Oligüri ve diğer son organ yetmezlikleri

düşük mix venöz saturasyon( < %60)

Periferik-santral ısı farkı >3 C
DKD/SIVI MIKTARININ AYARLANMASI
(PRELOAD)




Bypass sonrası kardiyak debi; önyük, ardyük,
miyokardiyal kontraktilite, kalp hızı ve ritm gibi bir
çok faktörden etkilenmektedir.
Bu parametrelerin hepsi değerlendirilmeli sorun olan
kısım düzeltilmelidir.
Sıvı tedavisi ön yükü arttırdığı için sıklıkla gereklidir,
ama sıklıkla uygun inotrop tedavisi sonrası ve ardyük
azaltıldıktan sonra uygulanmalıdır.
Atrium basıncı ve atrium basıncı artışına ventrikül
yanıtı mutlaka değerlendirilmelidir. (LAP>14-16
CO’a çok faydalı değil, CO>20 ac ödemi!!!)
DKD/SIVI MIKTARININ AYARLANMASI
(PRELOAD)
Hepatomegali?? Fontanel bombeliği?? Ac raller??
 Sıvı bolusları 5-10cc/kg, yavaş
 TOF, trunkus arteriozus: küçük ASD faydalı (R-L
şant)

DÜŞÜK KARDIYAK
DEBI/FARMAKOLOJIK DESTEK
Katekolaminler
 Tip III Fosfodiesteraz İnhibitörleri
 Tiroid Hormon
 Ard Yükü Azaltıcı İlaçlar

KATEKOLAMİNLER

Ön yüke yönelik tedavi yaklaşımları yeterli kardiyak debi
oluşturmak için sıklıkla yeterli değildir.

Yeterli kardiyak debi oluşturmak için farmakolojik ilaçlar
kullanılmakta

Sıklıkla ilk ilaç olarak dopamin 5-10mcg/kg/dk

Dobutamin, inotropik, vazodilatör

Epinefrin genellikle kan basıncını yükseltmek için

Arginin vazopressin nadiren, CPB sonrası dolaşımdaki
vazopresinin düşmesine bağlı dirençli vazodilatasyon
durumunda
KATEKOLAMINLER
Periferik Vasküler
Etki
Etken
Kardiyak Etki
Katekolaminler
Doz aralığı
(mcg/kg/dk)
α
D
β1
β2
Dopamin
2-4
4-8
>10
2-20
0
0
2-4+
1+
2+
2+
0
0
0
1-2+
1+
3-4+
0
1+
2+
1-2+
Splantik ve renal vazodilatatör, isoproteronolle kullanılabilir, doz
artımı ile birlikte α reseptör etkisi artar.
Epinefrin
0.03-0.1
0.2-0.5
2+
+4
0
0
2-3+
4+
2+
3+
β2 etkisi düşük dozlarda, anafilaksi ve ilaçlara bağlı toksik durumlarda
kan basıncını düzeltmek için en iyi ilaç.
Norepinefrin
0.1-0.5
4+
0
2+
0
Sistemik direnci arttırır, orta düzeyde inotropik, renal iskemiye
neden olabilir.
Fenilefrin
0.1-0.5
4+
0
0
0
Sistemik direnci arttırır, inotropi (-), renal
iskemiye neden olabilir, TOF’ta spell ataklarında
kullanılabilir.
İsoproteronol
0.05-0.5
0
0
4+
4+
Güçlü inotropik ve kronotropik etki, periferik vazodilatatör, ön yükü
azaltır, pulmoner vazodilatatör, az miktarda da taşikardi ve oksijen
tüketiminini arttırıcı etkisi vardır.
Fenoldopam
0.05-1
(çocuklarda
bilgi çok az)
Dobutamin
Düşük dozlarda kronotropi ve aritmi etkisi az, doza bağlı etkisi
dopmine benzer, kronotropik etkisi özellikle yenidoğanlarda olmak
üzere dopamine göre daha avantajlı.
Güçlü D1 agonist, az kronotropik ve inotropik etkisi var, böbrek kan
akımını artırıcı ve idrar çıkışını artırıcı etkisi var.
TIP III FOSFODIESTERAZ
İNHIBITÖRLERI

Milrinon kalp cerrahisi sonrası inotropik ilaç kullanımda önemli role
sahiptir.
Milrinon nonglikosidik, nonkatekolaminik inotropik, vazodilatatör ve
lusitropik özellikleri ile özellikle erişkinlerde kalp yetmezliğinde
kullanılmaktayken şimdi çocuklarda kullanımı hızla yaygınlaşmakta

Bu grup ilaçlar; hücre içine kalsiyum transportunu artırır, hücre içi
kalsiyum depolarının artmasını sağlar.

