Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı ile Ahmet Davutoğlu’nun Medeniyetler ve Şehirler Adlı Eserlerinde Kudüs ve Medine Cumhuriyet döneminin önemli yazarlarından olan Falih Rıfkı Atay, Birinci Dünya Savaşı sırasında Cemal Paşa’nın yanında Suriye bölgesinde görev yaptığı yıllara dair hatıralarını Zeytindağı isimli kitabında anlatır. Bu hatıralarda Kudüs’e, Medine’ye ve burada yaşayan Arap halkına dair dikkat çekici yorumlar yapan Falih Rıfkı’nın çok uluslu Osmanlı Devlet’inden ulus devlete geçişte dönemin ideolojik yapısına uygun olarak anılarını şekillendirdiği düşünülebilir. Savaşın sonunda, uzun yıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin idaresi altında kalan topraklardan ve halklardan ayrılış, hüzün, kırgınlık ve kızgınlığın birbirine geçtiği bir ruh hâlini de beraberinde getirmiştir. İslam âleminin en önemli şehirlerinden Kudüs ve Medine, Zeytindağı’nda kutsallıklarından uzak bir şekilde yansıtılırken, neredeyse tamamen olumsuz çizilen Arap imajı da eserde bu şehirlerin ve bölgenin değişmez insan portreleri olarak karşımıza çıkar. Aradan geçen yaklaşık bir asırlık bir zaman diliminin ardından siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü olan, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı yapan Ahmet Davutoğlu’nun Medeniyetler ve Şehirler isimli eserinde Kudüs ve Medine bu defa tamamen farklı bir bağlam ve yorumla okurlarla buluşur. Davutoğlu eserinde, İslam medeniyeti içindeki önemli konumları ve kutsallıklarıyla ele aldığı iki şehrin, kendisinin varoluş idraki üzerindeki etkilerini de sergiler. Zetindağı’nda “harap ve pis bir çöl köyü” olarak anlatılan Medine, Medeniyetler ve Şehirler’de “insanlığı aydınlatan ilahî nurun tecessüm ettiği şehir” olarak çizilir. Falih Rıfkı’nın, “Floransa ne kadar bizden değilse Kudüs de o kadar bizim değildir” diyerek ötekileştirdiği şehir ise Davutoğlu’nun ruhî bütünleşme yaşadığı bir mekândır. Bu çalışmada, Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı ve Ahmet Davutoğlu’nun Medeniyetler ve Şehirler adlı eserlerinde ortaya konan Kudüs ve Medine şehirlerine ait imgeler, karşılaştırmalı bir bakış açısı ile ele alınıp incelenecektir. İslam’ın bu iki kutsal şehrine yönelik bir yüzyıl içinde farklılaşan algı ve söylem yorumlanmaya gayret edilecektir. Anahtar Sözcükler: Kudüs; Medine; Anı; Zeytindağı