Miyokardın diyastolik gevşemesini arttırır (lusitropik etki), bunun
sistol sonrası kalsiyum geri alım hızını arttırarak yapar.

Milrinon ayrıca düşük dozlarda β-agonistlerle sinerjistik etkiye sahip


Kritik olan postoperatif yenidoğanlarda, milrinon kardiyak debiyi
arttırır, dolma basıncını düşürür ve pulmoner arter basıncını
düşürür.
MILRINONE





inotropik ve dilator
cAMP aracılığıyla
vazodilatasyon yapar
Adrenerjik reseptörlerle
etkileşime girmez
Doz aralığı: 0.3- 0.75
mcg/kg/dk
Endikasyon: Hem
inotropi hem de ard yük
azaltılmasına ihtiyaç
gösteren hastalar
-Her iki grubada milrinon Circulation 2003;107:9961002.;
tedavisi en az 35 saat verilmiş
-Hastalar 3 ile 30 arasındaki
mortaliteler açısından
karşılaştırılmış saat verilmiş
Arch Dis Child 2011;96:11801186
-Amiodaron
-Amiodaron/Lidokain
-Adenozin
-Kalp Pili
-Kardiyoversiyon/Defibrilasyon
TIROID HORMON


DKD’si olan hastalarda sıklıkla S ve TT3 düşük
Bu belirgin olan bir gözlem olup, T3 bioyolojik olarak aktif olan
tiroid hormonudur

TH desteği; kardiyak debiyi arttırır.

İnotropik ve periferik vazodilatatör


Çocuklarda kalp cerrahisi sonrası T3 desteği iligili bilgi çok az
TH; yararlı olduğu, hemodinamiyi düzelttiği, MV’dan ayrılmayı
kolaylaştırdığı düşünülmekte
Portman MA, et al. Circulation 2010;122:S224-233.
DIĞER ARD YÜKÜ AZALTICI İLAÇLAR




Nitroprussid; inotropik etkisi yok, güçlü vazodilatatör,
titre edilmesi ve doz ayarlanması kolaydır ve yarılanma
ömrü çok kısadır
Nitroprusside karaciğer ve böbrek yetmezliği olanlarda
siyanid ve tiosiyanid toksisitesi gelişme olasılığı
nedeniyle nitrogliserin kullanılabilir
Nitrogliserinin vazodilatatör etkisi daha az
ACE inhibitörleri daha çok uzun vadede KKY
tedavisinde
DIĞER ARD YÜKÜ AZALTICI İLAÇLAR







Nesritide: Natriüretik hormon sistemi vasküler tonus, diyastolik
fonksiyon ve sıvı dengesinin ayarlanmasında nörohormonal
düzenleyici sistemde önemli düzenleyici role sahiptir.
Fenoldopam; Yeni dopaminerjik ajan olup, sistemik hipertansiyon
tedavisinde kullanılmaktadır.
Böbrek kan akımını artırmaktadır.
Pozitif inotropik ve kronotropik etkisi yoktur fakat ard yükü
azaltarak ve idrar çıkışını arttırarak etkisini gösterir.
Levasimendan; Miyositlerin kalsiyum duyarlılığını arttırarak
ventriküllerin kasılmasını arttırır ve bu şekilde de periferik
vazodilatatör etkisini gösterir.
-Levasimendan kardiyak debiyi, kalbin atım hacmini arttırarak
yapar.
Diğer ilaçların yetersiz kaldığı, hipotansif ve taşifilaksik hastalarda
yardımcı tedavi olarak düşünülmelidir.
Çocuklardaki hemodinamik etkisi bilinmiyor.
KATEKOLAMIN DIŞI ILAÇLAR
Etken
Doz
Periferik Vasküler Etki
Kardiyak Etki
İleti Sistemi Üzerine Etkisi
Milrinon
Yükleme:50-75mcg/kg
İdame:0.251mcg/kg/dk
Sistemik
ve
vazodilatatör
Diyastolik gevşeme (Lusitropik
etki), güçlü inotropik
Minimal taşikardi
Klasiyum glukonat
50-100mg/kg/doz
Değişken,
yaşa
vazokonstriktör
İnotropik
bağlıdır.
Ca’
Sinü düğümünü yavaşlatır, AV
düşüm iletimini yavaşlatır.
Refleks taşikardiye neden olur.
Digoksin
30mcg/kg
Periferik
vasküler
direnci
arttırır (1-2+), etkisini direk
olarak vasküler düz kas üzerine
etki yapar.
İnotropik etki (3-4+); etkisini
direk olarak miyokard üzerine
yapar.
Sinüs nod hızını hafif yavaşlatır,
AV nodda iletiyi daha fazla
yavaşlatır.
Nitroprussid
0.5-5mcg/kg/dk
Vasküler düz kaslarda nitrik
oksit aracılığıyla gevşeme
yapar, pulmoner ve sistemik
vazodilatasyon yapar.
Kalbin ard yükünü azaltarak,
indirek olarak kardiyak debiyi
arttırır.
Nitrogliserin
0.5-10mcg/kg/min
Primer
venodilatör,
NO
donörü,
pulmoner
vazodilatasyona neden olur,
aortik CPB sonrası koroner
vazoreaktiviteyi arttırır.
Önyükü azaltır, ard yükü
azaltır,
miyokardın
duvar
gerilmesini azaltarak iş yükünü
azaltır.
Minimal
Vazopressin
0.003-0.02
Güçlü vazokonstriktör
Doğrudan etkisi yok
Bilinmiyor
Tiroid Hormon (T3) 0.05-0.1mcg/kg/dk
Vazodilatasyon
Pozitif inotropi
Taşikardi
0.01-0.03mcg/kg/dk
Nestritide
(Natriüretik peptid)
Natriüresis, çocuklarda bilgi az,
diüretik etkisi tartışmalı
Pozitif inotropik,
gevşeme
pulmoner
bağımlı,
(3+),
iyonize
diyastolik
DKB SENDROMUNDA
DIĞER STRATEJILER
Tam AV blok, uzamış interventriküler iletide ve
asenkronize kasılmalarda kalp pili (pace)
•
•Pozitif
ve negatif basınçlı ventilasyon
denenebilir.
•Hipertermiden
•Mekanik
kaçınılmalı ve hipotermiyi düşün
destek (ECMO, LVAD,BERLİN KALP
POMPASI)
DÜŞÜK KARDIYAK DEBI-ECMO



Kalp cerrahisi sonrası DKD hızlı bir şekilde
tanıması tanınması ve tedavisi YB
uygulamalarının merkezindeki konudur.
Bu stratejilerin uygun bir şekilde yapılması ve
farmakolojik tedavinin başarılı bir şekilde
yapılması ile birlikte son 20 yıldaki mortalitenin
belirgin azaldı .
Tüm bunlara rağmen ek olarak mekanik destek
uygulanması düzelme sürecinde köprü tedavi
olarak yararlıdır.
DOLAŞIMIN MEKANIK OLARAK
DESTEKLENMESI
ECMO endikasyonları:
1. Yetersiz
oksijen sunumu
 Düşük Kardiyak Debi Sendromu
 Kronik (kardiyomiyopati)
 Akut (miyokardit)
 Kardiyopulmoner bypass’tan ayrılamama
 Progressif postoperatif yetersizlik
 Pulmoner hipertansiyon
 Refrakter aritmi
 Kardiyak arrest
2. Derin siyanoz
 İntrakardiyak şant ve kardiyovasküler kollaps
 Akut şant trombozu
 Kalp hastalığının ağırlaştırdığı akut solunum yetmezliği
 Yenidoğanın diğer hastalıkları (Mekanyum aspirasyonu,
PPHN, pnömoni, sepsis, solunum sıkıntısı sendromu) tarafından
komplike olmuş konjestif kalp hastalığı,
ECMO
Berlin
P.
ECMO IÇIN KONTRAENDIKASYONLAR

Son dönem, geri dönüşsüz veya inoperable hasta

Ailenin canlandırma yapılmasını istemediği
hasta

Belirgin nörolojik veya son organ hasarı olan
hasta

Büyük organlarda kontrol edilemeyen kanama

Ağırlık ve boyut olarak normal dışı olan hastalar

Canlandırma sırasında damara ulaşılamama
AKUT PULMONER HIPERTANSIF KRIZ

Sistolik PAP > %50 sistemik tansiyon

PVR’de ani yükselme
RV yetmezliği


LVEDP ve LA basıncı artış
“Düşük kalp debisi”
spO2 ani düşme
AKUT PULMONER HIPERTANSIYON




Hastalarda perioperatif dönemde pulmoner vasküler direncin
artmasına eğilimli
Bu durum postoperatif dönemin komplike geçmesine neden olur.
Kalp cerrahisi sonrası alttaki patofizyolojiye bağlı olarak PHT
sıklıkla aktif veya geri dönüşlü pulmoner vazokonstriksiyona
bağlı olur,
Pulmoner kan akımını azaltacak mekanik bir obstrüksiyon
açısından incelenmeli
KALP CERRAHISI SONRASI PULMONER
VASKÜLER DIRENCIN ARTMA NEDENLERI
•
Pulmoner vasküler endotelyal disfonksiyon
•
Mikroemboli
•
Pulmoner lökostazis
•
Aşırı tromboksan üretimi
•
Atelektazi
•
Hipoksiksik pulmoner vazokonstriksiyon
•
Adrenerjik olaylar
70
80
60
70
50
60
40
50
30
40
20
30
20
10
10
0
1
2
3
4
PCO2 öncesi
5
6
7
0
8
1
2
3
4
5
6
7
8
PCO2 kriz
NIRS öncesi
NIRS kriz
120
100
80
60
40
20
1
2
3
4
5
6
7
8
0
1
PAB önce
PAB sonra
Tansiyon önce
Tansiyon sonra
2
3
4
Önce
5
6
Kriz
7
8
KALP CERRAHISI SONRASINDA PULMONER
HIPERTANSIYON TEDAVI STRATEJILERI
Destekle
Kaçın
Anatomik defekt ara
Rezidüel anatomik defekt
Sağdan sola şanta izin ver (güvenlik valvi)
Sağ kalp yetmezliğinde atrial septumun intakt
olması
Sedasyon /analjezi
Ajitasyon/ağrı
Hafif hiperventilasyoni hipokapni
Respiratuar asidoz,hiperkapni
Orta düzey alkaloz
Metabolik asidoz
Yeterli oksijenizasyon
Alveoler hipoksi
Normal akciğer hacmi
Atelektazi/havalanma artışı
Optimal hematokrit
Aşırı hematokrit
İnotropik destek
Düşük debi ve düşük koroner perfüzyon
Vazodilatatörler
Vazokonstriktör/ard yükü arttıran ilaçlar
Normotermi
Hipertermi
PULMONER ARTER
VAZODILATATÖRLER
Çok sayıdaki IV vazodilatatörler PHT’u olan hastalarda etkisi
değişkendir.

Eski tip (tolazolin, fenoksibenzamin, nitroprussid veya
isoproteronol) vazodilatatörlerin selektivitesi ve belli bir etkinliğe
ulaşması yeterli değildir.

Prostasiklin, pulmoner dolaşımda selektif vazodilatasyon
yapar, yüksek dozlarda hemodinamik olarak stable olmayan
hastalarda hipotansiyona neden olabilir.

Prostasiklin, ağır primer PHT’da ayaktan tedavide


Endotelin blokerleri

Trombaksan inhibitörleri

İnhale nitrik oksit (NO)
PHT/INO
Selektif pulmoner vazodilatatördür,
 İnhaler olarak gaz halinde alındıktan sonra
alveollerden pulmoner damar düz kaslarına
direkt etki eder.
 İnhale olarak tedavi uygulanması nedeniyle
sadece ventile olan akciğer alanlarında olma
eğilimindedir.
 İnhale NO çok nadiren hipotansiyon yapabilir.

INO

Yoğun bakımlarda post-op iNO kullanımı
yaygındır.
 Doz:
5-40 ppm (etkin dozu ayarla)
 Yan
etki: MetHb
 En etkili olduğu durumlar: Total
pulmoner venöz dönüş anomalisi, konjenital
mitral stenoz ve diğer pulmoner venöz dönüşün
arttığı pulmoner HT durumlar
PHT/SILDENAFIL


Eğer NO kesilme sırasında sorun yaşanacağı düşünülüyorsa veya
yaşanıyorsa, fosfodiesteraz V inhibitörü sildenafil başlanabilir.
Sildenafil oral veya IV verilebilir, selektif pulmoner
vazodilatasyon etkisi birlikte az miktarda sol atriyum ve sol
ventrikül ard yükünü azaltıcı etkisi var.
TEDAVI
Nitrik Oksit
İlioprost

Prostasiklin analoğu

cGMP ile vazodilatasyon

Güçlü VD, vasküler
proliferasyonu ve trombosit
agregasyonunu inhibitörü

20-40 ppm aralığında

Hipotansiyon yaratmaması ve
intrapulmoner şantı
arttırmaması avantajıdır.
Geçici trombositopeni ve
methemoglobinemi
Kesilme sırasında rebound PH
riski vardır. Bu etki sildenafil ile
önlenebilir.


IV ( 0,5-4 nanogram/kg/dak)
veya inhaler

Hipotansiyon ,flushing

KANAMA









%1-2
Sebepler: heparinizasyon, trombositopeni, pompaya
bağlı pıhtılaşma faktörlerinin kaybı,DİK
DİK-uzamış LCOS’da, post-op sepsis
PLT>50.000/ mm3
Heparin vs protamin
3 saat boyunca devam eden >3cc/kg/h ya da 1 saat
boyunca >5cc/kg kanlı drenaj varsa----reeksplorasyon
Sütür yerlerinden kanama-fibrin glue
TDP, kriyopresipitat
Rekombinant aktive faktör 7
KALP TAMPONADI
Küçük infantların mediastiunumları; mediastene dren tübü
konması ve ön perikardium rezeke edilmesine rağmen göğüs
kapandıktan sonra kalbe bası yapabilir ve kalp tamponadı her
zaman görülebilir.
•
Tamponada bağlı kardiyovasküler kollaps gelişmeden önce
tamponadın uyarıcı işareti sıklıkla belirsizdir (daha önce
kanaması olan bir hastanın dreninden gelenin aniden azalması?)
•
Göğüs kapatılması sonrası hastanın ventilasyon ve ritmi
normalken hemodinamik kötüleşme gelişiyorsa ilk önce
tamponad düşünülmelidir.
•
Bulgular: Taşikardi, sıvı tedavisine dirençli hipotansiyon, dar
nabız basıncı ve kalbin sağ ve sol tarafında yüksek dolum
basıncı, boyun venlerinde dolgunluk
•
KALP AKCIĞER ETKILEŞIMI




Kalp cerrahisi sonrası solunum mekanikleri ve pozitif
basınçlı ventilasyon hemodinamiyi etkiler.
Kalp cerrahisi sonrası, mekanik ventilasyon
parametreleri değerlendirirken sadece kan gazı ile
değil ayrıca kardirespiratuar etkileri olarak
değerlendirilmelidir.
Akciğer hacmi değişimleri en büyük etkisi pulmoner
vasküler direnç üzerine etki eder.
Akciğerin hipoinflasyonu hem de hiperinflasyonu
pulmoner vasküler direnci arttırır.
KALP CERRAHISI/ İDEAL PEEP

PEEP tartışmalı konu

Daha önce PEEP’in gaz değişimine pozitif etkisi olmadığı
ve havayolu basınıcını arttırdığı düşünülmekteydi

Ancak PEEP, FRK’yi arttırmakta, akciğer recruitment’ini
sağlar ve akciğer sıvısının alveol septalarından daha fazla
kompliyansı olan perihiler bölgelere geçişini sağlar.

Bu her iki etkisi ile gaz değişimini sağlar ve pulmoner
vasküler direncin düşmesini sağlar.

Kalp cerrahisi sonrası dikkatli bir şekilde PEEP
kullanılmalıdır.
FONTAN DOLAŞIMINDA MV




Yüksek PEEP değerleri sağ ventrikülün ard yükünü
arttırarak, sağ ventrikülün dolaşımını olumsuz etkiler.
Bu özellikle Fontan dolaşımı için geçerlidir, normalde 3-5
cmH2O PEEP değeri hemodinamik olumsuz etkileri
olmadan yeterli FRK oluşması ve akciğer sıvısının yer
değişikliği için yeterlidir.
Fontan ameliyatı için ideal olan spontan solunumun
sürdürülmesi, negatif pleural ve intratorasik basınç ile
sistemik venöz dönüşün artmasına yardımcı olurlar.
Fontan dolaşımında postoperatif birkaç saat içerisinde
ekstübasyon düşünülmelidir.
ARITMILER






Önemli mortalite ve
morbidite nedenidir.
insidansı %15-50 arasında
Küçük yaş,
Uzun kardiyopulmoner
bypass
derin hipotermi
yüksek doz inotrop
(Dopamin)
JUNCTIONAL ECTOPIK
TAŞIKARDI
 Soğutma
 İnotrop

azaltılması
Amiodaron 10-15
mg/kg/gün( dextroz
içinde)
 Overdrive
pace
FRENIK SINIR HASARI

Frenik sinir parezisi, paralizisi

Frenik sinir hasarı genellikle solda ve tekrar ameliyat
olanlarda

Ventilatör ayarlarında azaltma (weaning) sırasında CO2
artışı

Akciğer grafisi: bir taraf diyaframın belirgin yukarıda

USG veya floroskopi ile diyaframda paradoks hareketler

Düzelmeyen hastalarda cerrahi tedavi düşünülmelidir.
ŞILOTORAKS



Operasyon sırasına duktus torasikus veya lenf
damarlarının yaralanması
drenaj sıvısında artmış trigliserit düzeyi
(>100mg/dL), lenfosit hakimiyeti (>1000 lökosit, >%70
lenfosit) varlığı ve plevral sıvıda üreme olmaması
Tedavide:
*uzamış tüp drenajı,
*diüretik,
*Yağdan fakir veya orta zincir trigliserid (MCT)
içeren diyet
*beslenme kesilip, total parenteral beslenme
*kimyasal plörodez, duktus torasikus ligasyonu
veya diyafram fenestrasyonu
*oktreotid (somatostatin anoloğu) (0.5-10
mcg/kg/h)
KALP CERRAHISINDE AKCIĞER



Plevral efüzyon ve asit; Fontan ameliyatı ve sağ
ventrikülotomi (TOF, turunkus arteriosus) yapılan
hastalarda sağ ventrikül disfonksiyonu geliştiğinde
görülebilir.
Bölgesel olarak venöz basıncın artmasına bağlı lenfatik
drenajın venöz dolaşıma dönmesinin engellemesine bağlı
Plevral boşluk veya peritoniumda sıvı bulunması ve
instestinal distansiyon gelişimi gaz değişimini olumsuz
etkiler.
ERKEN EKSTÜBASYON

Kalp cerrahisi sonrası erken ekstübasyonu yeni bir
kavram değil

Kalp cerrahisi sonrası erken (ilk 4-8 saat içinde)
ekstübasyon sıklıkla önerilmekte

Mümkün olduğunca hasta bir geceyi entübe
geçirmemeli ??


Erken ekstübasyon ile hastaların bakımlarında
sıkıntı olmadığı, re-entübasyonun yüksek olmadığı,
hemodinamik instabilite olmadığı düşünülmektedir.
Bu kavram, hastanın post-operatif ilk 24 saate
taburcu edilmesine kadar gitmiştir.
ERKEN EKSTÜBASYONU ETKILEYEN
FAKTÖRLER
Hasta ile ilgili faktörler
-Yenidoğan ve infantlarda kalp ve akciğer rezervlerinin düşük olması
-Spesifik kalp hastalıklarının patofizyolojisi
-Kalp cerrahisi ve postoperatif bakımın zamanlaması
Anestezik faktörler
-Premedikasyon
-Hemodinamik stabilite ve rezerv
-Bypass sırasında ilaç dağılımı ve idamesi
Cerrahi faktörler
-Cerrahisinin süresi ve kompleksliği
-Rezidüel defekt
-Sütür alanının kanama ve korunmasındaki riskler
Bypass ile ilgili
-Hipoterminin derecesi
-Miyokardiyal koruma
-İnflammatuar cevabın düzenlenmesi ve reperfüzyon hasarı
Postoperatif uygulamalar
-Miyokard fonksiyonu
-Kalp-akciğer etkileşimi
-Nörolojik düzelme
-Analjezi uygulamaları
SANTRAL SINIR SISTEMI



Nörolojik etkilenme daha çok kalp cerrahisinden
hemen sonra olan olaylarla ilişkilidir.
Özellikle CPB, derin hipotermi ve sirkülatuar
arrest beyin hasarında önemli nedenlerdir.
Hipotermik kardiyopulmoner bypass sırasında
çok sayıda perfüzyon değişkenleri beyin
hasarının gelişimini etkilemektedir.
SSS ETKILENME IÇIN RISK
FAKTÖRLERI
 Toplam
bypass süresi ve vücut soğutma
miktarı
 Vücut soğutması sırasında pH’ değişimleri
ve tedavi gerekesinimi
 Sirkülatuar arrest süresi
 Oksijenaratör tipi
 Arteryel filtrasyonun olup olmaması
 Hipoterminin derinliği
SANTRAL SINIR SISTEMI
•Nöbet,
çocuklarda kalp cerrahisi sonrası en sık görülen
nörolojik etkilenmedir
•Nörolojik
etkilenme %4-25 arasında değişmekte
•Nöbet
gelişirse tedavide benzodiazepamlar,
fenobarbital ve fenitoin
•Bunun
dışında beyin koruyucu tedavi ilkeleri genel
olarak burada da geçerlidir.
AKUT RENAL HASAR
•Risk
faktörleri;
• Preoperatif böbrek yetmezliği,
• Uzamış bypass süresi,
• Düşük kardiyak debi ve kardiyak arrest
• Nonpulsatif akım (kardiyopulmoner bypass
sırasında)
• Anjiotensin II aracılı renal vazokonstriksiyon
• Renal tubul epitelinde geciken iyileşme
• Postoperatif sepsis ve nefrotoksik ilaç kullanımı
AKUT BÖBREK HASARI
•Sıvıyı
ilk 24 saat içinde CVP’ye göre ayarla
•CVP’ye
göre sıvının %50’sine kadar düşürülübilir, idameden
daha fazla da verilebilir.
Yenidoğan ve infantlarda ilk 24 saat içinde oligüri sıklıkla
karşılaşılır, nedeni düşük kalp debisi ve nörohormonal
mekanizmalardır.
•
•Postoperatif
erken dönemde diüretik kullanımı sıklıkla
olmakla birlikte nörohormonal etkiler idrar çıkışı üzerine
daha güçlü etkilidir.
•Bu
dönemde ilaç ve sıvılarla yeterli kalp debisine ulaşma
diürezi sağlamada önemlidir.
AKUT BÖBREK HASARI
•Volüm
yükü
•Oligüri
•Böbrek fonksiyonlarında bozulma
•Hiperkalemi
•Metabolik asidoz
PD, HD, CVVHDF
•Akciğer ödemi
•Asit nedeniyle MV ihtiyacının uzaması
•Sıvı kısıtlanması nedeniyle yeterli
kalori alamayan hastalar
Ann Thorac Surg 2011
-5 yıl, 1510 kalp cerrahisi
-181 (%31.) ABH oluşmuş
-55 (%3.6) hasta eksitus
-ABH olan grupta mortalite %5.2 iken, kontrol
grubunda mortalite %2.7 bulunmuş (p=0.09)
-ABH’ı olan grupta DKD daha yüksek
-Enfeksiyon, MV’da kalış süresi ve YB’da kalış
süresi ABH’ı olan grupta daha yüksek.
TOTH R, ANN THORAC SURG, 2011
GİS





Kalp cerrahisi sonrası yeterli kalori alımı çok önemli
Erken postoperatif dönemde hastalar hiperkataboliktir ve
yeterli kalori alımı için TPN düşünülmelidir
Çocuk ve erişkinlerde kalp cerrahisi sonrası üst GİS
kanama ve ülser oluşumu gözlenebilir
H2 reseptör blokerlerinin, sükralfat veya oral antiasitlerin
etkinliği ile ilgili sınırlı bilgi vardır
Kalp cerrahisi sonrası karaciğer yetmezliği görülebilir
(özellikle Fontan ameliyatı )
SIRS/ENFEKSIYON

Post-op SIRS; CPB’a bağlı kompleman ve diğer
inflamatuar mediatörlerin salınımına bağlı olur.

Ateş (<38.50C (R)) sık karşılaşılır,

3-4 gün sürebilir ve sıklıkla enfeksiyona bağlı
değildir.

Çok sayıda kullanılan invaziv alet enfeksiyon için
risk

Mediastenit
HIPERGLISEMI




Kalp cerrahisi sonrası hiperglisemi sıklıkla karşılaşılan bir
durumdur
Kalp cerrahisi sonrası üst sınır 125 kabul edilirse
hastaların %97’sinde, üst sınır 200 kabul edilirse
hastaların %78’inde en az bir kez yüksek
Kalp cerrahisi sonrası hastaların hiperglisemide kalma
süresi tek başına bağımsız ve güçlü bir morbidite ve
mortaliteyi arttıran bir faktör olarak görülmektedir
Çocuklarda kalp cerrahisi sonrası insülinle kan şekeri
kontrolü mortaliteyi, yoğun bakımda kalış süresini,
inflamatuar belirteçleri azalttığı gösterilmiştir
SONUÇ-1

Post-op EKO ile anatomi tam olarak düzeltildiği gösterilmelidir.

Kalp debisi CPB sonrası sıklıkla 6-12 saat arasında düşer.



Erken dönemde milrinon başlanması, DKD sendromu gelişme
olasılığını düşürür.
Fallot tetralojisinde olduğu gibi sağ ventrikül hipertrofisi ve
diyastolik disfonksiyon restriktif fizyoloji ile giden durumlarda
yeterli kalp debisi oluşturmak için yüksek sağ ventrikül basıncı
gerektirir.
Bu hastalarda karaciğerde konjesyon, anazarka tarzında ödem,
plevral efüzyon ve asit gelişmesine eğilimlidir.
SONUÇ-2
•Kalp
cerrahisi sonrası pulmoner hipertansiyon tedavisinde inhale NO
kullanımı önemli rol oynar.
•Kalp
cerrahisi uygulanan hastalarda post-operatif hiperglisemi sıklıkla
karşılaşılır, olması ve tedavi edilmemesi durumunda morbidite ve
mortaliteyi arttırır. Dikkatli bir şekilde kan şekeri kontrolü sonucu
olumlu etkiler ancak, iatrojenik hipoglisemi gelişminden de
kaçınılmalıdır.
•Bidireksiyonal
cavopulmoner anastamozlar sonrası hipoksemi kardiyak
debiun düştüğünün bir işaretidir, inhale NO’e yanıtı kötüdür. Bu
durumda venöz kan dönüşünü artırıcı manevralar yararlı olur. Bu
manevralar ise; başın kaldırılması (elavasyonu) ve kontrollü
hipoventilasyon/hafif hiperkapni uygulanmasıdır.
•Fontan
ameliyatı olan hastalarda pozitif basınçlı MV’dan hızlıca hastayı
ayırmak yararlı olacaktır. Çünkü, spontan solunum pulmoner kan
akımını, arteryel oksijen satürasyonunu ve ventriküler önyükü arttırır.
Download